TURİZMCİLERDEN YÖREX'E DESTEK (SABAH ANTALYA, 26.04.2010) 1'inci Yöresel Ürünler (YÖREX) Fuarı'na destek çığ gibi büyüyor. Turizmciler, fuarın öncülük edeceği coğrafi işaretin alternatif turizm için de önemli olduğunu vurgulayıp destek verdi. Turizmcilerden Yörex e destek 1 'inci Yöresel Ürünler (YÖREX) Fuarı'na destek çığ gibi büyüyor. Destek verenlere turizm söktörü de katıldı. Antalya Ticaret Borsası (ATB), Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Antalya İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı'nın (BAGEV) evsahipliğinde yapılacak 1'inci Yöresel Ürünler (YÖREX) Fuarı'na destek çığ gibi büyüyor. 28 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Antalya Expo Center'da düzenlenecek YÖREX'in alternatif turizmi geliştireceğini söyleyen turizmciler, fuarın öncülük edeceği coğrafi işaretin turizm için de önemli olduğunu vurguladı. Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Nizamettin Şen, turizmin sadece deniz-kum-güneş olmadığını belirterek, "Turizm aynı zamanda varlıkların, değerlerin tanıtımıdır, bu değerlerin insanlığın paylaşımına sunulmasıdır. Turizmciler bütün güçleriyle, bölgesel değerlerin tanıtılması, sahiplenilmesine güç vermelidir. Fuarı bütün kalbimle destekliyorum" diye konuştu. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Sururi Çorabatır, Anadolu'nun yöresel ürünlerini tanımadığını belirterek, "Yörelerimizin ürünlerini bu fuar aracılığıyla tanıtılmasını, ziyaretçilere açılmasını turizmciler olarak biz de önemsiyoruz. Fuar yöresel ürünlerin turizm sektörü tarafından bilinmesine de öncülük edecektir" dedi. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Volkan Şimşek, turizmin deniz-kum-güneş üçgeninden turizmin sıyrılması gerektiğini, bunun için alternatif turizm arayışlarının olduğuna dikkat çekerek, "Turizmciler olarak YÖREX'i bu çerçevede çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Anadolu'nun ürünlerinin coğrafi işaret kazanarak ekonomiye kazandırılmasının yanında turizm için de değerlendirilebileceğini düşünüyorum" diye konuştu. Seyahat Acenteleri Yöneticileri Derneği Başkanı ve Öger Tur Genel Müdürü Recep Yavuz, Yöresel Ürünler Fuarı'nın önümüzdeki yıllarda turizme büyük katkısının olacağını söylerken, "Fuarın görüntüsünden çok etkilendik. Turistler de çok etkilenecektir. Fuara gelecek turist, baklavanın, sucuğun yapımını görecektir. Türkiye kültürünü anlatan bir fuar olacak" dedi. VİZE ESNEKLİĞİ EGE'DE TURİZM SEKTÖRÜNE HAREKET GETİRECEK (DOKUZ SÜTUN, 25.04.2010) EGE Denizi'nde Yunan adalarıyla Türkiye'den Kuşadası, İstanbul ve İzmir kıyıları arasında başlayan kruvaziyer turizm hareketliliği, vizesiz turizmin önünü açtı. Yunanistan'ın vizesiz turizm izinlerinde son dönemde sağladığı esneklik nedeniyle bazı Türk şirketlerinin sadece Türkler için vizesiz Doğu Akdeniz turları düzenlemeye başladığı belirtildi. Hey Travel şirketi Kruvaziyer Departman Müdürü Ahmet TOBB 1
Yazıcı, yaptığı açıklamada, uluslararası kruvaziyer şirketlerinin uğrak limanları arasında yer alan Türkiye'nin son yıllarda bu sektörün en önemli pazarları arasına da girmeye başladığına dikkat çekti. Geçen yıl kriz nedeniyle ABD'li turistlerden boşalan kamaraların büyük oranda Türk turistler tarafından kullanıldığını ve 18 bin Türk turistin tatillerini kruvaziyer gemilerde yaptığını belirten Yazıcı, krizin bitmesine rağmen Türk turistlerin taleplerinin yüzde 27 oranında artarak devam ettiğini ve kapasite sorununun ortaya çıktığını ifade etti. Ege & Adriyatik turları yapan