T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ÖZEL ÇEVRE VE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞI

Benzer belgeler
ÖZET. Fethiye Kumsalında 2012 yılı alan çalışmalarında üç adet C.caretta ergin dişi bireyi markalanmış ve bunlardan bir adedi tekrar gözlenmiştir.

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

T.C. ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bostanlık Koyu Kumsalı nda (Phaselis/Antalya) Caretta caretta (Linnaeus, 1758) Populasyonları Hakkında İlk Bulgular

Nihai Rapor. Kasım Kuş Araştırmaları Derneği İktisadi İşletmesi

SULAK ALANLAR VE GÖKSU DELTASI

T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ANTALYA İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ

cfyesli Tehlike <vvltında Bulunan Tlavvaıı ve ' Bitki Türleri

DEN Z KAPLUMBA ALARI SEMPOZYUMU

MERSİN, DAVULTEPE YUVALAMA KUMSALINDAKİ DENİZ KAPLUMBAĞALARI

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

YEŞİL KAPLUMBAĞALARDA (Chelonia mydas, L., 1758) ERGİN MORFOLOJİSİNİN YUVA, YUMURTA VE YAVRU MORFOLOJİLERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI ÖMÜR ÖZKAN

Kıyı Sistemi. Hava Deniz Kara

2005 Üreme Sezonunda Alata Kumsalı na (Mersin) Yuva Yapan Chelonia mydas ve Caretta caretta Populasyonlarının Araştırılması

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Deniz Kaplumbağası ve Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası Popülasyonlarının Araştırılması ve Korunması 2010

KARPAZ BÖLGESİ DENİZ KAPLUMBAĞALARI İZLEME VE KORUMA PROJESİ

Doğaya Gereksinimimiz Var

KARPAZ BÖLGESİ DENİZ KAPLUMBAĞALARI İZLEME VE KORUMA PROJESİ

EGZOTİK EVCİL HAYVANLAR

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

SUGÖZÜ KUMSALLARI NDAKĠ (CEYHAN-ADANA) YEġĠL KAPLUMBAĞA (Chelonia mydas L., 1758) YUVALARINDA METABOLĠK ISINMANIN BELĠRLENMESĠ

ANTALYA/BELEK TE DENİZ KAPLUMBAĞASI Caretta caretta (L., 1758) YAŞAM ALANLARI

PROJE SONUÇ RAPORU. Pamukkale Bilim Merkezi Derneği Danışmanlık ve Organizasyon Đktisadi Đşletmesi. Raporu Hazırlayan

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Demre (Kale) Kumsalı nda Yuva Yapan Caretta caretta Populasyonunun Araştırılması*

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Deniz Kaplumbağası ve Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası Popülasyonlarının Araştırılması ve Korunması 2010

Serap Ergene 1 Cemil Aymak 2 * Aşkın Hasan Uçar 1 Yasemin Kaçar 1

HATAY IN ANTİK ÇAĞDAN BERİ KONUKLARI: DENİZ KAPLUMBAĞALARI

Deniz Kaplumbağaları Yeşil Kaplumbağa (Chelonia mydas) Sini Kaplumbağası (Caretta caretta)

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

2-TUZ GÖLÜ ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ. Nesli Tehdit ve Tehlike Altında Olan Tür ve Habitatların Korunması Peygamber Çiçeği.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI 2013-YL-019

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

HARİTA OKUMA BİLGİSİ

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

İRİBAŞ DENİZ KAPLUMBAĞALARININ KUMSAL İÇİ VE KUMSALLAR ARASI YAVRU CİNSİYET ORANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI. YÜKSEK LİSANS TEZİ Fikret SARI

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Antalya / Boğazkent Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus) Populasyonu Üzerine Araştırmalar

TÜRKİYE Su Ürünleri Üretimi

Phaselis, Bostanlık Koyu Kumsalı nda Yuva Yapan Caretta caretta (Linnaeus, 1758) Populasyonlarının 2015 Üreme Sezonunda İzlenmesi

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

Davultepe 100. Yıl Kumsalı nda (Mersin) Deniz Kaplumbağası Yuvalama Potansiyelinin Belirlenmesi Üzerine Bir Ön Çalışma

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

DENİZ KAPLUMBAĞALARI İZLEME VE KORUMA PROJESİ

ÇIRALI DENİZ KAPLUMBAĞASI YUVALAMA KUMSALI, TEKİROVA, BEYCİK, MADEN VE BONCUK KOYLARI ALAN ÇALIŞMASI RAPORU 2005

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

114 Dalaman Kumsalı ndaki Yuvaların Denize Uzaklıkları Ve Bulundukları Bölgelere Göre Yavru Çıkı Ba arılarının Kar ıla tırılması Seda Akın, Fikret Sar


ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ekolojik Etkileşimler. Ekolojik Sistemler

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ

Chelonia mydas (L. 1758) ve Caretta caretta (L. 1758)'nýn Kazanlý Kumsalý'ndaki Üreme Baþarýsý

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

Bu alanlar, Akdeniz deki tekil deniz dağlarını simgelemektedir. Deniz dağları aynı zamanda önerilen bir çok deniz koruma alanı bölgesini içermektedir.

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

ÇEVRE POLİTİKAMIZ MONTEBELLO RESORT HOTEL

İZMİR KÖRFEZİNİ SOLUCANLARLA TEMİZLİYORUZ

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

MERSİN ÜNİVERSİTESİ DENİZ KAPLUMBAĞALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

101 PARE KAPLUMBAĞA SORUSU. Bu bölüm Prof.Dr. Yakup Kaska tarafından hazırlanmıştır.

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

İHBAR

Antalya Büyükşehir Belediyesi Vektör Mücadele Çalışmaları. Halil ÇAKIR, Mustafa GÖKTEPE

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

POYRAZ HES CEVRE YONETIM PLANI (ENVIRONMENTAL MANAGEMENT PLAN)

zeytinist

Samandağ Yeşil Deniz Kaplumbağası (Chelonia mydas) Yuvalama Kumsalının Kum Sıcaklığı ve Nem İçeriğinin Belirlenmesi

Tarih ve 645 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Merkezi Manisa olan, İzmir, Aydın ve Muğla İllerini Kapsayan, Orman ve Su İşleri

DEN Z KAPLUMBA ALARI SEMPOZYUMU

PİSİ BALIĞININ KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

DALYAN KANALINDAKİ (ORTACA - MUĞLA) SU SAMURLARI (Lutra lutra L. 1758) ÜZERİNE GÖZLEMLER

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

11. SINIF KONU ANLATIMI 61 DAVRANIŞ

Transkript:

T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ÖZEL ÇEVRE VE KORUMA KURUMU BAŞKANLIĞI KÖYCEĞİZ-DALYAN ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ- DALYAN (İZTUZU) KUMSALI DENİZ KAPLUMBAĞALARI (CARETTA CARETTA, CHELONIA MYDAS) VE NİL KAPLUMBAĞASI (TRIONYX TRIUNGUIS) POPÜLASYONLARININ KORUNMASI VE İZLENMESİ 2008

ÖNSÖZ Uluslararası Koruma Sözleşmeleri ve çevre mevzuatı da dikkate alınarak Özel Çevre Koruma Bölgelerinin kara, kıyı, akarsu, göl ve deniz kaynaklarının verimliliklerinin korunması, geliştirilmesi ve rehabilitasyonu amacıyla her türlü icraatta bulunmak, araştırma ve incelemeler yapmak ve yaptırmak Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının görevleri arasında yer almaktadır. Bu kapsamda Kurumumuz, 2008 yılında Özel Çevre Koruma Bölgelerinde bulunan nadir, nesli tehlikede bitki ve hayvan türlerinin nüfusunun tespit edilmesi; bunlara yönelik tespitlerin belirlenmesi ve korunmalarına yönelik öneriler geliştirilmesi, doğal kaynakların korunması, sahip oldukları özelliklerin ve bunları tehdit eden faktörlerin bilimsel araştırmalar doğrultusunda ortaya konulması amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesinde Deniz Kaplumbağası (Caretta caretta, Chelonıa mydas) ve Nil kaplumbağası (Trionyx triunguıs) Popülasyonlarının Koruma ve İzleme Projesi de bunlardan birisidir. Bu proje ile Deniz Kaplumbağalarının Ülkemizdeki en önemli yaşama alanlarından biri de Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesidir. Bu çalışma ile elde edilen veriler esas alınarak gelecek yıllarda türün, Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesindeki nüfusunun izlenmesi, varsa değişimlerin belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin zamanında alınması mümkün olabilecektir. Ayrıca, gerek bu yayın gerekse bu proje kapsamında hazırlanan diğer malzemeler, Deniz Kaplumbağalarının tanıtımı ve korunması çabalarına önemli katkılar sağlayacaktır. Kurumumuz, bu çalışma ile ilgili verileri esas alarak gelecek yıllarda Türün yayılım gösterdiği Özel Çevre Koruma Bölgelerinde koruma ve izleme projelerini devam ettirme yönünde planlamasını yapmıştır. Gerek çalışmanın yürütülmesinde, gerekse bu değerli yayının hazırlanmasında başta Kurum çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ş. Önder KIRAÇ Kurum Başkanı 2

