DENİZ TİCARETİ. TOBB un 67. Genel Kurulu gerçekleştirildi. Bakan Binali Yıldırım ile Röportaj. Dünyanın Deniz Yolları Akdeniz de Kesişiyor



Benzer belgeler
Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

KRUVAZİYER TURİZMİ ve DESTİNASYONA KATKISI. Erkunt Öner 2012

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin

KONYA HAVA KARGO TERMİNALİ Ahmet ÇELİK

EKONOMİK GÖSTERGELERLE HATAY. Levent Hakkı YILMAZ İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

MAYIS 2018 OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI NA HOŞGELDİNİZ

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

HAZİRAN AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTIMIZA HOŞ GELDİNİZ

T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. Deniz Ticareti. İstatistikleri

İTO Başkanı İbrahim Çağlar: İstanbul yerli ve yabancı yatırımcıya muazzam fırsatlar sunuyor

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

1. Ulaştırma. TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

RAKAMLARLA DÜNYA, TÜRKİYE VE İZMİR KRUVAZİYER TURİZMİ

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu

T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. Deniz Ticareti. İstatistikleri

Türk tekstil sektörünün en büyük üreticisi Kahramanmaraş, Milano da düzenlenen ITMA Fuarında 106 kişilik bir heyetle Türkiye yi temsil ediyor.

Fethiye Kruvaziyer Limanı Fırsat Analizi Projesi Kruvaziyer Liman Çalıştayı 30 Nisan 2014 Fethiye Kruvaziyer Limanı Fırsat Analizi Projesi

İZMİR TİCARET ODASI LONDRA İŞ VE İNCELEME GEZİSİ ZİYARET RAPORU

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

Phone Didim Marina YSR Yatching Services HABERLER

OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

BODRUM MANDALİNASI ÜRÜNLERİ, ANTALYADA BEĞENİLDİ

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

KÜTAHYA TİCARET VE SANAYİ ODASI LOBİ FAALİYETLERİ TAKİP LİSTESİ

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI TERSANELER VE KIYI YAPILARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HEDEF 2023 İZMİR LİMANLARI

Mesleki eğitim tanıtım ve işbirliği protokolü

3 Mayıs 2010, Pazartesi

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

UZUNKÖPRÜ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN

NİSAN AYI BÜLTENİ 3. Tarım ve Hayvancılık Fuarı göz doldurdu

2. GENEL BİLGİLER TABLOSU (2012)

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

ERDOĞAN, ARTVİN TÜRKİYE NİN ENERJİ MERKEZİ OLACAK

Türkmenistan ata yurdumuz

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

OCAK 2013 FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry


Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

ANKARA KALKINMA AJANSI.

Tarih Sayı Konu. Bilgilerinizi ve Borsanızca görevlendirilecek temsilcinizin iletişim bilgilerinin Birliğimize iletilmesini rica ederim.

YOZGAT TİCARET VE SANAYİ ODASI Yılı Faaliyet Raporu

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TEMMUZ AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü

Uluslararası Demiryolu Taşımacılığında Türkiye nin Yeri Hacer Uyarlar UTİKAD

KÜTAHYA. Dr. Kamil TÜRKMEN- Kütahya İl Sağlık Müdürü

1 2 Eylül 2018, Bişkek

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Kuzey Kıbrıs ta. Bir Çay Molası. Ekonomik ve Kültürel İşbirliği Buluşması Kasım Lefkoşa - Güzelyurt - Girne - İskele - Gazimağusa

Başbakan Yıldırım, Türkiye genelinde 40 İlçeye Doğalgaz Dağıtım Töreni nde konuştu

TEMMUZ 2018 OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI NA HOŞGELDİNİZ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MAYSI AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTIMIZA HOŞ GELDİNİZ

ELEKTRİK ÇEVİRİMİ İLETİMİ VE DAĞITIMI SEKTÖRÜNÜN TEK İHTİSAS FUARI ELEX

BAKA BULUŞMALARI -I-

Rakamlarla Hatay İskenderun Bölgesi nin Ekonomik Görünümü. Levent Hakkı YILMAZ İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye, Boğazın altındaki demiryolu tünelini açtı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ FAALİYET RAPORU

İSTANBUL CNR EMLAK FUARINDA YALI EMLAK LA BODRUM RÜZGARI

ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN

UZUNKÖPRÜ TİCARET BORSASI 2015 OCAK AYI E- BÜLTENİ


TAYVAN - FİLİPİNLER ELEKTRİK-ELEKTRONİK SEKTÖREL TİCARET HEYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Hatay İskenderun Bilgi Notu

Yapex 2014 Yapı ve Restorasyon Fuarı Sonuç Raporu..

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

HAYRABOLU TİCARET BORSASI 2014 YILI FAALİYET RAPORU

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 51. Hafta (19-26 Aralık 2010)

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

ULUSLARARASI AYDINLATMA & ELEKTRİK MALZEMELERİ FUARI VE KONGRESİ İSTANBUL FUAR MERKEZİ

T.C. DEVLET DEMİRYOLLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İZMİR LİMANI. Turan YALÇIN Liman İşletme Müdürü

AĞUSTOS 2018 OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI NA HOŞGELDİNİZ

GÜNLÜK BÜLTEN. Lütfi ELVAN YAPAR 3.HAVALIMANI TÜRKIYE NIN GURURUDUR. 21 Ekim 2015

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 40. Hafta (4-10 Ekim 2010)

2014 OCAK-ŞUBAT FAALİYET RAPORU

OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

GERÇEKLEŞEN FAALİYETLER

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini Ziyareti

FETHİYE ŞUBESİ / FETHİYE BRANCH

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

Lojistik. Lojistik Sektörü

MÜSİAD MÜSİAD KÜRESEL GÜÇ

ORTA KARADENİZ BÖLGESİ SINIRÖTESİ İŞBİRLİĞİ İŞ FORUMU

Transkript:

Mayıs 2012 Yıl 20 Sayı 240 DENİZ TİCARETİ TOBB un 67. Genel Kurulu gerçekleştirildi Bakan Binali Yıldırım ile Röportaj Dünyanın Deniz Yolları Akdeniz de Kesişiyor Ekmeğini Denizden Kazan Projesi Başlıyor

MDTO nın Aylık Yayın Organı Mayıs 2012 Yıl: 20 Sayı: 240 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER 5 TOBB un 67. Genel Kurulu Gerçekleştirildi 7-9 Türkiye ekmeğini denizden çıkarmaya başlıyor 10 Bakan Saner: Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi bizim için iyi bir fırsat 12-13 Dünyanın Deniz Yolları Akdeniz de Kesişiyor 14-15 Teknolojik Açıdan Türk Tersaneleri 17-19 Dünya ve Türkiye Denizlerindeki Balık Üretim Potansiyelini Etkileyen Faktörler 21-23 MDTO dan Haberler 24-28 Kısa Kent Haberleri 30-32 Denizcilik Haberleri 33-35 Mersin deki Antik Limanlar ve Düşünülmesi Gereken Projeler 37-41 19. Yüzyılın Sonunda Kaçakçılığa Karşı Adana Vilayeti Kıyılarının Güvenliğinin Sağlanması 42-43 Hatıra Kent Mersin 45 Deniz Feneri 46-49 MIP den Haberler 50 İstatistik TOBB un Genel Kurulu ve Türkiye nin Gerçekleri... TOBB un 67. Genel Kurulu yapıldı... Ne var bunda diyen olabilir. Çünkü, TOBB her yıl genel kurul yapar. Genel kurullar dört yılda bir seçimli olur, diğer yıllarda ise Mali Genel Kurul gerçekleşir. Ve de genel kurullara Türkiye yi yöneten iktidarından, muhalefet partilerine kadar her kesimden temsilciler katılır. Ne de olsa, iş dünyasının kalbi TOBB da atar!.. Bu genel kurulda da gelenek değişmedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok sayıda bakan ve temsilci Genel Kurul daydı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, açış konuşmasında Türkiye nin ekonomik fotoğrafını ortaya koydu. Hisarcıklıoğlu, iyileri de kötüleri de söyledi Eğitimden, iş barışına kadar birçok konuya değindi konuşmasında Ancak, iş dünyasının sıkıntısını da üstüne basa basa dile getirmeyi ihmal etmedi Özellikle de bankaların uygulamalarını sert bir dille eleştirdi!.. Uyarmayı da ihmal etmedi!.. Hisarcıklıoğlu na hak vermemek elde değil AKP son on yıldır iktidarda Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan sık sık Türkiye de güven ortamının oluştuğunu ve bunun sonucu 100 Milyar Dolara yakın bir yabancı sermayenin geldiğini vurguluyor Bu da doğru Ancak, Türkiye de özellikle 2008 Krizi ve sonrasında karını katlayan tek sektör var ki o da Finans Sektörü! Bankaların karı her geçen gün artıyor. Dahası katlanıyor dersek yanlış olmaz. Kredi faizleri belli. Bunun yanında rüzgar biraz ters esti mi, bankalar kredi müşterilerinin üzerine gidiyor. Bu da yatırımcıyı ve ticaret erbabını olumsuz etkiliyor Belli ki, bu durumdan en fazla rahatsız olan iş dünyası Hisarcıklıoğlu, tüm bu rahatsızlıkları dile getirdi Arkasından her Genel Kurul da olduğu gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuştu.. Konuşmasını bitirir bitirmez de salondan ayrıldı.. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun eleştirileri ise güme gitti! TOBB un bir Genel Kurulu daha böyle geçti.. Gelecek yıl seçimli genel kurul olacak. İşte o zaman gümbürtü kopacak!.. Ne de olsa TOBB u yönetmek çok mu çok önemli. Böyle bir kurumun desteğini arkasına almayı kim istemez ki? Saygıyla Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, A.Kahraman YAVUZ, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Basım Yeri: Mattek Matbaacılık Basım Tarihi: Mayıs 2012 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 13 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: mersindto@mdto.org mdtodergi@mdto.org www.mdto.org.tr

TOBB un 67. Genel Kurulu Gerçekleştirildi Bu yıl 60 ıncı yaşını kutlayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin (TOBB) 67. Genel Kurulu TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun ev sahipliğinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun da katılımıyla gerçekleştirildi. MDTO Genel Kurul Delegeleri 19-20 Mayıs 2012 tarihinde Ankara da gerçekleştirilen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 67. Genel Kurulu na katıldı. TOBB ETÜ de yapılan Genel Kurul a Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nun yanı sıra, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, bürokratlar, iş dünyasının temsilcileri ile TOBB delegeleri katıldı. Genel Kurul a, MDTO nun Meclis Başkanı Jan Taşcı, Başkanvekili Levent Dipçin, Yönetim Kurulu Başkanvekili Jozef Atat, Sayman Üye Kahraman Yavuz, Münir Atat, Haldun Kancaal Genel Sekreter Korer Özbenli ve Basın Danışmanı Ali Adalıoğlu da katıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Genel Kurul da yaptığı konuşmada, girişimcilere ve TOBB delegelerine Türkiye sizlerle büyük. Türkiye ekonomisi sizlerle güçlü. Türkiye sizlerle birlikte, büyük hedeflerine yürümeye devam edecek diye seslendi. Türkiye ekonomisinin kat ettiği mesafeyi ve geldiği noktayı anlatan Hisarcıklıoğlu, TOBB un 60 yılının, özel sektörün 60 yılda kat ettiği mesafenin de göstergesi olduğunu ifade etti. Girişimciler ekonomide başarı hikayelerine imza atarken, bu gücün meydana getirdiği TOBB un da özellikle son 10 yılda hizmet kapasitesini artırdığını belirten Hisarcıklıoğlu, Hayata geçirdiğimiz projelerle, reel sektörümüzü geliştirdik ve destekledik diye konuştu. TOBB un 19 Mayıs ta İkiz Kuleler de düzenlenen plaket töreninde ise 20 yıllık delegelere plaket verildi. MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu nun yurt dışında bulunması nedeniyle katılamadığı törende, görevde 20 yılını dolduran MDTO Sayman Üyesi A. Kahraman Yavuz plaket aldı. Yavuz a plaketini TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı verdi. 5

Türkiye ekmeğini denizden çıkarmaya başlıyor Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım Mersin Deniz Ticareti Dergisi nin sorularını yanıtladı. Ulaştırma konusunda duble yollarla başlayan atılım yüksek hızlı trenle devam etti. Denizcilik ve hava taşımacılığı konusunda da dikkate değer gelişmeler yaşanıyor. Bakanlığınızın icraatlarından ve bunların ışığında gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? Her fırsatta söylediğim bir şey var. Ulaşamadığınız, erişemediğiniz yer sizin değildir. Tarih boyunca şehirler, deniz kenarlarına ve yol kenarlarına kuruldu. Bu nedenle göreve geldiğim ilk günden itibaren Türkiye nin ulaşım ve erişimini ayağa kaldırmak, Avrupa seviyesine çıkartmak, hatta onların ilerisine götürmeyi hedefledik. Son 10 yılda ulaşım ve erişim altyapısına 123 Milyar TL yatırım yaptık. Hedeflerimizi büyük ölçüde tutturduk. Birçok alanda ise hedeflerimizi kat be kat geçtik. 2003 yılı öncesinde sadece 6 il bölünmüş yolla birbirine bağlıydı ve 6,101 kilometre bölünmüş yolumuz vardı. Sadece bölünmüş yollar için 43 milyar liralık yatırım yaptık ve bugün 21,227 kilometre bölünmüş yolumuz var. 74 ili birbirine bölünmüş yollarla bağladık. Benzer gelişmeler havayollarında, denizcilikte, demiryollarında da yaşandı. Demiryollarında Türkiye yi yüksek hızlı tren ile tanıştırdık. 2003 öncesinde yılda 18 kilometre demiryolu yapılırken, son yılda yıllık ortalama 135 kilometre demiryolu yaptık. Ülkeyi yeni baştan demi ağlarla örüyoruz. Öte yandan asrın projesi olan Marmaray da sona yaklaşıldı. 29 Ekim 2013 de hizmete vereceğiz. Muhteşem bir proje Havayolunda uçuş çok pahalıydı. Herkes hayatında en az bir kere uçsun istedik. Bugün öyle bir noktaya geldi ki; artık Anadolu insanı seyahatlerinde havayolunu tercih eder oldu. Uçaklar her yerden dolu gidip geliyor. 2003 yılında aldığımız bir kararla Türkiye de sivil havacılığımızı serbestleştirerek iç ve dış hatlarda tarifeli sefer yapmanın önündeki engelleri kaldırdık. Ankara-İzmir- İstanbul üçgenine sıkışan uçuşları yurt geneline yaydık. 9 yılda, 15 milyon vatandaşımız uçakla tanıştı. Denizliğimizin kat ettiği mesafe gerçekten de heyecan verici noktada. Denizcilik Türkiye nin parlayan yıldızı oldu. Denizciliğimiz artık dünyanın dikkatini çeken, ben de varım diyen bir aşamada. Son 10 yılda denizcilik sektörümüz, AB standartlarını yakaladı. Denizcilikte dünyanın lider ülkeleri arasına girdik Elbette, 2023 yılı Cumhuriyetimizin 100. Yılı ve çok önemli hedeflerimiz var. 2023 vizyonumuz; ülkemizin rekabet gücüne ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı veren; güvenli, ekonomik, konforlu, hızlı ve çevreye duyarlı hizmetlerin sunulduğu, sürdürülebilir bir ulaştırma, denizcilik ve haberleşme sistemi kurmaktır Karayollarında 2023 yılında hedefimiz; En önemli yatırımlardan olan ve bugün itibariyle 21.227 km olan bölünmüş yol yatırımlarının 2023 yılı itibariyle 36.500 km ye çıkarılması, Bugün itibariyle 2.236 km olan otoyol uzunluğunun da 2023 yılı itibariyle 7.827 km ye çıkarılması Demiryollarında 2023 yılına kadar, Yüksek hızlı tren hattının 10.000 km ye çıkarılması, Toplamda 4000 km. yeni konvansiyonel demiryolu hattının yapılması, 8000 km hattın elektrifikasyon ve sinyalizasyonunun tamamlanmasını hedefliyoruz. Havacılık ve uzay 2023 yılı hedeflerimiz arasında, Yolcu kapasitesinin toplam 386 milyon yolcu/yıla; seyahat eden yolcu sayısının ise yıllık 350 milyona çıkartılması, Kullanıcıların herhangi bir yöne ortalama 100 kilometre mesafede veya bir saat seyahat ederek bir havaalanına erişiminin sağlanabilmesi, Türk Sivil Hava taşımacılığı filo yapısının, 200 ü bölgesel uçak olacak şekilde 750 uçaklık bir yapıya ulaştırılması, İletişim Uyduları, Gözlem Uyduları, Konumlandırma, Meteoroloji Uyduları gibi uydularımızın yerli üretiminin sağlanabilmesi amacıyla Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test Merkezi nin (UMET) faaliyete geçirilmesi gibi büyük hedeflerimiz var. Denizcilik sektörü için 2023 hedeflerimiz ise şöyle; Konteyner taşımacılığındaki liman altyapısının 32 milyon TEU kapasiteye çıkarılması, Türk limanlarında elleçlenen kabotaj yükleri oranının %2 den olan %20 ye, % 13 olan toplam kabotaj yüklerinin %30 a çıkarılması, Gemi inşa kapasitesinin 3,6 milyon DWT dan 10 milyon DWT na yükseltilmesi, Tersanelerde istihdam kapasitesinin 100 bine çıkarılması, Mevcut 15 bin olan yat bağlama ve konaklama kapasitesinin 50 bine çıkartılması. 6 7

