Bir Zamanlar Ankara Keçimiz Varmış



Benzer belgeler
ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

31 Mart 2013 PAZAR. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: HAYVAN ISLAHI KOMİTESİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (TUAM) YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM VE DAYANAK

Anadolu'ya özgü olan bu ırk, tüm dünyada da Ankara Keçisi (Angora goat) olarak tanınmaktadır.

KAMU DIŞINDA GÖREV ALAN VETERİNER HEKİMLERİNİN GÖREV, YETKİ ve SORUMLULUKLARI İLE EĞİTİM ve ÇALIŞMA USUL ve ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği.

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Tarımın Anayasası Çıktı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

T.C. DİCLE KALKINMA AJANSI (Tigris Development Agency) KALKINMA KURULU TOPLANTISI KARAR TUTANAĞI TOPLANTI TARİHİ: 02/07/2013 TOPLANTI NO : 2013/1

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim:

Konseyin görevleri MADDE 6

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

BVKAE

ÇANAKKALE İLİ TARIM SEKTÖRÜ EYLEM PLANI

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: NİĞDE ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve Kapsam

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

Avrupa Birliği Yapısal Uyum Yönetim Otoritesi Daire Başkanı

YÖNETMELİK. c) Merkez (SİU KEÇİMER): Siirt Üniversitesi Keçi Uygulama ve Araştırma Merkezini,

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ DENEY HAYVANLARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ZİRAAT MÜHENDİSİ (HAYVANSAL ÜRETİM)

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ARICILIK GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

VETERİNER HEKİM MUAYENEHANE VE POLİKLİNİK YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi : 15/10/2011 Resmi Gazete Sayısı : 28085

KIRSAL KALKINMA VE ÖRGÜTLENME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, İŞ TANIMLARI VE GEREKLERİ BELGELERİ

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

IĞDIR İL GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM / DENEYİM TABLOSU

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

-> :06

AB IPARD FONLARININ KULLANILABİLMESİ İÇİN TEMEL GEREKLİLİKLER,

5200 SAYILI TARIMSAL ÜRETİCİ BİRLİKLERİ KANUNU ve BU KANUN KAPSAMINDA KURULAN TARIMSAL ÜRETİCİ BİRLİKLERİNİN DENETİMİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ STAJ YÖNERGESİ

Tire İzmir % Tire İzmir % % % % %

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 YENİ GIDA YASASI VE 12. FASIL MÜZAKERE SÜRECİ. Fatma CAN SAĞLIK Tarım ve Balıkçılık Başkanı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ

Sağlıklı Tarım Politikası

1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

YÖNETMELİK İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ YAŞLI BAKIMI VE SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

BARTIN ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ACİL TIP ASİSTAN BİRLİĞİ YÖNERGESİ

YÖNERGE SELÇUK ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ PROF. DR. HÜMEYRA ÖZGEN ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI YÜKSEK ÇEVRE KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ YABAN HAYATI KORUMA, KURTARMA, REHABİLİTASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

DOÇ. DR. MEHMET BOZOĞLU DOÇ.DR. KÜRŞAT DEMİRYÜREK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ 18 EYLÜL 2012 MERZİFON

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

MALKARA BELEDİYE BAŞKANLIĞI BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

SINOP ÜNIVERSITESI KALITE KOMISYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNERGESI. BIRINCI BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

5174 SAYILI ODALAR BORSALAR VE BİRLİK KANUNU

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

ESKİŞEHİR TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. BARTIN ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Misyon ve Vizyon

YÖNETMELİK İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMLARI MÜFREDATLARI BÖLÜM I

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIP EĞİTİMİ ÖĞRENCİ KOMİSYONU (TEÖK) YÖNERGESİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

GIDA İLE TEMAS EDEN MADDE VE MALZEME ÜRETEN İŞLETMELERİN KAYIT İŞLEMLERİ İLE İYİ ÜRETİM UYGULAMALARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

KAYSERİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (KAYHAM) STRATEJİK PLAN ( )

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ PROF. DR. O. CENAP TEKİNŞEN ET VE SÜT ÜRÜNLERİ ARAŞTIRMA - GELİŞTİRME UYGULAMA ÜNİTESİ YÖNERGESİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1:

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

BARTIN ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 KONYA HAYVANCILIK 2014

KAYISI ARAŞTIRMA İSTASYONU MÜDÜRLÜĞÜ EK 3 İŞ TANIMI VE GEREKLERİ BELGELERİ

YÖNETMELİK. a) Danışma Kurulu: Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulunu,

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu

Kırsal ve Tarımsal Örgütlenme. Tuba İNAL ÇEKİÇ

Anadolu Üniversitesinden:

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

Transkript:

Bir Zamanlar Ankara Keçimiz Varmış

EDÝ TÖR DEN Birlik ve Beraberlikten Uzaklaştığımız Her An Merhaba meslektaşlarım, Dopdolu geçen üç ayın ardından tekrar sizlerle beraberiz. Bu üç ay içerisinde çalışmalarımızı hızla sürdürdük. Yapacaklarımız daha bitmedi, bitmeyecekte. Kendi açımdan mesleğimizin sorunlarıyla karşılaştıkça ilerleyen zamanlarda bizim gibi gençlere çok iş düşeceğine eminim. Çıkan her yeni yasa ile sınırlarımız daraltılırken, olan yasalarda da hak ettiğimiz yeri bulamazken kendi içimizde birlik beraberliği sağlayamıyoruz. Maddi ve siyasi çıkarlar uğruna dostlarımızın refahı, sağlığı gibi öncelikli konuları unutuyoruz. Aslında en büyük düşmanımız kendi meslektaşlarımız oluyor! Birlik ve beraberlikten uzaklaştığımız her an başka meslek dalları olmamız gerek yerleri işgal ediyor, birlik ve beraberlikten uzaklaştığımız her an bilimden soyutlanıyoruz dışa bağımlı hale geliyoruz, birlik ve beraberlikten uzaklaştığımız her an mesleğimizi kaybediyoruz. Sevgi ve saygı insanın içindedir bunun üstüne eğitim gelir, insan bu noktadan sonra vasıf sahibi olur eğer bu vasıf veteriner hekimlik ise işte kendini bilmek zamanı gelmiş demektir. Öncelikli sorumluluklarımızı unutmadan herkes bir şeyler kazanabilir, yeter ki sonradan üzüleceğimiz söz ve davranışlarda bulunmayalım. Şimdiye kadar hep uzak durduk birbirimizden. Bu kez de birlik ve beraberliği deneyelim! Hak ettiğimiz yerlerde görüşmek üzere Vet. Hek. Canberk TİFTİKÇİOĞLU vetberk@gmail.com AN KA RA BÖL GE SÝ VE TE RÝ NER HE KÝM LER ODA SI BÜL TE NÝ An ka ra Böl ge si Ve te ri ner He kim ler Oda sý Adý na Sa hi bi Prof. Dr. Ay han FÝ LA ZÝ So rum lu Ya zý Ýþ le ri Mü dü rü Dr. Nu ri ÇA ÐIÞ EDÝ TÖR Can berk TÝF TÝK ÇÝ OÐ LU Ya zýþ ma Ad re si: Ataç 1. So kak 29/18 Ye ni þe hir/an KA RA Tel: 312.431 6275 Faks: 312.433 1242 www.av ho.org.tr epos ta:av ho@av ho.org.tr YÖ NE TÝM KU RU LU Prof. Dr. Ay han FÝ LA ZÝ Baþ kan Dr. Nu ri ÇA ÐIÞ Ge nel Sek re ter Dr. Gü lay AL TAY Say man Yýl maz ARAL Ser best Üye Can berk TÝF TÝK ÇÝ OÐ LU Ser best Üye ajans Reklam Grafik Tanýtým Gra fik ve Ta sa rým Cemile ERDOÐAN AJANS GER ÇE KÜS TÜ Tel: 312 438 1522-23 Faks: 312 438 1524 www.gercekustu.com.tr Bas ký ER TEM MAT BA A / ANKARA Ba sým Ha ta la rýn dan Do la yý Oda mýz So rum lu De ðil dir. Der gi de ya yým la nan ya zý lar dan ya - sal ola rak tü müy le ya zar la rý so rum lu dur. 2 An ka ra Ve te ri ner He kim ler Oda sý Bül te ni - Þubat 2007

