DAVID LODGE 1935 te Londra da doğan David Lodge, College London Üniversitesi nden 1955 te mezun olur. 1959 da aynı üniversiteden yüksek lisans



Benzer belgeler
Ayrıntı: 609 Edebiyat Dizisi: 177 Hafız Divanı 1. Cilt Hâfız-ı Şirâzi

İYREC-İ PÉZÉŞKZÂD 1928 yılında Tahran'da dünyaya gelen Pézéşkzâd'ın babası doktor, annesi öğretmendir. İlk ve ortaöğrenimini Tahran'da tamamladıktan

DANIEL ALARCÓN Daniel Alarcón, memleketi Lima, Peru da yayınlanan Etiqueta Negra dergisinin editör yardımcısıdır. Öykü seçkisi War by Candlelight,

Ayrıntı: 613 Edebiyat Dizisi: 179. Kuzeye Göç Mevsimi Tayeb Salih. Arapça dan Çeviren Adnan Cihangir. Yayıma Hazırlayan Gül Korkmaz

GAVIN WESTON 1962 yılında Belfast'ta doğan İrlandalı görsel sanatçı ve yazar Gavin Weston, Fine Art at Saint Martin s School of Art and Design ve

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

HA JIN Çin in Liaoning eyaletinde doğan Ha Jin subay olan babasının izinden giderek, on üç yaşında orduya katılır. Edebiyata ilgisi nedeniyle altı

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

ROBERT M. PIRSIG 1928 de Minneapolis te doğan Robert Maynard Pirsig Minnesota Üniversitesi nde felsefe, kimya ve gazetecilik öğrenimi gördü.

Urs Widmer. Babamın Kitabı

ROMAN GRAF 1978 yılında, İsviçre de, Winterthur da doğdu. Leipzig te Alman Edebiyatı eğitimi almıştır de Studer/Ganz Ödülü, 2009 da

DANIEL ALARCÓN Daniel Alarcón, memleketi Lima, Peru da yayınlanan Etiqueta Negra dergisinin editör yardımcısıdır. Öykü seçkisi War by Candlelight,

JEAN GENET (D. 19 Aralık 1910 Ö. 15 Nisan 1986) Paris te doğdu. Evlilikdışı bir çocuk olduğu için annesi tarafından terk edildi, on yaşına değin bir

ROLF LAPPERT 1958 yılında İsviçre nin Zürih kentinde doğan Rolf Lappert, asıl olarak grafik sanatçısı olarak meslek hayatına başlamıştır.

Hâfız-ı Şirâzi. Hafız Divanı. 2. Cilt

EDMUNDO PAZ SOLDÁN Nobel ödülü sahibi ünlü yazar Mario Vargas Llosa tarafından yeni neslin en önemli Latin Amerikalı yazarları arasında ilk sırada

JULIAN BARNES Çağdaş İngiliz edebiyatının önde gelen adlarından olan Julian Barnes, 1946 da Leicester da doğdu. Oxford Üniversitesi, Magdalen College

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

JOHN (ROBERT) FOWLES ( ) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren

THOMAS EUGENE ROBBINS 1936 doğumlu Amerikalı roman ve hikâye yazarı Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp

Ursula K. Le Guin Le Guin 21 Ekim 1929 da ABD nin Kaliforniya eyaletinin Berkeley kentinde doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber di.

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

JULIAN BARNES Çağdaş İngiliz edebiyatının önde gelen adlarından olan Julian Barnes, 1946 da Leicester da doğdu. Oxford Üniversitesi, Magdalen College

Julian Barnes. Bir Son Duygusu

ZAKES MDA Asıl adı Zanemvula Kizito Gatyeni Mda olan Zakes Mda, 1948 yılında Güney Afrika da doğdu. Romancı kimliğinin yanı sıra, şair, oyun yazarı,

MICHEL RAGON Fransa, Fontenay-le-Comte da, yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak 24 Haziran1924 te dünyaya gelen ve 8 yaşında öksüz kalan Michel,

Ursula K. LeGuin LeGuin 21 Ekim 1929 da ABD nin Kaliforniya eyaletinin Berkeley kentinde doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber di.

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikal roman ve hikâye yazar (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçar l k de il bilgeliktir görüflünü ön plana ç kar p ç lg nl k

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikal roman ve hikâye yazar (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçar l k de il bilgeliktir görüflünü ön plana ç kar p ç lg nl k

IRIS MURDOCH 1919 da İrlanda da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

GEORGES PEREC KAYBOLUŞ

Ayrıntı: 147 Edebiyat Dizisi: 52. Seni İçime Gömdüm Andrew Jolly. Kitabın Özgün Adı Lie down in me. İngilizce den Çeviren Tomris Uyar

ANGELIKA OVERATH Angelika Overath 1957 yılında Karlsruhe'de doğdu. Tübingen Üniversitesi nde dil ve tarih eğitimi aldı. Modern Şiir Estetiğinde Mavi

NASREEN AKHTAR 1974 y l nda Pakistan da do an Nasreen Akhtar dört yafl ndayken ailesiyle birlikte Birleflik Krall k a göçmüfltür.

