Üç Kardeş. - Öldüğümde kabrime tuz taşından bir mezar dikin, bazen de kabrimi ziyaret edin!



Benzer belgeler
TİLKİ İLE AYI Bir varmış bir yokmuş, Allah ın günü çokmuş. Zamanın birinde bir tilki ile bir ayı yaşarmış. Bir gün bunlar ormanda karşılaşmışlar ve ar

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen

2.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

Kahraman Kit Misafirlikte

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

Atıp tutmadan, Çekip uzatmadan, Yeter artık dedirtmeden Bir masal anlatayım size:

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

Kahraman Kit Misafirlikte

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ

ÖZEL KIRAÇ ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ RAPORU (NİSAN 2015) KARŞILIKSIZ İYİLİK YAPMAK

PERİ KIZI * * TEZEL, Naki; Türk Masalları I, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1990.

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

ALADAĞLAR - Kaldı Doğu Sırtı (3723m.)

Tam Ekran İçin f5 basınız.

9-11 Aralık 2016 Erciyes Dağı Kış Tırmanışı Faaliyeti Raporu Hazırlayan: Katılımcılar: Amaç: Hava Durumu: Ay durumu: Kamp Malzemeleri:

Solunum Alıştırmaları Alıştırma 1

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

TEKRAR. Genç Brezilyalılar topla yatıp topla kalkar. Kazanmak için yaşarlar. Köklerine inerek orijinal futsal hız hareketlerinin bazılarını öğren.

ISBN :

LEVENT TURHAN GÜMÜŞ. Dalgacık ile Yakamoz un Masalı ve Işıklı Kaplumbağa Adası adlı iki kitabı Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Zihnindeki Sonu Hayal Et, İstediğini Elde Et! Eski zamanlarda üç yolcunun yolu çölde düşer. Kurumuş bir nehir... Sevgi Tunalı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Elbette diyerek cevapladı güzel kız ve gözlerini yine kaldırmayıp Moses in yzüne bakmadan, kendi de ona bir soru sordu:

SİTEMİZE EKLENEN METİN KİTABIM-1 VE METİN KİTABIM-2 ADLI DÖKÜMANLARI OKURSAK HEM OKUMA HIZIMIZ ARTACAK HEM DE OKUDUKLARIMIZI ANLAYACAĞIZ.

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Kazma, Krampon, 30m yarım ip, kısa buz vidası, birkaç çeşit sikke ve yeterince perlon ve pursik. Kullanılan

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Benimle Evlenir misin?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?


BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Erkek, dişiden hamile kalır. Ne hayvan ama değil mi! Erkek denizatı, kesesindeki minik yumurtalara gözü gibi bakar. Bu arada yumurtaların yanına

Artvin, Şavşat Karagöl Arazi Kampı

STRES YÖNETİMİ DURUŞLAR VE GEVŞEME YÖNTEMLERİ

İhmal Amca DESTANLAR VE MASALLAR BOYALI KIRLANGIÇ. Masal. Resimleyen: Turgut Keskin

Doğum günün kutlu olsun Büyük Usta

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Okutunuz ve defterlerine yazdırınız 1 abla abdest kablo Sabri tablo tablet tabla kablo baba bakır kaba soba bayrak kabak badem bakkal Banu bal balık

Öğ. Rasim KAYGUSUZ. 19 Mart 1973 Tarihli ve 1738 sayılı Tebliğler Dergisi ile ilk okullara tavsiye edilmiştir

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu:

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

CİN ALİ İLE BERBER FİL

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın.