ÝÇÝN DE KÝ LER KUŞ GRİBİ YENİDEN HORTLADI 7 ULUSAL TARIM KURULTAYI YAPILDI 16 8 BİR ZAMANLAR ANKARA KEÇİMİZ VARMIŞ... HAMDİ BEĞENDİK İLE RÖPORTAJ Veteriner Hekim Olduğum İçin Çok Şanslıyım 20 YİYECEK VE İÇECEKLERDE SAHTEKÂRLIK DİZ BOYU! 22 Türkiye de Su SU ZENGİNİ MİYİZ? 25 4 HABERLER 9 Ulusal Tarım Kurultayı Sonuç Bildirgesi 12 Kamu Sağlığı Grubu Ortak Basın Açıklaması 13 Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Komisyonları Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi 28 Bir Yaşam Felsefesi: Kendi Hayatını Yaşa...! ve Üniversiteler... 30 Tarım ve Köy İşleri Bütçesi Görüşülürken An ka ra Ve te ri ner He kim ler Oda sý Bül te ni - Þubat 2007 3

HABERLER Mustafa YAZIHARMAN Kubilay GÜNTÜRKÜN İl Temsilcileri Belirlendi Odamız Türk Veteriner Hekimleri Birliği Mevzuatına bağlı, il temsilcisi atama yetkisini kullanarak Çankırı ve Kırıkkale de temsilcilerin seçimini yaptı. Çankırı Bölgesi Temsilciliği ne veteriner hekim Mustafa YAZI- HARMAN seçildi. Çankırı Çerkeş de doğan YAZIHARMAN, 2005 den beri Çankırı nın Ilgaz ilçesinde serbest veteriner hekim olarak hizmet vermektedir. Kırıkkale Bölgesi Temsilciliği ne ise veteriner hekim Kubilay GÜNTÜRKÜN seçildi. Kırıkkale de doğan GÜNTÜRKÜN, 1996 dan beri Kırıkkale de serbest veteriner hekim olarak hizmet vermektedir. 1999-2005 seneleri arasında Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası nda meclis üyeliği ve yönetim kurulu başkan vekilliği de yaptı. Her iki meslektaşımızın da odamızı en iyi şekilde temsil edeceğine eminiz. Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu olarak çalışmalarında başarılar diliyoruz. Akredite Veteriner Hekim-ISO 2200 Kursları Yapıldı 1-3 Şubat ile 8-10 Şubat tarihlerinde Akredite Veteriner Hekim- ISO 2200 kursları yapıldı. Türk Veteriner Hekimleri Birliği ni Ziyaret Ettik 4 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

HABERLER Türk Veteriner Hekimleri Birliği Yönetim Kurulu Odamızı Ziyaret Etti Veteriner Hekimler Derneği nin 77. Yıl Gecesi Veteriner Hekimler Derneğinin 77. kuruluş yıldönümü Dedeman da düzenlenen geceyle kutlandı. Müzik eşliğinde doyasıya eğlenen 350 yakın meslektaşımız unutulmaz bir akşam geçirdiler. Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 5

HABERLER Odamızın Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Şen, Anıttepe Veteriner Kliniğini Açtı. Anıttepe de Gençlik Caddesi nde Anıttepe Veteriner Kliniği adıyla yeni bir klinik açan genç meslektaşımıza Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu olarak başarılar diliyoruz. Görsel Basına Da Damgamızı Vurduk Ankara Veteriner Hekimler Odası olarak çalışmalarımıza yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Kurban Bayramı vesilesiyle halkımızın bilgilendirilmesi için Odamızın katkılarıyla Kurban Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar adında kısa bir film gösterisi hazırlamıştır. Filmimiz kısaca kurban alırken ve keserken dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Filmimizin çekimi ve montajını Sedat TİFTİKÇİOĞLU üstlenirken Murat HAR- MAN tarafından da seslendirilmesi yapılmıştır. Mezbahada bir günde tamamlanan çekimler ardında bir gün içersinde montajı yapıldıktan sonra bayram gününden bir hafta önce yerel ve ulusal kanallarda yayınlanmaya başlamıştır. Kanal 1, BTV, Ulusal Kanal gibi televizyon kuruluşlarında yayınlanan filmimiz güzel tepkiler almıştır. Bu tür bilgilendirici filmler yapmaya devam edeceğiz. Amacımız mesleğimizin önemini ulaşabildiğimiz herkese doğru bir şekilde aktarmaktır. 6 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

HABERLER Kuş Gribi Yeniden Hortladı! Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Diyarbakır ve Batman da bugün 4 yerleşim biriminden alınan numunelerde kuş gribi hastalığının tespit edildiğini açıkladı. Bakanlık, laboratuarda yapılan hızlı tarama testinde kuş gribi hastalığının tespit edildiğini, tip tespiti için ileri tetkiklerin devam ettiğini belirtti. Hastalık bölgelerinde temizlik, dezenfeksiyon, karantina, eğitim ve taramaları sürüyor. Batman ın Gercüş ilçesine bağlı Boğazköy de köy tavuklarında 8 Şubat tarihinde görülen kuş gribi hastalığı ile ilgili çalışmalar tamamlanırken, bin 518 muhtelif kanatlı hayvan itlaf edildi. Batman da FAO, AB ve Bakanlık uzmanlarınca yapılan epidemiyolojik incelemelerde hastalığın kaynağının yaban hayatı olduğu belirlendi. H5N1 virüsü Ayrıca, Batman Merkez ilçe Doluca Köyü Esentepe Mezrasında şüpheli tavuk ölümleri nedeniyle 13 Şubat ta alınan numunelerde Elazığ Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü tarafından kuş gribi hastalığı teşhis edilmişti. 14 Şubat itibariyle Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü nde yapılan ileri tetkikte de virüsün tipi H5N1 olarak tespit edildi. Odakta 829 kanatlı hayvan itlaf edilirken, halen itlaf çalışmalarına ve dezenfeksiyona devam ediliyor. Diyarbakır ile Silvan ilçe Müdürlüğünce sahada yapılan aktif sağlık taramalarında da, Akçayır Köyü Yeşilalan mezrasında şüpheli tavuk ölümleri nedeniyle alınan numunelerde de 13 Şubat tarihinde kuş gribi teşhis edildi. Virüs tipi H5N1 olarak belirlenirken, 365 kanatlı hayvan itlaf edildi. Türkiye de 4 kişi ölmüştü Dünyada yüzlerce kişinin ölümüne yol açan kuş gribi, Türkiye de ilk olarak 2005 yılının ekim ayında Balıkesir in Manyas ilçesine bağlı Kızıksa beldesinde bir hindi çiftliğinde ortaya çıkmıştı. Bölgede 21 gün süren karantinanın ardından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kuş gribinin tamamen bittiğini açıklamış, ancak 2006 nın ilk günlerinde gelen ölüm haberleriyle kuş gribi tekrar Türkiye nin gündemine oturmuştu. Hastalıktan bugüne kadar Türkiye de dört kişi yaşamını yitirdi. http://www.cnnturk.com/turkiye/haber_detay.asp?pid=318&hid=1&haberid=302038 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 7

HABERLER Ulusal Tarım Kurultayı Yapıldı Çukurova Üniversitesi ve Cumhuriyet Gazetesi nin işbirliğiyle düzenlenen ve 600 ün üzerinde bilim insanı, üretici ve uzmanın katılımıyla 15-17 Kasım 2006 tarihlerinde Adana da gerçekleştirilen Ulusal Tarım Kurultayı sona erdi. Kurultaya; Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası ndan 6 ve Veteriner Hekimler Derneği nden 6 olmak üzere, toplam 12 veteriner hekim uzmanla katıldık. Kurultayda hayvansal üretim, tarımda yapısal sorunlar, biyoteknoloji, doğal kaynaklar ve çevre sorunları ile gıda konusundaki sorunlar çalıştaylarına katılan uzmanlarımız, her alanda net, doğru ve gerçekçi görüşler ortaya koymak suretiyle veteriner hekimlerin farkını herkese göstermişlerdir. Uzmanlarımız, son olarak bildirgeye konmak istenen ve şu andaki Tarım Bakanlığı nın fonksiyonel yapısının devam etmesini öngören hakim görüşün yazılmasına da karşı çıkarak, sektörel bazda örgütlenmenin daha işlevsel olduğunu herkese kabul ettirmişlerdir. Yani kısacası Ziraat Mühendisleri bile, hayvancılığın payının arttırılması ve bağımsız bir hayvancılık örgütlenmesinin olması gerektiğini kabul ederek, bildirgenin altına imza koymuşlardır. Diğer meslek gruplarının çoğunlukta olduğu böyle bir kurultayda, konularında uzman olan Prof. Dr. Şakir Doğan TUNCER, Prof. Dr. Necmettin TEKİN, Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL, Prof. Dr. Hakan YARDIMCI, Doç. Dr. U. Tansel ŞİRELİ, Doç. Dr. Yavuz CEVGER, Doç. Dr. Necmettin ÜNAL, Dr. Nuri ÇAĞIŞ, Uzm. Vet. Hekim Ulviye Gün HOŞEZER, Uzm. Veteriner Hekim Aydın USLU ve Araş. Gör. Yılmaz ARAL a yaptıkları katkılar ve davalarını cesurca savunarak ülke ve mesleğimiz yararına, istediğimiz sonucun elde edilmesini sağladıklarından, ötürü önce kendilerine ayrı ayrı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. Yapılan katkı tarihe bir not olarak düşülmüş ve geleceğimizi umutlandırmıştır. Umarım bu tür kurultaylara bütün örgütlerimiz güçleri çerçevesinde katılırlar, her zaman yeterli bir kamuoyu oluştururuz. Bize daha çok cesur yürek lazım. Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ AVHO Başkanı 8 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