TEŞEKKÜR Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki koruma ve izleme faaliyetleri arasında özel bir önemi ve yeri olan Deniz Kaplumbağası (Caretta caretta, Chelonıa mydas) ve Nil kaplumbağası (Trionyx triunguıs) nın kamuoyunda tanıtılması, türün korunması ve izlenmesi çalışmalarına önemli katkılar sağlayacağına inandığımız bu projeyi, Pamukkale Bilim Merkezi Derneği adına yürüten Doç.Dr. Sayın Yakup KASKA ya, ve proje ekibinde yer alan Doç. Dr. Oğuz TÜRKOZAN ve Dr. Ali Fuat CANBOLAT a, Arazi çalışmaları sırasında verdikleri destek ve katkıları için ve özellikle kaplumbağa tedavi merkezinin oluşturulması çalışmalarına verdikleri katkılardan dolayı Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Necdet ARDIÇ a, Dalyan Belediye Başkanı Suat TUFAN ve Belediye personeline, arazi çalışmaları ve bilgilendirme çalışmalarında verdikleri katkılardan dolayı Dalyan Çevre Turizm Koruma ve Geliştirme Derneği, Ekolojik Araştırmalar Derneği ve Türk Herpetoloji Derneği ne, Arazi çalışmalarında emeği geçen Doğan Sözbilen, Fikret Sarı, Ayfer Şirin, Ekin Gemalmaz, Serhat Yalçınkaya, Çağlar Göncü, Rıza Ege Karagür, İlker Kara, Özgür Güçlü, Mehmet Yüksel, Hatice Solak, Ayça Kesim, Cem Demirtaş, Pelin Ergün. June Haimoff, Christopher Sciberras, Charles Samut, Jo Byrne, Sue Boxer, Meral Bostan, Ahmet Yaman İnceler, Necla Çolak, John Iddenden, Mebrure Kuzey Blom, Neşe Demirel, Cemil Çalışır ve Evşen Keskin e Kitabın tasarımını özenle hazırlayan Mac-Art personeline, dijital haritaları hazırlayan Serkan Topaloğlu na, Kurumumuz adına çalışmalara destek veren ve çalışmaları yürüten Kurum Başkan Yardımcısı Sayın Ahmet ÖZYANIK, ÇKAİ Daire Başkanı Sayın Mehmet MENENGİÇ, Koruma Şube Müdürü Ümit TURAN, İnceleme Şube Müdürü Güner ERGÜN, Biyolog Süreyya ÖZDEMİR, Çevre Müh. Dilek DELİÇAY, Gıda Müh. Leyla AKDAĞ, Muğla Özel Çevre Koruma Müdürü Mesut AVCI, Müdür Yardımcısı Bekir ERDOĞAN, Uzman Ahmet ERYİĞİT, Çevre Müh. Bekir ORHAN ve tüm Muğla Özel Çevre Koruma Müdürlüğü çalışanlarına, Teşekkür ederiz. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı 3

1. Deniz Kaplumbağaları Dünyadaki 8 tür deniz kaplumbağası: Dermochelys coriacea (Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası), Chelonia mydas (Yeşil Kaplumbağa), Chelonia agassizii (Siyah Kaplumbağa), Caretta caretta (Adi Deniz Kaplumbağası veya İribaş Deniz Kaplumbağası), Ertmochelys imbricata (Atmaca Gagalı Kaplumbağa), Lepidochelys olivace (Zeytin Yeşili Deniz Kaplumbağası), Lepidochelys kempii (Gündüz Yuvalayan Kaplumbağa) ve Natator depressus (Düz Kabuklu Deniz Kaplumbağası) dur (Lutz ve Musick, 1997) (Şekil 1). Bu türlerden ikisi (C. caretta ve C. mydas) Türkiye nin Akdeniz sahil şeridi boyunca 17 kumsala çıkarak yumurta bırakmaktadır (Hathaway, 1972; Başoğlu, 1973; Geldiay ve Koray, 1982; Geldiay, 1983,1984; Groombridge, 1988; Baran ve Kasperek,1989; Baran, 1990; Canbolat, 1991; Baran ve ark. 1992). D. coriacea nin de sahillerimizde ölü olarak bulunduğu tespit edilmiştir (Baran ve Ark., 1998; Taşkavak ve Ark., 1998; Sönmez ve Ark., 2008). Çok uzun yıllardan beri dünya sularında yaşayan deniz kaplumbağalarının yuvalama yaptıkları kumsallar yavaş yavaş yok olmaktadır. Bu yok olmanın en büyük nedeni insan aktivitelerinin yoğunlaşmasındandır. Bu nedenle Akdeniz populasyonu için Türkiye de bulunan kumsallar büyük önem taşımaktadır. Türkiye kumsallarının genel olarak belirtilmesine karşılık (Başoğlu ve Baran, 1982; Baran ve Kasparek, 1989; Baran, 1990; Baran ve ark., 1992) söz konusu kumsallarda detaylı çalışmalar özellikle son yıllarda artmaktadır (Kaska, 2008). Deniz kaplumbağalarının hepsi nesli yok olma tehlikesinde olan "Tehlike Altındaki Türler" ya da yakın gelecekte muhtemelen tehlike altında olacak "Tehdit Altındaki Türler" kategorisinde bulunmaktadır. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlanan kırmızı listede Türkiye'nin Akdeniz sahillerinde düzenli olarak yuva yapan iki türden Chelonia mydas "tehlikede", Caretta caretta ise "tehdit altında" olan hayvanlar olarak tanımlanmaktadır, çünkü bu tür deniz kaplumbağalarının populasyonları, insan aktivitelerinin bir sonucu olarak farklı derecelerde büyük oranda azalmıştır. Deniz Kaplumbağalarının neslinin devamı, öncelikle üremek için kullandıkları kumsalların, çiftleşme, beslenme, kışlama ve göç alanlarının doğal durumlarında korunabilmesine bağlıdır. Bu durumda deniz kaplumbağalarının korunması yalın bir tür koruması olmaktan çıkmakta, karasal ve denizel habitatların kesiştiği kıyı ekosisteminin korunabilmesiyle mümkün olabilmektedir. Kıyı ekosistemini olumsuz etkileyebilecek her türlü faaliyet diğer canlı türlerine olduğu gibi deniz kaplumbağalarına da zarar verecektir. Deniz kaplumbağalarının etleri insan tüketiminde evrensel kıymet görmüş, yumurtaları besin olarak veya afrodizyak özelliğine sahip olduğuna inanılarak yenilmiş, yağları kozmetiklerde, kabukları süs eşyaları veya gözlük çerçeveleri yapımında kullanılmıştır. Kaplumbağaların büyük oranlarda katledilmesi ve yuvalarının yağmalanması, populasyonlarının azalmasında baş sebep olarak kalmıştır. Deniz kaplumbağası populasyonlarındaki bir diğer azalma, kişisel veya ticari amaçlarla kontrolsüz avcılık ve balıkçılık faaliyetlerindeki tesadüfî ölümler nedeniyle meydana gelmiştir (Lutz ve Musick, 1997). 4

Akdeniz de Yuva Yapan Türler Akdeniz de Bulunan Ancak Yuva Yapmayan Türler Akdeniz de Bulunmayan Türler Şekil 1. Dünya üzerinde bulunan deniz kaplumbağaları 5

