geçmişten geleceğe ışık AGALASSO

Benzer belgeler
Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Pamukkale & Sagalassos Vadilerde İlkbaharın Renkleri.. 27 Nisan - 30 Nisan 2017 Katılımcı sayısı 24 kişi ile sınırlıdır.

Isparta'nın Gül Bahçeleri Sagalassos & Göller Bölgesi. 26 Mayıs - 28 Mayıs 2017 Katılımcı sayısı 24 kişi ile sınırlıdır.

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

SAGALASSOS TA BİR GÜN

BURDUR İL SINIRLARI İÇERİSİNDE YAPILMIŞ OLAN KAZILAR VE ARAŞTIRMALAR

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Pisidia Antik Kentleri ve Gölleri Pamukkale'den Eğridir'e Görkemli Antik Kentler ve Göller..

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

Aspendos Antik Kenti Sponsorluk Dosyası

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

Roma mimarisinin kendine

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

NOTION ARKEOLOJIK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2016

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Urla / Klazomenai Kazıları

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI


KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

Sende şu sevgi, şu ölüm var ya, yani şu ölümsüzleri, ölümleri alt ettiğin, işte onları bana ver bugünlük. .çözdü göğsünden nakışlı memeliğini,

ARKEOJEOFİZİKSEL ÇALIŞMA RAPORU

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

KLASİK DÖNEM. Atina Akropolü, M.Ö.5.yy.

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

Myra ve Andriake nin sırları aydınlanıyor... Myra ve Andriake, Saint Nicholas, Antalya Arkeoloji Müzesi. 8-9 Aralık 2012 / 1 Gece 2 Gün


Sagalassos. Ziyaretçi Kılavuzu

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

ŞANLIURFA YI GEZELİM

EFES Meryem Ana'yı ağırladı

2500 YILLIK YERLEŞİM YERİ: AVŞAR AVŞAR DA ÖREN YERLERİ

İzmir den İstanbul a akşamüstü uçağı.

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Ağlasun. ve Sagalassos

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SABİRE YAZICI FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS KATALOĞU I.SINIF 1.YARIYIL ZORUNLU DERSLER (1.

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

HİERAPOLİS, ÇALIŞMALARIN RAPORU

Teras Ev 2 Duvar Resimleri Ünite 2 nin Korunması Sütunlu Avlu SR 27 Proje Tanımı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

Vizesiz gidilebilecek 10 popüler ülke

Göller, Yaylalar ve Antik Kentler Sagalassos, Göller Bölgesi, Frig Vadisi, Eskişehir

Türk Hava Yolları Personellerine 2 Günlük Tebriz Turu 99 $

-İÇİNDEKİLER- 1.1.ANTALYA Tarihi Nüfus PLANLAMA ALAN TANIMI PLAN KARARLARI... 7

Lavantalar Açarken Lavanta Tarlaları & Göller & Frig Vadisi. 24 Haziran 27 Haziran 2017 Teoman ERTEKİN

ARKEOLOG TANIM A- GÖREVLER

1987 yılından beri faaliyette bulunan grubumuzun Edremit körfezinde yaptığı bu proje insana ve onun huzuruna, mutluluğuna verdiğimiz değerin tepe

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

IDYMA (GÖKOVA AKYAKA) ÇEVRESİNDE IDYMA KENTİNE AİT

Lavantalar Toplanırken Salda, Burdur, Eğirdir ve Kovada Gölleri. 20 Temmuz - 23 Temmuz Katılımcı sayısı 24 kişi ile sınırlıdır.


COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

Amsterdam Turu 3 TUR ÖZELLİKLERİ. 1.Gün: İstanbul Amsterdam "Şehir Turu" 2.Gün: Amsterdam Serbest Gün veya Büyük Hollanda Ekstra Turu

Antik Medeniyetlerin İzinde GAP Turu

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ BEŞEYLÜL MAHALLESİ

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

2. Gün 30/10/2016 Tebriz Sabah kahvaltımızın ardından tam günlük turumuza başlıyoruz ve 1958 tarihinde kurulmuş ve üç büyük salon, bahçe, ofis

DEMRE DEMRE. Demre Myra Antik Kenti. Dünden Bugüne Antalya

S C.F.

