BARAJLARIN SİSMİK TEHLİKE ANALİZLERİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Benzer belgeler
Deprem Tehlike Analizi Nedir? Ne Zaman Gerekir? Nasıl Yapılır? Naz Topkara Özcan

KONU: BARAJLARDA SİSMİK TEHLİKENİN TAYİNİ - Olasılıksal ve deterministik hesaplar sonrası baraj tasarımında kulanılacak sismik tehlike seviyeleri

KONU: KOMİTE RAPORU TAKDİMİ SUNUM YAPAN: SALİH BİLGİN AKMAN, İNŞ. YÜK. MÜH. ESPROJE GENEL MÜDÜRÜ

SİSMİK TEHLİKE ANALİZİ

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

SİSMİK KAYNAK ve YER HAREKETİ TAHMİN DENKLEMLERİNE BAĞLI MODELLEME BELİRSİZLİĞİNİN OLASILIKSAL SİSMİK TEHLİKE HESAPLARINA ETKİLERİ

TÜRKİYE ULUSAL KUVVETLİ YER HAREKETİ GÖZLEM AĞI VERİLERİNİN MEVCUT YER HAREKETİ TAHMİN İLİŞKİLERİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Senaryo Depremlerin Zemin Hareketi

AVRUPA VE ORTADOĞU İÇİN HESAPLANAN YER HAREKETİ TAHMİN DENKLEMLERİNİN TÜRKİYE İLE UYUMLULUĞUNUN İRDELENMESİ

1. Türkiye Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı Ekim 2011 ODTÜ ANKARA

ANTAKYA VE YAKIN ÇEVRESİ İÇİN DEPREM TEHLİKESİNİN STOKASTİK YÖNTEMLER İLE TAHMİNİ

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ VE CİVARININ POISSON YÖNTEMİ İLE DEPREM TEHLİKE TAHMİNİ

by Karin Şeşetyan BS. In C.E., Boğaziçi University, 1994

YEREL VE GLOBAL YER HAREKETİ TAHMİN DENKLEMLERİNİN TÜRKİYE İÇİN UYGULANABİLECEK SİSMİK TEHLİKE ANALİZLERİNDE KULLANILABİLİRLİKLERİNİN TEST EDİLMESİ

ISPARTA BÖLGE HASTANESİ NİN SİSMİK TEHLİKE ANALİZİ

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ (Yer Hareketi Parametreleri)

27 Şubat 2009 Uzaktan Algılama ve CBS ile Afet Yönetimi Đstanbul Teknik Üniversitesi. Çalışmanın Amacı

1. Giriş. 2. Model Parametreleri

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

Deprem Mühendisliği 1

Burdur İl Merkezinin Depremselliğinin Araştırılması

Ö. Kale 1 ve S. Akkar 2. Araştırma Görevlisi, İnşaat Müh. Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara 2

Bitlis İli Yapı Stoğunun Birinci Kademe (Sokak Tarama Yöntemi İle) Değerlendirilmesi

İTME ANALİZİ KULLANILARAK YÜKSEK RİSKLİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİR PREFABRİK YAPININ SİSMİK KAPASİTESİNİN İNCELENMESİ

BATI MARMARA BÖLGESİ İÇİN ALTERNATİF YÖNTEMLERLE DEPREM HASAR VE KAYIP TAHMİNİ ÇALIŞMALARI

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

DBYYHY 2007 ve DEPREME KARŞI DAYANIKLI YAPI TASARIMI. Onur ONAT Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Kayıt Şebekesi Veri Tabanının Uluslararası Ölçütlere Göre Derlenmesi

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

KİLİS VE CİVARI İÇİN SİSMİK KAYNAK MOLELİ OLUŞTURULMASI VE ŞAHİNBEY İLÇESİ İÇİN ÖRNEK BİR SİSMİK TEHLİKE ANALİZİ

Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve İnteraktif Web Uygulaması

YÜKSEK BİNALAR İÇİN DEPREM TEHLİKE DEĞERLENDİRMESİ VE ZEMİN BAĞIMLI TASARIM DEPREM YER HAREKETLERİNİN BELİRLENMESİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 20 ŞUBAT 2019 TARTIŞIK-AYVACIK-ÇANAKKALE DEPREMİ

Sıvı Depolarının Statik ve Dinamik Hesapları

Arş. Gör., İnşaat Müh. Bölümü, Gebze Teknik Üniversitesi, Kocaeli, 2

ARAŞTIRMALARINDA ARAZİ DENEYLERİ KAPSAMINDA YAPILACAK JEOFİZİK ARAŞTIRMALAR

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

MERSİN DEĞİRMENÇAY BARAJ SAHASI İÇİN DEPREM TEHLİKESİ ANALİZİ

İNM Ders 9.2 TÜRKİYE DEPREM YÖNETMELİĞİ

İNM Ders 2.2 YER HAREKETİ PARAMETRELERİNİN HESAPLANMASI. Yrd. Doç. Dr. Pelin ÖZENER İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı

Deprem Tehlikesi. İhtimaller Hesabına Dayalı İstanbul ve Çevresindeki

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Dinamik yapı zemin etkileşim analizleri için tasarıma esas kuvvetli yer hareketlerinin geliştirilmesi: genel değerlendirme ve yeni gelişmeler

YÜZEYSULARI ÇALIŞMA GRUBU

NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİNİN KURULMASINDA SİSMİK AKTİVİTENİN ÖNEMİ VE SİSMİK RİSK ÇALIŞMALARI. Ali İsmet KANLI