1.1. Deniz Kaplumbağalarının Yaşam Döngüleri ve Karşılaştıkları Problemler Deniz kaplumbağaları hayatlarının çok kısa bir dönemini karaya bağımlı olarak sürdürürler. Anaç kaplumbağa yumurtalarını yuvalama sahiline bıraktıktan sonra denize geri döner. Eğer kaplumbağa tekrar yumurtlayacaksa yuvalama sahilinin yakınlarında dolaşır. Sahile bırakılan yumurtalardan türe göre değişen kuluçka süresini tamamlayan yavrular, yuvadan çıkarak denize ulaşırlar. Denize ulaşmaları esnasında bir dizi tehlikeye maruz kalırlar. Denize ulaşan yavruların erginleşip tekrar yuvalama sahiline dönmesine kadar geçen süre kayıp yıllar olarak bilinir. Bu süre zarfında sürekli olarak göç davranışı içindedirler. Denize ulaşan yavrular 1-2 hafta denizlerin yüzeysel kısımlarında yüzerek, hem kendilerine güvenli bir ortam arar, hem de beslenebilecekleri alanları bulmaya çalışırlar. Gelişen vücutlarına göre artan besin ihtiyaçlarını karşılamak için okyanuslara doğru göç eğilimindedirler. Bireylerin ergin hale gelmeleri 15-25 yıl arasında tahmin edilmektedir (Zug ve Ark., 1983; Frazer, 1983; Frazer ve Ehrhart, 1985). Kışın su sıcaklığı 15 0 C nin altına düştüğünde, deniz kaplumbağalarının çoğunun hareketi yavaşlar ve sıcak sulara göç eder veya bir sığınakta çamurun içinde kış uykusuna yatar. 5 0 C nin altında bir sıcaklıkta olan suda 12 saatten fazla kalmaları genellikle ölümlere sebep olur. Düşük sıcaklıklarda olduğu gibi aşırı yüksek sıcaklıklar da deniz kaplumbağaları için öldürücü nitelik taşır. Güneş ışığı ergin bir deniz kaplumbağasının vücut ısısında 10 0 C lik bir artışa sebep olabilir. Yuvalama sahilinin yakınlarında çiftleştikten sonra erkek birey tekrar beslenme alanına göç ederken dişi birey, 10-15 günlük aradan sonra yuvalama sahiline çıkarak yumurtlar. Dişi birey yumurtlarını bıraktıktan sonra beslenme ortamına geri döner. Dişi ve erkek bireylerin bir sezondaki üreme sayıları türe göre değişmektedir. Ayrıca erkek ve dişi bireylerin her sezon üreme yetenekleri birbirinden farklıdır. Erkek bireyler genellikle her üreme sezonunda üreme yeteneğine sahipken, dişi bireyler 2-5 senede bir üreme yeteneğine sahiptir. Dünyada deniz kaplumbağalarının sayıları giderek azalmaktadır. Ancak, populasyon yapısı ve cinsiyet oranı hakkındaki eksik bilgiler ile deniz kaplumbağalarının yaşadığı biyolojik populasyonun sınırlarının tam olarak bilinmemesinden dolayı populasyonun büyüklüğü hakkında tahmin yapmak oldukça zorlaşmaktadır. Bununla birlikte yuvalama kumsallarına gelen dişilerin direk sayımı veya yuva sayımlarıyla bazı kesin olmayan tahminler yapılabilmektedir. Geçen son 500 yıl içinde, deniz kaplumbağalarının eti, yumurtaları, kabukları, yağı ve derisinin insanlar tarafından tüketilmesi, bu türleri nesillerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Binlerce deniz kaplumbağası her yıl karides ağları, trol ağları ve çengelli oltalar nedeniyle boğulmaktadır (Ripple, 1996). Özellikle yarı saydam plastik artıkların denizanasına benzemesi nedeniyle deniz kaplumbağaları tarafından yenilmesi ölümlere veya yaralanmalara sebep olmaktadır. Eğer bu plastik parçalar yeterince büyüklerse iç organlara takılarak ölümlere sebep vermekte veya bağırsaklarda besinlerinin emilimlerini güçleştirerek sağlıklarını bozmaktadır. Ham petrolün neden olduğu kirliliğin deniz kaplumbağalarında çok 6

önemli bir tehlike teşkil etmediği tespit edilmiştir. Ayrıca bot çarpmaları da ergin ve genç deniz kaplumbağalarının ölümlerine sebep olmaktadır. Deniz kaplumbağalarının yaşam döngüleri aşağıda gösterilmiştir (Şekil 2). Şekil 2. Deniz kaplumbağalarının hayat devreleri 7

Ergin deniz kaplumbağalarının karada yaşadığı problemler olarak son yıllarda kaplumbağaların yuvalama alanı olarak seçtikleri kumsallar insanlar tarafından işgal edilmekte ve bunun sonucunda, milyonlarca yıldır yaşamlarını sürdüren deniz kaplumbağalarının nesilleri her geçen gün biraz daha tehlikeye girmektedir. Bu tehlikelerin başında zararlı insan aktiviteleri, düzensiz bir şekilde gelişen turizm ve bu turizmle birlikte ortaya çıkan binalaşma ve ışıklı alanların artması sonucu kumsalların yanlış kullanımı gelmektedir. Bu şekilde, deniz kaplumbağalarının üreme alanları olan sahillerin kullanım planları değişmiş ve sonuçta, nesillerini tehlikeye sokacak dereceye gelmiştir (Ozaner, 1991). Ergin deniz kaplumbağalarının denizde yaşadığı problemler karaya nazaran daha azdır. Denizdeki balıkçılık faaliyetleri esnasında denize bırakılan ağlar ergin deniz kaplumbağaları için sorun teşkil etmektedir. Bu ağlardaki veya olta balıkçılığı sonucu olta yutulması ve boğaza saplanması da karşılaşılan sorunlar arasındadır. Bırakılan bu ağlara kaplumbağalar takılarak boğulma tehlikesi geçirmektedirler. Denizlerde yaşanan ikinci sorun ise, sürat motorları kullanımıdır. Sürat motorları veya buna benzer araçlar denizde ilerlerken kaza sonucu deniz kaplumbağalarına çarpmakta ve kaplumbağaların ölümüne veya yaralanmasına sebep olmaktadır. Deniz kirliliği de denizde bulunan diğer canlılar gibi deniz kaplumbağalarını olumsuz etkilemektedir (Carr, 1987; Mrosovsky, 1983). Yavru deniz kaplumbağalarının karada yaşadığı problemler olarak son yıllarda tilki, porsuk ve köpek gibi parçalayıcı hayvanların yuva tahribatı oldukça artmış, alınan önlemler cevap veremeyecek duruma gelmiştir. Bununla birlikte yavru çıkış sezonunda hayalet yengeçlerinin faaliyetleriyle yavruların denize ulaşma şansları giderek azalmıştır. Bu yengeçlerin faaliyetleri hem yavru kaplumbağalara etkili olduğu gibi, hem de yuvalarını kaplumbağa yuvalarının üzerine yapabildiklerinden, yavru kaplumbağalara embriyonik gelişim esnasında da zarar verebilmektedirler. Ayrıca çevreden gelen aydınlatma ışıklarının etkisi ile yavru kaplumbağalar yollarını şaşırmakta ve denizi bulamadan ölmektedirler (Witherington ve Bjorndal, 1991). Denize yakın olan yuvalar su baskını tehlikesiyle karşı karşıya gelebilmekte ve bunun sonucunda da yavru kaplumbağalar, embriyonik gelişimini tamamlayamadan ölmektedirler. Kaplumbağa yuvalarını etkileyen diğer bir faktörde yuvaları istila eden böceklerin faaliyetleridir. Ancak yuvaları istila eden bu böceklerin yuvalardaki etkisi tam olarak bilinmemektedir. Yavru deniz kaplumbağalarının denizde yaşadığı problemler hakkında ayrıntılı bir bilgi yoktur. Ancak yavrular denize ulaştıkları andan itibaren onları birçok tehlike beklemektedir. Bunların başında balıklar ve kuşlar gelmektedir. Avavcı ilişkisi içinde geçen bu davranış güçlü olan yavruların hayatta kalmasını sağlar. Denizdeki ikinci faktör ise ağla balık avlayan balıkçılardır. Özellikle yavruların denize ulaştıkları anda atılan ağlarda yavru kaplumbağalara rastlanabilir. Deniz kirliliği ise ergin kaplumbağaları etkilediği gibi yavru deniz kaplumbağaları için de zararlı bir unsurdur. Predasyon olayı genellikle deniz kaplumbağaları yumurtaları ve yavruları üzerinde meydana gelmektedir. Predatör canlıları genellikle tilki, porsuk, köpek, kuş ve yengeç gibi canlılar oluşturmaktadır (Dodd, 1988). Türkiye Kumsalları nda bu canlılardan tilki, porsuk ve yengeçler etkili olmaktadır. Tilki ve porsuk predasyonu direk olarak yuvaya etki etmekte ve yumurtalara zarar vermektedir 8

(Şekil 3). Deniz kaplumbağaları yumurtladıktan sonra yuva, tilki ve porsuklar tarafından takip edilmekte, dişi deniz kaplumbağası ya denize döndükten sonra ya da yuvalama işlemi tamamlandıktan sonra yuva saldırıya uğramaktadır. Yuvada bulunan yumurtalar tamamen yok edildiği gibi yumurtaların bir kısmı sağlam kalabilmektedir. Yengeçler ise kum içersine kurdukları yuvalar ile hem yumurtalara, hem de yavruların denize ulaşmaları esnasında yavruların saldırıya uğramasına sebep olmaktadırlar. Kuş predasyonu nadiren gerçekleşmekte ve doğrudan yavruların denize ulaşmaları esnasında etkili olmaktadır. Diğer bir predatör canlı olan köpekler yumurtalara ve yavrulara zarar verdiği gibi, yuvalama esnasındaki kaplumbağaları ürkütmek suretiyle yumurtlamalarına engel olmaktadır. Üreme kumsallarında yumurtalara, yavrulara ve kaplumbağalara zarar veren canlıların bir diğeri de insanlardır. Bu, insanların kumsalları kullanımları esnasında sahilde açmış oldukları çukurlara yavrular düşmekte, eğer bu çukurlardan çıkış imkânı bulamazlarsa çeşitli canlıların besini haline gelmektedirler. Yine insanların kendilerini gömmek için açtıkları çukurlar altında yuva bulunabilmekte ve yumurtalar zarar görmektedir. İnsanların neden olduğu bir diğer faktörde güneşten korunmak için kumsala çaktıkları şemsiyelerdir. Şemsiyelerin kullanıldığı alanlarda yuvaların bulunması durumunda yumurtalar direk olarak zarar görebilmektedir. Ayrıca geceleri kumsalda ateş yakma ve sahilde ağır taşıtlar kullanılması da insanların neden olduğu olumsuz faktörlerdendir. Şekil 3. Kızıl tilki (Vulpes vulpes), predasyona uğramış yuva ve kazıklanarak predasyona karşı korunmuş yuva 9

