Deprem gerçeği ve Türkiye. 19 Ağustos Ağustos depremi etkinliklerle anıldı...3 te

Benzer belgeler
Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TRABZON ŞUBESİ VE KTÜ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNDEN ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER EYLEM VE ETKİNLİKLER

Bölüm 18. Demokrasi Mücadelesinde Odamız

DENİZLİ ŞUBE. 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Cumhuriyet Halk Partisi

Mesleğe ve Odanıza Hoşgeldiniz Etkinliği. LPG Sorumlu Müdürlük Eğitimi Gerçekleştirdik. Üyelerimizle Kahvaltıda Buluştuk!

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

16. bölüm. demokrasi mücadelesinde şubemiz

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) ETKİNLİKLERİ

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

21.DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

ANTALYA ŞUBE TMMOB İL KOORDİNASYON KURULU SEKRETARYA SEÇİMİ YAPILDI ANTALYA İL KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI YAPILDI

Meslekiçi Eğitim Çalışmaları

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

SAMSUN ŞUBE GENEL MERKEZ BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI MERKEZ GENEL KURUL VE SEÇİMLERİ SİNOP MİTİNGİ ÜST KURUL DELEGELERİ İLE TOPLANTI 1MASYIS MİTİNGİ

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Cad. No:57 Kızılay / Ankara Tel: Faks:

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi.

birlik haberleri Temmuz - Ağustos 2015/Sayı 163

Meslekiçi Eğitim Çalışmaları

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

BÖLÜM 15 TMMOB ÇALIŞMALARINDA ODAMIZ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 16. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

Sayı: 68 Kasım Mecidiyeköy Mah. Mecidiye Cad. No:14 Adıgüzel Çarşısı K:1 D:1 Şişli/İSTANBUL

TMMOB METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI

4. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARI

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

YAYIN VE BASIM. İstanbul F Bursa Araştırma 7 Vakfı F-1 Belgeler 1 16 F-1 Mimarlıktan Haberler 1 58 F-1. Bursa Araştırmaları 1

Bilindiği gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15 inci maddesine göre her yeni yıl için;

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

Şube Günlüğü. Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos TMMOB-EMO Diyarbakır Şubesi Haber Bülteni. Şube Günlüğü

MESLEK VE UZMANLIK ALANLARIMIZLA İLGİLİ ULUSAL ÖLÇEKLİ KONGRE, KURULTAY, SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

Sendikamıza Üye Çimento Fabrikalarında gerçekleştirilen Acil Durum Tatbikatları devam etmektedir. İSG İş Sağlığı ve Güvenliği

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

YAYIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

EKONOMİK, DEMOKRATİK ÖZLÜK HAKLARIMIZ; EMPERYALİZME, GERİCİLİĞE VE ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELEDE ŞUBEMİZ

GERÇEKLEŞEN FAALİYETLER

BÖLÜM 15. TMMOB Çalışmalarında Odamız

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ MERKEZ TRAVMA BİRİMİ GEZİ PARKI EYLEMLERİNDEN ETKİLENENLERE YÖNELİK PSİKOSOSYAL DESTEK ÇALIŞMALARI. 1 Haziran-30 Ağustos 2013

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

22. Çalışma Dönemi II. Danışma Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Referans Belgesi Uygulaması Tanıtım Broşürü

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

9. DÖNEM BOLU İL TEMSİLCİLİĞİ SUNUŞU

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU 19 NOLU TOPLANTI KARARLARI

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Belediyemizce yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları 5393 sayılı belediye kanununun 73. maddesi kapsamında yapılmaktadır.

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

ŞUBAT 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE 2 GÜN KALA TÜRKİYE DE SON SİYASİ DURUM CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE 2 GÜN KALA TÜRKİYE'DE SON

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Sayı: 13 ŞUBAT Güngören Belediye Başkanı Ziyaret Edildi. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sedat KURU İLE Yönetim Kurulu

TTB nin Olağandışı Durumlarla İlgili Çalışmaları

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

EKİM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MUĞLA DA ÇEVRE TALANINA TEPKİ

Ölümün ve unutuşun kolay ülkesi olmaya devam edecek miyiz?

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. TEMSĠLCĠLĠK ve ÜYE TOPLANTILARI

1- İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu ve Alt Organlarında Görev Alacak Kişiler;

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI 45. DÖNEM YÖNETİM KURULU 31 NOLU TOPLANTI KARARLARI

7. dönem çalışma raporu SOSYAL ETKİNLİKLER. EMO Kocaeli Şubesi

OCAK 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TMMOB. İnşaat Mühendisleri Odası. Değerlendirmeler

E-BÜLTEN. twiitter.com/edremitticaret

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Ocak 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Transkript:

