Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen bir kitap. Bu nokta birkaç soruyu zihnimde oluşturdu. Eğer Mushaf, Kur'an anlamına geliyorsa, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı nedir? İçeriği nedir? Acaba Cebrail, Peygamber (s.a.a)'den başkasına nazil olabilir mi? Bu Mushaf, şimdi nerdedir? Bu hususta beni aydınlatmanızı rica ediyorum.
Answer: Zihninize gelen bu güzel sorulara cevap vermek için bazı noktalara değinilmesi gerekmektedir: A) Mushafın ne olduğu "Mushaf" sözcüğü, günümüzde daha çok Kur'an anlamında kullanılmaktadır. Ama sözlükte, iki cilt arasında bir araya getirilmiş kâğıt yapraklarından oluşan bir şeye denmektedir ve günümüzde buna "Kitap" denmektedir.(1) Bu yüzden "Hz. Fatıma'nın Mushafı"ndan maksat Hz. Fatıma (s.a)'nın kitabıdır ve bazı rivayetlerde Ehl-i Sünnet de buna değinmiştir. "Ebi b. Ka'b" gibi bazı raviler, Hz. Fatıma (s.a)'nın yanında böyle bir kitap olduğunu tasdik etmektedirler.(2) Buna göre "Mevakıf"daki Eyci, "Mevakıf Şerhi"ndeki Corcani ve "İmam Sadık'ın Kitabı"ndaki Ebuzöhra gibi kimselerin sözleri - bunlar; Şialar, Müslümanların elinde olan Kur'an'dan başka Hz. Fatıma'ya nispet verilen bir Kur'ana inanmaktadırlar, diye iddia etmektedirler - doru değildir. Bunun nedeni, Şia rivayetlerine müracaat edilmemesi ve musahafın anlamına dikkat edilmemesinden kaynaklanmaktadır.(3) Bu mushanın mahiyeti ve içeriği hakkında Şia kaynaklarında birçok rivayet vardır. Bu rivayetlerde bu mushafın içeriği, ebadı ve ne zaman ve nasıl yazıldığı geçmektedir. Elbette ilk bakışta bu rivayetler arasında çelişki olduğu zannedilmektedir. Ama biraz dikkat edildiğinde bu çelişkilerin olmadığı anlaşılmaktadır.(4) Bazı rivayetler, onun içeriğinin, Kur'an-ı Kerim'in içeriğinden başka olduğunu ifade etmektedir.(5) Birçok hadise göre bu kitapta; Hz. Fatıma (s.a)'nın vasiyeti(6), onun evlatlarının başına gelecek musibetler(7), gelecekteki bazı olayların haberleri(8) ve yeryüzünde padişahlık yapacak bütün herksin ismi(9), yer almaktadır. Bazı diğer rivayetler de bu mushafın, bütün helal ve haramları içerdiğinden bahsetmiştir.(10) Bazı hadislere göre İmam Sadık (a.s), Zındıkların ortaya çıkışı gibi bazı tarihi olayların haberini önceden vermesini, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafına dayandırmıştır.(11) Bu rivayetler birbirleri ile çelişmemektedirler; çünkü bütün bu zikredilen konuların onda olması mümkündür ve her rivayet onun bir bölümünü ifade etmektedir. B) Ne zaman ve nasıl yazıldığı Bu Mushaf hakkındaki en önemli konu, onun ne zaman ve nasıl yazıldığı ve Hz. Fatıma (s.a)'nın Cebrail ve diğer ilahi meleklerle olan irtibatıdır. Birkaç rivayette şöyle geçmektedir:
Peygamber (s.a.a), Bazı konuları söylemekte ve İmam Ali (a.s) de onu yazmaktaydı.(12) Bu mushafın Hz. Fatıma (s.a)'ya nispet verilmesi hakkında şöyle söylenebilir: O kitap, Hz. Fatıma (s.a)'nın yanında saklanmaktaydı veya o, bazı konuların Hz. Ali (a.s)'ye ulaşmasını sağlamıştır. Bazı rivayetlerde Mushafın, Allah-u Teâlâ'nın direkt olarak Hz. Fatıma (s.a)'ya ilham edildiği geçmektedir.(13) Diğer bazı rivayetlere göre, Peygamber (s.a.a)'in vefatından sonra Allah-u Teâlâ, Hz. Fatıma (s.a)'nın yanına, onu babasının acısından dolayı teselli etmesi, Peygamber (s.a.a)'in cennetteki mekân ve makamından haber vermesi ve onunla çeşitli konuları konuşması için bir melek gönderdiği, geçmektedir. Hz. Fatıma (s.a), o meleğin sözlerini Hz. Ali (a.s)'ye söylemekte ve o da yazmaktaydı.(14) Bir rivayette bu meleğin, Hz. Cebrail olduğu geçmektedir.