Şekil 4. Deniz kaplumbağalarının bazı ilginç özellikleri 10

1.2. Deniz Kaplumbağalarının Akdeniz ve Türkiye deki Durumları Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda Akdeniz de 5 deniz kaplumbağa türünün (C. caretta, C. mydas, E. imbricata, D. coriacea ve L. kempii), bulunduğu tespit edilmiştir (Başoğlu, 1973; Groombridge, 1990). Bunlardan sadece C. caretta ve C. mydas ülkemizde yuvalama yapmaktadır (Baran, 1990; Baran ve Ark., 1992; Baran ve Kasperek, 1989; Başoğlu, 1973; Canbolat, 1991; Geldiay, 1983, 1984; Geldiay ve Koray, 1982; Groombridge, 1988; Hathaway, 1972). Diğer türlerden de D. coriacea nin sahillerimizde ölü olarak bulunduğu tespit edilmiştir (Baran ve Ark., 1998; Taşkavak ve Ark., 1998; Sönmez ve Ark., 2008). Türkiye nin yanı sıra Yunanistan sahillerinde de yuvalama yoğun olarak gerçekleşmektedir (Atatür, 1992; Baran ve Kasparek, 1989; Groombridge, 1988, 1990; Margaritoulis, 1982; Margaritoulis ve Dimopoulos, 1994; Sutherland, 1985; Warren ve Antonopoulou, 1990). Bu iki ülkenin dışında Kıbrıs, Suriye, Mısır, İsrail, Libya, Lübnan, Tunus ve İtalya sahilleri yuvalama yoğunluğu bakımından ikinci derecede öneme sahiptir (Atatür, 1992; Baran ve Kasparek, 1989; Broderick ve Godley, 1994, 1996; Broderick ve Ark., 2002; Groombridge, 1988, 1990; Kaska, 1998; Kasparek, 1993, 1995; Newbury ve Ark., 2002). Dünyadaki, Akdeniz deki ve Türkiye de yuva yapan deniz kaplumbağaları ile ilgili sayılar aşağıdaki şekilde özetlenebilir. Dünyadaki sayılara göre Akdeniz populasyonun ne kadar küçük olduğu açıktır, ancak bunların büyük bir bölümünün Türkiye de yuva yapması bakımından ise önemlidir. Caretta caretta türünün dünyadaki ergin dişi sayısı 60.000, Akdeniz deki dişi sayısı 2.000 iken bunlardan 450-900 adeti Türkiye kumsallarına yuva yapmaktadır. Chelonia mydas için ise, dünyada 200.000 civarında ergin dişiye sahipken, Akdeniz de 500 adeti ve bunların da 230-380 adeti Türkiye kumsallarına yuva yapmaktadır. 1.3. Korumaya İlişkin Yasal Mevzuatlar Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) Türkiye'de 1988 yılında yürürlüğe girmiş olan bu protokol sonrasında aralarında Ekincik, Dalyan, Fethiye, Patara, Belek ve Göksu Deltası'nın da bulunduğu önemli bazı deniz kaplumbağası üreme alanları " Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edilmiştir. 11

AEP'e taraf olan ülkelerce 1989 yılında "Akdeniz'deki Deniz Kaplumbağalarının Korunması İçin Eylem Planı" adı altında bir eylem planı kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Avrupa Doğal Hayatı ve Doğal Ortamların Korunmasına ilişkin "Bern Sözleşmesi" T.C. Anayasası'nın antlaşmalarla ilgili 90. maddesi uyarınca "usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası antlaşmalar kanun hükmündedir". Dolayısıyla taraf olduğumuz diğer antlaşma ve protokoller gibi bu sözleşmeler de ulusal mevzuatımızın bir parçasıdır. Caretta caretta ve Chelonia mydas, Akdeniz kıyılarında düzenli olarak yuvalayan iki tür deniz kaplumbağasıdır. Dermochelys coriacea, Eretmochelys imbricata ve Lepidochelys kempii ise Akdeniz havzasında gözlenen ancak düzenli yuvalamaları saptanamamış diğer deniz kaplumbağalarıdır. Akdeniz deki Caretta caretta'nın önemli yuvalama alanları Yunanistan ve Türkiye'de, düşük oranda da Kıbrıs'ta bulunmakta, Chelonia mydas yuvalamaları ise esas olarak Türkiye'nin doğu Akdeniz sahillerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle Türkiye, Akdeniz'deki deniz kaplumbağası populasyonlarının geleceği için önemli bir sorumluluk taşımaktadır. Türkiye'nin Akdeniz kıyı kuşağı tarihi ve doğal zenginlikleriyle haklı bir üne kavuşmuş, bununla birlikte kıyı bölgelerindeki hızlı nüfus artışı ile bölgenin canlı ve cansız kaynakları üzerindeki baskı da artmıştır. Son yıllarda giderek gelişen turizm ile ortaya çıkan yoğun yapılaşma, insanların kıyı bölgelerindeki aşırı yığılması, kötü arazi kullanımı, endüstriyel veya tarımsal kaynaklı kirleticilerin denize ulaşması kıyı habitatlarının ve ekosistemlerinin farklı ölçeklerde bozulması sonucunu doğurmuştur. Şekil 5. Dalyan kumsalı ve kumsal kullanımı ile ilgili tabelalar 12

1.5. Türkiye Sahillerinde Yapılan Bazı Çalışmalar ve Dalyan Kumsalı Türkiye sahillerinde yapılan ilk çalışma Hathaway (1972) tarafından yapılmış ve C. caretta (İribaş Deniz Kaplumbağası) ve C. mydas (Yeşil Deniz Kaplumbağası) ın Türkiye sahillerinde yumurtladığını ve kara sularında bulunduğunu belirtilmiştir. Başoğlu (1973) tarafından yapılan çalışmada, İzmir bölgesinden iki ve Köyceğiz den bir sırt kabuğu tespit etmiş ve bunların C. caretta ya ait oldukları saptanmıştır. Başoğlu ve Baran (1982), Ege Üniversitesi Sistematik Zooloji Kürsüsü koleksiyonlarında bulunan C. caretta hakkında bilgi vermektedir. Geldiay ve Koray (1982), Geldiay ve Ark. (1982), Geldiay (1983, 1984) Türkiye nin Ege ve Akdeniz kumsallarına yumurtlayan C. caretta ve C. mydas deniz kaplumbağalarının populasyonları ve bu kaplumbağaların korunmaları ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Baran ve Kasparek (1989), Baran (1990), deniz kaplumbağalarının Türkiye kıyılarındaki önemli yuva yapma yerlerini ve bu bölgelerin sorunlarını saptamışlardır. Bu çalışmalarda Ülkemiz sahillerinde yuvalama yoğunluğu açısından önemli 17 bölge tespit edilmiştir. Ayrıca bu kumsallardan 13 tanesinin birinci derece öneme sahip olduğu belirtilmektedir. Bu kumsallara Alata, Çıralı ve Yumurtalık kumsallarının da eklenmesi ile deniz kaplumbağa üreme kumsallarının sayısı 20 olarak ifade edilmekte ve kumsallar hakkında da ayrıntılı bilgiler verilmektedir (Kaska, 2008) (Şekil 6). Canbolat (1990, 1991, 1997, 1999), Erk'akan ve Canbolat (1990) ve Erk'akan (1993) Dalyan Kumsalındaki, Yerli (1990) Patara Kumsalındaki, Kaska (1993) Kızılot ve Patara Kumsallarındaki, Baran ve Ark., (1991) Mersin-Kazanlı bölgesindeki, Baran ve Ark., (1992) Dalyan, Patara, Kumluca, Kızılot, Anamur ve Kazanlı Kumsallarındaki, Piggelen ve Strijbosch (1993) Göksu Deltası'ndaki, Türkozan ve Baran (1996) Fethiye Kumsalı'ndaki, Baran ve Ark., (1996, 1997), Canbolat (2000 a, b, c) Belek bölgesinde, Yerli ve Canbolat (1998 a, b) ile Yerli ve Ark., (1998) ise tüm Akdeniz kıyısı boyunca deniz kaplumbağası yuvalama alanlarında düzenli araştırmalar gerçekleştirmişlerdir. Yerli ve Demirayak (1996) kumsalların genel bir değerlendirmesini yapmışlardır. Canbolat (1999) Dalyan ve Patara'daki deniz kaplumbağası yuvalama alanlarında düzenli araştırmalar gerçekleştirmişlerdir. Canbolat (2000a,b); Canbolat (2001a,b; 2002), Belek bölgesinde ve Canbolat (2001c) Dalyan Bölgesinde araştırmalar yapmıştır. Selin İnşaat Turizm Müşavirlik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ise 2004 ve 2005 yıllarında Dalyan, Fethiye, Patara, Belek ve Göksü Deltası Özel Çevre Koruma Bölgelerinde çalışmalar yapmıştır (Selin İnşaat, 2004 ve 2005). Ekolojik Araştırmalar Derneği İktisadi İşletmesi tarafından 2006 ve 2007 yıllarında Dalyan ve Fethiye kumsallarında çalışmalar yapılmıştır (Canbolat, 2006, 2007) 13

