SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI

Benzer belgeler
Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Devrim Öncesinde Yemen

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Beşinci Lejyon Sivilleri Ordulaştırma Güçsüz Orduyu Kurtarır mı?

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Tahriru'ş Şam'dan Ahraru'ş Şam'a: Sizlerle tek yumruk olmayı temenni ediyorduk

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Kerkük, Telafer, Kerkük...

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

Sahtekarlıkta tüm sınırlar aşıldı : Beyaz Miğferler'in Suriye'deki 'icraatları'

Taliban Sözcüsü: Her ülke ile meşru yoldan diplomasi geliştiriyoruz

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

Tahriru'ş Şam'ın kuruluşu ve ŞFC'nin Astana refleksi

Merkez Strateji Enstitüsü Güncel Değerlendirme

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

DAEŞ, Amaq Agency üzerinden servis ettiği habere göre 13 Temmuz da Sermin de 1 HTŞ mensubunu öldürdüğünü iddia etmiştir.

Suriye: Siyasi Muhalefet ve Geleceğe Bahis

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Saddam'ın Torunu: Bağdat Yeniden Fethedilecek!

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

Suriye Arap Cumhuriyeti. Enformasyon Bakanlığı. Enformasyon Bakanlığı

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Hafız Esad ın iç politikadaki yoğun baskıcı rejimi ve Baas Partisi üyelerinin yolsuzlukları ülkede iç huzurun sağlanması önünde önemli bir engel

İran ve Suriye Ekseninde IŞİD-El Kaide Rekabeti

ASKERLEŞME (MİLİTARİSTLEŞME) VE SURİYE DEVRİMİNE ETKİLERİ

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI

RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

(DRAFT COPY) DEMOKRATİK TEPKİLER REHBERİ

SURİYE DEKİ GELİŞMELERİ VE İRAN

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

SURİYE DEKİ SAVAŞIN LÜBNAN A YANSIMALARI

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

BiR DURUM DEĜERLENDiRMESi. Cenevre 4 Kapışması ve Suriye Muhalefeti

Suriye halk devriminin desteklenmesi için Suriye devrimci solunun açık mektubu

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Suç ekonomisi ile kayıt dışı ekonominin örtüştüğünü ifade eden Sayın Şimşek, bu konuyla mücadelede son derece kararlı olduklarını vurguladı.

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi

ACR Group. NEDEN? neden?

HALK İRADESİNE KARŞI DARBE SÜRECİNİN GÖLGESİNDE DÜNYA KONFERANSININ SONUÇ BİLDİRİSİ

Türkiye ve İran arasında 'mantık evliliği'

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Türkiye-Rusya Krizinin Geleceği Üzerine Bir Değerlendirme

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Cumhuriyet Halk Partisi

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Asker-İhvan-Devrim üçgeninde Filistin ve Türkiye dayanışma hareketi

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

İran neden 'milis güçlere' fon sağlıyor? (Birinci Bölüm)

Transkript:

> DÜBAM SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

DÜBAM SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI DÜBAM için çeviren Faruk İbrahimoğlu Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE DÜBAM Yayınları Küresel İletişim Merkezi Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş Tel: (0212) 274 80 21 274 80 22 www.dunyabulteni.net

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 4

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < SUNUŞ Arap Baharı kapsamında meydana gelen ayaklanmalar Suriye de zamanla taraflarının kimler olduğunda kafa karışlıklığı yaşatan bir iş savaş haline geldi. Dünya güçleri kendi hesaplarını yaparken bu iç savaşta, ölüm ve katliam haberleri artık kanıksanan bir olgu haline gelmeye başladı. Suriye den gelen ölüm ve şiddet görüntüleri, sosyal medya kanallarının bir savaş propaganda aracı haline gelmesiyle, hergün maruz kalınan başka birşiddet çeşidine dönmüş durumda. Siyasi şiddetin sosyal şiddetle karıştığı bir kaos ortamı hakim Suriye de. Arap Araştırma ve Politik Çalışmalar Merkezi Analiz Birimi Suriye de şiddet olgusunu farklı boyutlarıyla ele alan bir rapor hazırladı. DÜBAM tarafından tercüme edilen raporu bu dosyada okuyabilirsiniz. DÜBAM 5

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 6

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < İÇİNDEKİLER Önsöz...9 Birincisi: Adli vakalar...13 İkincisi: Politik amaçlı kaçırmalar...15 Üçüncüsü: Örgütsel (Cihadi) şiddet...19 Dördüncüsü: Mezhebi aksiyon ve reaksiyon...25 Özet...32 7

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI Önsöz Bu makale, Suriye devrimindeki şiddet olgusunu ele alacak ve ağırlıklı olarak sosyal şiddetin görüngüleri üzerine eğilecektir. Elinizdeki çalışma, sosyal şiddetle mevcut siyasi şiddeti birbirinden ayırır. Ancak kriz ve istikrarsızlık dönemlerinde siyasi şiddetle sosyal şiddet iç içe geçmektedir. Siyasi şiddetin bazı ortaya çıkış şekilleri ve sosyal şiddetin yol açtığı toplumsal bölünme, toplumsal asabiyelerin harekete geçirdiği farklı dinamiklere dayanmaktadır. Ayrıca siyasi hedeflerle maskelenmiş sosyal şiddet olgusundan bahsetmek de mümkündür. Bu çalışma, sosyal ve siyasi şiddeti, birbirinden farklı, ancak toplumsal yapıyı sarsan devrimler gibi büyük toplumsal dönüşümler sırasında iç içe geçen olgular olarak ele almaktadır. Bu çalışma, aynı şekilde, şüphesiz içinde barındırdığı mevcut ihlallere rağmen, silahlı Suriye Devrimi nin şiddeti olarak nitelenen şeyle, devrimin dışında kalan ve devrimin şiddetiyle iç içe geçerek Suriye Devrimi nde çok büyük ihlaller oluştuğuna ilişkin izlenim veren toplumsal şiddeti birbirinden ayırmaktadır. Bu çalışma, ihlallerin olduğunu inkar etmemekle birlikte, mevcut şiddetin iç içe geçmiş yapısı, bunun abartılmasına ve gözlemcinin aralarındaki farkı ayırt edememesine yol açmaktadır. Örneğin devrimden önce de mevcut olan cihatçı siyasi şiddet, devrimin ilk aylarında o kadar etkin değildi ve devrimin başlıca kentlerinde başvurmak zorunda kaldığı bir araç olarak silahlı şiddetten ayrılması gerekir. Suriye Devrimi nde 2012 yılı başından itibaren dramatik bir artış gösteren şiddet olgusu, devletin maskesinin düşmesiyle birlikte kendisini ifade eden kadim toplumsal dinamiklere delalet eden göstergelerinden biri olması sebebiyle geniş ölçekte basının ve siyasi çevrelerin ilgisini çekti. Böylece sistemle muhalefet arasında mevcut siyasi olgunun siyasi amaçlar uğrunda kullanılması yöntemine ilişkin tutumlar birbirine karıştı, özel ve resmi medya aygıtı, siyasi propaganda yöntemleri çerçevesinde bu şiddet olgusunun cihadi, adi suçlar ve mezhepçi yönü, halk devrimiyle birbirine karıştırıldı. Muhalefetin medyada yaptığı siyasi açıklamaları, yönetimi, demogojik bir şekilde bu şiddeti işlemekle suçladı ve muhalefet, bu sorunu tedavi edilmesi gereken, edilmediğinde gelecekte ülkeye tehdit 9

