Şiir, divan edebiyatında vezinli ve kafiyeli söz olarak tanımlanır. Dolayısıyla vezin ve kafiye, divan şiirinin vazgeçilmez iki temel ögesidir.

Benzer belgeler
İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.


Müşterek Şiirler Divanı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ

TENKİTLİ DİVAN NEŞİRLERİNDE NAZIM ŞEKLİ PROBLEMLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

ŞİİRDE ÖLÇÜ. Ölçülü Şiir Yazma. Türk Şiirinde Ölçü

TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

PROF. DR. HALUK ĠPEKTEN ĠN HAYATI VE BĠBLĠYOGRAFYASI Sevda ÖNAL

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

BİR SÛFİ ŞAİRİN ŞİİRİ: HAŞİM BABA ÖRNEĞİ

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.

Divan Şiirinde Redd-i Matla

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

FUZÛLÎ'NİN İKİ MESNEVÎSİNDE NİZAMÎ ETKİSİ

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI DERSLERİNDE KAFİYE ÖĞRETİMİNE DAİR ÖNERİLER

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE

ESKİ TÜRK EDEBİYATI 4.ÜNİTE

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.)

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

ARUZ ÖĞRETİMİ. Prof. Dr. Hal t DURSUNOĞLU

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YÖNETİM BİRİMİ FEF BESNİLİ SIDKÎ BABA HAYATI VE DİVANI. Doç. Dr. Halil İbrahim Yakar

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

XV. Yüzy la Ait Türkçe Divan Neflirleri

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

ABSTRACT: In this article we examined müselles (triplet) that is used so rare in Divân poetry. Moreover, two müselles of Kâzım Paşa are given.

GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRKİYE'DE YAYIMLANMIŞ DÎVANLAR ÜZERİNE II

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

Bir şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük birime nazım birimi denir. Türk edebiyatında değişik dönemlerde farkı nazım birimleri kullanılmıştır.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Fuzûlî nin Olmasun Yâ Rab Redifli Gazelinin Şerhi ve Yapısalcılık Açısından İncelenmesi

Redife Farklı Bir Bakış: Divan Şiirinde Ön Kafiye ve Ön Redif

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009 Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı

Bu sayının editörleri: Doç. Dr. Üzeyir ASLAN Dr. Ümran AY

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

2002 Doğu Akdeniz Üniversitesi Dergideki yazılar kaynak gösterilerek alıntılanabilir. DOGU AKDENiZ ÜNivERSiTESi YAY/NEVi

DİPNOTLAR. [1] "İlmi Heyet", Hakimiyeti Milliye,

IJOESS Year: 6, Vol:6, Issue: 20 SEPTEMBER 2015

ARUZ ÖLÇÜSÜ Sebeb i hafif (hafif sebeb Sebeb i sakîl (ağır sebeb Veted i mecmu (birleşmiş veted Veted i mefrûk (ayrılmış veted):

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

PROFESÖR NECMETTİN HALİL ONAN BlRLİYOGRAFYASI

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009 Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA *

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Redife Farkl Bir Bak fl: Çift/Çapraz Redifle Yaz lm fl Tek Kafiyeli fiiirler

Veysel BALCI YSSAL TD ve Ed. Öğrt.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

NERGİSÎ NİN YENİ BİR GAZELİ ÜZERİNE

TG 14 ÖABT TÜRKÇE KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ

Yayınlanmış eski sınav soruları htttp://eogrenme.anadolu.edu.tr adresinde yer alan deneme sınavı hizmetinde öğrencilerimize sunulmaktadır.

Bu vesileyle hem vefk usülü tarihi hem de zaman içinde husule gelen bazı hissiyatımızı ifade eden manzumeleri bir araya getirmek istedik.

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan

MİLLİ KÜTÜPHANE DE KAYITLI 06 MİL YZ. A 2860 NUMARALI ŞİİR MECMUASI * THE POETRY JOURNAL NUMBERED 06 MIL YZ. A 2860 IN THE NATIONAL LIBRARY

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1908 tarihinden sonra Ziya Gökalp, RızaTevfik ve Fuat Köprülü sayesinde halk edebiyatı terimini kullanmaya başladık.

