AKYAKA DA, MUĞLA DA, KONYA DA YA DA ANTİK ANADOLU NUN GEÇMİŞİNDE GEZİNMELER ( )

Benzer belgeler
IDYMA (GÖKOVA AKYAKA) ÇEVRESİNDE IDYMA KENTİNE AİT

KARİA BÖLGESİ TARİHİ KENTLER SU YAPILARI DÖKÜMÜ MEHMET BİLDİRİCİ

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

BİLDİRİCİ AİLESİ ANTALYA GEZİLERİ

BU ÖZET ÇALIŞMA TÜBİTAK MUĞLA ÜNİVERSİTESİ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KATKILARI İLE AKYAKA DA AÇILAN DOĞA BİLİM KAMPI İÇİN

Kars Fethiye Camii önünde

GAZETECİ YAZAR BÜLENT AKKURT BODRUM DA DEFNEDİLDİ

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

ALİ İLHAMİ BİLGİN İN ÖZGEÇMİŞİ

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TÜRKÇE 2015 AÇIKLAMA VE INDEKS

Merkez Turgutreis İlköğretim Okulunun Tarihi Gelişimi

2500 YILLIK YERLEŞİM YERİ: AVŞAR AVŞAR DA ÖREN YERLERİ

KARIA BÖLGESİNDE TARİHİ GÜZELLİKLER

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

ERMENEK AŞAĞIÇAĞLAR KÖYÜ DEDELİ YAYLASINDA İSİMSİZ ANTİK KENT

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti


İçindekiler CUMHURİYET BAYRAMI TÖRENİMİZ

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Benimle Evlenir misin?

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Toplum Yararına Program Katılımcı Duyurusu

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Prof. Dr. Fahri Işık Hekatomnos Lahdini Akademia Vakfı için anlattı

Muhteşem Pullu

Fethiye den 7 Kooperatif Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

Ünlü denizci Sadun Boro, Gökova da anıldı

Bodrum aşığı yabancıların buluşması

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Bodrum Belediye Başkanları Kitabı Yayınlandı

Aspendos Antik Kenti Sponsorluk Dosyası

BODRUM DAN KOS A İLK SEFER İSRAİL TURİSTLER OLDU

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Gizemli Komşu İran. Tur Programı

KÜLTÜR VE TURĐZM BAKANI Ertuğrul GÜNAY

ANTİK ATİNA KALINTILARINDA 4 GÜN MEHMET BİLDİRİCİ

IDYMA DAN GÖKOVA AKYAKA YA TARİHİ BİLGİLER MEHMET BİLDİRİCİ Araştırmacı-Yazar

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KARİKATÜRİST VE RESSAMLAR, ARTIK AYA NİKOLA KİLİSESİNDE

MUĞLA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU NUN 124 NUMARALI TOPLANTI GÜNDEMİ TOPLANTI TARİHİ: TOPLANTI YERİ : MUĞLA SIRA

Şerif Kocadon için mevlit

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

LİKYA TURU MAYIS 2015

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ÇARŞI ESNAFININ BODRUM YOLCU LİMANINA TEŞEKKÜR ZİYARETİ

geçici listesine alındı

Kumbahçe de otel inşaatında göçük meydana geldi

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

GAZ ANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Mutluluğu birlikte yaşamaktır

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

SAGALASSOS TA BİR GÜN

ALİAĞA TARİHSEL SEMBOLLERİNİ ÖNE ÇIKARIYOR!

Üniversitede Arkeoloji Sempozyumu

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

KFAR KAMA -AA- İsrail'in kuzeyinde, Aşağı Celile bölgesindeki köylerden biri olan Kfar Kama'da (Kama Köyü) 3 bin Çerkes yaşıyor.

Fethiye, Likya sahilinde bulunan en büyük tatil yöresidir. Ölüdeniz, Hisarönü, unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Dünya Mirası Gezginleri Derneği ile 9 UNESCO Dünya Mirası nın ve 10 Adayının görüleceği. İsrail Turu. 2 Kasım Kasım 2014

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

AKDENİZ FOKUNUN Monachus monachus TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Transkript:

AKYAKA DA, MUĞLA DA, KONYA DA YA DA ANTİK ANADOLU NUN GEÇMİŞİNDE GEZİNMELER (1996-2015) MEHMET BİLDİRİCİ İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ (İTÜ 1962) ARAŞTIRMACI-YAZAR AKYAKA 2015 1

MUĞLA DA BİR ARAŞTIRMACI MEHMET BİLDİRİCİ Gel sana bir Gökova Aşığını (Mehmet Bildirici) tanıştırmak istiyorum Ünal Türkeş, 2006 Ben Mehmet Bildirici, 24.02.1939 yılında Konya da doğdum. Nail Çakırhan ın öğrencisi, gene bir Muğlalı Divan Edebiyatı uzmanı Hikmet İlaydın ın Müdür olduğu Konya Lisesi nde öğrenim gördüm, 1957 yılında mezun oldum. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi zor bir sınavı kazanarak girdim, 1962 yılında mezun oldum. Meslek hayatım Konya da geçti, 1971-1982 yılları arasında Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi nde Öğretim Görevliliği görevinde bulundum, 1991 yılında DSİ IV. Bölge Müdürlüğü nde çalışırken tarihi suyolları konusunda araştırmalara yöneldim, halen de devam ediyorum. 1975 yılında ilk defa Marmaris e tatile geldim, çevreyi arabamla gezdim, bir gün de Marmaris ten Akyaka ya deniz ve pikniğe geldik. Akyaka ya bayıldım ve buradan bir ev edinmek istedim. İsteğimde oldu, önce bir arsa alabildim, halen bu arsanın üzerinde bir otel var, 1985 yılında bu arsa ile halen içinde oturduğum Mevsim market in bulunduğu binayı aldım. 1994 yılından itibaren hızla Gökova Akyaka yı hızla araştırmaya koyuldum. Hala da aynı şevkle devam ediyorum. Çalışmalarımı alışılmışlığın dışında 2004 ve 2006 yıllarında üyesi bulunduğum Gökova Akyaka yı Sevenler Derneği üyesi olarak Nail Çakırhan & Halet Çambel Kültür evinde açtım. Amatörce açtığım bu ilk sergimde Nail Çakırhan ve Halet Çambel bulundular, bunu çok büyük bir onur kabul ediyorum. Burada başka sergiler de açtım, bana büyük destek veren HEIKE yi (Bahar Suseven 1962-2912) saygıyla anıyorum. Heike sayesinde halen sahip olduğum Web Sitem 2009 yılında faaliyete geçti www.mehmetbildirici.com 2015 yılı itibariyle ziyaretçi sayısı 100.000 olan sitemin sayfa hacmi 14.000 sayfanın üzerinde Türkçe 2. Bölüm Akyaka hakkındadır. 2009 yılı itibariyle yaklaşık 600 sayfanın üzerindedir. Yararlandığım Fransızca, Almanca, İngilizce, Türkçe kaynaklar, ileri araştırmacılar için taranarak yerleştirilmiştir. Sonraki gelişmeler haber panosu olarak belirttiğim bölümlerdedir. Uzun uzun 3 yerde yaşadım ve sevdim. Bunları 3G olarak niteliyorum. GÖKOVA /GONYA/ GALATA Buradan Gökova yı sevenlerin özellikle tarihi konusunda paylaşmaya, tartışmaya açıyorum. Sevgi ve saygılarımla MEHMET BİLDİRİCİ mehmetbildirici34@gmail.com (MUĞLA DEVRİM 22.08.2015 YAYINLANDI) 2

İÇİNDEKİLER Tarih Yazının ismi Yayın yeri sayfa 22.08.2015 Muğlada Araştırmacı Mehmet Bildirici Devrim 2 İçindekiler 3-6 1996 YILI 23.06.1996 Nihal ve Hikmet İlaydın Yeni Konya 7 31.08.1996 Akyaka da Gökova Tarihi Paneli Gasder 8 25.09.1996 Devrim Gazetesine Merhaba Devrim 9 28.09.1996 Kaya Mezarımı İstiyorum Devrim 10 1997 YILI 25.06.1997 Marmaris Muğla Yolculuğu (19. Yüzyıl) Devrim 11 28.06.1997 Sınanmış Yer Erendede Devrim 12 30.06.1997 Akyaka ya Gönül Vermiş Araştırmacı Fransız Guy Meyer Devrim 13 07.07.1997 Akyaka lı Mustafa Akkaya Devrim 14 1998 YILI 17.08.1998 Konya-Muğla Gönül Bağları Devrim 15 18.08.1998 Bir Antik Yerleşim, Pisi-Pisiköy Devrim 16 22.08.1998 Akyaka Çevresinde Sarnıçlar (Cistern) Devrim 17-18 21.09.1998 Fethiye de Yapılan DSİ Su Problemleri Semineri DSİ 19 28.11.1998 Akyaka da Çakırhan Mimarisi Yeni Meram 20-21 31.12.1998 Mustafa Akkaya nın ölümü GASDER 22 31.12.1998 Yazılı Taşın Kurtarılması GASDER 23 1999 YILI 06.08.1999 Konya da Kervan Dergisinde Nail Çakırhan Şiirleri Devrim 24-26 17.08.1999 Akyaka da Eski İskele ve Piknik Alanı Devrim 27 04.12.1999 Yunus Şiirine Yakınlaşmalar (Hikmet-Nihal İlaydın) Yeni Meram 28 2000 YILI 2000 Idyma dan Gökova Akyaka ya GASDER 29-31 2000 Idyma dan Gökova Akyaka ya İngilizce Heike Thol Schmitz GASDER 32-35 2000 Idyma dan Gökova Akyaka ya Almanca Thomas Schmitz GASDER 36-39 2000 Idyma dan Gökova Akyaka ya Fransızca-Michele Barel GASDER 40-42 2000 Bir zamanlayilir Körfeze Adı verilen AGIA KOSMA GASDER 43 2000 Gökova Tarihi konusunda Araştırmacılar GASDER 44-47 2001 YILI 24.04.2001 Nihal Hikmet İlaydın MAKALELER Yeni Gazete 48 26.09.2001 Ulaslararası Kudüs Toplantısının Ardından Yeni Gazete 49-51 30.10.2001 Tarihi Sorgulayan Bir Turist Gözüyle PARİS Yeni Gazete 52-54 3