kruvaziyer gemilerde yer bulamadıklarını kaydeden Yazıcı, bunun üzerine sadece Türkler için bir gemi kiraladıklarını kaydetti. Uluslararası Denizcilik Örgütü kurallarına göre geminin bir limanda 72 saatten az kalması halinde yolcularının vizesiz olarak şehre girmesine liman otoritesi tarafından izin verilebildiğini kaydeden Yazıcı, bu konuda geçmişte esneklik tanımayan Yunanistan'ın son dönemde sadece Türkler'den oluşan turlara belli şartlarla izin vermeye başladığını bildirdi. Türkler'in artan kruvaziyer turizm talebinin bu esneklikte etkili olduğuna işaret eden Yazıcı, kiraladıkları gemiyle ilgili Yunanistan hükümetinden gerekli izinleri aldıklarını belirtti. Yazıcı, şu bilgileri verdi: "Ege'de Yunan adalarını kapsayan turlar için önceki yıllarda iki Yunanlı denizcilik şirketi tarafından turlar düzenleniyordu. Ancak geçen yıl bir şirketin el değiştirmesi sonucu pazarda boşluk oluştu. Türkler'in giderek artan talebi üzerine sadece Türkler için bir tur düzenlemeye kararı aldık. Buna göre Yunan adalarına gidecek gemide seyahat edecek yolcuların pasaport bilgileri karşı tarafa önceden veriliyor. Gerekli izinleri aldık. Türkiye ve Yunanistan kıyıları dışında zaten vizesiz olarak hizmet veren Hırvatistan kıyılarının da katılımıyla Ege & Adriyatik turları düzenleyeceğiz. Bu turların Ege Denizi'ne önemli bir hareketlilik getireceğine inanıyoruz." Kişi Başı Ortalama 400 Avro Yazıcı, bir yolcu için vize maliyetinin 100-120 avro olduğu göz önünde tutulduğunda kruvaziyer gemide tatil yapmak isteyenler için maliyetlerin önemli ölçüde düşürülmüş olacağına dikkat çekti. 3 yıldızlı bir gemide Ege & Adriyatik Turları için kişi başına ortalama 400 avroluk bir fiyatın uygulanacağını kaydeden Yazıcı, gemilerin çıkış limanının ise İzmir olacağını kaydetti. İzmir Limanı'nda ayakbastı ücretlerinin düşük olduğunu belirten Yazıcı, kentin Yunan adalarına yakın oluşu, Ege Denizi içindeki uygun konumu ve Egeliler'in kruvaziyer turizme olan ilgisi nedeniyle çıkış limanı olarak tercih edildiğini, Haziran ayında başlayacak turların Eylül ayına kadar devam edeceğini dile getirdi. Yazıcı, kiraladıkları kruvaziyer geminin dönüşümlü olarak Yunan Adaları, Ege & Adriyatik ve Selanik-Midilli turları düzenleyeceğini belirterek, "Bu turlarda başarı sağlanırsa gelecekte yeni gemilerle birlikte pazarın önemli ölçüde hareketlenmesini bekliyoruz" dedi. Türk turistlerin tercih etmeye başladığı kruvaziyer gemilerde tatil konusunda Yunan adalarında sağlanan vize kolaylığı, Ege sularını hareketlendirdi. Bazı şirketlerin sadece Türkler için Yunanistan ve Hırvatistan'a vizesiz turlar düzenlemek üzere gemi kiraladığı belirtildi. TOBB 2
İSTANBUL BU YIL 10 MİLYON TURİSTİ KENTE ÇEKECEK (HÜRSES, 25.04.20109) 2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti olmasının İstanbul'a olumlu bir yansıması olacağını düşündüklerini söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili "Mart ayındaki rakamlarda hızlı bir geçişe geçeceğimize yönelik işaretler var. Bu durumu kurtaracağımızı ve hızlı bir yükselişe geçeceğimizi düşünüyoruz" dedi. Asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un tarihi, turistik ve kültürel cazibesi, bu yıl 10 milyon turisti kente çekecek. İstanbul ti Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, İstanbul için turizmde ilk hedeflerinin sayısal, ikinci hedeflerinin ise turist sayısının niteliğini arttırmak olduğunu söyledi. "İstanbul'da 2010 yılında 10 milyon turist hedefliyoruz, ikinci hedefimiz ise daha fazla para