HAYÂNIN EN GÜZEL İFADESİ; TESETTÜR/ÖRTÜNME. Hayânın en güzel ifadesi; Tesettür. Ömer Faruk Akkaya



Benzer belgeler
Kıyafetimiz Modaya mı Allah ın Emrine mi uygun? Perşembe, 09 Ağustos :59

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

HAYÂNIN EN GÜZEL İFADESİ; TESETTÜR/ÖRTÜNME. Hayânın en güzel ifadesi; Tesettür. Ömer Faruk Akkaya

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Question. Muhterem hocam eğer mümkünse tesettürün Kur'an'daki yerini ve delillerini detaylı bir şekilde. bize açıklayın.

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

3 Her çocuk Müslüman do ar.

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

Atamızın Cennet Hatırası: TESETTÜR Perşembe, 09 Ağustos :58

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Annesi kâfir olan biri

Başörtüsü Değil, Beden Örtüsü Perşembe, 09 Ağustos :57

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

HAC BÖLÜMÜ. 233) Hac İle İlgili Hadisler

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

Tesettür Nedir? Tesettür Giyimin Modası Olur mu?

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Tesettür Hikmeti, Örtünmenin Hikmeti Nedir?

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Bunlardan ilki İslam da tesettürün olmadığı fikrine ilişkindir ki özellikle 28 Şubat döneminde

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Muhammed Salih el-muneccid

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Mikrofonlar aracılığıyla ölünün üzerine Kur'an okumanın hükmü

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Abdest Gusül Teyemmüm

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

Örtünmenin amacı başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır.

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Genç Kız ve Erkeklerin Evlilik Algısı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatında kadının yeri. Prof. Dr. Hamid bin Mahmud Sufrata (GSM : )

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Muhammed Salih el-muneccid

Anlamı. Temel Bilgiler 1

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

HACDA KADINLARLA İLGİLİ HÜKÜMLER

ZEKÂTIN FARZ KILINMASININ HİKMETİ

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Peygamber Efendimiz (sav)'in Güzel Ahlakla İlgili Hadisleri - HZ.MUHAMMED(S.A.V) - Gizli ilimler Sitesi

TDV - İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ DERGİSİ SAYI: 3 YIL: 2007 ISSN:

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İBADET 1 İBADET NEDİR?

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

Transkript:

Hayânın en güzel ifadesi; Tesettür هب Ömer Faruk Akkaya 1

TARĠFĠ, HÜKMÜ VE MAHĠYETĠ Tesettür; س بي با ا ر ل س م ب ا رل ب بي ب Arapça olup, örtmek, gizlemek manasına gelen setere kelimesinden türemiştir. Kelime manası olarak tesettür; iyice örtmek, iyice gizlemek, iyice kapatmak manasına gelir. Kelimenin kalıbının değişmesi ile aldığı bu mübalağalı mana, kelimenin kalıbı olan ت م مفع ل tefe u'ul kalıbında olmasından kaynaklanmaktadır. Şer i ıstılah olarak tesettür; Dinimizin örtülmesini emrettiği uzuvlarını, her müslümanın şeri olarak belirtilmiş örtünme/giyinme şartlarına uygun olarak örtmesi'dir. Hüküm olarak tesettür; Kur'an-ı Kerim, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabit olup farz-ı ayındır. Farziyetini inkâr etmeden gereği ile ameli terk eden haram işlemiştir. Büyük günah sahibidir. Tesettür emrini kabul etmemek ise kişiyi dinden çıkartır. Belirttiğimiz tarifte ve hükmünde görüldüğü gibi tesettürün/örtünmenin şartlarını ve mahiyetini herhangi bir kişi, moda evi, kıyafet imal eden giyim firması veya herhangi bir kurum belirleyemez. Tesettür Allah Teala nın emridir. Şartlarını da Rabbimiz koymuştur. Bu şartlar yerine gelmek şartı ile yöresel kıyafetler tesettür için tercih edilebilir. Bu yöresel giysilerin de dinin belirlediği Ģartlara aykırı olmaması gerekir. Dini Ģartlara uymayan giysiler dinen geçersizdir, kabul edilmez. Şartları yerine gelmeyen giysileri giyenler giyinmiģler ama çıplaktırlar. Yani dinimizin koyduğu şartlara uygun giyinmeyenler şeklen giyinmiş gözükse de Allah Teala nın katında giyinmişler ama çıplaktırlar ve hadis-i şerifte cehennem azabına uğrayacakları belirtilen gruba dâhildirler. İlgili rivayet ilerde verilecektir. Yaşadığımız şu dönemde benzerine eski cahiliye toplumlarında bile rastlanmayacak derecede ki açıklık ve tesettürsüzlük aynı zamanda hayâ perdesinin ruhu, kalbi ve bedeni bıraktığını göstermektedir. Çünkü haya kişiyi haramlardan korur ve çirkin yerlerini teşhir etmeme duygusunun da özü durumundadır. Adem aleyhisselam ın cennetten çıkartılması anlatılırken Rabbimiz avret yerlerini açtıranın Şeytan olduğunu şöyle açıklamaktadır; ي م ا م ن بي آ مد م م ق م سد أ من م زا سن ما معل م سك س ي ا ب ب م اس ا ال ل ب ا م م عل ر س ي ي م ر رل من ي م با م س س م ت بك س ي م بايي ا م ا ب ب م اا ال ر س م م ما ب م م س ر ل ما ب م ب س آي م ا بت Ey Ademoğulları, size şeytanın açmak istediği çirkin yerlerinizi örtecek libas ve birde giyinip süsleneceğiniz bir libas indirdik. Takva libası ise o daha hayırlıdır. Bu (libasların indirilmesi) Allah ın (rahmetine delalet eden) ayetlerinden (alametlerinden) dir. Taki (insanlar) iyice düşünsünler. (nimetlerin kadrini bilsinler) Bu ayet-i kerimede şeytanın açmak istediği çirkin yerlerinizi cümlesi ile dinimizde örtülmesi emredilen yerleri açtıranın hakikatında şeytandan olduğu ve örtüyü bırakmanın şeytanı sevindiren bir amel olduğu anlatılmaktadır. 2

ي م ا م ن بي آ مد م م م ي م سفل بن من رك ي م ا س م جن ر بة ي م سن بزع مع سن م ا ا بب م ا م س م ا ا ري سط مان م م ا أ م س م ل م ج أ م م م ي س ك س ي ب م ا إ بن ر ي م م ل س ي ا ب ب لي م م ا م س س م ت ب ب م م ق مب ب ل ب س م س م ت م م ل س ن م س ي إ بن را م ج م ع سلن ما ا ري م ا ب ط م أ م س ا ب م ا م ا ب ل ر ب ي م م ي سؤ ب ن من Ey Adem oğulları, şeytan ana ve babanızı fena, yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyalark nasıl cennetden çıkardıysa sakın size de bir fitne (bela) yapmasın. Çünkü o da, kabilesi de sizi, sizin kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden muhakkak görürler. Biz şeytanları iman etmeyeceklerin velileri yaptık. Bu ayet-i celile de görüldüğü gibi şeytanın insanlar üzerindeki ilk fitnesinin onların avret yerlerinin açılmasına sebep olacak bir ameli onlara işletmek olduğu beyan edilmiştir. Bu yönü ile şeytanın fitnesinin temeli aslında insanın ağaçtan yemesi ve akabinde insanlığa ulaşacak açıklık fitnesi dir. Ancak Rabbimiz insanlığa merhamet ederek onlara giyinecekleri elbiseleri de indirmiştir. Beyzavi insanlığın şeytandan gördüğü bu ilk fitneyi şöyle anlatmaktadır; Avret yerinin açmak insana şeytandan isabet eden ilk kötülüktür. Şeytan insanlığın atalarını aldattığı gibi onları da (Mekke de çıplak tavaf yapanları da) aldatmıştır. 1 ف م ا ب إ ب م ف م م عل م معل م ال ر ب م ا م ت م سعل م من م ا ق س ل إ ب رن ال ر م مية ق م اا م م ج سدن ما معل م س م ا آ م ا م ن ما م ال ر أ م م م لن ما ب م ي م س ل باا س مف س ميا ب أ م ت م ا من Tesettür aynı zamanda Rabbimizin EL-GAYÛR (mahlûkatını onlara gerekmeyen ve yakışmayan her halden ve durumdan kıskanması ve uzak kılıcı) olması ile de alakalıdır. Her bir mümini gerçekte kıskanan Allah Teala dır. Allah Teala nın kıskanması kulun şeytanın yoluna uyup hakkı terk etmesi halinde olur. Allah Teala nın kıskanması/gayurluğu kulun haramları iģlemesidir. 2 Abdullah Radıyallahu anh dan gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu aleyhi ve م با buyurmuştur; sellem şöyle yok- /Allah Teala dan daha kıskanç kimse ا م أ م م رد أ م س م م ل ب tur. 3 İşte bu nedenle Allah Teala, tüm fuhşiyatı haram kılmıştır. 4 Tesettür emri ile Allah Teala nın kulunu kıskanması arasında büyük bir alaka vardır. Bu konuya açıklık getiren bir rivayeti de Hz. Aişe Radıyallahu anha rivayet etmektedir; Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır; Ey ümmet-i Muhammed, bir erkek veya bayan kulun zina etmesine Allah Teala dan daha kıskanç yoktur. Ey Ümmet-i Muhammed, sizler benim bildiğimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız. 5 Kulun, Allah Teala nın kıskanç olduğuna inanması ilahi emirlere karşı hassas olmasını ve dinin emirlerine riayet etmesini gerektirir. Bir topluma belaların inmesinin en büyük sebeplerinden biri de kadınların örtünmeyi terk etmeleri olduğu bildirilmiştir. Tesettür kavramı, sadece kadınların değil tüm müminlerin örtünmelerini içine alır. Bu nedenle kadınların giysilerinin dinin emrettiği şekilde olması mecbur olduğu gibi, 1 Beydavi, Envaru t-tenzil ve Esraru t-tevil, c.3. s.9. Daru ih 2 Müslim, Sahih, Tevbe, 36. H.No; 2761. 3 Buhari, Sahih, Tevhid, 15. 4 El-Beyhakî, el-esmâu ve s-sıfât, s.650. 5 Buhari, Sahih, Kusuf, 2. 3

