OSMAN YE DE DURMAYAN ÇOCUK Ç N YAPILAN UYGULAMALAR VE BUNLARDAK ESK KÜLTÜR ZLER *

Benzer belgeler
OSMANİYE DE DURMAYAN ÇOCUK İÇİN YAPILAN UYGULAMALAR VE BUNLARDAKİ ESKİ KÜLTÜR İZLERİ * Araş. Gör. Ayhan KARAKAŞ **

OSMANİYE DE DURMAYAN ÇOCUK İÇİN YAPILAN UYGULAMALAR VE BUNLARDA ESKİ TÜRK KÜLTÜRÜ İZLERİ *

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı 2. Değerlendirme Raporu. e-dtr İcra Kurulu 26. Toplantısı 26 Aralık 2008

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

5651 Sayılı Kanun Sayılı Kanun Maddesinin Amacı

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

3- Kayan Filament Teorisi

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

NORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR

SA LIK SORUNLARI ve BARINMA KO ULLARI

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2016/6

Politika Notu. Yönetişim Etütleri Programı. Ekim Özelleştirme Gelirlerinin Kullanımı

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK?

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz,

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA. Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir.

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

İçindekiler Şekiller Listesi

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

VAKIF MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. (ESKİ UNVANI İLE VAKIF B TİPİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. )

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

GEBZE BELED YES ~

Alem:Animalia(Hayvanlar) Şube:Chordata(Kordalılar) Sınıf:Mammalia(Memeliler) Alt Sınıf:Metatheria (Keseliler) Üst takım:australidelphia (Avustralya

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

ADABANK A.. HAZ RAN ARA DÖNEM FAAL YET RAPORU

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ÜNİBİLGİ 01 ÜNİ-BİLGİ

TÜRK DÜĞÜNLERİNDE GERDEĞE GİREN DAMADIN SIRTINI YUMRUKLAMA GELENEĞİ. Dr. Mustafa AÇA *

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

SOSYAL-EĞİTİM-BEŞERİ BİLİMLER

Araştırma Notu 15/177

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

168 TÜBİAR-X-/2001/ Dr. Yaşar KALAFAT

1. Konu. 2. Basitle tirilmi Tedbirler Basitle tirilmi Tedbirlerin Mahiyeti ve S n rlar

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/82

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Danışma Kurulu Tüzüğü

Transkript:

