ÜNİTE 10 ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ayşe GÜROL İÇİNDEKİLER HEDEFLER

Benzer belgeler
Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

Basiskele. Basiskele

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

NEDEN ANTİBİYOTİK VERİLMEMELİ?

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

YENİDOĞAN BAKIMI HÜLYA CİVELEK YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM SORUMLU HEMŞİRESİ

Beyin kan dolaşımının bozulması sonucu, dokunma ve sesli uyarılara cevap verememe haline BİLİNÇ KAYBI denir. KOMA UYKU

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Kan Kanserleri (Lösemiler)

TEMİZİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

bekletilme ünitesi Sebze yıkama ünitesi Bulaşık yıkama ünitesi

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

T.C. Sağlık Bakanlığı Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü. Ardahan Lise Öğrencileri EĞİTİM SEMİNERİ

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

9-ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM

KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

Hepatit C ile Yaşamak

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VE VEREM HAFTASI

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

f D r. f akup İMREN Halk Sağlığı Müdürü

Doktorum bana neden antibiyotik yazmıyor?

EL HİJYENİ VE ELDİVEN KULLANIMI TALİMATI

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 09 Nisan :25 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Nisan :59

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

KULLANMA TALİMATI. Etkin Madde: Mepiramin maleat, lidokain hidroklorür, dekspantenol.

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır.

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

SOĞUK UYGULAMA TALİMATI

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

KORUMA AŞISI İÇİN MUVAFAKATNAME. Priorix Enjeksiyonluk solüsyon hazırlamak için toz ve çözücü Canlı kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır.

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

Mebusevleri M. Anıt C. Şafak A. 8/ Tandoğan Ankara 1

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir.

Havale. Havale Nedenleri: Beyin yaralanmaları, Beyin enfeksiyonları, Yüksek ateş, Bazı hastalıklar.

YANIK, DONMA VE SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM


T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Romatizma BR.HLİ.066

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

PERİNE BAKIMI. Perine bakımında amaç; Hastayı gelişebilecek enfeksiyonlardan korumak, hastanın rahatlığını, konforunu, temizliğini sağlamaktır.

BASI YARASI KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor.

1. Aşağıdakilerden hangisi kırık çıkık burkulmalarda uygulanan ilkyardım uygulamalarından biri değildir?


Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

EXELDERM KREM KULLANMA TALİMATI

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25

Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız?

İntİm Temİzleme Ürünlerİ

İLK YARDIM DENEME SINAVI Aşağıdakilerden hangisi yaşam bulgusu değildir? A) Bilinç. B) Solunum ve dolaşım. C) Vücut ısısı kan basıncı

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

KULLANMA TALİMATI. ERCEFURYL 100 mg kapsül Ağızdan alınır

Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan

Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz

Yeterli ve Dengeli Beslen!

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

1. Aşağıdakilerden hangisi kırık, çıkık, burkulmalarda ilkyardım uygulamalarından biri değildir?

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Transkript:

ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN ŞİKÂYETLER VE İLGİLİ PERSONELLE İŞBİRLİĞİ III İÇİNDEKİLER Ateş ve Havale İlgili Personelle İşbirliği Öksürük İlgili Personelle İşbirliği Pişik İgili Personelle İşbirliği ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Çocuklarda vücut ısısının normal değerini bilebilecek, Ateşin düşürülmesi ya da kontrol altında tutulması gereken durumları sayabilecek, Öksürüğü olan bir çocuğun evde bakımına yönelik ailelere eğitim verebilecek, Pişiği olan bir çocuğa sahip anneye önerilerde bulunabileceksiniz. Yrd. Doç. Dr. Ayşe GÜROL ÜNİTE 10