2002 YILI 10.05.2002 İTÜ 40. Yıl törenleri ve İTÜ 1962 liler İTÜ Vakıs 62 55-58 15.07.2002 İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Prostat Ameliyatı 59 2003 YILI 17.04.2003 Anam Nesibe Bildirici yi Konya da kaybettim Çağrı 2004 60-61 2004 13.08.2004 Akyaka da ilk sergimi açtım, Idyma dan Gökova Akyaka ya GASDER 62 02.10.2004 Efes te Cura Aquarum Toplantıs (2) Ceramos Ören bildirisi 2006 63 2005 YILI 03.08.2005 Bodrum ve Gümüşlük Gezisi WEB 64 2006 YILI 08.04.2006 Konya Liselilerin Bodrum Gezisi WEB 65-67 28.07.2006 İdyma dan Akyaka ya sergi (2) WEB 68 2007 YILI 01.04.2007 Cura Aquarum Petra-Ürdün Toplantısı (3) Yeni Meram 69-70 05.08.2007 Akyaka da Yaşadığımız Tarihi Çevre AKSD 71-72 03.10.2007 Akyaka da Oktay Akbal Kitaplığı AKSD 73 2008 YILI (II) 30.01.2008 Akyaka da Hayıtlı AKSD 1 30.03.2008 Kaya Mezarlar Konusunda Kitap (Paavo Roos) AKSD 2 10.04.2008 İTÜ Mustafa İnan Kütüthanesi için 1962 İnşaat İTÜ 3 25.06.2008 DSİ II. Bölge Müdürlüğü Gümüldür Tesislerine Tarihi Su DSİ 4 18.07.2008 Akyaka da ICONIUM (Konya) Sergisi (3) Sergi Konya da tekrar Yeni Meram 5 2009 YILI 23.03.2009 5. Dünya Su Forumunda konuşmam DSİ 6-7 Soyundan geldiğim Yatağan Mürsel WEB 8 Babaannemin anne dedesi Müderris İbralalı Mustafa WEB 9 Mehmet Dedemin Babası Müderris Haşim Efendi WEB 10 19.08.2009 WEB Sitem Faaliyete geçti 11 23.10.2009 Van-Muş-Harput Gezisi izlenimleri AGOS 12-13 2010 YILI 23.03.2010 Orman Bakanlığının Davetlisi olarak II. Taşkın Konferansı DSİ 14 2011 YILI 25.04.2011 Fulya Mahallesi Park Apartmanda yalnız yaşam 15 20.05.2011 Akyaka da 8000 yıldan bu yana su sergisi Heike ile WEB 16 16.06.2011 Marsiya da konuşma WEB 17 12.09.2011 İstanbul DSİ Dragos (Orhantepe) Konuşma ve 8000 Yıl Su DSİ 18 21.10.2011 Özlem in Aramızdan Ayrılması Hürriyet 19 4

2012 YILI 26.05.2012 İTÜ 50. Yıl töreninde Konuşmam İTÜ 20-23 09.07.2012 Hisarönü Gezisi AKSD 24 14.07.2012 Akyaka da Swenskaya Konseri AKSD 25 18.07.2012 Bahar Suseven in (Heike) ölümü 1962-2012 26 04.08.2012 Marmaris Koylarında Gezi AKSD 27 06.08.2012 Datça da gezi (Orhan Arda ile) WEB 28-29 07.08.2012 Knidos Antik Kenti Gezisi WEB 30-31 2013 YILI 23.07.2013 Stratonice (Yatağan) Gezisi AKSD 32 23.07.2013 Milas Gezisi AKSD 33-34 06.08.2013 Amerikalı Dennis ile Caria a gezi, Beçin, Labranda, Nyssa WEB 35-37 06.09.2013 Okkataş ıma Dokunmayın DEVRİM 38 19.09.2013 Kaunos Gezisi WEB 39-40 10.10.2013 Karia da Pers Yönetiminde Gelişme DEVRİM 41-42 31.10.2013 Ünal Türkeş Ustaya Saygı DEVRİM 43 2014 YILI 14.04.2014 İMO İstanbul Şubesi Karaköy de Su Sergisi WEB 43-47 10.05.2014 İstanbul Karaköy deki Su sergisinin Ankara İTÜ Evinde Tekrarı WEB 48 23.05.2014 Yerkesik ve Yenice Okkataş Gezisi WEB 49-50 25.05.2014 Fethiye Kayaköy Gezisi WEB 51 01.06.2014 Muğla da Yörük Şenliği AKSD 52 07.06.2014 Ula da Kaya Mezar WEB 53 14.06.2014 Patara-Ksantos-Letoon Gezisi AKSD 54-56 08.09.2014 Kavaklıdere Gezisi WEB 57 09.09.2014 Marmaris-Turunç Gezisi WEB 58-59 11.09.2014 Rodos Gezisi WEB 60-64 20.09.2014 Körfezde İngiliz Limanına Gezi DEVRİM 65-66 29.09.2014 Muğla Üniversitesi Dilekçe 67-69 06.12.2014 Muğla lı İnşaat Mühendisi Arkadaşlarım DEVRİM 70 10.12.2014 Thera Antik Kenti hakkında DEVRİM 71-72 20.12.2014 Karia Satrabı Mousolos DEVRİM 73-74 31.12.2014 Şair İbrahim Ergin yazına açıklamalar DEVRİM 75-76 2015 (III) 30.03.2015 Atina Cura Aquarum Toplantısında Malatya Derme Posteri WEB 1-2 2012 Cura Aquarum Toplantısı İsrail WEB 3 Karaman Ermenek Yukarı Çağlar Sbede antik kenti WEB 4-5 30.06.2015 Açık Radyo Tarihi Su Ropörtaşı Açık Radyo 6-9 09.07.2015 Hikmet İlaydın DEVRİM 10 09.07.2015 Nihal İlaydın DEVRİM 11-12 5

20.07.2015 ANTİK Çağda Uçmak (İbrahim Ergin e) DEVRİM 13 27.07.2015 Konya Lisesi Sevdalısı Yaşat Manav DEVRİM 14-15 06.08.2015 Dineksaray Bizans şiiri DEVRİM 16-17 05.08.2015 Milas ta Yahudi Mezarlığı DEVRİM 18 11.08.2015 Muğla ismi nereden geliyor DEVRİM 19 10.08.2015 Şadan Gökovalı ya saygı DEVRİM 20-21 17.08.2015 Göcek Adalarında Gemi gezisi DEVRİM 22-23 29.08.2015 Ula İdyma antik kentinde İDİMALILAR BİRLİĞİ DEVRİM 24-25 26.08.2015 Kızılyaka Gezisi DEVRİM 26-27 02.09.2015 Kallipolis (Kızılyaka) antik kenti DEVRİM 28-29 05.09.2015 Sedir Adası Gezisi (Demir ile) DEVRİM 30-31 09.09.2015 Karia Prensesi Ada DEVRİM 32-33 14.09.2015 Sedir Adası Tıru ardından (Teoman Meram) DEVRİM 34-35 21.09.2015 Gökova dan geçen antik Yollar DEVRİM 36-38 21.09.2015 Muğla Müzesine dilekçe (yazıt) 39 01.10.2015 Ula da antik çağda yaşam DEVRİM 40-42 03.10.2015 1942 Yılında Akyaka (Yusuf Özgün) DEVRİM 43 13.10.2015 Nail Çakırhan Gravürleri (Jak İhmalyan) DEVRİM 44-45 23.10.2015 İdyma dan Akyaka ya I DEVRİM 46-47 02.11.2015 İdyma dan Akyaka ya II DEVRİM 48-49 14.11.2015 İdyma dan Akyaka ya III DEVRİM 50-52 Bu Bölüm Sonu 53 6