2.3. Dinamik Benzeri Yöntemler ile Ölçekli Beton Barajda Deprem Simulasyonu

TEMSİLİ VE AYRIK YER HAREKETİ TAHMİN DENKLEMLERİNİN TÜRKİYE YER HAREKETİ VERİ TABANI ALTINDAKİ PERFORMANSLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Data Merkezi. Tunç Tibet AKBAŞ Arup-İstanbul Hüseyin DARAMA Arup- Los Angeles. Tunç Tibet AKBAŞ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

BALIKESİR BÖLGESİNİN DEPREM RİSKİ VE DEPREMSELLİK AÇISINDAN İNCELENMESİ

SİSMİK MİKROBÖLGELEME ÇALIŞMALARINDA CBS (COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ) KULLANIM YÖNTEMİ

ANKARA YÖRESİ ZAYIF VE KUVVETLİ YER HAREKETİ KAYIT AĞININ KURULMASI

TÜRKİYE NİN FARKLI BÖLGELERİ İÇİN SİSMİK HAZARD PARAMETRELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER

YAPI ZEMİN ETKİLEŞİMİ. Yrd. Doç. Dr Mehmet Alpaslan KÖROĞLU

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

ARTIMLI DİNAMİK ANALİZ YÖNTEMİ İLE BETON AĞIRLIK BARAJLARDAKİ HASAR BELİRLENMESİ

80. YILINDA 1935 MARMARA

BARAJ YER S SM K TEHL KE VE TOPLAM R SK ANAL Z ESASLARI- CEYHAN HAVZASI Ç N YAPILAN UYGULAMALAR ÖZET

Tasarım Spektrumu Parametreleri için Olasılıksal Sismik Tehlike Analizlerine Bağlı Bir Çalışma *

tarihli Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik in Risk Yönetimine İlişkin Düzenlemeleri

ZEMİN BÜYÜTME ANALİZLERİ VE SAHAYA ÖZEL TASARIM DEPREMİ ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

GPE DEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü. Sismik Risk ve Sismik Tehlike : Tanım, Temel kavramlar Sismotektonik haritalar : USGS 30sec DEM topoğrafya

MEVCUT YAPILARIN GÜÇLENDİRİLMESİ YA DA YIKILMASINA KARAR VERİLMESİ AŞAMASINDA GÖZ ÖNÜNE ALINMASI GEREKEN KRİTERLER

DEPREM KONUMLARININ BELİRLENMESİNDE BULANIK MANTIK YAKLAŞIMI

Bina Takviyesindeki Teknoloji ve Kıstasları Polat Gülkan

Esra TEKDAL 1, Rahmi Nurhan ÇELİK 2, Tevfik AYAN 3 1

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi

OLASILIK VE İSTATİSTİK YÖNTEMLER İLE MERSİN İLİNİN SİSMİK TEHLİKESİNİN TAHMİNİ

İZMİR VE ÇEVRESİNİN ÜST-KABUK HIZ YAPISININ BELİRLENMESİ. Araştırma Görevlisi, Jeofizik Müh. Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir 2

TÜRKİYE İÇİN ALAN KAYNAK MODELİNE DAYALI OLASILIKSAL DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

EK-2 BERGAMA OVACIK ALTIN İŞLETMESİ TÜBİTAK RAPORU ELEŞTİRİSİ NE İLİŞKİN GÖRÜŞLER

Deprem İstatistiği (Depremsellik ve Parametreleri)

Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi

TÜRKİYE İÇİN DEPREM RİSK ANALİZİ YAZILIMI GELİŞİMİ: HAZTURK

TASARIM SPEKTRUMU KÖŞE PERİYOTLARI VE ZEMİN AMPLİFİKASYON KATSAYILARININ OLASILIKSAL SİSMİK TEHLİKE ANALİZLERİ İLE BELİRLENMESİ

ZEYTİNBURNU İLÇESİ İÇİN DEPREM HASAR TAHMİNİ ÇALIŞMASI

Türkiye de Rüzgar Enerjisi. Hakan Şener AKATA ETK Uzm. Yard.

KENTSEL ALANLAR İÇİN BÜTÜNLEŞİK SİSMİK KAYIP TAHMİN YÖNTEMİ: ERZİNCAN PİLOT UYGULAMASI

YÜKSEK BİNALARIN PERFORMANSA GÖRE TASARIMINA GİRİŞ

MARMARA BÖLGESİNİN KUVVETLİ YER HAREKETİ AZALIM İLİŞKİSİ MODELİ STRONG GROUND MOTION ATTENUATION RELATIONSHIP MODEL FOR MARMARA REGION

KENT ÖLÇEĞİNDE SENARYO DEPREMDE OLUŞACAK BİNA HASARLARININ TAHMİNİ

BARAJ TASARIMINDA SİSMİK PARAMETRE SEÇİMİ REHBERİ

EK C GENEL VE TEKNİK TERİMLER SÖZLÜĞÜ YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU

ULUSAL KUVVETLİ YER HAREKETLERİ KAYIT ŞEBEKESİ NATIONAL STRONG GROUND MOTION NETWORK

DEPREM TEHLİKE HARİTALARININ HAZIRLANMASI VE AZALIM İLİŞKİLERİ

İZMİR KÖRFEZİ GÜNEY KIYI BÖLGESİ ZEMİNLERİNİN DİNAMİK DAVRANIŞININ İNCELENMESİ

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

MİKROBÖLGELEMEDE AMPİRİK BİR YAKLAŞIM; SİSMİK YÖNETMELİKLER

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

English for Academic Reading & Speaking I İngilizce Akademik Okuma ve Konuşma I. Introduction to Civil Engineering İnşaat Mühendisliğine Giriş

Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.

