İTALYA NOTLARI (GEZİ-POLİTİK) SANAT:



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Aşşk Kahve ve Laduree

İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik.

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Iron Butt Reports - 09 July 2011

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile. Çin. Kurban Bayramı'nda Çin. Pekin-Xian-Shangai-Suzhou. 11 Eylül - 19 Eylül 2016 (9 gün - 8 gece)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

NORMANDİYA & BRETONYA

İTALYA İMAR, ŞEHİRCİLİK ve BELEDİYE HİZMETLERİ İNCELEME ve TETKİK GEZİSİ VENEDİK, FLORANSA, ROMA ( EYLÜL 2017 ) 6 GÜN, 5 GECE

SERDA BÜYÜKKOYUNCU İLE NORMANDİYA & BRETONYA

İTALYA İNCELEME VE TETKİK GEZİSİ VENEDİK FLORANSA ROMA ( HAZİRAN 2013 ) - 6 GÜN 5 GECE

GÜNEY İTALYA TURUMUZ HAZIR

Masallar Kenti Mardin i Nükhet Everi ile Geziyoruz!

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

10SORUDA AİLE SİGORTASI

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Ajmer-Jodhpur

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Saffet Emre Tonguç eşliğinde AMALFİ ( Positano & Ravello & Sorrento & Capri & Pompeii & Napoli )

Dağların ardındaki okyanusların arasında kalmış yemyeşil ve masmavi bir doğanın tertemiz doğasında bir nefesten ötesi...

Lübnan - Beyrut BEYRUT

ALSACE NOEL PAZARLARI

LJUBLJANA DA NOEL PAZARI Aralık 2016 / 3 Gece 4 Gün

HALFETİ Yİ GEZDİĞİNİZDE SAŞIRACAKSINIZ! Şaşırarak gezdim Halfeti yi. Abdullah Öcalan ın doğduğu yer olan Halfeti ye, Acaba güvenli mi?

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

MASAL DİYARINDA NOEL PAZARI COLMAR & STRASBOURG

Dünyadaki tek örnek KUTNA HORA NIN GİZEMİ: KEMİKLİ KİLİSE O her ziyaret edenin gönlünde taht kuran Prag ı bir kenara bırakarak, küçücük bir kasabayı

Korkut un Hindistan Güncesi - 2 Delhi. 2 Delhi Cuma Delhi`de 2.gün

Korkut un Hindistan Güncesi. 6 Haridwar-Varanasi Carsamba Persembe


Tur Programı. Van Gogh'un tablolarından çıkmış gibi, rüya gibi bir yolculuk

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

Amsterdam Turu 3 TUR ÖZELLİKLERİ. 1.Gün: İstanbul Amsterdam "Şehir Turu" 2.Gün: Amsterdam Serbest Gün veya Büyük Hollanda Ekstra Turu

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE NORMANDİYA SAHİLLERİ Ekim 2017

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

ne ne (de) İstanbul küçük ve sakin (bir şehir) değil. İstanbul ne küçük ne (de) sakin. İstanbul büyük ve gürültülü bir şehir.

22-27 EYLÜL 2014 FİNLANDİYA GEZİMİZ 22,09,2014 PAZARTESİ - BULUŞMA VE PISA SALI - ALVAR AALTO SAĞLIK VE SPOR FAKÜLTESİ

UZAYLILAR OLMASIN ABİ!

11 GÜN 10 GECE / ODA KAHVALTI HAREKET 1.GÜN TÜRKİYE&YUNANİSTAN Ankara İstanbul İpsala Sınırı - Kavala

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Roma Turu TUR ÖZELLİKLERİ. 1.Gün: İstanbul Roma "Şehir Tanıtım Turu" 2.Gün: Roma Castel Gandolfo & Nemi & Outlet Ekstra Turu"

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

BEYŞEHİR BELEDİYESİ BEYFOT 4. ULUSAL FOTOĞRAFÇILAR BULUŞMASI FOTOMARATONU

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ

Doğukan Türkekul Akgün TURK Seda Uyanık. Tarih: Başlık: Budapeşte Gezi Notlarım. Budapeşte Gezi Notlarım

AFRİKA DAKİ AKDENİZLİ TUNUS Türk Hava Yolları ile - 3 Gece 4 Gün

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

* * * Mevsim tatilini fırsat bilip, Cemre ile birlikte hem Yunan adaları turu yaptık, hem de Bodrum'd an Kekova 'ya kadar denizden dolaştık.

