MMUN S STEM BASKILANANLARDAK BARSAK PARAZ TOZLARI ÖZET SUMMARY. Parasitic Infections in Immune Deficient Cases



Benzer belgeler
Paraziter diyare tedavisi

Prof.Dr.Ali Öner İstanbul Tıp Fakültesi Parazitoloji Bilim Dalı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

OLGULARLA KLİNİK PARAZİTOLOJİ

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN

ÖZEL YÖNTEMLERLE SAPTANAN PARAZİTLER. Prof. Dr. SİBEL ERGÜVEN. H.Ü.T.F Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Akut ishal: ani başlar ve kısa sürer, Kronik ishal: birkaç günden uzun sürer, Tekrarlayan ishal: aralıklı olarak iyileşip tekrarlayan ishaldir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.


D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERDE AĞIR METAL SAFSIZLIKLARINA İLİŞKİN KILAVUZ

Olgularla Parazitoloji. Doç. Dr. Gülay ARAL AKARSU Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Bilim Dalı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

DEZENFEKSİYON TEKNİK TEBLİĞİ

İNTESTİNAL SİSTEME YERLEŞEN FIRSATÇI PROTOZOONLAR

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

KULLANMA TALĐMATI. HYDREA 500 mg Kapsül, 100 kapsüllük şişelerde kullanıma sunulmaktadır. Her kutuda bir şişe vardır.

Biberiye Eter Yağı. Biberiye Eter Yağı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:..

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

HIV -Diğer Paraziter ENFEKSİYONLAR

ÖNEMİ ARTAN VE YENİ BAĞIRSAK PARAZİTLERİ SİBEL ERGÜVEN. H.Ü.T.F Tıbbi Mikrobiyoloji AD

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Barsak parazitozları. Dr. Recep ÖZTÜRK İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca;

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz. Çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 3. FARMASÖTİK FORMU Film tablet Beyaz ile beyazımsı renkte, yuvarlak, konkav film tabletlerdir.

2015 OCAK ÖZEL SEKTÖR DI BORCU

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

STRONGYLOIDES STERCORALIS VE ENFEKSİYONLARINA GENEL BAKIŞ

KULLANMA TALİMATI. ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KULLANMA TALİMATI. PRENT Film Kaplı Tablet. Ağız yoluyla alınır.

RHEOMACRODEX damar içi yoldan uygulanan berrak, renksiz bir çözeltidir.

Kemik İliği Transplant Hastalarında Encephalitozoon intestinalis ve Enterocytozoon bieneusi Varlığının IFA-MAbs Yöntemiyle Araştırılması

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Elma ve armutta ateş yanıklığı (Erwinia amylovora)

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Kemoterapi Alan Kanserli Hastalarda Encephalitozoon intestinalis ve Enterocytozoon bieneusi Prevalansı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE ÖNEMİ ÇEVRE VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ İLE İLİŞKİSİ. Gürbüz YILMAZ Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNĐTE 1 : VÜCUDUMUZDA SĐSTEMLER (MEB)

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

KULLANMA TALİMATI. PARKİPEX 1.0 mg tablet Ağız yoluyla alınır.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

Araştırma Notu 15/177

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır.

Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği. Polimer Malzemeler. Polikarbonat (PC)

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Prioderm losyon prospektüsü

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

Son kullanma tarihi geçmiş ancak hiç kullanılmamış invazif aletleri yeniden sterilize edip kullanabilir miyiz?

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

KULLANMA TALİMATI. ROTARIX Oral süspansiyon için liyofilize toz içeren flakon Rotavirüs aşısı, Canlı Ağız yoluyla uygulanır.

