MÜSİAD PARİS AÇILIŞI, GALA YEMEĞİ 11.10.2014, CUMARTESİ Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Sayın Mahir Yağcılar, Paris Büyükelçimiz Sayın Hakkı Akil, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Nükhet Hotar, AK Parti Ağrı Milletvekili Sayın Fatma Salman, AK Parti Adıyaman Milletvekili Sayın Murtaza Yetiş, TİKA Eski Başkanı, Büyükelçi Sayın Musa Kulaklıkaya, CPME, MEDEF ve Türkiye ve Fransa'nın Diğer Kurum Temsilcileri, Değerli Şube Başkanlarım, YK Üyelerim, SK Başkanlarım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Güzel bir sonbahar akşamında Paris te, Eyfel in yanında, Sen Nehri üzerinde bir gemide sizlerle birlikte güzel bir amaç için bir arada bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu belirterek sizi, şahsım ve MÜSİAD adına saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz şeref verdiniz. MÜSİAD olarak, 1993 ten itibaren Avrupa dayız, Avrupalıyız. Almanya ile başlayan teşkilatlanma çalışmalarımız, Avusturya, Hollanda, İngiltere, Danimarka, İsviçre ve Belçika ve başka ülkelerde devam etti. Şubelerimiz kanalıyla, üyelerimizin, hem kendi aralarında, hem de diğer işadamları ile ticaret ve işbirliği ilişkilerinin kurulması, güçlendirilmesi adına
İş Forumları, İkili İş Görüşmeleri, Genel İdare Kurulları vb. etkinlikler düzenliyoruz. Paris te de, Türk- Fransız işbirliğini geliştirmek için toplantılarımızı yaptık. İnanıyorum ki, iyi sonuçlar alacağız. Bu arada, dostlarımız şunu da bilmeliler ki, amacımız sadece Türkiye ile Fransa arasındaki ticari işbirliğini arttırmak değil, temsil edildiğimiz tüm ülkelerle Fransa arasında da bir köprü kurmaktır. Sen Nehri, bir nevi, bizim Avrupa daki yol metaforumuzdur. İstiyoruz ki, tüm Avrupa da Sen Nehri nin katettiği mesafe gibi, işbirliği ve dostluk yayılsın. Adeta, Kızılırmak la Sen Nehri nin suları birbiriyle buluşsun, Neşet Ertaş ile Edif Piaf ın ezgileri, güzel bir armoni oluştursun istiyoruz. Değerli Konuklar, Aslında konuşmamım başında Yeniden bir merhaba, demek isterdim. Çünkü Paris te yarım kalan bir şarkımız vardı. Geçtiğimiz yıllarda Paris te bir teşkilatlanma girişimimiz olmuş, ancak bu süreç temsilcilik seviyesinde kalmış ve şubeleşme tamamlanamamıştı. Ama merhum Ahmet Kaya nın bir şarkısında, (Kendine iyi bak beni düşünme) su akar yatağını bulur dediği gibi, öyle oldu, o yarım kalan melodiler bugün tamamlandı. İnanıyorum ki, MÜSİAD Fransa, desteklerinizle çok güzel işbirliklerine imza atacaktır. Derneğimiz MÜSİAD, 8.000 i aşan üyesi, 36.000 e yakın işletmeyi temsil eden ve yaklaşık 1.600.000 kişiye istihdam sağlayan, yurtiçinde 79 irtibat noktasıyla, üyelerinin sorunlarını, görüş ve önerilerini yetkililere ileten, yurtdışında 60 ülkede 155 noktada hizmet veren güçlü bir Sivil Toplum Kuruluşu dur. Gücünü, üyelerinin samimiyetinden ve özverisinden alan Derneğimiz, bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası ilişkilere imza attı.
