VERGĠ KAÇAKÇILIĞI SUÇU (NAYLON FATURA) HAKKINDA BĠLĠNMESĠ GEREKENLER:



Benzer belgeler
DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Sirküler Rapor /108-1

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından. Karşı Taraf: Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı DENİZLİ (Pamukkale Vergi Dairesi Müdürlüğü)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

CEZA MUHAKEMESİNDE İSTİNAF. Doç.Dr. Hakan KARAKEHYA Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

YETKİLİ KİŞİ NEZDİNDE DÜZENLENMEYEN TUTANAĞA İSTİNADEN KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASININ KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

3. DAVAYA KONU ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ: Türü DönemiTutarı(TL) Kat Tutarı Özel Usulsüzlük Cezası 01/ /

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

GİDER PUSULASI UYGULAMASINDA YAŞANAN TEREDDÜTLER

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

YÜKLENİLEN KDV YE AİT FATURANIN GEÇ DÜZENLENMESİ HALİNDE KDV İADESİ YAPILABİL

DANIŞTAY Vergi D.Gen.Kur. ESAS: 2014/26 KARAR: 2014/52

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2010/ Karar : 2010/591. Tarih : Özet: -YARGITAY ĠLAMI-

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

Sahte Fatura Muhteviyatı İtibariyele Yanıltıcı Belge. Yüksel KOÇ YMM

Sirküler Rapor /163-1

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

SÜRESİNDE VERİLMEYEN BEYANNAMELERE KESİLEN ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ İPTALİ HAKKINDA DANIŞTAY KARARI

AVUKATLIK HİZMETLERİNDE KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

Tarih : Sayı : Konu : Defter Beyan Sistemini Kullanma Zorunluluğu

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu. Anahtar Kelimeler: Katma Değer Vergisi, Vergi İndirimi, Vekalet Ücreti

Konuyla Ġlgili Tebliğin Tam Metni Ekte Tarafınıza SunulmuĢtur.

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2011/ Karar : 2011/474. Tarih : Özet: - YARGITAY ĠLAMI -

Saygılarımızla. Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş. Member Firm of Grant Thornton International

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

Sirküler No: 2017 / 48/ Tarih:

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

T.C. ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI Nüfus ve VatandaĢlık ĠĢleri Genel Müdürlüğü

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Dilediğiniz gibi bir bayram olması dileği ile iyi bayramlar

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

KUR FARKLARININ KDV SİNDE SON DURUM 14 AĞUSTOS 2018

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

Sirküler, 2013/15. Sayın MeslektaĢımız; KONU: Vadeli Çekler de reeskonta tabi tutulabilir.

Sirküler no: 082 İstanbul, 1 Ekim 2010

Anahar Kelimeler : Defter, mücbir sebep, ibraz, vergi ziyaı cezası, üç kat

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

BİLİNEN ADRESLER I-MADDE METNİ: Madde 101-Bu kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

DUYURU 2012 YILINDA KULLANILACAK RESMİ DEFTERLERİN TASDİK SÜRELERİ VE 2011 YILINDA KULLANILAN RESMİ DEFTERLERİN KAPANIŞ TASDİK SÜRELERİ HAKKINDA

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DAVALI : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı (.. Vergi Dairesi Müdürlüğü) Tutarı : TL Damga Vergisi,. Vergi Ziyaı Cezası

Düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işleme karşı davanın zımmi ret süresinden itibaren 30 gün içinde açılması gerektiği hk.

T.C. YARGITAY 21. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2011/6147

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

Sayısı : VUK-40/2009-2/POS Belgesi -2, Katılım Payı -1. İlgili Olduğu Madde : Gelir Vergisi Kanunu Madde 61, 65 ve 94,

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

Tarih: Sayı: 2012/86. Konu:

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

ĠDARĠ DAVA DAĠRELERĠ KURULU KARARLARI

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

Sirkülerimizin konusunu Katma Değer Vergisi Tebliğ Değişiklikleri ve İlaveleri

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

YURT DIŞI FAALİYETLERE İLİŞKİN OLARAK MATRAHTAN İNDİRİLEN GÖTÜRÜ GİDERLERİN TEVSİK ZORUNLULUĞU VAR MI?

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

3. (I) Sayılı Listedeki Mallar İçin Alınan Teminatın Çözümü İşlemleri Özel Tüketim Vergisi Kanunu eki (I) sayılı listedeki malların ithalinde

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

SAHTE VE/VEYA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE KULLANDIĞI İDDİA EDİLEN MÜKELLEFLERİN DİKKATE ALACAKLARI HUSUSLAR -II- Ali ÇAKMAKCI YMM

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

TAZMİNAT HESAPLARINDA ASGARİ ÜCRETLERİN UYGULANMASI

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

SİRKÜLER. KONU : KDV Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ( Seri No 1) Yayımlandı.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41,63

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

Test soruları 4 er, diğer sorular 15 er puan değerindedir.

Transkript:

VERGĠ KAÇAKÇILIĞI SUÇU (NAYLON FATURA) HAKKINDA BĠLĠNMESĠ GEREKENLER: 1. YerleĢik Yargıtay Kararlarına göre dava dosyasını ilgilendiren (sahte fatura düzenleyen) Ģahısların savcılık soruģturmalarıyla mahkeme kovuģturmalarının temyize konu ceza dosyasına celbi ile dosyalar arasında karģılaģtırmalı bilirkiģi raporu alınması zorunludur: YerleĢik Yargıtay kararlarına göre savcılık veya dava dosyalarının temyize konu iģ bu dosyaya celp edilerek, incelemeli özetlerinin duruģma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karģılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akıģını gösteren sevk ve taģıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan Ģirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ve faturaları düzenleyen Ģirketlerin yeterli mal giriģi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyenlerle sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde yeniden karģılaģtırmalı bilirkiģi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekmektedir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2013/2450 Karar: 2013/9492 Tarih: 06.06.2013 Sanığın kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen Ġro Nakliyat, Öz Nakliyat, Zirve Nakliyat, Ağaoğlu TaĢımacılık ve Yardımcı Gıda Ltd. ġirketleri hakkındaki, Vergi Tekniği/Suçu Raporlarının onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak Ģirket yetkilileri hakkında dava açılmıģ olup olmadığının ilgili vergi dairelerinden araģtırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının celbiyle incelenerek özetinin duruģma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karģılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akıģını gösteren sevk ve taģıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan Ģirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ve faturaları düzenleyen Ģirketlerin yeterli mal giriģi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyenlerle sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde yeniden karģılaģtırmalı bilirkiģi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruģturma sonucu yazılı Ģekilde karar verilmesi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/26076 Karar: 2013/9488 Tarih: 06.06.2013 1-Sanıkların kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen Vural Ok, Metar Medikal ve Beyler Tıbbi malzeme firmaları hakkındaki, Vergi Tekniği Raporlarının onaylı örnekleri getirtilerek, anılan raporlarla ilgili olarak Ģirket yetkilileri hakkında dava açılmıģ olup olmadığının ilgili vergi dairelerinden araģtırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları celp incelenerek özetinin duruģma tutanağına geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karģılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akıģını gösteren sevk ve taģıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun,