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Derleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Vakti zamanında bir padişahın üç kızı varmış. Padişah bir gün vezirini -anma alarak geziye çıkmış.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

VEFA SADAKAT ŞUBAT-2018

ÖZEL VEGA ANAOKULU Öğretim Yılı 3 YAŞ KELEBEKLER SINIFI

Transkript:

Üç Kardeş Vaktiyle, üç oğlu olan bir baba varmış. Uzun bir ömür sürdükten sonra baba hastalanmış. Ecelinin geldiğini anlayınca üç oğlunu yanına çağırıp vasiyet vermiş: - Öldüğümde kabrime tuz taşından bir mezar dikin, bazen de kabrimi ziyaret edin! Baba ölmüş. Üç kardeş babalarının vasiyetini yerine getirmiş. Gömdükten sonra kabrinin başına tuz taşı dikmişler. Bir süre sonra üçü de babalarını kabre ziyarete gitmiş. Ziyaretler tekrarlandıkça mezar taşının alçaldığını fark etmişler. Büyük olan kardeş: - Babamızın mezar taşı günden güne alçalıyor, bunu beklemeliyiz, demiş. Diğer ikisi bu öneriye razı olmuş. Kabri beklemeye ilk üç gece büyük kardeş gitmiş. Taşın yüksekliğini işaretleyip beklemeye koyulmuş. Üç gecelik nöbet sırasında da uyuyakalmış. Doğal olarak taş da alçalmış. Babalarının mezar taşını beklemek üzere ikinci nöbeti ortanca kardeş almış. Ağabeyi gibi üç gece boyunca da uyuyakalmış. Üçüncü gün baktığında mezar taşının daha da alçaldığını görmüş. Mezar taşını beklemeye son olarak küçük kardeş gitmiş. Bir zaman sonra gözlerinden uyku akmaya başlamış. Ama kendisini zorlamış, uyumamış. Vakit geceyarısını geçmiş. İşte o zaman gökyüzünden mezar taşının üstüne doğru bir karartı inmeye başlamış. Karartı yaklaşıncaya kadar sesini çıkarmamış. Sonra: - Hey, karartı, necisin sen? İn misin cin misin? demiş. Daha da yaklaşan karartıdan cevap alamamış. Genç oğlan yayını gerip bir ok atmış. Karartıya bir zararı dokunmamış. Karartı ine ine babasının mezar taşına kapanıvermiş. Genç oğlan da sıçradığı gibi onun üstüne oturmuş. Karartı, üstündeki genç oğlanla birlikte yedi kat göğe zıplamış. Fır fır dolandıktan sonra geri yere inmiş. Yağız ata dönüşmüş. Şaha kalkıp çifteler savurduktan ve iyice silkelendikten sonra: - Artık sırtımda hiçbir şey kalmamıştır, demiş. Üstündeki genç oğlan: - Doğru, sırtında benden başka hiçbir şey yok, demiş. O zaman yağız at cevap vermiş: - Bu geceden ve bugünden itibaren sahibim sensin. Başın sıkıştığında şu kılı yak hemen yetişirim.

