On5yirmi5.com F Hızında Klavye!.. F ve Q klavye savaşı son günlerde gündemi meşgul eden bir konu. Çoğumuz hayatında hiç F klavye kullanmamıştır bile. Ancak milli bir klavyemiz varsa o da F klavyedir... Yayın Tarihi : 10 Mart 2010 Çarşamba (oluşturma : 9/4/2015) Hazırlayan: Pınar Yıldız Siz hangi klavyeyi kullanıyorsunuz, F mi Q mu? "Tabi ki Q, F mi kaldı bu çağda" dediğinizi duyar gibiyim. Ne de olsa dünya Q klavye kullanıyor değil mi? Peki ne kadar hızlı kullanabiliyorsunuz bu Q klavyeyi? Türkçe karakterlere ne kadar uygun? F klavyenin aslında bizim "Milli Klavye"miz olduğunu biliyor musunuz? İşte son zamanlarda gündeme oturan tartışmayla ilgili ezberlerinizi bozacak bilgiler... Klavyenizi seçmeden bu yazıyı mutlaka okuyun!... AK Parti, Halk Eğitim merkezleri, kurslar ve hatta Milli Eğitim Müdürlüğü'nün gündeminde tekrar F klavyeye geçilmesi gerektiği fikri var. Basında da sürekli duyduğumuz F ve Q klavyenin mücadelesinde çoğu gazeteci ve yazar F klavyeden yana oylarını kullanmışlardı. F klavyeyle henüz hiç tanışmamış olan yeni nesil ise bu konuya kelimenin tam anlamıyla Fransız kalmışlardı. Biz de sizi bu konuyla ilgili bilgilendirecek bir dosya hazırladık. Gelin hep birlikte F ve Q klavyenin tarihine bakalım ve gerçekte hangi klavyeyi kullanmamız gerektiğine karar verelim...
F Klavye'nin Ortaya Çıkışı Harf inkılabından önce Türkiye'de Arap harfleri ile yazan daktilolar varmış. Ancak harf inkılabı olduktan sonra Türkçe harfli daktilolar ithal edilmeye başlanmış. Ancak şöyle bir sorun çıkmış ortaya, her fabrikanın klavyesinde Türkçe harflerin yerleri farklı farklıymış. Azımsanacak kadar da değil, neredeyse 70 farklı klavye dizilişi. 1928 yılında resmi dairelere daktilo alınmasına karar verilir. Tabi aynı dizilişte olan klavyeler. Ancak bu uygulama pek başarılı olmaz. Kullanılan klavyelerin hiç biri Türkçeye uygun değildir. İhsan Yener'de 1946 yılından itibaren, Türk dilinin özelliklerine uygun bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazar. Sonuç ilginçtir, çünkü dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, "Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınız kabul edelim" der. Böylelikle harekete geçerler ve bundan sonrası ise tam bir çalışma disiplini gerektirir. Yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kurulur. Türkçe'de kullanılmakta olan tüm
kelimelerin istatistiğini Türk Dil Kurumu'nun kılavuzundan yararlanarak çıkarılır. 29.934 kelime içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfleri yerleştirilir. Ellerin kullanım yüzdesini de hesaba katarak yaptığımız klavyede sol el yaklaşık yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler yerleştirilir. Türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından sesli harfleri sol elde toplanır. Böylelikle Türkçe için özel olarak geliştirilmiş bir klavye ortaya çıkar. Adı da f klavyedir. Türkçe için uygun görülen F klavye, 20 Ekim 1955 yılında Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi'nde Standart Türk Klavyesi olarak onanır. Türkiye'deki tüm daktilo makinelerinin Milli Klavye'ye dönüştürülmesi, 1963 yılında Gümrükler Kanunu'na eklenmesi ve 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından Zorunlu Standart olarak onanmasıyla kesinleşir. 25 yıllık bir mücadelenin sonunda kendisine inananların da yardımları ile o günlerde 'Klavye İnkılabı' olarak anılan bu standardizasyonu gerçekleştiren İhsan Sıtkı Yener, bu sebeple 'F Klavyenin Babası' olarak da anılmaktadır. Neden F Klavye? 1- Türkçe için en uygun klavye biçimi. En çok kullanılan a, e, i, u gibi ünlü harflere hemen ulaşılır. Bunun dışında genel olarak klavyenin sol tarafında ünlü harfler, sağ tarafında ünsüz harfler bulunur. Böylece yazımda olağanüstü bir hız ve rahatlık sağlanır. 2- Türkçe'de genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir. 3- Q klavye İngilizce için tasarlandığından bu avantajların hiçbirine sahip değildir. Bu yüzden el, Türkçe karakterlerde hem F klavye hızına yetişemez, hem de herhangi bir ele fazla yüklenme olduğu için çabuk yorulur.
