YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ. Bu sayıda:



Benzer belgeler
OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

KARŞIT OLMA KARŞI GELME BOZUKLUĞU

2013 / 2014 SAYI: 29. Haftanın Bazı Başlıkları. Okul Başarısında Ailenin Rolü Engelli Kardeşlerimize IB Öğrencilerimizden Destek

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

UYUMSUZ GENÇLERİN SPOR AKTİVİTELERİ İLE SOSYAL DÂHİL EDİLMESİ

Eğer bir anne-babaysanız, çocuğunuza bilinmezliğin kapılarını açın ki keşfetmeyi öğrensin.

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (ÖÖG)

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

SAĞLIKLI MEDYA ALIŞKANLIKLARI BIRLIKTE YARATALIM yaş grubundaki çocukların aileleri için tavsiyeler


Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

SAĞLIKLI MEDYA ALIŞKANLIKLARI BIRLIKTE YARATALIM yaş grubundaki çocukların aileleri için tavsiyeler

ŞEFKAT TE DEĞERLER EĞİTİMİ

SİZ ERGEN OLDUNUZ AMA ONLAR ANNE BABA OLMADI!

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

Okul fobisi nasıl gelişir?

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

ÇOKLU ZEKA ÖZELLİKLERİ

Facebook. 1. Grup ve Sayfalar. Facebook ta birçok grup ve sayfa üzerinden İngilizce öğrenen kişilerle iletişime geçebilir ve

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI?

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Sevgili Anne ve Babalar;

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016


ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Okul Öncesi Dönemde. Olması Gereken Kurallar

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİNİ NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?

TÜRKÇE. NOT: soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti konmalıdır?

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

AĐLE ĐÇĐ ETKĐLĐ ĐLETĐŞĐM

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ

ANAOKULU BİRİMİ AY: ŞUBAT YIL: 2017

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

Kasım Rehberlik Bülteni VELİ EĞİTİM REHBERİ. Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ YÖNERGE:

ÇOCUKLARA SINIR KOYMAK

Nasıl Bir Zekâya Sahipsiniz? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim. Ayın Testi

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÇOCUK VE OYUN 4.HAFTA

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

NEVŞEHİR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ PSİKOLOJİK DANIŞMANI

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

2 YAŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİ

ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ

2 Aile yapısı ve yaşam şekli, yaşam evresi merasimleri ve dini bayramlar. 5 Çocuk hakları ve aile rolü. 8 Demokrasi ve değerler

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

Yeryüzünde Çocuklar. Sınıfa girmeden önce çocuk fotoğraflarını yerküre üzerinde farklı yerlere yerleştiriniz.

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

0 yaştan itibaren. Sıcak ve sakin bir ses ile konuşabilirsin ve şarkı söyleyebilirsin. "Bebek kelimeleri" yerine, gerçek kelimeleri kullanabilirsin

Korkuları pekiştirmeden duygulara saygı duymak Dr. Clark Goldstein

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

SUZUKi METHODU ile KEMAN EĞİTİMİ

SORUMLULUK Değerli Velilerimiz, Sorumluluk Nedir? Sorumluluk Sahibi Bireyler;

ÇOCUKLA İLETİŞİM ÖNSÖZ ANAOKULU REHBERLİK SERVİSİ

Transkript:

YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ YAŞAM REHBERİM Yıl, 3 - Sayı, 30 Temmuz, 2013 Bu sayıda: Hayır! Deyince Kötü Ebeveyn Olmazsınız! 80ler in Çocukları, Şimdinin Anne-Babaları Çocuklarınızı Anlıyor Musunuz? İngilizce Öğrenmenin Önündeki 10 Mit 2 4 6 8 Çocuk ve Korku 10 ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR Eğer, bir çocuk sürekli eleştirilmişse; Kınamayı ve ayıplamayı öğrenir. Eğer, bir çocuk kin ortamında büyümüşse; Kavga etmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa; Sıkılıp, utanmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse; Kendini suçlamayı öğrenir. Eğer, bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse; Sabırlı olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse; Kendine güven duymayı öğrenir. Eğer, bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse; Takdir etmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse; Adil olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse; İnançlı olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk kabul ve onay görmüşse; Kendini sevmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir. Dorothy Law Nolte Çeviri: Doğan Cüceloğlu

