Ekonominin Artıları ve Riskleri



Benzer belgeler
AR& GE BÜLTEN. Ekonomide Büyüme Trendi Ne Kadar Sürecek?

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AR& GE BÜLTEN. Dünya Ekonomisi Ne Durumda. Dolayısıyla ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisindeki büyüme-gelişme konjonktürüne daha duyarlı hale geldi.

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Balayı bitti, yeni bir dönem başladı

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Sokaktaki insan için cari işlemler hesabı rehberi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)


Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Kur artışının ekonomiye olumlu ve olumsuz etkileri var

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

Cari açığın bazı özellikleri ve politika önerileri. Seyfettin Gürsel

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2012 Yılı İçin Nasıl Bir Ekonomik Beklenti İçindesiniz? Daha kötü 10% Daha iyi 45%

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 77

CİRO VE KARLAR AZALMIŞ, İHRACAT ARTMIŞTIR. Erol İyibozkurt Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. ÖğretimÜyesi

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

2006 Bütçesinde; Yatırım ve Hizmetler Yine Erteleniyor

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2013, No: 65

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2014, No: 95

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

%7.26 Aralık

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

Transkript:

Ekonominin Artıları ve Riskleri Ahmet YETİM 2005 yılını 2001 ile kıyaslarsak durum iyi çıksa da, durum 2004 kadar parlak değil. En temel ekonomik hedef olan büyüme yılsonunda yüzde 5,8 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. İnşaat sektörü dahil edilmezse, o da olmayacaktı. Kuşkusuz bu büyümede, enflasyon ve faizlerin düşmesi, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının artması gibi konularda AB perspektifinin rolü yadsınamaz. 2005 yılı enflasyon açısından ele alındığında yüzde 8'lik hedefin yakalanması bakımından başarılı oldu. Yıl sonunda hedefin altında bir gerçekleşme oldu. Üstelik yükselen petrol fiyatlarına rağmen. 2005 yılında en büyük başarı özelleştirme alanındaydı. Tüpraş sonradan iptal edilse de, Telsim ve Erdemir gibi büyük satışlar yapıldı. Gerek TMSF, gerekse ÖİB büyük gelirler elde etti. Özellikle Türk Telekom sayesinde, 8,2 milyar dolarlık gelir elde edildi. Düşen faizlerle borç dinamikleri iyileşti. Reel faizler yüzde 10 13 bandına oturdu. Kamu borcu 244 milyar dolara çıksa da milli gelire olan oranı Maastricht kriterlerine (yüzde 60) yaklaştı. Öte yandan, 2004 yılında çok hızlı artan (16,5 milyar dolar) dış borçlar 2005'te aynı düzeyde kaldı. Bunun yanı sıra kamu maliyesindeki başarılı disiplin sürdürüldü: Yıl sonunda yüzde 6,5'lik faiz dışı fazlaya ulaşıldığı ifade edildi. H E A K B O E N R O L M E İ R Ülkemiz ekonomisi adeta yurtdışı kaynaklı sermaye akınına uğradı. Son üç yılda ülkeye inanılmaz boyutlarda sıcak para aktı. 58 milyar doları bulan sıcak para kur ve finans piyasalarında belirleyici oldu. 2002 sonunda 8.2 milyar dolar olan yabancı portföy yatırım stoku 2003 te 15.9, 2004 te 32.4, 2005 te 25.6 milyar dolar artışla 58 milyar dolara yükseldi. Portföy yatırımında üç yıllık artış yüzde 508 e çıktı. Borsa uçtu: Yüzde 50'nin üzerinde değer kazandı. 4