08 Mart 2010 Elazığ-Kovancılar Deprem Raporu

Ders Kodu Ders Adı İngilizce Ders Adı TE PR KR AKTS Ders Kodu Ders Adı İngilizce Ders Adı TE PR KR AKTS

2011 DEPREMİNİN IŞIĞINDA VAN VE ÇEVRESİ İÇİN DEPREM HESABI PARAMETRELERİNİN TAYİNİ

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

AVRO-AKDENİZ BÖLGESİ İÇİN GELİŞTİRİLEN EŞ ZAMANLI ANALİTİK ŞİDDET DAĞILIMI HESAPLAMA YÖNTEMLERİ

UZUN PERİYOTLU YER HAREKETİNİN KARAKTERİZASYONU

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

GÜÇLENDİRİLEN YAPILARDA YAPI ÖZELLİKLERİ MALİYET İLİŞKİLERİ ÜZERİNE İSTATİSTİKSEL BİR ÇALIŞMA

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

Transkript:

ÖZET BARAJLARIN SİSMİK TEHLİKE ANALİZLERİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ R. Güner 1 ve E. Yıldız 2 1 İnşaat Yüksek Mühendisi, Temelsu Uluslararası Müh. Hiz. A.Ş. 2 Dr. İnşaat Yüksek Mühendisi, Temelsu Uluslararası Müh. Hiz. A.Ş. Email: ersan.yildiz@temelsu.com.tr Ülkemiz sismotektonik yönden çok etkin bir yörede yer almaktadır. Buna karşın, ülkemizde baraj ve kapsadığı ilintili yapıların depremsel tasarımı ve bu tasarımlarda baz oluşturacak sismik tehlike analizi konularında herhangi bir yönetmelik bulunmamaktadır. Ülkemizde hazırlanan son Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik genelde bina, istinat duvarı ve benzeri gibi sınırlı yapılar için geçerlidir. Söz konusu yönetmelikte köprüler, barajlar, kıyı ve liman yapıları, tüneller, boru hatları, enerji nakil hatları, nükleer santraller, doğalgaz depolama tesisleri gibi yapılar, tamamı yeraltında bulunan yapılar ve binalardan farklı hesap ve güvenlik esaslarına göre projelendirilen diğer yapılar bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır denilmekte ve bu yönetmeliğin kapsamı dışındaki yapılara uygulanacak koşul ve kurallar, kendi yönetmelikleri yapılıncaya dek, ilgili bakanlıklar tarafından çağdaş uluslararası standartlar göz önünde tutularak saptanacak ve projeleri bu esaslara göre düzenlenecektir diye vurgulanmaktadır. Bu çalışmada baraj ve kapsadığı ilintili yapıların tasarımları için yapılan sismik tehlike analizlerinde ve ülkemizdeki uygulamalarda yaygın olarak karşılaşılan uyumsuzluk, yanlış anlama ve değerlendirmeler irdelenmekte, sorunun çözümü için kısa, orta ve uzun dönemde uygulanabilecek yaklaşım önerileri tartışmaya açılmaktadır. Ayrıca, Siirt Çetin Barajı için gerçekleştirilen, probabilistik ve deterministik yaklaşımların birlikte değerlendirildiği sismik tehlike analizi örnek olarak sunulmaktadır. ANAHTAR KELİMELER : Baraj, Deterministik ve Probabilistik Sismik Tehlike Analizleri 1 GİRİŞ Sismik tehlike ve sismik risk, depreme dayanıklı yapıların tasarımında ve konuya ilişkin diğer sosyal, çevresel, ekonomik, politik vb. yaklaşımlarda en üst düzeyde önem verilmesi gereken iki ayrı kavramı oluşturmaktadır. Ancak, genelde dünyada ve daha da çok ülkemizde bu iki ayrı kavram, çoğu kez yanlış olarak birbiri yerine veya eş anlamda kullanılabilmektedir. Sismik Tehlike Analizi veya Değerlendirmesi (Seismic Hazard Analysis or Evaluation, SHA), sismik risk değerlendirmelerine ve tasarıma yönelik diğer uygulamalara baz olmak üzere sismik tehlikenin yersel ve zamansal belirsizliklerini de içerecek biçimde nicelik olarak ortaya çıkarılmasına yönelik bir çalışmadır. Sismik risk analizi veya değerlendirmesi ise, herhangi bir proje, eylem veya olgunun sismik tehlikeden olumsuz etkilenme olasılığının nicelik olarak ortaya çıkarılması çalışmasıdır ve tasarımcılar ve karar alıcılar için belirleyici niteliktedir. Sismik tehlike analizinin yapılmasında, bazen ayrı gibi düşünülen, kanımızca birbirinin bütünleyicisi ve birlikte düşünülmesi kaçınılmaz olan başlıca iki yaklaşım söz konusudur. Bunlar Deterministik Sismik Tehlike Analizi (Deterministic Seismic Hazard Analysis, DSHA) ve Probabilistik Sismik Tehlike Analizidir (Probabilistic Seismic Hazard Analysis, PSHA). Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, gerçekte birbirinden 1

