EĞİTİMDE DEĞERLER EĞİTİMİ MART- NİSAN AYININ DEĞERİ: VATAN SEVGİSİ TANIM GÜZEL SÖZLER



Benzer belgeler
KINALI HASAN. Ey gözümün nuru Hasan ım,

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır.

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

KURTULUŞUN 95. YILI COŞKUYLA KUTLANDI

12: Bu Vatanda Hepimiz Bir Milletiz

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir..

CEVDET ŞAMIKOĞLU İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI MART - NİSAN AYLARI FAALİYET RAPORU

BAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim.

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

OKUL GEZİSİ ( 1 MAYIS - 4 MAYIS 2013)

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (MAYIS/HAZİRAN) KUL HAKKI

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR R5)

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

Ziyaret. Adabı. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu nda, İstiklâl uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed in yattığı yerdir.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

SGK BAŞKANI SN. FATİH ACAR IN ŞEHİT AİLELERİ, GAZİLER VE KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN DÜZENLENEN İFTAR YEMEĞİ KONUŞMA METNİ

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

22-26 Nisan 2011Tarihleri arasında TİF(Türkiye İzcilik Federasyonu) nun Çanakkale'deki

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

10 KASIM ATATÜRK. Kültür2000 Koleji Anadolu Lisesi

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

Recep Tayyip ERDOĞAN Kurucu Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Emanetiniz Emanetimizdir

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

CEMAL YÜKSEL İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ VELİ BÜLTENİ. Çocuğunuzu dünyada en iyi siz yetiştirirsiniz.

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

ISBN :

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

15 TEMMUZ DEMOKRASİ ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA ETKİNLİKLERİ RAPORU

28 ŞUBAT SİVİL SAVUNMA GÜNÜ

BÖLÜM: 2. Oruç Tutarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Orucu Bozan Durumlar. Orucun Kişiye ve Topluma Kazandırdıkları. Ramazan Bayramı Sevinci

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

18 MART ÇANAKKALE TİYATROSU (SENARYO) VATAN SAĞ OLSUN Radyoda, Yemen Türküsü nün müziği çalar. Bir Anadolu kadını olan Fatma, evinde oturmuş ; bir

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

Azrail in Bir Adama Bakması

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Transkript:

EĞİTİMDE DEĞERLER EĞİTİMİ MART- NİSAN AYININ DEĞERİ: VATAN SEVGİSİ TANIM Vatan; Bir kimsenin doğup büyüdüğü; bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse uğrunda canını vereceği toprak bütününe vatan denilmektedir. Vatan sevgisi Üzerinde doğup büyüdüğü ve hayatını geçirdiği bu topraklar için gerektiğinde hayatını feda edebilme, tüm sosyal ve ekonomik haklarından feragat edebilme duygusunu vatan sevgisi olarak tanımlayabiliriz. Vatan sevgisi, en asil, en yüce sevgilerden biridir GÜZEL SÖZLER "İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir." (Namık Kemal) "Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini meydana getirir." (Montesquieu) "Vatan sevgisi imandan gelir." (Hz. Muhammed) "Vatan, çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir. " (Tevfik Fikret) " Vatan sıhhate benzer, değeri kaybedilince anlaşılır. " "Vatan bir milletin evidir. " (Ahmet Mithat) (Süleyman Nazif) "Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim. " (Hamilton) "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. " (Mithat Cemal Kuntay) "Vatan müdafaasının en emin ve ucuz yolu eğitimdir." (Buchner)

"İnsanları yükselten iki büyük meziyet vardır; Erkeğin cesur, kadının iffetli olması, bu iki meziteyin yanı sıra bir meziyet daha vardır: Vatana her şeyi feda edecek kadar bağlı olmak. Bu kabiliyetler, büyük kahramanlıkları, elem ve kedere karşı koymaları doğrudur. İşte Türkler bu çeşit kahramanlardandır. " (Napoleon Bonaparte) ATATÜRK DİYOR Kİ "Toplumu gerçek amacına, gerçek mutluluğuna ulaştırmak için iki orduya gerek vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri ulusun geleceğini yoğuran bilim ordusudur. Bu ordulardan her ikisi de aynı derece gerekli, kıymetlidir, her ikisi de hayatidir. Ancak bilim ordusunun kıymet ve kutsallığını anlatmak için şunu söyleyeyim ki, bilim ordusu, ölen ve öldüren birinci orduya, niçin ölüp, niçin öldürdüğünü öğreten ordudur. " (M.Kemal Atatürk) "Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. " (M. Kemal Atatürk) "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh, aziz vatanın bütün topraklarıdır. " (M. Kemal Atatürk) SEYİRLİK 120 Yönetmen: Murat Saraçoğlu, Özhan Eren Oyuncular: Özge Özberk, Burak Sergen, Cansel Elçin, Emin Olcay Tür: Drama, tarihi Yapım Yılı: 2007 Yapım Ülkesi: Türkiye Orijinal Dil: Türkçe Resmi Site: www.120filmi.com Filmin Özeti: 1914 Haziran ı, Van Ülkemizin büyük toprak kayıpları ve milyonlarca insanımızın da büyük perişanlıklar yaşamasına neden olan Balkan Harbi nden henüz kurtulduğumuz, yaralarımızı sarıp ülkemizi feraha çıkartmaya çalıştığımız barış günleridir. Henüz hayatının baharındaki Münire, ailesiyle Van da mütevazı bir hayat sürmektedir. Nişanlısı Süleyman Teğmen ile çok yakında evlenecektir. Mutlu günler uzun sürmez, Ağustos 1914 te Avrupa da 1. Dünya Harbi nin başlamasıyla ülkemizde de seferberlik ilan edilir ve Süleyman Teğmen cepheye gider. Kasım 1914 te Rusların taaruzu ile harp ülkemize de sıçrayıp Sarıkamış Harbi nin başlamasıyla çatışmalar yoğunlaşır. Süleyman Teğmen in de yer aldığı, sınır bölgesinde savaşan Jandarma Tümeni nden Van a gelen acil bir telgraf, süratle cephane yetiştirilmezse harbin ve Van ın tehlikeye gireceğini bildirir. Ancak Van karlar altındadır, şehrin dışında kar yüksekliği iki metreyi bulmakta, hayvanlar karlı dağları yürüyememekte, kağnılar işlememektedir. Yapılacak tek şey, cephaneyi 100 kadar yayanın sırtında nakletmektir. Ne var ki, şehirde resmî görevliler dışında, ihtiyarlarla kadınlardan başka çok az sayıda eli tüfek tutan erkek kalmıştır; onlar da Taşnak Çeteleri ne karşı şehri ve ailelerini korumak için şehirde kalmak zorundadır. Tek çare, eğer kabul ederlerse bu yükü öğrenci çocuklarla göndermektir.