kanıtlama yeterliliği olan Ģirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ve faturaları düzenleyen Ģirketlerin yeterli mal giriģi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyenlerle sanıkların ticari defter ve belgeleri üzerinde yeniden karģılaģtırmalı bilirkiģi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller bütün halinde değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik soruģturma sonucu yazılı Ģekilde karar verilmesi, 2-Yerel mahkemenin, kanunların zaman bakımından uygulanması bakımından yanlıģlık yaparak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yeni kanunu geçmiģe yürüterek karar vermemesi gerekir: 23.01.2008 kabul tarihli, 26781 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanarak 08.02.2008 yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile VUK. M. 359 hükmü değiģtirilmiģtir. Bu nedenle de kanunun yürürlük tarihi olan 08.02.2008 tarihinden önce ki olaylara cezayı ağırlaģtıran kanun hükümleri uygulanamaz. SANIĞA VERĠLEN VE 2006 YILINDAN BAġLAYAN FATURALARIN SON VERĠLME TARĠHĠ 22.01.2008 OLUP, DEĞĠġĠKLĠK GETĠREN TORBA YASANIN YÜRÜRLÜK TARĠHĠ 08.02.2008 OLDUĞUNDAN SANIK ALEYHĠNE AĞIR HÜKÜMLER ĠÇEREN YENĠ KANUN HÜKÜMLERĠNE GÖRE CEZA VERĠLEMEZ. Bu nedenle suç tarihi itibariyle sanayi sektöründe çalıģan 16 yaģından büyük iģçiler için yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarına göre hüküm kurulması gerekmektedir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/1496 Karar: 2013/9239 Tarih: 03.06.2013 Özet: 5728 Sayılı Yasanın 276. maddesi ile değiģtirilmeden önceki 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesine göre, sahte fatura düzenlemek suçunun cezasının 18 aydan 3 yıla kadar ağır hapis cezası olduğu ve suç tarihinde de bu maddenin yürürlükte gözetilmeden mahkemece 213 sayılı Yasanın suç tarihinden sonraki değiģik hali uygulanarak sanık hakkında aleyhe olacak Ģekilde fazla ceza tayini yasaya aykırıdır. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/2351 Karar: 2013/9345 Tarih: 05.06.2013 Özet: Suç tarihinin 18.04.2008 olması nedeniyle sanık hakkında 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değiģik 213 sayılı Yasanın 359/a-2 maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden anılan maddenin değiģiklikten önceki halinin uygulanarak hükmolunan hapis cezasının 16 yaģından büyük iģçiler için belirlenen asgari ücretin yarısı üzerinden paraya çevrilerek yazılı Ģekilde fazla adli para cezasına hükmolunması yasaya aykırıdır. 3-Sanığın ticari defterlerini, vergi müfettiģleri 213 sayılı VUK. 139/2. maddesine aykırı olarak vergi dairesinde incelediğinden YerleĢik Yargıtay kararlarına göre atılı suçun yasal unsurları oluģamayacaktır: Madde 139 (1) Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iģ yerinde yapılır. (2) ĠĢ yerinin müsait olmaması, ölüm, iģin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkânsız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir.

(3) Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir. Yukarda yer alan madde metni açık olup sanığın vergi incelemesine tabi tutulan defterlerinin iģ yerinde yapılması kanunen zorunluluktur. Vergi dairesinde inceleme yapılabilmesinin gerekçeleri de madde metninde açıkça yazılı olup zaruri sebeplerle veya vergi mükellefinin isteği üzerine vergi dairesin de inceleme yapılabilecektir. Aksi takdirde yerleģik Yargıtay kararları uyarınca sanığın beraatı gerekmektedir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/2351 Karar: 2013/9345 Tarih: 05.06.2013 1-213 sayılı Yasanın 139/2 nci maddesinde incelemenin dairede yapılmasına imkan veren istisnalardan birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdürdüğü anlaģılan sanığa defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluģmadığı gözetilmeden, SANIĞIN BERAATI YERĠNE, MAHKUMĠYETĠNE HÜKMOLUNMASI, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2011/8327 Karar: 2011/20662 Tarih: 12.10.2011 213 Sayılı Yasanın 139/2 nci maddesinde incelemenin dairede yapılmasına imkân veren istisnalardan birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdürdüğü anlaģılan sanığa defter ve belgelerin ibrazı için yapılan 19.08.2004 tarihli tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluģmadığı gözetilmeden, SANIĞIN BERAATĠ YERĠNE MAHKÛMĠYETĠNE HÜKMOLUNMASI, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/4050 Karar: 2013/9161 Tarih: 03.06.2013 1-213 sayılı Yasanın 139 uncu maddesine göre vergi incelemesinin iģyerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaģılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için tebligatın bizzat kendisine iģyerinde 26.12.2005 tarihinde yapıldığı anlaģılmakla, hesapların dairede incelenmesine imkân veren 213 sayılı Yasanın 139/2 nci maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, iģyeri dıģında inceleme yapılmasına iliģkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından SANIĞIN BERAATINA KARAR VERĠLMESĠ GEREKTĠĞĠ GÖZETĠLMEDEN eksik soruģturmayla yazılı Ģekilde hüküm tesisi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2011/7356 Karar: 2011/20661 Tarih: 12.10.2011 Sanık Ercan TemurtaĢ ın, Ģirketteki hissesinin tamamını Konya 9. Noterliğinin 22.02.2005 gün 6545 yevmiye numaralı hisse devir senediyle sanık Turan Karal a devretmesi nedeniyle fiilin faili olmadığı nazara alınmadan ve 213 Sayılı Yasanın 139/2 nci maddesinde incelemenin dairede yapılmasına imkan veren istisnalardan birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdürdüğü anlaģılan sanık Turan Karal a defter ve belgelerin ibrazı için yapılan 14.04.2005 tarihli tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluģmadığı gözetilmeden, SANIKLARIN BERAATLERĠ YERĠNE, MAHKUMĠYETLERĠNE HÜKMOLUNMASI,

