Şehre Göçen Eşek Popüler Kültür, Mizah ve Tarih



Benzer belgeler
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

ATTİLA İLHAN ın HAYATI MAVİCİLİK AKIMI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

KİŞİLER SOFİ: SES: IŞIK: EFE: DENİZ:

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

HER AKŞAM SAAT: KÜÇÜKKÖY STADI NDA BİRLİKTE YAŞAYALIM RAMAZANIN BEREKETİNİ VE COŞKUSUNU. Hasan Tahsin USTA Belediye Başkanı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri)

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

Özel AKEV İlköğretim Okulu Fen ve Matematik Olimpiyatı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ŞUBAT

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

2. Sınıf Bölme İşlemi Problemler

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

Yusuf Demir. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Halit Akçatepe Hayatını Kaybetti

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI


HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -2

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

CİN ALİ İLE BERBER FİL

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

Hürriyet yazarı Gila Benmayor,bugünkü yazısını TURMEPA nın bir araştırmasından yola çıkarak kaleme almış.

Sayfa 130,131,132,133,134,1 35,136,137 Sular

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Dördüncü Sınıflar Hafta Sonu Kitapçığı

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi. Copyright 2012 Etiya All Rights Reserved

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir?

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Kırgınlığım anlatılmaz On üç yaģında görücü kesti sözü Karanlıklar doğurdu içime, çürüttü özü.

Şehir hayatının kalabalık, gürültü ve stresinden kaçış... Hepimizin kendi iç huzurunu bulacağı dünyalara ihtiyacı var.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

GARİP AKIMI (I. YENİ)

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU BUKET SARICA

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Transkript:

LEVENT CANTEK Şehre Göçen Eşek Popüler Kültür, Mizah ve Tarih i l e t i ş i m

İÇİNDEKİLER Bastırılanın Kahkaha Olarak Dönüşü...9 Alt Kültür, Popüler Direniş Yöntemleri, Mizah ve Resmî Kültür...27 Yusuf Ziya nın Akbaba Mizah Dergisi...41 Nuh un Gemisi (1949-1950), Türkiye Komünist Partisi nin Desteklediği Mizah Gazetesi...95 Siyasi Muhalefetin Bir Biçimi Olarak Tahkir: Erken Cumhuriyet Dönemi Politik Mizahında Kadınsı Erkekler...121 Yerli Çizgi Romanda Kadın: Cadılar ve Cariyeler ile İlgili Bir Değinme...159 Aziz Nesin...189 Gırgır ve Oğuz Aral: Efsaneye Dışarıdan Bakmak...205 Kılıçbâz Çizgi Romanlara Dair...213 Kırklı Yıllarda Kolektif Kimliğin İnşasında Halk Terbiyesi...233 Vatan Haini, Millet Düşmanı, Solcu Muharrir Sabahattin Ali yi Kim Öldürdü?...249 Köy Manzaraları: Romantizm ve Gerçekçiliğin Düalizmleri...265 Gündelik Hayat, TV Dizileri ve Popüler Kültür...283 Mizah Mahallesinde Aylak Aylak...293

Gustave Doré.

Mizah Mahallesinde Aylak Aylak... Mizah, hayatın gözü, bütün resimlerin en renklisi... Hayatın dili, bütün seslerin en dayanıklısı... Kahkahanın patronu, özeti gözyaşının... Yasak edilenin hikâyesi... Şehre inmiş Timur fili. Abazan hayıflanmalar. Mizah, resmiyetten çalınmış anlar. Yarası kendisi. Kanadıkça güldürür, kanı muhtevası; kabuk bağlasa tükenecek. Mizah yaşadığı yere benzer. Eşekle sevişir. Hacivata kafa atar; kapıdan döner, bacadan girer icabında. En kibarı sessizce gaz çıkartır, efendinin önünde saygıyla eğilirken. Hayk Mammer, Cilalı İbo, Adanalı Tayfur, Turist Ömer hep açlığa mahkûm. Acısı bilinçaltı. Mizah memlekettir, yaşadığı yere benzer. Her ağlayana bıkmadan hıçkıran evler. Veremli nakkaşın işlediği Kemalettin Tuğcu. Cebinde Kaşağı sı. Oradan çıktı Yeşilçam ın komedisi. Adanalı Tayfur un, Vahi Öz ün kılavuzluğu yetmedi, kervan hep yolunu buldu. Erotizm kadınların elbiselerindeydi. Argo, Fosforlu yla dillerinde pelesenk. Adsız, alçakgönüllü ve namusluydu siyah-beyaz komikler. Rengini-boyasını Ertem Eğilmez yoğurdu, cinselliği Aydemir Akbaş ve küf- 293