Beyrut. Beyrut (20-24 Nisan 2011)

26 Eylül Budapeşte - Viyana Turu Gezi Notları / Ayberk Yurtsever

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE FRANSIZ ŞATOLARI 05 Nisan 2018 / 3 Gece 4 Gün

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

Sağlıklı nesiller için, sağlıklı balıklar büyütmek gerek

Baştan Başa Fas Turu

SIRADIŞI LJUBLJANA Yıl boyunca HER PERŞEMBE / 3 Gece 4 Gün

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

KURBAN BAYRAMINDA FRANSIZ ŞATOLARI Ağustos 2018 / 3 Gece 4 Gün

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Gelelim şehir içi ulaşım ücretlerine...

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 2 Kasım Kasım 2014

Roma İmparatorluğu nda uygulanan taş kaplı yol kesiti A: toprak, B-D: taş katmanlar, E: taş kaplama, F: kaldırım ve G: bordür

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

RUHUN GIDASI SEYAHATLER

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ


USD

Gezi, 4 gece konaklama 5 gündüz şeklinde olacak. Gidiş: Havayolu ile İstanbul - Bosna, Dönüş; Üsküp - İstanbul olacak. 5 Ülke 12 vilayet gezilecek.

POLONYA DA ERASMUS GDYNIA MARITIME UNIVERSITY 2018 BAHAR

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

SIRADIŞI FRANSIZ ŞATOLARI

FİYATLAR EURO DEĞİL TL İSTANBUL ÇIKIŞLİ İNANILMAZ ama GERÇEK ÇOCUKveYETİŞKİN-1750 TL

Öğrenci Dostu ŞEHİR. Söylemiş miydik Katip Çelebi Üniversitesinde okuyorsan okula İZBAN metro ile kolayca ulaşabiliyorsun

Transkript:

İTALYA NOTLARI (GEZİ-POLİTİK) Esasen bu notların yazılış amacı, bir sonraki seyyaha kolaylık sağlamak değildir. Bu notların yazılış amacı; 2012 nin bu son günlerinde, AB nin kurucu üyesi İtalya ile aramızdaki kültürel-sosyal-ekonomik farkları yerinde görmüş olarak analiz etmektir. SANAT: 1- Konunun gündemde olması hasebiyle öncelikle şunu söylemeliyim ki, Floransa(Firenze) şehrinde Rönesans dönemine ait resimleri ile yine aynı döneme ait eserlerin teşhir edildiği Uffizi Müzesine giriş ücreti 12 iken benim ülkemdeki Devlet Resim ve Heykel Müzesine ait 480 adet tablonun bizzat devletin ilgili kurumları tarafından 1980 ihtilali sonrasında talan edilmesi ve şimdilerde de bulunması için çaba sarf edilmesi karşısında şaşkın ve utanç içindeyim. 2-Toplam 8 vilayetini ve 5 eyaletini gördüğüm İtalya da soru sorduğum her İtalyan ın şehrindeki tarihi eserle ilgili az da olsa bir şeyler bildiğini fark ettim. Acaba diyorum Ankara da Anadolu Medeniyetleri Müzesi diye bir müzenin varlığından ve nerede olduğundan Ankara da oturan kaç kişi haberdardır? Bundan da vazgeçtim, Ulus ta ki ilk meclis müzesini bedava olduğu halde kaç kişi ziyaret etmiştir? 3-8 İtalyan şehrindeki en önemli eserlerin heykellerden oluştuğunu söylemem gerek. Zaten bir turist Türkiye gibi bir ülkeden gidiyorsa kendisine sorduğu soru herhalde şöyledir: Yahu dünyanın tüm heykeltraşları bu ülkede mi toplanmıştır? Bu sorunun cevabını kim ne verir bilemem ama benim cevabım evet. Sanatın dünyaya her alanda ihraç edildiği, sanatçının korunduğu, sanatın ve sanatçının özgür olduğu bir ülkede ortaya konan eserleri görünce, üstüne bugün bu eserleri görmek için turistik anlamda paraya tedavül edildiğini görünce birinci maddedeki şaşkınlık ve utanç düzeyim katlandı. 4-Hakkını yemeyeyim, özellikle heykel şaheserlerinden önemli eserler bizde de İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Ben her iki

