MAI / MA YIS 2011 Jg./Yıl: 17, Nr./Sa yı: 197 İslam Toplumu Millî Görüş Aylık Yayın Organı

Benzer belgeler
tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Devrim Öncesinde Yemen

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

Almanya daki slam Konferans ve Federal Alman Hükümetinin Entegrasyon Politikas

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Avrupa nın imamları Mainz de yetişecek. ACG nin mesajı: Gençler zenginliğimizdir. Maneviyatsız bereket olmaz. Bereketin anahtarları.

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Avrupa da Yerelleşen İslam

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları


Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ


15 Ekim 2014 Genel Merkez

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

KOTAN A Personelinden Uğurlama

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Çarşamba, 02 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 05 Şubat :13

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

UMRE YOLCULARI EĞĠTĠM PROGRAMI 2018 YILI UMRE ORGANĠZASYONUNUN SERVĠSLĠ (24 GÜNLÜK) 16. TURU UMRE SEMĠNER PROGRAMI

ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MEDYA. Uluslararası Arapça Yarışmaları BASIN RAPORU


15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

BAKA BULUŞMALARI -I-

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Cumhuriyet Halk Partisi

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

(1) BÜYÜK PEYGAMBER (S.A.A) KONULU, BÜYÜK YARIŞMA

Değerli İlim Talibi, Kadın erkek her Müslüman ın hayatını İslamin kuralları çerçevesinde idame ettirerek ebedi saadete yelken açması, İslam dininin

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Transkript:

Perspektif MAI / MAYIS 2011 Jg./Yıl: 17, Nr./Sa yı: 197 İslam Toplumu Millî Görüş Aylık Yayın Organı

editör Selamların en güzeli ile 4. OLAĞAN KONGREMİZ 4. Olağan Kongremizi 14 Mayıs ta yapıyoruz. Yeni genel başkanımız ve idaremizin seçileceği bu kongremize, yoğun bir kongre çalışması yapılacağı için sadece delegelerimiz katılabilecek. Genel Başkanımız Yavuz Çelik Karahan yeniden aday olmayacağını açıklamıştı. Bununla birlikte, teşkilatımızın çalışma ve hizmetlerine desteklerini sürdürecek olan Genel Başkanımıza, bu zamana kadar teşkilatımıza yapmış olduğu hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Kongre Hazırlık Heyetimiz bütün hazırlıklarını tamamladı. Kongre için tüm delegelere davetiyeler gönderildi. Ayrıca Kongre de değişiklik yapmayı planladığımız yeni tüzük taslağı da delegelerin incelemesi için kendilerine ulaştırıldı. Yeni tüzüğümüz kongrede delegelerin onayından geçtikten sonra yürürlüğe girecek. Bu sayımıza kapak konusu olarak Libya daki gelişmeleri seçtik. Kaddafi yönetimi tarafından, halkın yaptığı protesto gösterilerinin şiddetle bastırılması üzerine muhaliflerin, Libya bayrağını değiştirerek önce Bingazi kentini ele geçirmeleri üzerine genişleyen silahlı çatışmalar şimdi neredeyse tam bir iç savaşa dönüşmüş durumda. BM, Libya da sivilleri korumak için ülke üzerinde uçuşa yasak bölge ilan edince de Fransa, ABD ve İngiltere öncülüğündeki NATO ülkeleri, bu yasağın çeşitli bombardımanlarla korunması yoluna gitti. Her ne kadar şimdi komuta NATO ya devredildi ise de BM kararına göre her isteyen ülke tek başına da olsa bu yasağın uygulanmasını gerçekleştirebilecek. BM tarihinde önemli bir dönüm noktası olan bu karar, daha sonra BM üyesi ülkelerin, sivil halkın korunması adına bir başka ülkeye saldırmasını meşru gösterebilecek emsal bir karar. Ama her halde işin en ilginç yanı, BM nin, aynı zamanda Suriye, Bahreyn ve Yemen gibi ülkelerde, hükümet güçlerinin sivil halka saldırmasına sessiz kalması. Gelecek sayımızda buluşmak üzere, Allah a emanet olun. Oğuz ÜÇÜN CÜ Pers pek ti f IGMG AY LIK YA YIN OR GA NI MAI / MAYIS 2011 Yıl/Jg.: 17, Sayı/Nr.: 197 Boschstr. 61-65, D- 50171 Kerpen Tel.: 02237/ 656-0 Fax: 02237/ 656 555 www.igmg.de E-Mail: dergi@igmg.de YA YIN CI HE RA US GE BER Is la misc he Ge me ins chaft Mil lî Gö rüş IGMG e.v. Amt sge richt Bonn, VR 6621 Vertreten durch den Vorstand: Osman Döring, Vorsitzender; Oguz Ücüncü, Generalsekretär; Ali Bozkurt, stellv. Vorsitzender Genel Yayın Yönetmeni / Chefredakteur: Oğuz Üçün cü (V.i.S.d.P) Dizgi-Layout: İlhan BİLGÜ Baskı Druck: Ya vuz söh ne-du is burg Ya yın la nan ma ka le ve fi kir ya zı la rı nın so rum lu luk la rı ya zar la rı na ait tir. Die in der Zeitschrift veröffentlichten Meinungen binden die Autoren, nicht die IGMG İLAN SER Vİ Sİ AN ZE IGEN SER VI CE: Tel.: 02237/ 656-201 Fax: 02237/ 656 555 E-Ma il: ta nit ma@igmg.de ABO NE SER VİSİ ABON NE MENT: Is la misc he Ge me ins chaft Mil lî Gö rüş Lasts chrif tab tei lung: Boschstr. 61-65, D- 50171 Ker pen Tel.: 02237/ 656-0 Fax: 02237/ 656 555 E-Ma il: mitg li ed@igmg.de Yıl lık abo ne üc re ti: 59,-EU RO Jah re sa bon ne ment: 59,-EU RO IGMG Ge nel Mer kez Üye le ri ne Üc ret siz dir Für Ve re ins mitg lie der der IGMG kos ten los Der Be zugs pre is ist im Mitg li eds be it rag ent hal ten HE SAP NO BANK VER BIN DUNG: BANK AUSTRIA: IBAN: AT 23 12 000 515 74 66 56 01 SWIFT: BKAUATWW

