Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Benzer belgeler
Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Azrail in Bir Adama Bakması

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4

Küçüklerin Büyük Soruları-3

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Kara Kışın Ortasında. 1. Bölüm. Tam Kara Kışın Ortasıydı ve küçük Limonlu

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

DUA ETTİĞİNİZDE. J. Robert Ashcroft. ICI Elemanlarıyla İşbirliği İçinde Hazırlanmıştır Resimler: David Cahill Çeviren: Hande Taylan ICI

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Yapı Kredi Yayınları -???? Doğan Kardeş - 911

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

ANLATIM BOZUKLUKLARI

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

İşte bu, kişileri birbirlerinden ayıran özelliklerin tümüne, kişinin Girişimcilik Profili diyoruz.

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

ISBN :

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Bay Çiklet in Bahçesi

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

SARIGÖZLER ORMAN DEDEKTİFLİK AJANSI

2.SINIFLAR 21.HAFTA (18-22 şubat) GÜNLER 1.DERS 2.DERS 3.DERS 4.DERS 5.DERS 6.DERS

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, dili, sesi

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN. Türkçesi: Gizem Kara Öz

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

ilk izlenim her şey.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi Yeraltı Edebiyatı...

MŨKOMA WA NGŨGĨ: 1971 doğumlu Kenyalı romancı, şair ve yazar Mukoma Wa Ngugi 2009 yılında Caine Afrika Edebiyat Ödülü nün ve 2010 Penguin Afrika Edebiyat Ödülü nün kısa liste adaylarındandır. Köşe yazıları Guardian, International Herald Tribune, Chimurenga, Los Angeles Times, South African Labour Bulletin ve Business Daily Africa gibi önemli gazetelerde yayımlanmaktadır. Mukoma Wa Ngugi 1971 yılında Evanston, Illinois de doğmuş, Kenya da büyümüş ve üniversite eğitimi için Amerika ya geri dönmüştür. Yazar, Afrika edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Ngũgĩ wa Thiong o nun oğludur.

Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı Siyah Yıldız Nairobi Mũkoma Wa Ngũgĩ

Ayrıntı: 988 Yeraltı Edebiyatı Dizisi: 100 Siyah Yıldız Nairobi Mũkoma Wa Ngũgĩ İngilizce den Çeviren Bora Korkmaz Kitabın Özgün Adı Black Star Nairobi Yayıma Hazırlayan Gül Korkmaz 2013 by Mũkoma Wa Ngũgĩ No part of this book may be reproduced, in any form without written permission from the publisher. Published by arrangement with Melville House Publishing via AnatoliaLit Agency. Son Okuma Rüya Özkalkan Kapak İllüstrasyonu Sevinç Altan Bu kitabın Türkçe yayın hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Bu kitap Anatolialit Agency aracılığıyla alınmıştır. Kapak Tasarımı Deniz Çelikoğlu Birinci Basım: İstanbul, Mayıs 2016 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-605-314-100-6 Sertifika No.: 10704 Dizgi Esin Tapan Yetiş Baskı ve Cilt Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No: 12156 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr twitter.com/ayrintiyayinevi facebook.com/ayrintiyayinevi instagram.com/ayrintiyayinlari

Siyah Yıldız Nairobi Mũkoma Wa Ngũgĩ Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