Hemen hemen tüm çocuklar bu ağır yolculukta gönüllü olarak cephaneyi taşımaya hazır olduklarını bildirirler. Yaşları 12-17 arasında değişen 120 çocuk seçilir. Ve bir sabah karlı bir havada bu 120 kahraman çocuk, karlı dağların donduran soğuklarında günler süren uzun yürüyüşlerine başlar. Bu büyük yolculuk hiç kolay olmayacak, tam bir ölüm-kalım harbine dönüşenecektir Çanakkale Destanı Senaryo ve Animasyon: Fatih Gülbahar T.C. Kültür Bakanlığının Katkılarıyla Süre: 76 Dakika Yapım Ülkesi: Türkiye Orijinal Dil: Türkçe Tür: Animasyon GEZİLECEK YERLER Çanakkale Şehitliği, Edirne, Bursa gibi şehir dışı gezileri yapılabilir. İstanbul da tarihi mekanlar, müzeler, camiler ve padişah mezarları ziyaret edilebilir. Edirnekapı daki Şehitlik ziyaret edilebilir. SINIF İÇİ ETKİNLİK Bölgemizde yaşayan şehit ve gaziler tespit edilebilir, gaziler ve şehit olanların yakınları ziyaret edilebilir. ÖRNEK DAVRANIŞLAR * Tarihimizi daha iyi anlamak adına, tarih şuurunu artıracak kitaplar okumak. * İlimizde bulunan tarihi şahsiyetlerin kabirlerini ziyaret etmek. ÖRNEK ŞAHSİYETLER Sultan Alparslan, Osman Gazi, Yıldırım Beyazıt, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Abdülhamit Han, Mehmet Akif Ersoy, Mevlana Celaleddin Rumi. KISA KISA --------------------------------- Çanakkale Savaşlarında Kurmay Yarbay olarak görev yapan Mustafa Kemal Atatürk atalarımızın vatan ve din uğruna dair gösterdikleri mücadelenin ruh halini Bomba Sırtı hadisesini şöyle tasvir etmektedir: Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre. Yani ölüm muhakkak. Birinci siperlerin hiç biri kurtulmamacasına kậmilen düşüyor. İkinciler onların üzerine gidiyor. Fakat ne kadar şậyận-ı gıpta bir itidal ve tevekküle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir futur göstermiyor. Sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik edilecek bir misaldir.

------------------------------------- NENE HATUN Üç aylık bebeğini emzirmiş, Seni bana Allah verdi. Bende O'na emanet ediyorum. diyerek vedalaştıktan sonra birkaç saat önce ağabeyinin kasaturasını alıp sokağa fırlamıştı Nene Hatun i: 1857 yılında Erzurum da doğan Nene Hatun tarihimizde 93 harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sırasında Aziziye tabyasının müdafaasında bulundu. Mücadeleye küçük yaşta olan oğlu ile kızını evde bırakarak katıldığı sırada henüz yirmi yaşında genç bir gelindi. Kasım 1877 gününün gece yarısında, bölge halkından olan Osmanlı vatandaşı Ermeni çeteleri Erzurum un Aziziye tabyasına girmeyi başarmışlardı. Bu çeteler tabyayı koruyan Türk askerlerini öldürdüler. Arkadan gelen Rus askerleri, hiçbir mukavemetle karşılaşmaksızın tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulmayı başaran bir er, şehir merkezine ulaşıp kara haberi Erzurum lulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra minarelerden şehir halkına Moskof askeri Aziziye tabyasını ele geçirdi. duyurusu yapıldı. Bu haber Erzurum halkı tarafından, vatan savunası için emir telakki edildi. Silahı olan silahını, olmayanlar: balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak tabya ya doğru koşmaya başladılar. Kadın erkek tüm Erzurum halkı yollara dökülmüştü. Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan bir taze gelinde vardı. Ağabeyi cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti. Üç aylık bebeğini emzirmiş, Seni bana Allah verdi. Bende O na emanet ediyorum. diyerek vedalaştıktan sonra birkaç saat önce vefat eden ağabeyinin kasaturasını alıp sokağa fırlamıştı. Erzurumlular ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye tabya sına doğru koşuyordu. Tabya ya yerleşmiş Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Boğaz boğaza bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı-tırpanlı-taşlı-sopalı eğitimsiz halk karşısında ancak yarım saat tutunabildi. Gazi Ahmet Paşa nın zaferinde Nene Hatun un ve O nun vatan aşkını paylaşan sivil insanlarında payı vardı. Nene Hatun 1955 yılında vefat etti. ---------------------------------- SEYIT ONBASI (1889-1939) Seyit Onbasi, 1889 yilinin Eylül ayinda Havran Ilçesi Çamlik (Manastir) köyünde dünyaya geldi. Babasinin adi Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yilinin Nisan ayi baslarinda askere alindi. 1912 de Balkan Savaslari na katildi. Savas bitiginde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi nde görev aldi. Çanakkale Savaslari nda gösterdigi kahramanlikla adini Türk tarihine yazdirdi. 18 Mart Deniz Savasi sirasinda, Rumeli Mecidiye Tabyasi nda ayakta kalabilen tek top vardi onun da mermi kaldiran vinci bozulmustu. Seyit Onbasi büyük bir güçle 215 Okkalik mermiyi üç kez kaldirarak namlunun ucuna sürmüs ve bu kahramanligi ile Ocean gemisi büyük bir yara almisti. Seyit Onbasi 1918 sonbaharýnda köyüne döndü. Sanati olan ormancilik ve kömürcülüge devam etti. 1934 tarihinde yürürlüge konan soyadi yasasiyla Çabuk soyadini aldi. 1939 yilinda akcigerlerindeki rahatsizlik nedeniyle vefat etti.

