istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi Kasım2011,Sayı:26 www.istiklaldergisi.com Müslüman ilimöncüleri, HAREZMİ
İstiklal Dergisi ne ücretisiz abone olun, her sayı e-posta adresinize gecikmesiz gönderilsin... Abone olmak için; www.istiklaldergisi.com/abone adresindeki formu doldurmanız yeterli olacaktır.
istiklâl Merhaba 3 Harezmi Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el-harezmi 775 yılında Özbekistan ın Karizmi şehrinin Hive beldesinde doğmuştur. Abbasi Halifesi Me mun döneminde Bağdat kütüphanesinde görev yapmıştır ve burada matematik, astronomi ve coğrafya alanında çalışmıştır. 845 yılında yine Bağdat ta vefat etmiştir. Cebir ve Algoritma ilimlerinin babası olarak bilinir. Muhammed Faruk Bulut 4 Güçlü Devlet Olacağız İhtişamın doruklarında, kendi kanunlarını koyan hükümdarlar, dünyaya diz çöktüren ordular, dolu kasalar, değerli para birimleri, zamanın ileri teknolojileri, geniş topraklar, bilinen tüm bilim adamlarını bünyesinde barındıran bir başkent... Bu ihtişam göz kamaştırıyor, birilerinin fırsat kollayıcı pozisyonuna girmesine, başka birilerinin rehavetine, felaketine, yorgunluğuna, acılarına davetiye çıkartıyor... Ahmet Güler 5 İstiklalDergisi / Kasım 2011 Yıl: 3, Sayı: 26 KurumsalE-Posta: iletisim@istiklaldergisi.com Dizgi-Tasarım: Hisar Ajans www.hisarsoft.com
istiklâl Ayna 4 Ayna Muhammed Faruk Bulut mfbulut@istiklaldergisi.com HAREZMİ Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el-harezmi 775 yılında Özbekistan ın Karizmi şehrinin Hive beldesinde doğmuştur. Abbasi Halifesi Me mun döneminde Bağdat kütüphanesinde görev yapmıştır ve burada matematik, astronomi ve coğrafya alanında çalışmıştır. 845 yılında yine Bağdat ta vefat etmiştir. Cebir ve Algoritma ilimlerinin babası olarak bilinir. Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el-harezmi 775 yılında Özbekistan ın Karizmi şehrinin Hive beldesinde doğmuştur. Abbasi Halifesi Me mun döneminde Bağdat kütüphanesinde görev yapmıştır ve burada matematik, astronomi ve coğrafya alanında çalışmıştır. 845 yılında yine Bağdat ta vefat etmiştir. Cebir ve Algoritma ilimlerinin babası olarak bilinir. Yeryüzünün çapını hesaplamış, astronomi için gerekli trigonometri bilgi ve cetvellerini icat etmiş ve Batlamyus un astronomik cetvellerini düzeltmiştir. Güneş ve ay tutulmasına dair incelemelerde bulunmuştur. Coğrafya alanında da birçok çalışmaları mevcuttur. Örneğin 830 yılında 70 tane bilim adamıyla birlikte dünya haritası çizilmesine öncü olmuştur. Çeşitli çalışmalar için Şam ve Hindistan a gittiği bilinmektedir. Birçok kitap yazmıştır. Cebir adlı Birinci ve ikinci dereceden denklemlerin analitik metotla çözülmesi ile birinci dereceden denklemlerin cebirsel ve geometrik metotlarla çözülmesi onun buluşudur. Matematik alanındaki çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur. Matematikte ilk defa sıfırı kullanmıştır. İkili sayı sistemi onun buluşudur. eseri meşhurdur ve cebir alanındaki ilk eserdir. Birçok kitabı Latinceye çevrilmiştir. Batı Dünyası nda en çok etki bırakan ilim adamlarından biridir.