ülkedeki eserleri görmüş birisi olarak gönlüm bizdekinde kaldı. Sadece Büyük İskender Lahiti önünde durup 10 dk seyretmeye değer. Ama Floransa daki Davut heykeli de bir o kadar muhteşem. 5-Özellikle kilise, manastır, bazilika ya da adı her neyse her ibadethane de Hz. İsa ve getirdiği dinin geçmişindeki bazı olayların resmedildiği ve bu resimlerin bu ibadethanelerde asıldığı ve bu resimler önünde insanların ibadet ettiğini gördüm. Hattı zatında bu sahnelerin bronz rölyeflere işlendiği ve kapı kanatlarına asıldığını farkettim. İşte o zaman anladım ki resim sanatının bu dini kabul eden ülkelerdeki gelişmesinin nedeni aslında dinin ta kendisi. Peki bizdeki durum ne? Vallahi, İslam dininde resim caiz değildir derler, ben 114 surenin 6666 ayetin hiçbirinde resmi yasaklayan sarih bir kutsal kelam görmedim. Kuran ın düzenlemediği bir alanın kendisine alim, ulema, molla ya da adı her neyse zevat tarafından yasaklanmış olmasının İslamın içeriğini boşaltılmasına hizmet ettiğini, bu tür insanların da din görevlisi olarak tepemize çıkarılmasının İslamı şekillere hapsedilmesine yani dar kalıplara sıkıştırılmasına hizmet ettiğini düşünüyorum. 6-İtalya da gezdiğim her şehirde sokak ve metro çalgıcıları vardı ve bunlar bizimkilerin deyimiyle 1-2 çapulcu değildi. Müzikle uğraşan birisi olarak diyebilirim ki oldukça iyi icracılardı ve bedavaya amme hizmeti yapıyorlardı. Bizde sadece İstanbul da o da İstiklal caddesi ve Ortaköy de kısmen de Kadıköy bölgesinde görülebilen bu sokak müzisyenlerinin az olması sizce neyle açıklanabilir. Acaba sanat sadece içine tükürmek yapıldığı için olabilir mi? ULAŞIM: 1-Şimdilerde ekonomik bunalım içinde olduğu bilinen İtalya da ülkenin dört bir köşesi birbirine yüksek hızlı tren ile bağlanmış durumda. Malumu aliniz biz daha iki metropol şehri birbirine bağlayamadık. Hattı zatında aynı hatlara paralel otobanlar da yapmışlar. Yani hem karayolu hem demiryolu ulaşımı açısından mükemmel kelimesi bence yetersiz kalıyor. Gezim sırasında hani bizlerde her şehirde bulunan otobüs terminali vardır ya ben sadece Floransa da gördüm, merak ettim, içeri girdim baktım, meğerse ilçeler arası ulaşım için, o da uzak köşelerdeki trenin ulaşmadığı ilçeler için kullanılıyormuş.