gündem içindekiler Birleşmiş Milletler in Libya İle İmtihanı... Değişen Dünyanın Turnusol Kağıdı Olarak Libya... İslam Tartışmaları nın Kültüralist Yönü... teşkilat IGMG, 4. Olağan Kongre İçin Hazır... KT Bilgi, Hitabet ve Kur an-ı Kerim Tilavet Yarışması. 23. Avrupa Kur an-ı Kerim Tilavet Yarışması Sonuçlandı. Bremerhaven Fatih Camii nin Temelleri Atıldı... islam ve hayat Bir Yenilenme Olarak Umre... Ahlâkın Kaynağı... Günlük Hayatımızda Sünnet... Kütüb-ü Sitte... toplum Kıyafette Geleneksel ve Modern Moda... dünya Kırım... kültür Coğrafya ve Haritacılık... Sinema Sanatı Üzerine... islam und leben Die Kutub as-sitta... Umra als Erneuerung... verband Gewinner des diesjährigen IGMG-Koranrezitationswettbewerbs stehen fest... aktuell Die Libyen-Probe der UN... 5 6 8 10 11 12 14 16 18 20 22 24 26 28 30 32 34 36 38 6 14 24 DEĞİŞEN DÜNYANIN TURNUSOL KAĞIDI OLARAK LİBYA BREMERHAVEN FATİH CAMİİ NİN TEMELLERİ ATILDI KIYAFETTE GELENEKSEL VE MODERN MODA

Birleşmiş Milletler in Libya İle İmtihanı gündem İlhan Bilgü ibilgu@igmg.de Libya devrim lideri Muammer Kaddafi, 23 Eylül 2010 tarihinde BM Genel Kurulu nda, elindeki BM sözleşmesini Kuruluşunda beri meydana gelen 65 savaştan hiçbirini durduramayan ve sadece 5 ülkeye söz hakkı veren bu sözleşme meşruiyetini yitirdi derken haklı görünüyordu. Fakat Kaddafi, kendisinin devrim lideri olması sebebiyle iktidarının meşruiyetini sorgulamayı bile aklına getirmemişti. Şimdi, bu meşruiyetini yitirmiş sözleşmeye dayanarak BM, Libya ya karşı uluslararası hava bombardımanını meşru hale getiren bir kararın hem alıcısı hem de uygulattırıcısı konumunda. Bu açıdan değerlendirildiğinde, BM nin 1973 1 sayılı kararı ile ilgili bir meşruiyet tartışması yoksa da, kararın uygulanma şeklinin meşruiyeti ile ilgili tartışma söz konusu hale geldi. Kararın, Libya üzerinde yalnızca izinsiz uçuşları yasakladığını ve bu uçuşları engelleyecek yetkiyi ise tüm üye ülkelere, ister tek başlarına, isterse ortaklaşa olarak kullanmak üzere dağıtılmış olduğunu görüyoruz. Yani BM, isteyen her ülkeye, uçuş yasağını denetlemek üzere operasyon yapma izni vermiş durumda. Bu yüzdendir ki, kararın uygulanması için başta Fransa, İngiltere ve ABD olmak üzere çeşitli ülkeler ayrı ayrı operasyonlar düzenlediler. Yasağın amacı, Libya lı sivilleri hükümet güçlerinin saldırılarına karşı korumaktı. Ne var ki şimdi, BM nin doğrudan görevlendirmesi olmadan NATO tarafından yürütülen hava operasyonlarının hedefinde de siviller var. Hatta, isyancıların ya da Geçici Ulusal Konsey üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda sivil hayatını kaybetmiş durumda. BM nin bu saldırılara karşı sivillerin korunmasına yönelik bir programı ise yok. BM nin Libya kararı, dünya sivil toplumunun vicdanlarında ilk anda meşruiyet kazanırken, aynı uluslararası organın Suriye, Yemen ve Bahreyn gibi ülkelerde, muhaliflerin ve sivillerin hükümet güçleri tarafından öldürülmeleri ne karşılık her hangi bir girişimde bulunmaması, bu meşruiyetin arka planının da sorgulanmasını gündeme getiriyor. Nitekim, son NATO toplantısında nihaî hedefin Kaddafi rejiminin yıkılması, yani, ülkede bir rejim değişikliği anlamına gelen kararların alınması, BM nin, çeşitli ülkeler tarafından (3 NATO üyesi veto hakkına sahip) bir enstrüman olarak kullanıldığı izlenimini veriyor. Halbuki BM, her üye ülkenin siyasal rejimi ne olursa olsun, rejim dayatma gibi bir yükümlüğe sahip değil. Bu arada, Kaddafi rejiminin meşru bir rejim olduğu meselesi ayrı bir konudur. Tam da bu noktada, hassaten, operasyonlardan daha bir hafta öncesine kadar Kaddafi rejiminin güvenlik güçlerinin İngiliz özel kuvvetlerince eğitilmesine devam edildiğini hatırlarda tutmak, gelişmelerin anlaşılmasına kısmen yardımcı olacaktır. Gelinen bugünkü noktada Libya, fiîlen ikiye bölünmüş durumdadır: Bingazi Merkezli Libya Cumhuriyeti 2, Trablus merkezli Libya Cemahiriyesi olarak. Zira, Libya Cumhuriyeti Muvakkat Geçici Millî Meclisi kimi ülkeler tarafından tanınma aşamasındadır. Bu meclisin üyelerinin önde gelenlerinin, daha Şubat ayında bile Kaddafi iktidarının bakanları olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Kaddafi nin Genel Kurmay Başkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Ticaret Bakanı şimdi bu meclisin baş üyeleri arasında. Gerçi bu bakanlar, ülkede gösterilerin başlaması sonrasında göstericilere karşı kuvvet kullanılması hususunda Kaddafi ile ihtilafa düştükleri için ayrılmak zorunda kalmış olsalar da, görevli oldukları dönemlerdeki Libya rejiminin politikalarında sorumlulukları var. BM nin uçuş yasağı kararının arkasından, adına savaş denilmese de Libya ya karşı fiilen bir savaş söz konusu. Muhalifler zaten savaş içindeler. Bu noktada Libya siyaseti ile eleştirileri üzerinde toplayan Türkiye nin, kendi görüşlerini, hem NATO daki müttefiklerine kabul ettirememiş olmasının yanı sıra, Libya lı muhalifleri küstürmesi, dış siyasetteki ağırlığını koruyamamasına yol açacaktır. Libya muhalefetine göre, Kaddafi rejimini muhatap almaya devam etmesi, saldırıların durdurulması yönünde Kaddafi nezdinde ciddî bir girişimde bulunmaması, Türkiye nin, yaralıların tahliyesindeki başarılı operasyonlarına gölge düşürdü. Türk yardım gemilerinin Bingazi den geri çevrilmesi muhaliflerin öfkesini yansıtan en önemli göstergeydi. Kaddafi yanlısı bir izlenim vermek istemeyen Türkiye nin önce NATO operasyonlarına karşı çıkması, arkasından da NATO operasyonlarını desteklemesi, bu konudaki siyasetinin üzerinde fazlaca kafa yormadığı şeklinde de değerlendirilebilir. Fakat Libya daki gelişmelerle ilgili en önemli nokta, BM nin kendi standartlarına, gücü olana imtiyaz verecek şekilde istisnalar getirmesi, aynı şartlardaki ülkeleri görmezlikten gelmesidir. Bu da, BM nin Libya da imtihanı olarak karşımıza çıkıyor. 1 http://www.un.org/docs/journal/asp/ws.asp?m=s/res/1973%20(2011) 2 http://ntclibya.org/arabic/ MAI MAYIS 2011 sayfa 5