rü Kemal Sunal. Vakit Yetmişler, başka zamanlardı. Cem Karaca Boşverli türkülere deliriyordu. Mizah safını seçti, Gramsci nin siperlerinde. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerin, iç ve dış mihraklara karşı verdiğimiz savaşın pervanesi oldu mu mizah, biter, hayâsızlaşır, bönleşir: Hadi oğlum göster bakalım pipini amcalara malzemesi olur. Lacivertleşir. Müfredata dâhil olur; talim ve terbiye meselesidir. Ta sempozyumlara kadar taşınır. Türklüğün, sünniliğin temsilcisi oluverir mizah ve elbette hoşgörünün. Nasreddin in canı acıyor kavuğundan. Mizahın tanrısı, bedenin günahlarına, küfürlere gülerek bakar. İstifi, montajı ve sonraki rotuşlarıyla hatalı insanları vardır onun, konuşmayı hayat sayan. Mutluluk çayırları, kahkahadan evler, bereketli sofralar, ateşli ve komik aşklar, aforoz debdebeler, ciddiyetler sakızdır dininde. Boğazına yasak takılmış bir afacanın düşleridir mizahın tanrısı. Kemal Sunal ın dişeti, zemzem suyunda yıkanan Tosun, erken öten horoz, kavuk ve dama çıkan oğlan da dolanır durur, bulaşıcı ve çıplak. Sevişmenin ve uçurumun kıyısında yükseklik korkusu... Tütün kokan kahvedekiler, çamur kokan çocuklar, tezek kokan memleket özlemi. Loto yağmurlarının en çok dilendiği yerler, cücük bahçelerinde lehçelerini büyütüp, televizyonla melezleşenler. Işıklı ve gülümseyen Ali... Kürdün türküsü, hey güzel Allahım duy sesimi. Meslek liseli çocuklar, astsubaylar, şoförler, tezgâhtarlar, kapı önünde Kral ı konuşan kızlar. Yerlilik bahsinden insan suretleri, toprağım. Değil kahkahasını gözyaşını düşlemiyor meselciler. Arzu filmin hikâyelerini cilalamakla meşguller. Beyaz camın en sıcak saatlerinde pupa yelken giden hikâyeler, yıldızlar. İleri Türkiye! 294