2 -Bizdeki otobüs terminali kalabalıklarını orada tren istasyonlarında görebiliyorsunuz. Hani Zeki-Metin in bu insanlar nereye bakıyor diye bir film vardı ya, orada da oldukça makbul bir kalabalık kaldırmış kafalarını yukarıda bir şeye bakıyorlar. Baktım neye bakıyorlar diye. Hepsi, gidecekleri yerin treninin kalkış yolunu ve saatini takip ediyorlar. Bu ekranlar o kadar büyük ki, kalabalık düşünülerek geniş bir alana izlemeleri için dağıtılmış. Tabii, belirtmeden geçmemek lazım. Tren yolu bizdeki en çok yolu olan Haydarpaşa dikkate alınırsa 10-15 kadar değil, tam 30 küsur yol var. (Milano, Roma) Birinci ile sonuncusu arasında yürüyerek 4-5 dakika mesafe var. 3-Şehir içi ulaşımı görünce işte o zaman çok utandım. Çünkü adı dolmuş olan ilkel bir araç hiç görmedim, hatta otobüs bile çok yoktu. Ulaşımın önemli bölümü metro ve finiküler sistemle icra ediliyordu. Ülkenin en yoksul bölgesi olan Napoli de bile şehrin altında tam 6 adet metro ve finiküler hattı kurulmuştu. Kısacası şehiriçinde veya şehirdışında bir yerden ulaşımın en hızlı ve en hesaplı yolu bizde bir zamanların komünist icadı olan demiryolları ile yapılıyor. Tabii doğal olarak bizdeki gibi çeşit çeşit benzin istasyonu göremiyorsunuz. Orda ben sadece topu topu 3 çeşit akaryakıt dağıtım şirketi gördüm. 4-Ulaşım denilince tabii akla para ve bilet geliyor. Örneğin İstanbul da Akbiliniz ya da yeni adıyla İstanbul Kartınız var diyelim, şehrin en uzak yeri olan Tuzla dan Kadıköy e oradan Eminönü ne oradan Taksim e oradan da Bakırköy e geçmek istediniz, her seferinde ücret ödemek zorundasınız. İtalya da ise günlük ulaşım kartları var, örneğin Milano da 3,60 karşılığında Milano nun her yerini bu biletle 24 saat boyunca sınırsız ulaşım aracı(metro-otobüs) kullanarak görebilirsiniz. Nasıl? Bu uygulama biraz pahalı olsa da Venedik te, daha ucuz olarak Roma da, Napoli de ve diğerlerinde de var. Bizde vatandaş kaz olarak görüldüğü için bu tür uygulama herhalde belediye bütçe dengelerini sarsıyor demek ki!! 5-Yollar, trenler tertemiz. Eskiden duyardım, Avrupa da yollar yıkanıyor diye. Hakikaten gözlerimle gördüm, yolları yıkamak için küçük arabalar yapmışlar, üstelik deterjanla yıkıyor. İzlemesi bile keyifliydi. Hava sıcak olsa koy başının altına ceketini yat uyu sokaklarda. O kadar temiz yani Buradan hareketle, arabasından sigara izmaritini ve sair çöpü yola atan ve bir türlü temiz olmayı beceremeyen muhterem din kardeşlerim

Temizlik imandandır hadisini acaba Hz. İsa nın mı zannediyorlar acaba? 6-İtalya da ister trafik lambası bölgesi olsun isterse kontrollü geçiş bölgesi olsun, nerdeyse tamamına yakın sürücülerin yayaların yola indiği an anında durduğunu gördüm. Hatta Türkiye den kalan alışkanlıkla araç yoluna kaç kere çıktım hatırlamıyorum, her seferinde tüm araçların frene basarak hazırol da beklediğini gördüm. Hoşuma gitmedi değil. Bunun bir istisnası olmadı mı, oldu tabii. Aynen bizdeki gibi BMW, Mercedes sürücüleri aynen orda da kıro olarak tabir edilen cinsten. Işıklar ve yaya hakları düzeni onlar için konulmamış, onlar zaten başka gezegenden : ))) MİMARİ: 1- İtalya da elbette dikkatimi en çok çeken şey, şehrin ana arterlerindeki binaların en gencinin 100 yıllık olması idi. Bizde eskiye o kadar antipati duyuluyor ki, yıkmak, yakmak, bir punduna getirip ortadan kaldırmak için türlü çeşit yollar aranırken, onlar yüzlerce yıllık binaları kendilerine mesken edinmişler. İşte bunu hangi sosyolojik kavramla açıklamak lazım, vallahi bilmiyorum. Gezdiğim şehirlerin tamamındaki ana arterlerin tamamındaki binaların düzenli ve sanki santimle ölçülmüş gibi bir seviye planlanarak dikilmiş olması ve bunların yüz yıldan önce yapılmış olması, benim ülkem gibi yerlerden gidenleri kompleks sahibi yapıyor. Hadi diğer şehirleri boşverelim, aşağı yukarı 550 yılık bir İstanbul tarihinde milli saraylardan başka örnek olarak görülebilecek, mimari tarihi 100 yıldan fazla olan bir sokağımız, caddemiz yok.(istiklal caddesi dahil) Yüzlerce yıldır bu insanlar hep mi ahşaptan evde oturdu ve sonra meşhur İstanbul yangınlarında bu evler yandı, ne kadar gerçekçi sizce? Benim düşünceme göre, birilerinin özlemle andığı bu 600 yıllık dönemde sanat ya da mimari açıdan üretilen çok şey yok, üretilen ve bugüne taşınan şeylerde ibadethaneler kalmış. Bu konu çok söz götüreceği için kısa kesmek yeğdir. 2-Roma da tesadüf eseri 1700 lerle tarihlenen bir binada kaldım. İtalyan lar binanın dışıyla fazla oynamadan, iç kısmını öyle modernize etmişler ki, insanın nutku tutuluyor. Dıştan kocaman 3-4 metre büyüklüğünde bir ahşap dış kapı, içeri giriyorsun, modern panel, kartlı şifreli kapı, ısıtma, soğutma tamamen otomatik. Işıklandırma, internet, televizyon

