Tarım, Orman ve Hayvancılık Faaliyetlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği



Benzer belgeler
İŞ VE MAKİNA GÜVENLİĞİ

TEMEL İSG Elle Kaldırma ve Taşıma İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU

Tarım Sektöründe İş Hijyeninin Önemi

TEHLİKELİ ENERJİNİN KONTROLÜ. ETİKETLEME ve KİLİTLEME SİSTEMLERİ. Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için eğitim Seti

Kitap Temini için: DİNÇ OFSET Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti İÇİNDEKİLER

ÇAĞRI MERKEZLERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ

Yrd.Doç.Dr. Ömer Faruk Usluoğulları İnşaat Mühendisliği Bölümü

OFİSLER İÇİN KONTROL LİSTESİ

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMLARI MÜFREDATLARI BÖLÜM I

AVUKAT BÜROSU RİSK DEĞERLENDİRME FORMU

İhmal hataları: Görev (grup) hataları: Sıralama hataları: Zamanlama hataları:

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Turizm Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Güncel Sorunlar ve Çözüm Yolları Bilal ÇİLKAYA

KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM KULLANIMI (Kişisel Koruyucu Ekipmanlar)

TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ

Enerji dağıtım tesisleri ve elektrikle çalışma

Halil CANTÜRK İbrahim Halil NURDAĞ. Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü

KUAFÖRLER İÇİN KONTROL LİSTESİ

LK-1900AN LK-1901AN LK-1902AN LK-1903AN LK-1903AN-305 GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Hazır Giyim Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği

ARAÇ TAMİRHANELERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

TARIM ÇEKLİSTİ SORU EVET HAYIR MAKİNE VE İŞ EKİPMANI

15. BÖLÜM: TÜRKİYE ORMANCILIĞINDA İŞ GÜVENLİĞİ Türkiye de İş Sağlığı ve İş Güvenliğinin Tarihçesi Ülkemizde İş sağlığı ve güvenliğine olan

BOYA İŞLERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

Çalışma alışma Ergonomisi. Temel Ergonomi İlkeleri

İş Sağlığı Ve Güvenliği Yasası (35/2008 sayılı Yasa) 44 üncü Madde Altında Yapılan Tüzük

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

ELLE KALDIRMAve TAŞIMAİŞLERİNDE İ S G.

AHMET DEMİR ÖRTÜN GENEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU FULYA MAH.MEVLUT PEHLİVAN.SOK.NO8/1 D.10 ŞİŞLİ-İSTANBUL

ELLE TAŞIMA İŞLERİ YÖNETMELİĞİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ. Necati İLHAN Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Cephe İskelelerinin Kurulum ve Söküm Aşamalarında Güvenli Çalışma Yöntemleri

MODEL RTM925 TANITMA VE KULLANIM KILAVUZU

YANIK, DONMA VE SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM


Kimyasal Maddeler. Tehlikeli Kimyasal Maddeler. Patlayıcı, alevlenebilir, kanserojen, tahriş edici v.b gibi maddeler

İSGDE KORUNMA POLİTİKALARI

7. İGY Zirve Ankara Ali Şahin Eğitim Satış Koordinatörü Yüksekte Çalışma ve Kurtarma Eğitmeni IOSH Tek./Irata L3/KKD Kontrolörü

ELLE TAŞIMA İŞLERİ YÖNETMELİĞİ Perşembe, 13 Ocak :28 - Son Güncelleme Perşembe, 13 Ocak :28

MUTFAK/LOKANTA/PASTANELER İÇİN KONTROL LİSTESİ

ÖZEL GÜVENLİK FAALİYETLERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

İş Sağlığı ve Güvenliği

EL ALETLERİ ELLE TAŞIMA

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL EĞİTİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR. 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Temel Amacı Nedir? CEVAP:

MESLEK HASTALIKLARI ve SEBEPLERİ

Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR

İSG Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yaşanan Sorunlar. Ali TURAN CMSE Certified Machinery Safety Expert A Sınıfı İG Uzmanı, İSG Eğitmeni

DUVAR İŞLERİNDE TEHLİKELER

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

TEHLİKELİ MADDE YÖNETİM PROSEDÜRÜ. KOD:STK.PR.02 Y. Tarihi: Sayfa No: 5/5 Rev. T.: Rev. No: 01

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı YÜZEY KAZIMA İŞ MAKİNELERİ OPERATÖRÜ YETİŞTİRME KURS PROGRAMI

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMANLAR (KKE) EĞİTİMİ

ÇİFTÇİ BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI. SAFER Projesi Çıktılarının Çiftçi ve Tarım Makinesi Kullanıcıları İle Paylaşılması

BOYAHANE - CİLAHANE İŞLETME KRİTERLERİ

ÖN TEKER HAREKET ÖZELLİĞİNİ KULLANMA 3- Puse açın. 7- Hareket sistemini kilitleme: her iki hareket kolunu yukarı kaldırın.

PATLAMADAN KORUNMA DOKÜMANI - (İşyerinin Unvanı Yazılacaktır) -

Evet. Hayır. Alınması Gereken Önlem Sorumlu Kişi. Tamamlanacağı Tarih

1. Aşağıdakilerden hangisi motor rölanti devrinin yüksek olmasına bağlı olarak meydana gelir?

Cengizhan KARPUZ

Lokantaların hepsi insanlara yemek sunarlar; ancak birbirlerinden farklılık gösteririler. Özellikle lokantacılık konusunda mesleki örgütlerin

Çalışma hayatında en çok karşılaşılan soru işyerinden patlama tehlikesi olup olmadığı yönündedir. Bu sorunun cevabı, yapılacak risk

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK KANATLI ETİ ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

RİSK DEĞERLENDİRMESİ EĞİTİMİ. Öğr. Gör. Metin BAYRAM Sakarya Üniversitesi İSG Koordinatörü B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Mebusevleri M. Anıt C. Şafak A. 8/ Tandoğan Ankara 1

Sorular biyolojik ve psikolojik etmenler

Personel Servisi Değerlendirme Formu

ELEKTRİK TESİSAT İŞLERİNDE TEHLİKELER

TRAVMADAN KORUNMA. Doç Dr. Onur POLAT Acil Tıp Anabilim Dalı

ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ. Çalışma Alanlarımızda Sağlık ve Güvenlik Tedbirleri

ZIMPARA TAŞ MOTORU MODEL RTM415A RTM417A RTM420A TANITMA VE KULLANIM KILAVUZU

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ĠġÇĠ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ DERSĠ

Yanık, Donma Ve Sıcak Çarpmasında İlk Yardım

MODÜL BİLGİ SAYFASI : ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

KONYA İLİ TARIM MAKİNALARI SEKTÖR RAPORU MEHMET ÖZÇELİK

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

Zeminlerden Örnek Numune Alınması

ASANSÖR İMALAT İŞLERİNDE TEHLİKELER

Acil Durum, Yangınla Mücadele ve İlkyardım. Mümkün. Orta. TEHLİKEYE MARUZ KALANLAR KİŞİLER VE BÖLÜMLER: İşyerinde çalışan personel, ziyaretçiler

ÇELİK-EL TARIM MAK. LTD.ŞTİ.

3T Risk Değerlendirmesi

BİYOLOJİK RİSK ETMENLERİ

ELEKTRİKLE ÇALIŞMALARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİ

23 MAYIS 2015 C SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI SINAVI SORULARI

HİDROLİK KURTARMA SETLERİ

DİŞ KLİNİK VE MUAYENEHANELERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

2. Bileşimi / İçeriği Hakkında Bilgi. İçerik CAS No EC No Oran Kalsiyum Sulfat Dihidrat >80% Cam Fiber <1%

RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROCEDÜRÜ. İçindekiler. Sayfa. Doküman NO Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi KRY

Güvenli Balya Makineleri İmalatında Gözönüne Alınacak Kriterler. Mesut Gölbaşı UTEM Antalya İmalatçı Eğitimi

Yapı Alanlarındaki Özel Asgari Şartlar

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği)

BASINÇLI KAPLARDA MEYDANAGELEBİLECEK TEHLİKELER

DUVARCILIK, TUĞLA ÖRME VE SIVA İŞLERİ İÇİN KONTROL LİSTESİ

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM VI YANIK, SICAK ÇARPMASI VE DONMADA İLKYARDIM

Transkript:

1. İlgili Mevzuat Tarım, Orman ve Hayvancılık Faaliyetlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumlulukları 4857 sayılı İş Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun istisnalar başlıklı 4. Maddesi hükümleri çerçevesinde "50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde" iş kanunu hükümleri uygulanmaz. Ancak; Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındadır. 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olmamakla birlikte, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri ve işletmeleri 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu kapsamındadır. 51 ve daha fazla işçinin çalıştığı tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyeri veya işletmelerinde iş sözleşmesi, ücret ve işin düzenlenmesi ile çalışma koşulları ile ilgili hususlar, Tarım ve Ormandan Sayılan İşlerde Çalışanların Çalışma Koşullarına İlişkin Yönetmelik'te düzenlenmiştir. Hangi işlerin Tarım ve Orman işlerinden olduğu, İş Kanunun 111. Maddesinde sayılmıştır. Bunun yanında Sanayi, Ticaret ve Tarım Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik'te de sayılmıştır. Aşağıda belirtilen işler Sanayi, Ticaret ve Tarım Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik'te Tarım ve Orman İşlerinden sayılmaktadır 1. Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süs bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, sulama birliklerince ortaklaşa ödeme usulü ile tarımsal sulama sistemlerinin işletilmesi, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması gibi işler, 2. Her türlü iş ve gelir hayvanlarının yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele işleri, 3. Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, yangınla mücadele çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile etüt proje, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, orman içi mera ıslahı, aşılama, tohum ve ağaç ıslahı, tohum toplama, fidan üretimi, tohumlukların tesisi, ormancılık araştırma çalışmaları ile av yaban hayatı çalışmaları, milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakımı, geliştirilmesi ve korunması işleri, 4. 20.4.1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su ürünleri avcılığı, yetiştiriciliği ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması işleri 2010 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) rakamlarına göre 1 milyon 254 bin sosyal güvencesi olan sigortalı tarım işçisi bulunmaktadır. Bu rakamlar gösteriyor ki her dört tarım çalışanından sadece biri sosyal güvenceye sahiptir. 01.03.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile tarımda hizmet akdiyle ve süreksiz çalışanlar da sigortalılık kapsamına alınmıştır. 6111 sayılı kanunla, hizmet akdi,

kendi nam ve hesabına bağımsız (tarımda dâhil) ve kamu görevlisi olarak çalışmayan, isteğe bağlı sigortalı olmayan, banka sandıklarına tabi çalışmayan, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre sigortalı durumunda olmayan, kendi sigortalılıklarına bağlı olarak gelir veya aylık almayan ve 18 yaşını doldurmuş mevsimlik tarım işçileri taleplerine bağlı olarak sigortalı olabilecektir. Bu şekilde sigortalı olan mevsimlik tarım işçileri genel sağlık sigortası ve emeklilik, iş kazası ve meslek hastalığı haklarından yararlanacaklardır. Ayrıca sigortalıların bakmakla yükümlü olduğu eş, çocuk, anne ve babası da sağlıktan yararlanacaklardır. Aynı zamanda sigortalı tarım işçisinin meslek hastalığı veya iş kazası geçirmesi durumunda sigortalı tarım işçisi; sağlık yardımı yapılması, sürekli iş göremezlik hallerinde gelir verilmesi, protez araç ve gereçlerinin sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi, cenaze masrafı karşılığı verilmesi, sigortalının ölümünde hak sahiplerine gelir bağlanması haklarından yararlanabilecektir. Tarım sektöründe ücretli çalışma oranı oldukça düşük, çalışanların %50'sinin ücretsiz aile işçisi durumunda olduğu görülmektedir. Tarım kesiminde çalışanların önemli bir bölümü gizli işsiz durumundadır. Kırsalda işgücüne katılan kadınların %90'ını istihdam ederken kadınların %80'i ücret almadan tarımda çalışmaktadır. Türkiye'de 6 milyon civarında insan Tarım sektöründe çalışmaktadır. Tarımda bünyesinde 10'dan fazla çalışanın bulunduğu işyerlerinin oranı %3-3,5, iken bünyesinde 10'dan az çalışan bulunan işyerlerinin oranı yüzde 97 civarındadır. Tarımda çalışan işçilerdeki aktif sigortalı sayısı ise sadece 1,2 milyondur. 3 milyon kişi çok kötü şartlarda, her yıl doğdukları topraklardan kalkıp, memleketlerine uzak yerlerde mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaktadır. İş Kanunu kapsamı dışında tutulan tarım işçileri; sözleşme yapma, ücret, sözleşme feshi, haftalık ve yıllık izin, hastalık izni, işçi sağlığı ve güvenliği yaptırımları vb. gibi haklardan yararlanamıyorlar. Çalışma saatleri İş Kanunu'na aykırı şekilde normal çalışma sürelerinin çok üzerine çıkartılıyor. Ailecek çalışmaları nedeniyle, çocuk ve genç işçiler İş Kanunu'nun yasakları ihlal edilerek çalıştırılıyor. Mevsimlik işçilerin durumu daha da vahim; 50 sınırını aşsalar dahi geçici sürelerle farklı işlerde çalıştıklarından kayıt dışı olmaktan kurtulamıyorlar. Mevsimlik gezici işçilerin çalışma şartlarının düzenlenmesiyle ilgili olarak çeşitli uygulamalar var. Çeşitli illerde ve özellikle de Adana'da "Tarım İşçilerinin Sorunlarını Görüşme Kurulu" ücret ile diğer bazı konuları saptıyor. Valiliklerin çağrısıyla toplanan ancak işçilerin temsilinin tartışmalı olduğu bu kurullarda alınan kararlar belki de mevsimlik işçilerin haklarının (yetersiz de olsa) belirlendiği tek birimler olarak karşımıza çıkıyor. İş Kanunu kapsamında başkasının hesabına süresiz iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılanlar (4/a) ile kendi adına ve hesabına çalışan (4/b) tarım işçileri (isteğe bağlı olarak) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSS) kapsamına giriyor. SSGSS kapsamındakiler hukuken iş kazası ve meslek hastalıkları halinde; sağlık yardımı ile ortez- protez araç ve gereçleri, geçici ve sürekli iş göremezlik geliri, uzun vadeli sigorta yardımları sağlanırken, mevsimlik tarım işçileri sigortalı dahi sayılmıyor ve sosyal güvenlik hakkına sahip bulunmuyorlar. 2. Türkiye'de Tarım, Orman Hayvancılık Sektörüne Bakış: Tarımsal faaliyet gerçekleştirilen alanların, coğrafi yapıya ve iklime bağlı olarak her birinin kendine özgü olduğu söylenebilir. Diğer endüstrilerden farklı olarak tarımda; - Tekdüzelik yoktur, çalışma ortamı ve çalışma faaliyetlerinin kontrol edilmesi güçtür, - Yaşama ve çalışma ortamları örtüşebilmektedir, - Çoğu zaman yaşa bağlı bir kısıtlama olmaksızın iş gücü olarak aile bireyleri kullanılır.

Diğer taraftan tarımda çalışmayı etkileyen faktörleri de şu şekilde sıralayabiliriz: - Çevresel Etmenler; - Hava koşulları ne olursa olsun tarım alanlarında yapılan işin bitirilmesi gerekmektedir. - Çalışma ortamları, yaygın olarak ikamet edilen yerlerdir. - Acil servislere erişim kısıtlıdır, genel olarak çalışma alanlarına ulaşım zordur ve gereken tepkinin verilmesi gecikebilir. - Çoğu zaman bir kaza meydana geldiğinde çalışanlar birbirlerini görmeyebilir, duymayabilir. - Kişisel hijyen diğer tehlikeli mesleklerde gereklidir ve gerçekleştirilir, ancak tarım sektöründe büyük oranda çalışanın inisiyatifine bırakılmıştır. - Çevresel tehlikelere (gürültü, titreşim, toz vb.) maruziyet tarımda, diğer tehlikeli endüstrilerde olduğu gibi etkin bir şekilde izlenememektedir. - Kişisel Etmenler: - 16 yaşından küçük çocuklar yaşlarından beklenenin ötesinde, güvenli fiziksel, ruhsal ve duygusal tepkileri veremeyecekleri tehlikelere maruz kalır, - Tarım sektöründe standart bir emeklilik yaşı mevcut değildir. İleri yaşlardaki tarım işçilerinde önemli fiziksel zorlanmalar meydana gelmekle birlikte tehlike anında verilen tepki yavaştır. - Tarım dışındaki tüm sektörlerde ilk muayene ve belirli bir fiziksel yeterlilik aranmaktadır. - Rutin sağlık taramaları yaygın değildir. - Fiziksel ve ruhsal durumlar, tarım dışındaki tehlikeli sektörlerde sıkı bir şekilde kontrol edilmekte ancak tarım sektöründe uygulanmamakta ya da kişiler kendi bakımlarını kendileri gerçekleştirmektedir. - Daha hafif görevlerde çalıştırma genel olarak tarım sektöründe bir seçenek değildir. - İş gücünün coğrafi dağılımı ve iş gücünün hareketli olması sebebiyle sağlık ve güvenlik hizmetlerinin sağlanması güçtür. - Eğitim düzeyi düşüktür. - Yapılan işle ilgili etmenler: - Tarımda haftada 60 ila 80 saat arasında çalışılmaktadır. - Çalışma temposu son derece düzensizdir. Hava olayları ve mekanik arızalardan etkilenir - Çalışma alışkanlıkları son derece düzensizdir. Yapılan birçok iş ya mevsimliktir ya da yılda bir ve ya iki defa yapılır. - Tarım işlerinde uzmanlık pek mümkün değildir. "Ne iş olsa yaparım" ifadesi çoğu zaman geçerlidir. - Tarım işçileri genel olarak yaptıkları işi gözlem ve deneyimle öğrenirler. - Genel olarak geçici işgücünden faydalanılır. - Hava koşulları, hızlı yayılan zirai ya da hayvansal hastalıklar, beklenmedik siyasi ya da sosyal gelişmeler tarımda mali sıkıntıya sebep olabilir. - Tarımsal üretimde ve tarımsal alanlarda boyut, çeşit ve kullanılan teknoloji bakımından büyük farklılıklar mevcuttur. Bu şartlarda modern tarım uygulamaları zorlaşır.