4-Cumhuriyet BaĢsavcılığına yapılan baģvuru yetkili kiģi aracılığıyla yapılmadığından ceza davasının 367. Maddesin de yer alan dava Ģartı sağlanamadığından düģürülmesi gerekmektedir: Ceza Genel Kurulu Esas: 2002/11-248 Karar: 2002/351 Tarih: 08.10.2002 Özet: Somut olayda; vergi incelemesi, vergi denetmeni tarafından yapılarak, inceleme ve kaçakçılık suçu raporu düzenlenmiģtir. VUY.nın 367. maddesinde vergi denetmenleri inceleme sırasında saptadıkları kaçakçılık ve iģtirak suçlarını doğrudan doğruya C.Savcılığına bildirecek kiģiler arasında sayılmamıģ olup, vergi denetmeni tarafından düzenlenen rapor ancak vergi dairesinin bağlı bulunduğu defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün mütalaasıyla C.BaĢsavcılığına bildirilebilir, diğer yönden defterdar yardımcısı da maddede mütalaa vermekle veya doğrudan bildirimle yetkili sayılan kiģiler arasında sayılmamıģtır. Bu nedenle öncelikle dava koģulunun gerçekleģip gerçekleģmediğinin saptanması için, mütalaayı defterdar adına, imzalayan defterdar yardımcısı vekilinin, mütalaayı imzalamaya yetkisi olup olmadığı, varsa buna ait yetki ve görev belgesi getirtilerek dosya içine konulması ve bundan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle direnilmesi isabetsizdir. CEZA GENEL KURULU KARARI Vergi Usul Yasasının 367 nci maddesinde; yaptıkları inceleme sırasında VUY.nın 359 ve 360. maddelerinde yazılı kaçakçılık veya iģtirak suçlarının iģlendiğini saptayan, maliye müfettiģleri, hesap uzmanlarıyla bunların muavinleri ve gelirler kontrolörleriyle stajyer gelirler kontrolörler tarafından doğrudan doğruya, vergi incelemesine yetkili diğer memurlar tarafından ise ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün mütalaasıyla durumun yetkili C.Savcılığına bildirilmesi ZORUNLULUĞU GETĠRĠLMĠġTĠR. Bu zorunluluk bir DAVA KOġULUDUR. CYUY.nın 253 üncü maddesinde; kovuģturmanın ve dolayısıyla yargılamanın yapılması Ģarta bağlı tutulmuģ olup da Ģartın gerçekleģmediği anlaģılırsa, gerçekleģmesini beklemek üzere yargılamanın durmasına, Ģartın gerçekleģmeyeceğinin anlaģılması halinde davanın düģmesine karar VERĠLECEĞĠ BELĠRTĠLMĠġTĠR. Somut olayda; vergi incelemesi, vergi denetmeni tarafından yapılarak, inceleme ve kaçakçılık suçu RAPORU DÜZENLENMĠġTĠR. VUY.nın 367 nci maddesinde vergi denetmenleri inceleme sırasında saptadıkları kaçakçılık ve iģtirak suçlarını doğrudan doğruya C.Savcılığına bildirecek kiģiler arasında sayılmamıģ olup, vergi denetmeni tarafından düzenlenen rapor ANCAK VERGĠ DAĠRESĠNĠN BAĞLI BULUNDUĞU DEFTERDARLIĞIN VEYA GELĠRLER BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜN MÜTALAASIYLA C.BAġSAVCILIĞINA BĠLDĠRĠLEBĠLĠR, diğer yönden defterdar yardımcısı da maddede mütalaa vermekle veya doğrudan bildirimle yetkili sayılan kiģiler ARASINDA SAYILMAMIġTIR. Bu nedenle öncelikle dava koģulunun gerçekleģip gerçekleģmediğinin saptanması için, mütalaayı defterdar adına, imzalayan defterdar yardımcısı vekili Sinan A.'ın, mütalaayı imzalamaya yetkisi olup olmadığı, varsa buna ait yetki ve görev belgesi getirtilerek dosya içine konulması