soyutlanamayacak bu iki yöntemin olumlu veya olumsuz yönleri konusunda büyük ölçüde yanlış anlamalar ve tartışmalar vardır. Öte yandan; deprem mühendisliğinin göreceli olarak yeni bir disiplin olması, yer bilimlerinin ve sismolojinin karmaşıklığı ve kuvvetli yer hareketi ölçümlerinin kısıtlılığı vb. nedenlerle bu iki yöntemin uygulanmasında pek çok belirsizlik bulunmaktadır. Bu belirsizlikler, rastlantısal (aleatory) ve bilime dayalı (epistemic, scientific) olmak üzere iki ana grupta toplanabilmektedir. Rastlantısal belirsizlikler, tehlike analizlerine veri oluşturan jeolojik, jeofizik, geoteknik, sismotektonik vb. verilerdeki belirsizlikleri; bilime dayalı belirsizlikler ise, tehlike analiz yöntemlerindeki genelde algoritmaya ilişkin belirsizlikleri içermektedir. İzleyen bölümlerde sismik tehlike analizlerinde kullanılan ana kavramlar ve yaklaşımlar, belirsizlikleri ile birlikte irdelenmekte, konuya ilişkin dünyada ve ülkemizde karşılaşılan sorunlara değinilmekte ve ülkemiz için kısa, orta ve uzun dönemdeki yaklaşımlara ilişkin önerilere yer verilmektedir. 2 TASARIM DEPREMİ Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu (International Commission on Large Dams, ICOLD) barajların sismik tasarımı için İşletme Bazlı Deprem (Operating Basis Earthquake, OBE), Maksimum Tasarım Depremi (Maximum Design Earthquake, MDE) ve Olabilecek En Büyük Deprem (Maximum Credible Earthquake, MCE) kavramlarını ortaya atmıştır. Son zamanlarda MDE ve/veya MCE yerine değişik uluslararası otoritelerce Güvenirlik Değerlendirme Depremi (Safety Evaluation Earthquake, SEE) veya benzeri kavramlar da kullanılagelmektedir. Ancak, bu kavramlar konusunda da dünyada ve ülkemizde yanlış anlamalar oluşmuştur. Gerçekte bu kavramlar sismik tehlike analizinin değil, sismik risk değerlendirmesinin konusudur. Söz konusu kavramlar izleyen alt başlıklar altında ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. 2.1 OBE OBE, gerçekleşmesi durumunda kolayca onarılabilecek hasara izin verilebilen ancak, söz konusu yapının veya bileşenlerinin işlevini sürdürmesini kesintiye uğratmayacak deprem düzeyi olarak tanımlanmaktadır. Bu deprem düzeyi, söz konusu yapının Maksimum Tasarım Depremi anlamına gelmemektedir. Baraj ve yardımcı yapılar için yapılması gereken işlevini sürdürebilme (Serviceability Performance) durumunu kontrol etme deprem düzeyidir. Diğer bir deyişle OBE, yapının ekonomik ömrü boyunca büyük olasılıkla karşılaşabileceği, MDE ninkinden çok daha düşük dönüş süreli (return period) ara bir deprem düzeyidir ve bu depremin gerçekleşmesi durumunda yapıda kolayca onarılabilir düzeyde hasara izin verilmekle birlikte yapının işlevinin kesintiye uğramayacağının gösterilmesini öngören bir tahkik depremidir. Örneğin, genelde başlıca ABD Uniform Building Code dan uyarlanan deprem yönetmeliğimizde ikametgahlarda deprem dönüş süreleri, OBE için 72 yıl, MDE için 475 yıldır. Bu dönüş süreleri, hastahane, okul, sinema, tiyatro, köprü elektrik, gaz ve su üretim ve dağıtım sistemleri vb. gibi önemli yaşamsal yapılarda (lifeline structures) çok daha büyük alınmaktadır. Baraj ve yardımcı yapıları da, ücra yerlerdeki sulama iletim ve dağıtım amaçlı tesisler gibi yaşamsal veya ekonomik bakımdan çok önemli olmayan yapılar dışında aynı niteliktedir. ICOLD bültenlerinde OBE, 100 yılda aşılma olasılığı %50, diğer bir deyişle dönüş süresi 145 yıl olan deprem olarak tanımlanmakta ve yer yer tasarım depremi gibi değinilmektedir. Baraj ilintili yapılarının çoğunun sismik tasarımında ülkemizde OBE nin alınması gibi bir yanlış anlayış vardır. ICOLD (1989), düşük sismisiteli bölgelerde (PGA < 0.25 g) MDE için yapılan tasarım ile yapıda yeterli güvenliğin sağlandığını ve OBE için bir kontrole gerek olmadığını, yüksek sismisiteli bölgelerde (PGA > 0.25 g) ise her yapı için MDE ve OBE nin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. USACE (2007) tüm yapılar için OBE ve MDE yüklemelerini gerekli görmekte ve farklı seviyelerdeki bu depremler için farklı güvenlik kriterlerini ortaya koymaktadır. Bu 2

