ANKARA. 1920 ler ve Ötesinden. Beriye



Benzer belgeler
ÖDEV- 4. TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI EYLÜL AYI FAALİYET RAPORU

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

2017 TEMMUZ AYI FAALĠYET RAPORU

2015 ANADOLU LİSELERİ % LİK SIRALAMA

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

TÜRKİYE GENELİ YÜZDELİK DİLİMİ 4 yıl Kız/Erkek Pansiyon Yok İngilizce ,65. Pansiyon Durumu Yabancı Dili

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/02/ /02/2012)

İl / İlçe / Okul Tür Dil A Gurubu Taban Puan

İstanbul da Kurulan Cumhuriyetin İlk Milli Hemşirelik Okulu Kızılay Hemşirelik Lisesi

Ankara Anadolu Liseleri Taban Puanları

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

RUTIN OLAN / OLMAYAN PROBLEMLER. Yrd. Doç. Dr. Nuray Çalışkan-Dedeoğlu İlköğretim Matematik Eğitimi

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

Bilmem daha önce adını duymuģ muydunuz : Dr. DerviĢ Özer, hem tıp doktoru, hem de heykeltıraģ Hikayesi de Ģöyle (Google dan alıntıdır):

KANDİLLİ KAMPUSU NA ULAŞIM

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

2014 TEOG ANKARA ANADOLU LİSELERİ KONTENJAN VE YÜZDELİK DİLİM TABLOSU

4-GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI KONUKEVİ Tel: Adres: 19 Mayıs Stadyumu karşısı, Boks Eğitim Merkezi, Ulus

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Fatih Ortaokulu. Brifing Dosyası

T.C ÇANKIRI VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ANKARA VALİLİĞİ, TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ KANUNU ÇERÇEVESİNDE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİNİN YER VE GÜZERGAHLARINI EK YAPARAK İLAN ETTİ.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Seyir Defteri 10. YIL ÖZEL SAYISI akyurt vakfı YAŞAMEVLERİ. Akyurt Vakfı tarafından 4 ayda bir yayımlanır. Aralık 2009 Sayı: 15

ÖĞRETĠM YILI 5.SINIF 1. SEVĠYE TESPĠT VE BURS SIRALAMA SINAVI. Sınıf :... Tarih: 09/01/ OTURUM SORU KĠTAPÇIĞI MATEMATĠK - ĠNGĠLĠZCE

FEN LİSELERİ + ANADOLU LİSELERİ + SOSYAL BİLİMLER LİSELERİ

ISPARTA BELEDİYESİ 2018 YILI ARALIK AYI MECLİS KARARLARI ÖZETİ

Atabek Koleji 5.Sınıflar 1.Matematik Olimpiyatı 17 Nisan 2011

ESENYURT BELEDİYESİ ERİŞİLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

2. İDARİ FAALİYETLER. Asansörlere blok kat daire planları yazıları yaptırılmıģ ve yerlerine konulmuģtur. MART 2017 AYI FAALİYET RAPORU

MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSELERİ

BELEDİYE TRAFİK KOMİSYON RAPORLARI BELEDİYE TRAFİK KOMİSYON RAPORLARI Tarihi Sayısı Karar Özeti 02/01/ Belediye Meclisinin 02/01/2014

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Meclis BaĢkanı Katip Üye Katip Üye Recep ÖZKAN Remzi RuĢen AYAN Tahir SARIOĞLU Belediye BaĢkanı Meclis Üyesi Meclis Üyesi

2015 MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSELERİ % LİK SIRALAMA

2-ÇALIġMA VE SOSYAL GÜVENLĠK BAKANLIĞI MĠSAFĠRHANESĠ

Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve TeftiĢ BaĢkanlığına Genel Ġdari Hizmetleri sınıfından münhal

2017 ANADOLU LİSELERİ

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

2014 YILI EYLÜL AYI MECLİS TOPLANTISI 15. BİRLEŞİM 1. OTURUM

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

DOSTLAR beni tanıdınız değil mi? Ben HACĐVAT.

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

2017 YILI MAYIS AYI FAALİYET RAPORU

CityLED açıkhavaya ıģık tutuyor...

ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ ĠLAHĠYAT FAKÜLTESĠ19. KELÂM ANABĠLĠM DALLARI KORDĠSNASYON TOPLANTISIVE ĠNANÇ VE AHLÂK SEMPOZYUMU Mayıs 2014

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

Bölge Uzmanı Nihai Form

MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK HİZMET BEDELLERİNİN HESABINDA KULLANILACAK 2002 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ HAKKINDA TEBLİĞ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. Müze Bilinci (Atatürk Anıtları) 2 Ders Saati (40+40dk)

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

BÖLÜM -V- YAPI SINIFLARI

Zeytinburnu Belediyesi

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ 1-31 EKİM 2015 MEME KANSERİ BİLİNÇLENDİRME AYI ETKİNLİKLERİ DETAYLI FAALİYET RAPORU

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

2017 NİSAN AYI YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ ALANI

ISPARTA BELEDİYESİ 2019 YILI MART AYI MECLİS KARARLARI ÖZETİ

BÖLÜM -V- YAPI SINIFLARI

PENDİK MERKEZ İLKOKULU 1-D SINIFI HAFTA SONU ÇALIŞMALARI

4.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

ÖZEL DÜNYA ÇOCUK EVĠ ANAOKULU EĞĠTĠM YILI YILDIZ GRUBU AKADEMĠK TAKVĠMĠ EYLÜL KURBAN BAYRAMI

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ŞİFRELİ MATEMATİK. Sayı Problemleri Youtube Şifreli Matematik. Matematik-Geometri Ders Videoları

2. Sınıf Çarpma işlemi Problem çözelim

2017 YILI NİSAN AYI YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU 1. PROJE TANITIMI, YÖNETİM KURULU VE ORGANİZASYON ŞEMASI

Makine Mühendisi- Doğalgaz, (iç tesisat, endüstriyel), Isıtmasoğutma, , ĠĢ güvenliği uzmanı vb. Ziraat Mühendisi-Zootekni Bölümü

ISPARTA BELEDİYESİ 2018 YILI EYLÜL AYI MECLİS KARARLARI ÖZETİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Transkript:

ANKARA 1920 ler ve Ötesinden Beriye... o sıralar elektrik gelmişti; o Kandil, oturdukları Hacı Bayram Mahallesi ndeki caminin minaresinde lambalar yanıyordu. Yıl 1928 di ve çocuk gözleri ilk kez elektrikle tanışmıştı.. ** ** ** Okuyacaklarınız, Cumhuriyet in kurulduğu yıllar ve hemen sonrasındaki Ankara yla ilgili her şey değildir ama en başı nı yaşamıştan, bizzat tanık olmuştan bir Türk İstikbalinin Evladı ndan: Avukat Halil Hulusi Makaracı dan; yani birinci ağız dan, yani son anlatabilen den, yani son eli öpülebilen den derlediğim geleceğin Ankaralılarına aktarılması gereken pek çok şey dir... BABASI ZĠYA (MAKARACI) EFENDĠ NĠN ANLATTIKLARI: düş hekimi yalçın ergir eylül 2004 - Ankara ** ** **

ANKARA SEMALARINDA ĠKĠ YUNAN UÇAĞI & TEMENNAH 1921 Ankara; bir yıl önce, 23 Nisan 1920 de toz - toprak içindeki TaĢhan Meydanı nda ilk meclis kurulmuģtu. Meydan adını 1888 de Vali Abidin PaĢa nın zamanında yapılmıģ olan TaĢ Han dan alıyordu. Önce Hakimiyeti Milliye, 1930 lardan sonra da Ulus adını alacak meydanın Ģu anda Ulus ÇarĢısı olan köģesinden Ankara Kalesi yönüne doğru Karaoğlan ÇarĢısı yer almaktaydı. Ziya Efendi nin çarģıda bir aktar dükkanı vardı. Yunan ordusu, EskiĢehir Ovası ndan Ankara ya doğru, Sivrihisar, Polatlı üzerinden de Haymana köylerine yaklaģmaktaydı. Top sesleri Ankara dan bile iģitilmekteydi, bu yüzden Ankara halkı büyük bir heyecan içerisindeydi. GüneĢli bir gün, batıdaki Sincan tarafından iki tane uçak (tayyare) geldiği görüldü. Alüminyum ve bezden tek kanatlı, halkın pırpır dediği uçaklar önce istasyona, sonra da Meclis in üzerinden Hakimiyeti Milliye Meydanı, TaĢ Han, Zencirli (Zincirli) Cami ve Vilayet Binası na gelmiģlerdi. Karaoğlan ÇarĢısı, Tahtakale (eski Hal in bulunduğu alan), Balıkpazarı (Çıkrıkçılar YokuĢu), At Pazarı, Samanpazarı, Hacı Bayram Mahallesi ve diğer yerlerde bulunan bütün esnaf ve ahali iģ yerlerinden, evlerinden çıkmıģ, pilot mahallinin üstü açık, önü mikalı, mitralyözlü bu iki Yunan uçağını izliyorlardı. ġehrin korunması için tayyare dafi topları (uçaksavar ) mevcut değildi. ġehre en yakın Kalaba Köyü nün üzerindeki platoda Harbiye Binası nın etrafındaki siperlerde birkaç obüsün mevzilendirilmesi dıģında, düģman casusları uzaktan top gibi görüp, Ģehir müdafaa ediliyor sansın diye boyanmıģ soba boruları ve saclardan kalkanlar dikilmiģti. Daha sonra uçaklar iki tur atarak istasyona yönelmiģti. Bir alçak turdan sonra pilotlar üstü açık pilot mahallinden beraberinde getirdikleri bombaları elleriyle Mustafa Kemal in ve Erkanıharp lerinin bulunduğu, KurtuluĢ SavaĢı harekat planlarının yapıldığı (Ģimdi müze olan) Direksiyon Binası na atmıģlar, ancak bombalar binaya isabet etmeyip istasyondaki vagonların üzerine düģmüģtü. Vagonlar yanarken, iki uçak, arkalarında kara bir duman, tekrar Karaoğlan ÇarĢısı ve Hacı Bayram Mahallesi üzerine gelmiģlerdi. Kendilerine ateģ açılamayacağını anladıkları için çok alçaktan uçan pilotların meģin baģlıkları, gözlerindeki lastikli gözlükler, sırtlarındaki meģin ceket gayet net görülebiliyordu. Pilotlar aģadakilere defalarca el sallayarak selam vermiģler ve Ģehre ilk geldikleri yöndeki Akköprü (Ankara Çayı) üzerinden gözden kaybolmuģlardı. Bu olay Ankaralılarca Temennah (eli baģa götürerek verilen selam) olarak adlandırılmıģtı. ** ** ** Ziya Efendi, bir gün Ankaralıların Pank-i Osmani dedikleri Bank-i Osmani binasında KurtuluĢ SavaĢı için Sovyetler Birliği nden, Ġnebolu - Kastamonu - Çankırı - Kalecik üzerinden yardım olarak gönderilmiģ altınların sayılıp, el terazileriyle okka dirhem hesabı tartılmasına tanık olmuģtu. Bank-i Osmani, Ģimdiki Anadolu Medeniyetleri Müzesi nin yanından Kale Kapısı na doğru çıkan tarihi Bedesten in olduğu Gözcü Sokak yokuģundaki taģ binadaydı. KurtuluĢ SavaĢı sırasında Kuvayı Milliye nin silahları Mavzer (Mauser), Filinta ve Karabina ydı. Kuvayı Milliye nin halktan toplanan paralarla peģin olarak Amerika BirleĢik Devletleri nden silah ve beģ milyon mermi satın alma talebini A.B.D. reddetmiģti. Ziya Efendi nin eģi Hatice Hanım, Milli Mücadele yıllarında uzun mekikli Singer dikiģ makinası ile Hacı Bayram Mahallesi ndeki evlerinde Kuvayı Milliye ye yüzlerce uçkurlu asker donu,

kaput bezinden göynek (gömlek) dikmiģ bir Ankaralıydı. Hatice Hanım, hayatı boyunca mahalle ebesinden baģka ne bir sağlıkçı, ne de bir tıp doktoru görmüģtü. ** ** ** 29 TeĢrinievvel (Ekim) 1923; Türkiye Cumhuriyeti, Hacı Bayram Mahallesi nde Ahi Zafer Sokağı ndaki avlulu, asmalı evlerinden çıkıp azıcık aģağıya yürüdükleri yerde TaĢ Han ın karģısındaki binada kuruluyordu. Bu küçük Anadolu Ģehri henüz on altı gün önce, Gazi Mustafa Kemal in isteği doğrultusunda Ġsmet (Ġnönü) PaĢa nın verdiği kanun teklifinin (bir milletvekilinin itirazına karģılık) kabul edilmesiyle Makarrı Ġdare, yani baģkent olmuģtu. Bolu Mebusu Ġsmet (Eken) Bey in baģkan olduğu oturumda kürsü konuģması yapan Abdurrahman ġeref Bey: - Çocuk doğmuģtur, doğan çocuğun adı da Cumhuriyet tir diyordu. Artık Hakimiyet, bilâkaydüģart (kayıtsız ve Ģartsız) milletin di. Kısa bir süre öncesine kadar Mehmetçik'lerin cepheye gitmek üzere aģağıdaki istasyon binasına yürürken: "Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Ankara'nın dardır yolu Yunan almış sağı-solu Gelsin Kemal Paşa Kolu Korku nedir içimizde bilinmez Kanlı yazı alnımızda silinmez Biz var iken, Ankara'ya girilmez." diye marģ söyleyerek önünden geçtikleri binada 20:30 da Cumhuriyet ilan edilmiģ; hemen akabinde Gazi Mustafa Kemal 159 mebusun 158 inin oyuyla CumhurbaĢkanı seçilmiģ, tek oyu da kendisi Ġsmet PaĢa ya vermiģti. O gece Kale den yüz bir pare top atılmıģ, kapılarında kilit olmayan, sadece kapı çıtlak larını halkalara takıp meclis önüne gelmiģ Ankaralılar coģkuyla birbirlerine sarılmıģlardı. Daha

