GELİR VERGİSİ TARİFESİ İPTALİ

Benzer belgeler
dan itibaren ücret gelirlerine farklı (düşük oranlı) gelir vergisi tarifesi uygulamasına son veren kanuni düzenlemenin,

Mali Bülten Maddesindeki fazlası % 35 oranında İbaresinin Ücret Gelirleri Yönünden İptaline İlişkin Verilen Karar, No: 2009/94.

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

Sirküler no: 068 İstanbul, 3 Ağustos 2010

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

SİRKÜLER NO: YORDAM 2010/S 16 İST ÜCRET GELİRLERİNE İLİŞKİN GELİR VERGİSİ TARİFESİ YENİDEN YAYINLANDI

6009 sayılı kanundan sonra ücretlerinin vergilendirilmesi adil mi?

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

DAVA KONUSU. Maddenin birinci fıkrasındaki hükmün benzeri VUK. nun 377.nci maddesinde de mevcuttur. Bu hüküm;

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti.

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 54

ÜCRET GELİRLERİNİN BEYANINDA NE DEĞİŞTİ?

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No Kabul Tarihi: 20/2/2008

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4)

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

Anayasa Mahkemesi nin yatırım indirimindeki %25 lik sınırın iptaline ilişkin kararı ve sonuçları

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

İhtirazi Kayıtla Beyanname Veren Mükellefler Vergi Davasını Kazanmaları Halinde Faiz İsteyebilir Mi?

VERGİ DAVALARINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI ÜZERİNE

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Sirküler Rapor /127-1

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Sirküler no: 044 İstanbul, 27 Mayıs 2010

GEÇİCİ VERGİ BEYAN DÖNEMLERİ AZALTILMALI, ORANLARI YENİDEN BELİRLENMELİDİR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Bireysel emeklilik sitemi uygulamasında ana para üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatının iadesi yapılıyor

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMASI 1 HAZİRAN 2017 TARİHİNDEN İTİBAREN KIRŞEHİR DE BAŞLIYOR

YATIRIM İNDİRİMİ KONUSUNDA ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Sirküler Rapor /83-1

SİRKÜLER 2009 / 39. Vergiye İlişkin Bazı Anayasa Mahkemesi Kararları Ve Sonuçları. Genel Olarak KONU

2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları

GÜMRÜK İDARESİNCE İSTENEN VERGİ VE PARA CEZALARINA KARŞI YÜKÜMLÜNÜN İDARİ BAŞVURU Y

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH:

TAM MÜKELLEF KURUMLARA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİ

TARİH : NUMARA : 2017/82 VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/82. : 2017 Yılı Mali tatil Uygulaması Hakkında

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödenen verginin mahkeme kararı uyarınca mükellefe iadesinde gecikme faizi

YATIRIM İNDİRİMİNDE TERCİH SORUNU

Mali tatilin uygulanacağı tarihler 6661 sayılı Kanun un 18 inci maddesi ile 5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun;

YATIRIM İNDİRİMİ İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

SİRKÜLER 2017/16. Hususlarına dikkat edilmesi gerekir. 1- MPHB Verecek Yükümlüler

Özet: Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

Sirküler Rapor /108-1

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

Tarih : Sayı : Konu : Mali Tatil Uygulaması

KUR FARKLARININ KDV SİNDE SON DURUM 14 AĞUSTOS 2018

SİRKÜLER İstanbul,

MALİ TATİL İHDAS EDİLMİŞTİR. (5604 Sayılı Kanun)

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

BAKIŞ MEVZUAT SPORCU ÜCRETLERİNDEN TEVKİF YOLUYLA ALINAN GELİR VERGİSİNİN İADESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BAŞLIK. Sayı 2018/66

SİRKÜLER 2017/ yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitler 4 er ay ertelenmiştir.