Denizciliğin bir gelir kapısı olduğunu milletimize yeniden hatırlattık Türkiye nin deniz ulaşımı konusundaki vizyonundan bahsedebilir misiniz? 2023 yılı hedeflerinin gerçekleştirilmesinde denizcilik sektörünün rolü ve görevleri nelerdir? Binali Yıldırım: Yurt dışı bağlantılı devam eden Ro-Ro seferlerine ilave olarak 2009 yılında Mersin-Trieste, 2010 yılında Tekirdağ- Toulon, Pendik/Ambarlı-Marsilya, Samsun- Kavkaz ve 2011 yılında Mersin-İskenderiye olmak üzere 5 yeni hat açılmıştır. Uluslararası düzenli Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısında 2003 yılına göre, 2011 yılı sonunda %49 artış gerçekleşmiş oldu. Deniz taşımacılığında kullanılan yakıta, vergi muafiyeti getirmek suretiyle sektöre verdiğimiz destek gerek yolcu taşımacılığında, gerekse balıkçılığımızın gelişmesinde sıçrama etkisi oluşturdu. Yaklaşık 2.4 milyar TL ÖTV tahsil edilmeyerek sektöre önemli ölçüde destek sağlandı. Bu destek devam edecek. Bununla birlikte, ihtiyacı olan yerlere kıyı yapıları, balıkçı barınakları inşa ettik. Mevcutlarını barınılabilir hale getirdik. Bugün Akdeniz çanağında bir milyon civarında yat dolaşmaktadır. Önemli turizm potansiyeline sahip olan bu yatların bir kısmını ülkemize çekmek zorundayız. Bu bilinçle, kamu kaynağı kullanmadan, ülkemizin Akdeniz Çanağı ndaki yat turizminden hak ettiği payı alması için projeler geliştirdik ve yat limanları inşa ettik. Bu amacımıza hizmet verecek olan Mersin Yat Limanı, Avrupa nın en büyük Yat Limanı olma özelliğine sahip. Kruvaziyer hizmet ücretlerinde yüzde 50 oranında bir indirim yaptık. İzmir de kruvaziyer limanı yapıyoruz. Türkiye kruvaziyer turizm ve yat turizmi cenneti olacak. Artık denizlerimizi sadece manzara izlemek için sahiline gidilen veya kenarında oturup çay veya mangal keyfi yapılan, sıcaklarda yüzülen bir yer olmaktan çıkardık. Denizciliğin bir gelir kapısı olduğu, stratejik olduğunu, öyle ki, yeraltı zenginlikleri kadar, petrol kadar hatta çok daha fazla stratejik öneme sahip olduğunu milletimize yeniden hatırlattık. Türkiye yeniden denizcilik sektörünü geliştiriyor, denizden ekmeğini çıkarmaya başlıyor. Herkes Gider Mersin e İzmir kurvaziyer turizminde yüzde 87 büyüme gösterdi. Limanda üç kat gibi bir büyüme hedefiniz var. Ayrıca İzmir in Expo 2020 yi almak için çalışmaları da devam ediyor. Mersin de İzmir gibi Türkiye nin gelecek konseptine önem arz eden bir kent. 2013 Akdeniz Oyunları na ev sahipliği yapacak. İzmir e benzer şekilde hızla büyüyen bir limana, kruvaziyer turizmi potansiyeline sahip. Akdeniz Sahil Yolu, Çukurova Bölgesel Havalimanı gibi yatırımların da gerçekleştirilmesi bekleniyor. Bu açıdan bakınca Mersin i de İzmir deki gibi bir atılımın beklediğini söyleyebilir miyiz? Mersin in gelişme potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Binali Yıldırım: Mersin e özgü güzel bir söz vardır. Herkes gider Mersin e, sen gidersin tersine diye. Keşke öyle olsaydı. Keşke bizden önceki siyasetçiler de tersine gitmeseydiler de Mersin e gelseydiler. Anlaşılıyor ki yıllarca tersine gidilmiş. Ama son 10 yıldır biz sürekli Mersin e geliyoruz. Mersin e çok büyük yatırımlar yapıyoruz. 79 yılda Mersin e yapılan 280 kilometrelik bölünmüş yola 10 yılda 158 kilometre ekledik. Yine dağları delerek ve tüneller açarak 2014 yılı sonunda Akdeniz Sahil Yolu nu tamamlayacağız. Sadece Çukurova Bölgesi nin değil Türkiye nin en büyük Lojistik Merkezi ni kuruyoruz. Bakanlığımızın 2023 hedefleri arasında yer alan 30 milyon kapasiteli iki havaalanından birisi olmasını planladığımız Çukurova Havalimanı ilk aşamada 15 milyon yolcuya hizmet verecek. Kapasitesi daha sonra 30 milyona çıkarılacak. Bu saydığımız projelerin bir kısmı hayata geçmiş, diğer kısmı ise yapım veya proje aşamasındalar. Bunlar tamamlandığında Mersin in gelişme potansiyeli en az 10 kat hızlanır. Mersin, 2013 Akdeniz Oyunları na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu Mersin için hatta Türkiye için güzel bir fırsat. Ben inanıyorum ki, Mersin bu organizasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirecek. Bu başarı 2016 Antalya Botanik Expo ya ve 2020 İzmir Expo ya hem ilham kaynağı hem de iyi bir referans olacak. Ayrıca Mersin in dünya çapında tanınmasına, bir marka şehir olması yolunda da önemli bir adım atmış olacak. Mersin i ziyaretiniz sırasında kentimizde kurulacak Deniz Gemi Trafik Kontrol Sistemi ve Konteyner Limanı projelerinden söz etmiştiniz. Bu projelere ilişkin çalışmaların ne aşamada olduğu konusunda bilgi verir misiniz? Binali Yıldırım: Mersin bölgesinde yedi adet çelik kulenin altyapı sözleşmesi 26/01/2010 tarihinde imzalanmıştı. Kulelerin inşaatı tamamlandı. Mersin çelik kulelerin geçici kabulü yapılmış olup kesin kabulü Haziran 2012 ayı içerisinde yapılacak. Mersin GTHM (1 ad. GTHM ve 1 ad. Beton kule) altyapı sözleşmesi 02.02.2012 tarihinde ELAY İNŞ.LTD.ŞTİ. ile 6.784.000 TL. bedelle imzalandı. İşin bitim tarihi 27.12.2012 olarak planlanıyor. Böylece alt yapı işleri bitmiş olacak. 2013 yılı içerisinde de elektronik sinyalizasyon işleri tamamlanarak hizmete verilecek. Biz yapamayacağımız, olmayacak, imkansız işleri yapacağız diye söz vermeyiz. Bir şeyin yapılacağı yönünde bir söz verdiysek de o sözümüzü mutlaka yerine getiririz. Mersin Konteyner Limanı nı yapacağız diye söz verdik ve yapılıyor. Mersin Konteyner Limanı nın 1 milyon 300 bin TEU olan kapasitesi, 12 milyon TEU ya çıkarılacak. Çünkü konteyner aktarma merkezi (Hubport ) olarak hizmet vermesi ve Orta Asya ve Ortadoğu ya yönelik gelecekteki talebi karşılayabilecek şekilde planlıyoruz. Mersin i bir an için yok sayarsanız, Ortadoğu daki ticaret akışı zayıflar İlk ikisini İzmir Ticaret Odası nın düzenlediği Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi nin üçüncüsü bu yıl Mersin Deniz Ticaret Odası ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde kentimizde gerçekleştirilecek. Kongreye ve kongrenin Mersin e katkılarına ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir? Binali Yıldırım: Mersin, sahil kentimiz, liman kentimiz. Ülkemizin 2. büyük limanı da burada. Mersin Limanı Doğu Akdeniz in en önemli limanlarından biri Ortadoğu da ticaretin nabzı bu limanda atıyor. O kadar önemli ki; Mersin i bir an için yok sayarsanız Ortadoğu daki ticaret akışı zayıflar. Mersin in coğrafi konumunu, bütün ulaşım modlarını etkin kullanması Mersin i İç Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri nin ithalat-ihracat kapısı yapmasının yanında, Ortadoğu ve Karadeniz in de transit merkezi haline getiriyor. Mersin e sahil kenti, liman kenti diyoruz ancak sadece bunlar Mersin e yetmez. Bu nedenle geleceğin Mersin ini, geleceğin Türkiye sini planlıyoruz. Mersin Yat Limanı Avrupa nın en büyük yat limanı konumunda Öte yandan Çukurova Bölgesel Havalimanı nı yapıyoruz, bölünmüş yollar yapmaya devam ediyoruz. Çünkü Mersin turizm ve ticaret kenti. Bu nedenle de yapılacak olan kongrenin Mersin e önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Son olarak bir deniz şehri olan Mersin ve Mersinliler için neler söylemek istersiniz? Binali Yıldırım: Mersin, karayollarıyla, demiryollarıyla, turizm merkezleriyle, havaalanıyla, limanlarıyla ve gerçekleştirilecek olan diğer yatırımlarla birlikte Doğu Akdeniz in parlayan yıldızı haline geliyor. Mersinlilerin bu yapılan hizmetleri çok daha önceden almaları gerekiyordu. Ancak, ihmal edildi, yapılmadı ve Mersinli hemşerilerime güzel hizmetleri getirmek bize nasip oldu. Mersin bundan böyle deniz, turizm ve ticaret şehri olduğunu daha iyi anlayacak. Çünkü Mersin in gelişmesi için gerekli olan hizmetleri Mersin e getirdik, daha da getirmeye devam edeceğiz. 8 9

Bakan Saner: Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi bizim için iyi bir fırsat Bir dizi temas ve incelemelerde bulunmak üzere Mersin e gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı H. Ersan Saner ile Limanlar Dairesi Müdürü Serdar Canaltay, Bayındırlık ve Ulaştırma Müsteşarı Suat Yeldener ve KKTC Liman İşçileri Armatör ve Acenteler Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir heyet, 16 Mayıs Çarşamba günü Mersin Deniz Ticaret Odası nı ziyaret etti. Heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren MDTO Yönetim Kurulu Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu, KKTC yi kardeş ülke, temsilcilerini ise MDTO nun bir parçası gibi gördüklerini ve her konuda yardıma hazır olduklarını ifade etti. KKTC deki limanların yapılandırılma çalışmaları için incelemelerde bulunmak üzere Mersin de bulunduklarını anlatan Bakan Saner ise Mersin in, KKTC nin dış dünyaya açılan kapısı olduğunu, bu nedenle Mersin i çok önemsediklerini dile getirdi. MDTO ile MTSO işbirliğinde Mersin de düzenlenecek olan III. Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi nin önemine de değinen Saner Bu kongreyi KKTC nin ekonomik ve ticari ilişkilerini geliştirmek adına iyi bir fırsat olarak görüyoruz dedi. Bakan Saner ayrıca Magosa Limanı nın kruvaziyer turizme uygun hale getirilmesini istediklerini de belirtti. 10 11

Dünyanın Deniz Yolları Akdeniz de Kesişiyor 7-9 Nisan 2012 tarihlerinde Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) işbirliğinde Mersin de düzenlenecek olan III. Uluslararası Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi ne ilişkin bilgilendirme toplantısı 30 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası nda düzenlenen toplantıya MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat, MTSO Meclis Başkanı Faik Burakgazi, MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli, Genel Sekreter Yardımcıları Kpt. Halil Delibaş ve Kpt. Mesut Öztürk katıldı. Toplantıda konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin in adını uluslararası arenada duyurabilmek için, dış bağlantılı, bölgesel etkinlikler düzenlemek gerektiğini belirterek Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Kongresi ile Akdeniz havzasını kapsayan uluslararası boyutta önemli bir etkinliğe imza atıldığını söyledi. Aşut Böyle bir etkinliği, sürekli dirsek temasımız olan MDTO ile gerçekleştirmekten mutluyuz ifadelerini kullandı. Kongrenin en önemli özelliğinin Ekonomi Bakanlığı himayesinde gerçekleşmesi olduğunu vurgulayan Aşut, kongreye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Mısır Ulaştırma Bakanı Dr. Gala Mostafa Said ve KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner inde katılacağını sözlerine ekledi. Aşut, kongrenin hedeflerini Mersin de kruvaziyer turizmini başlatmak, Doğu Akdeniz de bir Kruvaziyer Limanlar Birliği oluşturmak ve Mersin in stratejik önemini katılımcılara daha etkin anlatabilmek olarak açıkladı. MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat ise, kongrenin tarihçesi ile ilgili bilgiler verdi. Atat, Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri ne ithaf edilen bir sempozyum düzenleme fikrinin ilk olarak 2007 yılında İzmir Ticaret Odası tarafından ortaya konduğunu, bu kapsamda İZTO ev sahipliğinde İzmir de I. Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Sempozyumu düzenlendiğini söyledi. Sempozyumun kongreye dönüştürülmesi kararının ardından 14-15 Ekim 2010 tarihlerinde de II. Uluslararası Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri: Geçmiş ve Gelecek Kongresi nin gerçekleştirildiğini belirten Atat, 2010 yılındaki kongrede, 2012 yılındaki kongreye Mersin in ev sahipliği yapması kararının alındığını kaydetti. Dünyanın Deniz Yolları Akdeniz de Kesişiyor sloganı ile kamuoyuna duyurulan Kongre de Akdeniz de Kruvaziyer Turizmi: Yeni Destinasyonlar, Akdeniz de Yat Turizmi, Akdeniz in Ticaret Yolları ve Lojistik Potansiyeli konulu oturumların yanı sıra ikili görüşmelerin de gerçekleştirileceğini anlatan Jozef Atat, Kongre nin ilk günü Mersin Üniversitesi ile Arap Bilim Teknoloji ve Deniz Taşımacılığı Akademisi arasında iyi niyet protokolü, Mersin Deniz Ticaret Odası ile İskenderiye Deniz Ticaret Odası arasında da işbirliği protokolü imzalanacağı bilgisini verdi. Atat sözlerine şöyle devam etti: Kongrenin ilk oturumunda, sektörün devleri arasında sayılan Costa ve MSC firmalarının temsilcileri, Akdeniz in önemli limanlarından biri olan Dubrovnik Limanı nın Genel Müdürü Kristijan Pavic, Tura Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Erkunt Öner ve Mersin Vali Yardımcısı M. Suphi Olcay ın katılımıyla Akdeniz de Kruvaziyer Turizmi ve Alternatif Destinasyonlar konuları tartışılacaktır. Akdeniz de Yat turizminin değerlendirileceği ikinci oturumda yine denizcilik sektörünün önemli isimleri ağırlanacak. Akdeniz ve Türkiye deki marinalar; ICOMIA (Uluslararası Deniz Endüstrileri Birlikleri Konseyi) Başkan Yardımcısı Yavuz Sipahi ve Deniz Turizmi Birliği Derneği Eski Genel Sekreteri Artun Çağlayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilcisi tarafından değerlendirilecektir. Kongrenin ikinci günü gerçekleşecek oturumda Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bülent Uğur Ecevit in 2023 İhracat Stratejisi Çerçevesinde Lojistik konulu bir sunumu yer alacak. Ardından Akdeniz in limanları, ticaret yolları ve lojistik potansiyeli PSA Bölge Temsilcisi David Yang, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Mısır Odalar Federasyonu Genel Sekreteri Alaa Ezz tarafından değerlendirilecektir. 12 13

