Sürgündeki Hânedan Fotoğraf Albümü Son Osmanlı Şehzadeleri Bir Arada Endişeli Bekleyiş Hanedan ve saray muhiti şubat 1924 de Ankara dan gelen haberlerle epey heycanlıydı. Hilafetin kaldırılacağı hanedanın erkek mensuplarının Türkiye dışına sürgüne gönderileceği çeşitli yerlerde yazılır, konuşulur olmuştu. Hanedan mensupları bu dedikodular yoğunlaştıkça daha da heyecanlanıyor ve ürkekleşiyordu. Meclisin hanedanla ilgili bir karar alıp almayacağı alacak olursa kimler için geçerli kılınacağı merak ediliyor, düşünülüyordu. Dahası sürgün gerçekleşirse kimlerin gönderileceği, kalanların ne yapacağı da muammaydı. Rusya ve Avusturya gibi ananesi eski devrik hanedanların sürgün misalleri de ortadaydı ve hanedanı iyiden iyiye karamsarlığa sevk ediyordu. Fakat hiç kimse bütün Osmanlı ailesinin damatlarına varıncaya kadar Türkiye den sürüleceğine ihtimal veremiyor, tasavvur dahi edemiyordu
Hanedanın Gidişi (Gazete Küpürü) Osmanoğulları nın endişeli bekleyişi 3 Mart 1924 günü cevap buldu. Korkuları gerçek oluyordu. Millet Meclisi 431 sayılı Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmanî nin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudud-u memâliki haricine çıkarılmasına dair meşhur kanunu kabul etti. Gerçi Ankara hilafeti kaldırmaya çok önceden karar vermişti fakat çıkarılan kanunla hem hilafet kaldırılıyor hem de bütün padişah mülklerine el konulduğu gibi hanedana mensuplarının Türkiye topraklarında yaşamaları, ebediyen yasaklanıyordu. Millet Meclisi bütün Osmanoğlunu ilelebet Türkiye topraklarında, değil yaşamaktan transit geçmekten bile mahrum ediyordu. Kanun görüşülürken hilafetin kaldırılması ve hanedanın sürümesi üzerine hararetli tartışmalar oldu. Meclisin mi yoksa hilafet mi daha yüksek bir konumda olduğu, hanedandan kimlerin sürüleceği yahut sürülmemesi münakaşa ile müzakere edildi. Hatta müzakereler sırasında söz alan Rize mebusu Ekrem Bey hanedandan sadece yaşayanları sürmekle yetinmemeliyiz onların cedlerinin kemiklerini dahi mezarlarından çıkararak Türkiye haricine göndermeliyiz diyordu. Halife Abdülmecid Efendi Neticede 431 sayılı kanun millet meclisinden çıkarıldı. Türkiye topraklarını terk için şehzadelere 24 saat sultanlara 10 gün süre tanındı. Hükümet Halife Abdülmecid efendinin ise hemen o gece sınır dışı edilmesi talimatını verdi
Halifenin sürgünü Kararı İstanbul valisi Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin bey tebliğ ettiler. Bu sırada sarayın etrafı inzibatlarca sarılmış telefon ve telgraf ağı kesilmiş giriş çıkışlar tutulmuş dışarı ile her türlü bağlantı imkânı kesilmişti. Halife Abdülmecid in kararı öğrenince ilk tepkisi ben vatan haini değilim. Buradan ölsem de gitmem oldu. Fakat vali Haydar Bey ve Polis müdürü Sadeddin Bey in ; milli iradenin kararına itaat etmediği taktirde saraydan gerekirse zor kullanılarak çıkartılacağını söylemeleri halifeye kararın her şeye rağmen mutlak uygulanacağını fark ettirdi. Türkiyedeki Hanedan Reisi, Harun Osmanoğlu Hazırlıklar 1,5 saat sürdü Halife ve maiyeti hemen o gece Dolmabahçe den alınıp Çatalca ya götürüldü. İstasyonda bekleyen Simplon Ekspresine bildirilerek Türkiye topraklarından çıkarıldı. Halifenin sürülmesinden hemen sonra da Dolmabahçe sarayında Sultan Abdülaziz zamanından beridir yaşayan ve hizmet gören 50 kadar yaşlı kadın Darülaceze ye sevk edildi İki hafta içinde 155 kişilik Osmanlı ailesinden Türkiye de hiç kimse kalmadı. Kanuna dahil olmadıkları halde ebeveyn ve çocuklarıyla sürgüne gitmek zorunda kalan larla toplam 200 kadar kişiellerine verilen ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık dönüşü olmayan pasaportlarla heimatlos vatansız diye nitelenen statüde sınır dışı edildiler. Böylece Cumhuriyet Türkiyesi, mirasını devr aldığı 6 asırlık bir devletin kurucu ailesini bu şekilde tarihe taşıyordu. Oğuz han neslinden ve tarihin en eski hanedanlarından yalnız Türk tarihini değil, dünya tarihini de oluşturanbu muazzam aile ; Osmanoğulları siyaset sanesinden çekilmiş oldu. Emlakın Tasfiyesi Sürgünden başka ailenin başına bir dert daha açılmıştı. Geride bırakılan mülklerin durumu. Osmanoğullarını Türkiye den süren kanunun 7. maddesi mucibince aile Türkiye de ki gayrimenkullerini 1 sene içerisinde tasfiye etmek mecburiyetindeydi. Aile bu tasfiyeyi bizatihi gerçekleştiremezse iş hükümet tarafından yapılacak satılan gayrimenkul bedelleri ksımen hazineye kalacak, kısmen sahiplerine gönderilecekti.