sonra af ilan edildi. Zaten pek hırsızlık olmadığından hapishaneler boģ sayılırdı. O zamanlar Kadınlar Hapishanesi, Zencirli Cami nin arkasında, yıkılıp yerine pembe Mahzeni Evrak binası yapılan yerdeydi. O yoksulluktaki bu onurlu ilana Amerikalılar, Ġngilizler gelmemiģ, Lenin in Sovyetler Birliği ise daveti reddetmemiģti. Ġngilizler, Fransızlar, Ġtalyanlar, baģkentin Ġstanbul olmasında ısrarlıydılar ve büyükelçi göndermeye yanaģmıyorlardı. Ancak Gazi nin kararlı tutumu neticesinde 1927,1928 lere gelindiğinde dirençleri kırılmıģ, büyükelçileri Ankara ya göndermek zorunda kalmıģlardı.... ve HALĠL MAKARACI NIN ANLATTIKLARI: HEYKEL 1927 Ankara; küçücük bir Cumhuriyet çocuğunun, tamamı Ankara da geçen yaģam çizgisinde ilk kendi anıları bir baģka yüzyılda heyecanla anlatacakları oluģmaya baģlamıģtı. Artık Arnavut kaldırımı döģenmiģ olan Hakimiyeti Milliye Meydanı nda annesinin elini tutmuģ, TaĢ Han ve Karaoğlan ÇarĢısı arasında kocaman bir heykelin inģaatını izliyordu. Küçük Halil ilgiyle taģların sürüklenerek yerlerine taģınıģını izlerken, az ötedeki Meclis binasında Cumhuriyet Halk Fırkası 2. kongresinde, Genel BaĢkan Gazi Mustafa Kemal 15 -

22 Ekim 1927 tarihleri arasındaki toplam 36 saat 31 dakika süren büyük nutkunu veriyor ve Türk Cumhuriyeti ni, Ġstiklali ni gençliğe emanet ediyordu. 1 Kasım 1927 de Gazi ikinci defa CumhurbaĢkanı seçiliyordu. 24 Kasım 1927 PerĢembe günü, Hükümet Caddesi nde basılan Yeni Gün Gazetesi nin sahibi Muğla Mebusu Yunus Nadi (Abalıoğlu) Bey in de giriģimleriyle, Heinrich Krippel ın yaptığı Gazi nin Sakarya isimli aygırın üzerinde yer aldığı - Zafer Abidesi coģkulu bir törenle açılıyordu. Ortalık ana baba günüydü; heykel hazineden para alınmadan, halktan toplanan paralar, yüzüklerle yapılmıģtı. O sıralarda Ankara nın nüfusu 75000 di. Gazi Mustafa Kemal, heykelin yönünün batıya dönük, meclis binalarına bakacak Ģekilde olmasını istemiģti. Ve bu abide o kadar etkilemiģti ki küçük Halil i, bir ömür boyu heykelin detaylarını incelemiģ, birikimlerini bambaģka bir yüzyılda, heykelin dibinde iki gözü iki çeģme, bana ve oradaki meraklılara anlatmıģtı: Taş Han ile Karaoğlan Çarşısı arasındaki atlı heykelin çevresinde iki Mehmetçik, bir de top mermisi taşıyan (Kuvayı Milliye deyimiyle) Kara Fatma var. Mehmetçik'lerden Taş Han tarafındaki elini güneşe siper etmiş, Polatlı tarafindan gelebilecek düşmanı kolluyor

O kadar keskin ki gözleri elli metreden ateş böceğini görebilir. Ayağında sekiz delikten bağlı, ökçesi nalçalı, altı kabaralı Bursa postalı, tozluk yerine sekiz defa sarılmış dolak, elinde 7.9 mm lik Mavzer (Mauser), üzerinde kışlık kaput var. Yani 9-11 Ocak 1921 deki 1. İnönü ve onu takip eden 23 Mart-1 Nisan 1921 deki 2. İnönü savaşlarındaki kıyafeti. Mavzerin ucuna kasatura (süngü) takılmış, çünkü göğüs göğüse çarpışma çok yakın. Başında Alman ordusuyla yapılan alışverişten 1. Dünya Savaşı ndan kalma miğfer, göğsünde ise el bombası var. Kara Fatma, kağnının artık gidemediği yerden itibaren top mermisini kendisi taşımaya başlamış. Ayağında şaplı çarık (süt danası, koç ya da keçi derisinden yapılan gön ), örme çorap, altında Kocatepe nin kayaları var. Şalvarı, belinde kuşağı, başında yemeni, üzerinde göynek. Kolları sıvalı, yakasının dört düğmesi kapalı altı düğmesi açık çünkü tepesinde Ağustos sıcağı, omuzunda Büyük Taarruz a yetişmesi gereken bir ağır sahra obüs mermisi var.

Öteki Mehmetçik ise kıtlık şartlarından dolayı zayıf ama Mehmet Akif in dizelerindeki; Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın! Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın... der gibi göğsünü açmış, eliyle Namazgah Tepesi ndekileri çağırır gibi. Namazgah Tepesi şimdiki Numune Hastanesi ve Etnoğrafya Müzesi nin bulunduğu yerde, sığır kuyruğu, deve dikeni, ebegümeci, madımak bitkileriyle örtülü bir kırsaldı. Savaşa giderken askerler, bayramlarda, güneşli cumalarda ahali topluca namaz kılar; bazen de yağmur duaları yapılırdı.

