Sanat yönetmeni: Utku Lomlu / Lom Creative ( Kapak illüstrasyonu: Burcu Toral

Benzer belgeler
Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Sem Okulu Sevmiyor. Sophie Martel. Christine Battuz. Yalçın Varnalı. Resimleyen. Çeviren

ALESSANDRO BARICCO SMITH & WESSON

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Küçük Yaşar ın Öyküsü. Alucura Çayevi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

ECE TEMELKURAN İÇ KİTABI

TOMBALAK ı HIÇKIRIK TUTTU!

küçük İskender THE GOD JR

Küçük Hasır Sapka. Korkut Erdur 1980 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı mezunu.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

KURUKAFA AİLESİ ve CANAVARIN HAZİNESİ

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Korkulu Bir Gün Yalvaç Ural Rana Mermertaş

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Deneyler ve Hayaletler

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

TEKİR NOKTALAMA İŞARETLERİNİ ÖĞRETİYOR

ŞEHİRLERE ALIŞAMADI Sabahattin Ali nin Şehirleri

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Anna Branford. Violet Mackerel in Küçük Sürprizler Teorisi

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

ISBN :

AĞAÇLARIMIZA NE OLDU?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

CEM AKAŞ SİNCAPLI GECE EKSİLTMELİ ROMAN

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

Feridun Oral (1961, Kırıkkale) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nden 1985 te mezun oldu. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok sergi, bienal

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar

Bu kitabın sahibi:...

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

Jim Davis in izinde PARA, ŞÖHRET VE PIZZA

Yapı Kredi Yayınları -???? Doğan Kardeş - 911

2

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

ENGİN TÜRKGELDİ ORADA BİR YERDE

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Her gun. yeni bir. macera

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Yapı Kredi Yayınları Canlar Ölesi Değil / Demet Taner. Kitap editörü: Murat Yalçın. Düzelti: Filiz Özkan. Tasarım: Nahide Dikel

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

YUSUF ATILGAN BÜTÜN ÖYKÜLERİ

SEÇİM KAZANMA SANATI. Politikada-İş Dünyasında-STK larda. Kamil SÖNMEZ

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Nastasia Rugani Resimleyen Charline Collette. Böcek Tamircisi

Devlet BESleniyor. Ben BES i okurken sana yardımcı olmaya geldim dedi.

SAFTİRİK Greg in Günlüğü HEY GİDİ GÜNLER!

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Transkript:

İVAN TURGENYEV RÜYA

Can Klasik Rüya, İvan Turgenyev Rusça aslından çeviren: Uğur Büke Sçigrovsklu Hamlet ilk kez 1849 da Sovremennik dergisinde, Rüya 1877 de Novoye Vremya gazetesinde yayımlanmıştır. Bu çeviriye kaynak alınan baskı: Полное собрание сочинений и писем в 30 томах, Москва, Наука, 1982, Т. 3-9. 2021, Can Sanat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: 2021 2. basım: Şubat 2022, İstanbul Bu kitabın 2. baskısı 3 000 adet yapılmıştır. Dizi editörü: Ayça Sezen Editör: Cansu Varol Düzelti: Burçin Gönül Mizanpaj: Atahan Sıralar Sanat yönetmeni: Utku Lomlu / Lom Creative (www.lom.com.tr) Kapak illüstrasyonu: Burcu Toral Baskı ve cilt: As Bilgi Teknolojileri Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Orhangazi Mahallesi Demir Sokak No:2/1 Esenyurt/İstanbul Sertifika No: 52996 ISBN 978-975-07-5173-8 CAN SANAT YAYINLARI YA PIM VE DA ĞI TIM TİCA RET VE SA NAYİ A.Ş. Maslak Mah. Eski Büyükdere Cad. İz Plaza Giz, No: 9/25 Sarıyer/İstan bul Te le fon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 canyayinlari.com/9789750751738 y a y i n e v i @ c a n y a y i n l a r i. c o m Sertifika No: 43514

İVAN TURGENYEV RÜYA ÖYKÜ Rusça aslından çeviren Uğur Büke

İvan Turgenyev in Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Avcının Notları, 2007 Babalar ve Oğullar, 2010 Klara Miliç, 2020

