ÜLKEMİZDE YAPI ÖLÇEĞİNDEKİ RESTORASYONLARDA TEFRİŞ VE DEKORASYON



Benzer belgeler
ÜLKEMİZDE YAPI ÖLÇEĞİNDEKİ RESTORASYONLARDA TEFRİŞ VE DEKORASYON

C. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULAMA KOŞULLARI

YAPILARDA HASAR SYON - RESTORASYON PROJE DÜZENLEME ESASLARI. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

SÜLEYMANİYE YENİLEME ALANI, 2. BÖLGE, 562 ADA, 11 PARSEL RESTİTÜSYON AÇIKLAMA RAPORU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

SÜLEYMANİYE YENİLEME ALANI, 2. BÖLGE, 461 ADA, 6 PARSEL RÖLÖVE AÇIKLAMA RAPORU İLE İLİŞKİLİ FOTOĞRAF VE GÖRSELLER

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

STRÜKTÜR ÇÖZÜMLEME. Doç. Dr. ALİ KOÇAK

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

KARMA METAL CNC LAZER KESİM FERFORJE

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

Yapex 2014 Yapı ve Restorasyon Fuarı Sonuç Raporu..

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

VI.ETAP ÇARŞI CADDESİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ RESTORASYON ANABİLİM DALI YERLEŞİM DOKULARININ ÇÖZÜMLENMESİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

VİTRİN KUYUMCULUĞU BÖLÜMÜ MESLEK DERSLERİ VİTRİN

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS TANITIM FORMU

Farklılıklarıyla ve detaylardaki zenginlikleriyle sizleri seçkin bir yaşam alanına davet ediyoruz.

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

RÖLEVE VE RESTORASYON PROJE ÇİZİMLERİ DERSİ

MİMARİ PROJE RAPORLARI

EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ DERSİ KONU: MİMARİ PROJE AŞAMALARI


T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

HIGHGATE DE VINTAGE VE ÇAĞDAŞ ÇIZGILERIN ARMONISI

Çarşı Bölgesini koruma altına almak amacıyla Kültür Bakanlığı İstanbul İli II Numaralı K.T.V.K. Kurulu nca / 3623 sayılı kararı ile Sit

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

AKROPOLİS de ONARIM YÖNTEMLERİ Eylül-2011

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

Geçmiş zaman olur ki...

5603 m² alan üzerinde toplam 5 blok, 54 daire ve 14 dükkandan oluşmaktadır. Papatya Evlerinde 14 Adet 2+1 (89,83-101,37-101,90 m²), 20 Adet 3+1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

TÜRKİYE DE DÜZENLENEN FUARLARA DAİR BİLGİ

PLASTİK SANATLAR VE ÇEVRE KENTSEL, KIRSAL

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

TESCİLLİ KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK İLLER BANKASI DURUM RAPORU

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

BERGAMA [PERGAMON] DOSYASI

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

BOMONTİ TURİZM MERKEZİ

MESLEK RESMİ DERSİ. Giriş Özet Yapı Bilgisi Mimari Tasarım Esasları ve Mimari Proje Örnekleri İncelemeleri. Hazırlayan. Öğr. Gör.

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ BAHAR YARIYILI İÇM PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

MAHAL LİSTESİ VE TEKNİK ÖZELLİKLER

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

Bodrum Kat Planı. Zemin katın altında bulunan katlara bodrum kat denilir ve (-) kot ile ölçülendirilir. Zemin Kat Planı

Geleceğe yapılan en huzurlu yatırım...

HAFTA-2 Norm Yazı Çizgi Tipleri ve Kullanım Yerleri Yıliçi Ödev Bilgileri AutoCad e Genel Bakış Tarihçe Diğer CAD yazılımları AutoCAD Menüleri

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

T.C. YAŞAR ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ. İÇ MİMARLIK ve ÇEVRE TASARIMI BÖLÜMÜ STAJ DEFTERİ

Yapıda uzman imzası. Make. projesi

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

DÖRDÜNCÜ YARIYIL ZORUNLU DERSLER

HOMERA IÇ MEKAN KOLEKSIYONU

STRÜKTÜR MEKANDA STRÜKTÜR ÇALIŞMALARI. Orta düzey

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

26 I MİMARİ I TEPE PENCERELİ EVLER. Tekirdağ da Rakoczi nin Evi. Günümüzde Rakoczi Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ÖLÇÜLENDİRME. Ölçülendirme

İnşaat sektöründe 1975 den beri hizmet veren, firmamızın deneyimli kurucularının tüm tecrübesi, günümüz teknolojisiyle

Tüm hakları MBN İnşaat a aittir. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ VAN MESLEK YÜKSEKOKULU RESTORASYON PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

PERŞEMBE PAZARI YENİLEME ALANI PROJESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

DUVAR BOŞLUKLARI 4/13/2015

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Güvenliğin ve Modernliğin Adresinden Ayrıcalıklı İki Yeni Yaşam Alanı

İçinde hareket edilen, günlük aktivitelere sahne olan, insanı çevresinden yalıtan, sınırlandırılmış ve algılanabilir özel ortam.

