SERİNYOL VE NÜSAYRİLİK



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER. Sayfa.

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim :03

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

5.SINIF SINIF : 5 ÖĞRENME ALANI : AHLAK : 5 / SEVİNÇ VE ÜZÜNTÜLERİMİZİ PAYLAŞALIM MATERYAL TÜRÜ : TEST SORUSU

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

KALEKIŞLA KÖYÜ TAKVİMİ 2019

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Siirt'te Örf ve Adetler

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KLASİK ALEVİLİK NEDİR? Halk Mezhebi... 18

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

CEVAP ANAHTARI SINIF

ALMAN PASTASI TARİFİ VE PİDE TARİFİ

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ


Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Kelaynakların Hazin Öyküsü

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

T.C. SAMSUN VALİLİĞİ İl Millî Eğitim Müdürlüğü EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

HAC ve UMRE. Memduh ÇELMELİ. dinkulturuahlakbilgisi.com

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

:30-12: :30-12: :30-12: :30-12: :30-12:30 AYHAN KAYA

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

FİZİKİ HUKUKİ MANEVİ YOLCULUK ÖNCESİ HAZIRLIKLAR. Bedenimizi Hazırlama. Ruhumuzu Dinlendirelim. İbadet. Dua. Sabır

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim sınıf Takdimci El Kitabı

Transkript:

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ BİTİRME ÇALIŞMASI SERİNYOL VE NÜSAYRİLİK HAZIRLAYAN FATMA KAPLAN 030205001 ANTAKYA 2007

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ GİRİŞ I. BÖLÜM SERİNYOL UN COĞRAFİ KONUMU VE TARİHÇESİ II. BÖLÜM a) Nusayriliğin Tanımı b) Nusayriliğin Tarihçesi c) Nusayrilerde İbadet d) Nusayrilerde Amcalık Kurumu III. BÖLÜM a) Bayramlar ve Özel Günler b) Önemli Gün ve Geceler c) Nusayrilerde Hızır İnancı d) Nusayrilerde Türbe İnancı e) Ebced Hesabı f) Yerel İnanışlar IV. BÖLÜM a) Doğum ve Çocuk Bakımı b) Evlenme c) Ölüm Adetleri d) Bayram ve Özel Gün Yemekleri e) Tabu ve Kutsal Yiyecekler f) Yerel Yemekler g) Deyimler h) Atasözleri ı) Beddualar j) Oyunlar k) Bilmeceler

V. BÖLÜM a) Hz. Muhammed in Hz. Ali Hakkındaki Sözleri b) Hz. Ali nin Sözleri c) Nusayriler Hakkındaki İftiralar ve Cevapları VI. BÖLÜM a) Halk Hikayeleri b) Destanlar SONUÇ BİBLİYOGRAFYA

I. BÖLÜM SERİNYOL UN COĞRAFİ KONUMU ve TARİHÇESİ Serinyol, Akdeniz Bölgesinde yer alan Hatay iline bağlı bir beldedir. İskenderun- Antakya arasında olan E-5 karayolunun güney istikametinde iken sağında, Nur Dağları nın eteğinde yer alır. Antakya merkezden 20 km. uzaklıktadır. Çevresinde Paşaköy, Arpahan, Aşağıboğa, Zülüflühan, Maraşboğazı, Tahtaköprü, Uzunalıç köyleri yer alır. Serinyol un diğer bir adı Bedirge dir. Eski zamanlarda Bedirge mıntıkasında iki patriğin yaşadığı söylenir. Bu iki patriğin yönettiği Serinyol a Patrekeyn denilmeye başlanmış. Zamanla halk dilinde Patrekeyn sözcüğü Bedirge halini almıştır. 1 Bedirge nin tarihçesi çok eskilere dayanır. M.Ö. 300 lü yıllarda Büyük İskender in Antakya ya hakim olmasıyla Serinyol a yerleşmeler oluyordu. Daha sonra Bizanslıların yöreye gelip yerleştikleri görülür. İlk yıllarda iki patrik tarafından yönetildiği için buraya Patrekeyn adının verildiğini ifade etmiştik. Arapların buralara yerleşmeye başlamasıyla Bedirge halini almıştır. Osmanlıların 1515 te şehri ellerine geçirmesiyle Türkler kasabaya yerleşmeye başladılar. Çevreden edinilen bilgilere göre buraya ilk yerleşen Tembel Ahmet adında bir Bulgar göçmenidir. Tembel Ahmet e Bedirge nin kurucusu denilebilir. 1864 yılından itibaren Kuzey Batı Kafkasya dan Osmanlı topraklarına yoğun bir göç yaşanır. Ayrıca Bulgaristan dan gelen göçmenlerde buraya yerleşir. Bedirge Osmanağa ve Bedirge Çerkez isimleri buradan gelmektedir. Anayazı Köyü ile Topboğazı arasındaki bölge birkaç ailenin elinde bulunuyordu. 1918 yılında I. Dünya Savaşı ile Serinyol da Fransız hakimiyeti başlar. Fransızlardan kalan Antakya-İskenderun arası asfalt yol, Bedirge Çayı üzerinde inşa edilen köprü ve İskenderun-Antakya arasındaki eski yol üzerindeki çınar ağaçları da Fransızlardan kalmadır. 2 Kasaba Cumhuriyet in ilk yıllarında muhtemelen küçük bir köy konumundaydı. 1938 de Hatay Devleti nin kurulması ve bunun devamında 1939 da Hatay ın anavatana katılmasıyla idare Türkiye Cumhuriyeti ne geçmiştir. 1940 yılından itibaren Serinyol a evi barkı olmayan kişiler, aileler ya arazi satın alıp ya da Cemil ve Bekir ağalarının yanında çiftçi olarak yerleşmeye başlamışlardır. 1940 yılında kasabaya İskenderun-Antakya yolunun İskenderun istikametinde iken sağ tarafta bulunan bölümüne ilk yerleşen Nur ailesidir. Nur ailesi Antakya da bulunan mallarını satıp Serinyol da yerleşmişlerdir. Bu tarihten itibaren kasabada yerleşimler yavaş yavaş yerleşimler başlamıştır. 1950 lerde devletin aile başına kırkar dönümlük arazi dağıtmasıyla Serinyol da bir canlılık yaşandı. Bu araziler Amik 1 Zafer Sarı, Hatay da Yer Adları ve Kuruluş Öyküleri, Antakya, 2003 2 Garip Kaplan, Derleme Tarihi 15.02.2007, Serinyol