Değerli Misafirler, Balzac der ki; Dost için, sırtımı köprü yapmaya hazırım ben; Yeter ki, temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üstümden. Biz, her zaman böyle bakmaya çalıştık. İyi niyet köprüleri kurduk. İşbirliğini önemsedik. Geride bıraktığımız 25 yıl gösterdi ki, doğru şeyler yapmışız, üyelerimizin ve dostlarımızın desteğiyle. Türk-Fransız ilişkileri 16. yüzyılda Fransa Kralı Fransuva zamanında başlamıştır. O süreçte, 1583 yılında Osmanlı topraklarında ilk kez bir Batılı elçi, Fransa elçisi bulunmaya başlamıştır. Fransa nın, Mustafa Kemal Atatürk hükümetini tanıyan ilk Batı ülkesi olması da, hatırlanması gereken önemli bir belgedir. 20 Ekim 1921 de Franklin-Bouillon ve Atatürk arasında "Ankara Antlaşması" olarak da adlandırılan bir de anlaşma imzalanmıştır. Fransa ile Türkiye nin üst düzey yetkilileri arasında son yıllarda şimdiye dek hiç olmadığı kadar temas gerçekleştirildiği ise aktüel gelişmelerimizden. Böylesi güçlü bir tarihsel arka plan üzerine bina ediliyor işbirliği ilişkilerimiz yanında Fransa da Fransa da 611.000 Paris te 269.000 Türk Vatandaşı yaşamakta, bu ülkeye işçi ve işveren kimliğiyle katkı sağlamaktadırlar. İşbirliğinden bahsederken, size, bir büyük organizasyonumuzdan da bahsetmek istiyorum. 26-30.Kasım arasında, 15. MÜSİAD Uluslararası Fuarımız ve 18. IBF Uluslararası İş Forumumuz var. 30. İSEDAK ve 4. PBF Filistin İş Forumu ile eş zamanlı olarak düzenleyeceğimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın onurlandıracağı etkinliğimiz, ticari ve kültürel işbirliğinin en güzel örneklerinden birini sunacak. 100.000 m2 kapalı alanda, 100 ülkeden 7.000 yabancı iş insanını, 200.000 Türk girişimcisiyle buluşturacağımız Fuarımızda, bu yıl, sadece Yüksek Teknoloji alanında faaliyet gösteren firmaların katıldığı, ayrı bir HITECH-PORT holüyle de, farklılık oluşturuyoruz. Dünyayı bir araya getireceğimiz bu güzel buluşmamıza, hepinizi davet ediyorum.
Değerli Misafirler, Avro Bölgesi nin son dönem ekonomisine bakıldığında; geçtiğimiz dönemlerdeki toparlanmanın yavaşladığını görüyoruz. Bölgedeki son gelişmelere baktığımızda; 12 aydır süren düşük büyüme rakamlarının ardından, 2. Çeyrekte ekonomik büyümenin sağlanamamış olduğunu, Ağustos 2014 verilerine göre işsizliğin %11,5 seviyesinde olduğunu görmekteyiz. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası nın deflasyon tehlikesine yönelik aldığı tedbirlere rağmen, tüketici fiyatları artışında düşüş gerçekleşmesi (enflasyon Ağustosta ayında %0,4 iken Eylül ayında %0,3) ve Avronun Dolar karşısındaki değerinin son 2 yılın en düşük seviyesine ulaşması; Avro Bölgesi nin son durumunu yansıtan önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölgenin en güçlü ekonomisine sahip Almanya da GSYH nin 1. çeyreğe kıyasla % 0,2 azalması, en büyük ikinci ekonomiye sahip olan Fransa nın ise 1. çeyrekte olduğu gibi 2. çeyrekte de büyüyememesi; bölgedeki ekonomik durgunluğun bariz sonuçlarındandır. Türkiye Fransa arasındaki ticari ilişkilerin son yıllardaki seyrine göz attığımızda ise, olumlu ilerlemeler kaydedildiğini görmekteyiz. 2001 yılında Türkiye nin Fransa ya ihracatı 1,9 milyar$ iken, 2013 yılında bu rakamın 3,4 kat artarak 6,4 milyar$ a yükselmiştir. Benzer şekilde ama aleyhinizde bir gelişmeyle 2001 yılında Türkiye nin Fransa dan ithalatı 2,3 milyar$ iken, 2013 yılında bu rakamın da 3,5 kat artarak 8,1 milyar$ olduğunu görüyoruz. İki ülke arasındaki doğrudan yatırımların son 10 yılını değerlendirdiğimizde de, benzer bir olumlu tablo ile karşılaşmaktayız. Fransa dan Türkiye ye yapılan doğrudan yatırımlar; 2002 yılında sadece 22 milyon$ iken, 2013 yılında 222 milyon$ a yükselmiştir. Türkiye den Fransa ya yapılan doğrudan yatırımlar ise; 2002 yılında yalnızca 1 milyon$ iken, 2013 yılında 15 milyon$ a yükselmiştir.