Esprin kadar girersin şehre, sokaklara. Okeye meze, dilsize dil, sınıfta direniş getirir kervanın. Uzun bir solukla diplere dalar, yayılıverir. Hiçbir espri selam durmaz asla, saygı duruşu da bozuktur. Yaşadıkça eskir, kahkahasını emzirir, değişir. Mühürlenir; zarfı olur ahlâka ayarlanmış saatlerimizin. Mizah, oltasına takıldığı ahlâkın gözleriyle gördüğünde, soyadı ayıptan da olsa, kurulu düzenin paşa keyfidir artık. Hangi yağmurdan çıktı o mizah, unutulur. Yeryüzünün belleğidir kahkahadan şehirler; orospuları, denizcileri, rakkasları, yabancıları ve acıları çağıran. Faslı Yahudi nin müziği, Leyla Murad ın dansı ve gemiler dolusu Ümmü Gülsüm çalar sokaklarında İskenderiye nin. Deniz, şarap ve esrar, terlemiş apışaraları. Türüyor kahkahalar melezlikten. Yeryüzünün tüm dilleriyle kardeş büyüdü İstanbul çocukları. Onlar kadar uçamıyordu küçük Türk, yüzyılın dibinde. Ne sıvırya belsuyu kokan siyah saçlı kadınlar ne de esmer Ortodokslar, Yorgo Bacanos ve diğer sünnetliler. Madrigal emziriyor uzun saltanatlı konuşmaları. İstanbul, denize atılmış kahkaha, yurtsayan ve yurdu bilinmeyen. Göbek bağıdır İskenderiye ve belki bütün liman şehirleri, yarışan kahkahalar. Naşit, hâlâ gülüyor. Bağırır bir eskici dayı, aşkın gözyaşları, Ferit Atraş ve Gencebay. Şu Kürtler de olmasa nasıl çınlayacak bu şehir? Gittikçe gidiyor gemiler ve yazılmıyor bu mermere harfler. Allahın kendisiydi kahkaha, cennet bahçelerinden kovulan elma ısırığı. Sürgün oldu hayata, sonsuz ruhuyla direnişe. Kal dersin kalmaz, durmadı dolandı oralarda, masallarda ve kervanlarla. Krallarla soytarılaştı, devrimlerle kaçırıldı zamana. Her kaçtığında halkla soluklanıp halka üfledi harlanmış nefesiyle, ısıcacık oldu kimi yerler. Yerim yerim böbürlendi sonraları milletler, çocuk yüzlü folklardan gülmeleriyle. Mucize gös- 295

teren yatırıydı Nasreddin, Türklerin, Arapların, Farsların ve yedi milletin. Mezarını gösterdiler bizim diye zıplayarak tamamı. Yeryüzünün kendisiydi kahkaha, bütün dillerinden damıtılmış ve hepsinin kendisi. 296 Mizah, yürür mekânsızlıktır. Her şey diner, yağmurlar, karlar ve fırtınalar. Dinmeyen acılar ve kahkahalar, zamanın ikizkardeşleri. Hem duran hem yürüyen... Vardiyası bitmiş işçiler. Herhangi bir yerinde dünyanın, şarkıya kırılmış esrar. Umut, bize umutsuzların mirası, taşımazsa umutları yürüdüğü her yere mizah, çöpsüz üzüm. Bir atımlık barut, beşinci kol... Türk mizahının Forrest Gump ı yoktur ya da Chauncey Gardener i. Hepsi geveze, meraklı ve hazır öğrenmeye. Saf, yer ile yeksan, küçük-cin adamlar. Kırlangıç nasıl çırparsa kanadını güleç dedikçe güleç... Neşeli, taşkın, yüce gönüllü ve toprak gibi işlenmiş. Zemberek adamlar değildir hiçbirisi. Esneyen devlet dairesi, tosbağanın salyası... Naşit, Turist Ömer, Ali Uyanık ve Varsayalım İsmail, yel yeperek yelken kürek konuşurlar; ne yalnızca kutlamak ya da bağışlanmak, ne de rahatlamak ve boşalmak sözcüklere basa basa. Hepsi birden, tam tekmil kendisi... Tohumu Kavuklu dan. Ruhların duvarında afili bir resim, ilk gevezeliğin el vermesi. Hollywood artık öteki değil, bütün kültürlerin mündemiç şenliği. Ya Woody Allen ya da ZAZ diyor insanlar, Ferhan Şensoy, Met-Üst ya da Gani Müjde dediklerinde.