sayı 267 / 19 ağustos 2015 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR 17 Ağustos depremi etkinliklerle anıldı...3 te 19 Ağustos 2015 1 İş cinayetleri zincirine yeni halka İzmir de eklendi...4 te TMMOB-DİSK-KESK- TTB: Savaş ve Baskı Poli kalarına İnat Barışı Savunacağız!... 5 de TMMOB, DİSK, KESK, TTB: Saray ülkeyi yakıyor, Meclis ta l yapıyor!... 6 da Şubelerden haberler... 7 de Deprem hâlâ ülkemizin en büyük sorunudur İnşaat Mühendisleri Odası olarak, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, depremin ülkemizin hâlâ en büyük sorunu olduğunu hatırlatmayı toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü deprem önlemlerini almakta, toplumu depreme karşı bilinçlendirmekte, yapı üretim sürecini ve yapılaşmayı deprem tehlikesini gözeterek düzenlemekte, ilgili mevzuatı deprem gerçeğine göre yeniden ele almakta birinci derecede sorumlu olan siyasi iktidarın konuya yaklaşımını yanlış ve yetersiz buluyor, toplumun güvenle geleceğe hazırlanmadığını düşünüyoruz. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 16 yıl geçti. 16 yıl önce bugün, merkez üssü Gölcük olan ve beraberinde tüm Marmara bölgesini etkileyen 7,4 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Binlerce insan yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, ülke ekonomisi kısa zamanda telafi edilmesi mümkün olmayacak derecede etkilendi. Bilançonun yol açtığı acı depremin toplumsal travma haline gelmesine neden olmakla kalmadı, başta yapı üretim süreci, mevcut yapılar, kentleşme politikası, afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı gün yüzüne çıkardı. Görmezden gelinen, yok sayılan sorunlar dramatik bir olayla varlığını hissettirdi. Türkiye`nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedeli kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu. Deprem sonrası süreç, bütün bir ülkenin depreme göre yeniden düzenlenmesi noktasında toplumsal konsensüsün oluşmasına tanıklık etti. Konsensüs, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı temennisinde ifadesini buldu. Ancak 12 yıl sonra meydana gelen Van depremi, ne yazık ki, aradan geçen onca zamana ve verilen sözlere rağmen, bir arpa boyu mesafe alınamadığını gösterdi. Kaçak yapılaşmanın, sağlıksız kentleşmenin, mühendislik hizmeti almadan yapı üretiminin, yapı denetim sisteminin taşıdığı eksiklik ve zaafların varlığını sürdürdüğü, sadece depreme değil her türlü doğal afete karşı korumasız olunduğu, mevcut olumsuzlukların doğa olaylarını doğal afete dönüştürdüğü, doğal afetlerin geleceğe dönük kaygıları çoğalttığını açığa çıkardı. Deprem gerçeği ve Türkiye Türkiye bir deprem ülkesidir. Topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Türkiye topraklarında 1900`lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiştir. Türkiye, önemli deprem kuşakları üzerinde bulunmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 66`sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70`i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75`i deprem tehlikesi altındadır. Mevcut yapı stokuna bakıldığında da durumun iç açıcı olmadığı görülecektir. TÜİK verilerine göre ülkemizde 20 milyon civarında yapı bulunmaktadır. Bu yapıların yüzde 60`ının 20 yaş ve üzerinde bulunduğu, büyük oranda ruhsatsız ve niteliksiz olduğu, mühendislik hizmeti almadan veya kısmen alarak ve yapı denetimi olmadan üretildiği, pek çoğunun güçlendirilmesi gerektiği, yine kayda değer ölçüde yapının yıkılarak yeniden yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmektedir. Buna rağmen, daha çok rant amaçlı olan kentsel dönüşüm projeleri dışında, deprem kaygısını giderecek adımlar atılamamış, güvenli yaşam sağlanamamıştır. Kaldı ki kentsel dönüşüm projeleri kapsamında TOKİ tarafından üretilen konutlar yapı denetimden muaf tutulmakta, özellikle yoksul ve dar gelirliler için üretilen konutların bir iki sene içerisinde niteliksizliği açığa çıkmaktadır. Mevcut yapı stokuna ilişkin verilerin tahminlere dayandığı vurgulanmalıdır. Çünkü ülkemizin ayrıntılı yapı envanteri yoktur. Dolayısıyla mevcut bilgiler güncellenememekte ve merkezi düzeyde kamuoyuyla paylaşılmamakta, güçlendirme çalışmalarının hangi düzeyde olduğu, kaç binanın yıkılıp yeniden yapıldığı, okullar, yurtlar, hastaneler başta olmak üzere kamu binalarının mevcut durumu bilinmemektedir. Marmara ve Van depremlerinde sınavı geçemeyen yapı stokumuzun, bir bütün olarak olası depremde ne tür tepki vereceği ise adeta bilinmeze terk edilmiştir. Aradan geçen 16 sene içerisinde Deprem Toplanma Alanları nın pek çoğunun imara açıldığı, ulaşım yolu olarak belirlenen pek çok güzergâhın ise otopark haline getirildiği kamuoyuna yansıdı.