gündem Değişen Dünyanın Turnusol Kağıdı Olarak Libya Mehmet Özkan metkan82@hotmail.com Libya da yaşanan son gelişmeler ve sonrasında BM Güvenlik Konseyi tarafından getirilen uçuşa yasak bölge uygulaması ve ardından çeşitli askerî müdahalenin muhtemel sonuçları önümüdeki dönemde büyük tartışmalara gebedir. Bunun, Libya ya yapılan bu müdahalenin, Suriye ve Yemen dahil diğer ülkelerde yaşanan gelişmeler için de yapılması gerektiği tartışmasını doğuracak olması yanında, küresel siyasi düzen kurma anlayışının geleceğiyle alakalı da ciddi tartışmalar ortaya koyacağı açıktır. Libya sorunu çerçevesinde Ortadoğu da yaşanan gelişmelerin bölgesel ve küresel siyaset açısından anlamı ne olabilir? Küresel siyaset açısından ilk olarak vurgulanması gereken nokta Fransa ve İngiltere önderliğinde Avrupa nın belki de ilk defa ikinci dünya savaşından beri bir siyasî soruna önderlik yapması ve buna istekli olmasıdır. Kapısındaki Bosna ve Kosova da yaşanan gelişmelere yıllarca seyirci kalan Avrupa ya ne oldu da şimdi öncü rolü oynamaya çalışıyor? Acaba bu durum küresel siyasî dengelerin değiştiğinin bir göstergesi mi, yoksa, arkasında başka sebepleri olan spontane bir gelişme midir? Avrupa nın müdahalesinin temel olarak iki sebebi olduğu söylenebilir. Birincisi, Fransa, Nicolas Sarkozy nin devlet başkanı seçilmesinden beri De Gaullevâri bir şekilde Fransa nın dünya siyasetinde her geçen gün daha azalan etkisini artırmaya çalışmakta ve gerektiğinde maceracı yollara girmekten de sayfa 6 Perspektif Kaddafi iktidardan vazgeçmiyor çekinmemektedir. Yani burada vurgulanması gereken temel nokta Avrupa nın dünya siyasetinde artan bir ağırlığı değil, Fransa nın yeni liderlik arayışında Avrupa trenini kullanması ve durumunu meşrulaştırmaya çalışmasıdır. Bu durumun ne kadar kalıcı olacağını önümüzdeki yıllar net bir şekilde gösterecektir. İkinci temel sebep ise, Amerika nın, özellikle Irak ve Afganistan savaşlarından sonra dünya siyasetinde bir nevi yoğurdu üfleyerek yemek istemesidir. Amerika yı Libya konusunda geride kalmaya iten ve özellikle Obama nın operasyon liderliğini acil bir şekilde NA- TO ya devretmesini isteyen tavrı ve politikası, Amerika nın Libya da hayatî çıkarlarının olmamasıyla açıklanamaz. Amerika, artık küresel siyasette özellikle son 10 yılda attığı her adımın ekonomik ve siyasî faturasının çok ağır olduğunu çok yakından bildiği için soğuk savaşın bittiği ilk yıllarda olduğu gibi dünyanın tek süpergücüymüş gibi hareket etmemektedir. Bu açıdan bakıldığında, Amerika nın, bu acı gerçeği ağır tecrübeler sonrasında öğrenmiş olduğu, daha uzun vadede ise Amerika nın dünya siyasetinden yavaş yavaş etkin olmaktan geri duracağı ve hep ikinci planda kalmayı tercih edeceğini söylenebilir. Libya olayının ayrıca gösterdiği bir diğer nokta ise, Amerika nın düşüşünün ilk tescili olarak tarihe geçecektir. Avrupa açısından bakılınca ise, İngiltere ve Fransa nın Libya operasyonuna öncülük yapmalarını, İngiltere nin Mısır sonrası, Fransa nın ise Tunus sonrasından hemen devre dışı kalmış olmalarına verdikleri bir cevap olarak görmek gerekir. Fransa ve İngiltere nin asıl amacı, Kuzey Afrika da ve Ortadoğu da azalan etkinliklerini Libya üzerinden yeniden kurmaya çalışmaktır. Küresel açıdan ortaya çıkan bir diğer önemli nokta da, BM Güvenlik Konseyi nin Libya ile ilgili kararında net olarak ortaya iki farklı dünya düzeni ve sorun çözme yaklaşımının çık-