Gölü nün kurutulmasıyla elde edilen arazilerdir. Amik Gölü nün kurutulup halka dağıtılacağı duyulunca Samandağ, Altınözü, Antakya dan birçok aile Serinyol a yerleşmiştir. 1950 de Orman Fidanlığı nın açılmasıyla buraya yerleşenlere iş alanı oluşturulmuştur. Ayrıca yine 1950 de Serinyol a elektrik verilmesiyle çiftçilikle beraber sanayi de gelişmeye başlamıştır. 5 Haziran 1968 de Serinyol Belediyesi faaliyetlerine başlamıştır. Kasabanın kenarında Serinyol Maraşboğazı bölgede İskenderun-Antakya Karayolu üzeri 121. Jandarma Er Eğitim Alayı yer alır. Kasabanın mahalli pazarı Pazar günü kurulmakta ve birçok şehir, ilçe ve köylerden katılım olmaktadır. Serinyol un nüfusu 1950 de 600 civarındaydı. Ancak bu nüfusun çoğu toprak sahiplerinin yanında çalışan tarım işçilerine aittir. Amik Gölünden toprak kazanmak için pek çok kişi buraya gelir ve burada yerleşir. Antakya-İskenderun karayolunun Serinyol içinden geçmesiyle burası ticaret yolu üzerinde yer almaya bağladığı için önem kazandı. Zira sadece İskenderun a değil, tüm Türkiye ye ulaşım bu yol üzerinden yapılıyordu. 1975 te 5.400 olan nüfus, 1980 de 7.444, 1985 te 10.000, 1989 da 13.000 nin üzerinde olmuştur. Şu anki nüfusu da 15.000 civarındadır. Görüldüğü gibi nüfusta sürekli bir artış söz konusudur. Serinyol un Batısında Nur Dağları, Doğusunda da Amik Ovası uzanır. Bölge temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Daha önceleri ilkel yollarla tarım yapılıyorken günümüzde daha modern tarım teknikleri kullanılmaktadır. En büyük sorunlardan biri su sıkıntısıdır. Yaşanan su sıkıntısına rağmen tarımı zengindir. Pamuk, zeytin, mısır, buğday, turunçgiller, mevsimlik sebzeler yetiştirilmektedir. Tarıma dayalı sanayi olarak pamuğu işleyen çırçır pres fabrikaları, bulgur fabrikası, un fabrikası, konserve ve salça fabrikası mevcuttur. Hayvancılık da Serinyol da önemli bir yer tutar. Bölgede ahır hayvancılığı yapılmaktadır. Genelde büyükbaş hayvanlar yetiştirilir. Ancak burada süt ürünleri fabrikası bulunmamaktadır. Jandarma Kışlasının hemen yanında kasaba girişinde yer alan Orman Fidanlığı 1950 den beri Hatay ili çevresi için değişik ağaç türü fidanlar yetiştirmektedir. Nur Dağları ndan akan Bedirge Çayı nın kaynağına doğru çıkan yerlerde piknik yapılmaktadır. Buraları halkın yaz günlerinde uğrak yerlerindendir.bunun dışında piknik ve aile dinlenme yeri çay bahçesi olarak Mavi Selvi aile çay bahçesi de hizmet vermektedir. Nur Dağı nın eteğinde Bedirge çayına bitişik kurulan bu çay bahçesi ve piknik alanı görülmeye değer güzelliktedir. Beldede iki yazlık, bir kışlık düğün salonları, bir sağlık ocağı, dört ilköğretim okulu, bir lise dengi okul, tarım kredi kooperatifi, esnaf kefalet kooperatifi, bir kütüphane yer almaktadır.

II. BÖLÜM a) Nusayriliğin Tanımı Çoğunluğu Suriye de yaşayan bir Şii mezhebinin üyelerine Nusayri denilmektedir. 3 Nusayri kelimesinin pek çok anlamı vardır. Alevilere Nusayri denilmeye başlamasının birçok rivayeti vardır. 1) Aleviler, Memlükler, Emeviler ve Osmanlı Devleti zamanında çeşitli baskılar görmüş, birçok katliama maruz kalmışlardır. Bu baskıdan kaçmak için yüksek yerlere yerleşmeye başladılar. Kaçtıkları yerlerden en önemlisi El-Nusayriye dağları olmuştur. Bu dağlarda yaşayanlara Nusayri denilmeye başlandığı rivayet edilir. 2) Nusayri kelimesi Nast zafer anlamına gelmektedir. Nusayri, nasreden, zafer kazandıran anlamındadır. Hz. Ali yle birlikte savaşanlara ve zafer kazananlara Nusayri denilmektedir. Bu söz günümüzde kullanılır. Zayıf, güçsüz kişilere Allah Yinsiro denilir. Yani Allah onu güçlü, yükselen kişi yapsın anlamındadır. 3) Bunların dışında Alevilere bu ismin verilmesindeki en mantıklı görüş Nusayrilik mezhebinin 9. yy. da Muhammed bin Nasr tarafından kurulduğudur. Bu şahsın adından dolayı Alevilere Nusayriler denilmektedir. 4 b) Nusayriler Tarihi Hz. Peygamberin 4 Haziran 632 de ölümünden sonra halifeliğe kimin geçeceği tartışma konusu olmuştur. Her bir uygarlık dönemine belli Arap kabileleri damgasını vurmuştur. Bu kabilelerin içinde en çok tanınan Adnani kabilesidir. Adnani kabilesi kendi içinde Emevi ve Haşimi olmak üzere iki kola ayrılır. Haşimi, Hz. Muhammedin atalarından olan Abdülmenaf ın oğludur. Kabe nin bakımı Kureyşlilere verilmediği için Kureyşlilerle Haşimiler arasında bir çekişme vardır. Hz. Muhammed peygamber olduktan sonra Emeviler ve Kureyşlilerde İslam dinini kabul etmiş, ancak aralarındaki çekişme peygamberden sonra uzun yıllar sürmüştür. Aslında Arap tarihinde önemli rol oynayan Şii-Sunni davası Haşemi- Emevi davasıdır ve Hz. Peygamberin ölümüyle yeniden başladı. 5 Hicretin 10. yılı, Miladi ise 632 yılında Hz. Muhammed son veda haccına çıkacağını, katılmak isteyen Müslümanlara da hacca davetini açıkladı. Medine, Mısır, Irak, Yemen ve Mekke den 130 bine yakın Müslüman toplanmıştı. Hac görevini yerine getirdikten sonra dönüş yolunda Mekke ile Medine arasındaki Cuhfe yöresine Ğadir Hum denilen bir yerde 3 Ana Britannica, C.17, Ana Yayıncılık,İstanbul, s.4 4 Abdulhadi Cevent, Derleme Tarihi 01.02.2007, Serinyol 5 Ömer ULUÇAY, Tarihte Nûsayrilik, Gözde Yayıncılık, Ağustos 2001 s.40