Türkiye ekonomisinin son durumuna göz attığımızda ise, 19 çeyrekten beri (2009 yılının 4. çeyreğinden itibaren) büyümenin devam ettiğini görüyoruz. Türkiye, 2014 yılında da bu eğilimini devam ettiriyor. Yılın ilk 6 ayının büyümesinin de %3,3 olduğunu hatırlatmak isterim. Dış talebimiz, geçen yılın ilk yarıyılında %0,3 düşmüşken, 2014 yılı ilk 6 ayında % 8,1 artış göstermiş ve büyümeye olumlu katkıda bulunmuştur. Buna karşılık, ithalat geçen yılın ilk yarıyılında % 9 artış göstermişken; bu yıl %2,1 azalmıştır. Bu değişim cari açık noktasından olumlu olmakla birlikte, ihracatımızın ve büyümemizin kaynağı olan ara malı ithalatının düşüyor olması bu anlamda büyümeyi olumsuz etkilemek noktasında sinyaller vermektedir. Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açığın da, 2014 yılında düşme eğilimine girdiğini görmekteyiz. 2014 Ocak-Temmuz döneminde cari açık, yaklaşık 14 milyar $ düşerek, 48,4 milyar $ olmuştur. 2014 yılı Ocak-Temmuz ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre % 6,1 artarak 93,5 milyar dolara çıkması ve buna karşılık ithalatın % 6,2 düşerek 139,6 milyar dolara gerilemesi, cari açığın düşmesine yaklaşık 14,5 milyar dolarlık katkı sağlamıştır. Değerli Misafirler, Suriye ve Irak ta asla hak etmediği bir isim kullanan IŞİD ve benzeri örgütler, maalesef bölgemiz için çok ciddi bir sorun olarak büyümektedir. Terörün, anlamı barış olan bir dinin ismi ile anılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Terör, hangi din, ideoloji ve felsefe, kurum veya devletten gelirse gelsin, yanlıştır, yok edilmelidir. Ülkemiz, maalesef terörden büyük zararlar görmüş ağır bedeller ödemiş olduğu halde, son günlerde Türkiye nin terörist unsurlar ile yan yana getirilme çabası da, çok büyük bir yanlıştır, kabul edilemez. Meclisimizin çıkarttığı tezkere kararı doğrudur, yapılacak harekâtı destekliyo-
ruz. Ancak çok dikkatli olunması gerektiğini ve tek bir Mehmetçiğimizin kılına halel gelmeden sürecin yürümesi gerektiği, her şeye rağmen diplomasi imkânların kullanılmasının altını bir kez daha çiziyorum. Bu hafta Kobani nin işgal edilmesini bahane ederek başta Doğu ve Güneydoğu illerimizin bazılarında ve ülkemizin farklı il ve ilçelerinde güvenlik güçleriyle çatışan can ve mal kayıplarına neden olan çatışmaların aktörleri de büyük bir yanlışın içindedirler. Bilmeliler ki, en başta kendi gelecekleri olmak üzere tüm ülkenin geleceğiyle oynuyorlar. Şiddet ve terör yıllarca ülkemizin her yurttaşına doğrudan ve dolaylı olarak büyük bedeller ödetmiştir. Büyük barış projesi olan çözüm sürecinin arifesinde gerçekleşen bu provokasyonlara geçit vermemek, sağduyu çağrısında bulunmak hepimizin tarihi sorumluluğundadır. Çözüm sürecinin tamamlanması noktasında kararlı olan hükümetimize destek olacak kamuoyu sağduyu ve iyi niyetlerini hiçbir zaman kaybetmemelidirler. Şimdi, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Başbakanlığında kurulan 62. Hükümetten beklentilerimizi, kısaca 7 başlık altında ifade etmek isterim. Öncelikle, ülkemizin en büyük ihtiyaçlarından olan Yeni Anayasa nın, olabilse 2015 seçimleri öncesinde, olamıyorsa, seçimlerden hemen sonra yapılması, bir zorunluluktur. İkinci olarak, Hızlı ve Adil işleyen bir Hukuk Devleti'ne hepimizin çok acilen ihtiyacı vardır. Üçüncü olarak, insan unsurunu daha fazla içine alan Kalkınmış bir Türkiye için, hızlı ama, artık değişikliğe uğramayacak bir altyapıda, bir Eğitim Reformuna ihtiyacımız vardır. Dördüncü olarak, Çözüm Süreci nin devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Beşinci olarak, başarıyla sürdürülen Makro Ekonomik Politikaların, daha fazla tabana yayılması ve Adil Gelir Dağılımı, önceliklerimizdendir. Altıncı olarak, Üretime-İstihdama ve Reel Kesime daha fazla önem veren bir ekonomi yaklaşımıyla hareket edilmelidir.
Son olarak, hepimizin ortak derdi Bürokrasi Tıkanıklığını aşabilecek bir Kamu Personel Reformu, hızla gerçekleştirmelidir. Konuşmama son verirken Sayın Bakanlarımız başta olmak üzere bu güzel organizasyona emek veren, Yurtdışı Teşkilat Başkanımız Sayın Alper Esen ve YK arkadaşlarına, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Kemal Yaman Karadeniz e, Genel Sekreterliğimize, ev sahipliğimizi yapan Fransa Şube Başkanımız Hakan Kalaycı ve YK arkadaşları ile Fransa Üyelerimize, Genç MÜSİAD temsilcilerine Avrupa'dan ve Türkiye den katılan tüm MÜSİAD Dostlarına teşekkür ediyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. Nail Olpak Genel Başkan MÜSİAD