Libya da hem iç savaş var, hem de ülke fiîlen ikiye bölünmüş durumda. masıdır. Küresel aktörler, bir nevi askeri müdaheleyi savunan ve hemen operasyonu başlatan güçlerle BM oylamasında çekimser kalıp askeri operasyona soğuk bakan güçler olarak ikiye bölünmüş durumdadır. Bu açıdan dünyaya yaklaşımda özellikle ekonomik düzen olarak farklı bir alternatif oluşturmaya çalışan güçlerin, BM Güvenlik Konseyi ndeki oylamada çekimser kalan ülkeler olması bir tesadüf değil, dünya siyasetinde her geçen gün kendisinin gösteren bu ikiliğin yansımasıdır. Çekimser kalan devletlerin BRİÇ üyeleri (Rusya, Brezilya, Çin ve Hindistan), Güney Afrika ve Almanya olması bu açıdan anlamlıdır. Bu devletler, dünya siyasetinde daha fazla temsil hakkı istemekte ve özellikle BM Güvenlik Konseyi ne daimî üyelik talep etmektedirler. Bölgesel açıdan bakınca ise, Türkiye yine bir kilit ülke olarak kendisini göstermiştir. Türkiye birçok sorunda olduğu gibi sorun çözücü bir yol açmaya çalışmıştır. Dış müdahalenin olmaması için elinden geleni yapmış ve özellikle iç dinamiklerin işlemesine fırsat verilmesini istemiştir. Ama maalesef Türkiye operasyonları engelleyemeyince de NATO üzerinden yeni bir pozisyon alarak operasyonun geleceğine bu şekilde etkide bulunmak için farklı bir strateji izlemiştir. İlk başlarda Ankara nın yaklaşımı kabul görmemesine rağmen, en nihayetinde şu an gelinen noktada NATO nun üstlendiği komuta merkezinin İzmir olması anlamlıdır. Libya sorununun ortaya çıkardığı bir diğer nokta ise Türkiye-Fransa ilişkilerinin artık son derece kırılgan bir hale gelmiş olmasıdır. Özellikle Sarkozy nin son Türkiye ziyaretinde bu durum net olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen, Libya üzerinden Fransa nın Türkiye ye mesaj vermeye çalışması, acil saldırı sonucu Türkiye nin barış planının suya düşmesi, Türkiye nin Paris toplantısına davet edilmemesi gibi etkenler bundan sonra Türk-Fransız ilişkilerinin daha da fazla yara alacağının işaretidir. Bu durum, Türkiye nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yansımalar yapacağı gibi Türkiye ve Fransa arasında Afrika, Kuzey Afrika ve Ortadoğu da zaten var olan gizli rekabeti daha da derinleştirecektir. Daha yerel anlamda Libya nın geleceğinin ne olacağı ile ilgili olarak ise, ilk olarak vurgulanması gereken şey, Libya nın Mısır ve Tunus tan çok farklı olduğunu ve olacağını teslim etmektir. Bir diğer nokta ise, kısa sürede bir değişimin Libya da çok zor olduğu gerçeğidir. Bunda, Kaddafi nin gitmeye niyetinin olmamasının yanında, gitse bile, ülkeyi tek çatı altında toplayacak ne bir ordunun, ne de tüm ülkeyi kapsayan bir siyasî alternatifin olmayışının önemli rolü vardır. Libya yı bekleyen en büyük tehlike ise, muhtemel bir iç savaş, ya da, iç istikrarsızlığın sürmesidir. Özellikle Mısır ve Tunus ta yaşanan gelişmelerden sonra Kuzey Afrika da yeni bir bölgesel düzen ortaya çıkacaktır. Her ne kadar nasıl bir düzen olacağını şimdiden kestirmek çok zor olsa da, bunu birincil olarak Mısır ve Tunus un yönelimi ve iktidar yapısı belirleyecektir. Herkesin genel beklentisi olan demokrasi, insan hakları ve ekonomik kalkınmayı önceleyen bir düzenin ortaya çıkması olmakla beraber, gelişmelerin bu yönde olup olmayacağını zaman gösterecektir. Ayrıca bu yeni ortaya çıkacak düzen çerçevesinde büyük ihtimalle Cezayir ve Fas da kendilerine bu gelişmelerden ders çıkarıp kendi iç düzenlerine biraz çeki düzen verecektir. Bu bölgesel değişim ve yeni düzenin Batı Sahra sorununun geleceğini de doğrudan etkilemesi beklenilmelidir. Tüm bu açılardan bakılınca Libya olayı yerel, bölgesel ve küresel boyutlarıyla önümüzdeki dönemde ciddî tartışmaları beraberinde getirecek nitelikte bir gelişmedir. Ortaya çıkacak sorunlar sadece uluslararası müdahale ve NA- TO nın rolü gibi bir çok konuyu yeniden tartışmaya açmakla kalmayacak; yavaş yavaş kendisini göstermeye başlayan yeni bir bölgesel ve küresel düzen anlayışının da aynası olacaktır. MAI MAYIS 2011 sayfa 7

