İKÜ Sanat Koleksiyonu ndan CUMHURİYET DÖNEMİ RESSAMLARI. Resim Sergisi

Benzer belgeler
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Sergi açılış kokteylini onurlandırmanızı dileriz.

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

ABİDİN DİNO

İKÜ SANAT KOLEKSİYONUNDAN KADIN SANATÇILAR KARMA SERGİ

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

AKIN YILDIRIM PUSULA. Heykel Sergisi

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ MİMARLIK VE TASARIM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

TT-')CPlr0l t h. 90 NAZLI ECEVİT ( ) "Şile tual üzeri yağlıboya, 1959 tarihli ve imzalı. 45x55 cm MİLYAR.-TL.

KARŞILAŞMA. Sergi Kataloğu. Peker Sanat Yayını 16 Ankara, Haziran Sanat Danışmanı İbrahim Karaoğlu. Fotoğraflar Sanatçıların arşivinden

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

17- S Q T 3 9. Tuval -yağlıboya, 130x100 cm. özgün dokuma. 80x90 cm. »I GARANTİ

Devrim Erbil Ressam, Profesör, Devlet Sanatçısı

Mehmet Yıldırım. istanbul Ticaret Odası olarak bir yandan ekonomik alanda sorumluluklarımızı yerine

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Savaş ve Barış: "Kurtuluş Savaşından Cumhuriyet'in ilk Yıllarına Türk Resminden Kesitler"

ULUSLARARASI SANAT FUARI K A S I M TÜYAP FUAR ve KONGRE MERKEZİ

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

Av. Soner ALPER. sayılacak nitelikteki Sadık Paşa Gazinosu nda garsondur. Gazinonun tiyatro sahnesi, balkonu, locaları

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

çocukların çok ilgisini çekti. Turdan sonra çocuklar müzedeki atölyede

Mustafa Sönmez. Berobana Şarkısı. 28 Ocak 23 Şubat 2017

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

Mustafa Tunçalp Seramikler Sergisi 21 Ekim 10 Kasım tarihlerinde Rezan Has Müzesi nde ziyaret edilebilir.

Ferruh BaşağaGaleri Binyıl tarafından düzenlenen, 1999, 2000

İLETİŞİM BİLGİLERİ. BARTIN ÜNİVERSİTESİ, Bartın Meslek Yüksekokulu BARTIN ÖĞRENİM DURUMU

PROF. İSMAİL AVCI Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi - Görsel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi ismail.avci@isikun.edu.tr

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ

Staj Yeri Poyraz Reklam Ajansı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

06-26 EKiM 2016 YER: BARIŞ MAH. EĞİTİM VADİSİ BULV. ZABITA MD. HİZMET BİNASI YANI. Sandra Lopez. Ayla Turan Bahadır Çolak Kadriye İnal SelçukYılmaz

Özel günlere, özel hediyeler


Oktay Anılanmert rt 2 e a stç isi M e rg 1 e S 3 rb ~ e sim 5 S er 0

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI MİMARLIK BİLGİSİ CUMHURİYET DÖNEMİ I.ULUSAL MİMARLIK II.ULUSAL MİMARLIK

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

Resim-İş Öğretmenliği -Grafik A.S.D. Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

HÜLYA ERSEZGİN DOĞA VE KADIN RESİM SERGİSİ 14 HAZİRAN ÇARŞAMBA 18:00 DE AÇILIYOR

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

T.C. KASTAMONU VALİLİĞİ MİMAR VEDAT TEK KÜLTÜR ve SANAT MERKEZi

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

Okul Öncesinde İyi Örnekler Uygulaması

: Mehmet Ertuğrul Tuna : Ressam : Doç. Dr. : Güzel Sanatlar Fakültesi : Resim : Resim. Eğitim Durumu Bilgileri

Derece Alan Üniversite Yıl. Sanatlar Fakültesi Y. Lisans Fotoğraf Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Tunç Tanışık. 19 Mart 14 Nisan 2016

Fotograf Geçidi : İstanbul 2010 Etkinlikleri Bülent ÖZGÖREN in Yüzümüzü Ağartanlar Sergisi ile Devam Ediyor!

İSTANBUL SAĞLIK MÜZESİ TARİHÇE

Editörlük Yaptıgım Yayınlar:

ALİ İLHAMİ BİLGİN İN ÖZGEÇMİŞİ

ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

13 Nisan 2012, Majesty Mirage Park Resort Hotel, Antalya

20 Mayıs 2015 KARMA-KARIŞIK

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

2003 Ondokuzmayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi.

1. Adı Soyadı: 2. Doğum Tarihi: 3. Unvanı: 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

Günlük Kent Gazetesi

Ekrem Kahraman ÖDÜLLER IX. Akdeniz Festival Resim Yarışması Ödülü. 17. DYO Resim Yarışması Ödülü. Ev-Ofis Dergisi Başarı Ödülü

KARMA II. 16 Ocak - 21 Şubat 2015

Desen II (GRT 104) Ders Detayları

( ) FOTO 1: Cezmi SEVGİ hocamız, bölümümüzün değerli hocaları, Asaf KOÇMAN, İbrahim ATALAY ve Erkan ŞEN

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

OTOMOBİL YOLDA YANDI

Prof.Dr.Hatice BENGİSU

Hoca Ali Rıza ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Süleymen Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi, Resim Böl.

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : AKSARAY ÜNİVERSİTESİ/EĞİTİM FAKÜLTESİ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ/RESİM-İŞ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI/

BAHÇELİEVLER BELEDİYESİ İMAM HATİP ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİMİZ

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

TEKNİK GEZİ RAPORU. Ders: MİM 121 MİMARİ TASARIM I. Tarih: Gezi alanı: Antrepo 3 & 5

ARKAS KOLEKSİYONU NDA POST-EMPRESYONİZM

Sayıştay. Haber Bülteni. 2 Nevzat Altan 3. Daire. 3 Ali Osman Güçlü Sayıştay. 4 Bekir Aydınlı Sayıştay. Taykan Ataman 5. Daire Başkanlığına Seçildi

2013 Kış Etkinlikleri

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Psikoloji Hacettepe 1986 Y. Lisans P.D.R Hacettepe 1990 Doktora Sanat Eğitimi Ankara Üniversitesi 2001

Prof. Tamer Başoğlu Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi / Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü tamer.basoglu@isikun.edu.tr

İLETİŞİMDE TASARIM TASARIMDA İLETİŞİM KONULU ULUSLARARASI KATILIMLI SEMPOZYUM VE SERGİ GERÇEKLEŞTİ

BASKAN TOPRAK ISTANBUL ÜNIVERSITESI REKTÖRÜ PROF. DR. YUNUS SÖ...

Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer

FİZİKİ ŞARTLAR ve OKUL İMKÂNLARI. Laboratuarlar

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

YARATICI ÇOCUKLAR DERNEĞİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇOCUKLAR VE KENTLER ETKİNLİĞİ

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

Mustafa Kemal ATATÜRK

Çalışkanlığı ve alçak gönüllülüğü ile bilinen Serpil Şahin tüm hocalarımız ve öğrencilerimiz tarafından sevilen ve takdir edilen biridir.

