Hizmete mahsus eşyayı tahrip ve terk ve kaybedenler 1 Madde 130 - (Değişik: 22.3.2000-4551 S.Kn.) Askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet veren veya özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Suç konusu eşya; silah, mühimmat, savaş aracı veya gereci ise ceza arttırılır. Kaybedilen, kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilen veya harabolmasına sebebiyet verilen eşyanın ödettirilmesine de ayrıca hükmolunur. NOT: Bu maddeye göre verilen cezalar ertelenebilir: As.C.K. 47/A. AÇIKLAMA: Madde ile, askeri hizmete mahsus mallara karşı işlenen suçlar ve bunlara verilecek cezalar gösterilmiştir. Kanun koyucu, askeri eşyaya karşı işlenen suçlarda eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası öngörmüş bulunmaktadır. 22.3.2000 tarihli ve 4551 sayılı Kanunla maddede yapılan değişikliği müteakip bu suçları işleyenlere sadece hapis cezası öngörülmüştür. Ağır hapis cezasının madde metninden çıkarılmış olması nedeniyle, mevcut hükmün cezaların caydırıcılık özelliğine ters düştüğünü değerlendirmekteyiz. 1 Bu Sayfadaki açıklama ve dosyalar, (E.) HÂKİM ALBAY ORHAN ÇELEN tarafından yayınlanmış olan "En son içtihatlı, notlu, açıklamalı, ek ve örnekli TSK. İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği, Askeri Ceza Kanunu, Disiplin Mahkemeleri Kanunu, TSK. Personel Kanunu, Ankara 2010, 1.Baskı, 1635 sayfa" isimli kitaptan alınmıştır. Buraya yapılan alıntılar için YAZARIN AÇIK İZNİ MEVCUTTUR. Burada yer alan tüm dosya ve açıklamalardan alıntı yapmak için, alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir : En son içtihatlı, notlu, açıklamalı, ek ve örnekli TSK. İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği, Askeri Ceza Kanunu, Disiplin Mahkemeleri Kanunu, TSK. Personel Kanunu, Ankara 2010, 1.Baskı " isimli Kitaptan alıntı yapılan ve askerihukuk.net isimli internet sitesine konulan bu dosya ve açıklamaların tüm hakları anılan kitabın yazarı (E.) Hak.Alb. Orhan ÇELEN'e aittir." Bu ibare eklenmek şartıyla, buradaki dosyalardan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının açık izni olmaksızın açıklama ve dosyanın tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
Halen, askeri hizmete mahsus ve değeri ikiyüzelli milyon lirayı geçmeyen eşyayı özürsüz kaybedenler disiplin mahkemelerinde yargılanmakta ve eşyanın değeri de gözönüne alınarak bu mahkemelerce iki aya kadar oda hapsi veya göz hapsi cezası ile cezalandırılmaktadır. İkiyüzelli milyon liradan daha fazla kıymete sahip eşyanın özürsüz kaybı ise askeri mahkemelerde görülmektedir. (Bkz: Dis.Mah.K.nun 12.6.2003 tarihli ve 4895 sayılı Kanun ile değişik 52. maddesi) Madde de yazılı suçlar şunlardır: a) Askeri eşyayı kasten terk etmek: Bir şeyin muhafazasından vazgeçmek, o'nu kaybolmak tehlikesine karşı başıboş bırakmak demektir. Terkedilen -veya kaybedilen- askeri hizmete mahsus şeyin sonradan tekrar bulunması suçun teşekkülünü ortadan kaldırmaz. Yani, eylem suç olmaya devam eder. Ancak hazine zararı tazmin ettirilmez. b) Askeri eşyayı kısmen veya tamamen tahrip etmek: Eşyanın tahribi herhangi bir şekilde yapılabilir. Ancak fiilin kasten yapılması, özel kastın varlığı gereklidir. Fail askeri hizmete mahsus bir şeyi bilerek ve isteyerek tahrip eylemelidir. Askeri eşyanın tahribi fiili, kasti suçlardan olduğu cihetle, ihmal ve tekasül neticesi askeri eşyanın hasara uğratılması halinde, bunun tatbik kabiliyeti yoktur(bkz: As.Yrg.2.D., 7.12.1961, E.2107, K.2085). Suçun konusu askeri hizmete mahsus eşyadır. Failin kendisine ait veyahut failin ücreti mukabili Silahlı Kuvvetlerden tedarik ettiği elbise vb. şeyler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz. Suçun maddi unsuru, eşya-nın tahribi veya zarara uğratılmasıdır (Krş.: Mala zarar verme: T.C.K. 516). c) Askeri eşyayı özürsüz kaybetmek: Madde ile, hizmet gereği eşyanın zilyedi olan şahsın bu eşyanın korunmasında gerekli dikkat, itina ve teyakkuzu göstermemek suretiyle tezahür eden ihmal ve tekasül cezalandırılmaktadır. Bu sebeple, kaybedilen eşyanın sonradan bulunmuş olması keyfiyeti cezai sorumluluktan kurtarmaz. Ancak hazine zararının tazmini gerekmez(bkz: As.Yrg.Drl.Krl., 24.4.1970, E.29, K.29). Askeri hizmete mahsus ve değeri ikiyüzelli milyon lirayı geçmeyen bir şeyi özürsüz (makbul bir sebep olmaksızın) kaybedenler Dis.Mah.K.nun 52 nci
