EY İMAN EDENLER! Allah a İtaat Edin, Peygamber e de İtaat Edin Ey iman edenler! (Bütün işlerinizde) Allah a itaat edin, Peygamber e de itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın. (Muhammed:33) Allah a ve Peygamber e itaat edin ki merhamete nâil olasınız (Al-i İmran:132) KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ ALLAH I SEVİYORSANIZ BANA UYUN Kİ ALLAH DA SİZİ SEVSİN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Ey Resûlüm!) De ki: Allah ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir. (Yine) de ki: Allah a ve Peygamber e itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse (kâfir olurlar), şüphesiz ki Allah kâfirleri sevmez. (Al-i İmran: 31-32) Bunlar, Allah ın sınırları (kanunları)dır. Kim Allah a ve Peygamberi ne itaat ederse, O da onu alt tarafından ırmaklar akan cennetlere koyar ki; orada ebedî olarak kalacaklardır. (İşte) bu en büyük kurtuluş (ve saadet)tir. Kim de Allah a ve Peygamberi ne isyan eder ve O nun (hükümlerine karşı) sınırlarını aşarsa (Allah), onu ebedî kalacağı ateşe koyar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır. (Nisa:13, 14) Allah ve Resûlü bir meselede hüküm verdiği zaman, inanan bir erkek ve kadına, artık o işte, kendi (arzu ve heves)lerine göre (başka) tercih hakkı yoktur. Kim Allah a ve Resûlü ne karşı gelir (onlar tarafından verilmiş hükümleri beğenmez, kendi tercihlerine önem verir)se, kesinlikle o, apaçık bir sapıklıkla sapmış olur. (Ahzab:36)
HİKMETLİ SÖZLER O, (Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet nasip etmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. (Bu âyet ve öğütleri) olgun akıl sahiplerinden başkası düşünemez. Bakara/269 HZ. ŞEYH MUHAMMED EZ-ZÂHİD (K.S.) BUYURMUŞLAR Kİ: İnsanın yaratılmasın dan maksat, kulluk yapmasıdır. Kulluğun aslı ve özü ise her halükarda Allah u Tealayı unutmamak, gafil olmamak, tazarru (yalvarma), ve huşû ( korku) içinde bulunmaktır. Gençlik zamanı fırsat ve ganimettir. Bu kıymetli zamanı ve nefesleri saadet vesilesi yapmayana yazıklar olsun. Saadet arayan kimse, Resulullahın ahlakı ile ahlaklanmalıdır. Hilm (yumuşaklık), kerem (cömertlik), tevazu (alçak gönüllülük), îsâr (başkasını kendisine tercih etmek) ve diğer güzel ahlak ile ahlaklanmalıdır. Özellikle kalp de Allah tan başka hiçbir şeye bağlılık kalmamasına çok çalışmak lazımdır. SÖZLERİN BÜYÜKLERİ BÜYÜKLERİN SÖZLERİDİR HADİS-İ ŞERİFLERLE HAFTANIN DUASI
O NUN (sav) AHLAKI KUR AN DI Bana uyan, Allah'a uymuş, bana asi olan da, Allah'a asi olmuş olur. (Buhari, Müslim) Peygamberimiz Muaz İbn Cebel (ra) i Yemen e gönderirken kendisine sordu: - Sana bir konu geldiğinde nasıl hükmedersin? Muaz: - Allah ın kitabı Kur an ile hükmederim, dedi. Peygamberimiz: - Allah ın Kitabında bulamazsan ne yaparsın? Buyurdu. Muaz: - Allah ın Peygamberinin sünneti ile hükmederim, dedi. Peygamberimiz: - Allah ın Peygamberinin sünnetinde bulamazsan ne yaparsın? buyurdu. Muaz: - O zaman ictihad eder, kusur etmemeye çalışırım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: - Allah a hamdolsun ki, Allah ın Rasulünün elçisini Peygamberinin razı olacağı şeye muvaffak kıldı, buyurdu ve Muaz ın görüşünü tasvip etti. (İbn Mace) Yalnız Kur andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar. İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allah ın haram kılması gibidir. (Tirmizi, Darimi) Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allah ın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir. (Hâkim) YUNUS SÛRESİ BULMACASI (1-59. ÂYETLER)