Sayfa 2 YAŞAM REHBERİM HAYIR! DEYİNCE KÖTÜ EBEVEYN OLMAZSINIZ! Psikolog Şeyda Özdalga Anne babaların çocuk disiplininde yapması gerekenler nelerdir? Aile üyelerinin belli bir düzene göre yaşaması için oluşturulan disiplin, genel anlamıyla kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümüdür. Bu, evin ve ailenin değer, düşünce ve davranışlarına uygun, yapılması ve yapılmaması gereken davranışları içeren önlemler yani bir davranış düzeni demektir. Akşam yatma saati, yeme düzeni, tv seyretme, diş fırçalama gibi durumların sağlıklı ve bilinçli düzenlenmesi (kısıtlama engelleme değil), düzenli bir yaşam sistemi yaratmaktır. Bazı ailelerin disiplini(düzeni) daha katı, bazılarının ise esnektir. Burada önemli olan bu düzenin nasıl yapıldığıdır. Kuralların yerleşmesini sağlamak için davranış öncesi, davranış sırasında ve davranıştan sonra yapılması gerekenler vardır. Davranıştan önce; Önleyici açıklama yapmak, kuralları öğretmek. (Sokakta ağlayarak bir şey isteme- sinden ne kadar rahatsız olduğunuzu, nasıl davranması gerektiğini belirtmek) Çevreyi, koşulu değiştirmek.(yemek zamanında zor yemek yiyorsa yemek öncesinde abur cubur yemesini engellemek ya da yemek saatini değiştirmek) Örnek olmak (Anne Baba olarak model olmak. Çocuklarının küfürlü konuşmasını istemeyen anne babanın, kendisinin küfürlü, argo konuşması gibi) Aşamaları öğretmek (Odasını toplama beklentiniz ne kadar gerçekçi? Odasını nasıl toplaması gerektiğini aşama aşama öğretmelisiniz. Arabalar buraya, legoların kutusu bu ) Sorun sırasında; Gerçek sebebi anlamaya çalışmak. (Çocuk için sorunu yaratan durumun altında bir engellenmişlik ya da başka istek ve ihtiyaçlar olabilir. Anne-babasının yanında korku sebebiyle yatmak isteyen çocuk, doyuma ulaşmamış bir sevgi gereksiniminde olabilir.) Alternatifler sunmak (Ablasının defterini karalıyorsa ona başka bir defter almak Duygularınızı belirtmek ( Yemeğini yemediğin zaman üzülüyorum, beslenemediğini düşünüyorum. Arkadaşına vurduğun zaman onun canı yanıyor, çok üzülüyor. ) Sorundan sonra; Sonuçları değerlendirmek ( Bak odan toplu olmayınca, aradığın oyuncağı bulamıyorsun. ) Sonuçları yaşamasına izin vermek (Duvarını boyayan çocuğun, duvarı temizlemesini sağlamak)