erkeklerin giyinmelerinin de erkekler için konan giyinme şartlarına uygun olması gerekir. TESETTÜRÜN MAHİYETİ A-) KADINLARDA TESETTÜR 1-) Mümin kadınların kendi aralarında tesettür; Bundan maksat müslüman kadınların bedensel özelliklerini ve güzelliklerini nikâhı helal insanların yanında anlatmayan kadınların birbirleri içinde tesettürleridir. Belirttiğimiz şartlar yerine geldiğinde Müslüman bir bayanın Müslüman bir bayana avret yeri diz kapak ile göbek arasıdır. Bu bölgeyi örtmesi zorunludur. 2-) Mahrem erkeklere karģı tesettür. Mümin kadınların yabancı erkeklere karşı örtmeleri zorunlu olan avret yerleri Rabbimiz ve Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem tarafından kesin hükme bağlanmıştır. Bu hükümde kadınların elleri (veya bir rivayette ellerinin içi 6 ) ile çirkin ise yüzlerinin dışındaki tüm bedenlerini şartlarına haiz bir tarzda örtmeleri zorunludur. Bayanların yabancı erkeklere karşı hangi durumlarda yüzlerini gösterebileceklerinin ortaya konulmuş olması kadınların istisnai durumlar dışında yüzlerini gizlemelerinin de kadının tesettürünün bir parçası olduğunu göstermektedir. Kadının güzel olması veya kadınlara karşı fitnenin olması durumunda kadınların yüzlerini ve ellerini yabancı erkeklere karşı örtmeleri de belirtilen fitne şartına bağlı olarak tesettüre/örtülmeye dâhildir. Kadınların seslerini erkeklerden ihtiyaç halleri dışında saklamaları ve ihtiyaç olması durumunda da kadınlık hayâsına ve vakurluğuna yakışır bir şekilde "karşıdakinin aklına çirkin düşüncelerin gelmesine mahal vermeyecek şekilde maruf/vakur" ile söylenmesi gerekir. Kadınların vakurluk ve maruf ile söz söylemeleri de sesin hayâsı ve örtüsü olup tesettür konusu içinde değerlendirilir. 3-) Kadınların güzelliklerini ifģa eden Müslüman bayanlara veya tüm kâfir kadınlara karģı tesettür. Müslüman bir kadının kâfir kadınlara karşı tesettürü aynen yabancı erkeklere karşı tesettür gibidir. Yani; eller ve yüz hariç tüm bedenin örtülmesi gerekir. Aynı zamanda kadınların güzelliklerini ve fiziki yapılarını boş boğazlık edip konuşan Müslüman kadınlara karşı Müslüman bir bayanın tesettürü yabancı erkeklere olduğu gibidir. Ulemanın bu konudaki açıklamalarını özetleyen Alauddin ed-dimeşki şunları ifade etmektedir; Herhangi Müslüman bir kadının Yahudi, Hıristiyan veya şirk koşan bir kadın karşısında -onların cariyesi olmadığı müddetçe- cilbabını açması caiz değildir. Günahkâr bir (Müslüman) kadının, takva sahibi Müslüman bir kadına bakması caiz değildir. Çünkü bu günahkâr kadın, takva sahibi o kadından erkeklerin yanında bahseder. Bu nedenle Saliha olan bir kadının onların yanında cilbabını ve başörtüsünü açamaz. 7 4-) Kocalarına karģı tesettür. 6 Kadınların "ellerinin üzerinin avret olması"bu konuda nakledilen rivayet lafızlarının farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Bu konuda nakledilen rivayetlerden bazısında "yedeyha/iki eli hariç ifadesi kullanılırken bazı rivayetlerde de "keffeyha/iki avuç içi hariç ifadesi kullanılmaktadır. Bu nedenle en elsem (daha iyi ve gerekli olan) yol kadının ellerinin üzerini de örtmesidir. Zaten bu konuda kadının el üzerlerinin güzel olması durumunda örtülmesi gerekli olduğunu âlimlerimiz açıklamışlardır. "Güzel olması ve fitne uyandırması" şartı ile olan bu mukayyed fetvadan hareketle kadının ister güzel olsun ister çirkin her halükarda ellerinin üzerini örtmesi en elsem yoldur. 7 Ed-Dimeşki, A lauddin Abidin, el-hediyyetu l-a laiyye, s.205. 4

Esasen kadının kocasına karşı avret sınırı yoktur. Koca hanımından ve hanım kocasından helal olmak şartı ile her türlü faydalanmaya hak sahibidir. Kişi kendine helal olan eşinin ferhine (cinsel organına) şehvetle veya şehvetsiz bakabilir. 8 Ancak tavsiye edilen şehvet için ihtiyaç olmadıkça bakılmamasıdır. Bu fıkhı ruhsattan ihtiyaç olmadıkça uzak durmak ahlaka ve edebe uygun olandır. Ancak bir kişi de ben helalimden bu hakkımı kullanmak istiyorum derse gayet normal hakkıdır. O insan için bunda bir beis/sakınca bulunmaz. Kadınlar, kocaları ile birlikte oldukları evlerinde birbirlerinin arzularına göre süslü giyinmeleri tarafların kendi tercihleridir. Kadının kocasının arzusuna göre süslenmesinde ve giyinmesinde bir beis bulunmamaktadır. Hatta bu asırda gözleri harama kayan kocaların, gözlerinin harama kaymaması için hanımların kendilerine ait özel mekânlarda ve evlerde kocalarının arzusuna göre ahlak sınırlarını aģmamak Ģartı ile açık giyinmeleri yerinde olur. Kocalarının gözlerinin televizyona ve harama kaymamasını isteyen bayanlar düşünürlerse kocalarının şehvetlerini tatminde harama dalmalarının sebebi olarak bu tavsiyelere riayet edilmemesini temel etkenlerden biri olarak göreceklerdir. Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem in bu konuya işaret eden birçok tavsiyesini görmekteyiz. Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, dışarıda gözü harama kayan mümin erkeklere hemen evlerine dönmelerini ve kendi hanımı ile dışarıda ki bayanda olanın aynı şey olduğunu 9 haber vermiştir. Bu rivayet kadınlara, kocalarının haram işlemelerine engel olmaları için kocalarının her türlü isteklerine helal fedakârlıklarda bulunmayı tavsiye etmektedir. 5-) Mahrem olan erkeklere karģı tesettür. Kadınların mahremi olan erkeklere yani babasına, oğluna, torununa ve yeğenleri gibi ebediyen nikâhı haram olanlara karşı örtmesi gerekli azaları diz, kollar ve baş hariç bütün vücuttur. Bu ruhsat şarta bağlı olup fitne olması durumunda buraların da örtülmesi gerekir. 10 Bu ayet-i kerime ile kadınlardan günün belli vakitlerinde odalara çekildiklerinde evlatlarına karşı da tesettüre riayet etmeleri istenmiştir ve çocukların ebeveynin istirahat halinde oldukları bir zamanda odalarına müsaade almadan girmeleri yasaklanmıştır. 11 Bu kadınların mahremlere karşı belli sınırlar içinde davranılmaları zorunlu olduğunu göstermektedir. Burada şunu da belirtelim ki bir evlat ebeveyninin odasına onlardan izinsiz giremiyorsa o zaman bir erkek nikâhı helal olan bir bayana ve bir bayan nikâhı helal olan bir erkeğe hangi delile istinaden bakabilir ve televizyon seyredebilir? Bu nedenle televizyonlar evlere ahlak dışı davranışları (göz, kulak ve dil zinası vb.) sokmuş ve ailelerde dini huzuru, ahlaki terakkiyi (ilerlemeyi) ve Allah Teala'ya ve insanlara karşı hayâyı yıkmak başta olmak üzere birçok manevi belaları ortaya çıkarmıştır. 6-) Namazda Tesettür. Kadınların namazda örtmek zorunda olduğu uzvu; el, yüz ve ayak hariç bütün vücududur. Namazda ki tesettürün de örtünmenin şartlarına uyması gerekir. Yani vücudun tüm hatlarını şeklen ve görüntü olarak tam manası ile gizlemelidir. Kadınlar kendi mahremleri ile birlikte olduğu mekânda ki namazda ayakları avret değildir. Yabancı erkeklerin görebileceği her an ayaklar avrettir. Örtülmesi gerekir. Ayak ise parmaklar ile ayak bileği arası olan uzuvdur. Ayaklar namaz dışında aynen el ve yüz dışında ki diğer azalar gibi avrettir; örtülmesi gerekir. 8 Ed-Dimeşkî, Alauddin Abidin, el-hediyyetu l-alaiyye, s.203. 9 El-Haşimi, Muhtaru l-ahadis, s.20. H.Ho; 97. 10 Ed-Dimeşkî, Alauddin Abidin, el-hediyyetu l-alaiyye, s.203. 11 bk. Nur, 24/58-59. 5