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

BÜYÜKPARK SOSYAL ODAKLI KAFETERYA TASARIMI


Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

DİYARBAKIR TARİHİ EVLERİNİN DOĞAL AYDINLATMA AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

MODERN ÇİZGİLERİN ÇEKİCİ YANSIMASI

Ayt Elegance, konumunuzu ve zarafetinizi yükselten bir yasam..

AKSOYLAR APARTMANI. Erenköy Mah. Hacı Hakkı Bey Sokak No:9

Transkript:

ÜLKEMİZDE YAPI ÖLÇEĞİNDEKİ RESTORASYONLARDA TEFRİŞ VE DEKORASYON Can Mehmet HERSEK* Bilindiği gibi 1964 yılında toplanan Uluslararası Tarihi Anıt Mimar ve Teknisyenleri Kongresi'nde alınan kararlar ana hatları ile hemen hemen bütün uygar devletler tarafından benimsenmiştir. Bununla beraber Venedik Tüzüğü olarak anılan bu ilkeler çeşitli ülkelerdeki ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından değişik biçimlerde yorumlanmaktadır. Türkiyede de onarım yapan kurumların başında gelen Vakıflar Genel Müdürlüğü, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye Turing Otomobil Kurumu, Taç Vakfı ve benzeri kuruluşların ortak bir onarım politikalarının olduğu söylenememektedir. Bu nedenle de tüzüğün Türkiye'de kabul görmesinden buyana uygulamaların hataları konusundaki akademik tartışmalar kesilmeden devam etmektedir. Genelde eleştirileri konular yapıların stürüktürel onarımları ile süsleyici ögelerine yapılan müdahaleler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Amasya Bimarhanesi'nin taç kapısı konuya güzel bir örnektir. Eserin taçkapısı üzerinde tamamlayıcı bir restorasyon yerine yalnızca kapının eski boyutunu hissettirecek ölçüde bir onarım yapılmış olup, yeniden yapılan kısımlarda kenar bordürlerinin süslemeleri de işlenmemiştir. (Şekil: 1) Söz konusu onarım tutumu, kapının bir onarım geçirmiş olduğunu açıkça ifade etmesi yönünden Venedik Tüzüğüne uygundur. Bununla birlikte taçkapımn zaman içinde kaybedeceği diğer süsleme ve elemanlarının da aynı biçimde onarım görrnesi durumunda özgün görünümden çok farklı sonuçlara ulaşılacağı hiç kuşkusuzdur. İşte günümüzde restorasyon çalışmalarında yapılara ne ölçüde müdahale edilmesi gerektiği, veya bir başka bir anlatımla onarımın günümüzde yapıldığını vurgulamak için tamamlama, yenileme ve bütünlemede hangi teknikleri kullanarak bu uygulamayı ne kadar ileriye götürebileceğimiz konusu henüz çözüme kavuşmamıştır. * Y. Mimar-Restorasyon Uzmanı Gazi Üniversitesi, mimarlık Böl. 1. ERDER, Cevad, "Venedik Tüzüğü Tarihi Bir Anıt Gibi Korunmalıdır", OD.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Dergisi, Sayı 2, cilt 3, Güz 1977, s. İ72.

