Serkan ADALIOĞLU, PhD.c SMMM 6736 SAYILI KANUN İLE BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER 3 Ağustos 2016 tarihinde TBMM Genel Kurul unda kabul edilen 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 19 Ağustos tarih ve 29806 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu 6736 sayılı Kanun un uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmiş olduğu 1 Sıra No lu Tebliğ de 23 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6736 sayılı Kanun un 7. Maddesi, kamuoyunda Varlık Barışı adı altında bilinmekte olup Bazı varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına İlişkin Hükümler den oluşmaktadır. Kanun un 7. Maddesinin (1), (2) ve (3) No lu fıkralarında Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının gerçek ve tüzel kişiler tarafından 31.12.2016 tarihine kadar Türkiye ye getirilmesi ile ilgili hükümler, (4) No lu fıkrada ise Türkiye de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından kanuni defterlerine kaydedilmesi ile ilgili hükümlere yer verilmektedir. (5) No lu fıkrada, Türkiye ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararların, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim konusu yapılamayacağı vurgulanırken, (6) No lu fıkrada, (1) ve (4) No lu fıkralarda belirtilen varlıkların kayıt altına alınmasından dolayı bu işlemden yararlananlar veya bunların kanuni temsilcileri hakkında bu kanun kapsamında herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturmanın yapılamayacağı hususu vurgulanmaktadır. (7) No lu fıkra ise, ilgili maddenin (1), (3) ve (4) No lu fıkralarında bildirilen 31.12.2016 tarihinin Bakanlar Kurulu tarafından altı aya kadar uzatılabileceği, Türkiye ye getirilen varlıkların bildirim ve beyanına dair usul ve esasların belirlenmesinde Maliye Bakanlığı nın yetkili olduğu konusu belirtilmiştir.
Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması İle İlgili Geçmiş Yıllarda Çıkarılan Kanunlar: 5811 sayılı Kanun ile Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkında kanun 22.11.2008 tarih ve 27062 sayılı Resmi Gazete de onaylanarak yürürlüğe girmiştir. o Söz konusu kanun 01.10.2008 tarihi itibariyle yurtdışında bulunan, para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belge ile ispat edilen taşınmazların kayda alınması suretiyle %2 oranında bir verginin ödenmesini, o Türkiye de bulunan ancak 01.10.2008 tarihi itibariyle işletme Özkaynaklar içinde yer almayan aynı varlıkların %5 oranında bir verginin ödenmesi ile kayda alınmasını kapsamaktaydı. 5811 sayılı Kanun bu hali ile bugün yürürlükte olan 6736 sayılı kanun ile yurtiçi ve yurtdışındaki varlıkların kayıt alınması anlamında benzeşmekte olup temel olarak aşağıda belirtilen hususlar itibariyle 6736 sayılı kanundan farklıdır. Şöyle ki; o 5811 sayılı kanunda yurtdışında bulunan varlıkların kayıt altına alınması işleminde %2, yurtiçinde bulunan varlıkların kayıt altına alınmasında ise %5 oranında bir vergi yükümlülüğünün doğacağını belirtirken 6736 sayılı kanunda yurtiçi ve yurtdışında bulunan varlıkların kayıt altına alınmalarına istinaden varlıklar üzerinden hesaplanacak bir vergi yükümlülüğü bulunmamaktadır. o 5811 sayılı kanunda yurtdışında bulunan varlıklardan varlığı kanaat verici bir belge ile ispat edilen taşınmazların kayda alınabileceği ifadesi yer alırken 6736 sayılı kanunda yurtdışında bulunan varlıklar tanımlaması 7. Maddenin (1). Fıkrasında Para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, şeklinde yapılmıştır. o 5811 sayılı kanun uyarınca Yurtdışında sahip olunan varlıkların kayıtlara intikali ile ilgili olarak bilanço hesabına göre defter tutan mükelleflerin yasal defterlerine kaydettikleri varlıklar için pasifte özel bir fon hesabı açacakları ve bu hesabın sermayenin bir unsuru olarak kabul edileceği ve sermayeye ilave (6 ay içinde) dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı konusuna vurgu yapılırken, 6736 sayılı kanunun 7. Maddesinin (2). Fıkrası uyarınca işletme kayıtlarına alınan söz
