KANATLARI YAMALI KUŞ

Benzer belgeler
Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

BİL BENİ BİLEYİM SENİ

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Can Göknil. Öykü ORMANDAKİ ARKADAŞ

Turgut Erbek YANIK DEĞİRMEN. Resimleyen: Claude Leon

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Kemal Özer. Öykü ÇOCUKLUK ANAYURDUM. Çeviren: Aslı Özer. 2. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ. 5 Basım SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Ülkü Tamer. Öykü PULLAR SAVAŞI. Kapak Resmi: Gözde Bitir

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

Delal Arya. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

Erich Kästner KÜÇÜK ADAM VE KÜÇÜK HANIM

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu)

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Öykü KÖMÜRCÜ ÇOCUK. Çeviren: Aslı Özer. Resimleyen: Claude Leon

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

İhmal Amca DESTANLAR VE MASALLAR BOYALI KIRLANGIÇ. Masal. Resimleyen: Turgut Keskin

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

AĞAÇLARIMIZA NE OLDU?

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Zeyyat Selimoğlu. Öykü UYUMSUZ NURİ. 3. basım. Resimleyen: Kutlay Sındırgı

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Yalvaç Ural Ödülleri: Buket Topakoğlu

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Samed Behrengi DESTANLAR VE MASALLAR BİR VARDI BİR YOKTU. Masal

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü SU KARDEŞLER. 3. basım. Resimleyen: Gözde Bitir

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

3 YAŞ BİRİMİ EKİM BÜLTENİ

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

ZİYA OSMAN SABA CÜMLEMİZ BÜTÜN ŞİİRLERİ

GÖRÜNMEZ OLAN TONİNO NUN MACERALARI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Doğan Gündüz. Öykü ACAYİP BİR HEDİYE. 2. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Rut: Bir Aşk Hikayesi

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz


ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Adnan Binyazar. Roman GÜNIŞIĞINA YOLCULUK OKUL YILLARI. 1. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Küçüklerin Büyük Soruları-3

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Güngör Tekçe TRİK TRAK. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. André Maurois. Roman ŞİŞKOLARLA SISKALAR. Çeviren: Ülkü Tamer. 18. basım. Resimleyen: Fritz Wegner

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

HAZİRAN 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Haziran 2015 Bülten

4.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Transkript:

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 12.. basım basım Resimleyen: Mustafa Delioğlu

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ Resimleyen: Mustafa Delioğlu

www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Banu Durgunay Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal Yurtoğlu 1. Basım: 2012 2. Basım: 1000 adet, Mart 2014 ISBN 978-975-07-1562-4 Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 2012 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yayıncı Sertifika No: 10758 Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 Kapak Baskı: Azra Matbaası; Sertifika No: 27857 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok Kat: 3 No: 3/2 Topkapı, Zeytinburnu, İstanbul İç Baskı ve Cilt: Ayhan Matbaası; Sertifika No: 22749 Adres: Mahmutbey Mah. Devekaldırımı Cad. Gelincik Sk. Güven İş Merkezi No: 6 Kat: 3 Bağcılar, İstanbul

Bu kitabın sahibi:...

Osman Şahin Osman Şahin, 1940 ta Mersin in Aslanköy ilçesinde doğdu. Dicle Köy Enstitüsü ile Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü nü bitirdi. Güneydoğu, Malatya, İzmit, İstanbul liselerinde spor öğretmenliği yaptı. Kırmızı Yel ile TRT Öykü Büyük Ödülü nü, Ağız İçinde Dil Gibi ile 1980 Nevzat Üstün Öykü Ödülü nü, Selam Ateşleri ile 1992 Ömer Seyfettin Öykü Ödülü ve 1994 Sait Faik Hikâye Armağanı nı, Mahşer ile 1998, Ölüm Oyunları ile 2003 Yunus Nadi Öykü Ödülünü aldı. Bugüne dek 23 öyküsü filme alındı. Filmler, yurtiçi ve yurtdışı film festivallerinde ödül kazandı.