322 CAN MEHMET HERSEK Ancak restorasyon tanımı yalnızca yapıların stürüktürel onarımlarını kapsamamaktadır. Venedik tüzüğünün beşinci maddesinde de belirtildiği gibi anıtların korunması onların yararlı bir toplumsal amaç için kullanılmaları ile kolaylaştırılabilir 1. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi yapıların içlerinde yaşanılıyor olması, onların sürekli bakım görerek büyük çaplı bozulmalardan korunmalarını sağlamaktadır. O halde yapının belli bir işleve tahsis edimesi bir tür zorunluluktur. Dolayısıyla eğer yapının özgün işlevi ortadan kalkmışsa yapıya yeni bir işlev yüklenmesi söz konusu olacaktır. Yeni verilecek işlevin yapıya uygunluğu ise ayrı bir sorundur. Yukarıda söz edilen bütün bu konular dışında üzerinde yeteri kadar durulmayan bir başka konu daha vardır. Bu da yapıda bugün için mevcut olmayan ancak restorasyon projesi ve yeni yüklenen işlev sonucunda yapıda bulunması beklenen elemanların tasarım ve uygulamasının nasıl olacağıdır. Yukarıdaki gruba dahil olan elemanları iki başlık altında incelememiz mümkündür. 1. Grup Elemanlar: Yapının özgün bünyesinde bulunan ancak zamanla kaybolmuş yada günümüz standartlarındaki kullanıma cevap veremeyen elemanlardır. Bunlara örnek olarak kapı-pencere kanatlan, döşemeler, çatı örtüleri ve bacalar gibi elemanları sayabiliriz. Aslında bu gruptaki elemanlara yönelik müdahaleler yapıda izlenen restorasyon ilkeleri ile çözüme kavuşmuş gibi görülmektedir. Bununla beraber yapının yeni işlevi kimi durumlarda yapıda izlenen genel restorasyon ilkeleri ile çelişen uygulamalarada ihtiyaç göstermektedir. Örneğin özgününde ahşap olarak yapılmış bir kervansaray odasına ait taban döşemesi, yapının otele dönüştürülmesi gibi bir durumda seramik ile kaplanabilmektedir. Yine benzer biçimde çatı örtüsü toprak olan bir yapı günümüz teknolojisinin gereği ve yeni kullanıma uygun olarak mozaik örtülü bir yapıya dönüşebilmektedir. Bu tutum özgün elemanların aynen korunup kullanılması ilkesine uymayan yanıltıcı bir restorasyondur. Ülkemizde sıkça baş vurulan bu türden uygulamalara ancak yapının yaşatılması için başka hiç bir seçenek yoksa izin verilmelidir. Ayrıca bu restorasyon işlemi yazı, fotoğraf, plaket veya küçük bir örnekleme ile bina üzerinde belirtilmelidir. 2. Grup Elemanlar: Yapıya işlev gereği eklenen elemanlardır. Yapılara eklenen ıslak hacimler, mutfaklar, ısı merkezleri gibi birimler bu türdeki sabit elemanlar olup mobilyalar, aydınlatma armatürleri, ısıtma panelleri, vitrinler ve benzerleri- ise hareketli elemanlardır. Üzerinde durmak ve eleştiride bulunmak istediğimiz asıl konu da yukarıda söz edilen elemanlara ait uygulamalara yöneliktir. Günümüzde onarılarak yeni bir işlev ile yaşama kazandırılan yapılar özgün bünyelerinde hiç bir zaman bulunmamış mekân kullanımı ve elemanlar ile yüklenmektedirler. Bir yapının restitüsyona yönelik olarak veya yeni onarımları vurgulayan biçimde onarıldığı her iki durumda da yeni eklentilere gerek duyulmaktadır.

Ülkemizde Yapı Ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 323 Şekil 1: Amasya Bimarhanesi'nin onarım görmüş taçkapısı Şekil 2 : Çeşme Kervansarayı'nın sarmaşıklarla örtülü avlu revakları

324 CAN MEHMET HERSEK Aslında Venedik tüzüğünün beşinci ve onüçüncü maddelerinde konuya değinilerek "Yapının plan ve süslemeleri değiştirilmeden yapının ilgi çekici bölümlerine, genel konumuna, kompozisyonuna, dengesine ve çevresiyle olan bağlantısına zarar getirmediği taktirde eklemelere izin verilmiştir" 2. Yukarıdaki koşulların tümüne uygun eklenti yapmanın zorluğu bilindiği halde restorasyon projelerimizde konu plan üzerinde iki boyutlu basit çizimler ile ifade edilip uygulamaya geçilmektedir. Genellikle ayrıntılı çalışmalar yapılmamaktadır. Böylece görsel, estetik zararların yanısıra klimal ve kimyasal bozulmalara neden olunabilmektedir. Konu ile ilgili sayısız örnek vermemek mümkündür. Söz gelimi bu çeşit bir bozulmanın nedeni yapıya gelişi güzel eklenen bir ıslak hacim olabildiği gibi yapının avlusuna ve çevresine ekilen bitkiler de bir faktör olabilmektedirler. Özellikle duvar yüzeylerini kaplayan sarmaşık bitkilerin kökleri taşlar ve bağlayıcıları için son derece zararlıdır. Örneğin Çeşme Kervansarayı'nın avlu cepheleri sarmaşık bitkiler ile tamamen perdelenmiş durumdadır. (Şekil- 2) Halbuki bizler en azından geçmiş devirlerde yapı ve bitki örtüsü arasında daima bir denge sağlanmaya çalışıldığını biliyoruz. Büyük camilerin hemen yanı başlarında yer alan ulu ağaç çınarları hiç bir zaman mahalle mescitlerinin yakın çevresinde göremiyoruz. Söz konusu kervansarayın onarımda yapılan pek çok doğru uygulama yanında günümüze ulaşmayan revak korkuluklarının çiçeklikler biçiminde tasarlanmış olması da en az sarmaşık bitkilerin verdiği zarar kadar önemli olup bir tür yanıltıcı restorasyondur. Mekânsal eklenti ve değişiklikler yapıda özgün olarak bu türden hacimler bulunmadığı durumlarda ana plan şeması bozulmadan yapılmalı aksi taktirde mevcut eski mekân yeniden düzenlenmelidir. Eğer yeni bir mekân daha büyük olan eski bir hacim içinde oluşturulacaksa yeni ek mutlaka malzeme, form ve boyutları ile eski bölümlerden kolayca ayırt edilebilmeli ve günümüzün damgasını taşımalıdır. Onarılan yapılarımızın tefriş elemanları açısından da pek şanslı olmadıkları görülmektedir. Restore edilen anıtların bir çoğu sanki birer etnoğrafya müzesi gibi halılar, kilimler, bakır işleri ile doldurularak bu yapıların tarihsel kullanımlarına ve yaşam biçimlerine de pek uymayan sahte dekorlar oluşturulmaktadır. Üstelik plan üzerinde iki boyutlu düşünülen tefriş elemanları üç boyutlu hacimlerin mekânsal etkisini de bozabilmektedir. Örneğin kubbe ile örtülü bir odadaki merkezi etki bölücü düz bir elemanı ile bozulabilmektedir ( Bakışız Şekil: 3) Tefriş elemanları kapsamında ele alınabilecek bir başka sorun da aydınlatma, ısıtma ve havalandırma gibi teknik konularla ilgilidir. Yapılan onarımlarda bu noktalara da yeteri kadar önem verilmediği böylesi eklenti elemanların kimi zaman günümüzün damgasını taşımadığı ve kimi zamanda son derece çağdaş olup yapının genel artistik ve tarihi kimliği ile 2. ERDER, Cevad, Aynı Makale, s. 180.