Yürüyorlar öldürecekler seni, dinmez Hacivat istekleri. Yığınlar yığınlar... Telaşla takla atıyorsun, kahkahayla, duruyorlar. Mizah budur. Bir adamın ayağı takılıyor, hoop güm yere. Etrafta doymaz gülmeler, öldüren. Karagöz ün karnı ağrıyor, çıkıp peşisıra atıyor kendini kahkaha denizine, katillerin önüne, hoop güm yere. Mizah budur. Şehirle maç yapmalı mizah, delmeli yer yuvarın dibini. En erken yoksullar düşer sokaklara, onlarla yürümeli, gebe kalmalı alın terinden. Beyoğlu açık şehir sevgilim... Mizahın cangılı; arka sokaklar, barlar, sıhhatli ve ihanete hazır kolejli kızlar, toraman oğlanlar. Kayıplar, açlar, doymamışlar. Hacivat ın karısının çarşı gezmesi... Paranın, hayınlığın ve namıssızlığın kayıt defteri. Mizahın sözlü tarihi... Beyoğlu açık şehir kadınım. Erkekler, özlemler, zıvana, sarı gelin, Tarlabaşı. Vakko nun duvarında sidik izi. Sabah ezanı, bahtsızlar ve mağluplar; dayak yemiş sarhoşlar ve seks kokan kediler. Beyoğlu açık şehir küfürüm. Zorbanın dili betonarmeydi, Allah a yaslanmış gecekondu mesellerinde. Mucize rastlantılar, Abdulvahap tan. Muharrem Gürses in eli, Muhterem Nur un gözyaşları. Beyoğlu na boşaldılar. Yaban yeşili, kan kırmızısıydı kirli donlu bebeler özlemleriyle kenarların. Çatlak ve irinli deri... Sarımsaktan soluklarıyla geldiler. Başkasına ait bir mevsime karıştılar. Ama yasası bu yanardağların... Kanadıkça akar, pıhtılaştıkça hemşehrisi olur şehrin. Tarih bir baştan çıkarmadır; yan sokakta çalkalanan bir 297

kokteyl, terasta sevişmeler, çıkışta dizili bahşişçiler. Bir gün soracaklar nerede senin cenk hançerlerin? Kasıklarında ağrılarla uyanacak dağınık yatakta şairler ve çizerler. Evet ya!! Cinsel kimlikler, post kolonyalizm ve post modern an lar. Tarkan olmak isteyen hayatlarla çiftleşiyor yazanlar. Bir ölüm ilanı bile yok Salomon un, Matmazel Sürpik ve Agop fıkrasının. Eski, renksiz ve kimsesizler matbuat hanelerinde. Çoktan unutuldu Ferdi Tayfur dublajları, çay bahçesi seferleri, güldüren. Farelerin kemirdiği sayfalar, koyuyor önümüze sözcükleri, teker teker düşen ve kaybolan. Tebessümle nakledilen sözlü tarih malzemesi kalanlar. İkbal kıraathanesi, poz kesen zamparalar, hakbilir amcalar, türlü lakırdılar ve muziplikler. Ne demeli, tenkitler ve taarruzlar. Sip sip illah sivri külah gezen serseriler, racondan kabız olmuş haytalar. Özür dileyerek konuşulan ipek çoraplı canımın içi kadınlar. Zamanla bir başına kalmış kahkahadan cümleler. Hüseyin Rahmi evleri, yokuş başında Muammer Karaca. Huysuz hayatın gülme vesilesi, ucuzundan. Yıkıldı o sokaklar, yıllar yılı akılda tutulanlar. Gönyesiz, minkalesiz barlar var konaklarda. Gerisi beyazcamın ramazan eğlencesi... Davulla satılan gelenek bileti... Letafetli, muhabbete şayan, servi, zarif ve şık kadınlar peri padişahının biricik kızıdır, Hüseyin Rahmi de. İnanmadığı için anlatmaz, nanik meselesidir geçer bir kalem. İlaveten Refik Halid, Ercümend Ekrem ve Yusuf Ziya. Onlar hırçın, densiz, aşüfte, sinirli, Kasımpaşalı-eli maşalı, dore iskarpin, eli belinde-beli korsada kadınları konuşurlar. Meydan okuyan kadın, düzmece hıçkırıktır, hovarda kadehler ve pencereden sallanan mendil. Hem carne yi çağıran fındık kurdu, kıvıl kıvıl hem de frengi saçan Allahsız. Kadın Beyoğlu dur, sıcak bir yatak ve tükürük kâsesi. 298