2 19 Ağustos 2015 Meslek Odaları devre dışı bırakıldı Odamız yıllardan bu yana, deprem tehlikesi ve deprem önlemleriyle ilgili; mevzuattan yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş ve önerilerini defalarca kamuoyuyla paylaşmış, raporlar hazırlamış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak değerlendirmelerde bulunmuş, toplum yararına gördüğü her türlü girişime destek verip katkı sağlamış, kendi olanakları çerçevesinde deprem ve ilgili konular bağlamında çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi eğitimler düzenlemiş, depremin unutulmaması ve duyarlılığın artırılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler organize etmiştir. Ancak son birkaç yıldır siyasi iktidar mevzuatta kabul edilemez köklü değişiklilere imza atmış, meslek odalarının toplumsal yarar hassasiyetinden kaynaklanan kamu projelerine müdahale etme kanallarını kapatmış, üyelerini denetlemesini, sicillerini tutmasını, mesleki faaliyetlerini kayıt altına almasını engellemiş, imzacılıkla ve sahte mühendislerle mücadeleyi zayıflatmış, gelir kaynaklarını önemli ölçüde kısmış, bir taraftan da Meslek Odaları üzerinde mali ve idari denetim kurarak vesayet ilişkisini hayata geçirmek istemiştir. Değişikliklerin Meslek Odalarını güçsüzleştirecek ve Oda-üye ilişkisinin zayıflayacak içeriğe sahip olmasının yaratacağı handikap bir yana, mevzuatın yapı üretim sürecini denetimsizliğe mahkum edecek hükümler içermesinin ve siyasi iktidarın Meslek Odalarını devre dışı bırakmasının topluma pahalıya mâl olacağı açıktır. Şu nokta özellikle vurgulanmalıdır. İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapılaşmanın mümkün olduğunu kanıtlayan bir bilim dalıdır. Odamız da, doğrudan insan hayatıyla ilgili üretimde bulunan meslek mensuplarının tek ve merkezi örgütü olarak, inşaat mühendisliği hizmeti almadan yapı üretilmesine karşı çıkmakta, nitelikli olmayan projelere izin vermemekte ve kamu yararı gözetmeyen projelere karşı hukuki alanda mücadele etmektedir. Mühendislik mesleğini önemsizleştirme ve meslek odalarını güçsüzleştirme girişimlerinin yapı üretim sisteminde zaafa yol açma dışında başka bir sonucu olmayacaktır. Anlaşılan o ki siyasi iktidar ne ülkenin deprem gerçeğinin farkındadır ne de mesleklerin ve meslek odalarının işlevini bilmektedir. Deprem toplanma alanlarının akıbeti 1999 depremleriyle başlayan süreçte bugün geldiğimiz nokta, sağlıklı kentleşme ve güvenli yapılaşmanın sağlanması, güçlendirme çalışmalarının tamamlanması ve yapı üretim sisteminin işlevsel kılınmasına dönük beklentinin çok uzağındadır ve ilginç ki konuyla ilgili başka sorunların yakıcılığı daha bir hissedilir hale gelmiştir. Yeni sorunun ismi Deprem Toplanma Alanları dır. Bilindiği gibi, başta İstanbul olmak üzere deprem olasılığı bulunan kentlerde vatandaşların depremin hemen sonrasında toplanacağı alanlar tespit edilmiş ve bu alanların yapılaşmaya kapatılmıştı. Örneğin İstanbul`da Geçici İskân Alanı olarak da adlandırılan 470 Deprem Toplanma Alanı belirlenmişti. Ayrıca 562 cadde ise depremden sonra kullanılmak üzere Birinci Derece Acil Ulaşım Yolu olarak tespit edilmişti. Aradan geçen 16 sene içerisinde Deprem Toplanma Alanları`nın pek çoğunun imara açıldığı, ulaşım yolu olarak belirlenen pek çok güzergâhın ise otopark haline getirildiği kamuoyuna yansıdı. Kaldı ki önce belirlenen sonra imara ve otoparka açılan alanlar tek tek sıralandı. Ciddi deprem tehlikesi altında olduğu bilinen 15 milyonluk büyük bir kentte, 1999 yılında belirlenen alanların bile yetersiz kalacağı açıkken, alanlarda AVM`lerin, lüks konutların yükselmesi, ne yazık ki, ortak kentsel alanları rant kaynağı olarak değerlendirildiğini, rantın insan hayatından daha fazla önemsediğini göstermektedir. Deprem Toplanma Alanları ile ilgili bilgilerin basına yansıması karşında, Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamanın ise ibret vesikası olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatmak isteriz. AFAD Başkanlığı`nın 1 Nisan 2015 tarihli açıklamasında hamasetten öte bilgi yer almamakta, hatta Olası bir afet durumunda Biz inşaat mühendisleri geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu istediğimizin her daim arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. İstanbul nüfusunun tamamının geçici barınma hizmetlerine ihtiyaç duyacağı öngörülmemektedir denilerek, bir kısım alanın imara açılması adeta savunulmaktadır. Türkiye depreme hazır mı? Türkiye depreme hazır mı? Bu soruya ne yazık ki olumlu yanıt veremiyoruz. Ne