GİRİŞ Üç yaş altındaki çocuğa sahip anne ve babaları en çok endişelendiren durumların başında ateş gelmektedir. Normalin üstündeki vücut ısısı olarak tanımlanan ateş, çocuk hastalıklarında, özellikle enfeksiyonlarda görülen bir belirtidir. Diş çıkarma, grip, bronşit ve ishal gibi pek çok hastalık çocuklarda ateşin çıkmasına yol açabilir. Ateşli havaleler çocuklarda sık rastlanan bir durumdur. Havale, bebeğin hasta olduğunu gösteren ilk belirtidir. Özellikle çocukluk döneminde hastaneye başvuru nedenleri arasında öksürük ilk sırada gelmektedir. Çocuklarda özellikle kış mevsiminde çok sık görülen öksürük hastalık değil, çeşitli sağlık sorunlarının bir belirtisidir. Çocuklarda çok sık rastlanan öksürük; boğmaca, zatürre, bronşit ve larenjit gibi enfeksiyonların veya astımın da belirtisi olabilir. Dolayısıyla öksürük asla ihmal edilmemesi gereken bir belirtidir. Pişik, bebeklik döneminin en sık karşılaşılan sağlık problemidir. Pişik genellikle alt bezinin bebeğin tenine temas ettiği noktalarda hafif kabartılı bir kızarıklık biçiminde ortaya çıkar. Ne kadar iyi bakılırlarsa bakılsın bütün bebeklerde zaman zaman pişik olabilir. Her çocuğun yaşamının bir döneminde yaşayabileceği, aileleri endişelendirecek ve hastaneye başvuru nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan ateş, havale, öksürük ve pişik gibi sık görülen şikâyetler bu ünitede sizlere ayrıntılı bir biçimde anlatılmıştır. ATEŞ VE HAVALE Ateş Ateş, vücut ısısının normal sınırların üzerine çıkmasıdır. Resim 1. Çocukluk çağı ateş yönetimi evde başlar Ateş, vücut ısısının normal sınırların üzerine çıkması olarak tanımlanır. Ateş, doktorların çocuklarda en sık karşılaştığı sağlık sorunlarından biridir. Ateş, normal bir vücut savunma mekanizmasıdır. Yüksek ateş bir hastalık değil, yalnızca bir belirtidir. Altta yatan hastalık süresince devam edebilir. Çocuğun genel durumu ateşin derecesinden daha önemlidir. Çocuklarda normal vücut sıcaklığı 36,2 37,8 C arasındadır. Çocuklarda normal vücut sıcaklığının üst limiti 37,9 C dir. Vücut ısısı sabahın erken saatlerinde en düşük (04 07), akşam üstü (16 19) en yüksek düzeydedir. Akşamları sabaha göre 0,5 1 C daha yüksektir. Bu günlük değişim vücut ısı düzeyinin de bir ritmi olduğunu gösterir. Ateşli dönemlerde de sabah saatlerindeki düşüklük ile akşam saatlerindeki yükseklik devam eder. Süt çocuklarında genellikle sabah-akşam vücut ısılarında fark yoktur. İlk yaşlarda gündüz ve uyanık durumda iken vücut ısısı, uyku halindeki ısıdan 0,6 C kadar Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Çocuklarda ateşin değerlendirilmesinde elektronik termometreler kullanılmaktadır. yüksek olabilir. Bu günlük değişimin yanı sıra, egzersiz, sıkı giyinme, sıcak hava, sıcak yiyecek ve içecekler ile vücut sıcaklığı 38-38.5 o C arasında seyredebilir. Çocuklarda vücut ısısı, erişkinlerden daha yüksektir. Bir yaş civarında vücut ısısı kademeli olarak erişkin düzeye doğru düşmeye başlar. Kızlarda 13 14, erkeklerde 17 18 yaşlarında sabit hâle gelir. Ateş, vücut ısısını önceden belirlenmiş bir limit arasında artırır. Çocuklarda, çok yüksek olmayan vücut ısıları vücudun iltihaplanmaya bir cevabını gösterir ve ateş her zaman zararlı olmayabilir. Enfeksiyonla karşılaşıldığında ateş 40 C yi aşar. Nadiren 41 C den fazladır. Ateşin 39 C ve üzerinde olduğu durumlarda bağışıklık fonksiyonları düşük düzeydedir. Bu yüzden 39 C üzerindeki yüksek sıcaklıklar önlenmelidir. Çocuklarda; 39 C üzerindeki yüksek ateşte huzursuzluk, halsizlik, baş ağrısı gibi belirtiler vardır. Aşırı sıcak (kalın kıyafet, güneş), heyecan ve sinir (ağlayan bebek), yemekler veya çeşitli aktiviteler (koşma, oynama gibi) nedeniyle vücut ısısı 38.5 C ye kadar yükselebilir. Bu gibi durumlarda herhangi bir hastalık söz konusu değildir. Ateşin görülme nedenleri; En çok nezle, öksürük, zatürre ve boğaz, orta kulak, mide-bağırsak ve idrar yolu iltihapları gibi çocuk hastalıkları nedeniyle ateş çıkar. Susuzluktan kaynaklanan ateş: özellikle yenidoğan bebeklerde vücuda giren sıvı miktarının yetersiz olması durumunda (örneğin eğer çocuk nezleyse ve bir şeyler içmek istemiyorsa) veya aşırı sıvı kaybı (ishal) söz konusu ise ateş yükselebilir. Çocuklarda ateşin değerlendirilmesinde elektronik termometreler kullanılmaktadır. Elektronik termometreler, duyarlı kısımlarında (prob) bulunan metallerin elektrik akımına gösterdikleri direncin ısı ile değişimine göre sıcaklığın tahmin edilmesi ilkesi ile çalışır. Ölçüm tamamlandığında sesli uyarı vermeleri, kullanım kolaylıkları, kolay okunabilen likit kristal ekranları ile son yıllarda yoğun ilgi görmektedirler. Annelerin ateş konusunda endişelerine neden olan etmenler şunlardır: Daha önceden ateşin ne olduğu ve tedavisi ile ilgili yeterli bilgilendirme yapılmamış olması Ateşin 39 o C'nin üzerinde oluşu Annenin eğitim düzeyinin düşük olması Tek çocuk olması Ateşli çocuğun doktora götürülmesi ile ilgili olarak iki etmen belirlenmiştir: Annenin endişesi Ateşin tanımı ve tedavisi konusunda daha önce bilgilendirme yapılmamış olması Anne-babaların doktorlarını aramasını gerektirebilecek durumlar: 2-4 aylık bebekte difteri-tetanoz-boğmaca (DBT) aşısına bağlı olmayan ateş varsa 3 yaşından küçük çocukta ateş 40-40.5 o C arasında ise Çocuk idrar yaparken yanma ya da ağrı varsa Ateş 72 saatten uzun zamandır sürüyorsa Çocukta ateşli havale öyküsü varsa Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Çocukluk çağı ateş yönetimi genel olarak evde başlayan ve tıbbi öneriler sonrası evde