MASALLAR VE KURGU MASALLAR

Benzer belgeler
MASALLAR VE KURGU MASALLAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

GÖRÜNMEZ OLAN TONİNO NUN MACERALARI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

KIRMIZI KANATLI KARTAL

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ. 5 Basım SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

BİL BENİ BİLEYİM SENİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. André Maurois. Roman ŞİŞKOLARLA SISKALAR. Çeviren: Ülkü Tamer. 18. basım. Resimleyen: Fritz Wegner

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

Turgut Erbek YANIK DEĞİRMEN. Resimleyen: Claude Leon

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Doğan Gündüz. Öykü ACAYİP BİR HEDİYE. 2. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR. Çeviren: Vivet Kanetti. 23. basım.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Can Göknil. Öykü ORMANDAKİ ARKADAŞ

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ 1. 7 Basım KÖRLER ÜLKESİ

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

BİR SALINCAK MACERASI

1970 ANDERSEN ÖDÜLÜ ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Gianni Rodari. Öykü MAVİ OK. Çeviren: Eren Cendey. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Sem Okulu Sevmiyor. Sophie Martel. Christine Battuz. Yalçın Varnalı. Resimleyen. Çeviren

MARKO İLE MİRKO NUN SERÜVENLERİ

Samed Behrengi DESTANLAR VE MASALLAR BİR VARDI BİR YOKTU. Masal

Roald Dahl KAPLUMBAĞA

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

İhmal Amca DESTANLAR VE MASALLAR BOYALI KIRLANGIÇ. Masal. Resimleyen: Turgut Keskin

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

Delal Arya. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ. 2. Kitap

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

tellidetay.wordpress.com

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Erich Kästner KÜÇÜK ADAM VE KÜÇÜK HANIM

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Ülkü Tamer. Öykü PULLAR SAVAŞI. Kapak Resmi: Gözde Bitir

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

GÖK, DENİZ VE TOPRAK

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

Söyleyiniz. 1- Çağdaş caddeye neden koştu? 2- Kazadan sonra Çağdaş a kim yardım etti? Sözcük Sayısı : 56

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

ISBN :

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roald Dahl. Öykü İRİKIYIM TİMSAH. Çeviren: Celâl Üster. 2. basım. Resimleyen: Quentin Blake

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Roman

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

Italo Calvino Meryem Mine Çilingiroğlu Giovanni Manna

DESTANLAR VE MASALLAR. Lev Tolstoy KÜÇÜK ŞEYTAN. Masal. Çeviren: Füsun Tayanç Resimleyen: Vaqar Aqaei

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi BU GELEN KÖROĞLU DUR. Destan

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

1970 ANDERSEN ÖDÜLÜ ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Gianni Rodari. Roman SOĞAN OĞLAN. Çeviren: Aslı Özer. 3. basım. Resimleyen: Claude Leon

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Benekli Faremi Gördünüz mü?

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

Küçük Hasır Sapka. Korkut Erdur 1980 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı mezunu.

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

DARMADUMAN KAHKAHA DİZİSİ

Transkript:

1970 ANDERSEN ÖDÜLÜ Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI öykü Çeviren: Aslı Eren Özer Cendey 2. basım Resimleyen: Sedat Girgin

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR Çeviren: Eren Cendey 4 Resimleyen: Sedat Girgin

cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Fulya Tükel Son Okuma: Seda Ateş Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal Yurtoğlu 1. Basım: Haziran 2010 2. Basım: 1000 adet, Mayıs 2016 ISBN 978-975-07-1174-9 Fiabe e Fantafiabe, Gianni Rodari Edizioni EL S.r.l., Trieste, İtalya, 1994 Can Sanat Yayınları A.Ş., 2010 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Can Sanat Yayınları Yapım ve Dağıtım Tic. ve San. A.Ş. Yayıncı Sertifika No: 31730 Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 Kapak Baskı: Azra Matbaası; Sertifika No: 27857 Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok Kat: 3 No: 3/2 Topkapı, Zeytinburnu, İstanbul İç Baskı ve Cilt: Arı Matbaası; Sertifika No: 26699 Adres: Davutpaşa Cad. Emintaş Kazım Dinçol San. Sitesi No: 81/39 Topkapı, İstanbul

Bu kitabın sahibi:...