1996 YILI KONYA LİSESİ NDEN ANILAR NİHAL VE HİKMET İLAYDIN Mehmet BİLDİRİCİ Elli yıl öncesi Konya Lisesi, Türkiye nin saygın ve sayılı eğitim kurumları arasında idi. Bu ise iyi bir eğitim kadrosuna sahip oluşundan kaynaklanıyordu. Bu yazımı o yıllarda hizmeti bulunan Fransızca öğretmeni Nihal İlaydın (Barutçuoğlu) ile değerli eşi Konya Lisesi nin eski Müdürü Hikmet İlaydın a ayırmış bulunuyorum. Burada sunacağım bilgiler hocamız Nihal İlaydın ın lütfedip gönderdiği mektuptan alınmıştır. Hikmet İlaydın 1914 yılında Muğla da doğmuştur. Konya Öğretmen Okulu mezunudur. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1936 yılında mezun olmuştur. Önce Gaziantep ve İzmir de öğretmenlik yapmış, 1948 yılında Konya Lisesi ne atanmıştır ve 1948-1949 yıllarında kısa bir süre Konya Lisesi Müdürü olmuştur. Konya Lisesi nden Milli Eğitim Bakanlığına Müfettiş olarak atanmıştır. Talim Terbiye Kurulu üyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olmuştur. Bir süre Almanya da bulunan İlaydın dört yılda (1960-1964) İran da kültür ateşeliği görevinde bulunmuştur. 1967 yılında emekliye ayrılmış ve 1991 yılında hayata gözlerini yummuştur. Farsça, Almanca dillerini bilen İlaydın, Divan Edebiyatının en önde gelen uzmanlarından idi. İran edebiyatının tanınmış şairlerinden SADİ nin Gülistan ve Bostan adlı eserlerini Türkçe ye çevirmiştir. Ayrıca Türk edebi sanatları ile ilgili el kitabı (manuel) niteliğinde Nazım adlı yayını bulunmaktadır. Nihal İlaydın hakkındaki bilgiler şöyledir. 1922 yılında Antakya da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Romanoloji grubunun, İspanyolca Bölümü nde eğitim görüyor. 1945-1955 yılları arasında Konya Lisesi Fransızca öğretmenliğine atanıyor. 1955 yılında Ankara ya gidiyor, Milli Kütüphane de kısa bir süre çalışıyor. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu nda Mütercimlik ve Müdürlük görevlerinde bulunuyor. Yedi yıl Turizm Yüksek Öğretmen Okulu nda Fransızca derslerini yürütüyor, kurslara katılıp İtalyanca öğreniyor, gerekli sınavları geçip belge alıyor ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi nde İtalyan Dili ve Edebiyatı derslerine giriyor. 1965 yılında edebiyatçı Hikmet İlaydın ile evleniyor. Aynı zamanda Farsça da öğreniyor. 1976 yılında emekli oluyor. Eşinin 1991 yılında ölümünden sonra kışları Ankara da, yazları Marmaris te emeklilik günlerini geçirdi. Pirandello nun iki tiyatro eserini Türkçe ye çevirdi. Ayrıca çeşitli tercümeleri de bulunmaktadır. Kendilerini tanımak bu değerli bilgileri yaşı 60 civarında olan eski öğrencilerine aktarmak cidden keyif verici bir uğraş (YENİ KONYA KIRKAMBAR 23.06.1996) 7

GÖKOVA NIN TARİHİ VE NASIL BİR TURİZM MEHMET BİLDİRİCİ Dedegil Oteli nde Akyaka Belediye Başkanı İsmail Akkaya ile Gökova Akyakayı Sevenler Derneği Başkanı Heike Thol Schmitz tarafından 31.08.1996 yapılan panele ben de katıldım. Konu Gökova nın tarihi idi. Gökova nın Tarihi konusunda derlediğim bilgileri sözlü olarak aktardım. Panele katılan tüm konuşmacılar sözlü açıklamalarda bulundu. Ben daha sonraları bu notları yazılı hale getirdim. İŞTE GÖKOVA bülteninde yayınlandı. Bu çalışmalarımın başlangıcı kilometre taşı oldu. 31.08.1996 Dedegil Oteli Soldan: M. Bildirici (2), Şevki Bardakçı (3), Şadan Gökovalı (4), Aydın Turunç (5) Panele katılanlar Önde Thomas-Heike-Düzay 8

Arkada Sevim Armutçu Leman Alp x- Mehmet Bildirici MUĞLA DEVRİM GAZETESİ NE MERHABA Mehmet BİLDİRİCİ Bu benim Devrim Gazetesi nde yayınlanacak ilkyazım, bu yazım ile AKYAKA DAN MERHABA diyorum. Önce kendimi tanıtmayı uygun buluyorum. Yüksek İnşaat Mühendisiyim, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi 1962 mezunuyum. Konyalıyım, Atatürk düşünce ve Devrimlerine bağlıyım. Otuz yılın üzerinde Konya da çalıştıktan sonra, on bir yıldan bu yana evim olan Akyaka da yazlarımı yaşamak istiyorum. Tarihi konularda araştırma yapmayı çok seviyorum. Mühendis olmam dolayısıyla, eski döşeme yollar, eski kentlerin yapıları ve yerleşim şekilleri daha da ilgimi çekiyor. Bugüne kadar bunları Konya da gerçekleştirmiş bulunuyorum. Akyaka da Türkiye ve Avrupa nın çeşitli kentlerinden pek çok değerli insanların evleri bulunmaktadır. Bu değerli kişilerin katkısı ile başka yerlere örnek olacak şekilde Akyaka nın tarihi ve ekolojisi konusunda tüm yerli ve yabancı yöreye ait dokümanlar elimize ulaşmaktadır. Gökova-Akyaka, Muğla nın gözünün bebeği, 21 yıldan bu yana tanıdığımdan, on bir yıldan bu yana evim olduğumdan ve burada sürekli yaşayacağımdan mutluluk duyuyorum. Bana bu imkânı verdiği için Devrim Gazetesi Sahibi Sayın ÜNAL TÜRKEŞ E bu ilk yazım için teşekkür etmek istiyorum. (25.09.1996 MUĞLA DEVRİM) (İlk sayfa alt köşede KÖŞEMDEN başlığı ile) Bildirici Ailesinin Akyaka daki evi (1996) 9

KAYA MEZARIMI GERİ İSTİYORUM Mehmet BİLDİRİCİ 31.08.1996 günü Akyaka Belediyesi ile Gökova-Akyaka yı Sevenler Derneği tarafından birlikte düzenlenen AKYAKA TURİZM ve SANAT ŞENLİĞİ kapsamında Dedegil Otel inde bir panel düzenlendi. Aydın Turunç un yönettiği panelde ben de İdima dan Gökova-Akyaka ya adlı, Akyaka nın tarihi ile ilgili bir bildiri sundum. Tarih konusunda bir diğer konuşmacı Arkeolog Şevki Bardakçı idi. Şevki Bardakçı, Karia kenti İDİMA NIN kaya mezarlarını tanıttı ve slayt ile onları gösterdi. Akyaka dan Marmaris e giden alt yolda iki adet cephesi işlemeli kaya mezardan birinin görülebileceğini, diğerinin Muğla-Marmaris yolunun molozları altında olduğunu ve bu kaya mezarın kurtarılmasını önerdi. Adı geçen ve toprak altında olan bu kaya mezarın fotoğrafı Zekai Eroğlu nun Muğla Tarihi isimli kitabında da yer almaktadır. Sanat değeri yüksek olan bir anıt yapıdır. Ben de bu öneriyi desteklemek için bu yazıyı yazıyorum. KAYA MEZARIMI GERİ İSTİYORUM Devletin izni ile Berlin e götürülmüş, Bergama nın Zeus Tapınağı nı geri istiyoruz. Kaçak olarak yurt dışına kaçırılmış, Karun un hazinelerini geri istiyoruz.!!! Kaya mezarımız yurt dışına mı kaçırılmış? Hayır Anadolu nun her tarafında ve yöremizde defineciler, kaçak kazıcılar, bilerek bilmeyerek kazarlar, kırarlar, yok ederler...!!! Kaya mezarımızı defineciler mi dağıtmış? Hayır Kaya mezarımız devletin kendi eliyle gömülmüş, yok edilmiş. Onu geri istiyorum. Biliyorum zor bir iş, ama başarabilirsek tarihi kalıntıların değeri anlaşılacak, yarı gömülü olanlar da kurtulacak... KAYA MEZARIMI GERİ İSTİYORUM!!! (28.09.1996 - Muğla Devrim ) 10

1997 YILI KÖŞEMDEN MARMARİS'TEN MUĞLA'YA ZAMAN TÜNELİNDE YOLCULUK Mehmet BİLDİRİCİ Gökova ve çevresi geçen yüzyıl, sıtma hastalığından dolayı, doğal güzelliğine ve zengin su ve toprak kaynaklarına rağmen çok az kişinin yaşadığı ıssız bir yer idi. Ulaşım Roma döneminden kalma taş döşemeli dar ve sadece yük hayvanlarının geçeceği yollardan kervanlarla sağlanırdı. Bölgede 1856 yılında seyahat etmiş İngiliz gezgin Newton Marmaris'ten Muğla'ya bu yollardan geçmiş ve yolculuğunu yayınlamıştır. Yazdıkları aynen şöyle (1) : "Marmaris'ten Muğla bütün yol boyu, köylerden ekili alanlardan yoksun. Yolun büyük bölümü çam ağaçlarının içinden ve dağ geçitlerinden kıvrıla kıvrıla tırmanıyor. Yaşam izi olarak yer yer kurulmuş kara TÜRKMEN çadırları!! Ve onların etrafa serpiştirilmiş mezar taşları görülür. Bu ıssızlığı bozan iç kısımlardan Djova (Cova, Gökova) ve Marmaris limanlarına yük taşıyan kervanların bir melodiyi andıran çıngırak sesleridir. Orada burada bazı ekilmiş alanlar, orman çalıları arasındadır. Hiçbir köy görünmez, çok az yoğun bir yerleşim söz konusudur. Şüphesiz söyledikleri tartışma götürür..!!. Newton acaba nerelerden geçmiştir? Şöyle bir tahmin yapabiliriz. Marmaris'ten Gökova'ya kadar bugünkü modern yolun yer yer yanından geçen eski yol, bugünkü ağaçlı yolun üzerindeki eski yol, Kozlukuyu ve buradan Sakar'a tırmanan eski yol üzerinden Kızılağaç ve Gülağzı yakınlarından Muğla'ya. 150 yıl içinde nereden nereye? Kaynak: (1) Paul Benedik Ula a modern Town (MUĞLA DEVRİM 25.06.1997) 11