gündem İslam Tartışmaları nın Kültüralist Yönü İlhan Bilgü ibilgu@igmg.de sayfa 8 Perspektif Son 20 yıl değerlendirildiğinde Fransa da başlayan İslam ve Laiklik tartışmalarının yeni bir tartışma olmadığı kolayca ortaya çıkar. Yani tartışma, aslında, zaten medya ve siyasetçiler arasında epey bir mesafe almış durumda. Fransa daki tartışmayı önemli kılan ise, Nisan ayı başında Sarkozy nin partisinin bu tartışmayı resmî gündeme almış olması. Nitekim içeriğine baktığımızda bu tartışmanın çoğu maddeleri, Müslümanların uyması gereken yasaklar şeklinde yasalaşmış durumda. Tartışma maddelerini, malum konular oluşturuyor: Başörtüsü, helâl et kesimi, camiler haricinde namaz kılınması, hastane ve okullarla diğer kamu alanlarında Müslümanlara getirilmesi planlanan yasaklar. Tüm bu tartışmaların gerekçesi ise geçen yüzyılın başında Fransa da yürürlüğe giren Laiklik uygulamasının Müslümanların, o dönemlerde Fransa da sayılarının az olması sebebiyle, yasaklara isim belirtilerek dahil edilememiş olması. Yani, sözde judéo-chéritien kültürden farklı olan İslam kültürünün, dolayısıyla Müslümanların, bu kültür içinde eritilmesi öngörülüyor. Aynı tartışmaları Almanya, Belçika, İsviçre ve Avusturya gibi önde gelen Batı Avrupa ülkelerinde özellikle seçimlere denk gelen dönemlerde yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Müslümanları öteki leştiren ve Avrupa nın kültürüne daha baştan uymadıkları gerekçesi ile hukukî ayrımcılığa maruz kalmalarını, dolayısıyla, toplumal dışlanmayı meşrulaştıran bu söylem, geçen aylarda Almanya da yeni göreve gelen İçişleri Bakanı Dr. Hans- Peter Friedrich tarafından gündeme getirildi. İslam ın Almanya ya ait olmadığı yolundaki bu söylemi, daha önce yaşanılan Leitkultur-Öncü Kültür tartışmaları ışığında ele aldığımızda, ırkın olmadığı ırkçılık (Rassismus ohne Rassen) sınıflaması içinde değerlendirilen ve adına Kültüralizm denilen farklı bir ırkçılık ile karşılaştığımızı görürüz. Her ne kadar Mart ayı sonunda toplanan Alman İslam Konferansı nda İçişleri Bakanı Dr. Hans-Peter Friedrich in, terörle mücadele kapsamında işbirliği önerisi tüm siyasal ve toplumsal katmanlardan tepki toplasa da, bakan ile birlikte başta Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel ve diğer Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) mensuplarının gururlanarak ortaya attıkları, Öncü Kültür ve Almanya nın Hristiyanî-Batılı, ya da Hristiyanî-Yahudî kültür kökeni tartışması da bu bağlamda değerlendirilebilir. Göreve gelir gelmez, ülkede yaşayan 4 milyona yakın Müslümanla ilgili olarak Tarihî olarak İslam ın Almanya ya ait olduğu hiçbir şekilde belgelenemeyecek bir gerçektir, ifadesini kullanan Bakan Friedrich in başarılı bir entegrasyon tanımı da, Müslümanların devlet tarafından bir şekilde dışlanmak, ya da, yürürlükteki hukukta istisnalar oluşturularak farklı bir muameleye tâbi tutulmak istendiği izlenimini veriyor. Başarılı bir entegrasyonun iki şartı var: Almanya nın -yaklaşık 4 Milyon Müslüman ın da dahil olduğu- toplumsal gerçeklerini bilmek ve kültürümüzün Hristiyanî-Ba- Federal İçişleri Bakanı Friedrich Başkanlığında toplanan Alman İslam Konferansı (Foto: Dirk Enters)

Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich (Foto: Henning Schacht) Hans-Peter Uhl un İslam, Alman kültürünün kurucu bir parçası değildir. Viyana önlerinde Türklerle yapılan savaş, aslında, Hristiyanlığın Avrupa nın kurucu bir parçası olarak kalması için yapılmıştı, ifadelerinden sonra, bu öncü kültür tartışmalarının üstü örtülü bir ırkçılık olarak değerlendirilmesi mümkün değil mi? tılı kökeninin açık bir bilincine varmak, ifadelerini kullanan İçişleri Bakanı Dr. Friedrich in burada özellikle kültürümüzün Hristiyanî-Batılı kökeninin açık bir bilincine varmak vurgusunu yapması nasıl yorumlanabilir ki? Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU Federal Meclis Grubu İçişleri sözcüsü ve bakan ile aynı partiden olan Hans-Peter Uhl un şu savunması, bu kültüralist, ırkı olmayan ırkçılık tanımlamasına tam da uygun düşmüyor mu? Hans-Peter Uhl un İslam, Alman kültürünün kurucu bir parçası değildir. Viyana önlerinde Türklerle yapılan savaş, aslında, Hristiyanlığın Avrupa nın kurucu bir parçası olarak kalması için yapılmıştı, ifadelerinden sonra, bu öncü kültür tartışmalarının üstü örtülü bir ırkçılık olarak değerlendirilmesi mümkün değil mi? Böyle bir değerlendirme yapılabileceği endişesini bizzat Uhl da sezmiş olacak ki, Müslümanları otomatik olarak dışlamaya yol açabilecek sözlerini daha sonra Ama artık bugün bu, İslam a karşı savaşılması anlamına değil, aksine bizim öncü kültürümüzün tanımlanması anlamına geliyor, diyerek de işi sosyal ya da kültürel gerçek liğe getirerek açıklamaya çalışıyor. Bu dışlama, ya da dışlanma endişesi ile ilgili soruyu ise Südduetsche Zeitung 1 gazetesi soruyor. Yani, sadece Müslümanlar buradan özel bir anlam çıkarmıyor; medya mensupları da aynı anlamı çıkarıyorlar. Meselâ, İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich özellikle kültüre vurgu yaparak farklılıkları ayrıştırıyor ve bu ülkede İslam a yer vermeye yanaşmıyor. İslam bizim kültürümüzün bir parçası mıdır? şeklindeki bir soruya ben: Bizim kültürümüz, Hristiyanî-Batılı kültürdür, derim. Bakan ın bu cevabına Sizin bu cümleniz pek çok Müslüman tarafından, siz buraya ait değilsiniz. Burada olsanız bile, şeklinde bir mesaj olarak algılanıyor, diyen gazeteci sonunda şöyle bir cevap alıyor: Bu kötü niyetli bir yorum. Öyle görünüyor ki sayın bakanın, kendi sözlerinin nasıl anlaşılacağı ile ilgili bir endişesi yok. Bizim ise var. Çünkü bütün bunlar seçmene verilmek istenen, ama iyi sonuçlar da getirmeyecek olan dışlayıcı, ayrımcı kültüralist mesajlardır. Seçmen mesajı şöyle alacaktır: Müslümanlar kültürümüzü tehlikeye sokuyorlar. Zaten onlarla tarihsel ve kültürel bir birliğimiz ve bağımız da yok. Bunun için Müslümanların özellikle hukukî eşitlik istemeleri haksızlıktır. Okullarda, devlet dairelerinde, mahallelerdeki görüntü ve istekleri de bu yüzden kabullenilemez. Yasak yoksa da, yasak getirmeye niyetli siyasetçilere ihtiyaç var. Aynı zamanda bir hukukçu olan İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich in, Almanya nın toplumsal gerçek liklerini ve hukukî temellerini bilmemesi mümkün değil. Yani, seçmenine verdiği mesajlardan seçmenin çok da iyi niyetli bir yorum çıkarmayacağını, ya da, çıkaramayacağını bilmesi gerekir. Bilemiyorsa, seçmenini iyi okuyamamış demektir ki, bu bir siyasetçi için zaafiyet arzeder. Sayın Bakan ın bunun gibi, Alman İslam Konferansı nda İslamî kuruluşları ve Müslümanları, terörizmin, radikalizmin, aşırılığın önlenmesi hususunda önleyici tedbir olarak işbirliğine çağırması da seçmende farklı bir algılamaya sebep olmayacaktır. Aksine seçmen, mesajı, Müslümanlar, terör üretiyor. Bunun için de, polise ihbarda bulunup, polisle işbirliği yapmaları gerekir, şeklinde algılayacaktır. Ne de olsa, İçişleri Bakanı na göre İslam da dahil her din ne yazık ki, siyasal olarak istismar edilebiliyor ve fakat İslam kuvvetli bir şekilde siyasal olarak istismar edilip kötüye kullanılan bir din. Sonuç olarak, siyasîlerin İslam ve Müslümanlar ile ilgili tartışmaları, Almanya daki tartışmalarla Fransa daki tartışmaların, nüans farkı da olsa birbiriyle neredeyse örtüşdüğünü gösteriyor, diyebiliriz. Ne de olsa Avrupa nın kültürü Hristiyanî-Batılı kültür. Tartışmaların birbiriyle örtüşmesi bu yüzden gayet doğal. 1 http://www.sueddeutsche.de/politik/islamkonferenz-innenminister-friedrich-im-gespraech-ich-bin-ein-mannfuer-law-and-order-1.1079550 MAI MAYIS 2011 sayfa 9