Transkript:

İKÜ Sanat Koleksiyonu ndan CUMHURİYET DÖNEMİ RESSAMLARI Resim Sergisi

İKÜ Sanat Koleksiyonu ndan; CUMHURİYET DÖNEMİ RESSAMLARI Resim Sergisi 07-28 Ekim 2015 / October 07-28, 2015 İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi Istanbul Kültür University Art Gallery

İKÜSAG Genel Başkanı Fahamettin Akıngüç İKÜSAG Sanat Danışmanı Mehmet Üstünipek İKÜSAG Müdür Reyhan Uludağ İKÜSAG Danışma Kurulu Mehmet Üstünipek Alev Oskay Agop Egoyan Batu Duru Reyhan Uludağ Sergi Tasarımı ve Uygulama Reyhan Uludağ Agop Egoyan Batu Duru Katalog / Afiş ve Davetiye Tasarımı Kudret Güvenç Buket Bayram Çeviri Yabancı Diller Bölümü İngilizce Öğretim Elemanları Ayşe Utku Medya İlişkileri Kurumsal İletişim Birimi Teşekkürler Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Yönetimi Bölümü Nilgün Eryeşil Ozan (KİB) Baskı Koordinasyon Cemal Turan Baskı MAS Matbaacılık A.Ş. Bu katalog İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi nde 07-28 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen Cumhuriyet Dönemi Ressamları Resim Sergisi dolayısıyla 500 adet basılmıştır.

Değerli kültür sanat dostları, Kısa adı İKÜSAG olan İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi üçüncü sanat sezonuna başlıyor. Galerimizin ışıklarını yakarken hedefimiz netti: Sanatın ufuk açan, zihni besleyen ve hatta olgunlaştıran dallarını başta öğrencilerimiz olmak üzere bütün kültür dostlarıyla paylaşabilmek. Ancak söz konusu sanatsa hedefe ulaşmak elbette öyle kolay olmuyor. Şimdi geriye dönüp baktığımızda resim, seramik, tasarım, fotoğraf dallarında 30 a yakın sergiye ev sahipliği yapmışız. Peki, yeter mi ya da yeterli mi? Elbette hayır! Belirttiğim gibi söz konusu sanatsa her daim öğreten ve emek gerektiren bir yolculuğa hazır olmalı insan... Sadece renkleri, çizgileri, ressamların adlarını ve yaşamlarını değil ülkesinin tarihini, kültürünü, devrimlerini ve devinimlerini de gösteren tutkulu bir öğretmendir çünkü sanat. Bu yıl, üniversitemizin resim koleksiyonunda yer alan eserlerden oluşturduğumuz Cumhuriyet Dönemi Ressamları sergisinde yer alan eserleri incelerken başta bir ülkenin yakın tarihi olmak üzere öğretici, eğitici yönünü çok daha iyi gözlemleyeceğinize inanıyorum. İKÜSAG yeni sanat sezonunda Cumhuriyet Dönemi Ressamları sergisiyle; Naci Kalmukoğlu, Ayetullah Sümer, Eren Eyüboğlu, Fikret Mualla, Abidin Dino başta olmak üzere 17 sanatçımızın eserlerini ağırlayacak. Bu isimlerin her biri Cumhuriyet Türkiyemize değer katmış birer sanat emekçisi. Eserlerinde doğayı, insanı, şehirleri, köyleri özetle yaşamı renk ve çizgilerle yorumlama biçimleri kadar Cumhuriyetimizin kazanımlarıyla yeşeren el melekelerini, aydınlık zihinlerini de göreceksiniz... Onlar, Cumhuriyetimizin yetiştirdiği çocukların, gençlerin, dünyaya, insana, doğaya, yaşama nasıl güzel ve anlamlı baktıklarının birer simgesi. 28 Ekim e kadar gezilebilecek Cumhuriyet Dönemi Ressamlar sergimizde emeği geçen çalışma arkadaşlarıma her şeyden önce eğitimi, bilimi, sanatı dost edinmiş bir Cumhuriyet çocuğu olarak teşekkür ediyorum. Sergimiz vesilesiyle bütün kültür sanat dostlarının Cumhuriyet Bayramını şimdiden en içten dileklerimle kutluyorum. Görüşmek dileğiyle... İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Onursal Başkanı

Değerli kültür-sanat dostları, Disiplinler arası eğitim çizgimizde çok önemli bir yere sahip olan sanatın Üniversitemizdeki en somut yansımalarında biri de İKÜSAG. 3 ncü sanat sezonuna başlayan İKÜSAG her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatı yaşamın bir parçası yapan her yaştan bireye kapılarını açacak. Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Sayın Fahamettin Akıngüç ün sanat sevgisi ve kıymetli emeklerinin ürünü olan Galerimiz sanatta da işbirliği, el birliği, beyin birliği, çözüm birliği ve gönül birliğiyle ülkemizden ve dünyadan seçkin örneklerle sanatın tarihini, kültürünü, rengârenk mozaiğini paylaşmaya devam edecek. Bu kapsamda yeni sanat sezonumuza üniversitemizin koleksiyonundan seçilen Cumhuriyet Dönemi Türk Ressamları sergisiyle merhaba diyoruz. Naci Kalmukoğlu ndan Ayetullah Sümer e, Eren Eyüboğlu ndan Abidin Dino ya, Fikret Mualla dan Aliye Berger e Cumhuriyet döneminin aydınlık iklimini üniversitemize taşıyacak 17 sanatçımızı ve eserlerini İKÜSAG da ağırlamak Üniversitemiz için bir onur, kültür-sanat dostlarıyla paylaşmak ise bir mutluluktur. İKÜSAG 2015-2016 sanat sezonunun ilk sergisinde görüşmek dileğiyle Teşekkürlerimle Prof. Dr. S. Semahat Demir, Rektör