ISBN Sertifika No.: 16061

CONNIE PALMEN 1955 te doğdu. Felsefe ve Hollanda dili edebiyatı okudu. Amsterdam da yaşıyor.

HANS MAGNUS ENZENSBERGER Doğumu Alman şair ve eleştirmen. İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman toplumunu hicveden şiirleriyle tanınmıştır.

DIRK WITTENBORN Dirk Wittenborn 1952 y l nda, New Haven, Connecticut ta do du. Gençlik y llar n, kurgusal bir kasaba olan Vlyvalle a hiç benzemeyen

Julian Barnes. Nabız

John Fowles Mantissa

MARGE PIERCY Amerikalı şair ve yazar Marge Piercy Yahudi bir anne ve Galli bir babanın kızı olarak 1936 da, Detroit in işçi sınıfı mahallelerinden

PAULINE MELVILLE Ça dafl yaz n n önde gelen isimlerinden olan Pauline Melville 1948 y l nda Guyana da do du. Bir roman ve iki öykü kitab olan,

MAGGIE GEE 1948 de Dorset te dünyaya gelen Maggie Gee, e itimini Oxford, Somerville College da tamamlad ktan sonra yay n dünyas na editör olarak

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

IRVIN D. YALOM Birinci Dünya Savaşı ndan kısa bir süre sonra Rusya nın Polonya sınırı yakınlarındaki küçük bir köyünden ABD ye göç etmiş bir ailenin

THOMAS EUGENE ROBBINS Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık

JOHN (ROBERT) FOWLES ( ) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren

Ayr nt Yay nlar, Julian Barnes n tüm yap tlar n yay n program na alm flt r.

WALKER PERCY Walker Alexander Percy, 1916 da Alabama, Birmingham da dünyaya geldi. On üç yafl ndayken, baflar l bir avukat olan babas n n intihar

NEAL STEPHENSON ABD li yazar ve bilgisayar oyunu tasarımcısı Neal Town Stephenson 1959 yılında doğdu. Mühendis ve bilim insanlarından

MARIO BENEDETTI Mario Orlando Hardy Hamlet Brenno Benedetti Farrugia ya da bilinen ismiyle Mario Benedetti 14 Eylül 1920 yılında Uruguay ın Paso de

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

John Fowles. Fransız Teğmenin Kadını

ANDREW MCGAHAN 1966 yılında Avustralya nın Queensland bölgesindeki Dalby kasabasında doğdu. Çocukluğu dokuz kardeşiyle birlikte bir buğday

JOANNA RUSS Joanna Russ 22 fiubat 1937 de do du. Cornell Üniversitesi ni bitirdikten sonra, Yale Tiyatro Okulu nun, Dramatik Edebiyat ve Oyun Yazarl

CHRISTIAN JUNGERSEN Danimarkalı yazar Christian Jungersen 10 Temmuz 1962 yılında Kopenhag da doğdu. İletişim eğitimini ve sosyoloji yüksek lisansını

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

SAMUEL BECKETT İrlandalı romancı, oyun ve senaryo yazarı, öykücü, şair, denemeci ve çevirmen ( ). Dublin in bir banliyösünde doğdu, Protestan

ISBN SERT F KA No.: 10704

DENIS JOHNSON 1949 da Münih te Amerikal bir subay n o lu olarak dünyaya gelen Denis Johnson, çocuklu unu Tokyo ve Manila ile Washington n

NGŨGĨ WA THIONG O 1938 Limuru, Kenya doğumlu roman, hikâye ve oyun yazarı Ngũgĩ wa Thiong o, 1972 den 1977 ye dek Nairobi Üniversitesi Edebiyat

WALKER PERCY Walker Alexander Percy, 1916'da Alabama, Birmingham'da dünyaya geldi. On üç yaşındayken, başarılı bir avukat olan babasının intihar

PHILIP ROTH 19 Mart 1933 te New Jersey in Newark kentinde doğan Philip Roth, Bucknell Üniversitesi ni bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi nde

J. G. BALLARD 1930 da fianghay da do du. Pearl Harbour bask n n n hemen ard ndan öteki yabanc larla birlikte bir sivil tutsak kamp na yerlefltirildi.

