Bir milletvekili kanunsuz eyleme katılmamalı Temmuz 17, 2012-2:04:57 İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ''Bir milletvekili eyleme katılır, hukuki eyleme katılır. Bir milletvekili kanunsuz eyleme katılmamalıdır, öncelikle millete örnek olmalıdır'' dedi. Bakan Şahin, Vilayetler Evi'nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Diyarbakır'da 14 Temmuz Cumartesi günü ''Demokratik Özerklik ve Öndere Özgürlük '' adlı bir miting yapmak üzere 9 BDP'li milletvekilinin Diyarbakır Valiliği'ne başvurduğunu hatırlattı. Başvuruyu değerlendiren Valiliğin, talebin konusu ve konu başlığı itibarıyla hukuka uygun olmadığını değerlendirdiğini ifade eden Şahin, KCK'nın konuşma istihbaratlarının da değerlendirildiğini belirtti. Valiliğin birtakım suç aletlerinin o toplantıda bulunabileceği ve kullanılabileceği değerlendirmesini yaptığını anlatan Şahin, bu nedenlerle valiliğin söz konusu toplantının 14 Temmuz günü yapılmasının uygun olmadığını bildirdiğini vurguladı. Başvuru sahiplerinin kararı kabul etmediklerini ifade ettiğine işaret eden Şahin, çok ileri laflar edildiğini, talihsiz açıklamalar yapıldığını söyledi. Fakat Valiliğin kararında somut bir haklılığa da ulaştığını belirten Şahin, planlanan miting öncesinde Diyarbakır'a giriş yollarında ve bazı adreslerde yapılan aramalarda 1 Kaleşnikof tüfek ile 6 tabanca, 3 tabanca susturucusu, 3 av tüfeği, yüzlerce mermi ele geçirildiğini ifade etti. Şahin, yakalanmamış çok sayıda silah, mühimmat ve patlayıcının Diyarbakır ve çevresinde bulunmasının muhtemel olduğunu ve bu konudaki çalışmaların devam ettiğini kaydetti. 14 Temmuz tarihinin Türkiye için terörle mücadelede önemli bir gün olduğuna dikkati çeken Şahin, bu tarihte Silvan ilçesinde terör örgütü tarafından 13 askerin şehit edildiğini söyledi. Bakan Şahin, ''14 Temmuz günü saat 17.00-17.30 sıralarında bir başka gelişme daha oldu
bu ülkede. Sözüm ona yasama dokunulmazlığından bir istifade milletvekili kimliğine sahip kişiler tarafından demokratik özerklik mektubu gibi bir şey okundu Diyarbakır'da. 14 Temmuz'da yapılmak istenen mitingin adı 'öndere özgürlük'. O önder diye nitelendirilen kişi, bu ülkede sivil, asker, polis, çocuk, bebek, canlı gözetmeden, yerine göre ağaçları yakarak, yerine göre hayvanları katlederek insanlık dışı bir cinayetler serisini işleyen teşkilatın da önderi ve kurucusu'' diye konuştu. BDP'nin Diyarbakır'da yapmak istediği mitingin bir anlamda terör örgütünün toplantısı olduğunu ifade eden Şahin, 18 milletvekilinin bu yasa dışı ve terör örgütünün amacına yönelik toplantıda öncü ve aktif rol almaya çalıştıklarını dile getirdi. Olaylarda polisin son derece sağduyulu davrandığını kaydeden Şahin, ''Yaşanan olay BDP'nin o günde bu ülkede doğurmak istediği kargaşa olayından ibarettir. Olayın aktif tarafı, hukuk dışı, hukuku zorlayan aktörü bellidir'' dedi. ''25 kuruşluk ne kazandırdılar bu ülkeye'' KCK'nın yürütme konseyinin halkı yasa dışı mitinge çağırdığına işaret eden Şahin, bölge halkına bu hukuksuz eylem çağrısına itibar etmedikleri için teşekkür etti. Kanın, ölümün, hayata kastın olduğu yerde insani değerlerin maskesine sığınmanın hak suistimali olduğunu vurgulayan Şahin, terör örgütü ve onun uzantılarının yapmaya çalıştıklarının izahı olmadığını vurguladı. Türkiye'de kanunların herkes için aynı olduğuna dikkati çeken Şahin, şöyle konuştu: ''Bunlar kökten yalancı, kökten boş işlerle uğraşıyorlar. Bunların mumu, daha gündüzden yanıyor, sönüyor. Artık gerçek yüzleri de ortaya çıkıyor. Yaklaşık 30 senedir devam