Transkript:

S geçmişten geleceğe ışık S AGALASSO

Göller Bölgesinin antik çağının incisi olan Sagalassos, Antalya ya 110, Burdur kent merkezine 33 kilometre uzaklıkta, Ağlasun ilçesinin 7 kilometre kuzeydoğusunda yer alan arkeolojik bir kenttir. Antik Yunan da Pisidya nın başkenti olan bu şehrin çoğu yapısı kısmen ayakta kalabilmiştir. Bunların en iyi durumda olanı ise tiyatro bölümüdür. Batı Torosların bir parçası olan Ağlasun Dağının güney eteklerinde, 1450 1700 metre yükseklikteki eğimli bir arazi üzerine kurulu kentin kalıntıları, doğu-batı yönünde 2,5 kilometre kuzey-güney yönünde ise 1,5 kilometreyi kapsayan bir alana yayılır. İlk olarak, 1706 da Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilen Sagalassos ta arkeolojik kazılar 1990 da başlatılmıştır. Çeşmelerinin görkemiyle anılan Sagalassos, dünyanın en yüksek rakımlı, 9.000 kişilik tiyatrosu ve kendine has kaya mezarlarıyla bilinir. Sagalassos ta bulunan ve Traian dönemine tarihlenen Ares, Herakles, Hermes, Zeus, Athena ve Poseidon büstleri Antik Dönem heykeltıraşlığının önemli örneklerinden sayılıyor. Ayrıca, içinde pek çok havuz bulunan Roma hamamının da iki katı korunmuş şekilde günümüze kadar ulaşmıştır. Kazı çalışmalarının başlangıcı olan 1990 dan itibaren, Sagalassos taki arkeolojik araştırmaların ilk amacı anıtsal şehir yapıları ile arkeolojiyi daha çok temsil eden heykel ya da benzeri sanat eserlerine odaklanan klasik arkeoloji geleneklerinden ayrılmaktı. Bu konulara da gerekli özen gösterilse de, alana uygulanan genel yaklaşım, doğası ne olursa olsun günümüze kadar korunmuş her türlü kanıtsal malzemenin örneklerinin alınıp ve incelendiği ve bu sayede antik dönemdeki çevrenin ve gündelik hayatın her yönünün belgelendiği dallar arası bir yaklaşıma dönüştü. Sagalassos Arkeolojik Araştırma Projesinin esas hedefi Sagalassos kentinin çevresi ile ilişkili olarak kökenini, büyümesini ve sonunda çöküşünü araştırmaktır. Arkeolojik Araştırma Projesi bir yandan şehrin 1800 kilometrekare genişliğindeki kontrol sahasındaki yerleşim geçmişini, yöresel doğadan nasıl etkilendiğini ve aynı zamanda doğayı nasıl değiştirdiğini belirlemeye çalışmaktadır. Diğer yandan insanların yaşama yöntemleri, ekonomisi, ticaret düzenleri ve kentin sosyal geçmişi araştırılmaktadır. Bu dallar arası yaklaşım sayesinde jeologlar; mineral kaynaklarını çalışıp, çanak çömleklerin örneklerini alıp inceleyerek, jeomorfologlar; alan dahilinde arazi şekillerini, tortulaşmayı ve erozyonu inceleyerek, ve arkeozoologlar; yaşam düzenlerini, ve hayvanların ekonomide kullanımı ile geride bıraktıkları ekolojik izleri inceleyerek en baştan itibaren projenin içinde bulunmuşlardır. Bu 19 seneden daha uzun süredir devam eden dallar arası işbirliği, Sagalassos un gelişiminin fiziksel ve kültürel özellikleri hakkında bir bilgi hazinesi ortaya çıkarmıştır. BULGULARDAN ELDE EDİLEN BİLGİLER Jeomorfologlar ve sismologlar; Milattan Önce 13.000 civarında yakınlarda bulunan Gölcük Yanardağlarının patlaması, Milattan Sonra 500 civarındaki ve Milattan Sonra 7. yüzyıl ortası arasındaki depremler, bunlara bağlı sismik fay hatları, alanın yerleşim amaçlı kullanılmasından önce, bu dönemde ve daha sonrasında meydana gelen toprak kaymaları gibi arazinin oluşumunda rol oynayan birden fazla felaketi belirlemiştir. Palinologlar Holosen dönemin başlangıcından itibaren bitki örtüsünün geçmişini ortaya çıkarmıştır ve jeologlar kentin zanaat ve inşa endüstrileri tarafından kullanılan hammaddelerin kökenlerinin yerlerini belirlemiştir. Arkeozoologlar alandan gelen hayvan kalıntılarını sistematik olarak incelemiş ve örneğin ithal edilmiş tatlı su ile Akdeniz balıklarının kaynaklarını saptamıştır. Lambaların, pişirme kaplarının ve depolama kaplarının kalıntı analizi ile flotasyon'a dayalı makrobotanik araştırma yaşam düzeni ile palinolojiye dayalı çevrenin ekolojik durumu hakkında bilgi dağarcığına katkıda bulunmuştur. Keramolojik araştırmalar, arkeometri yöntemlerin yardımı ile Sagalassos un İmparatorluk döneminde önemli bir çömlek üretim merkezi olduğunu belirlemiştir ve cam üretimi ile metajurjiye kadar uzanan yerel zanaat üretimini ayrıntılı olarak kavramamızı sağlamıştır. Egzotik mimari malzemelerin ve sikkelerin incelenmesi ile birlikte bütün bu kanıtlar şehrin bölgesel ve uluslararası ticaret ilişkilerinin resminin geliştirilmesini sağlamıştır. Son olarak epigrafik çalışmalar, özellikle İmparatorluk döneminin ilk iki yüzyılı boyunca, şehrin alt yapısında ve süslenmesinde üst tabakanın rolü ile yerel tarih hakkında bilgi vermektedir. Yüzey taramaları, kazılar, restorasyon çalışmaları ve dallar arası araştırmalardan elde edilen kanıtların birleşimi kent ve tarihi hakkında, sadece kazı çalışmalarından elde edilebilecek bilgiden çok daha fazlasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra sürekli gelişen incelemeler için uygun altyapıyı da oluşturmaktadır. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 39

