GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ 6 Haziran 2016



Benzer belgeler
ŞİRKET ORTAKLARININ SİGORTALILIĞI VE HUZUR HAKKI

266 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

273 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 285)

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

YILINDA UYGULANACAK OLAN GELİR VERGİSİ KANUNU NDAKİ BAZI MAKTU HAD VE TUTARLAR İLE VERGİ TARİFESİ:

: 2015 Takvim Yılında Uygulanacak Olan Maktu Had ve Tutarlara İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği

ASGARİ ÜCRET yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir.

AA BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş. Şehit Ersan Cad. No:28/5 Çankaya Ankara, TURKEY. Tlf: Fax:

2014 Takvim Yılında Uygulanacak Olan Maktu Had ve Tutarlara İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı

Konu: Tarihleri Arasında Uygulanacak Kıdem Tazminatı Tavanı Tutarı

No: 2013/6 Tarih:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Gayrimenkul Sermaye İratlarında Uygulanan İstisna Tutarı

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2016/005

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 38 İST,

2014 Takvim Yılında Uygulanacak Olan Maktu Had ve Tutarlara İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete de Yayımlandı.

KONU: Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Had ve Tutarların 2014 Yılı Değerleri Belirlendi

Sirküler Rapor Mevzuat /24-1 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

AR-GE VE TASARIM MERKEZLERİ İLE TEKNOKENTLERDE MALİ UYGULAMALAR. Mehmet AKARSLAN Gelir İdaresi Başkanlığı Grup Başkanı

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 292)

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

Özelge: Bilgisayar oyunları için lokalizasyon, tercüme, uyarlama faaliyetinin gelir vergisi ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasına göre durumu

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı. Sayı :

VUK SĐRKÜLERĐ. Đkametgâhlarını işyeri adresi olarak gösteren hekimlerin durumu

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

1. Asgari ücret desteğinden faydalanabilecek işverenler kimlerdir?

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER. SAYI : 2016 / 34 İstanbul,

6111 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu DAĞITIM YERLERİNE

Harcırah Tutarları Sirküler, 2015/22. Sayın Meslekdaşımız,

2016 YILINDA BELİRLENEN ASGARİ ÜCRET VE ASGARİ ÜCRETE İLİŞKİN HESAPLAMALAR

KONU : FATURA DÜZENLEME VE AMORTİSMAN UYGULAMA ALT SINIRI BELİRLENDİ

Özelge: Üyelerinize verilen kredi ve emekli ikramiyelerinin KDV Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu karşısındaki durumu hk.

Özelge: Vergi mükelle 䎘晐 olmayan kişilerden mal ve hizmet alınması halinde yapılacak ödemelerden hangi oranda tevkifat yapılacağı ve belge düzeni hk.

GERÇEK USULDEN BASİT USULE GEÇİŞE İLİŞKİN 93 NO LU GVK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

T.C. MALĠYE BAKANLIĞI Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı. Sayı : B.07.1.GİB / UYGULAMA ĠÇ GENELGESĠ SERĠ NO: 2011/1

G E N E L G E ( 2007 / 8 )

YURTDIŞI İNŞAAT ONARIM - MONTAJ VE TEKNİK HİZMETLERDEN SAĞLANAN KAZANÇLARIN VERGİLEME SORUNLARI. Şefik ÇAKMAK Eski Hesap Uzmanı

: Son Zamanlarda Verilen Bazı Özelgeler

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

: Turist Rehberlerinin Vergilendirilmesine İlişkin Gelir Vergisi Genel Tebliği Hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Yeni Düzenlemeler Doğrultusunda Kamu İhaleleri Kapsamında Taşıt Kiralamalarından KDV Tevfikatı Yapılacak mıdır?

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Söz konusu Kanunun 3. maddesi ile gelir vergisi tarifesi aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir TL'ye kadar % 15

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Gelir Vergisi Sirküleri / 98

SİRKÜLER RAPOR. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2009/5

[BELGE BAŞLIĞI] [Belge alt konu başlığı] [TARİH] TURMOB [Şirket adresi]

HARCIRAH DÜZENLEMESİ. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 24 üncü maddesinin 2 numaralı bendinde,

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR 2018 YILI İÇİN ARTTIRILDI

İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINDA ÇALIŞAN PERSONELE YAPILAN İLAVE ÖDEMENİN VERGİ MATRAHINA ETKİSİ

GELĠR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 293) BĠRĠNCĠ BÖLÜM Yurt DıĢına Hizmet Veren ĠĢletmelerde Ġndirim

Özelge: Belediyeden kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi hk.

Konu : Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primleri

278 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/85 TARİH:

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SOSYAL SİGORTALAR KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığı

SİRKÜLER. TARİH KONU Çalışanlara ramazan paketi verilmesi hk. ÖZET ÇALIŞANLARA RAMAZAN PAKETİ VERİLMESİNİN VERGİSEL BOYUTU

Özelge: Rusya'da mukim grup rması tarafından Türkiye'de görevlendirilen personele ödenen ücretlerin vergilendirilmesi hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

ĠÇĠNDEKĠLER. 1. AYLIKLARDA YAPILAN ARTIġLAR (HĠZMET AKDĠ ĠLE VE BAĞIMSIZ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)...2

56 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2013/11

Sirküler Rapor /181-1

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/48 TARİH:

KİRA GELİRİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

ERCİYES Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş.

Sirküler No :2014 / 030. Sirküler Tarihi : KONU: SGK Borçlarının Yeniden Yapılandırılması

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı GELİR VERGİSİ KANUNU. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mart 2017

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GELĠR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 292)

Saðlýk Kuruluþlarýnda Çalýþan Hekimler ile Ýþyeri Hekimlerinin Ne Þekilde Vergilendirileceðine Ýliþk Cuma, 20 Þubat 2009

/47 KONUT FĐNANSMANI KAPSAMINDA KULLANDIRILAN KREDĐLER ĐLE ĐLGĐLĐ BSMV NĐN ĐADE EDĐLMESĐ ÖZET :

Ekli listede de görüleceği üzere, tarihinden itibaren; - Belli parayı ihtiva eden sözleşmeler, taahhütnameler ve temliknameler binde 9,48

T.C. ORDU VALİLİĞİ Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Serbest Meslek Kazancından İndirilebilecek Giderler.