ISBN

PETER CAREY 7 Mayıs 1943 Avustralya doğumlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanmış iki yazardan biridir. İlk ve ortaöğrenimini

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Julian Barnes Aflk, vesaire

SÖREN AABYE KIERKEGAARD 1813 te Kopenhag da doğdu te yine Kopenhag da öldü. Çocukluğu insanlardan uzak ve mutsuz geçti. Annesini, ablalarını,

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Yaz l Bas n n Gelece i

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

MATBAACILIK OYUNCAĞI

J. G. BALLARD 1930 da fianghay da do du. Pearl Harbour bask n n n hemen ard ndan öteki yabanc larla birlikte bir sivil tutsak kamp na yerlefltirildi.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Tarcan Matbaacılık Yayın San. Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15. İskitler-Ankara Tel:

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Ayrıntı: 83 Edebiyat Dizisi: 28. Watt Samuel Beckett. Kitabın Özgün Adı Watt. Fransızca ve İngilizce den Çeviren Uğur Ün

PETER CAREY 7 May s 1943 Avustralya do umlu Peter Philip Carey, Booker Ödülü nü iki kere kazanm fl iki yazardan biridir. lk ve ortaö renimini

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Transkript:

DAVID LODGE 1935 te Londra da doğan David Lodge, College London Üniversitesi nden 1955 te mezun olur. 1959 da aynı üniversiteden yüksek lisans derecesi alır. Bu arada Britanya Ordusu nda askerlik hizmetini yapar. 1960-1987 yılları arasında İngiliz Edebiyatı Bölümü nde ders verdiği Birmingham Üniversitesi nden doktora unvanını alır.1987 yılında kendini bütünüyle yazarlığa adamak üzere emekli olur. Birmingham da Çağdaş İngiliz Edebiyatı Fahri Profesörü unvanına sahiptir ve bu kentte yaşamaya devam etmektedir. Yazar, Royal Society of Literature ın (Kraliyet Edebiyat Derneği) bir üyesidir. 1989 da Booker Prize da jüri başkanlığı yapmıştır. Lodge ayrıca Fransa Kültür Bakanlığı tarafından sanat ve edebiyat alanında yaratıcılıklarıyla sivrilen kişilere verilen şeref payesine de değer görülmüştür. Romanları şunlardır: The Picturegoers (1960); Ginger, You re Barmy (1962); The British Museum is Falling Down (1965); Out of the Shelter (1970); Hawthornden Ödülü nü ve Yorkshire Post Roman Ödülü nü kazanan Changing Places (1975) [Yerleri Değiştirme, Çev. Abbas Orhan, Adam Yay., 1998]; 1980 de yılın Whitobread Kitabı seçilen How Far Can you Go [Ne Kadar İleri Gidebilirsin?, Çev. Ayşe Öngün Aksakal, Ayrıntı Yay., 2009]; 1984 de Booker Prize için son elemeye kalan Small World [Dünya Küçük, Çev. Abbas Orhan, Adam Yay., 1998]; 1988 de Sunday Express in Yılın Kitabı Ödülü nü alan Nice Work [İyi İş, Çev. Ülkü Demirtepe, Ayrıntı Yay., 2003]; Paradise News (1991); Therapy (1995) [Terapi, Çev. Meram Erdoğan, Ayrıntı Yay., 2003]; Home Truths (1999); Thinks (2001) [Düşünce Balonları, Çev. Meram Erdoğan, Ayrıntı Yay., 2005] ve Deaf Sentence (2008). Kitapları on yedi dile çevrilmiştir. David Lodge edebiyat eleştirileri de yazmıştır: Language of Fiction (1966); The Novelist at Crossroads (1971); The Modes of Modern Writing (1977); Working With Structuralism (1981) ve After Bakhtin: Essays on Fiction and Criticism (1990). Ayrıca, birkaç klasik romanla, aralarında Twentieth Century Literary Criticism (1972); Modern Criticism and Theory nin (1988) de bulunduğu eleştiri antolojilerinin editörlüğünü yapmıştır. 1986 da dönem dönem yazdığı denemelerinin toplandığı, Write On adlı bir kitap yayımlamıştır. En son eleştiri yapıtı The Art of Fiction dır (1992). Yazarın Small World adlı romanı, 1988 de Granada TV tarafından bir televizyon dizisine uyarlanmıştır. David Lodge İyi İş i BBC için dört bölümlük bir televizyon dizisi haline getirmiş ve dizi 1989 sonbaharında yayımlanmıştır. Yılın en iyi drama dizisi dalında Royal Television Society s Award ı (Kraliyet Televizyon Derneği Ödülü) kazanmıştır. David Lodge ayrıca bu diziyle Monte Carlo daki Uluslararası Televizyon Festivali nde, senaryo dalında Silver Nymph Ödülü nü almıştır. Yazarın ilk tiyatro oyunu The Writing Game, Birmingham Repertuar Tiyatrosu nda Mayıs 1990 da sahneye konulmuştur.