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Döküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Yrd. Doç. Dr. Saygın ABDİKAN Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ JDF329 Fotogrametri I Ders Notu Öğretim Yılı Güz Dönemi

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Transkript:

ANKEM Derg 2006;20(Ek 2):177-181. MMUN S STEM BASKILANANLARDAK BARSAK PARAZ TOZLARI Ülgen Zeki OK Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, MAN SA okulgen@superonline.com ÖZET mmun sistemi baskılanan olgularda görülen diyarenin en sık nedenleri paraziter infeksiyonlardır. Bu infeksiyonların en sık etkenleri Cryptosporidium spp., Microsporidia, Isospora belli, Cyclospora cayatensis, Blastocystis hominis ve Strongyloides stercoralis tir. Anahtar sözcükler: Blastocystis hominis, Cryptosporidium spp., Cyclospora cayatensis, Isospora belli, Microsporidia, Strongyloides stercoralis SUMMARY Parasitic Infections in Immune Deficient Cases The most frequent causes of the diarrhea in immunodeficient host are parasitic infections. The most frequent parasitic agents are Cryptosporidium spp., Microsporidia, Isospora belli, Cyclospora cayatensis, Blastocystis hominis and Strongyloides stercoralis. Keywords: Blastocystis hominis, Cryptosporidium spp., Cyclospora cayatensis, Isospora belli, Microsporidia, Strongyloides stercoralis Diyare, immun sistemi baskılanmı ki ilerde önemli bir sorun olarak kar ımıza çıkmaktadır. Bu ki ilerde diyare etkeni olarak birçok patojen saptanabilirken, protozoonlardan Cryptosporidium spp., Microsporidia, Isospora belli, Cyclospora cayatensis, Blastocystis hominis, helmintlerden Strongyloides stercoralis ön plana çıkmaktadır. KR PTOSPOR D OS S Kriptosporidiosis (cryptosporidiosis) ba ta AIDS hastaları olmak üzere immun sistemi baskılanmı olgularda, özellikle de geli mekte olan ülkelerde, en sık diyareye yol açan infeksiyonlardan biridir. Ülkemizde kemoterapi gören ishalli olgularda % 17 (32) ; hemodiyaliz, böbrek transplantasyon ve çocuk onkoloji olgularının olu turdu u üç hasta grubunda ortalama % 25.9 (22,24,25), kronik böbrek yetmezliklilerde % 19.1 oranında (8) kriptosporidiosis saptanmı tır. Kriptosporidiosis içme suyuyla, insandan insana direkt yolla, gıdalarla, seksüel yolla, hava yoluyla veya artropodlarla bula abilir. ntestinal kriptosporidiosis; asemptomatik ta ıyıcı, akut sınırlı, kronik ve fulminant infeksiyon eklinde dört farklı klinik tablo ile kar ımıza çıkabilir. En önemli klinik özelli i diyaredir. Diyare karakteristik olarak bol ve su gibidir; müküs içerebilir. Bu tabloya sıklıkla kilo kaybı da e lik eder. Daha az sıklıkla karın a rısı, bulantı, kusma ve 39ºC altında ate görülebilir. AIDS hastalarında sıklıkla uzun süren ve ya amı tehdit eden infeksiyon, ba ı ıklı ı sa lam bireylerde kısa sürer ve kendili inden tamamen iyile me ile sonuçlanır. Ba ı ıklı ı baskılanmı hastalarda safra kesesi ve yollarını da tutabilir. Parazitoloji laboratuvarına gelen tüm dı kılarda Cryptosporidium aranması genelde önerilmemektedir, ancak bazıları tüm diyareli hastalarda, bazıları tüm ba ı ıklı ı baskılanmı hastalarda, bazıları ise yalnızca semptomatik ba ı ıklı ı baskılanmı hastalarda Cryptosporidium'a yönelik ara tırmaların yapılmasını önermektedir (4).Tanıdaençok kullanılan boyama yöntemleri aside dirençli, floresan ve immun floresan boyama yöntemleridir (4). Son yıllarda kriptosporidiosis tanısında yüksek duyarlılı ı ile polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi de klinik örneklerin incelenmesinde kullanılmaktadır. Ba ı ıklı ı sa lam bireylerde infeksiyon 1-2 hafta içinde kendili inden geçer. Ancak ba ı ıklı ı baskılanmı hastalarda ve özellikle AIDS te ilaç sa altımına gerek duyulabilir. 177