KAZILARIN TARİHÇESİ Çömlekçiler mahallesinde yapılan sınırlı bir kurtarma kazısının ardından, Katholieke Universiteit Leuven (Leuven Katolik Üniversitesi) den Prof. Marc Waelkens e 1990 senesinde tam kazı yapma yetkisi verilmiştir. Kentin politik geçmişi hakkında herhangi bir bilgi olmadığı için, kazıların ilk odak noktaları onursal anıtların genelde bulunması beklenen ve sırasıyla Yukarı ve Aşağı Agora olarak isimlendirilen büyük kent meydanları olmuştur. Zamanla her iki meydan ve onlara bakan anıtsal yapılar açılmıştır. Bu alanlardan yerel üst tabakanın kentin anıtsal gelişimindeki etkisi ile kendi aralarındaki sosyal hareketliliği belgeleyen düzinelerce kamu yazıtı çıkarılmıştır. Bunların yanı sıra meydanların çevrelerinde bulunan anıtların mimari süslemelerinin incelenmesi, Sagalassos taki yerel ve dış kaynaklı imar loncalarının ya da Bauhütten lerin tanımlanarak kentin yerel imar tarihi dahilinde mimarisinin daha kesin bir şekilde yerine nymphaea ların su havzalarının korkulukları tarafından yarıda kesilen su çıkışlarının varlığı, kentin yerleşiminin son dönemlerinde su seviyesinde bir değişiklik olduğu ve su miktarında sürekli bir azalma görüldüğüne işarettir. 1993 senesinden beri süren kazı çalışmaları kentin en çok su tüketen yapısının, yani büyük Roma Hamamının açığa çıkmasını sağlamaktadır. Bu yapı grubu yaklaşık Milattan Sonra 120 ile Milattan Sonra 165 arasında inşa edilmiş ve geç Milattan Sonra 4. yüzyıl ile Erken 5. yüzyıl arasında, son olarak da Milattan Sonra 500 den sonra anıtsal bir şekilde restore edilmiştir. Milattan Sonra 7. yüzyılın başlarına kadar kısmen kullanım görmüş, zeminin bir kısmı insan dışkısının toplandığı, daha sonra da olasılıkla yakınlardaki tarlalarda kullanmak üzere bir nevi gübre elde etmek için kireç ile karıştırıldığı bir mekân halini almıştır. Kazının ilk senelerinin ardından kentin doğusunda bir çömlekçiler mahallesinin varlığı kesin olarak belirlenmiş, bunun sonucunda o oturtulmasına yardımcı olmuştur. Kentin politik organizasyonu ile ilgili yapılar arasında açığa çıkarılan en önemli örnek, Milattan Önce 100 e tarihlenen ve kentin polis durumunu belirleyen kent konsey salonudur. Aynı zamanda anıtsal merkezin doğu sınırında bulunan Neon kütüphanesinde ve Dorik çeşme evinde şehrin politik geçmişi ile birlikte şehirleşme sistemi hakkında bilgi elde etmek amacıyla kazı çalışmalarına başlanmıştır. Bu sayede elde edilen bilgi kentin alt yapısı ile şehircilik açısından gelişimini belirlemek amacıyla yapılan deneme sondajları ile desteklenmiştir. Bu sondajlar sonucunda birden fazla sokak açığa çıkarılmış ve yüzey taramaları ile jeofizik taramaları sayesinde ortaya çıkarılan haritaya eklenmiştir. Ek olarak elde edilen başka bilgiler ise Yukarı ve Aşağı Agora nın anıtsal görünümünü destekleyen en az dört tane Milattan Sonra 2. yüzyıl nymphaea ların(çeşmelerin) varlığıdır. Örneğin bu bölgedeki kazı çalışmaları geçici olarak durdurularak, önce şehir kazılarındaki stratigrafik buluntu gruplarından elde edilen yerel çanak çömlek üretiminin çalışılmasına karar verilmiştir. Bu çalışmalar buluntu gruplarının içinde çıkan diğer kronolojik belirleyiciler olan sikkeler, mimari süslemeler ve yazıtlar sayesinde onlarla bulunan çanak çömleklerin göreceli kronolojik sıralamasının belirlenmesini sağlamış, bunun sayesinde de yerel çanak çömleklerin tipolojik ve kronolojik sıralamasının belirlenmesi için daha uygun bir temel atılmıştır. Bu yaklaşım kaliteli malların üretiminde dokuz ana dönem belirlenmesini mümkün kılmış, kaba mallarda ise göreceli olarak daha az kesin kronolojik temel ortaya çıkarılmıştır. Dahası çanak çömleklerde kullanılan kilin arkeometrik incelemesi sonucunda bölgedeki hangi kil yataklarından çömlekçilerin üretimi için hammadde elde edildiği belirlenmiştir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 40