deprem önlemleri ne de afet sonrası hazırlığı ikna edici buluyoruz. Açıkçası ne sorunlar ne de çözüm sırdır. Konunun birinci derecede muhatabı olan bir mesleğin mensupları olarak, depremlerin yıl dönümlerinde sorunları yeniden sıralamanın, çözümü bir kez daha tartışmaya açmanın haldeki durumumuzu özetlediğinin farkındayız. Ne sorunlar değişiyor ne de güvenli yaşam kuracak adımlar atılıyor. Siyasi iktidarın kentleşme ve imar politikaları bağlamındaki yaklaşımı ve doğal afetleri kader gibi gören anlayış ne yazık ki endişelerimizi artırıyor. Kentler deprem tehlikesine değil ranta göre düzenleniyor. Endişeliyiz. Yapı üretim sürecinin endişelerimizi giderecek şekilde sağlıklı işlemediğinin farkındayız. Lakin endişemiz bu kadarla sınırlı değildir. En azından meslek odalarının, üniversitelerin, bilim çevrelerinin, sivil inisiyatiflerin kamu yönetimi tarafından oluşturulacak ortak bir zeminde bir araya gelerek başlatacağı sürecin, tuhaf ki yine siyasi iktidarın yanlış tutumu nedeniyle sekteye uğratıldığını görmek endişelerimizi artırıyor. Mevcut yapı stoku biz inşaat mühendislerini endişelendiriyor. TOKİ tarafından üretilen büyük konut projelerinin yapı denetim sisteminden muaf tutulması bizleri endişelendiriyor. Deprem toplanma alanlarının imara açılması, yerel yönetimlerin rant odaklı projeler geliştirmesi ve en az diğerleri kadar önemli olmak üzere deprem tehlikesinin görmezden gelinmesi, toplumsal duyarlılığın törpülenmesi endişelerimizi pekiştiriyor. Biz inşaat mühendisleri geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu istediğimizin her daim arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Çünkü toplumsal duyarlılığımız, yaşamın kutsallığına olan inancımız, bilimsel, mesleki gerçeklikler bunu gerektiriyor. Çünkü depreme karşı alınmamış önlemler ülkemizin hâlâ en büyük sorunudur. Ülkemizin ekonomik-sosyal-siyasal çalkantılı döneminde deprem tehlikesine dikkat çekmenin, deprem duyarlılığını artırmaya gayret etmenin toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu biliyor ve bu sorumluluğu taşımaya kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.

17 Ağustos depremi etkinliklerle anıldı 19 Ağustos 2015 3 17 Ağustos 1999 depreminin 16. yıl dönümü şube ve temsilciliklerde yapılan çeşitli etkinliklerle anıldı. İMO tarafından yapılan yazılı açıklamanın yanında birçok şube ve temsilcilikte fotoğraf sergisi ve basın toplantısı düzenlendi. Adana Şube: Depremin yıl dönümünde yazılı bir açıklama yapılarak depreme ilişkin önlem alınmadığı belirtildi. Ankara Şube: Kuğulu Park`ta yapılan basın açıklamasının ardından açık hava fotoğraf sergisi düzenlenerek olası bir depreme hazırlıksız olunduğuna dikkat çekildi. Antalya Şube: Basın toplantısıyla 17 Ağustos`un yıl dönümünde ilin durumuna ilişkin açıklama yapıldı. Balıkesir Şube: Fotoğraf sergisi ve basın açıklaması yapılarak konunun önemine vurgu yapıldı. Bursa Şube: 17 Ağustos`un yıl dönümünde bir fotoğraf sergisi ile deprem konusuna dikkat çekildi. Ayrıca konuya ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Çanakkale Şube: Yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Eskişehir Şube: Depreme ilişkin yapılan fotoğraf sergisinin yanı sıra bir de açıklama yapıldı. Gaziantep Şube: Fotoğraf sergisi düzenleyen Gaziantep Şube 16. yıl dönümüyle ilgili bir de açıklama yaptı. Hatay Şube: Konuya ilişkin yazılı açıklama yapıldı. İstanbul Şube: Kamuoyunda deprem duyarlılığını ve bilincini oluşturmak amacıyla yapılan bir dizi etkinlik kapsamında 10 Ağustos 2015 tarihinde Taksim Metro Çıkışı`nda, 10-14 Ağustos 2015 tarihlerinde ise Kadıköy İskele Meydanı ve Bakırköy Özgürlük Meydanı`nda deprem broşürleri dağıtıldı. Aynı tarihlerde Lüleburgaz Temsilciliği ve Kırklareli Temsilciliğinde de fotoğraf sergisi düzenlendi. Edirne Temsilciliğinde düzenlenen sergi ise 15-16 Ağustos 2015 tarihlerinde yapıldı. Aynı tarihlerde İstanbul Şube`nin fuaye katında da düzenlenen Depreme Duyarlılık Sergisi` ise 21 Ağustos 2015 tarihine kadar gezilebilecek. İzmir Şube: 17 Ağustos 2015 Pazartesi günü TMMOB İzmir İl Koordinasyonu olarak 20.30`da Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi`nde toplanılarak Gündoğdu Meydanına kadar Meşaleli Yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşten sonra Konak Kent Konseyi ile Alsancak Vapur İskelesi`nde Çok Çabuk Unutuyoruz başlıklı bir forum düzenlendi. Manisa, Mersin, Muğla ve Sakarya Şubelerinde de 17 Ağustos etkinlikleri kapsamında basın açıklaması ve fotoğraf sergisi yapıldı.