Soldan; Bu günkü hanedan reisi Bayezid Efendi, Orhan Efendi İşte hanedanın sürgün senelerini yokluk ve sıkıntı içerisinde geçirmesinin en büyük sebebi bu mesele oldu. Mülkler, hanedanın Türkiye de ki vekilleri ya da hükümet tarafından tasfiye edildi ama bedeller sahiplerin değil aracı şahısların cebine girdi, arada kaynadı. Çarçur edildi. Şehzade ve sultanlara ait bazı şahıs mülklerine de Padişah malı denilerek keyfi şekilde el konuldu. Mesela bu keyfi el konmalardan birisi de Sabiha Sultanın Nişan taşındaki konağı için yapıldı. Tapusu Sabiha Sultan a ait olan konak padişah mülkü denilerek 29 Temmuz 1935 de devletleştirildi. Hanedanın Türkiye dışında kalmış imparatorluk emlakinden gelir temin etme çabaları da oldu. Hatta mesele yıllarca uzayıp giden bir kördüğüm halini aldı. Ancak İmparatorluk çökerken doğan karmaşa kendi hukukunu oluşturmuş pek çok şey kim kaptı ya gitmişti. Dolayısıyla. Ailenin yarım asırdan fazla devam eden mücadelesi ve beklentileri de boşa çıkacaktı. Ailenin Bugünü Osmanoğlu ailesi sadece sultan II. Mahmud neslinden devam etmekte olup bunlardan Sultan Abdülaziz den inenlere Azizi, Sultan Abdülmecid den inenlere Mecidî denilmektedir. Bu gün Osmanoğullarından hayatta 24 şehzade vardır ki bunların biri Azizî diğerleri Mecidî dir.
Bu Günkü Osmanlı Ailesi Soy Ağacı 23 şehzadeden birisi 1924 teki sürgünden önce, 2 si de 1974 de sürgünün kaldırılmasından sonra İstanbul da doğmuştur. Geri kalan 13 ü sürgün sırasında diğerleri de sürgünün kaldırılmasından sonra A.B.D., Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya, Suriye, Mısır ve Lübnan da yurt dışında doğmuştur. 800 yıl boyunca gelip geçen bütün Osmanoğlullarının en yaşlısı olan, 18 Ağustos 1912 Nişantaşı Sarayı doğumlu Ertuğrul Osman Efendi hanedan reisi olarak 97 yaşını 1 ay 6 gün geçe 24 Eylül 2009 da istanbul da vefat etmiş, 2 gün sonra Sultan Ahmed camîinde icra olunan mutantan bir merasimle Çemberlitaş daki II. Mahmud türbesi haziresine defn edilmiştir. Ertuğrul Osman Efendi, 2. Abdülhamid han ın oğlu Mehmed Burhaneddin Efendi nin oğludur ve Osman Gazi nin 22. Kuşaktan torunudur. Monarşi sürse idi Beşinci Osman sıfatını taşıyarak tahtta bulunacaktı.( 1954-1973 arasında Hânedan reisi olan 5. Murad torunu Osman Fuad Efendi, 4. Osman olacaktı). En genç şehzade olan 23 Nisan 2008 doğumlu Batu Bayezid Efendi ise Osman Gazi nin 26. kuşaktan torunu durumundadır.