GÜMRÜK VE TEKEL VERGİLERİ

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 60

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTISI RAPORU TOPLANTI RAPORU

a) Anapara Tutarları Üzerinden Yapılmış Olan Kesintilerin Red ve İade İşlemleri

SİRKÜLER NO: POZ-2011 / 32 İST,

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI NCA GELİR VERGİSİNİN HESAPLANMASI İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

Mali Bülten. No: 2011/29. Konu : Vergi Affı Kapsamında İnceleme ve Tarhiyat Safhasındaki Alacaklar ve Pişmanlıkla Beyanlar İçin Getirilen Düzenlemeler

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, Tevkifat Uygulamalarına İlişkin (Seri, Sıra Numarası, No : 81 Sayılı)

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/1

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/48

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI

Mali Tatil uygulaması, bu yıl 1 Temmuz 2017 günü başlayıp - 20 Temmuz 2017 Perşembe günü sona erecektir

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

T.C. D A N I Ş T A Y Vergi Dava Daireleri Kurulu

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66

272 SERİ NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) nde Değişiklik Tebliğ Adı. Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14)

BAĞIM SIZ DEN ETİ M VE YM M LTD. ŞTİ.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/229 Ref: 4/229

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri

1. Mali tatilin uygulanacağı tarihler:

3. DAVAYA KONU ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ: Türü DönemiTutarı(TL) Kat Tutarı Özel Usulsüzlük Cezası 01/ /

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

2012 YILI MALİ TATİL UYGULAMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

SİRKÜLER 2010 / Sayılı Kanunla Kazanılmış Yatırım İndirimi Haklarının Kullanımına İlişkin Düzenlemeler

Anayasa Mahkemesi Kararlarının Devam Eden Davalara Etkisi

Transkript:

İstanbul, 18.01.2010 GELİR VERGİSİ TARİFESİ İPTALİ Giriş: Bu rapor, 08.01.2010 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan, Anayasa Mahkemesi nin 15.10.2009 tarihli 2006/95 E., 2009/144 sayılı kararı ile 5479 sayılı Kanun un 1. maddesiyle değiştirilen Gelir Vergisi Kanunu nun 103. maddesinde yer alan 40.000,00-TL den fazlasının 40.000,00-TL si için 9.190,00-TL ifadesinden sonra gelen fazlası yüzde 35 oranında.. ibaresinin, ücret gelirleri yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi halinin ücretliler açısından değerlendirilmesine ilişkin hukuki görüş içerir. Hukuki Mesele: Tarafımıza yöneltilen soru, Anayasa Mahkemesi nin GVK m. 103 de yer alan ücretli çalışanlar ibaresini kaldırmış olması halinin hukuki açıdan nasıl değerlendirilmesi gerektiği, bu hali ile düzenlemenin getirdikleri, ücretlilerin söz konusu durumdan yararlanma koşulları ile dava açma hakkı ve başkaca hangi yollar ile mevcut zararın giderilebileceği konularının açıklanması istenmektedir. Dikkat çeken noktalar: - 08.01.2010 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan, Anayasa Mahkemesi nin 15.10.2009 tarihli 2006/95 E., 2009/144 sayılı kararı yayımlanmasını takiben 6 ay sonra yürürlüğe girecektir. - Ücret gelirleri ibaresinin kaldırılması ile %35 lik gelir vergisi tarifesi yerine meri düzenlemede öngörülmüş olan %30 luk dilim yeni düzenlemede yerini %27 lik gelir dilimine bırakmıştır. - İptal kararı ile mevcut düzenlemede ücretliler açısından gelir dilimlerinde bir boşluk gündeme gelmiş olup, bu boşluk hali hazırda yeni bir düzenleme ile giderilmiş değildir. Hukuki Vasıflandırma ve Görüş: Yukarıda ifade etmiş olduğumuz dikkat çeken hususlar kapsamında, tarafımıza yöneltilmiş olan soruya yönelik olarak yeni bir düzenlemeye gidilerek mevcut durumun netleştirilmesi hali saklı kalmak kaydıyla; hukuken korunan menfaat ve düzenlemeden yararlanma usulü aşağıda açıklanmaktadır: 1- Ücret Gelirlerinin Vergileme Sistemini incelediğimizde; 193 sayılı GVK nın 5281 sayılı Kanun un 29. maddesiyle değiştirilen ve 01.01.2005 ten itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 31.12.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 103. maddede gelir vergisine tabi gelirler için getirilen düzenlemenin (Ücretlilerde; %15-20-25-30-35; diğer yükümlülerde %20-25-30-35-40) 5 li tarife sistemi içerdiği, bu sistem

