NEDEN ÜMMET-2. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (8.) dersidir.



Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

تلقني أصول العقيدة العامة

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Îman, Küfür ve Tekfir 2

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

(Tanımı ve Dayanağı)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Böyle Dönecek Dünya-2

Ders : 57 Konu: Şeytanla Mücadele

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Yarışıyorlarkoşuyorlar

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

İslâm da Meşrû Mülk Edinme Yolları

ON EMİR الوصايا لعرش

İSİMLER VE EL TAKISI

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

YARDIM HARİTASI-2. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (31.) dersidir.

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

YARDIM HARİTASI-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (30.) dersidir.

Sevgili sanatseverler,

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

NEDEN ÜMMET-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (7.) dersidir.

Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatlarına Sahip Olabilmek

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Mağaradan Arşa-3. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (62.) dersidir.

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması Şartnamesi

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

Acılar Paylaştıkça Azalır Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :07:29

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

Transkript:

NEDEN ÜMMET-2 Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (8.) dersidir.

ب س م الل الر ح ن الر ح يم ا ل ح م د لل ر ب ال ع ال م ني. و ص ل الل و س ل م ع ل س ي د ن ا م م د و ع ل ا ل ه و ص ح ب ه ا ج ع ني. Âlemlerin rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun. Hac suresinin 78. ayetinde Rabbimiz, ه و اج ت ب اك م buyurmuştu. Sizi seçti, hakkı ile Rabbinizin dini için cihat edin buyurdu. Zorluk çıkarmadığını, bu dinin ve Allah ın cihat emrinin yapılabilir, yaşanabilir olduğunu beyan buyurdu. Ama bütün bunları biz, ه و اج ت ب اك م ifadesinden dolayı üzerimize aldık. Allah seçti. Ümmet-i Muhammed i seçti. Ümmet-i Muhammed in nazlanma hakkı yok! Ümmet-i Muhammed in kenara çekilme hakkı yok! Batıl bloğunun karşısında ümmet-i Muhammed, hakkın temsilcisidir. Hakkın temsilcisi de hakka hizmette kıyamete kadar devam edecek, dedik. Burada Rabbimizin bu