Harun Osmanoğlu Ailesi, Sağdan; Şehzade Orhan Osmanoğlu (Oğlu), Harun Osmanoğlu Efendi. Karşıda; Kayıhan Osmanoğlu, yanında Şehzade Yavuz Selim Osmanoğlu (Torun) Osman Ertuğrul Efendinin vefatında sonra hanedan reisi sıfatı Sultan Abdülmecid in padişah olmayan evladı Mehmed Burhaneddin efendi den torunu İbrahim tevfik efendinin oğlu Osman Beyazid Efendiye (D.1924) geçmiştir. Hayattaki 17 Sultandan 1 i Sultan Beşinci Murad; 9 u İkinci Abdülhamid; 2 si Sultan Mehmed Reşad Han; 2 si Sultan Abdülmecid Han ın padişah olmayan oğlu Mehmed Burhaneddin Efendi ve 3 ü Sultan Abdülaziz Han soyundandır. En yaşlı Sultan Fatma Neslişah Sultan, 4 şubat 1921 Nişantaşı Sarayı doğumludur. İstanbul da ikamet eden Sultan ın babası Halife Abdülmecid efendinin oğlu, annesi de Sultan Mehmed Vahideddin Han ın kızıdır. Bu bakımdan hayattaki hanedan üyeleri içinde, annesi Sultan Mehmed Reşad ın oğlunun kızı olan Osman Selaheddin Efendi ile birlikte babası şehzade, annesi sultan olan iki kişiden biridir. Mehmed Burhaneddin Ailesi ( Sultan Abdülmecid in Padişah olmayan oğlu ) Soyağacında gösterilen 42 şehzade ve sultan dışında, sultan çocuğu 23 Sultanzade ve 14 hanımsultan ile bunların çocuk ve torunları olan 180 civarında aile üyesi ile birlikte Sultan ikinci Mahmud Han ın neslinden olan hayattaki kişi sayısı 260 ı bulmaktadır. Bunların bir kısmı aynı zamanda Mısır, Ürdün, Haydarabat ve Kotwara hanedanlarının mensubudur. Şehzade ve sultanlardan sadece Harun Efendi ile 3 çocuğu ve büyük oğlundan olan 5 torunu bundan başka Fatma Neslişah ve Safvet Neslişah Sultanlar İstanbul da yaşamaktadır. Osman Selaheddin Efendi de zaman zaman İstanbul a gelmekte ve Beylerbeyi ndeki hanesinde ikamet etmektedir. Diğerlerinin tamamı Türkiye dışında çeşitli ülkelere dağılmış durumdadır - Sultan V. Murad Ailesi
Sultan II. Abdülhamid Ailesi Sultan Mehmed Reşad Ailesi - Sultan Abdülmecid in Kız Evlatlarından
- Sultan Vahideddin ve Ailesi Halife Abdülmecid Ailesi Bibliyografya; İbrahin Pazan, Padişah Anneleri Eserleriyle Valide Sultanlar, Babıali Kültür Yayıncılığı,İst 2007
Murat Bardakçı, Şahbaba, İnkilap Kitabevi, İst 2006 Kerime Senyu cel, Hanedan in su rgu n oÿku su : bas ucumda bir avuc vatan topragĭ,timaş, IST 2009 E. Buğra Ekinci, Sürgündeki Hanedan, Dunden bugüne, Turkiye gazetesi, 4 mart 200 Yılmaz Öztuna, Beşinci Osman, Durum, 28 Eylül 2009, Türkiye Gazetesi Ahmet Kabaklı, Temellerin Duruşması, Türk Edebiyatı Vakfı, Ist 2008 Osmanoğlulları nın Aile Vakfı İki büyük dünya savaşı sonunda Avrupa tarihini oluşturan en büyük hânedanlar sona erdi. 4 ü imparatorluk hânedânı idi: Rusya da Romanof lar, Almanya da Hohenzollern ler, Avusturya-Macaristan da Habsburg lar, Türkiye de Osmanoğulları. Ve daha birçok krallık hânedânı. Rusya da komünistlerin vahşice yok ettikleri Romanof lar hariç, hiçbir hanedan Osmanoğulları derecesinde olumsuzluklara mâruz kalmadı. Osmanoğulları, 2700 yıllık Türk tarihinin en büyük ailesidir. Göktürk, Selçuklu, Timur hanedanlarından bile büyük Ertuğrul Gazi den (1191-1281) İkinci Abdülhamîd e (1842-1918) kadar iki düzine dâhi çıkardı. 1516-1924 arasında hilâfet (halîfelik) tâcını da büyük liyakatle taşıdı. Süngün Yolunda