Şehir kazıları yerel üretim hakkında temel bilgi sağlandıktan sonra, kazılar tekrar çömlekçiler mahallesine yönelmiştir. Burada iki atölye açığa çıkarılmış, bir tanesi aralıklı olarak 1. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar kaliteli mallar üretmiş, diğeri ise Milattan Sonra 5. yüzyıldan 6. yüzyılın ortasına kadar figürinler, lambalar, yolcu mataraları (oinophoroi) pişirmiştir. Açıkça yerel keramik üretimi derin bir uzmanlaşma göstermektedir ve imparatorluk döneminde ilkel endüstriyel seviyede olmalıdır. Kamu alanlarının kazıları Sagalassos un üst tabakası hakkında önemli kanıtlar sunarken, kent sınırları dahilindeki yaşam koşullarını belgelemek amacıyla domestik mahallede çalışmalara başlanmasına karar verilmiştir. Böylece, 1995 senesinde, tiyatronun güney batı yamacında bulunan doğu domestik alanında kazılara başlanmıştır. Bu alanda, günümüzde halen devam eden kazı çalışmaları sonucunda birbirini takip eden üç teras üzerine dağılmış en az elli odalı geniş kent konağı açığa çıkarılmıştır. Bu kent konağının yanı sıra kentin ana meydanlarının çevresinde bulunan birkaç daha ufak yerleşim üniteleri/dükkânlar incelenerek yerel toplum içinde değişik tabakaların yaşam koşullarının karşılaştırılması sağlanmıştır. Son olarak, şehrin Hristiyanlaşmasının belgelenmesi (örneğin Eski Apollo Klarios Tapınağı ndaki değişiklikler) ve kentin 7. yüzyıl ortasında terk edilmesinin ardından bölgedeki yerleşimi incelemek (örneğin İskender Tepesinin burnundaki Hadrian ve Antoninus Pius a adanan tapınak gibi) amacıyla sözde gymnasium gibi şehrin bazı büyük binalarında bir dizi keşif sondajı yapılmıştır. SAGALASSOS EFSANESİ Sagalassos; İki bin yıl önce Psidya nın en zengin, en güzel şehriydi. Romalılar öylesine iyi yapılandırmıştı ki ne Büyük İskender in orduları ne de depremler yok edebildi. Konumu sayesinde yağmadan da korundu. NEON KÜTÜPHANESİ Milattan Sonra 120 li yıllarda şehrin zengin bir ailesince yaptırılmış. Ailenin adı kütüphaneye verilmiş. 4 üncü yüzyıl sonlarına doğru zemini, 40 ve 60 metrekarelik iki mozaikle kaplanmış. Büyüğünün ortasında Aşil in Troya Savaşı na katılması betimlenmiş. Yangın ve depremlerden nasibini alan, depo olarak da kullanılan yapı onarılıp ziyarete açıldı. Tiyatronun doğu kısmında bol miktarda kırık çanak çömlek bulunmuş olması bize Sagalassos un yüzyıllar boyunca endüstriyel çapta bir seramik üretim merkezi olduğunu da gösteriyor HAMAM Milattan Sonra 2 nci yüzyıl başlarında, İmparator Hadrian zamanında yapılan hamamın süslemelerindeki detaylardan 4 üncü yüzyılda onarım geçirdiği anlaşılıyor. Üç katlı ve 4 bin metrekarelik hamamın sıcak odalarının duvarları 40 ton Afyon mermeriyle kaplı. 