seçmişliğiyle ilgili olarak bir alt başlık açmamız lazım. Kur an-ı Kerim de görüyoruz ki daha önce Allah, İsrailoğulları nı seçmiş. İsrailoğulları nın diğer ümmetlere karşı böyle bir üstünlüğü olmuş. Onlar da Allah ın onları seçmesinin gereği ve doğal sonucu olan ümmet şuuruyla o görevi yerine getirmeyi beceremedikleri için Allah onları, seçilmiş oldukları hâlde itilmiş ümmet yaptı. Bunu da biraz sonra dinleyeceğimiz ayetlerden anlayacağız. Allah Teâlâ, ümmet-i Muhammed in kulağına döküyor. Hem Allah seçecek, şereflendirecek hem de ümmet olarak bunun kıymeti bilinmeyecek! Sonucu Allah ın bu nimeti almasıdır ve hesabını sormasıdır. Duhan suresinin 32, Bakara suresinin 47, Araf suresinin 137. ayetinde Allah Teâlâ çok açık, herkesin anlayacağı bir dille Benî İsrail i yani Musa aleyhisselamın kavmini üstün, seçilmiş bir ümmet و ل ق د اخ ت ر ن اه م ع ل ى ع ل م ع ل ى ال ع ال م ين söylüyor: yaptığını ama onların buna nankörlük ettiklerini olarak. اخ ت ر ن اه م Bir bilgimize bağlı ع ل ى ع ل م bu. kelimesine benziyor ه و اج ت ب اك م seçtik. Onları و ل ق د إ س ر ائ يل onları. Bütün dünyadan farklı olarak seçtik ع ل ى ال ع ا ل م ي ن ا ذ ك ر وا İsrailoğulları! Ey ي ا ب ن ي ع ل ي ك م Sizi bütün âlemlerden و أ ن ي ف ض ل ت ك م ع ل ى ال ع ال م ين ن ع م ت ي hatırlayın. Size verdiğim nimetleri ال ت ي أ ن ع م ت üstün tutmuştuk, bunu unutmayın. Bakara suresinin 47. ayeti. ال ق و م ال ذ ين ك ان وا ي س ت ض ع ف ون م ش ار ق األ ر ض و م غ ار ب ه ا ال ت ي ب ار ك ن ا ف يه ا ر ث ن ا Şu mübarek yer yaptığımız و أ و toprağın doğusunda-batısında eziyet gören adamlara nihayetinde bir rol verdik. Yani Benî İsrail e. ص ب ر وا إ س ر آئ يل ب م ا Onların içinden sabredenler sayesinde Allah ın güzel vaadi و ت م ت ك ل م ت ر ب ك ال ح س ن ى ع ل ى ب ن ي onlara gerçekleşti. Konu şu: Şimdi biz Hac suresinin 78. ayetinde ümmet-i Muhammed in büyük meziyetlerle seçildiğini, insanlığın son gemisi olduğunu konuştuk. Rabbimiz bizi ihtiyar etti, beğendi, ümmeti insanlığın bekçisi olarak tayin buyurdu, dedik. Ama burada unutmamamız gereken bir şey var; bu ilk defa olmadı. Allah bunu İsrailoğulları na da yaptı. O İsrailoğulları, bunca büyük seçilmişlik, Allah a bu kadar yakın olma fırsatını teptiler. Kur an-ı Kerim, nimetlerimi sayın diyor. En çarpıcı üç tanesini ben burada zikrettim. Başka ayetlerde de Allah Teâlâ bu nimetleri sayıyor. Mesela; bir, üç, on, yirmi değil pek çok peygamber onların ailesinden geldi. Adeta peygamber ailesi gibi oldular. Kitaplar geldi onlar için.