Yıl, 3 - Sayı, 30 Sayfa 3 HAYIR! DEYİNCE KÖTÜ EBEVEYN OLMAZSINIZ! Psikolog Şeyda Özdalga Çocuğa hangi noktada hayır denmelidir? Kabul sınırlarınızı aşan durumlarda, davranıştan önce kuralı öğrettiğiniz durumlarda, sık tekrarlanan durumlarda kararlı ve tutarlı hayır denmesi davranışın yeniden düzenlenmesine başlangıç olacaktır. Hayır demek ceza demek değildir. Çocuğa gösterilen bir tavırdır. Hayır çocuğun yaşına, kişilik yapısına ve özel durumlara göre düşünülmelidir. 3 yaşında yemeğini üstüne dökmeden yemesi beklenemez. Bazı isteklerine hayır demenin yarar ve zararları nelerdir? Kısıtlayıcı sınırlar ve aşırı kontrol, denemek ve keşfetmek için çocuğa çok az özgürlük sunar. Tamamen yetişkine ait bir kontrol çocuğun özdenetimi geliştirmesini engeller. Öğrenme ve sorumluluk kazanmayı engeller, çocukta isyanı körükler. Hayır lar çocuklara sınırları öğretmek, elindekilerle tatmin olmasını sağlamaktadır. Sorumluluk ve özgürlüğün aile bireyleri arasında sağlıklı dağılımı söz konusudur. Anne baba ve çocuğun hakları güvence altındadır. Sınırların ihlal edilmesi durumunda nelerle karşılaşacağı, önceden tüm taraflar tarafından bilinir. Ağlayarak oyuncağa ulaşamayacağını bilir. Öğrenmeyi ve sorumluluk kazanmayı arttırır, işbirliğini ve ilişkileri düzenler. nışları önlemek, kuralları net ve anlaşılır şekilde öğretmek için ihtiyaç duyulan yöntemleri sağlar. Sağlıklı sınırlar konulduğunda öğütlere, tehditlere, cezalar, rüşvetlere gerek kalmayacaktır. Sınırlar çocukların araştırma yapmalarına yardımcı olur. Neden sonuç ilişkilerine bu şekilde ulaşırlar. Sınırlar ilişkileri tanımlar kim ebeveyn? Kim çocuk? ve sınırlar güvenlik sağlar. Çocuklar anne babalarından anne-baba olmalarını isterler. Anne babalarının sınırları belirlemede kararlı olmalarını ve kendilerine güvenecekleri sınırları sağlamalarını beklerler. Kararlı ve tutarlı bir tutum sergileyiniz. Mesajlarınız çocuğu davranışı üzerine olsun. Doğrudan ve belirgin ifadeler kullanınız. Normal bir ses tonu kullanınız. Sonuçlarla yüzleştiriniz. Sözlerimiz davranışlarımızla desteklenmelidir. Ebeveyn çocuğun isteklerini yapmadığında suçluluk psikolojisinden nasıl kurtulabilir? Suçluluk psikolojisi yanlış yaptığına inanmaktır. Çocuğa sınır koymak, yanlış davra-

Sayfa 4 YAŞAM REHBERİM 80LER İN ÇOCUKLARI, ŞİMDİNİN ANNE-BABALARI www.hurriyetaile.com Eskinin sokakta oynarken dizleri kanayan çocukları olarak şimdinin bırakın dizlerini kanatmasını neredeyse düşmeyen çocuklarını büyütme derdindeyiz. Oysa tentürdiyot basıp üflerdi annelerimiz bacaklarımızdaki yaralara. Eminim çoğumuzun dizlerinde hâlâ izi vardır o günlerden kalma yaraların. Sadece kaldırımlarda değil, caddelerde de oyun oynardık. Böyle vızır vızır geçmezdi arabalar yollardan. Geçenler de tek tük olurdu zaten. Toplarımız kaçardı o aheste giden arabaların altlarına. Bağırırdık bas bas: Amca dur! Topumuz kaçtı arabanın altına! diye. Belki inanmazsınız ama dururdu şoförler o pek kıymetli oyun arkadaşımızı patlatmamak için. Ne de olsa epi topu bütün mahallede tek bir arkadaşımızın topu vardı o günlerde. Her çocuk hemen hemen istediği her şeye sahip değildi bugünkü gibi. Yine de daha bir mutluyduk sanki. Caddelerde taştan yapılma futbol kaleleri olurdu. Birkaç taş üst üste konarak, genişliği adım hesabı ayarlanmış Aldım verdim ben seni yendim diye oluşturulurdu takımlar. Kaldırımlarda lastik oynadı- ğımız ipler de olurdu, yakınlarda yapılan bir inşaattan alınmış kiremitlerle çizdiğimiz mata ların izleri de O pek kıymetli toplarımızın başına gelmedik kalmazdı. Apartmanların ilk katındaki balkonlara kaçardı mesela. Seslenirdik, biri çıkıp bize geri atardı topumuzu. Çok rahatsız eder sürekli topu aynı balkona kaçırırsak, gide gele sıkılan büyükler son bir uyarı vermek için tehdit ederlerdi: Bu son olsun, bir dahakine keserim topunuzu! diye. Kaç kez daha kaçardı o top o balkona Yine de kimse kesmezdi topumuzu. Boruların içine kâğıttan yaptığımız küçük külahlarla birbirimizi şişlerdik sonra. Cicozlarımızla (misket) oynardık bir daha asla aynı tadı ve kokuyu bulamadığımız Tipitip sakızlarımızı çiğnerken. Biz gerçekten de küçük birer koleksiyoncuyduk o zamanlar. Pul biriktirirdik gerçekten de, hatta peçete gibi, gazoz kapağı gibi akla hayale gelmeyecek şeyler topladığımız da olurdu. Birbirimizle değiş-tokuş yapar, farklı iletişimlerde bulunurduk. Farkında bile olmadan paylaşmayı öğrenirdik. Sokak oyunlarında yenip/yenilip hayatın minik provasını yapar, anlaşmazlıklarımızı kendi aramızda çözer, sosyalleşirdik. Evde tek başına bilgisayarda oyun oynayan kimseyi bulamazdınız. Evde oturmak kadar sıkıcı bir şey yoktu çünkü. Evdeyseniz ya cezalıydınız, ya da çok ödeviniz vardı yetiştirmeniz gereken. Bilgi de çok daha kıymetliydi. Dönem ödevlerimiz vardı sayfalarca yazdığımız Herkes sınıf geçemezdi ayrıca, sınıfta kalmak vardı. Çift dikiş vardı Her kullanım için ayrı bir terlik vardı evlerimizde. Balkon, misafir, tuvalet terliği