6 ncı yüzyılda ısıtma sistemi eklenmiş. Alt katının bir dönem çarşı olduğu düşünülüyor. Bulunan kol, bacak, kafa parçaları birleştirildiğinde, 5 metrelik İmparator Hadrian heykeline ait oldukları ortaya çıktı. TİYATRO Sagalassos taki en etkileyici, en iyi korunmuş yapılardan biri de tepedeki tiyatrodur. 9 bin kişilik yapı 6 ve 7 nci yüzyıllardaki depremlerden zarar görse de büyük bölümü hâlâ sağlam durumdadır. Dünyanın en yüksek irtifadaki tiyatrolarından biri olduğu iddia edilmekte. Milattan Sonra 180 210 yılları arasında yapıldığı düşünülüyor. Helenistik mimari örneği ve büyük bölümü ayakta. Yıkık bölümlerine ait parçaların birçoğu orkestra çukurunda; bu da arkeologları ve ziyaretçileri sevindiriyor. Tiyatronun güneyindeki 12 metrelik sütunsa muhtemelen yapıma kaynak sağlayan kişinin heykelini taşıyormuş. ANTONİNLER ÇEŞMESİ Tiyatronun yanı başındaki Belçikalı arkeologlar tarafından büyük titizlikle onarılan iki yapı var: Anıt çeşme ve kütüphane. Bugün bile suyu akan anıt çeşme, Milattan Sonra 161 180 yılları arasında, Roma İmparatoru Marcus Aurelius zamanında yaptırılmış. Milattan Sonra 500 lerde ve 650 senesindeki depremlerse çeşmeye büyük hasar vermiş. İlk bakışta tiyatro sahnesine benzeyen anıtsal yapı 28 metre genişliğinde, 9 metre yüksekliğinde. Yedi farklı türde taş, kelimelerin yetersiz kaldığı bir ustalıkla işlenmiş, ışıkla oynamayı seven Afyon mermeriyle kaplanmış. Çeşmeyi süsleyen heykeller Burdur Müzesi nde sergileniyor. 2010 da tekrar suyu bağlanan çeşmeye ertesi yıl da heykellerin kopyaları yerleştirildi. APOLLO KLARİUS TAPINAĞI Aşağı Agoranın batısında son derece etkileyici bir kilise kalıntısı mevcut. Eski bir tapınağın üzerine inşa edilmiş. Milattan Sonra 1 ya da 2 nci yüzyılda inşa edilen yapının mimarisi çok sade. 5 inci yüzyıldan itibaren kiliseye dönüştürülmüş. Güneyinde bir mezarlık mevcut. Aşağı agoranın üst kısmındaki teraslarda ise Yukarı Agora, Bouleterion, Odeon ve Roma İmparatoru olan Antoninus Pius (Milattan Sonra 86 161; beş iyi imparatorlardan birisi) onuruna yaptırılmış bir tapınak var. KAHRAMANLAR ANITI En etkileyici yapı kentin batısında, hâlâ ayakta duran Heroon. İsmi kahramanlar için yapılmış anıt anlamını taşıyor. Büyük kahramanlar, muhtemelen Büyük İskender için yaptırılmış, şehrin en parlak döneminde dansçı kız figürleriyle dekore edilmiş. 14 metre yüksekliğindeki yapı podyum, friz ile ana yapıdan oluşuyor. Milattan Sonra 2 nci yüzyılda onarımdan geçtiği anlaşılan eser, dönemine göre olağanüstü mimari özellikler taşıyor. Kazılarda podyum sağlam ama friz ve ana bina çökmüş halde bulunmuş, buna rağmen kazı ekibinin en büyük tesellisi etrafa dağılan taşların çok zarar görmemiş olması. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 41