HABERLER Ulusal Tarım Kurultayı Sonuç Bildirgesi 15-17 Kasım 2006, Adana 15-17 Kasım tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Cumhuriyet Gazetesi nin işbirliğiyle düzenlenen Ulusal Tarım Kurultayı başarıyla tamamlamıştır. Kurultayda, Tarımın Dünü ve Bugünü, Ulusal Tarım ve Küresel İlişkiler Ulusal Tarımda Politika Arayışları ve Türk Tarımının Geleceği başlıklı dört panel ve Tarımda Yapısal Sorunlar, Bitkisel Üretimdeki Sorunlar, Hayvansal Üretimde Sorunlar, Tarımda Teknoloji Kullanımı, Gıda Kalitesi ve Güvenliği, Doğal Kaynaklar ve Çevre Sorunları konulu altı çalıştay düzenlenmiştir. Toplantılar geniş ve canlı bir katılımla gerçekleştirilmiştir. Kurultaya değişik üniversitelerden, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ndan, Çevre ve Orman Bakanlığı ndan, odalar ve borsalardan, birliklerden, derneklerden, kooperatiflerden, sendikalardan, vakıflardan, tarımsal merkezlerden çiftçi ve üreticilerden 600 ün üzerinde bilim insanı ve uzman katılmıştır. Tam bir beyin fırtınası yapılarak, Türkiye tarımının her sorunu geçmişten günümüze ele alınarak tartışılmış ve somut çözüm önerileri üretilmiştir. Söz konusu önerilerin Kurultay sonunda kamuoyuna somut biçimde açıklanmasına karar verilmiştir. Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşundan itibaren sektöre verilen önem ve destek sonucu, tarım ülke kalkınmasında lokomotif işlevi görmüştür. Buna karşın son yarım yüzyılda, özellikle Dünya Bankası, IMF ve AB nin dayatmalarıyla uygulanan politikalar sonucu Bir zamanlar tarımsal üretimde kendi kendine yettiği söylenen az sayıda ülkeden biri olan Türkiye, bugün tarım ürünü ithal eden ve kendini besleyememe tehlikesiyle karşı karşıya gelen ülke durumuna düşürülmüştür. Küresel ilişkiler ve buna bağlı uygulamalar sonucu ülkenin tarımsal üretim yapısı yabancılaşma sürecine girmiştir. Tarımsal ticaretin yabancılaştırılması, tarım topraklarının, tarımsal girdi sağlayan ve tarım ürünlerini işleyen kamuya ait kuruluşların özelleştirme politikalarıyla yabancılara satılması, ulusal bağımsızlığımızı tehdit eder noktaya gelmiştir. Ülkemizin yönetim anlayışından kaynaklanan yapısal sorunlar nedeniyle Cumhuriyet kazanımı tarımsal yapıların işlevsizleştirmesi toplumda ciddi bir hoşnutsuzluk ve moral bozukluğuna yol açmıştır. Böylece başta tarım olmak üzere ekonomik açıdan oluşan dışa bağımlılık eğilimi, Türkiye yi uluslararası ilişkilerinde bağımsız ve ulusalcı bir politika izleme özelliğini kaybetme noktasına getirmiştir. AB sürecinde karşılaşacağımız en ciddi sorun olarak tarımımızın gösterilmesi bu gelişmelerin ardından ilginç bulunmaktadır. Bu gelişmelerin ışığında yapılan değerlendirmeler sonucu; ülkemiz tarımının parçalı arazi yapısı, küçük ve verimsiz işletme büyüklüğü, su ve toprak kaynaklarını planlayamama ve amaç dışı kullanım gibi yapısal sorunlar yanında, üretici ve tüketicilerin örgütsüzlüğü temel sorunların başında gelmektedir. Devletin, tarımda gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi destekleme politikalarını neredeyse tamamıyla terketmesi tarımımızın üretken yapısını erozyona uğratmıştır. Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 9

HABERLER Kurultayda dile getirilerek saptanan bazı noktalar ve çözüm önerileri şöyle sıralanabilir: Kalkınma için planlı ekonomi vazgeçilmezdir. Devlet, yönlendirici, destekleyici ve denetleyici rolünü yerine getirmelidir. Ancak, gerektiğinde ekonomik etkinlik içine de girmelidir. Türkiye tarım sektörü makro dengelere oturtulmalı ve sorunların çözümüne bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Mikro dengeler bu ana politikalara göre biçimlendirilmelidir. Küçük köylü üreticiliğinin/çiftçiliğinin tasfiyesi, Türkiye nin sosyo-ekonomik gerçekliği ile örtüşmemektedir. Kırsal kalkınma sanayi ve hizmetleri kooperatifler aracılığıyla yaratılmalıdır. Küçük köylü üreticiliğinin tarıma katkısı ve ekonomikliği için demokratik kooperatifçilik ekseninde örgütlenmesi zaman geçirilmeden gerçekleştirilmelidir. Bu uygulamanın yoğun göçü önleyeceğine inanılmaktadır. Türkiye nin göç olgusu kırsal kalkınma ile birlikte düşünülerek kırsalın desteklenmesi politikaları kapsamında kırsaldan kent varoşlarına göçün plansız geçişi durdurulmalıdır. Bunun için planlama ve destekleme politikaları çok yönlü ve işlevsel olmalıdır. Kooperatifleşmenin desteklenmesi yoluyla öncelikle orta ölçekli bir tarımsal ekonomiye ulaşılması hedeflenmelidir. Kooperatifleşme, üretim sürecinde olduğu kadar ürün işlemede de devreye girmelidir. Üretici aynı zamanda sanayici olmalıdır. Rekabet edebilme hedefinden önce, kendi kendine yeterliliği esas alan plan, politika ve programlar hazırlanmalıdır. Bu bağlamda AB nin tarımı 40 yıl boyunca bu yaklaşımla desteklediği anımsanmalıdır. Tarım nüfusunun yaşlanması, gençlerin kent yaşamını seçmeleri ve işletmelerin zaman içinde büyüyerek pazara yönelmesi gibi nedenlerle tarımsal mekanizasyona gereksinim artacaktır. Türkiye de bu kapasiteyi karşılayacak traktör ve tarım makineleri ile ilgili yan sanayi yeterlidir. Ancak, mekanizasyon araçlarının edinilmesini sağlayacak yeni desteklere gereksinim vardır. Ayrıca kırsal kesimde fosil enerjiye bağımlılığı azaltmak ve üretim maliyetlerini düşürmek için çevre ve doğa dostu alternatif enerji kaynaklarından yararlanmanın özendirilmesi gerekmektedir. Tarım işletmelerinin üretimden pazarlamaya kadar olan her aşamasında bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanılmasını sağlayacak eğitim ve donanım gibi önlemlerin alınması da gerekli görülmektedir. Tarımda özelleştirmelerin özellikle gelişmiş bölge ve yörelerde yıkıcı sonuçlar yarattığı açıktır. Bu nedenle yeniden kamulaştırmalar gündeme getirilmelidir. Tekel ve benzeri kamusal kuruluşlarla, Ziraat Bankası gibi kurumların özelleştirilmesinden vazgeçilmelidir. Köylü nüfusun fazlalığı veya azlığından önce büyük bir sorun olarak karşımızda duran istihdam ve verimlilik sorunlarının çözümüne çaba harcanmalıdır. Köylülüğün tasfiyesi yerine verimliliği artırıcı tedbirler üzerinde durulmalıdır. Kırsaldaki yoğun nüfusun tarım dışı sektörlerin yeterince istihdam yaratmamasından kaynaklandığı bilinmelidir. Verimlilik sorununda çözümün öncelikle üreticiyi bilgi ve teknoloji ile buluşturmak olduğu unutulmamalıdır. Verimlilik sorunu, optimum geçim ve verimlilik hesaplanarak arazi toplulaştırmaları, yaygın eğitim ve kooperatifler ve birlikler üzerinden aşılmaya çalışılmalıdır. Tarım kesiminde sorunların aşılabilmesi için üretim planlaması en önemli unsuru oluşturmaktadır. Türkiye nin sahip olduğu bitki ve hayvan varlığına ilişkin genetik yapının korunması için gen bankaları kurulmalı, genetik ve biyoteknolojik çalışmalarla tarımımızda verimlilik artırılmalı, organik, sürdürülebilir tarım ve iyi tarım uygulamaları çerçevesinde bilimsel alt yapı desteklenmelidir. Organik tarım, iyi tarım ve düşük sanayi girdisine dayalı sürdürülebilir tarımın güçlü bir alternatif olarak fırsat oluşturmasına çalışılmalıdır. Tarımsal eğitim, gerek orta, gerekse yüksek öğrenim düzeyinde yeniden planlanmalı, uzmanlaşma olanakları sağlanmalıdır. Kırsal bölgelerde o bölgeye uygun tarım dersleri, seçmeli veya ana ders olarak ilköğretim ikinci kademesi ile lise ve meslek lisesi programlarına yansıtılmalıdır. Türkiye, tarım bilimi eğitimi ve politikalarında, araştırma geliştirmeye öncelik verilerek tarıma dayalı gelişme için inovasyon merkezlerinin de gerçekleşeceği güçlü yapılanmalara geçmelidir. Araştırma enstitülerinin ve uygulama çiftliklerinin kapatılması büyük bir hata olarak değerlendirilmeli, kalkınmanın en önemli ayaklarından birini, Ar-Ge ve teknoloji gelişiminin oluşturacağı unutulmamalıdır. Özellikle tohum, mücadele, ekim ve hasat gibi alanlarda dış girdi kullanımını düşürecek köklü araştırmalara ve teknoloji yatırımlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun için Tarım ve Köy 10 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

