TARİH : 01/07/2016 ا ن ا ا نز ل ن اه ف ي ل ي ل ة ال ق د ر. و م ا ا د ر اك م ا ل ي ل ة ال ق د ر. ل ي ل ة ال ق د ر خ ي ر م ن ا ل ف ش ه ر. ت ن زل ال م لا ي ك ة ك ل ا م ر. س لا م ه ي ح ت ى و ال روح ف يه ا ب ا ذ ن ر ب ه م م ن م ط ل ع ال ف ج ر. قال رس ول هللاا ص ل ى الله ع ل ي ه وس ل م : م ن ق ام ل ي ل ة ال ق د ر ا يم ان ا و اح ت س اب ا غ ف ر ل ه م ا ت ق دم م ن ذ ن ب ه. KADİR GECESİ Değerli Mü minler! Okuduğumuz KADR sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. 1 Okuduğumuz hadis-i şerifte de Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir gecesini ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır. 2 Değerli Hakkında Kur'an-ı Kerim'de müstakil bir süre bulunan tek gece kadir gecesidir. Kadir gecesi, azamet ve şeref gecesi demektir. Bu gece bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecede kadri yüce bir kitap olan, Allah Teala'nın insanlığa gönderdiği son mesaj Kur'an-ı Kerim, inmeye başlamıştır. Kur an-ı Kerim Peygamber Efendimizin en büyük mucizesidir. Sevgili peygamberimiz, kalpleri onunla fethetti, gönülleri onunla nurlandırdı, insanlığı onunla hidayete ulaştırdı. Bu bakımdan Kadir gecesi, şerefli ve nurlu bir gecedir. Kadir Gecesini gereği gibi anlayıp hakkıyla değerlendirmenin yolu, Kur ân-ı Kerîm in eşsiz mesajlarını anlamaktan geçer. Bu itibarla, Kadir Gecesi Kur ân-ı öğrenme ve Rasûlüllah ı tanıma, 1 Kadr, 97/1 5. 2 Buhârî, Fadlü leyleti'l kadr, 1 onların öngördüğü fazilet ilkeleri doğrultusunda yaşama ve her türlü kötülüğü terketme vesilesi kabul edilmelidir. Zira, insanlara dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamayı hedefleyen ve manevi varlığımızı karartan her türlü olumsuzluktan arındırarak, bizi üstün ahlâkî değerlere yönelten Kur ân dır. O nun getirdiği ilke ve prensiplerin özünde aydınlık, hoşgörü, dostluk ve kardeşlik vardır. O, insanlar arasında sevgi, uzlaşma, yardımlaşma, kardeşlik ve istikrarı sağlayacak; fert ve toplum planında pek çok ahlâkî ve sosyal problemin hak ve adalet çerçevesinde çözülmesine ışık tutacak ve insanlara gelişme yollarını göstererek onları geleceğe hazırlayacak ilâhî ölçüleri içeren bir kitaptır. Kur ân ın bu özelliği, Gerçekten bu Kur an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü minler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler 3 Biz Kur an dan, mü minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz... 4 ayetleriyle dile getirilmektedir. Değerli Kadir gecesine mahsus özel bir ibadet yoktur. Bununla beraber bu geceyi, namaz kılarak, Kur'ân-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua yaparak değerlendirmeli, geçen hayatımızın Kur an ve Sünnet e uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalıyız. Dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız. Hz. Aişe validemiz Peygamber Efendimize: "Kadir gecesini idrak edersem ne yapayım?" diye sorduğunda: Peygamberimiz: "Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni de affeyle" diye dua et, buyurmuşlardır. Bu gece; mü minler için baştan sona kadar selâmdır, hayırdır, berekettir. Kadir gecesinin memleketimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah tan niyaz ediyorum. Hazırlayan: İsmet SEZGİN/Atakum Vaizi 3 İsrâ, 17/9. 4 İsrâ, 17/82.