Yıl, 3 - Sayı, 30 Sayfa 5 80LER İN ÇOCUKLARI, ŞİMDİNİN ANNE-BABALARI www.hurriyetaile.com vardı mesela. Hiçbiri, bir başkasının yerine kullanılamazdı. Ha, bir de annemizin popomuza vurmaya yetişemediği zamanlarda arkamızdan savurduğu meşhur terliği vardı, ki benim zamanımdakilerden tadına bakmamış olan yoktur sanırım. Hele ki misafir odası diye bir bölüm vardı ki, evin en güzel ama en az kullanılan yeriydi. En lerin odasında pek tabii ki en değerli eşyalarımız da sergilenirdi. Evin en güzel yeriydi ama evin asıl sahipleri kullanamazdı orayı. O odanın kapısı, bir misafirin gidişinden, diğer misafirin gelişine kadar kapalı tutulurdu. Terli terli su içerdik biz. Doya doya, kana kana hem de. Sokakta akan bir hayrat varsa önünde diziliverirdik. Birinci kanım! İkinci kanım! diye. Kimin ilk önce su içeceğini bu nâralar belirlerdi. Apartmanımızın önünde oynardık. Kimse de Git öte! Kafam şişti! demezdi. Asansörlü apartman bulmak bile zordu o zaman. Evimize çıkmaya, onca merdiveni tırmanmaya üşenir, en alt kattaki komşu teyzemizin zilini çalardık. En kötü, seslenirdik camdan. Elinde bir sürahi su, bir de bardakla çıkıp gelir, hepimize istediğimiz kadar su verirdi hem de aynı bardaktan. Annelerimizin kabul günleri vardı isteyen herkesi eve misafir olarak kabul ettiğimiz. Paralı değildi günler; kapalı gruplara değildi. Kaç kişinin geleceğini bilmeden hazırlanırdı ikramlar. Pastalar, kurabiyeler, börekler Herkes sadece kendi gibilerle görüşmezdi. Annemin kabul günü ayın 15 iydi mesela. Herkes bilirdi ki, o gün Meral in kabul günü. İsteyen, canı sıkılan gelirdi. Herkese açık olan kapımızdan kimse geri çevrilmezdi. Pastaları börekleri lüp lüp mideye indiren teyzelerin son çaylarını şekersiz içmelerinden ibaretti diyet. Kabul günlerinde gelemeyenler de haber yollarlardı oğulları ya da kızlarıyla. Annemler yarın size gelecek bir mâniniz yoksa diye bir cümle vardı o zaman tedavülde. Mâniniz yoksa size oturmaya gelecekler. Hiç hatırlamıyorum bir mânimiz olduğunu. Herkese, Buyursunlar! denirdi. Kimse geri çevrilmezdi. Kimsenin Foursquare i de yoktu, cep telefonu da. Tek bir kanal vardı siyah beyaz televizyonlarda. Yılbaşında en büyük sürpriz, televizyonda çıkacak Nesrin Topkapı ydı bizim için. Facebook a, Instagram a koymak için çekilmezdi pek kıymetli 36 pozlık fotoğraflar. Cümlelerimizi 140 karaktere sığdırmaya çalışmazdık. Sokakta oyun oynamaya çağırmak için balkonlarının camlarının altına gidip Aaaayyyşeeee! diye bağırmak kâfiydi o zamanlar. Çıkardı Ayşe, oynardık doyasıya. Ta ki annesi akşam olup da Ezan okundu kızım! Eve gel artık! diye seslenene kadar.