KISSADAN HİSSE 1 Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri kuruluyor. Kimi Urfalı, Kimi Bosnalı, Kimi Azerbaycanlı, Kimi Adıyamanlı, Kimi Gürünlü, Kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından. Ölme ihtimalim çok fazla Ben bir pusula yazdım Arkadaşıma ulaştırın Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: Ben Ben köylüm Lapseki li İbrahim Onbaşından 1 Mecidiye borç aldıydım Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin Sen merak etme evladım der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de söyleyin hakkını helal etsin olur Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor. Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula. Komutan göz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine ne de göz yaşlarına engel olamaz PUSULADAKİ NOT: Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim. Siz bu olayın neresindesiniz?

"EĞER BABAN GELİRSE ANNEM SENİ HEP BEKLEDİ DE..." Balıkesir'de Ali Suriri İlkokulu karşısındaki boşlukta... Eski ayakkabı tamircisi... Kır pala bıyıklı bir ihtiyar.. Cevdet dede vardı.. Bir akşamüstü, yanı başında sohbet ederken... Konu Çanakkale'ye geldi... Ağlamaya başladı ve devam etti... "Rahmetli babam Hafız Ali... Çanakkale'de kaldığında.. Anamın karnında yedi aylıkmışım. Onu hiç tanımadım... Bir fotoğrafı bile yoktu.. O günler.. Çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntısı, Kuvvayı Milliye zamanı, işgal yılları... Kurtuluş, yokluk, sıkıntı Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntı ile geçti ama anam, benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta, her nereye giderse; yanıma gelir ve.. -Oğlum ben pazara gidiyorum,baban gelirse beni hemen çağır ha!.. -Ben teyzenlere gidiyorum.baban gelirse beni hemen çağır ha!.. -Ben komşulara gidiyorum.baban gelirse beni hemen çağır ha..! Derdi. Anam babamı bekledi durdu...büyüdüm, dükkan açtım Annem yine her bir yere gidişte... Dükkana gelir, gideceği yeri söyler ve Baban gelirse beni çağır ha!.. derdi. Aradan yıllar geçti, anacığım ihtiyarladı Gene hep değneğini kaparak bana gelir Ve "Baban gelirse beni çağır ha!.." Diye tembihlerdi... Günü geldi ağırlaştı Ölüm döşeğinde bizimle helalleşti "Bana iyi baktınız, hakkınızı helal edin" dedi. Bana döndü yavaşça; "Baban gelirse, O'na annem hep seni bekledi de" dedi. Birden irkilerek doğruldu, kapıya doğru gülümseyerek: Hoş geldin Bey, hoş geldin... Diyerek ruhunu teslim etti. Hangi milletin böyle yüce anıları vardır 3

KINALI HASAN : Yüzbaşi Sirri Bey, ikindi vakti yeni gelen erati teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçinin bir tarafi kinalanmiş oldugunu görür ve takilir: Hiç erkek kinalanir mi? Mehmetçik: Buraya gelmeden evvel, anam kinalamişti komutanim der ve sebebini bilmedigini ilave eder.komutanin istegi üzerine anasina haber salar, Niye benim saçimi kinaladin? Gelen cevabi mektupta şunlar yazar: Ey gözümün nuru Hasan ım, Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor.sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın... Ben, senin anan isem.beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü.allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor... Sen bu ailenin seçilmiş kurbanisin... Hasan ım, söyle zabit efendiye... Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır... Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım.onun için saçını kınalamıştım... El-hükmü billah. Allah, seni İsmail Peygamber in yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktir. Gözlerinden öperim... Anan - Hatice 4 1 SAKA HÜSEYİN HİKAYELER İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, Türk birlikleri Anafarta Ovası na ve tepelere yerleşmişti 35. Piyade Alayı 2.Bölük erlerinden Hayrabolu lu Hüseyin alayın su ihtiyacını gidermekle görevli idi sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı.bigalı Köyüne gidip, kuyulardan tahta, damacanalara su doldurup geriye dönüşünü akşamın karanlığına denk getirmeye çalışırdı. Katır önde, bizim Saka Hüseyin arkada ama, yola çıkmadan evvel katırının kulağına eğilir, her defasında söylediği sözleri tekrarlardı: Haydi, Büyük Anafarta Köyünün üstünden 35. Piyade alayının bulunduğu siperlere katır gide-gele bu yollara alışmıştır. Fakat yolda, Hüseyi nin çenesi durur mu? Savaş var imiş! Yığınla yaralı taşırlar imiş, umurunda mı? O bir türkü tutturmuş gidiyordu: Pınar baştan bulanır İner dağı dolanır Al başımdan sevdayı Buna can mı dayanır. Rinna, rinna yarim Rinna, rinna. Saka Hüseyin damacanlarına suyu doldurarak deh deyip akşam karanlığında yola koyulur.siperlerde 2. Bölük su bekliyor.yaralılar daha da çok su bekliyorlar.birden bire, yanı başında iki karaltı beliriyor.gavurca haykırıyorlar! Dur! kımıldama! Hayrabolulu Hüseyin in yapacak hiç birşeyi yok akıl almaz, gene de eşi görülmemiş büyük bir zeka kıvraklığı ile; düşman erlerine gevrek gevrek gülümsemeye başlar ve eliyle, koluyla katırının sırtında sallanan su damacanalarını gösterir, Kumandan, kumandan? diye geveleniyor ve