Sosyoekonomik ve politik etmenler: - Tarım bir meslek olarak değil bir yaşam biçimi olarak görülmektedir. - Çocukların gündüz bakımı kırsal kesimlerde mümkün olmamaktadır. Bebekler ve çocukların bakımı tarımsal faaliyetler sırasında anneleri tarafından gerçekleştirilmektedir. - Tarımın tehlikeli bir işkolu olduğuna dair kültürel inanış nedeniyle çalışanların sağlık ve güvenlik konusundaki beklentileri düşüktür. - Çiftçiler güvenli çalışma konusunda öncelikle kendi bilgi ve becerilerine güvenmektedir. - Çocuk, aile ve komşular arasındaki güçlü bağlar, tarıma bağlı deneyimlerin paylaşımı ile gelişmektedir. Ülkemizde Tarım, orman, Hayvancılık sektörüne yönelik olarak yürütülen faaliyetlerden belli başlılarını aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz; 1-Tarla tarımı (Çiftçilik) a-hububat Yetiştiriciliği b-sebzecilik c-seracılık ç-meyvecilik ve fidancılık d-endüstriyel Hammadde Yetiştiriciliği (Pamuk, zeytin, ayçiği, kanola, soya vb.) 2-Hayvancılık a-büyükbaş hayvancılık -Besicilik -Süt hayvancılığı b-küçükbaş hayvancılık c-kanatlı hayvan yetiştiriciliği 3-Balıkçılık a-deniz ve göl balık avcılığı b-havuzda ve Çiftliklerde Balık yetiştiriciliği 4-Ormancılık ve tomrukçuluk "Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını" ifade ediyor Mevsimlik tarım işçileri, bu tanıma uygun olarak çalıştığı halde sosyal sigorta hakkından yararlanamıyorlar. Düşük gelirli tarım işçileri Yeşil Kart ile sağlık hizmetlerinden kısmen yararlanmalarına rağmen, çalışmak için geldikleri illerde Yeşil Kart süresi dolan mevsimlik tarım işçileri vize işlemlerinde bürokratik ve şüpheli (potansiyel suçlu) güçlükler yaşamaktadırlar. İş kazası ve meslek hastalıkları sigortası hakkından ve koruyucu sağlık hizmetlerinden mahrum olan, düzenli ve ücretsiz sağlık taramaları yapılamayan tarım işçileri; işçi sağlığı kapsamında zorunlu olan işe

başlama ve sonrasındaki periyodik olarak yapılması gereken muayenelerden de yararlanamamaktadırlar. Tarım işçileri çalışma ortamlarında maruz kalınan fiziksel, kimyasal (özellikle ilaç zehirlenmeleri), biyolojik risklere karşı korunamıyor, aşılanamıyor, ergonomik olmayan çalışma koşullarıyla ilgili bilgilendirilmiyorlar. İş sağlığı ve iş güvenliği açısından gerekli olan kişisel koruyucu donanımdan yararlanamıyorlar. Mevsimlik tarım işçilerinin insan onuruna yakışır ve güvenilir bir şekilde ulaşımı sağlanamıyor, kaza sonucu yaralanma sonucu ölümler tarım işçilerinde en fazla görülen sorunlar olup, kamyonlarla - traktörlerle işçi taşınması nedeniyle işçiler iş kazalarına karşı korunamıyorlar. Mevsimlik tarım işçileri; uygun konutlarda barınamamakta, sağlıklı içme ve kullanma suyu ile tuvalet ve yıkanma yerlerinden yararlanamamakta, yeterli ve dengeli beslenememekte, temiz giyinememektedirler. Eğlence ve spor gibi sosyal etkinliklere katılamamaktadırlar. İletişim hakkından mahrumdurlar. Yılın dokuz ayında farklı yerlerde yaşamaları nedeniyle seçme ve seçilme hakkını kullanamazlar. Mevsimlik tarım işçileri; çocuk emeği sömürüsünün önlenememesi ve okul döneminde iş başında olmaları nedeniyle okul çağındaki çocuklar eğitim-öğretim hakkından yararlanamamaktadırlar. Tarım işçilerinin (ister kamuda, ister özel sektörde, ister yerleşik işletme işçisi, isterse mevsimlik, gezici işçi olsun) sendikalaşmaları konusunda herhangi bir yasak bulunmamaktadır. Bu çerçevede Türkiye'nin onayladığı ILO sözleşmeleri bulunmaktadır. Tarımda çalışanlar emek gücünü belirli bir ücret karşılığında satmasına rağmen sendikal örgütlenme hakkından fiili olarak yararlanamamaktadırlar. Tarım iş koluna uygun yasal düzenlemelerin olmaması, küçük gruplar halinde çalışma, mevsimlik ve kısa süreli üretim ile günlük çalışma sürelerinin çok uzun olması gibi koşullar örgütlenmeyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenlerden dolayıdır ki tarım işçileri için iş güvencesi sağlanamamakta, ekonomik ve sosyal haklar için mücadele edememektedirler. 3. Türkiye'de Tarım, Orman Hayvancılık Sektöründe İş Sağlığı Güvenliği: 3.1 Giriş Ülkemizde yürütülen her bir tarımsal faaliyette çalışılan alan, çalışma şartları, kullanılan araç gereç, makineleşme düzeyi, mevsim farklılıkları, kullanılan kimyasallar, teknoloji, üretim yöntemi gibi daha birçok farklılık karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle tarımda iş sağlığı ve güvenliğini tam ve doğru olarak değerlendirebilmek için, her bir üretim çeşidi ayrı ayrı ele alınarak, sorunlar ve çözüm yolları ortaya konmalıdır. Tarım, Orman ve Hayvancılık işlerinde çalışanların iş sağlığı güvenliği yönünden birçok problemi bulunmaktadır. Tarım işçileri işle ilgili akciğer hastalıkları, deri hastalıkları ve kimyasal kullanımı ve uzun süre güneşe maruz kalma ile ilişkili bazı kanserler, kas iskelet sistemi sorunları, pestisit zehirlenmeleri gibi sağlık sorunları nedeniyle yüksek risk altındadır. Bunların yanı sıra ülkemizde yaygın olan mevsimlik, gezici ve geçici tarım işçileri çalışma koşullarının ağırlığı, sosyal haklarının yokluğu, kötü barınma koşulları, trafik kazaları gibi nedenlerle daha fazla sağlık sorunu yaşamaktadırlar. Aşırı pestisit kullanımı sadece çevresel değil aynı zamanda mesleki sağlık sorunlarına da yol açmaktadır. Dünya'da, tarım sektöründe görülen tüm iş kazalarının % 14'ü ve ölümlü iş kazalarının %10'u pestisit ve diğer tarımsal kimyasallar nedeniyle olmaktadır. Ancak tarım işçilerinin tek sorunu kimyasal zehirlenmeler değildir. Günümüzde çalışanlar için tarım, en tehlikeli işkollarından biri olarak nitelendirilmektedir. Birçok ülkede tarımda görülen ölümlü iş kazaları diğer sektörlere göre iki kat

fazladır. ILO verilerine göre dünyada her yıl meydana gelen 335 bin ölümlü iş kazasının 170 bini tarım sektöründe görülmektedir. Tarım işçilerinde en sık görülen mesleki hastalıklar, zoonotik enfeksiyonlar, işle ilgili akciğer hastalıkları, deri hastalıkları ve kimyasal kullanımı ve uzun süre güneşe maruz kalma ile ilişkili bazı kanserler, kas iskelet sistemi sorunlarıdır. Türkiye'deki tarım sektöründe meydana gelen iş kazalarının dağılımı yıllara göre aşağıdaki verilmiştir. 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 729 783 544 521 511 323 538 502 544 İş kazası sıklık oranlarını karşılaştırıldığında ise Türkiye ortalaması % 0,62 iken tarımdan sayılan bu 3 grupta iş kazası oranı % 0,43 olarak bulunmuştur Tarım sektöründe hiç meslek hastalığı tespit edilememiştir. Bu rakamlar sigortalı tarım işçileri üzerinden belirlenen rakamlardır. Aslında tarımda çalışanların maruz kaldıkları sağlık ve güvenlik sorunları, endüstride çalışanlarla büyük benzerlik taşımaktadır. Tarımda çalışanları da, endüstride çalışanlar gibi Fiziksel, Kimyasal, Biyolojik, Ergonomik ve psiko-sosyal faktörlerin yanı sıra iş kazalarına neden olacak faktörlerle karşı karşıyadır. Ancak, çalışma şartları, sorunla karşılaşma sıklıkları, çevresel ve kişisel hijyen, ergonomik ve psikososyal sorunlarda farklılıklar söz konusudur. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine ulaşımda tarım sektörü daha altlarda yer almaktadır. Tarım işletmeleri henüz endüstri gibi organize olmuş ve oturmuş değildir. Tarımda makineleşmenin daha az olması birçok işin beden gücüne dayanması, ayrıca işletmelerin çoğunun küçük aile işletmesi şeklinde olması aile fertlerinin tamamının çalışması nedeniyle istihdamda da farklılıklar yaşanmaktadır.. Tarımda yapılan üretimin ve işin yürütüm şekline göre çalışanların maruz kaldıkları sağlık bozucu etkenler ve iş güvenliği sorunları da değişmektedir. Bunlara örnek vermek gerekirse; toprağın işlenmesinde ve hasatta traktör ve diğer makineler kullanılması, gürültü, vibrasyon(titreşim), toz ve olumsuz iklim şartlarına maruz kalınmasına neden olurken, ilaçlama sırasında kimyasal maddelere maruz kalınması söz konusudur. Hayvan yetiştiriciliğinde biyolojik ajanlara ve hayvan saldırılarına maruz kalınırken, Orman işletmeciliğinde gürültü, toz ve iklim şartlarının yanı sıra kas iskelet sistemini zorlayan çalışma şartları söz konusudur. Bütün bunların sonucunda çalışanlar, toza ve diğer alerjenlere bağlı solunum sistemi rahatsızlıkları, gürültüye bağlı işitme kayıpları, güneşten gelen UV ve IR Işınlarının etkisi nedeniyle katarakt gibi görme sorunlarının yanı sıra cilt yanıkları ve cilt kanseri ve diğer alerjenlere bağlı başka cild sorunlarıyla, virüs, bakteri ve paraziter hastalıkla, pestisit ve diğer kimyasal ajanlara maruz kalma sonucu akut zehirlenmelerle, karaciğer, sinir sistemi, sindirim, dolaşım, hemopoietik ve üriner sistem ve kas iskelet sistemi rahatsızlıkları ile karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca, geçimini sağlamak için büyük çiftliklerde gündelik ücretle çalışanlar, geçici, göçer, kadın, genç ve çocuk işçiler en savunmasız gruplardır. Tarımsal alanda geçici işçilik, gündelik iş sürelerinin