Fatih Yılmaz Gemi İnşa Mühendisi Teknolojik Açıdan Türk Tersaneleri 1) Tersanelerin Tarihsel ve Teknolojik Seviyeye Göre Sınıflandırılması: Üretim teknolojileri, üretim yönetimi modelleri, üretim/imalat modelleri, tersane yerleşim modelleri, organizasyon yapısı, bilgi iletişim teknolojileri imkânları, tersane alt yapıları gibi birçok kritere göre tersaneler, teknolojik açıdan beş ana sınıflandırma ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde tanımlanabilir. Birinci Nesil Tersane: Hava koşullarına açık kızak, havuz veya buna benzer bir alanda tek parça şekilde üretimin yapıldığı ilk tersane yapılanmasıdır. Birçok kızak, havuz ve benzeri alan bulunmakta ve çok sayıda iş gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Tekne, indirme sonrasında rıhtıma çekilerek donatımı tamamlanmaktadır. Tersane alanı içinde donatım ve çelik inşa alanları, binaları birbirinden uzaktır ve aralarında iletişim ve bilgi alış verişi bulunmamaktadır. Genel olarak 1960 ların başlarında bu teknoloji seviyesindeki tersaneler gemi inşaatında dönemin ileri ülkelerinde görülmektedir. Taşıma olanaklarının örneğin vinç kapasitelerinin kısıtlı olduğu ve mekanizasyonun olmadığı bir teknolojik alt yapı bulunmaktadır. İşletme yönetim sistemleri çok basit ve el yordamı ile gerçekleştirilmiştir. Günümüz koşullarında bu tür bir teknolojik seviyede tersane bulunmamaktadır. İkinci Nesil Tersane: Üretimde teknolojik seviyenin artması ile birlikte tersanelerde özellikle yeni gemi inşaatında üretim metodu olarak birimler ve bloklar kullanılmaya başlanmıştır. Kayda değer bir değişiklik kızak, havuz ve benzeri alanların sayısının iki veya üç ile sınırlanmış olması ve montaj işlerinin büyük imalathaneler gibi kapalı alanlarda, binalarda yapılmaya başlanmasıdır. Donatım işlerine bakıldığında ise bu teknolojik seviyedeki tersanelerde hala donatımın büyük kısmı indirme sonrası yapılmakta sadece çok küçük bir miktar donatım işi indirme öncesi yapılabilmektedir. Tersane alanı içinde donatım ve çelik inşa alanları, binaları hala birbirinden uzaktır fakat artık donatım rıhtımının yanına doğru konumlandırılmışlardır. Bu teknolojik seviyedeki tersaneler 1960 ların sonunda ve 1970 lerin başında dönemin lider gemi inşaatı ülkelerinde modernizasyon çalışmaları ile yayılmıştır. İşletme yönetiminde bilgisayar hesaplamalarının ilk basit uygulamalarının gerçekleştirildiği teknolojik seviyedir. İkinci nesil tersanelerin, birinci nesil tersanelerden daha iyi olduğu aşikârdır. Fakat şu an var olan dünya gemi inşaatı endüstrisinin normlarından oldukça aşağıda bir seviyedir. Üçüncü Nesil Tersane: Üçüncü nesil tersanelerde, tersane alanı içinde hala donatım ve çelik inşa alanları birbirlerinden ayrıdır. Çelik blokların birleştirilmesinde mekanizasyon önem kazanmıştır. Özellikle geminin vasat bölgesinde ya da diğer tanımlama ile paralel gövdede veya geminin nispeten düz bloklarında üretim hatlarının ilk uygulamaları başlamıştır. Bu atılım ile çelik montajda üretim hızı arttırılmıştır. Blokların fiziksel büyüklüğü bir önceki nesle göre artmıştır. Blok inşa süresi bir önceki nesle göre daha düşüktür ve blok inşa üretim merkezleri ya da alanlarının sayısı daha azdır. İndirme öncesi donatım iş miktarı artmıştır ve kayda değer bir gelişmede bloklarda teçhiz işlemlerinin ilk uygulamalarının yapılabilir olmasıdır. 1970 lerin sonları en iyi üçüncü nesil tersane uygulamalarının olduğu dönemdir. Amerika Birleşik Devleti nde, Avrupa da, Güney Kore de ve Japonya da yeniden yapılandırma sonucunda gelişmiş yapıdır. Mekanizasyon tersanenin anahtar rekabet unsuru olmuştur. Tasarım ve en önemlisi üretim başta olmak üzere tüm alanlarda bilgisayar kullanım oranı yüksektir. Dördüncü Nesil Tersane: Dördüncü nesil tersanelerde temel olarak çelik ve donatım inşa alanları birbirinden ayrıdır. Çelik montaj otomasyona geçmiş ve birçok üretim hattı kurulmuş ve tek çatı altında birleştirilerek bir fabrika görünümü verilmiştir. Bloklar fiziksel olarak daha da büyümüştür ve indirme öncesi donatım iş miktarı kayda değer bir oranda artmıştır. Donatımda modüler yaklaşım önem kazanmıştır. Üretim çevrim süresi düşürülmüştür. 1980 lerde özellikle en ileri teknolojinin tersanelerde kullanılması hevesinin artması ile birlikte geliştirilen yapılanmadır. Çevre korumaya önem verilmiş ve kızak ve havuzdan atık toplama sistemleri geliştirilmiştir. Atıkların en az oranda olmasına özen gösterilmiştir. Üretkenlik ve verim yüksektir. CAD/CAM uygulamaları ve özel işletim sistemleri ve bilgi teknolojileri uygulamaları etkin şekilde görülmektedir. Beşinci Nesil Tersane: Şu anda bilimsel çalışmaları ve araştırma geliştirmeleri devam eden yeni nesil tersanelerdir. Ürün bazlı bir yapısı olması hedeflenmektedir. Bununla beraber günümüzde verim artımı ve çevrim süresinin düşürülmesi ve dar bir ürün bandının bulunduğu ve hedeflendiği tersane yapısından tamamen ara ürünlere yönelmiş, bunların standartlaşmasının sağlandığı bir tersane yapısıdır. Teknolojik anlamda en gelişmiş tersane yapısı olacak olan bu yapı sayesinde ürün çeşitliliği sağlanabilecektir. Tüm gemi için çelik ve donatım iç geçimi sağlanması planlanmaktadır. Bu iki ana etkinlik eş zamanlı yürütülecektir. Ürün çeşitliliğinin artmasının yanında en önemli faydasının öğrenme eğrisinin üretimde düşeceğinin düşünülmesidir. 1990 ların başında sanatsal durum olarak görülmüş ve çalışmaları başlamıştır. Robotların ve otomasyonun etkin kullanımı ve işletim sistemleri ile tüm sistemlerin tam birleşimi ve örtüşüşünü öngörmüş bir düzeydir. Bu bilgilere ek olarak tersanelerde hollerin olup olmadığı, kesim atölyesinin olup olmadığı, kesim imkânları, varsa tezgâh özellikleri, kesim atölyesi taşıma yetenekleri, kesim atölyesi hurda taşıma olanakları ve araçları, panel üretim hattının bulunup bulunmadığı, varsa ekipmanları ve panel hattının yapısı, panel hattında kaynak ekipmanları ve esneklikleri, panel hattı taşıma imkânları, alt montaj ve montaj imkânları ve fiziki varlıklar, kumlama ve raspa imkânları ve fiziki varlıkları, koruma ve boya imkânları ve fiziki varlıkları, çelik donatım atölyeleri, imkanları ve fiziki varlıkları, depo imkanları ve fiziki varlıkları, yüzer veya kuru havuz ya da kızak veya diğer sistemlerin bulunduğu indirme ve inşa alanları da diğer mukayese unsurlarıdır. 2) Türk Tersanelerinin Durumu: Türkiye Tersaneler Master Planı na göre; Türk tersanelerinden bir kaç tanesi 3. nesil, geri kalanı ya 2. nesile ya da 3. nesile yakın tersanelerdir ve ülkemiz yatırımcılarının sermaye olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle, genelde yeni kurulan tersanelerin mevcut tersanelerden teknolojik olarak ileri olduğunu söylemek de mümkün değildir. 3) Genel Değerlendirme/Sonuç (Öneri): Pek çoğu ya 2. ya da 3. nesile yakın Türk tersaneleri, başta Uzak Doğu tersaneleri olmak üzere yeni nesil tersanelere göre teknolojik açıdan epey dezavantajlı durumdadır. Türkiye de mevcut tersanelerin teknolojik bakımdan en az 4. nesil seviyesine çıkarılması ve yeni tersane yatırımlarında da bu seviyenin altına düşülmemesi gerekli ve faydalıdır. Kaynakça - Bruce, G. J. ve Garrard, I. (1999), The Bussiness of Shipbuilding, Hong Kong, Lpl. - Hamid CHABANE (2004), Design of a Small Shipyard Facility Layout Optimised For Production Report and Repair, Commandement Des Forces Navales, Symposium International : Qualité et Maintenance au Service de l Entreprise QUALIMA01 - Tlemcen 2004. - National Shipbuilding Research Program (NSRP) Executive Control Board, Benchmarking of U.S. Shipyards Industry Report, January 2001. - Türkiye Tersaneler Master Planı, Denizcilik Müsteşarlığı,2007 NOT: Bu yazı denizhaber.com sitesinden alınmıştır. 14 15

Prof. Dr. Bedii CİCİK MEÜ Su Ürünleri Fakültesi Dünya ve Türkiye Denizlerindeki Balık Üretim Potansiyelini Etkileyen Faktörler Karasal ekosistemlerin önemli düzeyde bozulması ile birlikte, artan nüfusun beslenme problemi gündeme geldiğinde, denizlerin değerlendirilmeyen zenginliklerinin soruna çözüm getirebileceği söylenir. Oysaki bu söylemler denizlerin verimliliği konusundaki bilimsel verilere dayanmamaktadır. Dünya denizlerinin balık üretim potansiyeli belirlenirken, enerji piramidi ve kullanılabilir enerji kavramları dikkate alınmaktadır. Denizlerde besin zincirini fitoplankton, zooplankton, dip omurgasızları ve balıklar oluşturur. Balık üretim potansiyeli, besin zincirinin ilk basamağını oluşturan ve yukarıda belirtilen birincil üreticiler olarak da adlandırılan fitoplankton üzerinden hesaplanır. 1960 larda birincil üretimden hareket ederek dünya balık üretim potansiyelinin 1.080 milyon ton olacağı ileri sürülmüştür. Aynı yıllarda yıllık balık üretimi yaklaşık 50 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre yıllık balık üretiminin 200 milyon ton olması gerekmektedir. Balık üretiminin tamamını avlamak olanaksız olduğundan izleyen yıllarda balıkçılığın 5 kat artması beklentisinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Balık üretimi bakımından açık denizler, karasal ortamlardaki çöllere benzer. Açık 17

Fotoğraf: Tahir Özgür Fotoğraf: Tahir Özgür denizlere oranla kıyısal sular iki kat, zengin dip sularının yüzeye çıktığı bölgeler ise altı kat daha fazla balık üretim potansiyeline sahiptir. Genelde balık üretimi bakımından zengin bölgelerde, besin zincirinin kısa olduğu görülür. Örneğin dünya balık üretimindeki en zengin bölgelerden biri olan Peru açıklarında nitrat ve fosfat bakımından zengin dip sularının yüzeye çıkması birincil üreticilerin kütlesel olarak artmasına neden olmaktadır. Bölgede yoğun olarak avlanan hamsi türü, fitoplankton ve kısmen de zooplankton ile beslenmektedir. Dolayısıyla besin zinciri bir buçuk halkadan oluşmaktadır. Oysaki açık deniz balığı olan orkinos, besin zincirinin üst basamaklarında yer aldığından, beş halkadan oluşan oldukça uzun bir besin zincirine sahiptir. Bu örneklerden de kıyısal sularla açık denizler arasında, balık üretim potansiyeli bakımından farklılığın, besin zincirinden kaynaklandığı görülür. Kıyısal sularda besin zincirinin kısa olmasının diğer bir nedeni de özellikle nehir ağzı ve körfezlerdeki balık türlerinin dipteki bitki ve çürümekte olan maddelerle beslenmelerinden kaynaklanmaktadır. Genelde çürümüş organik maddeler bitkisel kökenli olduğundan, kefal gibi türler besin zincirinin ilk halkalarına yakın yerde bulunurlar. Balık üretim potansiyelini etkileyen diğer bir faktör de kullanılabilir enerji miktarıdır. Üretim potansiyeli yüksek sularda kullanılabilir enerji miktarı oldukça fazla iken, üretim bakımından fakir olan sularda oldukça azdır. Bu durum şu şekilde açıklanabilir; fitoplanktonun bol olduğu ortamlarda zooplanktonlar, fazla enerji harcamadan besinlerini sağlarken, balıkların besinini oluşturan zooplanktonların da ortamda fazla miktarda bulunması, balıkların enerjilerini yapısal gelişimlerinde kullanmalarına neden olur. Diğer taraftan üretim potansiyeli düşük olan ortamlarda, belirtilen basamaklardaki canlılar enerjilerini yapısal gelişimlerinden çok besin arama sırasında kullanacaklarından verim düşük olacaktır. Ülkemiz sularında balık üretim potasiyeli, besin zinciri ve kullanılabilir enerji bağlamında değerlendirildiğinde sonuçların iyimser olmadığı görülür. Besin zincirinin ilk halkasını oluşturan fitoplankton yoğunluğu, ortama katılan organik madde miktarına bağlıdır. Bu gün Karadeniz de tür sayısı az ancak mevcut türlerin yoğunluğu oldukça fazladır. Buna karşılık, Akdeniz de tür sayısı fazla olmasına karşın yoğunluk oldukça azdır. Bunun temelinde Karadeniz de besin zincirinin kısa, Akdeniz de ise uzun olması bulunmaktadır. Karadeniz de besin zincirinin kısalığı, bölgenin sürekli yağış alması, yağmur suları ile ortama fazla miktarda besin maddesinin katılımıdır. Besin zincirinde üretici yoğunluğunun artması diğer basamaklardaki canlıların sayısında da artışa neden olacaktır. Buna karşılık Akdeniz de yağış rejiminin düzensiz olması, birincil üreticilerin yoğunluğunu etkilemekte ve besin zincirindeki halka sayısında artışla sonuçlanmaktadır. Ülkemizde 1985 li yıllarda balık üretim potansiyeli maksimum düzeye ulaşmış, bu artışın önemli bir kısmı Karadeniz bölgesinden özellikle hamsi ve bir dereceye kadar istavritten sağlanmıştır. Bu artışın nedenleri arasında, modern araç ve gereçlerle donatılmış gırgır teknelerinin sayısındaki artış, balıkların yerinin tesbitinde kullanılan araçların geliştirilmesi, balıkçı barınaklarının yaygınlaştırılması buna bağlı olarak avcılığa çıkılan gün sayısının artması pazarlama ve değerlendirme olanaklarının artması sayılabilir. Hamsi ve istavrit gibi besin zincirinin alt basamaklarında yer alan türler yüksek potansiyele sahip iken, kılıç balığı, orkinos, palamut, lüfer gibi besin zincirinin üst basamaklarında bulunan türlerin potansiyeli oldukça sınırlıdır. Bu durum kılıç, orkinos ve palamut sayısının azalmasının nedenleri arasında yer almaktadır. İkinci dünya savaşından sonra dünyada hızla artan balık avcılığı, 1970 li yıllara kadar sürekli artmış, kısa bir duraklama süresinden sonra 90 lı yıllarda balık üretim potansiyelinin üst limitlerine ulaşılmıştır. Balık üretim potansiyelindeki bu artış genel bir artış ile ilgili olmayıp, populasyondaki dalgalanmalarla ilişkilidir. Çünkü bazı dönemlerde palamut uskumru gibi belirli türlerin tam kapasiteyle avlanması, bu artışta bunların katkısını azaltmıştır. Denizlerden orkinos gibi besin zincirinin üst basamaklarında yer alan tüketicilerden, hamsi gibi kısa besin zincirine sahip türlerden, midye, yengeç gibi omurgasızlardan besin kaynağı olarak yararlanılmaktadır. Bu protein kaynakları dünya protein tüketiminin ancak %5 ini karşılamaktadır. Avlanan balıkların büyük bir kısmı doğrudan doğruya tüketilemediği gibi bir kısmı yem üretimiyle karasal protein kaynaklarının artırılmasında kullanılmaktadır. Son zamanlarda avlama yöntemlerindeki gelişme, bilinçsiz ve gelişi güzel balıkçılık uygulamaları sonuçta aşırı avcılığa neden olmuştur. Sonuç olarak, balık popülasyonlarının etkin bir şekilde denetlenmesi, buna bağlı olarak balıkçılığın daha planlı hale getirilmesi denizlerdeki balık üretim potansiyelini belli ölçülerde arttıracaktır. Ancak belirtilen bu koşullar ne şekilde sağlanırsa sağlansın denizlerden elde edilecek protein miktarının bir üst sınırı olduğunu unutmamak gerekir. 18 19