sürdürülen bir süreçtir. İlgili Personelle İşbirliği Kurum personeli ile işbirliği Ailelerin, ateşin vücudun normal bir cevabı olduğunu bilmemeleri ateşten korkmalarına yol açmaktadır. Çocuğun ateşi yükseldikçe ailelerin endişe ve korkuları artmakta ve çoğu zaman kendilerini çaresiz hissedebilmektedirler. Ateş ve hastalık bilgisi, toplumların kültürleri, gelenek ve görenekleri ile yakından ilgilidir. Bu durum ebeveynlerin ateş konusundaki davranış ve tutumlarını da etkilemektedir. Ateşe ne zaman ve nasıl müdahale edilmesi gerektiği konusunda yeterli bilgi ve tecrübesi olmayan ebeveynler, doktor tarafından yeterli tıbbi değerlendirme yapılmaksızın, gereksiz ve/veya yanlış dozda ateş düşürücü ilaç (antipiretik) ve antibiyotik ilaçlar kullanılabilmektedir. Sonuçta ailelerin, ateşle seyreden ve kendiliğinden düzelme ihtimali yüksek olan viral enfeksiyonlarda da gereksiz antibiyotik kullanma eğilimi yüksektir. Antibiyotiklerin yeterli süre ve dozda verilmemesi, çocuğun şikâyetleri geçince erken dönemde kesilmesi ya da ailelerin hastalıklara tedbir amacıyla gerektiğinde kullanmak üzere evlerinde yedek antibiyotik bulundurma eğiliminde olması nedeniyle çoğu zaman bu yedek ve/veya önceki tedaviden artan antibiyotiklerin kullanım süreleri geçmekte ya da doktor önerisi dışında kullanılma olasılıkları artmaktadır. Çocukluk çağı ateş yönetimi genel olarak evde başlayan ve tıbbi öneriler sonrası evde sürdürülen bir süreçtir. Bu sürecin yönetiminde ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir. Çocukların bakımından sorumlu kişilerin, özellikle annelerin, çocukluk çağında ateşli durumların yönetimine ve akılcı antibiyotik kullanımına ilişkin konularda doğru bilgi sahibi olması, hem çocuğa yapılan gereksiz uygulamaları, hem de gecikmiş ve yetersiz müdahaleleri önleyecektir. Ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi ateşli durumların yönetim başarısını ve akılcı antibiyotik kullanım oranlarını arttıracaktır. Aile ile işbirliği Ailelerin ateşin tedavisi konusunda en sık yaptıkları hatalar çocuklarına yeterli sıvı vermemeleri, ilaç dozlarında yanlışlık yapmaları (genellikle düşük doz) ve ılık uygulamada olması gerekenden soğuk su kullanmalarıdır. Bu nedenle gerek hasta gerek sağlam çocuk izlemlerinde ailelerin bu konularda bilgilendirilmeleri gerekir. Olağan sağlam çocuk muayenesinde ateş eğitimi için en uygun zaman dördüncü ya da altıncı ay kontrolleridir. Ailelere ateş konusunda aşağıdaki bilgi ve becerilerin kazandırılması gerekir: Ateşin tanımı, Ateşli çocukta ateşin nasıl izleneceği, Ateşin, enfeksiyonla savaşta yararlı olabileceğinin anlatılması, Ateş 41 o C'nin üzerinde olmadıkça tek başına çocuğa zarar vermeyeceği, Ateş düşürücü ilaçların ne zaman verilmesi gerektiği ve dozları, Ilık uygulamanın ne zaman yapılacağı, Doktorla ne zaman iletişim kurulması gerektiği, Ateş ölçümü. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Aile eğitimi, ateş düşürme yöntemlerini uygulamayı ve destekleyici bakımı vermeyi içerir. Bu eğitim ile gereksiz muayeneler, ateşsiz çocuklara gereksiz ilaç uygulamaları azaltılabilmektedir. Çocuk 2 aylıktan küçük ise, Ateş 40.5 o C'nin üzerinde ise, Çocuk durmaksızın ağlıyorsa, Çocuk uyandırılamıyorsa, Çocuk bilinç bulanıklığı yaşıyorsa, Çocuk nöbet geçirmişse, Çocukta ense sertliği varsa, Çocuğun vücudunda mor noktalar varsa, Çocuk çok hasta görünüyorsa, Çocukta ağır enfeksiyon riski olan hastalık varsa, Çocuğun solunumu sıkıntılı ve burnu temizlenmesine karşın rahatlamıyorsa, çocuk derhal doktora götürülmelidir. Aile eğitimi, ateş düşürme yöntemlerini uygulamayı ve destekleyici bakımı vermeyi içerir. Ateşli çocuğun bulunduğu odanın ısısı 21 22 C arasında tutulmalıdır. Bu düzeydeki ısı, çocuğun ısı kaybının en üst düzeyde olmasını sağlar. Oda ısısının değerini azaltmak için cam açılmalıdır. Havalandırma cihazları ve vantilatörlerde kullanılabilir. Ancak çocuğun direk olarak hava akımının karşısında bırakılmamasına dikkat edilmelidir. Ateşli çocuğun üzerinin sarılması ve aşırı giydirilmesi doğru değildir. Az sayıda ve gevşek giysiler çocuğun ısısını düşürme mekanizmalarına yardımcı olur. Eğer çocuk üşüyor ve titriyorsa üzerine ince bir örtü örtülebilir. Ateş çocuğun kalori gereksinimini artırdığından çocuğun beslenmesinin desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca ateş, terlemeyi ve solunum sayısını artırarak sıvı kaybının da artışına yol açar. Bu durum vücut ısısının daha da artmasına neden olacağı için çocuğa bol miktarda sıvı verilmelidir. Su, meyve suyu, sulu meyveler verilmelidir. Bebek anne sütü ile besleniyorsa beslenme sıklığı arttırılmalıdır. Ateş sindirimi yavaşlattığı için yağlı ve zor sindirilen gıdalar verilmemelidir. Eğer ateşli çocuğun sıvı alımı iyi değilse en kısa sürede sağlık kuruluşuna götürülmesi konusunda aile bilgilendirilmelidir. Çocuğun aşırı fiziksel aktivitesi vücut ısısının daha da artmasına neden olacağından fazla fiziksel aktiviteden kaçınılmalıdır. Yine de çocukların evde basit oyunlar oynamasına izin verilmelidir. Ilık uygulama, ateş düşürmede kullanılan ilaç dışı bir yöntemdir. Vücut yüzeyleri geniş olduğu için küçük çocuklarda daha etkindir. Ilık uygulamada kullanılan suyun sıcaklığı 29 30 C olmalıdır. Suya kesinlikle alkol ya da kolonya katılmamalıdır. Çünkü alkol deriden emilerek, buharı ise solunum yolu ile sinir sistemi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Ilık uygulama ile vücut ısısı bir saat içinde 1,5 2 C den fazla düşürülmemelidir. Eğer