Ülkemizde Yapı Ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 325 ŞEKİL.3 ÇEŞME KANUNİ KERVANSARAYI _ ORTAK MEKAN

326 CAN MEHMET HERSEK tezat teşkil ettiği görülmektedir. Söz gelimi bugün bir çok eski yapımızda ısıtma işlevi gören radyatörler konumları, formları ve malzemeleri ile eserlerimize yeni eklenmiş sorunlardır. Yine 19. yüzyıl sokak lambalarım çağrıştıran metal fenerler bu türden yapılarda sık sık kullanılan aydınlatma araçlarıdır. Çok değişik aydınlatma imkânlarına sahip olduğumuz bugün eklektik ve sahte elemanlar yerine indirekt aydınlatma dahil bir çok metoda baş vurulabilir. Yine benzer biçimde radyatörlü ısı sistemleri yerine zeminden ısı veren klima sisitemlerini kullanarak mimari karaktere saygı gösterilebilir. Yukarıdaki düşünceler ile ilgili olarak tekrar Çeşme Kervansarayına baktığımızda bu kez yatak odalarına eklenen banyo hacimlerinin malzemesi, boyutları ve formu ile yapının özgün bölümlerinden kolayca ayırt edilebildiği görülür ki doğru bir uygulamadır. Yine tefriş elemanlarından olan yatak koltuk gibi pek çok eleman çağdaş çizgi ve malzemeler ile yanıltıcı olmaktan uzaktır. Bütün bu olumlu uygulamalar ne yazık ki kervansarayın ortak kullanım mekânlarında görülmemektedir. Bu odalar duvarlarına yerleştirilmiş metal fenerler, kilimler, kütahya işi tabaklar, sedirler, koltuk takımları ve daha bir çok öge ile birlikte bir karmaşa içinde döşenmiştir. Böylece burada tefriş yapılırken nelere dikkat edildiği belli olmayıp daha açık bir ifade ile özgün elemanlar ile olmayanlar ve yapının asıl kullanımında hiçbir zaman mevcut olmamış olanlar arasında hiçbir bilimsel anlatım yoktur. Ülkemizde onarım görmüş hemen her yapıda yukarıda sözünü ettiğimiz aksaklıklara örnek teşkil edebilecek uygulamalar bulabilmektedir. Bunlardan Turing kurumunun İstanbul'un Sultan Ahmet semtinde Yeşil Ev adı altında restore ederek otel fonksiyonu ile işletmeye açtığı yapıda olduğu gibi onarım öncesi ile sonrası arasında özellikle plan şeması üzerinde büyük değişikliklerin yer aldığını görmek mümkündür. Yeşil Ev'in yeni düzenlenen her odasına bir banyo eklenmiş, oda boyutları değiştirilmiş, sofalar bölünmüş, merdivenler iptal edilmiş ve tüm bunların ötesinde onarım sonrasında, yapıda eski planı izleyebileceğimiz hiç bir veri veya iz kalmamıştır. Yapının iç bir antikacı dükkânı gibi çeşitli devir ve üslûptaki mobilyalar ile döşenmiştir. (Şekil: 4) Böylece yapının restore edilerek gelecek kuşaklara aktarılma imkânı doğmuş ancak devrin yaşam biçimini ve konut planlaması kriterlerini izleme olanağımız kalmamıştır. Ankara kalesinde sayıları gün geçtikçe artmakta olan onarımlardan Kınacıoğlu Konağına baktığımızda da yine benzer eleştereleri bu yapı içinde söyleyebilmekteyiz. Burada ilk gözümüze çarpan nokta renk değişikliğidir. Sanki tüm geleneksel konutlarımızın renkleri beyaz imiş gibi bu geç dönem Osmanlı konutu da yeşil rengini beyaz badana ile kaybetmiştir. Gerçi takdir edilebilecek bir uygulama ile konağın onarım geçirdiği cephesine yerleştirilen bir plaketle belirtilmiştir. Yine aynı cephede eskiyi ne kadar kopya ettiği veya yeni bir eleman olduğunu ne kadar vurguladığı belli olmayan bir fener ile daha çok Avrupa mimarisinin bir öğesi olan fer forge türü demir işçiliği ile yapılmış bir tabela bulunmaktadır. (Şekil: 5) Ayrıca yapının pencerelerinin önüne yerleştirilen plastik