SEVDALI TUTSAK Jean Genet YALANIN ERDEMİ Joachim Zelter İSA NIN OĞLU Denis Johnson UYKU Annelies Verbeke GÜNCE ARA BÖLGE William S. Burroughs BEYAZ ZENCİLER Ingvar Ambjörnsen BALKON Jean Genet AMERİKA MEKTUPLARI Joachim Zelter NİNNİ İŞKENCE BAHÇESİ Octave Mirbeau BETTY BLUE Philippe Djian SIKI GÖZETİM Jean Genet PARAVANLAR Jean Genet ERSKİNE NİN KUTUSU Kym Lloyd BROOKLYN E SON ÇIKIŞ Hubert Selby Jr. CENAZE MERASİMİ Jean Genet TEKİNSİZ YOLDA Jack Kerouac LANETLİLERİN SAÇ STİLİ Joe Meno ZEN KAÇIKLARI Jack Kerouac ÇARPIŞMA PARTİSİ YERALTI EDEBİYATI DİZİSİ YERALTI SAKİNLERİ Jack Kerouac BİR DÜŞ İÇİN AĞIT Hubert Selby Jr. SUÇLULUK KİTABI Kym Lloyd ÖLÜM PORNOSU BÜYÜK MAYMUNLAR Will Self LAZZARO, DIŞARI ÇIK Andrea G. Pinketts BİZ RÜYA GÖRÜRKEN Clemens Meyer ÇAMUR KRALININ KIZI Birgitta Trotzig HÜCRE Hubert Selby Jr. PİGME VAHŞİ OĞLANLAR William S. Burroughs ACI DÜŞLER BULVARI Cumhur Orancı KİRLİ, PASLI, BOZUK Alican Ökmen YOK EDİCİ William S. Burroughs UNUTULMUŞ ADANIN KARARSIZ SEÇMENİ Arthur Nersesian DEVRİMİN KIZLARI Carolyn Cookef TRAVESTİ Mircea Cartarescu KURGUDANDA GARİP KUZUNUN KUSURU Andrea Pinketts BEKLEME DÖNEMİ Hubert Selby Jr. NARKOPOLİS Jeet Thayil YALNIZ GEZGİN Jack Kerouac İBLİS Hubert Selby Jr. İLK KİTAP: SARI Serdar Şekerci UFACIK BİR PEYGAMBER James Bernard Frost GALLER İN RUHU EJDERJA Niall Griffiths LANETLİ AFFEDİLEMEYENLER Philippe Djian TEHLİKELİ YAKINLAŞMA Jenn Ashworth DÜĞÜN UÇUŞU Yusuf Yeşilöz ANLAT BAKALIM PARILTILI ARMAĞAN Manuel Vilas VAY... Philippe Djian KAÇAN ŞEHİR Hovhannes Tekgyozyan EVREN BOZMASI Anıl Nişancalı KAÇAN ŞEHİR Hovhannes Tekgyozyan BİR HAZ MARKASI Beautiful You İZMARİT Will Self ADAM STRAND IN 39 ÖLÜMÜ Gregory Galloway

Karım Maureen Burke ve kızım Nyambura Eileen Wa Mukoma (ve onun 2028 de kutlayacağı on sekizinci yaş günü) için...

1 Bulutlar Toplanırken N orfolk Hotel deki patlamadan bir gün önce, O ile birlikte kötü şöhretli Ngong Ormanı nın ortasında durmuş, bir zamanlar takım elbise giyen uzun boylu bir adam olan cesede bakıyorduk. Ngong un vahşi hayvanları tarafından parçalanmış ceset, daha ziyade bir hayvan leşini andırıyordu. Ölümün en beter haliydi bu, kurbanın insan olduğu bile güçlükle anlaşılıyordu. Öğle sıralarıydı ama pekâlâ gece yarısı da olabilirdi. Yaşlı ağaçların örtüsü, doğru düzgün görebilmek için çok az, fener kullanmak içinse çok fazla gelecek tam arada bir miktar gün ışığını geçiriyordu ve delilleri dolunay ışığında toplamaya çalışmak gibi bir şeydi bu. 9