4- Serçe ve yüzük parmakları elimizin en "afonksiyonel" parmakları olmasına karşın Türkçe'de en fazla kullanılan harflerden biri olan "a" Q klavye de sol serçe parmağına denk gelir. Yine Q klavye için; Türkçe'de en az kullanılan harflerden biri olan "j" elin en aktif parmağı olan sağ işaret parmağına denk gelmektedir. 5- Bunun gibi bin bir dezavantaj sayılabilir. Türkçe'de bir çok sözcük Q klavye için en pasif parmaklara dağılır. Bu yüzden Q klavyede 10 parmak Türkçe karakter girmek, deveye hendek atlatmaya benzer. F Klavye İle Gelen Başarılar
1955'ten itibaren uluslararası daktilografi ve steno yarışmaları başlamıştı. Hemen biz de başvurduk ve 1956'da dahil olduk. Bu şampiyonalarda Türk öğrenciler 28 defa dünya birincisi oldu. Bu birinciliklerin 14'ünde dünya rekoru kırıldı. Hatta ilk yarışmada Fransızlar, 'Türkler yarışma için özel olarak tertip edilmiş bir klavye kullanıyorlar' diye itiraz etmişler. 6 saat süren tartışmalardan sonra, Fransızlar'a 'siz de yapın o halde özel bir klavye' denildi. 2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonası na F klavye ile katılan Türk yarışmacıları takım halinde 'Dünya 2 ncisi oldu. Türkçe'de genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir. Q KLAVYE Dünyada Q klavye olarak bildiğimiz tuş dizilimi aslında daktilonun icat edildiği ilk günden beri değişmedi. Neden tuşların bu şekilde dizildiği konusunda da çeşitli rivayetler olmasına rağmen şimdilik en yaygın kabul gören hikâye şu: Yazı makinesinin mucidi olan Christopher Latham Sholes, 1867'de cihazın patentini alarak ilk çalışan örnekleri ortaya koyduğunda cihazın tasarımından kaynaklanan mekanik bir sorunla karşılaşır. İcat ettiği yazı makinesinin harfleri kağıda basmak üzere kullandığı mekanik harf kolları, kapalı bir kutunun içinde yer almaktadır ve iki kol birden kağıda doğru havalandığında içerde sıkışmaya neden olmaktadır. Sholes bu problemin çözümü için, kullanıcının yazım hızını yavaşlatmak üzere harflerin yerlerini alabildiğine karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin en zor ulaşabileceği yerlere yerleştirmeyi uygun görür ve Q klavye adını verdiğimiz harf dizilimi ortaya çıkar. Yani Q klavye 1873'te mühendisliğe aykırılık abidesi olarak tasarımlanmıştı. Daktiloların hızlı yazma nedeniyle sık sık bozulmasına çare olarak geliştirilmişti. Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına dağıtılmış, harfler solda toplanmış.
Daha sonra bilgisayarlar çıkıp tuşların hızlı yazma nedeniyle bozulma sorunu ortadan kalktığında bile Q klavye yaygınlaştığından bu standart korunmuştur. Türkçe'de genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, F klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir. Q klavye yavaş yazmak için tasarlandığından bu avantajların hiçbirine sahip değildir. Bu yüzden el, Türkçe karakterlerde hem F klavye hızına yetişemez, hem de herhangi bir ele fazla yüklenme olduğu için çabuk yorulur. Serçe ve yüzük parmakları elimizin en "afonksiyonel" parmakları olmasına karşın Türkçede en fazla kullanılan harflerden biri olan "a" Q klavye de sol serce parmağına denk gelir. Yine Q klavye için; Türkçe de en az kullanılan harflerden biri olan "j" elin en aktif parmağı olan sağ işaret parmağına denk gelmektedir. Bunun gibi bin bir dezavantaj sayılabilir. Türkçede birçok sözcük Q klavye için en pasif parmaklara dağılır. Bu yüzden Q klavyede 10 parmak Türkçe karakter girmek deveye hendek atlatmaya benzer."