İVAN TURGENYEV, 1818 de Rusya da doğdu. Üç yıl Berlin de öğrenim gördükten sonra ülkesine toprak köleliğine karşı, Batı yanlısı bir liberal olarak döndü. Dönemin ünlü eleştirmeni Vissarion Be linskiy den büyük destek gören Turgenyev, uluslararası üne erişen ilk Rus ya zar oldu. 1840 lar ve 1850 lerde aralarında Avcının Notları nın da bulunduğu, köy yaşamı ve köylüleri anlattığı öyküleriyle tanındı. 1860 ta yayımlanan Devrim Öncesi adlı romanı, genç aydınların karşılaştığı sorun ları ve Rusya nın büyük değişim öncesindeki durumunu konu alıyordu. En önemli romanı Babalar ve Oğullar da (1862), kuşaklar arasındaki çatışmayı derinlemesine sergiledi. Tolstoy ve Dostoyevski ile olan kavgaları ve Rusya daki edebiyat çevrelerine yabancılaşması sonucunda, yaşamının son yirmi yılını Baden-Baden ve Pa ris te geçirdi. Duman (1867) adlı romanında, Rus aydınlarının hem sağ hem de sol kanatlarının karikatürlerini çizdi. 1883 te Paris yakınlarında, Bougival de öldü. UĞUR BÜKE, 1959 da Suşehri nde doğdu. Öğretmen Okulu nu bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü ne girdi. 1981 de mezun olduktan sonra Türki ye nin Sesi radyosunda Rusça spiker ve çevirmen olarak çalıştı. Askerliğinin ardından İstanbul a yerleşerek turist rehberliği ve Sovyetler Birliği Başkon so los luğu nda çevirmenlik yaptı. Nikolay Gogol, Lev Tols toy, İvan Turgenyev, Nikolay Leskov, İvan Bunin, Valentin Rasputin, Anatoli Rybakov, Yuri Bondarev, Nikolay Nekrasov, İlya Boyaşov, Svetlana Uturgauri, Olcas Süleymenov, R. Abutalıbov, E. Muradaliyeva gibi yazarların eserlerini Türkçeye kazandıran ve TYS üyesi olan Büke evli ve bir kız çocuk sahibidir.

İçindekiler Şçigrovsklu Hamlet... 11 Rüya... 41

ŞÇİGROVSKLU HAMLET Seyahatlerimden birinde zengin toprak sahibi, avcı Aleksandr Mihaylıç G*** den öğle yemeği daveti aldım. Köyü, o zaman benim kaldığım küçük köyden beş verst kadar uzaklıktaydı. Herkese onsuz ava bile gidilmemesini tavsiye ettiğim frakımı giydim ve Aleksandr Mihaylıç a gitmek üzere yola koyuldum. Yemek akşam altıya hazırlanmıştı, ben saat beşte gittim ve resmî ceketli, sivil kıyafetli ve kimliklerini daha az belli eden başka giysiler içinde çok sayıda soyluyu orada hazır buldum. Ev sahibi beni içtenlikle karşıladı ve ardından hemen servis odasına koştu. Yüksek mevkili birini bekliyordu ve toplumda kimseye bağlı olmayan, konumu ve zenginliğiyle hiç uyuşmayan bir heyecan hissediyordu. Aleksandr Mihaylıç hiç evlenmemişti, kadınları sevmiyordu, onun evinde yalnızca erkek erkeğe toplanılıyordu. Şaşaa içinde yaşıyordu ve dededen kalma konağı muhteşem şekilde yeniden yaptırmıştı, her yıl Moskova dan on beş bin rublelik şarap ısmarlıyor ve genel olarak büyük bir saygı görüyordu. Aleksandr Mihaylıç çoktan emekli olmuş ve pek öyle önemli bir mevkiye falan da ulaşamamıştı... İyi de bu yüksek mevkili konuğu davet etmesinin ve bu ziyafet günü sabahtan beri heyecan içinde olmasının nedeni neydi? Gönül rızasıyla verenlerden rüşvet alıp almadığı 11