içersinde ücret gelirleri vergilendirmesinde vergi oranları beş puan indirilmek suretiyle uygulanmasının kararlaştırılmış olduğu görülmektedir. 5479 sayılı Kanun un 1. maddesiyle değiştirilen 01.01.2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yürürlüğe giren 193 sayılı Kanun un 103. maddesi ile gelir vergisine tabi gelirler için, ücret gelirlerinin farklı bir tarife cetveli üzerinden vergilemesi kaldırılmış, gelirlerin vergilendirilmesi sistemi bir dilim azaltılarak dörtlü basamak sistemine geçilmiş, ücret gelirleri de dilim oranları ve tutarları değişen (%15-20-27-35) yeni tarifeye tabi tutulmuştur. Yeni düzenlemede %35 vergi oranlı dördüncü dilime giren ücretlinin vergi tutarının öncekine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Şöyle ki; ücretliler ile ücret dışı gelir elde eden diğer yükümlüler arasında karşılaştırma yapıldığında, bu dilimde ücretlilerin üzerindeki yükün diğer Gelir Vergisi yükümlülerine göre yükseldiği, yeni tarife ile ücretlilerin vergi yükü artırılırken diğer Gelir Vergisi yükümlülerinin yükünün azaldığı ortaya çıkmaktadır. Yeni tarifenin ücretlinin aleyhine değişmiş ve mali güce göre vergilendirme ilkesine aykırı olarak ağırlaştırılmış olduğu, bu hali ile orta ve üst gelir dilimlerinde vergi miktarlarının eski tarifeye nazaran mükellef aleyhine bir vergi yükü doğurduğu ortadadır. 2-30.03.2006 tarih ve 5479 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile gelirlerin vergilendirilmesinde tekli tarife uygulanmasına geçilmiştir. Anılan kanunla ücret gelirleri ile dışında yer alan kazanç ve gelir unsurlarının vergilendirilmesinde uygulanmakta olan tarife farklılığı ortadan kaldırılarak tek bir tarife düzenlemesi öngörülmüştür. Bu kapsamda, ücret gelirleri aleyhine bir vergileme getirildiği gerekçesiyle konu Anayasa Mahkemesine intikal ettirilmiştir. Anayasa Mahkemesi nin 15.10.2009 tarihli 2006/95 E., 2009/144 sayılı kararı ile de söz konusu uygulama Anayasa nın 73 maddesine aykırılık teşkil ettiği sabit olduğundan iptal olunmuştur. 3- Anayasa Mahkemesi nin 15.10.2009 tarihli kararının, yasal boşluk oluşturmaması için 08.01.2009 tarihli Resmi Gazete de yayınlanmasını takiben 6 ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmış olup, bu haliyle yeni düzenleme1 yapılıncaya kadar mevcut düzenlemenin uygulanmasına devam edilecektir. Vergilemede adalet, ödeme gücüne göre vergileme2 ve Kanun önünde eşitlik gibi Vergi Hukuku nun değişmez ilkeleri göz önüne alındığında söz konusu iptal kararının yerindeliği tartışmasızdır. 1 Yeni düzenlemenin 08.07.2010 tarihine kadar öngörülememiş olması halinde; mevcut uygulamanın %35 lik dilimde ücretliler açısından 5 puan geri çekilmesi gerekecektir. Ancak %35 geri çekildiğinde %30 olması gereken dilim ortadan kaldırılmış olduğundan bir önceki dilim olan % 27 nin uygulanması gündeme gelecektir. 2 Mali güce göre vergilendirme, verginin yükümlülerin ekonomik ve kişisel durumlarına göre alınmasıdır. Bu ilke, aynı zamanda vergide eşitlik ilkesinin uygulama aracı olup, mali gücü fazla olanın mali gücü az olana göre daha fazla vergi