KONU: 2014 YILINDA UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ

Özelge: Spor Kulübü Derneğinin Kurumlar Vergisi Mua 袆算 yeti hk.

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

SİGORTA İŞLEMLERİ İLE KAMBİYO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN GİDER VERGİLERİ TEBLİĞİ YAYIMLANDI

SİRKÜLER RAPOR ( )

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU GELİR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASINDAKİ YENİLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

Sirküler Rapor Mevzuat /5-1 GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILDI

Sirküler Rapor /232-1 GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILDI

5766 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile 6802 sayılı Kanunun 30, 31 ve 47 nci maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 6802 sayılı Kanunun;

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİYASİ PARTİ GRUP BAŞKANLIKLARINDA SÖZLEŞMELİ OLARAK ÇALIŞTIRILACAK GRUP DANIŞMANI VE BÜRO GÖREVLİSİ HAKKINDA HİZMET SÖZLEŞMESİ ESASLARI

252 seri numaralı GVKGT nden özellik önem arz ettiğini düşündüğümüz bazı noktaları hatırlatmakta fayda görüyoruz.

2015 Yılında Yapılan Değişiklikler

İÇİNDEKİLER VERGİ HUKUKU

KONU : 284 SERİ NOLU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ İLE DUYRULAN 2013 YILINDA UYGULANACAK DİĞER PARASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

2011 Yılı Kira Gelirlerinin Beyanında Bilinmesi Gerekenler

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

SERMAYE DÜZELTİLMESİ OLUMLU FARKLARI R A P O R 09/ MART

Transkript:

GELİR İDARESİ ÖZELGELERİ 6 Haziran 2016 İçindekiler Suriyeli gönüllü öğretmenlere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi hk. Gerçek usulde mükellefin işi terk edip tekrar işe başlamasında basit usul mükellefiyeti hk. Öğrenci yurdu inşaatında çalışan işçilere ödenen ücretlerden tevkifat yapılıp yapılmayacağı. Basit usulün tespitinde, iş hasılatında KDV nin hariç olması hk. İş başı eğitim programında çalışan personele İşkur ödemesine ilave ödemenin vergi matrahından indirilip indirilmeyeceği 4/C Maddesi Kapsamında Çalıştırılan Personele Mahkeme Kararına İstinaden 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-9 uncu Maddesine Göre Yapılacak Ek Ödemelerden Gelir Vergisi Kesintisi Yapılıp Yapılmayacağı LPG bakım ve onarım faaliyetinin basit usulde vergilendirilip vergilendirilmeyeceği. Yabancı kurumdan elde edilen ücret gelirinin beyanı hk. Üstün Başarı Belgesi Verilenlere Yapılan Maaş Ödülü Ödemesinin Gelir Vergisinden İstisna Olup Olmadığı Seyyar olarak veya ikamet adresinde yürütülen saç ve cilt bakımı faaliyetinin yanında kira geliri elde edilmesi. Ölüm teminatlı prim iadeli hayat sigortası için yatırılan primlerin serbest meslek kazancı matrahından indirimi hk. Müzik organizasyonu ile uğraşan kişilerin yanında çalıştırdığı (davulcu, zurnacı. klarnetçi, sazcı) kişilere yaptığı ödemeler Dar mükellef kurumdan elde edilen gelirin vergilendirilmesi. Basit Usul mükellefinin yanında çalışan oğlunun diğer ücretli olarak vergilendirilip vergilendirilmeyeceği. Eylemli turist rehberinin vergilendirilmesi Adi ortaklık tarafından sürdürülen serbest meslek faaliyeti ve ticari faaliyetin vergilendirilmesi ve belge düzeni. İrtibat bürosuna yurt dışından döviz olarak gelen ödemelerin TL olarak ödenip ödenmeyeceği ve çalışanların yaptığı konaklama vb. harcamaların belgelendirilmesi Serbest Bölgede Ücret İstisnası Basit usule tabi olmanın özel şartlarının aşılması durumunda gerçek usulde vergilendirme El ilanları ve internet aracılığıyla tanıtımı yapılmak suretiyle evde pişirilen yemeklerin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi. Yurt dışındaki sermayedar şirket çalışanının, Türkiye deki şirkette yönetici olarak görev yapması nedeniyle yurtdışından ödenen ücretin vergilendirilmesi. Mahkeme kararında ücretli avukatın adının yer alması durumunda serbest meslek makbuzu ve gelir vergisi tevkifatı hk.

Suriyeli gönüllü öğretmenlere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi hk. Sayı: B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[61-15/23]-69862 Tarih: 06/05/2016 ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 38418978-120[61-15/23]-69862 06/05/2016 Konu: Suriyeli gönüllü öğretmenlere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi hk. İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde, Vergi Dairesi Müdürlüğünün vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, 1998 yılından beri Türkiye de faaliyetinizin devam ettiği ve herhangi bir ticari faaliyetinizin olmadığı, Alman Hükümetinin Kurumunuza vermiş olduğu yetkiyle Türkiye de acil yardım projeleri kapsamında malzeme ve hizmet alımları da dahil insani yardım projelerini de yürüttüğünüz, Suriyeli öğrencilere kaliteli eğitim hizmetlerinin sağlanması hususunda Türkiye de devlet tarafından sunulan eğitim hizmetlerine artan talebin yaratabileceği olumsuz etkileri hafifletmek adına ulusal düzeyde Milli Eğitim Bakanlığı Yabancı Öğrenciler Komisyonu, il düzeyinde ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yakın iş birliği içerisinde çalışmayı hedeflediğiniz, İl Mili Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen Geçici Eğitim Merkezlerinde sınıf öğretmenliği veya branş öğretmenliği görevini gönüllü bir şekilde icra edecek olan ve yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen ve onaylanan Suriyeli gönüllü öğretmenlere Milli Eğitim Bakanlığı ile mutabakat halinde belirlenen tutarda (aylık net 900 TL) teşvik ödemesi yapılacağı ve Suriyeli gönüllü öğretmenlere yapılacak olan teşvik ödemelerinin, yapılan gönüllülük hizmeti karşılığında sunulan yardım olduğunun kararlaştırıldığı belirtilerek, bahsi geçen yardım niteliğindeki teşvik ödemelerinde vergi açısından dikkate alınması gereken hususların neler olduğu ve bu ödemelerin istisna olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. hükmü yer almıştır. Yine aynı Kanunun 65 inci maddesinde, Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır... hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan anılan Kanunun 82 nci maddesinde arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hasılatın vergiye tabi arızi kazanç olduğu belirtilmiştir. Buna göre, arızi kazanç olarak kabul edilebilmesi için serbest meslek faaliyetine konu işin devamlılık arz edecek şekilde yapılmaması ve bu işin mutad meslek haline getirilmemesi gerekmektedir. Anılan Kanunun 23 üncü maddesinin 14 numaralı bendinde; Kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır. 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği nin Kanuni ve İş Merkezi Türkiye de Olmayan Dar Mükellefiyete Tabi îşverenlerce Hizmet Erbabına Döviz Olarak Ödenen Ücretler başlıklı 1-c bölümünde; İstisna hükmünün uygulanmasında, aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir. -İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır. -Türkiye de hizmet arzeden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet

erbabının Türkiye de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır... açıklamalarına yer verilmiştir. Buna göre, kanunî ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere istisna uygulanabilmesi için; 1-Türkiye de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması, 2-Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması, 3-Dar mükellef kurumun Türkiye deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurt dışı kazançlarından karşılanması, 4-Ücretin döviz olarak ödenmesi, 5-Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi, şartlarının bir arada mevcut olması gerekmektedir. - Kurumunuzun kanuni ve iş merkezinin Türkiye de bulunması veya Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (14) numaralı bendinde sayılan diğer şartlardan birinin ihlali halinde anılan personelin Kurumunuzdan elde edeceği söz konusu ücretin Gelir Vergisi Kanununun 23/14 üncü maddesi kapsamında gelir vergisinden istisna tutulması mümkün olmayacak olup bu durumda söz konusu ücret ödemelerinin Türkiye de Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergilendirilmesi, 4- Suriyeli gönüllü öğretmenlerin söz konusu faaliyeti bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesaplarına devamlılık arz edecek şekilde ve mutad meslek olarak yapmaları halinde serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi, buradan elde edilen kazanç için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi, 5- Faaliyetin devamlılık arz etmeyecek şekilde ve mutad meslek haline getirmeden gönüllülük esasına dayanılarak yapmaları durumunda elde edilecek gelirin arızi serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup Kanunun 82 nci maddesine göre bir takvim yılında arızi kazanç dolayısıyla elde edilen gelirlerin toplamının (2016 yılı gelirleri için) 24.000 TL yi aşmaması halinde yıllık beyanname verilmemesi, gerekmektedir. Bu hüküm ve açıklamalara göre; 1- Merkezi Almanya da bulunan Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu isimli kuruluşunuzun Türkiye de kurulan irtibat bürosunun mükellefiyet durumunun bağlı olduğunuz vergi dairesi müdürlüğü tarafından tespit edilmesi, 2- Yapılan tespit sonucunda kuruluşunuzun dar mükellef kurum olması ve Türkiye de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması, 3- Kuruluşunuz ile Suriyeli gönüllü öğretmenler arasında bir hizmet akdi olması veya bu kişilerin kuruluşunuzun emir ve talimatları doğrultusunda çalışması durumunda; - Kurumunuz tarafından Suriyeli gönüllü öğretmenlere döviz olarak ödenecek ücretler, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14) numaralı bendinde sayılan diğer tüm şartları taşıması şartıyla gelir vergisinden istisna olup, söz konusu ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılmaması,

Gerçek usulde mükellefin işi terk edip tekrar işe başlamasında basit usul mükellefiyeti hk. Sayı: B.07.1.GİB.4.55.15.01-120[46-2016/ÖZE-09]- 48 Tarih: 06/05/2016 SAMSUN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı: 13649056-120[46-2016/ÖZE-09]-48 06/05/2016 Konu: Gerçek usulde mükellefin işi terk edip tekrar işe başlamasında basit usul mükellefiyeti hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 30.11.2014 tarihinde gerçek usulde mükellef iken işinizi terk ettiğinizi, 24.02.2016 tarihi itibariyle dolmuşçuluk faaliyetine başlamanız halinde basit usul mükellefiyet kaydının açılıp açılamayacağı, gerçek usulde faaliyete başlamanız durumunda hangi tarihten itibaren basit usulde mükellefiyet kaydınızın açılacağı ve ikinci bir araç almanız halinde mükellefiyetinizin basit usul olarak devam edip etmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup aynı maddenin dördüncü fıkrasında; Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir. hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.... Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler. hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 47 nci maddesinde basit usule tabi olmanın genel şartları sayılarak, maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.) hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, Vergi Usul Kanununun, vergi yasalarının uygulanmasını düzenleyen 3 üncü maddesinin (A) fıkrasında vergi kanunu hükümlerinin; lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği kurala bağlandıktan sonra, lafzın açık olmadığı durumlarda hükümlerin, kanunun yapısındaki yeri, öngörülüş amacı ve diğer hükümlerle ilgisine göre uygulanması gerektiği kurala bağlanmıştır. Ticari kazanç, emek ve sermayeye bağlı olarak elde edilen kazanç türüdür. Bu organizasyon her türlü ticari faaliyette bulunmakla birlikte, sermayeye göre emeğin daha yoğun olarak faaliyete katıldığı durumlarda göreceli olarak iş hacminin küçüldüğü bilinmektedir. Gelir Vergisi Kanununda da bu ayrım gözetilmiş ve emek unsurunun sermayeden daha önemli olduğu faaliyetleri yürüten küçük sanat ve ticaret erbabının belli koşullarla basit usulde vergilendirilmesi öngörülmüştür. Bu amaçla, Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunması kurala bağlandıktan sonra bu usule tabi olmanın genel şartlarının düzenlendiği 47 nci maddenin birinci fıkrasına bağlı birinci bentte, kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak koşulu aranmıştır. İşin, küçük sanat ve ticaret erbabının kişisel çaba ve yönetimi ile yürütülebilir nitelikte kabulü için eylemli olarak işin başında bulunması bir ölçü olarak benimsenmiştir.