Bu çalışmalar ve yapılan 2 ulusal sempozyum sonucunda ortaya çıkan raporlara ve basılmış yayınlara bakıldığı zaman, Akdeniz deki bütün kumsallarda yıllık ortalama yuva sayısı 5031 yuva/sezon olarak verilirken bunların 1366 adeti (%27.2) Türkiye kumsallarında yer aldığı belirtilmiştir (Margaritoulis ve Ark., 2003). Türkozan ve Ark. (2003) bu sayıyı bütün kumsalları değerlendirerek 1267 (663-1991) iribaş kaplumbağa yuvası olduğunu belirtmişlerdir. Canbolat (2004) ise 2000 (1547-2485) yuva ve yuva yapan dişi sayısını da 500 ile 800 arasında rapor etmiştir. Kaska ve Ark. (2005) ise basılmış ve basılmamış raporları dikkate alarak 178,4 km olan toplam kumsal uzunluğu içerisinde 1360-2710 yuva yapıldığını ve bu yuvaların 700-1150 dişi kaplumbağa tarafından yapıldığını belirtmişlerdir (Şekil 7). Her ne kadar yıldan yıla gösterilen bu farklılıklar deniz kaplumbağa yuva sayılarındaki yıldan yıla farklılıklar olabileceği gibi farklı yıllarda farklı araştırmacıların rapor ettiği yuva bilgilerinde de kaynaklanabilmektedir. Ancak bu rakamlar bile dikkate alındığında ve çok küçük kumsallar dahil edilmediği için kesin yuva sayıları bu rakamların üzerinde olduğu da kesindir. Deniz kaplumbağaları nesli tükenmekte olan türler arasında, bilinirlilik bakımından başta yer almaktadır. Bu yönüyle gerek türlerin korunmasında ve gerekse çevre koruma alanında bayrak tür olarak nitelendirilmektedir. Türkiye sahillerine yuva yapan 2 tür deniz kaplumbağası (Caretta caretta ve Chelonia mydas) olmasına rağmen bunlardan Caretta caretta (İribaş deniz kaplumbağası) türü çok bilinirken diğer tür olan Chelonia mydas (Yeşil deniz kaplumbağası) pek fazla bilinmemektedir. Akdeniz de yaklaşık olarak 2000 adet iribaş deniz kaplumbağası kaldığı ve bunların yaklaşık %30-%50 si, yeşil deniz kaplumbağasının da yaklaşık %70-%80 i Türkiye nin Akdeniz sahillerinde 20 kumsalda yuva yapmaktadırlar. Bu alanlar; Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye-Çalış, Patara, Kale, Kumluca, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu Deltası, Kazanlı, Akyatan, Samandağ, Olympos-Çıralı, Alata ve Yumurtalık kumsallarıdır. Bu alanlar içerisinde Ekincik, Dalyan, Dalaman bir bölümü, Fethiye, Patara, Belek in bir bölümü, Göksu Deltası kumsalları Özel Çevre Koruma alanı, Yumurtalık kumsalı Tabiatı Koruma Alanı, Akyatan Yaban Hayatı Koruma Sahası, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Alata, Kazanlı, Tekirova ve Kale I.Derece Doğal Sit statüsünde, Kumluca, Samandağ ve Kızılot kumsalları ise Deniz Kaplumbağaları Koruma Alanı olarak Çevre Düzeni Planlarına işlenmiş durumdadır. Bu kumsallar aşağıdaki Şekil 6 da gösterilmiştir. 14

Şekil 6. Türkiye deki önemli deniz kaplumbağaları üreme kumsalları. Büyük harfle yazılanlar önemli kumsalları, küçük harfle yazılanlar ikinci derece öneme sahip kumsalları, italik yazılan kumsallar da sonradan ilave edilen potansiyel öneme sahip kumsalları göstermektedir. 1; Ekincik, 2; Dalyan, 3; Dalaman, 4; Fethiye, 5; Patara, 6; Kale, 7; Kumluca, 8; Çıralı, 9; Tekirova, 10; Belek, 11; Kızılot, 12; Demirtaş, 13; Gazipaşa, 14; Anamur, 15; Göksu, 16; Alata, 17; Kazanlı, 18; Akyatan, 19; Yumurtalık, 20; Samandağ Şekil 7. Caretta caretta ve Chelonia mydas için kumsallara göre yuvalama büyüklükleri 15

Dalyan Kumsalı hem deniz kaplumbağa yuva sayısı ve yoğunluğu bakımından hem de düzenli ve sürekli araştırma ve koruma çalışmalarının devam ettiği bir kumsal olması bakımından hem Türkiye için hem de Akdeniz için önemli bir üreme kumsalıdır. Bu kumsalda, her yıl Özel Çevre Koruma Kurumu nun desteğinde değişik Üniversitelerden gelen araştırtmacılar tarafından veriler elde edilmektedir. Bu verilerden yuva sayıları aşağıda özet olarak verilmiştir (Tablo 1). Bu verilerden de anlaşılacağı üzere 4.5 km lik bir kumsal olmasına rağmen bu verilere göre bu kumsalda ortalama bir sezonda 213 (57-330) yuva kaydedilmektedir (Şekil 8). Bu çalışmalarda ortak olarak bahsedilen hususlardan bir tanesi bu yuvaların önemli bir miktarının tilki gibi predatörlerce tahrip edilmesidir. Tablo 1. Dalyan Kumsalında yıllara göre tespit edilen yuva sayıları. (a: Geldiay ve Ark., 1982; b: Canbolat, 1991; c: Erk akan, 1993; d: Baran et al, 1992; e: Canbolat, 2004; f: Yerli and Demirayak, 1996; g: Baran et al, 1996; h: Ilgaz and Baran, 2001; i: Yerli and Canbolat, 1998; j: Canbolat, 2001; k: Canbolat, 2002; l: Canbolat, 2004; m: Türkozan and Yilmaz baskıda; n: Canbolat, 2006a; o; Canbolat, 2007) 1979 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 Yuva sayısı 330 146 235 57 271 217 235 86-107 135 193 277 264 197 286 232 223 221 269 274 Uzunluk (km) 4.7 4.2 4.2 4.2 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 4.7 Kaynak a b c d e e e f - g h i e j J k l m m n o Dalyan Kumsalındaki Yuva Sayısının yıllara göre karşılaştırılması Bir sezondaki Yuva Sayısı 350 300 250 200 150 100 50 0 1979 1988 y = 3.6636x + 175.46 R 2 = 0.0992 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1996 1997 1998 Yıllar y = -0.1164x 3 + 4.5639x 2-46.851x + 307.19 R 2 = 0.2931 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Şekil 8. Dalyan kumsalında yapılan yuvaların yıllara göre değişimi Şekil 9. Dalyan Kumsalı 16

2. Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası ile İlgili Çalışmalar Trionyx triunguis Türkiye de bulunan dört tür tatlı su kaplumbağasından birisidir. Trionyx triunguis büyüklüğü ve siniye benzer bir yapı göstermesinden dolayı bazı bölgelerde halk arasında siniba olarak bilinir. İngilizce olarak Soft-shelled Nile turtle olarak adlandırılan bu kaplumbağa dilimize Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası veya Nil Yumuşak Kabuklusu olarak çevrilmiştir. Tipik yaşam yeri Nil olduğu için Nil kaplumbağası olarak da adlandırılır. Ayrıca deniz kaplumbağası gibi uysal olmayıp balık ağlarına zarar verdikleri için bazı bölgelerde halk arasında gavur kaplumbağa olarak da bilinir. Coğrafi dağılışı ve taksonomi konular dışında Trionyx triunguis ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır. Başın ucunda bir hortum bulunur ve burun delikleri bu hortumun ucundadır. Ergin T. triunguis lerin karapas, baş, boyun, ön ve arka üyeler ile kuyruk üst kısımları koyu kahverengi renklenme gösterir (Şekil 11). Genç bireylerde bu renk daha açıktır. Vücudun sırt kısmında bu zemin rengi üzerinde çoğunlukla koyu sarı, bazen açık sarı olan benekler vardır. Üyeler ve boyun üzerindeki beneklerin sayısı baş ve karapaks üzerindekilere göre daha az ve seyrektir. Genç fertlerle ergin bireyleri ayırt etmede beneklerin sayısı ve büyüklüğü rol oynar. Genç fertlerde daha iri, daha seyrek ve çok belirgin olan bu benekler yaşlı fertlere doğru gidildikçe sayıca artar, boyları küçülür ve belirsizleşir. Ergin erkeklerde bireylerin kuyrukları daha kalın yapılı ve daha uzundur. Yavru erkeklerde böyle belirgin bir durum söz konusu değildir. Yaşları ilerledikçe kuyruk büyür. Dişilerde ise kuyruk daha kısa olur (Atatür, 1979). Bu türün beslenmesi karakteristik olarak karnivordur. T. triunguis lerin mide ve bağırsakları içerikleri incelenmiş su yılanı olan Natrix natrix e ve Gammarus sp ve Gambusia affinis gibi çeşitli omurgasız canlılara rastlanmıştır (Atatür, 1979). Başoğlu (1973) ilk olarak, Afrika ve Filistin kompleksi haricinde kalan bir bölgeden, Güneybatı Anadolu dan Trionyx triunguis kaydetmiştir. Güney Anadolu da Trionyx triunguis türünün mevcut olduğu biyotoplar oldukça farklı özellikler gösterirler. Türkiye de en kuzeybatıda Köyceğiz Gölü- Dalyan dan başlayıp doğuya doğru Muğla da: Dalaman Çayı Kükürtlü ve Kargın Gölleri, Eşen Çayı, Antalya- Belek- Manavgat bölgeleri, Göksu Nehri, Çukurova Deltası, Asi Nehri olarak türün dağılış alanları belirlenmiştir (Atatür, 1979; Gramentz, 1990; Kasparek ve Kinzelbach, 1991) (Şekil 10). Kasparek (1999) in yaptığı sınıflandırmaya göre Türkiye de 15 bölgede bu tür bulunmaktadır. Bu sınıflandırmada Dalaman bölgesi ve Seyhan Nehri en yoğun populasyona sahip olup en fazla korunması gereken bölgeler olarak tespit edilmiştir (Kasparek, 1999). Kasparek (1999) e göre; Dalyan, Aksu/Acısu, Anamur, Göksu, Berdan Nehri, Tuzla Drenaj Kanalı, Karataş Drenaj Kanalı ve Ceyhan Nehri diğer iki bölgeye nazaran daha az 17