Allah onlara hüküm verdi yani bir saltanatları-devletleri oldu. Allah Teâlâ onlara toprak hâkimiyeti verdi ve hiç kimsenin akıl edemeyeceği, onların bile beklemeyeceği kadar yardım etti. Firavunun ve ordusunun boğulması, Allah ın en büyük yardımı. Aslında onlar bu nimetlerin yani Allah ın onları emanetinin bekçileri olarak seçmiş olmasının kıymetini bilselerdi, seçilmiş ümmet olarak kalacaklardı. Seçilmiş ümmetken غ ير الم غض وب ع ل يه م ümmet oldular. Fatiha da okuduğumuz gazap edilmiş ümmet; nankörlüklerinden dolayı. Kur an ımız onların bu sürecini uzun uzun anlatıyor. Diyebiliriz ki ashab-ı kiramı anlatan ayetlerden çok, onları anlatan ayetler var. Çünkü negatif olarak onlar bilindiği zaman, doğru ve pozitif olanın bilinmesi daha kolaydır ve mübarektir. Bu sebeple biz, ümmet-i Muhammed in insanlığın son gemisinin kaptanlığını kimden devraldığını ve neden onlardan intikal ettiğini bilmek zorundayız. Fatır suresinin 32. ayetini okuyacağız. Bu tam anlamıyla tüylerimizi heyecandan diken edecek bir ayet. Arapça bilmenin gerekmediğini zannediyorum. İman etmek, benim kitabımdır Kur an diye samimi bir şekilde söylemek bu ayeti anlamak için yeterli. Ayeti beraber okuyalım. و ل ن ف س ه و م ن ه م م ق ت ص د م ن ه م س اب ب ال خ ي ر ا ت ب إ ذ ن للا ذ ل ك ه و ا ل ف ض ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا ف م ن ه م ظ ال م ل ر ث ن ا anlamında. Daha sonra demek. Sonra, ث م kitabı Allah ın ال ك ت اب yaptık. Mirasçı أ و kitabını. ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا Kullarımızdan seçtiklerimize. Bundan ne anlaşılıyor? Bunun önce bir sahibi varmış demek ki. Bunu önce sahiplenenler vardı ama kaybettiler bu hakkı. ال ك ب ير ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ي ن اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا Kullarımızdan seçtiğimiz birilerine bu kitabı emanet ettik, yani Kur an ı. Kim bunlar? ف م ن ه م ظ ال م ل ن ف س ه Bu mirasçı yaptıklarımız yani ümmet-i Muhammed üç gruptan oluşuyor. Kendine zulmedenler Ve و م ن ه م س اب ب ال خ ي ر ات ب إ ذ ن للا olanlar, Şöyle böyle و م ن ه م م ق ت ص د zulmedenler, Kendine ف م ن ه م ظ ال م ل ن ف س ه Allah ın izniyle hayırda yarışan kullar. ذ ل ك ه و ال ف ض ل ال ك ب ي ر İşte bu seçilmişlik var ya, büyük iyilik budur. Topluca şöyle olur: Sonra kitabı kullardan seçtiklerimize -mirasçı- yaptık. O seçtiklerimizden bir kısmı kendilerine zulmedenlerdir. Bir orta hâlli olanlardır. Bir kısmı da Allah ın izniyle iyi işte yarışanlardan oluşur. Büyük kazanç, lütuf ve ikram da budur zaten. Kardeşlerim, Burada büyük hakikati konuşacağız. Ümmet-i Muhammed in ne olduğunu konuşuyoruz. Bizden önce İsrailoğulları vardı. İsrailoğulları bu emanetin kıymetini bilmediler, Allah onlardan aldı emanetini. Muhtaç değildi onlara çünkü Allah. Daha sonra ümmet-i Muhammed geldi; başında Peygamberi, ümmetin şahitleri olmak üzere Allah bu emaneti ümmet-i Muhammed e teslim etti. Hakkın kıyamete kadar bekçisi olacaklar. Ancak hem bu okuduğumuz ayetler hem de Kur an-ı Kerim in onlarca diğer ayeti önceki emanetçilerin hatalarını ve yanlışlıklarını hep ümmetin gözü önüne koyuyor. Nasıl hani ه و س م اك م ال م س ل مين م ن ق ب ل önceki kitaplara bile Muhammed ümmeti diye yazmıştı Allah, Müslüman olacaklar diye böyle bir isim koymuştu. Şimdi de önceki emanetçilerin hatalarını ve hainliklerini göz önüne koyuyor. Adeta onlara asıl bekçilerin adını vermişti. Ayak kayacak, bu emanetin kıymetini bilmeyecek hatalar nelerdir; Allah Teâlâ şimdi de onu söylüyor. ر ث ن ا ayet, Burada nefeslerimizi tutup tefekkür etmemiz gereken hassas bir nokta var. Şu ümmet-i Muhammed in görev belgesi, sertifikasıdır. İnsanlığın emanetini ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا

ر ث ن ا ال ك ت اب sırtında taşıdığının belgesidir. Yetki belgemiz bu bizim. Zaten ayetten anlaşılıyor; Allah belli. Kitabı seçtiğimiz kullara emanet ettik diyor. Zaten görev belgesi olduğu ال ذ ين اص ط ف ي ن ا Vurgulamamız gereken bir şey daha var. Kur an ümmeti, ümmet-i Muhammed in gençleri, tahrif edilmiş Hıristiyanlığın papaz ve din adamı sistemini yok sayan nesil! Şu ayete bir bakınız! Burada bu kitabı emanet ettiği üç kategori insan zikrediyor Allah: Kendisine zulmedenler, orta hâlli olanlar ve Allah ın iyi kulları. İyi kulların Ebu Bekir leri gösterdiği belli bir şey. Allah ın dostlarını gösteriyor. و م ن ه م م ق ت ص د Orta hâlli olanlar; o da belli. Şu ظ ال م ل ن ف س ه ne demek biliyor musunuz? Kâfir değil o kadar! Kardeşler, ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا bakınız: Bir daha Kullarımızdan seçtiklerimize bu kitabı emanet ettik. ف م ن ه م Kullarımızdan bazıları ظ ال م ل ن ف س ه Kendine zulmeden nitelik. Kendine zulmetmesi ne demek insanın? Cehenneme girecek işler yapıyor demek. Böylece kendi kendine zulmediyor. demek, kâfir değil ama bir sürü günahları ظ ال م ل ن ف س ه Şeriatımızda, Kendi kendine zulmediyor. ل ن ف س ه işleyen kişi demek. Kâfir değil o kadar. Kâfir olsa zaten liste dışı kalacak. Ümmet-i Muhammed in gemisi, bu bahsettiğimiz, Allah Teâlâ nın son gemisinin kaptanlığı, insanlık için çıkarılmış olan bu ümmetin önderleri üç gruptan oluşuyormuş. ف م ن ه م ظ ال م ل ن ف س ه Kendine zulmedenler yani çok günahkârlar. و م ن ه م م ق ت ص د O kadar günahkâr olmayan, farzları yerine getirenler, içki içmeyenler, faiz yemeyenler. Bir de çok muhteşem şekilde Allah ın izniyle çalışıp, gayret edip yarışanlar. ال م ظ ل ذ ل ك ه و ال ف ض ال ك ب ير Şimdi dikkat ediniz kardeşler! Şu üç isme dikkat edin. Bu ümmetin alkole bulaşmışları bile ümmet davasının sahibidirler. Hocaların işi değil bu iş! Lâilâheillallah diyenin çalışma belgesi, Allah a davet sorumluluğu var. Ümmet-i Muhammed in iffeti, izzeti, ahlakından mesul olma belgesidir bu. Bu ümmetin sarhoşunun, ذ ل ك kendine zulmettiği hâlde ظ ال م ل ن ف س ه belgesidir. faizcisinin bile Allah için çalışmak görevlisi olduğunun Allah ın en büyük ihsanlarından biri olan ümmet-i Muhammed in gemisinde görevli ه و ال ف ض ل ال ك ب ي ر tayfadan olmak bu ümmetin sarhoşlarının bile hakkıdır; kıymetini biliyorsa eğer. Muharref Hıristiyanlık ta ve Yahudilik te, neshedilmiş o dinlerde din adamı diye biri vardır. Onlarda toplumun gidişatından sorumluluğu din adamlarına havale etmek vardır. Bu ümmette ise herkes dininin adamıdır. Ücret karşılığı değildir bu ümmette hizmet. Bir ücret vardır ama o ücret Allah tan alınan cennet ücretidir. Ümmet-i Muhammed in farkını konuşuyoruz. Bugün ümmet-i Muhammed in bulunduğu coğrafyadaki dertleri, sıkıntılarını bir de bu gözle tefekkür etmeye çalışalım. Ümmetin yükünü âlimlere, vakıf kuranlara ve benzerlerine havale edip milyarı bulmuş bir kalabalığın sorumluluğunu on âlime bırakan ümmetin başarısızlığı veya mevcut durumu bir Çanakkale kabul edip kazması, küreği, nesi varsa alıp cephe ye gitmesi hâlinde nasıl büyük bir zaferle alnını dik tutacağını ve Allah ın rızasını kazanacağını düşünelim. Bu görev sertifikası, ümmet-i Muhammed den olan herkesin çalışma belgesidir. Allah, kullarımızdan bazılarına buyuruyor. Kulu musun Allah ın, ona bakacaksın. Kulu musun Allah ın sarhoş bile olsan, zinaya bulaşmış bile olsan günün birinde? Şimdi Allah ın kulu olduğunu itiraf ediyor, bununla övünüyor musun? Önemli olan bu. Öyleyse sen bu ümmetin, ذ ل ك ه و ال ف ض ل ال ك ب ي ر diye Allah ın karşımıza