Yardımcı eleman istihdamının, işin başında bilfiil bulunma koşulunun ihlali sayılmamasının nedeni, işin yürütülmesiyle ilgili kararların iş sahibi tarafından alınmasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda faaliyete özgülenen emeğin iş sahibine ait olmaya devam etmesi, işin iş sahibinin iradesi ve gücüyle yürütülmesidir. Bu koşullar bulunduğu takdirde geçici sürelerde, işin başında bilfiil ve sürekli olarak bulunma koşulunun bozulmuş sayılmayacağı kabul edilmiştir. Yolcu taşımacılığı yapılan ve sadece bir motorlu kara taşıtı işletilen durumlarda, taşıtın bilfiil küçük sanat ve ticaret erbabı kabul edilen sahibi veya işleticisi tarafından işletildiği düşünülebilir. Aynı işe tahsis edilen taşıt sayısının birden fazla olması halinde öncelikle işin hacmi, bir kimsenin bilfiil başında bulunarak yürütebilir olmasından çıkmakta ve taşıtlardan birinin ücretle istihdam edilen sürücü tarafından sevk ve idaresi zorunlu olmaktadır. Yasa yapıcının, işin başında bilfiil bulunulmasını basit usulde vergilendirmeye koşul yapmaktaki amacı dışında kalan bu durumun, yardımcı işçi veya çırak kullanılmasının fiilen işin başında bulunulması şartını bozmayacağına ilişkin parantez içi düzenleme ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun yürürlüğe konulmasından başlayarak aynı kuralın uygulanmasına ilişkin davalar hakkında verilen ve yerleşmiş Danıştay İçtihatları da bir tek motorlu taşıtta iş sahibinin yardımcı sürücü istihdamının yasal koşulu ihlal etmeyeceği, birden çok taşıtta sürücü istihdamının zorunlu olması ve ikinci ve sonraki taşıtlar yönünden işin başında bilfiil bulunmak koşulunun gerçekleşemeyeceği yönündedir. 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin Diğer hususlar başlıklı bölümünde, İşe başlanılan yıla ilişkin kıst dönem, iki yıllık süre hesabında dikkate alınacak olup, kıst dönemde ve takip eden dönemde elde edilen alış, satış ve/veya hâsılat tutarları Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan ilgili yıl hadleri ile karşılaştırılacaktır. açıklamasına yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre; - Gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinizi 30/11/2014 tarihinde terk edip, 24/02/2016 tarihinde yeniden gerçek usulde mükellefiyet kaydınızın yapılması nedeniyle, işe başladığınız kıst dönemde (24/02/2016 31/12/2016) ve takip eden dönemde elde ettiğiniz alış, satış ve/veya hâsılat tutarlarınızın, Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan ilgili yıl hadlerinin altında olması ve diğer şartları da topluca taşımanız ve bağlı bulunduğunuz vergi dairesine 2018 yılı Ocak ayı içerisinde yazılı olarak başvurmanız halinde, 01.01.2018 tarihinden itibaren basit usule geçmeniz mümkün bulunmaktadır. - Basit usulde gelir vergisi mükellefi iken ikinci bir ticari araç almanız ve iki araçla ticari faaliyette bulunmanız halinde ise gerçek usulde vergilendirilmeniz gerekmekte olup, gerçek usulde vergilendirilmeye başlama tarihinin ise ikinci bir araçla ticari faaliyette bulunulduğu hususunun nezdinizde düzenlenecek tutanakla tespit edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacağı tabiidir. Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde de belirtildiği üzere, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan, bir mükellefin birden fazla taşıtla ticari faaliyette bulunup bulunmadığının, mükellefin imzasının da bulunduğu tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, bir araçla ticari faaliyette bulunan basit usule tabi mükelleflerin ikinci bir araç alarak iki araçla ticari faaliyette bulunmaları, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak şartının ihlali anlamına geleceğinden, bu şekilde faaliyette bulunan mükelleflerin basit usulde vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Gerçek usulden basit usule geçiş ile ilgili ayrıntılı açıklamalar, 27/07/2012 tarihli ve 28366 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 18/12/2013 tarihli ve 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde yapılmıştır.

Öğrenci yurdu inşaatında çalışan işçilere ödenen ücretlerden tevkifat yapılıp yapılmayacağı. Sayı: B.07.1.GİB.4.55.15.01-120[61-2015/ÖZE-18]-49 Tarih: 06/05/2016 SAMSUN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı: 13649056-120[61-2015/ÖZE-18]-49 06/05/2016 Konu: Öğrenci yurdu inşaatında çalışan işçilere ödenen ücretlerden tevkifat yapılıp yapılmayacağı. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, derneğiniz tarafından dernek amacı doğrultusunda kullanmak üzere sahibi bulunduğunuz arsa üzerine Öğrenci Yurdu İnşaatı yapacağınızı ve yurt inşaatında işçi çalıştıracağınız belirtilerek, çalıştıracağınız işçiler için vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, söz konusu maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır. Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ticari faaliyet bir tür emek sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gerçek kişilerin ticari gaye olmaksızın, servetin nitelik değiştirmesi veya bir takım zorunlu nedenlerle gayrimenkul inşa etmeleri ticari faaliyet olarak kabul edilmemektedir. Özel inşaat yapımında gayrimenkullerin şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması ve ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurlarını açıkça taşıması, yapılan faaliyetin ticari sayılması için yeterlidir. Şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşan mesken veya şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmamakla birlikte işyeri ya da mesken ve dükkan ünitelerinden oluşan inşaatın yapılması durumunda, ticari bir organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça ortaya çıkması nedeniyle bu faaliyetin de ticari sayılması gerekmektedir. Aynı Kanunun 61 inci maddesinde; Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında da, Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar. hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, dernek veya vakıflara ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi işletme olduğu; altıncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, ayrıca mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerle ilgili (2.4.) bölümünde; iktisadi işletmenin belirlenmesinde iktisadi işletmenin en belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alımsatımı, imalatı veya hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. beyanname ile beyan edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. Dernekler, tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, dernek tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletme oluşturacak ticari, sınai ve zirai faaliyetlerin kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir. Buna göre, derneğiniz tarafından yapılacak öğrenci yurdu inşaatının tamamlanarak faaliyete geçmesiyle verilecek yurt hizmetinin bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirilmesi halinde, bu faaliyetiniz nedeniyle derneğe bağlı iktisadi işletme oluşmayacaktır. Ancak, bu faaliyetinizin yerine getirilmesi için yapılan masrafların hizmet verilenlerden doğrudan ya da dolaylı olarak tahsil edilmesi veya bu hizmetler için bağış adı altında dahi olsa bir bedel alınması durumunda ise derneğe bağlı iktisadi işletme oluşacağından, oluşan iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi ve mükellefiyetinize ait sorumluluklarınızın yerine getirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, dernekler ile derneklerin iktisadi işletmeleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca bu maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca da kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları bu fıkrada sayılan ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben, tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesiyle tevkifat yapma yükümlülüğü bulunan kişi ve kurumlar arasında dernekler ve derneklerin iktisadi işletmeleri de sayılmış olduğundan, dernekler ile derneklerin iktisadi işletmelerinin bu maddeler uyarınca nakden veya hesaben yapacakları ödemeler üzerinden yapmış oldukları tevkifatların, muhtasar