Ayrıntı: 574 Edebiyat dizisi: 171 Yazar, Yazar David Lodge Kitabın Özgün Adı Author, Author İngilizce den Çeviren Suzan Aral Akçora Yayıma Hazırlayan Can Kurultay Düzelti Esra Koç David Lodge, 2004 Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Birinci Basım 2011 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-592-0 Sertifika No.: 16061 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

David Lodge Yazar, Yazar

EDEBİYAT DİZİSİ GÜLÜNESİ AŞKLAR/Milan Kundera Ë KALECİNİN PENALTI ANINDAKİ ENDİŞESİ/Peter Handke Ë YÜZBAŞI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë BİZ/Yevgeni Zamyatin Ë KESİK BİR BAŞ/Iris Murdoch Ë YENİ TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë İNFAZA ÇAĞRI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, BİR LOKOMOTİF BUNU YAPABİLİR Mİ BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEŞ İMPARATORLUĞU/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENCİLER/Ingvar Ambjörnsen Ë SİYAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYISINDAKİ KADIN/Marge Piercy Ë ANARŞİNİN KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTOĞRAF MAKİNESİ/ Jean-Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜĞÜ/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZİZLER ve ÂLİMLER/Terry Eagleton Ë VEDA YEMEĞİ/Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ BİTTİ/Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECEĞİN MİTOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLIĞIN SOL ELİ/Ursula K. LeGuin Ë AĞ/Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/ Ernest Callenbach Ë GECEYİ ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë İNSAN POSTUNA BÜRÜNMÜŞ KÖPEK/Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFRODİT İN BAŞKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDELİK MUTLULUĞA ALIŞMA/Anja Meulenbelt Ë MURPHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL İÇİNDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR DİYARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TEĞMENİN KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë ATLANTİK ÖTESİ/Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/ Pierre Jean Jouve Ë EŞEKARISI FABRİKASI/Iain Banks Ë ROCK LANETİ/Iain Banks Ë KAYIP ZAMAN/Anja Meulenbelt Ë SENİ İÇİME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAŞTAN ÇIKARICININ GÜNLÜĞÜ/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë BİR GARİP VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE AĞLADIĞINDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILAĞAÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë AİLEDE BİR ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPSİZ AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SETİ/Julio Cortázar Ë ÇARPIŞMA/J.G. Ballard Ë ÜÇLEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adlandırılamayan/Samuel Beckett Ë DUR BİR MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜĞÜ/Jean Genet Ë KÜÇÜK DEĞİŞİMLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERGİNLİK YAŞI/Michel Leiris Ë AŞKSIZ İLİŞKİLER/Samuel Beckett Ë ESİRGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JAKOB/Jurek Becker Ë DİVAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAFİ/Witold Gombrowicz Ë MERCIER İLE CAMIER/Samuel Beckett Ë BİR ERKEĞE NASIL TECAVÜZ EDİLİR?/Märta Tikkanen Ë BENDENİZ VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DOĞMAMIŞ KRİSTOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SAKİNLERİ/Iris Murdoch Ë HİÇ İÇİN METİNLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCULUĞU/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë AĞAÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARŞİST/Tristan Hawkins Ë BAKAKAİ/Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜMDE DÜNYA TARİHİ/Julian Barnes Ë SUNİ TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANŞ ÖTESİ/Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUCİZESİ/Jean Genet Ë MÖSYÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë ÇİÇEKLERİN MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAŞUCU OĞLANI/ Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SENİ SEVMİYORUM/Julian Barnes Ë ZENCİLER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUŞANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN AĞZINDAN EVRENİN HİKÂYESİ/Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AŞKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRAMANLAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE BİR KOŞU/J.G. Ballard Ë DİŞİ ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT İN PAPAĞANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKAİN GECELERİ/J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKSİYONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇİTTEKİ AYDIN/Jay Parini Ë METEORLAR/ Michel Tournier Ë ARKADAŞLIK/Connie Palmen Ë AŞK VESAİRE/Julian Barnes Ë SİRİUS TAN GELEN KURBAĞA/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKESİNDE/Alison Fell Ë GELECEKTEN ANILAR/William Morris Ë BENİMLE TANIŞMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë İNGİLTERE İNGİLTERE YE KARŞI/Julian Barnes Ë İYİ İŞ/David Lodge Ë YİTİK RUHLAR IRMAĞI/Connie Palmen Ë TERAPİ/David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELLİK HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë İLK AŞK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES İLE JEANNE/Michel Tournier Ë BİR KOMÜNİSTLE EVLENDİM/Philip Roth Ë KIZILDERİLİNİN ŞARKISI/James Welc Ë SİNEMA MÜDAVİMİ/Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFENDİSİ/Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë BİZİ NEDEN TERK ETTİN SAYIN BAŞKAN?/François Vigouroux Ë DÜŞÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë MİLENYUM İNSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECCİM KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAKİ KARA/Maggie Gee Ë KAYBOLUŞ/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë LİMON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDOĞUMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUKİRPİ/J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLERİN GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHŞİ SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMERİKA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHŞET SERGİSİ/J. G. Ballard Ë VİLLA MEÇHUL/Tom Robbins Ë ASKER GRAMAFONU NASIL TAMİR EDER?/Sas a Stanis ić Ë FARMAKON/Dirk Wittenborn Ë NE KADAR İLERİ GİDEBİLİRSİN/D. Lodge Ë GERİYE UÇAN YABAN ÖRDEKLERİ/T. Robbins Ë BİR SAHTEKÂR OLARAK HAYATIM/P. Carey Ë İNTERNETTE BALIK AVLAMAK/Nasreen AKHTAR Ë LANCELOT/Walker Percy Ë ÖLÜ BİR DİLDE AŞK/Lee Siegel Ë VAHŞİ İNSANLAR/Dirk Wittenborn Ë GÜNEŞİ DURDURACAĞIZ/F. Bouillot Ë SHYLOCK OPERASYONU/ Philip Roth Ë KAYBEDENLERİN BELLEĞİ/Michel Ragon Ë SAVAŞ ARTIĞI/Ha Jin