MDTO DAN HABERLER Ekmeğini Denizden Kazan Projesi Başlıyor Mersin Deniz Ticaret Odası nın SODES kapsamında desteklenen ahşap tekne üretimine yönelik Ekmeğini Denizden Kazan adlı projesi, Mersin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Mersin Marangoz ve Mobilyacılar Odası ve MDTO Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi işbirliği ile hayata geçiyor. Projeye ilişkin basın toplantısı 4 Mayıs Cuma günü Mersin Deniz Ticaret Odası nda gerçekleştirildi. Toplantıya Mersin Vali Yardımcısı Kadir Okatan, MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli, Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş, Mersin Marangoz ve Mobilyacılar Odası Başkanı Kazım Erduvan, MDTO Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi Ercan Kara ve Mersin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Hasan Gürbüz ün yanı sıra öğretmenler ve kursiyerler de katıldı. Toplantıda konuşan MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli, 321 kilometre sahil şeridi ile denizcilik faaliyetleri açısından büyük potansiyel taşıyan Mersin de ahşap tekne imal ve çekek yeri bulunmadığını ve projeye bu nedenle ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Projenin bütçesinin 158.600 TL., hibe miktarının ise 139.450 TL olduğunu belirten Özbenli şunları söyledi: Proje kapsamında, Mersin Marangoz ve Mobilyacılar Odası tarafından seçilen 10 vasıfsız genç ile 15 düşük ücretle/kayıt dışı çalışan genç, Mersin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi nde oluşturulacak atölyede, 10 ay süresince teorik ve pratik Ahşap Tekne Üretimi Kursu görecekler. Programın sonunda yapımı tamamlanan ahşap eğitim teknesi, MDTO Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi ne hibe edilecek, böylece bu okulda eğitim gören öğrenciler de eğitim teknesinden faydalanabilecek. Mersin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Hasan Gürbüz ise, tekne imal edebilecek yetkin ara insan gücü yetiştirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak proje kapsamında 350 metrekare genişliğe 7 metre yüksekliğe sahip bir alanda eğitim atölyesi kurduklarını belirtti. Mersin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde açılacak Ahşap Tekne Üretimi Bölümü için İl İstihdam Kurulu na ve Milli Eğitim Bakanlığı na gerekli başvuruların yapıldığını kaydeden Gürbüz, bölümün açılış onayının alındığı müjdesini verdi. Eğitim teknesinin çizimlerini yapan Gemi İnşa Mühendisi Barış Şenel de basın mensuplarını teknenin özellikleri hakkında bilgilendirdi. Şenel, 9.90 metre uzunluğa sahip motor yat tipindeki ahşap eğitim teknesinin tek motorunun olacağını ve tüm donanımlarının bulunacağını ifade etti. Toplantıda yaptığı konuşmada mesleki eğitimin önemine değinen Vali Yardımcısı Kadir Okatan ise, nitelik, çalışma, azim ve gayretin genç kuşaklarda bulunması gereken özellikler olduğunu söyleyerek, Kursiyerlere, projeyi hazırlayan ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum şeklinde konuştu. 20 21

MDTO DAN HABERLER MDTO DAN HABERLER IMO Deniz Emniyet Komitesi 90.Dönem Toplantısı Gerçekleştirildi Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Ana Komitelerinden biri olan Deniz Emniyet Komitesi (MSC) 90.Dönem Toplantısı 16-25 Mayıs tarihleri arasında Londra da gerçekleştirildi. MDTO Akredistasyon Sorumlusu Konya daydı 7-9 Mayıs 2012 tarihlerinde Konya Ticaret Borsası nda TOBB 8. Dönem Oda ve Borsalar Akreditasyon Eğitimi düzenlendi. Eğitime MDTO Akreditasyon Sorumlusu Elif Öncü katıldı. Öncü, MDTO nun 2009-2013 stratejik planı ve söz konusu dönemdeki iyi uygulamalarıyla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Toplantıya Mersin Deniz Ticaret Odası olarak katılım sağlandı. MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Kapt. Mesut ÖZTÜRK Türk Delegasyonu içerisinde yer alarak toplantıya gözlemci olarak katıldı. Kapt. Öztürk toplantıyla ilgili şunları söyledi; Deniz Emniyet Komitesi 90 ncü Dönem Toplantısı (MSC 90) IMO Genel Sekreteri Sn. Kojı SEKIMIZU nun açış konuşması ile başlamıştır. Konuşmalarında, deniz haydutluğu ve yolcu gemilerinin güvenliği ile ilgili iki önemli konuya dikkat çekerek, deniz haydutları tarafından yapılan saldırılarda başarı oranlarının azaldığını, buna karşın, saldırıların toplam sayısının artmaya devam ettiğini belirtmiştir. Bunda da gemiler tarafından alınan tedbirlerin etkili olması hususuna dikkat çekilmiştir. Deniz Emniyet Komitesi Toplantısı (MSC) gündem maddelerinin görüşülmesine paralel olarak üç çalışma grubu teşkil edilerek sürdürülmüştür. Bunlar; Deniz Haydutluğu ve Silahlı Soyguna Karşı Deniz Güvenliği Çalışma Grubu, Amaç Esaslı Yeni Gemi İnşa Standartları Çalışma Grubu, Yolcu Gemileri Emniyeti Çalışma Grubu dur. Deniz korsanlığı ve silahlı soyguna karşı üç adet rehber yayınlanmıştır. Bunlar; - Yüksek riskli bölgelerde (HRA) Özel Sözleşmeli Silahlı Güvenlik Personeli Sağlayan, Özel Güvenlik Şirketlerine Yönelik Rehber, - Donatanlar, Gemi İşletmecileri, Gemi Kaptanları için Yüksek Riskli Bölgelerde(HRA) Özel Sözleşmeli Silahlı Güvenlik Personeli (PCASP)Kullanımına İlişkin Rehber, - Bayrak Devletleri için Somali Bölgesi Esas Alınarak Korsanlık/ Deniz Haydutluğunu Önlemek ve Azaltmaya Yönelik Tedbirler Hakkında Rehber dir. Konuyla ilgili olarak; Aden ve Somali bölgesindeki deniz haydutluğunun bölgede seyir yapan gemiadamları ile gemilerin seyirlerine büyük tehdit oluşturmasına rağmen, gemiadamlarının silah taşımasının uygun bulunmadığı, Özel Silahlı Güvenlik Gücü bulundurulması halinde bile gemi üzerinde karar alma, komuta ve kontrolün gemi kaptanında olması gerektiği, İstihdam edilecek olan Özel Sözleşmeli Silahlı Güvenlik Personeli sağlayacak şirketlerin deniz tecrübelerinin bulunması gerektiği, yönünde görüş birliğine varıldı. Ancak, bu uygulama kapsamında yeni kurulacak olan güvenlik şirketlerinin operasyonel geçmişleri bulunmayacağı ve yeterli referans veremeyecekleri ve serbest rekabete de aykırı olacağı nedenleri ile Çin tarafından rezervasyon konulan bu madde için, genel oturumda Türkiye dahil bir çok ülke tarafından Çin e destek verilmiştir. Amaç Esaslı Gemi İnşa Çalışma Grubunda ise, Amaç Esaslı Yeni Gemi İnşa Standartlar yerine, alternatif ve eşdeğer metotlar içeren, Güvenlik Seviyesi Yaklaşımı (SLA) üzerinde yoğunlukla durulmuş ve bir tarih belirlenmeksizin, iki veya üç yılın geçici yeni bir rehber hazırlanması için yeterli olacağı sonucuna varılarak veri toplanması, prosedürlerin belirlenmesi amacıyla haberleşme gurubunun kurulmasına karar verilmiştir. Yolcu Gemileri Emniyeti Çalışma Grubunda ise, birtakım düzenlemelerin yanı sıra esas görüşmeler Costa Concordia kazası üzerinde yoğunlaşmış, bu kazadan yola çıkılarak yolcu gemileri için ilave güvenlik tedbirleri getirilmesi yönünde görüşler olmasına rağmen, söz konusu kazayla ilgili Kaza Raporu nun İtalya tarafından henüz yayınlanmamış olması sebebiyle bunun erken olacağı sonucuna varılmıştır. 22 23

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Stadyum İle Olimpiyat Köyü nün Temeli Atıldı 2013 Akdeniz Oyunları kapsamında yapılacak stadyum ile Olimpiyat Köyü nün temel atma töreni video konferansla gerçekleştirildi. Tübitak Türkiye Birincisi Mersin den Çıktı Temel ve sosyal bilimler alanlarında çalışmalar yapmaya teşvik etmek, çalışmaları yönlendirmek ve bilimsel gelişmelere katkıda bulunmak amacıyla, TÜ- BİTAK tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve bu sene 43.sü organize edilen Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması sonuçlandı. Adana Bölge Sergisi nde birinci olan ve ilimizi Ankara finallerinde temsil eden 12 projeden bir tanesi birincilik, 4 tanesi de teşvik ödülü almaya hak kazandı. Bu kapsamda Akdeniz İhracatçı Birlikleri nde düzenlenen ödül töreninde yapılan konuşmaların ardından Türkiye genelinde coğrafya alanında 1. olan Bozyazı-Tekeli Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencileri Hümeyra Tanacı, Emine Pancar, Bu Benim Eserim proje yarışmasında Türkiye birincisi olan Barbaros İlköğretim Okulu öğrencileri Muhammet Ögeday Dikmen, Yiğithan Şahin, ödüllerini Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu nun elinden aldı. Mersin'de 2013 yılında yapılacak Akdeniz Oyunları için inşa edilen stadyumun temelini Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan attı. Temel atma töreninde AK Parti Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten, AK Parti İl Başkanı Mekin Merter Salt ve Akdeniz Oyunları Genel Koordinatörü Taha Aksoy da hazır bulundu. 25 bin kişilik stadyumun temel atma törenine video konferans ile katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Mersin Akdeniz Oyunları nı selamlıyoruz. Şu anda 25 bin kişilik stadyumun temel atma törenindeyiz ve Akdeniz Oyunları nı bu gördüğünüz statta gerçekleştireceğiz. İnşallah futbolu, atletizmi burada gerçekleştireceğiz. Ayrıca bir atletizm stadı olacak. Mersinlilere, Türkiyemize hayırlı olsun dedi. Konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan Ankara dan, Bakan Çağlayan ise Mersin den butona basarak stadyumun temelini attılar. Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Yerleşkesi içindeki 3 bin 500 kişilik Olimpiyat Köyü nün temeli ise Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu tarafından atıldı. Burada yapılan törene de video konferans ile katılan Erdoğan'ın ''hayırlı uğurlu olsun'' dileklerinin ardından Vali Güzeloğlu ile Başbakan ile birlikte butona bastı. Vali Güzeloğlu Sözün Özü Programı nın Konuğu Oldu Ali Adalıoğlu, Sun TV de yayınlanan kendisinin hazırlayıp sunduğu Sözün Özü Programı nda Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu nu konuk etti. Programda Mersin in açık hava müzesi niteliğini taşıdığını belirten Vali Güzeloğlu Mersin, Anamur dan Tarsus a kadar kaleleri ve ören yerleri ile önemli bir turizm bölgesidir. İnanç zenginliğine de sahip olan kentimiz, Eshab-ı Kehf gibi yılda en az 500 bin kişinin ziyaret ettiği çekim ve inanç merkezidir. Tarsus ilçemizde yapımı sürdürülen Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi de Türkiye nin yeni turizm merkezi olacaktır. Kazanlı da denize girecek olan turist, 2 bin metre yükseklikte Karboğazı nda kayak turizmi yapabilecek. Türkiye nin hiçbir yerinde böyle bir özellik bulunmamaktadır. dedi. Kentin, turizm açısından tanıtımının önemini vurgulayan Vali Güzeloğlu; bu konudaki çalışmaları sürdüreceklerini belirtti. Mersin de kruvaziyer turizminin gelişmesi için yapılan çalışmalara da değinen Güzeloğlu, Kurvaziyer turizminin arzuladığı zenginliklere sahibiz. Ama burada önemli olan neye sahip olduğumuzu kitlelere anlatmaktır. Bu noktada katıldığımız Berlin ve Miami de düzenlenen fuarlar sonrasında, kurvaziyer gezi programlarına Mersin i dahil etmeyi başardık. 2012 yılı içerisinde tam 11 kurvaziyer gemisi Mersin Limanı nı ziyaret edecektir dedi. 2013 Akdeniz Oyunları nın Mersin in tanıtımı ve turizmi için taşıdığı öneme de değinen Vali Güzeloğlu yalnız su sporları ile binicilik yarışlarının Organizasyon Komitesi ne verilen taahhüt mektubu kapsamında Adana da yapılacağını bunun dışında bütün sporların Mersin de gerçekleştirileceğini dile getirdi. Vali Güzeloğlu sözlerini, Tüm bunların yanında Mersin Üniversitesi (MEÜ) bünyesinde yapımı sürdürülen 4 yıldızlı otel konforundaki olimpiyat köyünün inşası sürmektedir. Bu yatırımın tamamlanması 3 bin 500 kişilik kongre altyapısının Mersin le buluşması demektir. şeklinde sürdürdü. Mersin 6. Yapı ve Emlak Fuarı Forza Fuarcılık ve Organizasyon Hizmetleri A.Ş. işbirliğinde, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği ile düzenlenen, Mersin 6. Yapı ve Emlak Fuarı nın açılışı gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, İnşaat sektörü istihdam yaratan, Türkiye nin en önemli sektörlerinden bir tanesidir. Ayrıca yapı malzemeleri sektörü bölgenin en önemli gücü durumundadır. Yapı malzemeleri üretimi olarak Türkiye birçok noktada dünya liderlerinden biridir. Türkiye, çimento sektöründe Avrupa nın ve dünyanın sayılı üreticilerinden. Seramik, cam sektöründe, plastik üretiminde, doğaltaş üretiminde lider durumda. Dolayısıyla çok önemli bir noktada bölgemiz. Yapı sektörünün en önemli lokomotifi de konut sektörüdür. Konut sektörü Mersin için çok önemli. Mersin de; kat mülkiyetinde Belçika, Almanya, Hollanda ve Rusya ülkeleri başı çekmekte. Avrupa ülkelerinin yazlık alımları konusunda iklimi ve turizm potansiyeli ile yoğunlaştığı bir şehir. Şehrimizin oldukça konforlu ve kolay yaşanabilen bir kent olması, mesafelerde farklı eğlence alternatiflerini bir arada sunabiliyor olması, yayla ve deniz turizmini birlikte sunabilmesi, yoğun kent yaşamından çok kolay ve kısa sürede uzaklaşmanın mümkün olması, yapı ve emlak sektörüne de ilgiyi artırmaktadır dedi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Kemal Sığırcıkoğlu, İl Emniyet Müdürü Arif Öksüz, Sahil Güvenlik Komutanı Kurmay Albay Rahim Conguroğlu, Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Faik Burakgazi, Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mersin Konsolosu Zalihe Erden ile birlikte Mersin 6 ncı Yapı ve Emlak Fuarı nın açılış kurdelesini keserek, stantları gezdi. 24 25