harcayan turistin gelmesine yönelik çalışmalar" diyen Bilgili, bu hedeflerin yanında dünyanın yaşadığı ekonomik kriz ile bunun turizme yansımasının göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin geçen yıl en büyük 10 turizm ülkesi arasında yer aldığım ve turist sayısı artan tek ülke olduğunu anlatan Bilgili, "Bunu, bu yıl yaşayacağımız zorlukların bir müjdecisi olarak değerlendirmek lazım. Çünkü turist sayısı düşen ülkeler büyük bir hızla tedbirlerini alacaklardır tokat yedikleri için. Bizim, tokat yemediğimiz için bir rehavete kapılmamamız gerekir. Tedbirlerimizi aldık ama herkesin tedbir alması gerekir. Turizm böyle dinamik bir sektör. Bu rehavetin olumsuz sonuçlarını da görebiliriz, böyle bir ihtimal de var" dedi. Bilgili, 2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti olmasının İstanbul'a olumlu bir yansıması olacağım düşündüklerini ifade ederek, "Ancak henüz ilk 2 ayda bir düşme var. Bu da bir realite, bunun da çeşitli nedenleri var" diye konuştu. Artış beklerken düşüşün yaşanmasının şaşırtıcı bir sonuç olduğunu, ancak bunun için bir faktör bulamadıklarını dile getiren Bilgili, şunları söyledi: "Bu düşüşün bir nedeni olarak Avrupa'da uzun süren kışlar görülebilir. İstanbul'a en çok gelenler Almanlar. Bunların sayısında bir düşme var. Daha önce yaşanan domuz gribinin etkilerini yeni görebiliyor olabiliriz. Birçok faktör olabilir. Mart ayındaki rakamlarda hızlı bir geçişe geçeceğimize yönelik işaretler var. Bu durumu kurtaracağımızı ve hızlı bir yükselişe geçeceğimizi düşünüyoruz." istanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasının önemli bir turist akışı sağlayacağına inandıklarını ifade eden Bilgili, "2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın sağladığı maddi imkanlarla İstanbul için ilk defa Avrupa'da bağımsız bir tanıtım kampanyası yürütülüyor. Avrupa'nın tüm şehirlerine gittiğinizde İstanbul görsellerini görmeniz mümkün. Bakanlık bunu yapamamıştı, çünkü bakanlık Türkiye'nin tanıtımını yapıyor. 2010'un sağladığı imkanlarla küresel kanallarda, CNN'de, BBC'de İstanbul reklamları çıkıyor. Bunların da bir geri dönüşümü olacağına inanıyoruz." Ahmet Emre Bilgili, Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizin turizm sektörü açısından Türkiye'yi etkilemeyeceğini düşündüğünü belirterek, şunları kaydetti: "Çünkü Yunanistan ile biz komşuyuz. Yunanistan'ı tercih eden turistlerin bir kısmı Türkiye'ye kayabilir. Çünkü Yunanistan'da ne varsa TOBB 3
bizde daha güzeli var. Tatil turizmi arayanlar için Türkiye bir tatil cenneti, tarih ve kongre turizmi için bulunmaz bir ülke, kültür turizmi için bulunmaz bir imkan. Dolayısıyla artı olarak yansıyacağını düşünüyoruz." Krizle rekabet edebilmek için kalitenin düşmemesi, ancak fiyatların rekabet edebilir ortama çekilmesi gerektiğini vurgulayan Bilgili, "Bizim, ucuz ülke imajını süratle silmemiz gerekiyor. Türkiye'nin önüne koyduğumuz turizm vizyonlarından birisi de bu. Rekabet etmek ayrı şey, ucuz ülke imajına sahip olmak ayrı bir şey. Rekabet etmek için fiyatınızı düşürebilirsiniz ama rekabet etmek için fiyatınızı olağanüstü düşürürseniz ucuz ülke olmuş oluyorsunuz. O yanlış bir strateji" diye konuştu. Bilgili, istikrarlı bir artış olduğu takdirde turizm tesisi açısından İstanbul'un bir sıkıntısının olmadığını belirtti. Özellikle Anadolu yakasında büyük bir turizm yatırımı atağının olduğuna değinen Bilgili, şunları kaydetti: " Anadolu yakası ile Avrupa yakası, 5 yıldızlı otel yatırımı açısmdan eşitlenmiş durumda. Tabii