bağlamda, OBE ve MDE tasarımda birbirlerine alternatif olarak değerlendirilmemeli, her ikisi birlikte kullanılmalıdır. 2.2 MDE Maksimum Tasarım Depremi, her türlü yapının tasarımına baz olan depremdir ve yıkılması durumunda yaşamsal veya çok büyük ekonomik kayıplara yol açabilecek yapılar durumunda deterministik olarak Olabilecek En Büyük Deprem, MCE ye eşit deprem düzeyi olarak alınabileceği gibi, çok yüksek dönüş süreleri göz önüne alınarak probabilistik olarak da belirlenebilir. OBE bölümünde de vurgulandığı üzere, MDE durumunda, katastrofik sonuçlara veya izin verilemeyecek ekonomik hasarlara yol açmamak üzere yapılarda önemli hasarlara izin verilebilmektedir. 3 SİSMİK TEHLİKE ANALİZLERİ 3.1 Deterministik Yöntem Bu yöntemde; noktasal, çizgisel (genellikle aktif fay) veya alansal olabilen sismotektonik deprem kaynaklarının yaratabilecekleri Olabilecek En Büyük Depremleri (MCE), söz konusu kaynakların jeolojik, sismotektonik vs. geçmişleri de göz önünde tutularak belirlenmekte olup dönüş süresi önemli değildir. Bir proje yerinin olabilecek en büyük depreminin belirlenmesinde, o proje yerini etkilemesi düşünülen kaynaklardaki olabilecek en büyük depremlerin, o kaynaklar üzerinde, proje yerine en yakın noktalarda olacağı varsayılır. Her bir kaynak üzerinde proje yerine en yakın noktada oluşacağı varsayılan bu olabilecek en büyük depremlerin maksimum ivme, maksimum hız, maksimum yer değiştirme vb. parametreleri o yöre için geçerli olabilecek azalım ilişkileri ile proje yerine taşınır. Deprem kaynaklarından baraj yerinde en büyük deprem parametresini doğuran kaynağın Olabilecek En Büyük Depremi, söz konusu proje yeri için Kontrol Eden Olabilecek En Büyük Deprem diye tanımlanır. 3.2 Probabilistik Yöntem Kramer (1996), ICOLD (1989) ve USCOLD (1999) da vurgulandığı üzere, gerek deterministik, gerekse probabilistik yöntemde seçilen deprem kaynakları aynıdır. Aralarındaki fark, deterministik yöntemde yalnızca, proje yerinde kontrol eden en büyük deprem yer hareketi parametresini verecek büyüklükteki önemli deprem kaynakları göz önüne alınır. Bunda amaç, proje yeri için en olumsuz senaryonun elde edilmesidir. Probabilistik yöntemde ise proje yerini etkileyebilecek biçimde seçilen arka plan alanında belli bir büyüklüğün üzerindeki deprem kaynaklarının tümü göz önüne alınır ve bu kaynakların üretebilecekleri Olabilecek En Büyük Deprem büyüklükleri de belirlenir. Dolayısıyla, her iki yöntemde yer alan ortak, önemli deprem kaynaklarının Olabilecek En Büyük Deprem büyüklükleri de aynıdır. Dünyada ve ülkemizde, sismik tehlike ve sismik risk değerlendirmelerindeki bir başka yanlış anlama, tekerrür süresi (recurrence interval) ile dönüş süresi (return period) kavramlarının birbiri yerine kullanılmasıdır (Bommer ve Abrahamson, 2006). Tekerrür süresi, bir sismik kaynakta belli bir büyüklükte veya daha üzerinde meydana gelen depremler arasında geçen zaman olarak tanımlanmakta olup, yer hareketinin değil, sismik kaynaktaki depremlerin oluş sıklığı ile ilgilidir. Dönüş süresi ise, bir yerde belirli bir seviyedeki yer hareketinin (örneğin maksimum yer ivmesi), senelik aşılma sıklığının evrik değeridir. Örneğin bir baraj yerinde, farklı sismik kaynakların yaratacağı maksimum yer ivmesinin 1 sene içinde 0,4 g nin üzerinde olması sıklığı 1/1000 ise, söz konusu yerde 1000 yıllık dönüş süresine sahip maksimum yer ivmesi 0,4 g değerine karşılık gelmektedir. Dolayısıyla dönüş süresi, sismik kaynakta meydana gelecek depremlerin sıklığı ile değil, inceleme yerindeki yer hareketinin aşılma sıklığı ile ilgilidir. Bu bağlamda, probabilistik yaklaşımın avantajı, tasarımda kullanılacak yer hareketinin aşılma sıklığının kontrol edilmesi sayesinde risk yönetimine olanak tanımasıdır (Bommer ve Abrahamson, 2006). 3