Gianni Rodari Yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitapları: ARTI İKİ BİR TELEFONLUK MASALLAR ÇİZGİ ROMAN FARESİ GÖRÜNMEZ OLAN TONİNO NUN MACERALARI GÖKYÜZÜNDEN GELEN PASTA GÜZEL PERİLER İKİ KERE DOĞAN BARON KOLEZYUM U ÇALAN ADAM KÜÇÜK KEREVİT MARKO İLE MİRKO NUN SERÜVENLERİ MASAL İÇİNDE MASAL MAVİ OK SOĞAN OĞLAN TELEVİZYONA DÜŞEN ÇOCUK GİP YALANCILAR ÜLKESİ İtalya nın yetiştirdiği en iyi çocuk kitapları yazarı olarak tanınan Gianni Rodari (1920-1980) daha on yaşındayken şiirler yazıyor, müzikle uğraşıyordu. Amacı müzisyen olmaktı. Yirmi yaşında müzik öğretmeni oldu. İkinci Dünya Savaşı patlayınca, ülkesindeki faşist düzene karşı girişilen harekete katıldı. Uzun süre gazetecilikle uğraşan yazar, bir çocuk gazetesinin de yayın yönetmenliğini yaptı. 1947 de çocuklar için yazmaya başladı ve 1970 yılında dünyanın en iyi çocuk kitabı yazarlarına verilen, Hans Christian Andersen Ödülü nü aldı.

MASALLAR VE KURGU MASALLAR İçindekiler Birbirine Bağlı Üç Kardeş, 7 Cadının Piposu, 17 Sihirbaz Bireno, 27 Pacchetto Denize Gidiyor, 35 Zaman Tuzağı, 43 Güneş ve Minik El Sabunları, 54 Altın Saçlı Kız Çocuğu, 62 Edinti Bayramı, 68

Birbirine Bağlı Üç Kardeş Kont Alcuino nun ölümüyle Varrone Şatosu na hüzünlü bir sessizlik çökmüştü. Yatağında cansız bedeninin bembeyaz rengiyle derin bir sessizlik içinde yatan ihtiyar kontu rahatsız etmekten çekinircesine üç gün boyunca herkes parmak ucunda dolaştı. Sesini ilk yükselten noter oldu çünkü cenazenin ertesi günü pek soylu beyler, hanımlar, onların buyruğunda olan köylüler ve hizmetliler önünde rahmetlinin vasiyetini okumak zorundaydı. Onu dinlemek üzere ilk sıraya elbette Kont Alcuino nun oğulları oturmuşlardı: Ateşli Bruno, Sanatçı Brunetto ve Yiğit Brunone. Bakışlarını yerden kaldırmıyorlar, arada sırada gözyaşlarını siliyorlardı. Noter şu satırları okudu: Aklı başında ama bedeni ölümcül hasta olan ben Varrone Kontu Alcuino, şatomu, hazinemi ve bütün 7

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR mal varlığımı üç sevgili oğluma bırakıyorum. Geleneklere göre mirasımı, yetenekleri ve tutkularını göz önünde bulundurarak adil bir biçimde üçü arasında paylaştırmam gerekirdi. Ama ben üçünü de çok fazla seviyorum ve istemeden de olsa onlara haksızlık yapmaktan korkuyorum. Bu yüzden paylaşımı sevgi ve anlaşma çerçevesi içinde Bruno, Brunetto ve Brunone nin yapmasını emrediyorum. Ancak bu hemen yapılmayacak. Kararlarını bir yıl sonra noter ve soylular önünde açıklayabilecekler. Bu bir yıl içinde onlara bütün dünyayı gezmelerini, bilgi ve görgülerini artırmalarını ve kişiliklerini geliştirmelerini cân-ı yürekten öneriyorum. Beni seviyorlarsa, bu yolculuğu, notere emanet ettiğim iple birbirlerine bağlanarak yapacaklar; bu ipi, ne yemek, ne uyumak, ne de dövüşmek için çözecekler. Noter, bu cümleleri okuduktan sonra işlemeli bir çantayı açtı ve kırmızı bir ipi orada bulunanlara gösterdi. İki uşak, ipi boylu boyunca yere serdiler ve ipin aşağı yukarı on metre kadar olduğu anlaşıldı. Ateşli Bruno, öfkeli bir ses tonuyla, Şu işe bak! diye gürledi. Biz miras beklerken boynumuza ip geçiriyorlar! Sanatçı Brunetto uysal bir tavırla Sevgili babamız bize sevimli bir şaka yapıyor, dedi. Yiğit Brunone ise, İp de neymiş! diyerek kahkaha attı. 8