uzunluğu, güvenilir olmayan çalışma koşulları ve hiç olmayan sosyal güvence nedeniyle Psiko-sosyal sorunların daha fazla yaşanması beklenmektedir. Her bir tarımsal faaliyette iş ve işlemler kullanılan araç gereç ve makineler farklılık gösterdiği için ayrı ayrı tehlike kaynaklarını tespit etmek, bunların etkilerini tahmin etmek, varsa alınabilecek önlemleri belirlemek için öncelikle uygun risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Araç, makine, donanım kullanmayı gerektiren işleri yapacak kişiler, mutlaka özel eğitimden geçirilmeli, diğer çalışanlar genel iş sağlığı ve güvenliği kuralları hakkında bilgilendirilmeli, çevresel ve kişisel hijyen konusunda sık sık eğitimler tekrarlanmalı, sağlık gözetimleri mutlaka yapılmalı,) kişisel koruyucu donanımlar verilmeli ve kullandırılmalıdır. 3.2 Açık Havada Çalışma Nedeni İle Oluşan Sağlık Problemleri: 3.2.1 Isıl Stres - Isıl Yorgunluk - Kramp - Bayılma: Vücudun aşırı ısınması sonucu güneş çarpması meydana gelir. Isı stresi ve ısıl yorgunluk, sıcak çarpması, kramp ve ya bayılmaya kadar birçok sonuca neden olur. Genellikle bu belirtiler birbirine karıştırılmaktadır. Isıl yorgunluk: aşırı terlemeye karşın yeterli miktarda sıvı ve ya tuz alınmadığı ortamda meydana gelir. Bu rahatsızlığın belirtisi ter, ciltte solma ve güçsüzlüktür. Belirtiler: Terleme, güçsüzlük ve ya yorgunluk, baş dönmesi, mide bulantısı, normal ve ya göreceli yüksek ateş, soluk, rutubetli cilt (bazen kızarıklık) Bu belirtiler görüldüğünde; soğuk bir ortamda dinlenilmeli, spor içecekleri gibi elektrolit içecekler içilmeli. Kola, kahve gibi kafeinli içeceklerden kaçınılmalı. Kusma ve ya bayılma gibi acil durumlarda hasta en yakın sağlık kuruluşuna götürülmeli. Sıcak Çarpması: Sıcak çarpması, sıcak ortamlarda çalışan insanlarda meydana gelen çok ciddi bir sağlık problemidir. Terleme durur ve böylece vücut fazla ısıyı atamaz. Bu yüzden vücut kendi ısısını ayarlayamaz ve sıcak çarpması olur. Eğer hasta acilen uygun tedavi edilmezde hayatını kaybeder. Belirtiler: Akli dengesizlik, kafa karışıklığı, bayılma ve ya felç, sıcak, kuru deri, genellikle derinin kırmızı ve ya mavimsi renge sahip olması Bu belirtiler görüldüğünde; Acil servisi arayıp ambulans istenmeli, serin bir yere taşınmalı, soğuk suyla ıslatılmalı, artan bir serinlikte hızlı bir şekilde havalandırılmalı Kramp Kramplar acı verici kas spazmlarıdır. Çok su içip terlemeden dolayı kaybedilen tuzun alınmamasından dolayı oluşur. Genellikle çalışırken kullanılan yorgun kaslarda meydana gelir. Belirtiler: Kaslarda kramp ve ya spazm, Çalışma esnasında ve ya sonrasında meydana gelebilir. Bu belirtiler görüldüğünde: Spor içecekleri gibi elektrolit içecekler içilmeli. Eğer kramplar dayanılmaz ise ve ya spor içecekleri içerek geçmiyorsa tıbbi yardım almak üzere en yakın sağlık birimine başvurmalıdır.

Bayılma Bayılma genellikle sıcak ortamda çalışmaya bünye olarak alışık olmayan insanlarda meydana gelir. Ayakta sabit durmaktansa etrafta dolaşarak bayılma ihtimali azaltılır. Belirtiler: Kısa süreli bilinç kaybı, terli cilt - normal vücut ısısı, sıcak çarpması ve ya ısıl yorgunluk görülmez Bu belirtiler görüldüğünde: Serin yerde uzanılmalı, eğer geçmezse tıbbi yardım alınmalıdır. 3.2.2 Önlemler: Kıyafet: Açık renkli, pamuk gibi hafif, terletmeyen kumaştan yapılan, hafif giysiler tercih edilmelidir., güneşten korunmak için kenarları güneş ışınlarından koruyan hafif bir şapka takılmalıdır. Sıvı tüketimi: Terle kaybedilen sıvıyı kazanmak için çok sıvı tüketilmeli, özellikle idrar rengi koyu sarıysa, saatte 250 ml su içmek yeterli olabilir. Su ve ya spor içecekleri önerilir. Kafein üre arttırıcı olduğundan kola, buzlu çay ve kahve gibi içecekler tüketilmemeli. Susuzluk hissi vücudun sıvı ihtiyacının olup olmamasıyla alakalı güvenli bir gösterge değildir. Çalışma Saatleri: Eğer mümkünse, ağır işler günün daha serin zamanlarında yapılmalıdır. Aksi halde ağır işlerle kolay işler değişmeli olarak yapılmalıdır. Eğer Sıcaklık- Bağıl Nem indeksi 84 ile 93 (Uyarı Bölgesi) arasındaysa, sıcakta çalışma saatlerini yarıya indirmeye çalışılmalıdır. Sıcaklık- Bağıl Nem indeksi 94 ve üstüyse (Tehlike Bölgesi) çalışma saatleri daha da azaltılarak (yaklaşık olarak dörtte birine) indirilmelidir. Sıvı kaybını telafi etmek için uygun mola süreleriyle düzenleme yapılmalı. Ortama Alıştırma: Yeni işe başlayanlar ve 2 haftadan daha uzun süre işe gelmeyen çalışanlar geri döndüklerinde ısıya alışmaları için 5 güne ihtiyaçları vardır. İlk gün normal iş yükünün yarısı kadar çalışmalı ve kademeli artarak 5. günde tam kapasite çalıştırılabilirler. Vücut Ağırlığı: Çalışanlar bir günde ter yoluyla ağırlıklarının %1,5 inden fazlasını kaybederlerse ısıl strese maruz kalma ihtimali yüksektir. Eğitim: Çalışanlar ve amirler ısıl strese karşı eğitilmeli ve ısıl stresin erken belirtilerini tanıyabilecek seviyeye ulaşmaları sağlanmalıdır. Ayrıca çalışanlar terle vücuttan atılan su ve tuzu geri kazanmalarının hayati önemini kavramalı, dehidrasyon, bayılma, kramp, sıcak çarpması, ısıl yorgunluğun belirtilerini bilecek seviyede olmalıdırlar. 3.3 Mekanik Ve Elektriksel Tehlikeler: 3.3.1. Tarımda Makine Kaynaklı Tehlikeler Tarım işlerinde ve tarımsal iş süreçlerinde makineleşme, çalışanları dünyanın en külfetli ve yıpratıcı işlerinden kurtarmıştır. Diğer taraftan makineleşmenin tarıma getirmiş olduğu hız ve güç nedeniyle yaralanmalarda artış yaşanmıştır. Dünya genelinde, tarımda makineleşmiş ülkelerde traktörler ve diğer tarım makineleri, ölümcül yaralanmaların önde gelen sebeplerinden biridir. Ayrıca, özellikle eski tarım makineleri gürültü ve titreşim gibi çeşitli tehlikelere de neden olmakla birlikte eski makinelerde emniyet yapıları nadiren bulunmaktadır.