Danny Moynihan a...

Biz karanlıkta çalışırız; elimizden geleni yaparız; her şeyimizi veririz. Kuşkumuz tutkumuzdur ve tutkumuz görevimizdir. Gerisi sanatın çılgınlığıdır. Henry James, The Middle Years Kim şanslı olacaktı ve kim zengin, Kim ağacın tepesine ulaşacaktı... Felix Moscheles, In Bohemia with Du Maurier

Bazen bir romanın girişinde, öykünün ve karakterlerin bütünüyle kurgusal olduğunu söyleyen bir not düşmek ya da bu anlamda sözler yazmak uygun düşer. Elinizdeki kitap içinse başka bir açıklama yapmak gerekiyor galiba. Bu öyküde geçen hemen her şey, gerçek kaynaklara dayanmaktadır. Önemsiz bir istisna dışında, adı geçen bütün karakterler gerçek insanlardır. Yazdıkları kitaplardan, oyunlardan, makalelerden, mektuplardan, günlüklerden vs yapılan alıntılar, kendi sözleridir. Ama karakterlerin düşündüklerini, hissettiklerini ve birbirlerine söylediklerini aktarırken yazarlık yetkimi kullandım ve tarihin kaydetmeyi ihmal ettiği bazı hadiseleri ve kişisel ayrıntıları hayalimde canlandırdım. Dolayısıyla bu kitap bir romandır ve bir roman olarak yapılandırılmıştır. Öykünün sonunda ya da sonuna yakın bir yerde başlıyor, sonra başına dönüyor ve ortasına doğru ilerliyor ve sonra tekrar başladığı yerle, sonuyla birleşiyor... 9

Birinci Bölüm Londra, Aralık 1915. Chelsea, Cheyne Walk, Carlyle Konakları, Daire 21 in büyük yatak odasında emlakçilerin tanımı hiç bu kadar uygun düşmemiştir; çünkü Henry James in öğrencileri ona büyük üstat demektedir seçkin yazar ölüyor; yavaş yavaş ama kesin olarak ölüme gidiyor. İki yüz mili bulmayan bir uzaklıkta, Flanders da ise başka insanlar ölüyor, daha hızlı, daha ıstıraplı, daha acıklı bir biçimde; bunların çoğunun yaşamı hiç doldurulmayacak boş sayfalar gibi hâlâ önünde uzanıyor. Yazar yetmiş iki yaşında. İlginç ve renkli bir yaşamı olmuş, birçok kitap yazmış, bol bol seyahat etmiş, sanattan keyif almış, hareketli bir sosyal hayatı olmuş bir kış 107 kez dışarıda yemek yemiş ve Rye da eski, sevimli bir evi var; ayrıca Londra da, Thames e bakan güzel manzaralı bu geniş dairenin de ki- 11