ve bundan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle DĠRENĠLMESĠ ĠSABETSĠZDĠR 5-Sanığın aleyhine açılan bu dava da dava Ģartı olan 213 sayılı yasanın 367. Maddesi gereğince dava Ģartı olan mütalaanın gerekli yasal koģulları taģımaması genel geçer ifadelerle hazırlanmıģ olması ceza davasının düģürülmesi sebebidir: Sanık aleyhine hazırlanan 14.11.2011 karar tarihli 2011-I/1963 karar numaralı vergi suçu raporu mütalaası incelendiğinde görüleceği üzere sanığın 213 sayılı yasanın 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında ki kaçakçılık suçu fiillerini iģlediği tespit edilmiģ olup, anılan kanunun 367. Maddesi gereğince suç duyurusunda bulunulması gerektiği kararı oy birliği ile alınmıģtır denilmiģtir. Madde 367: Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların iģlendiğini tespit eden Vergi MüfettiĢleri ve Vergi MüfettiĢ Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi baģkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet baģsavcılığına bildirilmesi mecburidir. Mütalaa veren Vergi denetim kurulu baģkanlığının VUK m. 359/b ye göre cezalandırılması için baģvurulmasıyla VUK. Kanununda yer alan bütün cezai müeyyide içeren maddeler yönünden cezalandırılması için baģvurulması arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü kanunda cezai müeyyide içeren baģka madde yoktur. Mütalaaların amacı ve kapsamı bu Ģekilde mi olmalıdır? Vergi dairesinin olaya uygulanmasını istediği sevk maddesinde yer alan ve müvekkilimin iģlediğini düģündüğü fatura kullanmak suçunu ayrıca ve açıkça belirtmesi gerekli değil miydi? Vergi baģkanlığının bu Ģekilde genel geçer ifadelerle 359/b ye göre cezalandırılmasını istemesinin sebebi daha önceden ayrıntılı olarak mütalaa verdikten sonra sanıkların aynı maddede yer alan baģka bir suçtan dolayı cezalandırılmak istenmesi karģısında yanlıģ mütalaa sonucunda kararın bozulmasından kaynaklanmaktadır. Ancak bu durum mütalaaların amacını ve niteliğini değiģtirmeyeceği açıktır. ÇÜNKÜ YARGITAY IN AMACI MÜTALAALARIN BAġTAN SAVMA YAPILMASININ ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIġMAKTIR. Aksi takdirde Cumhuriyet Savcıları da TCK da yer alan maddeler uyarınca cezalandırılmasını talep etsin ayrıca ve açıkça sevk maddesi yazmasın. Vergi dairesi baģkanlığı bu Ģekilde mütalaa vererek kanunu dolanmıģtır. Kanuna karģı hile hiçbir hukuk düzeni tarafından korunamaz. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2008/18908 Karar: 2011/20533 Tarih: 05.10.2011 Sanık hakkındaki Vergi Suçu Raporu ve Vergi Tekniği Raporlarına istinaden 213 sayılı V.U.K'nun 367 nci maddesi uyarınca düzenlenen ve dava Ģartı olan mütalaanın aynı Yasanın

359/b-1 inci maddesi kapsamında ''2004, 2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek'' suçlarına iliģkin olduğu gözetilmeden, mütalaa ve inceleme bulunmayan ''sahte fatura kullanmak'' suçundan açılan davaya devamla yazılı Ģekilde hüküm kurulması, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2011/6137 Karar: 2011/4570 Tarih: 07.07.2011 Özet: Sahte fatura düzenlemek ve sahte fatura kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, 5271 sayılı CMK. nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruģmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, kamu davasının sahte fatura kullanmak suçundan açıldığı gözetilmeden dava konusu yapılmayan sahte fatura düzenlemek suçunu iģlediğinden bahisle sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır. 6-Yerel mahkemenin gerekçe bölümünde suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerini olaya uygulayarak sonuç cezaların karģılaģtırılması suretiyle lehe hükmün tayinine hükmederek karar vermesi gerekmektedir: 5278 sayılı temel ceza kanunlarına uyum amacıyla çeģitli kanunlarda değiģiklik yapılmasına dair kanunun yürürlük tarihi 08.02.2008 dir. 213 sayılı vergi kanunun 359/b-1. Maddesi de 5278 sayılı kanunla değiģtirilmiģtir. Bu nedenle de kanunun yürürlük tarihi olan 08.02.2008 tarihinden önce ki olaylara cezayı ağırlaģtıran kanun hükümleri uygulanamaz. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2012/18740 Karar: 2013/9163 Tarih: 03.06.2013 Özet: 213 sayılı VUK.nun suç tarihinde yürürlükte bulunan 359/a-2. maddesinde yüklenen suçun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak öngörüldüğü ve 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile yapılan değiģiklikle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde asgari ücret esasından vazgeçildiği, hükmolunan hapis cezasının ertelenmesinin her iki düzenlemede de mümkün olduğu gözetilip buna göre kararın gerekçe bölümünde suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri olaya uygulanarak bulunacak sonuç cezaların karģılaģtırılması suretiyle lehe hükmün tayini gerekir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2008/17969 Karar: 2011/22584 Tarih: 01.12.2011 Gerekçeli karar baģlığında hatalı gösterilen suç tarihinin, sahte faturaların düzenlendiği 21.03.2005 olarak mahkemesince düzeltilmesi olanaklı görülmüģtür. 3-Kabule göre de; a) 213 sayılı Yasanın 359/a-2-son maddesindeki hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde asgari ücretin esas alınacağına iliģkin bölümün, hükümden önce 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276 ncı maddesiyle değiģik halinde yer almaması nedeniyle, anılan maddeyle hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK nun 50 ve 52 nci maddelerine göre seçenek yaptırıma çevrilip çevrilmeyeceğinin tartıģılması gerektiğinin gözetilmemesi, b) Suç tarihi itibariyle sanayi sektöründe çalıģan 16 yaģından büyük iģçiler için yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarının 488,70 TL olduğu dikkate alınmaksızın, yazılı Ģekilde uygulama yapılarak eksik ceza tayini,