koyduğu büyük müjdesini almış ve Fatır suresinin 32. ayetiyle müjdelenmiş müminisin. Yeter ki ümmetinin toprağında kan aktığı zaman, ümmetinin mukaddesatı tarumar edildiği zaman, senin o gece uykun kâbusa dönüşsün, dert et ümmetini. Kardeşlerim, İlimle, amelle, takva ile yoğrulmuş olanlar buradalar: و م ن ه م س اب ب ال خ ي ر ات ب إ ذ ن للا Onlar belli zaten. Namaz kılıp faize bulaşmamış, oruç kaçırmamış hatta nafile oruç da tutmuşlar و م ن ه م م ق ت ص د zaten. Benim gibilere bile yer var. Üstelik de kardeşlerim, hepimizin içinde çağlayanlar gibi umut coşturan bir üslup var ayette. Bu emaneti Ebu Bekir gibilere devrettik, sonradan gelenlere de bir miktar pay verdik, demiyor Allah. Kullarımızdan seçtiklerimize verdik, diyor, günahkârlarıyla başlıyor. Musa aleyhisselama, sen git Rabbinle birlikte savaş, biz burada seni bekleriz diyen Benî İsrail in farkıyla sarhoşları bile ümmetin yükünü taşıyan ümmet-i Muhammed in farkıdır, Fatır suresinin 32. ayeti. Onun için bizim din görevlimiz değil; dinine hizmeti ibadet bilen, mümin olmanın gereği olarak bilen bütün müminlerimiz vardır. Camimizde namazımızı kıldıran özel görevlimiz olur. Çocuklarımıza Kur an tedris eden görevlilerimiz olur. Ama bu ümmet, dininin geleceğini, ümmet-i Muhammed olmanın ağır yükünü hocalar diye bir gruba havale edip kendisi Kudüs sokaklarında kuyumculuk yapan Yahudi tüccarı gibi düşünemez. O Musa aleyhisselamdan sonraki Yahudiler in taktiğiydi. Bu ümmetin taktiğiyse Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek cesedini bile gömmeyi bırakıp önce ümmetin derdiyle ilgilenen Ebu Bekir in anlayışıdır. ر ث ن ا ال ك ت اب hangisi? İşte büyük iyilik budur buyurduğu Allah ın Size ümmetin kitabını أ و emanet ettik. Rabbimden hayâ ederek, iyi anlaşılsın diye, hani gençler de dinliyor, çocuklar dinliyor ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا o? iyi anlasınlar diye söylüyorum. Büyük iyilik buyuruyor ya Allah, neye أ و Seçtiğimiz, beğendiğimiz kullardan yaptık sizi buyuruyor ya. Bunun Türkçesi ne biliyor musunuz: Adam yerine koyduk sizi demek. Ayet böyle değil ama anlaşılsın diye ifade ediyorum. Muhammed aleyhisselamın kaptanı olduğu bir geminin tayfasısın sen. Şereftir bu Allah tan. Hocalarımızın, âlimlerimizin, sabahlara kadar medreselerde ders yapanların, teheccütte namaz kılanların, cephelerde cihat edenlerin zaten kazandığı belli. Günahkârlarımıza bile Allah ın lütfunun kapısını açan bu ayetin, bu sancağı taşımayı sarhoşlara bile Allah ın lütfediyor olması günahların, herhangi bir şekilde işlenmiş hataların; sen bu ümmetten olamazsın değil bu ümmetin şerefli bir savunucusu-mücahidi olamazsın bile deme nedeni olmadığını, herkese Allah ın sen de gel tut buradan dediği, Fatır suresinin 32. ayetini bulunduğu ayet kümesi içerisinde okuyalım. Ayetler küme küme oluyorlar, anlam bütünlüğü olan bir ayet gurubu oluyor. Onu yukarıdan aşağıya kadar aldın mı bir konunun içinde kalıyor bu ayet. Tek başına aldığın zaman da o tek başında anladığın manayı veriyor sana. Fatır suresinin 29-35. ayetleri arasındakileri buyurun beraber dinleyelim: و أ نف ق وا م م ا ر ز ق ن اه م kılanlar, Namaz و أ ق ام وا الص ل ة okuyanlar, Allah ın kitabını إ ن ال ذ ين ي ت ل ون ك ت اب للا hiç zarar ي ر ج ون ت ج ار ة ل ن ت ب و ر onlar, Onlara verilmiş rızıktan gizli-açık sadaka verenler, س ر ا و ع ل ن ي ة و ي ز يد ه م م ن alacaklar. Onlar hak ettiklerinin karşılığını ل ي و ف ي ه م أ ج ور ه م yapıyorlar. etmeyecekleri bir ticaret Üstelik Allah tan, daha fazlasını alacaklar. Hak ettiklerinden fazlasını alacaklar. Neden? Çünkü ف ض ل ه Allah çok mağfiret buyurur. Yapılan işlerin kıymetini bilir Allah. Kur an okumayı, namazı ikame etmeyi, Allah için infakta bulunmayı ve Allah la yaptığı ticarete umut bağlayanları, Allah ın kendilerine hak ettikleri ecri ve daha fazlasını vereceğine söz verdiği