populasyonu barındıran ve korunması gereken bölgeler olarak sınıflandırmıştır. Patara, Fethiye, Köprü Çayı, Bozyazı ve Asi Nehri az sayıda populasyona sahip olup, bu az sayıdaki türün korunmasını gerektirdiğine dikkat çekmiştir. Türkiye de Trionyx triunguis in bulunduğu bölgeler Şekil 10 da verilmiştir (Gidiş ve Kaska, 2004). Şekil 10. Trionyx triunguis in Türkiye deki dağılımı En yoğun olduğu bölgeler: 1 Dalaman ; 2 Seyhan Nehri ve Tuzla Drenaj Kanalı Daha az yoğun olduğu bölgeler: 3 Dalyan; 4 Aksu Nehri; 5 Anamur; 6 Göksu Nehri; 7 Berdan Nehri; 8 Ceyhan Nehri ve Karatas Drenaj Kanalı En az bulunduğu bölgeler: 9 Patara; 10 Fethiye; 11 Köprü Çayı; 12 Bozyazi; 13 Asi Nehri Şekil 11. Trionyx triunguis ergin bireyler (Tavuk eti ile besleme) ve yavrular 18

Şekil 12. Yapılan çalışmalardan örnekler 19

3. BULGULAR 3.1. Deniz Kaplumbağaları Dalyan Kumsalı nda sadece C.caretta çıkışlarına rastlanmış olup, bu türe ait toplam 521 adet yuvasız çıkış (iz) ve toplam 277 adet yuva tespit edilmiştir (Şekil 13). Yuva yapan bireylerden 34 adeti markalanmış ve daha önceki yıllarda markalanmış 6 adet birey de gözlenmiştir. Dalyan Kumsalında saptanan 798 adet C.caretta çıkışının %35 i (277) yuva ile sonuçlanırken %65 i (521) ise yuva ile sonuçlanmamıştır. Tespit edilen toplam 521 yuvasız çıkışın 250 (% 48) adeti Haziran ayında, 265 (%51) adeti Temmuz ayında ve 6 (%1) adeti ise Ağustos ayında gerçekleşmiştir. Yuva ile sonuçlanan çıkışların ise 13 (%4,7) adeti Mayıs ayında, 175 (%63,2) adeti Haziran ayında, 84 (%30,3) adeti Temmuz ve 5 (%1,8) adeti de Ağustos ayında gerçekleşmiştir. Yuva ve Yuvasız Çıkış Sayıları Dalyan Kumsalı 2008 Anaç Çıkışları Yuva ve Yuvasız Çıkışların Kumsaldaki Dağılımı 300 100 265 90 250 250 80 70 200 60 175 50 150 40 30 100 84 20 10 50 0 13 0 6 5 0 Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Aylar Yuvasız iz Yuva Sayısı Yuva Yuvasız Çıkış Sayısı Kumsal Bölgesi Şekil 13. Tespit edilen yuva ve yuvasız çıkışların zamansal dağılımı. Şekil 14. Tespit edilen yuvaların Kumsal bölgelerine göre dağılımı. Yuva ve Yuvasız Çıkış Sayısı 0-49 50-99 100-150 151-200 201-250 251-300 301-350 351-400 401-450 GÖL K.Kumsal 20

Yuvaların denize olan uzaklıklarına göre değerlendirildiğinde ise, 157 adeti 20 metre mesafe içerinde olup bunlardan denize yakın olan ilk 10 metre içerisindeki 16 yuvanın yerleri değiştirilerek daha uzak mesafeye taşınmıştır. 88 adet yuva ise 20-30 m aralığında olup sadece 32 adet yuva 30 metreden daha uzak bölgeye yapılmıştır (Şekil 15). Dalyan Kumsalında 2008 yaz sezonunda tespit edilen yuvaların GPS kayıtları dijital harita olarak işlenmiş ve küçük ölçekli olarak aşağıda verilmiştir (Şekil 16). Denizden Uzaklıklarına Göre Yuva Sayısı Yuva Sayısı 180 160 140 120 100 80 60 40 20 0 157 88 32 <20m 20m-30m 30m Denize Uzaklık Şekil 15.Yuvaların denizden uzaklıklarına göre dağılımı. Şekil 16. Deniz kaplumbağaları ve Nil kaplumbağaları yuvalarının dijital haritası. 21

3.1.1. Ergin Bireyler ve Yuva Parametreleri Dalyan Kumsalında 2008 yılı yuvalama sezonunda yapılan markalama çalışmalarında 34 Caretta caretta bireyi markalanmıştır. Buna ilaveten daha önceki yıllarda markalanmış 6 bireye de rastlanmıştır. Dalyan Kumsalında 2008 yılında markalanan ergin C.caretta bireylerinin ortalama Düz Karapaks Boyu (DKB) 72,8cm, Düz Karapaks Eni (DKE) 54,5cm, Eğri Karapaks Boyu (EKB) 76,9cm, Eğri Karapaks Eni (EKE) 68cm olarak ölçülmüştür. Dalyan Kumsalına yuva yapan C.caretta için ortalama yuva derinliği 48,2 (33-69) cm, yuva çapı ise 22,1 (16-31) cm olarak saptanmıştır. Dalyan Kumsalına yapılan C.caretta yuvalarında kuluçka büyüklüğü (yuvalara bırakılan ortalama yumurta sayısı) 65,2 (0-130) yumurta, bu yuvalardaki kuluçka süresi ise ortalama 51 (43-57) gün olarak saptanmıştır. Tilki predasyonuna karşı yuvalar kum altına gömülen iki çeşit tel kafesle kafeslenmiştir. Dalyan Kumsalının tamamında yapılan 277 yuvanın 146 sı (%52,7) tel kafeslerle kafeslenmiştir. Kullanılan kafeslerin 129 tanesi (%88,4) düz, 17 tanesi ise (%11,6) kapaklı kafestir. 3 kafes iki köşesinden metal kazık ile, 30 kafes dört köşesinden, 2 kafes altı kenarından 2 kafes de 8 adet kazıkla köşelerinden tutturulmuştur. Toplam 109 adet yuva ise kazıklanmadan kafeslenmiştir. Şekil 17. Markalama ve kafesleme çalışmaları 22

3.1.2. Yuvalardaki Predasyon, Yavru Çıkışı, Bozulma ve Uygun Alanlara Taşınma Durumu Dalyan Kumsalında saptanan 277 yuvanın 182 (%65,3) adetinden yavru çıkışı gerçekleşmiştir. 2008 yılında Dalyan Kumsalında yapılan 277 yuvanın 171 tanesi (%61,7) predasyona uğramıştır. Yuvaların 106 tanesi (%38) sağlam olarak korunmuş, 85 adeti (%31) yarı predasyona uğramıştır. Yuvaların 86 adeti (%31) ise tam predasyona uğramıştır (Şekil 18). Dalyan Kumsalında predasyon tipine göre yuva dağılımı da Şekil 19 da verilmiştir. Predasyon Durumuna Göre Yuva Dağılımı Predasyonlu Yuvaların Predatörüne Göre Dağılımı Tam Predasyon; 86; 31% Sağlam Yuva; 106; 38% Predasyon Tipi Domuz Predasyonu Tilki+Domuz Predasyonu Tilki Predasyonu 1 5 0 1 84 80 Yarı Predasyon; 85; 31% Yarı Predasyonlu Yuva Tam Predasyonlu Yuva 0 20 40 60 80 100 Yuva Sayısı Şekil 18. Yuvaların predasyon durumuna göre dağılımı Şekil 19. Tespit edilen predasyonlu yuvaların predasyon tipine göre dağılımı Geç Dönem Embriyo; 94; 17% Orta Dönem Embriyo; 78; 14% Döllenmemiş Yumurta ; 61; 11% Erken Dönem Embriyo; 328; 58% Döllenmemiş Yumurta; 768; 4% Kontrol Açışlarında Elde Edilen Yumurtaların Dağılımı Boş Kabuk ; 8477; 48% Toplam Embriyo; 1884; 10% Predasyonlu Yumurta ; 6922; 38% Şekil 20. Tamamı bozulan yuvalardaki yumurtaların dağılımı Şekil 21. Kontrol açışlarında elde edilen yumurtaların dağılımı 23