1 OSMAN YE DE DURMAYAN ÇOCUK Ç N YAPILAN UYGULAMALAR VE BUNLARDAK ESK KÜLTÜR ZLER * Ara. Gör. Ayhan KARAKA ** Özet: Osmaniye yöresinde do umu izleyen k sa bir süreç içerisinde ölen çocuklara durmayan çocuk ad verilmektedir. Bu ekilde do umdan hemen sonra arka arkaya çocuklar n kaybeden baz aileler bunu önlemek için baz uygulamalara ba vurmaktad rlar. Bu çal mada durmayan çocuk un ölmesini engellemek için yap lan uygulamalar kaynak ki ilerin verdi i bilgiler do rultusunda s ralanm, verilen uygulamalardan sonra sonuç ve de erlendirme bölümünde bu uygulamalar n eski Türk kültürü ile olan ba lar ve eski Türk kültürünün bu uygulamalardaki izleri incelenmi tir. Anahtar Kelimeler: Osmaniye, Durmayan Çocuk, Do um, Ölüm Applications For Never-Lasting Infant In Osmaniye And Old Culture Effecets on These Applications Summary: Infants dying after a brief period of time following the birth are called never-lasting infants in the Osmaniye region. Parents losing their babies in such a successive way have adopted various applications to prevent this. In this study, the applications followed to prevent the death of never-lasting infants are mentioned depending on the data obtained from target people and in the conclusion and evaluation section, their relationship with the old Turkish culture and its effect on these applications are investigated. Key Words: Osmaniye, Never-Lasting Infant, Birth, Death nsan ya am ndaki geçi dönemlerinin ilk a amas bilindi i gibi do umdur. Her toplumda oldu u gibi, bizim toplumumuzda da çocu a büyük de er verilir. Salt, çoluk çocu a kar mak için evlendi ini söyleyenler az msanmayacak kadar çoktur. Evlenip çoluk çocu a kar mak; erkek, özellikle de kad n için, çok önemlidir. Dünyaya getirilen çocuk aile kurumunu güçlendirir. Akrabal k ili kilerini ve bu ili kilerden do an dayan may peki tirir. Aile kurumunun temel i levi de budur. Aile, toplumu ayakta tutan temel ö elerden olup insan türünü üretmek ve sürdürmek gereksiniminden do mu tur (Tezcan, 2000: 13). Aile bireylerini mutlulu a bo an do um; kad n n sayg nl n art r r. Annelik a amas na ula an kad n, erke inin gözüne girmi, soyun da devam n sa lam t r. Çünkü "aile demek, kad n demektir (Ozankaya, 1996: 397). Do umla ilgili âdetler, inanmalar do um öncesinden hatta evlilikle birlikte ba lar. Dü ünden sonra eve gelen gelinin kuca na hemen bir erkek çocuk vermek veya yata nda erkek çocuk yuvarlamak, kad n n çocuk, hele de erkek çocuk, sahibi olmas için uygulanan pratiklerdendir. nsanlar, özellikle do um, evlenme, ölüm gibi "geçi " anlar nda zararl d etkilerle ve do a üstü kuvvetlerden gelen tehlikelerle kar kar ya kalmaktad rlar. Bu tehlikelere kar koymak için bir tak m büyüsel ritlere, çarelere ba vurmak gerekmektedir. Gebe kad n, do acak * Bu yaz Osmaniye Valili i nce 22-24 Kas m 2004 tarihleri aras nda Osmaniye de düzenlenen Karacao lan dan Bela Bartok a-dadalo lu ndan  k Feymani ye Osmaniye Kültür-Sanat ve Folklor Sempozyumu nda sunulan bildiri metnidir. ** Çukurova Üniversitesi Fen-Ed. Fak. TDE Böl. ADANA akarakas@cu.edu.tr