kulları diye bir gurup var. Bunlar bir potanın içerisinde bulunuyorlar zaten. Bu bir başlık. Devam ح ي ن ا إ ل ي ك م ن ال ك ت ا ب ediyor: ediyor, Peygamber aleyhisselama hitap Sana indirdiğimiz bu kitap var و ال ذ ي أ و م ص د قا ل م ا ب ي ن ي د ي ه haktır. O ه و ال ح Peygamber! ya ey Kendinden önceki inen kitapları da doğrular. إ ن للا ب ع ب اد ه ل خ ب ير ب ص ير Allah kullarının izleyicisidir, görüyor onları. Allah ın kitabını okuyan, namaz kılan, infak eden, Allah la yaptığı ticarete umut bağlayanlar: Ey Peygamber, bir de biz sana bir kitap verdik. Bu kitabın niteliği böyledir. Ve biz bu kitabı okuyup anlayanlar ve bu kitaba itimat edip Allah la yaptığı ticarete güvenenleri iyi biliyoruz. Sonra 32. Ayete ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا geldik: Bu şartlarda biz bu kitabı kullarımızdan bir kısmına emanet ettik. Allah la yaptığı ticarete umut bağlamayan bu mirasta pay almak hakkına sahip değil demek ki. ر ث ن ا ال ك ت اب ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا gibi. Tıpkı namaz kılmayan gibi. Allah için verme zevkine ulaşamayan ظ ال م ل ن ف س ه Ve bir kısmı da orta و م ن ه م م ق ت ص د tiplerdir. Onların bir kısmı günahlara boğulmuş ف م ن ه م hâllidir. و م ن ه م س اب ب ال خ ي ر ات ب إ ذ ن للا Bir kısmı da yarışa katmış gitmişlerdir. ذ ل ك ه و ال ف ض ل ال ك ب ير İşte asıl büyük lütuf budur. İki nokta: Nedir lütfun ya Rabbi? Kur an okuyup, namaz kılan, Allah için açık-gizli infak eden, Allah la yaptığı ticarete umut bağlayanlar, Allah ın غ ف ور ve ش ك ور olduğu için günahlarını mağfiret edip yaptığı iyiliklere sevap yazdığı kulları sonra da siz madem böylesiniz, bu Kur an ı size emanet ettim. Ümmet size emanettir dediği kulları, günahkârlarının bile din adına çalıştığı, gayret ettiği, takati kadar iş yapmaya çalıştığı ortam büyük bir fazilet kaynağı. Sadece şu ümmet-i Muhammed den olduğu için kendini farklı görenlere Allah ın fazlı, iyiliği, lütfu ne: ج ن ات ع د ن Adn cennetleridir. Adn cennetleri. Uhud şehidi Hamza nın cenneti. Bu ümmet benim ümmetimdir diye Allah la yapılmış pazarlığa, ل ن ت ب و ر zarar etmez ticaret olarak bakan, olaylardan etkilenmeyen, durduğu yer Allah ın baktığı yer olduğu için ne kadar dönerse dönsün dünya, onun başı dönmeyen mümin, Adn ي ح ل و ن ف يه ا م ن أ س او ر م ن ذ ه ب girecekler. O cennete ي د خ ل ون ه ا alacaktır. cennetlerini Allah tan ödül olarak Orada و ل ب اس ه م ف يه ا ح ر ير yaşayacaklar. Altından, mücevherlerden bileziklerle donatılmış olarak و ل ؤ ل ؤ ا ipek giyecekler. Bunu ve bir önceki dersi yapma nedenimiz olan ayete geldik. Hak-batıl diye bir önsöz yaptık. İslam ı neyle simgeleriz diye bir soru sorduk. Ümmet-i Muhammed nerden geldi nereye gitti, Yahudi den, Benî İsrail den beri bunu nasıl devraldık, niye devraldık; bunu konuştuk. Bu, ümmet diye bir derdi olup kendini buna göre kotaran Müslüman ın Allah ın seçtiği bir görevden dolayı, beni Allah اج ت ب اك م seçti, ümmetten oldum, bu bana cihadı gerektiriyor diye tefekkür eden müminin Adn ه و cennetine gireceğini söyledi Fatır suresinin 33. ayeti. Elhamdülillah, şehitlere vaat ettiği şeyi Allah bize vaat ediyor, sadece ümmet diye bir derdi olduğu için Müslüman ın. Fakat ben bu ayetleri başka bir sonuca ulaşmak için okuyorum hep. Bugün kaç Müslüman perişan olmuştur, diye bir soru sorsa biri, kafadan beş yüz Müslüman ölmüştür bugün şurada burada dense, çok zor yalancı çıkması. Beş yüz azdır bile belki. Güvercinler Müslüman dan daha çok can güvenliğine sahip. Hangi derdimizi saysak diye liste bile oluşturamıyoruz. Nerden başlayacağız? İç sorunlardan mı, dış sorunlardan mı, afetlerden mi, düşmanlıklar Nerden başlayıp nerden devam edeceğimizi bilemiyoruz. Kardeşlerim, musunuz? olarak Adn cennetlerine girdiğinde müminler, ne olacak biliyor ذ ل ك ه و ال ف ض ل ال ك ب ي ر Fatır suresinin 34. Ayetinden devam ediyoruz. Şöyle koltuklarına gerilecekler, sağına-soluna