istiklâl Karanlık Oda 5 Karanlık Oda Ahmet Güler aguler@istiklaldergisi.com GüçlüDevletOlacağız 14. - 15. yy Osmanlı Devleti İhtişamın doruklarında, kendi kanunlarını koyan hükümdarlar, dünyaya diz çöktüren ordular, dolu kasalar, değerli para birimleri, zamanın ileri teknolojileri, geniş topraklar, bilinen tüm bilim adamlarını bünyesinde barındıran bir başkent... Bu ihtişam göz kamaştırıyor, birilerinin fırsat kollayıcı pozisyonuna girmesine, başka birilerinin rehavetine, felaketine, yorgunluğuna, acılarına davetiye çıkartıyor Bu ihtişamdan nemalanma, bu ihtişama diş bileme, onun altını kazıma 2-3 asırlık bir süreç ve sonrası yıkılan imparatorluk, kurulan imparatorluklar, krallıklar, devletler; yağmalanan maddi- manevi zenginlikler Daha niceleri Türkiye Cumhuriyeti böyle bir imparatorluktan ortaya çıkan bir devlet, doğru veya yanlış birçok uygulamadan sonra eldesi 2011-2012 Türkiye si Ülkesinde kendi parasıyla iş yapamayan, Dolar- Euro ikilisinin değişimiyle iflas eden tüccarlar, üreticiler, bundan çıkar sağlayan fırsatçılar, yapay krizler, şişirme pembe hayaller, cinayetler, menfaatler Bir yandan devlet güvencesi adı altında kontrol altında tutulmaya çalışılan dini görevliler, bir yandan da kendi yağında kavrulup kitaplarından, ilminden, bağışlarından gemisini yürütmeye çalışan dini önderler Kimisi Hakk a hizmet, kimisi cebine, kimisi güce, kimisi de nereye hizmet ettiğini kendisi de bilmiyor Tüm bu sayılanların getirisi olan toplumsal çöküş ve bunu lehine çevirmeye çalışan dinli-dinsiz, soylu-soysuz, azınlık-çoğunluk, paralı-parasız, fikirli-fikirsiz topluluklar Tarih tekerrürden ibaret sözünün gerçekliğini azıcık tarih okuyanlar nasıl biliyorsa, bu işin sonunun hayra alamet olmadığını da yine azıcık tarih, azıcık dini vesika, azıcık kişisel anı okuyanlar bilir, çünkü tarih o kadar sıkça tekerrür ediyor ki burada olanlar 10 yıl önce başka bir memlekette tarih olarak yazılıyordu Günümüz Türkiye sinde kendini dev aynasında gören, bulunduğu makamı, aslında hak etmeyip, bağlı bulunduğu toplulukların, bağlı bulunduğu ailelerin, eş-dost kontenjanlarının doğal getirilerinden faydalanarak elde edenlerin sayılarının, çoğul kelimelerin en kapsamlılarıyla ifade edildiğini üzülerek görüyoruz. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu nun son asrının en bilinen özelliklerindendir. Kendi dünya görüşünü, milliyetini, gücünü egemen kılmak isteyen idealist ülkelerin aslında dünyaya demokrasi martavalları okuyarak, arka planda ellerini güçlendirdiklerini, sistemin getirilerinden faydalanarak bizi birbirimize kırdırıp, dünya gibi çok taşlı ve çok geniş bir satranç tahtasında hamlelerini yaptıklarını, dramatik bir şekilde, sadece izliyoruz. Yaşam şekillerimizle radikal kararlar almazsak, ithal yaşam şekilleriyle, soysuzluğa buyur dersek, sonumuz ya bir Hristiyan, ya bir Ateist, ya da ne olduğunu bilmediğim bir şey ler olacak Bu seferki yıkımda yaklaşık 1 asırlık bir diltarih-kültür üçgeninin olmayan getirileri de gelecek nesillere aktarılamayacak. Devleti yönetenler, sosyal politikalarda, belli toplulukların direktiflerini kullanmayıp, Hakk ı, hukuku kullanırlarsa, diğer tarafta başları dik olarak kalkacaklardır. Aksi halde, mevcut durumda, adaleti kendi arzularına alet eden toplulukların hiçbir tarafa yaranamayacak kuklaları olarak anılacaklardır Feraset getirisi olan bir dinin uygulayıcıları, bir elini vicdanına diğer elini de kutsal kitap Kur an-ı Kerim e koyarak karar verebilir. Teknik konular danışman istese de, sosyal konular söz konusu olduğunda yabancı eğitimli, güdümlü danışmanları dinlemek yerine; Hakk ı dinlemek yeterlidir Hakikatten ayrılmayan, esaretten hoşlanmayan, merhametten ve cesaretten mahrum olmayan vicdanlara sahip olabilmek dileklerimle
hisarsoft Hisar bilgi teknolojileri ve iletişim hizmetleri hisarsoft.com
Yusuf ile Züleyha Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu Timaş Yayınları 'Nasıl herkese duyuruyum da sesimi diyeyim: Bu anlattığınız ben değilim, ben bu anlattığınız değilim. Yusuf'u ben nasıl yerim? Ben Yusuf'u nasıl yerim? Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha ıslandı. Ve devam etti: Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma. Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım, bu ayıpla yaşatmasın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın.
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme. Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için... Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme. Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi, Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme. Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan. Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme. Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan. Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme. Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme. Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi, Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme. Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize, O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme. Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle. Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme. Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı. Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme. İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil. Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme Mevlana Celaleddin-i Rumi