Kuyruğundan koparttığı kılı genç oğlana verdikten sonra gitmiş. Genç oğlan kılı cebine koyduktan sonra ikinci gece de babasının mezar taşını beklemeye başlamış. İlk geceki gibi gözlerinden uyku akmaya başladığı sırada, gökten bir karartı inmeye başlamış. Ak karartı iyice yaklaşıncaya kadar genç oğlan sesini çıkartmamış. Sonra: - Yaklaşma sakın ak karartı! Canını yakarım, demiş. Karartı durmamış. Genç oğlan yayını gerip ak karartıya bir ok atmış. Ak karartıya bir zararı dokunmamış. İne ine babasının mezar taşının üstüne kapanıvermiş. Babasının kabrini bekleyen genç oğlan da sıçradığı gibi ak karartının üzerine oturmuş. Ak karartı üstündeki delikanlıyla birlikte yedi kat göğe yükselmiş; fır dolana geri yere inmiş, kır ata dönüşmüş. Şaha kalkıp çifteler savurup sonra bir iyice silkinmiş: - Artık sırtımda bir sinek bile kalmamıştır, demiş. Kır atın üstündeki delikanlı: - Doğru, sırtında benden başka hiçbir şey yok, demiş. O zaman kır at, kuyruğundan bir kıl kopartıp delikanlıya uzatmış: - Artık senin emrindeyim. Başın sıkıştığı an, sana gerekli olduğunda bu kılı yak, hemen yetişirim, demiş. Genç oğlan kılı cebine koyup kır atı serbest bırakmış. Nihayet üçüncü gece gelmiş. Küçük kardeş babasının mezar taşını beklerken, yine ilk geceki gibi gözlerinden uyku akmaya başlamış. Üçüncü gece mezar taşına inen karartı da delikanlıyı sırtından atamayınca doru ata dönüşmüş. Doru at da diğer iki at gibi: - Artık senin emrindeyim. Başın sıkıştığı an, sana gerekli olduğum zaman bu kılı yak, hemen yetişirim, demiş ve kuyruğundan çıkarttığı kılı ona vermiş. Sonra doru donlu at da diğerleri gibi savuşup gitmiş. Üç gün üç gece böylece geçtikten sonra, iki büyük kardeş küçük kardeşlerinin babalarına ait olan mezar taşını nasıl beklediğini görmek için yanına gitmiş. Taşın alçalmadığını, işaretlenen yerde durduğunu görmüşler. Bu arada iki ağabey bir beyin at yarışı düzenlediğini duymuşlarmış. Bey kimin atı birinci gelirse sahibine kızını verecekmiş. İki büyük kardeş yarışı görmek, belki de katılmak için hazırlanmış. En küçükleri onlardan kendisinin de götürülmesini istemiş. -Senin ne işin var, ne yapacaksın orada, demişler.

At yarışında birinci gelecek olana beyin kızını vereceği şenliğe katılmak için iki büyük kardeş babalarından kalan eşeğe binerek yola çıkmışlar. Küçük kardeş, ağabeyleri gittikten sonra dışarı çıkmış. Yağız donlu atın verdiği kılı cebinden çıkartmış. Merakla kılı yakmış. Kıl daha yanıp bitmeden yağız donlu at karşısına dikilmiş. Güzelce hazırlanıp ata binmiş, bey şölenine katılmak üzere yola çıkmış. Eşekle giden ağabeylerinin arkasından yetişmiş. Onlara selam vermiş, cevap almaya kalmadan gözden kaybolmuş. Ardı sıra bakan iki kardeş şöyle demiş: - Bu atlı bize de, evde bıraktığımız biraderimize de benzemiyor. Yağız donlu at, binicisi dizgin boşalttıkça rüzgarla yarışmış, dizginleri kastıkça arşa sıçramış, sahibini düğün evine ulaştırmış. Köye girer girmez karşılaştığı kalabalığa şenliğin nerede olduğunu sormuş. Onlardan bilgi alıp bey kapısına gitmiş. Kapıda duran beye selam vermiş. - Atı birinci gelene beyin büyük kızını vereceğini işittim geldim, demiş. Bey: - Atlı, sen geç kaldın. Cins at sahipleri yiğitler yola çıkalı tam üç gün üç gece geçti, demiş. -Sayın bey, yarışta birinci gelmenin koşulu nedir? Bu koşulu yerine getirmeye çalışacağım. Bey cevap vermiş: - Başlam ın eteğinde bir pınar vardır. Pınarın yanında bir ahlat bulunmaktadır. Dibinde kızımın güğümü durmaktadır. İçinde de kızımın adının yazılı olduğu yüzük vardır. Yüzüğü alıp getiren bu yarışmanın birincisi olacaktır. Kızımı da ona vereceğim. Delikanlı atı hedefe çevirip dizgin boşaltmış. Hayli yol aldıktan sonra diğer yarışmacılara yetişmiş, onları geride bırakıp öne geçmiş. Dağ içine girip pınarı bulmuş. Ahlatın altındaki güğümün içinden, bey kızının adı yazılı olan yüzüğü alarak geri dönmüş. Beyle kalabalık birinciyi beklemekteymiş. Genç oğlan, bey kapısına ulaşır ulaşmaz duvardan atlayarak öbür tarafa geçmiş, yüzüğü pencerede duran büyük kıza atmış. Yarışın birincisi olan delikanlıya kızını veren bey, üç gün üç gece şenlik yapmış; dördüncü gün kızını da, delikanlıyı da uğurlamış. En küçük kardeş eve ulaşmış. Bey kızını gözden ırak bir yere yerleştirdikten sonra baba evine dönüp eskisi gibi işiyle gücüyle uğraşmaya başlamış. Bir müddet sonra ağabeyleri dönmüş. Onlara