TÜİK verilerine göre ülkemizde 2010 yılı itibariyle 1.096.638 adet traktör bulunmaktadır. Bunlardan 654.636 adedinin 1988 yılı ve öncesi üretimi olduğu ve eski traktörlerin yenilerine göre daha fazla risk oluşturduğu göz önünde bulundurulursa ülkemizin içinde bulunduğu tablo daha anlaşılır hale gelecektir. Türkiye genelinde yapılan araştırmalara göre; Kazaların meydana gelmesinde insanlardan kaynaklanan nedenler; Operatörün dikkatsizliği, Operatör harici kişilerin emniyet kurallarına uymaması, Operatörün kullanılan tarım makinesi ile ilgili deneyim eksikliği, Operatörün/kazazedenin kıyafetinin bir kısmını makineye kaptırması, Operatörün kullanılan tarım makinesi ile ilgili teknik bilgi eksikliği, Operatörün traktörü emniyetli bir şekilde durdurmaması, Tedbirsizlik/uygun olmayan emniyet tedbiri alma Kazaların meydana gelmesinde makinelerden kaynaklanan nedenler; Tarım makinesi muhafazalarının olmaması ya da sökülmüş olması, Tarım makinesindeki ya da traktördeki teknik bir arıza, Tarım makinesinin yapısından kaynaklanan nedenler, Tarım makinesinin ya da traktörün üzerinde emniyetle ilgili uyarı ya da ışıklandırma yokluğu, Hatalı bağlantı yapılması, Tarım makinesinin ya da traktörün bakımsızlığı. Kazaların çoğunluğu vücudun bir kısmını bir parçaya kaptırma ya da aracın devrilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Bunları sırasıyla; düşme, çarpma, sıkışma/ezilme, çiğnenme, vücuda parça çarpması izlemiştir. Kazaların %76'sı tarım makinesi bilfiil kullanılırken meydana gelmiştir. Bunun dışında; %8'i tıkanmalar temizlenirken, %7'si ayar yapılırken, %4'ü tamir ya da bakım yapılırken, %3'ü park halindeyken ve %2'si tarım makinesi sökülüp takılırken gerçekleşmiştir. Kaza meydana gelen tarım makineleri ise şunlardır; - Tarım arabaları, - Pulluklar - Harman makineleri, - Biçerdöverler, - Ekim makineleri, - İlaçlama makineleri, - Gübre dağıtma makineleri, - Silaj makineleri, - İkinci sınıf toprak işleme aletleri, - Su pompası, - Helezonlu götürücü, - Balya makinesi, - Diğer makineler

Traktör Traktörler tarımda en yoğun olarak kullanılan makinelerdendir. Traktörler hidrolik sistemlere, gübre dağıtma makineleri gibi tarım makinelerini tahrik eden kuyruk miline ve motor hızını optimize eden dişli sistemlerine sahiptir. Bu sistemler traktöre hız, güç ve esneklik sağlamakla birlikte dikkatli olunmadığı takdirde çalışanlar kazaya uğramaktadırlar. Traktör kazalarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz; Devrilme/takla atma/şarampole uçma, Traktörün çarpması/başka araçla çarpışma, Traktörden düşme, Çiğnenme/traktör tarafından ezilme, Traktör tarafından sıkıştırılma Kaza geçiren traktörlerin %82'sinde standart bir emniyet kabini ve ya emniyet çatısı bulunmadığı belirlenmiştir. Kazazedelerden, kabinli traktörlerde bulunanların %10'u ölürken, kabinsiz traktörde bulunanların %34'ü ölmüştür. Traktör devrilmelerinin yaklaşık % 85'ini yana, %15'ini ise arkaya (şahlanma) devrilmeler oluşturmaktadır.

Tablo 1. Traktör kaynaklı tehlikeler ve meydana geliş biçimleri Tehlike Olay Meydana Geliş Biçimi Devrilmeler Yana devrilme ya da yuvarlanma Arkaya devrilme ya da şahlanma Eğimli arazi, keskin ve süratli dönüşler, arka tekerin bir çukura ya da yol dışındaki alçak bir bölgeye düşmesi(yoldaki seviye farklılıkları). Zeminde saplanmış ya da takılmış traktörü kurtarmaya teşebbüs etmek, yanlış halat ve ya zincir bağlantısı, çeki demiri üzerine aşırı yük bindirilmesi Ezilmeler/Çiğnenme Yolcu (Sürücü harici) düşmeleri Çoğu traktör tek kişi için tasarlanmıştır bu nedenle sürücü harici yolcular için güvenli yolculuk mümkün değildir. Operatör düşmeleri Alçakta bulunan ağaç dallarına takılma, sert zemin nedeniyle sürücü koltuğundan sekmeler Operatörün yerdeyken Dikkatsizlik sonucunda ezilmesi traktörün viteste iken çalıştırılması, Traktöre başka bir ekipmana bağlanırken ya da sökülürken devrilmeler Yerde operatöre yardımcı olan kişilerin ezilmesi Genellikle operatörün fark edemediği küçük çocuklardır. Çoğunlukla operatörün yerde iken ezilmesi ile aynı sebeplerden gerçekleşir Kuyruk Mili Kuyruk mili şaftına temas Muhafazası bulunmadığı halde kuyruk milinin traktör çalışırken açık bırakılması Kayma ve Düşmeler Traktöre bağlama ve söküm işlemlerinde Ayakların ıslak ya da çamurlu olması, ilk ve son adımların yer seviyesinden çok yüksekte olması ve tutacaklara uzanmanın zor olması, acelecilik Gürültüye bağlı işitme kaybı Traktör kullanılırken Egzoz susturucusunun hasarlı olması ya da bulunmaması, motor bakımının yapılmaması, kabinin sesi tekrar sürücüye yansıtması. Zarar verebilecek ses seviyesi traktör ve ona koşulmuş makinenin gürültüsünün birleşimi olabilmektedir. (ayrıca eski traktörler yenilerine göre daha

gürültülü çalışmaktadır)

Traktörün dengede kalması ağırlık merkezinin iz genişliği içinde kalmasına bağlıdır. Traktöre bağlanan ön yükleyici, gübre atma makinesi gibi parçalar ağırlık merkezinin yerini değiştirecektir. Traktörlerde güvenlik kuralları: - Traktörlerde devrilmeye karşı en önemli koruyucular emniyet barı, emniyet çerçevesi ve emniyet kabinidir. Emniyet kabini ayrıca hava koşullarından ve traktörden düşmelerden de korumaktadır. - Traktörler taşıyabilecekleri yüklere maruz bırakılmalıdır. Yokuş aşağı giden bir traktöre fazla yüklenmiş bir römork bağlanmışsa bir fren anında traktör dursa bile römork duramamakta ve traktörü arkadan itmek sureti ile traktörün yan dönmesine sebep olarak devrilme riski yaratabilmektedir. Ayrıca çeki demiri üzerine bindirilen ağır yükler traktörün şahlanmasına da neden olabilmektedir. - Kuyruk miline teması önleyecek bir muhafaza bulunmalıdır. Kuyruk mili şaftı üstünden atlanmamalıdır. - Yolcu koltuğu bulunsa bile sürücüden başka kimse traktöre binmemelidir. - Makinenin güvenli kullanılması için kullanım kılavuzlarının okunması gerekir. - Traktör operatörünün fiziksel, psikolojik ve fizyolojik olarak sorumlusu olduğu makineyi kullanabilecek kapasitede olması gerekmektedir. - Hangi şartta olursa olsun hareket halindeki traktöre binilmemeli ya da traktörden inilmemelidir. - Kaymaya karşı koruyucu ayakkabı ve iş kıyafeti giyilmelidir. Gerekli kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. - Özellikle eski traktör ve tarım makineleri tehlike arz etmektedir. Bu cihazların periyodik muayeneleri yaptırılmalıdır. - Tarım makine kazalarının %29'unda, kaza sırasında bu makinelerin çalışması gerekmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle güvenli durdurma kazaları önlemek adına alınabilecek en önemli önlemlerdendir. Emniyetli durdurma için öncelikle el freni çekilmeli, motor durdurulup güç kesilmeli, komuta kontrol kolları emniyetli pozisyona getirilmeli ve kontak anahtarı aracın üstünden alınmalıdır. Tarım Makinelerindeki Mekanik Tehlikeler Tarım makineleri yarattıkları tehlike bakımından tarımsal faaliyetler içinde en tehlikeli gruplardan biridir. Tarım makinelerinde mevcut olan düzenlerin çok hızlı hareket eden ya da çok yüksek dönüş sayılarına sahip parçalardan oluşması ve makinenin hareketli parçalarının birçoğunun açıkta çalışması risk oluşturmaktadır. Sıkıştırma, sarma ve kesme noktaları: Sıkıştırma noktası, birlikte çalışan iki makine parçasının en az birinin dairesel bir hareket gerçekleştirmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Sıkıştırma noktaları, makine elemanları arasındaki boşluğun vücudun çeşitli parçalarını veya giysileri "kıstıracak" ve tehlike yaratacak şekilde daralmasıdır ve genellikle kayış-kasnak, zincir-dişli ve dişli çarklar gibi hareket aktarım düzenlerinde yer alır. Sıkıştırma noktaları eller, parmaklar ya da ayaklar için tehlike arz etmektedir. Giyilen elbisenin bol olması ya da elbiselerdeki yırtık ve sökükler nedeniyle sarkan kumaş parçaları uzuvları sıkıştırma noktalarına kaptırmaların en önemli sebeplerindendir. Makine üreticileri bu tür düzenleri kapatmak sureti ile kısmen emniyet sağlayabilmektedir. Besleme düzenlerinde ise makinenin görevi engelleneceğinden koruma olanağı bulunmamaktadır. Bu tür makinelerde alınabilecek en iyi önlem