TARİH : 03/06/2016 ش ه ر ر م ض ان ال ذ ى ا ن ز ل ف يه ال ق ر ا ن ه د ى ل لن اس و ب ي ن ات م ن ال ه د ى و ال ف ر ق ان ف م ن ش ه د م ن ك م ال شه ر ف ل ي ص م ه قال رس ول هللاا ص ل ى الله ع ل ي ه وس ل م : م ن ص ام ر م ض ان ا يم ان ا و اح ت س اب ا غ ف ر ل ه م ا ت ق دم م ن ذ ن ب ه RAMAZAN AYINA HAZIRLIK Değerli Bizleri yoktan var eden Cenab-ı Hakka hamdolsun ki Evveli Rahmet, ortası Mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluş olan Ramazan ayına kavuştuk. 06 Haziran Pazartesi günü Ramazan ayının ilk günü. Rabbim İlahi rahmetin sağanak sağanak yağdığı bu mevsimi en iyi şekilde değerlendirmeyi nasip eylesin. İlahi rahmet ve mağfiret pınarı olan Ramazan a kavuşup da onunla yıkanmayıp, günah kirlerinden arınmadan bu sultanı geçirenlerin rahmetten uzak olacağını, Hz. Peygamber Cebrail bana göründü ve Ramazana erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun dedi. Ben de âmin dedim buyurarak belirtmiştir. 1 Sahabeden Selman el- Farisi (r.a) anlatıyor: Allah ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: Ey insanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir ay ki onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir ay ki Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini nafile ibadet ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında bir hayır işlerse Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. Ramazan, yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda müminin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mümine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur. İftar verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır. Oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz. Kim bu ayda işçisinin işini hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennem ateşinden azat eder. 2 Kıymetli Gönlümüz ve ruhumuzla, iyi arzu ve isteklerimizle Ramazan ayına girmeli, sözlü veya fiili kötü alışkanlıklarımızı bırakmalıyız. Bütün varlığımız ile Allaha yönelmeli, niyetimizi düzeltmeli kötü düşünce ve arzulardan arınmalı, kalbimizi temizlemeliyiz. Ramazan ayına bu ayı en iyi şekilde ihya etme, oruç tutma, mukabele dinleme, iftar verme gibi Ramazan ayına özgü ibadetleri yapmaya azim ve niyet içinde girmeliyiz. Yakınlarımız, komşularımız ve iş arkadaşlarımız ile dargınlığımız varsa buna son vermeli, kimseye dargın ve kırgın olmadan Ramazan ayına girmeliyiz. Hutbeme şu ayet ve hadisi şerifin müjdesiyle son vermek istiyorum. Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur an ın indirildiği aydır. 3 Kim sevabına inanarak Ramazan ayı orucunu tutar, ibadet mükellefiyetlerini yerine getirirse onun geçmişteki günahları değerlendirdiği Ramazan hürmetine bağışlanır. Günah kirlerinden temizlenmiş, hayatına tertemiz bir sayfa açmış bir mümin olarak bayrama ulaşır. 4 1-Tirmizi, Deavat, 100 2-Ebu Davut, Savm, 55 3- Bakara, 2/185 4- Buhari, İman, 28 Hazırlayan: Sinan BÖYÜT/Terme İlçe Vaizi
