BODRUM UN GELCEK TURİZMİ, MERCEK ALTINA ALINDI Akbank ve turizmciler, Bodrum da bir araya geldi. Toplantıda, turizm sektörünün temsilcileriyle Türk turizminin bugünü ve geleceği konuşulurken, Bodrum hakkında da çarpıcı tespitlere yer verildi. Akbank ın, Türkiye Otelciler Federasyonu nun(türofed) işbirliği ve Bodrum Otelciler Derneği nin(boder) katkılarıyla düzenlediği toplantının açılışını BODER Genel Sekreteri Orhan Kavala gerçekleştirdi. Savaş Karakaş moderatörlüğünde düzenlenen panelde Akbank KOBİ Bankacılığı ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Birkan ve INTEL temsilcisi Koray Çandır katıldı. BODER Genel Sekreteri Orhan Kavala, açılış konuşmasında, Bodrum un 1990 dan sonra deforme olmaya başladığını, bu deformasyonun 2000 li yıllardan itibaren daha da hızlandığını belirtti. Kavala, bugün Bodrum da turizm sezonunun 2-3 ay seviyesine geldiğini söyledi. Bodrum da turizm yatağının iki katına eş değer konut yatağı oluştuğunu kaydeden Orhan Kavala, konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu gerçekler ortadayken herkes, her kurum kendini sorgulamalı, öz eleştiride bulunmalıdır. Hatalarımızı, kusurlarımızı saklayarak hiçbir yere varamayız. Sadece kendimizi aldatırız. Birileri bizim üzerimizden gayet güzel paralar kazanır ama bizler bu şartlarda yaşamımızı sürdüremeyiz. Bodrum u Bodrum yapan değerlerimizi kaybederiz. Biz bugünlerde şuna karar vermeliyiz. Bodrum u sürdürülebilir bir turizm cenneti olarak yaşatmanın yollarını mı zorlamalıyız yoksa duvara toslamasını bekleyip olacaklara kader mi
demeliyiz. DERS ALINMALI Bodrum un kendine has mimari dokusunun pek çok mega kente ilham verdiğini anlatan Kavala, Bu tipteki yapılaşmayı Ege de Bodrum dışında hiçbir yerde göremezsiniz. Bunlar çok değerli ayrıntılardır. Bunda yerleşik insanlarımızın da hataları vardır. Uzun yıllar yoksulluğu yaşamış bu insanlar paranın cazibesine kapılıp kolayı seçmişler ve gayrimenkullerini satmışlar ve o günkü ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Bu hatayı yapanlar bugün çok pişmandırlar ama iş işten geçmiştir. Bu çok çarpıcı ve yaşanmış bir örnektir. Bunlardan mutlaka ders alınmalı ve ayni hatalar yapılmamalıdır diye konuştu. BODER Genel Sekreteri Orhan Kavala nın kononuşmasının tam metni Tüm katılımcılara hoş geldiniz diyor, Balıkçının deyişi ile Bodrum ile özdeşleştiği şekli ile Merhaba diyerek selamlıyorum. Bu gün hep beraber neden buradayız? Tabi ki bizden önceki büyüklerimiz birçok fedakarlık yaparak, birçok sıkıntıya göğüs gererek bize yaşanabilir bir Bodrum bıraktıkları için buradayız. Bir markayız, tercih edileniz. Tabi ki Türofed yönetiminin tercihi ve Akbankın katkıları ile buradayız, birlikteyiz. Bu toplantıya katkı veren herkese ve kuruma BODER Yönetim kurulu olarak çok teşekkür ediyorum. Bu toplantının Bodrum turizmine, Türkiye turizmine hayırlı olmasını ve olumlu katkılar vermesini bekliyoruz.