Atatürk, yetişkin (18 yaş üzeri) şehzâdelerin çıkarılmasını tasarlarken, İsmet Paşa müdahale etti. Hânedan üyesi olmayan, tahta geçmeleri akıldan bile geçmeyen bir sürü insanı kafileye kattı (o tarihte bebekler dâhil hânedan 37 şehzâde ve 42 sultandan ibaretti). Bunlar ebediyyen Türkiye topraklarından çıkarılıyorlardı, transit geçmeleri bile mümkün değildi. Osmanoğulları nın her şeyine el konuldu. Türkiye dışındaki varlıklarının hiçbirini o devletler, Türkiye deki uygulamayı emsal göstererek vermediler (verilmemesi için Ankara dan da yazı gönderildi). Hânedanın yabancı bankalarda kuruşu yoktu. Sultan Vahîdeddin büyük akılsızlık edip Türkiye yi terk ederken bir avuç elmas almayı bile düşünmemişti. Sultan Abdülmecid Her Türk ün elbette dokunulmaz malı mülkü varken, Osmanoğulları nın her şeyi yağmacıların, dolandırıcıların, azınlıkların eline geçti. Millî Mücadele kahramanlarının hiçbirinin bu iğrenç yağmaya katılmadığını belirtmem gerekir. Keşke Atatürk ün silâh arkadaşları paşalara İstanbul da birer hânedan köşkü, yalısı, konağı verilse idi, millî vicdan bunu onaylardı. Şimdi Şehzâde Osman Salâhaddin Efendi Osmanoğlu, Hânedan için bir vakıf kurulacağını bildirdi. Zira günümüze kadar Türk prens ve prenseslerinin çoğu, feci şartlarda yaşadılar. Millî ayıbımız olarak tarihe geçecektir. Derin devlet, hânedânın dışarıdaki faaliyetlerini
izleyip vakit harcadı. Zira Türkiye aleyhinde faaliyet şöyle dursun, kem söz söyleyen çıkmadı. Yarın devam edeceğim Bugün Osmanlı Ailesi Osmanlıoğlu Vakfını Kuracağını Açıklayan; V. Murad'ın Torunu, Şehzade Selahattin Osmanoğlu Osmanoğulları Hânedânı şu anda 22 şehzâde+16 sultan denen prensesten oluşuyor (18 yaş üzerindekiler sadece 18 şehzâde+13 sultan). Bunlar Hânedân âzâsıdır (üyesi). Sultan (prenses) çocukları olan 23 sultan-zâde (prens) ve 13 hanım-sultan (prenses). Hânedân üyesi değil, Hânedân mensûbu dur. Bunlara gene aynı sayılarda Dâmâd denen sultan eşleri ve Hanımefendi denen şehzâde eşlerini eklemek gerekir, bunlar da prens ve prenses statüsündedirler. Bunlar ülkemizde bilinmiyor. Hâlbuki Avrupa cumhuriyetlerinde, eski hânedanlarına ait her şey dikkatle izlenir, bugünkü nesil tarafından da bilinir. Bizim böyle bir konumuz olmamasına, konunun hiç değilse devlet dışında tutulmasına çok gayret gösterildi. Vakıf Teşebbüsleri Tuğrai Sultanî Bugün en yaşlı sultan, Nasl-i Şâh Sultan dır (Dolmabahçe Sarayı nda 1921 de doğdu). Son halîfe İkinci Abdülmecîd in oğlunun kızıdır. Annesi ise, son pâdişah (hâkan) Sultan Vahîdeddin in kızıdır. İstanbul dadır. En yaşlı şehzâdeye, Hânedan Reîsi deniyor. Osman Bâyezîd Efendi dir (1924). Amerika da yaşıyor.
1703 te en yaşlı şehzâdenin tahta geçmesi kesinlik kazandı. (Babadan büyük oğula) sistemi bırakıldı. Osman Bâyezîd Efendi, Osmanlı Vakfı nın başkanlığını kabûl etmişse de, yaşı dolayısıyla, fahrî (onursal) durumda kalacağı anlaşılıyor. Vakfı fiilen, Hânedân ın en faal üyesi olan 5. Murad (ilâveten anne tarafından Sultan Reşid) dalından Şehzâde Osman Salâhaddin Efendi (1940) yönetecektir. Geçtiğimiz günlerde vafet eden (15.07.2010) Sultanzâde Osman Nâmi Bey Sultan Hamid di, Osmanlı ydı diye yeri göğü inleten gerçek aydınlarımızın, zenginlerimizin konunun tarihî önemine yakışır ciddi meblağlarla vakfı desteklemeleri gerekir. Bu millî utançtan mutlaka kurtulmalıyız. Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ın bir işareti şarttır. Bunu yapacak millî seciyeye ve cesarete sahiptir. İslâm Konferansı Genel Sekreteri kadîm dostum Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu nun da vakıf için üye devletlerin dolar milyarderlerini uyarmasını bekliyoruz. Halîfe padişahlarının çocukları ile ilgilenenler olacaktır. Birçoğunun dedelerinin bu şanlı hanedanın nice lütfunu gördüğü malûmdur. Bibliyografya: Tahsin Yılmaz Öztuna, Durum, Türkiye Gazetesi, 19-20.07.20010 tarihvemedeniyet.org