sistemi dersen günün teknolojik koşullarına uyarlanarak dizayn edilmiş. Hani diyorum, acaba vardı da yıkılmış olan tarihi binalar bu şekilde modernize edilseydi, geleneksel Türk mimarisinin örneklerini görseydik fena mı olurdu? Böylelikle şu her boş-dolu yere kondurulan plaza, site, yaşam alanı gibi cilalı laflarla süslenmiş modern(!) binaların kıymeti daha iyi anlaşılmaz mıydı? (!) 3-Roma daki Pantheon antik alanındaki özellikle Roma İmparatorluğunun Cumhuriyet döneminden kalan eserleri görünce Avrupalılara medeniyeti ihraç eden ülkenin İtalya olduğu kanaatine vardım. Geçmişi 2000 yıl kadar önce olan bu eserlerin gerek yapılış teknolojisi, planlaması, gerekse cevap verdiği ihtiyaç alanı dikkate alındığında vakt-i zamanındaki insan yetenekleri önünde eğilmenin bir erdem olduğunu düşünüyorum. Tarihimizde Mimar Sinan gibi tartışmasız büyük ustanın bu medeniyetten yaklaşık 1000 yıldan fazla süre sonra yaptığı eserlerde görülebilecek yeteneklere tanıklık etmenin kompleksimi azalttığını söylesem de Romakolezyumu görünce halet-i ruhiyemden dolayı yalan söylemiş olduğum ortaya çıkar. 4 -İtalya da mimari açıdan dikkati çeken en önemli eserler hiç şüphesiz ibadethanelerdi. Yüzyıllarca evvel o günkü koşullara göre yapılmış gotik tarzdaki kiliseler, bazilikalar, manastırlar gerçekten büyüleyici idi. Yaklaşık 1000 küsur yıldır İslamın bayraktarlığını yapmış bir ırka mensup ve ülkemin hemen hemen her yerini gezmiş birisi olarak, Mimar Sinan ın eserlerinin haricinde muhteşem ibadethaneler görmedim. Bizde bir deyiş vardır. Cami yapan cennetlik derler. Önüne gelen her yerde mimari değeri olsun olmasın kaçak-göçek bir cami yapıverirler. Caminin iskanı yoktur, zaten uğraşmak da yürek ister. Lafa gelince 3 kıtada at koşturmuş bir neslin ahvadıyız denir, pekala geride bıraktığı Sinan eserleri haricinde ne var, bir söyleyin Allah aşkına. İtalya da nereye baksan en genç ibadethanenin tarihi Rönesans ile başlıyor. Yani takriben 500 yıllık. Şimdilerde Çamlıca da cami mevzusu gündeme oturdu. Biliyorsunuz birincisi dahi seçilemedi. Demek istediğim odur ki, yapılacak eser, sadece bu alandaki ihtiyaca binaen(!) olmasın. Eser, hem İslam dinini, hem Türk mimarisini öyle bir temsil etsin ki, en azından bizden 300-400 yıl sonra bizim çocuklarımız aynen Sinan eserlerinde olduğu gibi atalarıyla övünecekleri, hattı zatında turistlerin