Parenteral beslenme ve rehidrasyon sa altımın omurgasını olu turur. Bazı olgularda immun sistemi baskılayan ilaçların kesilmesi ile infeksiyon ortadan kalkabilir. Uzun süreli dü ük doz azitromisinin AIDS ve kronik kriptosporidiosisli olgularda önemli klinik ve parazitolojik düzelme sa ladı ı bildirilmi tir (7). Ayrıca, dört hafta boyunca günde iki kez 300 mg roksitromisin sa altımının AIDS li ve kriptosporidiosisli olgularda yüksek oranda ba arılı oldu u bildirilmi tir (29). Üç gün boyunca günde iki kez 100 mg nitozoksanid sa altımı ile HIV-seronegatif çocuklarda klinik ve parazitolojik düzelme sa lanırken, HIV-seropozitif çocuklarda bu ilaç etkisiz kalmı tır (1). M KROSPOR D OS S Mikrosporidiosis (microsporidiosis) Microspora filumu altında yer alan, geni bir konak seçicili i gösteren çe itli Microsporidium türlerinin olu turdu u bir hastalık grubudur. nsanlarda infeksiyon olu turan yedi cinsin ikisi (Enterocytozoon, Encephalitozoon) daha çok sindirim sistemini tutmaktadır. Ya am döngüleri merogoni, sporogoni ve infektif evrelerden olu ur. Sporlar çevre ko ullara oldukça dayanıklıdırlar ve atıldıktan sonra uzun süre infektif olarak kalabilirler. Hayvanlardan atılan sporlar genellikle yiyeceklerle alınır. Enterocytozoon bieneusi: Özellikle HIV pozitif hastalarda diyare, anoreksi ve safra sistemi hastalıklarına yol açabilir. lk olarak 1985 yılında kronik diyaresi olan AIDS li bir hastanın dı kısında ve ince barsaklarında gösterilmi tir (6). Hastalarda karın a rısı, kusma, bulantı ve ate bulunabilir. Dı kıda kan ve lökosit bulunmaz. En fazla ince barsak epitel hücrelerinin sitoplazmaları içine yerle ir. Safra ve solunum sistemleri de tutulabilir. Genellikle kronik veya akut diyarelere neden olur. E.bieneusi için bildirilmi insan infeksiyonlarının sayısı azdır. Encephalitozoon (Septata) intestinalis: nfekte hücre sitoplazması ve spor arasında tek bir septum bulundu u için ilk olarak Septata intestinalis adı verilmi tir. Di er Encephalitozoon türleri gibi konak kaynaklı bir parazitofor vakuol içinde sitoplazmada bulunur. lk olarak diyaresi olan bir AIDS hastasında gösterilmi tir (3). Sonra AIDS hastalarında oldukça sık rastlanmaya ba lanmı tır. E.intestinalis diyareye ve safra sistemi infeksiyonlarına yol açar. Akut kolitle seyreden olgular bildirilmi tir. Yaygın olabilir ve özellikle böbre i tutabilir. ABD deki bir çalı mada, AIDS olgularında görülen barsak infeksiyonları incelenmi ve E.intestinalis/E.bieneusi oranı 1/10 olarak de erlendirilmi tir (18). Klinik seyir E.bieneusi de oldu u gibi malabsorbsiyon ve kusma ile birlikte seyreden iddetli kronik diyare eklindedir. Ülkemizde AIDS li bir hastanın dı kısında (2) ve akut miyeloblastik lösemili bir olgunun bronkoalveoler lavaj örne inde Microsporidium sporları saptanmı tır (35). Tanı dı kıda sporların gösterilmesine dayanır. Kullanılan boyalardan modifiye trikrom boyası tanıda daha yararlı olmaktadır. Bu boyama ile sporlar parlak pembemsi-kırmızı boyanırlar ve bakterilerden ayırt etmeyi sa layan diagonal ve ekvatorial çizgiler içerirler. Enterocytozoon ve Encephalitozoon türlerinin sa altımında albendazol oldukça etkilidir. lacın; diyaresi olan birçok olguda, iki haftadan üç aya kadar uzun süreli, ikiye bölünerek günde 400 mg dozda kullanıldı ı bildirilmi tir (19). SOSPOR AS S lk olarak 1915 yılında tanımlanan Isospora belli nin neden oldu u infeksiyonun insanlara dı kı ile kirlenmi su ve gıdaların alınmasıyla geçti i dü ünülmektedir (16). Isospora belli immun sistemi sa lam olan ki ilerde akut ve kendi kendini sınırlayan diyareye neden olurken, özellikle AIDS gibi ba ı ıklık sistemi bozulmu veya baskılanmı olan bireylerde iddetli ilerleyici tipte akut enterokolit tablosuna yol açmaktadır. Dı kı ekilsiz, açık sarı renkte, sulu köpüklü, kötü kokuludur ve ya emilimi bozuldu unda steatore görülebilir. Diyare birkaç hafta veya aylarca sürebilir, günde 20 defaya varan dı kılama olabilir. Hastalarda kramp eklinde karın a rısı, halsizlik, i tahsızlık ve kilo kaybı görülür. Dil paslıdır. leoçekal bölgede palpasyonda hassasiyet vardır. iddetli ishallere ba lı ölüm görülebilir. Parazitoz hafif seyretse bile, ookistlerin uzun süre (120 gün) dı kıda görülebildi i saptanmı tır. AIDS olgularında isosporiasis uzun diyare dönemleri arasında normal dönemlerin bulundu u asemptomatik hale geçerek yıllarca süren kronik bir infeksiyon eklinde de seyredebilmekte, bu hastalarda eozinofili bazen tek bulgu olabilmektedir (30). sosporiasisin tanısı dı kıda ookistlerin görülmesiyle konmaktadır. nce barsak biyopsi örneklerinde ise enterositlerin parazitofor vakuollerinde parazitin aseksüel ve seksüel evreleri görülebilmektedir. Dı kıda az miktarda görülmesi nedeniyle direkt bakı yerine, çinko sülfat veya Sheater ın ekerli su yüzdürme gibi çokla tırma yöntemleri tercih edilebilir. Ookistlerin saptanmasında effaf ve zor görülebildi i için boyama yöntemi olarak aside dirençli boyalar veya auraminrodamin boyası kullanılmaktadır. Ookistler dı kıda aralıklı olarak görüldü ünden, farklı günlerde tekrarlayan dı kı incelemeleri önerilmektedir. Ayrıca, enterotest yönteminin tanıda faydalı oldu u bildirilmektedir (16). mmun yetmezli i olsun veya olmasın tüm hastalarda tedaviye yanıt çok iyidir. Tercih edilen ilaç trimetoprimsülfametoksazoldür (TMP-SMX) (20). 10 gün süreyle günde 4 kez 160 mg TMP + 800 mg SMX verilmesi, ardından aynı dozun günde 2 kez 3 hafta süreyle tekrarlanması önerilmektedir. 178