eden bu kan dökmenin sonucunda 25 kuruşluk ne kazandırdılar bu ülkeye- Bir meyve ağacı mı diktiler, bir dükkan mı açtılar- Kaçak Hint kenevirleri hariç bir tarla mı ektiler- Bir üretim tesisinin açılışına mı öncülük yaptılar- Çocukların okumasına mı yardımcı oldular yoksa okuldan mı çaldılar- Okumaya, çalışmaya, yatırıma, yaşamaya karşı bir anlayış. Sadece Türkiye'nin değil Türk milletinin değil insanlığın belası bir anlayış. Hayata karşı, hayatlar söndüren bir teşkilat, bir örgüt. Ortalama ömrün 30'u geçmediği bir örgüt yapısı. Dini, ahlaki, üretim, çağdaş değeri olmayan bir yapı. Kapanan kepenkler günlerdir. Mahrum kalınan ticaretin hesabını kim verecek- Olumlu bir şey ne var Allah aşkına- Olumlu bir düşünce yok, olumlu bir çalışma yok. Kan, kin, gözyaşı, ölüm, başka bir şey vadetmeyen bir lanetli yapı ve onun adına hizmet etmeye gayret eden Diyarbakır'daki 14 Temmuz'daki zavallı 18 tane milletvekili. Başka ne diyeyim.'' ''Ne söylüyorlarsa tersinden okumak lazım'' İçişleri Bakanı Şahin, Diyarbakır'daki olaylarda milletvekillerinin polis tarafından hedef seçildiğine ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine, şöyle konuştu: ''Bir milletvekili eyleme katılır, hukuki eyleme katılır. Bir milletvekili kanunsuz eyleme katılmamalıdır, öncelikle millete örnek olmalıdır. Milletvekillerinin polis tarafından özel olarak hedef seçilmişliği tamamen yüzde 101 yalan ve iftiradır. Aksine polisimiz milletvekilleri tarafından hedef seçilmişlerdir, sataşılmışlardır, saldırılmışlardır, tehdit edilmişlerdir.
Hele hele sabıkası, kendi partisi tarafından da tescilli bir tanesi çok talihsiz bir incisini tekrarlamıştır, yeni bir inci ortaya koymuştur; 'Getirin o polis amirini, kafasına sıkacağım' diyen bir zihniyet, bir iğrenç davranış ve onun etrafının ne kadar meşru, ne kadar haklı olduğunu yüce milletimizin takdirine bırakıyorum. Birbirlerine şahitlik yapıyorlar galiba, diğer milletvekilleri bazı milletvekillerinin hedef seçildiğini söylüyorlar. Bu normaldir, ne yazık ki bölücü terör örgütü ve onun uzantılarının çok değişik özellikleri, karakterleri var. Ama bir tanesi, hepimize yardımcı olur, bir kez daha tekrar edeyim; ne söylüyorlarsa tersinden okumak lazım.'' ''Fındıklı'nın söz konusu kitabı bir derleme'' Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklı'nın kitabına ilişkin soruyu yanıtlayan Şahin, Fındıklı'nın altı bilimsel yayını bulunduğunu hatırlatarak, söz konusu kitabın bir derleme olduğunu, kitapta özlü sözlerin, halk deyişlerinin ve atasözlerinin bulunduğunu söyledi. Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü hakkında yolsuzluk araştırması yapıldığının hatırlatılması üzerine de Şahin, Bakanlığa yapılan yazılı başvurunun değerlendirilmesi neticesinde konunun incelemeye alındığını söyledi. Şahin, 27 Aralık 2011 tarihinde konuyla ilgili araştırma ve ön inceleme onayı verildiğini ifade ederek, adli sürecin Bakanlığın başlattığı inceleme sonucunda, müfettişlerin Cumhuriyet Savcılığına sunduğu raporun üzerinden başlatıldığını bildirdi. Şahin, son bir yıl içinde 434 AK Parti'li, 312 CHP'li, 143 MHP'li, 56 BDP'li ve diğer partilerden veya bağımsız 59 belediyeyle ilgili inceleme onayı verdiklerini açıkladı. Şahin, bir soru üzerine, özel harekat polislerinin Türkiye'nin terörle mücadelesinde görev almak üzere yetiştirildiğini, toplam 7 bin 500 özel harekat polisinin üçte ikisinin terör olaylarının ağırlıklı yaşandığı bölgede görev yaptığını kaydetti. Her yıl 15-16 bin civarında yeni polis memurunun kadroya katıldığını ancak 6 bin