Sakarya nın ağzında gem değil, kantarma var. At hırslı; burun deliklerinden, kulaklarının istikametinden ve ağzındaki kantarmayı terazilemesinden belli - Gazi den komut bekliyor. Ancak bir kantarma dizginleyebilir böyle komut bekleyen kuvvetli aygırı. Atta alabacak var; yani ön iki ayakta tırnaktan dize, arka tek ayakta ise tırnaktan dirseğe kadar olan kısım beyaz. Bir de alnın şakı denen alanda buruna kadar beyazlık var; yani at aynalı, ya da akıtmalı. Mustafa Kemal in ayağında ise, Canonica nın Zafer Meydanı na yaptığı Mareşal üniformalı heykelinden farklı olarak kapaklı getir değil, çizme var. ** ** ** AçılıĢa Gazi de gelmiģti. Yanında sefirler, açılıģı ve Gazi yi görmeye gelmiģ halk vardı. Heykelin TaĢ Han a bakan yüzünde top mermisi taģıyan kağnılı, dedeli, neneli, kucağındaki bebesiyle analı rölyefe bakarak sormuģtu: - Bu çocuk neden çıplak, o üģümez mi? Bebeğin çulunu, kundağını, yağıģtan ve havanın rutubetinden etkilenmesin diye arkadaki kağnının içindeki top mermilerinin kapsüllerinin üzerine örtmüģlerdi zaten bir yavru için en sıcak yer de anasının kucağıydı. Gazi nin gözleri dolmuģtu. Daha sonra 1932 de Recep Peker in Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme) Kurumu na bağlı olarak Keçiören Bağları nın Kızlarpınarı ve Keçiören Köy Gazinosu nun bulunduğu çevrede açtığı kreģe Ana Kucağı adı verilecekti.

Heykelin, Darülmuallimin Binası cephesinde, yani Anadolu ya erkek öğretmen yetiģtiren, birinci meclis zamanında Ankara dıģından gelen mebusların konakladığı, daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı olarak kullanılan ve her nedense Kasım 1947 de bir gece tamamen yanan mektep binası tarafında iki rölyef vardı. Belinde Browning tabancasıyla Gazi nin 1 Eylül 1922 de Ġsmet PaĢa lı, Fevzi PaĢa lı komutanlara ilk hedef Akdeniz i iģaretleyen ve 9 Eylül 1922 de iģgalcilerin yakıp yıktıkları Ġzmir de denize dökülüģlerinin rölyefleri. KurtuluĢ SavaĢı mızın ilk Ģehidi Hasan Tahsin dir. Ġkinci ama ilk asker Ģehidi ise Hasan Tahsin in Ģehit edildiği 15 Mayıs 1919 günü rıhtımda Zito (YaĢa) Venizelos diye bağırtılamadığı için defalarca süngülenerek Ģehit edilen Miralay (Albay) Süleyman Fethi dir. ĠĢte rölyefteki denize dökülme yeri, Miralay Süleyman Fethi nin Ģehit edildiği rıhtımdır. Krippel in yaptığı, bu abide, uzun ve detaylı bir araģtırmanın ürünüdür. Samani renkteki taģları Marmara Adası ndan önce gemilerle HaydarpaĢa ya, sonra da vagonlarla Ankara ya getirilmiģtir. Bulunduğu yerde yapılan heykelin tüm yazıları harf devrimi ( 1 Kasım 1928) henüz yapılmamıģ olduğundan eski Türkçe, yani Arap harfleriyle kazınmıģtır. Heykel açıldıktan sonra, belli aralıklarla Ankara Ġtfaiye TeĢkilatı nın önden kurmalı Fiat marka arazözleriyle getirilen sularla baģtan aģağıya yıkanır, çamaģır sodası ve arap sabunlu doğal süngerlerle kuģların pisliklerinden, tozdan temizlenirdi. Ankaralılar heykelin çevresine ne bir izmarit, ne de bir yemiģ kabuğu atarlardı. Ulus Meydanı da yazın, günde iki defa arazözlerle sulanırdı.

Meydandaki Greenwich e göre ayarlı ĠĢ Bankası nın kumbara Ģeklindeki Longines saati dakika baģı tık tık diye hep bir ileriye atlayacak ve yirmi dokuz sene sonra Halil Bey, bu sefer annesinin elini tutmuģ bir çocuk olarak değil, eli tutulmuģ bir avukat baba olarak yine Zafer Abidesi nin taģlarının taģınmasına tanık olacaktı. Abide 1956 yılında Nallıhan lı avukat arkadaģı eski Ankara Belediye BaĢkanı (içiģleri bakanlığı da yapmıģtır) Orhan Eren zamanında, Ulus Meydanı düzenlenirken ve Ģimdiki Ulus ĠĢhanı yapılırken, on metre kadar Kızılay yönüne doğru taģınacaktı. Bu taģınmada heykel aslına sadık kalınmayarak, biraz daha yükseltilmiģti. OKUL O sıralar elektrik gelmiģti; o kandil, oturdukları Hacı Bayram Mahallesi ndeki caminin minaresinde lambalar yanıyordu. Yıl 1928 di ve çocuk gözleri ilk kez elektrikle tanıģmıģtı. Aslında Ankara ya ilk elektrik 1925 te üretilmiģti. Havagazının gelmesine daha bir sene vardı. Evlerine elektrik daha da sonra geldi. 17 Mayıs 1928 de ikinci Meclis in karģısında, mimarı değiģince projesi bulunamadığı için yapılması unutulan giriģ merdivenleri de tamamlanmıģ, Ankara Palas açılmıģtı. 19 Mayıs 1928 de Afgan Kralı Emanullah Han ve refikası Kraliçe Süreyya, Ankara Palas ın ilk konukları oldular. Ankara Palas ın yüz on kaloriferli odası, her birinde de Ericsson marka geyik boynuzuna benzeyen telefonlar vardı. 1 Kasım 1928 de Harf Devrimi yapılmıģ, Latin harflerine geçilmiģti. Yediden yetmiģe herkes yeni harfleri sökmeye çalıģırken 1929 da küçük Halil i ilkokula göndermeye karar vermiģlerdi. Ancak henüz beģ yaģında olduğu için okullar onu kabul etmiyordu. Samanpazarı - Denizciler Caddesi ve 2. Anafartalar Caddesi arasında kalan üçgende Ankara nın Musevi vatandaģlarının ağırlıklı olarak oturdukları Musevi Mahallesi vardı. Halil i bu mahallede, Sinagog un bulunduğu daracık Birlik Sokak ın devamındaki Esen Sokak ta, babasının ahbabı maarifci Hüseyin Avni (Çubukgil) Bey in Hususi Bizim Mektep ine gönderdiler. Kayıt için fotoğraf çektirmeleri gerekiyordu. Kendini körüklü fotoğraf makinasının karģısında bulmuģtu; civciv çıkacak kuģ çıkacak derken siyah örtünün altına saklanmıģ fotoğrafçı elinde bir tabaka fotoğrafla çıktı. Alaminut yani seyyar fotoğrafçı, makasla altı küçük fotoğrafı birbirinden ayırdı, Halil in mendilinin her bir katına kuruması için yerleģtirdi gerektiğinde bir daha yapılabilmesi için arabını da (negatifi) verdi ve okul yolu tutuldu.