2 çocu unu bir tak m zararlardan korumak ve ona arzu etti i nitelikleri verebilmek için, daha gebelik s ras nda baz yiyeceklerden ve eylemlerden kendisini uzak tutmak zorundad r. Do um ve do umun a amalar binlerce âdetin, bat l inanc n istilas na u ram olup, âdeta bunlar taraf ndan idare edilmektedir (Örnek, 1981: 56). Eski Türklerden günümüze çocu un sa l kl do mas ve ya amas için çe itli pratikler uygulanm t r. Bunlardan baz lar öyledir: Yakutlar, aileye musallat olan ölüm ruhunu aldatmak için çocu u kom ulardan birine satarlar. Urenhalar, çocu u do du u gibi kazan n alt na saklarlar. Müslüman Ba kurtlarda çocuk do duktan sonra, ebe çocu u eline al r, d ar ç kar, birkaç ev gezdikten sonra babas n n evine geri getirir. Ebe kad n, "Yabanc ülkeden bir çocuk getirdim, sat n alan var m?" der ve pazarl k ba lar. Çocu u a rl kadar demir kar l nda sat n al rlar. Çocu a Demir yahut Sal pald, Sat lm gibi bir ad verirler. Çocu un ya amas için Ya ar, Dursun, Ölmezbay, Ta tan, Kurç gibi adlar verildi i gibi kimi zaman kötü adlar da verilir. Böylece ad kötü oldu u için ölüm mele inin gelmeyece ine inan rlar. K rg zlarda talmas, Çoçkabay (Domuzbay), Kabanbay (Yabani domuz) bu inanca göre verilmi adlard r. ( nan, 1995: 174-175). Anadolu'da çocu un ya amas için yap lan i lemler Orta Asya'daki Türk toplumlar n n uygulad i lemlerdir. Do umdan sonra çocuk soka a, çok defa cami önüne b rak l r. Oradan birisi al r gider. Ana-baba onu yalanc ktan sat n al r. Böylece çocuk geçici olarak ana-baba de i tirmi olur. Erkek ise ad Sat lm, k z ise Sat olur. Yat ra yap lm adak sonunda do an çocu a ya amas için yat r n ad verilir. Çocu un ya amas için adlar n büyülük i levi oldu una inan l r. Dursun, Durmu, Durdu, Duran, Ya ar... gibi adlar yan nda peygamber adlar veya s fatlar na ba lanan ya da Tanr n n ad ve s fatlar na ba lanan Abdullah, Abdurrahman, Mehmet, Ahmet, Mahmut gibi adlar ile kad n-erkek Müslüman ulular n n Ömer, Ali, Hamza, Hasan, Hüseyin, Fatma, Zehra, Zeynep gibi adlar verilir (Boratav, 1984: 89-90). Samsun'da çocu u ya amayan kad n, çocu u ya ayan bir kad na çocu unu "sana on kuru a satt m" diye satar. Daha sonra yeni do an çocu a çocu u sat n alan kad n n çocuklar n n giysilerini giydirir (Tahsin, 1969: 2213). Tire'de çocu u yasamayan kad n Mehmet ad bulunan 9 evden birer parça kuma al p, gömlek diker ve bunu giyer. Do umdan sonra ilk meme verilmeden bebek, çocu u ölmemi kad n n koynundan geçirilir. Böylece o çocuk o kad na sat lm olur. Bu bebeklere Sat, Sat lm adlar verilir. Süt annesi ad verilen bu kad n her hafta çocu a sembolik süt hakk verir (Artan, 1973: 6724). Zile'de çocu u ya amayan kad na "t vgal " denir. T vgal kad n çocu u ya as n diye; yeni do mu, gözleri aç lmam köpek yavrusunu elbisesinin boynundan sokup eteklerinden ç kar r. E er, köpek ölürse çocu u ya ar, ölmezse ya amaz. T vgal kad n yeni do um yapm kad n n ayak ucuna gider silkinir. "T vgam dökülsün, çocu um ya as n." der. Çocuk ya as n diye, yedi Mehmet adl ki iden para toplan r, bu parayla al nan gümü halka çocu un ayak bile ine tak l r (Öztelli, 1953: 663-664). Adana yöresinde ise çocu u ya amayan kad na t b kal kad n ad verilmektedir. Erzurum'da çocu u ya amayan aileler çocuk erkek de olsa kula n deler, önce köpek tüyü sonra küpe takarlar. Böylece çocu un uzun ömürlü olaca na inan l r (Sezen, 1993: 71). Geçi dönemi olarak do um insan ya am n n ba lang c yken ölüm de ya am n sona ermesi oldu u için önemlidir. Bütün toplumlarda ölüm, özellikle zamans z ölüm, istenmeyen ve büyük ac veren bir durumdur. Do umun insan ya am ndaki sevindiricili ine kar n ölüm insanlar n ak llar na bile getirmek istemedikleri bir durumdur. nsan ya am n n bu ba lang ç ve biti noktalar etraf nda birçok inan, âdet, töre ve tören meydana gelmi tir. Ölüm çevresinde kümelenen ve ölüyle toplum üyelerini ku atan inanmalar, âdetler, i lemler, törenler ve kal p davran lar ba l ca üç grupta toplanmaktad r. Bunlardan bir grubu ölenin öte dünyaya gidi ini kolayla t rmak; onun gerek geride b rakt klar n n gözünde, gerekse öte dünyada sayg n ve mutlu bir ki i olmas n sa lama amac na yönelik olanlard r. Bir ba ka grupsa; ölenin geri dönü ünü önlemek, yak nlar na ve geride b rakt klar na zarar vermesini engellemek