Bu girişten sonra Gelecek Turizmde konumuzla ilgili bölgemizi ilgilendiren birkaç bir şey söylemek ve çok kıymetli vakitlerinizi fazla meşgul etmeden sıramı savmak istiyorum. Değerli katılımcılar, Bodrumu anlayabilmek için yakın geçmişine bakmak gerek. Tarih boyunca insanlar bu yörede yerleşmişler, yaşamlarını devam ettirmişler ve kendilerinden her dönem buraya bir şeyler katmış ve zenginleştirmiştir. Biz şu anda o mirasın üzerinde yaşama şansına sahip olmuş insanlarız. Bodrumun kendine ve bölgesine has özellikleri olan bir mimari dokusu vardır. Bu hemen olmamıştır. Tabi ki ihtiyaçlara göre zaman içinde suiistimal edilmeden oluşmuş insan odaklı bir yapılaşmadır. Bu gün bu yapılaşma birçok mega kente ilham kaynağı olmakta ve kopya edilmekte, ona benzemeğe ve onun ismini de kullanarak kazanç elde etmeğe başlanmıştır. Orjinali buradadır. Ağırlıklı üç tip ev yapılanması vardır. Kule evler, musandıralı evler, sakız evleri dir. Bu yapılaşma yabancı ülke üniversitelerine inceleme konusu olmuştur. Bu tipteki yapılaşmayı Ege bölgesinde Bodrum yarımadası dışında hiçbir yerde göremezsiniz. Bunlar hem çok önemli ve çok değerli ayrıntılardır. Bunları duymak, görmek, anlamak istemeyenlerin sayısı da 2000 lerden bu yana hızla artmaktadır. Bunda yerleşik insanlarımızın da hataları vardır. Uzun yıllar yoksulluğu yaşamış bu insanlar paranın cazibesine kapılıp kolayı seçmişler ve gayrimenkullerini satmışlar ve o günkü ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Bu hatayı yapanlar bu gün çok pişmandırlar ama iş işten geçmiştir. Bu hatayı yapmamış olanlar bu gün bu değerlerini kaybetmemiş refah ve huzur içersinde hayatlarını devam ettirmektedirler. Bu çok çarpıcı ve yaşanmış bir örnektir. Bunlardan mutlaka ders alınmalı ve ayni hatalar yapılmamalıdır. Büyük olan, geniş olan, yüksek olan, gösterişli olan ilerleme, zenginleşme ve gelişme demek değildir. İlk etapta her ne kadar öyle görünse bile zaman içersinde bu zorlama yük ağır gelmekte
ne hazmedebilmekte ne de taşınabilmektedir. Ondan sonra geriye sayım başlamaktadır. Turizmde bunun çok sayıda örneği önümüzde bulunmaktadır. Bodrum özellikle 1990 dan sonra deforme olmaya başlamış 2000 yıllardan sonra bu deformasyon daha da hızlanmış, bu gün öyle bir noktaya gelmişiz ki 1980 lerde 6 ay yaptığımız turizm sezonu 2 3 aylar seviyesine gerilemiştir. Çok acı bir gerçektir ama Bodrumdaki Turizm yatağının iki katı konut yatağı oluşmuştur. Bu olumsuz deformasyon Türkiyedeki diğer turizm merkezlerinde de değişik versiyonları ile vardır. Bu gerçekler ortada iken her kes, her kurum kendini sorgulamalıdır. Öz eleştiride bulunmalıdır. Hatalarımızı, kusurlarumızı ve kabahatlerimizi saklayarak, halı altına süpürerek, hiçbir yere varamayız. Sadece ve sadece kendi kendimizi aldatırız ve birileri gelir bizim üzerimizden gayet güzel paralar kazanırlar. Ancak bizler bu şartlarda yaşamımızı sürdüremeyiz aynen bir kağıt parçası gibi kırıştırılır ve bir kenara atılırız. Bodrumu Bodrum yapan değerlerimizi de kaybederiz. Biz bu günlerde şuna karar vermeliyiz. Bodrumu sürdürülebilir bir turizm cenneti olarak yaşatmanın yollarını mı zorlamalıyız, yoksa duvara toslamasını bekleyip, olacaklara kader mi demeliyiz. Burada kime sorsam duvara toslamasını ve zarar görmesini istemeyecektir. Biz Bodrum turizminin sürdürülebilir bir turizm cenneti olarak yaşamasını istiyoruz. Bodrumda bunu gerçekleştirebilmek için sektörümüzün yapacakları yatırımların klasik sadece sermayenin gelir, gider ve kar çizgilerinin arasına sıkıştırılmaması lazım. Profesyonel düşünülüp planlanması turizm yelpazesindeki gerçek boşluğun bulunduğu sürdürülebilecek konseptlere yönelmeleri gerekmektedir. Klasik konseptler için istediğiniz kadar lüks yapın çok kısa bir süreçte kaybetmeye mahkum olursunuz. Şu anda bu kaybedenleri Türkiyenin her yerinde çok rahatlıkla görebiliriz.