Birbirlerinin eteklerinden tutmuş dans eden 14 kızın betimlendiği friz gerçekten görülmeye değer güzellikte. Korint düzenindeki sütunları ve kendine özgü mimarisi ile anıt, kahramanların hak edeceği bir güzellik ve zarafet sergiliyor. Heroon un yanında bir Dor tapınağına ait kalıntılar var. Muhtemelen Zeus a adanmış ve antik kentteki birçok eserden önce yapılmış. Sonraki yıllarda tapınak şehir surlarına katılınca bu nadide taş işçiliği de kurtulmuş. SAGALASSOS UN STRATEJİK KONUMU İlçemize yedi kilometre uzaklıktaki Sagalassos un yakın çevresinin tarihi, Milattan Önce 12 binlere kadar uzanır. Milattan Önce 3 binde ilk yerleşim izlerinin fark edildiği Sagalassos, Milattan Önce 1600 lerde Pisidia coğrafyası içerisinde kalır. Uzun bir süre tarihin karanlıklarında kalan Sagalassos, Büyük İskender in bölgeyi kendi topraklarına katmak istemesiyle (Milattan Önce 334) tarihteki yerini alır. Batı Toros dağlarının kollarından biri olan Akdağ üzerinde, 1450-1700 metreler arasında kurulu Sagalassos, Büyük İskender in ordusuna karşı büyük bir savunmada bulunur. Pisidia nın en cesur ve savaşçı halkının yaşadığı Sagalassos, kanlı bir savaş sonucunda İskender tarafından ele geçirilir. Beş yüz kişinin hayatını kaybettiği savaş (Milattan Önce 334), kentin hemen önündeki bir tepede yaşanır. Büyük İskender den sonra şansı açılan ve Helenistik dönem boyunca (Milattan Önce 333-25) Pisidia bölgesinin en önemli ikinci kenti olan Sagalassos, Milattan Önce 25 yılında Roma egemenliği altına girer. Milattan Sonra 1. yüzyılın ortasında da, bölgenin en önemli ve büyük şehri haline gelir. Milattan Sonra 3. yüzyılın başına kadar mimari yönden en parlak devrini yaşayan, görkemli yapılarla donatılan kent, Milattan Sonra 518 de ağır bir deprem geçirir. Yıkılan yapılar tamir görüp yenilense de Milattan Sonra 7. yüzyılda yaşanan yeni bir deprem, hem kenti yok eder, hem de su kaynaklarını kapatır. SAGALASSOS ANTİK KENTİ UNESCO DA Dağlık bir alanın bitişiğinde yer alan kentte ilk yerleşim izleri günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sagalassos Antik Kenti, orijinal yapı taşlarının neredeyse tamamının bulunabildiği anıtsal yapıları ile son derece iyi korunmuş durumdadır. Diğer yandan, kentin planı, üzerinde kurulmuş olduğu teraslı yapı düşünüldüğünde oldukça çarpıcıdır ve bu yapı ile uyumlu ve etkileyici bir anıtsal merkez yaratılmıştır. Ayrıca, en az bin yıllık seramik üretimi ile Sagalassos antik dönemlerdeki en uzun seramik üretimi merkezi olarak UNESCO Dünya Miras Listesi ne önerilmektedir. SAGALASSOS: SUYUN HAYAT VERDİĞİ KENT Türkiye nin en iyi korunmuş antik kentlerinden Sagalassos, roma döneminden beri doğal su kaynaklarının zenginliğiyle de dikkat çekiyor. Türkiye nin en iyi korunmuş antik kentlerinden Sagalassos u gezerken, dönemler arasında bir gezi