BeĢ yaģındaki bir çocuk her sabah kendi baģına Hacı Bayram daki evinden çıkıyor, yürüye yürüye Anafartalar Caddesi nin sonundan sağa - aģağıya inerek Sakalar Mahallesi ndeki okuluna gidiyor, Türkiye Cumhuriyeti nin ilk Latin harfli eğitimini alıyordu. Bırakın bir okul servisini, kimsede kol saati bile yoktu. Zil elle sallanarak çalınca okuldan çıkar, yürüyerek evine dönerdi. Okul öğretmeni Bedia Hanım ın ödevlerindeki baģarısından dolayı kendisine verdiği cicili bicili kartları yetmiģ beģ sene sonra - 2004 yılında, hala çantasında taģıyordu. Denizciler (Bahriyeliler) Caddesi, adını ilk hükümet zamanında o caddeye taģınan Denizcilik MüsteĢarlığı ndan dolayı almıģtı. Yıllar içerisinde, Musevi Mahallesi nde, belki biraz 1942 deki Varlık Vergisi, belki de Ġstanbul da 1955 te yaģanan 6-7 Eylül olayları nedeniyle göçler olacak kalan son Musevi vatandaģ yaģlı Sarah ın 1994 te, Sinagog görevlisinin de 2004 Ağustos unda ölmesiyle hiç Musevi vatandaģ kalmayacaktı. Denizciler Caddesi nde Marmara Hamamı nın çapraz karģısında Ġstiklal Ġlk Mektebi, Ģimdiki Posta Caddesi nde ise etrafı borularla çevrili Ġnkilap Ġlkokulu vardı. Daha sonra adı Devrim Ġlkokulu olarak değiģtirilien bu okul 1950 li yılların ikinci yarısında yıkılarak yerine yürüyen merdivenli Modern ÇarĢı yapılacak, yıkılmıģ bir okul üzerine kurulan bu çarģı da 24 Aralık 2003 te tamamen yanacaktı.

Yeni Cumhuriyet in yeni baģkentine akın akın memurlar geliyordu. Bu yüzden had safhada konut ihtiyacı vardı. Derken babası birinci sınıfın sonunda Hacı Bayram daki evi Beypazarlı terzi Cemal e sattı ve Etlik Bağları na taģındılar. Artık ilkokula Etlik te gitmeye baģlamıģtı. 23 Aralık 1930 da gericiler Menemen de ayaklanarak ihtiyat zabiti (yedek subay) öğretmen Kubilay ı, bekçi Hasan ve ġevki Efendi leri Ģehit etmiģlerdi. Bir sene önce Menemen Savcısı olan eniģtesi Emin Halim (Ergun) Bey i ziyarete gitmiģlerdi. Gerçi eniģtesi artık Ankara da avukatlığa baģlamıģtı ama Menemen artık bildiği bir yer olduğundan Menemen de bir öğretmeni kestiler i duyduğunda çok etkilenmiģ, çok sorular sormuģtu kendi kendine; o infiali hiç unutamayacaktı. Ulus tan, Keçiören e, Etlik Bağları na Ģasi ve motoru ithal edilen, karöseri ağaçtan Bursa da yapılan gri renkte, beģ, altı ya da sekiz kiģilik Kaptıkaçtı lar yolcu taģımaktaydı. Bir de Ġmalat-ı Harbiye nin (Makina Kimya Endüstrisi) çalıģtırdığı on iki, on dört kiģilik üstü açık sarı, altı yeģil, yüksek iki basamakla çıkılan, motoru önden kurmalı olarak çalıģtırılan, yolcuları tamamen dolduktan sonra kalkan, halkın EMAYEN dediği Almanya dan getirilmiģ M.A.N. otobüsler vardı. Sovyetler Birliği nden buğday karģılığı yüz adet alınan ve bilet ücretleri, tam: 15 kuruģ, öğrenci: 7,5 kuruģ olan ZIS marka otobüsler daha sonraları, 1935 te gelecekti.

Zis marka otobüslerin karoserlerinin üzerine Uray Otobüsleri diye yazılmıģtı. Uray: Belediye demekti. Uray halk tarafından hiç tutulmamıģ, kullanılmadığı için zamanla unutulup gitmiģti. Uray gibi halk tarafından benimsenmeyip unutulan baģka sözcükler de vardı: Kamutay: Meclis Ġlbay: Vali Ġlçebay: Kaymakam Zis lerin arkasında Emayen lerde olmayan yolcu indirme - bindirme kapısı vardı. Sibirya nın eksi kırk derece soğunda bile tıkır tıkır iģlediği söylenirdi. Otobüslerin garajı da Sıhhiye de, bugünkü Abdi Ġpekçi Parkı nın olduğu yerdi. Bu garaj 1946 da tamamen yanmıģtı. Yollarda, Körük (tek atlı), Fayton (çift atlı), iki kiģilik Landon (Kupa) at arabalarının dıģında, halkın aynen Dodge, Ford ve ġevrole diye okuduğu, lastik ebüüüve (fosford) kornalı araçlar vardı. ġehir içinde korna çalmak yasaktı. Ġkinci Meclis Binası nın önünde Gazi nin Lincoln arabası beklerdi. Az sayıdaki taksinin numarası (plakası) baģında daha 06 olmadan sadece T ile baģlıyor, hususi araçlarınki ise H ile baģlıyordu. Ulus Meydanı nda hep park etmiģ iki hususi araç görülürdü. Bir tanesi Vehbi Koç Apartmanı nın önündeki tel tekerlekli bir Ford, öteki de ĠĢ Bankası Genel Müdürü nün otomobiliydi. Hacı Bayram da babasının arkadaģı (ıspanağın oğlu) Dr. Hüseyin Ertuğrul un tenteli, tel tekerlekli 1927 model Ford u, Etlik yıllarından da Bursa Mebusu Muhittin Baha (Pars) Bey in tel tekerlekli, tek kapılı otomobili zihninde yer etmiģti. Benzin satıģı 1928 den itibaren ĠĢ Bankası ve Meydan Palas ın yanında, kollu tulumba ile çekilen iki galonluk cam ĢiĢelerle vasıtalara satılırdı. Asfalt 1933 yılına kadar sadece BaĢ Vekalet önünde (eski Maliye Bakanlığı), o da binanın uzunluğu kadar vardı. Ankara Kale sinin kapısında Ģimdi kaderine terkedilmiģ, viran bir saat kulesi vardır. O saat kulesi Abidin PaĢa dan (1886-1894) önceki Vali Sırrı PaĢa zamanında yapılmıģtı. Strazburg yapımı saatin bir metre çapındaki dövme zili vurduğu zaman sesi Etlik ten de, Çankaya Bağları ndan da duyulurdu. Ramazan topu da Kale den atılır, Ankaralılar iftarlarını açarlardı.