KÖŞEMDEN AKYAKA'DA BİR SINANMIŞ YER ERENDEDE Mehmet BİLDİRİCİ Akyaka'da Kermetur'a inen anayolun (Lütfiye Sakıcı caddesi) doğusunda yaklaşık 200 m de orman içinde bir sınanmış yer bulunmaktadır. Erendede!!! Erendede kimdir? Ne zaman yaşamıştır? Elimizde bilgi bulunmamaktadır. Ancak burası, eskiden beri Erendede makamı olarak bilinmekte ve ermiş bir kişi olduğuna inanılmaktadır. Son zamanlarda belde sakini, değerli araştırmacı Arkeolog Aziz Albek burada yaptığı yüzeysel araştırmalarda Bizans dönemi mozaik kalıntısı olduğunu belirlemiştir. İşlemeli taşlar bugün de görülebilmektedir. Çok büyük olasılıkla bir şapel yeridir. O halde bu mevki Müslümanlık öncesi de sınanmış bir yer mi idi? Yoksa daha sonra burada bulunan yapıda bir eren mi yaşadı? Kimdir? Bilinmemektedir. Ama güzel olan şu ki, Akyaka sakinleri burada toplanır aşure pişirir, yerler ve dağıtırlardı. Birlikte olur, Erendede'ye dua ederlerdi. Bunu belirten sanat yönü olan bir yazıt konabilirdi. Bu konuda pek çok bilgili ve deneyimli kişi burada yaşamakta, en azından belirli zamanlarda gelmektedir. Ama alelacele buraya konan ve bugün ölen birine dikilen bir mezar taşı doğrusu yakışık almamaktadır. (MUĞLA DEVRİM -28.06.1997) Kazı yapıldıktan sonra Erendede (Kilise) Siyah köşeli taş ilk kaçak kazıda ortaya çıkmıştı 12

GÖKOVA TARİHİNE KATKISI OLAN BİR BİLİM ADAMI GUY MEYER Mehmet BİLDİRİCİ Gökova nın eski dönemlerine ait bilgiler, genellikle yabancı araştırmacıların çalışmaları ve onların yazılı taşları okumaları ile ortaya çıkmaktadır. Biz bu konuda Gökova olarak şanslıyız. Çünkü bütün bu konuda yapılmış dokümanlar elimizde. Bu bilgilerin bizlere ulaşmasında Paris te yaşayan değerli araştırmacı, bilim adamı Guy Meyer in çok büyük katkıları olmuştur. Kendisi Akyaka da yaşayan Krissi ve Selim Adham in arkadaşıdır. Onlara gönderdiği Fransızca ve İngilizce metinler bizlere ulaşmıştır. Son olarak bana yazdığı mektup ekinde bütün Gökova yazıtlarını içine alan Almanca dokümanları göndermiştir. Kendisine buradan teşekkür etmek istiyorum. Elimize geçen bu çok değerli metinler Akyaka da oturan Suzan ALBEK tarafından Türkçeye çevrilip, bizlere kazandırılmıştır. İtalyan işgal döneminde burada yüzeysel araştırma ve kısmen kazı yapan Guidi nin İtalyanca metinleri gene aynı yerde yaşayan Aydın Turunç un katkısı ile Yaşar Gedikoğlu un oğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Çevremizin tarihi konularının derlenmesinde emeği geçen GUY MEYER in hizmetlerinin unutulmaması ve yenilerine vesile olması dileğiyle (30.06.1997 DEVRİM) AÇIKLAMA Guy Meyer ile çok mektuplaştık, ama karşı karşıya gelmek kısmet olmadı. 2001 yılında Paris te kendisini aradım, hemen tatile çıkacağını, gene de Sourbon da bir kafede buluşabileceğini söyledi, ama gerçekleşemedi. 2002 yılında Akyaka ya geldi, beni aradı ama ben prostat ameliyatı geçirdiğimden Akyaka ya o yaz gelememiştim. Yeni bulunan yer altı mezarındaki yazıları okudu ve bana mektupla bildirdi. Zaman zaman mektuplar gidip geldi.. 2014 yılında İzmir de 24 Eylül Fransız Konsolosluğunda sponsoru olduğu bir sergi açılış kokteyline davet etti. Gittim, ama beni içeri almadılar ismini söyledim, kendisi yok dediler Ertesi günü normal vatandaş olarak sergiyi gezdim. Fransız gezgiciler gözü ile 18. yüzyılda İzmir tabloları yer alıyordu. Guy Meyer serginin sponsoru idi, yoktu Soruşturdum ölmüş olabileceğini söylediler. 13

GÖKOVA-AKYAKA DA BİR KAYNAK KİŞİ MUSTAFA AKKAYA Mehmet BİLDİRİCİ Çevre ve tarih araştırmalarında yazılı kaynaklar yanında, yörede yaşayan kişilerin de görüş ve bilgilerine başvurmak gerekir. Gökova-Akyaka da böyle bir dostum var. Belediye Başkanı İsmail Akkaya nın babası Mustafa Akkaya. Kendisini Akyaka ya ilk geldiğim 1977 yılından beri tanırım, iyi ahbabız. Bu zaman içinde çeşitli sohbetlerimiz oldu. Bunları ben hep not ettim. Dedesinin Gereme den (Ören) geldiğini, Tavaslıoğlu nun (Mütesellim Osman Ağa) buradaki emlakini ve hizmetlerini, işçi olarak yöreye getirilen Müslüman Arapları (Zencileri), köye suyun gelişini ve daha bildiği pek çok şeyi bana anlattı. Sonra elime geçen yazılı kaynaklar bunları büyük çapta doğruladı. İşin ilginç yanı, görmeyen gözüne rağmen çevreyi çok iyi tanıyor. Nerede ne olduğunu gayet iyi biliyor, tarif ediyor. Tabii çocukluğundan itibaren bütün yaşamı burada geçmiş. Son ziyaretimde bu bilgileri nasıl öğrendiğini sorduğumda bunu şöyle açıkladı. Ben küçükken büyüklerin yanına oturur onların anlattıklarını dinlerdim dedi. Dostum Mustafa Akkaya örnek alınacak bir baba, görmeyen gözüne rağmen, azimli çalışması ile ikisi kız, üçü oğlan beş çocuğunu yetiştirmiş, onlara köy içindeki evinin bahçesinden yer vererek onların ev sahibi olmalarını sağlamıştır. Devamlı radyo dinleyen, Türkiye ve Dünya daki olayları yakından takip eden, Mustafa Akkaya son yıllarda biraz rahatsızlık geçirmiştir. Kendisine sağlıklı yaşam diliyorum. (07.07.1997 DEVRİM) Mustafa Akkaya eşi ile 14

1998 YILI MUĞLA KONYA GÖNÜL BAĞLARI Mehmet BİLDİRİCİ Muğla yöresinin tarihinde Konya nın çok önemli bir yeri vardır. Karia bölgesini Menteşe olarak Türkleştiren Menteşe Oğulları nın atası Menteşe Bey Selçuklu nun uç beyidir. Milas ta Menteşe Sultanı Orhan Bey, Mevlana nın torunu zamanın Mevlevi Çelebisi tarafından ziyaret edilmiştir. Çelebi Orhan Bey den büyük iltifat görmüştür. Bunu takiben çeşitli dönemlerde Konya yöresinden çeşitli kişiler buraya yerleşmiş, din adamı olmuş, halkın dini duygularının pekişmesinde katkıda bulunmuşlardır. Gazetenizin değerli yazarı Ünal TÜRKEŞ in ataları arasında Konyalılar mevcuttur. Konuyu bir kitapta toplamaya çalışmakta, bizler de bunu beklemekteyiz. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında, Muğla da lise yokken pek çok genç lise eğitimi için Konya ya gitmiştir. Aynı durum Muğla Üniversitesi öncesi için de geçerlidir. Pek çok Muğlalı genç üniversite eğitimini Konya da Selçuk Üniversitesi nde tamamlamıştır. Ben bu yazımda Konya da öğrenim gören ve ülkeye hizmet eden iki Muğlalıdan bahsedeceğim. İlki çevre kültür ve mimarlığına büyük katkıları olan 1910 Ula doğumlu Nail ÇAKIRHAN olacaktır. Çakırhan 1925 yılında Muğla da Orta Okulu bitirdiğinde, okumak için Muğla da lise yoktur. Lise öğrenimi için Konya ya gider ve Konya Lisesi ne kaydolur ve akrabalarının yanında kalarak o zaman 4 yıl olan Konya Lisesi nden mezun olur. Çok zeki ve çalışkan bir öğrencidir. Bir Lise öğrencisi olarak şiir de yazmaktadır. Derebeyleri adlı yazdığı bir şiirinde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal e ettiği gerekçesi ile nezarete alınır, daha sonra salınır. Nail Çakırhan halen Konya Lisesi nin yaşayan en eski mezunlarından biridir. Konya da öğrenimini yapan bir diğer değerli Muğlalı da Hikmet İLAYDIN dır. 1914 yılında Muğla da doğmuş Orta Okulu Muğla da tamamladıktan sonra Konya da Öğretmen Okulu nda öğrenim görmüştür. 1973 Muğla yıllığında Yüksek Öğrenimini İstanbul da Yüksek Öğretmen Okulu nda tamamlamış, Edebiyat öğretmeni olmuştur. Önceleri Gaziantep ve İzmir de edebiyat öğretmeni olan İlaydın, Konya Lisesi ne atanmış 1948-1949 yılları arasında Konya Lisesi Müdürlüğü ne getirilmiştir. Bu dönemde Konya Lisesi en gözde liselerden biridir. Daha sonra Ankara da müfettişlik, Talim Terbiye kurulu üyeliği, müsteşarlık yaptıktan sonra 1967 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ndan emekli olmuştur. Farsça, Arapça, Fransızca, Almanca dillerini bilen İlaydın 1991 yılında atamızdan ayrılmıştır. Tanınmış bir divan edebiyatı uzmanı olan İlaydın, İranlı Şair Sadi nin Bostan ve Gülistan adlı eserlerini Farsça dan Türkçe ye çevirmiştir. Değerli eşi eğitimci öğretmen yazar Nihal İlaydın, kışları Ankara da yazları Marmaris te emeklilik yaşamını sürdürmekte Hikmet İlaydın ın yayınlanmamış çalışmalarını yayına hazırlamaktadır. (17.08.1998 Muğla DEVRİM) 15