maddesiyle cezai müeyyideye tabi tutulmuşlardır. Böyle fiiller, askeri mahkemelerde görülmemekte, disiplin mahkemelerince yargılanmaktadır. Dis.Mah.K.nun 52 nci maddesi, As.C.K.nun 130 ncu maddesinin düzenlediği, taksir ile eşya kaybını bu Kanuna aktarmıştır. Ancak kıymeti ikiyüzelli milyon liraya kadar olan zayilerde 52 nci madde hükmü uygulanacak, daha ziyade kıymetli olan eşya için As.C.K.nun 130 ncu maddesi uygulanmaya devam edecektir. 2 d) Askeri eşyanın özürsüz harabolmasına neden olmak: Askeri eşyanın özürsüz harabolmasına neden olmak ibaresi, madde metnine 4551 sayılı Kanunla eklenmiştir. Böyle bir kavram daha önce, değeri onbeşbin lirayı (Dis.Mah.K.nun 52. maddesi, 12.6.2003 tarihli ve 4895 S.K. ile değiştirilmek suretiyle bu miktar ikiyüzelli milyon liraya çıkarılmıştır.) geçmeyen askeri eşyalar yönünden Dis.Mah.K.nun 52. maddesinde düzenlenmişti. As.C.K.nun 130 uncu maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, halen özürsüz harabolmaya sebebiyet verilen ve değeri ikiyüzelli milyon lirayı geçenler durumlar, As.C.K. kapsamına girmiştir. e) Askeri eşyayı özel menfaati için kullanmak: Bu suçun oluşumu içinde özel kastın varlığı gereklidir. Suçun konusu askeri (menkûl veya gayrimenkûl) eşyalardır. Suçun maddi unsuru, eşyanın özel işlerde kullanılması ve böylece menfaat teminidir. İkinci fıkra ile, suç konusu askeri eşyanın; silah, mühimmat, savaş araç veya gereci olması halinde cezanın artırılacağı öngörülmüştür. As.C.K.nun 50 nci maddesine göre; As.C.K.da bir suç için şahsi hürriyeti tahdit eden bir cezanın artırılacağı yazılı olan yerlerde mezkur ceza, mevzubahis cürüm için muayyen olan cezanın iki misline kadar çoğaltılabilir, ancak ceza o cürüm için kanunda yazılı azami haddi geçemez. Maddenin üçüncü fıkrası ile, kaybedilen, kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilen veya harabolmasına sebebiyet verilen askeri eşyanın ödettirilmesine de askeri mahkemece hükmolunacağı öngörülmüştür. 2 Kerse, Ahmet: 1961 Anayasasına göre Gerekçeli-Notlu Askeri Yargı Mevzuatı, Cilt II, İstanbul 1965,s.211
Suçlardan doğan istirdat ve tazminat davalarına kamu davaları ile birlikte askeri mahkemelerde bakılır. Askeri savcılar Hazineye ilişkin zararları tesbit ve iddianameye yazarak askeri mahkemelerde kovuşturmak ve dava etmekle yükümlüdürler. Ancak, askeri mahkemelerde kamu davasının kovuşturulmasına imkan kalmayarak davanın adliye mahkemelerinde görülmesi gerektiği hallerde Devlet hakları özel kanuna göre kovuşturulur. (Bkz: As.Mah.Krlş. ve Y.U.K. 16) Disiplin mahkemelerinin görevi dışında kalan ve ağır hapis cezasını gerektiren haller hariç olmak üzere, Askeri Ceza Kanunun 130 uncu maddesinde yazılı suçları işleyenlerin (Subay ve astsubaylar hariç) davalarına askeri mahkemelerin hakim sınıfından olan üyelerinden birisi tarafından bakılacağını öngören, As.Mah.Krlş. ve Y.U.K. Ek 1. maddesinin birinci fıkrasının 4191 sayılı Kanunla değiştirilen (b) bendi, Anayasa ya aykırı bulunmakla iptal edilmiştir.