7-Müvekkilimin üzerine atılı olan sahte belge kullanmak suçunun manevi unsuru oluģmadığından müvekkilimin beraatı yerine yazılı Ģekilde hüküm kurulması BOZMA SEBEBĠDĠR. 1.- Sanığa isnad edilen VUK m. 359-1/b çerçevesinde sahte belgeyi kullanma suçu ile ilgili değerlendirmeleri yapmadan önce son derece önemli bir hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu da sanık tarafından kullanıldığı iddia edilen belgelerdeki sahteciliğin nasıl gerçekleģtirildiği hususudur. Ġlk etapta sanık açısından bir öneminin olmadığı düģünülse de esasında bu hususun değerlendirilmesi, müsned suçu doğrudan ilgilendirilmektedir. ġöyle ki; müsned suçun maddi unsuru sahte olduğu bilinen bir belgenin vergi ziyaına sebebiyet verecek Ģekilde kullanılmasıdır. Dolayısıyla bu suçun oluģabilmesi için öncelikle failin, kasten hareket etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla failin eyleminde kastın unsurları olan bilme ve istemenin mevcudiyeti kaçınılmazdır. BaĢka bir ifadeyle söz konusu belgenin sahteliğinin farkında olması gerekmektedir. Bu durumda Ģu sorunun sorulması elzemdir: Belgedeki sahtecilik, belgenin muhatabı ve/veya kullananı tarafından bizatihi söz konusu belgeden anlaģılabilir nitelikte midir? Bu soruya verilecek yanıt, sahteliği kabul edilebilecek bir belgenin bilerek kullanılıp kullanılmadığını da ortaya koyacaktır. Somut durum üzerinden bu soru ele alınacak olursa, kovuģturma konusu edilen belgelerin ( faturaların) S.. ĠnĢ. Ltd. ġti tarafından tanzim edildiği görülmektedir. Söz konusu belgelerin sahte oldukları iddiası 2005-2006 dönemlerine iliģkin VDENR- 2008-310/8 ve 2007-2008 dönemlerine iliģkin VDENR- 2009-310/2 sayılı Vergi Tekniği Raporları na dayandırılmaktadır. Örneğin bu raporlardan VDENR- 2008-310/8 de sanık tarafından kullanılan belgelerin sahte olduğu iddiası Ģu gerekçelerle temellendirilmektedir: a.- ġirketin geçici kurumlar vergisi beyannamelerini matrahsız vermesi, b.- 2006 yılında kurumlar vergisi beyannamesinin verilmemesi, c.- ġirket ve ortaklarının adreslerinde bulunmamaları, d.- Faturaları tanzim eden Ģirketin sermayesi, varlıkları, iģlerinin konumu, iģçi durumu gibi hususların bu kapasitede bir faaliyetin yürütülmesi için uygun olmaması, e.- ġirket ortaklarından E.Y.nin, gerek kendi Ģahsi faaliyeti ve gerekse kurduğu Ģirketlerde hiçbir ticari faaliyette bulunmamıģ olması hem kendi adına bastırılmıģ faturaları hem de kurduğu Ģirket adına bastırdığı faturaları hiçbir mal ve hizmet teslimi olmaksızın komisyon karģılığı düzenlemesi

f.- Gerek S.Limited ġirketi gerekse baģka bir mükellef ( sanık olma ihtimali yüksek) adına düzenlenen faturalardaki yazı ve rakamların aynı kiģi tarafından düzenlenmesi g.- Birim fiyatlarını yüksek ve yuvarlak olması SÖZ KONUSU VERGĠ TEKNĠĞĠ RAPORU NUN TESPĠTLERĠ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDUĞUNDA YARGILAMA KONUSU OLAN FATURALARDAKĠ SAHTELĠĞĠN, ĠLGĠLĠ FATURALARIN TANZĠMĠ AġAMASINDA VE TANZĠM EDEN ġġrketten KAYNAKLANAN SEBEPLERE VE ÖZELLĠKLE DE BU ġġrketġn VERGĠ HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN MÜKELLEFĠYETLERĠNĠN YERĠNE GETĠRĠLMEMESĠNE DAYANDIĞI, SÖZ KONUSU SAHTECĠLĠĞĠN BĠZATĠHĠ FATURALARDAN ANLAġILAMAYACAĞI GÖRÜLMEKTEDĠR. Bu tespitle birlikte ikinci bir sorunun da değerlendirilmesi elzem hale gelmiģtir: HER NE KADAR GEREK YUKARIDA ĠġARET EDĠLEN VERGĠ TEKNĠĞĠ RAPORLARINDA GEREKSE VDENR- 2009-310/7 SAYILI VERGĠ SUÇU RAPORUNDA AKSĠ ĠDDĠA EDĠLSE DE SANIK ĠLE ARALARINDA BĠR ALIM SATIM ĠLĠġKĠSĠ KURULAN ġġrketġn BU ALIM- SATIMLAR NEDENĠYLE KESMĠġ OLDUĞU FATURALAR BAKIMINDAN, SANIĞI YUKARIDA ĠġARET EDĠLEN MÜKELLEFĠYETLERĠN YERĠNE GETĠRĠLĠP GETĠRĠLMEDĠĞĠNĠ ARAġTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR MIDIR? Bu soruya verilecek yanıtı DanıĢtay ın güncel bir kararını esas alarak yanıtlamak mümkündür. Buna göre; DanıĢtay 9. Dairesi 23.05.2012 tarih ve E: 2008/7281 2012/2865 sayılı kararında Ģu ifadelere yer vermiģtir: Ticari yaģamda malı satın alan mükellefin, malı satanın, vergi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği hususunda bilgi sahibi olması, bir baģka deyiģle, bir mükellefin katma değer vergisi beyannamelerini verip vermediği, hasılatının ne kadar olduğu, kullandığı belgelerin ( Ģekil Ģartlarının doğru olması kaydıyla ) vergi dairesinin izniyle bastırılıp bastırılmadığı konularında diğer mükelleflerin bilgisinin olmaması olağan bir durumdur Bir mükellefin vergi ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmeyerek yasal olmayan fiillerinden doğan mali sonuçlardan iyiniyetli ve olayla irtibatı olup olmadığı somut olarak ortaya konulmadan bir baģka mükellefi sorumlu tutmak hukukun temel ilkeleriyle bağdaģmayacaktır. Bu karardan da açık bir Ģekilde anlaģılmaktadır ki; yargılama konusu olayda olduğu gibi Ģayet fatura sahteciliği faturayı kesen Ģirketin vergisel yükümlülüklerini yerine