sormuş: - Beyin kızını kim aldı? Yarışmada kimin atı birinci geldi? Ağabeyleri cevap vermiş: - Kim kazanmışsa kazanmış, sana ne? Hem sana da hiç benzemiyordu. Ertesi gün üçü de şunu duymuş. Aşağıdan bakınca yukarısı, yukarıdan bakınca aşağısı görünmeyen uçurumdaki yuvadan, kim iki şahin yumurtası getirirse, bey ortanca kızını verecekmiş. İki büyük kardeş bu yarışı kazanabilme umuduyla eşeğe binip yola çıkmış. Kendisinin götürülmesini isteyen küçük kardeşlerine kulak bile asmamışlar. O da ikinci kılı yakmış. Kıl daha yanıp bitmeden kır donlu at yanında bitivermiş. Genç oğlan yeni elbiseyi giyip hazırlanmış, kır donlu ata binip ileri atılmış. Büyük kardeşlerinin ardından yetişmiş. Onlara selam verip geçmiş. Cevap almaya kalmamış, gözden kaybolmuş. Onun ardından bakakalan iki ağabey: - Evdeki kardeşimize hiç benzemiyor. Bey kızını bu alır işte, demiş. Genç oğlan bey kapısına varmış. Beyin yanında da konuklar varmış. Herkes toplandıktan sonra bey ilan etmiş: - Aşağıdan bakınca yukarısı, yukarıdan bakınca aşağısı görünmeyen yuvadan, iki şahin yumurtası getirene ortanca kızımı vereceğim. Delikanlı diğerleriyle birlikte uçurumun dibine varmış. Kır atına sormuş: - Bu yarışı ne yaparsak kazanabiliriz? - Dağın etrafında bu yarışa katılmak için gelmiş pek çok insan var. Endişelenme! Dizlerinle göğsümü sıkarak çatlat, kırbacını acımaksızın sağrımda şaklat, yerleri gökleri inleten naralar at! Ön toynaklarımla yol açarım, arka ayaklarımla genişletirim ve seni o şahin yuvasına eriştiririm. Delikanlı atının dediğini yapmış: Dizleriyle göğsünü sıkarak çatlatmış, kırbacını acımaksızın sağrısında şaklatmış, yeri göğü inleten naralar atmış. Kır at ön ayaklarıyla yol açmış, arka ayaklarıyla genişletmiş ve sahibini şahin yuvasına eriştirmiş. Yuvaya ulaşan delikanlı aşağıdaki beye seslenmiş: -Yuvada şahin yok, iki yavrusu var ne yapayım? Bey yavruları getirmesini söylemiş.