S KLOSPOR AS S Son yıllarda ba ı ıklı ı baskılanmı olgularda görülen fırsatçı paraziter infeksiyonlardan biri koksidian bir protozoon olan Cyclospora cayetanensis dir. Bula manın direkt, fekaloral veya su yoluyla oldu u dü ünülmektedir. Cyclospora nın insanlarda varlı ı ilk kez 1979 yılında Papua Yeni Gine de üç olguda saptanmı tır. Tüm dünyada yaygın olarak rapor edilmesine kar ın, özellikle tropikal ve subtropikal iklim ku a ı ülkelerinde daha sık kar ımıza çıkmaktadır. 1990-1993 yılları arasında Haiti de kronik ya da aralıklı ishali bulunan HIV pozitif olguların % 11 inde saptanmı tır (27). çmesuyu (14) ve ahududu (12) kaynaklı salgınlar bildirilmi tir. Daha sonra yapılan çalı malar, Cyclospora türlerinin genellikle turistlerde ve ba ı ıklık sistemi yetersiz ki ilerde görülmesinin yanı sıra, bu parazitin ba ı ıklı ı sa lam ki ilerde ve çocuklarda da saptandı ını göstermi tir. Ülkemizde yayımlanan olgulardan ilki Kayseri de AIDS tanılı kronik ishalli bir olgu (17) ; ikincisi stanbul da akut miyeloblastik lösemili bir çocuk (2), üçüncü ve dördüncü olgular ise Kayseri den AIDS ve siroz tanılı hastalardır (34,36). C.cayetanensis in dı kı ile konaktan atılan ookistleri infektif de ildir, birkaç gün veya hafta içerisinde uygun çevre ko ullarında sporlanarak infektif ekle dönü ürler. nfeksiyonun sıklı ında ya ı ve sıcaklık ko ullarına ba lı mevsimsel özellik göze çarpar. Bugün için Cyclospora ookistlerinin tek kayna ı olarak insanlar gösterilmektedir. Cyclospora ookistleri ortalama 8-10 μm çapında olup, küreseldir; sferik-ovoid iki sporokistin herbirinde iki sporozoit bulunmaktadır. Cryptosporidium ookistlerinin yakla ık iki katı büyüklü ündedir ve aside dirençli boyalarla boyanmaları de i kenlik gösterir. Dı kıda fekal lökosit ve eritrositlerin bulunmaması, parazitin invazif davranmadı ı eklinde açıklanmı tır. Kuluçka devri ortalama yedi gündür. nfeksiyonun en karakteristik belirtisi uzamı, sık tekrarlayan, sıklıkla kilo kaybı ile ili kili günde yakla ık altı kez sulu ishaldir. shal bazen yerini kabızlı a bırakabilir; halsizlik, i tahsızlık, kas a rıları, abdominal kramplar, bulantı sık görülür. nfeksiyonun ortalama süresi ba ı ıklı ı sa lam ki ilerde 7 hafta olarak tahmin edilirken, ba ı ıklı ı baskılanmı larda (özellikle HIV li olgularda) daha uzun sürebilir ve hastada dehidratasyon ve kilo kaybına sebep olabilir (28). Tanısı dı kı, duodenum aspirasyon sıvısı veya biyopsi örneklerinde aside dirençli boyalarla boyanan ookistlerin ı ık mikroskobu ile saptanması esasına dayanmaktadır. Atılan ookist sayısının sıklıkla az sayıda olması nedeniyle formoletil asetat gibi çokla tırma yöntemlerinin uygulanması yararlıdır (9). Sa altımın temeli oral rehidratasyon ve uygun destek tedavisidir. Günde iki kez 