HABERLER İşleri Bakanlığı na bağlı Enstitüler ve birimler kapatılmamalı, tersine daha işlevsel hale getirilmeli ve yeni kurulacaklarla birlikte üniversitelerle işbirliği yapmaları sağlanmalıdır. Kırsal ve tarımsal yaşamla ilgili en temel veriler bile eksik veya hatalı bulunmaktadır. Sağlıklı veri olmadan sağlıklı planlama yapılamaz. Bu nedenle bir an önce tarım bilgi bankaları kurulmalıdır. Tarımsal yayım hizmetlerine öncelik verilerek bilim ve uygulama arasında uygun bir vizyon oluşturulmalıdır. Geleneksel örgütlenme tarzları bazı bölge ve yörelerde hâlâ etkinliğini sürdürmektedir. Bu örgütlenmelere alternatif modeller, kırsal kesimde aydınlanma ve demokrasinin yerleşmesine yönelik stratejiler geliştirilmelidir. Bilindiği gibi kalkınma göstergelerinin en önemlilerinden biri de sağlıktır. Bu nedenle kırsal nüfus, mevsimlik tarım işçileri ve aileleriyle birlikte sağlık güvencelerinden ve hizmetlerinden yararlandırılmalıdır. Tarımda uzun soluklu ve ülkemizin gelişmiş ülkeler karşısında rekabet gücünü geliştirmesi için ulusalcı tarım politikası uygulamasına geçilmelidir. Tarım mutlaka ilkeleri belirlenmiş yapılarla ve sübvansiyonlarla desteklenmelidir. Tarımsal alt yapı sorunlarının kökten çözümü için yasal düzenlemeye gidilmeli, Ülkemizin sınırlı tarım topaklarının amaca uygun kullanımı, planlı tarımsal üretim ve organizasyonların sağlanması için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yeniden biçimlendirilmeli ve tarım kuruluşları işlevsel hale getirilmelidir. Tarım teknolojileri dışa bağımlılıktan korunmak için bilimsel açıdan desteklenmelidir. Ülkenin sulama projeleri bir an önce bitirilmelidir. Sulanabilir araziler kirletilmeyecek ve bozulmayacak biçimde bilimsel esaslara göre sulanması için planlanmalıdır. Arazi toplulaştırılması, mülkiyet sorunu ve Medeni Kanunla bütünleştirilerek yeniden planlanmalı ve ülkenin arazi verimliliğiyle üretkenliği artırılarak çağdaş bir konuma kavuşturulmalıdır. Besin egemenliğine dikkat edilmelidir. Kendi tür ve çeşitlerimiz dış müdahalelerden özenle korunmalı, tarafımızdan seçilebilmeli ve geliştirilebilmelidir. Sağlıklı ve verim gücü yüksek dişi ve erkek damızlık hayvan yetiştiren nüveler desteklenmelidir. Gen kaynakları korunmalı, mera ıslahı hızla gerçekleştirilmelidir. Hayvan hastalıklarıyla mücadele kamu hizmeti durumuna getirilmelidir. Biyogüvenlik yasası çıkartılarak bitki ve hayvanların geçmiş bilgisine bağlı olarak genetiği geliştirilmiş ürünlerin ülkemize girmesi sınırlandırılmalıdır. Ayrıca, ülkemizdeki biyoçeşitliliğe uygun bitki ve hayvanların genetik bankaları kurularak kendi ekolojimize uygun sağlıklı üretim yapılması sağlanmalıdır. Ülkedeki hayvancılık destekleme yanında kendi içinde genetik kaynağı zenginleştirilerek verimliliği artırılmalıdır. Daha çok katma değer yaratması dolayısıyla tarım içerisindeki hayvancılığın payı artırılmalıdır. Bunun için dünya pazarında rekabet edebileceğimiz koyunculuk, balıkçılık ve arıcılık gibi ürünlere ağırlık verilmelidir. Ucuz ve kaliteli üretim için çayır ve meralara ağırlık verilmeli, yem bitkilerinin üretimi teşvik edilmelidir. Bitkisel ve hayvancılık işletmelerine hizmetler, konu baz alınarak götürülmeli ve kamu örgütlenmesi bu esasa göre oluşturulmalı, sektörel örgütlenmeye doğru gidilmelidir. Bölge ve arazi özelliklerine göre tarımsal üretim yapılmalı, araştırma, planlama ve koordinasyon tek elden yürütülmelidir. Kurultayda sunulan bildiriler ve tartışmalar ayrıca ayrıntılı biçimde derlenerek sonuçları daha sonra yayınlanmalıdır. Türkiye nin kalkınmasında tarım temel ve stratejik bir sektör olmaya devam etmektedir. Gerek kırsal kalkınmanın, gerekse ülke kalkınmasının kalkış noktası ise sosyo-ekonomik politikaların oluşturulması ile buna uygun planlama ve stratejilerle uygun mekanizmalar geliştirilmelidir. Tarım politikalarında ABD/AB yönetimindeki IMF ve Dünya Bankasının direktiflerine dikkat edilmeli, AB uyum paketi kapsamında dayatmalara karşı çıkılmalıdır. I. Ulusal Tarım Kurultayı bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Dileğimiz, buradan çıkan sonuçların başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile üst yönetimler olmak üzere, toplumun her kesimince ciddi biçimde değerlendirilerek dikkate alınmasıdır. Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 11

AB DOSYASI AB VETERİNER HEKİM PLATFORMU ve TOPLUM SAĞLIĞI ARAŞTIRMA GELİŞTİRME MERKEZİ (Kamu Sağlığı Grubu) ORTAK BASIN AÇIKLAMASI Kamu Sağlığı Grubu Kurban Bayramı sonrasında da çalışmalarını sürdürüyor ve kurban konusunu tüm yönleriyle ele alan bir proje başlatıyor: Bayram Bitti, Ama Dertler Bitmedi: Kamu Sağlığı Grubu İlgili Tüm Kesimleri İşbirliğine Çağırıyor Kurban konusunda süregelen rahatsızlıklar ve aksaklıklar toplumun değişik kesimlerince dile getirilmekte olup, ülke genelinde hijyenik kurban kesiminin sağlanması ilgili tüm kesimlerin seferber olmasının gerekliliği geçtiğimiz kurban bayramında bir kez daha açıkça görülmüştür. İlk kez 2006 yılında AB Veteriner Hekim Platformu ve Toplum Sağlığı Araştırma Merkezi tarafından oluşturulan Kamu Sağlığı Grubu, kurban kesimleri konusunda veteriner hekimler ile tıp doktorlarının işbirliği ile iki broşür ve kitapçıktan oluşan eğitim çalışması hazırlamıştır. İki meslek grubu arasında kurban konusunda sağlanan ortak çalışma, gelecek yıllarda kurban konusunda çeşitli kesimlerin katılabileceği ciddi projeler hazırlanabileceği umutlarını arttırmıştır. Bu konudaki çerçeveyi oluşturmak açısından kurbanla ilgili farklı kesimlerin görüş ve çalışmalarının yansıtılması amacıyla bir web sayfası oluşturulmuştur. İlgili başlıklar: hayvan sağlığı, halk sağlığı, gıda güvenliği, çevre, hijyen, hayvan hakları ve refahı, belediyeler, çocuk sağlığı, din, etik, Avrupa Birliği vb. dir. Konuyla ilgili tüm dosyalara aşağıdaki linkten erişmeniz mümkün olup, kaynak gösterilmek suretiyle yayınlanabilir. http://www.abveteriner.org/abveteriner/?sayfa=159 Kamu Sağlığı Grubu 2006 yılında hijyenik kurban kesimi konusunda halk sağlığı eğitimi amaçlı başlattığı çalışmaları 2007 yılında genişleterek bir projeye dönüştürmek için çalışmalarını şimdiden başlatmış olup, bu kapsamda bilim adamlarının, meslek örgütlerinin ve ilgili kişi ve kurumlardan temsilcilerin katılacağı bir çalıştay düzenlenmesi planlanmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur /01/2007 AB VETERİNER HEKİM PLATFORMU TOPLUM SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ İletişim bilgileri: AB Vet.Hek.Platformu web: www.abveteriner.org e-posta: ab.veterinerhekim@gmail.com TOSAGEM web: www.toplumsagligi.org e-posta: info@toplumsagligi.org 12 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