3.1.3. Yuvalardaki Yavru Çıkış Durumu Dalyan Kumsalında C.caretta yuvalarının tamamında predasyonlar sonrası toplam 11129 adet yumurta kalmış ve bu yumurtalardan 8477 (%76,2) sinden yavru çıkışı olmuştur. Dalyan Kumsalında C.caretta yuvaları içinde bozulmuş toplam 2652 adet yumurtanın 768 (%29) adeti döllenmemiştir. Dalyan Kumsalında C.caretta yuvalarında döllenmiş olarak bozulmuş toplam 1884 adet yumurtanın 960 (%51) ı erken, 289 (%15,3) u orta ve 635 (%33,7) i ileri dönemde bozulmuş embriyolardan oluşmaktadır. Dalyan Kumsalında C.caretta yuvalarının yavru çıkış başarısı %53,7 (%0-%100) olarak hesaplanmıştır. Yuvaların tamamında yumurtadan çıkan toplam 8477 adet yavrunun 7871 (%92,9) i yuva yüzeyine ulaşmayı başarmıştır. 606 adet yavru (% 7,1) yuva içinde kalmıştır. Yuvadan çıkamayan toplam 606 yavrunun 424 (%70) ü yuva içinden canlı olarak çıkartılmıştır. Bu yavruların 182 (%30) tanesi yuva içinde ölü olarak bulunmuştur (Şekil 24). Şekil 22. Denize ulaşmaya çalışan yavru ve kumsaldaki izi 24

Yuva İçinden Çıkarılan Canlı Yavrular; 424; 5% Yuva İçinde Ölü Yavru; 182; 2% Şekil 24. Yavruların yuva yüzeyine ulaşma durumuna göre dağılımı Yuva Yüzeyine Ulaşabilen Canlı Yavrular; 7871; 93% Yuva İçinde Ölü Yavru; 182 Yolda Ölü Yavru; 513 Denize Ulaşan Yavru Sayısı; 7782 Şekil 25. Yavruların denize ulaşma durumuna göre dağılımı Şekil 23. Yavru çıkışı olan bir yuva 25

3.1.4. Sıcaklık Çalışması Cinsiyet kromozomları olmayan deniz kaplumbağalarının cinsiyetleri kuluçka sıcaklığına göre değişmektedir. Kuluçka sıcaklığının etkili olduğu dönem ise kuluçka süresinin ortadaki 1/3 lük dönemidir (60 günlük kuluçkanın 20-40 günleri arasında). 2008 yuvalama sezonunda yumurtadan çıkan yavruların cinsiyetinin tahmin edilmesine yönelik olarak 27 yuvadan sağlıklı sıcaklık verileri alınmıştır. Ayrıca kumsalın genel sıcaklık profilinin belirlenmesi açısından kumsalda belli aralıklarla kum sıcaklığı ölçülmüştür. (Şekil 26). Sıcaklık cihazı yerleştirilen yuvalar kumsalın genelini yansıtacak şekilde bir dağılımla seçilmiştir. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde tüm yuvalardan ortalama 30,6 C (29,1 C-32,9 C) sıcaklık tespit edilmiştir. Deniz kaplumbağalarının cinsiyetlerinin belirlenmesinde, emriyonik gelişimin ortadaki 1/3 lük kısmında yuva sıcaklığının etkili olduğu bilinmektedir. Dişi ve erkek oluşumundaki kritik sıcaklığın 29 C olduğu göz önünde bulundurulduğunda Dalyan Kumsalında yumurtadan çıkan yavruların % 76,1 (% 55,7-%100) oranında dişi olduğu söylenebilir. DY-155 Yuva Sıcaklığı Sıcaklık 32,5 C 32,0 C 31,5 C 31,0 C 30,5 C 30,0 C 29,5 C 29,0 C 28,5 C 02.07.2008 04.07.2008 06.07.2008 08.07.2008 10.07.2008 12.07.2008 14.07.2008 16.07.2008 18.07.2008 20.07.2008 22.07.2008 24.07.2008 26.07.2008 28.07.2008 30.07.2008 01.08.2008 03.08.2008 05.08.2008 07.08.2008 09.08.2008 11.08.2008 13.08.2008 15.08.2008 17.08.2008 19.08.2008 Tarih Şekil 26. Dijital olarak sıcaklığı kaydedilen bir yuvanın sıcaklık değişim grafiği Şekil 27. Deniz kaplumbağalarının embriyonik gelişim safhaları

3.2. Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası (Trionyx triunguis) Araştırma periyodu süresince Dalyan Kumsalı nda Trionyx triunguis türüne ait toplam 67 çıkış tespit edilmiş, bunlardan 29 tanesi (%43,28) yuva ile sonuçlanmıştır. T. triunguis, kumsalın göl tarafındaki meyilli kum tepelerinde yer alan bitki köklerine yakın yerleri yuvalama alanı olarak tercih etmektedir. Yuvaların bulunduğu yer nedeniyle, tilki predasyonuna uğramamış yuvaların tel kafesler ile korunması mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, tilki predasyonuna uğramamış (2 yuva, % 6,9) veya kısmen predasyona uğramış (2 yuva) toplam 4 yuva (% 13,79), 30X40X30 cm ebatlarındaki strafor kutulara gömülmek suretiyle yapay inkübasyona bırakılmıştır (Şekil 28). Yumurtalar, strafor kutunun taban ve kenarlarına ıslak yuva kumu ile 5 cm.lik bir tampon bölge oluşturulup bu bölgenin içerisine gömülmüştür. Yuva oluşturulduktan sonra 2 3 günde bir kutunun bütün köşe bölümlerine 4 ml su şırınga ile verilerek yuva neminin muhafaza edilmesi sağlanmıştır. Bütün yuvalardan tespit edilen toplam 523 yumurtanın 445 (% 85,09) i predasyona uğramıştır. Strafora gömülmek suretiyle inkübasyona bırakılan 4 yuvadaki 58 yumurtadan toplam 44 (% 75,86) yavru çıkmıştır. Yuvaların göle olan ortalama uzaklığı 10,5 (min:3- max:17,5) m dir. Çıkış olan yuvalarda tespit edilen kuluçka süresi ortalama 62 (Min:56, Maks:66) gündür. Şekil 28. Stryfoam kutulara yumurtaların yerleştirilmesi, nemlendirilmesi ve çıkan yavrular. 27

4. Tedavi ve Rehabilitasyon Çalışmaları Deniz kaplumbağaları diğer sucul organizmalar arasında güçlü bünyeye sahip olup, elverişsiz ortamlarda yaşayabilen ve uygun olmayan ortamın etkilerini uzun zaman içerisinde tolere edebilen canlılardır. Bu, fizyolojilerini etkileyip metabolizmalarının yavaşlamasına neden olur. Deniz kaplumbağalarının birçok fonksiyonları dış ortamın ısısı tarafından etkilenmektedir. Düşük sıcaklıklar immün sistemini etkileyerek patogenik bulaşmaya daha yatkın hale getirir. Yüksek sıcaklıklar ise metabolik fonksiyonları negatif yönde etkileyip hipotermik strese neden olur. Deniz kaplumbağaları ağrıya karşı duyarlıdır ve ağrılarını sesle ifade edemezler. Bu yüzden bütün operasyonlarda anestezi uygulamak gerekir. Yaralı ve ızdırap çeken hayvanlara yatıştırıcı uygulanması gerekir. Araştırma ve Rehabilitasyon Merkezinin Görevleri: Bir araştırma ve tedavi merkezi başlangıç aşamasında aşağıda belirtilen konuları üslenebilecek daha sonraki dönemlerde de yeni sorumluluklar verilebilecektir. 1. Ergin, genç ve yavru deniz kaplumbağalarının tedavisine yönelik çalışmalar yapmak, 2. Kumsallarda ölü olarak bulunan kaplumbağalar hakkında bilgi toplamak ve ölüm sebeplerini araştırmak, 3. Bütün kumsallara gelen kaplumbağalara verilen marka numaralarının kaydını ve kontrolünü yapmak, 4. Gerek Ulusal ve gerekse Uluslararası Üniversite ve diğer bilim kuruluşlarıyla işbirliği yapmak, 5. Her kumsalda yapılacak bilimsel çalışmaların koordinasyonunu sağlamak. Bunlar gerek yuvaların korunması, yerlerinin değiştirilmesi, yavruların cinsiyet oranlarının tespiti, erginlerin markalanması gibi birçok yönden deniz kaplumbağaları üzerine koruma ve araştırma çalışmalarına merkezlik yapmak ve diğer kumsallarda uygulanmasını sağlamak 6. Merkeze gelen ziyaretçilere yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmaları düzenlemek, bu tip bilgilendirme çalışmalarını organize etmek, 7. Türkiye kumsallarında yapılan deniz kaplumbağalarına yönelik çalışmalara eleman ve lojistik destek sağlamak. Bu merkezde kısa sürede eğitilecek öğrenciler veya gönüllüler diğer kumsallarda benzer çalışmaları yapabilecektir. 8. Her yıl Türkiye kumsallarındaki deniz kaplumbağalarının durumu hakkında bir raporun da çıkarılmasını sağlamak. 9. Deniz Kaplumbağaları Araştırma ve İzleme Komisyonlarından Yerel Komisyon, Bilim ve Ulusal Komisyon'larının da toplanma merkezi olarak hizmet verebilecektir. 28