Sayfa 6 YAŞAM REHBERİM ÇOCUKLARINIZI ANLIYOR MUSUNUZ? www.minikokul.com Çocuğun doğumundan itibaren anne ve babanın tüm ilgisi çocuk üzerindedir. Ebeveynler için en değerli varlıklarıdır çocukları. Pekâlâ, bu kadar değer verdiğimiz ve her anımızı geçirdiğimiz çocuklarımızı anlıyor ve tanıyor muyuz? Çoğu anne ve baba bu soruya kesinlikle tanıyorum diye cevap vermektedir. Hemen ardından da benim çocuğum şu yemeği sever, bu elbiseyi giymekten hoşlanır, bu yemekleri sevmez diye kesin cevap verirler. yalarının olmasını ister. Ancak çocuk anne ve babadan ayrı bir kişilik geliştirir. Bu nedenle çocuğunuza yaklaşımlarınız çok önemlidir. Bu dönemin özelliklerini bilmek de faydalıdır. Bu sayede çocuklar kendine güveni olan, nerede nasıl davranacağını bilen ve sorumlulukların farkında olan bireyler olarak yetişir. Çocukların davranış özelliklerini bilmek ve tam olarak anlamak onların sosyal gelişimini yönlendirmek açısından önemlidir. Ebeveynler her dakikasını birlikte geçirdiği, her gün birlikte oldukları çocuklarını bazen tam olarak tanıyamamakta ve bu sebeple onların psikososyal gelişimini iyi yönde yönlendirmekte zorluk çekmektedirler. Anne ve baba çocuğun her durumundan haberdar olmalı ve onunla ilgilenmelidir. Bakım sadece giydirmek veya yedirmek gibi ihtiyaçlarını karşılamakla bit- Çocuğumu Anlamak İçin Ne Yapmalıyım? Çocuğunuzu iyi anlamak için en önemli şey, onun gelişim dönemlerini ve o dönemin özelliklerini iyi bilmenizdir. Çocuk sürekli bir büyüme ve gelişme içindedir. Anne ve babalar çocuklarının kendilerine benzemesini hatta kişilik bakımından kop-

Yıl, 3 - Sayı, 30 Sayfa 7 ÇOCUKLARINIZI ANLIYOR MUSUNUZ? www.minikokul.com miyor. Önemli olan çocuğu ruhsal yönden doyurmaktır. Bunun içinde anne ve baba ile çocuk arasında iyi bir ilişki olması gerekir. Çocuğun ailesi ile kurduğu ilişki, diğer insanlarla kuracağı ilişkinin ve insan ilişkisinin temeli olur. Eğer siz çocuğunuzla iyi bir ilişki kurduysanız, ona duyduğunuz güveni ve sevgiyi hissettirebildiyseniz, çocukta yaşamının iyi olduğu konusunda bir güven duygusu başlar. iletişim kurulmuş olur. Çocuklar sürekli olarak anne ve babasına bir şeyler anlatmaya çalışır ve her zaman konuşmak isterler. Böylece anne ve babasının kendisini anlamasını ister. Çoğu zaman da duygularını ya da düşündüğü bir şeyi anlatmakta güçlük çekerler. Bu durumda anne çocukla konuşup, ne anlatmak istediğini anlamaya çalışmalı ve ona anlatacağı şey hakkında yardım etmelidir. Çünkü kendini ifade edemeyen bir çocuk her an sinir içinde olur. Patlamaya hazır bir bomba gibidir. Çoğu zaman kimseyle konuşmak istemez ve küser. Yani ebeveynler ve çocuk birbirine ayak uydurmakta güçlük çekerler. Ancak her zaman en önemli nokta çocuğa verilen sevgidir. Çocuğu sevgi ile beslemek ve ona sevgi göstermek her sorunun cevabıdır. Çocuklarla İletişim: Anne-Çocuk İlişkisi Çocukla konuşmak da bir diğer önemli noktadır. Çocuğunuzla sürekli konuşun. Konuşmakla çocuğunuzun gelişimine katkıda bulunmuş olacaksınız. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerine önem verip, dikkate almak çocuğun öz güvenini geliştirir. Bu sayede çocukla iyi bir ilişki ve