Soldan Sağa 1. 18. âyete göre Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda sağlayan şeylere tapanların, taptıkları şeyden bekledikleri, 4. 17. âyete göre, Allah adına yalan uyduran veya âyetleri yalanlayanların vasfı, 6. "Her ümmet için bir vardır." 10/Yunus,49 7. " ise (ilim ve) gerçekten hiçbir şey ifade etmez." 10/Yunus,36 8. 31. âyette geçen sorulara müşriklerin verecekleri cevap, 9. 42. âyette adı geçen 5 duyu organından biri, 11. "Sizi karada ve de gezdiren ancak O'dur." 10/Yunus,22 Yukarıdan Aşağıya 1. 57. âyette belirtilen Kur'an'ın özelliklerinden biri, 2. 59. âyete göre Allah'ın yasak kıldığı şeyleri helal/serbest yapmak, emrettiklerini de haram/yasak yapmak Allah'a karşı etmek manasına gelmektedir. 3. 10. âyette zikredilen, iman edip sâlih amel işleyenlerin birbirlerine iyilik temennileri, 5. "Güneşi bir ışık, ayı da (aydınlık) bir nur yapan; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya ler düzenleyip koyan O'dur." 10/Yunus,5 10. 24. âyette geçtiği üzere düşünen bir toplum için geniş geniş açıklanan şeyler, * Bulmaca içeriğinin hazırlanmasında Hasan Tahsin Feyizli nin hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Mealinden faydalanılmıştır. KUR AN-I KERİM İ GÖNÜL SULTANIMIZ EFENDİMİZ İN AYNASINDAN OKUMAK
Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya 107) Hepimizin bildiği üzere, Kur an-ı Kerim, Yüce Allah ın doğru yolu göstermek üzere bütün insanlığa gönderdiği ve korunmasını kendi üzerine aldığı (Hicr 15/9) İlahi kitaptır. Allah Teala, indirildiği şekliyle Kur an-ı Kerim i koruma vaadini, mü minler tarafından sürekli okunmak, ilk yazıldığı şekliyle kayıt altına alınmak ve içeriğinin yaşanmasını sağlamak yoluyla hiçbir değişikliğe uğramadan ilk nesilden itibaren kesintisiz biçimde gerçekleştirmektedir. Nesiller boyu İslam toplumunun Kur an-ı Kerim i her şeyden değerli bilmesi, anlayıp anlatmaya çalışması, yazılı ve şifahi olarak onu koruyup emir ve yasaklarını yerine getirmeyi en yüksek gaye edinmesi İlahi iradenin bir tecellisidir. Mü minlerin içinde bulunulan manevi iklimde de bunu idrak ederek hareket etmesi gerekmektedir. Tam olarak mahiyeti düşünülüp idrak edilemese dahi, gerek ilim ve fikir adamları, gerekse toplumun diğer fertleri, Kur an ve Sünnet arasında bir ayrılığın olmadığının farkındadır. İlk vahyin gelişinden bu yana vücuda getirilen ilmi birikim gözden geçirildiğinde, bu iki ana kaynağın asla birbirinden ayrılmadığı ve sürekli bir bütünlük içinde algılanması gerektiği açıkça fark edilir. Aydınlanma dönemi öncesinde Kur an ve Sünnet arasında, tabii olarak bir bütünlük bulunduğundan ve öyle de algılandığından buna yönelik bir vurgu gözlemlenmez. Ancak, özellikle çağdaşlaşma tartışmaları bağlamında Kur an ın iç bütünlüğü ya da Kur an a yaklaşımlarda bütünlük sorunu veya bütüncüllük ifadelerine rastlanırken, Kur an Sünnet bütünlüğünden pek fazla söz edilmemiştir. Oysa bu tartışmalar dikkate alındığında, bunun kadar önemli bir Kur an Sünnet bütünlüğü meselesinin varlığı ortadadır. Zira Kur an Sünnet bütünlüğünü anlamak, Kur an ı doğru anlama çabasıyla eşdeğerdir. Hiç şüphesiz, bir