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 10 oluşturacak toplumsal bir problem olarak görüp bu hastalıkla mücadele etmek, bu sorunları aşmak için açık ve demokratik bir strateji çizmek ve bununla yüzleşmek yerine komplo teorilerine sığınmayı yani gerçeklerden kaçmayı tercih etti. Suriye devletinin devrimin en başından beri uyguladığı eşi benzeri görülmemiş şiddet, Suriye rejiminin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı alanlarda dahi muhalefetin onu şiddet olaylarını tertip ettiği yönündeki bazı suçlamalara muhatap olmasına neden olmuştur. Suriye halkı, devrimin başından beri, göstericilere sistematik ve devamlı surette ateş açmak, işkence yapmak, meskun bölgeleri ve kentleri bombalamak, yıkım ve tehcir gibi bir takım uygulamalarda ortaya çıkan kapsamlı bir baskı siyasetine maruz kalmıştır. Suriye devrimindeki şiddet olgusunu ele alan hiçbir analizin temel gerçeği göz ardı etmemesi gerekiyor, bunların başında rejimin toplum ve insana uyguladığı şiddet gelir. Bu şiddet, kapsamlı kanunlar, değerler ya da caydırıcı başka unsurlarla sınırlanmamış bir şiddettir. Suriye deki çatışmalar, bir buçuk yıl boyunca rejimin gösterileri şiddetle bastırma konusundaki ısrarı nedeniyle silahlı çatışmalara dönüştü. Silahlı çatışmaların meydana geldiği bir süreçte şiddet olgusu nadir rastlanan bir durum değildir. Özellikle de halkın mahrum bırakılmış kesimleri bizzat silahlandığında bu böyledir. Bu durum, şiddetin ürettiği ve hızlanmasına neden olduğu bağlamların gözden geçirilmesini gerektirir. Özellikle de şiddetin meydana gelişini yorumlamaya ve izaha girişen bilimsel genellemeler için bu geçerlidir. Bu genellemelerin en göze çarpıcı olanı, Suriye Devrimi nin radikal köy devrimleri kategorisine sokulmasıdır. Nitekim bazı araştırmacılar, karşılaştırmalarında Eric Hobsbawm ın köylü devrimlerine ilişkin tariflerine dayanmaktadır. Hobsbawm a göre bu devrimler geniş tabanlı ve şekilsiz olur. Birdenbire meydana gelir, ama direnişini sürdürmez. Köylülerin kışkırtıcı bir nedenden dolayı duydukları huzursuzluktan kaynaklanan patlama ya da fırtına, geri döndürülmesi mümkün olmayan bir sarsıntıya neden olur. Ardından yerleşim merkezlerinde, kentlerde, bölgelerde ayaklanmalara yol açar. Ülkenin dört bir yanında belirsiz ve hızlı bir şekilde yayılan toplumsal endişe dalgasını üzerinde taşıdığından orta sınıf bundan geri durur. 1 Arap ülkeleri, köy devrimleri olarak başlayan yahut köylerde son bulması nedeniyle bu kategoriye girebilen devrimleri yaşamıştır. Örneğin Abdülkerim Hattabi nin köy devrimi, Şemmal es Suri (1919-1923) Devrimi, Filistin Devrimi (1936-1939) özellikle de son dönemi, bunun örneklerindendir. 1 Eric Hobsbawm, Devrimler çağı, Avrupa, 1798-1848 (Beyrut, el Munazzamatü l Arabiyye li t Tercüme, 2008, 2.baskı, s.140.)

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < Söz konusu tasnif, Arap halk devrimlerinin yapısını anlama konusunda çok miktarda kusur barındırmaktadır. Belki de fakirlik, protestonun ana nedenidir. Kendisini patlamaya hazır bir güç gibi ortaya koyar, ancak siyasi sloganları olan bir devrim üretmesi gerekmez. Genellikle ortaya çıkan protestolar kaçınılmaz olarak düzenli değildir, apolitiktir; 1977 de Mısır daki Ekmek Devrimi, 1984 de Tunus ta Ekmek İsyanı, yine Mısır da 2008 deki Büyük Mahalle isyanı, ve son olarak Tunus ta 2007 de gerçekleşen el Havzu l Müncemi ayaklanması gibi rejimin bastırmayı başardığı ve tahkik komisyonlarına havale edilmesi dışında herhangi bir toplumsal iz bırakmamış olan bu isyanlar, belirli taleplerin gerçekleşmesi için yapılmıştır. Başka diğer durumlarda fakirlerin ayaklanmaları, doğrudan siyasi eylem düzenlemek amacıyla, sahip olduğu bilinç düzeyine ya da kimliğine göre (alt gelir grubundan insanları seferber edebilmek için toplumsal protesto gücünü harekete geçirebilen kitle içerisinde siyasi bilinç sahibi insanların bulunması şartıyla) birikimsel süreklilik sıfatını almaya hak kazanmakta ve siyasi rejim üzerinde baskı gerçekleştirebilmektedir. 2 Bunun dışında fakirlik ve kalkınmanın olmayışı, geniş halk kitlelerini kamusal işlerden ve siyasi etkiden uzak tutacağından olumsuz rol oynayabilir, mevcut ihtiyaçların karşılanmasıyla meşgul olunmasının bir sonucu olarak sisteme bağımlılığı kolaylaştırır, onu kültürel boşluğa iter. 3 Bu temelde, Suriye Devrimi nin köylülerin devrimi ya da kırsal devrimler içerisinde değerlendirilmesi, yerel toplumlarda fakirlik kuşağının bulunduğunun ifade edilmesi doğru bir tespit değildir. Zira fakirlik ve marjinalleştirme bu devrimin temel nedenidir. Kırsal bölgeler çıkış noktası olmayıp sosyal ve ekonomik dışlanmışlık kitleleri başından itibaren siyasi bir devrime katılmaya itmiştir. Suriye Devrimi, siyasi ve ekonomik olarak merkezi bir güç (başkent) karşısında fakirleştirilmiş ve dışlanmış, periferi/ çevrede yerleşmiştir. Ancak bunun fitilini ateşleyen, teorisini oluşturan, ona siyasi bir karakter kazandıran, siyasi bilinciyle değişim yaratma gücüne sahip, Mısır ve Tunus devrimleriyle gözü açılmış orta sınıfın bulunduğu çevre kentlerin başkentleridir (çevrenin merkezi). Ayaklanmaların dayandığı kitle, neo-liberal bir düzen devam ettiren Beşşar Esed yönetiminden ekonomik açıdan mutazarrır olmuş kitleler olup ne kırsal kesimle sınırlı ne de köylü devrimlerdir. Sosyal sınıf farklılıkları bu devrimin tamamen vatansever bir devrime dönüşmesini engelleyememiştir. Böylelikle Suriye Devrimi nin yaşadığı sürecin Tunus Devrimi yle benzerliklere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Suriye Devrimi nin fitilini ateşleyen ve ekonomik ve idari bir merkez sayılan Dera kentinin 2 Azmi Bişara, Yüce Tunus Devrimi, 1. baskı, Doha/Beyrut, el Merkezu l Arabi li l Ebhas ve Diraseti s Siyasat, 2011), s.111, 3 a.g.e., s.110-111. 11

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 12 tecrübesi, Sidi Buzid in tecrübesiyle benzeşmektedir. Aralarındaki farklılıklar ise oldukça basittir, fark sadece sendika ve partiler şeklindeki örgütlenme biçiminin olup olmaması, parti ya da sendika üyesi aktivistlerin eylemleriyle ilgilidir. Sidi Buzid deki aktivistler, Dera dakilerden daha örgütlü, sendikal birliklerde ve gizli partilerde daha köklü tecrübelere sahip olan gruplardır. 4 Bu yüzden, Suriye Devrimi nin, Dera, Humus, Hama, İdlib, Deyru z Zor, Lazkiye ve Şam ın belli başlı mahalleleri, Şam ın kırsal kesimleri (buradaki kırsal kesim ifadesi yanılsamalara yol açmaktadır) gibi taşradaki kent merkezlerinin önderlik ettiği vatansever bir halk devrimi olduğunu söyleyebiliriz. Şam ın kırsal kesimleri adının yanılsamaya yol açtığını söyledik çünkü bu bölgeler kırsal bölgeler olmayıp taşra merkezleridir. Ardından devrim kırsal bölgeye doğru yayılmış, rejimin askeri çözüm yönündeki ısrarı ve barışçıl gösteriler düzenleyenlerin üzerine ateş açması nedeniyle silahlı ayaklanmaya dönüşmüştü. Ancak kentler, silahlı mücadeleye geçtikten sonra bile güçlü bir şekilde ayaklanmaya katıldılar, ayaklanmaya Humus, Deyru z Zor ve Duma gibi taşra kent merkezleri önderlik yaptı. Devrim in kentliliği nden ve Arap Devrimleriyle, özellikle de Mısır ve Tunus devrimleriyle ilişkiye geçen çağdaş genç bir kesimin varlığından hareketle Suriye Devrimi nde kırsal devrimlerden ayrılan faaliyetleri, sivil aktiviteler ve protesto gösterileriyle sınırlı kalan barışçıl yönelimi yorumlayabiliriz. Bu barışçıl gösteriler, içerisinde inşa olunan geleneksel sosyal yapının gerçekliğini yansıtan şiddet dolu bir özelliğe sahip olduğu için değil, bilakis siyasi alana etki edebilme imkanına ihtiyaç duyduğu için genelde radikal hareketlerdir. Bunun yanında Suriye Devrimi nin taşra merkezleri, kentler ve küçük beldelerden sonra kırsal kesimlerde yayılmaya başlamıştır. Devrimin ilk aylarında güvenlik kampanyaları eğitimli genç kesimleri hedef alarak bir kısmını öldürdü bir kısmını da hapse attı. Amacı gençleri barışçı protestolardan uzaklaştırmak, gösterilerin siyasi önderlikten yoksun bırakmak, bastırılması ve kuşatılmasını kolaylaştırmaktı. Barışçıl gösterilere ve siyasi protestolara karşı otoriter şiddet ve bastırma harekatının sürmesinin ardından sosyal etkileşim şiddet tezahürleri göstermeye başlamış, gençler güvenlik güçlerinin aşağılama ve tahkirine karşı bir kısmı savunma amaçlı refleksler geliştirmişlerdir. Gençler silah taşımaya, sivil unsurlarla ordudan ilişiğini kesen kesimleri kapsayan silahlı müfrezeler oluşturmuşlardır. Bu müfrezeler, kendisini barışçıl gösterileri koruma ve askeri baskınlara cevap vermekle mükellef görmüştür. Suriye ordusunda görev yapmakta 4 A.g.e. s. 155.