TARİH : 10/06/2016 ش ه ر ر م ض ان ال ذ ي ا نز ل ف يه ال ق ر ا ن ه د ى ل لن اس و ب ي ن ات م ن ال ه د ى و ال ف ر ق ان م ن ص ام ر م ض ان ا يم انا واح ت سابا غ ف ر ل ه ما ت ق دم م ن ذن ب ه RAMAZAN VE ORUÇ Aziz müminler! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur an ın indirildiği aydır. 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Kim inanarak ve mükâfatını Allah tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. 2 Değerli Müslümanlar! Ramazan; Yüce Rabbimiz in biz kullarına sonsuz rahmetiyle, mağfiretiyle, feyiz ve bereketi ile muamelede bulunduğu, on bir ayın sultanı olan ve içerisinde daha nice ibadet ve güzelliklerin hayır ve hasenatın, kardeşlik, birlik ve beraberliğin, mutluluğun, huzurun, affedilmenin, bağışlanmanın sevinciyle, manevi zirve ve derecelerin yaşandığı mübarek bir aydır. Kıymetli Müslümanlar! Bu mübarek ayı yüce ve feyizli kılan şüphesiz, dünyanın en büyük hadisesi olan ve bütün insanlığı aydınlatmak, insanlara doğru yolu göstermek için gönderilen Kur an-ı Kerimin bu ay içerisinde nazil olmaya başlaması, orucun bu ayın içerisinde tutulmasının farz olması, Rabbimiz tarafından bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir Gecesinin bu ay içerisinde olmasıdır.bunun yanında beş vakit namazla birlikte, teravih namazlarımız, dua, zikir ve tesbihlerimiz, iftar ve sahurlarımız, fitre, zekat ve sadakalarımız, bizlere sevap kazandıracak ve bizi ebedi mutluluğa eriştirecek, huzur ve saadet kaynağımız olan ibadetlerimizdir. Yüce Rabbimiz tarafından Müslümanlara emredilen her ibadetin bir amacı vardır. Bu amaç ise biz inananların yararına, mutluluğunadır. Yoksa: Allah ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur. Bizim ibadetlere ihtiyacımız vardır. İşte böyle mübarek bir ayda oruç tutmak biz Müslümanlara Rabbimiz tarafından emredilmiş ve Kur an-ı Kerim de şöyle buyrulmuştur: Ey iman edenler; (kötülüklerden ve haramlardan ) korunmanız için oruç tutmak sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. 3 Oruç; Allah ın rızasını kazanmak için ibadet maksadıyla gün boyu yemekten, içmekten, nefsani arzulara uymaktan uzak durmak ve kendini korumaktır. Bu nedenle şu mübarek ramazan ayı içerisinde yapmış olduğumuz ibadetlerimiz, tutmuş olduğumuz oruçlarımız, Müslümanlar olarak bizleri, kötü söz, eylem ve davranışlardan uzaklaştırmıyorsa, edep ve ahlakımızı güzelleştirmiyorsa, fakirlerimizi, yoksullarımızı, dul, yetim, ihtiyaç sahibi din kardeşlerimizi düşündürmüyorsa, yalan söz ve yalanla iş yapmaya devam ediliyorsa, böyle tutulan oruçlar amacına ulaşmamış, istenilen sevap da elde edilmemiş olur. Nitekim bu konuda Peygamberimiz (s.a.v), Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa, Allah ın onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur buyurmuştur. 4 Gelin Rahmet ve Mağfiret dolu şu Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirelim. Bu ayda tutmuş olduğumuz oruçla midemizi yemekten, içmekten, koruduğumuz gibi dilimizi de yalandan, gıybetten, iftiradan, kötü ve boş sözlerden koruyalım. Orucu sadece midemize değil, bütün bedenimize ve organlarımıza da tutturalım. Bunu başarabilirsek hutbemizin başında okuduğum hadis-i şerife göre geçmiş günahlarımız bağışlanmış ve bu ayı Rabbimizin rızasına uygun olarak geçirmiş oluruz. Hutbemi efendimizin şu güzel duası ile bitirmek istiyorum. Allah'ım, affedicisin, affetmeyi seversin beni (bizi) de affet. 5 Hazırlayan : Musa KESKİN Yeşiltepe Mah. Camii İmam Hatibi/İLKADIM Redaksiyon : İl İrşat Kurulu 1 Bakara, 2/185 2 Buhari, Savm,6 3 Bakara,2/183 4 Buhari,Savm,8 5 Tirmizi, Daavat:84