Noter kırmızı ipi gençlere teslim ederken şöyle dedi: Nasıl istiyorsanız öyle yapın. Bir yıl sonra yeniden görüşeceğiz. O tarihe kadar babanızın arzusu gereği, tek bir kuruşa bile el süremeyeceksiniz. Üç erkek kardeş bu duruma razı olmak zorunda kaldılar. Aynı akşam, sanki dik ve tehlikeli bir dağa tırmanmaya hazırlanırcasına iple birbirlerine bağlandılar ve şatodan çıkarak yola koyuldular. Söylemeye gerek yok, at üzerinde yolculuk yapıyorlardı, ama atların ayaklarının takıldığı, kuyruklarının dövdüğü ip yüzünden birbirlerinden uzak duramıyorlardı. Arada sırada tarlasında çalışan bir çiftçi, evinin eşiğinde duran bir kadın ya da dükkânında çalışan bir nalbant bu üç atlıya bakıyor ve iğneleyici bir söz etmekten kendini alıkoyamıyordu: Kaybolmaktan korktuğunuz için mi bağlandınız birbirinize? Hangisi hırsız, hangileri bekçi? İpin sizi götürdüğü yerde, sonunda kendinizi asılmış bulacaksınız. Gençler kızarıp bozarıyorlardı. Brunone ve Brunetto bu şakalara yanıt vermiyorlardı, ama Ateşli Bruno atılan bu lafları pek kolay sindiremiyor ve bağırıveriyordu: Bir yıl sonra görüşelim, o zaman bu ipi yedireceğim size! Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR 9

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR Birbirlerine bağlı olarak yemek yiyen ve birbirlerine bağlı olarak yatan bu üç kardeşi gören hancılar da pek şaşırıyorlardı. Ne var ki hancılar yollardaki insanlar gibi ağızlarını açıp şaka yapmaya cesaret edemiyorlardı çünkü bu üç kardeş ödemelerini altın paralarla yapıyorlardı ve parasını güzelce ödeyen müşteri her zaman haklıydı. Kont Alcuino nun üç oğlu bir akşam dağlar arasında adeta yitip gitmiş bir şatoda konuk edildiler. Buraya lafın gelişi şato deniyordu çünkü içinde oturan beyler kendi çiftçileri kadar yoksuldular; salonlar eskilikten dökülüyordu, kuleler delik deşikti, güveler son kalan mobilyaları kemirmekle meşguldüler. Bütün bu kasvetli ortama karşın, Bruno aslında aramadığı inciyi burada buldu. Şato sahibinin kızının daha güzeli ve daha şirini ancak tablolarda görülebilirdi. Genç kız son derece iyi yürekliydi. Son derece akıllıydı. Sözün kısası, o gece Bruno nun gözüne uyku girmedi, yatakta döndü durdu; tabii o dönerken bağlı olduğu ip yüzünden ağabeylerini de çekiştirip duruyordu ve onlar da söyleniyorlardı. Ertesi gece bir samanlıkta mola verdiler, ama yumuşak ve sıcak samanlar bile zavallı Bruno nun deliksiz bir uyku çekmesine yardımcı olmadı. Adı gibi ateşli biri olan genç daha fazla kafa yoramazdı. Kılıcını çekti, onu ağabeylerine bağlayan ipi kesti ve gecenin bir yarısında yola koyuldu; şatodaki güzel 10