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < olan subay ve diğer askeri unsurların ordudan ayrılmaları da bunda etkili olmuştur. Devletin asli görevi olarak bu aşamada kendini tamamen ayaklanmaları bastırmaya vermiş olması nedeniyle devlet otoritesi, ülkenin geniş bir kesiminde ortadan kalkmıştır. Bu da vatandaşlık temeline dayanan sivil toplumun zayıflığının katkıda bulunduğu toplumsal şiddetin ortaya çıkmasına, sosyal kontrol mekanizmalarının gerilemesiyle birlikte şiddetin cinayet vakalarına, mezhebi eylemlere ve adli suçlara dönüşmesine neden olmuştur. Cihadi grupların sahip olduğu şiddet olgusunun tarihi, devrimden önceye gider, devrimin taleplerine, ilkelerine ya da hedeflerine olan bağlılığı nedeniyle değil, rejime olan kadim düşmanlığından hareketle devrime destek olmuştur. Şiddetin bu yönü üzerinde yoğunlaşmak, şiddetin toplumsal bağlamını anlamaya çalışmak onu meşrulaştırmak anlamına gelmez. Bilakis devrimin barışçı ve savunma amaçlı silahlı mücadele yönünü diğer boyutundan ayırmak, şiddetin toplumsal olarak olumsuz sonuçlarına, Suriye devriminin birleştirici yönüne oluşturduğu tehlikelere dikkat çekmek amacını taşır. Gerçek tehlike, bu şiddet olgularının, onu besleyen, varlığını sürdürmesi için gerekli olan bütün gerekçeleri sağlayan kültürel bir zemin bulmuş olmasıdır. Bu aynı şekilde mezhebi meseleler için de geçerlidir. Mutlaka bunun üzerinde durulması, nedenlerinin araştırılması, sürekli tekrar eden bir olay olması nedeniyle buna yol açan etkenleri de teste tabi tutmak gerekir. Tabi burada halk katmanları içerisinde kültürel olarak ayrılıkçı yönelimleri besleyen, alt kimlikleri güçlendiren üst ulusal kimliği zayıflatan unsurlardan da yararlanmalıdır. Birincisi: Adli vakalar Toplumsal Kamusal düzenin bozulmasından ve sivil toplumun zayıf olmasından mütevellit güvenlik ve toplumsal istikrarın olmaması, devrim kılıfı altında cinayet vakalarının yaşanmasına neden olmaktadır. Bunu devrim sürecinde, özellikle de uzun süren silahlı çatışmalar nedeniyle kanun ve devlet otoritesinin ortadan kaybolması nedeniyle anlayabiliriz. Bu tür hadiseleri, tamamen şahsi kin ve intikam duygularıyla işlenmiş ya da adli suçlular için verimli bir zemin oluşturan kanun otoritesinin olmaması nedeniyle anlaşmazlıkların giderildiği cinayetlerde görmek mümkündür. Nitekim bu tür şahıslar, devrimi, arkasına gizlenebilecekleri bir örtü olarak görmekte, karşıtlarını rejimi destekledikleri gerekçesiyle ortadan kaldırmaktadır. Tersi de olabilmekte devrimi desteklediği için de insanlar öldürülebilmektedir. 13

Resmi bir izin olmadan faaliyet gösteren Suriye deki insan hakları savunucusu örgütler 5, periyodik olarak onlarca olayı belgelemekte, rejim ve muhaliflerin olayla ilgisinin olup olmadığını araştırdıktan sonra bunu meçhul kişilere atfetmektedirler. Buna ilaveten fidye karşılığı adam kaçırma olayları da yaygınlaşmış bazı caniler, bunu bir gelir kaygı olarak görmüşlerdir. Zenginler, tüccarlar, iş adamları ve aileleri bu grubun hedef aldığı kesimler arasındadır. Bu tip kişileri rehin alarak nakit para karşılığında takas etmektedirler. Bu olay en çok kent merkezlerinde özellikle de, Suriye deki para sahibi burjuvazinin en çok bulunduğu yerler olan Halep ve Şam da meydana gelmektedir. Kaçırılan insanlar için istenen meblağ çok yüksek seviyelere ulaşmaktadır. 6 Bu tür suçlar, genelde soygun, yağma ve talan olaylarının meydana geldiği ana yollarda olmaktadır. Kimliği belirsiz silahlı gruplar, arabaları durdurarak içindeki insanları devrimi desteklemek ya da Özgür Suriye Ordusu nu desteklemek gibi bir takım gerekçelerle ailelerinden ya da arkadaşlarından para istemektedir. Bu tür olaylar çoğunlukla uluslararası Şam-Halep otobanında, Humus, Hama nın ve İdlib in kırsal kesimlerinde meydana gelmektedir. Bu durum bir çok insanın devrimden ve özgür ordudan nefret etmesine yol açmıştır. Halep te fidye karşılığı kaçırma ve benzeri başka suç unsurlarına ilişkin oranlar, özellikle de rejimle Halep in bir kısmını elinde tutan muhalifler arasındaki çatışmaların şiddetlenmesiyle giderek artmıştır. Bu durum, Özgür Suriye Ordusu çatısı altında faaliyet gösteren bir takım silahlı grupların söz konusu suçları işleyen grupların üzerine gitmesi ve onları ortadan kaldırmak için mücadele etmeleriyle sonuçlanmıştır. Bunun üzerine benzeri olaylarda ciddi bir gerileme yaşanmış, ancak yer yer ortaya çıkmaktan da geri durmamıştır. Suriyeli muhaliflerin özgür orduyu ve devrimi finanse edebilmek için rejim yanlısı olmakla suçladığı iş adamlarının, kabile önderlerinin ya da tüccarların kaçırılarak ailelerinden fidye istenmesi hadisesi sayılıdır. Bu tür olaylar Halep in kırsal > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 14 5 Günlük olarak yayınlanan bir belge, bu olayları ne rejimin ne de muhalefetin sorumluluğunda olmayan olaylar olarak zikretmektedir. Bunu ifade eden kuruluşlar: Suriye İnsan Hakları ve Demokrasiyi Savunma Komitesi, Suriye Kürtleri İnsan Hakları Komitesi (er Rasıd), Suriye-Arap İnsan Hakları Örgütü, Suriye İnsan Hakları Örgütü (Maf), Suriye Ulusal İnsan Hakları Örgütü, Suriye Kürtleri İnsan Haklarını ve Kamusal Özgürlükleri Savunma Örgütü (DAD). İnsan Hakları Arap networku bu raporu elektronik ortamda yayınlamıştır: Bunu izleek için aşağıdaki linki tıklayınız: http://www.anhri.net/ 6 Para karşılığı adam kaçırma eylemleri Suriye de sürekli olarak vuku bulmaktadır, Özellikle Şam ve Halep ten en yüksek düzeyde gerçekleşmektedir. Özgür Suriye Ordusu na katıldıklarını iddia eden iş adamları ve zenginlerden bir çoğu, bu amaçla faaliyet gösteren silahlı grupların hedefi olmuştur. Şam daki bir tüccarın kaçırılması olayında istenen bir milyon dolarla bu eylemler zirvesine çıkmış olup Halep, Şam ve Deyruz Zor da daha az meblağlar talep edilmiştir.