vücut ısısı fazla düşürülürse beyindeki ısı merkezi etkilenecektir. Ilık uygulama beş dakikadan az otuz dakikadan fazla yapılmamalıdır. İşlem uzun sürdürüldüğünde, ateşin çok yüksek olmadığı durumlarda ve uygun olmayan yöntemlerle yapıldığında, çocuğun üşümesine, titremesine neden olarak ateşin daha da artmasına yol açabilir. Ilık Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Küçük çocukların vücut yüzeyi geniş olduğu için ılık uygulama daha etkindir. uygulama daha çok koltuk altı ve kasıklara uygulanmalıdır. Bu bölgelerde kan damarları daha yüzeyseldir. Bu bölgelere konulan ıslatılmış bezler saat yönünde ısındıkça değiştirilerek yapılır. Bu uygulama yapılırken çocuğun ıslak havlu ile sarılmasına dikkat edilmelidir. Ilık su yerine kesinlikle soğuk su kullanılmamalıdır. Uygulama öncesi ve sonrası vücut ısısı kontrol edilmelidir. Ateşin tedavisinde ılık su pansumanı ve banyosunun uygulama basamakları Ilık su ile pansuman Su sıcaklığı (29-31 derece) ılık olmalıdır. 3 adet el havlusu, pansuman peti veya sünger ılık su kabının içine konur. Bebek kuru havlu üzerine yatırılır. Elbiseleri çıkarılır, üzerine ince bir çarşaf örtülür. Islak havlulardan biri alına konulur, diğeri ile vücudun boyun, yüz, karın, diz, el bileklerinin iç yüzü, koltuk altı ve kasık bölgeleri silinir. Havlulardan biri kuruyunca diğeri ile devam edilir. Bu işlem 20-30 dakika boyunca sürdürülebilir. Eğer küvet veya kap içerisindeki su soğursa ılık su eklenir. Ilık su ile banyo Küvet vücut ısısına yakın sıcaklıkta ılık su ile doldurulur ve bebek küvetin içine konur. Bebek küvetin içinde 20-30 dakika boyunca bekletilir. Bu uygulama, havale geçirmekte olan bebek için asla yapılmamalıdır. Havale Okul çocuklarının yüzde dördü havale geçirmektedir. En sık görülen ateşli havaledir. Havale, ateşli bir hastalığın başlangıcında daha sık görülmektedir. En sık üst solunum yolu enfeksiyonları ile birliktedir. Havaleler genellikle 10 dakikadan az süren, devamlı tekrarlayan hareketler şeklindedir. Havaleler aileyi korkutur. Bu yüzden çoğu 112 yi arar ya da çocuklarını en yakın yerel hastaneye ulaştırırlar. Ateşli havaleler, 5 ay ve 5 yaş arasındaki çocuklarda (özellikle 2 yaş civarında) yaklaşık % 4 oranında görülmektedir. Havale geçiren çocukların % 13-50 sinde ailevi yatkınlık bildirilmektedir. Ateşli havalelerin tekrarlama riski yaklaşık %30 dur. Ateşli havaleler ani yüksek ateşle ortaya çıktığı için büyük ölçüde önlenebilir. Sadece bir ateşli havale geçiren çocuk genellikle daha ileri tedavi gerektirmez. Ancak ebeveynler, çocuğun ateşinin tekrar yükselmesine dikkat etmeleri konusunda uyarılmalıdır. Basit ateş nöbeti olan çocuklar için koruyucu olarak ilaç tedavisi önerilmez. İki ya da daha fazla ateşli havale geçiren çocuklara genellikle koruyucu olarak ilaç başlanır. Ailelere eğitim; ateşli havalelerin nispeten tehlikesiz olduğunun açıklanması ve bu durumların nasıl tanınacağını, sonraki havalelerde nasıl hareket edecekleri, etkili ve güvenli ateş düşürücü ilaçları nasıl kullanacağı, havalelerde ilk yardım ve acil yardımın ne zaman ve nasıl isteneceği konusunda bilgilendirmeden oluşur. Havale geçiren çocuk genellikle bilincini kaybeder, çocuğun gözleri yukarı doğru döner, dişleri sıkılır, vücudunun bazı kısımları veya bütün vücudu kasılmalarla sarsılır. Solunumu zorlaşır, ağzı köpürür, idrar ve dışkı kaçırabilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Nöbet geçiren çocuğun ateşini düşürmede alkol, kolonya ya da soğuk su kullanılması önerilmemektedir. 1-5 yaş arasındaki çocuklarda iltihabi mikrobik hastalıklar sonucu ateş yükselmesi ile havale görülebilir. Yani çok yükselen ateşin mutlaka düşürülmesi gerekir. Ateşi düşürmenin en pratik yolu çocuğun vücudunun ılık su ile silinip kurulanmasıdır. Bundan sonra evde bulunan ateş düşürücü ilaçlar denenebilir. Ateşli hastalıklarda ilk günden sonra havale ihtimali azalır. Çünkü beyin yavaş yavaş sıcağa alışır. Ateşli havale geçiren bir çocuğun ilk tedavisi ateşin düşürülmesi ve ateşe neden olan durumun tedavi edilmesini içerir. Ateşi düşürmek için minimum 24 saat süreyle her 4 saatte bir ateş düşürücü ilaç verilir. Ateşin nedeni belirlendikten sonra nedene yönelik tedavi uygulanır. Enfeksiyon tipine bağlı olarak antibiyotik tedavisi doktor tarafından başlatılır. Ateşli havaleyi önlemek için vücut sıcaklığı dikkatli izlenir, uygun dozlarda ateş düşürücü ilaç verilir ve gerekirse ılık su ile ıslatılmış süngerle çocuğun vücudu silinir. Ebeveynlerden nöbeti ortaya çıkaran olayları ve çocukta nöbet sırasında ve sonrasında görünen davranışları tanımlamaları istenir. İlgili Personelle İşbirliği Aile ile işbirliği Ebeveynlerin çoğu çocuğun nöbet sırasında ölmesinden, nöbetin yeniden tekrarlamasından ve ileride çocukta bilişsel ve davranışsal sorunların görülmesinden korkarlar. Onların endişelerinin dinlenmesi ve korkuları ile baş etmelerine yardım edilmesi önemlidir. Eğer çocuk tekrar nöbet geçirirse ebeveynlere ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi verilmelidir. Onlara, çocuğun vücut sıcaklığını nasıl ölçecekleri ve nasıl ılık uygulama yapacakları öğretilebilir. Nöbet geçtikten sonra ebeveynlere ateşi düşürmek için ılık suya batırılmış süngerle çocuğun vücudunu silmeleri söylenir. Ebeveynlere, çocuğu soğuk suyun altına tutmamaları, bunun titremeyi uyarabileceği ve nöbeti başlatabileceği hatırlatılmalıdır. Eğer çocuğun vücudunun ılık suyla silinmesi ateşini düşürmede etkili olmazsa, alnına soğuk kompres uygulamaları, giysilerini