MUĞLA YEŞİLYURT (PİSİ) HAKKINDA YAYINLAR YERİNDE İNCELEME Mehmet BİLDİRİCİ Çevre tarihi ve doğal güzelliklerine ilgim dolayısıyla Muğla'nın kuzeyinde eski ismi Pisi veya Pisiköy olan Yeşilyurt'un tarihi hakkında bilgiler elime geçti. Çok sararmış zor okunan iki sayfa olan bu metnin bir özetini sunacak, ardından 1996 Eylül ayında burada yaptığım geziden izlenimlerimi aktaracağım. Ender Varinlioğlu'nun çevrede yaptığı araştırmalara dayanarak hazırlanmış metne göre, Pisiköy'ün tarihi hakkında bilinenler şöyledir. Pisiköy olan ismi,1962 yılında Yeşilyurt olarak değiştirilmiştir. Beldenin tarihi Muğla kadar eskilere gitmektedir. M.Ö. yaklaşık 196-200 yılına tarihlenen bir yazıttan, Rodoslu Nikagoras tarafından Pisi, Idyma (Gökova) ve Killandos'un (Muğla Yenice köyü), Rodos topraklarına katıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde Pisi Rodos Karşıyakası (Rhodian Parea ) olmuştur. Bu durum M.Ö. 167 yılına kadar sürmüştür. M.Ö. 29 yılında Romalı Labienus'un eline geçmiştir. Eski yazıtlarda ismi Pisi olarak geçmektedir. Pisi ile Bodrum yakınlarında Pedasa adlı kent ile birlik oluşturmuş, birliğin merkezi Pisi olmuştur. Yazıtlardan çevre kentlerden buraya gelip antik çağda buraya yerleşenler olduğu görülmekte ve önemli bir merkez olduğu anlaşılmaktadır. Bizans döneminde de kent konumunu ve önemini sürdürmüştür. Pisi, Milas'tan gelip güneye Gökova ve Marmaris'e inen yollar üzerindedir. Datça'da kasaplık yapmış yaşlı bir Pisili, Yerkesik, Yenice üzerinden Sakar'a inilirdi, ben bu yollardan çok gittim, yer yer taş döşemelere de rastlanır demiştir. Antik kentin yerinin Muğla'dan gelişte girişte olduğu bilinmektedir. Yakın zamanlara kadar izleri bulunan amfi tiyatrosundan bugün geriye bir şey kalmamıştır. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferine gidişte, 22 Temmuz 1522 tarihinde Pisi'den geçmiştir. Kanuni Sultan Süleyman bu gidişinde misafir edilmiş ve o zaman Pisi'de yaşayan İsa Efendi ile görüşmüş, ona iltifat etmiştir. İsa Efendi de cihan padişahına nasihatte bulunduğu anlatılmaktadır. İsa Efendi hakkında bilinenler de şöyledir. İsa Efendi'nin doğum ve ölüm tarihleri belli değildir. Mezarı Pisi'nin güney tarafında çamlar arasındadır. Yazılı bir mezar taşı yoktur. 1911 yılında yeniden yapılan cami yerinde onun zamanından kaldığına inanılan bir cami veya mescidin olduğu bilinmektedir. İsa Efendi'nin Bozhüyük ovasında çok geniş toprakları olduğu ve bunların Kanuni Sultan Süleyman tarafından keramet sahibi oluşundan kendisine vakıf edildiği anlatılmaktadır. 16 Eylül 1996 günü bana bu bilgileri temin eden, tarihe meraklı Pisili Ethem Bilgin'in daveti üzerine gittim. İsa Efendi camiinin yanındaki ulu çınarlar altında (yörenin tabiri ile kavak) oturup çay içtik, tarihi Pisi'yi gezdik. Çevrede eski kentten kalan yapı kalıntısı yok ama kolon parçaları, işlemeli taşlara rastlanılmaktadır. Özellikle cami çevresinde bu mimari parçalar görülmektedir. Ethem Bilgin, yüzyılın başında Pisili ağalar tarafından yaptırılmış iki ev gösterdi. Muğla'da bulunan evlerin modeli, Rum ustalar tarafından yapılmış, duvar örmeleri onlar kadar dikkat çekici, birinin duvarında yapıldığı yılın tarihini gösteren taş bulunmaktadır. Evin yapıldığı tarih iki şekilde gösterilmiştir. 1904 ve Arap rakamları ile 1320, ikisi de aynı yılı belirtiyor. Bu evlere yakın başka bir evin duvarında muhtemelen Rodos dönemine ait yazılı bir taş bulunmakta ama mal sahibi nedense yazıların üstünü koyu bir renk boya ile kapatmış..!! ve tarihi bir belgeyi bilmeyerek karatmış. (MUĞLA DEVRİM- 18.08.1998) 16

MUĞLA VE GÖKOVA CİVARINDA SARNIÇLAR DİLLERİ OLSADA KONUŞSALAR Mehmet BİLDİRİCİ 1890 yılına kadar Muğla'yı çevre il ve ilçelere bağlayan üzerinden araba gidebilecek karayolları mevcut değildi. Bunun yerine geniş bir ağ şeklinde üzerinden sadece yüklü hayvanların geçebileceği kervan yolları, patika yollar, taş döşeme yollar, diğer bir deyişle antik yollar bulunuyordu. 1950'li yıllara kadar bu yollarda develerle yük taşınmıştır. Yolcuların su gereksinimini sağlamak için bu antik yollar üzerinde bir tespih deki taneler gibi sarnıçlar yer alıyordu. Tarihi su yapıları yönünden büyük bir zenginlik sergileyen Anadolu'nun her yerinde çeşitli boyutlarda ve çeşitli planlarda sarnıçlara rastlamak mümkündür. Akdeniz bölgesinde kurulmuş antik kentlerde kent suyu gereksinimi için dev sarnıçlar, ayrı olarak veya bina altlarına inşa edilmiş, bazen kayalara oyulmuştur. Selçuklu dönemi sarnıçları da değişik biçimde ve güzelliktedir. Yer altına inşa edilmiş, üzerlerine su çekmek için kapak konmuştur. Bazılarının üzerine kova ile su çekmek için "Cıngırık" tabir edilen basit su çekme tertibatı yerleştirilmiştir. Her yörenin değişik bir su kültürü vardır. Muğla yöresinde görülen sarnıçlar ise toprak zemin üzerinde yapılmış ve tek tiptir denilebilir. Yaklaşık 5-6 m çapında dairesel tek hacimli bir yapı, dışları taş ile örme, bazen sıvalı bazen sıvasız, üzeri basık tonoz tipi bir kubbe ile kapatılmış, tek giriş kapısı vardır. Buradan bir kaç merdivenle inilerek suya ulaşılır. Bazılarının dışarıda çeşme yapısı da bulunmaktadır. Suyu bir pınardan bir dereden alınır veya yağmur suyu ile doldurulur. Çevrenin zengin tarihi ve su kültürünü yansıtan bu anonim yapılar, ne zamanlardan kalmadır? Bunun için en kolayı dilleri olsa da konuşsalar demek en doğrusu. Roma döneminden beri bu tip sarnıçların yapıldığı bilinir. Şüphesiz sonraki dönemlerde çeşitli onarımlar görmüş, bir kısmı da eskiler örnek alınarak yeniden inşa edilmiştir. Sarnıçların planının tek tip olmasına karşı yapı tarzlarının çeşitliliği bunu göstermektedir. Kimileri düzgün taş işçiliği, kapılarının üstündeki yarım daire kemerler dikkat çekicidir. Bazılarında ise taş işçiliği gelişigüzeldir. Devirlerin ekonomik durumlarını yansıtacak şekilde. Menteşe Mütesellimi (bir çeşit atanmış taşeron yönetici) Tavaslı Osman Ağa'nın (1822-1840) Gökova yöresinde sarnıçlar yaptırdığı hep anlatılır. Ama hangisini yeniden yaptırdı bilinmez ama pek çoğunu onararak kullanılır hale getirmiş olmalıdır. Osman Ağanın mezarı Tavas Hırka köyündedir. Bu sarnıçlara Gökova yöresinden bazı örnekler vereceğim. Akyaka Yeni İskele mahallesinde olanın önünde çeşmesi bulunur. Suyu çok eskilerde köye de su veren Papazlık deresindeki pınardan getirilmiştir. Eskiden buraya demir atan gemiler de buradan su alırlardı. Bir diğer ilgi çekici sarnıç köy içinde bulunmaktadır. Maalesef kapısı üzerindeki kitabe sökülmüştür. Akyaka-Marmaris yolu üzerinde İnişdibi'nde bulunan sarnıç yörede 17