Delikanlı iki şahin yavrusunu alıp gelmiş, ortanca kızın penceresinden içeriye atmış. Bey, üç gün, üç gece şenlik yapmış, dördüncü gün de kızını genç oğlanla birlikte uğurlamış. Ortanca kızı da ablasının yanına gizledikten sonra baba evine dönüp işine gücüne koyulmuş. Ağabeyleri eve dönünce de beyin kızını kimin aldığını sormuş. Diğerleri cevap vermiş: - Ortanca kızı kır atlı biri aldı. Ama hiç de sana benzemiyordu doğrusu. - Bana benzeyip benzememesi önemli değil. Size benziyor muydu bari? Bir zaman sonra, altmış metre derinlikteki nar kuyudan koçu çıkarabilecek olana bey, en küçük kızını verecekmiş diye duymuşlar. Küçük kardeş ağabeylerinden kendisini de götürmelerini istemiş. Diğerleri onu eskisi gibi azarlamışlar. Sonra da eşeğe binip yola çıkmışlar. Onlar yola çıktıktan sonra delikanlı üçüncü kılı da çıkartıp yakmış. Kıl daha yanıp tükenmeden doru donlu at yanında bitivermiş. Doruyu gelin gibi, kendisini de güvey gibi hazırlayıp yola koyulmuş. Ağabeylerinin arkalarından yetişmiş. Onlara selam vermiş. Daha cevap vermeye kalmadan gözden kaybolmuş. Bey kapısına varmış. Her yandan gelen yarışmacılarla meraklılar da oradaymış. Bey ilan etmiş: - En küçük kızımı altmış metre derinlikteki dar kuyudan koçu çıkartacak olana vereceğim. Oradakiler şaşkınmış. Delikanlı atına danışmış: - Bir şey yapabilir miyiz? - Yeri göğü inleten naralar at, kırbacını acımadan sağrımda şaklat! Ön ayaklarımla toprağı kazarım, arka ayaklarımla geriye atarım. Seni kuyunun dibine eriştiririm. Delikanlı dorunun dediğini yapmış, yeri göğü inleten naralar atmış, kırbacını acımadan sağrında şaklatmış. Ön ayaklarıyla toprağı kazan, arka ayaklarıyla geriye doğru atan doru, delikanlıyı koça eriştirmiş. Koçun boynuzundan yakalayıp yukarıya atılmış. Fakat koçun boynuzu kopmuş, geri kuyuya düşmüş. O sırada en küçük kız pencereden bakıyormuş; yiğidin başına gelenleri görünce bağırmış: - Dikkat et! Koçu kurdun yakaladığı yerden tut! Delikanlı hızla geri dönmüş. Koçu boynundan tutup kuyudan dışarı çıkarmış. Genç kızın bulunduğu pencereden içeriye atmış. Orada

bulunanlar da üç gün üç gece şenlik yapmış. Dördüncü günü de bey en küçük kızını delikanlının yanına katıp uğurlamış. Genç oğlan bu üçüncü kızı da ablalarının yanına götürmüş. Doruyu da yağızla kır atın bulunduğu ahıra bağlamış. Oradan baba evine dönmüş, ağabeylerini beklemeye başlamış. Nihayet ağabeyleri de şenlikten dönmüş. İkisi de en küçüklerine şöyle demişler: - Doru atla altmış metre derinlikteki dar kuyudan koçu çıkartıp yarışmada birinci gelen genç hiç de sana benzemiyordu doğrusu. Küçükleri şu cevabı vermiş: - Onun bana benzeyip benzememesi önemli değil. Ama o bana benzemeyen delikanlının yarışmada kazandığı üç kızı da, yağız donlu, kır donlu, doru donlu atları da size gösterebilirim. Delikanlı üç ahırdan, beyin üç dilber kızını da evden çıkartıp ağabeylerinin karşısına dikmiş. Üç atı gelin gibi, kendileri de güvey gibi süslenmişler. Atları arabaya koşup üç bacıyla birlikte beyin evine gitmişler. Bey gelinlerle damatlar için düğün dernek kurmuş. Yedi gün yedi gece devam eden düğün dernekte insanlar da gönüllerince eğlenmişler. Bey malının mülkünün yarısını onlara verip evlerine uğurlamış. Üç kardeş ve eşleri üç gelin, kendi yuvalarına dönmüşler. Ağız tadıyla mutlu bir ömür sürmeye başlamışlar. * Çeçence den çeviren: Tarık Cemal Kutlu Kaynak: Çeçen Masalları