3 amac yla yerine getirilenlerdir. Üçüncü grupta toplananlarsa; ölenin yak nlar n n bozulan ruhsal durumlar n sa altmak, sars lan toplumsal ili kilerini düzeltmek ve yeniden topluma kat lmalar n sa lamak için uygulananlard r (Örnek, 2000: 207). Ölümün herkes için kaç n lmaz bir son olu u, dünyan n her yan nda ölüm çevresinde toplanan âdetlere ve i lemlere evrensel bir karakter kazand rm t r. Bu bak mdan, aralar nda gerek co rafi, gerekse kültürel bak mdan ayr mlar bulunan de i ik yap daki toplumlar n konuyla ilgili inanmalar, âdetleri ve i lemleri aras nda ço u zaman a rt c benzerlikler görülmektedir (Örnek, 2000: 207). Konuyla ilgili ara t rman n yap ld yer olan Osmaniye yöresinde de do um ve ölüm olaylar n n öncesinde, s ras nda ve sonras nda büyüsel ve ritsel birtak m pratikler uygulanmaktad r. Burada üzerinde durulacak olan konu tam da do um ve ölüm olaylar n n çak t bir noktada yer almaktad r. Osmaniye yöresinde çocu u olup da arka arkaya ölenlerin daha sonraki çocuklar n hastal klardan ve ölümden korumak için yap lan uygulamalar konumuzu olu turmaktad r. Osmaniye yöresinde do umdan sonra ya amayan çocu a durmayan çocuk ad verilir. Do an çocuklar ölümden korumak için yap lan uygulamalar hakk nda bilgi al nan kaynak ki iler çok fazla say da çocuk dünyaya getirmi ler; ancak bunlardan ço u çe itli nedenlerle dokuz ay na varmadan ölmü tür. Bu durumlarda Osmaniye ve çevresinde çocuklar n do duktan sonra hastalan p ölmelerini önlemek için, eski kültür izlerini de yans tan, birçok uygulamaya ba vurulmaktad r. Bunlar öyle s ralayabiliriz: Do an bir çocu un ölmemesi için kurt a z ndan geçirilmesi gerekir. Çocuk do madan önce da dan tüfekle bir kurt avlan r. Kurdun derisi yüzülür, a z bölgesindeki deri kurutulur. Do um yakla p sanc art nca deri l k suyla slat l r ve geni letilir. Çocuk do du unda üç defa Ya Allah ya Bismillah, Allah m bu çocuk dursun denilerek deriden geçirilir. Bu konudaki ba ka bir uygulamada do an çocuk sac aya ndan geçirilir. Yaln z bu çocuk ya arsa büyüdü ünde çocu unun olmayaca na inan l r. Yine do an çocu un ölmemesi için ya l bir ki inin koynundan geçirilmesi de bu türden bir uygulamad r. Çocu un koynundan geçirilece i ki inin ya l olmas na, ayr ca sülalesinde uzun ya ayan insanlar n bulunmas na dikkat edilir. Çocuk do duktan sonra ya l ki inin koynundan üç defa geçirilir. Bu olaydan sonra çocuk o ki inin evlad say l r ve daha sonra para ile geri al n r. Ayr ca çocu a ya l ki inin ad n koymak da artt r. (K1) Do an çocu un dört yol a z nda y kanmas n n da çocu un ölmesini engelleyece ine inan l r. Çocuk do duktan sonra herhangi bir dört yol a z na götürülür ve s cak su ile le ende y kan r. Le endeki su da oraya dökülür. Bu ekilde bebe in belas n n da oraya dökülece ine inan l r. (K2) Do an çocu u ya atmak için ba vurulan di er bir yolda, ad Mehmet olan birinin ya ad yedi evden birer parça kuma al n r. Yedi Mehmet ten al nan bu parçalar yedi genç k z taraf ndan haz rlanarak bebe e elbise dikilir. Eskiyinceye kadar da di er k yafetleriyle birlikte çocu a giydirilir. Buna benzer di er bir uygulamada, ölmü bir insan n kefen bezinden kesilen bir parça kuma tan çocu a bir gömlek dikilir. Bu gömlek eskiyinceye kadar çocu a giydirilir. (K3) Hamile kad n do um sanc s çekerken aya na iple bir tavuk ba lan r. Hamile kad n do um sanc lar yla evde dola rken tavuk da arkas ndan dolan r. Sanc son noktaya geldi inde hamile kad n çömelerek do um yapar. Bebe in göbe i kesilirken göbek ba n n üzerinde tavuk da kesilir. Böylece kanlar birbirine kar m olur. Kesilen tavuk pi irilip yenilir. Anne do um için çömeldi inde ete ine çivi çak l r. Anne aya a kalkt nda ete i y rt l r, çivi kuma parças yla yerde kal r. Bu ekilde çocu un do duktan sonra ölmeyece ine inan l r. (K4) Çocuk do ar do maz bir keçi kesilir, yüzülür ve do ran r. Sonra do an çocu un a rl nca terazide yedi parça et tart l r (terazinin bir kefesine çocuk, bir kefesine et konur). Etler yedi torbaya konup bir da a gidilir. Her gece bir torba et da a b rak l r. Bu etleri da daki hayvanlar n yemesi beklenir. Çocuk yedi ya na gelinceye kadar her do um gününde bir kurban kesilir. Bu kurban n etleri kom ulara da t l r. Anne bu etlerden kesinlikle yemez. Yedi ya na