getirmemesinden kaynaklanıyorsa, faturayı alan ve defterlerine iģlemek suretiyle kullanan mükellefin bu vergisel yükümlülüklerin yerine getirip getirilmediğin takip etme yükümlülüğü yoktur. Ticari hayatın olağan akıģı nazarı dikkate alındığında da her bir ticari iģlem için kesilen faturalar bazında bu yönde güncel ve geçmiģe dönük bir denetleme yapmak ne mümkündür ne de faturayı alan mükellefin yükümlülüğü kapsamındadır. DANIġTAY IN HĠÇBĠR TARTIġMAYA MAHAL VERMEYECEK AÇIKLIKTAKĠ BU TESPĠTĠ KARġISINDA; ANCAK YUKARIDA BELĠRTĠLEN ÇERÇEVEDE VERGĠSEL BĠR DENETLEME NETĠCESĠNDE ORTAYA ÇIKABĠLECEK SAHTECĠLĠK EMARELERĠNĠN, BU DENETLEMEYĠ YAPMAYAN, YAPMASI GEREKMEYEN VE TĠCARĠ HAYATIN OLAĞAN AKIġINDA YAPMASI DA BEKLENEMEYECEK OLAN SANIK TARAFINDAN BĠLĠNDĠĞĠNĠN KABUL EDĠLMESĠ EN HAFĠF ĠFADESĠYLE HUKUKA AYKIRI BĠR VARSAYIMDAN ĠBARET OLACAKTIR. Bu zorunlu tespit karģında bir an için yargılama konusu olan faturaların sahte olduğu kabul dahi edilse, bu sahteciliğe sebebiyet veren koģulları bilmeyen ve bilmesi de gerekmeyen sanığın doğal olarak kullandığı belgelerdeki sahteciliği de bilemeyeceği, bu durumda da sahte belgenin bilerek kullanılmasının söz konusu olmayacağı açıktır. Bir an için bu açıklık kabul edilmese dahi, ortaya koyduğumuz savunmanın dayanağını teģkil eden iddianın aksinin Ģüpheden arındırılmıģ bir Ģekilde ispat edilmesi, mevcut delil durumu ve özellikle Ģu zamana kadar temin edilmiģ Vergi Tekniği Raporları ve Vergi Suçu Raporları nın muhteviyati göz önünde bulundurulduğunda, mümkün değildir. Dolayısıyla müsnet suçun VUK m. 359-1/b de çerçevesinde suçun manevi unsuru bakımından bilme unsurunun söz konusu olmadığı kolaylıkla söylenebilir. 2.- Bu bağlamda görülmekte olan yargılama bağlamında bir hususunda altını çizmekte fayda vardır. 05.02.2013 tarihli bilirkiģi raporuna bakıldığında söz konusu raporun sanık tarafından defterlere iģlenen belgelerin sahte olup olmadığı ekseninde değil, sanığın bu belgeleri bilerek kullandığı ekseninde Ģekillendirildiği ve bu içerikle hazırlandığı görülmektedir. ANCAK BU BĠLĠRKĠġĠ RAPORUNUN HÜKME ESAS ALINABĠLMESĠ MÜMKÜN DEĞĠLDĠR. ġöyle KĠ; BĠR SAHTE BELGENĠN BĠLEREK KULLANILIP KULLANILMADIĞI SUÇUN MANEVĠ UNSURU OLAN KASTIN BĠLME UNSURUNA

ĠLĠġKĠN HUKUKĠ BĠR DEĞERLENDĠRMEYĠ GEREKTĠRĠR KĠ, BU DA HAKĠMĠN MESLEKĠ BĠLGĠSĠ ÇERÇEVESĠNDE GERÇEKLEġTĠRMESĠ ZORUNLU BĠR DEĞERLENDĠRMEDĠR. Keza CMK m. 67/3 hükmü BilirkiĢi raporunda, hakim tarafından yapılması gereken hukuki değerlendirmelerde bulunamaz ve yine CMK m. 63/1 hükmü Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi olanaklı konularda bilirkiģi dinlenemez demek suretiyle bu zorunluluğu açık bir Ģekilde ortaya koymuģtur. Bu bağlamda bir hakimin Olayda mevcut deliller göz önünde bulundurulduğunda sanık söz konusu sahte faturaları bilerek mi kullanmıģtır? Ģeklinde bir soruyu bilirkiģi incelemesi dahilinde sorması kabul edilemez. Bu soru, suçun manevi unsurunun gerçekleģip gerçekleģmediğini ortaya çıkarması bakımından hukuki bir değerlendirmeyi zorunlu kılan bir sorudur. Bu çerçevede 05.02.2013 tarihinde verilen bilirkiģi raporunun lehe veya aleyhe Ģeklinde bir değerlendirme yapılmaksızın hükme esas alınmaması gerektiğinin altını çizmek gerekmektedir. 3.- Görülmekte olan kamu davası soruģturma evresinden baģlamak suretiyle maddi gerçeği ortaya çıkarabilecek kapsama ulaģamamaktadır. Zira gerek soruģturma evresinde gerekse halihazırda dava konusu edilen iddialar için en önemli delil olarak tanzim edilen Vergi Tekniği Raporları ve Vergi Suçu Raporları gösterilmektedir. Bunlar dıģında sanığın sahte tanzim edilmiģ faturaları kasten kullandığına iliģkin baģka somut herhangi bir delil ortaya konulamamıģtır. Buna karģın dosya kapsamı dikkatle incelendiğinde, gerek Ģu zamana kadar alınmıģ olan vergi raporları gerekse bilirkiģi raporunda sanığın sahte bir Ģekilde tanzim edilen faturaları bilerek KULLANMIġ OLABĠLECEĞĠ varsayımına dayanmaktadır. Bu varsayım da temelde dört gerekçe üzerinde dayandırılmaktadır: a.- Sanık ile S. Ltd. ġti Arasındaki iliģkinin 2006 dan bu yana devam ediyor olması, b.- Sanık ile S.Ltd. ġti arasındaki ticari iliģkilerin 8.000 TL den daha az olması ( bunun sebebi de 8.000 TL den fazla olursa ödemenin banka veya PTT aracılığıyla yapılmasının zorunlu olduğunun sanık müvekkil tarafında özellikle gözetildiği iddiasıdır.) c.- Sanığın ödeme yaptığı dönemlerde kasa hesabında para görünmemesine rağmen aldığı mal ve hizmet karģılığında ödeme yapması,