Ancak her halde; Anayasa ya aykırılığı sabit olan bir düzenlemeye dayanılarak idarenin işlem tesis etmesi halinde söz konusu işlemin de yasaya aykırı olacağı açıktır. Nitekim yargı anlayışında da; mahkemelerin anayasaya aykırılığı sabit olmuş hükümleri kararlarına esas alamayacakları benimsenmiştir. Bu hali ile boşluk yaratılmasından kaçınılmış olunsa dahi hukuka aykırılık halinin mevcudiyetinden kaçınılamamıştır. Anayasa nın 153. maddesinde; Anayasa Mahkemesi nin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar denilmek suretiyle ortaya konulmuştur. Anayasa m. 153/5f. uyarınca, Anayasa Mahkemesi nin vermiş olduğu..iptal kararları geri yürümez. ne var ki, anılan bu açık hükme karşın, gerek Anayasa Hukuku yazınında, gerekse çeşitli Yüksek Mahkeme içtihatlarında ortaya konulan anlayış; söz konusu kuralın mutlak şekilde uygulanması ile hakkaniyete ve hukuk mantığına aykırı sonuçların doğabileceği ve dolayısıyla iptal kararlarının geçmişe yönelik olarak da etki doğurabileceği bazı hallerin bulunduğu yönündedir. Anayasa Mahkemesi kararı yalnızca dava açmış olan mükellefler için geriye yürür niteliktedir. Danıştay3 dava açmamış olan mükelleflerin, fazladan yaptıkları ödemeleri dava yoluyla almalarını mümkün görmemektedir. Danıştay ın farklı daireleri4; Anayasa Mahkemesi karar ile iptal edilen kanun hükmüne göre yapılan vergilendirme, hukuki uyuşmazlıktan ibaret olup vergi hatası kapsamına girmez. Bu nedenle dava açma süresi geçtikten sonra düzeltme ve şikayet yolu tüketilerek açılacak davaların reddi gerekir demektedir5. Bu halde, dava açmamış olan mükelleflerin mahsup ve iade yollarına başvurmaları en doğru yöntem olarak görünmektedir.6 4- Henüz yürürlüğe girmemiş olan iptal kararının etkisi konuya özgü sorunlardan biridir. Kanuni İdare İlkesi nden hareketle, Vergi İdaresi nin de kanunlarla bağlı olduğu ve Anayasa nın açık hükmü gereğince henüz yürürlükten kalkmamış bir kanun hükmünü uygulamaya devam etmek zorunda olacağı düşünülebilirse de, Danıştay tarafından karara bağlanan bazı emsal davalarda; iptal edilen bir kanun hükmüne dayanılarak iptal kararı yürürlüğe girinceye kadar işlem tesis edilemeyeceği hükmü uyarınca, Anayasa Mahkemesi nce ödemesini gerektirir. Vergide eşitlik ilkesi ise; mali gücü aynı olanlardan aynı, farklı olanlardan ise farklı oranda vergi alınması esasına dayanır. Vergi tekniği, vergi adaletini yansıtmadıkça, maliye politikasının sosyal amacını gerçekleştiremez. Mali güce göre vergilendirme, sosyal devletin vergi adaleti ile ilgili bir ilkesidir. 3 DVDDK 22.04.1994 T 1993/195 E., 1994/191 sayılı Kararı 4 Dan. 3D. 05.04.2001 T., 2000/254 E., 2001/1202 sayılı Kararı, Dan. 4D. 13.05.1991 T. 1990/2917 E., 1991/1745 sayılı Kararı, Dan. 7D. 12.02.2001 T, 2000/1580 E., 2001/378 sayılı Kararı 5 Burak Arslanpınar, Anayasa Mahkemesi nin İptal Ettiği ama İptalinin Ertelendiği Hükümler Uygulanmalı mı?, Hürses, 23.10.2009 6 Ali Ersoy Kotancı, Y Burak Arslanpınar, Yatırım İndirimi İstisnasını Yeniden Canlandıran Anayasa Mahkemesi İptal Kararının Getirdikleri,Yaklaşım Dergisi, Aralık 2009, s.300-3007