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < kesimleriyle 7 Suriye nin başka bölgelerinde olmuştur. 8 Diğer durumlarda ise farklı etnik ve mezhebi kökenden insanların iç içe yaşadığı bölgelerde, özellikle de Humus, Hama nın kırsal bölgeleri, Şam daki Teşrin ve Kabun mahallelerinde adli vakalar, mezhebi unsurlarla birbirine karışmıştır. 9 Kaçırılan bazı kimseler, ister silahlı muhalifler ister Şebbiha (Suriye rejimine yakın paramiliter gruplar) ve bölge halkından olsun kaçıranlara yüklü miktarda fidye ödeme işlemi yapıldıktan sonra hem Sünni hem de Alevi bölgelerde serbest bırakılmışlardır. Bu tür olaylar, aynı bağlamda ancak bu kez daha hafif bir şekilde Sa lake olarak nitelenen bir olayla gerçekleştirmektedirler. Bu grup devrim sürecinde yer almış, nizami güçlerin kentleri kuşatması ve askeri operasyonlar yaptığı sırada sırasında faaliyet gösteren gruplardır. Nitekim onlar, zenginlerden çaldıkları para, mal ve değerli eşyaları olaylar nedeniyle işleri bozulan ya da işlerini bırakmak zorunda kalan, kuşatma nedeniyle rızık kaynaklarını kaybetmiş insanlara dağıtmaktadırlar. Bir başka yöntem ise tehdit ve şantajla zenginleri silahlı muhalif gruplara ya da meydana gelen çatışmalardan zarar görenlere bağış yapmaya zorlamaktır. Bu tür eylemler Humus, Hama, Deyru z Zor ve bir dereceye kadar Der a da yaşanmaktadır. Ancak kayda değer olan, para sahibi zengin kesimlerin Şebbiha grupları tarafından da benzeri tehdit ve şantajlara maruz kaldıkları gibi devrimden yana olanların ya da devrim örtüsü altına gizlenmiş olanların da şantajlarına maruz kalmış olmalarıdır. İkincisi: Politik amaçlı kaçırmalar Bu adla adlandırılmasının nedeninin, bu tür kaçırmaları cinayet ya da mezhebi saiklerle yapılan diğer kaçırmalardan ayırmak içindir. Zira silahlı grupların adam kaçırmaları bazen cinayet amaçlı, başka zamanlar da mezhebi saiklerle olabiliyor. Bir başka ifadeyle bu, dinamikleri çok da sistematik olmayan ancak genelde meydana geldikten sonra siyasi bir takım sloganlarla süslenmeye ya da siyasi bir maske giydirilmeye çalışılan bir şiddettir. 7 Meskene kentinde rejim yanlısı aşiretlerle Özgür orduya bağlı tugaylar arasında anlaşmazlık baş göstermiş, sonra silahlı gruplar aşiret reisini kaçırmış ve bırakılması için 15 milyon Suriye lirası fidye istemiştir. Aşiretin bu parayı ödemeyi reddetmesiyle taraflar arasında silahlı çatışma çıkmış ve sonunda aşiret, kentten kaçmak zorunda kalmıştır. 8 Guardian: Özgür ordu, finansal kaynak temini için adam kaçırma eylemlerine başvuruyor, DP news, 1/9/2012. http://www.dp-news.com/pages/detail.aspx?articleid=130603 9 Araştırma merkezimizden bir ekip, farklı mezhebi gruplardan insanların karışık bir şekilde bulunduğu Kabun, Teşrin gibi mahallelerdeki tanıklarla yaptığı görüşmelerde, her cadde girişine bir bariyer yerleştirildiğini, bunlarının bir kısmının özgür ordu diğerlerinin de rejim tarafından oraya dikildiğini, ayrıca her iki taraftan da adamlar kaçıran Sünni ve Alevi ailelerin de buralara barikatlar koyduklarını ifade etmiştir. 15

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 16 Reayaya karşı işlenen şiddetin bu türlüsü, egemen sistemi destekleyen ekonomik ve lojistik olarak ona omuz veren ya da en azından devrime karşı olumsuz bir tutum takınarak rejimin baskıcı uygulamalarını methetmeye varan siyasi grup ya da devletlerin vatandaşlarına karşı uygulanmaktadır. Suriye de İran, Hizbullah ve bazı Iraklı partilere karşı yaygın olumsuz bir yaklaşım mevcuttur. Bunun nedeni, söz konusu ülke grup ya da partilerin Suriye deki devrime karşı olumsuz tavır takınmaları ve rejimin uygulama ve tavırlarını benimsemeleridir. Her ne kadar bu gruplar içerisindeki bazı kesimler şifahi olarak reform yapılması gerektiği yönünde bir takım açıklamalar yapmış da olsa, bu tamamen rejimin savunduğu tarzda bir reformu pazarlamakta, dolayısıyla rejime olan desteğini süslemeye çalışmaktadır. Bu tür bir tutum, bazı kişi ve grupları söz konusu ülkelerin vatandaşlarını, bu çizgideki parti ve grupların üyelerini kaçırmaya sevk etmiştir. Burada siyasi duruş, mezhebi bir saik ve bazı selefi davet TV kanallarının gelişmesine yardım ettiği ters bir bilinç ve mezhebi bir etki bırakmıştır. Doğal olarak bu tür bir tutum, söz konusu eylemleri meşrulaştıramaz. Zira devrimcilerin tasarruflarının tamamen dışında meydana gelmiş, devrimin birleştirici içerik ve hedeflerinden sapmıştır. Diktatörlüğe karşı mücadele ve savaşı, adil olmayan, devrimin adalet talepleriyle bağdaşmayan noktalara götürmüştür. Ayrıca söz konusu uygulamalar gerek bölgesel gerekse uluslararası kamuoyunda nefret ve tiksinti yaratmıştır. Devrimci tavır, devrimin imajına zarar veren, onu savunanları zor durumda bırakan bir tablonun içindeymiş izlenimi vermiş ve bununla bağlantılı hale getirilmiştir. Politik amaçlı kaçırmalarla ilgili en çarpıcı örnekler aşağıda verilmektedir: Aralık 2011 tarihinde Cender Elektirik santralinde çalışan yedi İranlı teknisyen ve mühendisin kaçırılması. Kendisine Suriye deki Şii yayılmacılığına karşı Mücadele Hareketi adını veren bir grup, bu kaçırma eylemini üslenmiş, İranlı rehinelerin geleceğinin İran ın ve Hizbullah ın Suriye rejimine yönelik desteğine bir son vermesiyle yakından irtibatlı olduğunu ilan etmiştir. 10 Suriye de bulunan 11 İranlı hacının, Suriye Özgür ordusu tarafından 26 Ocak 2012 tarihinde kaçırılması. 11 Bunun ardından Türkiye devreye girerek, 7 Şubat 2012 tarihinde teknisyenlerle İranlı hacıların salıverilmesini sağlamıştır. 12 10 Suriyeli muhalif hareket, mezhebi nedenlerden dolayı 5 İranlının kaçırılmasını üslendi, Syria Politic, 04/01/2012. 11 Suriye deki 11 İranlı hacının kaçırılması, Mısır Merkezli eş Şuruk gazetesi, 27/01/2012. http://www.shorouknews.com/news/view.aspx?id=eb82eb2f-1c20-422f-9003-68ac5d0171ff 12 Suriye deki İranlı turistlerin serbest bırakılması, İran merkezli el Alem Kanalı, 07/02/2012: http://www.alalam.ir/news/975794