Basit usulün tespitinde, iş hasılatında KDV nin hariç olması hk. Sayı: B.07.1.GİB.4.45.15.01-120[40.01.65]-53 Tarih: 09/05/2016 MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı: 85373914-120[40.01.65]-53 09/05/2016 Konu: Basit usul mükellefiyetten gerçek usule geçiş İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, nakliyecilik faaliyetinden dolayı Vergi Dairesi Müdürlüğünün basit usulde mükellefi olduğunuz, 2015 yılı iş hasılatınızın Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan hasılat tutarları ile karşılaştırılmasında, hasılatınıza Katma Değer Vergisinin dahil olup olmadığı hususunda, Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur. (6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük 15.06.2012) Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler. (6322 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük 15.06.2012) Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır. hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 48 inci maddesinde de; Basit usule tabi olmanın özel şartları şunlardır: 1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarının 34.000.000.000 lirayı (290 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2016 tarihinden itibaren 88.000 TL) veya yıllık satışları tutarının 47.000.000.000 lirayı (290 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2016 tarihinden itibaren 126.000 TL.) aşmaması, 2. 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 17.000.000.000 lirayı (290 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2016 tarihinden itibaren 42.000 TL.) aşmaması, 3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının 34.000.000.000 lirayı (290 Seri No lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 1.1.2016 tarihinden itibaren 88.000 TL.) aşmaması.... hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan, 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinin 6. Gelir Tablosu Hesapları nın 60. Brüt Satışlar başlıklı bölümünde; İşletmenin esas faaliyetleri çerçevesinde satılan mal yada hizmetler karşılığında alınan yada tahakkuk ettirilen toplam değerleri kapsar. Satılan mal ve hizmetlerle ilgili subvansiyonlar, satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili dönem içinde ortaya çıkan kur farkları, vergi iadeleri brüt satışlar içinde gösterilir. Brüt Satışlara Katma Değer Vergisi dahil edilmez. Brüt Satışlar; yurtiçi satışlar, yurtdışı satışlar ve diğer gelirler şeklinde bölümlenir.... açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, 2015 yılı hasılatınızın Gelir Vergisi Kanununun 48 inci maddesinde yer alan tutarlarla karşılaştırılmasında, gayri safi iş hasılatınızın KDV hariç tutarının dikkate alınması gerekmektedir.

İş başı eğitim programında çalışan personele İşkur ödemesine ilave ödemenin vergi matrahından indirilip indirilmeyeceği Sayı: B.07.1.GİB.4.48.15.01-120[68-2015/1]-42 Tarih: 09/05/2016 MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı: 96620903-120[68-2015/1]-42 09/05/2016 Konu: İş başı eğitim programında çalışan personele İşkur ödemesine ilave ödemenin vergi matrahından indirilip indirilmeyeceği İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, noterlik faaliyeti dolayasıyla serbest meslek mükellefi olduğunuz, personelinizin Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programından faydalandığı, İŞKUR tarafından yapılan ödemeye ilave olarak personelinize 200-250 TL arası ücret ödediğiniz belirtilerek, yapmış olduğunuz bu ödemenin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ncı maddesinin birinci fıkrasının 11 numaralı bendi kapsamında vergi matrahından indirip indiremeyeceğiniz hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun; 37 nci maddesinde, Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır., 40 ıncı maddesinde, Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:... 11. Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar (Bu kapsamda işverenler tarafından ticari kazancın tespitinde ücretle ilişkilendirilmeksizin her bir katılımcı itibarıyla indirim konusu yapılacak tutar aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının yarısını aşamaz.)., 61 inci maddesinde, Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez., 65 inci maddesinde, Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır., 67 nci maddesinde, Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır., 68 inci maddesinde, Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:... 1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler) hükümleri yer almaktadır. Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan

ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar. denilmiş, aynı fıkranın 1 numaralı bendinde ise Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre, Gelir Vergisi Kanununda safi kazancın tespitinde indirilebilecek giderler her gelir unsuru için ayrı ayrı belirlenmiş olup Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalanan personele, programı yürüten işverenlerce yapılan ödemeler sadece ticari kazancın tespitinde indirim olarak dikkate alınmaktadır. Buna göre, serbest meslek kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 40 ncı maddesinde yazılı indirimlerden faydalanmanız mümkün bulunmamaktadır. Ancak, Türkiye İş Kurumunun İşbaşı Eğitim Programı na katılan personele tarafınızca yapılan ödemelerin ücret kabul edilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergilendirilmesi kaydıyla, aynı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında gider olarak indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

4/C Maddesi Kapsamında Çalıştırılan Personele Mahkeme Kararına İstinaden 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-9 uncu Maddesine Göre Yapılacak Ek Ödemelerden Gelir Vergisi Kesintisi Yapılıp Yapılmayacağı Sayı: B.07.1.GİB.4.31.15.01-010[120-61-63-94-103-104-2015]-26 Tarih: 09/05/2016 HATAY VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü ÇOK İVEDİ Sayı: 35672403-010[120-61-63-94-103-104-2015]-26 09/05/2016 Konu: 4/C Maddesi Kapsamında Çalıştırılan Personele Mahkeme Kararına İstinaden 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-9 uncu Maddesine Göre Yapılacak Ek Ödemelerden Gelir Vergisi Kesintisi Yapılıp Yapılmayacağı İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden; Defterdarlığınız Personel Müdürlüğü emrinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/C maddesi kapsamında geçici personel statüsünde istihdam edilen personele mahkeme kararına istinaden 375 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin Ek-9 uncu maddesine göre yapılacak ek ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı konusunda görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü ve müteakip maddelerinde ücretlere ve ücret sayılan ödemelere ilişkin istisnalara yer verilmiş olup, 61 inci maddesinde ise; Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan, 02.11.2011 tarih ve mükerrer 2810 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 nci maddesi ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 9 uncu maddesinde; Aylıklarını 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre almakta olan personele, 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personele, subay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, adayları ile uzman jandarma ve uzman erbaşlara, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutan dikkate alınmak suretiyle aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, en yüksek Devlet Memuru aylığına (ek gösterge dahil), ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro ve görev unvanlarına karşılık gelen oranların uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılır. Ek ödemeye hak kazanılmasında ve bu ödemenin yapılmasında aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, döner sermaye ödemesi, ikramiye, ücret ve her ne ad adı altında olursa olsun yapılan benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz. hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, 657 sayılı Kanunun İstihdam şekilleri başlıklı 4 üncü maddesinde kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği hüküm altına alınmış ve anılan maddenin (C) fıkrasında geçici personele ilişkin; C) Geçici personel Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir. Özelleştirme uygulamaları sebebiyle iş akitleri kamu veya özel sektör işverenince feshedilen ve 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkı bulunmayan personel de bu fıkra kapsamında yaşlılık veya