Anayasa ya aykırı olduğu saptanan ve iptal edilen kanın hükümlerinin, salt söz konusu iptal kararı henüz yürürlüğe girmemiş odluğundan bahisle yargı organları önünde uygulanması söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla, söz konusu karar Yürürlüğe girene kadar Vergi Yargısı nezdinde, mükellefler tarafından açılacak davalarda Anayasa ya aykırı olan hükme göre işlem tesis edilmemesi için davacılar lehine sonuçlanma ihtimali değerlendirilecektir.7 Danıştay konuya ilişkin bir kararında; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği bilinmesine rağmen, görülmekte olan davaların, Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözülmesini Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceğini kabul etmek gerekir. Zira, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların ortadan kaldırılmasına veya toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçların önlenmesi amacıyla kabul edilmiş olup, bu kuralın mutlak anlamda uygulanması durumunda, Anayasanın yukarıda anılan 152. maddesinde düzenlenmiş olan Anayasaya aykırılığın diğer, mahkemelerde ileri sürülmesi yolunun, hukuk ve uygulama yönünden sonuçsuz kalacağı açıktır. Nitekim, aynı maddenin 3 üncü fıkrasında yer alan; Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır yolundaki kural da Anayasa mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış ve bakılmakta olan davalarda uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. 8 şeklinde hüküm kurmakla, ihtilaflı tarhiyatlarla ilgili devam eden davalarda Anayasa Mahkemesi nin iptal kararlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. 5- İptal kararı doğrultusunda, brüt ücret gelirleri 50.000,00-TL yi aşan ve ücretlerinin söz konusu rakamı aşan kısmı %35 oranında vergilendirilen ücretliler, kendilerinden kesilen vergilerle ilgili olarak ihtirazi kayıt dilekçesi vererek veya işverenlerine muhtasar beyanname ekinde verdirerek dava açabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da, verginin eksilmeye yol açtığı malvarlığı mükellef durumundaki ücretlinin malvarlığı olduğundan davanın mükellefler tarafından açılması gerekmektedir. Vergi Sorumlularının yaptıkları ücret ödemeleri nedeniyle verecekleri muhtasar beyannameler ile ücret gelirleri nedeniyle verecekleri Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini ihtirazi kayıtla vermeleri halinde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucunu gerekçe göstermek suretiyle (%35 nispetinde vergiye tabi tutulmuş ücret gelirlerinin %27 nispetinde) hesaplanacak tutarı aşan kısmının iadesi talebiyle dava açma süresi içinde vergi yargısı nezdinde dava açmaları mümkündür. Bu durumda yargı organları, Anayasa nın 152. maddesi gereği görülmekte olan bir davada ilgili mahkeme tarafından uygulanacak bir kanunu Anayasaya aykırı görürse, Anayasa Mahkemesinin Anayasada belirtilen süre içinde bu konuda vereceği karara kadar yargılamayı ertelemekte ve esas hakkındaki karar kesinleşirse buna uymaktadır. 7 Bumin Doğrusöz, Anayasa Mahkemesi Kararlarının Yaşama Geçirilmesi, Referans Gazetesi, 31.12.2009 8 Dan. 7D. 13.12.1999 T., 1999/1192 E., 1999/4113 sayılıkararı