B-) ERKEKLERDE TESETTÜR Erkeklerin bayanlara karşı farz-ı ayın olan tesettürleri; her halükarda örtmek zorunda oldukları avret yerleri dizkapağı ile göbek arasıdır. Bu makalemizde konu kadınların tesettürü olduğundan erkeklerin tesettürüne girmeyeceğiz. TESETTÜRÜN ÖNCELĠKLĠ ALANI OLARAK KADINLAR Tesettür, her iki cinse şamil olmasına rağmen yaşadığımız dönem itibariyle kadınların örtünme emrini ihlal etmeleri toplumun dini kimliğinin ve bu kimliğin nişanelerinin toplumdan sökülmesine ve kaybolmasına temel teşkil eden illetlerdendir. Bu gözüken hakikat tesettür konusunu kadınlar bazında işlemeye öncelik teşkil etmektedir. Bir toplumun bozulmasında veya ıslahında kadınların ve onlara ait değerlerin muhafaza edilmesi öncelik arz eden temel esaslardandır. Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bu durumu şöyle ifade buyurmuştur; مع سن ر ي ب أ م مل م ا ق ما مل م اس ل با م ل ر ا معل م س م م " م ا ت م م ل س م سع ب د ف ب سلن مة م ب سل م د د ب مع س أ م سا م ة م س ب مي س م ا ان م ب م ا ب " ال م جا بل معل م Üsame ibni Zeyd Radıyallahu anh anlatıyor; Rasulullah Sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Benden (vefatımdan) sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakmadım. 12 Yani ümmetin geriden gelenlerine en büyük imtihan Peygamber Efendimizi görememek ve kadınların toplumda açacağı tahribatlardır. Bu nedenle kadınlar, bir toplumun ıslahında ve ifsadında (bozulmasında) ana etkenlerden biridir. Yaşadığımız dönem itibariyle her türlü reklâm aracı olarak kullanılan kadın değil mi? Ticaret hanelerin reklâm panolarında da kadın resimlerinin olduğunu görmekteyiz. Kadınlar ile alakası olmayan birçok iş yerinde dahi 'müşteri ve iş sahibi için daha iyi oluyor (!) veya ucuz işçi' mantığı ile kadınlar dinin emir ve yasaklarına aykırı olarak çalıştırılmıyor mu? Sağlı sollu cadde kenarlarında ve refüjlerinde kadınların resimleri para kazanmak için ticaret malı gibi kullanılmıyor mu? Yani herhangi bir kadının fiziki güzelliği, helalden doymak bilmeyen hayvani hisleri zirvede olan insanların keselerini doldurmak için kullanılmıyor mu? Bu ve benzeri sıralayacağımız nice sorular, Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem'in haber verdiği gibi kadınların toplumun bozulmasında öncelikli etkenlerden olduğunu açık olarak gözler önüne sermektedir. Hayâ perdesinin en önemli nişanesi olan örtünmenin terk edilmesi ile birçok kötülüklerin de hızlandığı bilinen bir gerçektir. Hayâ imandandır hadis-i şerif-i işte bu hakikate işaret etmektedir. Hayânın kalktığı fert, aile ve toplumdan imanın kokusu, vahyin bereketi, takvanın süsü, imanın niģanesi, amel-i Salih, güzel ahlak, dini ve dünyevi kalitenin zeminini oluģturan kiģilikli olmak da beraberinde kalkar gider. İşte hayâ imandandır hadis-i şerifi bunu anlatmaktadır. Hayânın kalktığı toplum ilahi ikazlar ile uyarılır ve belalarla terbiye edilir. Bu konuda denilmiştir ki; Dört şeyin olduğu beldenin insanları belalardan korunmuştur; 1-) Adaletli, zulmetmeyen idareci, 2-) Hidayet üzere âlim, 3-) İyiliği emreden kötülükten sakındıran, ilim öğrenmeye ve Kur an a yönlendirme yapan evliya, 12 Buhari, Sahih, Nikâh, 17. 6

4-) Cahiliye dönemi açıklığı ile açılmayan tesettürlü kadınlar. 13 Bu belirtilenlerin bulunmadığı toplumlar belalara uğrarlar. İdarecilerin Allah Teala nın rızasına uygun davranmaması, âlimlerin ehlisünnet ve l-cemaat yolundan uzak olmaları, evliyaların helal ve haram noktasında irşada riayet etmemeleri, müritlerinin ilim öğrenmelerine gerekli önemi vermemeleri ve Kur'an-ı Kerim i yaşamaya yönlendirmede yeterli hassasiyeti göstermemeleri azabın ve birçok belanın toplumlara inmesinin sebepleridir. أ م بي ط ماا ب د س ب معل ب ي م ع س م ي ا مع سن مع ب م ا ب م م سل م ر ي " م ا س م م ا معل م س ب ا م ل ر ان رب ب ي أ م س م ان ما ب ف ب ي م ا م بك س م م ر Ali b. Ebi Talib Radıyallahu anh'dan rivayetle Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Hayâ güzeldir, ama kadınlarda daha güzeldir. 14 İşte bu veciz hakikatten yola çıkarak hayâ muhafaza edilirse imanî değerler de bununla birlikte toplumda tekrar en güzel şekli ile tesis edilecektir. Bu nedenle kadınların güzel ahlakın yayılmasında toplumda daha öncelikli ve gayretli olmaları çok büyük önem arz etmektedir. Kadınlar tesettür emrine riayet, çocuk eğitimi, ev içinde israfsız bir hayat, eşine karşı hürmet ve muhabbet, ifadede sadelik, sadakat ve incelik, kulluk vazifesinde gayret; dinî noktada eşini ve insanları tıkayıcı olmamak gibi esaslara teveccüh gösterirlerse kendilerinde, ailelerinde ve toplumda değer taşları yerine oturmaya başlayacaktır. Huzurun, saâdetin ve ilahi sevginin kendini hissettirdiği bir dünya hayatı yaşanacaktır. Belirttiğimiz bu güzel hallerin ve hayânın tesisi de tesettür ile başlar. Tesettür emrine riayet edilmediği müddetçe hayâ iddiasında bulunmayı Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem hayâ olarak kabul etmemiştir. Sahabe-i kirama, yalnız bir mekânda gusül alırken de üzerlerine örtülerini almalarını emretmiş, sahabenin ف م بإ م ما من أ م م د ن ما ماا ب ا bizden biri yalnızken de mi avret yerini örtsün? sorusuna " ف ماا ت مب ا ا مك م ت م عاا م أ م م ق م سن ي س ل م س م ا بمن س " Allah Teala hayâ edilmeye daha hak sahibidir 15 bir rivayette de ما أ م م ق أ م سن ي س ل م س م ا ب سن ب م ان را با " " Allah Teala kendisinden hayâ edilmeye insanlardan daha hak sahibidir' 16 buyurarak insanın kendi başına olduğu anlarında da örtüsüne dikkat etmesinin hayâdan olduğunu açıklamıştır. Yalnızken zaruret olmadıkça avret yerlerini açılmaması gerektiğini emir ve tavsiye buyurmuştur. Bu nedenle bu rivayette de görüldüğü gibi hayâ, örtünmek ile ifade edilir ve korunur. 13 Kurtubi den naklettiğimiz bu cümlenin Arapça metni şöyle; ق ل: ل لدة يك ن ف ا أاعة ف ل ا عص ن ابال : إ ام عادل يظلي عااي عل سب ل ا د يايخ ي ل ن اا عل ف ين ن ع ا نكل ي ل ن عل طل اعلي ا لآن ن اؤ ي ل ات يلبلج تبلج اجا ل ة أل ا 14 Ed-Deylemî, el-firdevs bi Me suri l-hitab, c.3. s.92. H.No; 4258; El-Hindî, Kenzu'l-Ummal, c.16. s.175. H.No; 44168. 15 Ebu Davud, Sünen, el-hammam, 3. H.No; 4017; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5. s.3. 16 Ebu Davud, Sünen, Hamam, 3. H.No; 4017 7

"Hayânın yaşı olmadığı gibi hayâyı koruyacak tarzda örtünmenin de esasında belli bir yaş sınırını yoktur. Çocuklar dahi yasına uygun olarak örtünmeleri gerekir. Örtünmek hayâdan olduğu için dinen sorumluluk çağına ulaşmamış evlatlarımızın örtünmesi için bir yaş sınırı gözetilmemelidir. Çocuklar da yaģına göre ve edebi koruyacak şekilde giyindirilir. Hayânın yaşı olmadığı gibi örtünmenin de esasında belli bir yaş sınırı olmaz. Hayâyı bozan her şey bu nedenle yasaklanmıştır. Açıklık; dini bir ihtiyaç ve gerek olmadan kadınların erkeklere, erkeklerin kadınlara bakması, fertlerin çirkin konuşmaları, müstehcen fıkralar, sözler ve daha nice hayâsızlıkların tamamı dinimizde yasaktır. TESETTÜRÜN ZITTI TEBERRÜCTÜR. Tesettürün karģıtı teberrüctür. Teberrüc; kelime manası olarak; yükselmek ve açığa çıkmak manasına gelen berece kelimesinden türemiş bir kelime olup; kelime manası olarak; açığa çıkmak, süslenmek, açılmak, saçılmak ve kadının süslenip kocasından başkasına görünmesi, süsünü ve güzelliklerini kocasından başkasına göstermesi gibi manalara gelmektedir. Teberrüc ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde yasaklanmış ve bazı çeşitleri bizlere örneklendirilmiştir. Dini bir kavram olarak teberrüc Ģöyle tarif olunabilir; kadınların dinen örtülmesi gerekli olan azalarını açarak mahreminden başkalarının göreceği şekilde açılıp saçılmaları ve tesettürü terk etmeleridir. TEBERRÜCÜN/AÇIKLIĞIN ÇEġĠTLERĠNDEN BAZILARI; 1-) Kadının dış kıyafetinin ve giyinme tarzının dinimizin emrine uygun olmaması. Kadınların dinen örtülmesi gerekli azalarını açmaları teberrüctür. Kadınların örtmeleri gerekli olan yerler el ve yüz hariç tüm bedenleridir. Dinimizde kadının fitne ve fesat gibi olumsuz durumlar yoksa ellerini ve yüzlerini açmaları caizdir. Fitnenin olması durumunda yüzün ve ellerinde kapatılması gerekir. Kadınların ince ve dar kıyafetler giyinerek bedenlerini kapatmaları teberrüctür. Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem ince ve dar kıyafet giyinen kadınları giyinmiģler ama açıklar olarak nitelemiştir. Çünkü elbise ince ve dar olunca altını gösterir ve belli eder. Bu ise dinin emri olan tesettüre uygun olmayıp, haramdır. 2-) Dışarı çıkarken kadının makyaj yapması. Dışarı çıkarken makyaj yapmak tesettürlü ve tesettürsüz her kadına yasaktır. Kadınların mahremi olmayanların göreceği şekilde gözlerine sürme çekmeleri, kınalı ellerini yabancı erkeklerin görmesi ve yüzük, bilezik gibi ziynetlerinin yabancı erkekler tarafından görülmesi de teberrücün örneklerindendir. Kadınların mahremi olmayan erkeklerin hissedeceği yerde güzel koku kullanmaları da teberrüctür. Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, nikâh düşecek erkeklerin önünden güzel koku sürmüş olarak geçen kadınları zaniye diye adlandırmış ve şöyle buyurmuştur; م ا ب مع سن مع ب ان رب ب م س م ا مع س م ب م م م م م م " ا م ب بجد باي م م ا ف م ب م ي ق ما مل ب م م ل ري ا معل م س م م " ب م س سل م سعط م م ل بت ا س م س لأ مة ف م م رل ست معل م ا س م س ب سل ر Ebu Musa Radıyallahu anh'tan rivayetle Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur; Bir kadın güzel koku sürüp bir topluluğa uğrarsa ve o topluluk onun ko- 8