BAYRAM Yavuz, XIV-XV.Yüzyıl Gazel Şerhleri, Klâsik Çağlar Boyunca Gazel Şerhleri, Kriter Yay., İstanbul 2009, s

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i

PROGRAM OTURUMLAR. 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

SÖZLÜKBİRİMLERİN TANIMLANMASINA ANLAMBİLİMSEL BİR BAKIŞ

ŞEHİT ÖĞRETMEN KUBİLAY MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1.

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ÂŞIK EDEBİYATI TERMİNOLOJİSİ

Kafiye, en az iki mısra sonunda. anlamı ve görevi ayrı, yazılışı aynı iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir.

GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT

10. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

Yayın Değerlendirme / Review. Aktaş, Şerif (2009). Şiir Tahlili (Teori-Uygulama). Ankara: Akçağ Yayınları, 280 sf., ISBN:

B. ŞİİRİN AHNEK ÖGELERİ

Transkript:

GAZELMERKEZLİKLASİKNAZIM ŞEKİLLERİNİN ÖĞRETİMİ Halil ÇELTİK* Özet Şiir, divan edebiyatında vezinli ve kafiyeli söz olarak tanımlanır. Dolayısıyla vezin ve kafiye, divan şiirinin vazgeçilmez iki temel ögesidir. Mısraların belirli bir kafiye örgüsüyle tekrarı kafiye düzeni ni, kafiye düzeninin tekrarı nazım birimi ni, nazım biriminin tekrarı da nazım şekli ni oluşturur. Nazım şekli, manzum metnin şekil, biçim, form, tip gibi kelimelerle de karşılanan fizikî yapısıdır. Nazım şeklinin öğretiminde, öncelikle nazım şeklini oluşturan temel ögelerin belirlenmesi gerekir. Burada, nazım şeklini belirleyen temel ögelere değinilmiştir. Anahtar Sözcükler: Kafiye düzeni, nazım birimi, nazım şekli, divan şiiri, öğretim Giriş Nazım şekilleri öğretilirken bir manzumenin biçimi, vezin ve kafiye yardımıyla belirlenmeye çalışılmaktadır. Divan şiirinde rubâî, tuyug; halk şiirinde divan, semai, selis gibi şiirlerin şekli, vezin yardımıyla tespit edilmektedir. Kaside şekilce gazelden farksızken nesip, methiye, fahriye, dua gibi konu bölümlemeleriyle iki şiir birbirinden ayrılmaktadır. Oysa şiirlerin şeklini belirleyen vezin veya konu değil; kafiye düzenidir. Vezin Nazım Şeklini Belirler mi? Doğru bir şekilde en az iki mısra üzerinde tespit edilebilen vezin, mısraların uzunluğunu belirler. Mısraın uzunluğu bir ile dört tef ile arasında değişir. Meselâ bir mısra mefâilün veya mefâilün mefâilün feûlün ya da müstef ilâtün müstef ilâtün müstef ilâtün müstef ilâtün vb. kalıplarda bir veya dört tef ilelik uzunluklara sahip olabilir. Vezin değişimiyle mısradaki ses değerleri ve mısra uzunluğu değişir. Ancak vezin değişimi nazım şeklini değil, mısra