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KOLEKSİYONU İstanbul Kültür Üniversitesi Koleksiyonu nun geçmişi üniversitenin kuruluşundan çok daha öncesine uzanmaktadır. Bugün Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı olan ve Üniversite nin kurucusu Sayın Fahamettin Akıngüç ün 1940 lı yıllardaki İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilik yıllarında başlayan sanat sevgisi ve ilgisi, bugün sayısı 1000 i geçen resim, heykel, seramik, fotoğraf ve karikatürden oluşan koleksiyonun itici gücü olmuştur: Teknik Üniversite nin dördüncü ya da beşinci sınıfındayken bir gün arkadaşım Dündar Göle geldi ve Naci Kalmukoğlu (Naci Kalmukof) diye bilinen bir ressamın sergi açtığını ve bu sergide beklemek üzere birini aradığını söyledi ben de kabul ettim Sonraki yıllarda resim kültürümü geliştirdim. Resim yaparak değil ama iyi bir izleyici olarak Üniversite yıllarının ardından sergileri gezerek, severek ve anlamaya çalışarak gelişen resim kültürü, 1960 yılında kurulan Kültür Koleji nde özellikle ressam Nevin Çokay ın yürüttüğü resim atölyesinin heyecanına zemin hazırlamış, böylece sanata olan ilgi eğitimle bütünleşmiştir. Kültür Koleji nin bu ortamı, sonraki yıllarda Levent Arşiray gibi ressamların yetişmesine de zemin hazırlayacaktır. Fahamettin Akıngüç ün Üniversite koleksiyonunun temelini oluşturan koleksiyoner kimliği ise 1970 li yıllarda başlamıştır: bir gün Ömür Candaş beni Kadıköy deki Cumalı Sanat Galerisi ne götürmüştü. O galeriden Ayetullah Sümer in Mersin Portakalları adlı tablosunu satın almıştım. O başlangıç olmuştur. Sonra Ayetullah Sümer toplamaya başladım. Bu arada son yıllarda üniversite için de epey resim topladım. Şimdi benim de üniversitenin de güzel koleksiyonlarımız var. Sanat izleyiciliğiyle başlayan süreç, devamında 1960 yılında kurulan Kültür Koleji yle birlikte eğitimde sanata verilen öneme ve 1970 lerden itibaren ise tutarlı bir koleksiyonerliğe uzanmıştır. 1997 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi nin kurulmasıyla birlikte sanat, üniversite bünyesinde de eğitimin önemli bir parçası olarak değer kazanmıştır. Açılan sergiler ve düzenlenen tiyatro, dans ve konserlerin yanı sıra üniversite koleksiyonu sürekli olarak geliştirilmiş ve arşivlenmiştir. Çok sayıda yağlıboya ve kağıt üzerine çalışmalarla Türk resminin koleksiyonda ağırlıklı bir yeri vardır. Hoca Ali Rıza dan Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçılarına Nuri İyem den Bedri Baykam a ve günümüzün genç sanatçılarına uzanan geniş bir tarihsel perspektifte Naci Kalmukoğlu, Ayetullah Sümer, Eren Eyüboğlu, Hasan Kavruk, Behçet Gürcan, Nafiz Çamlıbel, Levent Arşiray gibi ressamların çok sayıda eserinin bulunduğu görülmektedir. Türk seramik sanatı da koleksiyonun içeriğinde çok yönlü olarak temsil edilmektedir. Atilla Galatalı nın seramikleri koleksiyonda sanatçıya ait önemli bir birikimi gözler önüne sermektedir. Ayrıca Nasip İyem, Jale Yılmabaşar, Sıtkı Olçar ın yanı sıra Alev Oskay ve Kemal Uludağ gibi genç kuşak seramik sanatçılarının işleri de dikkat çekmektedir. Koleksiyonun Coşkun Aral ın Dünya Çocukları serisi başta olmak üzere Hüseyin Özdemir, Çetin Özer, Ebru Özgür Kalan gibi sanatçıların eserlerinden oluşan fotoğraf seçkisi de ayrı bir önem taşımaktadır. Sayı olarak daha az sayıda olsa da heykel, üniversite koleksiyonunu zenginleştiren eserlerle ön plana çıkmaktadır. Özellikle Türk heykel sanatı tarihinde bir ilk olarak önemli bir yere sahip olan Sarayburnu Atatürk Heykeli (1926) gibi bir kamusal anıtı yapmış olan Avusturyalı sanatçı Heinrich Krippel in büyük boyutlu Atatürk Başı, koleksiyonun en dikkat çekici parçalarından biri olarak değer kazanmaktadır. Ayrıca Erdinç Bakla, Rahmi Aksungur, Nadia Arditti, Necmi Özgür ün eserleri koleksiyonun Türk heykelini temsili anlamında değerlendirilmelidir. İKÜ Koleksiyonu, sanata olan sevginin ve anlama çabasının bireysel bir boyuttan kurumsal boyuta geçişinin ürünü olarak içerdiği eserlerle Türk sanatının dönem, üslup ve teknik anlamda çok yönlü bir şekilde sunulması bağlamında ayrı bir önem taşımaktadır. CUMHURİYET İN İLK KUŞAK SANATÇILARI Üniversite koleksiyonunda yer alan eserler arasında Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçıları özel bir seçki oluşturmaktadır. Koleksiyonda nitelik ve nicelik olarak öne çıkan Naci Kalmukoğlu ve Ayetullah Sümer başta olmak üzere Eren Eyüboğlu, Ercüment Kalmık, Şefik Bursalı, Füreya Koral, Aliye Berger, Cemal Tollu, Hakkı Anlı, Fahrelnisa Zeyd, Eşref Üren, Şeref Akdik, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Maide Arel, Elif Naci ve Fikret Mualla gibi doğum tarihleri yirminci yüzyılın başlarına denk gelen ve Cumhuriyet in ilk yıllarında eğitimlerini tamamlayarak üretken birer sanatçı kimliğiyle Türk sanatına katkı sağlamış isimler Türk resminin bir döneminin temsilini gözler önüne sermektedir. Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçıları; Osmanlının son yıllarını, işgali ve savaşları ve nihayet Cumhuriyet in heyecanını çocukluk ya da ilk gençlik yıllarında yaşamışlardır. Atatürk ün çağdaşlaşma hamlelerinin ve devrim ruhunun birer tanığı ve parçası olmuşlardır. Atatürk, 22 Ocak 1923 de Bursa Şark Sineması nda yaptığı konuşmada: Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin icab ettirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin tarik-i terakkide yeri yoktur. demekteydi. Dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati ise güzel sanatların önemini şu şekilde vurgulamaktaydı: Bir yandan bizim gibi devrim geçiren ulusların ülküsü, ülküleri sanat yapıtlarıyla saptanır. Yine o yolla gelecek kuşaklara aktarılır. Devletin sanata desteği, işte bu sağlam temellere dayanmaktadır ve devlet bu doğrultuda, sanatın gelişebileceği bir ortama zemin hazırlama çabası içerisine girmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi yenilenmiş, 1924 yılından itibaren sanatçılara Avrupa bursu verilerek yurtdışında eğitimlerini tamamlamaları sağlanmıştır. Ayrıca 1926 tarihli bir kararla, Ankara da açılan sergilerin resmi sergi kabul edilmesi ve ödüller verilerek belli sayıda yapıtın bir müze kurulmak üzere satın alınması ön görülmüştür. 1932 de kurulan halkevleri ise toplumun kültür ve sanata olan duyarlılığının gelişimi açısından olduğu kadar, sanatçılara sergi açabilecekleri mekan sağlamaları nedeniyle de önemlidirler. Atatürk, onuncu yıl nutkunda güzel sanatlara ağırlık verilmesi yönündeki isteğini dile getirmiş ve bu istek C.H.P. tarafından yasa haline getirilmiştir. 1933-1936 yıllarında devlet tarafından düzenlenen İnkılap Sergileri bu kararın bir uzantısı olarak değerlendirilmelidir. Dönemin Maarif Vekili Reşit Galip in önerisiyle gündeme gelen bu etkinlik, aynı zamanda devletin sanatçılardan Türk inkılaplarını yansıtan eserler üretmeleri yönündeki beklentisinin bir ürünüdür. 1937 yılında, İstanbul da, Dolmabahçe Sarayı nın ek binalarından birisinin Resim ve Heykel Müzesi olarak değerlendirilmeye başlanması, sanata devlet tarafından yapılan bir diğer önemli yatırımdır. 1938 yılında başlayan ve 1944 e kadar süren yurdu gezen ressamlar uygulaması, sanata ve sanatçılara yönelik desteğin ilginç bir örneğidir. Her yıl belli sayıda sanatçının, yurdun çeşitli yörelerini gezerek, ülke gerçeklerini ve görünümlerini yansıtan resimler yapmaları amaçlanmıştır. Böylece, C.H.P. tarafından halkevleri vasıtasıyla yürütülen bu program, hem sanatçılara maddi destek sağlanmasını hem de çağdaş sanatımıza yerel öğelerin girmesini sağlayacaktır. Yurdu gezen ressamlar uygulamasının hemen ardından, savaş yıllarının sanat ortamına canlılık kazandıran en önemli etkinlik olan Devlet Resim ve Heykel Sergisi gündeme gelir. Her sene Cumhuriyet Bayramı nda açılması planlanan sergilerin ilki, 1939 yılında gerçekleştirilmiştir. Devlet Resim ve Heykel Sergileri, her nesil ve anlayıştan sanatçının bir sanat ortamı içerisinde bulunma, eserlerini sergileme,

