Lale Akarun, Cem Ersoy: Bu teknolojinin en büyük etkisi sinemanın oyuncu odaklı olmaktan çıkıyor olması.



Benzer belgeler
DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1. SINIF BAHAR DÖNEMİ

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Radyo-Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK


Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sinema Bilim Dalı Doktora Programı:

İletişim Fakültesi Radyo - Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı (Radyo - Televizyon ve Sinema B)

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN


ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Jamie Foxx J

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2013

Windows Live Movie Maker

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Adım 1) Photoshop ekranının üst bölümünde bulunan Window seçeneğinden Animation u seçiyoruz. Ve alt kısımda uzun bir kutucuk açıldığını göreceksiniz.

SİNOPSİS. Fragmanın Youtube Fragmanı: Fragmanın İndirme Linki:

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ


BASIN SPONSORLUĞU DOSYASI

Ara Güler: Sanat, olmayan şeydir.

SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?

SAYI MART-NİSAN 2004

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SEÇİMLİK DERSLER HAVUZU

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Patrick Raynal: Senarist, sinemanın araçlarından sadece biri

Çocuk Dergiciliği Alanında Türkiye den İki Örnek Bilim Çocuk ve Meraklı Minik

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Nicola Falcinella: Merhaba, öncelikle bu buluşmayı organize ettiğiniz ve beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul'a ilk gelişim.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Karşılıklı soru cevap şeklinde geçen sohbette kısaca şunlar konuşuldu:

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

Dekorasyona dair Küçük Sırlar

Benim görevime gelince, festivalin programlama direktörüyüm. Dokuz yıldır festivalde çalışıyorum. Artistik direktör Cameron Bailey ile beraber

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Sinemada Duru ve Şiirsel İfadenin Ustası Nuri Bilge Ceylan - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Etkinlikler

2018 YILI MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI BİRİM FAALİYET RAPORU

Festivalin Tarihçesi

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Microsoft PowerPoint

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

Satış, pazarlama, iletişim ve müşteri deneyimleriniz için yaratıcı çözümler sunmaktayız.

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! T: 0 (312) E: info@cavainstitute.org W: A: Abay Kunanbay Cad. No:17/5 Kavaklıdere Ankara

Ders: Görsel senaryo taslağının önemi

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

A) Teknik Açıdan Nelere Dikkat Etmeliyiz? 1) Panel Tipi:

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel


Yetenekleriniz Konuşsun!


A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Ahmet Uluçay ın Ardından

SİNEMA YÖNETMENİ TANIM

Elektronik Mühendisliği Bölümü

1999 yılında Arti Film i devralan, Devrim Arabaları, Kavşak, Nar, Eylül ve İz

Sıraselviler Caddesi No: 78/2 Cihangir, Beyoğlu İstanbul T F imre@m3film.com.tr okan@m3film.com.

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

Diğer: Diğer:... Diğer:...

Herkese Bangkok tan merhabalar,

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

14. New York Türk Film Festivali

Carousel'de Alışveriş AYBIKE TURAN. 54 Carousel Instyle

Paketi. Albüm ve Baskı Seçenekleri

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

AYLIK BÜLTEN - 2 SANAT TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ ANA SINIFI C. Aralık Katlama tekniğinde ''balık'' yaptık.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin Yeri Ve Önemi

EVRİM TRANSCENDENCE 10 EKİM DE SİNEMALARDA!

Perseid Göktaşı Yağmuru: Ağustos

TTL İNTERAKTİF ZEMİN HAYATA BİZİMLE DOKUNUN! Touch To Life

İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi-NACE Kodları-J

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

Yeteneğiniz Mesleğiniz Olabilir!

BAĞIMLILARIN GÖZÜNDEN DÜNYA

cafe Aktif yaşayanlara sağlıklı lezzetler

ÖZEL EFDAL ANAOKULU YILDIZ GRUBU MART AYI BÜLTENİ

HAYATTA İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Transkript:

ale Akarun, em Ersoy: Bu teknolojinin en büyük etkisi sinemanın oyuncu odaklı olmaktan çıkıyor olması. 19 Nisan 2007 Perşembe günü Boğaziçililerin Seçtikleri etkinliği kapsamında Film Merkezi nin konukları, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü hocalarından ale Akarun ve em Ersoy çiftiydi. Genel olarak, animasyon sineması ve animasyon teknikleri üzerinden giden söyleşi sonrasında Richard inklater ın A Scanner Darkly (Karanlığı Taramak, 2006) adlı filmi gösterildi. ale Akarun: Richard inklater dan bir film seçme nedenimiz, inklater ın filmlerine konu olan dünyanın teknolojik tarafının bize çok yakın olması. Çünkü biz de o teknolojinin yaratılması üzerine çalışıyoruz. A Scanner Darkly de olsun, Minority Report ta (Azınlık Raporu, Steven Spielberg, 2002) olsun, Matrix te (Andy and arry Wachowski, 1999) olsun, bizi tahakküm altına alan bir teknolojiden bahsediliyor. Bu filmlerde teknoloji insanların yüzlerini tanıyor, insanları her an kameralarla izliyor. Teknoloji son derece olumsuz yansıtılıyor. Aslında biz, bu teknolojilere olumsuz bakmıyoruz; böyle bir teknoloji için çalışan insanlarız. Bir yandan da bu yazılımları geliştirmeye uğraşıyoruz ve bu uğraşı bize teknolojinin neler sunduğunu ve tehlikesinin neler olabileceğini gösteriyor. İlginç olan bir diğer tarafı da böyle filmlerin yapımında da teknolojiden çok faydalanılıyor olması. A Scanner Darkly, yapım tekniği olarak el emeğine dayalı, biraz tek-

580 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 nolojik. Eskiden beri kullanılan bir yöntem rotoscoping le 1 yapılmış. Rotoscoping te bir film çekiyorsunuz, sonra o filmi bir ressamın çizim tahtasına yansıtıyorsunuz ve ressam yansıtılan o filmin üstünden çizim yapıyor. Buna aynı zamanda interpolated rotoscoping diyorlar çünkü belli kareleri çiziyor, ondan sonra da interpolasyonla dolduruluyor. Bu çok klasik bir yöntem. MIT Media ab den birisi kendi doktora tezi üzerine çalışırken bu yöntem için rotoshop diye bir program geliştiriyor. Yazılım, ilk olarak inklater ın başka bir filminde Waking ife ta (Hayata Uyanmak, 2001) kullanılıyor. Elle çiziliyor olsa da, bunun çok büyük bir kısmı bilgisayar teknolojisi aslında. Üç boyutlu animasyon teknolojisi, canlandırma da var. O kısmı da çok ilgilendiriyor beni. Çünkü ben bilgisayar grafiği dersi verdim uzun bir süre. em Ersoy: ale Akarun bilgisayar grafiği dersi verdiği için çok daha teknik bir gözle bakıyor filme. Ben niye bu filmi seçtim diye düşündüm. Birçok film görürsünüz, bir ay sonra aklınızda pek bir şey kalmaz. Bu filmden akılda bir şeyler kalıyor. Eskiden beri çizgi roman meraklısı olduğum için filmin tekniği hoşuma gitti. Texas, Tommiks, Tom Braks gibi çizgi romanları okurdum. A Scanner Darkly nin çizgi romanları andıran bir hali var. Filmi izlediğimde bilmiyordum ama sonradan öğrendiğime göre Philip K. Dick romanı yazdıktan sonra, romanın çizgi romanı da ayrıca çıkmış. Bir şekilde çizgi roman olmaya elverişli bir romandı belki. Bu arada bu romanın 1977 de yazıldığını göz önüne alırsak, yazarın bu işten telef olmuş arkadaşlarına ithaf edilmiş bölümlerin olduğunu görüyoruz. 1 Rotoscoping filmin üzerindeki hareketlerin kare kare kopya edilmesinde kullanılan bir animasyon tekniğidir. Henüz kaydedilmemiş hareketli film görüntüleri bir buzlu cama yansıtılır ve animatör tarafından yeniden çizilir. Bu gösterim aletine rotoscope adı verilir. Son zamanlarda rotoscope un yerini bilgisayarlar almıştır. Rotoscope işlemi interpolated rotoscoping olarak adlandırılmaktadır.