İlk konuşan O oldu. Bu adamın söyleyecek çok sırrı var. Adamın yüzünü işaret ediyordu. Cesedin yüzünde asılı kalmış yarım gülümseme, bulunmuş olmaktan ötürü duyulan bir zafer hissini çağrıştırdı bana. Burası Ngong Ormanı nın malum yeriydi. Buraya bırakılmış bir ceset, bir mesaj taşıyor demekti. Birleşik Devletler de bu iş için Nevada Çölü vardı; Jimmy Hoffa yı da hesaba katarsanız bir de futbol statları. Kenya da sözüne güvenilir biri sizi Ngong a yollayacağını söylerse, siz onu aynı yere daha önce gönderemeyecekseniz geri basmanız sizin için en iyisi olurdu. Kenya ya geleli çok olmamıştı ama bir çırpıda bir sürü isim sayabilirdim: İşkenceyle öldürülen ve cesedi bir çocuk çoban tarafından bulunan, şu ya da bu görüşün radikal savunucusu J. M. Kariuki. Ngong da intihar ettiği iddia edilen düzgün giyimli politikacı Robert Ouko. Önce bileklerini kesmiş, sonra bakmış kan kaybından ölmüyor, bu kez kendini ateşe vermiş ve en sonunda da kafasına sıkmış. Savcılığın ve savunmanın tüm tanıkları gizemli bir şekilde öldü, cesedi bulan çocuk çoban da dahil. Ormanın derinliklerine dalmaya cesaret edip de cesedi bulan daima bir çocuk çoban olurdu zaten. Biz de bu seferki çocuğun bir cep telefonu olduğu için birkaç saat içinde cesede ulaşabilmiştik. O ve ben oradan uzaklaşıp hiç bulaşmamalıydık aslında. Biri kalbe, biri de kafaya isabet etmiş iki temiz atış, eğitimli ve becerikli bir katili işaret ediyordu ve bu yüzden topuklamış olmalıydık. Son bir yılın herhangi bir günü olabilirdi bu. O ve ben, üç yıl önce O nun akıllıca isimlendirdiği Siyah Yıldız Dedektiflik i kurduğumuzdan beri, abuk subuk dava lar üzerine çalışıyorduk: Kayıp penislerden tutun (kası ğa vurulan sert bir diz darbesi ile çözülmesi kolay olmuştu), 10

aldatan eşlere veya hile karışmış belediye meclisi seçimlerine varana dek türlü olaylar. Güç bela ayakta kalabiliyorduk. O da O nun KAŞ ** için çalışmayı hiç bırakmamış olmasından ötürü düşürebildiğimiz bir iki kayıp şahıs ve cinayet davası sayesindeydi. Böylece batmaktan kurtuluyorduk. Bu yüzden KAŞ şefi Yusuf Hassan üzerimize bir ceset attığında, bizim için bir kıyak oluyordu bu. Cebime giren tüm para, KAŞ ın ödediği danışmanlık ücretinden ibaretti. Mesele yalnızca beş parasız olmamız değildi. Galibiyetin kestirilebilir olduğu maçlarda rakiplerini yumruklayıp duran boksörler gibiydik ve nihayet dövüşmeye değer bir rakip için hazır olduğumuz da söylenebilirdi. Bizi neredeyse paramparça eden o ilk davamız (Madison - Wisconsin de Afrikalı bir profesörün verandasında cesedi bulunan beyaz kızın davasıydı bu) gibi bir başkası için hazırdık. Yani şimdi kayıp bir penisi bulmanın vakit kaybı olduğunu söylemiyorum ama bazen de yaptığınız işi hakkıyla yaptıracak, sizi zorlayacak bir şeyler yapmak istiyorsunuz; gösteriş için falan değil, sırf o işte harbiden iyi olduğunuz için. Gerçek bir işe susamıştık... Ve biraz da nakde. Kim öldürdüyse mermi kovanlarını da toplamış dedi O, cesedin etrafında olması gereken kovanların yokluğuna işaret ederek. Vücut sıvıları ve yağmur suyundan ötürü hâlâ ıslak olan parçalanmış ceketi dikkatle çekerek açtık. Yırtık Amerikan Dolarları, birkaç Avro ve Kenya Şilini vardı ama kimlik yoktu. Pantolon cepleri boştu. Takım elbisenin etiketi yoktu. Maktul herhangi biri olabilirdi. Yine de şu kadarını biliyordum: Ngong Ormanı nın gaddarlığını hak etmesi için adamımızın önemli biri olması gerekiyordu. * Kriminal Araştırma Şubesi. (ç.n.) 11