d.- Sanık tarafından gerek soruģturmanın gerekse kovuģturmanın her aģamasında açıkça tersi iddia ve ispat edilmesine rağmen sanık ile S.Ltd. ġti arasında gerçek bir ticari münasebetin bulunmadığı iddiasıdır. Bununla beraber çok daha vahim olanı tanzim edilen faturaların sahteciliği de yine somut delillerle desteklenmesi gereken tek baģına yeterli olmayacak varsayımlara dayandırılarak ortaya konulmaya çalıģılmıģtır. Bu konuda özellikle DanıĢtay ın istikrar kazanmıģ tavrı çok açık ve nettir. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 23.10.1998 tarih ve E. 1997/79 - K. 1998/296 sayılı kararında; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliģkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, aynı Yasanın 134 üncü maddesinde de vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araģtırılması, tespit edilmesi ve sağlanması olduğu kurala bağlanmıģtır Bu durumda sahte fatura düzenleyenlerin bilinen adreslerinde bulunamamaları nedeniyle faturaların gerçeği yansıtmadığı kabul edilemeyecektir tespitinde bulunmuģtur. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 03.05.2002 tarih ve E. 2002/102 - K. 2002/244 sayılı kararında Yükümlünün temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 28.1.2000 günlü ve E:1999/237, K:2000/37 sayılı kararıyla; Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, ticaret Ģirketlerinin; hizmet erbabına, götürü usule tabi olan ticaret ve serbest meslek erbabı ile esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karģılığında yaptıkları ödemeler üzerinden gelir vergisi kesintisi yapacakları belirtilmiģ ise de, bu Ģirketlerin gerçek usule tabi ticaret erbabına mal ve hizmet alımları karģılığında yaptıkları ödemelerden de gelir vergisi kesintisi yapacakları yolunda bir düzenlemeye yer verilmediği, davacının gider yazdığı faturaları düzenleyenlerin, yükleme, boģaltma faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisine tabi vergi yükümlüleri olduğu, söz konusu faturaların düzenleyicileri tarafından tamamen ya da kısmen hasılat yazılmadığı yönünde herhangi bir tespit de

yapılmadığı, fatura düzenleyicilerinden sadece birinin ifadesine baģvurulduğu ve bu Ģahsın, davacıya yılın son gününde düzenlediği üç faturanın limanda yapılan yükleme, boģaltma iģi nedeniyle verildiğini doğruladığı ancak, iģ tutarının yüksek gösterildiğini ifade ettiğinin anlaģıldığı, faturaların hasılat kayıtları dahi incelenmeden, ifade tutanağındaki anlatımın, faturada yazılı iģin sözü geçene değil, limanda çalıģan hamallara yaptırıldığının kabulüne yeterli olmadığı, gerçek bir hizmet karģılığı düzenlenmediği kabul edilen diğer faturalarla ilgili olarak baģkaca bir tespit yapılmamıģken, vergi sorumlusu sıfatıyla Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde öngörülen gelir vergisi kesintisinden kaçındığı görüģüyle davacı adına uygulanan tarhiyata karģı açılan davanın reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ısrar kararını bozmuģtur. Ģeklinde bir değerlendirme yapmıģtır. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 27.10.2000 tarih ve E. 2000/173- K. 2000/340 sayılı kararına göre yükümlü Ģirketin uyuģmazlık konusu dönemde fatura aldığı kiģi ve Ģirketlerle ilgili olarak yapılan tespitler ve inceleme sonuçları araģtırılıp değerlendirilerek söz konusu faturaların gerçek mal alımına dayanıp dayanmadığı, dolayısıyla yükümlü Ģirketin düzenlediği faturaların gerçeği ifade edip etmediği hususu irdelenmeksizin verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiģtir. DanıĢtay 8. Dairesi nin 18.12.2009 tarih ve E. 2008/1565 - K. 2009/4934 sayılı kararına göre Olayda, her ne kadar K. Ltd. ġti. hakkında yapılan tespitlere göre, Ģirketin sahte fatura düzenlediği kokusunda kuģkular bulunmakta ise de, anılan Ģirketin düzenlediği tüm faturaların sahte olduğu Ģeklinde bir genelleme yapılması mümkün olmayıp, anılan Ģirketin yükümlü adına düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir Ģekilde ortaya konulması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen tespitlerde, K. Ltd. ġti. nin beyannameleri vermesi, faturalarını anlaģmalı matbaaya bastırması, faaliyetinin olup olmadığı, iģyerinde ticari emtiasının bulunup bulunmadığı hususlarında, ihtilaflı yıllarda yapılmıģ yoklamaların bulunmaması karģısında, davacının ödemelerini bir kısmını nakit yaptığı K. Ltd. ġti. nin mal alıģ faturaları sahte olduğundan satıģlarının da sahte olduğu sonucunun ortaya çıktığı ve vergilendirme ile ilgili ödev ve sorumluluklarını yerine getirmediği hususlarına dayanarak anılan Ģirketin yükümlü adına düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu sonucuna varılması varsayıma dayalı bir yaklaģım olacaktır. Bu nedenle aksi yöndeki mahkeme kararının buna iliģkin kısmının