kusunu hissederse o kadın şöyle şöyledir. 17 Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem in hadis-i şerifinde geçen şöyle şöyledir sözü, o kadının zaniye olduğundan kinayedir. 18 Bu konudaki diğer bir rivayette zaniye م ة ر kullanılmıştır: ifadesi aşikâre م ي م ن ب / Bir bayan أ ي م ا س م لأ مة د س سل م س عط م م ل ست ف م م رل ست ب م س د م ا ب م بجد باي م م ا ف م ب güzel koku kullanırda bir topluluğa uğrarsa ve onlar da onun kokusunu alırlarsa o kadın zaniyedir. 19 3-) Kadınların mahremlerinin dışındaki erkekler ile aynı mekânlarda beraber oturmaları. Bir kadın için mahrem ebediyen nikâhı kendisine haram olan birinci derecedeki akrabalardır. Bunların dışında nikâhı haram olmayan kayın, dayı-amca çocukları, teyzehala çocukları vb. birbirleri ile evlenmeleri caiz olan karşı cinsler ile bir mekânda oturmak caiz değildir. Çünkü bunlar ile evlenmek haram değildir. م ا ب مع سن م رن م اس مل با ر ي ا ب ف م ما مل م ل ري ا معل م س م م ق ما مل ب ي را س ي م اد مل معل م ان م ب سل م ب دل م ا مع س ع سلب م ة م س ب م عا ب س من س م صا با ت م اج ل ر م "أ مف م لأ سي س م ا س م س م " ق ما مل م ا س م س ا س م س Utbe bin Âmır Radıyallahu anh'tan rivayetle Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur; Kadınların yanına girmekten sakının! Ensar dan bir Sahabi Sen kayını mı haber veriyorsun? diye sordu, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem Kayın ölümdür buyurdu. 20 4-) Kadınların mahremi olmayan erkekler ile kırıtan sesleri teberrüctür. Kadınların erkekler ile konuşmak zorunda olduklarında ses tonlarını kendi aralarında kadınlar ile konuşur gibi tutmaları da açıklığın bir çeşididir. Kur an-ı Kerimde kadınların kırıtan sesleri haram kılınmış ve kadınların erkekler ile konuşurken dinen maruf kabul edilen şekilde olması gerekir. Dinen maruf bir ses ise fitne meydana getirmeyecek şekilde vakur olmalıdır. Kadınların ayaklarında ki halhal sesleri yasaklandığına göre; şer'i bir ihtiyaç olmadıkça erkekler ile konuşmaktan kaçınmayı dinin bir emri olarak değerlendirmek gerekir. 5-) Güzel yüzlü bir bayanın, nikâhı helal olanlara karşı yüzünü açması teberrüc örneklerindendir. 6-) Kadınların dini bir ihtiyaç ve zaruret olmadan çarşı pazarlarda dolaşması da teberrüc çeşitlerinden biridir. Kadınların evlerinde namaz kılmaları mescitlerde namazlarından daha hayırlı olduğuna göre evlerinde vakarla oturmaları çarşı pazarlarda dolaşmalarından evlerinde namaz ile mukayese edilmeyecek derecede daha hayırlıdır. 7-) Şer'i bir ihtiyaç dışında kadınların namahrem (mahremi olmayan şahıslar) erkeklerin avret olmayan mahallerine de olsa bakmaları teberrüc olup caiz değildir. Bu konuda şu rivayet vardır; 17 Ebu Davud,Sünen, Tereccül, 7. H.No; 4173. 18 El-Abadi, Avnü l-ma bud, 11. s. 179. 19 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.4. s. 413; İbn Hüzeyme, Sahih, c.3. s.91. H.No; 1681; İbn Hibban, Sahih, c.10. s.270. H.No; 4424; el-hakim, el-müstedrek Ales s-sahiheyn, c.2. s.430.. 20 Müslim, Selam, 20/2172; Tirmizi, Rada: 16/1171 9

ب ع سن مد ب ا م ر م ا ر ي بي ا بي ا مع سن م ا مع سن م م م رد م س أ من مان م س م اس بل با م ل ر ا معل م س م م سل م م م س ن مة م ا سل م م ة م م ا أ م رن أ رم ب جا با ب ع سن مد د م ب ب م س لن م ا ب اا س م بي ا مع سن م ف م مد م م ل معل م س م ما م سع مد م ا أ ب ق ماا م س ف م ب م سن م م ا ن م س أ مق سب م ل س أ م م سكل م ا ف م ما مل م اس ل با م ل ر ا معل م س م م سل م ر ي " س ب سن ب ل م بجب م ب ا ف م سل "ي م ا م اس مل با أ ما م س م م أ م س ع م م ي م سبص ل ن ما م م ي م سع بلف ن ما " ف م ما مل م اس ل با م ل ر ا معل م س م م سل م ر ي "أ م م مع س م ا م بن أ من سل م ا أ م س أ ما م س ل م ا ت م سبص م ب لن ب ب " Ümmü Seleme Radıyallahu anha annemiz anlatıyor; "Ben ve Meymune Radıyallahu anha Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in yanındaydık. Biz bu haldeyken birden İbn Ümmi Mektum Radıyallahu anh Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girdi. (Bu hadise bize hicab emri gelmeden önce oldu.) Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; "O gelen erkekten saklanın." Ben; "Ya Rasulullah! O bizi göremeyen ve bizi tanımayan bir a'ma değil mi?" dedim. Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; "Sizler de mi a'masınız? Sizler onu görmüyor musunuz?" 21 Hadis-i şerif, kadınların şer'i bir ihtiyaç ve zaruret olmadan erkeklere bakmalarının, hicab ayet-i kerimesi ile yasaklandığını göstermektedir. Âlimlerimiz bu hadis-i şerifi delil getirerek kadınların şer'i ihtiyaç ve zaruret gibi bir gerekçe olmadan erkeklere bakmalarının caiz olmadığına hükmetmişlerdir. Hz. Aişe Radıyallahu anha annemizin bazı erkeklere Peygamber Efendimizin omzundan bakmasını ulema iki yöne hamletmiş ve o hadise (bakıldığına dair olan rivayet) ile bir çok alim amel etmeye cevaz vermemişlerdir. 1-) Şöyle ki bazı alimlerimize göre Hz. Aişe Radıyallahu anha annemizin o hadise döneminde yaşının küçük olması nedeniyle böyle bir hadiseye, Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem izin vermiş olabilir. Bu, kanaatimizce zayıf bir ihtimaldir; çünkü Efendimiz ile evlendiğinde her ne kadar yaşı genç olsa da buluğa ermişti. Buluğa ermiş olan bir mükellef için sorumlu olmayacak yaştaydı manasına gelen yaşı küçüktü ifadesi kullanılamaz. 2-) Yukarda naklettiğimiz hadis-i şerifte belirtildiği gibi kadınların erkeklerden gizlenmesi (hicab) emrini içeren ayet-i kerime, Hz. Aişe Radıyallahu anha'nın erkekleri seyretmesi rivayeti ile amel etmeyi nesh etmiştir. Bu nedenle nasih varken mensuh ile amel edilemez. Kanaatimizce en isabetli olan görüş budur. Allahu a lem. ÖRTÜNMEKLE ĠLGĠLĠ AYET-Ġ KERĠMELERDEN BAZILARI Örtünmenin önemini anlatan ve örtünmeyi emreden birçok ayet-i kerime vardır. Bu konudaki ayetlerden bazıları ve kısa izahları; 1. AYET-Ġ KERĠME; 21 İbn Hibban, Sahih, c.12. s.389. H.No; 5576; et-teberani, El-Mu'cemu'l-Kebir, c.8. s.224. H.No; 7886; el- Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid, c.2. s.169. H.No: 2167. 10