hafifletmeleri ve hemen hastaneye getirmeleri söylenmelidir. ÖKSÜRÜK Öksürük çocuklarda sık görülen bir yakınmadır. Tüm yaşlarda en sık görülen solunum belirtilerinden biridir. Öksürük ve hışıltı çocuklarda sık rastlanan bir yakınmadır. Birçok çocukta bu yakınma tekrarlayıcı hatta sürekli olup çocuğu ve aileyi önemli derecede rahatsız eder. Öksürük akciğerlerin koruyucu bir mekanizması olup, çocuk hekimlerine başvuru nedenleri arasında ön sıralarda yer alan bir belirtidir. Genelde ciddi bir hastalık nedeniyle meydana gelmez. Bazen inatçı olabilir ve eşlik eden bulgular ciddi bir hastalığın belirtisi olarak yorumlanabilir. Çoğu zaman kendiliğinden kaybolur. Sosyo-ekonomik durum, çevre kirliliği, sigara dumanı ve rutubet gibi faktörler öksürüğü etkilemektedir. Aileler öksürüğü bir bulgu değil, aksine bir Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Öksürük solunum yollarının aşırı salgılardan ve yabancı maddelerden temizlenmesine yardımcı olan önemli bir savunma mekanizmasıdır. hastalık olarak algılamakta ve çoğu zaman tetiği çeken faktörün bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu unutmaktadır. Öksürüğün kendisi bir hastalık değil, hayati bir reflekstir. Öksürük, yabancı maddelerin akciğerlere aspirasyonuna karşı, hava yollarının temizlenmesine yönelik koruyucu bir savunma mekanizması olup, solunum sisteminden mukus (kaygan, sümüksü koruyucu sıvı), kan, yabancı cisim, zararlı maddeler ve mikroorganizmaların uzaklaştırılmasında rol oynayan önemli bir reflekstir. Bir-üç hafta içerisinde gerileyen öksürük akut öksürük, 4 haftayı geçen öksürük kronik öksürük olarak tanımlanmaktadır. Akut öksürük çoğunlukla solunum enfeksiyonları (zatürre, bronşit, sinüzit, boğmaca) ile ilişkilidir ve öksürük enfeksiyonun iyileşmesi ile birlikte yatışır. Ani gelişen tıkanma ve öksürük sıklıkla yabancı bir cismin (leblebi, para, vs.) soluk borusuna kaçmasından sonra gelişir. Olumsuz çevresel faktörler, hava kirliliği, rutubet ve düşük sosyo-ekonomik durum da öksürüğün artışında rol oynayabilir. Büyük çocuklar, psikolojik etkilenmeyi öksürük olarak yansıtabilir ve genelde herkesin bulunduğu bir ortamda öksürebilirler. Çocuklarda yaşamın ilk birkaç yılında viral solunum enfeksiyonları sık görülür. Özellikle günlük bakım merkezlerinde olduğu gibi birçok çocuğun toplu halde bulunduğu ortamlarda bu durum söz konusu olur. Çabuk iyileşen ve viral bir enfeksiyonla meydana geldiği düşünülen öksürük için teşhis koymak amaçlı tahlil yapılmasına gerek yoktur. Buna karşılık öksürük 4-6 haftadan daha uzun süre devam ediyorsa araştırılması gerekebilir. Sıklıkla tedavi gerektirmez iken bazen yaşamı tehdit edebilen durumların belirtisi olabilir ve acil tedavi gerekebilir. Çocukların çoğunda öksürük özel bir belirti olmayıp, altta yatan ciddi bir problem bulunmamakta ve öksürük kendiliğinden gerilemektedir. Çocuklarda öksürük hem ebeveynlerin hem de çocukların gündelik yaşamlarını kötü yönde etkiler ve çocuklardaki yaşam kalitesini düşürür. Ayrıca ailelerde öksürüğün devamlılığı ile birlikte giderek artan stres oluşur. Uzun süreli öksürük durumunda sıklıkla aileler çocuklarını doktora götürmeden reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarıyla tedavi etme eğilimindedir. Çocukluk çağında daha çok viral enfeksiyonlarla ilgili olmasına rağmen, öksürük, uzun sürdüğü ve tekrarladığı zaman araştırılmalıdır. Okul devamsızlığına neden olması ve ailelerde stres yaratması nedeniyle hekime en çok müracaat nedenidir. Öksürük solunum yollarının aşırı salgılardan ve yabancı maddelerden temizlenmesine yardımcı olan önemli bir savunma mekanizmasıdır. Ancak bu koruyucu özelliğe rağmen öksürük birden çok sistemde bazı sorunlara da sebebiyet verebilmektedir. Bunlardan kaygı, hâlsizlik, uykusuzluk, kas ağrıları ve idrar kaçırma gibi olanları ebeveynleri endişelendirerek acil olarak çocuklarını doktora getirmelerine neden olur. İlgili Personelle İşbirliği Kurum personeli ile işbirliği Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Öksürük ailelerde ciddi bir kaygı nedeni olmakta, hasta ve ailesinin yaşam kalitesini etkilemekte, bu nedenle ebeveynler sıklıkla bir tedavi arayışı içine girmektedir. Uzun süren veya tekrarlayan öksürüklerde, aileler tarafından en sık yapılan, antibiyotiklerin ya da öksürük şurupları gibi reçetesiz satılan ilaçların kullanılmasıdır. Çocukluk çağında öksürük; Ani başlangıçlı ve ciddi düzeyde ise, kanlı kusma, nefes darlığı veya morarma eşlik ediyorsa, Kronik ve büyüme geriliği, yağlı dışkılama eşlik ediyorsa, 6 haftadan uzun sürüyorsa, Uygulanan basit tedavilere yanıtsız kalıyorsa, öksürüğün ciddiye alınması gerekir. PİŞİK Resim 2. Pişik en çok bebek bezinin vücuda değdiği yerlerde olur. Pişik, çocuk bezinin temas ettiği alanda, kapalılık, nem, tahriş sonucu oluşan tüm döküntülere denir. Alt bezlerinin kullanıldığı alanlarda görülen candida albicansın etken olduğu mantar enfeksiyonudur. Pişik küçük çocuklarda ve yenidoğanlarda yaygın olarak görülen deri hastalıklarından biridir. Pişik hemen her bebekte görülen rahatsızlıkların başında gelmektedir. Pişik, çocuk bezinin temas ettiği alanda, kapalılık, nem, tahriş sonucu oluşan tüm döküntülere denir. Genellikle çocuklarda bez bağlanan bölgede en çok karın alt bölgesi, kasık bölgesi, genital bölge ve kalça bölgesinde döküntüler şeklinde görülür. Pişik en çok bebek bezinin vücuda değdiği yerlerde olur ve toplu halde ufak kırmızı noktalar ya da yaygın deri kızarması şeklinde görülür. İlerlemiş vakalarda