KDV DAHİL OLAN ALACAK SENETLERİNDE REESKONT UYGULAMASI



Benzer belgeler
I. ALACAĞIN DAHA ÖNCE HASILAT OLARAK KAYDEDİLMESİNİN GEREKİP GEREKMEDİĞİ KONUSUNDA TARTIŞMALAR :

D önemsellik kavramı, iflletmelerin sınırsız kabul edilen yaflam sürelerinin

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sirküler no: 035 İstanbul, 21 Mart 2011

5 SERİ NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

GELĠR VE GĠDER TAHAKKUKLARININ VERGĠ UYGULAMASI VE TEK DÜZEN HESAP PLANI YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

MENKUL KIYMET SATIŞ KAZANCININ TESPİTİNDE ENDEKSLEME SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR?

FİNANSAL HESAPLAMALAR

ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILMASI SORUNU

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

SİRKÜLER SAYI : 2013/35 İstanbul, KONU : Vadeli çekler reeskonta tabi tutulabilecektir.

SİRKÜLER 2009 / 17. Alacak ve Borç Senetlerinin Reeskontunda Esas Alınacak Oranlar Yeniden Belirlenmiştir. Genel Olarak KONU

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

5 SERİ NOLU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

SERBEST MESLEK ERBABININ FİNANSAL KİRALAMA YOLU İLE EDİNDİĞİ İKTİSADİ KIYMETLER İÇİN AYIRDIĞI AMORTİSMANLAR GİDER YAZILABİLİR Mİ?

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği TASLAĞI (Seri No: )

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi (Madde: 6)

VADELİ ÇEKLER REESKONTA TABİ TUTULABİLECEKTİR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

" tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmü getirilmiştir.

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

ÖZEL SİRKÜLER NO: 2016 / 12

369 Nolu, VUK Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 369 Sayılı Tebliğ. 3 Nisan 2007 SALI. Sayı : TEBLİĞ

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...XXI TABLO LİSTESİ...XXIV GRAFİK LİSTESİ...XXIV GİRİŞ...1

S İ R K Ü L E R : / 2 8

5766 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile 6802 sayılı Kanunun 30, 31 ve 47 nci maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 6802 sayılı Kanunun;

Sirküler, 2012/03

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 58 İST, Seri No lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği yayımlandı.

Bedelsiz mal teslimi belge düzeni ve Form Ba-Bs Hk.

20 HAZİRAN /2.DÖNEM B GRUBU STAJ ARA DEĞERLENDİRMESİ SORU VE CEVAPLARI

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

FİNANSAL KİRALAMADA SAT GERİ KİRALA İŞLEMLERİNİN VERGİ UYGULAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (II)

SİRKÜLER: 2014/002 Bursa,

SİGORTA İŞLEMLERİ İLE KAMBİYO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN GİDER VERGİLERİ TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Konuyla İlgili Maliye Bakanlığı Sirküleri Ekte Tarafınıza Sunulmuştur.

KANUNİ SÜRE GEÇTİKTEN SONRA G.V.K. NIN GEÇİCİ 67. MADDESİNE GÖRE İHTİYARİ BEYANNAME VERİLEBİLİR Mİ? I. GİRİŞ VE İHTİYARİ BEYANA İLİŞKİN GENEL AÇIKLAMA

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/37 TARİH:

BASİT USULE TABİ MÜKELLEFLERİN AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMET SATIŞINDAN ELDE ETTİKLERİ KAZANCIN VERGİLENDİRİLMESİ

Vergi İncelemelerine Konu Teşkil Muhasebe Kayıtları ve İşlemler. İsmail ÖĞÜN Yeminli Mali Müşavir E. Baş Hesap Uzmanı

Muhasebe Müdürlüğü ne

SİRKÜLER. Tarih: Sayı:2017/20 KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 10 SERİ NOLU KDV TEBLİĞİ HAKKINDA

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/24 : Stok Beyanları, Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar Hk.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN 5/1-H İSTİSNASI

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/60

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Genel Muhasebe - II. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

Özelge: İnternet üzerinden verilen hizmetlerin vergilendirilmesi hk.