Bir kahkaha bilirim. Kimyon tadında, şehrimin malı... Sinemadan kubbeleri, asırlık çınarlar. Yıkılmış bir şehrin sahibi. Balkonlara serilmiş hayatlar ve boz bulanık tarlalarda topaçlar, herhangi bir yerden herhangi bir yere giderken yolcuların taşıdığı fıkralar. Başka başka yollara uğurlanan komiklikler. Ağlama duvarına pipisini gösteren bebeler. Ceplerinde Keloğlan taşıyan dedeler. Güleryüzlü Hayyam ve Allah ı kandıran Bektaşi. Deli Ferhat n ettin? Omuza gerdek şaplağı, karganın peyniri, çekirge neşesi... Nuh un gemisinde kaçaklar. Bir kahkaha bilirim, rüyadan salıncak. Mizahçı hançer ve yaradır, kanar ve kanatır. Bu topraklarda mizahtan, apansızlığın arsız yandaşlığı beklenmez. Yemin istenir kahkahalardan, insan olunacağına dair. Bergson u boşuna sahiplenmez Mustafa Şekip. İbret ve pansuman. Pedagog parmağı sallanır mizahçıya: Vara yoğa gülme, güldürme. Kıssadan hisse. Kamu malıdır, kahkaha; nakşedilmiştir herkesin olana. Can katan ve cihan bezeyen... Tarihe sorulmaz, konuşulmaz bunun için; ya bir bunaktır ya da cellât. Ağlamaktan korkar, kadın sayılmamak için. Gülmekten korkar, içindeki çocuk, çember çeviren dayıoğlu uyanacak diye. Zinhar! Aptallıkları yinelenecektir. Tarihin önünde bir ağaçtır, mizah; sözcüksüz şiir. Muhbiridir yeryüzünün. Ne çok insan vardır her şeye evet ve âmin diyen! ihanetin prelüdü ve sıradan hain düşünceler... Yazarları durmadan pazar gününü yaşar, bozulan zamanı, mutlu çocukluklarını ve el- 299

bette taksiciler ile temizlikçilerini anlatırlar. Yoksulluğu konuşmak sapıklığı estetiğin... Öteki Türkiye, birikmiş dosyalar, sarhoş eden rakamlar... Sel basmış memleketi... Çeneleri köşeli aktörler, kalçaları yuvarlak manken-kızlar ve kendinden utanmayan kahkahalar... Yeraltının dumanı tütüyor, konuşulmayan yangınlardan... Sallanan ay, dilek fincanı, kuyuya düşen çocuklar, buruce lii.. Babası bulut, anası çağlayan özlemler. Taksim de uluyan otomobil alarmları... Televizyon, koca dayağı, binbir gözlü beddua ve Ülkücü hezeyanlar. Mizahçılara ayrılmış bir cennet yoktur. Her kedi bahçeye kaçar. Topa tutulmalı dünya ne olup bittiği anlaşılsın diye. Mizahın birinci cildinde böyle yazar. Manzum ve mensur her gülmesinde bir kaval sesi... Tor tosunlar, koç öküzler, müezzinler, attarlar ve dülgerler. Keloğlan, içinden köy geçen Kafdağı hikâyesi... Mülkünde peri padişahının mührü ve Kavuklu nun harcı. Bir şey var ama artık eksile eksile var. Unutulmuş bir fıkra tadı kaldı kalbimizin bakracında. Keloğlan, Nuh un gemisinde yolcu... Masalları, misalleri ve rakamları kendine katık ediyor hayat. Dirliği için yavuz olan para peygamberleri, nice beyler, paşa çocukları, olgun ve dolgun kalem efendileri. Hiçbir kavmin sözlüğünde yok devir değişti demenin utancı. Ölmedik mi sahiden yeterince? Bin tövbeyle yıkanan espriler, dua ve bedduası hayatın, fukara sofraların ve kum saatlerinin. Hay hak! Kel Hasan, Kavuklu Abdi, Hamdi sonra Naşit sonra Vahi... Kekeme bir hatibin kemküm konferansı, bir fıkra haydudunun kısa muştalı yumrukları. Eskiden nelere gülerdik defterleri... Sararmış sayfalarda tüfeyli temayüllerin hicvi, taassubun gırgırı, eski mahallenin pilav üstü kurusu. Kafiyesi mizahın! 300