160 mg TMP + 800 mg SMX ile ortalama 7-10 günlük tedavi süresi sonunda hem belirtilerin ortadan kalktı ı, hem de ookist atılımının durdu u saptanmı tır (28). BLASTOS STOSiS En sık rastlanan insan barsak protozoonu olmasına kar ın Blastocystis hominis in patojenitesi halen tartı malıdır (26,31). Son yıllarda ba ı ıklı ı baskılanmı olgularda ciddi infeksiyonlara yol açması ve sa altıma direnç göstermesi, kolon kanseri ve irritabl kolon sendromu ile olası ba lantısı, turist diyaresine yol açabilmesi gibi nedenlerle infeksiyonun daha sık gündeme geldi i görülmektedir. Blastocystis hominis in önceleri vakuoler, granüler ve ameboid olmak üzere üç ayrı ekli tanımlanmı, ardından kist, avakuoler ve multivakuoler ekillerden de söz edilmi tir. nfeksiyonun bula ekli tam olarak bilinmese de, son veriler bula tan, dı ortama daha dayanıklı kist eklinin sorumlu oldu unu dü ündürmektedir (31). Yapılan ara tırmaların ço u organizmanın patojen olabilece ini desteklerken, etkenin patojen oldu unu savunanlardan bazıları x40 büyütmede bir mikroskop sahasında be ten fazla B.hominis bulunmasını bir patojenite kriteri olarak de erlendirmekte, di erleri patojenitenin parazit sayısı ile ili kili olmadı ını ileri sürmektedir (26). B.hominis in, ba ta AIDS olmak üzere, ba ı ıklı ı baskılanmı olgularda uzun süren veya tekrarlayan diyarelere yol açabildi i bildirilmi tir (26,33). Bazı ara tırmalarda ba ı ıklı ı baskılanmı olgularda etkenin görülme sıklı ında önemli bir de i iklik gözlenmemi, ancak bu olguların ba ı ıklı ı sa lam bireylere oranla daha sık belirti verdikleri bildirilmi tir (22,24,25). nfeksiyonun kolon kanseri (13), turist diyaresi (15) ve irritabl kolon sendromu (11) ile ili kili olabilece i bildirilmi tir. Blastosistosisli olgularda saptanan yakınmalar ba ta diyare ve karın a rısı olmak üzere gaz, i tahsızlık, konstipasyon, bulantı, kusma, halsizlik olarak bildirilmi tir (26,31). Laboratuvarların ço u tanıyı vakuoler ekli görerek koymaktadır. Bu ekil Lugol yöntemi ile bile kolayca ayırt edilebilirken, neredeyse vakuoler ekil kadar sık gözlenen granüler ve kist ekilleri, trikrom gibi kalıcı bir boyama yöntemi olmaksızın güç tanınmakta ve Endolimax nana gibi apatojen bazı parazitlerle rahatlıkla karı tırılabilmektedir. Di er barsak parazitlerinin aksine dı kıda saptanan B.hominis organizmasının miktarının (az, orta, bol gibi) da bildirilmesi önerilmektedir. Blastosistosis sa altımında metronidazol bazı ara tırmacılar tarafından etkili, bazılarınca etkisiz bulunmu tur (26). Mısır da yapılan bir çalı mada ornidazol etkili bulunmu (10), oysa ülkemizde üç olguda etkisiz olmu tur (22). TMP-SMX semptomatik 38 çocu un 36 sında (% 95), 15 eri kinin 14 ünde (% 93) B.hominis in eradikasyonunda etkili bulunmu tur (23). 179