Ülkemizde Yapı Ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 327 Şekil 4: İstanbul'da Yeşil Ev otelinin bir yatak odası Kaynak: Türkiye Turing Kurumu Broşürü Şekil 5 : Ankara Kalesi Kınacılar Evi'nin girişindeki tabela, fener ve saksılıklar.

328 CAN MEHMET HERSEK saksıların eskiden burada var olan bir özgün saksılığa yönelik bir atıfmı olduğu ve malzemesi açısından da yapıyla ha kadar bağdaştığı tartışılabilir. Yapının çeşitli amaçlara tahsis edilmiş olan zemin kat odalarında bulunan terek ve raflar bugün normalden çok fazla sayıdadır. Bunlardan hangisinin özgün olduğu yine belirgin değildir. (Şekil: 6) Aynı yapının üst katına yüklenen restoran işlevi sonucunda sofa ve odalar, eskicilerden toplanmış iskemle ve masalarla döşenip nostaljik bir ortam yaratılmıştır. Ancak şamdanı çağrıştıran lambaların aydınlattığı bu mekanların sıkışık düzeni işlevin ve teftiş elemanlarının yapıyla bağdaşmadığım ortaya koymaktadır. Burada diğer örneklerimizde görüldüğü gibi özgün olan mekân, tefriş elemanları ile onarılanlar ve işlev gereği eklenenler arasında ayırt edici bir anlatım yoktur. (Şekil: 7) Konu ile ilgili olarak Ankara kalesinde yapılmış bir başka restorasyon uygulamasına daha bakabiliriz. Bu ev, yapı ölçeğinde oldukça başarılı bir restorasyon uygulaması olarak nitelenebilir. Burada onarılan, eklenen elemanlar kolayca fark edilebilmektedir. Örneğin avluya açılan yarı açık mekanların ön cephelerinin restorasyon sonucunda kapatılmış olduğu, çağdaş çizgiler taşıyan, özgün elemanlardan koparılmış camekânlardan kolayca anlaşılmakta olup, yine bir köşesinde özgün boya ve kalem işlerinin bırakılarak kalan kısımların yeniden elden geçirildiği süslemelerde de eski ile müdahale edilenin farkı hissedilmektedir. (Şekil: 8) Tüm bu olumlu onarım tutumuna rağmen tefriş elemanlarında söz konusu hassas yaklaşımı görememekteyiz. Derleme mobilyalar ile oluşturulan restoran kesiminde çağdaş aydınlatma araçlarından olan spotlar eski görünüşlü lambalarla birlikte kullanılmışlardır. Restorana hizmet veren mutfak ise muhtemelen özgün mutfağın yerinde, elemanları onarılarak düzenlenmiş olmasına rağmen bu denli büyük bir hizmet için yetersiz kalmış ve özgün ocak dahil bir çok mutfak ögesi pişirme, saklama ve depolama araçları arasında boğulmuştur. (Şekil: 9) Yukarıdaki eleştirilerden sonra konu üzerinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin açıklanması için somut bir örnek olarak Kastamonu İsmail Bey külliyesine ait Medresenin restorasyon ve tefrişini kapsayan bir proje çalışmasından aşağıda kısaca bahsedilecektir 3. Çalışmanın ilk aşamasında; stürüktürel açıdan oldukça sağlam olan bu yapının ayrıntılı bir rölövesi çıkarılarak ardından restitüsyon projesi hazırlanmıştır. Bilindiği gibi restitüsyon projesi bugün için yapıda mevcut olmayan özgün elemanlarla, bünyesindeki eklenti ve değişikliklerin saptanması ile hazırlanan, eserin ilk yapıldığı durumu gösteren bir projedir. Bu işlem sırasında da yapının kendisinden, benzerlerinden veya yazılı-çizili-sözlü kaynaklardan faydalanılır. İçinde kesin olmayan noktalar ve 3. Kastamonu İsmail Bey Külliyesi üzerinde ilk kez 1984 yılında O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, Restorasyon Anabilim Dalı öğrencisi iken bir ekip çalışmasında bulunan yazar daha sonra 1986 yılında yine aynı bilim dalı öğretim elemanlarından oluşan bir başka grup ile onarım ve restorasyon projelerinin hazırlanmasına katılmıştır. Burada takdim edilen çalışma yazarın kendisine ait öğrenci çalışmasından alınmıştır.