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < Türkiye nin arabuluculuk yapmış olması, Özgür Suriye Ordusu nun uluslararası kamuoyu önünde zor durumda bıraktığı gibi Türkiye nin Özgür Suriye ordusu içerisindeki gruplar üzerinde ne kadar etkin olduğunu göstermiştir. Devrim bu tür eylemlerden hiçbir zaman fayda görmemiş, ancak bu tür uygulamalar Türkiye nin İran la olan ilişkilerinde puan kazanması bakımından önemli etkisi olmuştur. Kuzey Halep in kırsal kesimlerinde 11 Lübnanlı Şii nin dini vecibelerini yerine getirdikten sonra dönerken 22 Mayıs 2012 tarihinde kaçırılmalarıdır. ÖSO, bu kaçırmadan sorumlu olduğunu ilan etmiş olmasına rağmen ÖSO içerisindeki bazı gruplar bu eylemden dolayı rejimi sorumlu tutmuşlardır. Ancak bu grupların yaptığı açıklamalar, önceden hazırlanmış, bu açıklamayı yapanların güvenilirliğini zedeleyen suçlamalardır. Ancak kendisine Suriyeli Devrimciler-Halep kırsalı adını veren bir grup, 31 Mayıs tarihinde bu kaçırma eylemini üslenmiştir. Türkiye arabuluculuk yapmasına rağmen rehinelerin salıverilmesi işlemi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Grup başlangıçta fidye istemiş, sonra Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ın Suriye rejimini desteklemesi nedeniyle özür dilemesini, ayrıca ordudan kopan ve Suriye yönetimi tarafından Türkiye topraklarında yaptığı istihbarat faaliyetiyle yakalanarak hapse atılan isimlerden Hüseyin Harmuş un serbest bırakılmasını talep etmiştir. 13 Lübnanlı hacıların kaçırılması, sadece rejim yanlısı çevrelerde değil, devrimi destekleyen çevrelerde de bu eylemin eleştirilmesine yol açmıştır. Seyyide Zeynep Bölgesi nden Şam havaalanına hareket eden 48 İranlının 5 Ağustos 2012 de, ÖSO ya bağlı Bera Tugayları adlı askeri bir grup tarafından kaçırılması. Rehineciler, rehinelerden birinin üzerinden askeri kimlik kartı çıktığını belirterek, kaçırdıkları bu kişilerin, Suriye rejimi saflarında çarpışan İran devrim muhafızları üyeleri olduğunu iddia etti. 14 İran Dışişleri ise rehineler arasında Devrim Muhafızları ordusundan emekli bir kişinin bulunduğunu teyit ederek bu kişilerin serbest bırakılması için Katar ve Türkiye nin arabuluculuk yapmasını istedi. Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Muhammed Ali Caferi nin 16 Eylül 2012 de yaptığı açıklamada, Suriye de 13 Suriyeli bir grup, 11 Lübnanlının kaçırılması eylemini üstlendi el Cezire.net, 31/05/2012: http://www.aljazeera.net/news/pages/b346624d-c6b6-45d3-ada9-1da47dfe0373 14 Bera Tugaylarının açıklamasını şu linkten izleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=lbq6ueflsou 17

Devrim muhafızları unsurlarının bulunduğunu, bu unsurların Suriye devletinin içinde bulunduğu krizden kurtulması için danışmanlık faaliyetleri gösterdiklerini ifade eden açıklaması nedeniyle bu kişilerin serbest bırakılması işi daha da zora girdi. Abdünnasır Şumeyr, Suriye rejiminin tutsak aldığı Suriyeli tutukluların salıverilmesi talebine kulak tıkadığı sürece kendilerinin de kaçırdıkları kişiler hakkında bilgi vermeyeceklerini söyledi. 15 Caferi nin açıklamaları bir yana, emekli bir kişi hariç kaçırdığı diğer isimlerin Devrim Muhafızı Ordusu üyeleri olduğunu belgeyebilmiş ya da ispat edebilmiş değildir. Bu belge, en fazla, rejime olan destek noktasında danışmanlık hizmeti vermeyi aşan, ancak katliam ya da ayaklanmaları bastırma gibi doğrudan şiddet olaylarına karşıma noktasına ulaşmayan bir desteğin göstergesi olabilir. İran, bizzat kendisi Suriye de danışma ve müsteşarlarının, Suriye devletine krizden çıkması için yardım etmek üzere bulunduğunu ifade ediyorsa İran varlığı, orada danışmanlıktan öte bir boyutta var demektir. 13 Ağustos 2012 de Şam daki Şii topluluktan Hassan Mikdad isimli şahsın Suriye rejimine destek vermek üzere Şam a gelen Hizbullah hareketinin üst düzey yöneticilerinden biri olduğu gerekçesiyle Özgür Suriye Ordusu na bağlı grup tarafından kaçırılması. 16 Özgür Ordu nun müşterek komutanlığı bu tugayın kendilerine bağlı olarak çalıştığı iddialarını reddederek 17 daha önce yukarıda bahsettiğimiz demagojik çerçeve içerisinde Suriye rejimine zımni suçlamalar yöneltmiştir.. Kaçırma eylemi, Lübnan daki Mikdad aşiretine Özgür Ordu ya mensup olduğu iddiasıyla yirmi Suriyeli işçiyi kaçırma eylemini düzenlemesi için gerekçe vermiş, işçilerin serbest bırakılmasının Şam da muhaliflerin elinde esir bulunan Hassan Mikdad ın salıverilmesine bağlı olduğunu dile getirmiştir. Bu tarz eylemler sadece başka ülkelerin vatandaşlarına yapılmadı, aynı zamanda devlet sektöründe çalışmakta olan Suriye vatandaşlarına karşı da yapıldı. Deyru z Zor da 25 Mayıs 2012 tarihinde Fırat Petrol şirketinde çalışan işçiler bunun tipik bir örneğidir. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 18 15 Suriye deki Devrim muhafızları unsurları, Maverael Haber Programı, el Cezire Haber Kanalı, 16/09/2012. Programın Youtube da şu linkte bulmak mümkündür: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=ldxmoywtcau 16 Hassan Mikdad ın 13/08/2012 tarihindeki kaçırılışını aşağıdaki linkten seyredebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?v=fwcvqbgvdau 17 Özgür Ordu nun müşterek liderliği, kendilerinin Hassan el Mikdad ın kaçırılmasıyla bir ilişkilerinin olmadığını açıkladı: Küllüna Şüreka, 15/8 2012: http://all4syria.info/archive/51276

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < Humus a dönerken 39 işçi, bu silahlı gruplar tarafından kaçırılmıştır. 18 Rehinecilerin talebi en başta fidyeydi, ardından fidye reddedilerek siyasi talepler gündeme geldi ve bu çerçevede kentte devletin hapishanelerinde bulunan bütün tutukluların serbest bırakılmasını ve Suriye ordusunun bu bölgelerden çekilmesini istedi. Halkın ileri gelenlerinden bazı isimlerle kabile önderleri, rehinelerin bırakılması için aracılık yaptılar. Rehinelerin bırakılması yönündeki arabuluculuk çabaları sonuç verdi ve rehineler belirli aralıklarla serbest bırakıldılar. 19 Adli vakalarla siyasi eylemlerin birbirine karıştığı bu tarz şiddeti inceledik ancak şunu eklemek gerekir ki bu tarz adam kaçırma eylemleri, hiçbir devrimci tarzla uyuşmaz. Diğer durumlarda ise yapacak bir şey olmaması, sivillerin ve devrimcilerin maruz kaldıkları şiddetin boyutları nedeniyle yaşanan körelmenin de bunda payı vardır. Bu durum, sonuçları hesaplanmamış intikam amaçlı saldırılara başvurmaya neden olmaktadır. Üçüncüsü: Örgütsel (Cihadi) şiddet Bu şiddet Suriye de devrim süreci başlamadan önce de bulunmaktaydı. Ancak geçmişte bu tür eylemler bir halk devrimine yol açmadığı gibi Suriye devriminin bir özelliği de değildi. Başından itibaren Suriye devrimi, demokratik talepleriyle, sivil bir halk devrimi olması itibariyle dini şiddetten tamamen ayrılmıştı. Devrim, onu kucağında buldu. Bu tarz şiddet eylemlerini 2011 Aralığında başlayan intihar saldırılarında ve patlayıcı dolu arabalarla düzenlenen intihar eylemlerinde görmek mümkündür. Bu dönemden itibaren saldırılar defalarca tekrar etmiştir. Suriye devrimi, onur ve özgürlük için harekete geçmiştir. Harekete geçtiği ilk günden beri de birleştirici milli şiarlar benimsemiştir. Baskı politikaları, milli serveti salt bir aileye hasretmesi ve siyasi hayat üzerindeki hegemonya kurması nedeniyle diktatörlük rejimini kendisine düşman ilan etmiştir. Düşmanlığın gerçek nedeni hiç bir zaman rejimin sahip olduğu ideolojik arka plan ve onun izlediği dış politika olmamıştır. Önceden belirlenmiş bu tür hususlar, protesto hareketlerinin kitlesellik kazanması ve geniş toplumsal kesimlerin devrime katılması noktasında temel belirleyici olmuştur. Ancak bunun yanı sıra protesto hareketlerine eklemlenmiş, devrimden önce ortaya 18 el Furat Petrol şirketinden kaçırılan 26 rehinenin serbest bırakılmasına ilişkin garanti, el Vatan gazetesi, 30/5/2012. http://www.alwatan.sy/dindex.php?idn=123624 19 el Furat Petrol şirketinden kaçırılan 26 rehine serbest bırakıldı, Suriyye l An, http://syrianow.sy/index.php?d=7&id=55125 19