4 kadar adakl olan çocu un saçlar kesilmez. Yedi ya na geldi inde çocu un saç n kesen ki i çocu a mal, para ya da bir hayvan verir. Daha sonra kesilen saç terazinin bir kefesine konur, di er kefesine de kâ t para konur. Saç n a rl nca para çocuklara da t l r. (K1) Hamile kad n boynuna bir ip ba lanarak yedi ev dola t r l r. Yedi evden para ya da kuma al n r. Al nan kuma lardan do acak çocu a elbise dikilir, para ile de ya elbise al n r ya da kuma al n p bebe e elbise dikilir ve bebek do duktan sonra giydirilir. Hamile kad n alt kap dola t r l p yedinci kap ya getirildi inde ip kap n n dire ine ba lan r. Çocuk do du u zaman k z olursa bu yedinci evin han m n n, erkek olursa evin reisinin ad çocu a konur.(k1) Do umdan sonra çocuklar n ölmesini önlemek için ba vurulan bir di er yöntem oca a gitmektir. Mara ta Seydihano lu ad nda bir ocak vard r. Çocu u olmayanlar ya da do duktan sonra çocu u ya amayanlar bu oca a gider. Bu ocaktaki hoca, hamile olarak gelen kad nlara kaç ayl k hamile olduklar n ve do acak çocu un k z m yoksa erkek mi oldu unu bir kitaba bakarak söyler. Daha sonra do acak çocu un ölmemesi için muska yazar. Boy mutfa denen bu muska çocu un k rk ç kana kadar annenin boynunda kal r. Do umdan k rk gün sonra çocuk oca a getirilir, hoca çocu a da bir boy mutfa yazar. Boy mutfa n n yan nda bir de tütürecek ve suyu içilecek muskalar vard r. Tütürecek muska köze konur, anne ve bebe in üzerine bir çar af gerilir ve muskan n duman nda bekletilirler. Di er muska suda slan r, bu sudan anne ve bebe i içer. (K1) Do umdan sonra çocu un göbe inin babas ya da ad ç kmam bir k z taraf ndan kesilmesi durumunda da çocu un hastalanmayaca na ve ölmeyece ine inan l r. (K5) Sonuç ve De erlendirme Osmaniye yöresinde bugün de say lar az olmas na ra men büyüsel ve ritsel uygulamalara rastlamaktay z. Yörede durmayan çocuk için yap lan uygulamalarda baz noktalara de inmek gerekir. Yap lan uygulamalarda geçen 3 ve 7 formülistik say lar dikkat çekmektedir. Bu formülistik say lar Türk destanlar nda, halk hikâyelerinde ve masallar nda da yer almaktad r. Manas Destan nda Manas n k rk yi idi vard r. Almambet k rk çoran n cak s yani k rk yi idin en iyisidir. Manas a k l ç yapan ustaya bu hizmetinden dolay k rk k srak verilir. Temir Han n k z Kan key ile evlenecek olan Manas, k z taraf na k rk vadi koyun verecektir. Manas Almambet ile tan t ktan sonra, at yar t rarak Manas n babas Cak p Han n yan na gideceklerdir. Manas, babas na haber gönderir ve bu dostlu u kutlamak için bir alaca k srak kestirip halk toplamas n, k rk kaz k çakt rmas n ve yar acak k rk ata ödül vermesini söyler. Formülistik say lar n en çok geçti i destanlardan biri de Alpam Destan d r. K rk, dokuz, yedi say lar, çe itli olaylar içinde tekrar edilmektedir. Edige Destan nda da Kara Tiyen Alp n k rk yi idi bulunmaktad r. Masallarda da özellikle bin bir gece masallar nda, k rk say s na çok fazla rastlar z. K rk haramiler örne inde