ki İstanbul'da kendini farklı şekilde konumlandıran tesisler, restoranlar, oteller var. Tarihi yanmada da butik otelciliği teşvik ediyoruz. Tarihi yarımadada devasa yapılar yapma şansınız yok. Çünkü buna ne tarihi yarımadanın konumu müsaittir, ne de biz böyle bir şey öneriyoruz ama tarihi yarımadada küçük butik otel tarzındaki yapılan özendiriyoruz. Çünkü onlarla bir aile ortamı yaratabiliyorsunuz. İnsanlar o otele gittiklerinde kendilerini yabancı görmüyor. Bazılan da bunu seviyor. Tarihi yanmada daha çok küçük, kendine sıcak bir ortam yaratabilen otellere uygun. İstanbul'a gelen bir misafir ne istiyorsa onu bulma şansı var. En üst seviyede hizmet istiyorsa ya da büyük otel istiyorsa onu da bulma şansı var." Bilgili, turistlerin, İstanbul'u tarih, alışveriş, yeme-içme kültürü, konaklama tesisleri ve eğlence dolayısıyla tercih ettiklerini anlattı. Ahmet Emre Bilgili, İstanbul'un yolcu gemileri için liman sıkıntısının olduğunu, yolcu gemisiyle kente gelen turistlerin trafik nedeniyle tarihi yarımadayı gezmekte zorlandıklarını belirtti. Liman sıkıntısını gidermeye yönelik çalışmaların olduğunu ifade eden Bilgili, "Gemiyle gelen yolcular tramvay yolunu kullanarak özel bir hatla tarihi yarımadaya gelecek ve aynı şekilde geri dönecek, istanbul Büyükşehir Belediyesi bu konu üzerinde çalışıyor" dedi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın bu yıla dair birçok projesinin bulunduğunu, özellikle restorasyon projelerinde atağa geçildiğini aktaran Bilgili, "Ajansın sağladığı imkanlarla her tarafı iyileştirmeye çalışıyoruz. Şimdiye kadar yapamadığımız kadar yapıyoruz ama restorasyonun da bir mantığı var çok fazla hızlı gidemiyorsunuz. Bu işin bir doğası var. Son derece geniş bir imkana kavuştuk. Bu konuda çalışabildiğimiz kadar hızlı çalışıyoruz. Bunlar hep İstanbul'a akını hızlandıran faktörler" diye konuştu. TURİZM SEZONUNUN İYİ BİR ARTI İLE KAPANMASINI BEKLİYORUZ' (HÜRSES, 25.04.2010) Hizmet ve tesis kalitesi olarak Akdeniz çanağındaki ülkeler içinde Türkiye'nin Fransa ve İspanya'dan çok daha ileride olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Tekkanat 27 milyon turisti az bulduklarını, bu sayının önümüzdeki yıllarda artacağım vurguladı. TOBB 4
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Tekkanat, bu turizm sezonunun Türkiye için "iyi bir artı" ile kapanmasını beklediklerini bildirdi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından başlatılan. Diyalog Yılı çerçevesinde, çeşitli seklörlere ilişkin düzenlenen seri toplantıların üçüncüsü 'Turizm Buluşmaları" adıyla yapıldı. Sektör temsilcilerinin katıldığı, Doğu Avrupa ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu ve İran'a ilişkin turizm pazarındaki gelişmeler, sorunlar ve beklentilerin ele alındığı toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Genel Müdür Yardımcısı Cemal Tekkanat, Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, Türkiye'nin geçen yıl ağırladığı 27 milyonun üzerindeki turist sayısıyla, dünyadaki ilk 10 ülke arasında yedinci sırada yer aldığını, hedefin kısa sürede ilk beşe girmek olduğunu söyledi. Sektörde, "hizmet ve tesis kalitesi" olarak Akdeniz çanağındaki ülkeler içinde Türkiye'nin Fransa ve ispanya'dan çok daha ileride olduğunu belirten Tekkanat, bu denli iyi tesis ve kaliteli hizmete karşılık 27 milyon turisti az bulduklarını, bu sayının önümüzdeki yıllarda artacağını vurguladı. Tekkanat, yıl içinde çok önemli olağan dışı gelişmeler yaşanmadığı takdirde, şu ana kadar ortaya çıkan