güzergahı olabilecek eserler olsun. Yoksa cami yapımına karşı değilim, yeter ki 200-300 yıl sonra bile bakıldığında estetik ve mimari değer açısından hala olağanüstü olarak kabul edilebilsin. İTALYA DA İNSAN, GÜNLÜK YAŞAM, MODA: 1-Milano için modanın başkenti dediklerini basından okurduk. Gittim, gördüm ve bu sözün doğru olduğuna karar verdim. Öncelikle belirtmem gerekir ki, Milano da çirkin kadın var ancak kötü giyinen kadın yok. Bütün caddeler, sokaklar sanki podyuma çıkmış birbirinden güzel ve şık giyinmiş kadınlarla dolu. Hepsinde inanılmaz bir zarafet ve ışıltı var. Mağazalar noel arifesi olduğu için tıklım tıklım dolu idi. Fiyatlar Türkiye şartlarına göre lüks kategorisinde olmasına rağmen bu durumu satınalma gücündeki fark olarak gördüm. 2-İtalya nın özellikle Napoli, Roma bölgesinde yoğun derecede Afrika göçmenleri vardı. Hatta bunların bir devlet kurumu önünde protestosuna dahi denk geldim. Bunlar, işportacılık, hizmet sektöründeki temizlik gibi geri plandaki işlerde çalıştırılıyorlar. Yine Roma da bir kapkaç olayı sırasında polisin yakaladığını gördüğüm kişi Afrikalı göçmendi. Aklıma tabii bir zamanların emperyalist İtalya sının Afrika kıyılarında ve içlerinde fink attığı geldi. Bir zamanlar o Afrikalıların ekmeğine kan doğrarken, bugün kendi ülkesinde yoğun göç ile teslim alındığını fark etmemek için ahmak olmak lazım. Özellikle Napoli civarlarında yollardaki Afrikalı sayısı yerel halktan fazla idi. 3- İtalya da ekonomik kriz var diyorlardı, ben fark etmedim, halk deli gibi alışveriş yapıyordu. Gerçi bunu noel öncesi olduğu için yapıyor olabilirler. Fiyat dengesi kuzeyden güneye doğru düşüyor. Özellikle Venedik, Milano gibi şehirlerde geçinmek için aşağı yukarı 5 bin gelirinizin olması lazım. Bir dilim pizzanın 5-6,5 olduğu bu şehirlerde bir de içecek alırsanız bir öğününüz 8 ya gelir. Onda da karnınız tam doymaz. En hesaplı şehir, aynı zamanda ülkenin en az gelişmiş şehirlerinden Napoli. Bu şehirde yemeklerin büyük bölümü deniz ürünlerine endekslenmiş. Yerel pazarlarda özellikle onların damak tadına bağlı olduğu anlaşılan ufak deniz kabukluları satılıyor. Bunlardan o kadar çok var ki, benim bile iştahımı açtı. Gittim bir lokanta da