teşkilat 2006 yılında Belçika da yapılan Genel Kurul, Kardeşlik ve Dayanışma Günü IGMG, 4. Olağan Kongre İçin Hazır İslam Toplumu Millî Görüş ün yeni Genel Başkan ın da seçileceği 4. Olağan Kongre hazırlıkları tamamlandı. Hazırlıkları, IGMG Teşkilatlanma Başkanlığı nın da yer aldığı Kongre Hazırlık Heyeti yürütüyor. 14 Mayıs ta Duisburg da yapılacak olan olağan kongrede, şimdiki Genel Başkan Yavuz Çelik Karahan, genel başkanlık için yeniden aday olmayacak. Yavuz Çelik Karahan, aday olmayacağını, Mart ayında yapılan ve olağan kongre tarihinin de belirlendiği IGMG Bölge Başkanları toplantısında açıklamıştı. Yeni bir Genel Başkan ın seçileceği IGMG 4. Olağan Kongresi ne katılacak olan delegelere de, kongrenin yapılacağını, tarih ve yerini bildiren bilgilendirmeler de yapıldı. Bu arada, yapılması planlanan tüzük değişikliğinin taslağı da delegelere ulaştırıldı. Delegelerin oylaması ve onaylaması halinde değiştirilen yeni tüzük yürürlüğe girecek. IGMG Kongre Hazırlık Heyeti, 4. Olağan Kongre ye, yoğun kongre çalışmaları sebebiyle, sadece delege olanların alınacağını, bunun haricinde üye veya misafir olarak kimsenin alınmayacağını da bildirdi. IGMG Genel Başkanı Yavuz Çelik Karahan, Türkiye den Avrupa ya işgöçünün 50. yılının idrak edildiği şu günlerde, IGMG 4.Olağan Kongresi nin, Avrupa da Müslüman toplumun geleceği bakımından önemli bir kongre olacağını söyledi. Genel Başkan olmasam da, bir mensub olarak, her üye gibi üzerime düşen sorumluluk ve görevlere devam edeceğim diyen Karahan şunları söyledi: Çok uzun yıllardır hizmet verdiğim ve son 8 yılında da genel başkanlık yaptığım IGMG, Avrupa Müslümanlarının geleceği açısından en önemli kuruluşlardan birisidir. Bunun için, Müslümanların İslamî kimliklerinin muhafazası, gelecek nesillere bu kimliğin aktarılması, Müslümanların toplumda İslamî kimlikleri ile yer almaları, dinlerini burada öğrenip, yaşayabilme imkânı bulabilmesi, her iş alanında eğitimini görmüş kişi olarak yetiştirilmeleri gibi pek çok konuda müesseseleşmeleri için atılan adımlar fiiliyata geçirilecektir. Ben, bundan sonra da bu konularda üzerime düşenleri yerine getirecek, yeni idarî kadronun her zaman yanında olacağım. Allah şimdiden yardımcıları olsun. sayfa 10 Perspektif

Yarışma birincileri Ruhr A, Köln ve Güney Hessen bölgelerinden Yarışma ikincileri Köln, Kuzey Hessen ve Freiburg dan Yarışmaüçüncüleri Berlin, Ruhr A, Doğu Fransa dan Kadınlar Teşkilatı Bilgi, Hitabet ve Tilavet Yarışması Sonuçlandı İslam Toplumu Millî Görüş Kadınlar Teşkilatı Bölge İslamî İlimler Kursları nda öğrenimlerini sürdüren hanımlar arasında yapılan Bilgi, Hitabet ve Kur an-ı Kerim Tilavet Yarışması sonuçlandı. Heyecanlı geçen yarışmalara Köln, Berlin, Güney Hessen, Kuzey Hessen, Freiburg, Ruhr A ve Doğu Fransa bölgeleri katıldılar. Yarışma ilk olarak Kur an-ı Kerim dalında yapıldı. Değerlendirmeler kıraat, tecvid ve mahrec gibi alanlarda yapıldı. Bu bölümde, Ruhr A birinci, Köln ikinci ve Berlin bölgesi ise üçüncü oldu. Daha sonra ise Fıkıh, Siyer, İslam Tarihi, Akaid ve Genel Kültür sorularının yer aldığı bilgi yarışması yapıldı. Bu bölümde sonuçlar şöyle oldu: Köln birinci, Kuzey Hessen ikinci ve Ruhr A bölgesi ise üçüncü oldu. Yarışmanın üçüncü bölümü ise Hitabet alanında gerçekleşti. Değerlendirme, diksiyon, Türkçenin kullanımı, mimik, tavır, cemaate hakimiyet, konu içeriği, giriş, takdim ve bitiş alanında yapıldı. Bu bölümde ise sonuçlar şöyle oldu: Güney Hessen birinci, Freiburg ikinci ve Doğu Fransa bölgesi ise üçüncü oldu. MAI MAYIS 2011 sayfa 11