58.1 milyar dolarlık yabancı portföy yatırımı içinde en büyük pay 33.8 milyar dolarla hisse senetlerinin. Son üç yılda yabancıların hisse senedi portföyü yüzde 880 arttı. Yabancıların Türkiye'deki yatırımlarının yüzde 58,2 si hisse senedinden oluşuyor. Bu oranın üç yıl önce yüzde 42 düzeyinde idi. Böylece borsada yabancıların payı 2005'te 13,5 puanlık artışla yüzde 66,4 e yükseldi. Borsanın son büyük çıkışına yabancılar öncülük ediyor. Faizler ise döviz bolluğu ve enflasyondaki düşüşe paralel kademeli olarak geriledi. Bankalar özellikle konut kredileriyle ciddi bir çıkış yakaladı. Toplam kredilerde yüzde 50 ye yakın artış oldu. 2005 yılında elde edilen büyüme daha çok inşaat sektöründeki gelişmeyle elde edildi. Kaldı ki, büyümenin bu yapısı ciddi bir dış açık sorunu yarattı. Dış ticaret açığı 45, cari işlem açığı 22.8 milyar Dolara ulaştı. 2003 ve 2004 yıllarında yüzde 30'un üzerinde büyüyen ihracatta artış oranı bu yıl yüzde 15'e kadar geriledi. Bu düşüşün en önemli nedenleri arasında kurun değer kazanmaya devam etmesi, değerli TL, petrol fiyatlarındaki artış, Çin'le rekabetin güçlüğü, Avrupa'da canlanmanın başlayamaması ve nihayet ciddi bir ihracat stratejisinden yoksun oluşumuz yer alıyor. Böylece cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.2 ye dayanarak çok riskli bir zemine oturdu. Üstelik yakın bir tarihte de küçülmesi beklenmiyor. 2005 yılında tarımsal üretim artsa da, genel bir verimlilik artışı gözlenmedi. Sosyal güvenlik açığının milli gelire oranı yüzde 6 larda seyrediyor. Sanayide büyümenin milli gelir paralelinde gerçekleşmesine rağmen işsizlik oranı 2005 yılında düşmediği gibi yüzde 10,3 e dayandı. Kur aynı düzeyde kaldığından ücret maliyetleri döviz bazında yükselmiş oldu. İnşaat sektöründeki gelişme, mali disiplinle borçların göreli olarak azaltılması, özelleştirme ve enflasyonla mücadelenin sürdürülmesi ekonominin artılarını oluştursa da sanayideki büyümenin yavaşlaması, tarımdaki kötü gidiş, sosyal güvenlik açıklarının sürmesi, işsizlik ve devasa dış açıkla ekonomiyi bulutsuz görmek mümkün değil. 5

Ekonominin bazı temel göstergelerinde iyileşme görülse de, sosyal sorunların çözümü adına yapılacak çok iş var. Çarpık kentleşme, ya da yoksulluk gibi zor konularda gelişme kaydedilmedi. Sosyal güvenlik, işsizlik, tarım, ya da cari açık gibi sorunların çözümü bekleniyor. "Cari açık var ama batmadık, şimdilik finanse edebiliyoruz" gibi bir anlayış sergileniyor. Uyarılara karşın istihdam-sever, ihracatçı ve sürdürülebilir bir büyüme yapısı tasarlanamadı. Yaşam seviyesini gelişmiş ülkelerdeki yurttaşların düzeyine çıkarmak için uygulanan politikalar ve kurumsal yenilenme süreçleri büyüme stratejisinin dışında kaldı. Makroekonomik istikrar sağlandı ama işsizlikle mücadele, üretim faktörlerinin kalitesini ve rekabet gücünü artırma, yoksulluğu ve dışlanmışlığı azaltma gibi bir strateji oluşturulamadı. Türkiye çalışabilir nüfusun toplam nüfusa oranının arttığı, çalışabilir nüfusun sadece yüzde 44'ünün çalıştığı, genç nüfusun yüzde 18'inin işsiz olduğu, çalışabilir yaştaki kadınların ise sadece yüzde 23'ünün iş bulabildiği bir ekonomidir. İstikrar, büyüme stratejisinin olmazsa olmaz bir parçası olmakla birlikte istikrara odaklanırken orta ve uzun vadeli büyüme perspektifinin unutulması önemli bir hatadır. Türkiye kriz sonrasında zorunlu olarak istikrara odaklı bir program uyguladı. İstikrarda sağlanan ilerleme ve uluslararası konjonktürde yaşanan radikal değişme dikkate alınarak programda gereken ince ayarlar yapılamadı. 2003 yılı başında 1,65 YTL/$ olan kur kasım ayında 1,35 YTL/$'a geriledi. Bu durum içeride faizler düşerken dolarını bozdurup bu ülkeye borç verenlere olağanüstü yüksek kazançlar sağladı. 2003 yılı başında dolar bozdurup Hazine kâğıdı alan bir yıl sonra 193 dolar alırken, TL ye yatıran sadece 157 TL lik getiri sağladı. Kur üstünde, yüzde 20 civarında kazanç sağlandı. Yurtiçinde faizler düşerken, yurtdışına dolar cinsinden çok yüksek faizler ödeme pahasına kolay borçlanıldı. Bu durum, borç dinamiklerini beklenenden çok hızlı düzeltirken, üreten kesimi ve çalışanları zorladı. 6