uzunluğunu değiştirir. Aynı vezinle gazel, kıta, rubâî, muhammes, tercî-bent vs. herhangi bir nazım şekli oluşturulabilir. Nitekim rubâî kalıpları diye bilinen vezinlerle gazel, kıta gibi şiirler de yazılmıştır1. Şu şiirlerin veznini bir tarafa bırakarak dış yapısına (şekline, görüntüsüne, biçimine) bakalım: Şekil: Tuyug; Kafiye:a a b a Ey benim gönlümü alan gözleri Vay benim bağrımı dilen sözleri Ben şikâyet kimden edem ey habîb Özleridir özleridir özleri (Nesîmî, 1990, 437/320) Şekil: Rubâî; Kafiye: a a b a Her dil ki esîr-i gam-ı hicrân olmaz Şâyeste-i zevk-i vasl-ı cânân olmaz Her derd ki var var dermânı velî Bî-derdlerin derdine dermân olmaz (Fuzûlî, 1990, 320/29) Bunlar, aa xa kafiyesiyle meydana getirilmiş dörder mısralık veya ikişer beyitlik manzumelerdir. Vezinleri farklıdır; fakat, kafiye düzenleri, yani şekli belirleyen dış yapıları, görüntüleri aynıdır. Aşağıdaki kafiye şemasından da anlaşılacağı üzere bunlar, aynı nazım şeklinin ürünleridir. Üstelik bu vezinlerle gazel, murabba gibi başka şekillerde şiirler de yazılmıştır:

Rubâî/tuyug a a x/b a Manzumenin şekli, bir fincana; vezni ise bu fincanın şekline benzetilebilir. Fincanın şekli onu küçük veya büyük fincan yapar; ama sürahi yapmaz. Şiirin vezni de böyledir; vezin değişmekle şiirin kafiyesi, dolayısıyla dış yapısı değişmez. Vezninden dolayı bir gazel mesnevîye, mesnevî muhammese dönüşmez. Şekil öğretiminde veznin nazım şeklini belirleyici bir unsur olarak kullanılmasından vazgeçilmelidir. Vezin, şekli ortaya koyuyorsa halk şiirindeki semai, satranç, divan gibi manzumelerle divan şiirindeki rubâî ve tuyug dışındaki şiirlerin de vezin yardımıyla birbirinden ayrılması gerekirdi. Vezin şekli belirleseydi, her vezne göre bir şiir şekli ortaya çıkardı. Birincisinde rubâî vezni kullanılan farklı vezinde, aynı nazım şekliyle (gazel) yazılmış şu iki örnek, konuyu somut bir şekilde açıklayabilir: Mef ûlü mefâîlü mefâîlün fâ Bir dilde ki aşkın odu ola peydâ Hâşâ ki sivâ yanmaya hâşâk-âsâ Her katresi gûyâ ki bir âteş-pâre Aşk âteşini göz yaşı etmez itfâ Dilde ola mı tâb-ı celâle tâkat Envâr-ı cemâle döyemezken cânâ

Olmasa eğer mâye-i aşkın humda Dünyâya salar mıydı bu şûru sahbâ Bir câm araya dem gele şâyet sâkî Dök hûn-ı dili şîşeyi pâk et Yahyâ (Yahyâ, 2001, 25/1) Feilâtün feilâtün felâtün feilün Acı çek ister isen lezzet-i zevk-i ukbâ Telh-kâm olduğiçün ma den-i dürdür deryâ Yeridir deyü yerinde yeri terk eyler isen Gökler el üzre tutarlar seni mânend-i semâ Çehreni eyler isen zerd riyâzetle eğer Kapasın iki cihânı nitekim kâh-rübâ Yak vücûdun ki şeref bula metâı kadrin Satılır artuğa damga ile çün her kâlâ Münhanî oldu Hayâlî çekeli bâr-ı gamı Âlemi varlığa erdi olalı kâmeti lâ (Hayâlî, 1992, 89/1)