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 20 çıkmış kendine has ideolojik yapısı ve akaidi örgüsü olan şiddet yanlısı dini gruplar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu tür hareketlerin Suriye devriminde yer alan muhaliflerle tek ortak noktası, Suriye rejimine yönelik düşmanlıktır. Ancak yöntem ve hedefte (İslam devletinin kurulması) anlaşmazlık bulunmaktadır. Bu tür akımlar, barışçıl gösterilerin rejimi devirmeye yetmeyeceği gerekçesiyle daha devrimin ilk başlarında silahlı mücadeleye başvurmuşlardır. Ve Cebhetu n Nusra adlı örgüt, Suriye de el Kaide tarzında mücadele veren ve Şam, Halep ve Deyru z Zor kentindeki patlamaların sorumluluğunu üslenen cihadi grupların vitrindeki ismi olmuştur. 20 Aynı şekilde Cebhetu n Nusra, 4 Haziran 2012 tarihinde yayınladığı bir açıklamada, Suriye güvenlik güçlerine bağlı 13 kişinin infaz edilmesi eylemini üslenmiş, açıklamasında Deyru z Zor daki Şark ın Aslanları Salı günü güvenlik güçleri ve Şebbiha köpeklerinden sapkın bir grubu yakalayıp yaptıkları çirkin işleri itiraf ettirmiş, onlara adil ceza olarak kısas cezası uygulanmıştır. 21 Bu olay, karşı şiddetin en çirkin şekillerinden biri olması nedeniyle içerisinde bir çok iğrençlikleri barındırmakta, rejimin insanlık onurunu aşağılayıcı sistematik şiddetinden farkı bulunmamaktadır. Ayrıca hedef ve yönelim bakımından Cebhetu n Nusra dan farkı olmayan başka cihadi gruplar ortaya çıkmıştır. Bu grupların bazıları Özgür Suriye Ordusu nun çatısı altında faaliyet göstermekte birlikte organizasyon, dini referanslar ve isim olarak kendi bağımsız yapısını korumaktadır. Bu durum, benzer intikam olaylarına kapıyı aralamıştır. Örneğin 1 Ağustos 2012 de El Beri adlı Şebbiha nın infaz edilmesi, - aşiret gruplarının işlediği cinayetler göz önünde tutulmaksızın- silahların yarattığı kaos, bu silahları elinde bulunduran gruplar, bu silahların devrimcilerin prensipleriyle çelişecek tarzda kullanılması Suriyelilerin korkularını artırmış, bu yüzden de rejimin uyguladığı şiddet yöntemleriyle büyük ölçüde benzerlikler arz etmiştir. 22 Bu tarz yaklaşımlar, Hananu kışlasına yapılan baskın olayında da görülmektedir. Burada 20 asker, 10 Eylül 2012 tarihinde esir alındıktan sonra infaz edilmişlerdir. 23 20 Nusra Cephesi nin kuruluş bildirgesini izlemek için bkz. http://www.youtube.com/watch?v=fuh1ci9vlr0 21 Cebhetu n Nusra, Güvenlik güçleri ve Şebbiha dan 13 kişinin öldürülmesi eylemini üslendi, er Riyad gazetesi, 5/6/2012. http://www.alriyadh.com/2012/06/05/article741893.html 22 Şebbiha olduğu iddia edilen EL Beri ve liderleri Zeyno Beri nin infazı için şu linke bakabilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=vjbmtecak_0 23 Katar merkezli el Cezire televizyonunda katıldığı bir programda Halep Devrimci Konseyi sözcüsü el Mekkenni Ebu Abdullah el Halebi, idam hükmünün Tevhit ve Fetih Tugayları çatısı altında faaliyet gösteren gruplarca gerçekleştirdiğini, bu kararın da orada bulunan şeri bir mahkemenin aldığı karar

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < Cebhetu n Nusra ya da onunla örtüşen diğer silahlı gruplara benzer şekilde gerçekleştirilen intihar saldırıları, bomba yüklü arabalarla gerçekleştirilen cihadi şiddet, bir güç gösterisi olması bakımından ister silahlı isterse barışçı olsun devrimi tehdit eden tehlikelerden biridir. Zira askeri karargahlara yapılan bu saldırılar, manevi olarak bu grupların güç gösterisi yapması bakımından sembolik bir değere sahip olsa da maddi sonuçları, yoldan tesadüfen geçen onlarca sivilin hayatını kaybetmesine yol açmaktadır. Ve özet olarak bütün bu yaşananlar toplumda korkunun yayılmasına ve paniğe yol açarak Irak ta yaşananları hatırlatmakta, böylelikle insanlar diktatörlüğü ve yolsuzluğuna rağmen istikrara olan hasreti nedeniyle rejime yakınlaşmaktadır. Bazı örgütlerin sızması ya da bu grupların rejim tarafından kullanılmış olduklarına dair makul bir şüphe, bazıları el Kaide tarzında hareket eden (bombalamalar, intihar saldırıları ve suikastlar) bazıları ise Özgür Suriye Ordusu çatısı altında faaliyet gösteren silahlı halk örgütlenmelerine dair gerçeği değiştirmez. Bu yüzden devrimci bilinç, özeleştiriyi ve rejime yönelik gelişigüzel suçlamalar yapıştırmamayı gerektirir. Bu bağlamda Suriye de belli başlı cihadi örgütleri sıralamak gerekirse: 1. Şam Özgür Tugayları: Suriye devrimiyle birlikte ortaya çıkmış bir örgüt olup Kafir ve Tağuti rejime karşı cihad bayrağını yükselten gruplardan biridir. Yaptığı açıklamalarda görüldüğü kadarıyla Ehli Sünnet ve l Cemaat in metodunu takip etmekte selefi salihe ittiba etmektedir. 24 Bu örgüt yayınladığı bildirilerde bir çok kez Özgür Suriye Ordusu ile birlikte savaşmış olmasına rağmen onun bir parçası olmadığını, Suriye içinde ve dışında herhangi bir kuruluşa mensup olmadığını ifade etmektedir. Suriye nin her yanında faaliyet gösteren örgütün doğum yeri İdlib dir. İdlib içerisinde Cebeli Zaviye, Serakıb, Eriha ve yine İdlib kırsalında Beneş ve diğer yerlerde etkinlik göstermektedir. Silahlı eylemlerinde kullandığı askeri teçhizatı İdlib ve Şam-Halep uluslararası otoyolunda gerçekleştirdiği operasyonlar sırasında elde ettiği ganimetlerden sağlamaktadır. Grup üyeleri, finansal desteğin Körfez ülkeleri ve özellikle Kuveyt teki işadamları ve tüccarlardan gelen şahsi bağışlar aracılığıyla elde edildiğini söylemektedir. 25 Şam Özgür Tugayları içerisinde faaliyet gösteren muvacehesinde alındığını söyledi. Buna karşın Halep Askeri Konsey komutanı Abdülcebbar el Ukeydi, Özgür Suriye Ordusu nun rejime bağlı askerlerin infazını kınadığını belirterek bunun tamamen kişisel tasarruf ve hatalar hanesine yazılması gerektiğini açıkladı. Aynı şekilde Suriye Ulusal Konseyi de Hananu kışlasında yapılan infazları kınadı. 24 Şam Özgürleri Cephesi kuruluş bildirgesi için şu linki tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=f77dbt9-gd8 25 Arap Araştırma ve İncelemeleri Merkezi nden araştırma ekibinin Şam Özgür Tugayları adlı örgüt 21