malullük aylığı almaya hak kazanıncaya kadar istihdam edilebilir. Bu kapsamda istihdam edileceklerin sayısı, öğrenim durumlarına göre çalışma şartları ve bunlara ödenecek ücretler ile diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşleri üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. hükmüne yer almaktadır. Anılan fıkranın birinci paragrafı uyarınca Türkiye İstatistik Kurumu ve Yüksek Seçim Kurulunda istihdam edilecek geçici personelin çalışma usul ve esasları ile bunlara yapılacak ödemeler her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan esaslarda belirlenmektedir. 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasının ikinci paragrafı kapsamında istihdam edilen geçici personelin çalışma usul ve esasları ile bunlara yapılacak ödemeler ise 29/12/2014 tarihli ve 2014/7140 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Özelleştirme uygulamaları Sonucunda İş Sözleşmeleri Sona Eren İşçilerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında geçici Personel Statüsünde İstihdam Edilmelerine İlişkin Esaslar da belirlenmiştir. 1/1/2015 tarihinden itibaren uygulanmakta olan 2014/7140 sayılı Kararın Ücretler başlıklı 7 nci maddesinde; MADDE 7-(l) Bu Karara göre istihdam edilecek geçici personele, tahsil dereceleri dikkate alınmak suretiyle aşağıdaki brüt aylık ücretler ödenir. a) Yükseköğrenim mezunlarına 25.808 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından elde edilecek tutar. b) Lise ve dengi okul mezunlarına 23.833 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından elde edilecek tutar. c) İlköğretim (ilkokul mezunu veya okur-yazar dahil) mezunlarına 21.833 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından elde edilecek tutar. (2) Geçici personelden, bu Kararda belirtilen görevleri yapmak üzere, görevli oldukları memuriyet mahalli dışında görev yapacaklara 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre harcırah ödenir. (3) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde fiilen görev yapan geçici personel, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin asli personeli gibi iaşe edilir. (4) Geçici personel, 19/11/1986 tarihli ve 86/11220 sayılı Kararname ile yürürlüğe konulan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği hükümlerinden aynı usul ve esaslar çerçevesinde faydalandırılır. (5) Geçici personele, 657 sayılı Kanunun 203 üncü maddesinin üçüncü fikrası hükümleri hariç olmak üzere aynı usul ve esaslar çerçevesinde eş için 2.533 ve her bir çocuk için 297 gösterge rakamı üzerinden aile yardımı ödeneği verilir. (6) Geçici personelden normal çalışma saatleri dışında fiilen çalışanlara, bu çalışmaları karşılığında ayda 50 saati geçmemek üzere yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen fazla çalışma saat ücreti tutarında fazla çalışma ücreti ödenir. (7) Geçici personele, bu Esaslar ve ilgili yıla ilişkin toplu sözleşmelerde yapılması öngörülen avni ve nakdi ödemeler dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz ve sözleşmelere bu yolda hüküm konulamaz, (8) Bu ödemeler, sosyal güvenlik mevzuatına göre kişiden yapılacak kesintiler ile gelir ve damga vergisi dışında herhangi bir kesintiye tabi tutulmaz. hükmü bulunmaktadır. Anılan hükümde ve 14/8/2013 tarihli ve 28735 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2014 ve 2015 Yıllarını Kapsayan 2 nci Dönem Toplu Sözleşmede geçici personele ek ödeme yapılmasına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 2015 yılı ve daha önceki yıllarda 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında çalışan geçici personele ek ödeme yapılmasına yetki veren herhangi bir mevzuat bulunmamaktadır. Ancak, 23/08/2015 tarihli ve 29454 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara ilişkin 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan 3 üncü Dönem Toplu Sözleşmesinin 24 üncü maddesinde; Ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile parça başı ücret vermek suretiyle istihdam edilenler hariç olmak üzere 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası hükmüne istinaden yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu kararları kapsamında Yüksek Seçim Kurulu ve Türkiye İstatistik Kurumunda istihdam edilen geçici personel ile 29/12/2014 tarihli ve 2014/7140 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen geçici personele, 1.800 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek ödeme verilir... hükmüne yer verilmiştir. Bu kapsamda, anılan personele 2016 yılından itibaren 3 üncü Dönem Toplu Sözleşmesindeki söz konusu hüküm çerçevesinde ek ödeme verilmeye başlanmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında

geçici personele ödenen ek ödemeyle ilgili olarak kendi kanuni dayanağında herhangi bir istisna hükmü bulunmadığından ve Gelir Vergisi Kanununun 23 ve müteakip maddelerinde yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir istisna hükmü yer almadığından, söz konusu personele ödenen ek ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94 ve 103 üncü maddeleri gereğince vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