durdular. Çünkü bu bölgede yol (kavşak) ayrımı vardı. Hacılar buradan memleketlerine döneceklerdi. O gün Zilhecce ayının on sekizinci günüydü. Şiddetli bir yaz sıcağı hakimdi. Toplanan kalabalık ile Hz. Muhammed öğle ve ikindi namazlarını kıldılar. Sonra Hz. Cebrail tarafından Maide süresi indi. Ayette şu sözler yer alıyordu; Ey Peygamber, rabbinden sonra indirileni açıkla, bunu yapmazsa şayet peygamberlik vazifelerini yerine getirmiş sayılmayacaksın. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Toplanan mahşeri kalabalığa sesini duyurmak için Hz. Muhammed deve eğerlerinden yapılan yüksek bir yere çıkıp şöyle buyurdu : - Yüce rabbime hamd-u senalar olsun, olabilir ki yakın bir zamanda mevlam beni yanına çağırır ve aranızdan ayrılabilirim. Şahit ol Allahım, aranızda paha biçilemez iki büyük emanet bırakıyorum. Vasiyetim olan Kuran-ı Kerim ve Ehl-i Beyt imi bırakıyorum. Sonra Hz. Ali nin elinden tutarak O nun yanına aldı. Herkesin duyacağı şekilde : - Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allahım, O na dost olana dost, düşman olana düşman ol. O na yardım edene yardımcı ol. O nu yalnız bırakanı yalnız bırak. Ve hakkı O nunla beraber kıl; diye buyurmuştur. 6 Hz. Peygamberin 4 Haziran 632 de ölümünden sonra halifelik yarışı başladı. Bu konudaki anlaşmazlık İslam daki ilk ayrışmaya yol açtı. Peygamberin Ğadir Hum ve Veda Haccı ndaki vasiyetlerini kanıt göstererek halifeliğin Ati ye geçmesini isteyenlerin karşısında, halifeliğin yalnızca Haşimoğulları veya Ehl-i Beyt e tanınmış bir hak olmadığını, ayrıca tüm Kureyşlilerin de bu haktan yararlanabileceğini savunanlar oldu. Hz. Muhammed zamanında Ali yi sevmeyen sahabeler, peygamberin cenaze işlemleriyle ilgilenmelerinden faydalanarak bir halife seçtiler. Alevilik; işte bu olaydan sonra ortaya çıkmıştır. Ali yi sevenler ve peygamberleri sayanlar buna itiraz etmişlerdir. Bu kişiler ilk Alevilerdir. Sıffın Savaşında (659) Ali yle Muaviye ye savaşanlara da Alevi denilmişti. Sıffın Savaşı yla Alevilik sınırları daha da belirginleşti. Günümüzde Ali ve On iki imama inananlara Alevi denilmektedir. Hz. Ali nin ölümünden sonra da bu çekişmeler bitmedi. Muaviye nin oğlu Yezid başa geçince Emeviler güçlendi. Hz. Ali nin oğlu Hüseyin e Yezid in halifeliğini kabul etmesi teklif edildiğinde şu cevabı vermiştir : Şirrab el humur, mürtekibil il fücur 7 olan birinin halifeliğini kabul etmem. 680 yılında Hz. Ali nin oğlu üçüncü imam Hz. Hüseyin, Muaviye nin oğlu Yezid in orduları ile Muharrem ayının onunda Kerbela dolaylarında karşılaştı. Ve Hz. Hüseyin ile birçok adamı feci şekilde öldürüldü. Bu olaya Kerbela olayı denildi. Kerbela olayından sonra Müslümanlar 6 a.g.e., s.257 7 a.g.e., s.257

Alevi ve Sünni olarak ikiye ayrıldı. 8 Yezid, Emevi Devletinin sınırlarını belki genişletmişti, ama Kerbela olayı ile Müslümanlar arasında kan kaybetmeye başladı. Halk Yezid e tepki göstermeye başladı. Ancak korkuları yüzünden Emeviler e yaklaşmak zorunda kaldılar. Emeviler in en büyük etkileri Hadis-i Şerifler üzerinde yaptıkları hilelerdir. Emeviler in hadislerle ilgili faaliyetleri şunlardır : 1) Hadis ürettiler 2) Gerçek hadisleri yok ettiler 3) Bazı hadisleri silerek, üzerine ekleyerek, kendi siyasetlerine göre düzenlediler. Emeviler döneminde Ömer b. Abdülaziz sayesinde Ehl-i Beyt e saygı gösterilmeye başlanır. Emeviler in yaptıkları baskıları bitirmek ve Alevilerin durumlarını düzeltmek vaadiyle. Abbasiler, Alevilerin desteğini almışlardır. Ancak başa geçince kendileri de aynı siyaseti uygulamışlardır. Abbasiler, iştihatı açık bırakıp o zamanki fıkıhcılardan mezhep icad etmelerini istemişlerdir. Böylece Sünnilerin dört ana mezhebi ortaya çıkıyor. Abbasilar bu dört ana mezhebi kabul etmiş, diğerlerini de reddetmişlerdir. Ancak bu mezhebler, Emeviler in düzenlediği hadislere dayanarak birçok yanlış kararlar verirler. Abbasilerin baskısı Harun er Reşid döneminde de sürdü ki Aleviler artık bu baskıdan kurtulmak için uzak bölgelere göç ettiler. Abbasiler dönemindeki mezhep ayrılığına altıncı imam Cafer-i Sadık karşı çıkmıştır. Cafer-i Saddık la aynı görüşte olanlar etrafında toplandı ve bunlara Caferiler denilmeye başlandı. Aleviler artık Caferiler olarak da anılmaya başlandı. Nusayriler 1048 yılına kadar bâb ve ardılları tarafından dini yetkili olarak yönetildiler. Halep, Lazkiye ve Bağdat dini merkez oldu. On birinci imam Hasan el Hucca (el-askeri) da diğerleri gibi öldürüleceğini biliyordu. Çünkü bu imamların geleceği görme gibi yetenekleri vardı. Bunu bildiği için yardımcısı olan dönemin büyük şeyhi Muhammed b. Nusayri ye bir çok tavsiyede bulundu. Kendisine Alevi arşivini teslim ediyor, Alevilerin dini bilgisini öğretiyor. İmam el Askeri nin ölümü üzerine on ikinci imam Muhammed el Mehdi başa geçmişti. Bütün Aleviler ve Şiiler on ikinci imam Mehdi nin ölümüne kadar peygamber soyundan geldiği bilinen imamlara inandılar ve onları örnek aldılar. Bu inanca göre onlar imamlığı hakketmişlerdi. Ancak yine de on iki imamı kutsayan anlayışa göre Mehdi ölmedi ve beklenen kişi kurtarıcı O dur. Mehdi nin gıyabıyla birlikte Hz. Muhammed in Ben ilmin şehriyim. Ali de onun kapısı sözünden yola çıkarak on iki imamın her birinin bir bâbı olduğu ve dini inancın bu bâblar yoluyla yürütülmesi 8 Abdulhadi Cevent, Derleme Tarihi 25.01.2007, Serinyol

