ÖĞRENME ALANI: OKUMA KAZANIM: Okuduğu Metni Anlama ve Çözümleme 2 ÖRNEK SORULAR VE ÇÖZÜMLERİ Vapur rıhtımdan kalkıp da Marmara ya doğru uzaklaşmaya başlayınca yolucu geçirmeye gelenler, üzerlerinden ağır bir yük kalkmış gibi ferahladılar: Çocukcağız Arabistan da rahat eder. Önce babadan yetim kalan küçük Hasan, anası da ölünce uzak akrabaları ve konu komşunun yardımıyla halasının yanına Filistin in sapa bir kasabasına gönderiliyordu. Hasan vapurda oyalandı; gırıl gırıl işleyen vinçlere, üstleri yazılı cankurtaran simitlerine, kurtulacak çamaşırlar gibi iplere asılı sandallara, vardiya değiştirilirken çalınan kampanaya bakarak çok eğledi. Beş 1 / 13
yaşında idi; şirin konuşmalarıyla güvertede yolcuları epeyce eğlendirmişti. Artık anadili büsbütün işitilmez olmuştu. Hasan köşeye büzüldü; bir şeyler soran olsa da susuyordu, yanakları pençe pençe, al al olarak susuyordu. Portakal bahçelerine dalmış göğsünde bir katılık, gırtlağında lokmasını yutamamış gibi bir sert düğüm, hep susuyordu. Hasan ı bir limanda indirdiler. Gerdanından,alnından, kollarından ve kulaklarından biçim biçim, sürü sürü altınlar sallanan kara çarşaflı, kara çatık kaşlı, kara iri benli bir kadın göğsüne bastırdı. Anasınınkine benzeyen, tuhaf kokulu, fazla yumuşak, içine gömülüveren cansız bir göğüs Ya habibi! Ya ayni! Halasının yanındaki kadınlar da sarıldılar, öptüler, söyleştiler, gülüştüler. Birçok çocuk da gelmişti; entarilerinin üstüne hırka yerine ceket giymiş, saçları perçemli, başları takkeli çocuklar Hasan durgun, tıkanıktı; susuyor susuyordu. 2 / 13
Bir gün halası sokaktan bağırarak geçen bir satıcıyı çağırdı. Konuştular, sonra önüne bir sürü patlak, sökük, parça parça ayakkabı dizdiler. Satıcı, iskemlesinde oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki Şaşarak eğlenerek seyrediyordu: Mukavvaya benzettiği kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyla kesişine, ağzına bir avuç çivi dolduruşuna, sonra bunları birer birer İstanbul da gördüğü maymun gibi avurdundan çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhlayışına, deri parçalarını, pis bir suya koyup ıslatışına, mundar çanaktaki macuna parmağını daldırıp tabanlara sürüşüne, hepsine bakıyordu. Aynı şeyi yapmak için can atıyordu. Bir aralık nerede kimlerle olduğunu keyfinden unuttu, dalgınlığından anadili ile sordu: - Çiviler ağzına batmaz mı senin? 3 / 13
Eskici başını şaşkınlıkla işinden kaldırdı. Uzun uzun Hasan ın yüzüne baktı - Türk çocuğu musun be?.. - İstanbul dan geldim! - Bende o taraflardan İzmit ten! Eskicide saç sakal dağınık, göğüs bağırı açık, pantolon dizlerinden yamalı, dişeri eksik ve suratı sarı, sapsarıydı: gözlerinin akına kadar sarıydı. Türkçe bildiği ve İstanbul tarafından geldiği için Hasan, şimdi onun yalnız işine değil, yüzüne de dikkatle bakmıştı. Göğsünün ortasında, tıpkı çenesindeki sakalı andıran kırçıl, seyrek bir tutam kıl vardı. (Aşağıdaki 8 soruyu metne göre cevaplayınız.) 1. Hasan nereye gitmektedir? A) Marmara ya B) Hafya ya C) İstanbul a D) Filistin e 4 / 13
Hasan, halasının yanına, Filistin in sapa bir kasabasına gitmektedir. Yanıt D dir. 2. Hasan ın bindiği vapurda devamlı susmasının nedeni nedir? A) Anadilinin artık konuşulmaz olması B) Yalnızlık çekmesi C) Memleketini özlemesi D) Çok yorgun olması Memleketinden uzaklaştıkça anadilinin işitilmez olması, Hasan ı suskunlaştırmıştır. 3. Hasan ı gittiği yerde kim karşılamıştır? A) Teyzesi B) Halası C) Dayısı D) Halasının yardımcısı Hasan ı halası karşılamıştır. 5 / 13
4. Hasan ın suskunluğunu uzun zaman sonra kim bozmuştur? A) Halası B) Mahalledeki çocuklar C) Eskici D) Komşular Hasan ın suskunluğunu bozan kişi halasının eve çağırdığı eskicidir. 5. Hasan ın eskicide dikkati çeken ilk şey nedir? A) Eski kıyafetleri B) Görünüşü C) Konuşması D) Ayakkabıları tamir edişi Yanıt: D Hasan eskicinin ayakkabıları tamir ederken yaptığı hareketle ilgilenmiş ve eskiciyle böylece konuşmaya 6 / 13
başlamıştır. 6. Eskici nerelidir? A) İstanbullu B) Filistinli C) İzmitli D) İzmirli Eskici, Filistin de yaşamaktadır; oraya İzmit ten gelmiştir. 7. Eskiciyle Hasan ın birbirlerine yaklaştıran ne olmuştur? A) Aynı yerden gelmiş olmaları B) Aynı yerde yaşıyor olmaları C) İkisinin de ailelerinin olmaması D) Aynı dili konuşmaları İkisinin de Türkçe konuşması eskiciyle Hasan ı birbirlerine yaklaşmıştır 8. Metinde geçen sözlerden hangisi deyimdir? A) Keyfinden unutmak B) Can atmak 7 / 13