KANATLARI YAMALI KUŞ İçindekiler Hayat Taşı Sınavı, 7 Anam Kaza Geçiriyor, 13 Babam Beni Okuldan Alıyor, 16 Nişan, Düğün, 19 Kocam Tekrar Evlenmek İstiyor, 36 Yeni Gelinle Yaşamımız, 46 Gürel Çocuklu Günler, 94 Kanatları Yamalı Kuş, 100 Gürel in Anası Beş Yıl Sonra Geliyor, 104 Gürel Yedi Yaşında, 110 Gürel Okula Başlıyor, 113 Oğlumuz Öğretmenimiz Oluyor, 116 Güreli Nasıl Okuttum?, 121 Gürel Üniversiteyi Bitiriyor, 126 Partici Cemil, 137 Haciz, 153 Gürel Sonunda Aradığı İşi Buluyor, 162 Gürel Evleniyor, 165 Norveçli Lena Toroslarda, 176

Hayat Taşı Sınavı Başka yörelerin geleneklerini, göreneklerini bilmem, görmedim. Ama bizim oraların adetlerini, ormanlı dağların kuşattığı küçücük köyümü, çevresini iyi bilirim. Bizim orada çalışkan insana büyük değer verilir, çalışana derin saygı duyulurdu. O kadar ki köyümüzde doğmuş, büyümüş bir insanın yaşı, onun dünyaya geldiği tarihle, yıl ile ölçülmezdi. Yaşı, çalışmaya, dünyaya emek çekmeye başladığı günle, yıl ile hesap edilirdi. Bu yüzden bizim oralarda, kız-erkek fark etmez, bir çocuk yedi yaşına gelince onun için bir çalışma töreni düzenlenirdi. Yedi yaşına eren çocuklara o gün düğün, bayrammış gibi özen gösterilir, üstü başı tertemiz giydirilirdi. Ana ile babasının eşliğinde tarlaya gidilirdi. Bir taş yığınının yanına gelince durulur, sonra da çocuğa, yığından bir taş alıp taşıması ya da 7

8

aldığı bir taşı birkaç adım öteye taşıması söylenirdi. Taşlar ağır değildi pek; üç dört kilo ancak çekerdi. Çocuk, derin bir nefes aldıktan sonra taşı yerden kaldırır atarsa ya da birkaç adım ileriye kadar taşırsa bu sınavdan yüzünün akıyla çıkmış sayılırdı. Bu sınava, Hayat Taşı Sınavı derlerdi. Sınavı veren çocuğun, o günden sonra evde, tarlada, bağda bahçede rahatça çalışabileceğine inanılırdı. Bu yüzden o çocuğun yaşı, çalışmaya, emek çekmeye başladığı, sınavı verdiği o yıl ve gün ile ölçülürdü. Tarlaya çalışmaya giden çiftçiler, kırmızı renkli bir peştamalın içine o gün yiyecekleri ekmeği, katığı koyar, çıkın yapar, sonra da bellerine kuşak misali sararlardı. Çalışan insanın simgesi olan kırmızı kuşağı, sınavı kazanan çocukların bellerine törenle sarar bağlarlar, kuşağın içine de yağlı ekmekle yağlı çörek koyarlardı. Köyümüzde yediden yetmişe hemen herkes, çocukken bu sınavdan geçmişti. Bu sınavdan geçmeyen insan hemen hemen yok gibi bir şeydi. Bu yüzden herkesin Hayat Taşı Sınavı ile ilgili acı tatlı birçok anısı vardır, olmuştur. Yaşlı nineler, dedeler, yeri geldikçe çocukları ile torunlarına anılarını tatlı tatlı anlatırlardı. Bir de sınavı verememek korkusu vardı kaderde. Eğer çocuk iyi beslenememiş de bu sınavı başaramamışsa yani taşı yerden kaldıramamış, soluk soluğa Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ 9