ي م ر رل من ي م ا م ن بي آ مد م م ق م سد أ من م زا سن ما معل م سك س ي ا ب ب م اسا ي م با م س س مات بك س ي م باييا م ا بب م اا ال ر س م ما ب م م س ر ل ما ب م ب س آي م ا بت ال ر ب ا م م عل ر س ي "Ey Âdemoğlu size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. İşte bunlar Allah'ın ayetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar." 22 Ayet-i kerimede zikredilen libas ve riģ/süsleyen elbise" ifadesinden anlıyoruz ki iki çeşit elbise vardır. 1-) Avret yerlerini örten elbise; Bu ayet-i kerimede libas diye ifade edilmiştir. İnsanların örtmekle mükellef oldukları avret yerlerini kapatan her elbiseye şamil bir ifadedir. 2-) Süslenmek için giyilen elbise. Ayet-i kerimede Riş diye ifade edilmiştir. Ancak bu iki elbisede ruhu, nefsi, kalbi ve zahirî ibadetler ile bedeni saran takva ile birlikte olunca en hayırlı olmuş olur. Birinci tip elbise, her iki cinsin avret yerlerini örtmek zorunda oldukları hallerde giymeleri gerekli olandır. İkinci elbise ise; cinslerin şer'i olmak şartı ile süslenmek için birbirlerine karşı giyindikleri elbiseler olup 'süslenilecek elbise' ifadesi kadınların sokaklarda ve yabancıların görebileceği ortamlarda süsleneceği elbiseler değildir. Süslenilecek elbiseyi; dinen açılması haram olan yerleri örterek kulu Allah Teala katında hayâ süsü içinde gösteren, gösterişsiz ve dine uygun kıyafetler olarak değerlendirmek de mümkündür. Bu mana ile riş bir önceki kelime olan libas ın mahiyetine işaret etmiş olur. Yani dışarıda giyinilen kıyafetlerin de takva esasına uygun ve gösterişsiz olması manevi en büyük süstür. 2. AYET-Ġ KERĠME س أ م س م صا با ب ر م ي م س مفظ س م ف ل م ج ر م م ي سب ب دي م بين مل م ر إ ب ر م ا ظ م م م ل ب س ن م ا م ا س م سض ب ل س م م ق ل ا سل سؤ ب ن ما بت ي م غ سض سض م ب ع ا مل ب ب ر ع ا مل ب ب ر أ م س أ م س ن ما ب ب ر أ م س أ م س ن م ا ب بخ بل ب ر معل م ج ب ب ر م م ي سب ب دي م بين مل م ر إ ب ر ا ب ب ع ا مل ب ب ر أ م س آ م ا ب ب ر أ م س آ ما ب س ا م ب ة م ا ب ب ر أ م س م ا م ل م مك س أ مي س م ان ر أ م ب ال را ب ب ع م م س بل أ س ا ب ي س ب أ م س إ ب س م ن ب ب ر أ م س م ن بي إ ب س م ن ب ب ر أ م س م ن بي أ م م م ت ب ب ر أ م س ن ب س بين مل ب ب ر م ت ب م ال م جا بل أ م ب اط سف بل ا ر ب ي م ا م س ي ي م ظ س م ل معل م مع س م ا بت ان م ا ب م م ي م سض ب ل س م ب م س اج ل ب ب ر ا ب س عل م م ي م ا ي سخ ب ف م ب إ با م با م ج ب عا أ مي م ا ا س سؤ ب ن من ا م م عل رك س ي ت س فل ب من "Mümin kadınlara da söyle gözlerini korusunlar. Namus iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. BaĢörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları kız kardeşlerinin oğulları (yeğenleri), kendilerinin kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden kadına ihtiyacı kalmamış (cinsi güçten kesilmiş) hizmetçiler yahut henüz kadınların suretlerine muttali olmamış çocuklardan baģkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey Müminler! Topluca Allah'a tövbe edin ki; kurtuluşa eresiniz." 23 م م ي سب ب دي م بين مل م ر Ayet-i celilede "Ziynetlerini teşhir etmesinler" emri ile kadınların ziynet taktıkları yerleri (azaları) ile ziynetlerini (takılarını) göstermeleri yasaklanmıştır. 22 Araf, 26 23 Nur, 31 11

Ayet-i kerimede ki Görünen yerleri müstesna ifadesinden maksat ise görünmesinde bir sakınca bulunmayan yerler olup bunlar ise; örtünün dıģ tarafı, el ve yüzdür. Örtülmesi gereken uzuvları Âlemlerin Efendisi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle açıklamıştır: م بي ا مع سن م ا م رن م س س م ا م ب سن م م بي م سك دل مد مل م س معل مي م اس بل ب ا م معل م س م ا م ب ا را باق ما رق ف م م س ع م ل م ض مع سن م ا مع س معا ب مية م م ا م ي م ق ما مل: " ا إ ب ر م م م م اس ل با م ل ري ا معل م س م م ي م ا أ م س س م ا إ ب رن ا س م س لأ مة م إ ب م م ل مغ ب ا س م م ب ض ا م س ي ت م سصل س ح أ م س ن ي م ل ب سن م ب سل ر م م " و و و و ا إ و و ج و إ إ و ف ج إ Hz. Aişe Radıyallahu anha anlatıyor: Ebi Bekir Radıyallahu anh ın kızı Esma Radıyallahu anha 24 üzerinde şeffaf elbiselerle Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin (hanımı Aişe Radıyallahu anha ile beraber) bulunduğu bir yere girdi. Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem yüzünü hemen ondan çevirdi ve Ey Esma! Kadın hayız görmeye dönemine ulaģınca ondan ancak Ģuralar dıģındakilerin görülmesi caiz değildir. buyurdu ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem kendi yüzü ve ellerinin içine 25 işaret etti. 26 Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem in bu hadis-i şerifteki ifadesi örtünmenin hangi yaşta farz-ı ayın olduğunu bizlere bildirmiştir; Bir bayan hayız dönemine erdikten sonra dinimizin emri olan dış kıyafetlerini almadan yabancıların karşısına çıkmaları haramdır, büyük bir günahtır. Bayanlara özel bu adet dönemi 9 yaşında başlar. Aynı zamanda bu hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem kadınların yüz ve el dıģında ki bütün vücutlarının tam bir şekilde örtünmesi gerektiğini kesin hükme bağlamıştır. Kadının yüzünü ve elinin dışını açılabileceği dinimizin kadına tanıdığı bir ruhsattır. Bu ruhsat ise şarta bağlıdır; Eğer kadın güzel ise yüzünün ve ellerinin açılmasında bir fitneden korkulursa, o kadının bunları da örtmesi gerekir. Eğer böyle olmayıp bir kadın ihtiyar ve çirkin ise yüzünü ve ellerini açması caizdir. 27 Yukarıdaki ayet-i kerimede ziynetlerin örtülmesi gerektiği belirtilmişti. Peki, nedir bu ziynet? Ziynet; zahir (aşikâre ziynet) ve batın (gizli ziynet) olmak üzere iki kısımdır. Zahir ziynetin (kendiliğinden görünen yerlerin; el-yüz ve dış kıyafetin dış kısmı) mahrem ve yabancı bütün insanlara fitneden emin olunca açılması mubahtır. Bu zahiri ziynet yerleri ise yukarıda açıklandığı üzere yüz ve ellerdir. Batın ziynet ise yüz ve ellerin dışındaki uzuvların tamamıdır. Buraların ise ancak Allah-u Teala nın ayeti celilede adlandırdığı şahıslara gösterilmesi helaldir. Belirtilen bu şahıslardan başkasına gösterilmesi kesinlikle helal değildir. 28 Ve baģörtülerini yakalarının üzerine vursunlar. م ا س م سض ب ل س م بخ بل ب ر معل م ج ب ب ر Yani başlarını, saçlarını, kulaklarını, boyunlarını, gerdanlarını ve göğüslerini kapatacak olan başörtülerini sıkı sıkıya örtsünler. 24 Esma Radıyallahu anha Hz. Aişe Radıyallahu anha nın ablasıdır. 25 Kadınların ellerinin üzeri güzel ise el üzerlerinin dışarıda örtülmesi zorunludur. 26 Ebu Davud, Sünen, Libas, 31/4104 27 Kurtubi, El-Camiu li Ahkamil- Kur an, 12/212 28 Kurtubi, El-Camiu li Ahkamil- Kur an, 12/212. 12

Cahiliye döneminde kadınlar cahiliye adetleri üzerine başörtülerini arkalarına sarkıtırlar, boğazlarını ve yakalarından gerdanlarını gözükecek şekilde açık bırakırlardı. Sonra bu ayeti celile ile açtıkları uzuvların kapanması için başörtülerini yakalarının üzerine salmakla emredilmişlerdir. 29 Dinimiz cahiliye dönemindeki bu açıklığı yasaklamış ve başörtülerin yakalar üzerine tesettürün şartlarına uygun bir şekilde iyice indirilmesini emrederek, başların örtülmesini farz kılmıştır. Bu emirde tesettürün yalnız gerekliliği değil, özel şekli de gösterilmiştir. Kadının edep ve temizliğinin en hoş ifadesi bundadır. 30 Burada şunu hemen belirtelim ki dinimizde tesettür sadece baģörtüsünden ibaret olmadığı gibi baģlar örtülmedikçe tesettür de olmaz. Ayeti celile, mümin kadınları kapanma şekline özel bir de şekil koymuştur. Bu da başörtüyü elbiselerinin yakaları kapanacak şekilde örtmektir. Göğüslerine; cep yerlerine başörtülerini sarkıtsınlar. Bu ayeti kerimede cebin elbisenin göğüs kısmında olacağına delil vardır. Selef in Radıyallahu Anh elbiselerinin cepleri de bu şekilde idi. 31 Ayeti kerimenin bu kısmında kadının göğsünün ve boğazının avret olduğuna ve yabancılara gösterilmesinin caiz olmadığına delil vardır. 32 Ayet-i kerimedeki bu ifade ile başörtünün elbisenin yaka ceplerini kapatacak şekilde bol ve ceplerin üzerini örtecek şekilde sarkıtılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle günümüzde kadınların baģörtüsünü çene altından boyunları ile birlikte sıkıģtırmaları ve göğüslerine sarkıtmayı terk etmeleri Allah Teala nın emrettiği baģ örtme Ģekline uygun değildir. BaĢı örtmek, her türlü Ģekliyle saçları ve baģın Ģeklini gizlemelidir. Birçok hadis-i şerifte Peygamber Efendimizin örtünmüş ama hakikaten çıplak olan kadınları tarif ederken saç şekilleri örtünün altından belli olanları uyarmış ve bu tarz baş örtenlerin cennetin kokusunu dahi alamayacakları uyarısını yapmıştır. Hanefi âlimlerinden Cassas ın belirttiği gibi boyun örtülmesi gerekli bir avrettir. Bu avret yerinin örtülmesi de dinin emrettiği mahiyette boyunun şeklini belli etmeyecek mahiyette bol bir örtü ile olmalıdır. Çünkü şekli belli eden dar örtüler şer'i bir örtü olarak kabul edilmemektedir. م بي ا مع سن م ا ق ماا م س ي م س ل م ي ا ن ب م ا م ا س م ا بج م ل بت س م مل ا م را من س م ز مل ا بل ب ر معل مي " م ا س م سض ب ل س م بخ ب مية م م ا مع س معا ج ب ب ر " م م س م ل ط م ر ف ما سل م م س ل من ب ب. Hz. Aişe Radıyallahu anha anlatıyor; Allah muhacir kadınlara rahmet etsin, ne zaman ki Allah Celle Celaluh Baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar ayetini indirince, (evlerindeki) peştamallarını parçalayıp onunla başlarını örttüler. 33 م ا س من س م صا با ف ما م سن م س معل م س ب ر م ق ماا م س ا م ر م سعل ف ا م ق ماا م س زا م س م بي ا مع سن م ا ب ن ر م ا ب م ل ست ن ب : ا م را ن م ب مية م م ا مع س معا أ ا ل( ف م مي م سن م ر ف مات ر مخ سن م ب سد من إ با مي ج دا أ ج د ) ا. س م اة ان با مع Hz. Aişe Radıyallahu anha anlatıyor; (Hz. Aişe Radıyallahu Anha Ensarın kadınlarını anlatmış, onlara övgü yağdırmış ve onlar için hep iyiliği söylemiştir.) Nur Sûresi inince peştamallarına yöneldiler ve onları parçalayarak baş örtüsü yaptılar. 34 29 Ebu s-suud, İrşad u Aklis-selim ilâ Mezaya-l Kur an-il Kerim, 6/170. 30 Elmalı, Hak Dini Kur an Dili, 5/382. 31 Kurtubi, el-camiu li Ahkami l-kur an, c.12. s.213 32 Cassas, Ahkâmül- Kur an, c.3 s.461 33 Buhari, Sahih, Tefsirü-l Kur an, 30/12 13