beşer olarak Kur an-ı Kerim in ilk muhatabı ve uygulayıcısı Hz. Peygamber dir. Doğru anlamanın ilk adımı da Kur an ı, vahyin ilk muhatapları olan Allah Rasulü ve sahabeleri gibi, kalbinde hiç bir tereddüde yer vermeksizin teslim olarak ve yaşamak gayesiyle ve onların yolundan gitmek suretiyle anlamaya çalışmaktır. Kur an-ı Kerim, yalnızca inanıldığı ifade edilmekle sınırlı kalınan ve yalnızca zihinlere hitap eden, gündelik hayatımızı meşrulaştırma aracı gibi görülmesi gereken, entelektüel bir çabayla ilgi duyulan bir kitap değildir. Allah ın varlığına inanıp, O yokmuş gibi bir hayat sürdürmek, Kur an-ı Kerim e inandığını söyleyip onu dikkate almadan yaşamak, Hz. Peygamber in ortaya koyduğu örnek hayat tarzını göz ardı etmek demektir. Öncelikle şuna işaret edilmelidir ki, Kur an ve Sünnet i anlamanın ve aralarındaki ilişkiyi en doğru şekilde kurmanın yolu tefsir, hadis ve fıkıh bilginlerinin ortaya koyduğu usuller ve esaslara göre hareket etmekten geçer. Zira usule riayet edilmemesi doğru sonuca varılmasını da engelleyecektir. Çağımızda anlama konusundaki farklılıklar, usule dair gerekli ilmi alt yapı eksikliklerinden kaynaklanmaktadır. Kur an-ı Kerim, kendi kendisini muhtelif ayetlerde açıkladığı gibi, Hz. Peygamber de söz, davranış ve onaylarıyla Kur an ı en güzel şekilde açıklamıştır. Allah Rasulü nün Haberiniz olsun! Bana Kur an ve onunla birlikte bir benzeri verildi (Ebu Davud, Sünen 6, hadis no: 4606), Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah ın Kitabı ve Peygamber inin Sünneti (Muvatta, Kader 1, hadis no: 1628) şeklindeki ifadeleri Kur an ve Sünnet bütünlüğünü, Kur an ı anlarken sünnete de müracaat etmek zorunda olduğumuzu açıkça beyan etmektedir. Öte yandan, Hz. Aişe validemizin Allah Rasulü nün ahlakı Kur an dı (Müslim, Salatü lmüsafirin 18, hadis no: 1773) sözü, Peygamber Efendimizin Kur an-ı Kerim ile mutlak irtibatını ortaya koymaktadır. Kur an ın kendi kendini açıkladığı ve Hz. Peygamber in Kur an ı yaşanır hale getirdiği ilkesi ihmal edildiği takdirde herkesin kendi anlayışına göre ayetleri ilkesiz ve bireysel bir
yaklaşımla istediği tarafa çekme tehlikesi vardır. Bu durumda gerek Kur an ın iç bütünlüğü gerekse Kur an Sünnet bütünlüğü göz ardı edilmiş olur. Ayetler arası iç bütünlüğü yanında, Kur an-ı Kerim in en doğru biçimde anlaşılması, ancak hadisleri ve nesilden nesle intikal ettirilmiş fiili uygulamayı da dikkate almakla mümkündür. Kur an ve hadis kitaplarından herhangi birisinin ön yargısız ve eş zamanlı okunması durumunda geneli itibariyle ikisinin içeriklerinin birbiriyle tamamen örtüştüğü açıkça görülecektir. Ayrıca, hadisler dikkate alınmadan Kur an-ı Kerim in anlaşılmaya çalışılması durumunda, önü alınamayacak ihtilafların ortaya çıkacağı, dinin bir kaos yumağına dönüşeceği, toplum ile dini dayanakları arasındaki irtibatın zayıflayacağı ortadadır. İhtilafa düşülünce başvurulacak yegane otoritenin Hz. Peygamber olduğunun bizzat Kur an da ifade edilmesi (Nisa 4/65) bu sebepledir. Kuran-ı Kerim i, kendi arzularımıza göre değil, Gönül Sultanımız Efendimiz in anlayıp yaşadığı şekliyle anlayıp yaşamak yapılacak en doğru ve anlamlı iş olacaktır. Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu
Bu köşenin içeriği KUR AN IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: bilgi@kuranimiz.net