Saat Kulesi nin istasyon tarafına bakan yüzüne Ankara nın AĢağı Yüzü, Hüseyin Gazi ve Ġdris Dağı na bakan yüzüne ise Ankara nın Yukarı Yüzü denirdi. Saat Kulesi nin dibindeki At Pazarı na, daha aģağılardaki Koyun Pazarı na ve Samanpazarı na çevre köylüler alıģ veriģe geliyordu. Atlarını, eģeklerini Ģimdi otomobilleri otoparklara bırakır gibi Pilavoğlu Hanı na, Çukurhan a, Çengel Han a bırakıyorlar, bir yandan alıģveriģlerini yaparlarken hayvanlarının bakımları yapılıyordu. Kimbilir belki de Ģimdi kullandığımız değnekçi lafı o zamanlardan kalmaydı. Develer, kömüģler, inekler, öküzler, camuzlar da han ve civar sokakların gelip geçenleri arasındaydı. ġu anda restore edilmekte olan Çengel Han ın içinde, Koçzadeler in ilk dükkanları yer almaktaydı. Saat beģe gelirken evli evine, köylü köyüne giderdi. SU Ankara susuzluğuyla meģhur bir Ģehirdi, sokaklarında su taģıyan sakalar dolanırdı. Ankaralılar suyu sokak çeģmelerinden ya da kuyulardan sağlardı. Dut ve kavak suyun iģaretiydi ve kuyular genellikle bu ağaçların olduğu bölgelerde bulunuyordu.

Ġmkanı olanlar, Ayvalı da Hayat Suyu, Yalçınkaya Suyu, Dutlu Suyu ve TaĢyaran Suyu membağlarından çinko kapaklı tenekelerle, varilli arabalarla su temin ediyor, Ġstanbul dan ĢiĢelerle TaĢdelen Suyu, Ġzmit ten de Çene Suyu geliyordu. Gazi Mustafa Kemal in asıl adı Cankaya olan ama Çankaya olarak tanımlanan bağlardaki evi Can Membağı nın yakınındaydı. Bu membağın suyu aģağılara, Ģimdiki Sheraton Oteli nin karģısındaki vadiden akardı; kıģın ve yağıģlı havalarda Kavaklıdere de oluģan dere yatağından Ġncesu ya karıģırdı. Evlerdeki çeģmelere su 1936 da geldi. Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) Ali Çetinkaya zamanında, Türkiye Cumhuriyeti nin ilk barajı, altı milyon lira harcanarak Aydos Yaylası ndan gelen Çubuk Çayı üzerine kurulmuģtu. Halil Makaracı, kırk metre yüksekliğindeki baraj bendinin betonunun iki tepe arasına çekilmiģ teleferikle dökülüģüne 1934 te tanık olmuģtu. Tepelerin tekine nedense Alman Tepesi dendiğini de hatırlıyordu. Ankara ya 1929-1946 yılları arasında hem belediye baģkanı, hem de vali olarak çok büyük hizmetlerde bulunmuģ olan Nevzat Tandoğan, Çubuk Barajı ndan Ģehre borularla su gelmesini sağlamıģ, bir damla suya muhtaç Ankaralıları suya kavuģturmuģtu. 10. YIL Cumhuriyet in 10. Yılı nda büyük bir coģku havası hakimdi. On yılda her savaģtan açık alınla çıkılmıģtı. Ankaralılar henüz Hipodrom yapılmadığından ikinci TBMM nin önüne yapılacak tören için toplanmıģlardı. Hipodrom, ana giriģinde bugün de asılı olan mermer tabelada yazdığı gibi Ankara Vilayeti Hususi Ġdaresi tarafından 1934-1936 yıllarında yaptırılacaktı. 19 Mayıs Stadyumu ise 15 Aralık 1936 da hizmete girecekti. 29 Ekim 1933 te ikinci TBMM binasının hemen önüne seyyar tribünler yapılmıģ, tüm Ankaralılar coģkuyla Ankara Palas ın önüne toplanmıģtı. Ulus tan istasyona doğru akın akın öğrenciler, askerler, izciler, hukuk mektebi talebeleri, onluk toplar, süvariler, trampetliler, efeler, askeri birlikler, piyadeler, topçular ve o günkü levazım birlikleri Gazi ye selam vererek geçit yapıyor ve küçük Halil hayatında ilk defa uzaktan Gazi yi görüyordu. Gazi yakasında beyaz mendili, siyah smokini ile kürsüden coģkuyla sesleniyordu:... KurtuluĢ SavaĢı na baģladığımızın on beģinci yılındayız. Bugün Cumhuriyet imizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!...