YASA-YÖNETMELİK ANKARA BÖLGESİ VETERİNER HEKİMLERİ ODASI KOMİSYONLARI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNERGESİ Amaç Madde 1. Bu yönergenin amacı, halk sağlığı ve hayvan sağlığı alanındaki bilimsel ve hizmet nitelikli çalışmaları desteklemek, halk sağlığı ve hayvan sağlığına hizmet veren veteriner hekimlerin aralarındaki mesleki dayanışmayı ve meslek deontolojisinin uygulanmasını temin etmek, veteriner hekim muayenehane, poliklinik ve hayvan hastanelerinin kuruluş ve amacına uygun hizmet etmelerini tesis etmek, veteriner hekimlerin sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan komisyonların çalışma usul ve esaslarını belirlemektir. Kapsam Madde 2. Ankara, Kırıkkale ve Çankırı ili sınırları içinde kamuda veya serbest olarak çalışan, halk sağlığı ve hayvan sağlığı alanında faaliyet gösteren veteriner hekimler ve bunların işlettiği muayenehane, poliklinik, hastaneler ile ticarethaneleri kapsar. Dayanak Madde 3. Bu yönerge 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimler Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanunun 33. maddesi ile 13.09.2006 tarih ve 26288 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 53. maddesine dayanarak hazırlanmıştır. Tanımlar Madde 4. Bu yönergede geçen; a) Oda: 6343 sayılı yasayla kurulmuş olan Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odasını b) Yönetim Kurulu: Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Genel Kurulunda seçilmiş asil ve yedek yönetim kurulu üyelerini c) Muayenehane: Hayvanların ayakta muayene, teşhis ve tedavilerinin ve bunlarla ilgili uygulamalarının yapıldığı veteriner hekim tarafından kurulmuş iş yerini, d) Poliklinik: Birden fazla veteriner hekimin mesleklerini icra etmek için bir araya gelerek açmış oldukları muayenehaneler bütününü, e) Veteriner Hekim : Hayvan hastalıklarını önleyen, teşhis koyan, tedavi eden ve hayvan ıslahı ile gelişmesine katkıda bulunan, ayrıca hayvansal gıdaların kaliteli üretimi ve kontrolü için çalışan, zoonozlarla mücadele ederek halk sağlığını koruyan, 6343 sayılı Kanuna göre veteriner hekim ünvanı kazanmış kişiyi, f) Kamu Veteriner Hekimi : 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalışan veteriner hekimi, g) Serbest Veteriner Hekim : 6343 sayılı Kanuna göre mesleğini serbest olarak icra etme yetkisine sahip Veteriner Hekimi, h) Hasta : Veteriner Hekimin müdahalede bulunduğu sahipli veya sahipsiz hayvanı, i) Hasta sahibi : Hasta hayvanın mülkiyetini elinde bulunduran, maddi ve manevi sorumluluğa sahip gerçek veya tüzel kişiyi, j) Müşteri : Hayvanın hasta olduğu gerekçesiyle veteriner hekime müracaat eden madden sorumlu tutulan gerçek veya tüzel kişiyi, Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 13

YASA-YÖNETMELİK k) Hastane : Bütün hayvanların hastalıklarının teşhis ve tedavilerinin ayakta veya yatarak yapıldığı Hayvan Hastanesi ya da yalnız kedi, köpek ve benzeri evde beslenen süs hayvanlarının ayakta veya yatarak hastalıklarının teşhis ve tedavilerinin yapıldığı Süs Hayvanları Hastanesini, l) Mevzuat: Veteriner hekimleri veya çalışma alanlarını ilgilendiren her türlü kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve talimat gibi yasal düzenlemeleri, Komisyonların Oluşumu Madde 5. Komisyonlar, oda yönetim kurulundan bir üyenin başkanlığı altında, oda yönetim kurulunca belirlenen konuyla ilgili çalışan iki kişi olmak üzere en az üç üyeden oluşur. Bu sayı Oda yönetim kurulunca daha da arttırılabilir. Ancak 3 ten aşağı olamaz. Komisyonlara atanabilmek için konuyla ilgili en az 3 yıllık bir deneyimi olmak ve son 3 yıl içerisinde hakkında bir disiplin cezası almamak şarttır. Komisyonda olan bir üyenin herhangi bir nedenle disiplin cezası alması durumunda üyeliği kendiliğinden sona erer. Komisyonların Süresi Madde 6. Komisyonların görev süresi 2 yıldır. İki yılda bir yapılan Oda Genel Kuruluna kadar görevi devam eder. Genel Kuruldan sonra yeni Oda Yönetim Kurulu eski üyeleri atayıp atamamakta serbesttir. Klinik Komisyonunun Görevleri Madde 7. Klinik komisyonunun görevleri şunlardır; a) Muayenehane veya poliklinik açmak üzere Odaya başvuruda bulunan veteriner hekimlerin başvurularını incelemek ve inceleme sonucunda olumlu veya olumsuz görüşlerini gerekçeleriyle birlikte Oda Yönetim Kuruluna bildirmek, b) Hayvan hastanesi açacak ve hayvan hastanesinde veya veteriner hekim polikliniğinde çalışacak veteriner hekimlerin başvurularını incelemek ve olumlu veya olumsuz görüşlerini gerekçeleriyle birlikte Oda Yönetim Kuruluna bildirmek, c) Bölge kapsamında çalışan tüm veteriner hekim muayenehane, poliklinik ve hayvan hastanelerinin Odanın belirlediği asgari teşhis ve tedavi ücretlerine uyup uymadığı tespit etmek, d) Her yıl en geç Aralık ayının birine kadar bir sonraki yılın asgari teşhis ve tedavi ücretlerini belirlemek ve Merkez Konseyinin onayına sunulmak üzere Oda Yönetim Kuruluna bildirmek, e) Odanın, Merkez Konseyinin onayından sonra ilan ettiği kesinleşmiş asgari ücret tarifelerinin bütün muayenehane, poliklinik ve hastanelerde görülebilir yerlerde asılmasını temin etmek, f) Veteriner hekim muayenehanelerinde çalışan stajyer veteriner hekimleri tespit etmek ve mevzuata uygun çalışmalarını temin etmek, g) Veteriner Hekimlerle hasta sahipleri arasında olabilecek sorunları çözmeye çalışmak, h) Veteriner Hekimlerin bilimsel gelişimi için gerekli kongre, panel, konferans veya her türlü eğitim çalışması için Oda Yönetim Kuruluna önerilerde bulunmak, i) Mesleki dayanışmanın geliştirilmesi ve sürdürülmesi için çaba göstermek, j) Otel ve pansiyon hizmetleri veren kliniklerin mevzuata uygun hareket etmelerini sağlamak Gıda Komisyonunun Görevleri Madde 8. Gıda komisyonunun görevleri şunlardır; a) Gıda sektöründe çalışmak üzere Odaya başvuruda bulunan veteriner hekimlerin başvurularını incelemek ve inceleme sonucunda olumlu veya olumsuz görüşlerini gerekçeleriyle birlikte Oda Yönetim Kuruluna bildirmek, b) Bölge kapsamında çalışan tüm veteriner hekimlerin Odanın belirlediği asgari teşhis ve tedavi ücretlerine uyup uymadığı tespit etmek, c) Çalışma izin belgesinin usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını belirlemek, d) Her yıl en geç Aralık ayının birine kadar bir sonraki yılın asgari ücretlerini belirlemek ve Merkez Konseyinin onayına sunulmak üzere Oda Yönetim Kuruluna bildirmek, e) Odadan çalışma izni almadan çalışan veteriner hekimleri tespit etmek ve mevzuata uygun çalışmalarını temin etmek, 14 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