Örneklerden de açıkça anlaşılacağı gibi, vezin, bu nazım şekillerinin dış yapısını belirleyici değildir. Her iki şiirin de şekli, kafiyenin belirlediği dış yapısı, aa xa xa / aa ba ca biçiminde uzayıp giden fizikî özellikleri aynıdır. Üstelik iki beyitlik şiirlerin veznine bakarak acaba rubâî mi, tuyug mu diye şüphe edilirken beş veya daha fazla uzunluktaki bir şiirin veznine bakmadan gazel deniliverir. Eğer bu şiir biraz daha uzunsa, bu defa, bir kısmı okunarak acaba nesip, methiye, fahriye gibi bölümleri var mı; kaside olabilir mi diye araştırmaya girilir. Oysa şekil, manzumenin dış görüntüsüdür ve bunu ortaya koyan da kafiye düzenidir. Vezin daha çok mısra uzunluğunu, âhengini ve seçilecek kelimeleri; konu ise türü belirler; ama ne vezin, ne de konu kafiye düzenini ve dolayısıyla da nazım şeklini belirleyici ölçüler değildir. Kafiye ve Nazım Birimi Divan şiiri vezin ve kafiyeyi şiirin olmazsa olmaz şartı kabul eder. Vezin ve kafiye, en az iki birim arasındaki bir karşılaştırmayla tespit edilebilir. Tek mısrada kafiye bulunamayacağı gibi, doğru bir şekilde vezin tespiti de mümkün değildir. Meselâ feilâtün feilâtün feilâtün feilün veznindeki bir mısra, biraz imâlelerle fâilâtün veznine de uyabilir. Bu mısraın gerçekte hangi vezinde olduğu, aynı şiir içindeki ikinci mısra ile karşılaştırılarak bulunabilir. Bu nedenle divan şiiri nazım birimleri en az iki mısradan başlar. İki mısralık birimin adı beyit ; üç veya daha fazla mısralık nazım biriminin adı ise bent tir. Bent nazım birimi dikkatle incelendiğinde, beyit nazım biriminin belirli oranlarda genişlemesiyle bendin ortaya çıktığı anlaşılır. Buradaki beyit-bent ilişkisi, sayı düzeniyle yakından ilgilidir. Nesne veya kavramlar, sayıları bakımından, tek, çift ve çok olarak sınıflandırılabilirler. Tek, birim olup onun tekrarıyla çift veya çok denilen gruplar ortaya çıkar. Tek, bir; çift, iki; çok ise üç veya daha fazla miktardan oluşur. Buna göre nazım birimini oluşturan mısralar; tek, çift veya çok olur. Bu tek, çift veya çok mısralık nazım birimlerinin kendilerini en az iki defa tekrar etmeleriyle nazım şekilleri meydana gelir. Nazım şeklinin ortaya çıkması için nazım biriminin kendisini bir defa tekrarı yeterlidir. İşlenen konuya göre birim kendisini özellikle mesnevilerde on binlerce defa tekrar edebilir; ama iki nazım birimi, nazım şeklinin oluşumu ve şeklin belirlenmesi için yeterlidir. Gazel 5-15, kaside 9-33 beyit olur şeklindeki sınırlamalar gerçekçi değildir (İlaydın, 1964, 104-106; Tahirü l-mevlevî, 1973, 84; Çavuşoğlu, 1986, 20; Dilçin, 1986, 88; İpekten, 1994, 7, 28; Aydemir, 2002, 133-168). Gazel Merkezli Şekiller Gazel, divan şiirinde temel nazım şeklidir. Diğer nazım şekilleri gazele göre tarif edilip öğretilebilir. Nitekim kasidenin tanımı yapılırken gazel kafiyesinde diye devam eden bir söyleyişle gazel merkeze alınır. Terbi, tahmis gibi sonradan murabba veya muhammes vb. şekillere dönüştürme işlemi de genellikle gazel merkezli tanımlanır. Bir gazelin beyitlerine ikişer mısra eklenerek murabba yapmaya terbi, üçer mısra ekleyerek muhammes yapmaya