STRONG LO D AS S Strongiloidiasis, bir nematod olan Strongyloides stercoralis in eri kin eklinin insan ince barsak çeperinde, larvalarının ise çe itli organlarda parazitli i ile ortaya çıkan bir infeksiyondur. Parazitin infektif (filariform) larvaları insana deri yoluyla girer. Deriden larvalar içeri girerken ka ıntı, eritem, papül, püstül ve vezikül yapar. Duyarlı, alerjik yapılı ki ilerde deride görülen çizgi halindeki ürtikere larva currens denir. Göç sırasında akci erlerden geçen larvalar kapillerlerde küçük kanamalara neden olur. Bron it, nadiren pnömoni görülebilir, öksürük ve hemoptizi yapabilir. Tüberküloz hastalarında görülmesi tabloyu alevlendirebilir. Larvalar barsakta yumurtlama esnasında ileri derecede ülserasyonlar, mukozada fibrozis, submukozada enflamatuar odaklar olu turabilir. Sindirim sistemindeki parazitle ilgili olan en tipik belirti günde 5-7 kez olan inatçı ishaldir. Bunun yanında karın a rısı, zayıflama, ate, kas a rısı, bayılma ve hatta sepsis görülebilir. Anemi ve eozinofili (% 15-81) saptanabilir. Duodenal ülserler görülür. ahıs zayıflar, i tahsızlık, bulantı ve kusma vardır. Paralitik ileus, besinlerde emilme bozuklu u olur ki bu hastayı ölüme kadar götürür. Sa altılmamı strongiloidiasisli immun sistemi baskılanmı hastalarda barsaklardan periton, karaci er, akci erler ve merkezi sinir sistemine yo un larva göçü görülebilir. Bunun sonucunda peritonit ve Gram negatif septisemi geli erek sıklıkla ölüm görülür. Hiperinfeksiyon olarak bilinen bu sendrom strongiloidiasisin en önemli komplikasyonudur. Hiperinfeksiyon en sık, uzun süreli steroid tedavisi alan lenfoma, lösemi, lepromatöz lepra hastalarında ve son yıllarda AIDS hastalarında bildirilmektedir (21). Geçici ba ı ıklık yetmezli ine yol açan birçok faktöre örnek olarak di er immunosüpresif ilaçlar, malnütrisyon, maligniteler, radyoterapi, diyabetik ketoasidoz ve alkolizm sayılabilir (20). Klinik belirtilerden inatçı ishal bu parazitozu akla getirmelidir. Kesin tanı laboratuvar bulgularına dayanır. Laboratuvarda tanı için dı kı, duodenum sıvısı veya balgam incelenebilir. Klinik endikasyon olmasına kar ın, dı kı incelemelerinin negatif oldu u durumlarda modifiye Harado- Mori yöntemiyle dı kı kültürü yapılmalıdır. Serolojik tanıda strongiloid larvalardan antijen hazırlanıp IFAT, ELISA, IHA veya deri içi testi yapılabilir. Ba ı ıklık sistemi baskılanmı ki ilerde ölüme yol açabilen en önemli helmint infeksiyonudur. Bu nedenle sa altıma uzun süre devam edilmeli ve belirli aralarla hastanın kontrolü yapılmalıdır. Sa altımda önceden kullanılan ve toksik etkili olan tiabendazol yerine, daha güvenli ve etkili olan albendazol veya ivermektin kullanılmaktadır (5). Sa altım ba arısının do rulanması için hastaların uzun süreli takibi gereklidir. Yaygın ve hiperinfekte strongiloidiasis olgularında paranteral ivermektin tedavisi önerilmektedir (20). KAYNAKLAR 1. Amadi B, Mwiya M, Musuku J et al: Effect of nitazoxanide on morbidity and mortality in Zambian children with cryptosporidiosis: a randomized controlled trial, Lancet 2002;360(9343):1375-80. 