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

ENVANTERDE AMORTİSMAN KAYITLARI

Sayı : 2014/199 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE GÖSTERİLECEK KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

19 SERİ NO LU NO LU ÖTV GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Rehber 7144 SAYILI KANUN (VERGİ DÜZENLEMELERİ)

SİRKÜLER. Çeklerde reeskont uygulamasına dair açıklamalar işbu Sirkülerin konusunu teşkil etmektedir.

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO: 2017 / 28

İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASINA İLİŞKİN MUHASEBE KAYITLARI VE SÖZ KONUSU İSTİSNANIN KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE GÖSTERİLMESİ

TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLEMEYE TABİ TUTULMASI

GİDERLERLE İLGİLİ ÖZEL DOSYALAR

15. Pratik bilgiler-2017

MATRAH ARTIRIMINA İLİŞKİN MUHASEBE İŞLEMLERİ

Konut teslimlerinde Satıcı Müteahhit Tarafından Fazla Hesaplanan KDV nin Konut alıcısına İade Edileceği

ÇÖZÜM YABANCI PARA ILE YAPILAN İŞLEMLERDE OLUŞAN KUR FARKLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ. Şenol ÇETİN 24 *

ADİ ORTAKLIK KASASINDAKİ NAKİT FAZLASININ ORTAKLARA

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/120 Ref: 4/120

Sirküler No : Sirküler Tarihi :

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

Özelge: Arsa devri karşılığı inşaat yaptıran konut yapı kooperati nin vergisel yükümlülükleri hk.

* Bir alacağın şüpheli alacak sayılabilmesi ve değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmesi için alacağın;

"Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."

418 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

No: 2012/21 Tarih: Konu: 5 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır.

Satış kazancının fon hesabında tutulması başlıklı bölümün ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Geç Gelen Faturalarda KDV İndirimi

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2004 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Varlık Barışında Süre Uzatımı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /9]

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE

15. Pratik bilgiler-2018

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 91) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay Tutarı


YENİ TÜRK LİRASINA GEÇİŞTE ÖZEL SEKTÖR FİRMALARINCA UYULACAK ESASLAR HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/69

Dövize Endeksli Kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Uygulamasına İlişkin

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

Transkript:

Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü KDV DAHİL OLAN ALACAK SENETLERİNDE REESKONT UYGULAMASI GİRİŞ Vergi Usul Kanunu nun 281 ve 285 inci maddelerinde senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulabileceği belirtilmiştir. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslara yönelik vergi idaresi tarafından genel tebliğ bazında bir açıklama yapılmamış, sadece 238 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde uygulanacak reeskont oranı konusunda açıklamalarda bulunulmuştur. Senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulması uygulamasında bir çok sorunla karşılaşılmış ve bu sorunlar genellikle mukteza düzeyinde açıklamalarla giderilmeye çalışılmıştır. Uygulamada karşılaşılan sorunlardan biri de katma değer vergisi dahil olarak alınan alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulmalarında katma değer vergisi için de reeskont hesaplanıp hesaplanamayacağıdır. Biz bu yazıda, idarenin, katma değer vergisi için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılabileceği yönündeki açıklamasından sonra, mal veya hizmet satışlarında katma değer vergisi dahil tutar üzerinden alacak senedi alınması ve dönem sonunda bu senedin vadesinin gelmemiş olması halinde katma değer vergisi dahil tutar üzerinden reeskont hesaplanıp hesaplanmayacağını tartışacağız. I. ALACAK SENETLERİ REESKONTU HAKKINDA GENEL BİLGİ 1 Seri Numaralı Muhasebe Uygulamaları Genel Tebliği nde, işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasının ve gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve karların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararla karşılaştırılmasının, dönemsellik ilkesinin bir gereği olduğu belirtilmiştir. Vergi sistemimizde de dönemsellik ve tahakkuk ilkeleri benimsenmiştir. Bu durum, Gelir, Kurumlar ve Vergi Usul Kanunları nın muhtelif maddelerinde belirtilmektedir. Vergi sistemi ve muhasebe uygulamalarında dönemsellik ilkelerinin kabul edilmesi, senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulabilmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Vergi sisteminde ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri nde benimsenmiş olan dönemsellik ilkesinin bazı sonuçları bulunmaktadır. Bunlar; 1. Genel olarak bir hasılat unsurunun, belli bir dönemin kazancının tespitinde dikkate alınabilmesi için bu hasılat unsurunun anılan döneme ait olması,