TARİH : 17/06/2016 و ا ق يم وا ال صلوة و ا ت وا ال زك وة و م ا ت ق د م وا لا ن ف س ك م م ن خ ي ر ت ج د وه ع ن د هللاا ا ن هللاا ب م ا ت ع م ل و ن ب ص ي ر ب ن ي الا س لام ع ل ى خ م س : ش ه اد ة ا ن لا ا ل ه ا لا هللاا و ا ن م ح مد ا ر س ول هللاا و ا ق ام ال صلاة و ا يت اء ال زك اة و ص و م ش ه ر ر م ض ان و ح ج ال ب ي ت ZEKAT VE FITIR SADAKASI (FİTRE) Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor. Namazı kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür. 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: "İslam beş temel üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in(s.a.v) Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." 2 Aziz Mü minler! Allah Resulü Muaz b. Cebel i Yemen e gönderirken şu tavsiyelerde bulunuyordu; Sen Ehl-i Kitap (Hıristiyan) olan bir topluluğa gidiyorsun. Onları önce Allah tan başka ilâh olmadığını ve benim O nun elçisi olduğumu kabule davet et. Bu konuda itaat ederlerse, onlara günde beş vakit namazın farz olduğunu haber ver. Buna da itaat ederlerse Allah ın kendilerine zekâtı farz kıldığını ve zekâtın müslüman zenginlerden alınıp fakirlerine dağıtılacağını haber ver. Bunu da kabul ederlerse kendilerinden zekât al. Ancak zekât tahsil ederken mallarının en değerlisini seçme! Mazlum kimselerin bedduasından da sakın. Çünkü Allah ile mazlumun duası arasında perde yoktur. 3 Allah Resulü bu tavsiyesiyle müslümanın namazdan sonraki en önemli sorumluluklarından birisinin zekat ibadeti olduğuna dikkatleri çekiyordu. Zekât, artma, arıtma; övgü ve bereket mânalarına gelir. Kur an-ı Kerimde belirtilen kişilere harcanmak üzere dinen zengin sayılan müslümanların malından alınan belli payı ifade eder. İnsan sosyal bir varlıktır. İslam, insan hayatını düzenleyen birçok esas getirmiştir. Bunların en önemlisi insanlar arasında yardımlaşma kültürünü yerleştirmesidir.bu kültürün en önemli ayağı ise zenginle fakir arasındaki barış köprüsü görevi ifa eden zekat ve sadakadır. Allah (c.c) insanlar arasında inanan-inanmayan şeklinde ayrım yapmaz. Herkese mal mülk verir. Ancak insanın mala sahip olması onun değerini artırmaz. Mal sahibini değerli kılacak olan şey, sahip olduğu malda fakirin hakkının olduğunu bilmesi, bu hakkını vererek şükrünü yerine getirmesidir. Değerli Müslümanlar! İbadetler Allah ın emri olduğu için yerine getirilir. Ancak Rabbimizin rızasına ermek maksadıyla yerine getirdiğimiz zekat ibadetinin birçok hikmetleri vardır. İnsan, kalbini katılaştıran maddecilikten ve dünya hırsından zekat ve sadaka sayesinde kurtulur. Kişiyi cimrilikten kurtarıp, cömertliğe, hayır yapmaya, yardımlaşmaya alıştırır. Asıl mal sahibinin Allah olduğunu, bizim emanetçi olduğumuzu hatırlatır. Fani olan malımızı ebedi kılar. Malımızı kirlerden arındırarak bereketli olmasını sağlar. İnsanın dünya malına karşı dengeli duruş sergilemesini sağlar. Kardeşlik ve paylaşım duygularını geliştirir. Suyun ateşi söndürdüğü gibi hatalarımızın yok olmasını 4 sağlar. İhtiyaç sahiplerinin zekattan yararlandıkları sırada yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, verenin gönlünde huzura dönüşür. Zekatın tam olarak verildiği yerlerde denge ve sükunet olur. Yoksul, zengin kardeşinin malına göz dikmez. Kendi malı gibi korur. Böyle bir ortamda gasp, hırsızlık, kapkaç gibi suçlar azalır. Toplumun huzuruna katkı sağlar. Kıymetli Fıtır sadakası (Fitre) ise; Ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak varoluş sadakasıdır. Ramazan ayı manevi iklimin yoğun olarak yaşandığı mübarek aydır. Mü minin sadece bedenen değil malı