Yukarıda yer alan bilgiler ışığında, deterministik yöntemde kontrol eden deprem kaynağının Olabilecek En Büyük Depreminin tekerrür süresi belirli olabilirken, proje yerindeki Olabilecek En Büyük Deprem yer hareketi parametresinin dönüş süresi belirsizdir. Probabilistik yöntemde, örneğin depremlerin oluşumunun Poisson dağılımına göre olduğu varsayımında, proje yerinin arka plan alanında yer alan tüm deprem kaynaklarının her noktasında olabilecek, olabilecek en büyük depremlerin proje alanındaki olabilecek en büyük deprem yer hareketi parametresine etkisi, o deprem kaynağının aktivitesine bağlı olarak, eşit ağırlıktadır. Daha açık anlatımla, deterministik yaklaşımda bir deprem kaynağında proje yerine en yakın noktada o kaynağın MCE sinin olabilme olasılığı 1 alınırken, diğer tüm noktalarında 0 alınmaktadır. Probabilistik yaklaşımda ise örneğin Poisson dağılımı varsayımında arka plan alanında yer alan tüm kaynakların MCE lerinin o kaynağın her noktasında olabilme olasılığı aynı alınmakta ve proje yerindeki yer hareketi parametreleri tüm noktaların katkısının süperpozisyonu ile bulunmaktadır. Bunun anlamı, bir proje yerinin arka planında yer alan deprem kaynaklarının en azından en önemlileri ve bunların MCE leri her iki yöntemde de aynı alındığından ve yer hareketi parametreleri aynı azalım ilişkileri kullanılarak elde edildiğinden, doğru bir analiz yapılması durumunda, o proje yeri için probabilistik yöntemle bulunacak Olabilecek En Büyük Deprem yer hareketi parametresi teorik olarak, dönüş süresi ne olursa olsun, deterministik olarak bulunacak olandan büyük olamaz. Bu durum non-poissonian dağılım varsayımları için de geçerlidir. 3.3 Belirsizliklerin Göz Önüne Alınması Sismik tehlike analizlerinin ana girdilerini oluşturan sismotektonik değerlendirme, yerel koşullar, kuvvetli yer hareketi kayıtları vb. girdilerde çoğu kez ileri düzeyde belirsizlikler bulunmaktadır. Örneğin çok büyük depremlerin bile büyüklüğü, yeri, kırılma mekanizması ve sismik kaynağın konfigürasyonu gibi özellikleri değişik kaynaklarca ileri ölçüde farklı verilebilmektedir. Deprem büyüklüğündeki 0,1 birim değişikliğin bile depremin boşalttığı enerjide bir kaç kat değişikliğe yol açtığı göz önüne alındığında konunun önemi ortadadır. Proje yerinin deprem kaynağına uzaklığı için değişik azalım ilişkilerinde değişik tanımlamalar vardır. Uzaklık ölçüsündeki küçük değişiklikler benzer şekilde proje yerinde bulunacak deprem parametrelerini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Burada değinilenlerin dışındaki girdilerdeki belirsizlikler de göz önüne alındığında analizlerde bulunacak orta değerlere belirsizliklerin belirli düzeyde katılması gereği açıktır. Deterministik ve probabilistik yöntemlerden hangisinin yeğleneceği konusundaki tartışmaların çoğu, söz konusu bu belirsizliklerin bu iki yönteme ne ölçüde yansıtılacağından kaynaklanmaktadır. Kanımızca, her iki yöntemde de etkin girdiler ve yaklaşımlar aynı olduğuna göre, standart sapma vb. belirsizlikler de her iki yönteme aynen yansıtılmalıdır. Ancak, ilke olarak analizlerin değişik aşamalarındaki belirsizliklerin göz önüne alınmasında ekstremlerin süperpozisyonundan kaçınılmalı, onun yerine parametrik çalışmalara gidilmelidir. 4 AZALIM İLİŞKİLERİ Dünyanın değişik coğrafik bölgeleri ve değişik sismotektonik kaynak mekanizmaları, jeolojik ve/veya zemin koşulları vb. sınır koşulları için geçerli varsayılan yüzlerce azalım ilişkisi geliştirilmiştir. Konunun karmaşıklığı nedeniyle bu ilişkiler, pek az değişken içeren çok basitinden, pek çok değişken içeren çok karmaşığına kadar geniş bir aralık göstermektedir. Bu ilişkilerden özellikle kuvvetli yer hareketi ölçümlerine dayandırılanlar, standart sapma, varyans vb. güvenirlik aralıklarıyla birlikte verilmektedir. Gerek deprem kaynağı ile ilişkiye kaynak oluşturan kuvvetli yer hareketi ölçüm istasyonları arasındaki jeolojik ve yerel zemin koşullarının farklılığı ve karmaşıklığı, gerekse ilişkilerde kullanılan diğer parametrelerin karmaşıklığı nedenleriyle bu güvenirlik parametreleri de çok geniş bir aralık gösterebilmektedir. Deterministik ve Probabilistik yöntemlerin her ikisinde de deprem kaynağının proje yerinde doğuracağı etki proje yerine azalım ilişkileri ile taşınmaktadır. Söz konusu yöntemlerdeki kaynak ve MCE lerin belirlenmesindeki belirsizlikler bir yana, sırf azalım ilişkilerindeki bu belirsizlik nedeniyle proje yerinde bulunacak orta değerlere belirli bir standart sapmanın uygulanması tüm uluslararası kabul gören kuruluşlarca izlenen genel bir uygulamadır.burada gözetilmesi gereken koşul, standart sapmanın her iki yönteme de uygulanmasıdır. 4

5 ÇETİN BARAJI ÖRNEĞİ Siirt in Pervari ilçesi sınırları içerisinde projelendirilen Çetin Barajı için, deprem tasarımına yönelik yer hareketi parametrelerinin bulunabilmesi amacı ile yapılan probabilistik ve deterministik sismik tehlike hesaplamaları bu bildiride kısaca özetlenmiştir. 37,97(E) ve 42,39(B) koordinatlarında yer alan baraj yerini etkileyen ana fay zonları; güneyde Bitlis-Zagros Bindirme Zonu ile kuzeybatıda yer alan Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay Zonları dır. Kandilli kayıtlarına göre, baraj yeri ve çevresinde, büyüklüğü M w =4 ün üzerinde meydana gelmiş deprem odakları Şekil 1 de gösterilmiştir. Proje yerindeki aktif faylar ile ilgili detaylı arazi çalışmaları gerçekleştirilmiş ve baraj yerini yakından etkileyen aftif fayların lokasyonları ile tahmin edilen maksimum deprem büyüklükleri belirlenmiştir. Söz konusu çalışmaya göre, baraj yeri için MCE yi kontrol eden sismik kaynak M s =6.95 deprem büyüklüğü ve baraj yerine D=12.5 km minimum mesafe ile Damlı-Beşan fayıdır. Şekil 1. Deprem Odakları ve Analizde Kullanılan Sismik Kaynakların Yerleşimi Şekil 1 de verilen kaynak karakterizasyonundan görüleceği gibi 5 adet alansal kaynak ve detaylı fay araştırmasına göre belirlenen bir adet çizgisel kaynak dikkate alınmıştır. Söz konusu kaynaklar için kullanılan ve Gutenberg Richter tekrarlama ilişkisine göre belirlenen parametreler ve maksimum deprem büyüklükleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Tablo 1. Sismik Kaynak Parametreleri a b M maks M min A1 3,59 0,91 6,0 4,0 L1 3,59 0,91 6,8 6,0 A2 4,24 0,94 6,8 4,0 A3 4,14 0,88 6,5 4,0 A4 2,48 0,67 7,6 4,0 A5 2,74 0,79 6,0 4,0 5