racısı. Hem erkek hem de kadınlarla iyi dostluklar kurmuş. Hiçbir cinsel ilişki yaşamamış olması, Flanders da bakir ölen birçok genç adam gibi fırsat bulamadığı ya da evlenmeyi umduğu ve prensip olarak safiyetini koruduğu için değil, kendi kararı, kendi seçimidir. Yazar yatakta, ütülü çarşaflar ve tombul yastıklar arasında, dönüşümlü çalışan iki profesyonel hemşirenin ve üç hizmetçinin gözetimi altında ölüyor; oysa genç adamlar düşman kuvvetler arasındaki sahipsiz bölgenin çamurunda, sefil siperlerde, sarsılan sedyelerde ya da sahra hastanelerinde, kamp yataklarında, yaralı silah arkadaşlarının iniltileri arasında ölüyorlar. Yazara refakat eden küçük grup içinden sadece uşağı Burgess Noakes, Batı Cephesi nde ölmenin nasıl bir şey olduğunu biliyor ve o da bu konuda konuşmak istemiyor. Noakes malulen izinli; başı, gövdesi ve bacaklarından büyük acılarla çıkarılan bir Alman havan topunun yol açtığı otuz parça şarapnelin açtığı, tam otuz küçük yarayla ve patlama yüzünden işitme duyusu temelli zarar görmüş halde de olsa, oradan kurtulabildiği için mutlu. Yüksek, hem de başbakanın ta kendisi Bay Asquith kadar yüksek makamlarda, dostları bulunan seçkin efendisine refakat edebilsin diye, özel emirle uzatılmış bir nekahet iznine ayrılmaktan memnun ve zamanı gelince tıbbi nedenlerle terhis edilmeyi umuyor. Diğerlerine gelince; her ikisi de o evde yaşayan aşçı-kâhya Joan Anderson ile hizmetçi Minnie Kidd ve yakınlardaki Lawrence Sokağı nda küçük bir dairede oturan, Bay James in sekreteri ve daktilosu Bayan Theodora Bosanquet için, yazarın ölüşünün dramı Flanders daki kıyımdan kaçınılmaz biçimde daha gerçek ve dokunaklı; çünkü yanlarında vuku buluyor. Durum şu ki hiçbiri, savaşta yakın bir akrabasını kaybetmemiş, en azından şimdilik. Elbette gazetelerde her gün verilen uzun kayıp listeleri onları üzüyor ve yakınlarını kaybeden arkadaşlarının acılarını şefkatle paylaşıyorlar; ama bu ölümleri tam olarak tasavvur edemiyorlar. Aslında, eğer şuuru yerinde olsa bunları nispeten daha iyi hayal edebilecek kişi, Henry James in ta kendisi; zira o bir yazar, işi kişisel anlamda hiç yaşamadığı şeyleri hayal etmek olan bir roman yazarı. Mesela; bir zamanlar Doğu Sussex te, kısa bir süre James e komşuluk yapan Stephen Crain, Amerikan İç Savaşı sırasında henüz doğmadığı halde, bu savaş hakkında yayımlanmış en iyi romanı yazmıştı. 12

Henry ninse o savaşla ilgili, yararlanabileceği hiç olmazsa biraz deneyimi vardı; çünkü genç bir adamken savaşı endişe ve huzursuzluk içinde izlemiş, sırtındaki belirsiz bir sakatlık yüzünden savaşa katılmaktan muaf tutulmuş ama iki küçük kardeşi, Birlikçiler tarafında kahramanca hizmet etmişlerdi. Şık, yeni, mavi üniformalar içinde gülümseyen, güvenli, güneşten yanmış bir sürü delikanlıdan biri olan on yedi yaşındaki Wilky yi, 44. Massachusetts Birliği yle kaldığı eğitim kampında görmeye gidişini ve aylar sonra onun yarı ölü bir halde, iyileştiğinde anlatacağı korkunç savaş öyküleriyle ailenin Cambridge deki evine, sedyede geri getirilişini asla unutmadı. Belki de endüstri çağının ilk büyük savaşını, bu çapta kayıplara yol açan ilk savaşı yaşamış olduğu içindir ki Henry, Avrupa daki çekişmenin feci sonuçlarını çoğu İngiliz den daha önce sezmişti. Savaşın ilan edilmesinden hemen iki gün sonra, kendisi gibi hem İngiliz hem de Fransız dostu olan arkadaşı Edith Wharton a bir mektup yazdı. Mektup arkadaşının eline nerede, ne zaman ulaşırdı, bilmiyordu çünkü ordular harekete geçerken ve ültimatomların süresi dolarken Wharton, İspanya da bir yerlerde otomobille dolaşıyordu. Mektupta, Uygarlığımızın bu çöküşü, neredeyse dayanılmaz derecede içimi karartıyor demişti; zaten kendisini çaresiz bırakan zihinsel bir ıstırabın pençesinde kıvranıyordu. Çekişmenin tarafsız ya da pasifist bir izleyicisi olduğundan değildi bu. Tersine, Alman saldırganlığının adaletsizliğine inanıyordu ve Müttefiklerin davasına yardım etmek için, o yaştaki hastalıklı bir Amerikalı nın yapabileceği kadarını yapmıştı, hastanede yaralı askerleri ziyaret etmişti. Fransızca sının akıcılığı Belçikalı Valonlar tarafından takdir edilmiş, gerçi onların ya da İngiliz neferlerinin, onun çetrefilli konuşma tarzından ne anladıkları, arkadaşları arasında neşeli bir tartışma konusu olmuştu. Rye da da Belçikalı mültecilere yardım ederek hayır işlerinde aktif rol almıştı. Amerikan Gönüllü Motorize Ambülâns Birliği nin Fahri Başkanı seçilmişti. Yurttaşlarını Amerika nın savaşa katılımına ikna etmeye çalışmış; hatta, ömrü boyunca bu türden aleniyete antipati duymasına rağmen, davayı desteklemek için The New York Times dan bir gazeteciye bir röportaj bile bahş etmişti. Yine de yayımlanmadan önce makalenin metnini görmekte ısrar etmiş ve onu baştan aşağıya yeniden 13