YASA-YÖNETMELİK f) Sorumlu yönetici olmadan çalışan gıda işletmelerini tespit etmek ve en kısa zamanda Oda Yönetim Kurulunu bilgilendirmek, g) Veteriner Hekim çalıştırmayan et ve et ürünleri işletmelerini tespit etmek ve en kısa zamanda Oda Yönetim Kurulunu bilgilendirmek, h) Veteriner Hekimlerle işveren arasındaki sözleşmeleri hazırlamak ve gerektiğinde değişiklik yapmak, i) Veteriner Hekimlerle işveren arasında olabilecek sorunları çözmeye çalışmak, j) Veteriner Hekimlerin bilimsel gelişimi için gerekli kongre, panel, konferans veya her türlü eğitim çalışması için Oda Yönetim Kuruluna önerilerde bulunmak, k) Mesleki dayanışmanın geliştirilmesi ve sürdürülmesi için çaba göstermek, Sosyal Etkinlikler Komisyonunun Görevleri Madde 9. Sosyal etkinlikler komisyonunun görevleri şunlardır; a) Veteriner Hekimlerin bilimsel gelişimi için diğer komisyonlardan gelecek önerileri değerlendirmek ve gerekli kongre, panel, konferans veya her türlü eğitim çalışması için Oda Yönetim Kuruluna rapor vermek, b) Mesleki dayanışmanın geliştirilmesi ve sürdürülmesi için yemek, toplantı, gezi vb. sosyal etkinlikler tertiplemek, c) Dünya Gıda Günü, Dünya Hayvanları Koruma Günü, Dünya Veteriner Hekimler Günü, Kuruluş Yıldönümü gibi önemli günlerde panel, yemek, basın toplantısı gibi özel toplantılar düzenlemek, d) Diğer mesleki ve sivil toplum örgütleriyle ilişkiler kurmak ve ortak etkinlikler düzenlemek, e) Veteriner Fakültesi öğrencileri arasında etkinlikler düzenlemek ve Odanın faaliyetlerini tanıtmak, f) İlk ve Orta Öğretim okullarında veteriner hekimliğin tanıtımı için çaba sarf etmek, Mevzuat Komisyonunun Görevleri Madde 10. şunlardır; Mevzuat komisyonunun görevleri a) Veteriner Hekimlik alanında çıkan ve taslak halinde bulunan kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ ve genelgeleri incelemek ve görüş belirtmek, b) Yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerini incelemek ve meslek aleyhine olan hükümlerle ilgili Oda Yönetim Kuruluna rapor vermek, c) Çıkarılması gereken, ancak çıkarılmayan mevzuatlarla ilgili taslak hazırlamak ve Oda Yönetim Kuruluna bilgi vermek, Hayvanları Koruma Komisyonunun Görevleri Madde 11. Hayvanları Koruma Komisyonunun görevleri şunlardır; a) İl Hayvanları Koruma Kuruluna katılmak, b) Hayvan koruma gönüllüleri ve hayvan korumacı sivil toplum örgütleriyle işbirliği sağlamak, c) Sahipsiz sokak hayvanları öncelikli olmak üzere çevre ve hayvan sağlığı konularında çözüm üretmek, d) Uluslar arası hayvan hakları beyannamesi ve ilgili mevzuatın uygulanmasını sağlamak, e) İlköğretim çağındaki çocuklara hayvan sevgisi ve korumacılığı bilincini yaymak f) Konuyla ilgili panel, toplantı ve eğitim çalışmalarını düzenlemek Komisyonların Çalışması Madde 12. Komisyon üyeleri kendi aralarında toplanarak yıllık çalışma programlarını düzenler ve yönetim kurulunun onayına sunarlar. Oda yönetim kurulu, onaylanan programları uygulamakla yükümlüdür. Komisyonların Toplanması Madde 13. Komisyon üyeleri, kendilerinin belirleyeceği bir mekânda en geç onbeş günde bir toplanır. Kararlar çoğunluğun oyuyla alınır. Oyların eşit çıkması durumunda başkanın olduğu taraf üstün sayılır. Yürürlük Madde 14. Bu yönerge yayımladığı tarihte yürürlüğe girer. Yürütme Madde 15. Bu yönergenin hükümlerini Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu yürütür. Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 15

GÜNCEL Bir Zamanlar Ankara Yetkililerin çabalarına rağmen ülkemizin ismini bir nebze dünyaya duyuran Ankara keçisinin namı diğer Angora keçisi (Tiftik keçisi) varlığı her geçen gün azalıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında tiftik keçilerini elinde bulunduran Türkiye nin, bu üründe dışa bağımlı hale geldiği, 1960 larda 6 milyon baş olan tiftik keçisi sayısının 250 bine kadar gerilediği bildiriliyor. Tiftikbirlik tarafından hazırlanan raporda, Türkiye tiftik ihracatının 2005 yılında 43, ithalatınınsa 500 ton civarında olduğu, bu ithalat içinse yaklaşık olarak 4,5 milyon ABD Doları nın yurt dışına gittiği belirtiliyor. Ayrıca raporda, dünya tiftik üretiminin ise 19. yüzyıl ortalarında Ankara dan götürülen tekelerle başladığı belirtiliyor. Tekstil sanayisinin üstün kaliteli ve pahalı ham maddelerinden olan tiftik üretiminin, tekstil sanayisinin gelişimine paralel olarak yıllara göre değişiklik gösterdiği belirtiliyor. On milyon kilo olan yıllık tiftik üretiminin ise uygulanan yanlış politikalar nedeniyle, son yıllarda 400 bin ila 200 bin kilo arasında değiştiği vurgulanıyor. Bu kadar olumsuzluk arasında bütün dünyada bizleri temsil eden Ankara keçisinin geçmişini ve özelliklerini hatırlayacak olursak: Özgeçmişi Ankara keçisi bazı araştırıcılara göre Capra prisca isimli vahşi keçiden kök almıştır [Antoniusi1922, Adametz, 1926a ve 1928]. Ancak Schreiner [1898], Ankara keçisinin atasının İran vahşi keçisi Capra aegagrus olduğunu kabul etmektedir. 16 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

GÜNCEL Keçimiz Varmış Hazırlayan: Vet. Hek. Canberk TİFTİKÇİOĞLU Ankara keçisi veya bu keçinin yakın bir varyetesi, Orta Asya orjinli bir kavim olan Sümerler tarafından büyük bir olasılıkla milattan 4000 yıl kadar önce biliniyordu. Sümerler tarafından Mezopotamya bölgesine yakın yaylalara ve daha sonra XIII. yüzyılda Oğuz Türkleri tarafından Ankara yöresine getirildiği sanılan Ankara keçisi tipindeki keçilerin, kuvvetli bir olasılıkla Hazar Denizi ile Aral Gölü arasındaki bölgeden kaynaklanmış olabileceği sonucuna varılmıştır. Ancak bu konuyu inceleyen bilim adamlarının çoğu Ankara keçisinin orijininin Orta Anadolu nun Ankara yöresi olduğunu bildirmişlerdir. Kaynak ne olursa olsun genel kanı, Ankara keçisinin bilinen özelliklerini Orta Anadolu Yaylası nda ve özellikle o zamanlar Angora olarak anılan yörede kazandığıdır. Uzun yıllar sadece Anadolu da yetiştirilen Ankara keçisinin XVII. yüzyılın ortalarından itibaren küçük partiler halinde Hollanda, İngiltere, İtalya ve Fransa ya götürüldüğü, fakat adaptasyon güçlükleri nedeniyle bu girişimlerin başarısız kaldığı görülmektedir. Buna karşılık, bugün Türkiye dışında Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Afrika Cumhuriyeti nde Ankara keçisi yerleşmiş durumdadır. Bu iki ülkeden başka Lesotho, Arjantin, Sovyetler Birliği, Avustralya ve Yeni Zelanda da da sınırlı ölçüde yetiştirilmektedir. Son yıllarda Hindistan, Pakistan, Fransa ve Kenya gibi ülkelerde de Ankara keçisi yetiştiriciliğine bir yönelme görülmektedir. Özellikleri Ankara keçisinden elde edilen en önemli ürün tiftik olmakla beraber, etinden, derisinden ve nadir olarak da sütünden yararlanılmaktadır. Tiftik, ayrıca mohair olarak da bilinir. Tiftik, parlak elastik, zararlı güneş ışınlarını geçirmeyen, nem çeken, ısıya dayanıklı, kolayca boyanabilen ve kolay kir tutmayan bir elyaf olmasından dolayı, dokuma sanayinin vazgeçilmez bir hammaddesidir; tekstil ve trikotaj sanayinde aranılan bir ürün özelliğiyle erkek ve kadın dış giyim sanayinde, döşemelik kumaş üretiminde, dekoratif amaçla, battaniye, halı, şal, şapka, atkı üretiminde, astarlık kumaş olarak, tela, battaniye ve kilim yapımı gibi değişik alanlarda kullanılmaktadır. Cüsse ufak, baş profili düzgündür. Her iki cinsiyet de çoğunlukla boynuzludur. Boynuzlar Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 17