2. Yine bir gider unsurunun ilgili dönem kazancının tespitinde olumsuz unsur olarak dikkate alınabilmesi için, bu giderin de ilgili döneme ait olması gerekmektedir. 1 Bir alacak veya borcun reeskonta tabi tutulması için gerekli ve en önemli şart, alacak veya borcun iktisadi işletme bünyesinde doğmuş olması gereğidir. Bir alacak ya da borcun reeskonta tabi tutulabilmesi için söz konusu alacağın gelir yaratıcı ya da hasılat unsuru, keza borcun da maliyet veya gider unsuru olması gerekmektedir. Çünkü, reeskont işleminin mantığı gelir ya da hasılat veya maliyet ya da gider etkisi birden fazla yıla sirayet eden alacak ve borçların dönemsellik ilkesi gereği ait oldukları döneme mal edilmesidir. 2 Bir alacağın reeskonta tabi tutulabilmesi için gerekli olan, alacağın gelir yaratıcı ya da hasılat unsuru olması şartı, doktrinde ve vergi uygulamalarında genel kabul görmüş düşüncelerden biridir. Yukarıda da ifade edildiği gibi, senede bağlı alacakların reeskonta tabi tutulmasının temel nedeni vergi sistemimizde ve muhasebe uygulamalarında dönemsellik ilkesi ile tahakkuk esasının kabul edilmiş olmasıdır. Bir mal satışı yapıldığı anda bu satış sonucunda tahsilat yapılmamış olsa bile, tahakkuk ilkesi gereği gelir kaydı yapılmaktadır. Bu satış sonucunda alıcıdan alınan senet mukayyet değeri ile kayıtlara intikal ettirilmektedir. Bu satış işlemi ile işletmenin likit kıymetlerinde bir artış olmamaktadır, yani işletme herhangi bir tahsilat yapmamaktadır. Alınan senedin vadesi gelecek hesap döneminde doluyorsa, satışın yapıldığı tarihte mukayyet değeri ile gelir kaydı yapılan senedin dönem sonunda değerleme günü değerine indirgenmesi gerekmektedir. İşte bu indirgeme işlemi reeskont olarak adlandırılmaktadır. Bu açıklamalar bize göstermektedir ki, bir alacak senedinin dönem sonunda reeskonta tabi tutulabilmesi, o senedin bir gelir ya da hasılat unsurunu içeriyor olmasını gerektirmektedir. Diğer taraftan, bir alacak ve borcun reeskonta tabi tutulabilmesi, o alacak ya da borcun senede bağlı olması, bu senedin bir vade içeriyor olması ve değerleme günü itibariyle vadenin henüz dolmamış olması şartlarına bağlıdır. Ayrıca, dönem sonu itibariyle alacak senedinin işletmenin aktifinde, borç senedinin ise işletmenin pasifinde kayıtlı olması gerekmektedir. Ancak, değerleme günü itibariyle teminata veya tahsile verilmiş olan alacak aktifte kayıtlı olma şartı bozulmuş olmamaktadır. Alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması dönem kazancını doğrudan etkilemektedir. Reeskont işlemi ile senede bağlı alacağın değerleme ölçüsü değişmektedir. Vergi Usul Kanunu nun 281 inci maddesine göre, alacağın değerleme ölçüsü mukayyet değerdir. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrası hükmü gereğince, senede bağlı alacakların reeskonta tabi tutulması bu tür alacakların değerleme ölçüsünü tasarruf değeri şekline dönüştürmektedir. Senede bağlı alacağın değerleme günü itibariyle mukayyet değeri ile tasarruf değeri arasındaki fark reeskont faiz gideri olarak muhasebeleştirilmekte ve dönem kazancı hesaplanan reeskont tutarı kadar azalmaktadır. Bu durumda, katma değer vergisi dahil olarak alınan alacak senetlerinin toplam tutarı üzerinden reeskont hesaplanması dönem kazancını doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle bu konunun açıklığa kavuşturulması büyük önem arz etmektedir. 1 AYAZ, Garip; SÖNMEZ, Erdal; Dönem Sonu İşlemleri 2002, Tesmer Yayınlar Ocak 2002, Sayfa 13. 2 AYAZ, Garip; SÖNMEZ, Erdal; a.g.e., Sayfa:14.