Q Klavye İngilizce İçin Uygun mudur? Q klavyenin daha iyi alternatifleri olabileceğini düşünenler de olmamış değil. Örneğin Washington State Üniversitesinden Prof. Dr. August Dvorak, 1932 yılında İngilizce'de çok kullanılan harflerin klavyenin en kolay ulaşılabilir yeri olan orta sırasına toplandığı bir klavye dizilimi önerir. Dvorak'ın araştırmalarına göre, sekreterlerin parmakları gündelik yazı işleri sırasında Q klavyede 16 mil yol alırken Dvorak klavyesinde sadece 1 mil yol almaktadır. Ancak daktilo ustalarının, Q klavye ye olan mevcut alışkanlıkları, üreticilerin itirazı, piyasanın Q klavye tarafından çoktan istila edilmiş olması ve 40 milyon daktilonun değiştirilme maliyeti ortaya çıkınca Dvorak'ın klavyesi yayılamaz ve kaybolup gider. Neden Q Klavye? 1- Uluslararası yaygın kullanıma sahip, dünya çapında standartlaşmış, ortak klavye biçimi. 2- Daktilo ve bilgisayarın dışındaki diğer yeni teknoloji ürünleri ile de uyumlu. Gideceğiniz ülkeye göre yabancılık çekmeden kolayca kullanabileceğiniz, yeni teknoloji kullanımının olmazsa olmazı. 3- Her yenilik çıktığında hemen kullanabilmenizi sağlayan, farklı bir dil desteğini içeren sürümünün çıkmasını beklemenize gerek bırakmayan, yazım ön koşulu. 4- Bir de doğal olarak halkımızın yeniliğe açık olmasının ve yeni teknolojiyi hemen kullanma isteğinin doğal sonucu. Sonuç olarak görüyoruz ki, F klavye Türkçe için özel olarak yapılmış bir klavye. Dilimizde en çok kullanılan harfler gözönünde alınarak hazırlanmış. Durum böyleyken hiçbir dile uygun olmayan bir kılavyenin kullanılması pek mantıklı değil.
F ve Q klavye İle İlgili Kalıplaşmış Fikirler - F Klavye Eski Bir Klavyedir F klavye, Q klavyeden tam olarak 95 sene sonra icad edilmistir ve en gelişmiş klavye düzenidir. - Q Klavye Dünya Standardı Bir Klavyedir Tüm Avrupa ülkelerinin kendi klavye düzenleri vardır. Hata Amerika'da dahi profesyonel sekreterler, zabıt katipleri "Dvorak" klavye kullanmaktadır ve birçok kütüphane ve üniversitede de standart olarak Dvorak klavye bulunmaktadır. - İngilizce Yazmak İçin Q Klavye Daha Uygundur Tam aksine Q klavye yazma hızımızı yavaşlatmak için oluşturulmuştur. Oysa F klavye İngilizce hızlı yazım klavyesi olan "Dvorak" klavyenin prensiplerine göre icat edildiğinden (mesela seslilerin sol elde sessizlerin sağ elde toplanması gibi) İngilizce yazmada da Q klavye'ye göre daha avantajlıdır. En son Emrah Kuyumcu'nun 7 dilde yazmada kırdığı rekor bunu teyit etmektedir. - "Bir Kere Q Klavyeye Alıştım Artık Dönemem" Tecrübe ile sabittir ki yoğun olarak yazı yazan birinin Q klavyeden F klavyeye geçtikten sonra F klavye ile yazma hızının Q klavye ile yazma hızını geçmesi sadece 3 gün sürmektedir. - Q Klavye ile de On Parmak Yazmak Mümkündür Evet Q klavye ile de bakmadan on parmak yazılabilir ancak bu iki parmakla Q klavye kullanmaya göre ciddi bir avantaj sağlamamaktadır. Çünkü çok kullanılan harfler zor erişilen yerlerdedir. Ve orantısız bir şekilde harfler en zor kullandığımız serce parmaklarımızın altına denk gelmektedir. Örneğin Türkçe'de en az kullanılan j harfi Q klavyede en rahat kullanılan sağ işaret parmağının