gerektiğine inanmaya başladılar. 9 On ikicilere göre imamlar peygamberlerin vasileri oldukları için her biri kendine bir bâb edinmişti. Muhammet Emin et Tavil e göre imamlar ve Bâbları şöyledir : 1) İmam Ali b. Ebu Talib Selman el Farisi 2) İmam Hasan el Mücteba Kays b. Varaka 3) Hüseyin eş.şehid Rüşeyd el Heceri 4) İmam Ali Zeynelabidin Abdullah el Galib el Kabili 5) İmam Muhammed el Bâkır Yahya b.muammer b.ümit-tavil er Sümali 6) İmam Cafer-es Sadık Cabir b. Yezid el Cúfi 7) Müsâ el Kâzım Muhammed b.ebi Zeynel Kahili 8) İmam Ali el Rıdâel Mufaddal b.ömer 9) İmam Muhammed el Cevad Muhammed Mufaddal b. Ömer 10) İmam Ali El Hadi Ömer b. El fuat 11) İmam el Askeri Muhammed b.nusayr el basri en nümeyri 12) İmam Muhammed el Mehdi 10 Bütün bu imamlar içinde Aleviliği geliştiren, ona felsefeyi içerik kazandıran, Ehl i Beyt e olarak asılmasını sağlayan altıncı imam ve Hz. Muhammed in torunu Caferi Saddık tır. Aleviler, dinsel yorumlarında Cafer-i Saddık ın sözlerini de, kitaplarını da sıkça kullanırlar. Caferiler adıyla bir alt kol, bir mezhep de bu nedenle ortaya çıkmıştır. On birinci imam Hasan el Askeri den sonra O nun bâbı olan Muhammed b. Nusayri, Sâmarra ya yerleşerek Nusayrilere yol gösterdi. Öğrencilerden birisi Hüseyin b. Hamdan el Hasibi dir. Ondan sonra Bâb ardılları dini başkanlık görevini üstlendi. Bu dönemde Nusayriler ve İslam alemi için dini bir anarşi ortamı yaşandı. Mısırlı büyük alevi olan Hasibi nin dönemi bu zamana denktir. Alevilere bağımsızlık ve hakimiyet fikrini aşıladı. Muhammed b. Nusayri den sonra bu mezhebin öncüsü olarak kabul edilir. 11 Muhammed b. Nusayri, mezhebin kurucusu değildi, ama ehlibeyt kültürüne uygun öğrenciler yetiştirdi. Hüseyin b. Hamdan el Hasibiyi Alevi mezhebinin kurucusudur. 12 Hasiybi Irak, Suriye ve birçok ülkede pek çok müridler yetiştirdi. Halep hükümdarı olan Seyfüddevle de onlardan biridir. Aleviler, Emevilerden Hasibi nin dönemine kadar Şii alemiyle aynı düzeyde idi. Diğerleri hangi zulme uğradıysalar o zulümlerden paylarını almışlardır. Ancak Hasibi den Atatürk dönemine kadar herkesten ayrılmış bir şekil aldılar. Zulme uğradılar, ezildiler, 9 Hüseyin TÜRK, Anadolu nun Gizli İnancı NÛSAYRİLİK, Kaknüs Yayınları, 2005 İstanbul s.42 10 a.g.e., s.42 11 a.g.e., s.44 12 Ömer ULUÇAY, Arap Aleviliği Nusayriler, 2.baskı Gözde Yayınevi, Haziran 1999, s.111

işkence ve kırım felaketine uğradılar. Bu zorluklar karşısında birçok şeyden yoksun kaldılar; ancak inanç ve güvenleri, din ve ahlak kutsallığını hiçbir zaman yitirmediler. 13 Hasiybi nin ölümünden sonra iki dini merkez ortaya çıktı. Birisi Seyyid Muhammed b. Ali el-cilli nin yürüttüğü Halep teki merkez, diğeri de Seyyid el Cisri nin yürüttüğü Bağdat taki merkezdi. El-Cilli Hasiybi nin öğrencilerindendi ve kendi öğrencilerine Âleviliğin ahlak ve kültürünü aktarmaya devam etti. Daha sonra başa geçen Tebârini, Hasiybi yönetimini izleyerek onun ilim ve felsefesini yaymaya çalıştı. Ondan sonra önderliğe kimse geçmedi. Her şeyh kendi bulunduğu bölgede bağımsız olarak şeyhliğini sürdürdü. Nusayri tarihindeki son dönem, bölgesel şeyhlerin bağımsızlıklarını ilan etmeleriydi. Bunlar Fatimiler Devleti (Mısır), Büveyhoğulları (Hazar Denizi Bölgesi), Hamdanoğulları Devleti (Musul, Halep), Aridoğulları Devleti (Şam, Trablus, Teberiye), Tenuhiler Hükümeti (Laskiye), Hamudoğulları Devleti (Kurtuba, Malka), Ahmeroğulları Devleti (Zaragoza), Mührizoğulları Hükümetleridir. 14 Alevilerin geçmişinde Emevi ve Abbasiler in yaptıkları kıyımlar dışında iki büyük baskı ve zulüm dönemi vardı. Birincisi Haçlı Seferleri dönemi, diğeri de Osmanlı Yavuz Sultan Selim dönemidir. Haçlı Seferleri sırasında Aleviler, geniş bir coğrafya ya yayılmıştı. Horasan, Hazar Sahilleri, Musul, Diyarbakır, Halep, Tarsus, Adana, Misis, Lazkiye, Cebile, Trablus, Hama yöresi ve Sur a yerleşmişlerdi. Haçlıların baskıları sonucunda Nusayrilerin büyük çoğunluğu Antakya ve çevresine kadar çekilmişlerdir. Uzun süren kuşatmalardan sonra Haçlılar Antakya yı ele geçirdi ve Nusayriler yaklaşık iki yıl Haçlı kuşatmasıyla karşı karşıya gelmişlerdir. Aleviler, Osmanlı (1517-1918) ve Memluklar (1250-1517) döneminde yoğun bir baskıya uğradılar. Bu dönemde Sünnileştirme politikası başladı. Mısır daki İsmaillilerle savaşan 4. Memlük Sultanı I. Baybars, Suriye yi ele geçirdikten sonra İsmaillilere yakın olan Nusayrilere de savaş açtı. Nusayriler üzerinde ilk kez yoğun ve sistematik dini asimilasyon politikası uygulandı. Daha sonra başa geçen Klavun döneminde baskılar daha da arttı. Sünni bir Müslüman din âlimi olan İbin Tevmiyye nin Nusayriler hakkında çeşitli hakaret ve karalama içeren fetvası Sultan Klavun un dönemine denk gelir. İbni Tevmiye Alevilerin Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve diğer pek çok putperestten daha kafir olduklarını ve onlara savaş açmanın Allah ı memnun edeceğini belirten bir fetva yayımlamıştı. Ayrımcılığa maruz kalan Aleviler, yüzyıllar boyunca kentli Sünnilerin ve Hıristiyan toprak ya da mülk sahiplerinin topraksız serfleri, ırgatları olarak yaşamışlardır. İbni Tevmiye nin fetvasını başka 13 Mahmut Reyhani, Arap Aleviliği, Antakya s.109 14 Hüseyin TÜRK, Anadolu nun Gizli İnancı NÛSAYRİLER, Kaknüs Yayınları, 2005 İstanbul, s.45