4 19 Ağustos 2015 İş cinayetleri zincirine yeni halka İzmir de eklendi İzmir`de 4 Ağustos 2015`te yaşanan iş cinayetine ilişkin Odamız bir açıklama yaptı. Açıklamada söz konusu kazaya yol veren düzenlemeyle ilgili geçen yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na yaptığımız uyarıya dikkat çekildi. Odamızın yaptığı açıklama şöyle: İş cinayetleri zincirine yeni halka İzmir`de eklendi Gün geçmiyor ki bir yeni bir iş kazası haberi gelmesin. Bu sefer kara haber İzmir`den geldi. İzmir-Çanakkale Otoyolu Koyundere Mevkii`ndeki yapımı devam eden viyadük inşaatında beton dökülmesi sırasında kalıp iskelesinin yıkıldığı, dört işçinin hayatını kaybettiği, çok sayıda işçinin yaralandığı öğrenildi. Ağustos ayına İzmir`den gelen iş kazası haberi ile başladık ancak hemen belirtmeliyiz ki, ağırlıkla inşaat ve tarım işkolunda Temmuz ayı içerisinde meydana gelen iş kazalarında 166 işçimizi iş cinayetlerine kurban verdik. 166 işçimizle beraber 2015 yılı içerisinde iş cinayetlerinde kaybettiğimiz işçilerimizin sayısı 960`a ulaştı. İzmir`de meydana gelen iş kazası, neden olduğu acıyla birlikte bir başka tartışmayı hatırlamamıza yol açtı. Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Ahşap, Çelik ve Alüminyum Alaşım Ön Yapımlı Bileşenlerden Oluşan Dış Cephe İş İskelelerine Dair Tebliği 19 Eylül 2014 tarihinde yayımlandı ve 1 Temmuz 2015`te yürürlüğe girdi. Söz konusu Tebliğ çıkarılmadan önce Bakanlık Odamızdan görüş istemiş, Odamız hareketli, motorlu iş iskelesi ile kalıp iskelesinin Tebliğe dahil edilmesi gerektiğini belirtmiş ancak bu uyarıları dikkate alınmamıştı. Tebliğ yayımlandıktan sonra Odamız, konuyla ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşmış, Tebliğin geç kalmış bir düzenleme olduğunu, eksik ve yetersiz yönleri bulunduğunu, bütün bunlara rağmen Tebliğin inşaat iş iskelelerindeki kuralsızlığı ortadan kaldırmayı, bu yolla yoğun olarak yaşanan iş iskelesi kazalarını azaltmayı amaç edindiğini belirtmiştir. Odamız yayınlanan Tebliğin üç hükmüne ise itiraz etmişti. Birincisi, katlara malzeme çıkarmak için kullanılan hareketli, otomatik ve motorlu iş iskelesi olarak adlandırılan iskeleler ile beton dökerken kalıbı taşıyan kalıp iskelelerin Tebliğ dışı bırakılmasıydı. İkinci itiraz, Tebliğin 1 Temmuz 2015 tarihinde, yani yayım tarihinden bir sene sonra yürürlüğe girecek olmasıydı. Üçüncü itiraz ise Tebliğin yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2015`ten önce ilana çıkmış ya da ihalesi yapılmış işlerin kapsam dışı bırakılmasıydı. İzmir-Çanakkale Otoyolu viyadük inşaatında 4 Ağustos 2015`te meydana gelen iş kazası, Odamızın bir sene önce yaptığı uyarıların ne kadar yerinde olduğunu göstermiş, ayrıca Bakanlığın, Odamızın itiraz nedenlerini ve çözüm önerilerini yok saymasının doğurduğu vahim sonucu göz önüne sermiştir. Odamız beton dökülme sırasında kurulan iskelelerin Tebliğe alınmamasını eleştirmişti; İzmir`deki kaza kalıp iskelesinde meydana geldi. Odamız 1 Temmuz 2015`ten önce ilana çıkan ya da ihalesi yapılan işlerin Tebliğ dışı bırakılmasına itiraz etmişti. Kazanın yaşandığı kamuya ait işteki kalıp iskelesiyle ilgili düzenleme, 1 Temmuz 2015`te uygulamaya konan Tebliğde yer almadığı için açıkçası bu vahim kaza meydana geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na bir kez daha sesleniyoruz: İnşaat işkolunda iş kazaları sıklıkla görülmektedir; diğer işkollarına göre 3-4 kat daha fazla iş kazası yaşanmaktadır. İnşaatlarda iş güvenliği bağlamında önlem alma ve mevzuat hazırlama süreçlerine İnşaat Mühendisleri Odası`nın dahil edilmesi iş kazalarını önlemede ve iş güvenliği sisteminin oturtulmasında tarifsiz fayda sağlayacaktır. İşin uygulanmasından ve iş güvenliği önlemlerinden birinci derecede sorumlu olan inşaat mühendislerinin uyarı ve önerilerini görmezden gelmek, iş cinayetlerine davetiye çıkartmaktır. Çağrımız açık ve nettir: İnsan hayatına değer veriyorsanız, görüşlerimize ve düşüncelerimize lütfen kulağınızı kapatmayınız! Türkiye Mühendislik Haberleri dergisinin 486. sayısı çıktı Önceki iki sayısı geotekniğe ayrılarak tematik olarak yayınlanan derginin yeni sayısında 17 Ağustos depremine yer ayrıldı. Derginin yeni sayısı Deprem hâlâ ülkemizin en büyük sorunudur kapak konusu ile yayınlandı İçindekiler Başyazı Deprem hâlâ ülkemizin en büyük sorunudur Usta - Feyzi Akkaya Arif Merdol Ulaştırma Planlaması ve Yatırımları Sorunsalı İstanbul un Yaka Geçişleri Örneği Doç. Dr. İsmail Şahin Avrupa Birliği ve Türkiye de Kamu İhalelerinin Denetimi ve İlgili Kurumların İncelenmesi Dr. Neslihan Atabeyli, Yrd. Doç. Dr. Gülben Çalış Tarihi Bir Yapı Kenarında Yapılan Derin Kazıya Ait Vaka Analizi Ece Aktan Odadan Haberler - 3. Köprüler Viyadükler Sempozyumu tamamlandı - 8. Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı gerçekleştirildi - 11. Ulaştırma Kongresi tamamlandı - Ulusal Yapı Mekaniği Laboratuvarları 5. Toplantısı - Kamulaştırma Bilirkişilik Yetki Belgesi Kursları tamamlandı - Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Çalıştayı gerçekleştirildi - Tunceli de Su Yapıları Çalıştayı Düzenlendi Vefatlar Yeşil bina uzmanları için anket Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) inşaat mühendisliği bölümünde, Yapım Mühendisliği ve Yönetim Dalı`nda yapılan çalışma için bir anket hazırlandı. Türkiye`de yeşil bina sözleşmelerinin geleceği` başlıklı çalışma için hazırlanan anketi yeşil bina uzmanlarının cevaplaması bekleniyor. Ankete katılmak isteyen yeşil bina uzmanları aşağıdaki adresten ulaşabilir: http://goo.gl/forms/gajmaqoaqi 2015, ikinci 6 aylık dönem inşaat mühendisi ücret hesap tablosu yayınlandı Maliye Bakanlığı`nın bildirdiği, 13.07.2015 tarihli net mühendis ücretlerine göre revize edilen 2015 ikinci 6 aylık dönem inşaat mühendisi ücret hesap tablosu web adresimizde yayınladı. İş mahkemeleri ve diğer kurum ve kuruluşlarca Odamıza sıkça sorulan, günümüz ve geçmiş yıllara yönelik mesleki deneyim yaşının göz önünde bulundurulduğu, inşaat mühendislerinin aylık asgari ücretlerinin yaklaşık ve gerçekçi olarak belirlediği hesap tablosu Odamız tarafından yayınlandı. T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen ücretlerin baz alındığı hesap tablosunda, kamu hizmetlerinde 8. Derece 1. Kademe göreve yeni başlayan bir inşaat mühendisinin aylık net maaşı 2015 Temmuz ayına göre 3 bin 227 TL olarak alındı. Net maaş, ücretin hesaplanmasında baz alınan kriter ve çarpanlar, çarpanların kesişme grubu ve mühendislik yaş katsayılarına göre hesaplanan 2015-2. Altı aylık dönem inşaat mühendisleri ücret hesap tablosuna www.imo.org.tr adresinden erişilebilmektedir.