sorulan avukat dostumun dediği gibi, bu konu bilinmezliğin karanlığıyla kaplıydı. Ev sahibinden ayrıldıktan sonra odaları dolaşmaya başladım. Hemen hemen bütün konuklar bana yabancıydı, yaklaşık yirmi kişi çoktan oyun masasına oturmuştu. Prafa 1 sevenlerin arasında, asil ama hafifçe yıpranmış yüzlü iki asker; kararlı ama iyi niyetli insanlardaki gibi sarkık ve boyalı bıyıklı, sıkı kravatlı birkaç sivil yönetici (bu iyi niyetli insanlar kartları büyük bir özenle çekiyor ve başlarını çevirmeden gelenlere yan gözle bakıyorlardı); şiş göbekli, tombul ve terli elli, bacakları saygılı bir şekilde birleşik beş ya da altı düşük mevkiden yerel memur (bu beyler yumuşak bir sesle konuşuyor, dört bir yana küçük gülücükler dağıtıyor, kâğıtlarını boyunbağlarına yakın tutuyor, koz çıkarken masaya vurmuyor, tam tersine kâğıtları süzülürcesine yeşil çuhaya bırakıyorlardı; aldıkları kâğıtları destelerken oldukça nazik ve güzel bir gıcırtı çıkarıyorlardı) göze çarpıyordu. Diğer soylular divanlarda oturuyor, kapı ve pencere önlerinde duruyorlardı. Dış görünüşüyle kadına benzeyen, genç sayılmayacak bir toprak sahibi, hiç kimse ona bakmamasına karşın köşede duruyor, irkilerek kızarıyor ve karnının üstüne sarkan saatinin mühür olarak da kullandığı kapağını şaşkın şaşkın çevirip duruyordu; frakları terziler loncasının büyük ustası Firs Klühin in makasından çıkma olduğu belli olan kareli pantolonlu birkaç kişi, yağlı ve çıplak enselerini özgürce döndürerek laubali ve ateşli bir şekilde tartışıyordu; çekindiği belli olan, baştan aşağı simsiyah giyinmiş yirmili yaşlardaki miyop ve sarı saçlı bir genç alaylı alaylı gülümsüyordu... Tam canım sıkılmaya başlamıştı ki, öğrenimini yarıda bırakmış olan ve Aleksandr Mihaylıç ın evinde... ola- 1. 32 lik desteyle üç ya da dört kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu. (Ç.N.) 12

rak kalan, aslında ne olarak kaldığı pek dile getirilmeyen genç Voynitsın diye biri yanıma geldi. Çok iyi ateş ediyor ve köpek eğitmeyi iyi beceriyordu. Onu önceden Moskova dan tanıyordum. Her türlü sınavda tıp oynayan yani profesörün hiçbir sorusuna tek bir sözle bile yanıt vermeyen öğrenci kategorisinden genç bir adamdı. Bu beylere, telaffuzu güzel geldiği için favorici de deniliyordu. (Gerçi çok eskilerde kaldı, bildiğiniz gibi.) 1 Olay şöyle gelişiyordu: Profesör, Voynitsın a seslenirdi. O zamana kadar hiç hareket etmeden sırasında oturan ve tepeden tırnağa ter içinde kalan Voynitsın, yavaşça ama hiçbir şey düşünmeden etrafa bakarak ayağa kalkar, aceleyle resmî ceketinin bütün düğmelerini boğazına kadar ilikler ve sınavı yapan hocaların masasına yaklaşırdı. Bir kâğıt alır mısınız lütfen? diye nazikçe sorardı profesör. Voynitsın elini uzatır ve heyecanla soru kâğıtlarına dokunurdu. Sınav için başka fakülteden gelen ve ânında bu zavallı favoriciye kin gütmeye başlayan yaşlı ve titiz profesör, Ama seçmeyin, diye itiraz ederdi titreyen sesiyle. Voynitsın kaderine razı olur, soruyu alır, numarasını gösterip ondan önceki öğrenci cevabını verene kadar oturmak üzere pencerenin eşiğine yönelirdi. Eskisi gibi ağır ağır etrafa bakmak yerine gözlerini soru kâğıdından ayırmaz hatta hiçbir organı kımıldamazdı. Sonunda, ondan önceki öğrenci sınavı bitirir ve ona gösterdiği performansa göre İyi, çıkın, ya da İyi, hem de çok iyi, derlerdi. Ardından Voynitsın ı çağırırlardı. Voynitsın kalkar, emin adımlarla masaya yaklaşırdı. Soruyu okuyun, derlerdi. Voynitsın soru kâğıdını iki eliyle burnuna kadar yaklaştırır, oldukça yavaş şekilde okur ve aynı yavaşlıkta 1. 1837 de Çar I. Nikolay ın emriyle devlet memurlarının sakal ve bıyık bırakmaları yasaklanmıştı. Bu yasak öğrencileri de kapsamıştı. Yazar, bu yasağa gönderme yapıyor. (Ç.N.) 13