bakacaklar, ilk tepkileri ne olacak biliyor musunuz: و ق ال وا ال ح م د ل ل ال ذ ي Ve orada müminler, Adn cennetine giren, ال ذ ين اص ط ف ي ن ا م ن ع ب اد ن ا ف م ن ه م seçtiği kulları vardı ya Allah ın, onlardan Adn cennetine girenler şu ümmetin ظ ال م ل ن ف س ه günahkâr müminleri bile, onların bile ümmet adına çalışıyor olduğu için, ümmet diye bir derdi olduğu için Allah ın lütfuyla, fazlıyla Adn cennetine girdiğinde koltuklarına gelecekler: ال ح م د ل ل ال ح م د ل ل diyecekler, أ ذ ه ب ع ن ا ال ح ز ن Yahu şu dertsiz cenneti Allah bize gösterdi ya. Bizim Rabbimiz ne çok mağfiret ediyormuş meğer ki ne kadar da karşılık veriyormuş kullarına ل bizi. Lütfetti de şu ebedî yurdumuza kavuşturdu أ ح ل ن ا د ار ال م ق ام ة م ن ف ض ل ه ki, O Allah ال ذ ي diyecekler. ن ص ب و ل ي م س ن ا ف يه ا ل غ و ب Ne bir yorulmak var burada ne de başımız bir dert görecek. Baş ağrısı ي م س ن ا ف يه ا da yok kol-ayak ağrısı da. Kardeşlerim, Bu ümmet Allah tan bela isteyen bir ümmet değildir. Bela istemeyi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yasaklıyor. Allah tan bela istemeyin buyuruyor. Düşmanla karşılaşmayı istemeyin. Gerçekçi olmak lazım. Bu dünya oturup, elhamdülillah dertsiz bir dünyadayız, deme yeri değildir. Gerçekçi olmak lazım. Düşmandan sıyrılırsın, sağlıktan kurtulamazsın, ondan sıyrılırsın, ailenden kurtulamazsın, kurtulursun ecel gelir. Ucunda ecel korkusu olduğu sürece dünya rahat yeri ال ح م د ل ل ال ذ ي aslında. değildir. Dünyada muhakkak bir sıkıntı olur. Çok keyif bile bir sıkıntıdır dünyada yaşar. deme yerine kadar mümin ümmet şuuru ile أ ذ ه ب ع ن ا ال ح ز ن Bu dünyaya benim geliş tarihim bellidir: 1960. Şeytanın geliş tarihi de 19060 senedir herhâlde. Ben 1960 yılından beri yarım asırdır tecrübe biriktiriyorum. İblis ise batıla yatırım olarak binlerce senedir tecrübe biriktiriyor. Beni Allah tan ve cennetimden koparmak için büyük bir birikim, tecrübe ve çevreyle destekli olarak çalışıyor. Ben Rabbimin kitabına, Fatır suresine, Hac suresine sığındığım zaman, onun yanına yanaşamayacağı kadar büyük bir birikim ve servete; Allah a sığınmış olurum ve kesinlikle mağlup olmam. Hac suresine sığınmadığım zaman -sembolik olarak sure ismi veriyorum- Fatır suresine sığınmadığım zaman, kendi plan ve projeme güvendiğim zaman, eğer böyle bir hata işlersem kendi bindiğim dalı bile kesmiş sayılırım. Çünkü benim enerjim Kur an dır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz in bana sunduğu müjdelerdir. Onun adına nasıl bütün batıl birikip ona dosya hazırlıyorsa Rabbim de Kur an ında ve Peygamberi nin lisanında bana yardımcı olacak kurtarıcı işaretler hazırladı. Geleceği Allah tan tanıyıp öğrenmekle şeytana hizmet eden ajanslardan öğrenmek ع ل ي ك م değildir. arasındaki fark budur kardeşlerim. Bu ümmet strese girmesi gereken bir ümmet yüklememiştir. Çünkü Allah bu ümmete çalışma programında kaldıramayacağı bir şey ف ي الد ين م ن ح ر ج Sadece çok fazla keyfe düşkünlük hastalığı bu sonuçları getirmiştir karşımıza. Bugün bir kere daha imanımızı tazeleme fırsatı bulduk, Allah ın izniyle. Bir kere daha fert olarak ben değil, ümmetimin içinde bir mümin olduğumu öğrendim. Adımı Allah ın ben doğmadan koyduğunu öğrendim. Bir kere daha و اع ت ص م وا ب ا ل ل Allah a sarılın diyen Kur an ı hatırladım. Bir kere ك م daha bütün bloklaşma ve cepheleşmeye karşı dünyada ل Sizin sahibiniz Allah tır diyen ayeti ه و م و duydum. Bu ayetler, şehitliği bir şerbet gibi içen sahabe neslini yetiştirdi. Aynı ayetler bugün bizim karşımızda. Biz de bu ayetleri dinliyoruz. Bizi de Rabbimiz bu ayetlerin muhatabı yaptı. Ve bugün, elimizi kaldırsak gökte Ay a tutacak kadar büyük ve yüksek bir umutla doldurdu bizi Allah. ج ع ل و م ا