göstergelere göre, 2010 turizm sezonunun Türkiye içüı "iyi bir artı" ile kapanmasını beklediklerini vurguladı. Tekkanat, Hristiyan aleminde yılda ortalama 200 milyon dolayında kişinin inanç turizmi çerçevesinde sırf hac amaçlı seyahat ettiğini, Türkiye'nin bu pazardan aldığı payı yeterli görmediklerini vurguladı. İnanç turizminin öneminin farkında olduklarını ifade eden Tekkanat, "Türkiye'nin hac turizminden aldığı pay yüzde 3. Bu payı da yeterli bulmuyoruz ve bunu en az yüzde 5'e çıkarmak istiyoruz" dedi. Tekkanat, Türkiye'ye gelen turistin üçte birinin Antalya'ya geldiğine işaret etti ve en çok turist gönderen ülke olan Almanya'dan bu yılki beklentilerinin 5 milyon dolayında olduğunu kaydetti. Anex Tur Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Sancar ve Odeon Tours Genel Müdür Vekili Vahit Petek, başta Rusya olmak üzere Ukrayna ve Polonya'dan gelecek turist sayısında bu yıl yüzde 15 ile 25 arasında değişen oranlarda artış beklediklerini ifade ettiler. Bu yılın ilk üç ayında sağlanan rezervasyon artışlarına dayanarak bu öngörüde bulunduklarını belirten Sancar ve Petek, Rusya'dan gelecek turist sayısın 3 milyona yaklaşabileceğini bildirdiler. Sancar, Rusların giderek, daha ucuz olduğu için erken rezervasyonla Mayıs ayı sonuna kadar olan döneme yoğunlaştığını, bu dönem için fiyatların geçen yıla göre daha ucuz olduğunu, dolayısıyla sayısal artışın gelir düzeyine aynı oranda yansıması konusunda ciddi kaygıları bulunduğunu anlattı. Sancar, bu nedenle Türkiye'nin turizmi 12 aya yayma zorunluluğunun özellikle Rus Turistler açısından kendisini daha çok hissettirdiğini belirterek, şöyle konuştu: Rakip ülkelerden Yunanistan fiyatları yüzde 20 aşağı çekti. 24 saatte Schengen vizesi veriyor. Tunus ve Fas yaz destinasyonlarında Türkiye'nin rakibi olmaya başladı. Mısır'da ciddi bir model var ve bu ülke Rus turistlerde 6-7 ay Türkiye'nin önünde gidiyor. Kış döneminde atak yapmalıyız. Bir şeyler yapıyoruz ama istikrar yok." Vahit Petek de Haziran başına kadar otel rezervasyonlarında çok iyi bir görüntü sergilenmesine karşılık, TOBB 5
Temmuz ve Ağustos aylarında hareketlilik bulunmadığına vurgu yaptı. İran turizm pazarına yönelik tur operatörlüğü yapan Sinbad Travel'in Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Erdal Ergin de Türk turizm sektörünün büyük ölçüde İran hakkında eksik ve doğru olmayan bilgiye sahip olduğunu savundu. Ergin, geçen yıl Türkiye'yi ziyaret eden 1 milyon 400 bine yakın İranlı'nın sadece 50 bininin Antalya'ya geldiğini belirterek, bunun, kabul edilmesi güç bir sayı olduğunu, çoğu konaklama tesisinin İranlı turistleri, sıkıştıkları son anda tercih ettiklerini anlattı. Ergin, iranlı turistlerin, Avrupalıların giderek tercih etmemeye başladığı Temmuz ve Ağustos aylarında ve çok pahalı biletlerle geldiklerini, otel sahiplerinin İranlılar için önceden fiyat belirlemediklerini söyledi. İranlıların sanıldığı gibi Avrupalı turistleri ürkütecek şekilde kapalı olmadığım, bilgili ve paralı turistler olduğunu, yılda 10 milyon İranlı'nın yurt dışına çıktığını belirten Ergin, iran'ın uçaklarına bakım yapılmaması şeklindeki ekonomik ambargolar ve doğrudan Antalya'ya uçuş izni verilmemesi gibi nedenlerin, bölgeye gelen İranlı sayısını olumsuz etkilediğini savundu. Ergin, bu sorunların aşılması ve İran'ın önemli bir pazar olduğunun farkına varılmasıyla, bu ülkeden gelecek turist sayısının çok yüksek rakamlara ulaşacağına inandığını kaydetti. ATSO Başkan Yardımcısı Adnan Vucudi Özen de son 10 yılda Avrupa