Ülkemizde Yapı Ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 329 Şekil 6 : Kınacıoğlu Evinde satış ünitesi olarak düzenlenen oda. Şekil 7 : Kınacıoğlu Evinde restoran olarak tefriş edilmiş sofa.

330 CAN MEHMET HERSEK Şekil 8 : Avluya açılan mekanların sonradan kapatılmış olduğunu ifade eden camekan yüzey Şekil 9 : Eski mutfakta özgün ocak ve rafların yeni gereçlerle birlikte kullanımında karşılaşılan sorunlar.

Ülkemizde Yapı Ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 331 yorumlar bulunduğundan genellikle bu proje ile restorasyon yapılmaz ve onarım için sağlıklı bilgilere dayanan bir restorasyon projesi hazırlanır. Dolayısıyla medresenin restorasyon projesine geçildiğinde de yanıltıcı olmayan bir onarım projesinin hazırlınmasının yanısıra yapının bugün içine sığınmış olan kimsesiz yaşlı insanların daha iyi korunabileceği bir işlevle yüklemesi uygun görülmüştür. Çalışmada bütün elemanlar konum, boyut, form ve malzeme açısından bilinirlilik kriterlerine göre incelenmiştir. (Şekil: 10) Sonuçta her eleman hakkında ne bilindiği, bu bilginin ne derece güvenilir olduğu saptanmıştır. Böylece onarım için her elemana bilinen özelliklerine göre müdahale gerekçesi ve yöntemi önerilebilmiştir. Bu müdahale yöntemi yeniden üretilecek elemanın bilinen özelliklerinin aynen yapılmasını buna karşılık bilinmeyenlerinin yanıltıcı olmamak için çağdaş biçimde olmasını ön görmektedir. Bu şekilde Venedik Tüzüğüne uygun hareket edilmiş olmakta ve faraziyenin başladığı yerde günün damgasını taşıyan yorumlar yapılmaktadır. (Tablo: 1) Örneğin medresenin planından izlenebileceği gibi medrese avlu döşemesinin tamamlanması işlemi (1) numara ile ifade edilmiştir. Çünkü büyük bir kısmı mevcut olan bu döşemenin konumu, malzemesi, boyut ve formu bilinmektedir ve eksik kısmın aynen tamamlanmasında yanıltıcı hiç bir onarım yoktur. Buna karşılık bugün için kalan izlerden, odaların özgün döşeme malzemesinin aynı konum ve malzeme ile yapılması uygun görülürken malzemenin biçimlenmesinde bilgimiz olmadığı için yeni bir form olan ahşap parkenin kullanılması düşünülmüştür. Böylece bu müdahale, türünde (2) numara ile ifade edilen grupta yer almıştır.' Yine bir diğer döşeme vinilex olarak ana eyvan için önerilmiştir ve müdahale türü (3) numara ile gösterilmiştir. Bu tutumun gerekçesi ise eyvan döşemesi ile ilgili hiç bir verinin günümüze ulaşmamış olması ve bu nedenle konum, boyut, form ve malzemede yanıltıcı olmamaktır. Bütünüyle kaybolmuş oda kapı kanatlarının da müdahalesi (2) numaradır. Çünkü malzeme, konum ve boyutlar belli olmakla birlikte kanadın nasıl bir işçilik ile yapıldığı bilinmemektedir. Örneğin bu kapılar son derece basit kapak tahtalarından yahut geçme tekniğinde birleştirilmiş ahşaplardan yapılmış olabilir. O halde bizim bu kapıları bildiğimiz özelliklerine sadık kalarak ahşap malzemeden yapmamız ve buna karşılık günümüz çizgilerini taşır bir biçimlenmede olması düşünülmüştür. Bu tablo günümüze kadar ulaşamamış özgün elemanlar için geçerli olmakla birlikte yeni eklentilere de yol göstermektedir. İşlev gereği yeni eklenecek sabit veya hareketli tefriş elemanları daha önce yapıda hiç mevcut olmadıkları için kriterler açısından tümüyle çağdaş olarak üretilmek durumundadırlar. Planda (4) numara ile gösterilen ısıtma, aydınlatma, pencere doğramaları ve (5) numaralı tefriş elemanları da bu görüşlere uygun müdahale için işaretlenmişlerdir. Özetle bir yapının restorasyon projesi yalnızca yapıların stürüktürel ve dekoratif onarımlarına yönelik çalışmaları kapsamaz. Aynı zamanda çağın ve işlevin gereği eklentileri, tefrişleri, aydınlatma, ısıtma gibi konu-