C) Dikkatle bakmak D) Karşısına geçmek Can atmak deyimdir. 9. Bir dönem, bir kurum ya da bir sanat göçerken kendine ait birçok sözcüğü de alıp gider. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu na ya da yeniçeriliğe ait merasim, silah, elbise ile ilgili sözcüklerin hemen hepsi unutulmuş, tarihi birer sözcük olmuşlardır. Artık dirilmeyecek olan bu sözcükleri ancak bir tarihçi ya da bir romancı, o dönemi canlandırmak için kullanabilecektir. Yazar, bu parçanın bütününde neden söz etmektedir? A) Dildeki gelişmenin durağan olmayışından B) Halkın benimsemediği sözcüklerin yaşamayacağından C) Kimi sözcüklerin kullanımdan nasıl kalktığından 8 / 13
D) Yitirilen sözcüklerin bir daha kullanılmayacağından Paragrafın Konusu: Her paragrafın konusu mutlaka vardır. Yazarın yazısıyla okuruna iletmek istediği bir mesajı vardır. Bu mesajın neyle ilgili olduğunu okuyucuya bildiren konudur. Konu, hiçbir zaman yargı ifadesi taşımaz. Düşünceyi iletir, düşünceyle ilgili mesajı iletmez. Konu, paragrafta iletilen düşüncenin adlandırılmasıdır. Paragrafın konusunu bulabilmek için Yazar neden bahsediyor? sorusunu aklımızda tutarak paragrafı okumalıyız. Bu soruya paragraftan aldığımız yanıt paragrafın konusudur. Bir paragrafta ancak bir konu olur. İkinci bir konu ele alınacaksa başka paragrafa geçilmelidir. Paragrafın Başlığı: 9 / 13
Bir yazının adlandırılmasıdır. Konunun; ilgi çekici, merak uyandırıcı, biçimde yazıya ad olmasıdır. Bu nedenle paragrafın konusu ile başlığı arasında anlamsal bağlantı vardır. Okuyucuya neyle ilgili bir yazı okuyacağı başlıkla verilir. Bu paragrafta yazar neyden bahsediyor sorusunun yanıtı Kimi sözcüklerin kullanımdan nasıl kalktığı olduğu için yanıt, C dir. 10. Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk, bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır, anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun müdafaasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve haince aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Bu tür eğitim yanlıştır. 10 / 13
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Çocuk eğitiminde annenin rolü büyüktür. B) Olumsuz hareketleri hoş görmek yanlış bir eğitim yoludur. C) Kötülükler çocuk yaşta varlığını hissettirir. D) Çocuk eğitiminde çevrenin rolü büyüktür. Paragrafın Ana düşüncesi: Cümle ve paragraf bir düşünceyi iletme biçimidir. Her cümlenin ve paragrafın bir amacı vardır. Bir duyguyu, düşünceyi iletmede araçtır. Dolayısıyla her cümlenin ve paragrafın bir mesajı vardır. Yazarın ele aldığı konu ile ilgili iletmek istediği mesaj okuyucuya, oluşturmak istediği görüş, paragrafın ana düşüncesidir. Ana düşünce, yargı özelliği taşır. Her paragrafın ana düşüncesi vardır. Ana düşünce, yazarın ele aldığı konuya 11 / 13
bakış açısıdır. Paragrafın konusunun daha önce yargı taşımadığını belirtmiştik. Ana düşünce, konunun hangi yönden değerlendirildiğini gösteren yargı bildiren, görüş belirten söz birimidir. Ana düşünce paragrafın başında da sonunda da yer alabilir. Ana düşünce, paragrafın en genel yargısıdır. Anlatılanların özetidir. Bu parçada olumsuz hareketleri hoş görmenin yanlışlığı dile getirilmektedir. 11. (I) Gurur, kısaca kişinin gerçek değerinin anlaşılmasını engelleyen başlıca etkendir. (II) İnsanın çevresinde yanlış anlaşılmasına sebep olduğu gibi kişiyi toplum içinde sevimsiz bir yaratık haline koyar. (III) Gururlu insan çoğu zaman başkalarının yaptıklarını beğenmez. (IV) Aslında gurur, psikolojik bakımdan kişiyi gülünç durumlara düşürür. Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? 12 / 13
A) I B) II C) III D) IV Paragrafta Yardımcı Düşünce: Yazar, giriş bölümünde ele aldığı konuyu gelişme bölümünde açıklar, örnekler, geliştirir. Bu cümleler yardımcı düşünceleri oluşturur. Gelişme bölümündeki bu yardımcı düşünceler anadüşüncenin daha iyi anlaşılmasında etkilidir. Yardımcı düşünceleri oluşturan cümleler arasında anlamsal bütünlük ve dilbilgisi yönünden uygunluk olmalıdır. Cümleler anlam ve biçimleri bakımından uygun olmadığından anlatımın akışı bozulur. Bu soruyu incelediğimizde gurur ile ilgili bilgi verilmektedir. 3. cümlede gururlu insanın özelliğine değinilmesi anlatımın akışını bozmaktadır. 13 / 13