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 22 çok miktarda alt birimler bulunmaktadır. Bunlar: Eriha da Ibadurrahman tugayları, Cebeli Zaviye de Sariyyetü l Cebel Tugayları, Hama kırsalında Selahaddin Tugayları, Maardebse de Şeyma Tugayları, Maarratü n Numan da Tevhid ve İman Tugayları, Han Şeyhun da Hakkın Askerleri ve Şehit Kafileleri Tugayları, Serakıb da Furkan Tugayları. 2. Şam Kartalları Tugayları: Liderliğini, Cebel-i Zaviye den Şeyh Mekkenni Ebu İsa yapmaktadır. Şam Kartalları yapı ve düşünsel çizgi bakımından Şam Özgür Tugayları ıyla benzerlik göstermektedir. Faaliyet yerleri de hemen hemen aynıdır. Bölge sakinlerinin tanıklığına göre bu örgüt, 12 Tugaydan oluşmakta ve neredeyse tamamı İdlib kırsalından ve Kuzey Hama kırsalından gelmekte olan 3 bin kişidir. İçerisinde gönüllü yabancı savaşçılar da bulunmaktadır. Bu örgüt, rejim güçleriyle bir çok çatışmaya girmiş olup bunlardan en önemlisi Han es Sübül mevkiinde meydana gelen çatışmadır. 10 Temmuz 2011 de meydana gelen bu çatışmada, Maardebse köylerinde, İdlib in kasabaları olan Serakıb ve Zuhur da rejime ait bir çok helikopteri düşürmeyi başarmıştır. 26 Şam Kartalları Tugayları mali ihtiyacını Kuveyt., S. Arabistan ve Bahreyn gibi bazı Körfez ülkelerinden karşılamaktadır. 27 3. Diğer cihadi örgütler: Bununla fikri ve örgütsel olarak el Kaide örgütüne mensup grupları kastediyoruz. Suriye Devrimi nden önce Lübnan ve Irak ta faaliyet gösteren bu örgütler, Suriye de çatışmalar başlayınca buraya gelmişlerdir. Bu gruplar içerisinde en bariz olanları, Şam Askerleri, Şam Garipleri gibi örgütlerdir. Ancak bu örgütlerin sayı ve etkileri, diğer cihadi gruplarla karşılaştırıldığında oldukça sınırlıdır. Bazı cihadi gruplar, Özgür Suriye Ordusu buraları teslim almadan önce Türkiye-Suriye sınırındaki Babü l Heva geçiş noktasını bir süreliğine gele geçirmişlerdir. 28 Suriye deki silahlı ayaklanma Suriye deki cihadi hareketin gelişmesi için uygun bir ortam sağlamış, tamamını burada zikretmemiz mümkün olmayan bir çok silahlı grup ve tugay ortaya çıkmıştır. Bu gruplarda Suriyeli ve Arap savaşçılar bulunmakta olup özgürlük ve demokrasi kavramlarından tamamen farklı bir içerisinde rejim güçlerine karşı silahlı mücadele veren Cebel-i Zaviyeli bir gençle yaptığı röportaj. 26 http://www.youtube.com/watch?v=js_sg5gjskk 27 Şam Kartalları komutanı Ahmed eş Şeyh, 5/8/2012 tarihli youtube görüntüsünde, askeri ve mali destek vermek üzere Bahreyn den gelen bazı milletvekilleriyle birlikte görünüyor. Arap Araştırma ve İnceleme Merkezi Araştırma ekibi, bu bilgiyi şu linkten elde etti: https://www.youtube.com/watch?v=oswzitxoow4&feature=player_embedded 28 Suriye Türkiye sınırında bulunan ve olaylara tanıklık eden Naci et Tayyara, Arap ve yabancı savaşçıların rejim güçlerini kuşatarak Babu l Heva geçiş kapısını ele geçirdiğini söyledi.

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < takım akaidi ve ideolojik gerekçelerle dışardan finansal destek temin etmiştir. Bunların bir kısmı birleşerek yeni yapılar oluşturmuşlardır. Şam ve kırsalında Peygamber Dostları Birliği, Humus ta Faruk Tugayları, Amr İbni el As Tugayları, Suriye Kürt Kartalları Tugayları, Deyruz Zor Devrimcileri Konseyi ve daha önce yukarıda zikrettiğimiz Şam Kartalları Tugayları, birleşerek kendilerine Suriye Kurtuluş Cephesi adını vermişlerdir. 29 Bu yeni oluşum, Suriye de rejim devrilene kadar savaşa devam edeceklerini ilan etmiş ve temel referanslarının da İslam Şeriatı Hükümleri olduğunu belirtmişlerdir. 30 Bu makale, selefi ya da köktenci olmadığı halde bunlara katılan diğer grupların varlığını uzak bir ihtimal olarak görmemektedir. Zira kendilerine silahlı mücadeleyi sürdürmelerine imkan verecek bir desteğin temini için bir çatı oluşum arayan insanlar vardır. Maddi destek ve silah desteği garantisi, Suriye devrimine katılmak isteyen her gencin sorunudur. Suriye Kurtuluş Cephesi ne katılan Faruk Tugayları, doğuşu ve gelişimi bakımından diğer cihadi örgütlerden farklıdır. 2011 ortalarında silahlı mücadelenin patlak vermesiyle birlikte bu örgütün ortaya çıkış koşulları, herhangi bir ideolojik ya da akaidi bir özelliğe sahip olmayan Suriye devrimininkiyle benzerlik göstermektedir. Bu örgütte yer alanların çoğu, önceleri barışçıl protesto gösterilerine katılmış ardından da rejimin kendilerine uyguladığı ağır şiddet nedeniyle silahlı mücadeleye evrilmiş, Humus kentinin dindarlığını görmek mümkün olan Suriyeli gençlerdir. Faruk Tugayları, Humus kentinde askeri faaliyet gösterip de, siyasi olarak özellikle de (el Halidiye, Beyada) gibi eski Humus ve Faruk Tugayları nın rejimin ele geçirdiği Şubat 2012 ye kadar merkez üssü haline gelmiş olan Baba Amr gibi Humus un arka mahallelerinde halkın desteğini almış tek askeri oluşumdur. Tugayların şöhretinin artması ve güç kazanmasının bir sonucu olarak Selefi güçler bunlara katılmaya başladı. Bu durum kendisine Körfez ülkelerinden ama özellikle de Kuveyt ve S. Arabistan dan daha fazla mali desteğin gelmesine neden oldu. 31 Siyasi finansmanın da etkisiyle Faruk Tugayları, düşünsel manada giderek radikal bir değişim geçirerek Selefi cihadi gruplar gibi hareket etmeye başladı ve temel referansının İslam şeriatının hükümleri olduğunu açıkça ilan etti. Bu merceiyyet 29 ÖSO, Halep te yeni yerler ele geçirirken Suriye deki Tugaylar birleşiyor, aljazeera.net 12/9/2012. http://www.aljazeera.net/news/pages/885aced8-3c5c-4aca-b7eb-2a2ca28a36cb?googlestatid=9 30 Suriye Kurtuluş Cephesi kuruluş bildirgesini (12/09/2012) görmek için, aşağıdaki linki tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=i76q7_8rtya 31 Arap Araştırma ve İncelemeleri Merkezi nden araştırma ekibinin, yerel halk komiteleri temsilcisi Ömer İdlibi yle yaptığı konuşmalardan kaydedilen tanıklıklar. 13/8/2/12. 23