Bu rivayette görüldüğü üzere sahabe-i kiram hanımları örtünme emri geldiğinde imanın gereği olan teslimiyeti hemen göstermişler ve evlerinde bulunan bezlerden örtünmek için kendilerine dış kıyafet yapmışlardır. Ensarın kadınlarının peştamal türü bezleri kendilerine başörtüsü yapmaları; kanaatimizce o an evlerinde örtünmek için başka bir bezin bulunmaması nedeniyle olduğu gibi aynı zamanda onların Allah Teala nın emrini tutmakta insanların beğenisini zerre kadar akıllarına getirmediklerini, onların nezdinde önemli olanın Allah Teala nın emrini tam manası ile yerine getirmek olduğunu görmekteyiz. Sahabe-i Kiram annelerimizin bu teslimiyeti ve ihlâsı, milyarlarca parayı dışarıda giyinecekleri süslü ve gösterişli başörtüsü vb. kıyafetler için harcayan mütedeyyin bayanlara (!) örnek olur da sokağa çıkarken örtünmekle süslü ve güzel olmayı değil güzelliklerini gizlemeyi ve ihlâslı amel etmeyi insanların beğenisinden daha önde tutarlar. İnşallah. 3. AYET-Ġ KERĠME م ا س م م ب عد م ب ان م ا ب اال رت بي م ي م س لج من ب ي ر ي معل ر ب ف سف م م س ر ل ا م ر م ال ر م س ب ي م س ل م سع م ا م ر ن ب مكا ا ف مل م س م معل م س ب ر ج ن ما ر ا أ م س ن ي م مض سع م ب م س م ل ل مب ل م جا دت ب بزين م د ة م أ م سن Nikâh ümidi kalmayan, oturmuş (hayız ve çocuktan kesilmiş) kadınlara ise zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini bırakmalarında kendilerine bir günah yoktur. Bununla beraber daha iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. 35 Hayızdan ve nifastan kesilmiş ihtiyar acuze kadınların baģörtülerini yakalarının üzerine vursunlar emri gereğince -gizlemeleri lazım olan süslerinden ve azalarından hiç birini göstermemek şartı ile- üzerlerindeki dış kıyafet olan çarşaf, ferace gibi dış elbiselerini bırakmalarında ve şeriatın emrettiği gibi başörtüleri ve ev içinde giydikleri vücut hatlarını belli etmeyen bol bir giysi ile dışarıya çıkmalarında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak bu hüküm kendileri ile evlenilmesi düşünülmeyecek derece ihtiyar ve acuze kadınlar içindir. Ayet-i kerimede belirtilen dış kıyafeti giymeme ruhsatına sadece nifastan kesilmiş kadınlar sahip değillerdir. Nifastan kesilen kadınların aynı zamanda kendileri ile nikâh ümidi olmayan kadınlar olması da dış kıyafetin bırakılmasında istenilen bir şarttır. Aksi halde adetten kesilmiş nice kadınlar vardır ki kendileri ile evlenilmekte ve nikâha namzet kabul edilmektedir. Bu nedenle ayet-i kerimede dış kıyafetini bırakacak olanlar evlenme ümidi tamamen kesilmiş bayanlardır. Bu şarta bağlı kadın sadece dış kıyafetini bırakır. Dışarıya çıkarken vücut hatlarını tamamen kapatmış bol ve kadını güzel göstermeyen normal bir kıyafet ile dışarı çıkabilir. Bu yaştaki bir kadının üzerindeki elbise dikkat çekici veya vücut hatlarını belli edecek derecede dar veya şeffaf olursa böyle bir elbise ile nikâh ümidi kalmamış acuze ve ihtiyar kadın da dışarı çıkamaz. Çünkü böyle bir giyinme şekli ayet-i kerimede açık olarak yasaklanan teberrüc olmaktadır. Kadınlar hayızdan ve nifastan kesilmiş olsalar da teberrüc leri yasaktır. Teberruc: Kadının süslenip süsünü ve güzelliklerini mahremlerinden başkasına göstermesidir. Geride de kısmen geniş izahını verdiğimiz teberrüc meydana geleceği için acuze kadınların dış kıyafetlerini bırakmaları ayet-i kerimedeki ikinci cümledeki kayda "teberrüc olmamasına" bağlı olarak serbest kılınmıştır. Yine; ayet-i kerimenin belirtilen kayıtlı ifadesi ile hayız ve nifastan kesilen ihtiyar kadınların süslenmeleri ve bu şekilde yabancı erkeklerin karşılarına çıkmaları yasaklanmıştır. 34 Ebu Davud, Sünen, Libas, 29. H.No; 4100 35 Nur, 60 14

Örtünme bir bayanın mevcut güzelliğini gizleyen şekilde olması gerekir. Bu bağlamda Ģunu hemen ifade edelim ki yakaları ve göğüsleri kapatacak Ģekilde olan baģörtülerinin süslü, gösteriģli ve bir bayanı daha güzel gösterecek Ģekilde olması caiz değildir. Tesettürün neticelerinden biri de kadının bedensel güzelliklerinin yabancı erkeklerden gizlenmesidir. 4. AYET-Ġ KERĠME Allah Teala, örtünmek ile ilgili diğer bir ayet-i kerime de şöyle buyurmaktadır; م ق م س ل من ف ب ي ت بك ر م م ت م ب م ر ل س ج م ت مب ل م ج ا س م جا ب ل ب ر ب ة سأل ا م مأ مق س م ب ل ب ال س ج م أ م س م ل ا سب م س م ب ي ط م مل س ي ت مط س ب ا ب س م مع سنك ي ال ر ا رص مالة م م م م اس ا م إ بن ر م ا م ا رز ماة م م أ م ب ط سع م ال ر م آت ب ي بلي د Evlerinizde vakarınızla oturun, ilk cahiliye (kadınlarının)açılıp saçılarak, ziynetlerini göstererek, yürüyüşü gibi yürümeyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah a ve Resulüne itaat edin, Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden şek şüpheyi gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. 36 Bu ayetten; kadınların evlerinde oturmaları gerektiği manası anlaşılmaktadır. Her ne kadar hitap Nebi Aleyhisselam ın hanımlarına olsa da; mana ile onların dışındaki kadınlarda bu hükme dâhildir. 37 Biz, ayet-i kerimede geçen vekarne kelimesinin iki ayrı kökten gelmesini göz önüne aldığımızda ayet-i kerimeden şu iki ayrı manayı anlarız; a-) Şer i bir ihtiyaç yok ise kadın evde oturmalı, b-) Kadın evinde de şer i bir vakar ile oturmalı. Evde yerine getirilmesi gereken vakarlı oturuş ise; teberrücten uzak olmak (tesettür emrine zıt hallerden ve teberrücün ev içindeki en tehlikelisi olan televizyon ve ev sinemasından uzak olmak), namaz kılmak, zekât vermek, Allah Teala ya ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem e itaat ve ayetleri ve hadis-i şerifleri zikretmek ile mümkündür. Bu iki manadan anlamamız gereken netice şu olmalıdır; Ey kadınlar evlerinizde vakarla oturun. Hz. Aişe Radıyallahu Anha bu ayeti okuduğunda ağlar ve ta ki başörtüsü ıslanırdı. Kendisine: Neden hac ve umre için diğer kardeşlerin gibi çıkmıyorsun? denilince; Ben hac ve umre yaptım, Allah bana evimde oturmamı emretti. diye cevap vermiştir. Ravi Hz. Aişe Radıyallahu Anha ölene kadar kendi evinden çıkmamıştır. 38 Demiştir. Kadınların dedikodudan, töhmetten, fitneden uzak durmalarının yolu şer i bir ihtiyaç olmadan evlerinden dışarı çıkmamalarıdır. Evde bulunmaları onların vakarlarına vakar katar ve onları töhmetten uzak tutarak temizler. ġer i ihtiyaç Ģunlardır; kadının ancak bunlar sebebi ile evinden dışarı çıkması uygundur: 1-) Şehir içindeki anne-babayı ziyaret etmek. 36 Ahzab, 33 37 Havva, Said, El-Esas fit-tefsir, c.8. s. 4435 38 Kurtubi, el-camiu Li Ahkami l-kur an, c.14 s.164 15