yazmıştı; öyle ki Theodora Bosanquet in sessiz bir neşeyle düşündüğü gibi, sonuç olarak adeta kendi kendisiyle röportaj yapmıştı. 1915 yazında da en büyük bağlılığı göstermiş ve benimsediği ülkeyle dayanışma içinde olduğunu kanıtlayan bir jest yaparak Britanya vatandaşlığına geçmişti. Yaşlı çıtkırıldım daha fazlasını da yapamazdı dedi Burgess Noakes, ekim ayında, Lamb Evi ndeki bahçıvan George Gammon a. Henry James beraberinde Joan Anderson, Minnie Kidd ve Burgess le sonradan anlaşılacağı üzere son defa Rye a gitmişti. Yaşlı çıtkırıldım, George la onun yalnızken genellikle patronlarından söz ediş biçimleriydi. Saygısızlık anlamında değil, daha çok, James in bir beyefendinin rolünü oynayış tarzına hayranlık ima ediyordu: kusursuz terbiyesine, ayrıntılı sözel inceliklerine, gösterişli yeleklerine, Lamb Evi nin salonundaki her vesile için dikkatle sınıflandırılmış şapka ve baston koleksiyonuna göndermeydi. O Britanya vatandaşlığına geçtiği zaman, birçok Yankee nin burnu sürtüldü dedi Burgess. Aile de pek memnun kalmadı ya... Bay James, Bayan Bosanquet e, uyruk değiştirmesine Amerika da gösterilen eleştirel tepkiyle ilgili mektuplar yazdırırken kulak misafiri olmuştu. Bana da çorap göndermişti diye ekledi, anılara dalarak. Çorap mı? Ben cephedeyken. Ayaklarım için çorap ve merhem. Cephe nasıldı, Burgess? diye sordu George Gammon. Burgess gülümsedi, başını salladı ve mutfak ocağının kafesi arkasında yanan korlara uzun uzun baktı; ocağın kapısı açık bırakılmıştı ve taş döşemeye insanın içini ısıtan bir ışıltı yayılıyordu. Akşamdı, hava kararıyordu ve George Gammon ın, Lamb Evi nin bahçe duvarının arkasına iliştirilmiş kulübesinin hem salon, hem mutfak olarak kullanılan odasında oturuyorlardı. George sabırla bekledi. Burgess savaştan döndüğünden beri sorduğunuz soruları duymuyor mu yoksa cevaplamak mı istemiyor, anlamak zor oluyordu. Orduya katıldığım zaman, onunla aramızın nasıl olduğunu hiç anlatmış mıydım sana? dedi nihayet. Hıhı dedi George, başını sallayarak. Ama Burgess yine de ona bir daha anlattı. Savaş ilan edilir edilmez orduya katılmak için can 14