üretimlerini başlıca alıcı konumundaki resmi kurumların ilgisine sunma yolundaki en önemli etkinlik olmuştur. Cumhuriyet in ilk yıllarında devletin sanata verdiği önem, dönemin genç sanatçılarının da idealist yaklaşımlarının önünü açmıştır. Yurtdışında Lhote ve Hofmann gibi ustaların atölyelerinde çalışmış olarak 1927-30 yılları arasında yurda dönmeye başlayan sanatçılar, genç Türkiye Cumhuriyeti nin çağdaşlaşma ideallerini temsil eden modern bir sanat anlayışını beraberlerinde getirmişlerdir. Bu anlayış, Avrupa nın önemli sanat merkezlerinde yüzyılın hemen başlarında gelişen yenilikçi sanat akımlarının geç yorumlarını içermektedir. Natürmort, manzara, nü, portre ve günlük hayattan sahnelerle zenginleşen konu seçeneklerinin yanı sıra, Avrupa da izlenimcilik sonrası gelişen fovizm, kübizm, ekspresyonizm gibi sanatsal yaklaşımların bir sentezini ortaya koymuşlardır. Avrupa ya (büyük çoğunluğu Paris e) ilk sanatçı grubu 1924 yılında gitmiştir. Bunlardan iki yıl önce Almanya ya giderek, modern resmin önemli isimlerinden birisi olan Hofmann ın atölyesinde eğitim alan Ali Çelebi ve Zeki Kocamemi, Türk resminde yeni bir anlayışın ilk temsilcileri olmuşlardır. Genç sanatçılar yurda dönükten sonra Akademi kadrolarında ya da orta dereceli okullarda resim öğretmeni olarak yer almış, Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ve d Grubu gibi sanatçı birlikleri altında sergiler düzenleyerek sanatlarını paylaşmışlardır. Savaş yıllarında, sanatçıların bir kısmının silahaltına alındığı, malzeme sıkıntısı ve yüksek enflasyon gibi sorunların sanatsal üretimin önünü tıkadığı ve devlet yatırımlarının kısıtlandığı koşullar altında devlet- sanatçı ilişkisine temellenen sanat ortamı yeni bir sürece girmiştir. Sanatsal üretim ve sergiler azalmış, sanatçılar batıdaki sanat merkezleriyle bağlantı kuramamıştır. Batıda soyut sanatın yaygınlaştığı savaş sonrası dönemde, Türkiye tekrar dış dünya ile ilişkilerini arttırmaya başlamıştır. Batı sanat merkezlerini daha yakından izlemekte olan Türk sanatçıları, 1940 lı yılların sonlarında soyut sanata yönelişin ilk ipuçlarını vermişlerdir. Sanatçılarımızın yurtdışına çıkmaya başlamaları, yurtdışından gelen sergilerin artması ve yabancı yayınların daha rahat izlenebilmesi, soyut sanatın kısa sürede benimsenmesinde etkili olmuştur. Türk resmi 1950 lerle birlikte kısa sürede ve atak bir şekilde soyut anlayışı benimsemiştir. Sabri Berkel, Hakkı Anlı, Zeki Faik İzer gibi Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçılarından Adnan Çoker, Lütfü Günay, Ali Durukan gibi dönemin genç sanatçılarına değin farklı nesilden isimler soyut anlayışa yönelmişlerdir. Batının yüzlerce yıl boyunca geliştirip biçimlendirdiği figüratif resim geleneğini sonradan benimsemiş olan Türk ressamı, soyut anlayışın erken aşamalarından itibaren içinde yer alma ve özgün yaklaşımlar ortaya koyabilme fırsatını bulmuştur. Böylece Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçıları, bir anlamda Cumhuriyet in yenilikçi düşünce ortamında yetişmiş olmanın bir sonucu olarak 1950 li yıllarla birlikte ve sanatlarının olgunluk döneminde soyut sanata cesur bir şekilde yönelebilmişlerdir. Bu sanatçılar; serbest fırça vuruşlarıyla ışık etkilerini ön plana çıkaran klasik/izlenimci gelenekten geometrik biçim anlayışına temellenen kübist/konstrüktivist yaklaşıma ve 1950 lerden itibaren geometrik ya da lirik soyut sanata uzanan bir üslup çeşitliliği içinde, 1920 lerden 1980 lere kadar Türk resmine bireysel tarzlarıyla damgalarını vurmuşlardır. SERGİDE ESERLERİ YER ALAN SANATÇILAR ABİDİN DİNO [1913-1993] Aşk, her yerde. Hele sanatçı olunca... Aşk, eski bir Anadolu geleneği... Anadolu hep aşk ı sayıklamıştır... Biçimleri çizmek de aşk... Abidin Dino Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Doğduğu yıl ailesi Cenevre ye, ardından Fransa ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa da geçmiş, 1925 te ailesiyle birlikte İstanbul a dönmüştür. Anne ve babasının ölümünden sonra sanata olan ilgisinin ağır basması nedeniyle öğrenimini yarıda bırakmış ve ağabeyi şair Arif Dino nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başlamıştır. Bu yıllarda Nazım Hikmet in Sesini Kaybeden Şehir (1931) ve Bir Ölü Evi (1932) adlı kitaplarına kapak desenleri de çizmiş ve kendini çok genç yaşta ressam olarak kabul ettirmiştir. 1933 yılında d Grubu nun kurucuları arasında yer almıştır. Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere SSCB ye gitmiş burada üç yıl geçirdikten sonra Londra ya ve oradan da Paris e gitmiştir. 1937 de yerleştiği Paris te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulunmuştur. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisenstein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurmuştur. Abidin Dino Türkiye ye döndüğü yıl olan1939 da New York Dünya Fuarı ndaki Türk Pavyonu nun düzenlenmesi çalışmalarına katılmıştır. Yurt gezileri kapsamında Balıkesir de çalışmış olan sanatçı, 1940 da arkadaşlarıyla Liman çevresindeki balıkçıları konu alan Liman sergisini düzenlemiş ve toplumsal konulara eğilen Yeniler Grubu nun içinde yer almıştır. 1941 yılında Abidin Dino, siyasi nedenlerle önce Mecitözü ne (Çorum), sonra Adana ya sürgüne gönderilmiş 1952 de yurt dışına çıkış yasağı kalkınca kesin olarak Paris e yerleşmiştir. Türkiye deki ilk kişisel sergisini 1969 da açarak Paris çalışmalarının bir bölümünü göstermiş olan sanatçı, 1989 da Fransız Kültür Bakanlığı nın Sanat ve Edebiyat Altın Şövalye Nişanı ile ödüllendirilmiştir. Sanat Anlayışı: Dino, çizgi ve desenin ön plana çıktığı resimlerinde kendine özgü bir soyutlamaya ulaşmıştır. Toplumsal veya varoluşsal sorunlarıyla insan, sanatının temel unsuru olmuştur. Yörükler, Yüzler, Hücre, Atom Korkusu, İşkenceler, Goya dan Esintiler, Eller ve Uzun Yürüyüş serileri ressamın dünya görüşünü sanatıyla bütünleştirdiği çalışmalar olarak şekillenmiştir. ALİYE BERGER [1903-1974] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Şakir Paşa nın kızı olan ve ailesinde ressam Fahrelnisa Zeyd ve Nejad Devrim, yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı), seramik sanatçısı Füreya Koral gibi pek çok sanatçı bulunan Aliye Berger 1935-1939 yıllarında Berlin ve Paris te Fahrelnisa Zeyd in yanında kalmış, daha sonra Londra da baskı resim eğitimi almıştır. 1951 yılında yurda dönmüş ve ilk kişisel sergisini açmıştır. 1954 yılında Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği nin İstanbul kongresi dolayısıyla Yapı Kredi Bankası nın düzenlediği üretim konulu resim yarışmasında yağlıboya soyut resmi uluslararası jüri tarafından birincilik ödülüne değer bulunmuştur. Sanat Anlayışı: Gerek gravürlerinde gerekse yağlıboya resimlerinde kimi zaman soyutlamaya varan dışavurumcu bir anlayışta eserler üretmiştir.