İngilizcesi swordfish olarak yazılmış deniz kabuklularından salata (yerel adı: İn salade di mare) istedim. Tek kelimeyle mükemmel idi. Bu arada yemeğe eşlik etmesi açısından İtalyan yemeklik şarapları bizde birinci sınıf olarak satılan şaraplara denk geliyor bunu da test ettim. Şarap eksperi değilim ama bu farkı görmemek için bir insanın tad alma duygusundan yoksun olması gerektiği kanaatine vardım. Lezzet açısından tattığım İtalyan şaraplarının yumuşak içimli bizdeki Süryani şarabına benzediğini söylemeliyim. Az önce bahsettiğim deniz ürünlerine gelince bir defa o kadar nefis terbiye etmişler ki, ahtapot, kalamar sanki ekmek gibi insanın ağzında dağılıveriyor. Özellikle Napoli bölgesine gidenlere kesinlikle tavsiye ederim. Fiyatı da kuzeye göre oldukça makul.(6 ) 10 4-Şehirlerin temizliğinden az önce bahsetmiştim, ancak bir ayrıntı var ki söylemeden geçemeyeceğim. Temizlik bile kuzeyden güneye doğru ilerlerken değişiyor. Şunu demek istiyorum. Ülkenin gelişmiş bölgeleri olan Veneto, Lombardiya ve Toscana şehirlerinde caddeler bizdeki bal dök yala cinsinde iken, Roma dan itibaren caddeler kirlenmeye başlıyor. Napoli temizlik konusunda tam bir fecaat. Bizim şehirlerimiz bile Napoli den daha temiz. Bu durumu ben Halep de de görmüştüm. Göçün yoğun olduğu şehirlerde bu duruma rastlanıyor. Ben bu temizlik mevzusunun şehrin kozmopolitliğiyle ters orantılı olduğunu düşünüyorum. 5-İtalyanlar karakter olarak Türklere ikizi kadar benziyorlar. Hattı zatında dolandırıcıları bile. Özellikle tren istasyonlarında bunlardan bol miktarda var. Bir tanesi beni gözüne kestirmiş, zaten acelem var, geldi beni buldu. Nereye gidiyorsun dedi, ben cevap verdim, sonra bu adam self servis bilet makinesinde gideceğim yerin trenine baktı, dedi ki bana senin trenin şu yoldan kalkıyor, bende teşekkür ettim, ancak tuttu bu sefer ver bakalım 1 dedi. Ben de zaten ben biliyordum, kocaman ekranlarda zaten yazıyor, sana niye para vereyim dedim. Nasıl, bizdekilere benziyorlar değil mi? 6-Şimdi size bir soru sorayım, Ankara dasınız. İzmir e gittiniz, şehrin neresinde ne var, nasıl ulaşılır, nasıl çözeceksiniz. Ben bu ülkenin 70 e yakın vilayetini gezmiş birisi olarak söyleyeyim. Eğer Türk iseniz sorun yoki sora sora Bağdat ı bulursunuz. Yok yabancı iseniz ve benim gibi sırt çantalı gezginseniz tahminimce İzmir yerine Manisa ya çıkabilirsiniz. Tamam abarttım, ama durum bu kadar kötü. İtalya da her otelde o şehrin gezilecek görülecek mekanlarının işaretlendiği ve nasıl ulaşılabileceğine dair şehir haritaları var. Siz talep ettiğiniz zaman veriyorlar, gerçi Milano da, Venedik te kurnazlar parayla satıyorlar ama otellerde var. Zaten metropol şehirlerin hepsinde metro altyapısı olduğu için gezmek de dolayısıyla kolaylaşıyor.

7-Bizde insanları özellikle sabahları somurtkan, içinden yahu şu sabahlar olmasaydı mealinden cümleler kuran tipler olarak görürsünüz. İtalya da bu durum yok. Neden. Çünkü sabah orda zaten 10.00 da başlıyor. O saatten önce ortalıkta dolananlar benim gibi turistler idi. 10.00 dan önce açık mağaza pek görmedim. 8-Yeme-içme kültürü konusunda İtalyanlarla benzer yönlerimiz olduğunu gördüm. Orda da yemeiçmenin gittikçe fast-food türüne kaydığını, insanların ristorante veya trattoria di. den ziyade pizzaria ya da snack bar- paninitramezzini öğünlerini geçirdiklerini farkettim. Yalnız bu fast-foodlarda bir fark var ki, aynı zamanda içki servisi de var. Ayrıca, espresso, capucino gibi filtre kahvelerin çıkışının İtalya da olduğunu orada öğrendim. Muhteşem filtre kahveler yapıyorlar, hatta bunların özel makinelerini üretmişler ki, ben önce dondurma makinesi sandım. Çünkü, İtalya nın aynı zamanda gelato dedikleri ev yapımı dondurmaları da meşhur olduğu için karıştırdım. Yeme-içme konusunda bir diğer lezzet tabii ki makarnalar. Envai çeşit makarna sosu ile hazırlanan makarnalar en çok 5 dk içinde masanız getiriliyor. Bunun nedeninin makarnaların yarı pişmiş olarak hazırda bekletildiğini öğrendim. Ama sosları mükemmeldi. 9-İtalya da kaldığım otellerde sadece birinde peynir verildi. O da küçücük ve naylon kılıf içindeydi. Ne zaman sorsam peynir yok diyorlardı. Bunun da nedenini bir markette dolaşırken anladım. İtalyanlar aynen Fransızlar gibi 20-30 çeşit peynirleri var, ancak çok pahalı. Markette en ucuz peynir yaklaşık 250 gr. Olarak paketlenmiş, bizdeki lor peynirine benzeyen bir peynirdi, fiyatı da 4.84 idi. Fiyatı dahi şaşkınlığımdan aklımda kalmış. Tabii doğal olarak biraz sevindim. Onlarda çeşit çok, fiyat pahalı. Bizde çeşit çok az, ancak fiyat gayet makul. Hiç değilse herkesin evine peynir girebiliyor.