bozulması gerekmiģtir. DanıĢtay ın vermiģ olduğu bu karar yargılama konusu olayla neredeyse birebir örtüģmektedir. DanıĢtay 4. Dairesinin 21.03.2001 tarih ve E. 2000/4 - K. 2001/992 sayılı kararında;...'dan alınan faturalarla ilgili matrah farkına gelince; davacı Ģirket 1993 tarihinde iki adet fatura ile... adlı mükelleften kazak ve yün ipliği satın almıģtır. Anılan kiģiyle ilgili yapılan araģtırmalar ve düzenlenen raporlar sonucu; iģyerinin kapalı olduğu, iģyerine hiç emtia giriģ çıkıģının bulunmadığı, gelir vergisi beyannamesinde düģük matrah gösterdiği, katma değer vergisi beyannamelerinde hasılatın yüksek olmasına karģın ödenecek katma değer vergisinin çıkmadığı, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, ikametgah adresinde tanınmadığı, kırtasiye iģiyle ilgili sahte fatura düzenlediği, kaçakçılığa iģtirakten dolayı hakkında rapor hazırlandığı hususları tespit edilmiģ, bu tespitler dikkate alınarak davacı Ģirkete düzenlenen faturaların gerçek bir emtia alımına dayanmadığı kabul edilmiģtir. Ġnceleme sırasında, davacı Ģirketin defter ve belgeleri incelenerek emtia giriģ ve çıkıģı tespit edilmek suretiyle söz konusu faturalar olmaksızın iģletmenin emtia dengesinin bulunup bulunmadığı araģtırılmamıģtır. Ayrıca davacı Ģirketin faaliyet gösterdiği konfeksiyon sektöründeki karlılık oranı belirlenerek faturanın sadece maliyeti yükseltmek için mi yoksa belgesiz mal alımlarının kayıtlarda gösterilmesi amacıyla mı sağlanmıģ olduğu saptanmamıģtır. Bu tespitler yapılmaksızın faturaları düzenleyen mükelleflerle ilgili olarak yapılan bir takım araģtırmalara dayanılarak faturaların gerçek bir emtia alımına dayanmadan düzenlenen gerçeğe uygun olmayan belge niteliği taģıdığı sonucuna varılamaz. Eksik incelemeye dayanılarak bulunan matrah farkının kaldırılması istemini reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiģtir. tespitinde bulunulmuģtur. DanıĢtay ın bu ve benzeri nitelikteki birçok kararını daha göstermek mümkündür. Bu kararlardan çıkan sonuç sahte belge kullanıldığı iddiası söz konusuysa bu iddianın tüm boyutlarıyla araģtırılarak değerlendirilmesidir. Hatta kararlarda dikkati çeken önemli bir husus da, Ģayet söz konusu faturaların gerçek bir mal veya hizmet alımı dolayısıyla ticari bir iliģkiye dayandığı iddiası mevcutsa bu iddianın araģtırılması ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda sanık gerek soruģturmanın gerekse kovuģturmanın her aģamasında bu yönde itirazlarda bulunmasına ve

yargılamanın dayanağını teģkil eden raporlara da bu itirazların yansıtılmasına rağmen bu itirazlarının dikkate alınmadığı ve varsayımlara dayalı olarak gerçek bir mal ve hizmet alım satım iliģkisinin bulunmadığı kabulüyle hareket edilmiģtir. Bu durum açıkça hukuka aykırıdır. Keza bu tespit sadece danıģtay kararlarında değil, yargıtay kararlarında da kendini göstermektedir. Örneğin Yargıtay 11. Ceza Dairesi nin 22.09.2011 tarih ve E. 2010/1580 - K. 2011/20203 sayılı kararında; Sanayi ve Ticaret Limited ġirketi ortakları olan sanıkların isteyen kiģi ve Ģirketler adına herhangi bir mal ve hizmet sağlamadan komisyon karģılığı sahte fatura düzenlediklerinin iddia olunması karģısında; yeterli araģtırma yapılmadan karar verilmesi hukuka aykırıdır. ifadesi kullanılmıģtır. Kanaatimizce gerek Yargıtay ın gerekse DanıĢtay ın ortaya koymuģ oldukları irade ile SADECE ĠLETĠġĠMĠN TESPĠTĠ KAYITLARININ ( TAPE KAYITLARININ) MAHKUMĠYETE TEK BAġINA ESAS TEġKĠL EDEMEYECEĞĠ, BAġKACA DELĠLLERLE DE BU KAYITLARIN DESTEKLENMESĠ GEREKTĠĞĠ yaklaģımı ile düģünsel bir paralellik söz konusudur. Mevcut durum bakımından da; sadece Vergi Tekniği Raporları nın ve Vergi Suçu Raporları nın esas alınması, SANIK MÜVEKKĠLĠN BU ġamaya KDAR YAPMIġ OLDUĞU SAVUNMALARIN, ORTAYA KOYMUġ OLDUĞU ĠDDĠALARIN VE SUNDUĞU DELĠL NĠTELĠĞĠNDEKĠ BELGELERĠN DĠKKATE ALINMAMASI, BU SAVUNMA, ĠDDĠA VE DELĠLLERĠN MADDĠ GERÇEĞĠ ORTAYA ÇIKARMAYA ELVERĠġLĠ OLUP OLMADIĞININ TARTIġILMAMASI, yürütülen yargılama neticesinde bir mahkûmiyet hükmü verilecek olursa bu hükmün hukuka aykırılığını kaçınılmaz hale getirecektir.netice itibariyle, maddi gerçeği ortaya çıkarmak adına yapılacak titiz bir inceleme sonucunda; a.- Sanık ile S. Ltd. ġti arasında gerçek bir mal alım satım iliģkisinin bulunduğu ve dava konusu belgelerin bu iliģki kapsamında verildiği, b.- S. Ltd. ġti tarafından tanzim edilen faturaların sahteliği konusunda sanığın herhangi bir araģtırma- inceleme mükellefiyetinin olmadığı, bu bağlamda da belgelerdeki sahteciliği BĠLEBĠLĠR DURUMDA OLMADIĞI, c.- Sanık ile belgeleri tanzim eden Ģirket arasında, aralarındaki ticari iliģki dıģında herhangi bir münasebetin olmadığı,

d.- Sanık ile S. Ltd. ġti Ģirketi arasındaki ticari iliģkinin, sanığın faaliyet gösterdiği alanın genel ve esas ticari teamülleri çerçevesinde makul ve her zaman karģılaģılan bir iliģki olduğu, e.- SANIĞA ĠSNAD EDĠLEN SUÇUN SAHTE BELGE TANZĠM ETMEK DEĞĠL SAHTE BĠR BELGEYĠ BĠLREK KULLANMA SUÇU OLMASI NEDENĠYLE MUTLAK SURETLE SANIĞIN BU BELGELERĠ BĠLEREK VE ĠSTEYEREK YANĠ KASTEN KULLANIDIĞINA ĠLĠġKĠN OLARAK DESTEKLEYĠCĠ SOMUT DELĠLLERE ĠHTĠYAÇ OLDUĞU, GÖZ ARDI EDĠLMEMELĠDĠR.