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ kalmışsa, kaldırdığı taşı birkaç adım ileriye kadar götürememişse o çocuğa Gevşek Çocuk kaldırıp atamadığı taşa da Zayıflık Taşı denilirdi. Gevşek çocuk olmak iyi sayılmazdı pek. Akranları, yaşıtları, gevşek çocuklara ara sıra takılırlar, onları biraz hor ve aşağı görürler, pek yüz vermezlerdi onlara. Çünkü gevşek çocukların gelecek yaşamlarında da tembel ve başarısız olacaklarına inanılırdı. Bu yüzden o yıl başarısız olan çocuklar yani bellerine Kırmızı Ekmek Kuşağı nı sardırma şansına eremeyenler, ertesi yıl tekrar Hayat Taşı Sınavı ndan geçirilirlerdi. Gevşek çocukları sınavdan önce bir telaş alır, birçoğu günler öncesinden taşlar indirip kaldırarak, ellerinden geldiğince sınava hazırlanmaya çalışırlardı; sınavı bir an önce verip de bellerine kırmızı ekmek kuşağının bağlanması için. Pembe Kız olarak ben, yedi yaşına girdiğim gün, anamla babamın önünde bu sınavı başarıyla verdiğimi bugün gibi anımsıyorum. Parlak, ılıman bir gündü. Ağaçlar çiçek açmıştı. Sular coşkuyla akıyordu. Babamın, yerden kaldırıp atmamı istediği taş, düz, yuvarlak, kaygan bir taştı. Birazcık da ağırdı. Ama bir tutuşta kaldırdım, fırlattım attım taşı. Taş düştükten sonra bir süre yuvarlandı gitti. Sınavı başarıyla vermiş olmalıyım ki anam ile babam kucaklarına aldılar beni. Öptüler, sevdiler. Belime, içi yiyecek dolu kırmızı renkli ekmek kuşağını sardılar. Sonra da kulağıma 10

eğilerek yaşamım boyunca unutamayacağım şu öğütleri verdiler: Kızım, hayat bu taşa benzer, yükü biraz ağırdır. Hayat Taşı nı sakın elinden bırakma! Bıraktığın an başkalarına muhtaç olursun! Kimseye haksızlık etme! Hak yeme! Bu öğüdü vaktiyle bizler atalarımızdan duymuş, dinlemiştik. Şimdi de sen bizlerden dinliyorsun. Haydi, çalışma yaşın uğurlu olsun! Bu şaşmaz öğüdün ardından cebime kuru üzüm, leblebi, şeker, lokum koydular. Ayrıca para verdiler. O günden sonra da anamla babam beni yanlarından ayırmadılar. Tarlada, bağda, bahçede, ekinde, dikimde, her işte çalıştırmaya başladılar. Bazen ot biçtim, inek otlattım. Tavuklara yem verdim. Bazen de çalı çırpı topladım. Ateş yaktım. Sonra da yaktığım ateşin işi sona erince ustaca söndürmeyi öğrendim onu. İlk emek yaşım olan yedi yaşımı böylece çalışmakla geçirdim. Yaz bitti. Sonbahar geldi. Yapraklar sarardı. Havalar soğudu. Köyde kış hazırlıkları yoğunlaştı. Derken ilkokul açıldı. Yaşım okul çağına geldiği için babam okula yazdırdı beni. Anam, renkli bezden okul çantamla, okul önlüğümü, beyaz yakalığımı dikiverdi. Kalemimi, defterimi, kitabımı çantamın içine koydum. Anamla babam okuma yazma bilmezlerdi. Ama okuyanı, yazanı severler, sayarlardı. Okulun açıldığı günü asla unutamam! Hangi çocuk unutabilir ki? O gün anamla babam elimden tu- Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ 11