üzerinde kitabe olan tek sarnıçtır. Bu kitabe köy sakini Dr. Settar Tamer tarafından şöyle okunmuştur. 1250 / Ya cennetül hayrat vel hasenat / Menteşe Sancaktarı Osman Ağanın / Celile-i muhteremeleri Ümmügülsüm / ruhuna fatiha / Burada çevre yakın tarihi ile önemli yazıtta ismi geçen Ümmügülsüm, Tavaslı Osman Ağanın eşidir. Eşi görevde iken eşinden önce vefat etmiştir. Bu yazılı taşın Ümmügülsün'ün mezar taşı olduğunu sanıyorum. Belki sonra ki bir onarımda buraya konmuştur. Ancak hayırsever bir kadın olan Ümmügülsüm'ün çevrede yaptığı hayır işleri olduğu ve isminin çevre ile özdeşleştiği kesindir. Antik çağlarda İdimos olan azmağın ismi "Kadın Azmağı" olmuştur. Bugün İnişdibi ve Akyaka arasında gazinoların yer aldığı bölgede olan ve bugün mevcut olmayan "Kadın Pınarı ve Çeşmesi"nin Ümmügülsüm Hanımla ilgisi olmalıdır. Belki Ümmügülsüm Hanımın mezarı da yakındaki mezarlıktadır, ileri de yapılacak araştırmalar buna ışık verecektir. (MUĞLA DEVRİM 22.08.1998) Yeşilova da (Çaydere) tarihi Roma yolunun dağa çıkışında Bölgedeki en eski sarnıç yapısı olduğu kanısındayım 18

DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN FETHİYE DE YAPILAN SEMİNER MEHMET BİLDİRİCİ DSİ Emeklisi olarak İstanbul dan Fethiye de yapılan bu seminere katıldım. Burada sunduğum bildiri Antik Dönemlerde suların basınçlı iletimi ve yükseltilmesi idi Web sitem Bildiriler bölümünde bulunmaktadır. (Türkçe 1.3) Tüm Bildiriler DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kitap olarak yayınlanmıştır. Seminer Fethiye DSİ Misafirhanesinde gerçekleşti. Bu vesile ile Fethiye nin altında bulunan tarihi antik kent TELMESSOS u inceledim. Bir de adalar turu düzenlendi. Bu Muğla il sınırında katıldığım ilk resmi seminerdir. 19

GÖKOVA DA ÇAKIRHAN MİMARİSİ VE ÇAKIRHAN KÜLTÜR VE SANAT EVİ YARATICISI NAİL ÇAKIRHAN Mehmet BİLDİRİCİ Gökova-Akyaka, gerçekten ahşap cepheli ve tavan süslemeli evleri ile farklı bir sahil beldesidir. Bu konuda betonlaşmış diğer yeni gelişmiş turizm merkezlerinden ayrılmaktadır. Böyle bir mimari oluşumda 1910 doğumlu Nail Çakırhan ın emekleri bulunmaktadır. Nail Çakırhan Muğla ili Ula ilçesindendir. O yıllarda Muğla da lise olmadığından öğrenimini Konya Lisesi nde tamamlamış ve halen en eski mezunlardan (1929 yıl mezunu) biridir. Nail Çakırhan lise öğrenimi sırasında sol görüşleri benimsemiştir. Bu konuda ilginç bir gözlemimi belirtmek istiyorum. 1925-1930 yılları arasında Konya Lisesi nde sol görüşü benimseyen başka öğrenciler de vardır. Atatürk ün akrabası ve daha sonraki yıllarda gizli Türkiye Komünist Partisi kurucu ve etkin üyelerinden Reşat Fuat Baraner de Konya Lisesi mezunudur. Başarılı ve çalışkan bir öğrenci olan Çakırhan Konya Lisesi öğrencisi olarak yazdığı bir şiir yüzünden polisçe takibata uğrar. Okulun Duvar gazetesine konan bu şiirin ismi Derebeyleri dir. Burada Muğla daki toprak ağaları kastedilir. Ama Atatürk e hakaret gibi yorumlanır, daha sonra serbest bırakılır. Konya da çıkan KERVAN Dergisinde başka şiirleri de yayınlanır. Konya Lisesi nden sonra İstanbul da Tıp Fakültesi ne kaydolur, bir yıl devam eder, bir yılda Hukuk Fakültesine devam eder, öğrenimini bırakır veya bıraktırılır. Derebeyleri şiiri, Nazım Hikmet ile tanışmasını sağlar, birlikte dergi çıkarırlar ve tutuklanırlar, Bursa da hapishanede birlikte kalırlar, Nazım Hikmet ile birlikte Nail V. İsmi ile Gece Gelen Telgraf- Portreler- 1+1=Bir isimli kitabı yayınlarlar. 1935 yılı affından faydalanıp serbest kalır. Nazım Hikmet gibi Sovyetler Birliği ne gidip öğrenim yapmak ister. Pasaportsuz gizlice Sarp kapısından Batum a kaçar ve oradan Moskova ya gider, Moskova Doğu Halkları Üniversitesi nde Ekonomi ve Sosyalizm okur. Rus kızı Taisa ile tanışır ve evlenir. Bu evlilik yerel yöneticilerin hoşuna gitmez, eşi hamiledir ve bir ay sonra doğum yapacaktır. Odesa vapuru ile Türkiye ye zorunlu olarak geri gönderilir, diğer bir deyişle sürgün edilir. Çakırhan oğlu Rudik ve eşi Taisa ile 40 yıl sonra görüşebilir. 1939 yılında o sıralarda asistan olan Atatürk ün yakın arkadaşlarında Hasan Rıza Çambel in kızı arkeolog Halet Çambel ile gizlice evlenir. Çünkü Çambel ailesi bu evliliğe karşıdır. 1946 yılında kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Sosyalist Emekçi Partisi kapatılır, gene hapis yönü gözükür. 1950 affı ile serbest kalır. Halet Çambel, Profesörlüğe yükseltilmiş, Adana Kadirli ilçesinde arkeolojik kazılarda bulunmaktadır. Nail Çakırhan da eşinin yanındadır. Kazı ekibi için gerekli binaları yapan Müteahhit işi bırakmıştır. Yapı işleri Nail Çakırhan a kalır. Adana Kadirli başta olmak üzere çeşitli yapıların yapımını üstlenir, yapı mesleğini benimser. 1970 yılında yorgun düşer, doktor tavsiyesi ile dinlenmek maksadı ile memleketi olan Ula nın Akyaka köyüne yerleşmeye karar verir ve burada bir arsa satın alır. 20

Geleneksel Ula evlerini örnek alarak ahşap ağırlıklı halen yazları içinde oturduğu evi yaptırır. Turizmin gelişmeye başladığı yıllardır, ev beğenilir ve Akyaka da yenileri izler. Gökova Akyaka da yaptırdığı eve 1983 yılında AĞA HAN MİMARLIK ÖDÜLÜ verilir. Çakırhan mimar değildir, mimari eğitimde görmemiştir. Durum belirli çevrelerce yadırganır. Ödülden gelen para ile Muğla da eski bir hanı kültür evi olarak restore eder. Ardından otel inşaatları, Letonia, Montana gibi büyük tatil köyleri takip eder. Bodrum, Muğla Datça ve Fethiye de birbirinden güzel yapıları ile geçmişin değerlerini bugüne ve geleceğe bağlayan bir isim olarak efsaneleşir. Nail Çakırhan 1998 yılında bir girişimde daha bulunur. Evinin bir köşesine Nail Çakırhan-Halet Çambel Kültür Evini yaptırır ve kültürün hizmetine sunar. 19.08.1998 günü pek çok fikir ve sanat adamının katıldığı bir söyleşinin ardından Nail Çakırhan Mimarisi sergisi açılır. Ben bu söyleşi ve sergiye davetli olduğum halde katılamadım. Ama daha sonraları sergiyi gezdiğimde kendisi orada ve açıklama yapıyordu. Gözleri zor görüyordu, yaşlanmış idi ama dinçti. Kendisine Konya Lisesi nin en eski mezunlarından olduğunu hatırlattığımda, birkaç öğretmeninin ismini verdi ve sen kaç mezunusun dedi. 1957 deyince çok yeniymişsin dedi. Nail Çakırhan-Halet Çambel Sanat ve kültür Evi nin çevreye, sanata ve mimarlığa yararlı olmasını diliyorum. (28.11.1998 YENİ MERAM KIRKAMBAR Akyaka Yücelen Oteli Bahçesinde Nail Çakırhan büstü (Foto M Bildirici) 21