yaparsınız adeta. Yukarı Agorasında şaşaalı bir medeniyet merkezinde olduğunuzu hisseder ve bu ayrıcalıktan dolayı gururlanabilirsiniz. Depremler nedeniyle büyük ölçüde harap olan tiyatrosunda bir zamanlar buraları doldurmuş insanların seslerini duyar ama onlarla konuşamadığınız için üzülürsünüz. Canlı bir tarih galerisidir burası. Helenistik dönemden romantik döneme, çok tanrılı inançtan tek tanrılı inanca, cumhuriyetten aristokrasiye geçişler mimaride adeta cisimleşmiştir burada. SUYUN BEREKETİ Sagalassos, Roma egemenliğine girdikten sonra doğal su kaynaklarının zenginliğiyle dikkat çekmiştir. Sagalassos u keşfeden Fransız gezgin Paul Lucas bölgenin güzelliği ve suyunun bolluğu hakkında, Hayatımda burası kadar çok pınarı olan bir yer daha görmedim. Pınardan çıkan sular hemen dereler oluşturuyor ve her yere bereket getiriyor. dedi. Böylesine zengin su kaynaklarına sahip olması Sagalassos u Pisidya nın en önemli kenti haline getirmiştir. Siyasi nüfuzu artan şehir, Burdur Ovası gibi bölgenin verimli ovalarını da zamanla sınırlarına dâhil etmiştir. Böyle verimli bir bölgeyi denetleyen Sagalassos bir süre sonra Roma yol ağına da bağlanır. Böylece kent hem Anadolu nun içlerine, hem de Ege ve Akdeniz limanlarına ulaşım olanağına kavuşur ve hızlı bir şekilde gelişir. Bu derece önemli bir zenginliğin kaynağı olan su, tabii olarak bölgenin mimarisini de baskın bir şekilde belirlemiştir. ABİDEVİ ÇEŞMELER Halen devam eden kazı çalışmalarının en önemli bulguları doğal olarak çeşmelerdir. Milattan Önce 50-25 yıllarına tarihlenen ve büyüyen kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen Geç Dönem Helenistik Çeşme ortaya çıkarıldıktan sonra, kendi su kaynağının da bulunmasıyla eski işlevini tekrar üstlenmiştir. Dileyen 2 bin yıllık bu çeşmeden su içme şansına sahip olabilir. Fakat burada çok daha görkemli bir yapı daha var: 3 bin 600 irili ufaklı parçanın bir araya getirilmesiyle tekrar ayağa kaldırılan Antoninler Çeşmesi Genişliği 28, yüksekliği de 9 metre olan bu abidevi yapı Milattan Sonra 160-180 yıllarında Yukarı Agora nın kuzeyinde inşa edilir. Bu çeşmede su 4,5 metre yükseklikteki bir şelaleden akar. Bu abidevi eseri gördükten sonra Antalya dan 110 kilometre içerideki bu alana gelmenin hiç de zor olmadığını düşünebilirsiniz. DÖNEMİN ÖNCÜSÜ VE YENİLİKLERİN TAKİPÇİSİ İmparatorluğun diğer bölgelerinde görülen mimari yenilikler kısa bir süre sonra bu kente de yansır. Mesela Efes teki hamamla aynı büyüklükteki hamam, yine Efes kentindeki Celsus Kütüphanesi nden birkaç yıl sonra yaptırılan Neon Kütüphanesi gibi... 9 bin kişi kapasiteli tiyatronun yapımına da aynı dönemde başlanmıştır. Kentin en dikkat çeken yapılarında biri de dokuz farklı terasa yayılan 84 odalı Kent Konağı dır. Bu Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 42