(15) Bu hadisler arasında da çelişki yoktur; çükü belki Allah-u Teâlâ, melekleri arasından bir meleği (Cebrail) vesilesi ile Hz. Fatıma (s.a) ile konuşmuştur ve Hz. Fatıma (s.a) da bu kitabın bir bölümünü değerli babasından ve diğer bölümünü de Cebrail'den almış olduğu konulara ayırmış olabilir. B) Cebrail'in nazil olma imkânı Diğer eleştiri de Peygamber (s.a.a)'den sonra vahyin kesildiğidir. Başka bir tabirle, biz Müslümanlar, Hz. Muhammed (s.a.a)'in son peygamber olduğuna ve onun vefatından sonra da vahyin kesildiğine inanmaktayız. Böylesi bir durumda nasıl olur da bir melek Hz. Fatıma (s.a)'nın yanına gelerek onunla konuşabilir? Bu soruya şöyle cevap verilebilir: Kur'an-ı Kerim'de geçen ayetlere göre peygamberler dışındaki kimselere bir meleğin nazil olması ve Allah-u Teâlâ'nın onunla konuşması mümkündür. Birçok ayet, Hz. Meryem (s.a)'e melek nazil olduğundan bahsetmektedir.(16) Allah-u Teâlâ, Hz. Musa (a.s)'nın annesi ile olan konuşmasını vahiy diye adlandırmaktadır.(17) Hz. Musa (a.s)'nın annesi ve Hz. Meryem (s.a) gibi bayanlarla bu irtibatın mümkün olduğunu kabul ettikten sonra bu irtibatın, Hz. Fatıma (s.a) hakkında mümkün olacağını hayli hayli kabul etmemiz gerekmektedir; çünkü Hz. Fatıma (s.a), Peygamberimiz (s.a.a) tarafından bütün zamanlardaki bütün kadınların efendisi olarak tanıtılmıştır. Peygamber (s.a.a)'den sonra vahyin kesilmesinden maksat, Allah ile peygamber unvanında olan birisi arasındaki irtibatın kesilmesidir. Yoksa Allah ve O'nun melekleri ile yeryüzündeki insanlar arasındaki irtibatın kesildiği anlamına gelmemektedir. Şia kaynaklarında gelen rivayetlere göre Allah ile Masum İmam (a.s) arasında bir çeşit irtibat vardır.(18) Ehl-i Sünnet kaynaklarında geçen rivayetlerde
de bazıları "Muhaddes" olarak tanıtılmışlardır; yani meleklerle irtibatı olan bazı kimseler vardır ve onlar, bu meleklerden hadis almaktadırlar.(19) D) Mushaf, kimin yanındadır? Şia kaynaklarında geçen rivayetlere göre bu Mushaf, değişik zamanlarda Masum İmamlar (a.s)'ın yanında bulunmuş, bir Masum İmam'dan bir sonraki Masum İmam'ın eline geçmiş ve onlardan başka hiç kimsenin ona ulaşma imkânı olmamıştır. Onlar, bu Mushaf sayesinde gelecekten bazı olayların haberini vermişler ve bazı konuların hükümlerini beyan etmişlerdir.(20) En son olarak şunu söylemek gerekmektedir: Son zamanlarda "Sahifetu'z Zehra"(21) adında yayınlanan kitaplar, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafından farklıdır. Çünkü bu kitaplarda genel olarak Hz. Fatıma (s.a)'ya nispet verilen dualar yer almaktadır ve rivayetlerde Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkında bahsedilen konular yer almamaktadır.refrence: 1.Seyit Muhammed Rıza, Hüseyni Celali, Sünnet-i Şerifin Yazılması, s. 76. 2.Esa'd, Abud, Shifetu'z Zehra (s.a), s. 56-58. 3.Haşim, Ma'rufu'l Haseni, Siretu'l Eimmeti'l İsna Aşer, c. 1, s. 98 ve 99. 4.Muhammed Bakır, Meclisi, Biharu'l Envar, c. 26, s. 38-48. 5.A.g.e, s. 38 ve 39. 6.A.g.e, s. 43. 7.A.g.e, s. 41. 8.A.g.e, s. 44. 9.Seyit Muhammed Rıza, Hüseyni Celali, Sünnet-i Şerifin Yazılması, s. 77. 10.Biharu'l Envar, c. 26, s. 37. 11.Biharu'l Envar, c. 26, s. 34. 12.Biharu'l Envar, c. 26, s. 41, 42 ve 49. 13.A.g.e, c. 26, s. 39. 14.A.g.e, c. 26, s. 44 ve 48. 15.A.g.e, c. 26, s. 42. 16.Al-i İmran Suresi, 42, 43 ve 45. ayetler. 17.Kasas Suresi, 7. ayet. 18.Biharu'l Envar, c. 26, s. 66 ve 97. 19.E'yanu'ş Şia, c. 1, s. 314 ve 315.
20.Biharu'l Envar, c. 26, s. 38-48. 21.Örneğin: Esa'd, Ubud, Sahifetu'z Zehra; Cevat, Gayyumi Isfahani, Sahifetu'z Zehra. ------------------------------ Kaynak: KUR'AN'I TANIMA - DİNİ ARAŞTIRMA - DİNİ HÜKÜMET - AHKÂMIN FELSEFESİ - AHLAK VE MEŞVERET - SEÇİLMİŞ HÜKÜMLER Yazar: Hamid Rıza Şakirin ve Bir Grup Araştırmacı Tercüme: Ali Akın CABA Sunulan cevaplar zorunlu olarak Ehl-i Beyt (a.s) Kurultayı nın görüşünü yansıtmamaktadır