Yıllık geliri 50.000,00-TL olan bir çalışanın kazancının 8.700,00-TL lik kısmı %15, 22.000,00-TL ye olan kısmı %20, 44.700,00-TL lik kısmı da %27 den kalan 6.600,00-TL lik kısmı ise %35 ten vergilendirilmekteydi. Bu durumda 50.000,00-TL kazancı olan çalışanın ücretinden toplam 11.948,00-TL vergi kesintisi yapılıyordu. İptali takiben uygulamanın ücretlilerden 5 puan indirilmesi şeklinde olması halinden; %30 luk dilim olmadığından %27 lik dilime tabiyet söz konusu olacak bu halde 50.000,00-TL lik kazancın vergisi 11.525,00-TL olacağından çalışan lehine 423,00-TL kazanç doğacaktır. 6- Gelir Vergisinde kural olarak mükellef tarafından beyan edilerek vergi ödenmekle birlikte, istisnai olarak verginin sorumluları tarafından kesilip beyan edildiği ve hazineye yatırıldığı durumlar da bulunmaktadır. Muhtasar Beyanname, işverenler veya vergi tevkifatı yapan diğer kişiler tarafından kesilen vergilerin matrahları ile birlikte toplu olarak bildirilmesine özgü beyannamedir. Gelir Vergisi Kanunun konuya ilişkin düzenlemeleri şu şekildedir; GVK m. 94 de Ticaret şirketleri, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdur düzenlemesine yer verilmiş, hangi ödemelerden vergi kesintisi yapılacağı da yine bu madde de sayılmıştır. Vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20. günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirirler. GVK m. 98 gereğince, yılsonlarında tahakkuk ettirilen mevduat faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır. GVK m. 119; GVK m. 94 gereğince yapılan vergi tevkifatı, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatırılır. 7- Mükelleflerce, kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolundaki beyannameye yazılı nota ihtirazi kayıt adı verilir. İhtirazi kayıtla beyanda bulunulması hali ya vergiye tâbi olup olmayacağı hususunda tereddüt duyulan matrahlar beyan edilirken ya da mükelleflerin matrah veya matrah kısmının vergiye tabi olup olmayacağı konusunda idareyle yorum farklılığı olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Böylelikle, mükelleflerin idarenin yorumu doğrultusunda beyanname vermesi ancak beyannameye ihtirazi kayıt koyarak yorum farklılığını yargıda uyuşmazlık konusu yapması söz konusudur. Tefkifat/stopaj suretiyle ödenen vergilerde mükellefler ödedikleri vergi ve sair kesinti miktarları hakkında bir tereddüde düşmüşse çalıştıkları kuruma ya da kesintiyi yapan kuruma başvurarak ihtirazı kayıt dilekçesi verebilirler.9 9 Mükelleflerin ihtirazi kayıtla beyanname vermeleri ile ilgili olarak gerek vergi kanunlarında gerekse Vergi Usul Kanunu nda herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ihtirazi kayıtla beyan müessesesi, vergi

Matraha konulan ihtirazi kayıt aslında o matrahın oluşumuna sebebiyet veren öze ilişkin bir itirazdır. Burada vergi idaresinin vergi kanunlarını eksik ya da hatalı değerlendirdiği ya da mükellefin vergi idaresinden farklı yorumladığı ya da hatalı yorumladığı gibi iddiaların varlığı söz konusudur. İhtirazi kayıt konulan matrahı ilgilendiren bu alt yapı unsurları vergi idaresince kabul görmezse ihtirazi kayıt konulan matrahın incelenme ve yorumlanması vergi yargı makamlarına bırakılır. İhtirazi kayıtlı beyandan10 sonra dava açılmaması halinde, ihtirazi kayıt hükümden düşer. İhtirazi kayıt sonucu yargı yoluna giden mükellefin bu hususları da dava dilekçesinde belirtmesi gerekmektedir. Mükellefin beyannamesinde matraha ilişkin ihtirazi kayıt şerhi düşerken ya da dilekçesi verirken matrahın yanı sıra konu, vergiyi doğuran olay ya da verginin oranı hakkında da çekincelerini belirtmesini engelleyen bir hukuki kural bulunmamaktadır. Diğer taraftan Vergi Daireleri İşlem Yönergesi nin m. 39/3 fıkrasına göre de; beyannamelerde matraha konulan ihtirazi kayıtların kanuni gerekçe gösterilerek yapılması gerekmektedir. VUK m. 378 vergi hatası hali dışında, mükellefin kendi beyanına karşı itiraz etmesi mümkün bulunmamaktadır.11 Bu bağlamda beyanname ihtirazi kayıt ile verilirken mükellefe kendi beyanına karşı itiraz hakkı tanınmaktadır. Dolayısıyla ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerde vergi matrahına ilişkin itiraz ve dava yolu mükellefin lehine baştan temin edilmiş olmaktadır. Bu özelliğinden dolayı ihtirazi kayıt aynı zamanda idarenin yapmış olduğu tarh ve tahakkuk işlemine de itiraz niteliğinde olup ilgili vergi idaresinin kabul etmemesi halinde mükellef ihtirazi kaydın sunduğu hak sayesinde dava yoluna gidebilmektedir. Vergi dairesi bu hususta ihtirazi kayıt konulan matraha ilişkin kanuni gerekçeleri makul bulursa gerekli düzeltmeyi yapar. İhtirazi kayıt koymak ancak ilgili vergi idaresinin kabul etmemesi halinde yargısal bir hak sağlayan itiraz niteliğindedir. Ancak uygulamada ihtirazi kayıt konulan hususları, vergi idareleri düzeltmemekte ve bu işi yargıya bırakmaktadır. İhtirazi kayıt koymanın kapsamı sadece verilen beyannamede gösterilen matrah ile sınırlıdır. sistemimiz içerisinde uygulanmaktadır. Bu esasta; mükellefler, vergiye tâbi olup olmadığı konusunda tereddüt ettikleri matrahları ihtirazi kayıtla beyan etmekte ve bunun üzerinden salınan vergiye itiraz etmektedirler. İhtirazi kayıtla beyanname verme müessesesi ile ilgili dolaylı düzenleme İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 27/3. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden tarh edilecek vergilerin dava konusu yapılmasının, bu vergilerin tahsilini durdurmayacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, bunlarla ilgili olarak yürütmenin durdurulması talebinde bulunulabileceği de öngörülmüş bulunmaktadır. Bir başka dolaylı düzenlemeyi de Vergi Usul Kanunu nun 112/3. Maddesinde, 2577 sayılı Kanun un 27/3. maddesine atıfta bulunularak; söz konusu madde hükmü gereğince tahsili durdurulan vergilerde, uyuşmazlığın mükellef aleyhine sonuçlanması durumunda; normal vade tarihinden yargı kararına göre yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süre için, gecikme zammı uygulanması getirilmiştir. 10 GVK m. 83 de gelir vergisi beyannamesi düzenlenmiştir. Bu hükme göre gelir vergisi, aksine hüküm olmadıkça, mükellefin ya da sorumlunun beyanı üzerine tarh olunur. Mükellefler, GVK m. 2 de yazılı olan kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname vermek zorundadırlar. GVK gelir vergisi beyanlarının, yıllık, muhtasar ve münferid beyanname ile yapılması da GVK m. 84 de düzenleme altına alınmıştır. 11 Vergi Usul Kanunu nun 378. maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar üzerinden salınan vergilere karşı dava açamayacakları hükme bağlanmıştır. İhtirazi kayıtla beyan bu ilkenin istisnası olmaktadır.