ŞEKİL- 10 KASTOMONU İSMAİL BEY KÜLLİYESİ MEDRESE RESTORASYON PLANI LEJANT-BAKINIZ TABLO- 1

Ülkemizde Yapı ölçeğindeki Restorasyonlarda Tefriş ve Dekorasyon 333 lan çözüme kavuşturacak araştırmaları da içerir. Bu nedenle restorasyon projeleri restorasyon uzmanı ünvanına sahip mimar, inşaat mühendisi, sa- Tablo 1 Kastamonu İsmail Bey Külliyesi Medrese Binasına ilişkin RESTORASYON KARARLARI TABLOSU ELEMAN NİTELİĞİ 1. Varlığı ve tümüyle her özelliği bilinen elemanlar Konumu- Biliniyor Boyutu- Biliniyor Formu- Biliniyor Malzemesi- Biliniyor 2. Formu Bilinmeyen ancak diğer özellikleri bilinen elemanlar. Konumu-Biliniyor Boyutu- Biliniyor Malzemesi- Biliniyor 3. Varlığın bilinen ancak hiç bir özelliği bilinmeyen elemanlar Konumu- Bilinmiyor Boyutu- Bilinmiyor Formu- Bilinmiyor Malzemesi- Bilinmiyor 4. Yapının yaşaması için gerekli olan ancak yapıda hiçbir zaman var olmamış sabit elemanlar. 5. İşlev için gerekli olan hareketli tefriş elemanları MÜHAHALE METODU Eskisine benzer biçimde yeniden yapım Aynı Konumda Aynı Boyutta Aynı Formda işlemeleri sadeleştirilerek Aynı malzeme ile yapım Formda çağdaş olarak (eleman üzerinde günümüzün simgesi ile) yeniden Aynı Konumda Aynı Boyutta Aynı Malzeme ile yapım Tümüyle çağdaş bir tutumla yapının genel karakterine saygılı olarak İşleve uygun konumda İşleve uygun boyutta İşleve uygun formda Çağdaş malzeme ile yapım Tümüyle çağdaş bir tutumla yapının genel karakterine saygılı olarak ve eklenti olduğu belli edilerek yapım. Mekânda kullanım değiştiği için çağdaş yaklaşım yeni tasarım ile mekân formuna saygılı ve uyumlu yapım nat tarihçi, peysaj uzmanı, elektrik ve makina müdendislerinin tümünün katılımıyla oluşacak bir ekip tarafından hazırlanmalıdır. Bize göre yukarıda önerilen biçimde her elemanın ayrıntısına kadar inilerek incelenmeden restorasyon kararlarına varılmamalı ve yapının genel atmosferine oldukça önemli katkısı bulunan tefriş elemanları gözardı edilmemelidir. Ancak böyle bir çalışma ile genel restorasyon kurallarına uygun onarım yapılırken aynı zamanda yapı sağlıklı bir hale getirilebilir.

ÜLKEMİZDEKİ ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞININ TARİHÇESİ M. Akif IŞIK* Hir milleti, her grubu geçmişinden yararlanmaya, kendine has nitelikleri ile uyumlu dış etkilere açık olmaya ve böylece kendini yaratma sürecini devam ettirmeye özendirerek, insanoğlunun gelişme imkânlarını arttıran uyarıcı zenginlik "Kültürel Kimlik" tir. Birçok ülke, ilerlemelerinin kültürel kimliklerinin gelişmesiyle doğru orantılı olduğunu anlamış durumdadır. Kültürel kimliğin gerçek kalıntıları ise, tarih boyunca yaratılan kültür mirasında toplanmaktadır. Dolayısıyle bu mirasın korunması yalnızca o ülkenin değil tüm dünyanın görevidir. Bilindiği gibi ülkemiz, dünyada kültürel zenginlik ve çeşitlilik konusunda başta gelen ülkelerdendir. Anadolu gerek insan yaşantısına elverişli tabiat şartları ve gerekse jeopolitik konumu nedeniyle tarihin başlangıcından bu yana kesintisiz iskân görmüş ve birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Bunun haklı sonucu olarak da "Uygarlıklar Ülkesi" olarak tanınmıştır. Burada, eski eser kaçakçılığının dünya ve ülkemiz kapsamında tarihçesine dağinilmesinde yarar görülmektedir. Kültür varlığı soygunculuğunun Eski Mısır devrine kadar uzandığı bilinmektedir. Buna en güzel örnek piramitlerdir. Antik kaynaklarda "Ganimet hakkı" olarak adlandırılabilecek bir kavramdan sözedildiği belirlenmiştir. Babil, Elam Asur krallar, savaş ganimetlerini özel mekânlarda toplarlardı. Hitit'ler ve Pers'ler de savaşta yendikleri toplulukların eserlerini, kazandıkları zaferin göstergesi olarak almışlardır. * M. Akif Işık, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müdürü.