GÜNCEL kısa orta veya uzun olabilmektedir. Tekelerde boynuzlar daha kuvvetli, burgu şeklinde ve geriye hafifçe kıvrıktır. Kulaklar uzun ve sarkıktır. Tiftik keçilerinin büyük çoğunluğu beyazdır. Ancak Siirt ve Mardin yörelerinde siyah, kahverengi ve gri renkte tiftik keçilerine de rastlanmaktadır. Tiftik keçilerinin verim özelliklerine bakıldığında sütleri ancak kendi yavrularına yetecek düzeyde olduğundan genellikle sağılamazlar. Vücut ağırlığı tekelerde ortalama 45-50 kg, keçilerde ortalama 30-45 kg, tiftik verimi ülkemizde 1,8-2 kg iken diğer ülkelerde 4-6 kg kadardır. Ülkemizde Yetiştirme Alanları Ülkemizde büyük çoğunluğu Ankara başta olmak üzere İç Anadolu bölgesinde ve Türkiye genelinde Konya, Karaman, Eskişehir, Afyon, Çankırı, Çorum, Kastamonu, Kırşehir, Kütahya, Niğde, Yozgat, Bolu, Siirt, Mardin, Bitlis ve Van illerinde yetiştirilir. Tipik ırk özelliklerini üzerinde toplayan en saf örnekler Ankara Yöresinde yetiştirilmektedir. Ankara keçisi et ve süt hayvanı değildir. Buna karşılık kırsal kesimlerde etinden ve sütünden yararlanılmaktadır. Ankara keçisinden yararlanma konusunda, tiftik, et ve süt arasında sırasıyla yaklaşık olarak %60, %30 ve %10 gibi bir dağılım olduğu görülmektedir. 8.3.2006 tarihli ve 26102 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Uygulama Esasları Tebliği ne göre desteklenecek ırklar arasında bulunan Ankara keçisi ülkemizde gelişmeyi beklemektedir. 18 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

GÜNCEL Peki, Ne Yapmalıyız? Ankara keçilerinin başta tiftik verimi olmak üzere önemli verim özelliklerinin arttırılması için, genetik yapılarını geliştirecek ıslah programlarını sistemli bir şekilde uygulamak ve bunu bakım-besleme koşullarını düzelterek desteklemek gerekmektedir. Genetik yapının iyileştirilmesi, damızlık olarak kullanılacak hayvanların seçimi, yani seleksiyon ve bunlara uygulanacak birleştirme metodlarının belirlenmesinden sonra gerçekleştirilebilir. Ancak Ankara keçileri saf olarak yetiştirilmesi gereken bir ırktır. Diğer tür hayvanlarda ve diğer keçi ırklarında, düşük verimli bir ırkla yüksek verimli bir ırkın birleştirilerek, düşük verimli ırkın genetik yapısının iyileştirildiği gibi, Ankara keçilerinin başka bir ırkla birleştirilmesi düşünülmemelidir. Bu yüzden, bu keçilerin genetik potansiyellerinin arttırılması için, öncelikle etkin bir seleksiyon ve diğer ülkelerden yüksek verimli damızlıkların getirilerek kan katma yönteminin uygulanması gerekmektedir. Bu konuda hayvancılıkla ilgili her konuda olduğu gibi veteriner hekimlere çok iş düşmektedir. Üreticiyi eksik kaldıkları konularda bilgilendirmek bizlere düşmektedir. Kaybolan bu milli değerlerimiz karşısında maddi mevzuları bırakıp ülkemizin kalkınmasındaki üstümüze düşen manevi sorumluluklardan ödün vermemeliyiz. Diğer ülkeler tarafından verim özellikleri geliştirilmiş ve dünya piyasasında tiftik üretiminde söz hakkını kaptırdığımız günlerde elimizdeki bu nadide değere bizden daha fazla sahip çıkılmaktadır. Her geçen gün bu konuda kan kaybı yaşamaya devam ediyoruz. Tiftik keçisi ülkemizde hak ettiği değeri görmüyor. Kendi değerlerimizi kaybetmeye devam ettikçe yakında biz diye bir şey kalmayacak. Ülkemize ait olan değerlerde dışa bağımlı hal gelmemek için, kültürümüzü yaşatmak uğruna artık UYANMA ZAMANI GELDİ Kaynaklar: http://www.veterinerhekim.net/pages.asp?sid=292 http://www.ankara-tarim.gov.tr http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=5269538 http://www.ikongumruk.com/icerik.asp?icerikid=483&l=1 http://genkaynaklari.sitemynet.com/keci/id1.htm Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 19

RÖPORTAJ Hamdi Beğendik ile Röportaj Veteriner Hekim Olduğum İçin Çok Şanslıyım Hazırlayan: Vet. Hek. Canberk TIFTİKÇİOĞLU Veteriner Hekim Hamdi Beğendik kimdir? Kayseri de 1950 yılında doğdum, İstiklal İlkokulu (1957-1962) nu, Nazmi Töker Ortaokulu (1962-1965) nu, Kayseri Lisesi (1965-1968) ni bitirdim. Hedefim doktor olmaktı. Bunun için İstanbul ve İzmir de şansımı denemek istedim ama babam bu şehirleri istemedi. Bunun üzerine Ankara ya geldim ve 1968 de ilk önce Ankara Hukuk Fakültesine kayıt oldum birkaç ağabeyimizle konuştuktan sonra Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi ne geçiş yapmaya karar verdim. 1973 te de fakültemden mezun oldum. Mezun olduktan sonra fakülte yıllarında da meraklı olduğum tatlı su balıkçılığı yapmak, daha sonra ise meslektaşım Ali MERMERTAŞ ile özel klinik açmak istedim ama babam bu seçtiğim yollarda gelecek görmediği için istediklerimi yapamadım. 1973 te kuruyemiş dükkanı işletmeye başladık. 1981 de toptan gıda ile ilgilenen bir arkadaşımızın yerini aldık ve 1982 de bu yeri işletmeye başladık. O dönemde Türkiye içerisinde ilk 5 arasındaydık. Ağabeyim ile yaptığım anlaşmayla yurt dışı görüşmelerine ben gittim. Pasaportumda bile veteriner hekim yazar. Herkese eşit davranmak için bir kez gittiğim ülkeye ikinci kez gitmemeye çalıştım, eğer ben daha önce gittiysem ya ağabeyim gidiyordu ya da yardımcılarımızdan birini gönderiyordum. Yurt dışı gezilerimde gördüğüm bazı işleri ülkemizde yapmak istemiştim. Örneğin çimento taşıma aracı, halı saha işletmeciliği gibi Fakat ağabeyim bu fikirlere fazla sıcak bakmadı. En son olarak 1985 te Viyana ya giden ağabeyimden oradaki toptan gıda marketçiliğine dikkat etmesini istedim. Viyana da ki marketçiliği gören ağabeyim bu fikri benimsedi ve 1986 da Kayseri de ilk Beğendik meydan mağazasını açtık. 1986 biterken iki, 1987 nin başında dört, 1988 sonunda beş mağaza açılışı oldu. 1993 yılı Nisan ayında Kocatepe şubesi Süleyman Demirel tarafından açıldı ve bu tarihten beri Beğendik mağazalarının yöneticiliğini yapmaktayım. Yöneticisi olduğunuz işyerinde mesleğinizi icra edebiliyor musunuz? Okul bittikten sonra hiç veteriner hekimlik yapmadım ama okulda okutulan deontoloji dersi, hayat felsefesini oluşturmak için bana çok yardımcı oldu. Mesleğe başlayan genç arkadaşlara tavsiyem; ilk önce seçtikleri mesleği sevmeleri; ikinci olarak, mesai arkadaşlarını sevmeleridir. Üçüncü olarak da; evli ise ilk önce eşini, varsa çocuğunu, sonra anne, baba ve akrabalarını... Zaten bunları seven, vatanını milletini sever. Veteriner hekimliğin şu anda yaptığım ticarette çok etkisi var. İlk önce dürüst namuslu olmayı anamız babamızdan öğrensek de, bizim mesleğimiz de bunu gerektirmektedir ve veteriner fakültesine gitmek bana bu konu hakkında çok şey öğretmiştir. Bana göre mukaddes meslekler arasında ilk olarak öğretmenlik gelse de, ondan sonra bizim mesleğimiz gelmektedir. Çünkü hayvanlar hiçbir zaman dertlerini anlatamazlar ve dertlerini anlayıp çözecek tek meslek de veteriner hekimliktir. Peki, niye öğretmenlik önemli? Çünkü her şey öğretmek ve öğrenmekle başlar. Sadece okuldaki öğretmenler öğreten değildir, berber de bir öğretmendir kalfası vardır, bir tamirci de öğretmendir çırağı vardır. Şayet kişi yetiştiriyorsa, öğretmendir. Öğretemiyor kendini kısıtlıyorsa o öğretmen olmaz. Peki, sizce mesleğimiz ülkemizde hak ettiği yerde mi? Benim anladığım kadarıyla mesleğimiz hak ettiği yerde değil. Bir kere, meslektaşlarımızın sosyal yönü yok, isterdim ki; meslektaşımız 20 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007