8- Elden Verilen Beyannamelerde, ihtirazi kayıtla verilen beyannamenin vergi dairesince diğer beyannamelerden ayrılabilmesi için beyannamenin üzerine İHTİRAZİ KAYITLA BEYANDIR şeklinde not konulması gerekir. Her ne kadar, Maliye Bakanlığı yukarıda sözü edilen Vergi Daireleri İşlem Yönergesi nin 39/3. maddesinde Mükelleflerce kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah ve matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazılı nota ihtirazi kayıt adı verilir denilerek beyannamenin üzerine kanuni gerekçenin yazılmasını istemişse de fiziki olarak bu mümkün olmayabilir. Bu nedenle, beyannamenin görünen yerine ihtirazi kayıtla beyandır şeklinde not konularak dilekçenin eklenmesi uygun olur. Posta ile verilen Beyannamelerde, ihtirazi kayıtla beyandır şeklinde bir şerh düşülmesi yeterlidir. Elektronik Ortamda verilen beyannamelerde İhtirazi Kayıt için ise, VUK un 28 ve 257. maddelerinde ve konu ile ilgili 340 ve 346 no. lu VUK Tebliğleri nde, herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelerin, elden ya da posta ile verilmesi uygun olur. İhtirazi kayıtla verilen beyannamede, ne şekilde itiraz kaydında da bulunulacağı, yani ayrı bir dilekçe mi verileceği ya da beyannamenin bir tarafına itiraz şerhi mi düşüleceği konusunda, kanunlarda herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu iki yoldan herhangi biri tercih edilebileceği gibi, 30 günlük dava açma süresi içinde dava açılmakla, beyannamenin ihtirazi kayıtla ile verilmiş sayılması kabul edilmektedir Beyannamenin bir dilekçe ile itiraz kaydı belirtilmek suretiyle verilmesinde yarar vardır. Uygulamada, duraksamaya düşülen konulardan biri de ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi olayında; ihtirazi kayıt dilekçesinin, beyanname ile birlikte verilmesinin zorunlu olup olmadığına ilişkindir. Danıştay ın, yerleşik kararlarına göre; İhtirazi kayıtla verilen dilekçenin, beyanname ile birlikte verilmesi zorunlu değildir. Dilekçenin, beyanname verme süresi içinde ayrıca verilmesi de mümkündür. görüldüğü üzere, mükellef beyannamesini verdikten sonra da beyanname verme süresi geçmeden, ihtirazi kayıt dilekçesini ilgili vergi dairesine verebilir. 9- İYUK m. 27/3;... İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemlerini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir. şeklindedir. Ortaya çıkan boşluk uygulamanın, Vergi Daireleri İşlem Yönergesi nde yer alan açıklamalar doğrultusunda sürdürülmesine neden olmaktadır. Söz konusu Yönerge nin 39/3. maddesinde ihtirazi kayıt tanımı, ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi durumunda yapılacak işlemler ve düzeltme ile ilgili hususlar açıklanmakta, ancak uygulamanın kapsamı konusunda bir açıklama yer almamaktadır.