AYETULLAH SÜMER [1905-1979] 60 yıllık resim hayatımda Atatürk ün bende bıraktığı ilk intiba halen ruhumda saklıdır. Ayetullah Sümer Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Aşar müdürü Mehmet Esat Bey in oğlu olarak İzmir de doğan sanatçı, ilk ve orta öğrenimini İzmir Sultanisi nde tamamlamıştır. Bu sırada İzmir in işgal yıllarına ve kurtuluşuna tanık olmuştur. Sümer, o yıllarda sanatla olan bağlantısını şu şekilde anlatır: İşgalde Türk okulları kapalı olduklarından evlerimizde çalışıyorduk. Ben 12 yaşından beri resim yaptığım için, resme, kemana ve edebiyata çalışıyordum. Mahallede sekiz arkadaştık. Bu konularda birlikte çalışmalarımız oluyordu. Bu sıralarda bendeki fotoğraftan Mustafa Kemal Paşa nın yağlı boya bir portresine başladım. Cumhuriyet in ilanının ardından 1925 yılında kendi olanaklarıyla Fransa ya gitmiş bir yandan Marsilya Ticaret Okulu na devam ederken diğer yandan Marsilya Güzel Sanatlar Akademisi nde Théophile Berengier nin atölyesinde klasik öğretiye bağlı bir resim anlayışı çerçevesinde eğitim almıştır. 1927 yılında yurda dönen sanatçı 1928 yılında İzmir Türkocağı nda ilk sergisini açmış aynı yıl devlet sınavını kazanarak yeniden Fransa ya bu defa Paris e gitmiştir. Sümer, Paris te P. Bauoduin le fresk çalışmış, 1932 yılında Versay Şehri Sergisi nde Siyahlı Kadın adlı resmiyle Seine- et- Oise Sanatsevenler Derneği üçüncü gümüş madalyasını almıştır. Bu sırada Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçılarının eğitimlerini pekiştirmek üzere devlet tarafından gönderildikleri Paris te 20.yüzyılın modern sanat akımlarından, atölye ortamından, müzeler ve sergilerden beslenmiştir. Sanatçı 1933 yılında yurda dönmüş 1971 yılında emekli olana kadar çalışacağı Güzel Sanatlar Akademisi ne atanarak, burada 1938 yılında fresk atölyesini kurmuştur. Bu arada Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ne girerek sergilerine katılmıştır. 1939 da, Devlet tarafından düzenlenen ve her yıl belli sayıda sanatçının Anadolu nun farklı yörelerinde resim üretmesini hedefleyen Yurt gezileri kapsamında Afyon a gitmiştir. Devlet Resim ve Heykel Sergileri ne de katılan sanatçı, 1966 yılında Akademi dışı bir grup sanatçıyla AS Grubu nu kurmuştur. 1977 yılında İstanbul da Resimde 60 Yıl sergisini düzenlemiştir. Sanat Anlayışı: Natürmortlar, aralarında Atatürk ve İnönü nün portrelerinin de yer aldığı portreler ve manzaralarıyla tanınan Sümer in sanatı genellikle klasik-akademik çizgiyle izlenimcilik arasında konumlandırılmaktadır. Bununla birlikte Adnan Çoker gibi kimi yazarlar Ayetullah Sümer in sanatında bir sentetizmin ve Art Deco üslubun etkileri üzerinde durmaktadırlar. BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU [1911-1975] Güneş yeryüzünü aydınlattıkça ressam, etrafını tetkik edecek ve karınca kaderince bize oradan hergün yepyeni renklere ve şekillere bürünmüş bir hayat parçası koparacaktır. Bedri Rahmi Eyüboğlu mıştır. 1936 yılında Ernestine (Eren) ile evlenmiş ve 1937 yılında Akademi Resim Bölümü nde Leopold Lévy nin asistanı olarak çalışmaya başlamıştır. Yurt gezileri kapsamında 1938 de Edirne 1941 de ise Çorum a gitmiştir. 1950 lerde duvar resmi çalışmalarına yoğunlaşan sanatçı 1958 yılında Brüksel Dünya Sergisi için 272 m² lik mozaik panoyu hazırlamış ve büyük ödülü kazanmıştır. Devlet Resim ve Heykel sergilerinde ödüller alan sanatçı 1969 yılında Sao Paolo Bienali nde onur ödülüne layık görülmüştür. Sanatçı, Akademi deki eğitimci görevi sırasında pek çok genç sanatçının yetişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Sanat Anlayışı: Halk sanatının ve Anadolu nun kültürel zenginliğinin kaynaklarına inerek oluşturduğu zengin resim dili, Batı resminin klasik ve modern ustalarının etkileriyle sentezlenmiştir. Eşi Eren Eyüboğlu ile birlikte farklı malzemelere yer veren deneysel bir yaklaşımı yaşamı boyunca sürdürmüştür. Onun Anadolu halk sanatına ilgisi izleyen kuşaktan pek çok sanatçının sanat anlayışını şekillendirmiştir. CEMAL TOLLU [1899-1968] Ben şahsen bir sanat eserinin her şeyden evvel form ve renk olarak, kompozisyon olarak plastik bir zevk vermesini isterim. Cemal Tollu Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçıları arasında yer alan Cemal Tollu, çocukluğundan itibaren var olan resim ilgisinin sonunda 1919 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisi ne (Güzel Sanatlar Akademisi) kayıt olmuştur. 1921-1923 yılları arasında Kurtuluş Savaşı na katılmak üzere eğitimine ara vermiş ve İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır. Savaştan sonra 1925 e kadar Edirne de vagon onarım atölyesinde çalışmış ve nihayet 1925 te okuluna yeniden başlayabilmiştir. 1926 yılında mezun olmuş ve bir süre Elazığ Öğretmen Okulu nda resim öğretmenliği yaptıktan sonra 1928 yılında Paris e gitmiştir. Burada biçim ve renk kurgusuna önem veren Andre Lhote atölyesinde eğitim görmüştür. Yurda döndükten sonra 1933 yılında Türk resim sanatı tarihinde önemli bir yeri olan d Grubu nun kurulmasına katkı sağlamıştır. Sanatçı, grubun 1940 ların sonuna kadar süren sergilerine katılmış ayrıca birçok gazete ve dergide sanat yazıları yer almaya başlamıştır. 1935-37 arasında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde çalışmış ve bu süreçte Mezopotamya ve Hitit sanatını yakından inceleme olanağı bulmuştur. 1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümü öğretmenliğine atanan sanatçı devlet tarafından düzenlenen yurt gezileri kapsamında Antalya, Burdur da çalışmış, Devlet Resim ve Heykel Sergileri nin üçüncüsünde birincilik ödülü kazanmıştır. Devlet sergileri başta olmak üzere pek çok sergiye katılan Tollu nun tek kişisel sergisi 1945 yılında Beyoğlu nda Galeri İsmail Oygar da açılmıştır. Sanat Anlayışı: Arkadaşı ressam Nurullah Berk in tam anlamıyla plastik bir desene dayalı olduğunu ifade ettiği Cemal Tollu nun resminde kompozisyon ön plandadır. Mevleviler, Hititler, Bursa görünümleri ve portrelerinde manzara ve figür ağırlık kazanmıştır. Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Ortaöğrenimini Trabzon da gördüğü sırada Cumhuriyet in ilk kuşak ressamlarından Zeki Kocamemi nin burada resim öğretmeni olmasıyla sanata olan ilgisi pekişmiştir. 1929 yılında Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı atölyelerinde eğitim aldıktan sonra 1931 yılında Paris e gitmiş ve burada Andre Lhote atölyesine devam etmiştir. 1933 yılında yurda dönen sanatçı bir yıl sonra d Grubu nun dördüncü sergisine katılmıştır. Paris te tanışmış olduğu ressam Ernestine in girişimiyle 1935 yılında Bükreş te, Hasefer Galeri de ilk kişisel sergisini aç-