tahmis denir şeklindeki ifadeler, bu manzumelerin gazel merkezli olarak ele alındığının birer göstergesidir2. Gazelin kafiye düzeni aa xa xa xa / aa ba ca da dır. Gazelin ilk beyti kat edildiğinde (kesilip atıldığında), kesilmiş anlamında kıt a / kıta denilen nazım şekli meydana gelir. Kıtanın xa xa xa / ba ca da düzenindeki kafiye yapısı, tabloda açıkça görüleceği üzere, gazelin ikinci beytinden başlayıp devam eder. Yukarıdaki tek, çift ve çok sayı düzeniyle de bağlantılı olarak, nasıl ki beyit biriminin mısra sayısı artınca bent birimi meydana geliyorsa, beyit esasına dayalı gazelin mısra sayıları artınca da bentteki mısra sayısına göre isim verilen murabba, muhammes, müseddes gibi musammat nazım şekilleri ortaya çıkar. Musammat şekillerin bent biriminde mısra sayısı fazla olduğu için, birim sonlarında tekrar ederek tek kafiyeliliği meydana getiren mısralar, bir yerine iki tane de olabilir. Buna göre de vasıta mısraının tek veya çift oluşu bakımından iki temel musammat şekil meydana gelir. Gazelin genişlemesiyle ortaya çıkan ve dörtlü-dörderli, beşli-beşerli gibi anlamlara gelen murabba, muhammes vb. musammatların isimleri, doğrudan şekli ifade eder. Gazel, kaside, rubâî ve tuyug ile aslında bir nazım şekli olmaktan ziyade bütün nazım şekillerinin ortak adı olan nazm isimli şiirlerin matlaları bulunmadığında, hepsinin adı sadece kıta olur. Bunlardan rubâî dışında kalanlar, aslında şekli değil, tür veya konuyu gösteren isimlerdir. Bunların hepsi, adı konulmamış bir şeklin türevleri, varyantları, çeşitleridir. Dolayısıyla bunların ortak şekil adı, ikili-ikişerli anlamına gelen müsennâ olabilir. Bunların matlasız yazılınca sadece kıta adını almaları da bunun bir delilidir. Şekil tablolarıyla aşağıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere, beyit ve bent arasındaki ilişki, birimdeki mısra sayısının belirli oranlarda genişlemesine dayanır. Beyit veya bent nazım birimi de musarra (aa) ya da müfret (xa/ba) kafiyeli iki tipten meydana gelir. Nazım birimi beyit olan tek kafiyeli şekillerin ilk birimi matla ise gazel ve çeşitleri; müfret ise kıta nazım şekli ortaya çıkar. Bu iki şeklin nazım birimi belirli oranlarda genişletildiğinde, ilk birimi matla olanlar bentteki mısra sayısına göre murabba, muhammes gibi şekil adlarını alır; ilk birim matla değilse nazım şeklinin adı terci-bent olur. Gazel nasıl ki ilk beyti (matla) atıldığında kıta nazım şekline dönüşüyorsa, tek kafiyeli bentlerden oluşan bir musammat da ilk bendi atıldığında tercibent nazım şekline dönüşür. Bentteki mısra sayısına göre isim alan bu tek kafiyeli musammat şekiller, vasıta mısraının özelliğine göre müzdeviç veya mütekerrir olmak üzere iki çeşittir. Dolayısıyla kıtanın gazel ve çeşitlerinden meydana geldiği gibi, terci-bent de tek kafiyeli musammat şekillerden meydana geldiği için, terci-bendin de müzdeviç veya mütekerrir çeşitlerinin bulunması ve vasıta mısralarının da tek veya çift olması mümkündür (Kurnaz-Çeltik, 2005, 487-538). Örnek Metinler

Manzumenin şekli iki nazım birimiyle anlaşılabileceğinden, yazının hacmini arttırmamak için, murabba dışındaki musammat örneklerin ilk ve son bentleri verilmiştir. Şekil: Murabba, Kafiye: aaaa bbba Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de abestir sitem-i hâre tahammül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Ellerle o zevk etti ben âteşlere yandım Çektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandım Derlerdi kabûl etmez idim şimdi inandım Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Senden güzelim çâre bana kat -ı emeldir Etsen dahi ülfet demem ellerle haleldir Ağyâr ile gezsen de gücenmem ki meseldir Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Gördüm açılırken bu seher goncayı hâra Sordum n ola bu cevr ü cefâ bülbül-i zâra Bir âh çekip hasret ile dedi ne çâre Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Bîgâne-edâdır bilir ol âfeti herkes