Küçük Halil bir daha Gazi yi, 10 Haziran 1934 te, istasyonda Ġran ġahı Rıza Pehlevi yi karģılarken görecekti. Kutlamalar sırasında Ankara Palas, Ulus Meydanı üzerindeki semada Vecihi (HürkuĢ) Bey baģında meģin baģlık, gözünde gözlük, tek kanatlı (satıhlı) uçağıyla takla atarak gösteri yapıyor ve eliyle aģağıya vecizeler yazılı biletler atıyordu. O alkıģlar, o gözyaģları, o güzelim 10. Yıl MarĢı, o güzelim 10. Yıl Kutlamaları bir ömür boyu unutulamayacaktı. ORTAOKUL Ortaokula KurtuluĢ ta baģlamıģtı. Okula gelebilmek her sabah, sefertasında pekmez eksik olmayan arkadaģı Mehmet Tek le birlikte Etlik ten Ulus ta iniyor, Ulus ta kaptıkaçtıyı kaçırırsa, Ġbadullah Cami - Tacettin Sultan a kadar yürüyüp derse yetiģiyordu. ġimdiki Dikimevi nin olduğu yerde Gedikli ErbaĢ Okulu, az ilerisinde de Musiki Muallim Mektebi vardı. Bir yıl sonra okulunu değiģtirdi. O yıllarda Anadolu da muazzam bir öğretmen açığı vardı. Çok seri Ģekilde Anadolu ya koģacak öğretmenler yetiģtirilmeliydi. 1926 yılında Konya da kurulmuģ olan iki yıllık Orta Muallim Mektebi 1929 da Ankara ya, Ģimdiki Gazi Üniversitesi Rektörlüğü nün olduğu yere taģınmıģ. Mimar Kemalettin Bey in eseri yeni binada Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü adı altında, lise ile birlikte eğitim vermeye baģlamıģtı. Daha sonra lise kısmı Gazi Muallim Mektebi nden ayrılarak Galatasaray Lisesi ayarında olabilmesi arzusuyla Gazi Lisesi olarak 1936 da Hergelen (Hergele ya da Ġtfaiye) Meydanı ndaki yeni binasına taģınacaktı. Muallim Mektebi ise Gazi Orta Öğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsü adı ile yerinde eğitime devam edecekti. Bu arada 21 Haziran 1934 te 2525 numaralı Soyadı Kanunu çıkmıģtı. 24 Kasım da Gazi Mustafa Kemal e Atatürk soyadı TBMM tarafından takdim edilmiģti. KurtuluĢ taki ortaokulundan gelen artık Makaracı soyadını taģıyan küçük Halil, Gazi yi meclis binasındaki toplantıdan (inikat) çıkarken görebilmek umuduyla Ankara Palas ın altı buçuk basamaklı merdivenine çıkmıģ bekliyordu. Derken hava kararmaya baģladığı için, Gazi yi göremeden Etlik e dönmek zorunda kalmıģtı. Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat, Gazi Lisesi nin yeni binasına taģınmadan önceki öğrencilerindendi. Halil Makaracı, üç numara traģı aynı Gazi gibi körüklü bağlanmıģ kravatıyla Gazi Lisesi nin yeni binasının ilk öğrencilerindendi. Ġsmet Ġnönü nün oğlu Ömer de aynı okulda orta 2 ye, Erdal Ġnönü ise orta 1 e gidiyordu.

Bugün, Yüksek Ġhtisas Hastanesi nin bulunduğu yerde, babası Ziya Makaracı nın 1902 de mezun olduğu TaĢ Mektep (Ankara Erkek Lisesi) bulunuyordu. TaĢ Mektep in batısındaki gayri müslim mezarlığı MaĢatlık ın yerine 1936 da Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurulmuģtu. TaĢ Mektep in ismi 1938 de Atatürk Lisesi olarak değiģecek, 1940 lı yıllarda da yeni binasına taģınacaktı. Halil Makaracı, 31 Mayıs 1937 de Gazi yi, 30 Ocak 1937 de açılmıģ olan yeni Ankara Garı nda, bu sefer Ürdün Emiri Abdullah ı karģılarken, hem de çok yakından görmüģtü. Gazi yi bir daha ve son defa 29 Ekim 1937 tarihinde resmi geçit için Hipodrom a gelirken ve tribündeki yerini alırken görecekti. Ondan dört gün önce Celal Bayar baģbakan olmuģtu. 1938 geldiğinde Gazi hasta, hem de çok hastaydı. 23 Nisan törenlerinde Atatürk Orman Çiftliği ne götürülen öğrencilerden Hatice Kıratlı dan yıllar sonra dinliyordum: Sağır Dilsizler Okulu öğrencileri mavi formaları ile akordeon çalıyorlardı. Derken Atatürk manevi kızı Ülkü ile belirmişti. Ülkü beyaz elbisesiyle tavşanları seviyordu. Bütün öğrenciler el çarpıp, - Çok yaşa Atatürk diye bağırıyorlardı. Hayatı boyunca bir daha böyle güzel mavi göz göremeyecekti küçük Hatice. Ata nın gözlerinde öyle bir ıģık vardı ki; camgöbeği gibi, buğulu maviydi. Ama sapsarıydı benzi. O sarılığı da hiç unutamayacaktı. Atatürk ü görebildiği için bir ömür boyu kendisini hep çok Ģanslı hissedecekti Hatice Hanım. Halil Makaracı 1938 sonbaharında her sabah Gazi Lisesi ne giderken Ulus Gazetesi alıyor, sınıf arkadaģlarına Ata nın sağlık durumu ile ilgili son geliģmeleri, günlük tıp raporunu, nabız, kan, idrar değerlerini okuyordu. Ata nın karın boģluğundan asidoza bağlı devamlı su alınıyordu. Hastalığının son dönemlerinde karnından alınan su miktarı otuz iki litreyi bulmuģtu. 10 Kasım 1938 günü öğleye doğru kara haber geldi; Ata ölmüģtü... Bütün öğrenciler Ulus taki heykele koģtular; hep bir ağızdan ATAM ĠZĠNDEYĠZ diye bağırıyorlardı. Babasını, Ata sını, büyük önderini kaybetmiģ bir ulus hep birlikte (bu satırları yazarken benim de olduğum gibi) iki gözü iki çeģme ağlıyordu. BĠR EDEBĠYAT SINAVI 1941 de Gazi Lisesi ndeyken bir yıl önce Köy Enstitüleri ni kuran Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, üzerinde kruvaze ceket, kırmızı 9 plakalı Cadillac Lasalle makam aracıyla Gazi Lisesi ne gelmiģti. Sınıflarındaydı; edebiyat hocaları kemençe üstadı, daha sonra Ankara Radyosu Müdürlüğü de yapacak olan RuĢen Ferit Kam dı. Hasan Ali Yücel, yanında Hıfzı Rahman RaĢit Öymen, ReĢat Tardu ile birlikteydi. Gür sesiyle öğretmenlerine seslendi: - RuĢen Beyyyy; hangi öğrenciyi isterseniz kaldırabilirsiniz! Halil Makaracı yı öğretmenleri çok severlerdi. Kuvayı Milliyeci coğrafyacı Edip Öymen ne zaman harita yırtılsa onu çağırır, o da zamkıarabi ile haritayı yapıģtırırdı.