büyük bir saygı ile anzak kumandanını selamlayarak Emret gavur kumandan! der.derhal bir tercüman bulunur. Saka Hüseyin anlatmaya devam eder. Bu su damacanalarını kendi kumandanım gönderdi. Sizin yaralılarınıza hediyemizdir.düşmanımız susamıştır, susuz kalmasınlar dedi Mülazım Efendi! ve arkasından ilave etti.bu sudan verinde bir bardak ben içeyim der! Anzak Teğmeni kıpkırmızı kesilir Gözleri dolar.ilk iş Hüseyin i kucaklayıp iki yanağından öpmek.ikinci iş, Hüseyin i tartaklayan devriyeleri bir güzel fırçalamak, üçüncü iş, Hüseyin i siperin dibine oturtup soluklandırmak, o comed bell kutularından, Oxo et suyu özündeni sarma tütünden, cigara kağıtlarından, Topler çikolata paketlerinden bol bol yağdırmak Bu aldıkları hediyeleri katırın sırtına vurur, kurnaz bir tilki gibi, siperden sipere zıplayıp kapağı ikinci bölük hattına atınca, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılma sırası Mehmetçik tedir. Baki Vandemir Paşa Çanakkale Savaşları Komutanlarından EDINCIKLI MEHMET ER "Edincikli Mehmet Er'in bir top mermisinin parçaladığı konumdan kanlar içerisinde bir et parçası sarkmaktadır. Yalvarırcasına: "Komutanım ne olur su kolumu kes!" Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donmuştur. Edincikli Mehmet Er tek ve emin sesi ile tekrarlar: "Allah Askına, Allah Rızası için kes şu kolumu!!!" Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Şaip, bıçağı kola vurur. Gık bile dememiştir, Edincikli Mehmet. Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır: "Bu kol vatana feda olsun," der. Yerdeki et parçalarından başını kaldıran Teğmen'in karşısında kimse yoktur. Çünkü Edincikli, Hakla alış verişe başlayınca her şeyi, acıyı, özlemleri unutuyor, rahmet deryalarında, tecelli dalgalarında yıkanıp arınırken, kolunun fani bedenden ayrılma işlemini duymuyordu. O ateş, o yangın fakat getirilmez feryatlar içinde, Edincikli bu cehennemi ateş altında kendinden geçti. Bir avuç istek ve özlem halinde yandı, tüttü. Edincikli Mehmet, çoktan kolunun öcünü almak için vatan için Allah için hücum saflarına katılmıştı. Alayların içine karışır, teke tek vuruşur. Onu durdurmak mümkün değil artık, yine harikalar gösterir, bire bir dövüşür, bire on dövüşür, bire yüz dövüşür... Allah'ın yardımıyla haklamadığı düşman kalmaz. Ama kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kan onu halsiz düşürmeye başlamış Edincikli'ye şimdi de şehitlik mertebesi ekleniyordu. Güzel yüzü soldu, sarardı, canı teninden süzüldü...gözü dünyaya kapandı..." Teğmen ŞAİP Çanakkale Savaşlarından 12. Alay 1. Bölük Komutanı 3 İNSANLIK DERSİ: Çanakkale Savaşları nda savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında söyle diyor: "Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz. Hiç unutmam. Savaş sahasında mücadele bitmişti. Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi gömleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtası ile söyle bir konuşma yaptık: - Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri su karşılığı verdi: "Bu Fransız yaralanınca cebinden yaslı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi, anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün".

Bu asil ve âlicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada, emir Subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu hissettim. Çünkü, Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutan ot tıkamıştı. Az sonra ikisi de öldüler..." Fransız Generali BRIDGES Çanakkale Savaşları Komutanı DÜŞÜNELİM-KONUŞALIM-TARTIŞALIM ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Her toprak parçası vatan mıdır? Arkadaşlarınızla tartışınız. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Vatan sevgisi nedir? Vatan sevgisi kavramını incelemenden önce vatan ne anlama gelir onu öğrenelim. Vatan; Bir kimsenin doğup büyüdüğü; bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse uğrunda canını vereceği toprak bütününe vatan denilmektedir. Vatan sevgisiyse Üzerinde doğup büyüdüğü ve hayatını geçirdiği bu topraklar için gerektiğinde hayatını feda edebilme, tüm sosyal ve ekonomik haklarından feragat edebilme duygusunu vatan sevgisi olarak tanımlayabiliriz. Vatan sevgisi, en asil, en yüce sevgilerden biridir Gerektiğinde vatan için savaşmakta vatan sevgisinin bir tezahürüdür. Bizler vatan uğrunda kanlarıyla destanlar yazan, şehitler ve gazilerle dolu bir milletin çocuklarıyız. Ecdadımızın bu vatan topraklarını bizlere nasıl emanet ettiğinin bilinci içerisindeyiz. Vatan, uğrunda her fedakarlığı göstereceğimiz en değerli varlığımızdır. Türk Milleti nin vatanına olan sevgisi ve bağlılığı tarihsel bir gerçektir ve milletimizi diğer milletler arasında üstün kılan en asil özelliklerden birisidir. Bununla birlikte her Türk, milletinin menfaatlerini kendi menfaatlerinden, milletinin geleceğini kendi geleceğinden üstün tutan bir anlayışa, derin bir millet sevgisine sahiptir. Türklerin, diğer tüm milletlere örnek olması gereken vatan ve millet sevgisi, bize şanlı tarihimizin en önemli miraslarından birisidir. Vatan ve millet sevgisi, çok asil sevgilerdir ve Türk Milleti için kutsal değerlerdir. Vatan sevgisiyle ilgili önemli sözler "İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir." (Namık Kemal) "Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini meydana getirir." (Montesquieu) "Vatan sevgisi imandan gelir." (Hz. Muhammed) Vatan sevgisinde ölçü ne olmalıdır? 1- Hiç bir şey ölçüsüz olmadığı gibi, Vatan sevgiside ölçüsüz olamaz. 2- Vatan sevgisi insanı maneviyatını zedelememeli. Vatan sevgisinin imandan olduğu unutulmamalı... 3- Vatan sevgisi toplumsal olup, bireysel hareket edilerek Vatana yarar yerine zarar verilmemeli... 4- Vatan sevgisi insana sevgi ve saygıyı ilke edilmeli. İnsana sevgi ve saygı olmayan Vatan sevgisi kabul edilemez.