kıza evlenme teklif edecekti. Brunetto ve Brunone uyandıklarında ağabeylerinin yazdığı notu buldular, başlarını anlayışlı bir biçimde salladılar ve yollarına devam ettiler. Birkaç gün sonra küçük bir kentten geçerlerken Brunetto nun gözleri sokağa açılan alçak ve karanlık bir dükkâna takıldı. Dur! diye bağırdı Brunone ye. Ansızın duruvermişti. Ama Brunone nin atı birkaç adım atmış olduğundan ve kendisi de ipe bağlı kaldığından eyerden yere düşüverdi. Tek bir söz etmeden ipin ucunu çekmesiyle Brunetto da bir çuval gibi atından yere yuvarlandı. Ama Brunetto bunu fark etmedi bile çünkü gözleri dükkâna takılıp kalmıştı. İçeride şövalesinin karşısında çalışan yaşlı bir ressam vardı. Ama tuvalin renkleri, karanlık odayı büyülü bir şafak gibi aydınlatıyordu. Duvarlarda başka resimler asılıydı ve başka büyülü ülkelere açılan açık pencereler gibiydiler. İşte büyük bir usta! diye haykırdı Brunetto. Haydi benim sanatçı kardeşim, dedi Brunone, tozumuzu silkeleyip yolumuza devam edelim. Bekle! diye yalvardı kardeşi. Brunetto, çocukluğundan beri resim sanatına düşkündü. Ama Kont Alcuino, onun bu hevesini gerçekleştirmesine asla izin vermemişti çünkü bunun gerçek anlamda sanatsal bir yetenek değil, geçici bir heves olduğunu düşünmüştü. Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR 11

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR Yaşlı ressam, birbirine bağlı bu tuhaf iki ziyaretçiyi büyük bir nezaketle karşıladı, onlara resimlerini gösterdi, Brunetto nun eline bir fırça almasına izin verdi. Çok duygulanan Brunetto, Bu fırça karşılığında bir asamı verirdim, dedi. Ama siz bana sanatınızı öğretmeye söz verirseniz, bir yıl sonra geri gelir ve sizin yanınızda çıraklığa başlarım. Bir yıl sonra, diye ekledi Brunone, ama şimdi gitmemiz gerekiyor. Yeniden yola koyuldular. Ama o gece de yatakta dönüp durma sırası Brunetto ya gelmişti. Gözünün önünden gitmeyen renkler, fırçalar, tuvaller, boyalar aklını o kadar çeliyordu ki ikinci gece de uyku tutturamadı. Onu Brunone ye bağlayan ipi kesti, bir kâğıt parçasına iki satır yazdı ve cennet olarak gördüğü ustanın dükkânına geri gitti. Tek başına kalan Brunone, ipin üç parçasını birbirine dikti, atına bindi ve düşünceli bir biçimde ağır ağır yola koyuldu. İyi yürekli babamız, diye düşünüyordu, hayatta olsa, bize kızardı ve bunda da haklı olurdu. Daha dünyayı dolaşmak için yola çıkalı bir ay olmadı, her ikisi de hayallerinin peşinden çekip gitti. Bir ip bile bizi birbirimize bağlı tutamıyorsa, bir yıl sonra halimiz ne olacak? Korkarım yalnızca kavga etmek için buluşacağız ve miras paylaşımı çok, çok zor olacak. 12

O akşam Brunone bir kasabanın belediye başkanının evinde yemek yiyip orada kalmak istedi. Bu yaşlı adam, ona kapıyı açmadan bin bir soru sordu, yüzünü elindeki fenerin ışığıyla iyice inceledi. Brunone gülerek, Yoksa bende hayduta benzer bir yüz mü var? diye sordu. Şükürler olsun hayır, dedi belediye başkanı. Ama benim korkak bir tip olduğumu düşünmeni istemem. Bir yıldan beri bir haydut çetesi bu köylerde dolaşıyor ve ne bulursa el koyuyor. Çiftçiler artık evden burunlarını bile çıkaramaz oldular. İki bekçimiz vardı, ama onlar da kaçtılar. Bizi koruyan kimse kalmadı. Ağamız da bizimle ilgilenemeyecek kadar uzakta oturuyor. Brunone ye boşuna Yiğit demezlerdi. Güçlü, yürekli ve cömert bir gençti. Belinde asılı bir kılıcı vardı ve bunu kullanmayı bilirdi. Daha ne isterdi ki? Yatağa gitmeden önce belediye başkanına, Siz bu işi bana bırakın, dedi. Bir düzine çiftçiyi çapalarıyla ve oraklarıyla bana eşlik etmeye ikna ederseniz haydutların canına okurum. Belediye başkanı sevinçten havalara uçtu. Köylüler zaten, silah kullanmayı bilen bir savaşçının onlara yol göstermesini ve kendilerini yüreklendirmesini bekliyorlardı. Şafakla birlikte küçük bir grup olarak harekete geçtiler. Brunone minik ordusunun başında, atının üstünde gidiyordu. Henüz tanıştığı askerleri Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR 13