TMMOB-DİSK-KESK- TTB: Savaş ve Baskı Politikalarına İnat Barışı Savunacağız! 19 Ağustos 2015 5 TMMOB, DİSK, KESK ve TTB Suruç saldırısıyla başlayan, giderek ülkenin baskı, şiddet ve savaş ortamına dönüşmesine neden olan gelişmelere ilişkin ortak bir açıklama yaptı. 7 Haziran Genel Seçimleri sonrası AKP eli ile oluşturulan siyasi atmosfer içerisinde Suruç Katliamı ile başlayan ve ülkenin savaş, şiddet, baskı ortamına sokulmasıyla devam eden sürece ilişkin olarak 5 Ağustos 2015 tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. Ankara`da DİSK Genel-İş Merkezi`nde düzenlenen basın toplantısına TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanları Lami Özgen ve Şaziye Köse, TTB Merkez Konsey Başkanı Bayazıt İlhan katıldı. Yapılan açıklama şöyle: SAVAŞ VE BASKI POLİTİKALARINA İNAT BARIŞI SAVUNACAĞIZ! Türkiye tehlikeli bir çatışma ve savaş ortamına sürüklenerek, halklarımızın yıllarca unutamayacağı, büyük acılar yaşayacağı bir süreçte ilerlemektedir. 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri sonrası TBMM`de çoğunluğu yitiren siyasi iktidar, kendi ödemesi gereken siyasi bedeli ülkeyi sürüklediği savaş ortamıyla yurttaşlarımıza ödetmektedir. İstifa etmiş geçici bir hükümet eliyle Türkiye yeniden çatışmanın içine itilmiştir. Yeniden kan ve gözyaşı ülkemizin dört bir yanını sarmıştır. Seçimler ülkemizde uzun yıllardır ilk defa halkın büyük çoğunluğunun, %95`inin temsil edildiği bir parlamento ortaya çıkarmıştır. Bu kompozisyon öncelikle halkın 12 Eylül artığı, antidemokratik seçim sistemine karşı kazandığı önemli bir başarıdır. Seçim sonucunu hazmedemeyen ve iktidarını paylaşmak istemeyen AKP, başta Cumhurbaşkanlığı sarayı ve savaş isteyen çevrelerden aldığı destekle koalisyon seçeneklerini işlevsizleştirmeye, parlamentoyu devre dışı bırakmaya çabalamaktadır. Suruç katliamıyla başlayan kirli senaryo ülkeyi kana ve gözyaşına sürüklemiştir. Ülkenin her yanından ağıtlar yükselirken, ülke adım adım savaşa sürüklenirken TBMM tatile sokulmuş, milletvekilleri dağılmış, seçim sonuçları kurnazlıkla atılan adımlarla işlevsizleşmiştir. Tüm güç tek başına iktidar heveslisi, iktidarını geri almak ve pekiştirmek için savaşmaktan, acılardan çekinmeyen bir kişinin eline teslim edilmiştir. Seçim sonuçlarına saygı gösterilmeli ve parlamento derhal görevinin başına dönmelidir. Şimdi tatil yapma zamanı değildir! Muhalefet partileri seçim öncesi beyanlarıyla emek düşmanı politikalara, taşeronlaşmaya, açlık sınırının çok altındaki emekli maaşlarına ve asgari ücrete son vereceklerinin, AKP`den Suriye ve savaş politikalarının, ayakkabı kutularının, sokaklarda öldürülen çocukların hesabını soracaklarının sözünü vermişlerdir. Gün akan kanı durdurma ve verdikleri sözleri tutma günüdür. Çözüm demokrasidedir, parlamentodadır. Seçmen görevini yapmış ve büyük bir sağduyuyla antidemokratik seçim kanununu da ezip geçerek AKP`yi devirmiştir. Barıştan, emekten ve demokrasiden yana olan milletvekilleri parlamentoya dönmeli, bunların düşmanı olanları çok meraklı oldukları tatilleriyle başbaşa bırakmalı, halklarımıza deşifre etmelidirler. Suruç`ta 32 insanımızın öldürüldüğü katliamın ardından hükümetin attığı her adım ülkeyi uçurumun eşiğine getirmiştir. Suriye başta olmak üzere Ortadoğu`ya yönelik savaşı kışkırtan politikaları sorgulanan hükümet, bu politikaları daha da derinleştirmeyi, savaşı ülke içine de taşımayı tercih etmektedir. Anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı İç Güvenlik Yasası nın da sınırlarını aşan polis devleti uygulamaları ülkemizde demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldırmıştır. Bu politikalardan emek örgütleri ve emekçiler de nasibini almış, sendika binaları basılmış, grevler yasaklanmış, hak mücadeleleri polis şiddeti ve baskısıyla engellenmeye çalışılmıştır. İktidarını kaybeden AKP-Cumhurbaşkanı uyguladığı ayrıştırma politikasının bir devamı olarak emek ve meslek örgütlerini de hedef göstermektir. Terörü destekleyen sözde STK`lar denilerek en yüksek makamlardan emekten, barıştan, demokrasiden yana kurumlar hedef haline getirilmekte, suç örgütü gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Kürt sorununun barış ve müzakereler yoluyla çözümüne dair AKP`nin tüm oyalamacı ve pragmatist yaklaşımına rağmen ağır aksak yürüyen süreç 7 Haziran seçimlerine birkaç ay kala bizzat Cumhurbaşkanı tarafından tümden rafa kaldırılmıştır. Seçimlere yaklaştıkça gerilim tırmandırılmış, çatışma ortamı yaratılmaya çalışılmıştır. Diyarbakır, Mersin, Adana bombalamaları, çeşitli linç girişimleri ve benzer karanlık bazı girişimlere rağmen istediklerini elde edemeyenler 7 Haziran`dan sonra bir kez daha düğmeye bastılar. Suruç katliamından sonra IŞİD`e karşı hava harekatı ve gözaltı operasyonu başlattıklarını söyleyen AKP`nin o günden sonra IŞİD`ten bir kelime dahi bahsetmemesi manidardır. IŞİD`e verdikleri dolaylı-direkt destek nedeniyle içte ve dışta iyice yıpranan AKP göstermelik kimi girişimlerle oluşan havayı dağıtmak, lehine çevirmek ve asıl operasyonun 7 Haziran`da tercihini barış ve demokrasiden yana yapanlara yönelik olduğunu gizlemek istemektedir. Bu gidiş halklarımız için tehlikelidir ve kirli bir oyundur. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak bu oyuna, tehditlere boyun eğmeyeceğimizin de bilinmesini istiyoruz. AKP`nin otoriter rejimini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Çocuklarına paralı askerlik yaptırıp halkın çocuklarını çatışma ortamına sürüklemelerine izin vermeyeceğiz. Savaşta en büyük bedeli ödeyen biz emekçilerin daha fazla yoksulluğa, ezilmeye ve güvencesizliğe tahammülü yoktur. Gidişattan kaygılıyız Yitip giden geleceğimizdir. Tarih uzun yıllar iktidarda kalanların iktidarlarının sonuna doğru geldiklerinde her tür çılgınlığı yapabildiklerinin örnekleriyle doludur. İktidar ve rant hırslarını gizleyip bizleri çatışmanın ve savaşın kaçınılmaz olduğuna inandırmak, kabullendirmek istiyorlar. Biliyorlar ki, bizler istemezsek ve karşı durursak başarılı olamazlar. Bu çerçevede bizler, 7 Haziran Genel Seçimleri sonrası AKP eli ile oluşturulan siyasi atmosfer içerisinde Suruç Katliamı ile başlatılan ve ülkemizin savaş, şiddet, baskı ortamı içerisine sokulması ile devam eden, insanlarımızın öldüğü karanlık gidişata dur demek için barış ve demokrasi mücadelesini her zamankinden daha fazla yükseltecek ve yaygınlaştıracağız. İktidarlarını sağlama almak için her gün bir ittifak bozup yeni bir ittifak kuran gerici, faşist cepheye ve sömürüye, taşeronlaştırmalara, güvencesizliğe karşı emek ve demokrasi güçleri birlikte ve ortak mücadeleyi geliştireceğiz. Bu çerçevede; Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalar derhal terkedilmeli, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımlar derhal atılmalıdır. Çatışmalar derhal durdurulmalıdır. IŞİD başta olmak üzere ulusal/uluslararası cihatçı örgütlere yapılan askeri, ekonomik, siyasi yardımlara son verilmelidir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün askıya alındığı, olağanüstü hal rejimi uygulamalarına derhal son verilmelidir. Bizler çatışmanın durması ve demokratik bir ülkeyi el birliğiyle kurmak için buradayız. Savaş çığlığı atanlara ve savaş cephesine karşı ülkemizde ve bölgemizde kalıcı barışın sağlanması ve güçlü bir barış cephesinin oluşturulması için tüm demokrasi ve barış güçlerini ortak mücadeleye çağırıyoruz! DİSK-KESK-TMMOB-TTB olarak kendi sorumluluklarımızın farkındayız; sandıkta kaybeden AKP`nin tek adam diktatörlüğüne dayalı bir rejim inşa etme hevesini savaş ve sıkıyönetim politikalarıyla hayata geçirmesine izin vermeyeceğiz. Savaşa karşı barış; baskı, şiddet ve zora karşı özgürlükler ve demokrasi mücadelesini yükselteceğiz