5 etkilerden korunmu olurlard. Bu uygulamada da çocuk kurt a z ndan geçirilip zararl etkilerden korunmu olur. Dolay s yla bu uz kurt a z ba lama ritüeli küçük baz de i ikliklerle bugünkü uygulamalarda varl n devam ettirmektedir. Do an çocuklar n kurt a z ndan geçirilmeleri de dikkat çekilmesi gereken bir noktad r. Bu uygulamada kurdun seçilmesi üzerinde durulmal d r. Hemen bütün Türk destanlar n n birinci derecedeki unsuru olan kurt motifi gerek Türeyi ve gerekse Bozkurt destanlar nda özellikle kutsalla t r lmakta, neslin ba lang c ve devam bu kutsal motife ba lanmaktad r. Kurt, inceledi imiz uygulamalarda neslin ba lang c olmas özelli iyle çocuklar n ölümlerini engellemek için kullan lmaktad r. Bundan dolay uygulamalarda kurdun seçimi tesadüfi de ildir. Ayr ca bu uygulamada çocu un kurt a z ndan geçirilirken üç defa söylenen Ya Allah ya Bismillah, bu çocuk dursun ifadesi de önemli bir noktad r. Bu nokta da bize Türklerin slâmiyet öncesindeki inanç ve pratiklerini, slâmiyet ten sonra slâmî renge büründürerek devam ettirdiklerini göstermektedir. Uygulamada çocu un kurt a z ndan geçirilmesi slâmiyet ten önce uygulanan bir pratik olarak dü ünüldü ünde Ya Allah ya Bismillah ifadesi de uygulanan pratikteki slâmî rengi simgelemektedir. Do an çocu un ya l bir ki inin koynundan geçirilmesi ve bu ekilde çocu un o ki inin evlad say l p daha sonra para ile sat n al nmas na Anadolu nun birçok yerinde rastlanmaktad r. Seçilen ki inin ya n n çok büyük olmas ve ailesinde uzun ya ayanlar n bulunmas na dikkat edilmesi çocu un da bu ki i gibi uzun ya amas ve ölmemesi için özellikle dikkat edilen noktalard r. Çocu un, koynundan geçirilen ki inin evlad say lmas ve daha sonra para ile sat n al nmas, bize Yakutlarda ölüm ruhunu uzakla t rmak için çocu un sat n al nmas olay n hat rlatmaktad r. Çocu un annesi ve babas taraf ndan yalanc ktan sat n al nmas, yap lan bu uygulamaya gerçeklik kazand rma, ölümü ve ölüm ruhunu uzakla t rma dü üncesi, ya l ki inin ad n n çocu a verilmesi de hem o ki iye bir ükran ifadesi hem de onun ya n n uzunlu undan faydalanma olarak dü ünülebilir. Do an çocu un dört yol a z nda y kanmas yla çocuktaki belan n su ile birlikte oraya dökülece ine inan lmaktad r. Bu uygulamada suyun temizleyici, ar nd r c özelli ini görüyoruz. Di er yandan su, hayat n kayna olmas yönüyle Türkler aras nda büyük sayg görmü tür. Suyun hayat n kayna oldu u inanc Anadolu d ndaki bir çok kültürde de ortakt r. Örne in Eski Türk inançlar na göre evren yarat lmadan önce salt sudan olu uyordu. Bu nedenle Türkler bir p nar gördüklerinde hemen secde ediyorlard. Kutsal P nar anlay Türklerde oldukça yayg n bir inançt. Bununla ilgili olarak Dede Korkut kitab nda öyle yaz yor:...uzun b nar dimek ile me hur bir b nar var idi: ol b nara periler konmu idi... Bu kutsall k Türklerin inanç sistemi olan amanizm e de yans yor. Timur döneminde Ceyhun Nehri nin cennetten geldi ine inan l r, bu bölgede bir p nara, su kayna na kirli bir ey dü se halk hemen buraya giderek temizlik yap yordu. Aksi takdirde büyük bir f rt na kopaca dü ünülüyordu. Dolay s yla bu uygulamada suya, hayat n ba lang c olma özelli iyle birlikte, belay uzakla t ran bir kutsall k yüklenmi oluyor. Ad Mehmet olan evlerden kuma toplanmas nda Mehmet ad üzerinde durmak gerekir. Mehmet ad, Arapça Muhammed ad n n Türkçesidir. Dolay s yla Mehmet ad peygamber ad olarak dü ünüldü ünde bu uygulamadaki önemi ortaya ç kmaktad r. Ad Mehmet olan evlerden kuma toplanarak, Muhammed ad n n kutsall ndan fayda umulmaktad r. Bu ekilde çocuk ölümden korunmak istenmektedir. Ölmü bir insan n kefen bezinden al nan kuma parças ndan bebe e elbise dikilmesi de ölümden ve ölüm ruhundan uzakla ma için yap lan bir uygulama olarak de erlendirilebilir. Topra a gömülen ki iyle birlikte ölümün de uzakla t dü ünülerek, ondan kalan parçayla çocuk ölümden uzakla t r lm ve ya ama ba lanm oluyor. Hamile kad n n aya na ba lanan tavu un do umdan sonra kesilmesi bizi slâmiyet öncesi inanç sistemlerine ba l atalar kültüne ve atalara kurban sunma i lemlerine götürmektedir. Bugün Anadolu nun birçok yerinde bulunan evliya, dede, baba inan lar n n kökenini olu turan atalar kültünde ölen atalardan medet umma vard r. Ölen atalara sunulan kurbanlarla kötülüklerden