ile de kul olmasının gereğini yerine getirdiği bir aydır. Fıtır sadakası da gündüzü oruçla, gecesi namazla ihya edilen Ramazan ayının bereketidir. Oruçla bedenini arındıran müslüman, fıtır sadakası ile bayrama erişmenin şükrünü eda eder. İbn Abbâstan rivayet edilen hadis bizi fıtır sadakasının önemi ve ne zaman ödeneceği hususunda bilgilendirmektedir. Resûlullah (sav) hem oruçluyu (işlediği) faydasız fiillerden ve çirkin laflardan temizlemek, hem de fakirlere gıda temin etmek üzere fıtır zekâtını farz kıldı. Artık kim bunu bayram namazından önce öderse, o makbul bir sadakadır. Kim de bunu bayram namazından sonra öderse, o sadakalardan bir sadakadır. 5 Aziz Bayramdan önce verilen fıtır sadakası fakirin bayram ihtiyaçlarının giderilmesine katkısı olacak, kendilerini yalnız ve garip hissetmeyeceklerdir. Zengin de oruçla, zekatla, fıtır sadakasıyla sorumluluklarını yerine getirmenin hazzıyla bayram sevivcini yaşayacaktır. Zekat ve sadakalarını verenleri Rabbimiz şu müjdesiyle ödüllendirileceğini haber veriyor: Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab leri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. 6 Hazırlayan : Ahmet Cevdet YEDİYILDIZ Atakum Uzman Vaizi Redaksiyon : İl İrşat Kurulu 1-Bakara,110 2-Müslim, İman, 21 3-Müslim, İman 29; Buhari, Zekat 63 4-Tirmizi, Cuma, 79 5-Ebu Davut, Zekat, 18 6-Bakara, 262
TARİH : 24/06/2016 ي ا ا ي ه ا الن اس ق د ج اء ت ك م م و ع ظ ة م ن ر ب ك م و ش ف اء ل م ا ف ي ال صد ور و ه د ى و ر ح م ة ل ل م و م ن ي ن و ق د ت ر ك ت ف يك م م ا ل ن ت ض ل وا ب ع د ه ا ن اع ت ص م ت م ب ه. ك ت ا ب الله. KUR AN AHLAKIYLA AHLAKLANMAK Muhterem Mü minler! Okuduğum ayette yüce rabbimiz şöyle buyuruyor: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. 1 Okuduğum hadiste ise Peygamber Efendimiz, Size öyle bir şey bıraktım ki ona sıkı sarılırsanız sapıtmazsınız: Allah ın kitabı 2 buyurmaktadır. Görüldüğü gibi yüce kitabımız Kur an, inananların hep birlikte sımsıkı sarılması gereken Allah ın ipi 3 ve kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulp tur. 4 Buna göre Mü minler olarak, yüce kitabımıza sımsıkı yapışmak, onun gösterdiği çizgide dosdoğru yürümek ve böylece onun rahmet deryasından payımıza düşeni alarak Kur an ın boyasıyla boyanmak durumundayız. Kıymetli kardeşlerim! Kur an ın boyasıyla boyanmak, Kur an ahlakıyla ahlaklanmak demektir. Her işimizde sözlerin en doğrusu olan Kelamullah ı rehber edinmektir. Onu rehber edindiğimizde de iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı birbirinden ayıran manasına gelen Furkan isminin bize yansıması, her işimizin kötü yerine iyi, her sözümüzün yanlış yerine doğru olması şeklinde gerçekleşecektir. Unutmayalım ki Kur an da iman ve ibadetler ahlakla bir bütün halinde sunulmaktadır. Şöyleki iman ve ahlak birlikteliğinden kâmil bir mü min profili ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde imanın kemaline erenler, Allah katında değerli kullar arasına girerler. Allah a inanan ve sonra da dosdoğru olanlar Kur an ın diliyle övülmekte ve cennetle müjdelenmektedir. 5 İmanını güzel ahlakla taçlandıranlar her şeyin en güzeline yönelirler. Öyle ya Kur an ın kendisi de sözlerin en güzeli değil midir? En güzel sözlerden en güzel emir ve tavsiyeler gelir. Örneğin, kerim kitabımızın iyiliğe daha iyisiyle mukabelede bulunmayı salık veren şu ifadeleri ne kadar dikkat çekicidir: Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. 