2-) Farz-ı ayn veya farz-ı kifaye olan ilim öğrenmek. 3-) Kocasının cevaplamakta yetersiz kaldığı soruyu bir âlime sormak. 4-) İhtiyacını giderecek bir kimse bulunmadığında ihtiyacını gidermek. 39 م ي ف م سل م : "ي م ا م اس مل با م ل ر ي ا بي ا مع سن ق ما مل: م م بج س ان م ا إ با م م اس بل با م ل ري ا معل م س م م ب سل ر مع س أ من م د م ا م ي م م م ال م جال باا س مف سض بل م ا س بج م ا ب د ف ب ي م سب ب بل با ت م عاا م ف م م ا ا من ما مع م ل ر ن سد باك ب ب مع م م ل ا س م جا ب ب دي م ف ب ي م سب ب بل معل م س م م ب سل ر م ا ف م بإن ر م ا ت سد باك مع م م ل ا س م جا ب ب دي م ف ب ي م سب ب بل با. با ف م ما مل: م س ق م م ع مد ست ب سنك ر ف بي م سل ب Enes Radıyallahu Anh anlatıyor; Kadınlar Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem e gelerek; erkekler sevapları kazanıyorlar ve Allah yolunda cihad ediyorlar. Bizim için, mücahitlerin amellerinin sevabına ulaşacağımız amel yok mu? diye sordular. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem; Sizden bir kimse evinde oturursa erkeklerden cihad edenlerin amelinin sevabını kazanır. buyurdu. 40 م ي ق ما مل : م بي ا مع سن مع ب ان رب بي م ل ر ا معل م س م م ب سل ر مع س مع سب ب د با م ا ا ري سط مان " " ما س م س لأ مة مع س م اة ر ف م بإ م م م ل م ج س س سل م سي م لف م م ا Abdullah Radıyallahu Anh tan rivayetle Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır; ي م ا أ مي م ا ان رب بي ق س ل بأل م س م بج ي سؤ م ي س م م ما من مف ا م ا ب ا ال ر Kadın avrettir. (Evinden) çıktığında şeytan ona gözünü diker. 41 م م ي سدن ب م ا ب ا س سؤ ب ن ب م م م ن مات ب م م ن ب س م جال م ب ب ب ب ر ما ب م أ م سدن م أ م س ن ي سع م لف س م ف مال م معل م س ب ر ب Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle; cilbaplarını üzerlerine sıkı örtünsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp ta eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah esirgeyendir, bağışlayandır. 42 Cilbab, yabancıların göreceği yerlerde kadının bütün vücudunu kapatan bol bir elbisedir. ب جال م ب ب ب ب ر " م : ا م را ن م زا م س م "ي سدن ب معل م س ب ر س بي ا مع سن م ا ق ماا م س مع س أ م سل م م ة م م ا ا ؤ س ب ر اغ س بل م ا من م ب م س م ب ب ة م ا سأل من س م صا با م م رن م عل م م م ل م ج ن ب Ümmü Seleme Radıyallahu anha anlatıyor; cilbaplarını üzerlerine örtünsünler ayeti indiğinde, Ensar kadınları sanki başlarında kara kargalar varmış gibi elbiselerle çıktılar. 43 Hz. Aişe Radıyallahu anha'nın tesettür konusundaki şu hassasiyeti onun hayâsının aynı zamanda en yüce olgunluğa çıktığını haber vermektedir. م ا س بج سلب م ا م ب م ع م ل أ م م م بت ا ف مل م م ج سلب م ب م بي ا مع سن س ب ب ق ما مل ( ال ف مل م را د ف م ا ت م م ج سلب م سب بي ا مع سن " م ب م ق ماا م س : " مان م م م س بجي م م م أ م بي ف مل م را د ف ع م ل م ا ) ف م م ا م م ب ل ا: " ماا م ب م ا ب سل بج سلب م ا با " 39 Havva, Said, El-Esas fit-tefsir, c.8 s.4435 40 El-Beyhaki, Şuabu'l-İman, c.6. s.420. H.No; 8742; Ebu Ya'la, Müsned, c.6. s,141. H.No; 3416. 41 Tirmizi, Sünen, Rida, 18. H.No; 1173 42 Ahzab, 59. 43 Ebu Davud, Sünen, Libas, 29. H.No; 4101 16

Ravi şöyle anlatıyor; "Hz. Ömer Radıyallahu anh Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına defnedildikten sonra Hz. Aişe Radıyallahu anha cilbabını alarak Efendimizin huzurunda bulunmaya başladı. Kendisine; "Sana ne oluyor da cilbab giyiniyorsun?" denildiğinde; "Bu eģimdi bu da babam, ama Ömer Radıyallahu anh oraya defin edilince cilbab almaya baģladım." buyuruyor. 44 Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Ebu Bekir Radıyallahu anh ve Hz. Ömer Radıyallahu anh'ın defin olundukları mekan Hz. Aişe Radıyallahu anha annemize ait odadır ve annemiz cilbabı kendi evinin içinde giymiştir. Bu rivayet annemizin hayâsının ve tesettür emrine bağlılığının kemâlatını bizlere beyan etmektedir. Yaşayanlara karşı açılıp saçılanlar, umulur ki vefat etmişlerin huzurunda cilbab giyinen Hz. Aişe Radıyallahu anha annemizden kendilerine bir paye çıkarırlar. ÖRTÜNMEDE BULUNMASI GEREKLİ ŞARTLAR 1-) Elbise vücudu gösterecek Ģekilde Ģeffaf ve vücut hatlarını belli edecek Ģekilde dar olmamalıdır. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem elbiselerin belirtilen şekilde olmaması halinde azaba müstahak olunacağını belirtmiştir. ب أ م س بل ان را با م بي ا مع سن ق ما مل: ي م ر ب سن مفا بن س ب سل ر ا م س ي أ م م ا م ا ق م س م ق ما مل م اس ل با م ل ر ا معل م س م م " مع س أ م بي م لي س لة م م ا م ا ر ما ب س م ا رت معا باي م ا رت م ا بال م رت ب ال م رت ب ة م ا ان را م ا م ن ب م ب س م ا رط م م سنا م ب ا ا سب م م ب ل ي م سض بل من ب ا ؤ س ر م م س سن ب م م ع س ي ا سب سخ م ي م سد سل م ا س جن رة م م م ي م بج سد من باي م م ا م إ ب رن باي م م ا ا م م جد ب س م م ب لة د م م م ب ا س م ا بل م ب ة م م." Ebu Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor; Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu: Cehennem ehlinden iki gurup vardır ki ben görmedim; (ilerde çıkacak) Bir topluluk; beraberlerinde sığırkuyrukları gibi sopalar vardır, onunla insanları döverler. Kadınlar; giyinmiģlerdir, çıplaktırlar, kendileri yoldan sapmışlardır. Başkalarını da saptırırlar. BaĢları horasan develerinin hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete giremeyecekler ve o cennetin kokusu şu kadar mesafeden hissedildiği halde kokusunu da hissedemeyecekler. 45 م بي ا مع سن ق ما مل : ك ن ف ب ي آ ب بل م س ب سع م اس مل با م ل ر ا معل م س م م ب سل ر م ي ي م ل م س م ب د با س ب مع س دل م ا مع س مع سب م اؤ س ي ما ب س م ا رت معا باي م ا رت معل م أ رل بي با م جا رل ي م س ل مب من معل م س ل دج م م سب م ا ب ال م ا ب ل ي م سن بزا من عل م أ م س م با ا س م م ا بج ب د ن ب م اؤ س ي م سأل م بي ا م مخ م د س م ن ب س ي م م س سن ب م ب ة س اب سخ ب ا س ب ع م جا ب ف ب ا س م عن ر ف م بإن ر ر م سلع ن ما رت ا م س مان م س م م ا م س ي أ رة ر ب ب س ب ا ؤ س ق م سبل مك س ي م ا سأل م بي ب ن ب م ا م س ي م م ا م م د م سلك س ي ن ب Abdullah b. Amr Radıyallahu anh anlatıyor; Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem in şöyle buyurduğunu işittim; Ümmetimin sonunda geleceklerinin arasında öyle erkekler olacak binekler gibi eğerlere binip (zamanımızdaki lüks araçlar vb) mescitlerin kapılarına inerler. Onların hanımları giyinmiştir ama çıplaktırlar. Başları üzerinde ki saçları zayıf develerinin hörgüçleri gibi olacaktır. İşte bunları lanetleyin, zira bunlar melundurlar. Eğer siz- 44 Ebu Ya'la, Müsned, c.8. s.368. H.No: 4962. 45 Müslim, Sahih, Libas, 125 H.No; 2128; Müslim, Sahih, Cennet, 52 H.No; 2128 17