fetvalar izledi. Bunun sonucunda Alevilerin malları yağmalandı, kadınlarına farklı gözlerle bakılmaya başlandı. On binlerce Alevi öldürüldü. Batını mezhepler yasaklandı ve Nusayri köylerine zorla cami yaptırıldı. Nusayri tarihindeki en büyük olay, en büyük katliam kuşkusuz Halep kırımıdır. Ancak bu katliam tarih kitaplarında yer almamaktadır. Sultan Selim döneminde Aleviler büyük bir baskı görmüşlerdir. Suriye, 1517 Yavuz Sultan ın Mısır ı fethiyle Osmanlıların eline geçti. Bu dönemlerde Nusayri illerini istila eden Sultan Selim, 1516 da Halep te 70 bin Alevi yi katletmiştir. 15 Bu olayın sonunda bölgedeki Alevi egemenliği yıkıldı. Sultan Selim, Mısır- Anadolu yolunun güvenliğini sağlamak için iskan politikası gerçekleştirdi ve Türkleri Nusayrilerin bölgelerine yerleştirdi. Bu dönemde Nusayri Dağlarına yaklaşık yarım milyon Türk yerleştirdi. Bu baskılar sonucu Nusayriler kendi içlerinde savunmaya yönelik ve gizlilik esasına dayalı örgütlenmeler oluşturdular. Baskılar nedeniyle Antakya dan ayrılan Nusayriler kanuni Sultan Süleyman döneminde geri dönmeye başladılar. Bu kişiler Antakya da Suveydiya ye, 16 Adana çevresi ve Tarsus a kadar uzanan bölgede yerleştiler. Bugün de bu bölgede varlıklarını sürdürüyorlar. II. Abdülhamit döneminde (1842-1918) aynı asimilasyon politikası sürdürüldü. Bütün bölgelerde camiler inşa ediliyor, buralara Nusayri imam ve müezzinler atanıyordu. Osmanlı döneminde, Yeniçeri Ocağının 1826 da kapatılmasına kadar Yeniçerilerle ilişkili olan Bektaşi tarikatının temsilcileri aracılığıyla belli bir nüfuz sahibi olunduysa da 16. yy dan itibaren, Alevilerin belirli aralıklarla katledildiklerine dair kayıtlara rastlanmamaktadır. Aleviler, ne askeri örgütlenmeye, ne de yönetim ile ilgili görevlere kabul ediliyorlardı. 17 Aleviler, Osmanlı tahrir defterlerinde Garipler Cemaati olarak kayda geçmişlerdir. Osmanlı döneminde Nusayrilerin, mülk, mal sahibi olması, Kuran-ı Kerim satıp okuması bağnazlar tarafından yasaklanmıştı. Çarşıya bile inmelerine izin verilmediği söylenir. Kuran-ı elde etmek için Hıristiyan din adamlarını devreye sokarlardı. Nusayri din adamlarının önce sarıkları arkadan ateşle tutuşturulur, sonra ateşi söndürme bahanesiyle sarıkları ayaklarının altına alıp çiğnerlermiş. Nusayri selamını almamak için yüzlerini çevirenler, omuz atıp geçenler varmış. 18 15 Uluçay.. Arap Aleviliği NÛSAYRİLİK, s.113 16 Samandağı 17 Cumhuriyet Gazetesi, 18 Ağustos 2006, s.9 18 Sait Bulut un Nusayriler/Bin Yemin adlı yazısından alıntı.

Bu kadar baskı ve ayrımcılık gören Nusayriler, yüzyıllar boyu hayatta kalmak için ibadetlerini gizli yaptılar, dışa kapalı yaşadılar. Hatta yaşam alanı olarak dağlık yerleri seçmişlerdir. Hatay ın 1939 da Türkiye Cumhuriyeti ne katılmasıyla ve Türkiye Cumhuriyeti nin laikleştirilmesiyle Nusayrilerin kendi toplumsal kurumları yavaş yavaş oluşmaya başladı. Cumhuriyet ile birlikte yapılan ayrımcılık nispeten azalmıştır. Antakya ve çevresinde Atatürk e sempati ve sevgi çok yüksektir. Çünkü sahip oldukları bugünkü konumlarını Atatürk Cumhuriyeti nin sağladığı özgürlük ortamı sağlamıştır. Bu nedenle Atatürk sevgisi ve saygısı yüksektir. c) Nusayrilerde İbadet İslam içinde Bâtini bir akide olan Nusayrilik, bu grubun belirleyici özelliği olan gizlilik ve sır tutmak ilkesini, çok eskilerden günümüze kadar getirmiştir. Bu nedenle Nusayri akidesi ve iç yönetimi hakkında yeterli bilgi bulmak çok zordur. Grubun iç yönetimi ve akidesi hakkında konuşmak ancak konuyla ilgili kişilerce yapılır. Bu kişilerin öncelikle buna yeterli olması gerekir. Yüzyıllar boyu kıyıma uğrayan bu grubun, bir savunma düzeni oluşturup korunması çok doğal ve zorunludur. Nusayriler, yaşadıkları topraklarda, zaman içinde olan siyasi olay ve sosyal hareketler (işgal, göç, savaş, katliam, yasaklama, dışlama vb.) nedeniyle, farklı ve zıt faktörlere maruz kaldılar. Ama her şeye rağmen Nusayri olmak nedeniyle ortak kaderi paylaştıklarının bilincinde oldular. Böylece Nusayri din adamları, şair ve edipleri grup ve yöneticileri, akidenin esaslarını kapalı ve gizli oturumlarda birbirlerine öğretirler. Bir ıhvanın bilecekleriyle Şıh olacak kişinin bilecekleri farklı olacaktır. Akidenin aktarımı daha çok sözlü şekilde yapıldı. Nusayriliğin temel kitapları (Hüseyin b. Hamdan Hasibi) özenle korunup saklandı. Nusayrilik, Bâtini bir İslam akidesidir. Kuran a dayalı olarak (Zümer Suresi), ayetlerin bir zahiri bir de Bâtini anlamları var olduğu esasına dayanır. Şekilde, surette görünümler ile; o şeyhin içeriğinin farklı olduğu, böylece farklı ve derin anlamlarının bulunduğu inancı vardır. 19 Her şeyin bir Bâtini ve Zâhiri olduğuna göre, ibadetlerinde Bâtini-Zâhiri anlamları vardır. Nusayrilerde İslamın beş şartı kabul edilir. Namaz, hac, oruç, zekat, şehadet hak bilinmektedir. Namaz beş vakittir ve Caferi mezhebine uygun şekilde ve evlerde gizli olarak kılınmaktadır. Her yerde ve zamanda, yürürken, çalışırken, otururken namaz kılınabilir. 19 Ömer ULUÇAY, Arap Aleviliği, NÛSAYRİLİK, 2.Baskı, Gözde Yayıncılık, Haziran 1999, s.24