yer yer derinin soyulması da mümkündür. Ebeveynler genellikle pişiği hastalık olarak görmedikleri ve hastaların çoğu evde tedavi edildikleri için görülme sıklığı tam olarak bilinmemektedir. Pişiğin en büyük sorumlusu amonyak adı verilen ve idrarda bulunan bir maddedir. Pişiğin gelişiminde rol alan başlıca nedenler arasında aşırı nem, sürtünme, idrar ve dışkının uzun süre deriye temas etmesi; mantar enfeksiyonları, bakteriyel enfeksiyonlar, kullanılan bezin cinsi, ağızdan alınıp bağırsaklardan atılan ilaçların cildi tahriş etmesi, beslenme şekli, deri ph ı yer almaktadır. Çeşitli mikroorganizmaların etkisi ile idrarda gelişen amonyak uzun süreli temasta pişiğe sebep olur. Özellikle tek kullanımlık olmayan bezlerin kullanımında bezin naylonla sarılması halinde ıslaklık kurumayacağı için derinin idrarla temas süresi artar. Yine idrarlı bezlerin iyice yıkanıp kaynatılmaması hem idrarda amonyak oluşturan mikroorganizmaların canlı kalmasına hem de idrardaki Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Pudra deri kıvrımları arasında birikerek deriyi tahriş eder ve çocuğun solunum yoluna kaçarak boğulma tehlikesi yarattığından kullanılmamalıdır. maddelerin bezden iyi çıkmamasına yol açar. Çocuğa düzenli olarak banyo yaptırılmaması, altı açıldığında yeterince temizlenmeyip gerektiğinde yıkanmaması hâlinde de pişik oluşabilir. Pişiğin diğer bir nedeni de çocuk bezlerinin deterjanla yıkanmasıdır. Bu nedenle çocuğun altını temizledikten sonra yumuşak bir havlu ile iyice kurulamak hazır bez kullanılmıyorsa bezleri deterjan yerine sabunla yıkamakta fayda sağlayacaktır. Bezler yıkandıktan sonra iyice durulanmalıdır. Çocukların derilerinin yetişkinlere göre daha ince olması, ishalin sık görülmesi ve enfeksiyonlar nedeniyle antibiyotik kullanımının sık olması çocuklarda pişik oluşma riskini artırmaktadır. Pişik her iki cinsiyette eşit sıklıkta bulunmaktadır. Bez bağlanması azaldığı için 18-20 aylıktan sonra pişik görülme sıklığı azalmaktadır. Pişiğin en çok görülme sıklığı 6-12 ay arasında olduğu bildirilmektedir. Anne sütü alan çocuklarda hazır mama ile beslenen çocuklara göre daha az pişik görüldüğü ifade edilmektedir. Pişik oluşumunda önemli rolü olan diğer bir etmen de antibiyotik kullanımıdır. Bebekler eğer antibiyotik alıyorsa veya anne sütü ile beslenen bebeklerin annesi antibiyotik alıyorsa bu bebeklerde normal bağırsak florası bozulduğu için kolay bir şekilde mantar gelişir. Böylece mantarlar bölgesel direnci azalmış olan bölgeyi çok kolay bir şekilde enfekte ederler. Mantar üremesinin en güzel örneği ağızda oluşan mantar enfeksiyonları (pamukçuklar) ve bağırsak düzenin bozulması ile oluşan ishallerdir. İshal geliştiğinde ayrıca dışkı ile derinin teması arttığı için pişik gelişme riski de artar. Bebeğin genital bölgesinin alkollü, kokulu ıslak mendillerle silinmesi, parfüm, pudra gibi diğer tahriş edici maddelerin kullanılması pişik oluşumunu arttırmakta ve zemin hazırlamaktadır. Cildin uzun süreli kapalı kalması/hava almaması bezin ph ın yükselmesine ve bez bölgesindeki mikroorganizmaların artmasına neden olur. Bu nedenle ph ı cilde uygun olmayan, deri ph ını bozacak sabunların ya da kimyasalların kullanılması, ıslak ılık su yerine alkollü, kokulu bezlerin kullanılması, bebeğin derisinin havasız kalması pişik oluşumunu arttırmaktadır. Aynı zamanda çocuğun altını sık değiştirmemek (günlük değiştirme sıklığının dört ve altında olması) talk pudrası kullanmak gibi yanlış uygulamalar sonucu pişik gelişmesi kaçınılmazdır. Pudra deri kıvrımları arasında birikerek deriyi tahriş eder ve çocuğun solunum yoluna kaçarak boğulma tehlikesi yarattığından kullanılmamalıdır. İlgili Personelle İşbirliği Aile ile işbirliği Bez bölgesinin bakımı ve korunması ile pişik gelişme riskini azaltmak mümkündür. Bu konuda bebeğin bakımından sorumlu olan anne ya da bakıcılara eğitim verilmelidir. Annelere ve bakım verenlere pişiğin tanısı, korunması ve tedavisi konusunda bilgi verilmelidir. Özellikle bu tür eğitimlerin broşür ve kitapçıklar yoluyla olması önemlidir. Pişik gelişimini önlemede beş önemli yol ABCDE olarak sınıflandırılmıştır. Bu uygulamalar işlem sırasına göre sondan başa doğru sıralanmıştır. A = Air out; Havalandırma, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Bez bölgesinin bakımı ve korunması ile pişik gelişim riskini azaltmak mümkündür. B = Barrier; Cildi koruyucu krem kullanma, C = Clean; Cildi temiz tutma, D = Disposable diapers; Tek kullanımlık bezler, kumaş bezlere göre daha iyi emicidir, E = Educate; Pişiğin tekrar gelişmemesi ve önlemek için ailelere eğitim verilmesi. Derinin nemi bezin ıslaklığı ile orantılıdır. Kumaş bezler, tek kullanımlık hazır bezlere göre deriyi daha ıslak tutar. Kumaş bezlere göre, tek kullanımlık hazır bezler daha az pişik gelişimine neden olur. Özellikle süper emici özellikli jel materyalli çocuk bezleri ıslaklığı azaltır ve deri ph ının normal sınırlar içerisinde kalmasını sağlarlar. Bezlerin çok sıkı bağlanması ve plastik külotların giydirilmesi derinin hava almasını önlediğinden önerilmemektedir. Günümüzde de kumaş bez kullananlara çok az rastlanmaktadır. Bu durumda kullanabilecek kumaş bezlerin, sık değiştirilmesi durumunda, pişiği önleme yönünden hazır bezlerden çok farkı yoktur. Son zamanlarda, suya karşı cildi koruyan çinko oksit/vazelin içeren bezler üretilmektedir. Bu bezlerin diğer bezlere oranla pişik şiddetini azalttığı görülmektedir. Kumaş bezler yıkama öncesi antiseptik içeren suda tutulmalıdır. Özellikle