Hıristiyanlar dan ve Yahudiler den sıyrılıp, dinin kaymağını din adamlarına yedirip kendisi de geri kalanlarından dindar olarak geçinen muharref din mensupları değil, Peygamber inin sofrasına oturacak kadar Allah a yakın olma şansı yakalamış nesil olduğumuzu ve Allah ın din emanetini bu kalitede taşıdığımızı Kur an dan öğrendik. Hiç kimsenin tahminlerinden falan çözmedik, bizzat Kur an dan öğrendik. Kendini cehenneme hazırlayan zalimler bile Allah ın seçilmiş kullarındandır, ümmetin yükünü taşımak bakımından. O bile cihat etse, o bile infak etse, o bile o günahkâr hâliyle dinim ve davam dese demek ki Allah ın razı olacağı bir iş yapıyor, ümmet olma kalitesi ile yaşıyor demektir. Ümmet-i Muhammed farkı. Bu ümmetin farkı budur. Bir şeye dikkat ettiniz mi? Hani dedik ki cennete, hem de Adn cennetlerine girdikten sonra demek var. Hüznü bizim ölümümüze değil, İsrafil aleyhisselamın sûruna ال ح م د ل ل ال ذ ي أ ذ ه ب ع ن ا ال ح ز ن kadar uzattık. Ama dikkat edin! Bundan bile bir saadet, bir neşe çıkarıyoruz. Değil mi ki bu hüznümüz Allah la beraberdir? Bu bile bize tebessüm vesilesidir. Hamza nın, Musab ın ve şühedanın, Sümeyye nin, Yasir in hissettiği şeydir bu. Resûlullah için olsun, Allah yolunda olsun, ölüm olsun. Değil mi Allah alıyor? Vermek hiç zor değil, olsun. Kardeşler, Hac suresinin 78. ayetini ezberliyoruz. Ama bu ezberi adımız soyadımız olsun diye ezberliyoruz. Biraz daha gayret ediyoruz. Mirasçısı olduğumuz ümmet şerefinin bize intikal töreninden söz eden Fatır suresinin 29. ayetinden 35. ayetine kadar da ezberliyoruz. En kederli zamanlarımızda bile, herkesin matem tutmak için bir sebep ve bahane oluşturduğu bir zamanda dahi demek var. O güne kadar bıkmam, usanmam diye parolamızı tekrar etmek ال ح م د ل ل ال ذ ي أ ذ ه ب ع ن ا ال ح ز ن için bu ayetleri de ezber yokuşuna tırmanıyoruz. Bunları namazlarda okuyoruz, toplantılarımızda okuyoruz, mutlu olduğumuz zamanlarda okuyoruz, hüzünlü olduğumuz zamanlarda okuyoruz. Bir daha da batıl ve bütün ordularıyla karşımıza dikilen İblis ten korkmamıza gerek kalmadığını anlıyoruz. ب س م للا الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ين. و ص لى للا و س ل م ع ل ى س ي د ن ا مح م د و ع ل ى ا ل ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. Âlemlerin rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.