6 19 Ağustos 2015 TMMOB, DİSK, KESK, TTB: Saray ülkeyi yakıyor, Meclis tatil yapıyor! TMMOB, DİSK, KESK ve TTB Genel Başkanlarının katılımıyla 14 Ağustos 2015`te TBMM Dikmen Kapısı girişinde bir basın açıklaması yapıldı. KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse tarafından okunan ortak basın açıklaması şöyle: Saray ülkeyi yakıyor, Meclis tatil yapıyor! 7 Haziran Genel Seçimleri ile çoğunluğu yitiren, Recep Tayyip Erdoğan`ı Başkanlığa taşıyamayan siyasi iktidar, hazmedemediği seçim sonuçlarının bedelini yurttaşlarımıza ödetmek için düğmeye basmıştır. Suruç katliamıyla başlayan kirli senaryoda, AKP oyunu 2-3 puan artırmanın hesaplarını yaparken ülkenin dört bir yanından ölüm haberleri gelmektedir. Türkiye seçilmemiş, istifa etmiş, geçici bir hükümet eliyle uçuruma sürüklenmektedir. Sandıkta kaybettikleri oyları savaş mevzilerinde kazanmayı planlayanlar, kan ve ceset fışkıran bu toprakları bir kez daha kan ve gözyaşı ile sulamaktan çekinmemektedir. Suruç`ta 32 insanımızın öldürüldüğü katliamın ardından hükümetin attığı her adım ülkeyi uçurumun eşiğine getirmiştir. Suriye başta olmak üzere Ortadoğu`ya yönelik savaşı kışkırtan, politikaları sorgulanan hükümet, bu politikaları daha da derinleştirmeyi, savaşı ülke içine de taşımayı tercih etmektedir. Hırsızlık operasyonlarında evlatlarına ifade bile verdirmeyenler, bu ülkenin yoksul, emekçi çocuklarına şehadet kıyamete kadar diyerek onları feda edeceklerini utanmadan, sıkılmadan itiraf etmektedirler. Anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı İç Güvenlik Yasası nın da sınırlarını aşan polis devleti uygulamaları ülkemizde demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldırmıştır. Bu politikalardan emek örgütleri ve emekçiler de nasibini almış, sendika binaları basılmış, grevler yasaklanmış, hak mücadeleleri polis şiddeti ve baskısıyla engellenmeye çalışılmıştır. Suruç Katliamı`ndan sonra IŞİD`e karşı hava harekâtı ve gözaltı operasyonu başlattıklarını söyleyen AKP`nin o günden sonra IŞİD`ten bir kelime dahi bahsetmemesi manidardır. AKP, çeşitli biçimlerde desteklediği IŞİD`i ve benzeri çeteleri değil emekten, barıştan, demokrasiden yana güçleri terörist olarak yaftalamaktadır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, ırkçı-mezhepçi ayrımcılığı bizzat kendi ağzından yaygınlaştırmakta, halkların arasında kin ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışmaktadır. Ülkenin her yanından ağıtlar yükselirken, ülke adım adım savaşa sürüklenirken TBMM tatile sokulmuş, ülke seçilmemiş bir hükümet ve o hükümete hükmeden tek bir kişi tarafından fiilen yönetilmeye başlanmıştır. Halkın %95`inin temsil edildiği bir meclis işlevsizleştirilerek, ülkenin geleceği, kendi tek adam diktatörlüğü için hiçbir çılgınlıktan kaçınmayacağı belli olan bir kişinin eline teslim edilmiştir. Düne kadar sandık iradesi diyenler bugün seçim sonuçlarını yok saymakta, fiili bir tek adam diktatörlüğü süreci işletmektedir. Seçim sonuçlarına saygı gösterilmeyecekse, seçimler niye yapılmıştır? Ülke bu kadar kritik bir dönemden geçerken milletvekilleri neden tatil yapmaktadır? Gün tatil yapma günü değil sarayları korumak için tüm ülkeyi ateşe atan bu çılgınlığa son verme günüdür. TBMM derhal toplanmalı ateşe benzin değil su taşımalıdır. Bunun yolu bellidir: Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalar derhal terkedilmeli, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımlar derhal atılmalıdır. Çatışmalar derhal durdurulmalıdır. IŞİD başta olmak üzere ulusal/uluslararası cihatçı örgütlere yapılan askeri, ekonomik, siyasi yardımlara son verilmelidir. İç Güvenlik Yasası ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yönetmeliği başta olmak üzere, düşünce ve ifade özgürlüğünün askıya alındığı, olağanüstü hal rejimi uygulamalarına derhal son verilmelidir. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak sadece seçim sonrası gelişmelerle ilgili değil, seçimlerden önce verilen sözlerin yerine getirilmesi için de TBMM`ni toplanmaya çağırıyoruz. Meclis Başkanı, AKP ve Saray`ın talimatları doğrultusunda hareket etmeyi bırakmalı, yetkisini kullanarak TBMM`yi derhal toplamalıdır. Muhalefet partileri seçim öncesi beyanlarında işçilere ve emekçilere de çeşitli sözler vermişlerdir. Taşeronlaştırmaya son verilmesi, açlık sınırının çok altındaki emekli maaşlarının ve asgari ücretin artırılması gibi emeğe yönelik sözlerin tutulması gibi konularla ilgili çalışmalara derhal başlanmalıdır. Kamu emekçilerinin doğal hakları olan grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkı bir an önce yasalaştırılmalıdır. Bu ülkede adı konulmamış bir başka savaş da çalışma yaşamında yaşanmaktadır. Her gün oluk oluk işçilerin kanı akmaktadır. 2015 yılında bugüne kadar 1000 civarında işçi kardeşimiz hayatını kaybetmişken iktidar partisi hiçbir şekilde bu kandan rahatsızlık duymamaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadığı için hiçbir işverenin üzerine kararlılıkla gidildiği, kolluk kuvvetlerinin ve tüm devletin seferber olduğu görülmemiştir. İşçiler bu toprakların insanı, bu ülkenin yurttaşı değil midir? Kendi dışındaki herkesi terör ile suçlayan AKP, işçilere karşı sistematik terörü görmezden gelmekte, aksine cinayetleri kolaylaştıran adımlar atmaktadır. Geçici hükümetin madenlerdeki teçhizatların yenilenmesini 5 yıl ertelemesi, işçinin canının bu iktidarı gözünde hiçbir kıymetinin olmadığının kanıtıdır. Geçici hükümetin bu kararını meclisten döndürmek mümkündür ve TBMM işçi kanını akıtılmasına son vermek için de derhal toplanmalıdır. Kısacası, barıştan, emekten ve demokrasiden yana olan milletvekilleri parlamentoya dönmeli, bunların düşmanı olanları çok meraklı oldukları tatilleriyle başbaşa bırakmalı, halklarımıza deşifre etmelidirler. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak buradan bir kere daha ilan ediyoruz: Bizler AKP`nin otoriter rejimini kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bizler çocuklarına paralı askerlik yaptırıp halkın çocuklarını feda etme planlarına izin vermeyeceğiz. Bizler bu ülkenin alınterimizle var ettiğimiz kaynaklarının, Ortadoğu`da ve Türkiye`de kan dökmek için, savaş için kullanılmasına direneceğiz. Bizler AKP`nin halkı din, dil, ırk, cinsiyet eksenli ayrıştırma politikalarına teslim olmayacağız. Bizler evlatlarımızı saraylara, emeğimizi hırsızlara teslim etmeyeceğiz. Bu iktidarın, bu savaşların, yoksulluklarla ve güvencesizlikle kuşatılmış yaşamlarımızın ve bu korkunç düzenin eseri olan ölümlerimizin kader/fıtrat olmadığını biliyoruz. Bizler dün olduğu gibi bugün de, hatta dün olduğundan da yüksek sesle sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz. Bu karanlık gidişata dur demek için eşitlik, adalet, barış ve demokrasi mücadelesini her zamankinden daha fazla yükseltecek ve yaygınlaştıracağız. Savaşa karşı barışı; baskı, şiddet ve zora karşı özgürlükleri ve demokrasiyi; hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini yaşamın her alanında yükselteceğiz.