Çok otel, çok yatak çok kazanmak anlamına gelmemektedir. 100 150 yataklı doğru bir tesis 400 600 yataklı yanlış bir tesisten doluluk olarak da, bundan elde edilen gelir olarak da, müşterinin özellikleri olarak da kesinlikle daha başarılı olmaktadır. Turist tesisin dışına çıktığında büyük bir karmaşa ile karşılaşmamalı. Onun yaşamını kolaylaştıracak planlı, aradığını kolay bulabildiği mekanlar yaratılmalı, ona uygun hizmet veren insan yapıları oluşturulmalıdır. Her sektörün yarımadanın her yerinde birbirinin ayni cazibe merkezleri yaratmamalıdırlar. Beldeler şimdiki mahalleler bünyelerine uygun değişik işler, sunumlar yapmalıdırlar. Kendi aralarında yarımadada haksız rekabete kapı aralamamaları gerekir. Yöneticilerin de buna müsaade etmemeleri gerekir. Bunları başarabilirsek Bodrumda iyi şeylerin olabileceğine gelişmelerin olumlu yönde ilerleyeceğine inanıyoruz. Bodrum çok değişik özellikleri olduğu için Bodrum olmuştur. Bu özellikleri lütfen bozup kaybetmeyelim. Eğer bozarsak, ne siz burada toplantı yaparsınız, ne yerli ve yabancı turist tatil yapmaya gelir, ne de burada yaşayan yurttaşlarımız ve yatırımcılarımız mutlu olur. Biz maalesef Türk milleti olarak her konuyu çok abartırız, sonrada sanki hiç pay sahibi değilmişiz gibi onu tenkit etmeye ve kendimizi temize çıkarmaya çalışırız. Gelin bu sefer böyle yapmayalım. Bodrum yarımadasının tamamını kapsayan müktesap hakları da koruyan veya en az zarar veren bir tek plan yapalım. Kurumsallaşalım. Bodrum yarım adasının bütünlüğünü sağlayalım. Bodrum yarımadasında inisiyatif kullanma hakkına sahip olan farklı kurumların planlama yanlışlığını sonlandıralım. Bodrum u yamalı bohçalı karmakarışık planlardan kurtaralım. Doğru yapılmış planlara ve programlara uyalım, sapmalar olur ise buna müsaade etmeyelim, tespit edilen plan hatalarının
tamamını Bodrum menfaatlerinde düzeltelim, yanlışa her ne sebeple olursa olsun müsaade etmeyelim. Kurumsallaştığımız ve uyguladığımız planlar karşısında mutlaka zaman zaman baskılara maruz kalacağız. O zaman Bodrum aleyhine olabilecek baskılara dik durarak, kamuoyu ile birlikte Bodrum ortak paydasında direnç gösterelim. Olayları, gelişmeleri, taleplerimizi, hırslarımızı bireysel değil toplumsal ve sürdürülebilir düşünelim. Geçici, bireyleri memnun ve mutlu etmek için çaba göstermeyelim. Bodrumun yapı ve karakterine uymayan kütleleri Bodrum a adapte etmeyelim. Bodrumun hoş sempatik ve herkesi kucaklayan özelliklerini bozmayalım. Bodrumda hepimiz bir misafiriz, bizden sonra misafir olacaklara da bizden öncekilerin bize bıraktıkları gibi marka olan, yaşanılabilir bir Bodrum bırakalım. Bizden öncekileri biz şu anda nasıl saygı ile anıyorsak, bizden sonrakilerin de bizi saygı ile anmalarını sağlayacak bir Bodrum bırakalım Bodrumun turizm yapılaşması çeşitliliğe dayanır. Herkese hitap eder. Buraya genç, yaşlı, yerli, yabancı, öğrenci, işçi, memur, yönetici, patron, bakanlar, milletvekilleri, başbakanlar, cumhurbaşkanları, krallar, kraliçeler, sanatçılar v.s herkes gelir. Burası Bodrum olduğu için gelirler. Hepsi de aradıkları bir şeyleri mutlaka burada bulurlar. Bu çok özel bir şeydir. Hep beraber bunu korumak zorundayız. Yine Balıkçının şu söylevi ile konuşmama son vermek istiyorum. Yokuş başına geldiğinde Bodrum u göreceksin, Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de böyleydiler, Akıllarını hep Bodrum da