Önemli olan Allah ın adını zikretmek ve onunla baş başa kalmaktır. Bâtini namaz, Hz. Muhammed in Hz. Ali ile Hira Dağındaki mağarada, gizli sessiz yaptıkları Allah ı zikir ve tesbihtir. 20 Zira Tevrat ta Hz. Yakub un gezerek ibadet ettiği bildirilmektedir. Din adamı (şeyh) Nusayri toplumunda bir otoritedir. Bayramlarda, adaklarda, cenazenin yedinci gününde ölü yemeği sırasında ve amcalık geleneğinde, bir şeyhin önderliğinde toplu namaz kılınır. Buna cemğ denilir. Cemğin gizliliği katı bir kuraldır. Cemğ içine Nusayri olmayanları alınmadığı gibi, cemğdeki inanç ve uygulamaların açıklanması kesinlikle yasaktır. 21 Ramazan ayında tutulan oruç Nusayri ibadetinde yer alır. Bilinen tarihten iki gün önce başlayan oruç Ramazan Bayramı (iydil fatır) ile biter. Ramazan ayı içerisinde, 1,1317,19,21,23 ve 27. günleri Kuran-ı Kerim in ayetlerinin indiği günler olduğu için bayram olarak kutlanmaktadır. Oruç, İslamiyetin şartlarına uygun şekilde yapılmaktadır. Cenaze törenleri, kurban kesilmesi ve seçilmesi İslami kurallara uygun şekilde yapılır. Kurbanlık hayvanın dişi olmamasına çok dikkat edilir. Çünkü Nusayriler, dişi kurban kesmez ve yemezler. Kuran-ı Kerim i okumak sadece din adamları tarafından yapılan bir eylem değildir. Gençler ve kadınlar da evlerinde, cenazelerde düzgün bir şekilde Kur an okur. Maddi durumu iyi olan kişiler hac ibadetlerini yapmaktadırlar. Nusayrilerde sadece erkekler değil, kadınlar da hac ve umre ziyaretlerinde bulunduğu görülür. Türbe ziyaretleri Hac ibadeti yerine geçmeyip burada bulunan makamlara saygıyı ifade eder. 20 a.g.e., s.32 21 Nurettin Nur, Serinyol, Derleme Tarihi 10.01.2007

d) Nusayrilerde Amcalık Kurumu Amcalık geleneği ergenlik çağına gelen, annesi ve babası Nusayri olan erkek çocuklara, önceden belirlenmiş amca yanında kalarak dinsel öğretinin, özellikle de Batini öğretilerin aktarılmasıdır. Amca (Gammu Sala) yanına giderek kişinin verilen bilgiyi öğrenebilecek kapasitede olması gereklidir. Amcalar aracılığıyla genç erkeklere Nûsayri inancının temel kuralları, kutsal kişilerin isimleri,oruç, Namaz ve duaları, toplumsal gelenek ve görenekleri gizli tutmak koşuluyla öğretilir. Genç birey kendisine bu öğretiyi verecek kişiyi Amca çocuklarını da kardeşleri olarak görür.amcalık bir tür sanal akrabalık biçimidir. Amca yanına gönderme belli bir zamana bağlı değildir.ancak özellikle gençlerin tatil dönemine denk getirilir.anne, Baba ve aday tarafından önce bir Amca seçilir.amcalık geleneğinde aday gencin olduğu kadar bu eğitimi verecek kişinin de bazı özelliklere sahip olması gerekir.amca olarak belirlenecek kişinin Toplumda sevilen, ahlaklı, inanç sahibi, namazı ve duaları iyi bilen birisinin olması gerekmektedir.ayrıca aday gencin birinci dereceden akrabası olmaması gerekir.bu kişinin illa de yaşlı olması gerekmemektedir.gençlerinde Amca oldukları görülür. Amca belirlendikten sonra bir gün belirlenip kurban kesilir, Dini ayin yapılır ve yemek verilir. Bu dini ayinde adayın yeterli olup olmadığı test edilir. Aday dini öğretiyi almaya yeterli olduğu takdirde aynı gün amcasıyla evine gider. Daha önceleri dini öğretiyi öğrendiği sürece ailesiyle görüştürülmezdi ancak, günümüzde aday genç istediği zaman ailesiyle görüşmektedir. Bu ritvellerden sonra gençler, yeni bir statüyle topluma dönüş yaparlar. Artık ergin bir Nusayri birey olarak kabul edilir ve dini törenlere katılmaya hak kazanırlar. 22 Gençler için namaz amcaları (Gammu Sala) en az baba kadar değerlidir. Amcaya saygı hayat boyu devam eder. Her bayramda el öpme ziyaretinde bulunur. 22

III. BÖLÜM a) Bayramlar ve Önemli Günler Paylaşmanın, dayanışmanın sevgiyi, dostluğu ve akrabalık bağlarının pekişmesinde en büyük rollerden biri bayramlardır. Serinyol da hemen her Nusayri ailesinin yapmakta olduğu bir bayram vardır. Hatta bazı aileler birden çok bayram yapmaktadır. Bu bayramları ya dededen, babadan kalma bir miras, olarak ya da aileler kendi istekleriyle üstlenirler. Bayramı üstlenen ya da aileler yıl boyunca hazırlıklarını yapar, bayram günü kurbanlar kesilir. Kurban sahibi yıl boyunca hazırladıklarını misafirlerine ve çevresine sunar. Yoksullar, yetimler, yaşlılar her zaman ön planda olurlar. Bu kişilere yemek dışında bayram sahibi para yardımında da bulunur. Çoğu bayramlarda bayram arifesinde aşiyye 23 adı verilen yemek verilir. Dini bayramı her yıl yapmaya gücü olmayan aileler hayri 24 adı verilen yemekler verirler. Hayrilerin en önemli özelliği yılın belirli bir gününde değil de kişiye uygun olan bir günde yapılıyor olmasıdır. Serinyol da genelde mahsul sonrası yapılan bu kurbanı, diğer bayramdan ayıran tek şey istenilen zamanda yapılmasıdır. Aynı bayramda olduğu gibi kurbanlar kesilir, dualar okunur, zekat verilir. Bayramlar Şemsi ve Kameri olmak üzere ikiye ayrılır. Şemsi olanlar her yıl aynı günde, kameri olanlarsa yılda farklı günlere denk gelir. Bayramlar genelde bayram sahibinin evinde yapılır. Kesilecek hayvanın mutlaka erkek olmasına ve her yönden sağlam olmasına dikkat edilir. Eğer herhangi bir yerinde sakatlık varsa bu hayvan kurbanlık olarak kesilmez. Nusayrilerin en önemli bayramları, Ramazan Bayramı, Gadir Bayramı, Kurban Bayramı, Mübahele Bayramı ve Firaş Bayramıdır. 23 El Aşa akşam anlamına gelir. Aşiyye bayram arifesinde verilen yemek anlamındadır. 24 Hayır, Hayr olarak da okunur.