Sayfa 8 YAŞAM REHBERİM İNGİLİZCE ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ 10 MİT www.gencgelisim.com Al sana kuyruklu bir yanlış inanış daha. Allah aşkımıza hangi birimiz çocukken, çatır çatır dilimizi konuşurken gramer biliyorduk. Okula başladıktan sonra grameri öğrendik. Dili öğrenmek için illaki gramerinden başlamak, gramerle gitmek gerekmez. Zaten zaman içinde gramer kendini size öğretir. İngilizce öğrenmek istemeyenimiz yok, hepimiz öğrenmek istiyoruz. Kurslara başlıyoruz, setler alıyoruz ama bir türlü sonunu getiremiyoruz. Peki neden? Çünkü bilinçaltımız dil öğrenimi ile ilgili bir sürü yanlış inanışa sahip. Ne zaman konu dil öğrenmekten açılsa eminim ki sayacağımız yanlış inançlardan bir kaçını duyuyorsunuz. Gelin bu yanlış inanışlara bakalım ve doğrusu neymiş onu görelim: 1: Yabancı dil öğrenmek zordur! Alakası yok. Bir çocuğun dilini öğrenirken hiç zorlandığını gördünüz mü? Çocuk doğar ve büyürken doğal olarak dilini öğrenir ve konuşur. 4: Yabancı dil öğrenirken ezber yapmak lazım! Bizim ezberci eğitim sistemimizden kalan yanlış bir inanç daha. Dil ezberle öğrenilmez, doğal bir şekilde öğrenilir. Hayatı tiyatro oyuncuları gibi oyunumuzu ezberleyerek yaşasaydık bu mit geçerli olabilirdi. Lakin hayatı doğal ve kendi akışında yaşıyoruz. Dil de aynen böyle öğrenilir. 5: Yabancı dil öğrenirken kursa gitmek lazım! Olsa olsa kurs açıp zengin olmak isteyen uyanık tüccarların aklımıza soktuğu bir yanlış inanış Dil en güzel hayatın içinde öğrenilir. Kursta öğrenilseydi zaten 12 yıllık 2: Yabancı dil öğrenmek uzun sürer! Uzun sürmez. Dili kullanmaya başlama seviyesine gelmek 5-6 aylık bir süreçtir en fazla. Ama ondan sonra dili geliştirme süreci bir ömür sürer. Zira dil de devamlı yenilenen bir gelişim gösterir. Bakın Türkçemize bile yeni yeni kelimeler ve ifadeler girmektedir. 3: Yabancı dil öğrenirken gramerden başlamak lazım!