altına denk gelmektedir ki, bu da sağ işaret parmağımızı atıl olarak beklettiğimiz anlamına gelir. İHSAN SITKI YENER Doğumu: 1925, Afyon F Klavyenin Mucidi F Klavyenin duayeni olarak anılan daktilo öğretmenliği yapmış Türk bilimcisi. Şampiyon Kursları 'nın kurucusudur. Hayatı boyunca stenografi ve daktilografi alanında bir çok çalışma yapan İhsan Yener'in, 1941 de İzmir Gazetecileri Birliği'nce düzenlenen "Stenografi Yarışması"nda kırdığı rekor 1990'lara kadar kırılamamıştır. 1948'de de ilk Türkiye Daktilografi Şampiyonası'nı düzenlemiş ve her sene Mayıs ayında tekrarlanmasını sağlamıştır. 1950 li yıllarda kurduğu Daktilo Sekreter Kursları nın mezunları arasından pek çok dünya daktilografi şampiyonu yetiştiren Yener, 1957-1995 arasındaki yarışlarda 28 gencin 14 rekor kırararak şampiyon olmasını sağlamıştır. 1993 yılında Intersteno Onursal Başkanı olmuştur. Yaşamı: 1925'te Afyon nda doğdu. Lise öğrenimini 1942'de İzmir Ticaret Lisesi nde tamamladı. Ortaokuldayken on parmakla klavye yazmayı öğrendi. 1941 yılında İzmir Basın Birliği nin açtığı daktilo yarışmasında birinci olarak daktilografi yarışmaları ile tanıştı. 1940'lardan itibaren yeni bir standart klavye üzerinde çalışmaya başladı. Yüksek öğrenimini 1946 da İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi nde (Bugünkü adı: "Marmara Üniversitesi - İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi") tamamladı. Aynı yıl Sultanahmet Ticaret Lisesi nde Stenografi, Daktilografi ve Meslek Dersleri öğretmenliği yaparak meslek yaşamına başladı. Öğretmenlik yaşamını Beyoğlu Ticaret Lisesi, Eyüp Ticaret Lisesi, Deniz Kuvvetleri Levazım Okulu, Kara Kuvvetleri Levazım Okulu, Galatasaray Lisesi Ticaret Bölümü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü, Florance Nightingale Yüksek Hemşire Okulu ve İstanbul Sekreterlik Okulu nda sürdürdü. 1955-1956 yıllarında Ticaret (ve Turizm) Yüksek Öğretmen Okulunun yönetmelik ve Müfredat Programlarını hazırlayarak kuruluş ve geliştirme faaliyetlerine katıldı.yüksek lisans için ABD ye giderek New York Üniversitesi nde Ölçme ve Değerlendirme konusunda master (1957) ve aynı üniversitede Eğitim Metotları, Araştırma Geliştirme konularında doktora yaptı (1958). 1959-1965 yıllarında Ticaret Liseleri ile sekreterlik okullarının kuruluş ve geliştirme faaliyetleri
içinde yer aldı. Daktilografi konusuna ilgisi öğrencilik yıllarında başlayan Yener, 19 Temmuz 1941'de İzmir Gazetecileri Birliğince düzenlenen "Daktilografi Yarışması"nda dakikada 108 sözcük hızla yazarak İzmir rekorunu kırmış, Stenografi Yarışması nda ise dakikada 436 hece süratle yazarak uzun yıllar erişilemeyen bir rekor yaratmıştı. Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo klavyesi geliştirme çabalarına da başladı ve nihayet 10 yıl süren çalışmaları sonucu oluşturduğu dizini Milli Eğitim Bakanlığı na sunarak 1955 yılında konunun en üst düzeyde ele alınmasını sağlayabildi. Onparmak yöntemi ile Türkçe için ideal Klâvye"yi 1955'te "Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi"ne "Standart Türk Klavyesi" olarak kabul ettirdi. 1963 yılında Gümrükler Kanunu na eklenen bir madde ve 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından zorunlu standart olarak kabul edilmesiyle Türkiye deki tüm daktilo makinelerinin Milli Klavyeye dönüştürülmesini sağladı. İhsan Yener, 24 Mayıs 1947'de ilk İstanbul Daktilografi Şampiyonası nı; 18 Mayıs 1948'de de ilk Türkiye Daktilografi Şampiyonasını organize etti ve bu şampiyonaların her yıl Mayıs aylarında muntazaman yapılmasını sürdürdü. 