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR ya eşek sırtında ya da öküzünün çektiği arabasının tepesinde onu izliyorlardı. Keşif yapması için önden yollanan bir çocuk haydutların geceyi ormanın ucundaki bir çiftlikte geçirdiklerini ve aileyi bir depoya kilitlediklerini haber verdi. Bir önceki gece içip sarhoş olduklarından, Yiğit Brunone onların üzerine bir şahin gibi atıldığında hâlâ horul horul uyuyorlardı. On beş dakika sonra bütün haydutlar yakalanmış, salam gibi bağlanmış ve arabaya yüklenmişlerdi. İçlerinden biri hâlâ horluyordu. Dövüşün gürültüsü bile onu uyandıramamıştı. Tam yola çıkacaklardı ki, bahçenin ortasında bulunan kuyunun dibinden heyecanlı ve öfkeli sesler duyuldu: İmdat! İmdat! Kim o? Biz haydutların tutsağıyız. Bizi dün akşam buraya attılar ve kaçmayalım diye ipi de aldılar. Biz şimdi sizi yukarı çekeriz. Ama bir türlü ip bulamıyorlardı. Benim iyi bir fikrim var, dedi Brunone. Çantasından kırmızı ipini çıkarttı, kuyunun kenarına yaklaştı ve aşağıya baktı. Brunone! diye bağırdı kuyunun dibinden bir ses. Kardeşimiz! diye bağırdı öteki de. Kuyunun dibindekiler gerçekten Ateşli Bruno ile Sanatçı Brunetto idi. Bruno sevgilisine, Brunetto da 14

Gianni Rodari MASALLAR VE KURGU MASALLAR yaşlı ressamın atölyesine doğru koşarken haydutlar onları yakalamışlardı. Soylu kişiler olduklarını anladıklarından canlarını almamışlardı. Bu iki genci ailelerine teslim etmek için fidye istemeyi düşünmüşlerdi. Brunone soru sormakla zaman yitirmedi. İpin bir ucunu beline bağladı, öteki ucunu kuyunun dibine attı, kardeşlerine ipe bağlanmalarını söyledi ve sonra ikisini birden yukarı çekti. Eh, ona boşuna Yiğit demiyorlardı! Birbirlerini kucakladıktan sonra üç kardeş bağlanmış oldukları ipe baktılar ve kahkahalar attılar: Görülüyor ki, birbirimize bağlı kalmamız gerekiyormuş, dedi Bruno. Babamız haklıymış, dedi Brunetto. Ve sonsuza dek birbirimize bağlı kalacağız, dedi Brunone. Yolculuğumuzu bitirdiğimiz zaman, Brunetto, sen yaşlı ustanı şatoya getirteceksin; o sana sanatını öğretecek ve hep bizimle yaşayacak. Bruno sen de gidip sevdiceğini alacaksın. Belki o güne dek ben de kendime bir sevgili bulurum. Ve zaten bir arada yaşayacaksak, mirası bölmeye de gerek kalmayacak. Benim olan senin olacak; böyle yapınca miras bölünmeyecek, tam tersine çoğalacak. Köylüler onları alkışladılar. Uyumakta olan haydut uyandı ve Ne oldu? diye sordu. Hiç kimsenin ona, birbirine bağlı üç kardeşin öyküsünü anlatmaya niyeti yoktu. 16

YAŞ 8 9 10 Gianni Rodari 11 12 MASALLAR VE KURGU MASALLAR Masallar mı gerçek, yoksa gerçekler mi masal? Rodari den, hem hayal dünyasına hem de gündelik hayata dair masallar! Altın saçlı kızın ve ağaç kovuğuna düşüp geleceğe giden çocuğun büyülü masalı ile hırsızları kovalayan polislerin ve sevmediği bir işte çalışan adamın hüzünlü öyküsünü birbirine yaklaştıran, masalları gerçek gerçekleri masallaştıran Rodari, aslında size tek bir şey anlatıyor: İnsana ve hayata dair öyküler. ISBN 978-975-07-1174-9