ABİDEVİ ÇEŞMELER Halen devam eden kazı çalışmalarının en önemli bulguları doğal olarak çeşmelerdir. Milattan Önce 50-25 yıllarına tarihlenen ve büyüyen kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen Geç Dönem Helenistik Çeşme ortaya çıkarıldıktan sonra, kendi su kaynağının da bulunmasıyla eski işlevini tekrar üstlenmiştir. Dileyen 2 bin yıllık bu çeşmeden su içme şansına sahip olabilir. Fakat burada çok daha görkemli bir yapı daha var: 3 bin 600 irili ufaklı parçanın bir araya getirilmesiyle tekrar ayağa kaldırılan Antoninler Çeşmesi Genişliği 28, yüksekliği de 9 metre olan bu abidevi yapı Milattan Sonra 160-180 yıllarında Yukarı Agora nın kuzeyinde inşa edilir. Bu çeşmede su 4,5 metre yükseklikteki bir şelaleden akar. Bu abidevi eseri gördükten sonra Antalya dan 110 kilometre içerideki bu alana gelmenin hiç de zor olmadığını düşünebilirsiniz. DÖNEMİN ÖNCÜSÜ VE YENİLİKLERİN TAKİPÇİSİ İmparatorluğun diğer bölgelerinde görülen mimari yenilikler kısa bir süre sonra bu kente de yansır. Mesela Efes teki hamamla aynı büyüklükteki hamam, yine Efes kentindeki Celsus Kütüphanesi nden birkaç yıl sonra yaptırılan Neon Kütüphanesi gibi... 9 bin kişi kapasiteli tiyatronun yapımına da aynı dönemde başlanmıştır. Kentin en dikkat çeken yapılarında biri de dokuz farklı terasa yayılan 84 odalı Kent Konağı dır. Bu konağın bin 250 metrekarelik salonu, Anadolu daki en büyük salondur. Tabii bunlar şimdilik sadece ortaya çıkan kısımlar. KENTİN KEŞFİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM Bu kenti 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas keşfeder ancak kentin Sagalassos olduğunu 1824 yılında F. V. J. Arundell isimli bir İngiliz papaz ortaya çıkarır. 1884-1886 yılları arasında Polonyalı Kont Lanckoronski yönetimindeki bir heyet, kent hakkındaki ilk kapsamlı çalışmayı yapar. 1980 lere kadar başka bir çalışma olmaz bölgede. 1982 yılında İngilizlerden oluşan bir arkeolog heyetinin başlattığı araştırmalar, 1986 yılında Belçika K. Leuven Üniversitesi nden Marc Waelkens in bölgeye yaptığı ilk ziyaret ve ardından mensubu bulunduğu üniversitenin desteğiyle 1990 da başlattığı kazılarla devam ediyor. Kazı bölgesinden ortaya çıkarılan son derece önemli heykeller Burdur Müzesi nde sergileniyor. Türkiye de yüzlerce arkeolojik alan var ve çoğuna hak ettiğinden daha az ziyaretçi gidiyor. Sagalassos da bunlardan biri. Antalya ve Eğirdir den kolaylıkla ulaşılabilir bir noktada bulunuyor ama çoğu gezgin göl kenarındaki bu güzel kente uğramadan başka bir yere geçiyor. Ağlasun daki antik şehir, nadide çeşmesi, tapınağıyla meraklı gezginleri bekliyor. Zahmet edip gidenler için gerçek bir keşif Sagalassos. Toros Dağları silsilesinde bulunan Akdağ ının sarp yamaçlarında kurulan antik kent muhteşem yerleşimi için bile ziyaret edilmeye değer. Büyük İskender Milattan Önce 333 te şehri talan etmesine rağmen Helen uygarlığına dayanan yerleşimle ilgili pek çok iz bulacaksınız. Göreceklerinizin çoğu tarihe eserler bırakmaya meraklı bir kavmin, yani Romalıların elinden çıkmış. Burdur un Ağlasun ilçesindeki Sagalassos günümüze en iyi şekilde korunarak ulaşan antik yerleşimlerden. Hiç yağmalanmadan günümüze ulaşmayı başarabildiği için neredeyse bütün eserler yerli yerinde. Burada yapılan çalışmaların nihai amacı yapıları ilk günkü görünümlerine kavuşturmak ve bu muhteşem Roma kentine yeniden hayat vermek. Sagalassos, Psidya bölgesinin en zengin kenti olarak kabul ediliyor. Limana giden yolda yer alması ticaretin gelişmesinde önemli rol oynamış. Ticaretinde önemli yer tutan yüksek kalitedeki seramikler için gereken toprak güneyinde bulunan Çanaklı Ovası ndan sağlanmış. Ayrıca son derece kültürlü bir aristokrasisi varmış antik kentin, bu da sanatın kalitesinin diğer kentlerle kıyaslandığında çok daha yüksek olması sonucunu doğurmuş. Bizans İmparatorluğu nun ilk yıllarında Sagalassos, Antioch dan (Yalvaç) sonra Psidya bölgesinin en önemli ikinci piskoposluk merkezi unvanını kazanmış ve bu 12 nci yüzyıl sonlarına kadar devam etmiş. Arazinin coğrafi özellikleri dolayısıyla şehrin büyük kısmı yamacı kesen teraslar üzerine kurulmuş. Günümüzde kalıntılar o kadar büyük bir alana yayılmış ki, onları hakkını vererek inceleyebilmek için en azından 2-3 saate ihtiyacınız var. Gezeceğiniz alan gölge yoksunu. Yanınıza mutlaka şapka, su alın. Sandviçinizi tepeye saklayın, burada yemeğinizi yerken sessizliği bozan tek şey kuşların sesi olacak. Ziyaretçilerini bekleyen Sagalassos, Antalya Havaalanı ndan 110 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ayrıca Antalya-Pamukkale ve Kapadokya-Antalya arası yolculuk yapacaklar için bir duraklama noktası konumundaki kent, Burdur ile Isparta ya sadece 30 kilometre mesafede. Eğer 1 Haziran-1 Eylül tarihleri arasında bölgeyi ziyaret etmek isterseniz, hem kazı çalışmalarını izleyebilir hem de Sagalassos un gönüllü rehberleri tarafından ücretsiz olarak İngilizce, Fransızca, Almanca, Flamanca dillerinde gezdirilebilirsiniz. Bu antik kentteki yeni giriş turnikesi düzenlemeleriyle dünyanın pek çok dilinde yazılmış bilgiler yer almaktadır. Sagalassos, ziyaret edenler için unutamayacakları bir gezi, henüz görmeyenler içinse büyük bir kayıp niteliğindeki antik bir kenttir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 43