LPG bakım ve onarım faaliyetinin basit usulde vergilendirilip vergilendirilmeyeceği. Sayı: B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.01.01[51-2016/1]-267 Tarih: 10/05/2016 İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 84098128-120.01.01[51-2016/1]-267 10/05/2016 Konu: LPG bakım ve onarım faaliyetinin basit usulde vergilendirilip vergilendirilmeyeceği. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 29.01.2013 tarihi itibariyle motorlu kara taşıtlarında bulunan lpg sistemlerinin tamir ve bakımı faaliyeti nedeniyle gerçek usule tabi gelir vergisi mükellefi olduğunuz, işe başlama tarihinden itibaren işyeri kira ödemelerinizin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yer alan hadlerin, alım ve satım tutarları ile gayrisafi iş hasılatınızın ise 48 inci maddede yer alan hadlerin altında olduğunu belirterek, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yürüttüğünüz söz konusu faaliyet nedeniyle 01.01.2016 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirilip vergilendirilemeyeceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde; 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.... Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedenler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün şartlarını haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazı ile bildirenler dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yılı başından, yeni işe başlayanlar ise işe başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, 47 nci maddede yazılı şartları taşıyanlardan arka arkaya iki hesap döneminin iş hacmi 48 inci maddede yazılı hadlerden düşük olanlar, yazılı talepleri üzerine bu şartın gerçekleşmesini takip eden takvim yılından başlayarak basit usule geçebilirler. İşin eş ve çocuklara devri halinde iş hacminin hesabında devirden önceki süreler de dikkate alınır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler. Gerçek usulde vergilendirilmekte iken işini terk eden mükellefler ile basit usulün şartlarını kaybedenlerden gerçek usulde vergilendirilmeye başlamadan önce işini terk eden mükellefler, terk tarihini takip eden yılın başından itibaren iki yıl geçmedikçe basit usule dönemezler. Bu hüküm, işin eş veya çocuklara devri halinde de uygulanır. hükmüne yer verilmiştir. Konu ile ilgili açıklamalar, 27.07.2012 tarihli ve 28366 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 18/12/2013 tarihli ve 93 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde yapılmıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 51 inci maddesinde basit usulün hududu gösterilmiş olup, söz konusu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Büyükşehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000 den az olan yerler ile 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında büyükşehir belediyesi kurulan ve büyükşehir belediyesi sınırları içerisine alınan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahilinde motorlu taşıtların her türlü bakım ve onarım işleriyle uğraşanların 01.01.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecekleri hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, konu hakkında 183 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ve 17.04.1995 tarih ve 20248 sayılı genel yazıda gerekli açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu genel yazının Motorlu Taşıtların Her Türlü Bakım ve Onarımı İle Uğraşanlar başlıklı 4 üncü bölümünde, Bu mükelleflerle ilgili olarak Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, bazı mükelleflerin motorlu araçların bakım ve onarımını, kendi işletmelerine ait yedek

parça veya diğer malzemeleri kullanmak suretiyle yaptıkları, bazı mükelleflerin ise bakım ve onarım işini, yedek parça ve diğer malzemeyi müşterinin getirmesi suretiyle sadece işçilik şeklinde yaptıkları, bu mükelleflerden hangilerinin gerçek usule alınacağı konusunda tereddütlerin doğduğu anlaşılmıştır. Buna göre, 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamına, motorlu taşıtların bakım ve onarımını, kendi işletmelerinde bulunan yedek parça veya diğer malzemeleri kullanmak suretiyle yapan mükellefler girecektir. Diğer bir ifade ile söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı kapsamına, yedek parça ve malzeme müşteriye ait olarak, sadece işçilik almak suretiyle motorlu taşıtların bakım ve onarım işiyle uğraşan mükellefler girmeyecektir. açıklamasına yer verilmiştir. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, motorlu kara taşıtlarında bulunan lpg sistemlerinin tamir ve bakımı faaliyetini sadece işçilik vererek yapmanız şartıyla, 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında değerlendirilmeyeceğinden, basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarını da topluca taşımanız ve Genel Tebliğde belirlenen süre içerisinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine yazılı olarak başvurmanız kaydıyla, basit usulde vergilendirmeden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Ancak, motorlu kara taşıtlarında bulunan lpg sistemlerinin tamir ve bakımı faaliyetini işçilik ve yedek parça da dahil vererek yapmanız halinde ise faaliyetiniz söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında değerlendirileceğinden basit usulden faydalanmanız mümkün bulunmamaktadır.

Yabancı kurumdan elde edilen ücret gelirinin beyanı hk. Sayı: B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.03.05.06[23-2015/1]-269 Tarih: 10/05/2016 İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Sayı: 84098128-120.03.05.06[23-2015/1]-269 10/05/2016 Konu: Yabancı kurumdan elde edilen ücret gelirinin beyanı hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Türkiye de kanuni ve iş merkezi bulunmayan Hollanda mukimi ünvanlı firmanın Ülkemizde yatırım fırsatı olup olmadığını belirlemek üzere danışmanlığını yapacağınız, hükümleri 14.12.2015 tarihinden geçerli olacak sözleşme uyarınca adınıza Euro üzerinden ödenecek ücret ödemelerinin ilkinin 15.01.2016 tarihinde gerçekleştirileceği, anılan firmanın Türkiye de satış yapması durumunda tarafınıza ayrıca ücret ödemesi yapılacağı belirtilerek, söz konusu ücret ödemelerinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23/14 üncü maddesinde belirtilen ücret istisnası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, istisna hükmünden faydalanamamanız halinde ilk ödemesi 15.01.2016 tarihinde gerçekleştirilecek ücret gelirini hangi yılın Gelir Vergisi Beyannamesiyle beyan etmeniz gerektiği ile Ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyeceğiniz Yurt dışı hizmet borçlanma primi ni yıllık gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapıp yapamayacağınız hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 14 üncü bendinde, kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır. Konu ile ilgili olarak 09.02.1986 tarih ve 19014 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 147 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin Kanuni ve İş Merkezi Türkiye de Olmayan Dar Mükellefiyete Tabi İşverenlerce Hizmet Erbabına Döviz Olarak Ödenen Ücretler başlıklı 1-c bölümünde; İstisna hükmünün uygulanmasında, aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir. -İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır. -Türkiye de hizmet arz eden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet erbabının Türkiye de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır... açıklamalarına yer verilmiştir. Buna göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere bu istisnanın uygulanabilmesi için; -Türkiye de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı bulunduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumunda Türkiye de hiçbir şekilde kazanç elde edecek mahiyette faaliyette bulunmaması, -Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması, -Dar mükellef kurumun Türkiye deki personeline yapacağı ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması, -Ücretin döviz olarak ödenmesi, -Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi, şartlarını bir arada taşıması gerekmektedir. Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Tevkifata tabi olmayan ücretler başlıklı 95 inci maddesinde, ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabının bu ücret gelirleri için yıllık beyanname vermelerinin gerektiği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 63 üncü maddesinin 2 nci bendinde, Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler; in ücretin safi tutarının tespitinde gayrisafi ücret tutarından indirileceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, borçlanma aidat ve primlerinin ücretin safi tutarının tespitinde, gayrisafi ücret tutarından ne şekilde indirileceği 111 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Buna göre, emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi kanunen kabul edilmiş bulunan kurumlara, kanunlarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin miktarına ve nispetine bakılmaksızın, kesildiği aya ait ücretin safi tutarının bulunmasında gider olarak indirilmesi gerekir. Aidat toptan ödenmişse, ödenen tutara ulaşılıncaya kadar bu miktarın ücretin safi tutarının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. gereğince 2017 yılı Mart ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar vergiyi tarha yetkili vergi dairesine yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeniz gerekecektir. Diğer taraftan, söz konusu ücret gelirinizin yıllık gelir vergisi ile beyanının gerekmesi durumunda, 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışı hizmet borçlanması kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyeceğiniz primleri, ücretlerinizin vergiye tabi tutarından indirim konusu yapabileceğiniz tabiidir. Öte yandan, 5754 sayılı Kanununun 79 uncu maddesi ile 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna eklenen geçici 6 ncı maddesinde. Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden 1/1/1989 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar zorunlu göçe tabi tutulan, Türk vatandaşı olup Türkiye de ikamet eden ve 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri bu Kanuna göre borçlandırılmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlanmasında sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir. hükmü yer almıştır. Bu itibarla, dar mükellef kuruma bağlı olarak çalışmanız karşılığında anılan kurumun doğrudan doğruya yurt dışından elde ettiği kazanç üzerinden tarafınıza döviz olarak ödediği ücretin, yukarıdaki şartların da sağlanması halinde Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 14 numaralı bendine göre gelir vergisinden müstesna tutulması mümkün bulunmaktadır. Ancak ilgide kayıtlı özelge talep formuna ek dilekçenin tetkikinden, yürüttüğünüz faaliyet sonucu sözleşme süresince anılan kurumun Ülkemizde satış anlaşması yapması durumunda ücretiniz dışında adınıza ödeme yapacağı anlaşılmaktadır. Anılan kurumun Ülkemizde satış anlaşması yapması durumunda Türkiye de kazanç elde edecek mahiyette faaliyette bulunduğunun kabulü gerektiğinden, bu durumda söz konusu ücret istisnasından faydalanmanız mümkün bulunmamakta olup, 2016 yılı Ocak ayından itibaren elde edeceğiniz ücret gelirinizi Gelir Vergisi Kanununun 95/1 inci maddesi