enzim içeren deterjan ve yumuşatıcılar kullanılmamalıdır. Sabun tozu kullanılmalıdır. En az 60 derecede yıkanmalıdır. Bezin kaynatılması, kullanma süresini azaltacağından yapılmaması önerilmektedir. Bezin kokusunu gidermek için güneşte asılarak kurutulması önerilmektedir. Makinada yıkama ve durulama işlemi daha sistematik ve güvenilir olduğu için elde yıkamaya tercih edilmelidir. Bezin değiştirilme sıklığı pişiğin tedavi ve korunmasında önemli rol oynar. Bebekler doğumdan sonra 24 saatte ortalama 20 defa idrar yaparlar. Bir yaşına geldiğinde çocuğun günlük idrar yapma sayısı giderek azalır yediye kadar düşer. Bez değişim sayısı arttıkça pişik gelişme sıklığı azalır. Bez gece dâhil olmak üzere 2-4 saatte bir değiştirilmelidir. Pişiği olan çocuklarda bezin deri ile temas süresini azaltmak için bu sayı artırılmalıdır. Pişik gelişimini engellemek için; emiciliği iyi olan kaliteli hazır bezlerin kullanılması, bez bölgesinin kuru olması, her dışkılamadan sonra bez değiştirilmesi ve bezin günde en az beş defa değiştirilmesi ve bölgenin temizliği, bezlerin çok sıkı bağlanmaması, sıkı dar giysi kullanılmaması, odanın fazla sıcak ve nemli olmaması, etkin koruyucu madde kullanılması ve sık havalandırılması önerilmektedir. Deri temizliği her bez değişiminden sonra ılık su veya ılık su ile ıslatılmış pamukla yapılmalı ve bez bölgesi günde iki defa yıkanmalıdır. Çocuğun altını temizlemek amacıyla kullanılan ıslak mendiller deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda kullanılmamalıdır. Pişiğin gelişmesi ve tekrarlanmalarının önlenmesinde uygun koruyucu kremler kullanılması önemlidir. Her bez değişiminden sonra temiz deriye (zeytinyağı, vazelin veya bebek yağı gibi) koruyucu kremler uygulanmalıdır. Ailelere pişikten korunma ve tedavisi hakkında broşürler ve kitapçıklar yolu ile bilgi verilmelidir. Özellikle annelere bebeğin alt bakımının önemi anlatılmalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Özet Ateş, vücut ısısının normal sınırların üzerine çıkması olarak tanımlanır. Ateş, normal bir vücut savunma mekanizmasıdır. Yüksek ateş bir hastalık değil, yalnızca bir belirtidir. Çocukların bakımından sorumlu kişilerin, özellikle annelerin, çocukluk çağında ateşli durumların yönetimine ve akılcı antibiyotik kullanımına ilişkin konularda doğru bilgi sahibi olması, hem çocuğa yapılan gereksiz uygulamaları, hem de gecikmiş ve yetersiz müdahaleleri önleyecektir. Havale, ateşli bir hastalığın başlangıcında daha sık görülmektedir. En sık üst solunum yolu enfeksiyonları ile birliktedir. Ateşli havaleler ani yüksek ateşle ortaya çıktığı için büyük ölçüde önlenebilir. Sadece bir ateşli havale geçiren çocuk genellikle daha ileri tedavi gerektirmez. Ancak ebeveynler, çocuğun ateşinin tekrar yükselmesine dikkat etmeleri konusunda uyarılmalıdır. Öksürük akciğerlerin koruyucu bir mekanizması olup, çocuk hekimlerine başvuru nedenleri arasında ön sıralarda yer alan bir belirtidir. Sosyo-ekonomik durum, çevre kirliliği, sigara dumanı ve rutubet gibi faktörler öksürüğü etkilemektedir. Öksürüğün kendisi bir hastalık değil, hayati bir reflekstir. Pişik küçük çocuklarda ve yenidoğanlarda yaygın olarak görülen deri hastalıklarından biridir. Pişik hemen hemen her bebekte görülen rahatsızlıkların başında gelmektedir. Pişik, çocuk bezinin temas ettiği alanda, kapalılık, nem, tahriş sonucu oluşan tüm döküntülere denir. Pişiğin gelişiminde rol alan başlıca nedenler arasında aşırı nem, sürtünme, idrar ve dışkının uzun süre deriye temas etmesi; mantar enfeksiyonları, bakteriyel enfeksiyonlar, kullanılan bezin cinsi, ağızdan alınıp bağırsaklardan atılan ilaçların cildi tahriş etmesi, beslenme şekli, deri ph ı yer almaktadır.bez bölgesinin bakımı ve korunması ile pişik gelişim riskini azaltmak mümkündür. Bu konuda bebeğin bakımından sorumlu olan anne ya da bakıcılara eğitim verilmelidir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Ödev Ateşi olan bir çocuğa ve ailesine yaklaşımınız nasıl olmalıdır? Öksürüğü olan çocuğu kurumda takip ederken nelere dikkat edilmelidir? Cevabınızı 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde belirtiniz. Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan ödev bölümüne yükleyebilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda normal vücut sıcaklığı aralığında değildir? a) 36,5 C b) 37,8 C c) 37.9 C d) 37.0 C e) 36.9 C 2. Aşağıda belirtilen çocuklarda ateş ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır? a) Vücut ısısı sabahın erken saatlerinde en düşük düzeydedir b) Akşamları vücut ısısı sabaha göre 0,5 1 C daha yüksektir c) Süt çocuklarında sabah-akşam vücut ısılarında fark vardır d) İlk yaşlarda gündüz vücut ısısı, uyku hâlindeki ısıdan 0,6 C kadar yüksek olabilir e) İlk aylarda sabah-akşam vücut ısılarında fark yoktur 3. Aşağıda belirtilen durumların hangisi vücut sıcaklığının 38-38.5 o C arasında seyretmesine neden olmaz? a) Uyuma b) Egzersiz c) Sıkı giyinme d) Sıcak hava e) Sıcak yiyecek ve içecekler 4. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda 39 C üzerindeki yüksek ateşte görülen belirtilerden biri değildir? a) Huzursuzluk b) Hâlsizlik c) Baş ağrısı d) Terleme e) Susuzluk 5. Aşağıdakilerden hangisi annelerin ateş konusunda endişelenmelerine neden oluşturmaz? a) Annenin daha önceden ateş ile ilgili bilgilendirilmemesi b) Ateşin 39 o C'nin üzerinde oluşu c) Annenin eğitim düzeyinin düşük olması d) Çok çocuk olması e) Annenin oturduğu yer Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