2. Büget E, Boral ÖB, Uysak HK ve ark: Türkiye de ilk defa belirlenen Cyclospora cayetanensis etkenli diyare olgusu, Türk Mikrobiyol Cem Derg 2000;30(3-4):162-5. 3. Cali A, Takvorian PM, Lewin S et al: Brachiola vesicularum n.g., n.sp., a new Microsporidium associated with AIDS and myositis, J Eukaryot Microbiol 1998;45(3):240-51. 4. Casemore DP, Armstrong M, Jackson B: Screening for Cryptosporidium in stools, Lancet 1984;1(8379):734-5. 5. Concha R, Harrington W, RogersAI: Intestinal strongyloidiasis: recognition, management and determinants of outcome, J Clin Gastroenterol 2005; 39(3):203-11. 6. Desportes I, Le Charpentier Y, Galian A et al: Occurrence of a new microsporidian: Enterocytozoon bieneusi n.g., n.s.p., in the enterocytes of a human patient with AIDS, J Parasitol 1985;32(2):250-4. 7. Diaz Peromingo JA, Marino CallejoA, Garcia Rodriguez JF et al: Eradication of AIDS-related gastric cryptosporidiosis with azithromycin, Eur J Int Med 1999;10(4):220-2. 8. Dökmeta, Bakır M, Elaldı N, Dökmeta S: Kronik böbrek yetmezli i olan ishalli hastalarda Cryptosporidium ara tırılması, Türk Parazitol Derg 1998;22(2):125-8. 9. Eberhard ML, Pieniazek NJ, Arrowood MJ: Laboratory diagnosis of Cyclospora infections, Arch Pathol Lab Med 1997;121(8):792-7. 10. El-Masry N, Bassily S, Farid Z, Mansour N, Podgore JK: Eradication of Blastocystis hominis carriege: a comparative retrospective review of four antiprotozoal agents, J Trop Med 1993;2:9-13. 11. Giacometti A, Cirioni O, Fiorentini A, Fortuna M, Scalise G: Irritable bowel syndrome in patients with Blastocystis hominis infection, Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1999;18(6):436-9. 12. Herwaldt BL, Ackers ML, Cyclospora Working Group: An outbreak in 1996 of cyclosporiasis associated with imported raspberries, N Engl J Med 1997;336(22):1548-56. 13. Horiki N, Kaneda Y, Maruyama M, Fujita Y, Tachibana H: Intestinal blockage by carsinoma and Blastocystis hominis infection, Am J Trop Med Hyg 1999;60(3):400-2. 14. Huang P, Weber JT, Sosin DM et al: The first reported outbreak of diarrheal illness associated with Cyclospora in the United States, Ann Intern Med 1995;123(6):409-14. 15. Jelinek T, Peyerl G, Loscher T, von Sonnenburg F, Nothdurft HD: The role of Blastocystis hominis as a possible intestinal pathogen in travellers, J Infect 1997;35(1):63-6. 16. Keystone JS, Kozarsky P: Isospora belli, Sarcocystis species, Blastocystis hominis and Cyclospora, Mandell GL, Bennett JE, Dolin R (eds): Principles and Practice of Infectious Diseases, 5. baskı kitabında s. 2915-20, Churchill Livingstone, Philadelphia (2000). 17. Koç AN, Aygen B, ahin, Kayaba Ü: Cyclospora sp. associated with diarrhea in a patient with AIDS in Turkey, Tr J Med Sciences 1998;28: 180