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Bakan Çağlayan Yeni Teşvik Sistemi ni Anlattı Bir dizi temas ve incelemelerde bulunmak üzere ilimize gelen Mersin Milletvekili ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Mersin Hilton SA Oteli nde düzenlenen etkinlikte Yeni Teşvik Sistemi ni anlattı. Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması Sonuçlandı Usta yönetmenin anısına doğum yeri olan Mersin de bu yıl ilki düzenlenen Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması nda ödüller, 26 Mayıs Cumartesi günü Forum Mersin AVM de yapılan törenle sahiplerini buldu. 158 filmin katıldığı yarışmada birinciliği Cannes Film Festivali nde Altın Palmiye ödülünün sahibi olan Rezan Yeşilbaş ın yönettiği Sessiz filmi kazandı. MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu nun da katıldığı toplantıda konuşan Bakan Çağlayan, Yeni Teşvik Sistemi nin ülkemizin yüzde 90 ndan fazlası tarafından kabul gördüğünü ve geçtiğimiz yılın Temmuz ayında sistemin oluşturulması ile ilgili olarak 800 sivil toplum kuruluşunun görüşlerinin alındığını belirterek; İnsanlarımızın isteklerini Teşvik Sistemi ne koyduk. Sistemle birlikte Mersin, hak ettiği yere geldi. Çalışma kapsamında 3. bölge teşviklerinden yararlanacak olan Mersin, Karboğazı ve Tarsus-Kazanlı turizm yatırımlarında 5. bölge Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) ev sahipliğinde 20. Cadde Marina da gerçekleşen Doğu Akdeniz Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DASİFED) aylık olağan toplantısının açılış konuşmasını, ev sahibi dernek sıfatıyla MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akkurt yaptı. desteği alacak. Genel, bölgesel, büyük ölçekli projeler ve stratejik yatırımlar olarak 4 ayak üzerine kurulan sistem oluşturulurken, her ilin sosyal gelişmişlik endeksi çıkarıldı. Doğu illerimize yapılacak olan yatırımlarla işsiz gençlerimize istihdam sağlayacağız ve gençlerimizi terörün elinden kurtaracağız dedi. Mersin in Türkiye nin 13. büyük ihracatçı ili olduğunu ve son 9 yılda ihracatını 4 e katladığını dile getiren Çağlayan, Mersin e 13. ihracatçı ili olmayı yakıştıramıyorum. Mersin in hakkı bu değil. Daha fazla ihracat yapacak altyapıya sahip. Bunu artırmak için neler yapacağız onu konuşacağız. Adana Türkiye nin ihracatında 11. il. Geçen yıl 1.8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu gösteriyor ki; Türkiye nin ilk 15-16 sı içinde Adana ve Mersin var. Demek bizim ortak yapacağımız önemli sinerjiler var dedi. Dasifed Toplantısına Mesiad Evsahipliği Yaptı Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerinde bulunan SİAD ların başkanlarının ve delege üyelerinin oluşturduğu yaklaşık 50 kişi ile yapılan toplantıda DASİFED Olağan Genel Kurulu nun 14 Temmuz Cumartesi günü saat 10.00 da Adana da gerçekleştirileceği kararı alınırken, TÜRKONFED ve TÜSİAD tarafından alınan karar gereği Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş ın ayrı bir federasyon oluşturması, Adana ve Mersin in ise yeni oluşturulacak federasyon ile yoluna devam etmesi kararı gündeme getirildi. Söz konusu karar gereği bölgede yeni kurulacak olan federasyonun ismi Çukurova Sanayicileri ve İşadamları Derneği Federasyonu olarak belirlendi. Yeni Teşvik Sistemi ile ilgili olarak, illerin, başarılı olduğu sektörlerde teşvikten yararlanmasının gerekliliği üzerinde durularak, teşvik desteklemelerinde bu konunun göz önünde bulundurulması hakkında görüş birliğine varıldı. Adana ve Mersin in kalkınması için ortak hareket etme kararının alındığı toplantıda, 2013 Akdeniz Oyunları nın birkaç dalının Adana da yapılması kararının kamuoyunda tartışma yarattığı anımsatılarak, iki kentin geleceğinin ortak olduğu ve bu geleceğe birlikte yürüme konusunda görüş birliği sağlandı. Forum Mersin AVM, MEÜ İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü ve Penguen Prodüksiyon nun işbirliğiyle düzenlenen Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması nın ödül töreni, yönetmenin adının verildiği meydanda gerçekleştirildi. Törenin açılışında konuşan Mersin Vali Yardımcısı Suhpi Olcay, usta yönetmen Atıf Yılmaz ı anarak, yarışmanın önemine değindi. Olcay, bir kentin büyümesi için altyapı çalışmalarının yanı sıra kültür-sanat faaliyetlerine de önem vermenin kente aidiyet duygusunun oluşması açısından önemli olduğunu belirtti. Mersin Zenginlikte 8.Sırada Türkiye nin en zengin illeri sıralamasında Mersin 8. sırada yer aldığı açıklandı. Yatırım Danışmanlık Merkezi (YDM), şehirlerdeki tahakkuk eden vergilerin yanı sıra Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Uluslararası Para Fonu nun (IMF) verilerinden yola çıkarak milli gelir tespiti yapıp, Türkiye nin en zengin illeri sıralaması yaptı. Mersin, kişi başına düşen 18 bin 94 TL gelir ile sıralamada 8. sırada yer aldı. Listenin en tepesinde Bolu bulunurken, Bolu da kişi başına düşen milli gelirin 88 bin 778 TL olarak hesaplandığı belirtildi. Listede Kocaeli 63 bin 364 TL ile ikinci sırada yer alırken, Yalova nın 33 bin 933 TL gelirle üçüncü sırada olduğu kaydedildi. Listenin son üç sırasında ise, 2 bin 424 TL ile Iğdır, 2 bin 283 TL ile Bartın, 508 TL ile de Şırnak yer alıyor. Mersin in 8. sırada yer aldığı en zenginler listesinde Adana, 13 bin 431 TL ile 27. sırada yer bulabildi. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Yetim ise Mersin in önemli değerlerinden birini, Atıf Yılmaz ı sinemayı geliştirerek anıyoruz diyerek yarışmanın geleneksel hale gelmesinin önemini vurguladı. Organizasyonun ev sahipliğini yapan Forum Mersin AVM PR Şefi Murat Telli de Mersin in değerlerini ön plana çıkarmak için çalıştıklarını bu anlamda Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması nın da büyük önem taşıdığını ifade etti. Yapımcı-yönetmen Leyla Özalp ise kendisi gibi pek çok sinemacının hocası olan Atıf Yılmaz ın doğduğu şehirde bir kısa film yarışmasıyla anılmasının onun öğretici kişiliğine çok uygun olduğunu belirterek etkinliğin önümüzdeki yıllarda da devam etmesini umduğunu söyledi. Oyuncu Deniz Türkali, MEÜ İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Senem Duruel Erkılıç, yapımcı-yönetmen Leyla Özalp, yapımcı-yönetmen Ezel Akay ve Radikal Gazetesi yazarı Erkan Aktuğ tarafından yapılan değerlendirme sonucunda yönetmen Rezan Yeşilbaş ın Sessiz adlı filmi birincilik, Erman Zambak ın O An filmi ikincilik, Abdurrahman Öner in Buhar filmi ise üçüncülük ödülüne layık bulundu. Forum Mersin AVM özel ödülü 1-2-3 adlı filmiyle yönetmen Nazlı Deniz Güler in olurken 1982 filminin yönetmeni Yıldıray Yıldırım ise Atıf Yılmaz Kısa Film Yarışması nda Facebook üzerinden yapılan oylama sonucu belirlenen Facebook Özel Ödülü nün sahibi oldu. Yarışmada yönetmen Can Eren ve Kerem Keskin de Jüri Özel Ödülü nü aldı. 26 27

KISA KENT HABERLERİ MEÜ Denizcilik ve Su Sporları Etkinlikleri Mersin Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu 4 Mayıs Cuma günü Denizcilik ve Su Sporları Etkinlikleri düzenledi. Tece Kampusu nda gerçekleştirilen etkinliklerde denizcilik sektörü ilgililerinin bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştıkları konferansların yanı sıra çeşitli yarışmalar, sportif aktiviteler ve konserler de düzenlendi. Etkinlikler kapsamında Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Kpt. Halil Delibaş, Oda faaliyetlerine ilişkin bilgiler sunarken, Mersin Marina İşletme Müdürü Cengiz İnan da Mersin Marina Faaliyetleri Tanıtımı ve İstihdam Olanakları konulu bir konferans verdi. Etkinlik programında Mersin Uluslararası Liman İşletmesi İnsan Kaynakları Müdürü Hüseyin Yılmaz ın Denizcilik Sektöründe İnsan Kaynakları konulu konuşmasının yanı sıra KTT Konteyner Taşımacılık A.Ş.'den Süleyman Sor ve Semira Balıker Forwarder İşletmeleri ve Faaliyet Alanları konulu konferansı da yer aldı. Denizcilik ve Su Sporları Etkinlikleri nin öğleden sonraki bölümünde bir de yangın tatbikatı gerçekleştirildi. Öğrencilerin kapalı ortamdaki yangınlara karşı fiziksel ve psikolojik olarak alıştırılması amacıyla düzenlenen yangın tatbikatında; öğrenciler dumanla kaplı gemi içindeki kapalı bir bölmedeki yangına, yangın korumalı giysileri ve oksijen tüpleriyle girerek müdahale ettiler. Yangın konteynerinde, duman similatörü ile dumanlı ortam sağlanarak yapılan tatbikatta, ayrıca, A tipi denilen katı madde yangınlarına ve B tipi denilen akaryakıt yangınlarına müdahale yöntemleri uygulamalı olarak yapıldı. MDOB da Aşk-ı Memnu Operası Coşkusu 39. Uluslararası Silifke Kültür Haftası 20-26 Mayıs tarihleri arasında kutlanan ve bu yıl Tahta Kaşık Yılı sloganıyla 39 ncusu gerçekleştirilen Uluslararası Silifke Kültür Haftası coşkuyla kutlandı. Halit Ziya Uşaklıgil in ünlü romanından esinlenerek; şair Tarık Günersel tarafından operaya uyarlanan Aşk-ı Memnu, Figen Kocakaya rejisiyle Mersinli sanatseverlerle buluştu. Uluslararası Kültür Haftası etkinlikleri Mersin'in Silifke ilçesinde görkemli bir törenle başladı. Etkinliğin açılış kurdelesi, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Silifke Kaymakamı Fatih Damatlar, Silifke Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel ve bölge milletvekilleri tarafından kesildi. Silifke Kaymakamı Fatih Damatlar ve Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel in ev sahipliğini yaptığı festivale Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, MHP Mersin Milletvekili Ali Öz, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Garnizon Komutanı Binbaşı İbrahim Alan, Merkez Karakol Komutanı Yüzbaşı Hakan Sayılan, Emniyet Müdürü Volkan İmişçi, daire müdürleri, çevre il, ilçe ve beldelerden gelen konuklar da katıldı. İlk gün konuşmaların sonrasında Vali Güzeloğlu tarafından Silifke Kültür Haftası Yaş Kütüğü ne 39 ncu yıl brövesi çakılırken; İlçe Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel, Vali Güzeloğlu na plaket ve çomça olarak tabir edilen tahta kaşık takdim etti. Kültür Haftası nın açılış kurdelesinin kesilmesinden sonra ilçeye ait folklorik gösteriler sunuldu. Yakutistan, Ukrayna, Kosova, Osetya, Kazakistan, Karadağ, Bulgaristan ve İzmir Bergama dan gelen halk oyunları ekiplerinin sunduğu gösteriler büyük ilgi topladı. Daha sonra ilçeye bağlı belde belediyeleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından Göksu Nehri boyunca kurulan stantlar ile çadırları ziyaret edildi. Festival ünlü sanatçıların birbirinden güzel konserleri ve çeşitli halk oyunları gruplarının gösterileri ile 6 gün boyunca devam etti. Selman Ada nın eşsiz müzik ve aryalarıyla bir başyapıt niteliği taşıyan ve librettosunu Tarık Günersel in yazdığı Aşk-ı Memnu operasının orkestra şefliğini, eserin bestecisi Ada nın yanı sıra Caner Ruhselman ve Aytuğ Ülgen dönüşümlü olarak yaptı. İzleyenlere tam bir seyir zevki yaşatan opera, sanatseverlerden tam not alarak dakikalarca alkışlandı. 28 29

DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ Yeni Sismik Araştırma Gemisi Yolda Petrol ve doğalgaz aramalarında kullanılacak yerli üretim sismik araştırma gemisi için imzalar atıldı. Koca Piri Reis gemisinin yerini alacak olan gemi Tuzla tersanelerinde yapılacak ve 100 milyon Euro ya mal olacak. Geminin yapılmasına ilişkin sözleşme, MTA, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve yüklenici firma arasında imzalandı. Savunma Sanayi Müsteşarlığı nda gerçekleştirilen törende konuşan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Mavi vatanımızın üstü bizim, hava sahası bizim, ama altı da bizim. Sismik araştırma gemisi ile mavi vatanın altında neler var, onu göreceğiz, bileceğiz dedi. Bugüne kadar aramalar için dışardan hizmet alındığını ve kiralık gemiler kullanıldığını hatırlatan Yılmaz, İlk defa bu alanda da Türkiye kendi kendine yeterli hale gelecek. Tabii ki Piri Reis in hakkını teslim etmemiz lazım ama bu geminin şu anda iki boyutlu ve üç boyutlu sismik arama yapamayacağı bir alan yok diye konuştu. ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi nin de destek verdiği proje 30 ayda tamamlanacak. (Vira Haber) Gazimağusa Yüzünü Denize Dönüyor KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, Gazimağusa Limanı ndaki çalışmaları değerlendirdi. Saner, 5-6 aylık bir çalışma sonucu oluşan projenin ardından 27 Nisan da duvarın yıkım işlemlerinin başladığını söyledi. Bakanlık olarak hazırlanan projeyle yıkılan duvarların yerine modern demir korkuluklar ile aydınlatma yapılacağını kaydeden Saner, bunun için ihaleye çıkıldığını ve 150 metre uzunluğundaki demir korkulukları kapsayan ihalenin 90 bin TL ye mal olacağını söyledi. 80 günlük ihalenin ardından 23 Temmuz da ihalenin sonuçlanacağını anlatan Bakan Saner, serbest limanlarla ilgili çalışmaların, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı değil, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı na bağlı olduğunu vurguladı. Gazimağusa Limanı ndaki duvarın 1952 de yapıldığını ve 60 yıllık duvarın yıkım işlemlerinin devam ettiğini ifade eden Saner, duvarın yıkılması ile denizin önünün açılacağını, bundan böyle Gazimağusa kentinin yüzünü denize döneceğini kaydetti. Dünyanın en önemli ve ilk liman kentlerinden biri olan Gazimağusa nın özellikle bu bölgesinde, liman ile halkın buluşması için büyük bir imkân yaratıldığını da belirten Saner, bunun gibi birçok projenin gelişmesi için çalışmalar yapılacağını söyledi. Limandaki çalışmaların bundan ibaret olmadığını da anlatan Saner, özellikle konteyner taşımacılığı için yeni limanda kullanılan alanın geçen yıl asfaltlandığını, eski limanda da yeniden düzenlemeler için çalışmaların devam ettiğini dile getirdi. Bundan sonra atılacak adımlar için ilgili çevreler ve sivil toplum örgütleri ile diyalog içinde olacaklarını söyleyen Saner, çalışmaların süreceğini sözlerine ekledi. (Haber KKTC) Türk Deniz Kuvvetleri'nden Yeni Proje Türk Deniz Kuvvetleri, 59 yıl önce 81 mürettebatıyla batan Dumlupınar denizaltısı benzeri bir facianın bir daha yaşanmaması için MOSHIP (Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi) projesini başlattı. İnşasına Tuzla'da başlanan gemi, 3 yıl sonra teslim edilecek. MOSHIP, 600 metre derinliğe kadar çalışma kapasitesine sahip olacak. Hareket yeteneğini kaybetmiş olan denizaltıları veya denize düşen uçak enkazlarını, 'İskandil' ve 'Sonar' denilen cihazlarıyla tespit edebilecek olan gemi, sağ kalan mürettebat ve yolculara, otomobil büyüklüğündeki robotlarla yiyecek ve oksijen de ulaştırabilecek. Onarılabiliyorsa batığı yüzeye çıkartacak. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise robot denizaltılarıyla kazazedeleri yüzeye taşıyacak. Dünyada denizaltı kurtarma faaliyetlerinde kullanılmakta olan en donanımlı 5 gemiden de daha üstün teknolojik yeteneklere sahip olan MOSHIP, dizel elektrik itici sistemine ve 6 pervaneye sahip. 28 Ekim'de ihalesi yapılan ve İstanbul Tersanesi'nde geçtiğimiz günlerde yapımına başlanan Türkiye'nin 'gurur' projesi, dünyadaki tüm denizaltı tipleri ile uyumlu şekilde tasarlandı. İhaleyi kazanan İstanbul Denizcilik Gemi İnşa Sanayi firması, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile sözleşme imzaladı. Geminin uzunluğu 90, genişliği 18, yüksekliği ise 20 metre olacak. Son teknolojiyle donatılan MOSHIP'te ameliyathane, oksijen odası ve helikopter pisti de bulunacak. Yaklaşık 130 personelin görev yapacağı kurtarma gemisinde yaralılara ilk müdahale yapılacak sonrasında da kazazedeler helikopterle hastanelere ulaştırılacak. MOSHIP in yaklaşık üç yıl sonra teslim edileceği belirtiliyor. Teknolojik donanım bakımından benzerlerinden çok daha fazla özelliği bulunan MOSHIP, batmış denizaltını bulana kadar üzerine gidiyor. GPS uydularından batığın yerini belirliyor ve tam üzerinde sabitliyor. En şiddetli rüzgâr, dalga ve akıntıya karşı gemi üzerindeki pervaneler otomatik olarak devreye giriyor. Normal gemilerde 2-3 pervane varken MOSHIP'te tam 6 pervane var. Bu pervaneler sadece öne - geriye değil, gemiyi sağa - sola da götürebiliyor. Bir taraftan rüzgâr ya da akıntı gelirse, diğer tarafa doğru pervane çalışıyor. Böylelikle fırtınalı havada bile, batığın tam üzerinde demir atmadan durabilmek mümkün oluyor. MOSHIP'te hem dalgıçlar için 'atmosferik' sualtı elbisesi hem de uzaktan kumandalı su altı robotu var. Bu ikisinin birden bulunduğu başka bir gemi ise yok. (Vira Haber) Ünlü Chris Craft Yeni Modellerini Paylaştı Chris Craft 138 yıllık denizciliğini, işçiliğini ve tecrübesini kullanarak tasarladığı Corsair 36 ve Launch 28 modellerinin detaylarını Miami Boat Show da deniz tutkunları ile paylaştı. Chris Craft ın Bowrider kategorisindeki en büyük üyesi Launch 32; dönüştürülebilir kıç güneşlenme alanı, geniş ve konforlu oturma grubu, kullanışlı tuvaleti ve klasik Chris Craft çizgileri ile tasarlanmış bir model. 10,44 metre genişliği ve 3.05 metre eni ile ferah bir ortam sunan Launch 32, maksimum 15 kişi kapasiteli. 2 farklı versiyonu ile yenilenen Corsair 36 nın USA versiyonu Miami Boat Show da tanıtıldı. Bu versiyonunda, kıçtaki zengin oturma grubu ve elektrikli yemek masası, teknesinde konforu arayanlar için düşünülmüş. Ön güverte hatchlerinin boydan boya uzanması, kabin ve yaşam alanını ferahlatmış. Tik döşemeler ile zenginleşmiş modelin boyu 11,63 metre ve eni 3,81 metre. Üzerinde 2x375 hp Volvo Penta motoru bulunan bu modellerin maksimum sürati ise 40 knot.(vira Haber) Arkas tan Deniz Tarihi Merkezi Müzesi Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Bornova'daki tarihi evini 'Deniz Tarihi Merkezi Müzesi' haline getirdi. Müzede, 89 gemi maketi, 126 parça gemi antikası ile deniz temalı 67 tablo bulunuyor. Deniz Tarihi Merkezi Müzesi'nin açılışı, Bornova Ege Üniversitesi Rektörlüğü karşısında bulunan Lucien Arkas'a ait tarihi evde gerçekleştirildi. Müzede sergilenen eserlerin 30 yıllık birikimi olduğunu dile getiren Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, "Birşeyi görür çok beğenirsiniz, onu çoğaltmaya çalışırsınız. Bunlar işte 30 yıl önce benim görüp çoğaltmaya çalıştığım şeyler. Sonra bunları insanlarla paylaşmak istedim. Bir de bu evimiz vardı 1850'lerden kalma. Bir taşla iki kuş vurdum. Hem evimizi İzmir'in eski evleri nasıldır diye merak edenler görebilir hem de evdeki müzeyi gezebilirler" dedi. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas da, merkez ile ilgili bilgi verdi. Denizle ilgili her konunun hayatları boyunca ilgilerini çektiğini ifade eden Arkas, "Bu evin de bizim için ayrı bir önemi ve özelliği var. Babam 30 yıl önce gemi ma- 30 31

DENİZCİLİK HABERLERİ keti biriktirmeye başladı. 400 adet geminin maketinden oluşan koleksiyonun 89 adedi burada sergileniyor. 126 parça gemi antikası, 67 adet tablo da bulunuyor. Aynı zamanda gemicilikte kullanılan malzemeler de sergileniyor. Bu koleksiyonu denizcilik mirasının yüzlerce yıllık tanıklarını somutlaştırarak hem tarihe ışık tutmak hem de denizcilik sektöründeki gelişimi göstermek adına çok önemsiyoruz" diye konuştu. Konuşmaların ardından merkezin açılışı yapıldı. Davetliler hep birlikte müzedeki eserleri inceledi. (Deniz Haber) Antalya da Deniz Kirliliği İle Müdahale Merkezi İnşa Ediliyor Türkiye nin ilk Deniz Kirliliğine Karşı Bölgesel Acil Müdahale Eğitim ve Koordinasyon Merkez binası İl Özel İdaresi nce Antalya da yapılıyor. Hedef denizlerde meydana gelebilecek kaza ya da benzer durumlarda çevre deniz ya da kıyı kirliliğine anında müdahale edebilmek. Türkiye'de, denizlerde meydana gelebilecek kaza ve sonrasında oluşabilecek çevre kirliliğine anında müdahale edilebilmesi için ülke genelinde 1 Ulusal, 6 Bölgesel Acil Müdahale Planı hazırlanırken, plan kapsamında Türkiye'nin ilk Deniz Kirliliğine Karşı Bölgesel Acil Müdahale Eğitim ve Koordinasyon Merkezi Antalya'da inşa ediliyor. Projesi, ihalesi ve kontrolü Antalya İl Özel İdaresi İmar ve İnşaat Dairesi Başkanlığı'nca hazırlanan ve Büyük Liman'da inşa edilen Deniz Kirliliğine Karşı Bölgesel Acil Müdahale Eğitim ve Koordinasyon Merkezi binası, toplam 2 bin 125 metrekare kapalı alandan oluşuyor. Bina içerisinde çalışma, idari ve toplantı odalarının yanı sıra 8 derslik, mutfak, depo, sığınak ve 20 kişi kapasiteli içerisinde tuvaleti olan 10 oda bulunuyor. 1 milyon 672 bin liraya ihale edilen bina tek katlı olarak projelendirilirken, 2013 yılının Ocak ayında tamamlanması hedefleniyor. Bina, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı Denizcilik Müsteşarlığı tarafından yaptırılıyor.(antalya İl Özel İdaresi) Yabancı Yat Sahiplerine 90 Günlük Vize Verilecek Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 Şubat 2012'de hayata geçirilen uygulamayla yat turizmine yönelik muhtemel olumsuz etkilerinin önlenmesini teminen yat turizmi amacıyla Türkiye'ye gelen yabancıların vize ve ikamet işlemleri yeniden düzenlendiğini açıkladı. 5683 Sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrası gereğince Türkiye'de 1 aydan fazla kalacak yabancıların ikamet tezkeresi almaları gerekiyor. Yasa maddesindeki 1 aylık süre yeni düzenlemeyle değiştirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, yeni düzenlemeyle yabancıların Türkiye'ye 1 aydan sonra ikamet izni almasına yönelik uygulamanın, vize veya vize muafiyet süresiyle Türkiye'deki kalış süresi, son 180 gün zarfında toplam 90 gün şeklinde olmak üzere uygulamaya konulduğu hatırlatıldı. Açıklamada, söz konusu uygulamanın, yat turizmine yönelik muhtemel olumsuz etkilerinin önlenmesini teminen yat turizmi amacıyla Türkiye'ye gelen yabancıların vize ve ikamet işlemleri yeniden düzenlendiği belirtildi. Yat turizmi amacıyla Türkiye'ye gelmek isteyen yat sahibine, eşine ve çocuklarına talepleri halinde yat sahibi olduğunu belgelemesi kaydıyla 90 gün ikamet süreli 5 yıl geçerli turistik amaçlı müteaddit giriş vizeleri dış temsilciliklerce resen verilecek. Açıklamaya göre, valiliklerce resen verilecek yat turizmi amaçlı ikamet izinlerinin ise şu şartlarda verilecek: "Yat turizmi amacıyla vizeyle veya vize muafiyetinden istifade ederek ülkemize gelen yat sahibine, eşine, çocuğuna, yat mürettebatına ve yatta görevli diğer personele, umumi hükümler çerçevesinde vize türlerine bakılmaksızın talep ettikleri süreye uygun olarak beş yıla kadar ikamet izni verilecek ve uzatılacaktır. İkamet izni işlemlerinde konaklanacak yere ait beyan edilen ev, otel, pansiyon gibi ikamet adresleri dışında yatta kalmak isteyenler için yatlar da ikamet adresi olarak kabul edilecektir. İkamet tezkeresi verilen yabancıların Türk limanları arasında ve kara sularımızda seyahatlerinde ikamet adresi değişikliklerine dair deniz turizmi tesisleri işletmesi yetkilileri vasıtasıyla yapacakları bildirimleri yeterli kabul edilecek ve işletme müdürüne uygulama tebliğ edilecek. Yat turizmi amaçlı vize talebinde bulunanlardan; geçerli pasaport, 3 adet fotoğraf, yat sahibi olduğunu gösteren belge, ikamet izni talebinde bulunanlardan; ikamet beyanname formu, pasaport, fotoğraf (ilk müracaatta 4, uzatmada 2 adet), seyir İzin belgesinin liman başkanlığından tasdikli sureti istenecek." Cenk KIRITOĞLU Öğr.Gör.-Mali Müşavir MEÜ Tarsus TMYO Muhasebe ve Vergi Bölümü Veli Metin TÜRKOĞLU Araştırmacı Yazar MEŞYAD (Mersin Şairler ve Yazarlar Der.) Mersin deki Antik Limanlar ve Düşünülmesi Gereken Projeler Antik dönemde coğrafyacı Strabon, Kilikia bölgesini, coğrafi özelliklerini dikkate alarak dağlık ve ovalık olmak üzere ikiye ayırmıştır. (Durukan,2007:s.6) Tarım arazilerinin ve yeraltı kaynaklarının zenginliği Ovalık Kilikia nın daha hızlı gelişmesini sağlamıştır. Orman ürünleri ve hayvancılığın ön plana çıktığı Dağlık Kilikia nın gelişimi bu kadar hızlı olmasa da Ovalık Kilikia nın korunması için stratejik öneme sahip olması gelişimini olumlu yönde etkilemiştir. (Durukan,2007:s.6) Kilikia bölgesinin coğrafi yapısı, kara ve deniz ticaret yollarının şekillenmesinde ve buna bağlı olarak liman kentlerinin gelişiminde de belirleyici unsur olmuştur. Mersin ili içerisindeki limanlara baktığımızda ilk çağlardan itibaren işlevselliğini sürdüren önemli limanların başında Tarsus ve Silifke nin geldiği görülmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda bu limanlarla birlikte 12 adet antik liman belirlenmiştir. (Vann,1992,s.29 40) Bu antik limanların turizme kazandırılması Mersin turizmini ve destinasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. Dolayısı ile antik limanlar Mersin turizmi için önemlidir. Birçok antik liman günümüze kadar sağlam olarak gelememiş, doğal şartlar ve afetlerden kötü şekilde yıpranmış, bazıları da tamamen yok olmuştur. Soli-Pompeiopolis teki antik liman, bu limanlar içerisinde sağlam kalabilen ender antik limanlardan birisidir. 1- Kilikya ve Antik Çağ Deniz Ticareti Kilikya kıyılarının deniz ticaretine elverişli olması bölgenin ilkçağlardan beri yerleşime açık olmasında etkili olmuştur. Gülek Geçidi Tarsus u, Sertavul Geçidi ise Silifke yi kara ve deniz ticaretinin köprüsü haline getirmiştir. (Özdemir,2007:s.105) Bölge limanları, Avrupa ticaretiyle bağlantı kurmuşlardı. Bu dönemde bölgenin ticari ürünleri pamuk, yün, keçi kılı, demir, kereste, buğday, üzüm, şarap, at ve katır idi. Toroslar dan sağlanan kereste gemi inşası için başta Mısır ve diğer Doğu Akdeniz ülkelerine gönderiliyordu. (Turan,2007:s.138) Bu ticari zenginlik nedeniyle Kilikya ve Akdeniz bölgesi antik çağda birçok savaşa ev sahipliği yapmıştır. 1-1- Mersin deki Antik Limanlara Genel Bakış Robert L. Vann, Mersin deki antik limanları araştırmış ve bulgularını T.C. Kültür Bakanlığı - Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğü (1992) 10. Araştırma Sonuçları Toplantısı nda açıklamıştır. Diğer araştırmalar ve tarihi kayıtlar da göz önünde tutulduğunda Mersin kıyı şeridinde 12 ayrı Antik Limanın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Soli-Pompeiopolis teki antik liman haricindeki limanlar günümüze kadar sağlam olarak gelememiş, doğal şartlar ve afetlerden kötü şekilde yıpranmış, bazıları da tamamen yok olmuştur. 1-2- Mersin deki Antik Liman Kentleri Tarsus (Kydnos) Mezitli-Viranşehir (Soli-Pompeiopolis) Tırtar (Akkale) Ayaş (Elaiussa-Sebaste) Kızkalesi (Korikos) Susanoğlu (Korasion) Taşucu (Holmi) - Ak Liman Boğsak (Nesulion) Adası Tisan (Aphrodisias) Aydıncık-Gilindirez (Kelenderis) Bozyazı (Nagidos) Anamur (Anamurium) (Vann,1992,s.29-40) 32 33