teşkilat IGMG 23. Avrupa Kur an-ı Kerim Tilavet Yarışması Castrop-Rauxel de yapıldı IGMG 23. Kur an-ı Yerim Yarışması ında birinciliği 10-13 yaş grubunda Schwaben Bölgesinden Ali Mahmood kazanırken, 14-18 yaş grubunda da Ruhr-A Bölgesinden Enes Çiçek kazandı. Programa Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya ve DİTİB Eğitim Başkanı Nuri Bilici de katıldı. İslam Toplumu Millî Görüş ün her sene düzenlediği Avrupa Kur an ı Kerim Tilavet Yarışması Almanya nın Castrop- Rauxel kentinde 3 Nisan da yapıldı. Ezan, sela ve Kuranı Kerim tilavetiyle başlayan programda IGMG Genel Başkanı Yavuz Çelik Karahan bir açılış konuşması yaptı. Karahan konuşmasında, Peygamber Efendimiz buyurdular ki: Kim size bıraktığım iki emanetten uzaklaşırsa Allah o kimseyi rezil kılar. Birincisi Allah ın kitabı Kur an, ikincisi de benim sünnetimdir. Bunun içindir ki, örneğimiz Hz. Muhammed in (s.a.v.) bizlere bıraktığı emaneti yüklenmek ve bize bırakılan bu emaneti yüklenmenin sorumluluk bilinci ile hayatımızı sürdürmek durumundayız. Peygamberimiz nasıl yaşadı ise biz de öyle bir İslam a inanıyor ve öyle bir İslam ı hayatımızda yaşıyoruz. İslamî ve dinî anlayışımız budur. dedi. Peygamber Efendimiz in (sav) diğer hadislerine de değinen Karahan, konuşmasına şu şekilde devam etti: O nun Müslüman odur ki, diğer insanlar, o kimsenin elinden ve dilinden emin olan insandır, düsturuna göre davranmak da bizim görevimizdir. Yani, içinde bulunduğumuz toplum bizden emin olacak şekilde davranmak durumundayız. Bir başka ilkemiz de, Müslüman, ne aldatandır, ne de aldanandır, düsturudur. Bunun için de biz, ne aldanan ve ne de aldatan olmayacağız. Öte yandan, Peygamberimizin Beni ihtiyarlattı dediği, Emrolunduğunuz gibi dosdoğru ol!, ayetini de hatırlatarak, her yer ve zamanda dosdoğru insan, dosdoğru Mü min olmak durumunda olduğumuza yeniden vurgu yapmak istiyorum. Çünkü bizim Peygamberimiz Ben gü- Yarışmanın birincileri Schwaben Bölgesi nden Ali Mehmood ile Ruhr A Bölgesi nden Enes Çiçek sayfa 12 Perspektif

zel ahlakı tamamlamak için gönderildim derken, Müminlerin validesi Hz. Aişe de onun ahlakı, Kur an dır diyerek bizlere en doğru kaynağı göstermişlerdir. Biz de Kur an ın muhatapları ve ona inananlar olarak, bu güzel İslam ve Kur an ahlâkın uygulayıcısı olmak durumundayız. Muhammed Sûresi nin 7. Ayetinde, Ey iman edenler! Eğer siz Allah ın dinine hizmet ederseniz, Allah da size yardım eder buyurulmaktadır. Eğer bugün bu topluluk meydana geldiyse, ihlaslı ve bir samimî gayret neticesinde Allah ın yardımı ile meydana gelmiştir. Allah tan bu samimî gayretin devamını niyaz ederken, yavrularımıza başarılar diliyorum. IGMG İrşad Başkanı Ahmed Özden de, yaptığı konuşmada, Kur an ı öğretmekten, öğrenmekten ve dinlemekten maksat O nu anlamak, O nu anlamaktan maksad da, O nu benimseyerek yaşamaktır. dedi. Özden özetle şunları söyledi: Kur an ı yaşadığımızda hayatı anlar ve Allah ın rızasına erebiliriz. Ki, ancak o zaman dünyamız aydınlanır ve huzur buluruz. Zihinleri Kur an la aydınlanmış, kalpleri Kur an ın nuruyla bezenmiş, Kur anî ahlâkı hayatlarının düsturu edinmiş bir nesil yetiştirmek en büyük gaye ve idealimizdir. Yarışmayı izleyen Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya, kaybedeni değil, hep kazananı olan bu yarışmaya katılan gençleri tebrik etti. DİTİB Eğitim Başkanı Nuri Bilici de yarışmacıları tebrik eden bir selamlama konuşması yaptı. IGMG Gençlik Teşkilatı Eğitim Başkanı Ünal Ünalan ın takdim ettiği yarışma, 10-13 yaş grubu ile 14-18 yaş grubu olmak üzere iki ayrı yaş grubunda düzenlendi. Her iki grupta da dörder yarışmacı yer aldı. Yarışımacılar, kura ile kendilerinin çektiği yerlerden yüzünden ve ezber okudular. Yarışmanın sonunda, 10-13 yaş grubunda, 426 puanla Schwaben Bölgesi nden Ali Mahmood birinci olurken ikinci sırayı ise 424 puanla Güney Hollanda Bölgesi nden Samet Bozkurt, üçüncülük ve dördüncülüğü ise 415 ve 405 puanla Kuzey Ruhr Bölgesi nden Abdulkerim İleri ile Freiburg Bölgesi nden Muhammed Aydın elde etti. 14-18 yaş grubunda, 460 puanla Ruhr-A Bölgesi nden Enes Çiçek birinci olurken ikinci sırayı ise 439 puanla Rhein- Neckar-Saar Bölgesi nden İsmail Melih Tuzlacı, üçüncülük ve dördüncülüğü ise 422 ve 400 puanla Avusturya Viyana Bölgesi nden Mehmet Papak ile Berlin Bölgesi nden Muhammed Fahim Akbar elde etti. Başkanlığını Çanakkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Adem Kemaneci nin yaptığı jüri heyetinde Doç. Dr. Mustafa Öztürk, IGMG İrşad Başkan Yardımcısı Hulusi Ünye, Hafız ve Kurra dan İstanbul Piyale Paşa Camii İmam-Hatibi İshak Danış ve İran lı Kurra Hasan Sadegi yer aldı. Samet Bozkurt Abdulkerim İleri Muhammed Aydın İsmail Melih Tuzlacı Mehmet Papak Muhammed F. Akbar MAI MAYIS 2011 sayfa 13