Vatan, bir milletin bağımsız olarak üzerinde yaşadığı, sınırları belli olan toprak parçasına denir. Vatan, sadece bir toprak parçası değildir. Aynı zamanda millî ve manevi değerlerimizi özgürce yaşayabildiğimiz bir yerdir. Millet ise aynı topraklar üzerinde hayat süren, birbirlerine ortak değerlerle bağlı olan insan topluluğudur. İnsanlar; yeme, içme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamak için birlikte yaşarlar. Hayatlarını, dayanışma içinde ve beraberce sürdürürler. İnsanların bir arada yaşama arzu ve iradesi, birtakım ortak değerlerde birleşerek millet olma düşüncesini doğurmuştur. Bir milleti oluşturan ortak değerlerin başında dil, tarih, vatan ve inanç birliği gelir. Bunlar, örf ve âdetlerden de beslenerek zamanla toplumun acı ve tatlı günlerinde paylaştığı ortak değerlere dönüşür. Milletleri ayakta tutan, ülkelerin bağımsızlığının temelinde yer alan bu ortak değerler; birlik ve beraberliğe katkı sağlar. Toplumların yaşamında bir vatana sahip olmanın değeri oldukça büyüktür. Vatan sevgisi, bir ülkeye sahip olmanın ve onu korumanın en önemli sebebidir. Dünyanın en güzel yerlerinden birinde yaşıyoruz. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın her köşesinin ayrı bir önemi ve değeri olduğunu biliyoruz. Bu güzel vatanda yaşayan millet olarak birbirimizi severek büyümenin ve gelişmenin önemli olduğunu fark ediyoruz. Ortak kültürümüzle bir arada yaşayarak var olmanın sevincini paylaşıyor ve halkımızla mutlu oluyoruz. Öyleyse sahip olduğumuz bu değerlerin önemini kavramalı ve ancak böylelikle mutlu olabileceğimizi bilmeliyiz. Her insan, rahat ve güven içinde özgürce hayatını sürdürmek ister. En çok rahat edeceğimiz ve huzur içinde yaşayacağımız yer, vatanımızdır. Sevinç ve üzüntülerimizi paylaşacağımız, bütün ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız yer yine vatanımızdır. İnsan için yakınlarının ve dostlarının yanında bulunmak, mutluluk sebebidir. Bu mutluluk, birlik ve beraberlik içinde, ancak bağımsız bir vatan üzerinde sürdürülebilir. Milletleri ayakta tutan ve bireyleri arasındaki birliği sağlayan en önemli duygulardan birisi, vatan sevgisidir. Bu nedenle yurdumuzun her karış toprağı bizim için çok değerlidir. 2 Aynı bayrağa ve tarihe sahip olan milletimiz, tarihin her döneminde vatanı için gereken sevgiyi göstermiştir. Bu vatan, atalarımızın büyük emeklerle koruyup bize miras bıraktığı bir emanettir. Bize düşen, bu emaneti koruyup gözetmektir. Emaneti korumak için çokça çalışmalıyız. Atatürk bu konuda şöyle demiştir: Geleceğe hazırlanan yurt çocuklarına hiçbir güçlük karşısında boyun eğmemelerini, olanca güçleriyle bıkmadan ve yılmadan çalışmalarını... öğütlerim. Vatanımızı sevmek ve korumak, onun kalkınması için elimizden geleni yapmak demektir. Hz. Ali nin, Ülkeler, vatan sevgisiyle kalkınıp gelişir. sözü de bu gerçeği ifade eder. Bir milletin kalkınıp gelişmesi için birlik içinde hareket etmesi gerekir. Sağlıklı bir toplum ancak birlik ve beraberlikle oluşabilir. Birbirini koruyup kollayan ve bu halkın bir parçası olmaktan sevinç duyan insanlar olmalıyız. Kurtuluş Savaşı da bu sevgiyle birbirine kenetlenmiş insanlar önderliğinde başlamış ve başarıyla sonuçlanmıştır. Bu başarının anahtarı, vatan ve millet sevgisidir. Vatan sevgisi, vatan ve milletimize sahip çıkmakla gelişir. Biz de vatanımıza ve milletimize sahip çıkmalı ve bu milletin bir ferdi olarak onu el üstünde tutmalıyız. Vatanımızı ve milletimizi korumak için elimizden geleni yapmalı, üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Örneğin Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı kazanılıp cumhuriyet ilan edildikten sonra vatanımızın gelişip güçlenmesi için özveriyle çalışmıştır. Hukuk, eğitim, sağlık ve ulaşım alanlarında çalışmalar başlatmıştır. Vatanımızın her tarafında okullar, hastaneler, fabrikalar açmıştır. Eğitim ve öğretimde birlik sağlayarak kız ve erkek tüm çocuklarımızın eğitim görmesini hedeflemiştir. Atatürk, milletimizin kalkınması, refah ve huzur içinde yaşaması için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır.