ELİF NACİ [1898-1987] Türk resmi Alplerin ötesinden değil Torosların eteklerinden doğacaktır. Elif Naci Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1914 te Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Bölümü ne girerek İbrahim Çallı nın öğrencisi olmuştur. Öğrencilik yıllarında İfham da gazeteciliğe başlamıştır. İleri, Son Posta, Son Telgraf, Milliyet, Tan ve Cumhuriyet gazetelerinde çalışmıştır. Okulu bitirdikten sonra çeşitli illerde resim öğretmenliği yapmıştır. 1933 te beş ressam arkadaşıyla birlikte D Grubu nun kuruluşunda görev almıştır. 1937 de Türk İslam Eserleri Müzesi ne müdür yardımcısı olarak atanmış, kısa bir süre sonra müze müdürlüğüne getirilmiş ve bu görevini 1956 yılına kadar sürdürmüştür. Sanat Anlayışı: Resme lise yıllarında başlayan Elif Naci, akademideki öğrenciliği sırasında izlenimci anlayışın etkisinde kalmış ve özellikle ev içi resimleri yapmıştır. 1933 ten sonra D Grubu içinde yer alarak daha yenilikçi bir anlayışa yönelmiştir. Resimlerine, hat sanatının soyut özelliklerinden ve Selçuklu halılarının stilize öğelerinden esinlenerek oluşturduğu biçimler egemen olmuştur. Uzun süre bu anlayış doğrultusunda resim çalışmalarını sürdüren Elif Naci 1970 lerin sonlarında geometrik soyut anlayışa yönelmiştir. EREN EYÜBOĞLU [1912-1988] Çünkü pek fazla sözcüğe gereksinmemiz yoktu. Bizim sözcüklerimiz, cümle yapımız ve gramerimiz önümüzdeki desenler, resimlerdi. Eren Eyüboğlu Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1907 yılında Romanya nın Yaş kentinde dünyaya gelmiş, Yaş Güzel Sanatlar Akademisi nde resim öğrenimi yapmıştır. 1929 da Paris e gitmiş ve dört yıl Andre Lhote Atölyesi nde resim çalışmıştır. Burada Bedri Rahmi ile tanışmış ve iki sanatçı 1936 yılında İstanbul da yaşamlarını birleştirmişlerdir. Bundan sonra yaşamını Türkiye de sürdürmüş ve Bedri Rahmi ile Anadolu nun pek çok yerini gezmiştir. D Grubu nun içinde yer almış olan Eren Eyüboğlu 1938 yılında İstanbul Eminönü Halkevi nde ilk sergisini açmış ve bundan sonra pek çok sergiye katılmıştır. Eşiyle birlikte duvar resmi uygulamaları da gerçekleştirmiş ve Ankara Etibank binası, Hacettepe Hastahanesi, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı gibi pek çok binaya mozaik panolar yapmıştır. Sanat Anlayışı: Desene önem veren renkçi ve lekeci bir üslupta çalışmış olan sanatçının en önemli esin kaynağı Anadolu coğrafyası, kültür zenginlikleri ve Anadolu insanı olmuştur: Türkiye yi hiçbir zaman ikinci yurdum olarak görmedim. 1936 yılından beri anayurdum oldu Türkiye. Daha önce bilmediğim, tanımadığım nice değerler, bana çizip boyama, yaratma coşkusu veren değerler buldum yeni ülkemde. ERCÜMENT KALMIK [1909-1971] Ve yine bir ressamın da tablonun düz satıhlarından kurtulup, çerçevenin dışına üç buutlu formları renk, mesafe ve ışık içinde plastik bir nizamla kurmaya savaştığını görmekle yaptığı işi yadırgamayalım. Ercüment Kalmık Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1928 de Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü ne girerek önce Nazmi Ziya nın ve İbrahim Çallı nın öğrencisi olmuştur. 1939 da Paris e gitmiş ve André Lhote un atölyesinde resim çalışmıştır. Türkiye ye döndükten sonra Ankara ve İstanbul da çeşitli liselerde resim öğretmenliği yapmış 1947 de İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi nde renk ve şekil kompozisyonu dersleri vermeye başlamıştır. 1967-68 de Berlin Teknik Üniversitesi nin mimarlık bölümünde de konuk öğretim üyesi olarak temel tasarım dersleri vermiştir. 1969-1970 öğretim yılından itibaren Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ne Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü nü kurmak üzere görevlendirilir. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok karma sergiye katılmış, ilki 1941 yılında Eminönü Halkevi nde sonuncusu 1970 yılında Galeri I de olmak üzere kişisel sergiler açmıştır. Resmin yanısıra, Türk resminin kuramsal ve düşünsel kavramları üzerine makaleler kaleme alan, konferanslar ve radyo konuşmaları da gerçekleştiren Kalmık ın, Renklerin Armoni Sistemleri ve Tabiatta ve Sanatta Doku başlıklı iki kitabı 1950 lerde İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yayımlanmıştır. İstanbul, Gümüşsuyu ndaki evi, 1997 yılında Ayşe ve Ercüment Kalmık Müzesi adıyla müzeleştirilmiştir. Sanat Anlayışı: Türkiye ye döndükten sonra sürdürdüğü erken figüratif soyutlamalarında belirgin bir dış çizgi ve güçlü bir desen anlayışı vardır. 1960 larda balıkçıları, kayıkları ve yelkenlileri soyut bir manzara fonu önünde betimlemeye başlamıştır. Düz renk lekelerinin dış çizgilerle öne çıktığı bu dönem yapıtlarında lirik bir anlatım görülmektedir. Resmin yanı sıra oymabaskılar da yapan Kalmık ın 1960 larda gerçekleştirdiği baskılarda figüratif anlayış egemendir. Figürün yanı sıra nesnelere ve doğal görünümlere de yer verdiği bu yapıtlarında boşluk ve doluluklar dengeli bir biçimde kullanılmıştır. EŞREF ÜREN [1897-1984] Ben daima gözümün ve duygumun emrinde bir neferim. Eşref Üren Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Bursa Tarım Okulu nda eğitim görmekteyken 1917 yılında yedek teğmen olarak Çanakkale ye gönderilmiş ve terhis olduktan sonra eğitimine devam ederek İstanbul Halkalı Ziraat Mektebi ne gitmiştir. 1920 yılında kendi başına resme başlamış ve ilk yağlıboya tablosunu yapmıştır. Bir yıl sonra misafir öğrenci olarak Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi ne devam etmiş, ayrıca Muazzez Bey den resim dersleri almıştır. 1925 te Sanayi-i Nefise ye resmen kayıt olmuştur. Burada İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Avni Lifij gibi isimlerin öğrencisi olmuş Cemal Tollu; Turgut Zaim, Zeki Faik İzer, Hamit Görele gibi ressamlarla da dostluk kurmuştur. Yaşça büyük olduğundan arkadaşları ona dede demişlerdir. Okulun ardından 1928 yılında Paris te André Lhote un atölyesine katılmış, kısa süre sonra maddi olanaksızlıklar nedeniyle Türkiye ye dönmek zorunda kalmıştır. Erzurum da Öğretmen Okulu nda öğretmenliğe başlamış ayrıca Milliyet Gazetesi nde çeşitli denemeleri ve eleştirileri yayınlanmıştır. 1938 yılında eşi ressam Melahat Üren ile beraber Paris e Friesz in atölyesine gitmişler ancak II. Dünya Savaşı nın başlamasıyla Türkiye ye geri dönmüşlerdir. Ankara da Yıldırım Beyazıt Lisesi, Atatürk Lisesi ve Kurtuluş 3. Ortaokulu nda resim öğretmenliği yapmış, yurt gezileri kapsamında Yozgat, Kayseri ve Ağrı da çalışmıştır. 1945 yılında ilk kişisel sergisini açan sanatçı, Devlet Resim ve Heykel Sergilerine katılmış, dördüncüsünde üçüncülük, yedincisinde ikincilik ve 1964 yılında yirmi beşincisinde birincilik kazanmıştır. Sanatçı 1981 yılında Atatürk Sanat Armağanı nı almıştır. Sanat Anlayışı: Üren in sanatında renkçi bir üslupta ele aldığı manzaralar ön plana çıkmaktadır. Sanatçı arkadaşı Adnan Turani, Kurtuluş Parkı resimleriyle tanınan ustayı Kurtuluş un Utrillo su olarak tanımlamıştır. Özellikle doğadan yola çıkarak ulaşılan bir soyutlama onun resimlerinin ana karakteridir.