Yapılan sismik tehlike çalışmasında, Campbell ve Bozorgnia (2008), Chiou ve Youngs (2008) ve Boore ve Atkinson (2007) olmak üzere 3 farklı güncel azalım ilişkisi kullanılmıştır. Seisrisk III (Bender ve Perkins, 1987) programı kullanılarak gerçekleştirilen probabilistik analiz sonucunda, farklı azalım ilişkilerinden elde edilen sonuçların ortalaması alınarak, orta değer ve standart sapmanın dahil edildiği durumlar için belirlenen maksimum yer ivmesi (PGA) değerleri aşağıda özetlenmiştir. Program, standart sapmanın etkisini, azalım ilişkisindeki değişkenliğin log-normal dağılımını hesaplamalarda kullanarak göz önüne almakta, dağılıma herhangi bir sınırlama (örneğin orta + 1 standart sapma) getirmemektedir. Tablo 2. Probabilistik Analiz Sonuçları Dönüş süresi PGA (orta) PGA (st. sapma dahil) 145 yıl 0,09 0,13 475 yıl 0,13 0,20 2475 yıl 0,17 0,32 MCE için aynı azalım ilişkileri kullanılarak yapılan deterministik hesap sonucunda, orta ve orta + 1 standart sapma (84 yüzdeli) için maksimum yer ivmesi değerleri 0.18 g ve 0.30 g olarak belirlenmiştir. Deterministik olarak orta + 1 standart sapma için belirlenen 0.30 g değeri, probabilistik yaklaşım ile 2475 yıllık deprem için belirlenen 0.32 g değerinin biraz altındadır. Bunun nedeni, deterministik yaklaşımda azalım ilişkisindeki belirsizliği +1 standart sapma ile sınırlarken, probabilistik analizde kullanılan programın, azalım ilişkisindeki belirsizliği log-normal dağılım olarak sınırsız şekilde hesaba katmasıdır. Nitekim, orta değerler göz önüne alındığında, deterministik yöntem ile elde edilen maksimum yer ivmesi, probabilistik yöntem ile elde edilenin üzerindedir. Elde edilen sonuçlar ışığında, baraj tasarımında kullanılmak üzere, OBE için 145 yıllık depreme karşılık gelen 0.20 g, kritik yapılarda kullanılacak MDE için ise MCE ile deterministik olarak elde edilen değer bir üst sınır kabul edilerek 0.30 g maksimum yer ivmeleri önerilmiştir. 6 SONUÇ VE ÖNERİLER Ülkemizde hazırlanan son Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik genelde bina, istinat duvarı vb. sınırlı yapılar için geçerlidir ve söz konusu yönetmelikte köprüler, barajlar, kıyı ve liman yapıları, tüneller, boru hatları, enerji nakil hatları, nükleer santrallar, doğalgaz depolama tesisleri gibi yapılar, tamamı yer altında bulunan yapılar ve binalardan farklı hesap ve güvenlik esaslarına göre projelendirilen diğer yapılar bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır denilmekte ve bu yönetmeliğin kapsamı dışındaki yapılara uygulanacak koşul ve kurallar, kendi yönetmelikleri yapılıncaya dek, ilgili Bakanlıklar tarafından çağdaş uluslararası standartlar göz önünde tutularak saptanacak ve projeleri bu esaslara göre düzenlenecektir diye vurgulanmaktadır. Önceki bölümlerde açıklanan görüşler bu yaklaşımla izleyen paragraflarda özetlenmiştir. (i) Yönetmelik Gereksinimi Su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi amacıyla hidroteknik yapıların ön incelemesinden, planlanması, tasarımı, yapımı, işletilmesi ve yapım sonrası izlenmesi ile yükümlü olan DSİ nin projelerinin sismik tasarımının yürürlükteki Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik te de öngörüldüğü gibi uluslararası standartlarla da uyumlu biçimde bir an önce hazırlattırılacak bir özel yönetmeliğe dayalı olarak hazırlanması gereği ortadadır. Kısa dönemde DSİ nin genelde örnek aldığı ICOLD, USBR ve USACE prosedürleri izlenmeli, orta dönemde gereken bölgelerde baraj ve ilintili yapılarında da ayrıntılı sismik hesaplamalara gidilmeli, uzun dönemde ise olabildiğince kısa sürede yönetmelik çıkarılmalıdır. 6