11 Temmuz 1993'te İstanbul da 40. Dünya Stenografi, Daktilografi ve Bilgisayar Şampiyonaları'nı ve Intersteno Kongresini organize etti. 1950 yıllarında stenografi alanında Fransız Duployée, Aimée Paris ve Prevost Delaunay sistemlerinin Türkçe adaptasyonlarını eğitime uyarlayarak geliştirdi. 1952-1955 yıllarında mevcut Türk Stenosuna İngiliz Pitman sisteminin bazı kurallarını da katarak daha hızlı yazılabilir olmasını sağladı. 1958'de New York McGraw-Hill Corporation Gregg Division ile yaptığı anlaşma sonucu Gregg Stenosunu Türkçeye adapte ederek 1958-1962 yıllarında İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana Sekreterlik okullarında eğitimini başlattı. Stenografi sistemlerini geliştirme çalışmalarındaki başarısı, 1987 de İtalya Stenografi ve Daktilografi Akademisi tarafından Sosyal Onur Ödülü ile ödüllendirildi. 1954 tarihinde kurduğu "Daktilo Sekreter Kursları"nın mezunlarını, iki yılda bir gerçekleşen dünya şampiyonalarına hazırlayarak 1957, 1959, 1961, 1963 şampiyonalarında Dünya Şeref Listelerine girmelerini sağladı. 1965'te Paris'te düzenlenen şampiyonada ilk mezunu Ece Özbayrak ın rekor bir derece ile Dünya Daktilografi Şampiyonu olmasının ardından kursun adını "Şampiyon Daktilo Sekreter Kursları" olarak tescil ettirdi. 1995 yılına kadar Dünya Daktilografi Şampiyonalarının hepsine Türk yarışçılarının katılabilmesi için "Devamlı Yetiştirme-Geliştirme ve Hazırlık Çalıştırmaları"nı sürdürerek 38 yılda 28 Türk gencinin 14 rekorla Dünya Şampiyonu olmasını sağladı. Bilgisayar eğitiminin Türkiye de Amerikan klavyesiyle uygulanmasını reddederek Millî Klavyenin Bilgisayarlarda da uygulanabilmesi çalışmalarını 1978 de başlattı ve 1984'te önce BASIC programcılık eğitimini, sonra Onparmakla bakmadan Bilgisayar kullanımını (Bilgisayarla Daktilografi adıyla) Milli Klavye ile gerçekleştirmeye başladı. 1980'li yıllarda Bilgisayar destekli makine stenosunun kalem stenosuna oranla daha fazla hız ve anında çeviri (okuma) kolaylığı sağladığının ortaya çıkması üzerine bu sistemleri de Türkçede uyarlamak için 1991 yılında Sofya'daki SPS "Software Products & Systems Corporation" firmasıyla, 1992 yılında da Amerikan "Stenograph" firmasıyla anlaşmalar yaptı.
Meslekî Yayınları: 1955 yılında Büro aleminin Türkiyede ilk aylık mesleki dergisinin yayımını "Sekreter Daktilograf" adıyla başlattı. "Stenografi Dersleri" ve "Türkçe Gregg Stenosu" ders kitaplarıyla, her 4-5 yılda bir büyük değişikliklerle geliştiregeldiği 5 ciltlik "Daktilografi Ders Kitapları" ve "Öğrenci Uygulama Formları" ile "Öğretmen Rehberi"ni hazırladı. Uluslararası faaliyetler: Uluslararası Stenografi Daktilografi Federasyonu'na 1957'de Türkiye'yi temsilen katıldı ve o yıla kadar Türkiye'deki başarılı çalışmaları değerlendirilerek Merkez Komitesi'ne kabul edildi. Federasyonun daha sonraki tüm faaliyetlerine aktif olarak katılan Yener, 1991 tarihinde Brüksel'de Federasyonun Genel Başkanlığına seçildi. 1993 te Kongre ve Şampiyonaların İstanbul da organize edilmesini sağladı. Merkez Komitesi nin teklifi ile 1993 te Intersteno Onursal Başkanı olması kabul edildi. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yener i 1997 de Fair Play Kariyer Dalında Büyük Ödül'le ödüllendirdi. Bu dökümanı orjinal adreste göster F Hızında Klavye!..