ale Akarun, em Ersoy 581 Boğaziçi Üniversitesi nde lisans eğitimimizi tamamladıktan sonra, doktora sırasında New York ity de biraz yaşadık. Orada çok farklı bir toplum vardı. İnsan ilişkilerinin farklı olduğu bir yerdi. Çok ağır uyuşturucu kullanımı vardı. New York da, tıpkı İstanbul da olduğu gibi eğlenme fırsatı da bulduk. Orada Appalachian Mountain lub diye bir yer bulduk, yürüyüşler yaptık, kanoculuk yaptık. Öte yandan da New York ta kendimizi hep aykırı hissettik insan ilişkileri açısından. Burada iki yılda edindiğiniz samimiyeti ve insan ilişkilerini orada beş yılda edinemedik; on yılda da edinebileceğimizi zannetmiyorum. Sanırım o toplumun bizi ürküten yanları da bu filmde var. Herkes izole bir hayat yaşıyor, o maddeye ulaşmak dışında da bir beklentileri yok, bütün günleri öyle geçiyor. İnsanı kaygılandıran şeyler aklında bir yer ediniyor. Benim bu filmi seçme nedenlerimden ilki, tekniğinin çok değişik olması. Ama bu interpolated rotoscoping açısından değil. Onların icabına ale baksın. Tekniği değişik ama değişik olmaya da mecburmuş sanırım. Ben bu filmin başka türlü çekilebileceğini de düşünemiyorum. ale Akarun: Kendine yabancılaşma, dünyaya yabancılaşma, kişilik bölünmesi gibi durumları bu teknik çok güzel yansıtıyor. em Ersoy: inklater a da kredi vermek lazım. Genellikle roman uyarlamaları pek beğenilmez. Sanki burada senaryo da çok kuvvetli yazılmış. Uymuş işin ruhuna. ale Akarun: İlginç bir şey daha var onu da söyleyeyim. Bu filmin en temel ve değişik yanlarından bir tanesi de adamın filmde giyindiği o çok değişik kostüm. Giydiği o kostüm ya da o konsept Harry Potter da da var, meşhur görünmezlik pelerini. Harry Potter kitapları popüler olduktan ve görünmezlik pelerini de tanındıktan sonra, IEEE ommunication Magazine den birisi, görünmezlik pelerini teknik olarak nasıl yapılır konusunda bir makale yazdı. Şunu da belirtelim ki IEEE ommunication Magazine elektrik mühendisliği alanında inanılmaz ciddi makalelerin çıktığı bir dergidir. Aslında bu filmde göreceğiniz kostüm o görünmezlik peleriniyle aynı. Nasıl görünmez olabi-

582 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 lirsiniz? Öncelikle kumaştan bir pelerin olacak. Üzerinde de piksel piksel, küçük ekran parçacıkları olacak ki o kıyafetin üstüne ne isterseniz yansıtabileceksiniz. Arka tarafa da birtakım kameralar koyacaksınız, arkanızda ne göründüğünü o anda ön tarafınıza yansıtacak. Filmde göreceğiniz kostüm de aslında aynı konseptte düşünülmüş. Yamaç Okur: inklater Amerikan bağımsız sinemasında özellikle son yirmi yılda öne çıkan yönetmenlerden bir tanesi. Filmleri neye göre seçiyorsunuz? ale Akarun: Benim aslında inklater ın bu tarzda bildiğim başka bir filmi yok. En son geçen yıl, Amerikan yeme tarzını eleştiren filmini izlemiştim (Fast Food Nation, 2006). Yani inklater ın sineması hakkında bir uzmanlığımız yok. em Ersoy: inklater sevdiğimiz bir yönetmen. Aslında biz çok zor bir durumdayız. Soracağınızdan korktuğum bir soru var: Son seyrettiğiniz film nedir? Korktum çünkü ale yle en son mecburen Komando Dadı (The Pacifier, Yön: Adam Shankman, 2005) filmini seyrettik. Birincisi çok koşturuyoruz, ortada bir zaman sorunu var. İkincisi de evde 10 yaşında bir kızımız var. Garfield (Yön: Peter Hawitt, 2004) gibi bir şey yerine A Scanner Darkly i seyredebilmek için evde bir savaş vermemiz gerekti. O yüzden orta boy çocukları olan insanlar için animasyon film konusunda uzmanlaşmak kolay oluyor. Ama tabii ki öğrencilik yıllarımızdan sevdiğimiz filmler ve ara sıra kaçamak yaparcasına seyrettiğimiz filmler var. Gönlümüzden geçenle yapabildiğimiz arasında hakikaten bir uçurum var. Seyrettiğimiz filmlerin yüzde doksanını artık evde seyredebiliyoruz mecburen. Evde, gayet ev yapımı bir sinema sistemimiz var. Hiçbir receiver falan kullanmadan benim yerlere yatarak kablolar çekerek kurduğum bir düzenek sayesinde filmleri izliyoruz. Zaman içinde Türkiye de, bir filmini izledikten sonra gelecek filmlerini de merak ettiğimiz yönetmenler ortaya çıkmaya başladı. Okuldan dönem arkadaşımız olan Nuri Bilge eylan gibi. Bir yönetmenin herhangi bir filmini seversek, sonraki filmlerini de takip ediyoruz.