6 korunulaca na ve iyilik görülece ine inan l rd. slâmiyet in kabulünden sonra dinî bir renge bürünerek devam eden atalar kültü inanc bu uygulamada da kendini göstermektedir. Sunulan kurbanla kötülüklerden, ölümden uzakla laca dü üncesiyle birlikte çocu un da ya ayaca na inan l r. Annenin ete inin topra a çivi ile sabitlenip y rt larak toprakta b rak lmas da topra a kurban sunma eklinde de erlendirilebilir. Topra a bu kuma parças yla kurban sunularak, do an çocuk ölümden, dolay s yla topraktan uzakla t r lm olacakt r. Kuma n annenin k yafetinden, ete inden bir parça olmas da önemlidir. Bu kuma parças, bebek yerine annenin üzerinden topra a b rak larak bebek ölümden korunmu olmaktad r. Bebe in do umundan sonra kesilen keçi, belirli bir süre kesilmeyen saç ve saç n a rl nca da t lan para adak özelli i göstermektedir. Kesilen hayvan n, bebe in a rl miktar nda etinin da a b rak lmas ve hayvanlar n yemesinin beklenmesi do aya kans z kurban sunma olarak dü ünülebilir. Bebe in do umundan önce bulunulan bu adaklarla bebek do duktan sonra ölümden korunmu olur. Oca a gitme uygulamas dini yönü olan bir uygulamad r. Hastal klar na ifa arayanlar gittikleri yerler olan ocaklar n kutsal özellikleri vard r. nsanlar buralardan dertlerine çare bulacaklar na inan rlar. Burada ocakl olarak adland r lan ve hastal klar iyile tirici bir gücü oldu una inan lan bir hoca vard r. Bu hocalar dokunma ya da muska ile hastal lar iyile tirmeye çal rlar. Uygulamada hamile kad n oca a giderek muska yazd r r, çocu un k rk n n ç kmas ndan sonra yaz lan muskalardan, suyunu içme ve duman nda kalma eklinde faydalan l r. Bu dini nitelikli i lemle çocu un ölümü engellenmeye çal lm olur. Osmaniye yöresinde durmayan çocuk için yap lan uygulamalar bugün hâlâ varl n devam ettirmektedir. Yukar da de indi imiz gibi birçok eski Türk kültürü ögesi de zaman zaman slâmî renge bürünerek bu uygulamalarla günümüze kadar ta nm t r. Aradan geçen çok uzun bir zamana, slâmiyet in kabulü gibi Türklerin ya am nda büyük de i ikliklere sebep olan çok önemli bir olguya ve birçok kültürel de i ikli e ra men bu uygulamalar n izlerinin bugün hâlâ ya amas oldukça önemli ve dikkat çekicidir. Bütün bu örnekler Türk kültürünün varl n n süreklili ini, bu uygulamalar n Türk dünyas üzerindeki derin etkisini ve önemini göstermektedir. KAYNAK K LER K1. Güldane nan r, 71 ya nda, ev han m, okuma yazma bilmiyor, Osmaniye/Hemite. K.2. Fatma Gürbüz, 77 ya nda, ev han m, okuma yazma bilmiyor, Osmaniye/Hemite. K3. Elif Gürbüz, 82 ya nda, ev han m, okuma yazma bilmiyor, Osmaniye/Hemite. K4. Lütfiye Güvel, 63 ya nda, ev han m, okuma yazma bilmiyor, Osmaniye/Kadirli. K5. Sultan yibiçer, 65 ya nda, ev han m, ilkokul mezunu, Osmaniye/Köprüba.