Kim olduğunu asla çözemeyebiliriz dedim, üzerinde neredeyse hiç et kalmamış ellerinin kemiklerini göstererek. DNA ancak geniş bir suçlu veritabanı varsa işe yarardı. Kenya nınki daha yolun başındaydı ve şansımız fazlasıyla yaver gitmezse bir eşleşme olmayacaktı. Peki, ya diş kayıtları? Unutun gitsin. Tek umudumuz cesedin birtakım sırları açığa çıkarmasıydı. Cesedi patoloğa götürmekten başka yapacak bir şey yoktu. Hiç ceset torbamız yoktu ve İdari Polis ya da bizim kullandığımız kısaltmayla İP in, cesedi bir yün battaniyeye dikkatlice sarması gerekecekti. Ishmael, Ngong Ormanı na gelip de bir cigara içmemek olmaz dedi O ve yüzünü yukarı çevirip ayışığı gibi süzülen güneşe baktı. Madem buradayız, şu ıssızlığın keyfini çıkaralım diye ekledi ve cigarayı yaktı. Yıllar O yu pek değiştirmemişti. Hâlâ aynı deri ceketi giyiyordu, en sıcak Nairobi günlerinde bile. Artık kırklarının başında olmasına rağmen kilo da almamıştı. İnce yapılı oluşu onu olduğundan daha uzun gösteriyordu. Uykusuz geceler ve aşırı ottan ötürü gözleri daima kan çanağıydı. Ne zaman tehlikeli bir duruma düşsek, hasmının bilmeyip de onun bildiği bir şeyler olduğu fikrini telkin eder gibi görünen bir gülümseme olurdu dudaklarında. Bunu çözmem biraz vakit almıştı. Sınırları yoktu, yaralayabilir, işkence yapabilir ve eğer durum onu gerektiriyorsa öldürebilirdi. Onun için sadece işti bu. Kendi ölümlülüğüyle uzlaşabilecek kadar çok ölüme şahit ve sebep olmuştu. Çoğu suçlu öldürmeye hazırdı ama ölmeye değildi, bu yüzden puştun teki O yla karşılaşırsa avantaj O daydı. Onu tehlikeli yapan, neredeyse kişilik bölünmesi gibi bir şey olan ikilik durumuydu. İyi adam dokuz-beş dünyasında çalışıyordu, mutlu bir evliliği vardı ve her zaman 12

mümkün olan en erken saatte evine giderdi. Öte yandan, hırsızlar ve katillerin dünyasına girdiğimizde, mükemmel uyum sağlar ve onların kurallarına hem uyar, hem de o kuralları yapıp bozardı. O gibi bir adamla çalışmanın yararları vardı. Bakış açısını asla kaybetmezdi. Öyle ki çoğu zaman hissiz görünürdü. Onunla aynı tarafta olduğunuz müddetçe güvendeydiniz. Önceleri bunu takdir ediyordum ama son zamanlarda ya günün birinde onun ikiliği raydan çıkar ve ben de karşı tarafta kalırsam ne olacak diye korkmaya başlamıştım. Burası bana ne kadar şanslı olduğumu hatırlatıyor. Sırf hayatta olup da buradan çıkabildiğim için dedi. Tüttürmek için her türlü bahane yürür ha? dedim, söylediklerinin bir tek kelimesine bile inanmadan. Güldü. Hayır Ishmael, hayatı kutlamak için her türlü bahane yürür dedi ve yoğun marihuana dumanını ormana doğru üfledi. Anayola geri dönmek için bir buçuk kilometre civarında uzun bir yolumuz vardı ve O cigarasına, bense ormanı dinleyerek düşüncelere dalmıştım. Birkaç çeşit sessizlik vardır: Bunlardan biri, etrafınızdaki her şeyin sessiz olmasıdır. Bir diğeri ise, etrafınızdaki her şeyin bir ritim içinde olması ve sizin bu ritmin dışında kalmanızdır, beyaz gürültüyle gelen sessizlikte olduğu gibi. Ngong Ormanı ndaki sessizlik ise gürültülü cinstendi. Ağaçların arasında yolunu açarak ilerleyen rüzgârdan veya kıkırdayan sırtlanlardan, kükreyen leoparlardan ve Tanrı bilir başka hangi mahlukattan daha az yahut daha fazla ses çıkarmıyorduk; yalnızca biz insanların sesleri farklıydı. Çalılara takılıp yırtılan kıyafetlerin sesi, sağlam tabanlı ayakkabıların orman zeminindeki bitki ve yapraklara sürterken ve onları sürüklerken çıkardığı ses, çıplak ete değen dikenli bir şeylerin ardından gelen küfür yağmuru. Gürültülü müzik yapan bir grubun şarkı- 13