GÖKOVA- AKYAKA DAN MUSTAFA AKKAYA'NIN ANISINA Mehmet BİLDİRİCİ Tüm yaşamı Akyaka'da geçmiş, Belediye Başkanı İsmail Akkaya'nın babası Mustafa Akkaya'nın 12 Eylül 1997 tarihinde öldüğünü üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum. Kendisini Akyaka'ya geldiğim 1977 yılından bu yana tanırım, iyi ahbabız. Bu zaman içinde çeşitli sohbetlerimiz oldu. Anlattıkları Akyaka'nın tarihine büyük ışık tutuyor. Dedesi Mehmet, babası Mestan ve altı oğlan kardeşi ile Gereme'den (Ören) Gökova'ya mallarını yaymak için geldiklerini, önceleri kışları kalıp yazları Gereme'ye geri döndüklerini, daha sonra Akyaka'ya yerleştiklerini anlattı. Önce çadırlarda kaldıklarını ve daha sonra köyde bilinen tek odalı evleri yaptıklarını anlattı. Küçüklüğünde Brezilya'dan şeker kamışı yüklü geminin geldiğini hatırlıyor. Diğer ilgi çekici anlatılanlarda şöyle: Çevre Ulalı ağaların elinde, ağalar padişahtan geniş tapu çıkarıyorlar. Marmaris yolunun üzeri Rum Panayot ve Andon'un, çevrede tütün yetiştiriyorlar. Sahilde kayıkları var. Kurtuluş savaşı yıllarında binbaşılıktan emekli Yakup Bey Yeni İskele mahallesine yerleşiyor. İskelenin hemen üstünde halen restore edilmiş, güzel evi yaptırıyor, Yakup Bey çocuksuz. Mütesellim Osman Ağa ile ilgili duyduğu şu hikâyeyi anlatıyor. Osman Ağa Eski İskele'de bulunan kalıntılar arasında altın buluyor. Eski eserleri, altınlarla birlikte 40 katıra yükleyip, Tavas'a götürüyor. Altın yüklü bir katır yolunu kaybedip kervandan kopuyor ve Ula'ya çıkan taş döşeme yoluna sapıyor ve Ula'ya çıkıyor. Katırı bulan aile çok zenginliyor ve Katırcıoğulları ismini alıyor! Mustafa Akkaya, görmeyen gözüne rağmen köyde pek çok ilke imza atan bir kişidir. Köyde ilk kahveyi, ilk fırını ve ilk bakkal dükkânını açan kendisidir. O zamanlar köyden geçen Fethiye arabaları ile Ula'ya gider, ihtiyaçlarını temin eder, dükkânında satardı. Devamlı radyo dinleyen, Türkiye ve Dünyadaki olayları yakından takip eden, Mustafa Akkaya son yıllarda rahatsız idi. Kendisine rahmet, ailesi ve Akyakalı lara baş sağlığı diliyorum. GÖKAVAYI SEVELER DERNEĞİ (İŞTE GÖKOVA sayı 7-1998) (31.12.1998) Akyaka ya ilk yerleşen Mustafa Akkaya ve kız kardeşleri 22

İŞTE GÖKOVA BÜLTENİNDEN BİR HABER YAZILI TAŞIN KURTULMASI Geçen sayımızda Sayın Mehmet Bildirici'nin "İdyma'dan Gökova Akyaka" serisinde bahsettiği "Yazılı Taş" az daha yok oluyordu. Sayın Bildirici şöyle dedi: Akyaka meydanında Türkoğlu Restoran'ın köşesinde ki yazıt (G. Bean-Carian Coast s. 78) ile (Robert'in İdyma s. 474/2 ) yazıt birbirinin devamı kabul edilmekte ve M:Ö 2. yüzyıla tarihlehmektedir ve şunlar yazılıdır. "Leto ve Afrodit rahipliği yapmış olan Menios oğlu Epaimentos Leto ve Afrodit rahipliği yapmış olan Koteia'lı Hermokrates. " (Tercüme Prof. Dr. Nezahat Baydar) Ama Türkoğlu Restoran'ın yanı yeni bir inşaat için yıkıldı ve bu özel taş az kalsın, başka molozlarla birlikte atılacaktı. İyi ki yönetim Kurulu üyemiz Sayın Naci Kaya dikkat etti ve son anda taş korunmaya alındı.. Bundan sonra güzel bir yer bulunarak, temizletilerek özel yazılı taşımız sergilenecek. Sayın Naci Kaya dostumuza teşekkür ediyoruz. (İŞTE GÖKOVA sayı 8, 1998) Gökova Akyakayı Sevenler Derneği Dergisi 608 NOLU YAZIT LETO VE AFRODİT RAHİPLERİNİN İSMİ GEÇEN YAZIT 23

1999 YILI KONYA DA ÇIKAN KERVAN DERGİSİNDE NAİL V. ŞİİRLERİ Mehmet BİLDİRİCİ Daha önce yayınlanan bir yazımda Konya-Muğla gönül bağlarından söz etmiştim. Burada pek çok Muğlalı nın Konya da öğrenimlerini yaptıklarını belirtmiş idim. Bunların başında da Konya Lisesi mezunu Sayın Nail Çakırhan gelmektedir. Nail Çakırhan ın Konya Lisesi nde öğrenci iken yazdığı şiirler KERVAN adlı dergide 1929 yılında yayınlanmıştır. Sadece altı sayı olarak çıkan bu dergideki Nail.V. imzalı şiirler, yakın dostum, Araştırmacı-Yazar Sefa Odabaşı tarafından önce Konya da Yeni Meram Kırkambar sayfasında ve ardından da 20. Yüzyıl Başlarında Konya nın Görünümü adlı kitabında yayınlanmıştır. Gene arkadaşım Mimar Orhan Arda tarafından, Sayın Nail Çakırhan a verilen bu ilginç şiirler, edebiyatçılar ve araştırmacıların dikkatine sunulmak için aynen burada tekrarlanacaktır. Yeni Meram Kırkambar da yayınlanan yazı içinde Sayın Nail Çakırhan ile çekilmiş bir fotoğrafımız da yayınlanmıştır. Bu da benim için çok güzel bir anı olmuştur. Geceleri eriten bir nur gibi ilerle Göğü yere indiren tipide karda kervan Kasırgayla arkadaş, kardeş ol şimşeklerle Kimseye minnet etme kalsa da darda kervan KERVAN Haydi mübarek olsun sefere çıktın bugün Muradına erersen ne gururlan ne öğün Dirileri titreten o gün, heybetli ünün Ölülere can versin, sonsuz yollarda kervan (Nail.V. Kervan- 1 Mart 1929- Sayı 1) ÇIĞ (Hocam Sadettin Nüzhet Bey e) Birkaç günden beridir evine boş dönene Hani ekmek diyordu, kadın bir kedi gibi Uzun uzun baktı da o yaşlı gözlerine Yokluğunu hissedince boyun büktü darıldı Erkekse gözlerinin bütün feri sönene Dünyada her açlığın dermanı bu der gibi Onu birden alarak kolunun çemberine Hayalden ince bele çılgın gibi sarıldı Daha demin üç gündür açız diyen dudaklar En mahrem köşelerde bir sır gibi gezindi O yerlerin mest eden parlak manzarasıyla Gözler sanki çıldırdı rabbim ne bakıştı o.. Sar da Davut Ayşe ni bir daha sar bir daha 24

Ona ilk verdiğin söz ne büyük bir yemindi Yaşanmaz, yaşanmaz böyle bir yüz karasıyla Desene! Yaz içinde şimşekli bir bakıştı o Bu ses geçmiş günlerin geçmeyen bir izi gibi Bir yanan ağ halinde yandı kafatasında Bu ses, bir lokma için, bu sağır odasında Canavarca boğulduğu bir adamın sesiydi. Ağzından zehir saçan bu seslerin sahibi Yarı sönmüş ocağın simsiyah bacasından Dilini çıkararak acı acı sırıtan Uzun kızıl dudaklı bir şeytan gölgesiydi. Zirvesinde korkuyla açlığın karıştığı Kalbin buz dağlarından indi bir şehvet çığı Ruhunu bir sel kadar bulanık sularına Kollar tekrar sıkıldı çelik bir hilal oldu Midede doğan isyan kalpte ihtilal oldu Sonra bitkin daldılar sonsuz uykularına (Nail V-Kervan 15 Mart 1929-sayı 2) DERTTEN BİR GEMİ İSTİYOR İrem bağı da olsa korkunç bir mezar olur -Hocam Namdar Rahmi Bey e Bir kadın kahkahası birden ahu zar olur Daha doğmadan ölen aşkının mabedinde İsa nın omuzun da taşıdığı haç gibi Elem, bence mukaddes ben zevki kırbaç gibi Ruhumda şaklatırım boğar boğar da kinde Ne olurdu mabedin ince dehlizlerinde Devasa ızdırabın zift kokan dizlerinde Can verip baykuşların kalbine gömülseydim Mabedin dert kaldığı günden beri Çılgın ruhum her gözde kanlı bir nem istiyor Bitmek nedir bilmeyen mihnet elem istiyor Vahyini dertten alan ruhumun peygamberi Aşkımın harabesi, ömrümün şaheseri Bu çılgın at ağzına dertten bir gem istiyor (Nail V.- Kervan-15 Nisan 1929-sayı :4) Şiirlerin ithaf edildiği hocaları Sadettin Nüzhet ve Namdar Rahmi hakkında kısa açıklamalar şöyledir. Sadettin Nüzhet Ergun (Bursa 1901-İstanbul 1946) tanınmış edebiyatçı, Konya, Ankara Öğretmen Okullarında, İstanbul da çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bu arada 1925-1927 yıllarında Konya Lisesi nde Nail V. nin edebiyat öğretmenidir. Yayınlanmış pek çok eserleri vardır. 25

Diğer hocası Namdar Rahmi Karatay (1896- İzmir 1953), Selçuklu Veziri Celaleddin Karatay soyundan gelen Rahmi Bey in oğludur. 1912 yılında Konya İdadisi (Lisesi) mezunudur. Konya Lisesinde felsefe öğretmenliği ve Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli kademelerinde görev almıştır. Tanınmış bir şairdir. Ayrıca Konya da, arkadaşı Naci Fikret ile ENERJİTİZM adlı bir felsefi görüşü savundu, yayınlanmış çeşitli eserleri bulunmaktadır. (Muğla- DEVRİM- 6 AĞUSTOS 1999 ) (14 AĞUSTOS 1999 MUĞLA DEVRİM ) Nail Çakırhan ile Teoman Ünüsan Bildirici sergisinde 2004 26