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ tarak beni okula götürdüler. Numaram kırk dokuzdu. Birinci sınıfın öğretmeni Meliha Hanım tatlı bir insandı. O da bizim köyün yetiştirdiği öğretmenlerden biriydi. Anamla babamı tanır, bilirdi. Meliha Hanım herkese gösterdiği ilgiyi, yakınlığı bana da gösterdi. Saçlarımı okşadı, sevdi beni. Ben de bu sevgi halesi içinde okuluma başlamış oldum. İkindiüstleri okul dağılınca eve döner, bez çantamı yere koyar, elimi yüzümü yıkadıktan sonra, anamın hamur açtığı düz tahtanın üstünde dersime çalışırdım. Evimizde masa, sandalye yoktu. Çalışmam hava kararıncaya değin sürerdi. Sonra babam gaz lambasını yakar önüme koyardı, dersime rahatça çalışabileyim diye. Derslerimde gayretliydim. Bir ay sonra harfleri, heceleri, sözcükleri birbirine ekleyip sökmeye, tanımaya, okumaya başladım. Meliha Hanım çalışkan olduğum için hafta sonları renkli kurdele bağlar oldu saçıma. Sınıfta okuma yazmayı öğrenecek ilk beş öğrenciden biri olacaksın, derdi. 12

Anam Kaza Geçiriyor Ama ne yapayım ki o sıralar aklımızdan hiç geçmeyen, talihsiz bir olay geldi ailemin başına. Anam tarladan evimize gelirken, ürken atın üstünden yere düştü. Boyun kemiği ağır hasar gördü. Uzun süre yarı baygın, ölü gibi yerde yatan anamı sedye ile evimize getirdiler. O zamanlar köyümüzü Mersin e bağlayan yollar henüz açılmış değildi. Toros un yüksek kesimindeki köyümüzden Mersin e gidip gelen insanlar pek az olurdu. Bu yüzden gidip gelenlerin getirdikleri haberler köyümüzün takviminde önemli bir rol oynardı. Köyümüzde elektrik, telefon, motorlu araç da yoktu hiç. Sağlık Memuru Hasan ın verdiği ilaçlarla ve vurduğu iğnelerle yetinmek zorunda kaldı anacığım. Anamın başından iki gün ayrılmadık. İki gün sonra kendine geldiğinde, ayağa kalkıp yürüyecek halde 13

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ değildi anam. Yatalaktı. Boyun kemiği hasar görmüş, kalça kemiğinin biri kırılmıştı. Baştan aşağı kalın sargılar içindeydi. Anamın durumu böyle olunca onu o halde evde bırakıp okula gidemezdim. Anamın ufak tefek gereksinimlerini yerine getirmem, ona bakmam gerekiyordu. Babam kışları yol inşaatında çalıştığı için anama bakamazdı. Bütün babalar gibi benim babam da sürekli çalışmak zorundaydı. O çalışmadığı an aç kalırdık çünkü. Bu yüzden haftalarca okulumdan geri kaldım. Daha sonra haftalar, aylara eklenince öğrendiklerimin birçoğunu unutmaya başladım. Derken anamın sargıları açıldı. Boyun kemiği ile kırılan kalça kemiği iyileşmeye başlamıştı. Ağır aksak yerinden kalkabiliyor, bastonla evin içinde dolaşabiliyordu. Ama yeterince eğilemiyor, eğildiği zaman da kalkamıyordu anam. Bu arada koca kış geçmiş, bahar gelmişti. Derken mayıs ayında köyümüzün ilkokulu tatile girdi. Karneler dağıtıldı. Sınıfını geçen geçmiş, ben ise devamsızlıktan sınıfta kalmıştım. Ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Ama ne yapayım ki anama bakmak zorundaydım. Bu zorunlu durumum, beni erken yaşta olgunlaştırmıştı. Tek başıma elekte un eleyebiliyor, hamur yoğurup, ateşte, kızgın sacın üstünde, yiyeceğimiz ekmeği pişirebiliyor, yemek yapabiliyordum. 14

İneğimizin sütünü sağabiliyor, sütü ocakta taşırmadan pişirebiliyordum. Derken yaz geldi. Dağı taşı yeşil, taze otlar, akarsular, çiçekler aldı. Bağda bahçede, ekilmiş tarlalarda işler çoğaldı. Zorunlu olarak her işte olduğu gibi diğer işlerde de babamla birlikte çalışmaya başladım. Babama Sağırali derlerdi, kulağı biraz ağır duyardı. Uzun boylu, zayıf yüzlü, sessiz, çalışkan, sabırlı bir insandı. Beni ölesiye severdi. Ne ki öperken sert sakalları yanağıma batardı. Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ 15