Ümmîd-i visâl eyleme ondan emelin kes Bîhûde yere âh u efgân eyleme Nevres Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül (Nevres, 1290, 93-94) Şekil: Müseddes, Kafiye: aaaaaa bbbbaa Ölürsem zahm-ı tîğ-i hûn-feşân-ı şeh-suvârımla Ten-i mecrûhumu yun âb-ı çeşm-i cûybârımla Ser-i kûyunda defn eylen ki derd-i aşk-ı yârımla Diyem ahbâba emvât olıcak feryâd u zârımla Eğer haşr olmaz isem ol kıyâmet-kad nigârımla Gezem mahşerde göğsüm döğerek seng-i mezârımla Tabîbâ eyledim niyyet dil-i bîmâr u zârımda Mecâlim kalmayıp Sânî gibi cism-i nizârımda Müyesser olıcak ölmek bana kûy-ı nigârımda Diyem yârâna bu beyti yazın seng-i mezârımda Eğer haşr olmaz isem ol kıyâmet-kad nigârımla Gezem mahşerde göğsüm döğerek seng-i mezârımla (Tam metni 5 benttir. Bkz. Tarlan, 1949, 4/101-102) Şekil: Terci-bent (Tardiye), Kafiye: bbbba cccca

Hoş geldin eyâ berîd-i cânân Bahşet bana bir nüvîd-i cânân Cân ola fedâ-yı ıyd-ı cânân Bîsûd olan mı ümîd-i cânân Yârin bize bir selâmı yok mu Dil hayret-i gamla lâl kaldı Gâlib gibi bî-mecâl kaldı Gönderdiğim arz-ı hâl kaldı El-ân bir ihtimâl kaldı İnsâfın o yerde nâmı yok mu (Tam metni 6 benttir. Bkz. Şeyh Gâlib, 1992, 253-254) Şekil: Terci-bent, Kafiye: bbbaa cccaa Şu lelenip derd ü gam u ıztırâb Etti gönül mülkünü yek-ser harâb Âteş-i hecr eyledi bağrım kebâb Âh mine l-aşkı ve hâlâtihi Ahraka kalbi bi-harârâtihi Gün-be-gün Esrâr a bir efsûn eder Bağrını hûn eşkini Ceyhûn eder Hâlini gittikçe diğer-gûn eder

Âh mine l-aşkı ve hâlâtihi Ahraka kalbi bi-harârâtihi (Tam metni 6 benttir. Bkz. Esrar Dede, 1998, 252/16) Sonuç Veznin şekli belirlemek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Nazım şeklini belirleyen ölçü, kafiye düzenidir. Nazım şekli öğretiminde öncelikle kafiye düzeni ve nazım birimine dikkat çekmek gerekir. Tek kafiyeli şekillerden beyit birimiyle yazılanların ilk beyti matla olanlar gazel; müfret olanlar kıtadır. Gazel, kaside, rubâî ve tuyug isimli şiirler arasında, kafiye düzeni ve nazım birimi bakımından şekli değiştirecek farklılıklar bulunmamaktadır. Dolayısıyla şekil öğretiminde bu şiirlerin gazelden farklı şekiller değil onun çeşitleri olduğuna vurgu yapılabilir. Gazel ve çeşitleri (kaside, rubâî, tuyug) ile kıta arasındaki ilişkiye dikkat edilmelidir. Musammat şekillerin gazelden türediği belirtildikten sonra, gazel-kıta arasındaki bağlantı gibi, musammatlar ve terci-bent arasındaki ilişki açıklanabilir ve böylece terci-bent ile diğer nazım şekilleri birbirine karıştırılmadan daha kolay ve daha kısa sürede öğretilebilir. Kaynakça AYDEMİR, Yaşar (1995), XVII. Yüzyıl Türk Edebiyatında Kaside, Gazi Ü. SBE, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. AYDEMİR, Yaşar (2002), Türk Edebiyatında Kaside, Bilig, 22 (Yaz). CENGİZ, Halil Erdoğan (1986), Divan Şiirinde Musammatlar, Türk Dili Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri), 415-416-417 (Temmuz-Ağustos-Eylül). ÇAVUŞOĞLU, Mehmed (1986), Kaside, Türk Dili-Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri), S. 415-416-417 (Temmuz-Ağustos-Eylül). ÇETİNKAYA (Aktaş), Mürüvvet (1996), Türk Edebiyatında Murabba, Gazi Ü. SBE, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