RÖPORTAJ olan milletvekilleri bizimle birlikte olsun, dertlerimize ortak olsun. Ayrıca meslektaşlarımızın birbirini sevmesi gerekir. Bir veteriner hekim kliniği gördüğümde, vaktim varsa içeri girer, selam verir, hal hatırını sorarım. Bence meslektaşlarımız birbirini sevmeli, sahip çıkmalıdır. Meslektaşımız yaptığı işi sevmeli ve dürüst yapmalı, yapılmadığı zaman ben çok üzülüyorum, ancak bu şekilde mesleğimiz hak ettiği yerlere ulaşabilir. Çalışma hayatınızda sizi etkileyen büyükleriniz veya örnek aldığınız Türk büyüklerimiz var mı? Tabiî ki var, her yaptığı icraatıyla, davranışıyla M. Kemal Atatürk ü hep örnek almışımdır. Bu riyakârlık değil! Ben Atatürkçüyüm diyenlerin çoğuna da inanmıyorum. Eğer onun dediğini yaparsa Atatürkçüdür. Sevmek ayrı bir şeydir. Ben bugün 1400 kişi çalıştırıyorum ama her zaman kendime Acaba bu sayıyı nasıl 14000-15000 e çıkarırım? diye soruyorum. Bu benim Atatürkçülüğüm. Ben Atatürk ün dediğini yapıyorum, memleketime hizmet etmek istiyorum, işsizliği önlemek istiyorum. Atatürk ten sonra en çok tesirinde kaldığım kişi, Mehmet Akif Ersoy dur. Bir de hiç görmediğim ama sözlerinden çok etkilendiğim büyükbabam var, 18 yıl askerlik yapmıştır. Trablusgarp ta, Balkanlar da 2 yıl, Çanakkale de ve doğuda Kazım Karabekir ile Ermenilere karşı savaşmıştır. Biz her zaman büyüklerimizin sözlerine saygı duyduk. Bence her liderin kendine has özellikleri ve güzellikleri vardır. İnsanın her döneminde farklı idealleri vardır. Biz de gençken doktor olmak istedik ama olamadık. Kayseri de kulak-burunboğaz uzmanı Dr. Ayhan Ada vardı. 1968 veya1969 senesinde burnumda bir kanama vardır. Bende onun yanına gittim. Ayhan ağabeyim beni tedavi etti. Daha sonra Ne kadar? diye sorunca Ne parası, biz senle meslektaşız senden para mı alacağım? demişti. Bu davranışı nedeniyle Ayhan ağabeyimi ömrüm boyunca unutamıyorum. Bunun için ben doktor olmayı tercih etmiştim. Bir başka örnek aldığım insan da dayımdır. Kendisi kırtasiyeciydi, her bayramda çocuklara dolma kalem ya da defter verirdi, hiç kimseyi boş yollamazdı. Oturuşuyla, kalkışıyla, giyinişiyle olsun gerçekten örnek alınacak birisiydi. Mesela veteriner fakültesinde Prof. Dr. Satı Baran vardı. O dönemde ciddiyeti ile örnek kişilerdendi. Yani insanın her döneminde örnek aldığı birileri olur ama benim için en önde gelen isimler Atatürk, Mehmet Akif Ersoy ve büyükbabamdır. Bize fakülte yıllarından aklınızda kalan bir anınızı anlatır mısınız? Veteriner fakültesinde okuduğum yıllarda fikir ayrılıkları olmasına rağmen benim dönemim çok iyiydi. Sınıfımız da 5 kız arkadaşımız vardı. Okulun ilk zamanlarında anatomi uygulama dersi olduğu vakit, bazı arkadaşlar birbirlerine şakalar yapardı. Nasıl olduysa bir anatomi uygulama dersinde yanlışlıkla Nesrin arkadaşım ayağıma takıldı ve salonun ortasında düştü. Bütün sınıf bu olaya çok gülmüştü. Ben bu olaya çok üzülmüş ve defalarca ondan özür dilemiştim. Hatırladığım anılar arasında bir başkası ise, dayımla beraber Bülent Ersoy un da olduğu bir müzik programını izlemeye gitmiştik. Gecemizin sonunda hesap masaya gelmişti ki, dayım hesabı ödemeyince para vermek bana düşmüştü. Bu yüzden 1 ay kadar öğle yemeği yiyememiştim. Takip ettiğiniz kadarıyla meslek örgütlerimizin, özellikle Odamızın çalışmalarını beğeniyor musunuz? Bire bir her üyenin çalışmasını bilmesem de, her ay düzenli bana dergiler gelir, yapılan çalışmalar programlar hakkında ya da kaybettiğimiz meslektaşlarımızla ilgili kısa mesajlar her zaman telefonuma gelir. Bu konularda yapılan çalışmalardan çok memnunum. Ben odalarımızın din, dil, ırk ayrımı gözetmeden, siyasi farklılıkları göz ardı ederek mesleğimiz için çalışsınlar istiyorum. Birlik beraberlikten ayrılmasınlar. En son olarak da meslektaşlarımız birbirini sevsin. Meslek adına kimse kimseye kötülük yapıp ayağını kaydırmaya çalışmasın, birlik beraberlik bozulmasın. Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007 21

SEÇTÝKLERÝMÝZ Yiyecek ve İçeceklerde Sahtekârlıklar Diz Boyu! İngilizler tüketicileri Dikkat kazıklanıyorsunuz, diye uyarıyor, peki biz ne yapacağız? New Scientist bilim dergisi soruyor: Üstün nitelikte bir ürünü ararken, verdiğiniz paranın karşılığını alıp almadığınızı nasıl biliyorsunuz? Mesela satın aldığınız pirinç. Gerçekten üzerinde yazan Hint pirinci mi? Bal, viski, cin, votka, meyve suları, tereyağı, peynir, et, balık, kahve ve hatta patatese bile hile, dolan karışmış. % 2 İngiltere de barlarda satılan cin ve votkanın % 2 si daha ucuz içkilerle karıştırılıyor. % 55 İngiltere de satılan bazı tavukların vücut ağırlıklarının % 55 i su ile takviye edilmiş. Size yakın bir mağazadan satın aldığınız basmati pirincine bir göz atın. Bu pirincin etiketinde yazılı üstün niteliklere sahip olup olmadığından emin misiniz? Gerçekten de paketin üzerine iliştirilen resimde gösterildiği gibi, Hindistan ın o yemyeşil çeltik tarlalarında mı yetiştirilmiş? Büyük bir olasılıkla, hayır. Britanya Besin Ölçütleri Dairesi (FSA) ülkede satışa sunulan basmati pirinçleriyle ilgili DNA araştırması yaptı. Bu araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda katıksız basmati pirinci etiketiyle piyasaya sürülen pirinçlerin yalnızca %54 ünün gerçekten de Kuzey Hindistan ve Doğu Pakistan da yetiştirildiğini ortaya koymaktaydı. Kazık: 10 milyon dolar kadar. Gelgelelim, dolandırıcılık kapsamına giren besin ürünleri yalnızca pirinçle de sınırlı değil. Bal, viski, cin, votka, meyve suları, tereyağ, peynir, et, balık, kahve ve hatta patatese bile hile dolan karışmış. Besin ürünlerindeki sahtekârlık büyük bir sektöre dönüşmüş durumda. Belli nedenlerden ötürü bunun hangi ölçülere vardırıldığı tam olarak bilinmese de, ani baskınlar ve araştırmalar bu alanda etkin olan suçluların ve bozuk besin üreticilerinin tüketicileri her yıl milyonlarca dolarlık zarara uğrattıklarını ortaya koyuyor. Ancak, dolandırıcıların kendilerini kollamalarında yarar var. Çünkü bilim insanları artık besinlerin tarladan masalarımıza ulaşıncaya 22 Ankara Veteriner Hekimler Odasý Bülteni - Þubat 2007