Deniz kaplumbağaları uzun yaşamları sonucu çeşitli sağlık problemleri ile karşılaşabilmekte veya çeşitli faktörlerden dolayı yaralanabilmekte ve hatta hayatlarını yitirmektedirler. Kaplumbağalar doğal sağlık problemleri dışında çoğunlukla insan etkilerinden zarar görmektedirler. Balıkçılık faktörleri, kirlenme yüzünden veya birçok zararlı faktörlerden dolayı son yılarda bir hayli yaralanma ve ölüm vakası ile karşılaşılmaktadır. Deniz kaplumbağalarını parazitizm gibi doğal olan birtakım sağlık problemleri vardır. Bunun dışında doğal olmayan, teknelerin etkileri, balık ağları ve/veya oltalara takılmalar ve insanların neden olduğu zararlı etkiler gibi problemlerdir. Kurtarıldıkları zaman karşılaşılan başlıca problemlerin başında travmatik yaralanmalar gelir. Bu tür yaralanmalar tekneye yada teknenin pervanesine çarpma sonucunda meydana gelir. Ayrıca balık ağlarına takılan kaplumbağanın balıkçılar tarafından bir takım darbelere maruz kalması da söz konusu da olabilir. Olta yutması sonucunda meydana gelen yaralanmalar yemek borusunda, midede ve bağırsaklarda lezyonlara neden olur. Yaralanma Nedenlerinin Değerlendirilmesi ve İlkyardım: Hasta ya da yaralı deniz kaplumbağası kurtarıldıktan hemen sonra kurtarma merkezine getirilmelidir. Merkeze getirildikten sonra ilk yapılacak işlem kaplumbağanın ölçülerinin alınmasıdır. Eğer kaplumbağa herhangi bir operasyona tabi tutulacaksa daha önce kan testi yapılması gerekir. Ayrıca göz muayenesi de yapılacak ilk işlemlerden biridir. Bu dönemde kullanılan antibiyotikler, vitaminler ve kremler aşağıda açıklanmıştır. Ayrıca bu ilaçlar diğer sürüngenlerde de kullanılabilir. Antibiyotikler: Antibiyotiklerin dozları kaplumbağanın ağırlığına göre ayarlanır. Bazı antibiyotikler yüksek sıcaklıklarda daha etkilidir. En uygun olanı fazla doz ve az sıklıkta verilmesidir. Göz damlaları: Gentamycin, Chloromycetin ve Fucithalmic göz enfeksiyonları için kullanılabilir. Kortizon, prednisolone ve dezamethasone içeren ilaçlardan kaçınmak gerekir çünkü bunlar korneada korneal ülsere ve bakteriyel enfeksiyonun daha kötü duruma gelmesine neden olur. Kremler: Iodine (Peridine, Baticon) iyi bir antiseptiktir. Sulanmış yaranın kurumasına yardımcı olur. Fucidin kedi ve köpeklerde kullanılan geniş spektrumlu bir antibiyotik kremdir ayrıca kaplumbağada da günde bir ya da iki kez kullanılabilir. Ayrıca yaraların kurutulması için de yara tozları kullanılabilir. Vitaminler: Herhangi ağızdan alınan bir vitamin kullanılabilir ama en etkilisi vitamin B dir. Çocuklara uygulanan doz miktarı kullanılabilir. Balık oltaları ve yabancı maddelerin çıkarılması: Balık oltaların ve yabancı maddelerin durumuna göre çıkarılma işlemi elle, endoskopla ya da cerrahi operasyonla yapılabilir. Bazen mideye veya bağırsaklara takılan oltalar eğer dokuya girmediyse kendiliğinden çıkabilir. Yabancı madde ya da 29

olta sindirimin son bölümünde ise ve hayvan aktifse, beslenebiliyorsa cerrahi müdahale yapılmaması tavsiye edilir. Cerrahi operasyonun herhangi bir komplikasyon yada negatif sonuç doğuracağı düşünülürse çok gerekli değilse uygulanmaması gerekir. Operasyona giren elemanların anestezi konusunda da bilgili ve deneyimli olmaları gerekir. Operasyondan önce kaplumbağa iki gün aç bırakılır ve gerekli antibiyotikler verilir. Antibiyotik dozu vücut ağırlığına göre ayarlanır. Operasyondan sonra 20 C lik havuzda bekletilir. İşte tüm bu bilgiler ışığında boğazında olta olduğu tespit edilen erkek bir birey Kaş, Antalya dan tarafımıza 28 Haziran 2008 tarihinde intikal ettirilmiştir. Dalyan Kumsalında Deniz Kaplumbağa Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi nin oluşturulması çalışmalarına başlanmış ve oluşturulan bu merkezde bakım ve tedavisi yapılan bir erkek C.caretta Özel Çevre Koruma Kurumu nun düzenlemiş olduğu törenle denize gönderilmiştir. Bu kaplumbağanın yemek borusundaki olta ameliyat yapılmadan lokal anestetik yöntemlerle çıkarılmış ve günlük antibiyotik ve vitamin takviyesiyle tedavisi tamamlanan kaplumbağanın beslenmesi sonucu dışkısının da gözlenmesi ile iyileştiği kabul edilerek, 13 gün boyunca merkezimizde tutulan bu erkek C.caretta 10 Temmuz 2008 tarihinde düzenlenen törenle doğal ortamına gönderilmiştir. Şekil 29. Deniz kaplumbağasının tedavi süreci 30

5. Bilgilendirme Çalışmaları Bölgede de ilgili hedef gruplarına (yerel halk, öğrenciler, turistler, turizm yatırımcıları vb.) gerekli eğitim hizmetlerini vermek amacıyla, proje ekibinde yer alan araştırmacı ve gönüllü öğrencilerle birlikte, yerel katılımı da sağlamak amacıyla Dalyan Turizm ve Çevre Derneği gönüllülerinin (yerli ve yabancı) de katılımıyla eğitim ve rehberlik çalışmaları sağlanmaktadır. Bu çerçevede, hazırlanan 3 değişik afiş hem Boğaz bölgesindeki bilgilendirme ofisi ve büfelere (4 adet), hem de İztuzundaki bilgilendirme ofisine (1 adet) hem de kamp ortamındaki konteynerlere asılmıştır. Yerel dernekten de katılan gönüllüler ve projede görev alan görevlilerce bilgilendirme çalışmaları, kumsal çalışmalarının bitişine kadar devam etmiştir. İlgililere ÖÇK tarafından bastırılan el ilanları da verilmiştir. Şekil 30. Bilgilendirme çalışmalarından örnekler 31

Şekil 31. Bilgilendirme çalışmalarından örnekler 32

33

6. Değerlendirme Sonuç ve Öneriler Yavru çıkış döneminde zaman zaman PTT radarından, Çandır Köyü nden ve Kaunos Antik kent harabelerinden kaynaklanan ışık problemi nedeniyle yavrular yanlış yönelebilmektedirler. Kaplumbağa besin kaynaklarından olan mavi yengeçlerin ışık ile geceleri Dalyan kanalında ve kumsalın arka planındaki göllerde yakalanması hem ışık problemi oluşturmakta hem de mavi yengeç populasyonunun hızla azalmasına neden olmaktadır. Işık problemi yanı sıra yakalanan bu mavi yengeçlerle deniz kaplumbağaları turistik amaçlı olarak elle beslenmektedir. Bu olay türün göç mekanizmasını, beslenme düzenine zarar vermekte ve bazen yengeç yerine tavuk eti ve derisi ile beslemeleri sonucu diyet özelliği de bozulabilmektedir. Özel Çevre Koruma Kurumu hem kumsalda hem de denizde rutin kontrollerini devam ettirmelidir. Gerek tilki ve gerekse domuzların da yuvalarda predasyona neden olmaları sadece düz kafesle korunamayacağı anlaşılmıştır. Kafeslerin kazıklarla sağlamlaştırılmaları ve predatörleri hem tespit edecek (fotokapan) hem de canlıyı görünce aktif hale geçen elektronik uyarıcıların devreye konulacağı cihazlar kumsal üzerinde 2 3 noktaya yerleştirilerek ayrıntılı çalışmalar daha sonraki yıllar için planlanmalıdır. Yıllardır süregelen turizm aktiviteleri sonucu kumsalın doğal yapısı bozulmuş ve zemin sertleşmiştir. İnsan etkisiyle bu hale gelen kumsalın yine insan etkisiyle eski doğal haline getirilmesi gerekmektedir. Turizmin olmadığı kış döneminde kumsal sürülerek yumuşatılmalıdır. Zeminin eğimi de doğal haline getirilmelidir. Kumsalda mevcut doğal bitkilerin bu ortamda da geliştirilerek kum tutulması ve doğal yapısının kazanılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yaralı deniz kaplumbağalarının tedavilerinin yapıldığı merkeze daha da işlerlik kazandırılarak bilgilendirme çalışmalarına devam edilmelidir. Şekil 32. Deniz kaplumbağaları ile ilgili yanlış faaliyetler, kontrol ve bilgilendirme çalışmaları 34