Yıl, 3 - Sayı, 30 Sayfa 9 İNGİLİZCE ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ 10 MİT www.gencgelisim.com zorunlu eğitimin sonunda bülbül gibi İngilizce konuşur olurduk. 6: Yabancı dil öğrenirken illaki yurtdışına gitmek lazım! Hiçte değil. Artık dünya teknoloji sayesinde bir apartmana döndü. İstediğimiz an istediğimiz kişilerle, kültürle irtibat kurabiliyoruz. O yüzden dil öğrenmek için yurtdışı şart değildir. Pratik yapmak isteyenler için Sultanahmet meydanında 72 milletin evlatları hazır ve nazır olarak beklemektedir. 7: Yabancı dil öğrenirken altyazılı filmler seyretmek iyidir! Eğer altyazısı Türkçe ise değildir. En güzeli İngilizce filmi İngilizce altyazı ile seyretmektir. Öbür türlü anlamını takip edeyim derken asıl İngilizce diyaloglar kaçırılır. Zaten 20-30 İngilizce filmden sonra anlama gücünüzün geliştiğini görünce Türkçe altyazıyı kıyamete kadar bırakacaksınız. 8: Yabancı dil öğrenirken çok para gerektirir! Tek kuruş vermeden ya da 100 lira gibi bir parayla eğitim materyali alarak dil öğrenen çok insan tanıyorum. Pahalı kursları, pahalı kitapları bırakın; web siteleri, akıllı telefon uygulamaları, film, gazete, kitap gibi yardımcı yöntemlerle öğrenin, paranız cebinizde kalsın. tarafta yakamıza yapışacaklar. Yok böyle bir şey! İnsan İngilizce öğrenmek için uğraş veriyorsa elbet sonrasında da o dille biraz haşir neşir olur. Film seyretmek, kitap okumak, web sitelerini gezinmek bile sizin o dille olan bağınızı canlı tutmaya yeter. 10: Belli bir yaştan sonra yabancı dil öğrenilmez! Bunu diyenlere belli bir yaştan sonra yemek yeme o zaman demek lazım. Yurtdışında bulunduğum bir eğitim programında en genç kişi bendim. 50-60 yaşlarında insanlar ve hiç unutmayacağım 86 yaşında Boris amca vardı. Siz böyle laflara kulak asmayın. Öğrenmenin ve aşkın asla yaşı yoktur. Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki; kendinizi neye inandırırsanız o şekilde öğrenirsiniz. Dilin içine girerseniz dil size kapısını sonuna kadar açar. Yeter ki onunla ilişkinizde samimi olun. Karar verip azimle öğrenmeye başlarsanız dil öğrenme hedefinizde her zaman başarılı olursunuz. 9: Yabancı dil nankördür, hemen unutulur! Kedilere yaptığımız haksız ithamın bir benzerini de İngilizceye yapmışız, öbür

Sayfa 10 YAŞAM REHBERİM ÇOCUK VE KORKU www.minikokul.com Çocukluk Korkuları Çocuk yaşta ortaya çıkan korkuları düşündüğümüz zaman ilk aklımıza gelenler arasında okul korkusu, karanlık korkusu, yalnız kalma korkusu, anneden ayrılma korkusu, yabancı korkusu bulunur. Bu listeyi tabii ki daha da uzatmak mümkündür. Öncelikle belirtmek gerekir ki, korku normal gelişimin bir parçasıdır ve kişinin kendini tehlikelerden sakınmasını sağlar. Korku, bebeklikten ergenlik dönemine kadar, sıkça rastlanan bir durumdur, öyle ki araştırmalar, çocukların yüzde 90 ında gelişimlerinin bir döneminde herhangi bir şeyden korktuklarını göstermektedir. Bu nedenle çocuklardan kayıtsız, şartsız korkusuz olmalarını beklemek çok gerçekçi olmaz. Fobiler Öncelikle korku ve fobileri ayırmakta yarar vardır. Bir korkunun fobi olarak adlandırılabilmesi için şu ölçütlere uyması gerekir: Çocuğun yaşadığı korkunun, durumun verileriyle orantısız şekilde büyük olması, örneğin parkta bir kez bir çocuğun salıncaktan düştüğünü gördüğü için hiç salıncağa binememek gibi, Çocuğun açıklamalarla ikna olmaması, Çocuğun isteminin dışında aşırı derecede korkması, Korkulan durumdan bilinçli olarak sakınması Fobi uzunca bir süre devam eder ve herhangi bir yaş dönemine özgü değildir. Fobilerin bazılarında, bu duruma neden olan bir olay saptanabilirken, birçoğunda böyle bir olayı saptamak mümkün değildir. Korkular Bazı korkular, belli yaş dönemleri için normal sayılır. Örneğin, bebeklik döneminde yüksek sesten ve fiziksel desteğin aniden yitirilmesinden korkulması doğaldır. Bebeğin yaklaşık 8. ayda geliştirdiği ve bir bir buçuk yıl kadar sürebilen yabancı korkusu da normal kabul edilir. Çocuğun beş yaş civarında geliştirdiği; örneğin, cadı, canavar gibi birtakım hayali figürlerden korkması da ruhsal gelişimi için beklenebilir bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli yaş dönemlerinde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğudur. Korku tepkisi nasıl gelişir? Bebeğin anneye bağlanmasının en önemli nedenlerinden birisi, annenin bebekteki korkuyu azaltma kapasitesidir. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde, yeni bir durumla karşı karşıya kalındığı zaman, çocuğun göstereceği tepkide annenin tepkisi çok belirleyicidir. Çocuk, örneğin ilk kez bisiklete binmeyi öğrenecekken annenin