civarında polisin kadrodan ayrıldığını ifade eden Şahin, ''Sınır Muhafaza Teşkilatı''nın kurulmasına yönelik yasa taslağının hazırlandığını bildirdi. Şahin, Emniyet Teşkilatı'nın yakıt sıkıntısı çektiği yönündeki haberlerin hem doğru hem yanlış olduğunu belirterek, yakıt olmadığından dolayı hizmete çıkamayan araç bulunmadığını, ancak yakıt alımı ihale sürecinde bürokratik gecikmeler yaşandığı için ihalenin öngörüldüğü zamanda yapılamadığını, bu nedenle bazı sıkıntıların gündeme geldiğini dile getirdi. Bakan Şahin, ülke nüfusunun yüzde 78'inin Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, yüzde 22'sinin ise Jandarma Genel Komutanlığı'nın görev ve sorumluluk alanında bulunduğunu belirterek, ülke coğrafyasının yüzde 87'sinin ise Jandarma'nın sorumluluğunda olduğunu söyledi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 256 bin, Jandarma Genel Komutanlığı'nın 212 bin ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın ise 5 bin 500 personelle hizmet verdiğini belirten Şahin, güvenlik teşkilatının ana hedefinin ülkede herkesin suç teşkil eden olaylara karışmadan huzur içinde yaşamasını sağlamak olduğunu ifade etti. Jandarma ve polis okullarında 15 farklı ülkeden çok sayıda öğrencinin eğitim gördüğünü dile getiren Şahin, jandarma ve polis kadrolarının büyük ölçüde yüksek öğrenim mezunu olanlardan oluşmasını hedeflediklerini söyledi. Jandarma'da yükümlü asker sayısının gün geçtikçe aşağı çekilerek onun yerine kadrolu profesyonel elemanlardan oluşan bir yapıya dönüşmeyi hedeflediklerini bildiren Şahin, bugün itibarıyla polis mevcudunun yüzde 87'sinin yüksek öğrenim mezunu olduğunu
kaydetti. Emniyet teşkilatının yüzde 100'ünün yüksek öğrenim mezunu olmasını amaçladıklarına işaret eden Şahin, bu oranın 10 yıl önce yüzde 21 olduğu bilgisini verdi. Şahin, polis merkezleriyle jandarma karakollarının halkın farklı ihtiyaçları için de rahatlıkla gidip gelebilecekleri sembol yerler olduğunu belirterek, ''Buralar herkesin, sivil toplum kuruluşlarının, basının yurt dışından gelen heyetlerin incelemelerine her zaman hazır kurumlardır. Zaten kapısı 24 saat kapanmayan kurumlardır'' dedi. 81 il ve 59 ilçede MOBESE kurulumunun tamamlandığını, 20 ilçede de çalışmaların devam ettiğini anlatan Şahin, bu çalışmalar kapsamında devlet bütçesinden 203 milyon harcandığını bir o kadar da yerel kaynaklardan para aktarıldığını belirtti. Suçla mücadelede sanıktan delile gitmek döneminin kapandığını, artık delillerden sanığa giden anlayışın hayata geçirildiğini ifade eden Şahin, Jandarma'nın 4 Emniyet'in de 11 kriminal laboratuvar ile hizmet verdiğini söyledi. 100 büyük operasyonda 2 bin 350 şüpheli Jandarma ve emniyet güçlerinin mafya ve çete diye tanımlanan organize suç örgütleri ile mücadelesi kapsamında 2011 yılında polis teşkilatı tarafından gerçekleştirilen 100 büyük operasyonda 2 bin 350 şüpheli hakkında yasal işlem yapıldığını belirten Şahin, geçen yıl Jandarma tarafından 14 bin 741 kaçakçılık, 2 bin 617 yasa dışı göç, 4 insan ticareti, 144 organize suç olayına müdahale edildiğini söyledi. Şehir merkezlerinde ve okul çevrelerinde uyuşturucu satışını engellemek amacıyla okul timlerinin kurulduğunu hatırlatan Şahin, şöyle konuştu: ''2011 yılında uyuşturucuya yönelik polis tarafından 18 bin 200 operasyon gerçekleştirilmiş, bu operasyonlarda 38 bin 500 şüpheli yakalanarak adli mercilere sevk edilmiştir. Yine 2011'de polis bölgesinde 46 ton 844 kilo esrar, 6 ton 413 kilo eroin, 591 kilo kokain, 1 milyon 304 bin 363 adet ekstazy maddesi ele geçirilmiştir. Jandarma bölgesinde 2011 yılında 4 bin 373 narkotik madde kaçakçılığı olayına müdahale edilmiş bu olaylarda 5 bin 889 şüpheli yakalanarak adli mercilere sevk edilmiştir. Jandarmamız tarafından 2011'de 28 bin 800 kilo esrar, 497 kilo eroin, 51 kilo metan tetamin, 70 bin 352 adet de tablet ele geçirilmiştir. Yine jandarma bölgesinde tarlalarda kaçak ekilen 12 milyon kök Hint keneviri ile 24 milyon kök haşhaş bitkisi de yakalanarak imha edilmiştir.'' Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadelesinin başarılı sonuçlar verdiğini, uyuşturucu trafiğinin güzergah değiştirmek zorunda kaldığını, artık uyuşturucu yollarının Türkiye'nin kuzeyinden ya da güneyinden geçtiğini ifade eden Şahin, Türkiye'nin eroin yakalamada Avrupa ve Asya sıralamasında ikinci ülke durumunda olduğunu dile getirdi. ''Firardaki faillerin yakalanmasında yüzde 90'un üzerinde başarı'' Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasını özgürlük ve hak olarak gördüklerini söyleyen Şahin, hukuk içerisinde herkesin hakkını kullanmasını hedeflediklerini anlattı. Özgürlüğün anarşi ve kargaşaya dönüşmesini önlemenin kendilerinin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Şahin, ''Metropol illerimizde ve terör hadiselerinin yoğunlaştığı doğu ve güneydoğu bölgelerimizde toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının hukuka uygun şekilde kullanımını sağlamak amacıyla güvenlik güçlerimiz teşkilatlanmasını ve güç planlamasını bu bölge illerinde ağırlıklı olarak gerçekleştirmiştir'' dedi.
Türkiye'nin dünyanın en güvenli ülkeleri arasında yer aldığına dikkati çeken Şahin, ''Uluslararası standart olan 100 bin kişiye düşen suç miktarı ülkemizde bin 339 iken, bu sayı İsveç'te 14 bin 442'dir, İngiltere'de 8 bin 123'tür, Almanya'da 7 bin 630'dur, Fransa'da 5 bin 603'tür'' dedi. Türkiye'ni işlenmiş suçları aydınlatılması bakımından da dünyanın önde gelen ülkelerinden olduğunu belirten Şahin, firardaki faillerin yakalanmasında yüzde 90'un üzerinde başarı sağlandığını söyledi. Şahin, Türkiye'de vatandaşların en memnun olduğu hizmetlerin başında güvenlik hizmetlerinin geldiğini işaret etti. ''Terörzedelere 2 milyon 770 bin 448 bin 123 liralık ödeme'' Geçen son yıllarda KCK ve bölücü terör örgütüne karşı çok önemli operasyonlar gerçekleştirildiğini anlatan Şahin, yakın dönemde 301 bölücü terör örgütü mensubunun etkisiz hale getirildiğini, çok sayıda örgüt mensubunun pişmanlık duyarak emniyet güçlerine teslim olduğunu söyledi. Şahin, şöyle devam etti: ''Terör örgütü yapılanması, o yapıyı yurt dışından, yurt içinden idare edenler, Türkiye'ye komşu ülkelerden idare edenler, sürekli bir direnci ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Bu ülkeyi bölme mücadelelerini, o anlamsız ve iğrenç mücadelelerini hem silahlı şekilde devam ettirmeye hem de akıllarınca psikolojik şekilde devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Fakat güvenlik güçlerimiz, devletimiz de bu mücadeleyi istihbarat ve operasyon boyutlarıyla yerine getirirken psikolojik olarak da yönetmektedir.'' Suriye'de bir yılı aşkın süredir iç karışıklık yaşandığına dikkati çeken Şahin, ''Suriye'deki karışıklığa bağlı olarak bölücü terör örgütünün bu karışıklıktan istifade ile Türkiye'yi bölme amaçlı çalışmalarına zemin, ortam aradığı da bilinmektedir. Bunun istihbaratına da Türkiye sahiptir'' dedi. Masum vatandaşların terör nedeniyle gördükleri zararı telafi etmek için kanun çıkarıldığını anımsatan Şahin, terörzedelere bugüne kadar 2 milyon 770 bin 448 bin 123 liralık ödeme yapıldığını kaydetti.