dışındaki turizm pazarlarında Türkiye'nin sağladığı büyümeye işaret etti. Özen, "Sadece Rusya Federasyonu'ndan 2000 yılında 350 bin olan gelen turist sayısının geçen yıl 2 milyon 100 bine, Ukrayna'dan 10 yıl önce gelen turist sayısı 22 bin iken 350 bine yaklaşması, Polonya'dan da yine 2000 yılında bin 200 olan turist sayısının geçen yıl 220 bine ulaşması, konunun ve topantının önemini ortaya koymaktadır" diye konuştu. DÜNYADA EN ÇOK MAVİ BAYRAKLI ŞEHİR ANTALYA (HÜRSES, 24.04.2010) Dünyada en çok mavi bayraklı şehir Antalya 156 Mavi Bayraklı Antalya'dan sonra, İspanya'da Galiçya bölgesinin 11 Mavi Bayrak Koordinatörü Lokman Atasoy "Her yıl olduğu gibi bu yıl da 9 mavi bayraklı plajı geldiğini söyleyen Antalya Antalya'da mavi bayrakta artış bekliyoruz" dedi. Antalya Mavi Bayrak Koordinatörü Lokman Atasoy, Antalya'nın, mavi bayrakta dünyada birinci sırada olduğunu bildirdi. Antalya Mavi Bayrak Koordinatörü Atasoy, Antalya'nın 650 kilometrelik sahilinde geçen yıl 156 plajın mavi bayrağa sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu sayının bu yıl daha da artmasını bekliyoruz. Bu konuda kendimizi diğer ülkeler ile kıyaslamak amacıyla bir inceleme yaptık. 156 Mavi Bayraklı Antalya'dan sonra, İspanya'da Galiçya bölgesinin 119 mavi bayraklı plajı var. Arada önemli fark olduğunu gördük. Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebiliriz ki dünyada en fazla mavi bayrağı olan şehir, Antalya'dır. Bu konuda Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'in de büyük duyarlılıkları ile şehrimizdeki mavi bayraklı plajların ayrıcalığını göstermek amacıyla Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Müdürlüğünün de katkıları ile broşür bastırdık. Broşürlerde, İngilizce ve TOBB 6
Türkçe 'Dünyada en fazla mavi bayrağı olan şehir Antalya'dır' sloganı yer alıyor. Broşürümüzün iç tarafında Mavi Bayraklı plajlarımız, marinalarımız ve yatlarımızın isimleri yazıyor." Mavi bayraklı plajlarda sayının artırılmasından çok kaliteyi artırmanın önemli olduğunu vurgulayan Lokman Atasoy, şöyle devam etti: "Her yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya'da mavi bayrakta artış bekliyoruz. Hedefimiz sadece artış değil, bunun yanında niteliği ve kaliteyi de artırmak. Bu nedenle her yıl önereceğimiz plajlarımız] daha da titizlikle ele alıyor ve inceliyoruz. Bunun için de her yıl mavi bayrak alma kriterlerine, yeni kriterler ekleniyor. Deniz suyu analizleri ile ilgili yeni kriterler getirildi. 2012'den itibaren geriye dönülerek, üç yılın deniz suyu değerlerine bakılacak. Şu anda sadece bir yılın deniz suyu değerlendirmelerine bakılıyor. Bu, 'artık biz denizlerin temizliğini sürekli istiyoruz' anlamına geliyor. Plajların fiziki temizliği konusunda da yeni kriterler geldi. Bundan soma plaj ölçüm metodu uygulanacak. Mevcut ve yeni eklenen kriterlerle plajın kalitesi ve niteliği daha da arttırılması amaçlanıyor." Antalya Mavi Bayrak Koordinatörü Lokman Atasoy, mavi bayrağın, pazarlama gücünü artıran en önemli araçlardan biri olduğunu söyledi. Mavi bayrağın turizm açısından çok önemli katma değer yarattığına işaret eden Atasoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mavi bayrak, turizmde pazarlama gücünü artıran en önemli araçlardan biridir. Hiç bilmediği ve tanımadığı bir yere gidecek olan turist, elbette güvenli, donanımlı, çevre yönetimine sahip, çevreye saygılı, denizi temiz yerlerde ve kontrol edilebilir yerlerde tatil yapmak isteyecektir. Mavi bayrak da bunun için çok büyük güvencedir. Bu bakımdan da mavi bayrak, turizm açısından büyük bir katma değer oluşturmaktadır. Turizm ve çevre açısından da baktığımızda, mavi bayraktaki bu tür kriterlerin bütün plajlarımızda uygulanması ile denizlerin korunması, çevrenin korunması, sürdürebilir bir turizmin sağlanması amaçlanmakta ve bunun için hizmet edilmektedir." 