FAHRELNİSA ZEYD [1901-1991] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1901 de İstanbul da, ailesinin Büyükada daki köşkünde dünyaya gelmiştir. Babası devlet adamı, asker ve tarihçi Kabaağaçlı Mehmet Şakir Paşa dır. Şakir Paşa ailesi olarak anılan ve pek çok sanatçı yetiştirmiş olan bu ailenin kızıdır. 14 yaşında resme başlayan sanatçı işgal yıllarında Sanayi-i Nefise nin ilk kadın öğrencileri arasında yer almıştır. İlk evliliğini, Sanayi-i Nefise ye başladığı 1920 yılında, yazar İzzet Melih Devrim ile yapmış eşi ile beraber Avrupa kentlerine seyahat etme, yazar ve entelektüellerle tanışma fırsatı bulmuştur. Resim öğrenimini Paris te Ranson Akademisi Stalbach Atölyesinde ve Türkiye de Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail atölyesinde sürdürmüştür. İkinci evliliğini 1934 yılında, Ürdün ün Ankara temsilcisi ve Ürdün Kralı I. Faysal ın kardeşi olan Emir Zeid ile yapmıştır. Diplomat olan eşinin görevi nedeniyle Türkiye den ayrılan sanatçı, resim kariyerini Avrupa nın çeşitli kentlerinde sürdürmüştür. İlk kişisel sergisini 1944 yılında İstanbul da kendi evinde açmış ardından. Paris, Londra, New York, Brüksel gibi kentlerde açtığı onlarca sergisi olmuştur. Sanat Anlayışı: İkinci Dünya Savaşı nın sona ermesine kadar olan dönemde daha çok ev içi sahneleriyle öne çıkan sanatçı, bu tarihten sonra büyük boyutlu soyut resimleriyle Türk resminde özel bir yere sahiptir. FİKRET MUALLA [1903-1967] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Cumhuriyet in ilk kuşak ressamları arasında yer alan Fikret Mualla, yaşamının çoğunu geçirdiği Paris te Türk resminin önemli bir temsilcisi olmuş ve yapıtlarıyla buranın sınırsız sanat ortamında kendini kabul ettirmiştir. Münih Güzel Sanatlar Akademisi nde afiş ve desinatörlük eğitimiyle başlayan sanat yaşamı, daha sonraki yıllarda Berlin Güzel Sanatlar Akademisi nde resim eğitimi ile sürmüştür. Yurda döndükten sonra, resimlediği öykü ve oyunlar ya da sanatçı karikatürlerinin yanı sıra, Fikret Mualla nın 1928 den Paris e temelli gideceği 1939 yılına kadar, konu olarak daha çok İstanbul un çeşitli semtlerinden manzaralar yaptığı bilinmektedir: Yaşadığı bir olayın ardından akıl hastanesinde gözetim altında bir buçuk yıl geçirmiş ve aynı yerde tedavi gören Neyzen Tevfik ile dostluğu bu olayla başlamıştır. Yaşamı boyunca peşini bırakmayacak olan polis korku ve düşmanlığı da Fikret Mualla nın çıkmazlarına eklenecektir. Fikret Mualla nın babası 1938 yılında öldüğünde artık yüklü bir mirasın sahibidir ve kendine ait bütün mal varlıklarını satarak 1939 yılında Paris e yerleşmiş ve yaşamını Paris te sürdürmeye başlamıştır. Paris e gitmeden az önce Newyork Dünya Sergisi Türk Pavyonu nun içindeki Türk Kahvesi bölümünün duvarlarına 30 İstanbul görüntüsü resmetmiştir. Paris, Fikret Mualla için öğrenim gördüğü ya da kısa bir süre için ziyaret ettiği bir yer olmanın ötesinde, yaşadığı bir kenttir. Bir süre sonra Fikret Mualla için parasız günler başlamıştır. Fransa nın İkinci Dünya Savaşı na girmesi ve ardından Almanya nın Fransa yı işgali ile birlikte herkes için kötü bir dönem söz konusu olmuştur. İşte bu dönemlerde tablolarını karın tokluğuna ve günlük gereksinimlerini karşılamak üzere çok düşük fiyatlarda satmıştır. Sanat Anlayışı: İçinde yaşadığı Paris in sokaklarını, kafelerini, insanlarını, hastanelerini, otellerini kısaca yaşayan Paris şehrini resimlerine konu edinmiş ve bunlar kendini anlatmasına aracı olmuşlardır. Mualla, sokak resimleri, natürmortlar, müzisyenler gibi tekrar tekrar ele aldığı konularıyla renkçi ve anlatımcı bir resim dili ortaya koymuştur. HAKKI ANLI [1906-1991] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1932 yılında Sanayi Nefise Mektebi nden mezun olmuştur. İlk başlarda bir topluluk ya da akıma bağlı olmaksızın somut-figüratif eserler üzerinde çalışmıştır. İlk sergisini Ankara da açmıştır. 1941 yılında Halkevleri tarafından organize edilen yurt gezileri kapsamında Kütahya ya gönderilmiş ve o yöreyi yansıtan resimler yapmıştır. 1941 yılında D grubunun 9. sergisine resim vererek grup üyesi olmuş ve resmen dağılışına kadar sergilerine katılmıştır. 1947 yılında Paris e giderek iki yıl kalan sanatçı 1954 yılında Fransa ya yerleştikten sonra soyut resme yönelmiştir. Kişisel sergilerini Paris, Sankt Gallen, Münih gibi şehirlerde gerçekleştirmiştir. Sanat Anlayışı: Daha çok soyut resimleriyle tanınan sanatçının eserlerinde ışığın boyanın kendisinden gelmesini amaçlayan bir anlayış hakimdir. MAİDE AREL [1907-1997] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1935 yılında Güzel Sanatlar Akademisi nin Nazmi Ziya-Hikmet Onat Atölyeleri nden mezun olmuştur. 1945-50 yılları arasında Paris te Andre Lhote, Fernand Leger ve Metzinger atölyelerine devam etmiştir. İlk kişisel sergisini 1951 yılında İstanbul da açmıştır. Paris, Edinburg, Viyana gibi yerlerde karma sergilere katılmıştır. Sanat Anlayışı: Sanatçı kübist anlayışa bağlı eserleriyle Türk resminde Cumhuriyet in ilk kuşak sanatçılarının etkisinde kaldığı kübizmi en belirgin şekilde eserlerine yansıtan isimlerden biri olmuştur. NACİ KALMUKOĞLU [1896-1951] O, bir yıldızdı. Ama parlaklığını görebilmek için insanın biraz başını kaldırarak etrafına bakması gerekiyordu. Mahmut Cuda Yaşamı ve Sanat Eğitimi: Harkov da doğmuş ve Kalmuk Türklerinden olan sanatçı, sanat okulunda dekoratörlük eğitimi almıştır. Bolşevik Devrimi nin ardından 1920 yılında Türkiye ye sığınmış ve İstanbul daki diğer sığınmacıların da sağladığı olanaklarla çeşitli dekoratörlük işleri yapmaya başlamıştır. Cumhuriyet in ilanıyla Türk vatandaşlığına geçmiştir. Ankara Halkevi sahnesinin yapımında çalışmış, Ankara Konservatuarı için dekorlar hazırlamış ve İzmir Fuarı için dekoratif işler gerçekleştirmiştir. Bu süreçte yakın arkadaşı İbrahim Safi gibi kendini İstanbul sanat ortamında ressam olarak da kabul ettirmeyi başarmıştır. Galatasaray sergilerine katılmış ve 1940 lı yılların başından itibaren Ankara ve İstanbul da pek çok kişisel sergi gerçekleştirmiştir. Kalmukoğlu, 1951 yılında bir kaza sonucu yaşamını kaybetmiştir. Sanat Anlayışı: Akademik bir anlayışla izlenimcilik arasında konumlandırılabilecek üsluptaki resimlerinde güçlü bir desen alt yapısı hissedilmektedir. Natürmort çalışmaları, nü leri, tarihi konulu resimleri ve karakterleri iç dünyalarıyla yansıtan başarılı portrelerinin yanı sıra özellikle Boğaz ın ve Haliç in başat olduğu, ışıkla değişen İstanbul görünümlerini içeren manzaralarında güçlü bir resim dili ortaya koymuştur.