RuĢen Bey de sınıfa döndü: - 956 Halil Makaracı; kalk ayağa! diye seslendi. Rappppp... Halil Makaracı, saçlar yine üç numara, kravat 2004 yılında da aynı Ģekilde bağlayacağı gibi yine körüklü, ayakta hazır ol daydı. Hasan Ali Yücel, ġair-i Azam Abdülhak Hamit i soruyor, Halil in cevapları divan edebiyatı, tanzimat edebiyatı, serveti fünun, fecri ati den baģlayıp, Abdülhak Hamit in Belçikalı eģi Lucienne e kadar gidiyordu. Bakan elini sıktı, çok hoģuna gitmiģti; Siyah Cadillac ının lastikleri bahçede ve Halil in belleğinde silinmez izler bırakarak Gazi Lisesi nden ayrıldı. Ġkinci Dünya SavaĢı kapımızı çalarken bütün okullar 10 Nisan 1941 de erkenden tatil edildi; neler olacağı kestirilemiyordu. HUKUK FAKÜLTESĠ Derken Hukuk Fakültesi yılları geldi. Mektebi Hukuki ilk olarak 5 Kasım 1925 te Hükümet Meydanı ndaki eski Telgrafhane binasında Gazi Mustafa Kemal in: - Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu müessesenin küģadında hissettiğim saadeti hiç bir teģebbüsümde duymadım sözleriyle açılmıģtı. Eski Telgrafhane binası 1890'larda Abidin PaĢa zamanında inģa edilmiģ ve KurtuluĢ SavaĢı sırasında bütün civar vilayetlerle ve diğer bölgelerle iletiģimi sağlayarak çok önemli bir rol oynamıģtı. Mektebi Hukuki nin 1925 teki müderrislerinden (profesörlerinden) Münir (Ertegün) Bey in cenazesi yirmi bir sene sonra Washington Büyükelçisi olduğu Amerika BirleĢik Devletleri nden, Japonya nın kayıtsız Ģartsız teslimiyeti imzaladığı, nice Kamikaze nin çakılıp batıramadığı dev Missouri gemisiyle Türkiye ye gönderilecekti. Aslında Missouri nin geliģi Joseph Stalin e bir gözdağıydı. KarĢılama için gönderilen Hukuk Fakültesi öğrencilerinden birisi de, geminin karton kibrit kutusunu elli sekiz senedir saklayan son sınıf öğrencisi Halil Makaracı olacaktı. 1940 ta Opera nın karģısındaki Ġller Bankası nın yanında bulunan çıkmaz sokaktaki binaya taģınmıģ, 1941 den itibaren de Ģu anda bulunduğu Cebeci deki binasında eğitime devam etmiģti. Halil Makaracı fakülteye 1942 de yeni binanın ikinci senesinde baģlamıģ, kendisini ordinaryüs profesörlerin karģısında dizinin üzerindeki defterlere notlar tutarken bulmuģtu. BoĢ zamanlarında küçüklük arkadaģı Muzaffer Akdağ ve Setter cinsi köpeği Can ile avlanmak için, Kurt Ġni (Ģimdiki Yenimahalle verici antenlerinin Ayvalı ya doğru uzantısı), Kurt Ġni nin son tepesi Cin Kalesi, Memlik, Ġvedik, Pamuklar Çiftliği, Yakacık, Kumludere, Damlamaz, Ovacık (KarĢıyaka Mezarlığı sırtları) Meteoroloji nin olduğu KarakuĢ Dağı na ya da Uğur Mumcu nun dedesi Ethem Efendi nin Ayvalı daki bağına gidiyorlardı. Bazen de Tıp Fakültesi nden arkadaģı Oktay Uygur la Borsalino Ģapka ve en Ģık giysileriyle Ulus ta turluyorlardı.

O sıralar Ġkinci Dünya SavaĢı devam ediyordu. Geceleri karartma uygulanıyordu. Ekmek karneyleydi; memurlara Ģeker, basma veriliyordu. Milli Korunma Kanunu yürürlükteydi ve malların fiyatları sabit kalmak zorundaydı. Liseli erkek öğrenciler okullar tatil olduğunda kıģlalarda akģam olunca evlerine gönderildikleri yirmi günlük bir askeri eğitimden geçiyorlar; yüksek okul öğrencileri ise bu yirmi günlük eğitimi bazen kıģlalarda, bazen de çadırlarda yatarak tamamlıyorlardı. ĠĢte böyle bir ortamda Hindenburg un zamanında baģbakanlık yapmıģ Von Papen, Kavaklıdere deki Nazi Bayrağı dalgalanan Alman Sefareti nde Hitler in büyükelçisi olarak bulunuyordu. 1942 de Von Papen bombalı bir suikastten kurtulmuģtu. Makaracı, Emin YoldaĢ ın hakim olduğu, Pavlov ve Kornikof isimli sanıkların yargılandığı suikast davasını izleyen genç bir Hukuk Fakültesi öğrencisiydi. Aslında çocukken 7 Mart 1927 de kapatılmıģ Ġstiklal Mahkemesi nin önünden az mı geçmiģti. Ġstiklal Mahkemesi, Anafartalar Caddesi nin KurĢunlu Cami ve Samanpazarı na yakın kısmında, Ģu anda 95 numara ile hala yerinde, bakıma muhtaç bir ikametgah olarak kullanılan eski Ankara evindeydi. Ġstiklal Mahkemesi savcı ve üyelerinin çoğunun adının "Ali" olmasından dolayı "Dört Ali ler Mahkemesi" olarak da anılırdı (Ali Çetinkaya, Kılıç Ali, Necip Ali Küçüka, Rize Mebusu Ali). Mahkemede Dr. ReĢit Galip gibi Meclis ten de üye bulunurdu.

Ağır Ceza mahkemelerinde verilen idam cezaları açıkta infaz edilirdi. 1933 te henüz dokuz yaģındayken babasının Karaoğlan Caddesi ndeki aktar dükkanına geldiğinde, Hükümet Caddesi ndeki Kuyulu Kahve nin çapraz köģesinde, Ģimdi Ulus Oteli olan, o zamanki Anafartalar Karakolu nun önüne kurulan darağacına asılmıģ üç mahkümu, babasından gizli görmeye gitmiģ güler yüzlü bir polisin: - Yeğenim çok baktın, sonra gece uykuna girer... uyarısıyla gıcır gıcır gıcırdayan sehpaların yanından uzaklaģmıģtı. Nazım Hikmet in Kuvayı Milliye Destanı nın Dördüncü Bap ında ihtiyat zabiti olarak cepheye gitmek üzere olan öğretmen Nurettin EĢfak'ın mektup yazdığı Kuyulu Kahve, 1940 ta yıkılacak, yerine yıllar sonra üzerine uçak düģecek Ticaret Han yapılacaktı. Hukuk Fakültesi yıllarında Ankara daki bir önemli değiģiklik de Ulus ile YeniĢehir (Tosbağa Yatağı) arasındaki sivrisinek yuvası Boklu Bostan olarak tanımlanan alana yapılan Gençlik Parkı ydı. Boklu Bostan da, kokaryakıt olarak tanımlanan tezek de kurutulurdu.