2- Akdeniz deki Sualtı Araştırmaları Ve Batıkların Önemi Antik Dönem de Akdeniz de yapılan ticaretin boyutunun ve gemi rotalarının tespitinde Antik Dönem batıkları önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde de bu konu ile ilgili araştırma grupları ve kuruluşlar bulunmaktadır. Yerli ve yabancı araştırmacıların elde ettiği buluntular Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi nde sergilenmektedir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Türkiye nin tek, dünyanın önemli Sualtı Arkeoloji Müzelerinden biridir. Müzedeki en büyük eser topluluğu amforalardır. Müzede, amforaların haricinde, 6 ayrı batığın sağlam kalan bölümleri ve taşıdıkları kargoları sergilenmektedir. (Bodrum,Museum) Bu batıklardan elde edilen buluntular, Antik Dönem deniz ticareti ve rotaları hakkında önemli bilgileri elde etme olanağı sağlamıştır. 2 2- Kilikya Sualtı Araştırma Sonuçları Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sualtı Topluluğu (ODTÜ-SAD) Batık Araştırmaları Grubu, 1992 den beri sürdürmekte olduğu Kilikya Kıyıları Sualtı Arkeolojik Yüzey Araştırması çalışmaları sonucunda, Dana Adası ndaki topukta ve Boğsak Adası ndaki bir koyda olmak üzere iki batık alanı belgelenerek görüntülenmiştir. Dana Adası bölgesindeki topukta bulunan batığın hemen hemen tüm kargosu yağmalama sonucunda hasar görmüştür. Fakat kumun altında halen sağlam parçalar da bulunmaktadır. Diğer batık ise, kayalara bindirerek battığı veya zamanla dalgaların etkisi nedeniyle darmadağınık ve hasarlıdır. (akademiktarih,http//) 3- Antik Liman Ve Batıkların Turizm Çeşitliliğine Kazandırılması Konumuzun başında da belirttiğimiz gibi; birçok antik liman günümüze kadar sağlam olarak gelememiş, doğal şartlar ve afetlerden kötü şekilde yıpranmış, bazıları da tamamen yok olmuştur. Soli-Pompeiopolis teki antik liman bu limanlar içerisinde sağlam kalabilen ender antik limanlardan birisidir. 3 1- Mezitli-Viranşehir (Soli-Pompeiopolis) Antik Limanının Önemi Günümüzde, Viranşehir deki Soli antik kentinin çevresi, yerleşim alanları ile dolmuştur. Sütunlu yol, höyük, antik liman, Roma hamamı ve su kemerleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 1999 yılından beri Mersin Müzesi ve Doç. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında devam etmekte olan kazılar sonucunda Soli hakkında daha geniş bilgiler elde edilmeye başlanmıştır. (Mersin,2007,s.47) 3-2 Soli Antik Liman Kalıntılarının bir bölümü bugün de görülebilen antik liman, birbirinden 200 m. aralıklarla düzenlenmiş iki dalgakırandan oluşmaktadır. Büyük kalker blokların, demir perçinlerle tutturulduklarını gösteren izler halen görülebilmektedir. (Mersin,2007,s.47) 3-3 Soli Antik Limanı nın Öncelikli Olarak Turizme Kazandırılması ve Destinasyon Sorunu Soli Antik Limanı nın kumla örtülü olması kazı işlemlerini kolaylaştıracaktır. Ancak limanın batı kalıntısı üzerinde maalesef bugün bir tesis bulunmaktadır. Bu tesis uzun vadeli izin aldığı için kazı çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Antik Liman ın batı tarafındaki kumsal alanın, bu tesise tahsis edilerek taşınması mümkün olursa bu sorun çözülebilir. Amiral Sir F. Beaufort un 1817 tarihli çiziminde, Antik limanın ortasında (deniz içerisinde) bir heykel kaidesi görülmektedir. Kaide üzerindeki bulunduğu söylenen heykele ise henüz rastlanmamıştır. Heykelin kaidesi ise kanalizasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkarıldığı ve kanalizasyon geçirildikten sonra eski konumuna yerleştirildiği söylenmektedir. Amiral Sir F. Beaufort un 1817 tarihli çiziminde, Antik limanın üzerinin kum tepeleri ile kaplı olduğu görülmektedir. Bu kum tepelerinin Pompeiopolis i yıkan depremin ardından gelen bir tsunami sonucunda oluştuğu varsayılabilir. Varsayımı doğru olarak kabul edersek, Antik limanın ortasında yer aldığı söylenen heykelin, denizin derinliklerine sürüklenmiş olmasını olasılıklar arasına katmak gerekir. Halen deniz kenarında ve sağlam olarak kalabilen ender Antik limanlardan biri olan Soli Antik Limanı, (üzerinde bulunan tesisin kalkması sağlanabilirse) tamamen eski haline getirilebilecek şekilde restore edilebilecek durumdadır. 3-4 Antik Limanlarla ilgili Düşünülmesi Gereken Projeler Mersin ili, coğrafi konumu itibariyle, Akdeniz Bölgesi nin önemli bir bölümünü kapsamaktadır. 330 km. lik sahil şeridiyle deniz-güneş-kum turizmi için ideal bir bölgedir. Ayrıca, Tarsus tan Anamur a kadar; antik kentleri, tarihi ve doğal değerleri, ören yerleri ile turizm kenti potansiyeline sahiptir. Ancak, Mersin sahip olduğu bu potansiyeli yeteri kadar verimli ve olumlu değerlendirememektedir. Mersin Kültür ve Turizm Bakanlığının destinasyon listesinde yoktur. Aslında Mersin, destinasyona girebilecek kadar zengin ören yerlerine ve turizm tesislerine sahiptir. Gerçekleştirilecek projelerin başarılı olabilmesi için öncelikle destinasyon sorunu çözülmelidir. Bir bölgenin turizm destinasyonu olması kolay bir iş değildir. Uzun yıllar emek ve ciddi bir altyapı yatırımı isteyen bir süreç gerekir. Bir bölgenin ya da ilin, çok zengin tarihi ve kültürel mirasa sahip olması, destinasyon olmak için yeterli değildir. Bugün Türkiye nin en çok turist aldığı Akdeniz Bölgesi nde, Alanya sınırına kadar yaşanan yoğun turist potansiyeli, Alanya sonrasında bıçak gibi kesilmektedir. Çünkü buradan sonra ulaşım olanakları kısıtlıdır. Ulaşım konusunda Mersin kıyı şeridinin deniz turizmi olanakları önemli bir şanstır. Ancak karayolu ulaşımı ile desteklenmesi gereklidir. Havayolu ulaşımı ile de desteklenirse, turizmde istenen potansiyele daha hızlı erişilebilir. Türkiye genelindeki istatistikler incelenip, Mersin için turizm tahmin modellemeleri yapıldığında; turistlerin, ekonomik ve psikolojik riske girmemek için bilmediği yerlere direk (doğrudan) gitmek istemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Alanya Anamur arasındaki otoyolun cazip hale getirilerek Gazipaşa ya kadar gelen turistlerin tatmin olmuş şekilde Anamur a, oradan Kızkalesi ne, sonrasında da Tarsus a kadar çekilmesi sağlanabilir. Mersin in turistik verileri incelendiğinde, destinasyon için hazır hale geldiği ve bunu hak ettiği görülmektedir. Antik Liman Turları nın turizm çeşitliliğine eklenmesi, Mersin turizm ve destinasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. Düşünülmesi Gereken Projeler Öncellikle; Mezitli deki Soli-Pompeiopolis antik limanın su yüzüne çıkartılarak restorasyonun yapılması gerekmektedir. Viranşehir bölgesi bir bütün olarak ele alınarak antik kalıntıları turizm açısından yeniden hayata geçirecek bir proje hazırlanmalıdır. Bu proje için önerilerimiz şunlardır; Bugüne kadar çıkarılan batıklardan elde edilen bilgiler doğrultusunda, orijinaline uygun temsili gemiler yapılarak bu limanda ziyarete açılabilir. Buna ek olarak Soli ye özgü hediyelik takı ve eşyalar tasarlanıp satışa sunulabilir. Mezitli de bir Antik Denizcilik Müzesi kurulması sağlanarak Antik Liman Turizmi daha cazip hale getirilebilir. Müzede kurulabilecek sistemle dev ekrandan (360 derece Panoramik) sanal batık gezileri sağlanabilir. Dönemin kıyafetlerini giymiş insanların turistleri karşılayarak ikramda bulunması eklenebilecek seçenekler arasındadır. Bu konuda Bodrum Müzesi örnek alınabilir. Mersin Yat Limanı ndan Soli Antik limana, buradan da Kızkalesi ne yapılacak bir deniz turu, (şu andaki şartlara göre) kısa vadede şekillendirilebilecek projeler arasına katılabilir. Mersin limanı başlangıç noktası olmak üzere tanıtım açısından Uluslararası Antik Limanlar Yat Rallisi düzenlenmelidir. Sonuç olarak; Soli antik limanın restorasyonu ile birlikte, Mersin deki diğer antik limanları da içine alan bir proje hazırlanarak Antik Limanlar turizme kazandırılmalıdır. Beraberinde sualtı turizmi de bu antik limanlarla beraber değerlendirilmelidir. KAYNAKÇA Akademiktarih, 24 Ekim 2008, http//www. akademiktarih.com AYDINOĞLU Ümit, Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.13 Aydın, 27 Ekim 2008, http//mart.mersin. edu.tr/aydin.htm BİLGİLİ Ali Sinan, Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2001, s.83 Bodrum, Museum, 07 Kasım 2008, http// www.bodrum-museum.com ÇELİK Şenol, İçel, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.5, İstanbul 2000, s.453-454; Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.106 ÇOLAKOĞLU E. Osman, Uluslararası Turizm Talebine Etki Eden Faktörler, Anatolia, Yıl 1, Sayı 3-4, Nisan 1990, s.25-40 DERİŞ Füsun, Turizm Sektöründe Talep Tahmini ve Tahminde Kullanılan İstatistiksel Yöntemlere Genel Bakış Araştırma Sempozyumu, DİE, Ankara, 1997 DURUKAN Murat, Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.6 GÜBÜZ Ali Kemal, Turizmin Ekonomik Analizi, Âlem Yayınları, Bursa, 1988, s. 83 91 Heyd, a.g.e. s.408 409;Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.107 Heyd, a.g.e. s.411;turan, a.g.e., s.138; Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.107 İçel, Yurt Ansiklopedisi, c.5, Anadolu Yayıncılık, İstanbul 1982, s.3619;3631 İÇÖZ Orhan, Turizmin Bölgesel Ekonomik Etkileri ve Kuşadası Örneği, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 1987, s.20 Mersin Sempozyumu,2008, Bu makale Mersin Sempozyumundaki Mersin deki antik limanlar ve turizme etkisi isimli bildiriden derlenmiştir. Mersin Valiliği, Mersin Turizm Rehberi, Birinci Baskı, İstanbul, Ağustos 2007 Milliyet Gazetesi, 06.09.2005 Milliyet Gazetesi, 01.10.2007 OLALI Hasan, Timur ALP, Turizmin Ekonomisi İzmir, İzmir, 1988, s.20 ORAL Saime, Turizm Pazarlaması Ders Notlar Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları,İzmir,1994, s.12 Kültür, 20 Ekim 2008, http//kvmgm.kultur. gov.tr ÖZ Hikmet, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Bilinmeyen Tarsus Kitabı. ÖZDEMİR Şenay, Mersin Üniversitesi, Tarih içinde Mersin, Kolokyum II, s.105 T.B.M.M. Tutanak Dergisi, 23.12.1998 Çarşamba, 36. Birleşim. TURAN Şerafettin, Türkiye-İtalya ilişkileri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000, s.91 VANN Robert L., T.C. Kültür Bakanlığı - Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğü - X. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ankara 25-29 Mayıs 1992, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara-1993, s.29-40 34 35

Yrd. Doç. Dr. Şenay ÖZDEMİR GÜMÜŞ MEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 19. Yüzyılın Sonunda Kaçakçılığa Karşı Adana Vilayeti Kıyılarının Güvenliğinin Sağlanması 19. yüzyılın sonunda Adana vilayeti, Adana, Mersin, Cebel-i Bereket, Kozan, İçil sancaklarından oluşmakta ve deniz sınırları doğuda Yumurtalık tan batıda Anamur a kadar uzanmaktaydı. Bu kıyı şeridi üzerinde yer alan liman ve iskeleler bölgenin iç ve dış ticaretinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynamaktaydılar. Ancak belirtilen dönemde vilayet kıyılarında bu yasal ticari faaliyetlerin dışında kaçakçılık olaylarının da sıkça yaşandığı görülmektedir. Özellikle vilayet kıyılarının denizcilik faaliyetlerini kolaylaştıran yapısı, gemilerin ülkeye giriş ve çıkışı yasaklanmış olan bir takım mal ve ürünlerin ticaretini yasadışı yollarla yapmalarını kolaylaştırmıştır. Bu çalışmanın konusunu da, Adana vilayeti kıyılarındaki kaçakçılık faaliyetlerini önleyebilmek üzere denizde alınan önlem ve uygulamalar oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti nin deniz ticaretiyle ilgili yaptığı düzenlemelerde kaçakçılık sorunu önemli konulardan biri olmuştur. Bu konuda özellikle Osmanlı yönetiminin üretimin yetersiz oluşu, iç alım-satım dengesinin bozulması kaygısı ve stratejik gerekçelerle 1 birçok ürünün dışsatımını tamamen yasaklama ya da sınırlandırma yönündeki çabaları bilinmektedir. Dışarıya satışı yasaklanan mallar ise buna ihtiyaç duyan yabancı alıcıların çoğu kez de yerli yönetici ve halkla işbirlikleri içerisinde kaçak yollardan ülke dışına çıkarılmaya devam etmiştir. Yabancı tüccarların Osmanlı topraklarından satın almak istedikleri mallardaki kısıtlamalarla ilgili sıkıntıları 1838 Osmanlı-İngiltere Baltalimanı Anlaşması ve sonraki tarihlerde diğer Avrupa devletleri ile imzalanan anlaşmalar- ile büyük ölçüde sona erdi. Ancak bu ticaret serbestisinin bazı konularda Osmanlı Devleti ne zarar verdiği tespit edilince 1846 Rus Ticaret Muahedesi, onu izleyen 1861 Fransız Muahedesi ve diğer devletlerle yapılan anlaşmalarda bazı ürünlerin ticaretine sınırlamalar getirildi. Bu çerçevede kaçakçılık, alıcı ve satıcıların ya yasaklamaları aşma ya da gümrük vergilerinden kaçınma yöntemi olarak 19. yüzyıl boyunca da Osmanlı Devleti için bir sorun olmaya devam etmişti. Bu çalışmanın amacı da 19. yüzyılın sonunda, Adana Vilayeti örneğinde Osmanlı Devleti nin kaçakçılığa karşı denizde nasıl bir güvenlik tedbiri aldığının açıklanması ve bu uygulamanın sonuçlarının tartışılmasıdır. 19. yüzyılın sonlarında Adana Vilayeti sınırları 5 sancağı kapsamaktaydı. Bunlar; Adana, Mersin, Cebel-i Bereket, Kozan ve İçel. 2 Kaçakçılığa Konu Olan Maddeler Bu sınırlar dahilinde Adana vilayet yönetimi doğuda Yumurtalık tan batıda Anamur a kadar uzanan kıyı şeridindeki kaçakçılık faaliyetlerinin önlenmesinden sorumluydu. Belirtilen dönemde bölgeden izinsiz olarak dışarıya çıkarılması yasaklanan mallar arasında çam kabuğu palamut gibi orman ürünleri, özellikle de kereste başta gelmektedir. Torosların zengin orman kapasitesi sayesinde kereste eskiçağdan itibaren bölgenin en önemli ihraç mallarından biri olmuştu. Bu dönemde de Adana vilayeti kıyılarından kaçakçılık konusunda en çok şikayet edilen malların başında gelmekteydi. Bu sancak dahilinde izinsiz olarak kesilen kerestelerin naklinin gerçekleştirildiği yerler arasında özellikle Silifke ve Anamur iskelelerinin adı geçmektedir. 3 Ülke dışına çıkarılması konusunda önlem alınması istenenler arasında tiftik keçisi de bulunmaktadır. 8 Ekim 1890 tarihli Aydın ve Adana vilayetlerine gönderilen yazıda Osmanlı toprakları dışına tiftik keçisi ihracında dikkatli olunması, damızlık olarak Avustralya kıtasına nakl edilen keçilerin İzmir ve Mersin iskeleleri arasında işleyen Yunan v.s. vapurları tarafından iskele olmayan mahallerden kaçırıldıkları belirtilmekteydi. 4 Belirtilen ürünlerin Adana kıyılarından dışarıya çıkarılması yasaklanırken tuz, tütün, barut ve savaş malzemesinin de ülkeye sokulması konusunda yasaklamalar söz konusuydu. 5 Tuz ithali, dışarıdan getirilen tuzun daha ucuz olması nedeniyle iltizam sistemiyle işletilen ül- 36 37