(ii) Tasarım Depremleri Deprem tasarımında yararlanılan İşletme Bazlı Deprem (OBE), tasarımı öngörülen yapının ekonomik ömrü süresinde büyük olasılıkla karşılaşılabileceği ve bu durumda yapının kolayca onarılabilir hasarına izin verilen, ancak yapının işlevinin kesintiye uğramamasını öngören bir kontrol deprem düzeyidir. Maksimum Tasarım Depremi (MDE), dönüş süresi genelde OBE den çok daha yüksek, yapının önemine göre Olabilecek En Büyük Deprem düzeyine çıkabilecek bir deprem düzeyidir. Tasarımda OBE ve MDE birbirlerine alternatif olarak değerlendirilmemeli, farklı performans kriterleri göz önüne alınarak birlikte kullanılmalıdır. (iii) Sismik Tehlike Analizi Sismik Tehlike Analizlerinde Deterministik ve Probabilistik Yöntemler genelde birlikte kullanılmaktadır ve bu kanımızca kaçınılmaz bir zorunluluktur. Deterministik yöntemde belirlenen değişik düzeydeki deprem parametrelerinin dönüş sürelerinin belirsizliği nedeniyle, bu sürelerin probabilistik yöntemle belirlenmesi gerekmektedir. Bir proje yerinde probabilistik analizle deprem parametreleri belirlenirken deterministik yöntemde kullanılan aynı etkin deprem kaynaklarının kullanılması gerektiğinden, probabilistik yöntemle bulunacak yer hareketi parametreleri deterministik yöntemle bulunanları teorik olarak geçememelidir. Aynı sismik kaynaklar ve maksimum deprem büyüklükleri kullanılmasına karşın, probabilistik hesaplamalarda elde edilen yer hareketi parametrelerinin, deterministik yaklaşım ile bulunan değerlerin üzerinde çıkabilmesinin esas nedeni, her iki yöntemde yapılan kabullerdeki ve hesap detaylarındaki farklardır. Örneğin, deterministik yöntemde, orta değer +1 standart sapma (84 yüzdeli) olarak dikkate alınan azalım ilişkisinin, probabilistik yaklaşımda çoğu PSHA yazılımında olduğu gibi belirsizlik dağılımının tam integrasyonu ile hesaba katılması durumunda, yüksek dönüş sürelerinde deterministik yönteme göre daha yüksek sonuçlar elde edilebilmektedir. Bunun nedeni, deterministik hesapta göz önüne alınmayan +1 standart sapmanın üzerindeki belirsizliğin, probabilistik hesapta dikkate alınmasıdır. Bu durumda, tasarımda kullanılmak üzere, deterministik hesap ile elde edilen yer hareketinin bir üst sınır olarak kabul edilmesi uygun bir yaklaşım olacaktır. (iv) Azalım İlişkileri Sismik Tehlike Analizlerinin değişik aşamalarında yapılan ara analizlerde standart sapmalar değişik ölçülerde göz önüne alınabilmekte veya alınmayabilmektedir. Azalım ilişkilerindeki güvenirlik aralıkları ise çok geniş bir dağılım göstermektedir ve özellikle azalım ilişkilerindeki standart sapmanın belirli bir ölçüde yansıtılması hemen tüm uluslararası kabul gören kuruluşlarca izlenen yaygın bir uygulamadır. Sismik Tehlike Analizlerinin değişik aşamalarında uygulanabilecek standart sapmaların gözönüne alınması durumunda ekstremlerin süperpozisyonu gibi durumlar doğabileceğinden azalım ilişkilerine standart sapmanın ne ölçüde yansıtılacağı tasarımcı ile tüm ilgililer arasında yapılacak irdelemeler sonucunda sosyal, çevresel, ekonomik zorunluluklara dayalı olarak belirlenmelidir. (v)meslek İçi Eğitim İdarelerde, konuyla ilgili tüm personelin meslek içi eğitim veya diğer yollarla eğitilmesi yoluna gidilmelidir. KAYNAKLAR Abrahamson, N. (2009). State of Practice of Seismic Hegard Analysis: From the Good to the Bad, EERI Distinguished Lecture Series Bender, B., Perkins, D., M. (1987). SEISRISK III: A Computer Program for Seismic Hazard Estimation, U.S. Geological Survey Bulletin 1772, Washington. Bommer, J.,J., Abrahamson, N.,A. (2006). Why Do Probabilistic Seismic Hazard Analyses Often Lead to Inreased Hazard Estimates, Bulletin of the Seismological Society of America, Vol. 96, No. 6, pp. 1967 1977. 7

Boore, D., M., Atkinson, G., M. (2007). Boore-Atkinson NGA Ground Motion Relations for the Geometric Mean Horizontal Component of Peakand Spectral Ground Motion Parameters, PEER Report 2007/01 Campbell, K.,W., Bozorgnia, Y. (2008). NGA ground motion model for the geometric mean horizontal component of PGA, PGV, PGD and 5% damped linear elastic response spectra for periods ranging from 0.01 to 10s, Earthquake Spectra, 24(1), 139-171. Chiou, B., S., J., Youngs, R., R. (2008). NGA Model for Average Horizontal Component of Peak Ground Motion and Response Spectra, PEER Report 2008/09 FEMA (2009). NEHRP Recommended Seismic Provisions for New Buildings and Other Structures Hull, A., Augello, A., Erdik M., Turfan, M., Pavone, M., Atay, E. (2002). Seismic Hazard Assessment for the Hakkari Project, Hydropower & Dams, Issue 5 ICOLD (1989). Selecting Seismic Parameters for Large Dams, Bulletin No. 72 Kramer, S. L. (1996). Geotechnical Earthquake Engineering, NCHRP 611 (2008). Seismic Analysis and Design of Retaining Walls, Buried Structures, Slopes, and Embankments Türkiye Deprem Sitesi, http://www.sayisalgrafik.com.tr/deprem USACE (1995). Earthquake Design and Evaluation for Civil Works Projects, ER 1110-2-1806 USACE (2005). Stability Analysis of Concrete Structures, EM 1110-2-2100 USACE (2007). Earthquake Design and Evaluation of Concrete Hydraulic Structures, EM 1110-2-6053 USCOLD (1999). Updated Guidelines for Selecting Seismic Parameters for Dam Project Wang, Z. (2010). Seismic Hazard Assessment: Issues and Alternatives, Pure and Applied Geophysics, Volume 168, Issue 1-2, pp. 11-25 8