'ERKEN REZERVASYON KAZANDIRACAK' (DOKUZ SÜTUN; 24.04.2010) Erken rezervasyonda Türkiye'nin İspanya'dan daha iyi durumda olduğunu belirten Yetiş, "Bu dönemlerde İspanya, Türkiye'den çok daha iyi durumda olurdu. Bu yıl İspanya'dan daha iyiyiz. Çok hızlı rezervasyon dönemi yaşıyoruz" dedi. Dünyanın önde gelen tur operatörlerinden TUI nin Almanya Ürün ve Kontrat Müdürü Melih Yetiş, Türkiye'nin çok iyi bir erken rezervasyon dönemi yaşadığını ve İspanya'dan daha fazla rezervasyon aldığını bildirdi. Melih Yetiş, Türkiye'nin erken rezervasyonda çok iyi bir dönem yaşadığını kaydetti. Erken rezervasyonda Türkiye'nin İspanya'dan daha iyi durumda olduğunu belirten Yetiş, "Her zaman bu dönemlerde İspanya, Türkiye'den çok daha iyi durumda olurdu. Ancak bu yıl İspanya'dan daha iyiyiz. Çok hızlı bir rezervasyon dönemi yaşıyoruz" dedi. Erken rezervasyonda iyi dönem Erken rezervasyonda Türkiye'nin İspanya'dan daha iyi durumda olduğunu belirten Yetiş, "Her zaman bu dönemlerde TOBB 7
İspanya, Türkiye'den çok daha iyi durumda olurdu. Ancak bu yıl İspanya'dan daha iyiyiz. Çok hızlı bir rezervasyon dönemi yaşıyoruz" dedi. Dünyanın önde gelen tur I operatörlerinden TUI nin Almanya Ürün ve Kontrat Müdürü Melih Yetiş, Türkiye'nin çok iyi bir erken rezervasyon dönemi yaşadığını ve İspanya'dan daha fazla rezervasyon aldığını bildirdi. Melih Yetiş, Türkiye'nin erken rezervasyonda çok iyi bir dönem yaşadığını kaydetti. Erken rezervasyonda Türkiye'nin İspanya'dan daha iyi durumda olduğunu belirten Yetiş, "Her zaman bu dönemlerde İspanya, Türkiye'den çok daha iyi durumda olurdu. Ancak bu yıl İspanya'dan daha iyiyiz. Çok hızlı bir rezervasyon dönemi yaşıyoruz" dedi. Bunda TUFnin stratejik yatırımlarının da etkili olduğunu savunan Yetiş, TUFnin Türkiye için marketing yaptığını, otel markası konseptlerini çoğalttığını, bunun da Almanya'dan Türkiye'ye gelmek isteyen turist sayısını artırdığını söyledi. Uçaklar Türkiye'ye Kaydırılıyor Yetiş, Akdeniz havzasında bulunan bazı ülkelere planlanan uçuşların belli bölümünün, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerden Türkiye'ye kaydırıldığına işaret ederek, "Bu ülkelerde yaşanan sıkıntı nedeniyle TUI böyle bir karar aldı. İspanya ve Yunanistan'da sıkıntı var. Bu devam ediyor. Dünya genelindeki yaşanan ekonomik sıkıntı oralara olumsuz olarak yansıyor. Bu da Türkiye'nin şansı oldu. TUFnin, Türkiye'de her bütçeye ve beğeniye sunduğu farklı otel yelpazesi var. Bu oteller golf oynayan üst düzey kişilere, iyi bütçeli ailelere, yalnız seyahat etmek isteyenlere iyi bir fiyatla hizmet veriyor" diye konuştu. TUFnin Türkiye'ye bakış açısının değişmesinin Türkiye'ye daha fazla turistin gelmesine olanak sağladığını anlatan Yetiş, şunları söyledi: "TUFnin Almanya'dan Türkiye'ye gönderdiği turist sayısında yüzde 20artış bekleniyor. İngiltere pazarından da hem Antalya, hem de Ege'ye büyük artış bekleniyor. İngiltere pazarı çok iyi bir artış gösteriyor. Türkiye'ye ilave uçaklar geliyor. Antalya yine Avrupa'nın gözdesidir. Otellerimiz kaliteden ve hizmetten ödün vermiyor. Bu da misafire yansıyor. Turistler Türkiye'den memnun ayrılıyor. Bütün bunların sonucunda da zor giden kış sezonları da