19 Ağustos 2015 7 Şubelerden haberler Balıkesir Şube Balıkesir Şube`de Sap2000 kursu yapıldı Balıkesir İMO Şube`de, 25-26 temmuz, 1-2 ağustos tarihlerinde Musa TURAN`ın eğitmenliği ve 23 kursiyerin katılımıyla Sap2000 kursu gerçekleştirildi. Katılım belgeleri 6 Ağustos perşembe günü düzenlenecek yemekle verilecek. Kocaeli İMO`dan yapı sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği semineri İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi 10 Ağustos`ta üyelerine yönelik Yapı Sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği` konulu seminer düzenledi. İMO üyesi İş Güvenliği Uzmanı Pınar ŞAN tarafından verilen seminerde 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu,6331 Sayılı Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Dış Cephe İskelelerine Dair Tebliği, Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Hakkında detaylı bilgilendirme yapıldı. Sunumun ardından soru cevap ile seminer sona erdi. İMO Kocaeli`den Kentsel Dönüşüm Semineri Balıkesir Şube`de seminer Balıkesir İMO ve TUKSAD (Turgutlu Tuğla ve Kiremit Sanayicileri Derneği) işbirliği ile Yapı Malzemeleri Yönetmeliğine Uygun Malzeme Seçimi ve Duvarlarda Isı Yalıtım Çözümleri konulu seminer gerçekleştirildi. 6 Ağustos 2015 Perşembe günü yapılan yemekli seminere meslektaşlarımız yoğun katılım sağladı. İstanbul Şube Beyrut İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube`yi ziyaret etti İMO Kocaeli Şubesi meslek içi eğitim kapsamında T.C. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işbirliği ile 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Kapsamındaki Riskli Yapılar, Riskli Alan ve Finansal Konuların İmkan ve Avantajları`nın anlatıldığı seminer düzenlendi. Şubemiz Yönetim Kurulu üyesi aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Utkan Mutman`ın öncülüğünde gerçekleşen seminer T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü Eğitmenleri İnşaat Mühendisi Serdar CENİKLİ, Şehir Plancısı İsmail TÜZGEN ve Uzman Didem ERTEK tarafından yapıldı. İMO Kocaeli Şube Eğitim Salonu`nda gerçekleşen eğitime Kocaeli Üniversitesi`nin çeşitli birimlerinde çalışan inşaat mühendisi üyelerimiz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, yapı denetim şirketlerinde görev alan inşaat mühendisi üyelerimiz ve serbest büroları bulunan 50`ye yakın üyemiz katıldı. Beyrut İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve Oda üyeleri İstanbul Şube`ye bir ziyaret gerçekleştirdi. 05.08.2015 tarihinde yapılan ziyarette iki Oda arasındaki işbirliği kapsamında bilgi alışverişinde bulunuldu. Toplantıda, Beyrut`tan katılan inşaat mühendislerine Türkiye`de inşaat mühendisliği mesleği ve uygulamaları ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı. Kocaeli Şube Kocaeli Şube Yöneticileri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`nü Ziyaret Etti İMO Kocaeli Şubesi yöneticileri, yeni binasında hizmet vermeye başlayan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü`ne bir ziyaret gerçekleştirdi. İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Tolga OK ve Yönetim Kurulu, aynı zamanda Odamız üyesi olan müdürlük vekili Mehmet Ersan Aytaç`ı makamında ziyaret etti. Hayırlı olsun dileklerinde bulunan başkan ve yöneticilere Aytaç teşekkür etti. Kocaeli İMO İzmit-Körfez Geçiş Köprüsü Dilovası Şantiyesi`ne teknik gezi düzenledi İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi dünyanın 4. en büyük asma köprüsü olacak İzmit-Körfez Geçiş Köprüsü Dilovası Şantiyesi inşaat sahasına bir teknik gezi düzenledi. İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şube üyeleri İzmit Körfezi`nin Dilovası Dil Burnu ile Altınova Hersek Burnu arasında yapılan asma köprü inşa sahasına teknik gezi düzenledi. Geziye İMO Kocaeli Şube Başkanı Tolga OK, yönetim kurulu üyeleri, kamu kuruluşlarında ve yapı denetim firmalarında görevli mühendisler ile serbest çalışan 40 mühendis katıldı. Teknik gezide, proje hem karadan hem de denizden detaylı olarak incelendi. Geziye İMO üyesi olan Dilovası Belediye Başkanı Ali Toltar da eşlik etti İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü`yle ilgili ayrıntılı sunum Karayolları Genel Müdürlüğü Asma Köprü Başmühendisi İnşaat Yüksek Mühendisi Erdoğan Dedeoğlu tarafından yapıldı. Muğla Şube Muğla Şube`de meslek içi eğitim İMO Muğla Şubesi meslek içi eğitim faaliyetleri kapsamında Datça Temsilciliğinde Enerji Kimlik Belgesi Uzmanı Eğitimi düzenlendi. 31 Temmuz, 1-2 Ağustos 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim, 11 kursiyerin katılımıyla 3 gün sürdü. Eğitim sonunda yapılan sınavda başarılı olanlar EKB Uzmanı Belgesi almaya hak kazandılar. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adına Sahibi Nevzat Ersan Yazı İşleri Müdürü Zeki ERGİNBAY Zeki ERGİNBAY (1976-1977) Bülent Tatlı Yöne m Yeri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Neca bey Cad. No: 57 06440 Kızılay / Ankara Tel: 0.312.294 30 00 Faks: 0.312.294 30 88 E-Posta: teknikguc@imo.org.tr Web: www.imo.org.tr 19 Ağustos 2015, Sayı: 267, onbeş günde bir yayınlanır, yerel süreli yayın. ISSN: 1307-2412 Elektronik ortamda hazırlanıp üyelerine ücretsiz gönderilmektedir.