Babam Beni Okuldan Alıyor Yaz sonu okul açılınca babam, çalışkanlığımdan fazlasıyla memnun kalmış olmalı ki Sen evde anana, tarlada bana lazımsın, diyerek okulla ilişkimi kesti. Böylece ben de anamla babam gibi okuma yazma bilmeyen insanların arasına karıştım. Anamın attan düşüp aylarca yatakta kalması yüzünden evimizin bütün işleri üstüme yıkılmıştı. Bu da erken yaşta beceri sahibi bir çocuk yapmıştı beni. Evin her işine koşuyor, yetişkin bir kız gibi tuttuğum bütün işlerin üstesinden geliyordum. Artık anamın sağlığı yerine gelmiş, kırılan kalça kemiği, hasar gören boynu iyileşmişti. Anam da evde, tarla işinde çalışmaya başlayınca yardımcısı oldum onun. Böylece işimiz kolaylaştı. Anam bana balta ile odun kırmasını, taş dibekte ağaç tokmakla tahıl dövmesini, kış gelince ıstar tezgâhında kilim doku- 16

masını öğretti. Kışın günler uzun olduğu için anamla ben ıstar tezgâhının başından kalkmaz, renkli, birbirinden güzel kilimler dokurduk. Her sabah tezgâhın başına oturur, renkli ip yumaklarını önüme alırdım, ıstar tarağı bir elimde, ipler diğer elimde sürekli kilim dokumakla geçerdi günlerim. Nakış üstüne nakış atar sonra da tarakla vurur, dokumamı sürdürürdüm. On iki yaşına geldiğim zaman yaşıtlarım içinde parmakla gösterilen, en iyi kilim dokuyan bir kız olmuş çıkmıştım. Babam yazın, dokuduğum kilimleri götürür Mersin de satar, parasıyla bana, anama ve kendine elbise, ayakkabı satın alır, gelirdi. Böylece yıllar yılları kovaladı. Her şey çabucak geçti. Artık yaz kış ev, tarla, sebze içinde çalışan, güçlü kuvvetli bir genç kız olmuş çıkmıştım. Yaşım on sekizdi. Gülüşümde, yürüyüşümde, yüzümde bir naz zenginliği vardı. Yeşil gözlerimle, gür saçlarım da cabasıydı. Saçlarımı belik belik örer, her beliğin ucuna renkli boncuklar, renkli tokalar bağlardım ki yolda yürürken tokalar kalçalarımın üstünde sağa sola savrulsun, oynasın, sallansın da yürüyüşüme uçarı, hoş bir hava versin diye. Artık yaşıtım olan kızların çoğu evlenmeye başlamıştı. Birçoğu da sözlü veya nişanlıydı. Beni henüz isteyen birileri çıkmamıştı. Ama çevremdeki erkeklerin bana olan gizli ilgilerinin, beni görünce gülümse- Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ 17

Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ melerinin, tatlı tatlı laf atmalarının tanığıydım. Ne var ki sürekli evde, tarlada çalıştığım için erkek dünyasını pek bildiğimi söyleyemem. Onların dünyası benim için çözülemeyen bir bilmeceydi. Erkeklerin iç dünyası nasıldır? Kadınlar için neler tasarlar, düşünürler? Doğrusu hiç bilmezdim. 18

YAŞ 12 13 14 + Osman Şahin KANATLARI YAMALI KUŞ Dokunaklı bir hikâye... Kızım, hayat bu taşa benzer, yükü biraz ağırdır. Hayat Taşı nı sakın elinden bırakma! Bıraktığın an başkalarına muhtaç olursun! Kimseye haksızlık etme! Hak yeme! Bu öğüdü vaktiyle bizler atalarımızdan duymuş, dinlemiştik. Şimdi de sen bizlerden dinliyorsun. ISBN 978-975-07-1562-4