dikkatli olmak, bu noktaların yerlerini bilmek ve makine tamamen durdurulmadan bu düzenlere yaklaşılmaması olacaktır. Açıkta dönen her makine parçası potansiyel bir sarma noktasına sahiptir. Şaftlar, şaftların birleştirilmesinde kullanılan bağlantı elemanları ve hasat makinelerinin dövücü ve toplayıcı kısımları sarma noktalarının görüldüğü temel düzenlerdir. Giysilerin gevşek kısımları, açık ve uzun saçlar bu tür düzenlerde sıkıştırma noktalarında olduğundan çok daha büyük risk oluşturmaktadır. Genellikle çok hızlı dönen bu düzenler giysilerin yırtılmasına zaman kalmadan el ya da ayakların üzerlerine sarılmalarına neden olabilir. Tarım makinelerinde sarma noktasına sahip düzenlerin çok azı koruma altına alınabilmektedir. Bu nedenle bu tür düzenlere yaklaşırken çok dikkatli olunması, uygun giysilerin seçilmesi ve yine makine tamamen durdurulmadan müdahale edilmemesi gerekmektedir. Kuyruk mili şaftı üstündeki sıyrıklar, pas ya da kurumuş çamur kıyafetlerin şaft üzerine sarılmasına sebep olabilmektedir. Tarım makinelerinde kesme işlemi makaslama ve serbest kesme olmak üzere iki farklı türde gerçekleştirilmektedir. Makaslama kesme işleminde kesme, makasın kesme prensibine benzer şekilde bitki sapı birbirine doğru yaklaşan iki keskin kenar arasında sıkıştırılarak, serbest kesmede ise yüksek bir çevre hızıyla dönen (2100-2400 devir/dakika) bir bıçak yardımıyla bitki sapına vurularak (orakla biçmede olduğu gibi) gerçekleştirilmektedir. Buğday gibi taneli ürünler için kullanılan helezon konveyörler kesme noktası için uygun bir örnektir. Bu makinelerin çalışması sırasında çiftçiler çoğu zaman ellerinde tuttukları karton, kâğıt gibi maddelerle buğday tanelerini helezonun içine doğru ittirmekte ve anlık dikkatsizlik sonucu ellerinden yaralanmaktadır. Çarpma, çekme ve yanma noktaları: Çarpma noktası hareket eden iki parçanın birbirine yaklaşması sonucunda oluşmaktadır. Traktörün özellikle çekilir tip alet ve makinelere yaklaşması sırasında traktörde yer alan bağlantı elemanları ile alet ya da makinenin bağlantı kısımlarında karşılıklı olarak çarpma noktaları ortaya çıkmaktadır. Çekme noktaları genellikle hasat makinelerinde bulunmaktadır. Besleme/kesme tamburu gibi dönen parçalar her zaman çekme noktaları oluşturur. Bu tür düzenlerde özellikle çalışma esnasında müdahalede bulunmaya kalkışmak son derece büyük risk oluşturmaktadır. İnsanın reaksiyon süresi makineden kendini kurtarmaya yeterli olmayabilir. Bu durumda izlenebilecek en iyi yol makine tamamen durmadan müdahalede bulunmamak olacaktır. Sıcak susturucular, motor blokları, borular ve yakıt, kimyasallar gibi sıvılar traktör ve tarım makinelerinde muhtemel yanma noktalarıdır. Yanık şeklinde yaralanmalar genellikle makinelerin muayenesi ya da bakımı sırasında meydana gelmektedir. Yanıkları önlemek için muayene sırasında motor ya da herhangi bir makine parçasına dokunulmamalıdır. Üzerinde çalışılacak makine parçasının öncelikle sıcak olup oılmadığı kontrol edilmelidir. Depolanmış Enerji Hidrolik sistemler, basınçlı hava ve yaylar gibi sistemler enerjiyi depolamaktadır. Bu tür sistemlerde meydana gelen ani ya da beklenmedik basınç değişimleri çok çeşitli yaralanmalara sebebiyet vermektedir. Patlak bir hidrolik hortumdan çıkan hidrolik yağ çok yüksek bir basınç ile ortama yayılabilir ve eğer deri ile temas ederse kolaylıkla deriye nüfuz edebilir. Bu tür yaralanmaların belirtileri hafif olabilir ancak dâhili etkisi yoğundur. Hidrolik yağın, kas ve organlara nüfuz etmesi

çoğunlukla bir doktor müdahalesi gerektirir. Yağ, vücut dokuları için çok zararlı olup yayıldığı bölgenin kesilmesi ile sonuçlanan şiddetli deformasyonlara yol açabilir. Serbest Dönen Parçalar Özellikle hasat işlemlerinde kullanılan birçok tarım makinesinde, çeşitli amaçlara hizmet eden ve genellikle volan adıyla bilinen ağır ve hızlı dönen parçalar bulunmaktadır. Bu parçalar makineye hareket iletimi kesildikten sonra dahi sahip oldukları atalet momenti nedeniyle dönmeye devam ederler. Dolayısıyla çok yavaşlamış görünseler bile potansiyel olarak tehlike içerirler. Fırlatılan Cisimler Yere çok yakın ve çok hızlı dönerek çalışan biçme makineleri gibi bazı tarım makineleri çalışma organları arasına giren bitki dışındaki sap, toprak parçası ya da taş gibi fazla ağır olmayan yabancı materyalleri inanılmaz bir hızla çok uzak noktalara fırlatabilirler. Dolayısıyla çalışmaları esnasında bu makinelerin arkasında bulunan kişiler çeşitli şekillerde yaralanabilirler. 3.3.2 Tarımda Elektrik Riskleri Her yıl tarım sektöründe elektrikle çalışma nedeni ile bir çok kaza meydana gelmektedir, Bu kazaların birçoğu yüksek gerilim hatları ile ilişkilidir. Diğer kazalar ise elektrikli el aletleri ve uzatma kablolarından meydana gelmiştir. Ayrıca elektrik tesisatlarının ve ekipmanlarının zayıf olması yangınlara neden olmaktadır. - Kullanılan makinelerin maksimum boyları ve ulaştıkları maksimum noktaı bilinmelidir. - Tarım alanındaki ve sınırlarındaki yeraltı kablolarının geçtiği yerler mutlaka bilinmelidir. Tarım alanından geçen bütün hatlar hakkında bilginiz olduğundan emin olun. - Tarım alanından geçen bütün yer altı kabloları için ne kadar derinlikte çalışılabileceği bilinmelidir. - Elektrikli cihazlar güvenilir olmalı ve bakımı düzgün bir şekilde yapılmış olmalıdır. Herhangi bir bakım ya da onarım esnasında kablonun fişten çekildiği konusunda emin olunmalıdır. - Kişiye ve yapılan işe uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar(KKD) kullanılmalıdır - Acil durum anında makineye montajlı, kolay ulaşılabilir ve açıkça tanımlanmış bir kapatma düğmesi bulunmalıdır. - Makinenin güç kabloları uygun ve topraklı bir şekilde muhafaza edilmiş olması gerekir. - Yeterli sayıda priz olmalıdır. Prizlere adaptörler vesilesi ile fazla yük yüklemek yangına sebep olur. - Sigortalar devreyi koruyacak şekilde düzgün yerleştirilmesi gerekir. Kablolar asla folyo ile sarılmamalıdır. - Ana düğmeler hemen ulaşılabilir durumda ve tanımlı olmalıdır. Acil bir durum anında nasıl kullanılacağı herkes tarafından bilinmelidir. - Kablolama düzgün bir şekilde yapılmalı ve fare, kedi gibi hayvanların zarar veremeyeceği şekilde olmalıdır. - Zarar görmüş kablolar hemen tamir edilmeli ya da değiştirilmelidir. - Taşınabilir ekipmanlar, Güvenli ve izole trafodan azaltılmış olarak alınan voltajda çalışmalıdır. - Bir problem olduğunda anında gücü kesebilecek kaçak akım röleleri bağlanmalıdır. - Fişler, ıslak ve tozlu durumlara da uygun olmalıdır. - Kabloların ve taşınabilir aletlerin hepsi düzenli bir şekilde kontrol edilmelidir. - Bozuk cihazların yetkili bir kişi tarafından tamir edilene kadar kullanılmadığından emin olunmalıdır - Temizlik ve ayarlamalardan önce fişi prizden çıkarmak ve izole etmek ihmal edilmemelidir. - Uzatma kablolarının minimum kullanılması adına yeterli derecede priz sağlanmalıdır.