Aynı Toprağa Ait Olma Vatanımızda çeşitli ırk ve dinlere mensup insanlarla beraber, bu ülkenin bir vatandaşı olarak yüzyıllardır barış ve kardeşlik içinde yaşamaktayız. Bu barış ve kardeşlik ortamını korumak için çaba sarf etmeliyiz. İnanç ve düşünce özgürlüğüne saygılı olmalıyız. Beraberliğimizi bozan davranışlardan kaçınmalıyız. Kendimiz için istediğimiz şeyleri, başkaları için de istemeliyiz. Herkesin, eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğunu bilmeliyiz. Ülkemizde yaşayan herkese, saygı ve sevgiyle yaklaşmalıyız. Vatanı, evimiz ve burada yaşayan bütün insanları da evimizin bir bireyi olarak görmeliyiz. Hz. Ali de (Vatan evinizdir.) Kendi evinizi savunmadıktan sonra nereyi savunacaksınız? diyerek bu gerçeği dile getirmiştir. İnsanların düşüncelerine, kişiliklerine ve inançlarına değer vermeliyiz. Bu vatanda bulunan herkesin, ortak bir kültürün parçası olduğunu unutmamalıyız. Ülkemizin ilerlemesi için birlikte çalışmalıyız. Vatanımız, bize atalarımızdan kalan bir mirastır. Bu miras, değerli bir emanettir. Emanete sahip çıkmak; Allah ın bize lütfettiği bu toprakları sevmek ve korumakla gerçekleşebilir. Bu vatanı sevmek, insanlarını sevmektir. Fertleri birbirini seven bir milleti, hiçbir şey yıldıramaz. Öyleyse birbirimizi korumalı ve zor zamanlarda, hiçbir ayrım gözetmeden birbirimizin yardımına koşmalıyız. Mutlu ve huzurlu bir şekilde hayatımızı sürdürebilmek için birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. Milletimiz, her zaman sağduyulu davranmış ve birliğini korumuştur. Böylece, her türlü güçlüğü yenmesini bilmiştir. Bizler, birlikte mutlu oluruz ve ancak sevgiyle bu birlikteliğimizi koruyabiliriz. Ortak Noktalarımız Toplumlara, millet olma özelliği kazandıran önemli değerler vardır. Ancak bu değerlerle ortak bir amaç ve bilinç oluşturulabilir. Bu bilinç, toplumun fertlerini birbirine bağlar ve onları diğer toplumlardan ayırır. Bütün toplumlar, vazgeçilmez saydıkları bu değerlerini, koruyup yaşatmaya çalışır ve bu yönde çaba gösterirler. Bizi birbirimize bağlayan kendimize özgü özelliklerimizi ve bize ait değerlerimizi bilmemiz gerekir. Kendi toplumunun değerlerinden habersiz olmak, toplumuna yabancı kalmaktır. Bu durum ise birlikteliğimizi zedeler. Kendi toplumunu ve değerlerini bilmek, barış ve huzur içinde yaşamanın ilk şartıdır. Saygı ve sevgi, ancak bundan sonra gelir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını birbirine bağlayan bazı etkenler vardır. Vatan, bayrak, İstiklâl Marşı, şehitlerimiz, gazilerimiz, inançlarımız ve kültürümüz bunlardandır. Bizi biz yapan bu değerlere her zaman sahip çıkmalı, onları yaşatmak için çalışmalıyız. Hepimiz bilmeliyiz ki bu değerler, vicdanımızda taşıdığımız manevi kuvvetle güçlenerek bizi bir arada tutar ve bir millet yapar. Bayrak bir vatan üzerinde var olmanın ve bağımsızlığın sembolüdür. Bayrağımız bize, bağımsız bir vatan üzerinde birlikte yaşamanın anlam ve önemini hatırlatır. O, Türkiye Cumhuriyeti nin bağımsızlık sembolüdür. Manevi değerlerimizden biridir. Her milletin farklı renk ve şekillerde kendine özgü bir bayrağı vardır. Bayrağımız, kırmızı renk üzerine yerleştirilmiş beyaz ay ve yıldızdan oluşur. Bayrağımızın, bağımsızlığımızın sembolü olduğunu bilmeli ve ona karşı saygılı olmalıyız. Onun, temiz ve düzenli olması konusunda gereken özeni göstermeliyiz. Milletimiz, bayrağımızı göklerde dalgalandırmak için her türlü fedakârlıkta bulunmuştur. Bu yüzden Mehmet Âkif, Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet. diyerek bayrak ve bayrağın temsil ettiği değerlerin önemini vurgulamıştır. Bu ülkeyi sevmek, bayrağını sevmektir. Bu bayrağı sevmek, bağımsızlığımızın ne kadar önemli olduğunu bilmektir. Öyleyse onun, göklerde her zaman dalgalanmasına özen göstermeliyiz. Bayrağımız özgürlüğümüzün, özgürlüğümüz mutluluğumuzun, mutluluğumuz ise bu vatanda tek bir millet olarak var olduğumuzun ifadesidir. O, bizlere geçmişimizi, tarihimizi, bu vatan uğruna verilen mücadeleleri hatırlatır. Bu nedenle bayrağımıza sevgi ve saygı göstermemiz gerekir. 3 4 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk a tapan, milletimin istiklâl! Mehmet Âkif ERSOY İstiklâl Marşı mız, bayrağımız gibi milletimizin ve bağımsızlığımızın simgesidir. Bundan dolayı saygıya layıktır ve törenlerde hep beraber, coşkuyla söylenir. Her milletin bayrağı ve millî marşı, kendisi için değerlidir. Bunun içindir ki diğer milletlerin bayraklarına ve millî marşlarına da saygı duymamız gerekir. İstiklâl Marşı mız, millî şairimiz Mehmet Âkif Ersoy tarafından yazılmıştır. Milletimizin kahramanlığını ve bağımsızlık mücadelesini dile getiren marşımız, bu halkın esir edilemeyeceğinin açıkça ilan edilmesidir. Bu ilan, aynı zamanda, Kurtuluş Savaşı na girmiş ve bu mücadeleyi kazanmış bir milletin, tam bir birlik içerisinde, dimdik ayakta olduğunun seslendirilmesidir. Nitekim biz, bayrağımız göklerde dalgalandıkça ve İstiklâl Marşı söylendikçe bağımsızlığımızın ve her ikisiyle de tek bir millet olarak var olduğumuzun önemini kavrarız. O okunurken saygı ile durur ve okunuşuna eşlik ederiz. Vatanımıza Karşı Sorumluluklarımız. Vatan toprakları üzerinde yaşayan milleti idare eden teşkilâta "devlet" denir. Canımızı, malımızı dinimizi, namus ve şerefimizi, dış ve iç düşmanlara karşı koruyan devlettir. Devlet olmasa insan, kendi kendini düşmanlara karşı koruyamaz, huzur ve güven içinde yaşayamaz, güçlüler zayıfları ezer, canımız, malımız, dinimiz, namusumuz, tehlikeye düşer. Devletsiz millet ya yok olup gider veya düşmanların kölesi olur. Devletin Başlıca Görevleri: a) Yurdumuzu, milletimizi, düşmanlara karşı korumak, can ve mal güvenliğini sağlamak, b) Eğitim, sağlık, yol, su, haberleşme gibi hususlarda milletin ihtiyacını karşılamak, c) Ülkenin kalkınması, vatandaşların huzur ve mutluluğunun sağlanması için gerekli tedbirleri almak, Devletin bunları yapabilmesi için milletin Devlete karşı görevlerini yerine getirmesi gerekir. Millet devlete karşı görevlerini ne kadar iyi yaparsa devlet de millete o derece iyi hizmet eder. Devlete Karşı Başlıca Görevlerimiz Şunlardır: 1- Vergi Vermek Devlet, yukarıda saydığımız bu hizmetleri vatandaşların ödedikleri vergilerle yapar. Bir kimse vergisini ödemediği veya eksik ödediği halde başkalarının tam olarak ödediği vergilerle yapılan hizmetlerden yararlanırsa, haksızlık etmiş olur. Yapılan işe katkısı olmadığı halde kârına ortak olmak haksızlıktır. Hakkı olmadığı bir şeyi eline geçirmek, devletin malını, milletin hakkını çalmaktır. Allah'a inanan, milletini seven hiçbir müslüman böyle bir davranışta bulunmaz, üzerinde milyonlarca insanın hakkı olduğu halde Allah'ın huzurunda kolay hesap veremez, sorumluluktan kurtulamaz. 2- Kanunlara Saygılı Olmak Peygamber Efendimiz: «Emire (İş başındakilere) itaat eden bana itaat etmiş, emire âsi olan bana âsi olmuş demektir.» (134) buyurarak yöneticilere itaat etmenin önemini belirtmiştir. Peygamberimizin bu sözünden açıkça anlaşılıyor ki; kanunlara saygılı olmamız, halkın huzur ve güvenliği için konulan kurallara uymamız gerekir. 3- Askerlik Yapmak Devlete karşı önemli görevlerimizden biri de askerlik yapmaktır. Askerlik hem dini, hem de milli kutsal bir görevdir. İç ve dış düşmanlara karşı vatanımızı ordumuz korumaktadır. Sevgili Peygamberimiz askerde nöbet beklemenin fazileti hakkında şöyle buyuruyor: «Bir gün bir gece sınır boyunda nöbet beklemek, gündüzleri oruçla, geceleri de ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Görev başında ölürse, yapmakta olduğu amelinin sevabı ve rızkı (şehitlerde olduğu gibi) devam eder ve kabir azabından kurtulur.» «İki göz vardır ki, onlara cehennem ateşi dokunmayacaktır: Biri Allah korkusundan ağlayan göz, diğeri Allah rızası için gece nöbet bekleyen göz.» 5