a) Serinyol Nusayrilerinin Kutladığı Bayramlar 1) Kurban Bayramı (İydi l Daha) Zilhecce ayının onunda kutlanan Kurban Bayramı, İslam dünyasının kutladığı şekilde yapılmaktadır. Ancak arada iki (bazen bir) günlük takvim farkı vardır. Serinyol da hemen her evde kurban kesilir, Hırisi 25 yapılır. Kesinlikle dişi hayvan kesilmez. 2) Şeker Bayramı (İydi l Fatır) Nusayriler, Ramazan orucuna takvim farkı yüzünden iki gün erken başlarlar. 30 günlük Ramazan orucu Fatır Bayramı ile son bulur. Ancak Nusayriler bu bayramı da kurban keserek, yemekler vererek kutlarlar. Nusayrilere göre Ramazan ayı en kutsal aydır. Nedeni Kuran-ı Kerim in Nazil olduğu ay olarak kabul edilmesidir. Ramazan ayının 1.,13.,17.,19.,21.,23.,27., günlerinde ayetlerin indiği bilinir. 3) Gadir Bayramı Nusayrilerin en büyük bayramıdır. Nusayri inancına Gadir Humm olayının gerçekleştiği gün çok önemlidir. Hz. Muhammed Veda Haccı ndan dönerken Gadir Humm denilen yerde konaklayarak buradan büyük bir topluluğa şöyle seslenmiştir : - Ben kimin Mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allahım O na dost olana dost, düşman olana düşman ol. Yardım edene yardım et, O nu horlayanı horla, nerde olursa olsun gerçeği O nunla beraber kıl. Bugün dinimizi tamamladım ve sizlere farz kıldım. 26 Hz. Muhammet Hz. Ali yi burada halife ilan etmiştir. Gadir Bayramında cehennem ateşinin söndüğüne inanılır. Bu önemli günde Serinyol da hayat durur. Esnaflar kepenk indirir, çiftçiler tarlasına gitmez, evlerde iş yapılmaz. Gadir Bayramı Zilhecce ayının on sekizine denk gelir. Bayram pek çok evde kutlanır. Kurban kesilerek hirisi pişirilir. Serinyol da Nusayri olmayan esnaf da saygı amacıyla işyerlerini açmazlar. 25 Hasan MOLLAOĞLU, Derleme Tarihi 08.01.2007 Serinyol 26 TÜRK Anadolu nun Gizli İnancı NÛSAYRİLİK, s.140, Nureddin NUR, Derleme Tarihi, 07.01.07, Serinyol

4) Feraş Bayramı Zilhecce ayının 29. gününde kutlanır. Hz. Muhammed in Kureyşliler tarafından öldürüleceği haberi alındığında Hz. Ali, Hz. Muhammed in yatağına girerek Hz. Muhammed i ölümden kurtardı. Bu güzel olayın anısına her yıl aynı gün bayram olarak kutlanır. 5) Mubahale Bayramı Zilhecce ayının yirmi birinci günü kurbanlarla kutlanır. Hz. Muhammed in Necran Hıristiyanları ile mübahaleye giriştikleri gün olarak kutlanır. Hz. Muhammed mübahaleye giderken Hz. Fatma, Hz. Hüseyin, Hz. Ali ve Hz. Hasan ı da beraber götürmüştür. Yolda yürürken Hz. Muhammed dualar ediyor, beraberindekilere de amin demesini istiyordu. Bu önemli günde refakatçi olarak bu kişileri seçmesi Nusayriler için önemlidir. 27 6) Aşur Bayramı Muharrem ayının onuncu gününe denk gelir. Hz. Hüseyin in Kerbela da katledilip şehit edilmesi anısına yas tutulur. 28 7) Mihrican Bayramı (İydil nis Tersin) 8) Hz. İsa nın Doğum Günü Hz. İsa nın doğum günü olarak kutlanan bu bayram 18 Aralık ta kutlanır. 9) Barbara Bayramı (İydil Birbara) Hz. İsa nın çarmıha gerilmesi nedeniyle yapılan hac bayramı aynı zamanda tarım bayramı olarak da kutlanır. 17 Aralık ta kutlanan bu bayramda kurban kesilir. Hirisi yapılır. 29 10) İydil Kıddas 19 Ocak ta kutlanır. Hıristiyanlardan etkilenerek kutlanmaktadır. 11) Tecelli Bayramı Hz. Musa nın Nur Dağında Tanrı yla tecellisi bayram olarak kutlanır. 30 27 Abdulhadi CEVENT, Derleme Tarihi, 23.02.2007, Serinyol 28 Nureddin NUR, Derleme Tarihi, 07.01.07, Serinyol 29 TÜRK Anadolu nun Gizli İnancı NÛSAYRİLİK, s.134 30 a.g.e., s.134

b) Dini Günler ve Geceler Nusayriler, bazı günlerin ve gecelerin diğer gün ve gecelerden daha önemli kabul ederler. Çünkü bu önemli gecelerde Kuran-ı Kerim in bazı ayetlerinin (nazil) inmesidir. Nusayriler, bu önemli gecelerde kurban keser, dua ederler. Ayrıca toplu yemek verirler. Özellikle yoksulları doyururlar. Bu inanca göre kandil geceleri şunlardır : 1) Mevlit Kandili 2) Regaip Kandili 3) Miraç Kandili 4) Berat Kandili 5) Kadir Gecesi 6) Üç Aylar Ay takvimine göre yedinci, sekizinci ve dokuzuncu aylar olan Recep, Şaban ve Ramazan ayları kutsaldır. Çünkü Regaip, Miraç, Berat ve Kadir geceleri, bu üç ay içinde yer alır. c) Nusayrilerde Hızır İnancı Türkçe kaynaklarda Hızır olarak kullanılan sözcük, Nusayrilerde El-Ahdar, El- Hıdır, El- Ahdar olarak kullanılır. Hızır kelimesi bir isim değil, lakaptır. Yeşil anlamına gelen bu lakap yeşil renginden dolayı önemli bir yer tutar. Çünkü Müslümanlığın ve Hz. Ali nin sülalesinin kutsal rengi yeşildir. 31 Nusayri inancına göre (El-Ahdar) Hıdır, imdat edenlere, darda kalanlara, ihtiyaç sahiplerine yardıma koşan bolluk ve bereket getiren ölümsüz bir nebi olarak bilinir. Halk inançlarında El-Hıdır ın özellikleri şu şekilde derlenmiştir : 1) Darda kalanların, başı sıkışanların imdadına yetişir, onların dileklerini gerçekleştirir. Kalbi temiz ve iyiliksever insanlara yardım eder. 2) Bereket, bolluk ve zenginlik bağışlar, dertlilere derman, hastalara şifa dağıtır. Mucize ve keramet sahibidir. 3) Bitki ve hayvanların üremesine, insanların kuvvet ve zindelik kazanmalarına yol açar. 4) İnsanların şanslarının açılmasını sağlar, uğur ve keramet dağıtır. 32 31 a.g.e., s.202 32 Hüseyin TÜRK, Nusayrilik ve Nusayrilerde Hızır İnancı, Antakya, s.24