336 M. AKİF IŞIK Yine İlk Çağlarda, galibiyetin bir göstergesi olmasının yanısıra zenginler, statülerinin farklı olduğunu göstermek amacı ile, heykelleri, değerli eşyaları toplamaya başlamışlardır. Bu gelenek Orta Çağ'da da sürmüş, krallar, derebeyler, zengin aileler ve hatta din görevlileri halktan yağmaladıkları eşyaları biriktirmeye başlamışlardır. Eski eserlere bu türlü bir anlayışla yaklaşılması sonucu, eser toplama, yağmacılığa dönüşmüştür. Ülkemiz tarihinde eski eser soygunculuğu olarak tanımlayabileceğimiz eski eser naklini ilk defa Roma İmparatorluğu döneminde görmekteyiz. M.Ö. 1. yüzyılda İmparator Sulla ve ardından gelen pekçok Roma İmparatoru Anadolu ve Yunanistan'dan çok sayıda değerli eseri, yönetim merkezi Roma'ya nakletmişlerdir. Anadolu'da birbirinden güzel sanat eserleri yapan Romalılar bunun yanısıra, Anadolu'nun eski sahiplerinin bıraktıkları eserleri de yağmalamakla bir yerde "eski eser kaçakçılığı" mesleğini de Anadolu'ya sokmuş oluyarlardı. O dönemlerde birçok mezarın soyulduğu, bu soygunun ve tahribatın Bizans Çağında da devam ettiği bilinmektedir. 12. Yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında da eski eserlerin yağmalanmasının yanısıra şiddetli tahribata uğratılması ve hatta yokedilmesi de dikkat çekicidir. 1435-1447 yılları arasında Anadolu ile irtibatı bulunan İtalyan tüccar Ancona'lı Ciriaco'nun Anadolu'dan İtalya'ya pek çok eser naklettiği bilinmektedir. 17. yüzyıl başlarında Anadolu'nun birçok yerini dolaşan Arundel Lordu, topladığı eserleri İngiltere'ye götürmüştür. Günümüze yaklaştıkça eser toplama merakının da büyük boyutlara ulaştığını görmekteyiz. 18. yüzyıl sonlarına doğru zenginleşen bazı batı toplumlarında bu zenginliğin verdiği bir hevesle Antika toplamacılığının da arttığı görülmektedir. Antik çağlarda olduğu gibi, bu dönemde de yine Akdeniz Ülkeleri eski eser yağmacılığında önde gelmiştir. Özellikle Anadolu topraklan dikkatleri üzerinde, toplamıştır. Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Anadolu o tarihlerden itibaren eski eser meraklılarının, zenginlerin ve diplomatların akınına uğramıştır. Bu kişiler o dönemlerde Anadolu'yu dolaşarak izinli veya izinsiz birçok kazılar yapmış ve buldukları eserlerin büyük bir bölümünü ülkelerine kaçırmışlardır. Cumhuriyet öncesi, özellikle büyük boy veya taşınmaz eserler parçalara ayrılmak suretiyle yurt dışına kaçırılırken (Bergama Zeus Sunağı,

ÜLKEMİZDEKİ ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞININ TARİHÇESİ 337 Milet Güney Agora Kapısı, Konya Beyhekim Camii Mihrabı gibi), Cumhuriyet döneminde, taşınmaz eserlerin yerini kolay taşınabilir eserler almıştır. (Elmalı Sikkeleri, Kumluca Eserleri, Lidya Eserleri gibi). İlk çağlarda ganimet hakkı, savaş tazminatı v.s. gibi isimlerle nitelendirilen olaylarda eserlerin ülke değiştirmesi savaşlar ve ülke işgalleri ile olmuştur. Ancak, özellikle 13. yüzyıldan sonra Anadolu topraklarından sökülüp götürülen eserlerin götürülmesinin tam karşılığı ne "ganimet hakkı" ve ne de "Savaş tazminatı"dır. Bu olay kesin tabiriyle "ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI" ve tek kelimeyle adi bir suç olan "HIRSIZ- LIK'tır. Saygılarımla.