6. Aşağıdaki durumların hangisinde anne-babalar derhal doktora başvurmalıdır? a) 3 yaşından küçük çocukta ateş 38.0-39.0 o C arasında ise b) Çocuk idrar yaparken yanma ya da ağrı varsa c) Ateş 72 saatten uzun sürüyorsa d) Aradan 24 saat geçmeden yeniden ateş ortaya çıkmışsa e) Çocukta ateşli havale öyküsü varsa 7. Aşağıdaki durumların hangisi öksürüğün artmasına neden olmaz? a) Olumsuz çevresel faktörler b) Hava kirliliği c) Rutubet d) Düşük sosyo-ekonomik durum e) İleri yaş 8. Aşağıdakilerden hangisi öksürüğün neden olduğu sorunlar arasında değildir? a) Kaygı b) Halsizlik c) Uyku durumu d) Kas ağrıları e) İdrar kaçırma 9. Aşağıdaki durumların hangisinde öksürük ciddiye alınmalıdır? a) Ara sıra devam ediyorsa b) Kanlı kusma, nefes darlığı veya morarma eşlik ediyorsa c) Büyüme geriliği eşlik ediyorsa d) 6 haftadan uzun sürüyorsa e) Uygulanan basit tedavilere yanıt alınmıyorsa 10. Alt bezlerinin kullanıldığı alanlarda görülen mantar enfeksiyonuna ne ad verilir? a) Pişik b) Pamukçuk c) Gaz sancısı d) Zatürre e) Ateş Cevap Anahtarı 1.C, 2.C, 3.A, 4.E, 5.D, 6.A, 7.E, 8.C, 9.A, 10.A Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Adal, E. (2003). Pediatri, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. Asımgil, A. (2007). Bebeğimi Büyütüyorum, 1. Baskı, İstanbul: Entegre Matbaacılık. Ateş. [Erişim Tarihi: 22 Nisan 2013]. http://www.mc.metu.edu.tr/pdf/odtu_srm_brosur_ates.pdf Baran, G. (2009). Antibiyotik Kullanan Bebeklerde Koruyucu Alt Bakım Protokolünün Pişik Gelişimini Önlemeye Etkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. İzmir.ss.4-22. Behrman, R. E. ve Kliegmen, R. M. (2001). Nelson Essentials of Pediatrics, 3. Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. Cantez, T. (2003). Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. Çavuşoğlu, H. (2004). Çocuk Sağlığı Hemşireliği, 8. Baskı, Ankara: Sistem Ofset Basımevi. Çocuklarda Ateş. [Erişim Tarihi: 22 Nisan 2013]. http://www.tobbetuhastanesi.com.tr/uploaded/filelibs/file/çocuklarda%20 Ateş.pdf Dağoğlu, T., Görak, G. (2002). Temel Neonatoloji ve Hemşirelik İlkeleri, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. Hasanoğlu, E., Düşünsel, R., Bideci, A. (2010). Temel Pediatri, Ankara: Ayrıntı Basımevi, Güneş Tıp Kitapevi. Kara, B. Çocuklukta Ateş ile İlgili Bilgilerin Gözden Geçirilmesi. STED. Vol:12(No:1), ss.11-14. Karasu, G. (2011). Kronik Öksürüğü Olan Çocuklarda Etiyolojik Değerlendirme Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı. İstanbul. ss.7-9. Kavaklı, A. (1998). Çocuk Hastalıkları Hemşireliği, 2. Baskı, İstanbul: Çevik Matbaacılık. Neyzi, O. ve Ertuğrul, T. (2002). Pediatri, 3. Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. Pul, S. (2006). Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde Çalışan Hemşirelerin Ateş Ve Ateşin Yönetimi Hakkındaki Bilgi Düzeyleri, Yaklaşımları Ve Etkileyen Faktörlerin Araştırılması. Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi. Afyonkarahisar. ss.4-26 Seiler, T. (2007). Bebeklere ve Çocuklara İlkyardım, İstanbul: Optimist Yayım Dağıtım. Tanyer, Ş. (2004). Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, 6. Baskı, Konya: Dizgi Ofset Matbaacılık. Törüner, E. K., Büyükgönenç, L. (2012). Çocuk Sağlığı Temel Hemşirelik Yaklaşımları, Ankara: Gökçe Ofset, Göktuğ Yayıncılık. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Türe, E. A. (2011). Annelerin Çocuklarda Ateş Yönetimi ve Antibiyotik Kullanımına İlişkin Bilgi ve Tutumları. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi. Uzmanlık Tezi. Mersin. ss.8-22. Yıldız, E. Ateşli Çocuğa Yaklaşım. [Erişim Tarihi: 22 Nisan 2013]. http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/egt/pdf/ateslicocuk.pdf Yolcu, C. (2009). Kronik Öksürük Nedeni ile Müracaat Eden Hastaların Önceki Tanı ve Tedavileri İle Son Tanı Ve Tedavilerinin Karşılaştırılması Abant İzzet Baysal Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Bolu. ss.14-18. Yurdakök, M. (2003). Rudolph s Fundamentals of Pediatrics, 3. Baskı, Ankara: Güneş Kitapevi. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17