3.4 Tarım Çalışanlarında Görülen Ergonomik Problemler Tarım, fiziksel olarak güç gerektiren bir iş olduğundan, çalışanlar özellikle kas-iskelet rahatsızlıkları ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Tarım çalışanlarının birçoğu ağır yükleri uygun olmayan pozisyonlarda kaldırmakta, sık sık eğilmekte, kolları omuz hizasından yüksekteyken çalışmakta, el ve bileklerini sürekli hareket ettirmekte ve durarak çalışmaktadırlar. Tarım çalışanları zaman zaman tarım aletleri kullanımında titreşim ve gürültüye maruz kalmaktadır. Ayrıca parça başına ücret ödenen yerlerde hızlı çalışmak zorunda kalmaktadırlar ve bu durum dikkatsiz çalışmaya neden olup kazalara yol açmaktadır. Bunların dışında burkulma ve incinmeler de tarım çalışanları için önemli risk faktörü oluşturmaktadır. Tarım işçilerinde en çok görülen ergonomik rahatsızlıklar sırt, kol, bacak ve omuzlarda oluşan kasiskelet rahatsızlıklarıdır. Kas-iskelet rahatsızlıkları çalışanların yaptıkları islere göre farklılık göstermektedir. Örneğin bilekte oluşan karpal tünel sendromu olarak bilinen rahatsızlık süt sağan çiftçilerde sıkça gözlemlenmekteyken dizde ve kalçada görülen artrit mandıralarda ağır yük taşıyan işçilerde görülmektedir. Bu rahatsızlıklar çeşitli sakatlıklara yol açabilir ve bu durum çalışan sağlığının dışında çalışanın kazancına ve büyüme profiline de etki etmektedir. Çalışma sırasında öncelikle aşağıdaki kurallara mutlaka uyulmalıdır: Çalışma araçları omuz yüksekliğinden yukarı konmamalıdır. Tekrar eden işler arasında yeterli süre olmalı yada işçiler arasında rotasyon yapılmalıdır. Bacaklardan destek alınarak kaldırma yapılmalıdır. Toplanan meyve ya da sebzeye yakın mesafede olunmalıdır. Taşımanın kolaylaşması için küçük paketler veya yığınlar yapılmalı, ağır kaldırmamaya özen gösterilmelidir. Yukarıdaki kurallara uymakla birlikte sık görülen problemlere karşı pratik çözüm önerileri de göz önüne alınmalıdır. En fazla görülen problemler ve bunlara dair uygulanabilir çözüm önerileri aşağıdaki gibi sıralanabilir: - Problem: Ağır saksıları kaldırmak ve taşımak için işçi defalarca eğilmek zorunda kalmaktadır. Öne doğru eğilmek sırt ağrısına yol açmaktadır. Ayrıca taşıma sırasında ağırlık nedeniyle işçinin sırt bölgesi zarar görmektedir. Çözüm: Bu tür saksıları kaldırmak için özel tasarlanmış tutacak kullanılmalıdır. Bu tutacakların kullanımı eğilme açısını azaltacak, eğilme süresini kısaltacaktır. Ayrıca sırtta kaldırma esnasında oluşan gerginliği azaltacak ve bu nedenlerle çalışanın verimliliğini arttıracaktır. - Problem: Yerden bitki toplama sırasında eğilmeye bağlı olarak sırt ağrısı oluşabilir. Saksıya koyma işlemi yapılmadan önce bitkiler genellikle plastiklerde muhafaza edilmektedir. Çalışanlar yabani otları temizlemek için eğilmekte ve bir süre bu pozisyonda kalmaktadırlar. Çözüm: Ayıklama sırasında hareket edebilen bir sehpa kullanılması sırttaki gerilimi azaltacak ve işçi daha rahat ayıklama yapabilecektir. - Problem: Meyve toplama ve taşımada kullanılan leğenlerin büyük ve ağır olması nedeniyle bu leğenleri kullanan işçilerin kaldırma ve taşıma sırasında kas-iskelet rahatsızlıklarına yakalanma olasılıkları yüksektir.

Çözüm: Daha küçük leğen kullanımı hem taşıma hem de kaldırma sırasında işçinin daha rahat hareket etmesine olanak sağlayacaktır. - Problem: Ağır yüklerin tek kişiyle hareket ettirilmeye çalışılması sonucu kas-iskelet rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Çözüm: Ağır yüklerin yardımlaşma yoluyla çok kişiyle kaldırılma işin hızını arttıracak ve oluşabilecek rahatsızlıkların önüne geçecektir. - Problem: Küçük odunsu bitkileri keserken kullanılan kesicilerin yetersizliği ve yinelenen tutma hareketi el, kol ve bileklerde kronik problemlere yol açabilir. Çözüm: Tezgaha monte edilmiş güçlü bir kesici kullanılması güç gerektiren ve sürekli yapılan isin zorluğunu azaltır ve kesileceklerin elle tutulması zorunluluğunu ortadan kaldırır. Ayrıca üretim hızını da arttırır. - Problem: Uzun saplı metal yer kazıma aletinin sürükleme ve itme esnasında çok güç harcamayı gerektirir. Çözüm: Alete el ergonomisine uygun tutma yeri eklenmesi hem sürüklemeyi kolaylaştırır hem de daha geniş bir alana kuvvet uygulanmasını sağlar. - Problem: Yeşil yapraklı sebzelerin yıkanması sırasında oluşan yıpranma ve zaman kaybı oluşur. Çalışan yıkama sırasında sürekli eğilmek, kaldırmak ve sıkıca tutmak zorundadır ve yavaş yıkama ürün kalitesini bozar. Çözüm: Yıkama sırasında çuval kullanılması prosesi hızlandırır, kaliteyi arttırır ve soğuk su ile temasın az olmasını sağlar. - Problem: Düzgün olmayan kapların ağırlık merkezi vücuttan uzaktır ve taşıması zordur. Çözüm: Standart kapların kullanımı ağırlık merkezinin vücuda yakın olmasını ve kavramanın kolaylaşmasını sağlar. Aynı boyuttaki kapların bir arada durması daha kolaydır. - Problem: Ağır yüklerin elle taşınması yorucudur ve bir defada az sayıda yük taşınabilir. Ayrıca eğilme, dönme, durma hareketleri yapılır. Zaman açısından da verimsizdir. Çözüm: Ağır yükler uygun el arabalarıyla taşınmalıdır. - Yükün tümüyle manuel olarak hareket ettirildiği düşünüldüğünde, elle taşımanın tamamen ortadan kaldırması mümkünse aşağıda verilen tavsiyeler uygulanmalıdır. - Görev olabildiğince mekanize edilmelidir. Büyük boyutlu malzemeler sadece makinelerle taşınabileceği için taşınacak balyaların, gübre torbalarının vb. malzemelerin büyük ebatlarda hazırlanması uygun olacaktır. - Doldurma, taşıma ve tohum çuvallarını boşaltma işlemlerini ortadan kaldırmak için diğer mekanik sistemler kullanılabilir. - Düzenlemelerin, ağırlık limiti, görev, yük, insan kapasitesi ve çalışma koşulları gibi belli başlı parametreleri tespit etmediğini unutmamak gerekir. - Eğer elle taşıma önlenemiyorsa, taşıma esnasında uygulanan operasyonlar incelenerek mevcut riskler tespit edilmelidir; Yük taşıma sırasında gövdeden belirli bir uzaklıkta mı tutulmaktadır?

- Bükülme ya da burulma var mıdır? - Eğilme ya da yukarı doğru esneme var mıdır? - Aşırı kaldırma, indirme ya da taşıma mesafeleri var mıdır? - İtme ya da çekme işlemi için aşırı güç sarf edilmekte midir? - Yük hassas olarak konumlandırılmakta mıdır? - Yüklerin ani hareket riski var mıdır? - Sık ya da uzun süreli fiziksel efor harcanmakta mıdır? - Dinlenme ve iyileşme süreleri yeterli midir? - Birden fazla kişi ile taşıma var mıdır? - Yoğun çalışma, sıkışık son teslim tarihleri ve çalışma metotlarında kontrol eksikliği mevcut mudur? 3.5 Hububat Silolarında İş Güvenliği Ekilen hububat; toplandıktan sonra başlangıçtaki kalitesini koruması için tüketime verilinceye kadar çeşitli şekillerde depolanır. En yoğun depolama şekli silolarda depolamadır. Silolar çalışanlar için iş sağlığı ve güvenliği yönünden ciddi riskler taşımaktadır. Mevcut ve gelecek tehlikeleri bilmek bu silolarda yaşanabilecek kazaların önüne geçmeye, önleyici bir yaklaşım sergilemeye imkan sağlayacaktır. Hububat silolarındaki tehlikeler 3 ana başlık altında toplanabilir: 3.5.1 Girdap içine çekilme ve boğulma Hububat siloları her şeyden önce kapalı alanlardır ve bu alanlara girmek ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Bu noktada başlıca iki tehlike girdap içine çekilme ve boğulmadır. Girdap içine çekilme tehlikesiyle en çok karşılaşılan durum çalışanların gerekli önlemleri almadan silo boşaltılırken içeri girmesi ve hareket eden ürünün üzerinde durmasıdır. Bunun sonucunda ürün saniyeler içinde bir bataklık gibi kişiyi içine çekmektedir. Diğer bir durum ise nemli ürünün topaklanarak üst tabakada köprü oluşturması halinde yaşanmaktadır. Boşaltma işlemi başladığında silodaki ürün hareket etmekte eksilen ürünün yerinde hava boşluğu oluşmaktadır. Boşaltma işlemine devam edildiğinde bu köprü oluşturan ürün hava boşluğuna düşmekte ve tıkanan siloyu açmaya gelip bu köprü üzerinde duran çalışanı hububatın içine çekmektedir. Bir diğer tehlikeli durum, silo çeperlerinde kalmış ürünün onu temizlemek için uğraşan çalışanın üstüne aniden yığılması ve kişiyi soluksuz bırakmasıdır. Hububat ağırlığı dolayısıyla, içine düşen çalışanın yardım olmadan çıkmasına izin vermemekte ve bu olaylar diğer arkadaşını kurtarmaya gelen kişilerin hiçbir önlem almadan müdahale etmeye çalışmaları ve kendilerinin de siloya düşmeleri sonucunda toplu ölümlerle sonuçlanmaktadır. Boğulma ise çalışanın hububat yığınında kalmasının yanı sıra siloda biriken toksik gazlar sebebiyle de gerçekleşmektedir. Kapalı bir alan olan siloda fermentasyon sonucu NO, NO2, N2O4, CO2 gazları; bozunma sonrasında ise CH4, NH3 ve H2S gazları birikmektedir. Bu gazlar, ürün siloya konulduktan sonraki ilk 48 saat içerisinde en yüksek konsantrasyonuna ulaşmakta ve konsantrasyonu azalsa da bunu takip eden 4 hafta boyunca ortamda bulunmaktadırlar. Önlem alınmadan girildiğinde ise bu silolarda akut zehirlenmeler, boğulmalar yaşanmaktadır. Silolarda girdap içine çekilme ve boğulma riskini önlemek için alınabilecek önlemler şöyle sıralanabilir:

- Çalışanlar, yükleme ya da boşaltma yapılırken asla silolara girmemelidir. Siloya girilmeden önce beklenmedik bir operasyonun olmasını engellemek için yükleme ve boşaltma sistemine giden güç kaynağı kesilmeli, otomatik ya da manuel çalışan bütün aletler kilitlenip etiketlenmelidir. - Çalışanlar siloya asla tek başlarına girmemeli, en az 2 kişi siloya girene nezaretçilik yapmalıdır. Siloya girecek kişinin emniyet kemeri olmalı ve nezaretçilerden biri silonun içine giren kişiyi sürekli görebilecek bir yerde durmalıdır. Diğer nezaretçi ise acil bir durumda yardım getirebilmelidir. Silo içine giren çalışan ve nezaretçi ekipman gürültüsü anlaşmayı zorlaştıracağı için önceden anlaşmak için el kol işaretleri belirlemelidir. - Bütün yüzeylerde, hububatın topaklanarak köprü oluşturduğu farz edilmeli ve içeri girmeden önce hububat yüzeyi tahta bir çubukla dışarıdan kırılmalıdır. Aynı şekilde silo çeperine yapışmış hububatlar da içine girilmeden dışarıdan çubuk yardımıyla temizlenmelidir - Toksik gazlardan kaynaklanabilecek boğulma tehlikelerini önlemek için yeni ürün eklendikten sonraki 3-4 hafta silolara girilmemelidir. Eğer girmek zorunlu olursa, silo en az 30 dakika havalandırılmalıdır. Silonun büyüklüğüne havalandırma süresi uzatılabilir. 3.5.2 Toz patlaması Hububatlar geniş ve yüksek silolarda depolanmakta bunun için ürün elevatörler yardımıyla silonun en üst noktasına çıkarılıp siloya dökülmektedir. Bu esnada açığa çıkan toz havada asılı kalmakta ve patlama tehlikesi oluşturmaktadır. Hububatlar içerisinde mısır, buğday, pirinç, pamuk ve yulaf tozları patlayıcı niteliktedir. Tozun patlaması için havada belirli bir konsantrasyona ulaşması ve bir kıvılcım kaynağının olması gerekmektedir. Silolarda toz patlamasının en çok görülebileceği yer kovalı elevatörlerdir. Burada hububat sürekli hareket halindedir ve sürekli olarak toz açığa çıkmaktadır. Burada statik boşalma ve sürtünmeyle ısınmış yataklar birer kıvılcım kaynağı olabilmektedir. Bir toz patlaması olduğunda bu patlama daha önceden silonun çeperlerinde ve üzerinde kalmış olan tozları da havalandırarak yeni toz bulutları oluşturabilir. Bu da zincirleme patlamaları beraberinde getirir. Toz patlamalarının gücü 10 bara kadar çıkabilir ve çok yıkıcıdır. Toz patlamasının önlenmesi için aşağıda belirtilen önlemler alınmalıdır; - Yatakların, konveyör ve bantların düzenli bakımının yapılarak yağlama eksikliği ya da sürtünmeden dolayı aşırı ısınarak kıvılcım kaynağı oluşturması önlenmeli - Havalandırma yapılmalı - Toz patlamasının söz konusu olabileceği yerlerde sigara içilmesi yasaklanmalıdır. 3.5.3 Yüksekten düşme, yangın, elektrik çarpması Silolarda yüksekten düşme silo çatısına ya da içerisine girilecek noktaya ulaşmak üzere dikey dış merdivenlerin kullanılması esnasında gerçekleşmektedir. Bu ölümcül sonuçları olabilecek ciddi bir tehlikedir. Bunun yanı sıra, hem toz patlaması hem de konveyör, belt ve yatakların aşırı ısınması ya da fanlar, kurutucular ve boşaltma ekipmanları için var olan kablolardan olabilecek elektrik kaçakları yangına sebebiyet verebilmektedir. Bir diğer tehlike de taşınabilir konveyörlerin elektrik hatlarına çarpması sonucu elektrik çarpmalarının yaşanmasıdır. Yüksekten düşmenin önlenmesi için;

- Merdivenlerin düzenli olarak bakımının yapılması - Islak ya da buz tutmuş merdivenlerin kullanımının engellenmesi - Sabit merdivenin 6 metreden daha uzun olduğu durumlarda merdivene emniyet kafesi yaptırılması - Merdivenlere her biri kişinin ağırlığını taşıyabilecek korkulukların yapılması - Kişinin düşeceği mesafeyi kısıtlamaya yarayan emniyet kemerlerinin kullanılması ile önlenebilir. 3.6 Pestisitlere Mesleki Maruziyet Tarım ilaçları, istenmeyen bitki ve canlıları denetim altında tutmak/ önlemek için kullanılan maddeler, bitki büyümesini ayarlayıcı maddeler, yaprak dökülmesini sağlayan maddeler ve nem alıcı olarak kullanılan maddelerdir. Kullanım alanlarına, etkin maddenin kimyasal yapısına, grubuna ve toksisite derecesine bağlı olarak tarım ilaçları değişik gruplar altına alınmıştır. Günümüzde etkin maddesine göre pestisit el kitabına giren ilaçların değişik formülasyonları ile oluşturulmuş 20000'den fazla ticari isimde tarım ilacı mevcuttur. Tarım ilaçları kullanımları ve uygulanmaları sırasında, depolanmaları nedeniyle ve bertaraf edilmeleri sonucunda insana ve çevreye çeşitli zararlar verirler. Özellikle kimyasal dayanıklılığı yüksek ve vücuttan atılım hızı düşük olan ilaçlar çevre ve canlılarda birikirler. Suda çözünürlüğü düşük, yağda çözünürlüğü fazla olan ilaçlar ise deniz ve göllerde birikime neden olur. Örneğin balık ve deniz canlılarındaki birikim deniz ve göllerden yaklaşık 1000-10000 kat fazla olabilir, bunun sonucunda da toplu balık ölümleri meydana gelebilir. Tarım İlaçlarının Kullanım Sonucu Oluşan Etkileri Tarım ilaçlarının vücuda girebileceği en kolay yol deri ile teması halinde gerçekleşir. Etkileşimden sonra ise deride aylarca kalabilirler. Deri yolu ile giren ilaçların emilme hızı; ciltte yara ya da kesik olması, cildin nemli veya terli olması ya da ilacın ciltte uzun süre kalması halinde değişebilir. Özellikle emilim hızı yüksek olan tarım ilaçları vücuda; kulak yolu, avuç iç, kafa derisi, ön kol, gözler ve genital bölgeden giriş yaparlar. Eğer ilaç solvent formda kullanılıyorsa emilim daha hızlı olur. Cilt temasının yanı sıra, solunum ve ağız yoluyla da tarım ilaçları vücuda giriş yapabilmektedir. Çiftçiler, tarım işçileri ve diğer işçiler, yapısal böcek kontrol teknisyenleri, çim ve bahçe bakım görevlileri gibi ilaç formülasyonu hazırlayan kişiler, ilaç imalatında çalışan işçiler, hasat ve bakım işlerinde çalışanlar kullanım dolayısıyla ilaçlardan zarar görürler. Tarım ilaçlarının insan sağlığına olan etki ve etki şekillerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Akut Zehirlenme: İlacın bir alımıyla ani olarak ortaya çıkan zehirlenmedir. İlaçlı ürünü yiyenlerde, fazla yoğun ortamda solunum yoluyla ya da cilde teması ile maruz kalmalarda ortaya çıkar. Bu ilaçların üretiminde ve uygulamasında çalışanların gerekli önlemleri almamaları durumunda ortaya çıkabilir. Bulantı ve kusma en sık görülen belirtilerdir. Kronik Zehirlenme: İlacın tekrarlanan alımlar neticesinde vücutta birikmesiyle oluşan zehirlenmelerdir. Etki ve belirtileri uzun vadede ortaya çıkmaktadır. Allerjik Etki: Daha çok hassas insanlarda ve genellikle ilaç uygulaması yapan veya ilacın bulunduğu ortamda çalışan işçilerde görülür. Gözlerde kanama, ciltte kızarma veya kasıntı oluşabilir. Kanserojenik Etki: Daha çok İlacın kimyasal yapısının kanserojenik özellik taşımasıyla çok ortaya çıkar.