Bırakıp gittiler. Tüm katılımcılara sevgi ve saygılarımı sunarım. AKBANK, DOĞRU YATIRIMLARI DESTEKLEME SÖZÜ VERDİ Toplantıda konuşan Akbank KOBİ Bankacılığı ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, toplantıyı Türkiye turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Bodrum da düzenlediklerine işaret ederek, Önümüzdeki dönemde Türkiye için turizm çok daha önemli olacak; çünkü her şeyden önce artan sanayileşme ile birlikte karbon kotalarımız azaldıkça, alternatif arayışlarımız artacak. Bacasız sanayi olarak da bilinen turizmin önemi önümüzdeki dönemde daha da artacak dedi. Turizm sektörünün uzun süredir bu durumun bilinciyle hareket ederek, yatırımlarını aralıksız sürdürdüğüne ve devamlı geliştiğine işaret eden Oğuz, Biz de Akbank olarak önemli bir yere sahip olan ve ilerisi için de potansiyel taşıyan sektörün desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Konaklama başta olmak üzere acente, mağaza, restoran gibi turizm sektöründe faaliyet gösteren firmalara yönelik olarak Turizm Destek Paketi ni yeniden şekillendirdik. Firmalarımız pakette yer alan Sezon Ödemeli Turizm Kredisi ni yapacakları yeni yatırımlar için olduğu kadar, yeni sezon için ihtiyaçları olan işletme kredisi olarak kullanmak üzere de alabilecekler. Sezon hazırlığı, enerji verimliliği, ekipman yenileme, atık yönetimi gibi yatırımlar için firmaların nakit akışına bağlı olarak, 9 aya varan geri ödemesiz dönem imkanı sunan krediden yararlanılabilir. dedi ve ekledi: Biz turizmin Türkiye ekonomisinin gelecekte istikrarlı büyümesini oturtacağı zeminler arasında kritik bir yere sahip olduğuna inanıyoruz. Bundan sonra da ülkemizin turizm sektöründeki hedeflerine ulaşabilmesi için sektöre desteğimizi artırarak devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Sezon Ödemeli Turizm Kredisi nden, Dövizli POS a kadar birçok ürün sektörün hizmetinde Oğuz un verdiği bilgilere göre, Akbank kredisini kullanarak işini geliştirenler, firmanın mali yapısına göre belirlenen kredi vadesi ve geri ödeme koşulları gibi konulardaki esnekliğin yanında, maliyet avantajına da sahip oluyorlar. OSMAN AYIK, RAKAMLARLA TURİZMİ ANLATTI TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık da konuşmasında, 2013 yılında turist sayısının 40 milyona yaklaştığına ve turizm gelirlerinin de 32 milyar doları aştığına işaret ederek, Bu yılın ilk sekiz aylık döneminde turist sayısında 25 milyonu da aştık. Yılın ilk yarısındaki turizm gelirlerimiz de 13.8 milyar doları buldu dedi. Türkiye de 2013 sonu itibarıyla Turizm İşletme Belgeli tesis sayısının 3 bini bulurken, Turizm Yatırım Belgeli Tesis sayısının ise 1,000 i aştığına dikkat çeken Ayık, Bu tesislerdeki oda sayısı 400 bini aşarken, yatak sayısı da 600 bine kadar çıktı ve toplam yatak sayısı 1 milyon 300 bine ulaştı diye açıkladı. Bir başka önemli konuya dikkat çeken Ayık, yeşil yıldızlı tesis sayısının arttırılması yanında turizm pazarlamasını kolaylaştırmak amacıyla mavi bayraklı plajları arttırmamız gerektiğini vurguladı. Tüm dünyada turist sayısının yükselen tempoda arttığını ve artık bir milyar sınırının üzerine çıktığının altını çizen Osman Ayık, Küresel düzeyde turist sayısı 2012 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 4.1 artışla 1 milyar 35 milyona çıkarken, bu artış 2013 yılında yüzde 5.0 i buldu ve turist sayısı 1 milyar 87 milyon düzeyine kadar çıktı dedi. Türkiye nin dünya sıralamasında 10. sırada bulunduğuna işaret eden Ayık, Buradan da anlaşılacağı gibi, Türkiye ekonomisinin
Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023 te ilk 10 a girme hazırlıklarını ilk tamamlayan sektör turizm oldu. Artık hedefimiz, ilk beşe girmek diye ekledi.