ale Akarun, em Ersoy 583 Yamaç Okur: Dünya sinemasında anime veya animasyonlara bakışınız nasıl? ale Akarun: Aslında bu konuda Pixar da visual effects 2 konusunda uzman olan bir arkadaşımız gelip konuşacaktı. Geçenlerde onun bir filmini izledik. Erdem Taylan, Türkiye de hatta üniversitenin içinde bir animasyon film şirketi kurmaya çalışıyor ve işin akademik bir yanı da olsun istiyor. Bir arkadaşımız daha var bu konuyla ilgilenen. Aslında grafik alanında Amerika da merkez üniversitelerden bir tanesi olan Texas A&M Üniversitesi nde bilgisayar grafiğiyle sinema arasında eğitim veren bir enstitüde bir Türk var, Ergun Akleman. Gırgır dan bilinen bir isimdir. Sonra elektrik mühendisliği okudu, öğretim üyesi oldu. Bir dönem Boğaziçi Üniversitesi nde de ders verdi. Onun olduğu yere bizden birkaç öğrenci gitti, Zeki Melek, em Yüksel, an Yüksel kardeşler gibi. Zeki Melek le em Yüksel doktora yapıyorlar. an Yüksel de masterını aldı bir şirkete girdi. Türkiye deki şirketlerle Pixar gibi şirketleri ne ayırıyor derseniz; animasyon dünyasında büyük şirketler yazılımları da yazıyorlar genellikle. Pixar ın bünyesinde yüzlerce bilgisayar mühendisi çalışıyor, çok büyük bilgisayarlar kurulu. Her büyük film için yeni bir yazılım geliştiriliyor. O filmden sonra da o yazılımı başkalarına satıyorsunuz ya da kendiniz kullanıyorsunuz. Türkiye de ise bu boyutta iş yapan yok. em Ersoy: Birkaç örnek verebilirim bu boyut farkına. Bir animasyon filminin başarıya ulaşabilmesi için bir sanat ekibine ve bir de teknik ekibe ihtiyacı var. Teknik ekibin uğraştığı iş için, büyükçe bir yatırım yapıp büyükçe para kazanmayı düşünmek lazım. Biz bu para işlerinden çok anlamayız ama örneğin rendering farm dedikleri pek çok blade server ı 3 yan yana taktıkları bir sistem kullanıyorlar. 2 Görsel efektler anlamına gelmektedir. 3 Blade server, yüksek çözünürlük için tasarlanmış bağımsız bir bilgisayar işlemcisidir.

584 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 O sistemi kurabilmek için sizin yüz milyon dolar seviyesinde bir yatırım yapmanız lazım. Film başarılı olursa, bir de onun sağda solda satılan sırt çantaları gibi eşantiyonlarıyla beraber belki altı yüz milyon dolar para kazanacaksınız. Türkiye de bu işe bu boyutta bakabilen birisi yok. Bir de, hakikaten teknoloji nasıl ilerliyorsa, her yeni aldığınız fotoğraf makinesi ya da araba nasıl her seferinde daha yüksek teknolojide oluyorsa, her filmde de yapılabilenler artıyor. Örneğin Robots (Robotlar, Yön: arlos Saldanha ve hris Wedge 2005) diye bir film vardı. Elimizde olmayan sebeplerle bütün animasyon filmlerini seyrediyoruz. Robotlar kahve yerine yağ içiyorlardı ve yaşadıkları şehirdeki havuz su yerine yağ fışkırtıyordu. Yağ sudan çok daha yoğun bir madde. O yüzden de yağla çalışan bir havuzun yağlarının sıçraması, onun bardağa dökülüşü farklı bir şey. Onun için arkada fluid dynamics 4 konusunda üniversitede doktora tezi yapan birileri çalışıyor ki o filmdeki yağ sahneleri çok daha gerçekçi olsun. Bu filmde yağ viskozite 5 işleri ve fazlasıyla eğik atışlar vardı. Sanırım o eğik atışlar ilk kez orada denenmiş. Ondan sonra da bu teknik sanırım artık Pixar ın rutin bir işlemi haline gelecek. Bir sonraki filmde de ağaçların yapraklarının gerçekçi bir şekilde sallanmasında kullanılabilir mesela. ars ı (Arabalar, Yön: John asseter ve Joe Ranft, 2006) seyrederseniz ön planda çocuk grafiği gibi bir şeyler var ama arka plandakinin gerçek bir orman mı bilgisayar grafiği mi olduğu ayırt edilmez bir hale gelmiş. ale Akarun: Bence bu teknolojinin en büyük etkisi sinemanın oyuncu odaklı olmaktan çıkıyor olması. Yaratıcı ekibin etkisi artıyor. Her şeyi siz yaratıyorsunuz ve oyuncu denen şey ortadan kalkıyor. Ağırlığı oyuncudan senariste kaydırıyor. 4 Akışkanlar dinamiği anlamına gelmektedir. 5 Vikipedi de viskozite bir akışkanın, akmaya karşı gösterdiği iç direnç olarak da tanımlanmaktadır.