Bu tartışma da esas itibariyle reeskonta tabi tutulacak KDV li alacak senedindeki katma değer vergisinin gelir yaratıcı bir unsur olmadığı ve hasılat olarak kaydedilmediği ve bu nedenle reeskonta tabi tutulamayacağı noktasında birleşmektedir. Aynı tartışma daha önce, şüpheli ticari alacak karşılıklarında da yaşanmaktaydı. Ancak, bu sorun 334 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 3 ile açıklığa kavuşturulmuştur. İdarenin katma değer vergisi için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılabileceği yönündeki açıklamasından sonra, senedin katma değer vergisine isabet eden kısmı için reeskont ayrılıp ayrılamayacağının yeniden yorumlanması gerekmektedir. II. KDV İÇİN ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILABİLECEĞİ YÖNÜNDE İDARENİN GÖRÜŞÜ Muhtelif muktezalarda farklı görüşler bildirilmesine rağmen ilk zamanlarda vergi idaresi de şüpheli ticari alacak uygulamasında, alacağın daha önce hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerektiği görüşünü benimsemekteydi. Nitekim bu görüş 284 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde 4 belirtilmekteydi. 4503 sayılı Kanun un 10 uncu maddesi ile Vergi Usul Kanunu na geçiçi 24 üncü madde eklenmiştir. Söz konusu madde ile 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerin etkili olduğu Marmara Bölgesi nde faaliyet gösteren kişilerle iktisadi ve ticari ilişkide bulunan mükelleflerin alacaklarının tahsilinde ortaya çıkan imkansızlıkların tevsikiyle ilgili olarak Vergi Usul Kanunu nun 323 üncü maddesinde belirtilen şartlar bu olaya münhasır olmak üzere hafifletilmiştir. Vergi Usul Kanunu nun geçici 24 üncü maddesine ilişkin usul ve esasları belirleyen 284 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde, şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için gerekli şartlar sıralanmış ve bu şartların biri olarak da alacağın ilgili yılın kayıtlarına bir gelir unsuru olarak girmiş, bir başka ifade ile hasılat kaydedilmiş ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi deprem felaketi nedeniyle şüpheli ticari alacak uygulaması şartlarının hafifletildiği 284 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde bile alacağın ilgili yılın kayıtlarına bir gelir unsuru olarak girmiş bir başka ifade ile hasılat kaydedilmiş olması şartı aranmıştır. Bu durum bize açıkça göstermektedir ki bir alacağın karşılık ayırmak suretiyle zarara atılabilmesi ancak ve ancak o alacağın daha önce hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmiş olması halinde mümkündür. 5 Ancak Maliye Bakanlığı 334 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bu fikrini değiştirmiş ve katma değer vergisi için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılabileceğini söylemiştir. Söz konusu tebliğin V inci bölümünde konuyla ilgili yapılan açıklama aynen şöyledir. 3 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 05.05.2004 tarih ve 25453 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. 4 284 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 05.02.2000 tarih ve 23955 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. 5 KARTALOĞLU, Emre; KDV İçin Şüpheli Ticari Alacak Karşılığı Ayrılabileceği Yönündeki Açıklama Sonrasında Verilen Sipariş Avanslarında Şüpheli Ticari Alacak Karşılığı Tartışması, Maliye Sigorta Yorumları Dergisi, Sayı:419, Sayfa:79.