Artan cari açık, sanayi üretiminde yaşanan yavaşlama, istihdam düşüşü ve artan ithal girdi yoğunluğu ciddi bir yapısal bozulmaya işaret etti. İşgücü verimi hızla artarken imalat sanayiinde çalışan başına YTL cinsinden reel kazançların, doların YTL karşısında değer kaybetmesi nedeniyle dolar cinsinden ücretlerdeki artışın baskısıyla, yerinde sayması ücretlilerin reel kazançlarını geriletti. Otomotiv ve lastik sektörlerindeki yabancı sermayenin Türkiye'de maliyetlerin yüksekliğiyle ilgili şikâyetleri dikkatle izlenmelidir. Avrupa'nın gelişmiş ekonomilerinden işgücü maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle kaçan yatırımlar yeni üye ülkelere veya Çin ve Hindistan'a giderken Türkiye'yi pas geçmektedir. Bize gelen yabancı sermaye ya finans sektörüne girmekte ya da mevcut tesislerden hisse almaktadır. Tekstil-Konfeksiyon, Deri gibi sektörler yüksek vergi-artan girdi maliyetleri-düşük kur kıskacı altında Uzakdoğu ve Avrupa ekonomilerinin güçlü rekabet çarkları arasında zorlanmaktadır. İstanbul da son 18 ayda tekstil-konfeksiyon alanında faaliyet gösteren 200 bin atölyeden 16 bini kapandı. Bir milyon kişi işsiz kaldı. 2006 yılında ise 70 bin atölyenin kapanacağı tahmin ediliyor. İhracatta ve tekstil sektöründeki bu sorunlar, bugünkü kur politikası devam ederse genişleyecek. Çünkü rekabet edebilmek amacıyla Türkiye'de şirketler ihracat avantajlarını sürdürebilmek için ara mallarını dışardan almak zorunda kalıyor. Bu durum ihracatçı şirketlere ara malı yapanları zor durumda bırakıyor. Bunlar da hammaddelerini dışardan almak mecburiyetinde kaldığında ekonomiye olumsuzluk olarak yansıyor. Şu anda Türkiye'de pek çok küçük ölçekli ara malı yapan şirket çok zor durumda. Bunların kâr marjları ve rekabet gücü kalmamış, yaşam savaşı veriyorlar. Oysa Türkiye'nin faktör yapısını dikkate alan büyüme stratejisi, ulusal firmaların rekabet güçlerini arttırıcı stratejileri uygulamaya koyarken, işgücünü ikame eden teknoloji yatırımlarından çok, yeni yatırımlar yapmalarını gerektirmekte. Dolayısıyla borç dinamiklerini bozmadan ve enflasyonu yükseltmeden ivedilikle çözülmesi gereken sorun, rekabet gücünün yeniden kazanılması olmalıdır. Bugün reel sektörün en önemli sorunlarından birini de yüksek vergi oranları oluşturmakta. 7

Ülkemizde 70 milyon nüfusta 2 milyonu ancak bulan mükellef sayısı, ülkemizi OECD ülkeleri arasında nüfusuna göre en az vergi mükellefi olan ülke konumunda bulunduruyor. Dolayısıyla işveren üzerinde üretim-istihdam baskısı yanı sıra yüzde 33 e ulaşan vergi yükü, yüklenen ağırlığı da taşınamaz noktaya getiriyor. Kayıtdışılığı özendirip mükellefi vergi alanı dışına kaçmaya zorluyor. 2005 yılında toplam, 470 bin 45 vergi mükellefi kayıtdışına çıkarken, 246.614 yeni mükellef kaydedilmiş. Vergi mükellef kaydı ise 223 bin 431 i bulmuş. Tabana yayılan köklü bir vergi reformu yapılamaması kayıt dışını da özendiriyor. Bu da haksız rekabeti katmerleştirmekte, kayıtdışına yüzde 50-55 lik maliyet avantajı sağlamakta. Pozitif büyümenin sürdürülebilir olması için reel sektörün sırtındaki vergi yükünün azaltılması, istihdam üzerindeki ağır vergilerin düşürülmesi, Tekstil Sektöründe olduğu gibi ekonomik canlanmanın lokomotifi olabilecek bazı sektörlerde KDV oranlarının düşürülmesi gibi ince ayar yapabilme esnekliğinin gösterilmesi gerekiyor. Aksi takdirde son dönemde olduğu gibi birçok Türk sanayi şirketi üretimini tasfiye ederken bir bölümü de düşük kârlarla çalışmak zorunda kalıyor. Bu da sermayedarı ve işçisiyle Türk insanının, Türkiye'nin yoksullaşmasını getiriyor. Böylece döviz bolluğu ve düşük enflasyon ortamında Türkiye bir yandan kendi sanayiini yavaş yavaş tasfiye ederken, bir yandan da borç parayla giderek artan boyutta ithal mal tüketerek başka sanayilerin değirmenine su taşımakta ve dış borcu her geçen gün katlamaktadır. Ekonomide risklerin artmasının temel nedeni 2001 yılında yangın söndürme olarak tarif edilen kısa vadeli politikaların orta-uzun vadeli stratejilerle ikame edilememesi olarak görünüyor. Uygulanan ekonomi politikaları, bugüne kadar ekonomik risklerde meydana gelen aşırı birikimi ortaya çıkarıyor. İhracatı canlandıracak, özellikle Uzakdoğu kaynaklı ithalatı frenleyecek, döviz kurlarındaki şişmeyi yüzde 15-20 oranlarında düzeltebilecek, üretim, istihdam ve üretim girdileri üzerinde maliyeti düşürecek stratejiler riskleri azaltarak büyümenin sürdürülebilirliği üzerinde olumlu etki yapacaktır. 8