Yıl, 3 - Sayı, 30 Sayfa 11 ÇOCUK VE KORKU www.minikokul.com yüzündeki ifadeyi ve davranışlarını inceler. Eğer anne, çocuğa destek veriyorsa ve onun gittikçe kendine güven kazanmasını ve bağımsız olmasını sağlıyorsa, çocuk bisiklete binmeyi zevkli bir durum olarak algılayacak ve bütün dikkatini bu etkinliğe yöneltecektir. Öte yandan, anne ya da çocukla ilgilenen diğer bir kişi, çocuk bu öğrenme sürecini yaşarken sürekli endişeli bir yüz ifadesiyle onu izler ve uyarılarda bulunursa veya onu azarlarsa, çocuk dikkatini vermesi gereken etkinlikten ziyade, hayatında kendisi için çok önemli olan kişiyle ilgilenecek ve o durumla bağlantılı olarak ortaya çıkan endişesi giderek yükselecektir. Bu da çocuğun o durumdan kaçınmasına ve bir daha karşılaşmak istememesine neden olacaktır. Bu kaçınma davranışına biz korku diyoruz. Korku bir kaçınma davranışı olarak ortaya çıkabileceği gibi, bir şartlanma olarak da ortaya çıkabilir. Bebeklik döneminde yüksek sesten korkmanın normal olduğundan bahsetmiştik. Bu dönemde, bebek tam banyosunu yaparken, dışarıda çok büyük bir gürültü meydana geldiğini varsayalım. Bu talihsiz durum, bebeğin bir su veya banyo fobisi geliştirmesine neden olabilir. Korkunun bir diğer kaynağı da, çocuğun başkalarını korktukları durumlar içinde izlemesidir, yani korkuyu görerek öğrenmesidir. Örneğin, çocuk annesini uçağın içinde bembeyaz olmuş bir yüzle görür ve annenin panik içinde olduğunu anlarsa, o da uçaktan korkmaya başlayabilir. Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk değil, annedir. Anne, çocuğun kendisinden ayrılıp, örneğin okula başlamasını istemez ve bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuğa aktarır. Anne, çocuğa o okula başladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok özleyeceğini, birlikte ne kadar güzel zaman geçirdiklerini anlatmaya başladığında ve bunu uzunca bir zaman sürdürdüğünde, çocuk okula başlamayı adeta annesine ihanet etmekle eşanlamlı tutmaya başlar ve okula gitmek istemeyebilir. Bu da okul fobisi veya ayrılma endişesi olarak tanımlanabilir. Sonuç olarak çocukluk döneminde çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilen, çok çeşitli tiplerde korkular olabileceğini gördük. Çocukta korkuyla baş ederken, korkunun bir yaş döneminin özelliği mi olduğu, korkuya neden olan belli bir olayın olup olmadığı iyice araştırılmalıdır. Anne ve babalar, çocukla kurdukları ilişkiyi gözden geçirmeliler, çocukla birlikte bu konuyu ele almalılardır. Bütün bunlara rağmen çocuğun korkusunda bir azalma olmuyorsa, bu konuyla ilgili profesyonel bir yardım aramakta yarar vardır.

P O L İS A K A D E M İS İ B A Ş K A NL IĞ I R E H B E R L İK V E P S İK O L O J İK D A N IŞ M A B Ü R O A M İR L İĞ İ Kendimizle arkadaşlık çok önemlidir. Onsuz, dünyada başka hiç kimseyle arkadaş olamayız. Eleanor Roosevelt YERİMİZ; Başkanlık Binası 1. Kat Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği TELEFONLARIMIZ; 28790 28793 28794 Basım Merkezi: Polis Akademisi Fakülte Ders Araçları ve Yayın Şube Müdürlüğü