DİLÇİN, Cem (1986), Divan Şiirinde Gazel, Türk Dili Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri), 415-416-417 (Temmuz-Ağustos-Eylül). ERDOĞAN, Mustafa (2002), Türk Edebiyatında Muhammes, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. Esrar Dede (1998), Osman Horata, Esrar Dede Hayatı Eserleri Şiir Dünyası ve Divanı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. Fuzûlî (1990), Fuzûlî Divanı, Haz. Kenan Akyüz ve diğerleri, Akçağ Yayınları, Ankara. Hayâlî (1992), Ali Nihat Tarlan, Hayâlî Divanı, Akçağ Yayınları, Ankara. İLAYDIN, Hikmet (1964), Türk Edebiyatında Nazım, 4. bs., İstanbul. İPEKTEN, Halûk (1994), Eski Türk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Aruz, Dergâh Yayınları, İstanbul. KESKİN, Ayşe Gülay (1994), Klasik Türk Edebiyatında Kaside Nazım Şekli (XIII-XIV-XV. Asırlar), Gazi Ü., S.B.E., Yüksek Lisans Tezi, Ankara. KURNAZ, Cemâl-Halil Çeltik (2005), Klasik Nazım Şekillerinin Oluşumu ve Sistematiği, Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay Armağan Kitabı, Gazi Kitabevi, Ankara. Nâbî (1997), Ali Fuat Bilkan, Nâbî Divanı I-II, MEB Yayınları, İstanbul. Nâilî (1990), Nâilî Divanı, Haz. Halûk İpekten, Akçağ Yayınları, Ankara. Nesîmî (1990), Nesîmî Divanı, Haz. Hüseyin Ayan, Akçağ Yayınları, Ankara. Nevres (1290), Divan, Matbaa-i Âmire, İstanbul. Şeyh Gâlib (1992), Hüsn ü Aşk, Haz. Orhan Okay-Hüseyin Ayan, Dergâh Yayınları, 2. bs., İstanbul. Tahirü l-mevlevî (Tahir Olgun) (1973), Edebiyat Lügati, Haz. Kemâl Edib Kürkçüoğlu, Enderun Kitabevi, İstanbul. TARLAN, Ali Nihat (1949), Şiir Mecmualarında XVI ve XVII. Asır Divan Şiiri-Revânî-Hayretî- Hâverî-Ahî-Peyâmî-Sânî, Fasikül 4, İstanbul. Yahyâ (2001), Hasan Kavruk, Şeyhülislâm Yahyâ Divanı, MEB Yayınları, Ankara. YILDIZ, Recai (1996), Türk Edebiyatında Terkîb-Bend ve Tercî-Bendler (XIII-XVI. yy), Gazi Ü. SBE, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

TEACHINGOFGAZELCENTERED CLASSICALVERSEUNITS Halil ÇELTİK* Abstract Poem is described as word with meter and rhyme in Divan Literature. For this reason, meter and rhyme are the two indispensable components of Divan poetry. The repetition of lines constitutes rhyme order, the repetition of rhyme order constitutes verse unit, and the repetition of verse unit constitutes verse shape. In fact, verse shape is the cover of written in verse which is defined with shape, type, form. In the teaching of verse shape, first of all main component which is forming verse shape should be known. In this article, these main components which determine verse shape are explained. Key Words: Rhyme order, verse unit, verse shape, Divan poetry, education