atmıştı ama özellikle yaşlı çıtkırıldımın sağlığı böylesine kötülediği ve onun kendine ne kadar bağımlı olduğunu bildiği için tereddüt etmiş ve gençken kendisini elulağı olarak evine alan ve bir beyefendinin beyefendisi kültürüyle yetiştiren adama, nankörlük ediyormuş gibi görünmek istememişti. Birlikte İngiltere nin her tarafına yolculuk etmişler, hem ülkenin hem de ayrıca İskoçya, İrlanda ve Amerika nın en ihtişamlı evlerinde kalmışlar, üstelik birçok efendiuşak ilişkisinin aksine, birinci ve üçüncü sınıf biletlerle değil, her zaman aynı tren vagonunda yolculuk etmişlerdi. Böylece iki hafta boyunca, gitgide daha çok sayıda Rye delikanlısı, Royal Sussex in 5. Taburu na yazılmak üzere Hastings e giden trene binerken Burgess, Lamb Evi ndeki görevlerini yerine getirerek sessizlik içinde, sefilce acı çekmişti, ta ki artık buna dayanamayıp Bay James e orduya katılmak istediğini söyleyinceye kadar. Peki, yaşlı çıtkırıldım ne dese beğenirsin? George bir muammayla karşı karşıyaymış gibi yaparak başını iki yana salladı. Eh, pek memnun oldu. Beni kaybetmek istediğinden değil ha; bensiz ne yapacağını bilmediğini söyledi. Ama anlaşılan savaş ilan edildiğinden beri gönüllü yazılacağımı ümit ediyormuş. Yani ikimiz de iki haftadır aynı şeyi düşünüyormuşuz ama... Kulübe kapısının telaşla vurulması, Burgess in öyküsünü bitimine az kala kesmesine neden oldu. Minnie Kidd di bu; başına ve omuzlarına bir şal atmış, West Sokağı ında Lamb Evi yle kulübe arasındaki birkaç metreyi koşmuştu. Gelsen iyi olur, Burgess dedi. Bay James kötüledi. Burgess şaşırmamıştı. Lamb Evi ne geldiklerinden beri efendisi huzursuz ve mutsuz görünüyor, hırıltıyla nefes alıyor ve kendi kendine iç geçiriyor, bir kederi dile getirecekmiş gibi ellerini kaldırıyor ve sonra sessiz bir çaresizlikle iki yanına indiriyordu. Bay James, bahçede, önceki kışın büyük fırtınasında devrilmiş olan yıllanmış dut ağacının kütüğünü görünce çok üzülmüştü. Zamanında bu ona bildirmişti tabii ve Gammon a, irili ufaklı dalları ateş yakmada kullanmak üzere kesmesi ve içi boş gövdeyi testereyle, daha sonra kütükler halinde doğranabilecek bölümlere ayırması için yetki vermişti. Ama 15

geçmiş yazlarda, sık sık hışırtılı koyu gölgesinin altında oturduğu sevgili ağacın; kolu, bacağı kesilmiş cesedini görmek başka bir meseleydi. Bu bir sembol, Burgess demişti hüzünle. Bir sembol ve bir alamet. Önce zavallı yaşlı dut ağacı, sonra da zavallı yaşlı HJ. Burgess bu beyanı, talimatlar ve sorular dışında efendisinin bütün ifadelerini karşıladığı gibi, saygılı bir sessizlikle karşıladı. Uzun zamanın deneyimleri, bunun en iyi hareket tarzı olduğunu öğretmişti ona. Yaşlı çıtkırıldımla laf yarıştırmaya kalkmayın diye nasihat ederdi daima yeni hizmetçilere. Yoksa boyunuzdan büyük bir işe girişmiş olursunuz. Geçen yıl boyunca ev, bazı kişilere kısa süreli kiralanmış ya da ödünç verilmiş, dolayısıyla geçici hizmetçiler tarafından çekip çevrilmişti ve öyle ihmal edilmiş, köhne bir havası vardı ki bu da Joan Anderson ın öndeki hole girer girmez kaşlarını çatmasına mutfağa vardığında da ıstırap dolu sesler çıkarmasına neden oldu. Joan ve Minnie evi normal düzenine benzer hale getirmek için süpürgeler, fırçalar, temizleyiciler ve bulaşık bezleriyle çalışıp dururken efendileri özel evraklar, mektuplar, fotoğraflar ve el yazması belgeler arayarak çekmecelerinin ve dolaplarının altını üstüne getirmiş sonra da bulduklarını mutfak bahçesinde yakmıştı. Kâğıtlar kül haline gelirken Henry James, düşmanın eline geçmesin diye evrakı imha ederek geri çekilen bir ordunun kurmay subayı gibi, bir değnekle ara sıra onları karıştırarak bükülen, kararan yaprakların başında asık bir suratla durmuştu. Hizmetçilerine 1909 daki çok daha büyük bir ateşi hatırlatmıştı bu; Bay James in belli ki karanlık bir depresyon hali içinde, bir ömür boyu birikmiş yazışmalarını imha ettiği zamanı; gerçi bu hareketini neyin tetiklemiş olduğunu bilmiyorlardı. Şimdi ne oldu acaba? diye sordu Burgess Minnie ye, ayağa kalkıp ordu ceketini aceleyle iliklerken. Süresi belirsiz bir hastalık izninde olduğu halde, üniformasını giymeye devam ediyordu; katrana ve tüye bulamaya hevesli insanlardan gelen imalı sorulara cevap vermek ya da suçlayıcı bakışları savmak zorunda kalmaktan kurtarıyordu bu onu. Boyu bir ellinin az üzerindeydi ama vücudu adaleli ve orantılıydı; bir zamanlar Sussex horoz sıklet şampiyonu olmuş, amatör bir boksördü o. Minnie Kidd, onun ordudayken çukur üstdudağı- 16