10- VUK m. 25 e göre; Vergi Kanunları gereği beyan üzerinden alınan vergiler tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirilir. İhtirazi kayıtla verilen beyannameler için de tarh ve tahakkuk fişi kesilerek vergilendirme işlemi yapılır, bu halde tahakkuk fişinin bir nüshası da mükellefe veya beyannameyi mükellef namına vergi dairesine tevdi edene verilir ve bu surette vergi tahakkuk etmiş olur. Vergi Daireleri İşlem Yönergesi m. 46/4 e göre; ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler için süresi içersinde dava açılmaz ise söz konusu tahakkuk kesinleşir.12 İhtirazi kayıtla beyanname verildikten sonra dava hakkının doğması için vergi dairesi tarafından ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinde tarhiyat işleminin yapılması ve tahakkuk fişinin kesilmesi gerekmektedir. Tahakkuk fişinin kesilmesinden sonra dava süresi işlemeye başlayacaktır ve bu süre 30 gündür. Nitekim Danıştay da, Beyanname ile bildirilen matraha itiraz süresi tahakkuk fişinin tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar 13 yönünde hüküm kurmaktadır. SONUÇ : Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklamış olduğumuz iptal kararı ve etkileri ile düzenlemeden yararlanmak için yapılması gerekenleri özetleyecek olursak 1- Beyannamelere İhtirazi Kayıtla Beyandır ibaresi yazılması ve ekinde Anayasa Mahkemesinin ilgili kararı dayanak gösterilmek suretiyle itirazda bulunulduğunu belirten bir dilekçe sunulması, 2- İhirazi kayıtla beyanname sunan her bir mükellefin tarh makbuzunu almasını takiben, (idare tarafından mükellef lehine herhangi bir olumlu düzenlemeye gidilmemiş olması durumunda) 30 gün süre14 içersinde, Vergi Mahkemesinde dava açması gerekmektedir. Vergi Mahkemesinde açılan davanın Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda mükellef lehine sonuçlanması ihtimali yüksek olup, bu halde ücretli gelirlerinden tahsil olunan fazla verginin iadesinin gündeme gelmesinin de muhtemel olduğu görüşüne varılmıştır. Saygılarımızla, Av. Sedef Pelin Gürlek 12 Dan. 4D. 02.12.1965 T., 64/226 E., 65/5022 K. ; Dan. 3D. 28.12.1994 T., 1994/2003 E., 1994/4649 K.; Dan. 7D 04.12.1995 T., 1993/5310 E., 1995/4972 K. 13 Dan. 4D. 15.02.1960 T., 57/4552 E., 60/591 K. 14 Herhalde söz konusu süre yeni düzenlemenin getirilmesi anına kadar olup; düzenlemenin getirilmesi hali de 08.07.2010 tarihi ile sınırlanmıştır. Burada unutulmaması gereken diğer bir noktada; düzenlemeden haberdar olunmasını takiben (08.01.2010) 60 gün içersinde dava açılması gerekliliğidir. Yukarıda belirtilen 30 günlük süre de 20 Ocak akşamına kadar sunulması gereken beyannameye bağlı olarak tespit olunmuştur