Şehitlik ve Gazilik Allah yolunda, vatanı koruma uğrunda düşmanla savaşıp hayatta kalanlara gazi, Ölenlere ise şehit denir. Gazilerimize saygı gösterir şehitlerimizi rahmetle anarız. Vatan savunması önemlidir. Allah yolunda vatan için ölünebileceğini kanıtlayan şehitler, ülkesinin değerini yükselten kişilerdir. Bundan dolayı, şehitler ölmezler. Uğrunda öldükleri şeye, hayat verirler. Bir toprak parçasını vatan yapıp onu değerli kılan da işte bu manevi anlamdır. Üstelik şehitlik, hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek kadar değerlidir. Şehitlerimizi, kalplerimizde yaşatır ve sürekli hatırlarız. Dinimizde de şehitler önemli bir yere sahiptir ve onlardan övgüyle söz edilir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurur: Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis Rabbleri katında diridirler. Allah ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar... 6 Şehitlik ve gazilik, vatanın düşmana karşı korunmasında kazanılan iki büyük rütbedir. Şehitlerimize karşı saygı göstermek; onların, uğrunda canlarını verdikleri vatanımızı korumak ve onları rahmetle anmak anlamına gelir. Şehitlerimizden geride kalan yakınlarını, koruyup kollamak da bizim için önemli bir vazifedir. Gazilerimiz vatan savunması konusunda olağanüstü yararlılıklar göstermiş kimselerdir. Saygıyı fazlasıyla hak ederler. Onlara her konuda yardımcı olmak, onların göze aldıkları tehlikenin yanında, sadece küçük bir teşekkürden ibarettir. Onlar, toplumun en önde gelen üyeleridirler. Bizim rahatımız için pek çok zorluklara katlanan gazilere, her yerde öncelik vermeli ve onlara her konuda yardımcı olmalıyız. Bunun bir vefa borcu olduğunu da unutmamalıyız. Vatan ve Millet Sevgisi nedir? Vatan doğup büyünen ve üzerinde yaşanan toprak parçasıdır. Vatan görünüşte sade bir toprak parçasıdır. Fakat alelade, sıradan bir toprak parçası değildir. Bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, hakimiyet kurduğu, barındığı, gerekirse uğrunda canını feda edeceği toprak parçasıdır. Yurt da aynı anlamdadır. Mübarek vatanımızın her karış toprağı şehid kanlarıyla yoğrulmuştur. Uğrunda binlerce şehit verilmiş, içinde binlerce masum yaşayan vatanımız şüphesiz göz nûrumuz, baş tâcımızdır. Ve herkesin vatanı kendisi için aynı önemi hâizdir. Vatan edinilmiş bir toprağa düşman gözünün eğri bakması bile o vatanda yaşayan herkese savunma hakkı verir. Vatan için ölmek bir borç olur bazen. İnsanlar fert olarak bir meskene, oturacakları bir yuvaya muhtaç oldukları gibi millet olarak da bir vatana muhtaçtırlar. Evsiz barksız insanların dünyada huzur içerisinde yaşamaları mümkün olmadığı gibi, vatansız insanların da huzur ve saadet içerisinde yaşamaları mümkün değildir. Onun için dilimizde: "Allah kimseyi dünyada vatansız, ahirette imansız etmesin." denilmiştir. VATAN VE BAYRAK SEVGİSİ Nice şairler bayrak üzerine şiirler yazmışlardır. Merhum şair Arif Nihat Asya da, adı bayrakla özdeşleşmiş bir gönül adamıdır. Bayrak denince nedense hep o akla gelir. Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak'ta yazdığı "Bayrak" şiiri her Türk'ün zihnine kazınmıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse bu ünü fazlasıyla da hak etmiştir. Bu şiir genç yaşlı birçok insanın ezberindedir. Bu şiirden bir bölümü sizlere sunmak istiyorum: "Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selâmlamadan uçan kuşun

Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder Gölgende bana da, bana da yer ver! Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar; Yurda ay- yıldızının ışığı yeter." Bayrak nazenin bir yârdır gözümüzde. En sıkıntılı dönemlerde onun etrafında kenetleniriz. Onu bağrımızda büyütürüz. Ülküdür, sevdadır, candır, mazidir, namustur, iradedir, anadır, sevgiliye sunulan alımlı bir güldür, şereftir, namustur, hayattır, aşktır, muhabbettir, mukaddesattır, göklerde süzülen bir kartaldır, uğrunda ölünmeye değer varlığımızdır, şanlı tarihin özüdür, dosta gurur, düşmana korkudur. Bize yol gösteren ışıktır. Bu millet üç kıtada at sürdü ve cihan devleti olan Osmanlı'yı dünyaya egemen kıldı. Bünyesinde onlarca ırkı, barış ve huzur içerisinde barındırdı. Bizlere çok zengin bir medeniyet mirası bıraktılar. Bizler de Türkiye olarak onların bıraktığı emaneti hakkıyla muhafaza edeceğiz. Vatanımızın sınırlarını gerekirse bir kez daha kanla çizmeye hazırız. Topraklarımızda gözü olanların bunu böyle bilmesi gerekir. Bu millet ölmedi, şanla şerefle yaşıyor. Bu bayrak ilelebet gönderde dalgalanacaktır. Hiçbir güç onu yücelerden indiremez. Çünkü yedisinden yetmişine kadar Türk milleti olarak gece gün nöbetteyiz. Mithat Cemal Kuntay'ın şu anlamlı dizeleri konuyu özetlemektedir. "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." VATAN SEVGİSİ Vatan sevgisi yüreğimizi saran en nezih sevgilerdendir Dinimizde de yeri ve önemi belirtilmiştir Vatan doğulup ve üzerinde yaşanan toprak parçasıdır Vatan görünüşte sade bir toprak parçasıdır Fakat alelade, sıradan bir toprak parçası değildir Bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, hakimiyet kurduğu, barındığı, gerekirse uğrunda canını feda edeceği toprak parçasıdır Yurt da aynı anlamdadır Mübarek vatanımızın her karış toprağı şehid kanlarıyla yoğrulmuştur Sevgili Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, hicret esnasında Mekke den ayrılırken Hezreve denilen yerde devesini durdurdu Doğduğu ve çocukluk yıllarından beri yaşadığı yer olan mukaddes belde Mekke ye son kez hüzünle baktı, baktı Ve şöyle buyurdu: Ki sen Allah ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah ın katında en sevgili olanısın Bana senden daha sevgili, daha güzel yurt yoktur Çıkarılmaya zorlanmamış olsaydım, senden aslâ ayrılmaz, senden başka yerde yurt yuva tutmazdım Uğrunda binlerce şehit verilmiş, içinde binlerce masum yaşayan vatanımız şüphesiz göz nûrumuz, baş tâcımızdır Ve herkesin vatanı kendisi için aynı önemi hâizdir Vatan edinilmiş bir toprağa düşman gözünün eğri bakması bile o vatanda yaşayan herkese savunma hakkı verir Vatan için ölmek bir borç olur bazen İnsanlar fert olarak bir meskene, oturacakları bir yuvaya muhtaç oldukları gibi millet olarak da bir vatana muhtaçtırlar Evsiz barksız insanların dünyada huzur içerisinde yaşamaları mümkün olmadığı gibi, vatansız insanların da huzur ve saadet içerisinde yaşamaları mümkün değildir Onun için dilimizde: "Allah kimseyi dünyada vatansız, ahirette imansız etmesin " denilmiştir Milletler, dünyada huzur, saadet ve güven içerisinde yaşayabilmeleri için mutlaka bir vatana muhtaç oldukları gibi, çocuklarını istedikleri şekilde eğitebilmeleri için de bir vatana muhtaçtırlar Onun içindir ki meşhur şair Namık Kemal: İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı ve menfaati vatan sayesinde kaimdir " der

VATAN VE MİLLET SEVGİSİ Millet; aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, duygu, ülkü, gelenek, görenek ve tarih birliği olan insan topluluğudur. Bu şekilde ortaya koyulan milletin tanımında, milleti oluşturan başka önemli unsurlar da bulunmaktadır. Bunların içerisindeki en önemli unsurlar; dil, din ve tarih birliğidir. Günümüzde bu bütünlüğü ve birliği sağlayıp devam ettiren toplulukların huzur içinde yaşayıp günümüzün teknolojisi ve bilimiyle barış içinde olduğu görülebilmektedir. Örnek verecek olursak Japonlar dünya üzerinde millet olma şuurunu en iyi ikame ettirip bu bütünlüğü milletin her ferdine ulaştırdıklarından günümüzün en iyi imkânlarına sahip milletlerinden biri olarak karsımıza çıkmaktadır. Tarihte ecdadımızda bu bütünlüğü ve birliği en iyi şekilde sağladıklarından üç kıtada at koşturup gittikleri yere huzur getirebilmişlerdir. Milletin fertleri birbirlerine o kadar bağlanmışlardı ki milletin üzerinde yaşadığı vatanın bir parçası için gerektiğinde canını ortaya koyarak savaşmış, kendi milleti uğruna, vatanı uğruna yapabileceği en büyük fedakârlığı yapmıştır. Tarihimizde buna çok örnek verebiliriz. Yemen e, Trablusgarp a, Kafkasya ya gidip şehit olan Türk askerini buna örnek gösterebiliriz. Hiçbir menfaatleri yokken milleti millet yapan dil, din, tarih birliği neticesinde kendi öz değerlerini, manevi değerlerini ezdirmemek için anasını, babasını, bacısını, çocuğunu bırakıp kendini vatan uğruna kutsal bildiği topraklara bırakmıştır. Çünkü o şunu biliyordu: Vatanı ve milleti uğruna canını veren insanlara dini değerleri ölü demiyordu. Onlar ölü değillerdir. Onlar şehitlerdir. Ve şehitler peygamberlerden sonra hoşrolunacak en önemli insanlardı. Şehitlik bu kadar büyük bir makamdı. Vatanı ve milleti uğruna ölenlere de şehit deniyordu hem de en büyük şehitlik mertebelerinden biriydi bu. Şairin deyimiyle; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. mısralarındaki hakikati bizler de duymalıyız. Ve dedelerimizin kutsal değerleri, vatanı, milleti; kan dökerek can vererek bizlere emanet ettikleri unutulmamalıdır. Biz de bunlara o denli sahip çıkmalıyız. Çünkü bugüne kadar ulaşmış bütün inançların, öz değerlerin altında gözyaşı, ayrılık, fedakârlık ve verilen canların olduğu unutulmamalıdır. İstiklal şairimizin dediği gibi, Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altında binlerce kefensiz yatanı, Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı, Verme dünyaları alsan da şu çennet vatanı. Evet, biz bugün bizlere bırakılan değerlere bu denli sahip çıkmalıyız. Vatana ve millete toprak ve insan topluluğu gözüyle bakmamalıyız. Bize ulaştırılan her değer milletin bir parçası, vatanın en kutsal toprağıdır. Çünkü unutulmamalıdır ki verilen en küçük ödünler diğerlerini de doğuracaktır. II.Abdülhamit Han verilen büyük maddi imkanlar neticesinde bile vatanın çöl olmuş toprağını bile kimseye vermemiştir. Bu hareket bizlere de örnek olmalıdır. Biz de bugün verilen ne olursa olsun bir değerimizi bile oynanan sinsi oyunlar neticesinde de olsa kesinlikle terk etmemeli veya unutmamalıyız. Yoksa dökülen kanlar, verilen canlar boşuna olmaz mı? Kurtuluş Savaşı ndaki dedelerimizin canı mı önemli bizim için yoksa batılıların önümüze koyduğu bizi içerden yıkacak başka unsurlar mı?