sını söylüyorduk sanki. Haddinden fazla insan olma hissi, Ngong Ormanı ndan siktir olup gitmek istememe sebep olmuştu. Nihayet ormanı kesen yola ulaştık. Hayaletlerin ve suçluların polis arabalarını çalmadıklarından emin olmak için arkada bıraktığımız iki İP, bizi gördüklerinde duydukları rahatlama hissini gizleyemediler. Cesedi hevesle bir başka battaniyeye sardılar ve kamyonetlerinin arkasına yükleyip patoloğa götürmek üzere yola çıktılar. Doğal olarak O ve ben de davayı biraz Tusker birası ve keçi kavurması eşliğinde tartışmak için Broadway Tavernası na yollandık. Kafamız en iyi böyle çalışıyordu. Broadway Tavernası, gecekondu mahallesi Kangemi ile zengin muhit Mountain View Evleri nin ortasında bir yerdeydi ve son birkaç yıldır en sevdiğimiz mekân haline gelmişti. En iyi günlerinde bile tuhaf bir bardı burası. Hırsızlar, politikacılar, fahişeler ve polisler, bira ve keçi kavurmasının hatırına burada barış içindeydiler. İster iyi isterse kötü adamlardan olsun, suç dünyasıyla bir şekilde ilişkisi olan herkesin toplanma noktasıydı. Polisler ve hırsızların gayri resmi olarak bilgi alışverişinde bulundukları, birbirlerine ipuçları verdikleri bir yerdi. Genelde yararlı bilgiler olurdu bunlar ama nihayetinde asıl olarak bilgiyi verene hizmet ederdi. Ölüm kalım durumlarında düşmanların son bir kapıyı açık tutmaları iyidir; bu şekilde hayatı kurtulan polisler olduğu gibi canını kurtaran bazı suçlular da olmuştu. Siviller hoş karşılanmazdı. Ve zaten yeraltı dünyasıyla bir ilişkisi olmayan birinin oraya gelmek isteyeceğini de pek sanmıyorum. Bütün bar, devasa büyüklükte bir odadaki ince bambudan yapılmış sandalyeler, tahta masalar, bir müzik kutusu ve uzun bir tezgâhtan ibaretti. Binanın arkasına dolaştığınızda, yalnızca nyama choma* * Barbeküde pişmiş bir tür et. (ç.n.) 14