konusu varlıkların vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler ifadesi yer almaktadır. 6486 sayılı Kanunun 13. Maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa geçici 85. Madde eklenmiştir. 21.05.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kanunun 13. Maddesi özetle aşağıdaki hükümleri içermekteydi. o Gerçek veya tüzel kişilerce, 15.4.2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların, 31.7.2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, bankalara veya aracı kurumlara bildirilmesi ya da vergi dairelerine beyan edilmesi durumunda, beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. 6486 sayılı Kanun un 13. Maddesi, 5811 ve 6736 sayılı kanunların ilgili maddesiyle karşılaştırıldığında sadece yurtdışında bulunan varlıkları kapsaması yönünden diğerlerine göre daha dar kapsamlıdır. Ancak 6486 sayılı kanun da 5811 sayılı kanun gibi varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların kayıt altına alınmasını kapsamaktadır. 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun Uygulanmasına Dair 1 Sıra No lu Genel Tebliğ ve Esasları o Yurtdışında Bulunan Varlıkların Kanuni Defterlere Kaydı Yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 31.12.2016 tarihine kadar Türkiye ye getiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu madde hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Türkiye ye getirilme ifadesi ile varlıkların Türkiye deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi veya menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesi kastedilmektedir. Bu bildirim ve / veya transfer tek seferde olabileceği gibi ilgili tarihe kadar birden fazla seferde de yapılabilecektir. İşletme kayıtlarına dâhil edilen varlıklar, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Buna ek olarak söz konusu varlıklar, herhangi bir sınırlamaya tabi
olmaksızın işletmeden çekilebilecek ve işletmeden çekilen bu varlıklar dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Başka bir deyişle, söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması halinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir. Varlıkların kayıtlarında V.U.K. nun iktisadi işletmelere dâhil kıymetleri değerlemeye ilişkin hükümlerine göre tespit olunan değerleri esas alınacaktır. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, işletme aktifine kayıt ettikleri varlıkları için pasifte özel bir fon hesabı açabileceklerdir. Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek olup sermayeye eklenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Özel Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiyesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi Gelir Vergisi Kanununun 81. Maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 18, 19 ve 20. Maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir. İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek kazanç defteri tutanlar da söz konusu varlıkları defterlerinde ayrıca gösterebileceklerdir. Kayıtlara alınan varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim konusu olarak kabul edilmeyecektir. Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan kredilerin kapatılmasında kullanılabilecektir. Ancak kapatılması düşünülen kredinin maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlere kayıtlı olması ve kapama işleminin de en geç 31 Aralık 2016 tarihine kadar gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Borcun defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, ödemede kullanılan varlıkların Türkiye ye getirilme şartı da bulunmamaktadır.