ale Akarun, em Ersoy 585 Yamaç Okur: Sizin okuduğunuz zamanlarda, 1970 lerin sonunda 1980 lerin başında Boğaziçi Üniversitesi nde sinema atmosferi nasıldı? Film gösterimleri yapılır mıydı? em Ersoy: O dönem, internet yoktu. Yurtlarda televizyon da yoktu. Kişisel bilgisayar, video kayıt cihazları ve çoğu öğrencinin walkmani de yoktu. Bence çok daha güzel bir kampüs ortamı vardı. Çünkü bir şey yapmak istediğiniz zaman top oynamak, kahveye gitmek gibi normal insanların tercih ettiği seçenekleriniz vardı. ale Akarun: BTS de 6 sinema gösterimleri yaparlardı ve tıkır tıkır çalışan bir sinema makinesi vardı. em Ersoy: Nuri Bilge eylan sinemacı değildi o zaman, fotoğrafçıydı. Fotoğraf Kulübü ndeydi. O dönemlerde Sinema Kulübü nün başkanı elektrik mühendisliğinden bizim de arkadaşımız olan Ertuğrul Karabulut tu. O, Ankara Fen isesi nden de arkadaşımdı benim. Kulübe o kadar sardırdı ki hiç mühendislik yapmayıp tamamen sinemaya yöneldi. Gönlünden geçen sinemacı olmaktı herhalde ama ekonomik nedenlerle reklâm filmi çekmeye başladı. Sonra da o sektörde kaldı. Bir de Türkiye de filmler, hep birkaç yıl sonra gösterime girerlerdi. İstanbul Film Festivali nin önemi çok daha büyüktü. O yüzden festival, çok daha sıkı takip edilirdi ve filmler kaçırılmazdı. Çok entelektüel olmamız icap ettiği için kâbus gibi filmler seyrettiğimizi hatırlıyorum. Yine de görevlerimizi yerine getirerek o filmlerin hepsini seyrettik. Yamaç Okur: New York a 80 lerin ortasında gidip, oradan 90 ların başında dönüyorsunuz. New York tam bir sinema mabedi. Burada sinemayla ilişkiniz nasıldı? em Ersoy: Hakikaten müthiş bir zenginlik vardı. İstanbul da yaşarken NETAŞ ta 7 çalışıyordum ve bir yan- 6 Robert ollege zamanında Albert ong Hall, günümüzde Büyük Toplantı Salonu (BTS) olarak adlandırılan, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs meydanında yer alan toplantıların ve gösterilerin yapıldığı bina.

586 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 dan da master yapıyordum. Zamanımız kısıtlıydı. İkinci köprü henüz yapılmamıştı. Buradan Beşiktaş a, Beşiktaş tan motorla Üsküdar a, Üsküdar dan Ümraniye meydana, oradan da yürüyerek NETAŞ a gidiyordum. Bu tempoda hayat zordu. Ardından New York a gidip tekrar öğrenci moduna geçince, inanılmaz bir boş zamana sahip olduk. O yüzden özellikle ilk yıllarda sinemanın, müziğin çok yoğun bir şekilde tadına baktık. Sonra kanoculukla ilgilendik fazlasıyla. Too many toys, no time 8 diye araba çıkartmaları vardı, bizim durumu en iyi o açıklıyor sanırım. ale Akarun Kimdir? 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektronik mühendisliğinden mezun olan Prof Dr. ale Akarun, doktorasını 1992 yılında Polytechnic Üniversitesi nde tamamladı. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde öğretim görevlisidir. em Ersoy ile evlidir. em Ersoy Kimdir? 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliğinden mezun oldu. Doktorasını 1992 yılında Polytechnic Üniversitesi nde tamamlayan Prof. Dr. em Ersoy, şu anda Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde öğretim görevlisidir. ale Akarun ile evlidir. 7 Nortel Netaş, Türkiye nin iletişim gereksinimini yerli üretimle karşılamak amacıyla 1967'de PTT (Türk Telekom) ve Kanada'nın Northern Electric ompany td. (Nortel Networks) ortaklığıyla kurulmuştur. 8 Oyuncak çok, zaman yok.