ve ugali* yapılan bir açık hava mutfağı bulurdunuz. Bu ikincisini arada sırada yerdim ve bana mem leketteyken yediğim yulaf ezmelerini hatırlatırdı. Öte yandan mekânın bir standardı da vardı: Karısını dövenler, tecavüzcüler, katiller ve ufak çaplı suçlular Broadway den uzak durmaları gerektiğini bilirlerdi. Aslında birkaç sefer küçük çaplı bir dolandırıcının yanlışlıkla üst düzey profesyonel suçlularla muhabbete girmeye çalıştığı bardan birilerinin kulağına çalınmıştı. Barın kendi içinde mantıklı olan bir başka yönü daha vardı; sonuçta Kenya polisi ve Kenyalı suçlular arasındaki fark, kanunun farklı taraflarına düşmüş olmalarından fazlası değildi aslında. Mesela O, polis olduğu gibi pekâlâ suçlu da olmuş olabilirdi. Ve Kenya da kaldığım süre uzadıkça, kendim için de aynı durumdan giderek daha fazla şüpheleniyordum. Kimse kimseyi seçtiği yoldan ötürü hor görmezdi. Sonuçta Broadway, biz polislerin, suçun daima var olacağını kabul ettiğimizin bir göstergesiydi. Ve bir parça profesyonel ahlakı olan türden suçlularla barış yapmaya karar vermiştik. Beş haberleri başlamadan az önce bara girdik. Kenyalıların haber saatini bu kadar ciddiye almalarına alışmam aylar sürmüştü. Tüm barlarda haber kanallarından biri açılırdı. O esnada Avrupa kupası maçlarından birinin tekrarının olması falan fark etmezdi. Ezan vakti gibi bir şeydi bu, tek farkı bira muhabbetine malzeme temin etmesiydi. Amerika da olduğu gibi Kenya da da haber sunucularını herkes tanır. Bu akşam Catherine Kasavuli açıktı, Kenya nın Katie Couric i. MC Hammer, kadın göründüğü anda onunla evlenmek istediğini haykırdı. Gerçek Hammer ın alameti farikası olan altın sarısı pantolonu ve beyazlamaya başlayan kızıla boyalı punk saçlarıyla MC * Mısır ezmesinden yapılan yöresel bir yiyecek. (ç.n.) 15

Hammer, bu polis ve hırsız mekânının soytarısıydı. Herkesi tanır ve her şeyi az çok bilirdi. MC Hammer maske takmış bir palyaço gibiydi. Şubat ayında başkanlık adaylığını ilan etmesinden beri olduğu üzere haberler yine Senatör Obama yla doluydu. Bu kez mesele Amerikan vatandaşı değil Kenya vatandaşı olduğu iddialarıydı. Kenyalı olmak suçmuş gibi diye alay etti MC Hammer. O yla birlikte bir yerden şehre dönüyorduk. Radyoyu açtım ve haberi duyduk. Barack Hussein Obama adaylığını açıklamıştı. Nairobi ye döndüğümüzde millet sokağa dökülmüş korna çalıyor, bazıları Obama posterleri sallıyor, bir kısmı da tişört ve kahve kupaları satıyordu. Çok sonra Senatör adında bir Obama birası da çıkacaktı piyasaya. Gerçi Obama bira kutusuna konmuş bildiğimiz Tusker dan başka bir şey değildi bu. Ee Ishmael, ne diyorsun bu işe diye sordu O. Bizden biri ABD başkanı olacak ha! Obama yı daima kendim gibi bir siyah olarak düşünmüşümdür. Amerika daki siyahlar her şeyin merkezinde oldular (ülkenin inşası, icatlar, bilim, spor) ama bir şekilde kenarda kalmaktan kurtulamadık. Nihayet Beyaz Saray a çıkmak ha? Ama yine de tam tarif edemediğim bir şeyler vardı: Gerçek anlamda benim adıma konuşabilecekmiş gibi hissetmiyordum. Ama o anın kendisi hepimizden daha önemliydi sanırım. İlk siyah başkan olarak Bill Clinton mı? Siyah maskeli başkanlardan kurtulmanın zamanı gelmişti artık. Obama nın kazanmasını istiyordum. Irkçılık bu işten nasıl sağ çıkacak diye sordum O ya. Öyle bir kurtarır ki şaşırırsın. Afrika da bütün başkanlar siyah, bir de şu bölünmüş halimize bak... dedi ve vereceğim tepkiyi görmek için bana döndü. Benden cevap alamayınca, Ama keyfini çıkar tabii, bayağı büyük bir şey olacak bu dedi daha yumuşak bir tavırla. 16