ellerini indirirdi. Eh, buyurun cevaplayın, derdi aynı profesör tembelce, gövdesini geriye yaslayıp ellerini göğsünde bağlayarak. Mutlak bir sessizlik hüküm sürerdi. Neyiniz var? Voynitsın susardı. Yabancı ihtiyar sinirlenmeye başlardı. Bir şeyler söylesenize! Bizim Voynitsın ölü gibi susardı. Tıraşlı ensesi, arkadaşlarının meraklı bakışlarının karşısında azametli ama hareketsiz biçimde dururdu. Yabancı ihtiyarın gözleri yerinden fırlamak üzereydi. Voynitsın dan kesinlikle nefret ederdi. Ama çok tuhaf, derdi diğer hoca, dilsiz gibi ne duruyorsunuz öyle? Cevabı bilmiyor musunuz yoksa? Öyleyse, söyleyin. Zavallı kısık sesle, İzninizle, başka bir soru alayım, derdi. Profesörler birbirine bakardı. Hadi, al, derdi sınav başkanı elini sallayarak. Voynitsın yeniden soru çeker, yeniden pencereye gider, yeniden masaya gelir ve yeniden ölü gibi susardı. Yabancı ihtiyar onu canlı canlı yiyecek hale gelirdi. Sonunda onu kovup sıfırı basarlardı. Ne dersiniz, bundan sonra çıkıp gider miydi? Tabii ki hayır! Kendi yerine geçer, sınavın sonuna kadar hareketsizce oturur ve çıkarken bağırırdı: Ne bu be! Amma kazık! O günü Moskova yı dolaşarak geçirir, ara sıra başını ellerinin arasına alıp bedbaht kaderine lanetler yağdırırdı. Elbette kitabın başına çökmez, ertesi sabah aynı oyun yeniden sahnelenirdi. İşte bu Voynitsın yanıma gelmişti. Moskova dan ve avdan bahsediyorduk. İster misiniz, diye fısıldadı, sizi buranın en nüktedan kişisiyle tanıştırayım? Lütfedersiniz. Voynitsın beni kısa boylu, uzun perçemli, bıyıklı, kahverengi frak giyen ve alacalı bir kravat takan adamın yanına götürdü. Zekâ ve kötülükle beslenen çevik vücut hatlarından içindeki öfke okunuyordu. Kaçak ve alaylı gülümseyişi dudaklarını mütemadiyen büküyordu. Si- 14

yah süzgün gözleri farklı boydaki kirpiklerinin altından küstahça bakıyordu. Yanında şişman, yumuşak, sevimli deyim yerindeyse baldan tatlı ve tek gözü kör bir toprak sahibi duruyordu. Küçük adamın nüktelerine önceden gülüyor ve memnuniyetten eriyormuş gibi görünüyordu. Voynitsın beni, Pyotr Petroviç Lupihin denilen nüktedan adama tanıttı. Tanışıp karşılıklı selamlaştık. İzninizle size en yakın dostumu takdim edeyim, dedi birden Lupihin sert bir sesle, tatlı toprak sahibinin elini tutarak. Çekinmeyin siz de Kirila Selifanıç, diye ekledi, sizi yemezler. Evet, diye devam etti. Bu arada mahcup Kirila Selifanıç eğilerek öyle güçlükle selam verdi ki şişko karnı vücudundan ayrılmış gibi oldu. Evet, onur duyarım, müthiş bir soyludur kendisi. Elli yaşına kadar sağlığı mükemmeldi, birden gözünü tedavi etmeye kalkıştı ve sonunda bir gözünü kaybetti. O günden beri, aynı başarıyla kendi köylülerini de tedavi ediyor... Tabii ki onlar, büyük bir bağlılıkla... Yani şöyle, diye mırıldandı Kirila Selifanıç ve güldü. Bitirin sözünüzü dostum, bitirin, diye araya girdi Lupihin. Sizin gibi iyi birini hâkimliğe bile seçebilirler ve seçecekler de, görürsünüz. Tabii bakanlar kuşkusuz düşünme işini sizin yerinize yapacaklardır; yalnız bilin ki sizin de konuşmanız gerekecektir, sırf başkalarının fikirlerini tekrar etmek için olsa bile. Diyelim ki vali geliyor ve soruyor: Hâkim niye kekeliyor? Hadi, varsayalım şöyle diyorlar: Felç oldu. İyi, biraz kanını akıtıverin, diyecek vali de. Böyle bir şey, sizin durumunuzda, kabul edin ki pek hoş olmaz. Sevimli toprak sahibi gülmekten kırılıyordu. Gülüyorsunuz, diye devam etti Lupihin, Kirila Selifanıç ın hâlâ oynayan karnına kinle bakarak. Niye gülmesin ki? diye ekledi bana dönerek. Karnı tok, sağlıklı, 15

16

17