El-Hıdır ı tanımak zordur. Ancak bazı farklılıkları sayesinde tanımak mümkündür. İşaret parmağı orta parmağıyla aynı boydadır. Ayrıca bir parmağı kemiksizdir. Cüppesi uzun, zümrüt yeşili sarığı ve bunu örten al renkli bir külahı vardır. Ak saçlı, nur yüzlü ihtiyar El-Hıdır ın dilenci kılığında insanları denemek için kapılarını çalacağına inanılır. İnanca göre kapıyı çalan bu yaşlı adama yardım edenin duaları kabul olunur, şansı açılır, bereket sahibi olur. Bu yüzden Nusayri halkı kapılarını çalan yoksullara yardım eder, hayır dualarını alırlar. Her zaman için El-Hıdır ın kendilerini ziyaret edeceğine inanırlar. 33 Kuran-ı Kerim de geçen Kehf Suresinin 60.-82. ayetlerinde yer alan Hz. Musa Hızır öyküsüne dayanarak pek çok Hızır söylencesi ortaya atılmıştır. Hıdır inancının yoğun olduğu Hatay da doğal olarak pek çok söylence anlatılır. En yaygın olanı da Hz. Musa nın evrenin en akıllı adamını aramasıyla başlar. Hz. Musa bir gün tanrıya Evrenin en akıllı adamı kim? diye sormuş. Tanrı da Hıdır Bey cevabını vermiş. Hz. Musa Hıdır ı nerede ve nasıl bulacağını da sorunca Tanrı nın cevabı şöyle olmuş : Nerede taşıdığın asayı sapladığında asan yeşerip ağaç olursa, torbandaki ölü balıklar canlanırsa, gökyüzü açıkken birden yağmur yağarsa ve iki denizin kavuştuğu yer ise işte orası Hıdır Bey in ülkesidir. Hz. Musa, torbasına balıkları doldurarak asasını alıp yola çıkmış. Pek çok yeri dolaşmış; ancak bulamamış. En son Samandağı na gelmiş. Bir kaya parçasına oturup uyuya kalmış. Uzun bir uykunun ardından uyandığında yere sapladığı asanın büyüyüp ağaç olduğunu görmüş. Bunun yanında torbasındaki balıklar da canlanıp denize kaçmaya başlamışlar. Havada hiçbir bulut yokken de yağmur yağmaya başlamış. Hz. Musa Hıdır ın memleketinin burada olduğunu anlayınca sevinmiş. Hz. Musa nın yapacağı artık bu memlekette Hıdır ı bulmak olacaktır. Hıdır ı bulmak için yola koyulmaya başladığı sırada yanına yaşlı bir adam gelmiş. Yaşlı adamla sohbet ederken bir kuş görürler. Kuş, gagasını suya daldırıp bir damla su alıp içmiş. Yaşlı adam, Hz. Musa ya kuşun asıl anlatmak istediği şeyin kendilerinin bilgisinin denizdeki bir damla kadar az olduğudur demiş. Hz. Musa bundan çok etkilenmiş ve yaşlı adamdan, evrenin en akıllı, bilgili kişisini yani Hıdır Beyi bulmak için yardım istemiş. Yaşlı adam da işine karışılmaması halinde onu Hıdır Beye götüreceğini söylemiş. Beraber yola koyulmuşlar. Az sonra yaşlı adam kıyıda bekleyen tekneleri delmeye başlamış. Hz. Musa bunu neden yaptığını sorduysa da cevap alamamış. Biraz daha yürüdükten sonra oynayan çocukları görmüşler. Yaşlı adam çocuklardan birini öldürmüş. Hz. 33 Remza NUR, Derleme Tarihi, 15.02.2007

Musa yine sorusunu sormuş; ama yine de cevapsız kalmış. Asi ırmağı yoluyla gezdikleri yerlerde ziyaretler yapmışlar. Uzun bir yoldan sonra Karye de (Harbiye) konaklamışlardır. Karye de dolaşırken buradaki halktan yemek, ekmek istemişler; ama kimse onlara yemek vermemiş. Derken yıkılmış bir duvar görmüşler. Yaşlı adam duvarı onarmaya başlamış, Hz. Musa dayanamayıp tekrar sormuş. Ancak yaşlı adam bu duruma sinirlenip aralarındaki anlaşmanın bozulduğunu söylemiş. Artık ona eşlik etmeyeceğini söyleyerek soruları cevaplandırmış. Kayıkları delmenin sebebi hükümdarın tüm sağlam kayıkları toplatacağını bilmemdir. Çocuğu öldürdüm; çünkü büyüyünce hayırsız evlat olacaktı. Duvarı onardım. Nedeni de burada bulunan yetimlerin anne ve babaları ölmeden önce duvarın dibine bir küp altın saklamışlar. Eğer duvar yıkık kalsaydı altınları başkaları bulacaktı. Bu yüzden duvarı onardım. Bunları sana anlattım; ancak ben artık seninle gelmiyorum. Beni görmeyeceksin. Hıdır Bey benim demiş. 34 Bu söylenceye dayanarak Samandağı ndaki ve Harbiye deki Hıdır türbeleri çok önemlidir. Serinyol Nusayrileri Hıdır türbelerine çok önem verir, saygı gösterirler. Bayramlarda ve özel günlerde ziyaret edilir. Türbeleri ziyaret etme nedenleri farklıdır. Bazıları sınava girecek olan çocuklar için zihin açıklığı ve şans dilerler. Bazılarının çocuğu yoktur, olmuyordur çocuklarının olması için aman dilerler. Yolculuğa çıkacak olanlar, askere gidecek olanlar, borca düşüp darda kalanlar türbelere gidip El-Hıdır dan yardım isterler. Serinyol da Hıdır türbesi yoktur, ancak bağlı köylerde bulunan Hıdır türbeleri ziyaret edilmektedir. Hıdır türbelerinde Kuran-ı Kerim, halılar, seccadeler, zeytinyağı (şifa için kullanılır), başörtüsü, buhur bulunur. Bunun yanında Nusayrilerin Türkiye Cumhuriyetine ve devletin kurucusuna bakışını ifade eden Türk bayrağı ve Atatürk resimleri de bulunmaktadır. Nusayriler, Türkiye Cumhuriyeti ni kuran M. Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını her zaman minnetle ararlar. Hıdır türbelerinin hemen hepsinde para kasaları bulunmaktadır. Bu kasalara yapılan bağışlar türbelerin bakıcılarına ve türbelerin ihtiyaçları için harcanır. 35 d) Nusayri lerde Türbe İnancı Alevilerde türbe inancı önemli bir yer tutar. Hıdır türbelerinin yanında önemli kişilerin konakladığı yerler, büyük din adamlarının mezarlarının oldukları yerler Nusayrilerce ziyaret edilir, dualar okunur, buhur yakılır. Türbeler, topluma yol göstermiş, iyilik etmiş olan kişilerin 34 Yusuf Kaplan, Derleme Tarihi 14.02.2007, Serinyol 35 Nesrin NUR, Derleme Tarihi, 20.02.2007, Serinyol