6 Buna karşın kötülüğe misli ile karşılık verilmesini, ancak affedip bağışlamanın övgüye mazhar bir davranış olduğunu 7 da yine yüce kitabımızdan öğrenmekteyiz. Kur an a göre ibadetler ahlakı güzelleştirir, güzelleştirmelidir. Zira, yüce Rabbimizin emri olduğu için ifa ettiğimiz ibadetlerimiz, bizi ahlaki yönden olgunlaştırmanın yanı sıra yakın çevremize, uzak çevremize, hasılı bütün canlılara karşı sorumlu davranmaya yönlendirdiği ölçüde kıymetlidir. Kuran ın ifadesiyle kıldığımız namazımız bizi her türlü fenalık ve çirkinliklerden koruduğu ölçüde gerçek fonksiyonunu yerine getirmiş demektir. 8 Yine tuttuğumuz oruçlarımız bizi yalandan, yalanla iş yapmaktan, insanlara kötü davranmaktan alıkoymayı sağlamışsa ancak o zaman Allah katında kıymet kazanacaktır. Malımızı temizlemek niyeti ile verdiğimiz zekat ve sadakalarımız ancak gönül hoşluğuyla ve başa kakmadan verildiğinde kabul görecektir. Haccımız kardeşlik bilinci ile din kardeşlerimizle rengine, ırkına, mezhebine bakmaksızın sarılıp, kucaklaştığımız zaman mebrur bir hac derecesine varacaktır. İçerisinde bulunduğumuz rahmet, merhamet ve bereket ayında bile barış ve esenlik dini olan İslam ın yaşanageldiği topraklarda sanki Kuran ı hiç okumamış, sanki Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır 9 ayetini hiç görmemiş gibi masumların, günahsızların kanını akıtan, zulmeden Müslümanları görmek, bizleri derinden yaralamaktadır. Özellikle de sancaklarına tevhid ifadelerini yazan, fakat ne acıdır ki Müslümanları tekbir getirerek katleden ve bunu güya İslam adına yaptığını iddia eden örgütlerin varlığına şahit olmak vicdanlı gönülleri, vurgun yemişçesine sarsmaktadır. İşte bu durum Kur an a sırt çevirmenin, onun evrensel mesajlarını anlayamamanın, özümseyememenin bir sonucudur. Oysa Kur an, insanı sorumlu bir varlık olarak tanıtmakta ve onu, önce rabbine sonra da bütün canlılara karşı sorumlu davranmaya çağırmaktadır. İnsan yaptığı her şeyin hesabını verecektir. Hatta yaptığı bir zerre miktarı bile olsa kötülüğünün ve iyiliğinin karşılığını mutlaka görecektir. Zira o, başıboş bırakılmayacaktır. Bu durumda Müslüman a düşen, yaptıklarının veya yapacaklarının sorumlusu olduğu bilinciyle hareket etmektir. Unutulmasın ki sorumsuzca hareket etmek, insanlara karşı kaba ve sert davranmak, eliyle, diliyle zararlı birisi olmak, hak hukuk tanımamak Kur an ahlakıyla asla bağdaşmayan bir durumdur. Müslümanlar olarak Kur an ın eşsiz rehberliğine ne kadar muhtaç olduğumuz ayan beyan ortadadır. Kur an ı okumadıkça, anlamadıkça, onun eşsiz mesajlarını ve ilkelerini özümsemedikçe özlenen, aranan hayat standartlarına kavuşmamız imkansız gibi durmaktadır. Yaşanan acıların son bulması, günahsız çocukların, savunmasız kadınların gözyaşlarının dinmesi, kavgasız, gürültüsüz, acısız; fakat sevgi dolu, mutlu ve huzurlu bir hayatın hüküm sürdüğü dünyaya kavuşma temennimizi yinelerken şu ayet-i kerimenin eşsiz mesajı ile sizleri baş başa bırakıyorum. Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. 10 Hazırlayan: Ferhat MADEN Alaçam Vaizi 1 Yûnus, 10/57. 2 Müslim, hac, 147. 3 Âl-i imrân, 3/103. 4 Bakara, 2/256. 5 Fussilet, 41/30. 6 Nîsâ, 4/86. 7 Şûrâ 42/40. 8 Ankebût, 29/45. 9 Mâide, 5/32. 10 Enfal, 8/46.