Vergi Usul Kanunu nun 323 üncü maddesinde bir alacağın şüpheli alacak olarak değerlenmesinde aranılan şartlar gösterilmiştir. Katma değer vergisi, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal (veya hizmet) tesliminden (veya ifasından) kaynaklanan bir alacaktır. Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; yukarıdaki madde hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönem kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi halinde mümkün olacaktır. Görüldüğü gibi tebliğde yapılan açıklamada, Vergi Usul Kanunu nun 323 üncü maddesine atıf yapılmış ve tahsil edilemeyen katma değer vergisi için karşılık ayrılabilmesi aynı maddede sayılan şartların mevcudiyetine bağlanmıştır. Yapılan bu açıklamaların katma değer vergisi dahil olarak alınan alacak senetleri reeskontu açısından da geçerli olduğu düşünülebilir mi? Başka bir deyişle, şüpheli ticari alacak karşılığı açısından hasılat kaydetme gerekliliğinden vazgeçmiş olan vergi idaresinin aynı tutumu alacak senetleri reeskontunda da benimsediği düşünülebilir mi? DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Vergi idaresi, 334 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yıllardır tartışma konusu yapılan ve bir türlü çözüme kavuşturulmayan bir konuyu açıklığa kavuşturmuştur. Söz konusu tebliğde yapılan açıklamanın, Vergi Usul Kanunu nun 323 üncü maddesinde değişiklik yapan 30.12.1980 tarih ve 2365 sayılı Kanun un gerekçesinde yer alan, karşılık ayrılmak suretiyle, zarara intikal ettirilecek alacağın ticari ve zirai faaliyetin elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olması, diğer bir deyişle alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş bulunması gerektiği açıklamasına uygun olmadığı ve bu yüzden hatalı olduğu iddia edilebilir. Ancak, tebliğde yapılan açıklamaları esas alarak, vergi idaresinin, reeskont uygulanabilmesi için söz konusu alacağın gelir yaratıcı ya da hasılat unsuru olması gerektiği düşüncesinden vazgeçmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu yönde bir yorumlama yapmak tebliğ hükümlerini genelleştirmek ve dönemsellik ilkesi ile tahakkuk esasını hiçe saymak anlamına gelecektir. 334 seri numaralı Vergi Usul Genel Tebliği ndeki açıklamaya benzer bir açıklama, alacak senetleri reeskontu için de yapılmadığı sürece, senedin katma değer vergisine isabet eden kısmı için reeskont hesaplanması mümkün değildir. Ayrıca, Maliye Bakanlığınca çıkarılan 1993/1 sayılı İç Genelge de reeskont uygulaması yapılabilmesi için, vadesi gelmemiş alacağın tahakkuk esası gereğince hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmesi, gerektiği açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu iç genelge de bizi, senedin katma değer vergisi tutarına isabet eden kısmı için reeskont hesaplanmaması gerektiği sonucuna ulaştırmaktadır. Söz konusu iç genelgenin konuya ilişkin kısmı aynen aşağıya alınmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 281. maddesi hükmü gereğince, alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulabilmesi için, vadesi gelmemiş alacağın tahakkuk esası gereğince hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmesi ve işletme için gerçek bir alacak mahiyeti kazanmış olması gerekmektedir. Bu ise, satışa konu mal veya hizmet işleminin fiili olarak gerçekleştiğini gösterir fatura ya da perakende satış fişi düzenlenerek hasılat kaydının yapılması ve tahakkuk eden alacağın senede bağlanması ile mümkündür. Bütün bunların da ötesinde katma değer vergisi için reeskont hesaplanamayacağı fikrini güçlendiren, çok önemli, bir başka düzenleme bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanunu nun 58 inci maddesinde, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Katma değer vergisi dahil tutar üzerinden alacak senedi alınması ve bu senette yazılı tutarın tamamının reeskonta tabi tutularak bulunan reeskont faiz giderini sonuç hesaplarına intikal ettiren bir mükellef, hesaplanan katma değer vergisinin bir kısmını gider hesaplarına intikal ettirmiş olacaktır. Bu durum ise Katma Değer Vergisi Kanunu nun 58 inci maddesi hükmüne aykırı düşmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalardan şu sonuç çıkarılmalıdır. Yapılan ticari işlemler sonucunda, katma değer vergisi dahil tutar üzerinden alacak senedi alınması halinde, reeskont hesaplaması yapılırken katma değer vergisi hesaplama dışı bırakılmalıdır. Gerek bir alacak senedi için reeskont yapılmasının temel sebebinin senede bağlı alacağın gelir yaratıcı veya hasılat unsuru olması şartı, gerekse Katma Değer Vergisi Kanunu nun 58 inci maddesi hükmü, alacak senedin katma değer vergisine isabet eden kısmı için reeskont hesaplanamayacağını göstermektedir. Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü Adres :Gelirler Kontrolörleri İstanbul Grup Başkanlığı Büyükdere Cad. No:189 Levent / İSTANBUL Tel : 0 212 270 20 59 Hesap No : Akbank Levent Şubesi 83019