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 24 altında siyasi kurul ve heyetler teşkil oldu, savaşçılarının savaşma disiplinini düzenleyen şer i mahkemeler oluşturuldu. Faruk Tugayları çatısı altında birleşen silahlı grupların liderleri, mezhebi ve dini olarak oldukça karışık bir yer olan Kusayr bölgesinde İslami yönetimin filizlenme çalışmalarına başladıklarında yeni fikri yönelimlerini hayata geçirmiş oldular. Bu durum, bölgede karışıklıkların yaşanmasına neden oldu. Bölgede bulunan cami minarelerinden, Hıristiyanlardan bölgeyi boşaltmaları istendi. Bu çağrıyla birlikte Hıristiyanlar kafileler halinde kentten ayrıldılar. Bu duruma müdahale eden eder Paulo Daluliyo nun arabuluculuk gayretleriyle kentteki mezhebi gerilim azaldı. 32 Tugayların izlediği cihadi yöntem, kendisini Humus ta mücadele eden diğer konsey ve oluşumlardan özellikle de kentte oluşturulan askeri konseyden ayırmasına yol açtı. Dini şahsiyetlerin ve kanaat önderlerinin bu örgütleri tek bir çatı altında birleştirme çabaları çok fazla sonuç vermedi, özellikle silah ve teçhizat elde etme konusunda taraflar arasında meydana gelen çekişme, bu çabaları bütünüyle yok etti. 33 Faruk Tugayları, kendisinin merkez üssü Humus un kent merkezinden uzaktaki coğrafi bölgelerde faaliyet göstermekte olan Şam Kartalları ve Peygamber in Torunları gibi gruplarla işbirliğine gitmeyi tercih etti. Suriye Devrimi, rejimden ahlaki ve siyasi meşruiyeti çekip almıştır. Tugaylara yöneltilen ancak başka grupların bazı aşırılık yanlısı selefi din adamlarının fetvalarına uygun suikast ve bombalamalara ilişkin eleştiriler onun ahlaki tutumunu etkilemez. Ancak bu tür şiddet olaylarının medya tarafından görmezlikten gelinmesi ve üstünün örtülmeye çalışılması, toplumsal yarılmanın genişlemesine katkıda bulunmuş ve rejimden zarar gören farklı sosyal kesimler arasında nefret duygularının yayılmasına yol açmıştır. Devrimin gerçek demokratik bir program ortaya koyması gerekir. Suriye devriminde bu tür şiddet olaylarının ortaya çıkması, kabul edilebilir şeyler değildir, bu olaylar onun kamuoyu önündeki imajının bozulmasına ve elde ettiği sempatiyi kaybetmesine, Suriye devrimi üzerinden bir buçuk seneden fazla bir zaman geçtikten sonra gerçekleştirmek istenen değişimin önündeki engellerin artmasına neden olabilir. Bu, geniş tabanlı katılımı olan, sivil, özgürlük, onur ve demokrasi isteyen bir devrimdir. Cihadi karaktere sahip şiddetin öncelikle rejime hizmet edeceği bir gerçektir. Suriye nin güvenlik ve istikrarını tehdit eden, kurmaylarının açıklamalarıyla örgütün yayınladığı bildirilere damgasını vuran bağnaz terörist gruplar la aynı telden çalmak, rejime, Suriye devriminin 32 Peder Paolo ve Suriye Devrimi, Merkezu ş Şarku l Arabi, 14/6/2012. http://www.asharqalarabi.org.uk/barq/b-qiraat-12.htm 33 Burhan Golyon la Doha da röportaj, 30/08/2012.

SURİYE DEVRİMİNDE ŞİDDET OLGUSU < insanlar nezdindeki itibarını zedelemesi ve bir takım dış mihrakların ülkenin güvenlik ve istikrarını sarsması için uğraştığı yönündeki iddialarına geçerlik kazandırmakta ve bunun için gerekli malzemeyi sunmaktadır. Rejim, patlamalardan pratik olarak yararlanmaktadır. Bunun en önemli örneklerinden biri de rejimin, Şam ve Halep teki patlamaların ardından 2 Temmuz 2011 de, son derece abartılı bir takım tanımları, belirsiz hukuki yorumlar eşliğinde, terörist faaliyetlerle muhalif unsurları birbirinden ayırmayan bunların tamamına ağır cezaları öngören Terörle Mücadele Kanunu nu yürürlüğe sokmasıdır. 34 Bu da devrim unsurlarına yönelik saldırılara ve devrimi destekleyenler üzerinde terörle mücadele gerekçesiyle ağır bir baskı oluşturmak için kanuni bir örtü vazifesi görmektedir. Dördüncüsü: Mezhebi aksiyon ve reaksiyon Suriye toplumu, dini, mezhebi ve etnik olarak mürekkep bir yapı arz etmektedir. Ulusal kimliğin kırılgan bir yapı arz etmesi ve devletin milli kimliğin olgunlaştırılmasına katkıda bulunarak bunun diğer alt kimlikler üzerinde belirleyici olması konusundaki başarısızlığı nedeniyle alt kimlikler toplumda daha belirleyici bir role sahip olmuştur. Her ne kadar Suriye rejimi ulusal kimliği ideolojik bir ilke ve slogan olarak belirlemişse de sosyal manada ikincil kimlikleri güçlendirmiştir. Bunu ideolojik bir tarafgirlik olarak yapmamışsa da egemenliğini kolayca kurmak ve toplumu kolay yönetebilmek için yapmıştır. Sonuç, özellikle rejimin ana direği, aynı zamanda toplumla ilişkilerinde hegemonik bir unsur olan güvenlik alanındaki icraatları, mezhepçi bir yaklaşıma sahiptir. Buradan hareketle Suriye rejimi, her ne kadar orduda ve güvenlik güçlerindeki atama ve görevlendirme gibi bir takım icraatlarında bölge, kabile ve akrabalık esasına göre hareket etmişse de bu unsurlar, rejimi ideolojik, siyasi ya da anayasal yapısı bakımından mezhepçi yapmaz. Suriye deki siyasi sistemi tarif edecek en doğru tanım şudur: O, diktatör, farklı mezhebi ve etnik kökenden insan gruplarının hedeflerinin ve çıkarlarının buluştuğu, farklı etnisiteden insanları, toplumu ve ona egemen olmasını sağlayan araçları güçlendirecek şekilde yönetme konusunda oldukça derin tecrübeye sahip, güvenlik aygıtlarında şahsi ve bölgesel bağlılığa dayalı (ki bu mezhepçi bir yapıya dönüşmüştür) bir rejimdir. Bu niteleme, Halep ve Şam burjuvazisinin rejimi neden 34 Başkanlık kararları, terörle mücadeleyi 30 madde çerçevesinde belirliyor el Vatan gazetesi, 3/7/2012. http://www.alwatan.sy/dindex.php?idn=125505 25

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 26 şahsi çıkarlarının garantörü olarak görüp uzun yıllar onun yanında saf tuttuğu gerçeğini gayet iyi açıklar. Daha da önemlisi, ordu ve güvenlik aygıtları içerisindeki subayların ezici çoğunluğunun rejime olan bağlılıklarını da açıklar. Rejim, talepleri başlangıçta sadece özgürlük ve onur gibi bir takım sloganlarla sınırlı kalmış olmasına rağmen, ilk protesto gösterilerini, ortak yaşamı hedef alan, dış mihrakların desteklediği ve yönlendirdiği mezhebi fitne söylemiyle karşılamıştır. Gösterilerin ilk aylarında göstericiler, rejimin devrilmesi ni talep etmeden önce çok yavaş bir şekilde yürütülen reformların hızlandırılmasını talep etmişlerdi. Rejim tamamen bu anlayışa dayanarak krizi çözme yönünde bir adım atmadı, askeri çözüm dışında başka bir çözüme pek sıcak bakmadı. Dera da ayaklanmanın yayılmasının ve başka Suriye şehirlerine sıçramasının ardından da askeri çözüm tamamen devreye girmiş oldu. Göstericilerin barışçıl gösteriler ve milli sloganlar atma yönündeki eğilimleri, ayrıca kesinlikle mezhebi sloganlar atılmasına müsamaha edilmemesi, gösterilerin birleştirici yönünü güçlendirdi. Bu, Dera ve Humus gibi bir takım yerlerde bazı istisnaların olmadığı anlamına gelmez. Resmi söylemin mezhebi fitne söylemini kullanması, başlangıçta sadece siyasi anlamda bir kutuplaşma meydana gelmesine katkısı oldu. Ancak bu söylem, daha sonra söz konusu bölünmenin siyasi olmaktan çıkarak Suriye nin toplumsal yapısına farklı derecelerde etki ederek etnik bölünmelere yol açtı. Gerek vatandaşlık gerekse ulusal kimlik bakımından çoklu ve henüz tamamlanmamış kimliklere sahip toplumlarda meydana gelen bölünme, büyük ulusal krizlerde doğal bir olgu olup sosyolojik olarak anlaşılabilir yönleri vardır. Ancak Suriye de diktatörlüğe ve yolsuzluğa karşı süren mücadelenin nedenlerini açıklayamaz. Zira Suriye devriminin şu anki temel hedefi, diktatör rejimin devrilmesidir. Rejimin askeri baskılarının artmasıyla mezhebi anlamda kutuplaşma giderek artış kaydetti ve rejime bağlı Şebbiha güçlerinin siyasi baskıları siyasi yönünü aşan mezhebi anlamlar çağrıştırır tarzda kullanması, özellikle de 23 Mart 2011 de Dera daki Umeri Camii baskını sırasında yaptıkları, bu kutuplaşmanın artmasında etkili oldu. Aynı şekilde Suriye muhalefeti içerisinde de en başından itibaren provakatif mezhebi söylemi benimseyenler oldu. Bu olgu son derece sınırlı kalıyor olabilir ancak sorun, mezhepçilğe karşı genel ve teorik bir tavır alan ancak bunun somut örneklerini kınamaya yanaşmayan muhaliflerin bu söyleme yeterince güçlü ve kararlı cevaplar verememesinde yatmaktadır. Bunda, silahlı mücadele henüz başlamamışken işin en başından beri göstericileri, İsrail ve Amerika nın