Üstün Başarı Belgesi Verilenlere Yapılan Maaş Ödülü Ödemesinin Gelir Vergisinden İstisna Olup Olmadığı Sayı: B.07.1.GİB.4.10.15.01-120[2016/1530]-49 Tarih: 10/05/2016 BALIKESİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı: 46480499-120[2016/1530]-49 10/05/2016 Konu: Üstün Başarı Belgesi Verilenlere Yapılan Maaş Ödülü Ödemesinin Gelir Vergisinden İstisna Olup Olmadığı İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 122 inci maddesi gereğince üstün başarı belgesi sonucu maaşla ödüllendirildiğiniz belirtilerek, söz konusu ödemeden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. hükmü yer almaktadır.... hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, yukarıda bahsedilen istisna hükmü çerçevesinde ödenen ikramiye ve mükafatlar, bir hizmet sözleşmesine bağlı olarak hizmetin başarılı bir şekilde yürütülmesinden dolayı hizmet karşılığı devamlı ödenen bir ücret olmayıp, ilim ve fenin gelişmesine katkıda bulunulmasından dolayı ve memleket çapında önemi haiz bir çalışma sonucunda katkıda bulunanları ödüllendirmek amacıyla yapılan bir ödemedir. Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 122 nci maddesinde, Görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yapmak suretiyle; kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde ve önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde azaltılmasında, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları tespit edilen memurlara, merkezde bağlı veya ilgili bakan, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından başarı belgesi verilebilir. (Ek cümle: 22/5/2012-6318/44 md.) Türk Silahlı Kuvvetlerinde (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı hariç) görevli Devlet memurları için Millî Savunma Bakanı bu yetkisini devredebilir. Üç defa başarı belgesi alanlara üstün başarı belgesi verilir. Üstün başarı belgesi verilenlere, merkezde bağlı veya ilgili bakan ve illerde valiler tarafından uygun görülmesi hâlinde en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 200 üne kadar ödül verilebilir.... hükmü yer almaktadır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 122 nci maddesi gereğince üstün başarı belgesi verilenlere anılan madde hükmü uyarınca yapılan ödül ödemesinin, memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verildiğinin kabulü ile Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince gelir vergisinden istisna edilmesi gerekir. Aynı Kanunun 29 uncu maddesinde ise; Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükafatlar Gelir Vergisi nden müstesnadır: 1. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiyeler ve mükafatlar;

Seyyar olarak veya ikamet adresinde yürütülen saç ve cilt bakımı faaliyetinin yanında kira geliri elde edilmesi. faaliyetiniz dolayısıyla basit usulde vergilendirmeden yararlanmanız mümkün bulunmakta olup kira gelirinizin basit usulden yararlanmanıza herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Sayı: B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.01.01[47-2016-1]- 270 Tarih: 10/05/2016 İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı: 84098128-120.01.01[47-2016-1]-270 10/05/2016 Konu: Seyyar olarak veya ikamet adresinde yürütülen saç ve cilt bakımı faaliyetinin yanında kira geliri elde edilmesi. İlgide kayıtlı özelge talep formunda; seyyar olarak veya ikamet adresinizde saç ve cilt bakımı faaliyeti dolayısıyla basit usulde vergilendirilmek istediğiniz, söz konusu faaliyetin yanında kira gelirinizin de bulunduğunu belirterek, kira gelirinizin basit usulde vergilendirmeye etkisinin olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı Kanunun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş, anılan maddelerde ise basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Kanunun 51 inci maddesinde de basit usulden faydalanamayacak olanlar sayılmıştır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, emtia alım-satımı yapmamanız ve Gelir Vergisi Kanununun 47 ve 48 inci maddelerinde yazılı şartları topluca taşımanız kaydıyla, seyyar olarak veya ikamet adresinizde yürüteceğiniz saç ve cilt bakımı