den sonra başka ümmet gelecek olsa geçmiş ümmetlerin kadınlarının size hizmet etmek zorunda kaldıkları gibi sizin hanımlarınız da onlara hizmet etmek zorunda kalırlardı. 46 Bu hadis-i şeriflerde kadınların giysilerinin bedenleri tam kapatan geniş elbiseler şeklinde olması gerektiği açıklanmıştır. Giyinmiş ama çıplak olmak birkaç türlüdür.; a-) Bayanların giyindikleri elbisenin vücut hatlarını belli edecek şekilde dar olması; giyinmiş ama çıplak demektir. b-) Geniş ve boy giyinildiği halde elbisenin altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olması, giyinmişler ama çıplaktırlar manasına gelmektedir. Belirtilen bu hükümler örtülmesi gerekli tüm uzuvlar için geçerlidir. Bu nedenle kadınların başörtüsünün altından belli olacak şekilde saç örgülerini topuz vb. şekilde toplamaları örtülmesi gerekli saçların şeklinin belli olması nedeniyle giyinmişler ama çıplaklar manasına gelir. Bu durum hadis-i şerifte de açık olarak zikredilmiş ve saçların baş üzerinde başörtü altında toplanmasını peygamber efendimiz başları horasan develerinin hörgücü gibi diye benzetme yaparak yasaklamıştır. م ا را باق ما رق م ي ا مع سن م ا أ م ر ن أ م س س م ا م ب سن م أ م بي م سك دل مد مل م س معل م ان رب بي م ل ر ا معل م س ب م م سل ر م ي م معل م س م ا ب مع س معا ب مية م م ا ب ف م م س ع م ل م ض مع سن م ا Hz. Aişe Radıyallahu anha anlatıyor; Ebubekir Radıyallahu anh ın kızı Esmâ Radıyallahu Anha Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem in yanına girdi, üzerinde ince elbiseler vardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem yüzünü hemen O ndan çevirdi. 47 2-) Kadının giydiği elbise Ģer an ve örfen erkeklerin giydiği elbiselerden olmayıp kadınlara özel elbise olmalıdır. م بي ا مع سن مع ب س ب معب را دا م ا م م ب ال م جا بل باان م ا ب ا س ل م ميب ب م ي م ا مع ب ان رب بي م ل ر ا معل م س ب م م سل ر م ان ما ب ا م م ع م ا س ل م ميب م ا بت ب باال م جا ب ل م İbni Abbas Radıyallahu anhuma anlatıyor; Nebi Aleyhisselam Efendimiz kadınlardan erkeklere, erkeklerden kadınlara benzemeye çalışanlara lanet etti. 48 م ي ا رلج م ل ي م سلب م ا سب م ة م ا س م س لأ مة ب م ا س م س لأ مة م ت م سلب م ا سب م ة م م ي ا مع سن ا م م ع م م اس ل با م ل ر ا معل م س ب م م سل ر مع س أ م بي م لي س م لة م م ا ب ا رلج بل. Ebu Hureyre Radıyallahu Anh anlatıyor; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lanet etti. 49 م بي ا مع سن م ا إ ب ر ن س لأ مة ت م سلب م ان ر سع م ل ف م ماا م س ل با "ا م م ع م م اس بي ا مع سن ق ب مل ا م بعا ب مية م م ا م مع ب س ب أ م بي ل م س مكة م م ا م ي ا لج ل مة م م ب ان م ا ب م ل ر ا معل م س م م ب سل ر 46 El-Heytemi, Mecmeu z-zevaid, c.5. s.240. H.No; 8612; el-hindi, Kenzu l-ummal, c.16. s.513. H.No; 45105. 47 Ebu Davud, Sünen, Libas, 31. H.No; 4104 48 Ebu Davud, Sünen, Libas, 28.H. No; 4097 49 Ebu Davud, Sünen, Libas, 28. H.No; 4098; Ahmet Bin Hanbel, Müsned, c.2. s.325 18

İbn-i Ebi Müleyke Radıyallahu Anh anlatıyor; Erkek ayakkabısı giyen kadın hakkında, Hz. Aişe Radıyallahu Anha ya soruldu; Hz. Aişe Radıyallahu Anha; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınlardan erkekler gibi olmaya çalıģana lanet etti. diye demiştir. 50 Buradaki ayakkabıdan maksat; erkeklere has olan ayakkabılardır. Bu rivayetten anlaşıldığı üzere kadınların erkekler gibi giyinmesi ve erkeklere has kıyafetleri tercih etmeleri caiz değildir. Zamanımızda ortaya çıkartılan giyinme şekillerinde bunu fazlaca görmekteyiz. Öyle ki; dış kıyafetlerin altından giyilen pantolonlar bunun örneğidir. Kadınların geniş dış kıyafetin altından da olsa pantolon giyinmeleri mekruhtur. 3-) ġer'i elbise mahrem bakıģları kendisine çeviren renklerden olmamalı. Açık renkler şer i tesettüre uymadığı gibi; parlak ve açık ton elbiseler de yabancılar (nikâhı helal olan şahıslar) karşısında bir bayanın giyeceği elbise değildir. Böyle bir elbise normal şartlarda dış kıyafet olarak kullanılmaz. Yabancıların görebileceği elbise koyu ve parlak olmayan renklerden olmalıdır. Rabbimiz, ayet-i kerime de kadının giyindiği dış kıyafetin kadının tanınmasına engel olacak şekilde olması gerektiğini bildirmiştir. ما ب م أ م سدن م أ م س ن ي سع م لف س م ف مال م ي سؤ م ي س م م ما من مف ا م ا ب ا ال ر Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah esirgeyendir, bağışlayandır. 51 Ayet-i kerime de ki bu cümleden kadınların giyindikleri dış kıyafetin rengi uzaktan bakıldığında belli olmayacak mahiyette koyu veya gri renklerden olmalıdır. 4-) ġer'i elbise kâfirlere benzemeye sebep olan elbiseler olmamalıdır. Birçok ayet-i kerime ve hadis-i şerif ile müminlerin her türlü hallerinde kâfirlerden uzak olmaları emredilmiştir. Kadınların örtünmesi bir kişinin Müslümanlığının şiarlarındandır. Yani diğer şiarlar gibi örtüde bir bayanın müslümanlığına delalet eder. Bu nedenle bu örtünün dinimizin emrine uygun olması gerekir. 5-) Kadının yabancıların göreceği yerde giyineceği elbise kokulu olmamalıdır. Üzerine koku sürülmüş kokulu elbiseleri dışarıda giymek haram olduğu gibi. Dışarı çıkarken bir bayanın güzel koku kullanması da haramdır. Aynı zamanda kokusu başkaları tarafından hissedilen krem kullanmakta aynen koku kullanmak gibi olup; caiz değildir. 6-) Elbise kibre ve diğer kötü ahlaklara sebep olmamalıdır. Kadının veya erkeğin giydiği elbise kibre sebebiyet verecek şekilde olmamalıdır. Kadının elbisesi onu güzel gösterecek şekilde olmamalı. Çünkü cilbab emrindeki bir hikmet de kadının güzelliğini yabancı erkeklerden gizlemektir. Bunun için elbise kadının güzelliğini gizleyen şekilde olmalı. Aynı zamanda elbise şöhret için olmamalıdır. Bu konu ile ilgili rivayetlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: 50 Ebu Davud, Sünen, Libas, 28. H.No; 4099 51 Ahzab, 59 19

م ي م ي ي م سنظ بل بي ا مع سن مع ب ان رب بي م ل ر ا معل م س م م ب سل ر ب ب ا " م س م ج رل م س م م ب د با مع س أ م م ال م م ا م س مع س مساا ب بي س ب مع سب ا إ با م س ب ي م س م م ا س ب م ا م ب ة " Salim b. Abdullah, babasından rivayetle Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kim, kibirli bir Ģekilde elbisesini yere sürerse, Allah Teala kıyamet günü ona bakmaz. 52 م ي م بي ا مع سن ق ما مل م اس ل با م ل ر ا معل م س م م ب سل ر مع ب س ب ع م م ل م ا م س م ا ب ا ر د ة." " م م س م ا س م لة د أ ما سب م ا ي م س م م ا س ب م ا م ب ة م س ا مب ب İbn-i Ömer Radıyallahu anh dan rivayetle Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Kim şöhret elbisesi giyerse Allah Teala kıyamet gününde ona zillet elbisesini giydirir. 53 Şöhret elbisesinden maksat; elbisenin renklerinin toplumun giydiği elbise renklerine uygun olmaması sebebi ile toplumda meşhur insanların nazarı dikkatini celp etmesidir. Böyle bir elbise ile kibirlenmek ve ucuba kapılmak hadis-i şerifte belirtilen neticeyi ortaya çıkarır. 54 Bu izahta geçen toplumun giydiği renklerden maksat dini bilgi ve yaşantısı kemal bulmuş bir toplumun giyimde tercih ettiği renklerdir. Yoksa bu asırda fasıklığı açık ve giyinmekte Allah Teala nın rızasından fersah fersah uzak düşünen ve davranan bir toplum tarafından seçilen renkler değildir. Böyle bir toplumun tercihi hiçbir öneme haiz değildir. س لأ مة ر م ي مجاا ر ب ف بي ا س م س بج ب د إ ب س مد م ل م ب م بي ا مع سن م ا ق ماا م س م سن م م ا م اس ل با م ل ر ا معل م س م م ب سل ر مع س معا ب مية م م ا ب زي س ن مة م ت م س لف ل ف ب ي بين م د ة ا م م ا ف ب ي ا س م س بج ب د. ر ي ا سب ب م ا م س ي مع س ب سل م ف م ما مل ان رب بي م ل ر ا معل م س م م "ي م ا أ مي م ا ان راا ب ن س م س ن ب س م م اؤ س ي ا بزين مة م م ت م ب م سخل م س ل من ف ب ي ا س م م ب ة م ال م ب م سخل بل ف ب ي ا س م س بج ب د. ا بج ب د." م ن ب ف م بإ رن م ن بي إ ب س س م ل م ب ل ا م س ي ي سل م عن م ل ر ا مب ب از ين م Hz. Aişe Radıyallahu anha anlatıyor; Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescitte oturuyordu. Bir de mescide süslenmiş ve süslerinin içinde kibirle yürüyen bir kadın girdi. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; Ey insanlar! Hanımlarınızın süslü giyinmelerine ve mescitte kibirli yürümelerine engel olun. Çünkü hanımları süslü giyinip mescitlerde gururlu yürüyene kadar Ġsrailoğullarına lanet olunmadı. 55 Bu hadisi şerifte buyrulduğu gibi kadınların süslü ve gösterişli kıyafetlerle yabancı erkeklerin karşısına çıkmaları ve kibirli yürümeleri yasaktır. AÇIKLIĞIN ZARARLARINDAN BAZILARI 1-) Kadınların dış kıyafetsiz ve tesettürsüz sokakları çıkmaları her şeyden önce Allah Teala ya ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem e isyandır. Rabbimiz kendisine ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'e isyan edenler hakkında şöyle buyurmaktadır; 52 Buhari, Sahih, Libas, 2 53 İbn Mace, Sünen, Libas, 24. H.No;3606 54 Azimabadi, Avn ul-ma bud, c.11 s.58 55 İbn Mace, Sünen, Fiten, 19. H.No; 4001 20