kedeki tuzlaların zarara uğrayacağı endişesiyle yasaklanırken, barut ithalindeki yasağın nedeni ise bu maddenin herhangi bir koşula bağlanmadan serbestçe satışının ülkedeki sükuneti bozacağı, halkın can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşeceğiydi. 6 Nitekim Adana vilayet kıyıları da 19. yüzyılın sonunda silah ve patlayıcı madde kaçakçılığının yoğun olarak yaşandığı bir bölgeydi. Özellikle Anamur ve Selenti ormanlarından yasadışı yollarla çıkarılan çam kabuklarının bölge halkı tarafından kıyıda kaçak tuz, barut v.b. ile değiştirildiği tespit edilmişti. 7 Devlet güvenliği açısından kıyı bölgelerinde ülkeye giriş ve çıkışının denetlenmesi istenenler arasında Osmanlı yönetimine karşı bir isyan hazırlığı içinde oldukları düşünülen Ermeni şahısların 8, belgelerde belirtildiği şekliyle eşhas-ı muzırra nın olduğu da görülmektedir. Nitekim bu dönemde özellikle yurtdışındaki Ermeniler Mersin limanlarını Anadolu ya silah, evrak, haber ulaştırmada sıkça kullanmaktaydılar. 9 Kıyı hatlarının tamamı üzerinde idari ve askeri açıdan tam bir denetimin kurulmasının zorluğu kaçakçılığın özellikle buralardan deniz yoluyla yapılmasını kolaylaştıran bir faktör olmuştur. Adana Vilayeti kıyılarından yukarıda belirtilen mal ve ürünlerin kaçakçılığının gerçekleştirilmesinde de kıyılardaki denetim boşluğu dikkat çekmektedir. Bu konuda ilk olarak özellikle liman ve iskelelerdeki ihracat ve ithalatı kontrol edecek görevlilerin olmamasından ya da sayılarının yetersizliğinden kaynaklanan bir denetim boşluğu vardı. Bu nedenle 1895 yılında Mersin meclis idaresi personel eksikliği olan küçük iskelelerin kullanılmasını yasaklamaya çalışmıştı. Buna göre nehir yoluyla iskeleye taşınacak olan ürünler dışında Mersin kasabasıyla, Alata ve Tömük iskeleleri dışındaki yerlerden gemi yüklemesine izin verilmeyecekti. Ayrıca Mersin iskelesinden nakledilen kereste v.s.nin gemilere yüklenmesi işlemlerinin denetimini sağlamak üzere için buraya bir tezkere yazıcısının atanması talep edilmişti. 10 Ancak liman ve iskelelerde çeşitli görevlilerin varlığı da her zaman kaçakçılığı önlemeye yeterli olmayabiliyordu. Bu durumda kaçakçıların buralardaki görevlileri bazen dayakla 11 bazen de parayla 12 etkisiz hale getirerek işlerine devam ettikleri görülmektedir. İkinci olarak Adana Vilayeti kıyılarının gemilerin liman v.b. yapılar olmaksızın da kıyıya yanaşabilmelerine elverişli yapısı da kaçakçılığı kolaylaştıran denetimsiz bölgeler yaratmaktaydı. Adana Vilayeti nin kaçakçılık olaylarının devam ettiği yerlerle ilgili olarak asıl şikayetçi olduğu yerler de bu tür gemi yanaştırmaya uygun ama boş ve ıssız noktalardı. 13 1893 yılında kereste kaçakçılığının çok yapıldığı Anamur sahilinde kaçak kayıkların barınabilecekleri yerlerin çok olduğundan ve buradaki halkın sünger toplamak bahanesiyle denize açılarak kaçakçılık yaptıkları belirtilmekteydi.14 Yine Kıbrıs la bağlantılı olarak yapılan silah ve patlayıcı madde kaçakçılığında kayıklar Silifke nin korunmasız ve doğal liman durumundaki sahiline çıkmaktaydılar. 15 1894 yılında da Mersin-Yumurtalık arasındaki Karataş dalyanı ile Tuzla ve Adana ırmağı ağzı v.s. sahile ecza-yı nariye ve esliha-i memnua aşırılmak yönünde teşebbüsler olduğu bildirilmişti. 16 Adana vilayet yönetimi gemilere yüklenmek üzere kıyıda saklanan keresteleri araştırmak üzere çeşitli memurlar görevlendirmişti. 17 Kaçakçılar aslında her zaman bir liman veya iskeleye yanaşma ihtiyacı duymuyorlar bazen de denizde gemiden gemiye mal aktarımını gerçekleştiriyorlardı. 1894 yılında Mersin den Marsilaya ya gitmek üzere hareket eden bir Fransız bandralı vapurun hareketinin ardından sahile yaklaşarak bir sandalla buluştuğu tespit edilmiş, bunun ardından yapılan incelemede Fransız konsolosluk katibinde bir beğlik tüfek ile dolu ve boş 6 çuval fişek ile birkaç revolver ele geçirilmişti. Yakalanan kişilerin kendilerini avcı oldukları şeklindeki savunmalarına ise itibar edilmeyerek bu malzemelerin Fransız vapurundan çıkarıldığı sonucuna ulaşılmıştı. 18 Denizden Koruma Önlemleri Kaçakçılığın önlenmesine dair Adana vilayeti ile merkez arasında gerçekleştirilen yazışmalarda bu konudaki önlemlerin hem karada hem de denizde (berren ve bahren) alınması gerektiği özellikle belirtilmekteydi. Adana Vilayet yönetimi de 23 Ekim 1889 tarihli yazısında vilayet sahilinin uzunluğunun 90 saat olduğu ve bu mesafede birçok iskele ve gemi yanaşabilir yerler olduğu halde bir karakol gemisi olmadığından büyük ve küçük gemilerin gizlice istedikleri yere yanaşarak eşya-yı memnua ve eşhası muzırra ihraç ettikleri belirterek Beyrut ta olduğu gibi Adana sahilinde de karakol görevi yapacak küçük bir vapurun görevlendirilmesini istemişti. 19 Vilayetin bu talebinden birkaç yıl sonra Mersin ve Trablusşam arasında gemilerin denetlenmesi için Hayrettin Vapuru görevlendirilmiştir. 20 Bu belgede Hayrettin Vapuru nun görevli olduğu bölge oldukça geniş sınırları içermekteyse de bir yıl sonrasına ait bir başka belgede bu sınırın küçülerek sadece Adana vilayetini içerdiği görülmektedir. 21 Bir süre bu vilayetin kıyılarının korunmasında bir süre görev alan Hayrettin Vapuru 1858 de inşası tamamlanarak denize indirilmiş, teknesi ahşap, buharlı ve yandan çarklı bir gemiydi. 22 1901 tarihli Bahriye Salnamesi nde bu vapur zırhsız donanma gemileri arasında gösterilmekte ve hızının 8 mil olduğu ve 3 fundluk 4 topu bulunduğu bilgileri verilmektedir. 23 Adana Vilayetinin buraya görevlendirilen vapurun kıyı güvenliğini sağlaması konusundaki yeterliliğinden memnun olmadıkları 1892 yılında İstanbul a gönderdikleri bir yazıdan anlaşılmaktadır. Bu yazıda özellikle Yumurtalık limanından yapılan silah ve patlayıcı ithaline karşı Mersin ve Yumurtalık sahilini koruma hizmetindeki Hayrettin Vapuru çok küçük olduğu belirtilerek bu bölgede karakol hizmeti görmek üzere bir korvet ile bir istimbotun beraber atanması talep edilmişti. Ancak bu talep donanmadaki mevcut korvetlerin Girit, Trablusgarp ve Bahr-i Ahmer gibi önemli yerlerde olup, Tersane-i Amire de burası için mevcut korvetin olmadığı, buralardan bir korvet alınarak bu bölgeye atanmasının da uygun olmayacağı gerekçesiyle kabul edilmedi. 24 Bölgeye yeni bir geminin görevlendirilmesi talebi kabul edilmediği gibi bir yıl sonra Hayrettin Vapuru nun Meis adasında çıkan karışıklıklar üzerine buraya görevlendirildiği görülmektedir. 25 Böylece bölgedeki tek vapurun da kısa süreliğine de olsa başka bir yere görevlendirilmesi Adana vilayeti kıyılarının denizden tamamen korunmasız kalmasına yol açtı. Bu durumun sonuçları özellikle İçel sancağından gelen kereste kaçakçılığının iyice arttığı, sahilde saklı keresteleri yüklemek üzere birçok boş yelkenlinin dolaştığı, bunların Anamur ve Gülnar kaçakçı tüccarları tarafından tutularak bazı gemilerin kaçak kereste aldığı yönündeki şika- yetlerin artışı oldu. Bu doğrultuda Adana Vilayeti, en azından belirli bir süre ile de olsa bir vapurun bölgeye gönderilmesini istedi. 26 Adana vilayetinin yeni bir vapur görevlendirilme talebi olumsuz sonuçlanması dışında Hayrettin Vapuru nun bu vilayet içerisinde de asıl görev yerinin neresi olması gerektiği konusunda farklı beklentiler olduğu görülmektedir. Meis teki görevini tamamlamasının ardından Hayrettin Vapuru Mersin e gitmiş, Yumurtalık nahiyesi ise kıyılarının eşya-yı muzırra ve memnuanın kaçırılmasına uygun olduğu gerekçesiyle yaz mevsiminde vapurun Mersin de olmasındansa burada bulundurulmasının daha faydalı olacağı belirtilerek vapurun buraya gelmesi talep edilmişti. Bu tarihlerde ayrıca Cebel-i Bereket e bağlı olan Yumurtalık nahiyesinin kaza yapılarak merkez vilayete bağlanma isteği dikkat çekmektedir. Bu isteği desteklemek üzere de Yumurtalık ın kaza yapılması halinde muzır eşya kaçakçılığının önlenmesi ve sahilin korunması konusunda başarılı olunmasını sağlayacak sebeplerden birincisi olacağı argümanı sunulmuştu. 27 Hayrettin Vapuru nun Adana vilayeti içerisinde nerede bulunması gerektiği tartışılırken vapurun ihtiyaç halinde vilayet sınırları dışına görevlendirilerek hareket alanının Teke Sancağı na kadar uzandığı görülmektedir. Nitekim incelenen dönem içerisinde denizyoluyla yapılan kaçakçılıktan sadece Adana vilayeti değil, Konya vilayetine bağlı Teke sancağı da şikayetçiydi. 18 Şubat 1890 tarihli Teke mutasarrıflığından gönderilen telgrafta Aydın vilayetine bağlı Muğla sancağının kazası olan Mekri sınırından Adana vilayetine bağlı İçel sancağı sınırına kadar Teke kıyılarının 70 saat mesafelik bir alan olduğu, bu alan içerisinde birçok liman ve iskele bulunduğu, bu kıyı şeridinin korunmasının hem siyasi açıdan hem de ihracat ve ithalatın kontrolüyle ekonomik açıdan önemli olduğu belirtilmekte ve buraya özel bir vapurun tahsisi istenmekteydi. Ancak 1894 yılına gelindiğinde burası için hala bir vapurun gönderilmediği görülmektedir. Bunun nedeni olarak ise bu tarihte mevcut 53 vapurun çeşitli sahilleri korumak üzere görevli oldukları ve başka geminin bulunmadığı ve ayrıca bu kıyıda bulundurulan karakol gemilerinin daima seyyar bulundurulmasının da tahammül edilemeyecek derecede masraflı olduğu gösterilmiştir. Ayrı bir vapur tahsisi gerçekleştirilemeyen Teke sancağı kıyılarının denizden korunmasını sağlamak üzere geliştirilen çözüm ise yakın bölgelerdeki vapurların görev alanlarının Teke sancağını da kapsayacak şekilde genişletilmesi olmuştur. Bu doğrultuda Rodos tan Hanya Vapuru, Adana dan ise Hayrettin Vapuru buraya gönderilmiştir. 28 Bu tarihlerde Konya vilayetinin Teke kıyılarını korumak üzere bir vapur görevlendirilmesi isteğini desteklemek üzere öne sürdükleri bir gerekçe de Doğu Akdeniz kıyılarındaki kolera salgınıydı. Adana, Suriye gibi bölgelerde yaşanan kolera salgınının, buralara gidip-gelen gemi ve kayıklar tarafından hastalığın olmadığı bölgelere taşınmasını önlemek üzere Teke ye bir vapur görevlendirilmesi talep edilmekteydi. 29 Elimizdeki bazı belgeler Hayrettin Vapuru nun görevindeki başarılarını ortaya koymaktadır. 1892 yılında bu vapurun karakolları sırasında Anamur ve Kızılkilisa arasında çam kabuklarıyla yüklü bazı guletler yakalanmıştı. 30 Yine 26 nisan 1894 tarihli Adana vilayetinden, Dahiliye Nezaretine gönderilen belgeye göre Anamur ve Selendi taraflarında Osmanlı tebasından Yorgi ve Todori Armenorika adlı reislerin idaresindeki biri tuz diğeri ise çam kabukları ile yüklü iki gemisi Hayrettin Vapuru tarafından yakalanarak Mersin limanına getirilip yerel görevlilere teslim edilmişti. 31 Bu olaydan kısa bir süre sonra da kaçak silah ve patlayıcı madde ile yüklü bir kayığın Aksaz sahilinde dolaştığı ve Eski Anamur kıyılarına sataştığı ve bölgede bunun gibi başka kayıklar olduğu haberi üzerine bunları takip için Hayrettin Vapuru gönderilmiş ve bu kayık Hayrettin Vapuru tarafından yakalanmıştı. Ancak kayıktaki kişinin yakalanmadan önce kayıktaki silah ve patlayıcıları denize attığının görüldüğü ve kayıkta bunlara dair bir şey bırakmadığı belirtilmekteydi. 32 Bu olayla ilgili Hayrettin Vapuru nun süvarisinden gelen 24 Haziran 1894 tarihli yazıdan vapurun denizdeki karakol görevini nasıl gerçekleştirdiği hakkında da bilgi edinmekteyiz. 3 Haziran günü Yumurtalık tan hareketle sahili tamamen dolaşarak Anamur a gelen Hayrettin Vapuru burada demirledikten sonra 3 mil açıkta ufak bir kayığın geçtiğini görülünce bunun üzerine gidilmiş ve bu kayığa yaklaşıldıkça denize silah ve patlayıcı madde atıldığı gibi ayrıca kayığın kıyıya sokularak kaçmaya çalıştığı görülerek kayık yakalanmıştır. Kayıkta bulunan bir kişi üzerinden ve kayığından çıkanlarla Anamur kazası kaymakamlığına teslim edildikten sonra ise Adana vilayetinden gelen emirle Antalya ya kadar olan sahil karakola başlanmıştı. Alanya ya ulaştıktan sonra Anamur yakınında Karaviran da 2 kayığın dolaştığı Anamur kaymakamı tarafından haber verilince bunun üzerine Hayrettin Vapuru hemen buraya gelmişti. Burada 2 gulet görüldüyse de yapılan teftişte bu gemilerin tehlikesi olmadığı anlaşılmış ve devamında Karaviran dan Mersin e kadar sahili karakol edilerek ayın 12 sinde Mersin e ulaşılmıştır. Nitekim vapur süvarisi gerekli su ve diğer ihtiyacın alınmasının ardından vapurun merkez-i daimisi olan Yumurtalık limanına hareket edileceğini belirtmişti. 33 Buna göre vapurun Yumurtalık tan Alanya ya, Alanya dan Mersin e gidip gelmesi 9 gün sürmüştür. Nitekim Hayrettin Vapuru nun karakolunun Alanya ya kadar uzanması Adana vilayeti kıyılarının büyük bölümünün uzun süre korumasız kalmasına neden olmaktadır. Bu durum ise vilayet kıyılarını korumada bir vapurun yetersiz kaldığı, kaçakçılık olaylarının arttığı gerekçesiyle Hayrettin Vapuruna ek olarak başka gemilerin de görevlendirilmesi yolundaki taleplerin tekrarlanmasına neden oldu. 34 Adana Vilayeti ayrıca Hayrettin Vapuru nun nitelik olarak yetersizliğinden de şikayet etmekteydi. 1894 yılında Kıbrıs ile Silifke nin korumasız bölgeleri arasında devam eden silah ve patlayıcı madde kaçakçılığına karşı sahili devamlı dolaşmak üzere Hayrettin Vapurundan daha hızlı ve sahilin istenilen her yerine yanaşabilecek bir istimbot istenmekteydi. Buna bahriye nezaretinden gönderilen cevapta ise açık denizde istimbot istihdamının muhafazadan salim olamayacağı ve Yumurtalık limanına atanan Beyrut korvetinin sahili dolaşarak muhafaza edeceği belirtildi. 35 Ancak 1895 yılında Beyrut korvetinin henüz Yumurtalık a ulaşmadığı ve Adana vilayetinin, Yumurtalık ta bulunan Hayrettin Vapuru nun bir işe yaramadığı yönündeki şikayetlerinin de devam ettiği görülmektedir. 36 Nitekim Bahriye Nezaretinde fazla gemi bulunmamasının yarattığı sıkıntıya karşılık Mersin mutasarrıflığı, patlayıcı madde ve silah kaçakçılığına karşı Mersin ile Yumurtalık arasında masrafının Zaptiye Nezareti tarafından karşılanmak üzere tüccardan kiralanacak bir istimbotun dolaştırılması önerisini getirdi. Ancak bu öneri de Zaptiye Nezareti tarafından 38 39