Buna ek olarak kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avansları da yurtdışında bulunan söz konusu varlıkların kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türkiye ye getirilmiş olanlardan da karşılanabileceği belirtilmiştir. Sermaye avanslarının defter kayıtlarından düşülmesi ve varlıkların işletme faaliyetlerinin finansmanında kullanılması suretiyle bu madde hükümlerinden faydalanacaktır. Örneğin, ABC işletmesinin kanuni temsilcisi Ali Bey tarafından söz konusu kanunun ilgili maddesinden yararlanmak maksadıyla 30 Eylül 2016 tarihinde Fransa dan banka aracılığıyla 1.000.000 Euro yu şirketin XXX bankası Kadıköy şubesi hesabına havale etmesi durumunda yapılacak olan kayıt aşağıdaki şekilde olabilecektir. (1 Euro = 3.30 TL) Bildirilen veya beyan edilen dövize ilişkin kayıt 30.09.2016 tarihli yevmiye kaydı 102 Bankalar 3.300.000 525 Varlık Barışı Fon Hesabı 3.300.000 ------------------------------------------ / ------------------------------------------------------- Fonun sermayeye eklenmesine ilişkin kayıt 525 Varlık Barışı Fon Hesabı 3.300.000 500 Sermaye 3.300.000 ------------------------------------------ / ------------------------------------------------------- Nazım Hesaplara ilişkin kayıtların ise aşağıdaki gibi olması gerekir. 961 Yurtdışından Getirilecek Varlıklar 3.300.000 960 Yurtdışından Getirilecek Varlıklar 3.300.000
o Yurtiçinde Bulunan Varlıkların Kanuni Defterlere Kaydı Türkiye de bulunan ancak kanuni defterlerinde kayıtlarda yer almayan para, altın döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, ilgili Gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefleri tarafından 31.12.2016 tarihine kadar yasal defterlere kayıt edilebilecektir. Yurtdışı varlıkların kanuni defterlere kaydından farklı olarak kanun, Türkiye deki varlıklar grubuna taşınmazları da dâhil etmiştir. Taşınmaz tanımı, Türk Medeni Kanununun 704. Maddesinde belirtilen; Arazi Tapu Siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar Kat Mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak sayılmıştır. Taşınmazların işletme kayıtlarına alınmasında, taşınmazların rayiç bedelleriyle ve Türk Lirası karşılığı kayıt altına alınması esas olacaktır. Rayiç bedel, alım satım bedeli olup taşınmazın gerçeğe uygun değerini yansıtması gerekmektedir. Defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır. Gelir veya Kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınmayacak olup, söz konusu yurtiçi varlıklar, dağıtılabilir kazancın tespitinde de dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, işletme aktifine kayıt ettikleri varlıkları için pasifte özel bir fon hesabı açabileceklerdir. Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek olup sermayeye eklenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Özel Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiyesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi Gelir Vergisi Kanununun 81. Maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 18, 19 ve 20. Maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması durumunda kar dağıtımından mütevellit stopaj yapılmayacak olup, gerçek ve tüzel kişi ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir.
İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek kazanç defteri tutanlar da kanuni defterlerinde yer almayan yurtiçindeki söz konusu varlıkları 31.12.2016 tarihine kadar işletme ve serbest meslek kazanç defterlerine kayıt edebileceklerdir. İşletmeye kaydedilen söz konusu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir. 6736 sayılı kanunun 7. Maddesinin ilgili hükümleri uyarınca Türkiye ye getirilen veya zaten Türkiye de bulunan ve kanuni defterlere kaydedilen varlıklar ve getirenler hakkında başkaca bir nedenle gerekli olması haricinde hiçbir şekilde vergi incelemesi, tarhiyatı, herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezası kesilemeyecektir. Burada önemli olan nokta, bu işlemin yapılmasından dolayı ve bu işlemden dolayı bir vergi incelemesi, araştırma, soruşturma ve kovuşturmanın yapılmayacağı ve ancak başkaca bir nedenden dolayı gerekli görülmesi durumunda bu inceleme ve soruşturmaların yapılabileceği konusudur. Gerek yurtdışından Türkiye ye getirilen gerekse de Türkiye de olup kanuni defterlere kayıt edilecek olan varlıklar, devlet tarafından veya devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller ile, yurtiçi ve yurtdışındaki banka, aracı kurum ve benzeri finans kuruluşları, posta idareleri, noter, yurtdışı varlıkları ile ilgili olarak söz konusu ülkedeki Türk elçilik ve konsoloslukları veya benzer nitelikteki temsilciler tarafından tasdik olunan belgeler ile tevsik edilebilirler. 6736 sayılı kanunun 7. Maddesinin (7) no lu fıkrasında yer alan Maliye Bakanlığı, madde kapsamına giren varlıkların Türkiye ye getirilmesi, bildirim ve beyanı ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirim ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir ifadesi ile kanunun ilgili maddesinin uygulanmasına dair yayımlanan 1 Sıra No lu Tebliğ e ek olarak yeni uygulama tebliğ veya tebliğlerin hazırlanmakta olduğu, bildirim sürelerinin yıl sonu olması itibariyle hazırlanacak diğer tebliğlerin Eylül veya Ekim aylarına kadar yayımlanmasının muhtemel olduğunu söyleyebiliriz.