577-8. 18. Kotler DP, Orenstein JM: Prevalence of intestinal microsporidiosis in HIV-infected individuals referred for gastroenterological evaluation, Am J Gastroenterol 1994;89(11):1998-2002. 19. Lecuid M, Oksenhendler E, Sarfati C: Use of albendazole for disseminated microsporidian infection in patient with AIDS, Clin Infect Dis 1994;19 (2):332-3. 20. Lewthwaite P, Gill GV, Hart CA, Beeching NJ: Gastrointestinal parasites in the immunocompromised, Curr Opin Infect Dis 2005;18(5):427-35. 21. MahmoudAAF: Intestinal nematodes (roundworms), Mandell G, Bennett JE, Dolin R (eds): Principles and Practice of Infectious Diseases, 5. baskı kitabında s. 2938-43, Churchill Livingstone, Philadelphia (2000). 22. Ok ÜZ, Cirit M, Üner A ve ark: Cryptosporidiosis and blastocystosis in renal transplant recipients, Nephron 1997;75(2):171-4. 23. Ok ÜZ, Girginkarde ler N, Balcıo lu C, Ertan P, Pırıldar T, Kilimcio lu AA: Effect of trimethoprim-sulfamethoxazole in Blastocystis hominis infection, Am J Gastroenterol 1999;94(11):3245-7. 24. Ok ÜZ, Kavaklı K, Çetingül N ve ark: Kemoterapi uygulanan tümörlü çocuklarda barsak parazitlerinin sıklı ı, Türk Parazitol Derg 1995;19 (3):385-91. 25. Ok ÜZ, Korkmaz M, Ok GE, Özkan AT, Ünsal A, Özcel MA: Kronik böbrek yetmezli inde cryptosporidiosis ve blastocystosis, Türk Parazitol Derg 1996;20(1):41-9. 26. Ok ÜZ, Üner A, Korkmaz M: Blastocystosis, Özcel MA (ed): mmün Yetmezlikte Önemi Artan Parazit Hastalıkları kitabında s.43-9, Türkiye Parazitoloji Derne i Yayın No.12, zmir (1995). 27. Pape JW, Verdier RT, Bonicy M, Boncy J, Johnson WD: Cyclospora infection in adults infected with HIV. Clinical manifestations, treatment and prophylaxis, Ann Intern Med 1994;121(9):654-7. 28. Soave R: Cyclospora: An overview, Clin Infect Dis 1996;23(3):429-35. 29. Sprinz E, Mallman R, Barcellos S, Silbert S, Schestatsky G, Bem David D:AIDS-related cryptosporidial diarrhoea: an open study with roxithromycin, J Antimicrob Chemother 1998;41(Suppl B):85-91. 30. Sun T: Isosporiasis, Parasitic Disorders: Pathology, Diagnosis and Management kitabında s. 83-9, Lippincott, Williams and Wikins Co., Denver (2001). 31. Tan KS, Singh M, Yap EH: Recent advances in Blastocystis hominis research: hot spots in terra incognita, Int J Parasitol 2002;32(7):789-804. 32. Tanyüksel M, Gun H, Do ancı L: Prevalence of Cryptosporidium sp. in patients with neoplasia and diarrhea, Scand J Infect Dis 1995:27(1):69-70. 33. Ta ova Y, ahin B, Kolta S, Payda S: Clinical significance and frequency of Blastocystis hominis in Turkish patients with hematological malignancy, Acta Med Okoyama 2000;54(3):133-6. 34. Yazar S, Aygen B, Koç AN, Altınolk B, Alp E, ahin : Cyclospora cayetanensis in neden oldu u bir ishal olgusu, Erciyes Tıp Derg 2000; 22(1):48-51. 35. Yazar S, Eser B, Yalcin S, Sahin I, Koc AN: A case of pulmonary microsporidiasis in an acute myeloblastic leukemia (AML) - M3 patient, Yonsei Med J 2003;44(1):146-9. 36. Yazar S, Yaman O, Demirtas F, Yalcın S, Yucesoy M, Sahin I: Cyclospora cayetanensis with diarrhea in a patient with idiopathic compensated hepatic cirrhosis, Acta Gastro Belg 2002;65(4):241-4. 181

182