daha verimli olmaya başladı. Artık Türkiye, Avrupa'da bir numara olma yolunda. Şu anda İspanya yıl genelinde bizden iyi. Ancak Türkiye böyle giderse bir numara olabilir. Türkiye, Akdeniz havzasındaki rakip ülkelerin dikkatini çekiyor. Bu ülkeler Türkiye'ye gelerek otellerdeki farklılıkları bulmaya çalışıyorlar. Türkiye gerçekten turizmde otelleri, hizmet sektörü ile ön plana çıkıyor." TUI, İstanbul Pazarına Giriyor Dünyanın önde gelen tur operatörlerinden TUFnin, Antalya ve Ege'den sonra İstanbul pazarına da girmeye karar verdiğini dile getiren Yetiş, şöyle konuştu: "Şu anda çalışmalar yapıyoruz. Otellerle anlaşmalar yapacağız. İstanbul için farklı bir sistem uygulanacak. İstanbul için THY ile anlaşma yapıldı. Almanya'dan İstanbul'a turistler THY ile gelecekler. İstanbul'da tatil yaptıktan sonra yine THY ile Antalya'ya gelerek tatillerini sürdürecekler. Turistler tatillerinden sonra TUI'ye ait uçaklarla Almanya'ya dönecekler. Bunun tersi de yapılacak. Almanya'dan TUI uçakları ile Antalya'ya gelinecek. Turistler, burada tatil yaptıktan sonra THY ile İstanbul'a gidecekler. İstanbul'da kaç gün kalırlarsa TOBB 8
ondan sonra yine THY ile Almanya'ya gidecekler. İstanbul bu yıl Avrupa Kültür Başkentidir. Ege ve Antalya gibi İstanbul da yakın gelecekte TUI açısından ayrı bir destinasyon olacak. İstanbul TUI için önemli bir yer." KÜL BULUTU DAĞILDI, OTELLERİ İPTAL FATURASI CAN YAKTI (SABAH, 24.04.2010) TUROB Başkan Yardımcısı Müberra Eresin, yanardağ krizinin uzun vadede iptallere neden olduğunu söyleyerek "Otel başına 40 ile 250 bin euro arasında iptaller alındı" dedi. Rusların İstanbul ilgisi başladı İstanbul un geçen sene beklentilerin üstünde rakamlarla yılı kapattığını söyleyen Eresin, "Geçen sene kriz nedeniyle pahalı Avrupa şehirlerinden kaçanlar İstanbul'a yönelmişlerdi.bu sene Avrupa'nın krizden kısmen çıkmasıyla acaba bu insanlar yine Avrupa başkentlerine yönelir mi diye bir endişemiz vardı. Ancak bu aya kadar yüzde 5-7 arasında artışlar oldu" dedi. Eresin İstanbul'un tanıtımının artık Rusya gibi pazarlarda etkin yapıldığına işaret ederek "Rusya'da eskiden sadece Antalya tanıtımları görürdük. Şimdi Tanıtma Genel Müdürlüğü İstanbul tanıtımlarına da ağırlık verdi. Otellerimizde bunun etkisini görüyoruz" diye konuştu. İzlanda'dan patlayan yanardağın külleri İstanbul'da geçen hafta, havaalanı otellerini doldursa da uzun vadede faturası ağır oldu. Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (TU ROB) Başkan Yardımcısı Müberra Eresin, son bir haftada otel başına 40 bin ile 250 bin euro arasında zarara neden olacak iptaller aldıklarını söyledi. İptallerin sadece kısa vadede kül krizinin yaşandığı haftayı kapsamadığını belirten Eresin, temmuz ayma yönelik bile iptaller geldiğini söyledi. Eresin "insanlar panikle uzun dönemli rezervasyonlarını da iptal ettiler" diye konuştu. Nisan Mayıs Kaybettik Eresin, TUROB araştırma biri tarafından birliğe üye 300'e yakın otelde yaptıkları araştırmada şehir otellerinde geçen hafta boyunca uzun vadeyi de kapsayacak şekilde alınan iptellerin küçük otellerde otel başına 40 bin euro, büyük otellerde ise 250 bin euroyu bulduğunu söyledi. Eresin, "Nisan-Mayıs ayları İstanbul'daki otellerin en iyi dönemi idi. Bu ayları kaybettik" dedi. TUROB Başkam Timur Bayındır, "İstanbul'un en yoğun olduğu aylar kaybedildi. Ancak bunu uzun vadede telafi edebileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. Bayındı otellerin fiyat indirmesi gibi bir riskin de oluşmadığını da açıkladı. TOBB 9