7 KAYNAKÇA ARTAN, Gündüz (1973), Tire de Do um Gelenekler, TFA, 15. Cilt, stanbul. BORATAV, Pertev Naili (1984), 100 Soruda Türk Folkloru, Gerçek Yay nlar, stanbul. ERG N, Muharrem (1999), Dede Korkut Kitab, Bo aziçi Yay nlar, stanbul. NAN, Abdülkadir (1995), Tarihte ve Bugün amanizm, TTK Yay nlar, Ankara. OZANKAYA, Özer (1996), Toplumbilim, Cem Yay nlar, stanbul. ÖRNEK, Sedat Veyis (1981), Sivas ve Çevresinde Hayat n Safhalar yla lgili Bat l nançlar n ve Büyüsel lemlerin Etnolojik Tetkiki, Ankara Üniversitesi DTCF Dergisi, DTCF Yay nlar, 2. Bask, S. 174, Ankara...(2000), Türk Halkbilimi, Kültür Bakanl Yay nlar, Ankara. ÖZTELL, Cahit (1953), Zile de Do um Âdetleri, TFA, 2. Cilt, stanbul. SEZEN, Lütfi (1993), Erzurum ehir Folkloru, Bas lmam Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum. TAHS N, Hasan (1969), Samsun da Adlarla lgili nanmalar, TFA, 6. Cilt, stanbul. TEZCAN, Mahmut (2000), Türk Ailesi Antropolojisi, mge Kitabevi, Ankara.