ŞEFİK BURSALI [1903-1990] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1921-1930 yılları arasında, Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi nde, İbrahim Çallı Atölyesi nde öğrenim görmüştür. Avrupa bursuyla eğitimini sürdürdükten sonra İzmir, Konya ve İstanbul da resim öğretmenliği yapmıştır 1936 da Atatürk ün isteği üzerine Moskova, Kiev ve Leningrad da Türk resmini tanıtan sergiler düzenlemiştir. 1937 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ne öğretim görevlisi olarak atanmıştır. 1967 de emekli olarak Ankara ya yerleşmiştir. Sanat Anlayışı: Kuşağının diğer sanatçılarından daha fazla klasik/izlenimci geleneğe bağlı kalan sanatçı özellikle Bursa, Konya ve İstanbul un tarihsel dokusunu ve doğasını yansıtan manzaralarıyla tanınmaktadır. ŞEREF AKDİK [1899-1972] Yaşamı ve Sanat Eğitimi: 1915 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi nde öğrenim görmüş, burada Hikmet Onat ve İbrahim Çallı nın öğrencisi olmuştur. 1925 te okulu bitirince Devlet tarafından açılan sınavı kazanarak Paris e gönderilmiş ve Julian Akademisi nde Paul Albert Laurens atölyesinde çalışmıştır. Avrupa nın çeşitli ülkelerini gezerek müzelerdeki ünlü resimlerden reprodüksiyonlar yapmıştır. 1928 yılında Türkiye ye döndükten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü ne resim öğretmeni olarak atanmıştır. Bu yıllardan başlayarak Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği nin hemen hemen bütün sergilerine katılmıştır. İlk kişisel sergisini 1957 yılında İstanbul da açmıştır. Sanat Anlayışı: Atatürk Telgraf Başında, Köy Mektebi gibi erken çalışmalarında figürlü kompozisyonlarıyla dikkat çeken sanatçının1950 ye doğru, İstanbul çevresini sürekli ve değişmeyen bir konu olarak işlediği görülür. Çamlıca, Salacak, Kalamış manzaraları, şiirsel bir palet ve rahat bir kompozisyon algısıyla karşımıza çıkar. Mehmet Üstünipek

1 Abidin Dino Gül Kağıt Üzerine Guaj, 47x27 cm Aliye Berger Yangın Tuval Üzerine Yağlı Boya, 43x33 cm 2

3 Ayetullah Sümer Ayetullah Sümer Natürmort (Sürahi ve Bardak) Atatürk Portre Tuval Üzerine Yağlı Boya, 33x40 cm Tuval Üzerine Yağlı Boya, 49x39 cm 4

5 Ayetullah Sümer İstanbul Kızkulesi Tuval Üzerine Yağlı Boya, 60x107 cm Ayetullah Sümer Manzara 6

7 Bedri Rahmi Eyüboğlu Öpücük Kağıt Üzerine Karışık Teknik, 22x28 cm Cemal Tollu Desen Çalışma Kağıt Üzerine Karakalem, 28x19 cm 8

9 Elif Naci Peyzaj Karton Üzerine Yağlı Boya, 24x31 cm Ercüment Kalmık Kitap Okuyan Nü Tuval Üzerine Yağlı Boya, 45x38 cm 10

11 Ercüment Kalmık Çay Bahçesi Kağıt Üzerine Sulu Boya, 39x33 cm Ercüment Kalmık Lynon dan Peyzaj Kağıt Üzerine Suluboya, 43x32 cm 12

13 Eren Eyüboğlu Natürmort Tuval Üzerine Yağlı Boya, 33.5x53.5 cm Eren Eyüboğlu Çınar Ağacı Tuval Üzerine Yağlı Boya, 73x50 cm 14

15 Eren Eyüboğlu Kübik Portre 48x64 cm Eren Eyüboğlu Figüratif Karışık Teknik, 68.5x97.5 cm 16

17 Eşref Üren Peyzaj Tuval Üzerine Yağlı Boya, 45x58 cm Eşref Üren İlk Meclis Binası Kağıt Üzerine Karakalem, 25x35 cm 18

19 Fahrelnisa Zeyd Orman (Peyzaj) Kağıt Üzerine Karışık Teknik, 47x57 cm Fikret Mualla Bistro Kağıt Üzerine Guaj, 23x26 cm 20

21 Hakkı Anlı Evden Bahçe Görünümü Tuval Üzerine Yağlı Boya, 62x50 cm Hakkı Anlı Soyut Çin Mürekkebi, 20x16 cm 22

23 Maide Arel Kore de Karargah Tuval Üzerine Yağlı Boya, 52x42 cm Naci Kalmukoğlu İstanbul Mukavva Üzerine Yağlı Boya, 26x37 cm 24

25 Naci Kalmukoğlu Natürmort Tuval Üzerine Yağlı Boya, 66x79 cm Naci Kalmukoğlu Maçka dan Dolmabahçe Duralit Üzerine Yağlı Boya, 32x45 cm 26

27 Naci Kalmukoğlu Çıplak Venüs (Uzanmış Nü) Mukavva Üzerine Pastel Boya, 27x60 cm Naci Kalmukoğlu Haliç te İskele Tuval Üzerine Yağlı Boya, 36x50 cm 28

29 Naci Kalmukoğlu Kayıklar Mukavva Üzerine Yağlı Boya, 31x34 cm Naci Kalmukoğlu Evde Oturan Kadın, Boğaz Manzarası Kontraplak Üzerine Yağlı Boya, 42.5x52.5 cm 30

31 Naci Kalmukoğlu Süleymaniye den Haliç e Bakış Tuval Üzerine Yağlı Boya, 103x200 cm Şefik Bursalı Sarayburnu na Bakış Duralit Üzerine Yağlı Boya, 32.5x41 cm 32

33 Şeref Akdik Büyükada Karton Üzerine Yağlı Boya, 26x35 cm Şeref Akdik Peyzaj Tuval Üzerine Yağlı Boya, 49.5x64.5 cm 34

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ ATAKÖY YERLEŞKESİ www.iku.edu.tr www.ikusag.com