KÖŞEMDEN GÖKOVA'DA ESKİ İSKELE ORMAN VE PİKNİK ALANI Mehmet BİLDİRİCİ Gökova'da Akyaka'da Orman Kampı'ndan Kermetur'a kadar olan mahal "Eski İskele" mevki olarak tapu kayıtlarında görülür. Gerçekten de Gökova'nın antik iskelesi Orman Kampı içinde ormancıların Lokali yanındadır. Orman Kampı içinde dikkat edersek, çevreye yayılmış dışı oluklu kolon parçaları işlemeli taşlar dikkati çeker, bunların bir kısmı toplanmış ve mini Müze'de sergilenmektedir. İlk çağlarda burası İdima kentinin limanı idi ve çevresinde çeşitli sivil ve dini yapılar bulunuyordu. Bulunan yazıtlardan burada bir Leto- Afrodit tapınağı olması olasıdır. Dışı yivli kolon parçaları bu görüşe destek verir niteliktedir. Orman Lokalinin hemen önünde antik iskelenin temel kalıntılarını deniz dibinde görmek mümkündür. 1922 yılında yörede araştırma yapmış ve bunları yayınlamış İtalyan Guidi tramplenlerin bulunduğu yerde, tepeye çıkmadan önce büyük taş bloklarla örülmüş yarı gömülmüş güzel bir mezar bulunduğunu ve mezarın üst kısmının 1,80 m genişliğinde bir kalker bloktan ibaret olduğunu ve yapılış tarzından Helenistik döneme ait olduğunu yazmaktadır. Orman Kampı'nın düzenlenmesi sırasında bu mezar kaybolmuştur. Bu mahalden merdivenlerden yukarı çıkıp çamlık piknik alanına geldiğimizde bir kilisenin doğu apsisinin (yuvarlak mihrap) duvarları aynen durmaktadır. Eski kayıtlarda burada iki bina olduğu belirtilmektedir(1). Bir kilise ve büyük olasılıkla bir yel değirmeni. Araştırmalarda burada Aya Kosma isminde büyük bir kilisenin olduğu belirtilmektedir. Orman Kampı içinde bu kiliseden kalma yazılı ve işlemeli taşlar bulunmaktadır. Bu belirtilenden Eski İskele mevkiinin Bizans döneminde de canlılığını koruduğu anlaşılmaktadır. Bu limanın ne zaman yapıldığı ve ne zaman terk edildiği konusunda bilgi yoktur. Bu yapılar yanında çevrenin su ihtiyacını karşılamak için bir su sarnıcının olduğu yukarı da adı geçen Guidi tarafından "Karya'da bir İnceleme Gezisi" adlı eserinde anlatılmaktadır. Ünlü gezginimiz Evliya Çelebi 1672 yılında limanı ziyaret ettiğini ve Mısır ve Venedik'e kuru üzüm gönderildiğini yazmaktadır. Bu liman büyük olasılıkla "Eski İskele" olmalıdır. Bu mahallin kamp olarak vatandaşın hizmetine sunulmasının turizm açısından önemi tartışılmazdır. Günün ekonomik imkânları sınırlıdır. Gene de alelacele değil de bu işi bilenlerin görüşü alınarak yapılsa ve eski değerli kalıntılar korunabilse, çevrede oturan ve günü birliğine pikniğe gelen yerli ve yabancıların beğenisini kazanan "Orman Kampımızın" görüntüsü herhalde daha başka olurdu. (1) Geonge Bean, Carian Coast. (MUĞLA DEVRİM 17.08.1999) 27

YUNUS ŞİİRİNDEN GÜNÜMÜZE YAKLAŞTIRMALAR MEHMET BİLDİRİCİ Yazarı tanınmış edebiyatçılardan Hikmet İlaydın (1914-1991). Sayın İlaydın Muğla doğumlu, Konya Öğretmen Okulu mezunu ve 1948-1949 yıllarında Konya Lisesi Müdürü ve edebiyat öğretmeni. Kitap Akçay yayınları tarafından 1998 de Ankara'da yayınlanmış, 392 sayfa. Kitap yazarın ölümünden sonra tutulmuş notlardan hazırlanarak eşi değerli hocamız Nihal İlaydın tarafından yayın haline getirilmiştir. 1945-1955 yıllarında Konya Lisesi'nin Fransızca öğretmeni Nihal İlaydın tam bir dil uzmanı. Fransızca, İtalyanca, İspanyolca gibi batı dillerini ve Arapça ve Farsça gibi doğu dillerini biliyor. Uzman bir edebiyatçı olan eşinin sarı kâğıtlara yazılmış ve başkaları tarafından okunmasının mümkün olmadığı bu notlarından ileri yaşına rağmen bu değerli eseri hazırlamıştır. Kendisini Marmaris'te ziyaret ettiğimde bu zor okunur notları bizzat görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Değerli hocamın lütfedip gönderdiği bu kitabı zevkle okuduğumu da belirtiyorum. Ben burada bu değerli hocalarımızın hayat hikâyelerinden Konya ile ilgili kısımları yazıma aldım. Diğerleri kitapta görülecektir. Temin etmek isteyenler için Akçağ Yayınevinin telefonunu veriyorum. 0.(312) 432 1798 (04 ARALIK 1999, YENİ MERAM KIRKAMBAR) (Sevgili Düzay ve Mehmet e (Bildirici) en iyi dileklerimle ve sevgilerimle 26.03.1999) Nihal İlaydın (imza) Değerli Hocam imzalı olarak gönderdiği kitabın kapağı 28

2000 YILI IDYMA DAN GÖKOVA AKYAKA YA Mehmet BİLDİRİCİ Yöremizde 2600 yıldan bu yana yaşam olduğunu biliyoruz. Önceleri hakkında şimdilik bilgi sahibi değiliz. KARİA KENTİ İDİMA Akyaka beldesinin bulunduğu yörede İDİMA isimli bir kent kurulmuştur. Bu kentin yerleşim alanları arasında Akyaka, 3 Km doğusundaki Gökova köyü, aynı köyün Yazılıtaş mahallesi, arada bulunan İnişdibi mahallesi, Orman Kampı içinde Eski İskele mevkii bulunmaktadır. Kentin Nekropol alanı (Kaya Mezarlar) ve Akropolis'I, Kozlukuyu sırtlarındadır. Akropolis (kale) 1937 yılında Fransız araştırmacı Louis Robert tarafından ortaya çıkarılmıştır. İdima bir Karia kenti olarak kurulmuştur. İsmi de Karia dilinden geldiği sanılmaktadır. İlk çağlarda Muğla ilinin içinde bulunduğu alan KARİA olarak bilinir. Karia'nın en önemli kenti Milas'tır. İdima Karia'nın güney ucunda yer almaktadır. Karialılar yörenin bilinen en eski halkıdır. Gelenek ve kültürleri bilindiği halde, Karia dilinde yazıtlar bulunmadığından, Karia dili çözülememiştir. Yöremiz M.Ö.546 yılında Harpagos komutasındaki Pers (İran) orduları tarafından işgal edilir. Pers yönetimi yörenin dini ve geleneksel yaşamında değişiklik getirmez. M.Ö. 484-405 yılları arasında Pers yönetimi uzaklaştırılır ve Atina'nın öncülüğünde "DELOS Deniz Birliği" tarafından yönetilir. İdima bu kentler arasındadır. M.Ö. 453-452 yıllarına ait birliğe katılım payları listelerinde İdima ismi geçmektedir. Bu kent hakkında en eski belgedir. Ayrıca PAKTYES isimli bir yöneticinin de ismi görülmektedir. Kentin Paktyes hanedanı tarafından bir süre yönetildiği kabul edilmektedir. Kentte para basılmıştır. Bir yüzünde IDIMION (İDİMİON) yazılı paranın diğer yüzünde, genç bir erkek başı tanrı (Pan) vardır. Çobanların tanrısı Pan'ın kültüne çevrede çok önem verildiği bilinmektedir. Delos Deniz Birliği M.Ö. 405 yılında son bulur. İdima bu birlikten M.Ö. 440 yıllarında ayrılmıştır. Sparta kentinin önderliği başlar. M.Ö. 405 yılında Cedrea kenti (Sedir Adası), Sparta'lı Amiral Lysandros tarafından yerle bir edilir. Kozlukuyu sırtlarında ve İnişdibi mahallesinin hemen doğusunda bu dönemden kalma ve M.Ö. 4. Yüzyıla tarihlenen kaya mezarlar bulunmaktadır. Bunlardan biri iki kolonlu olup, mimari planı ve taş oyma işçiliği ile dikkat çekicidir. Paktyes hanedanına ait olmalıdır. Kozlukuyu'da kaya mezarlar üzerinde yaklaşık 300 m kotunda kentin Akropolis'i (kale) yer almaktadır. Yaklaşık 200 m uzunluğundaki bu kalede Helenistik dönem taş duvarlar, odalar ve sarnıç kalıntıları görülmektedir. Akropolis'in hemen kuzeybatısının üstünden Marmaris- Muğla yolu geçmektedir. İnişdibi ve yakınlarındaki Ortaçağ kalesinin bulunduğu alanda çok eski bir yerleşim yeridir. Burada ortaya çıkarılan mezarlar bunu kanıtlamaktadır. Çok eskiden var olduğu anlaşılan kalenin varlığı Ortaçağ'a kadar devam etmiş ve tespit edilemeyen bir tarihte terk edilmiştir. Bizans kalesi, Ceneviz kalesi olarak da bilinen kalenin kalıntıları restorasyona müsaittir. Kaleden güneydeki "Kadın Azmağı'na" inen bir kapalı bir galeri de mevcuttur. İdima kentinin yakın komşuları da şöyledir. Doğusunda Callipolis kenti (Kızılyaka yakınları) olup ismi halen Gökova körfezinde Gelibolu köyünde yaşamaktadır. Gökova körfezinde önemli bir deniz üssü CEDREA (Sedir Adası), batısında körfeze ismini veren CERAMOS 29