(bkz: Any.Mah., 14.6.1999, E.1999/13, K.1999/26; R.G.:25.4.2000, S.24030) AS. YARGITAY KARARLARI: Ordu mallarının tazmininde esas; Bakanlıkça tespit olunan rayiç fiyatlarıdır(gen.krl., 9.10.1953, E.1595, K.2634). Görev meselesinin, kaybedilen eşyanın herbirinin değerine göre değil, kayıp eşyanın toplam değeri nazarı itibara alınarak halledilmesi gerekir(as.yrg.3.d., 27.1.1970, E.39, K.36). Askerî aracın direksiyonuna geçerek araç kullanma zevkini tatmin etmek, şöförlük bilgisini ve yatkınlık arttırmak, bu meyanda gezme ihtiyacını karşılamak amacıyle mezkûr aracı bizzat sevk ve idare ettiği sübuta eren sanığın işbu fiili emre itaatsizlikte israr değil, askerî aracı özel menfaatte kullanmak suçunu teşkil eder(as.yrg.2.d., 11.1.1973, E.6, K.3); (4.D., 15.5.1973, E.126, K.123). Subay ve astsubayların istisnalar dışında, resmi aracı kullanmaları As.C.K. nun 87 nci maddesindeki suçu değil, 130 uncu maddesindeki "askeri aracı hususi menfaatında kullanmak" suçunu oluşturur(as.yrg.drl.krl., 18.10.1979, E.69, K.70). Firara giderken beraberinde götürdüğü bot, fanila, tektip eibise ve örme kemerini yolda ayçiçek tarlasında bırakan sanığın eylemi, askeri eşyayı terk nite-
liğinde iken askeri eşyayı zayi olarak kabulü kanuna aykırı ise de, her iki suçun da aynı maddede birlikte mütalâa edilip aynı miktar cezayı müstelzim olması karşısında da hal bozma sebebi sayılmamıştır(as.yrg.5.d., 26.10.1983, E.583, K.505). Araç komutanı olan sanığın, görev dönüşü birlik nizamiyesinden içeri girdikten sonra direksiyonu şoförden alarak aracı 500 metre kadar sevk ve idare etmesi, As.C.K.nun 130. maddesinde yazılı suçu teşkil eder(as.yrg.drl.krl., 11.6.1987, E.113, K.104). Nöbetçileri nöbet yerlerine götürürken idaresindeki aracı emirlere aykırı olarak yolda araç komutanı P. Onb....ya veren şoför er'in hareketi emre itaatsizlikte israr, aracı kullanırken kontrolden çıkartıp hasara uğramasına sebep olan P.Onb.nın hareketi ise askeri aracı hususi menfaatinde kullanmak suçunu teşkil eder(as.yrg.2.d., 5.7.1989., E.425, K.420). Olay günü, sanığın görev ifa ettiği ortamın durumu (karlı ve soğuk bir kış günü olması) göreve gidilen BTR-60 aracının arızalanması ve arızanın giderilmesi sureti ile göreve devam edilmek istenmesi gibi zor şartlar ve sebepler nazara alındığında tabancanın kaybı olayının izah edilen bu zor şartlardan kaynaklanan "makbul sebep"e dayandığı, makbul sebep sonucu kayıp olayının gerçekleştiği anlaşıldığından... müsnet suçun oluşmadığı kanaatine varılmış ve bu nedenle beraate karar vermek gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi isabetli görülmemiştir(as.yrg.2.d., 7.6.1995, E.328, K.328). L-101 Ordu Mal Yönetmeliğinin 69 ncu maddesi uyarınca erbaş ve erlere askerlik hizmetinin yapılmasında kullanılan malzeme dışında askeri malzeme teslim edilmesi mümkün olmadığından yemekhanede görevli er R.D.na yemekhane malzemelerinin senetle teslim edilmesi ve malzemelerin devir tesliminde eksik çıkması nedeniyle adı geçenin, askeri hizmete mahsus eşyayı makbul sebep olmaksızın kaybetmek suçundan dolayı (As.C.K.nun 130, T.C.K. 59, 647 S.Kn.4 maddeleri uyarınca) mahkumiyetine karar verilmesi yasalara aykırı görülmüştür(as.yrg. 4.D., 26.12.1995, E.912, K.910). Seyahat esnasında uyumak hizmete mahsus eşyanın kaybedilmesinde makbul bir sebep değildir(as.yrg.3.d., 21.1.1997, E.37, K.33).
Sanığın 1995 yılı içinde bir hafta, on gün kadar süre ile askerlik şubesinde ve emrinde görevli askerleri sabah saat 07.00'de eşine ait eczaneyi açmaları için görevlendirdiği ve bu suretle erleri hizmetçilikte kullanmak suçunu işlediği hk.(as.yrg.1.d., 7.5.1997, E.317, K.314). Sanığın başkasına zimmetli olan askeri aracı bir şekilde çaılştırmakla yetinmeyip, diğer sanığın aracı sevk ve idare etmesi için onun yanında oturmaya devam ederek arkadaşının aracı kullanmasından yararlanmak suretiyle araçla gezme ihtiyacını tatmin etme şeklindeki özel kasdı açıklığa kavuştuğundan, eylemi Askeri Aracı Hususi Menfaatte Kullanmak suçunu oluşturur(as.yrg.drl.krl., 25.3.1999, E.79, K.65). Sanığın, nöbeti sırasında üzerindeki nöbet silahı ile havaya 20 el ateş etmesi eyleminde, askeri eşyayı tahrip kastı ile hareket ettiğine dair bir delil elde edilemediğinden, eylemi Mazarratı Mucip Nöbet Talimatına Aykırı Hareket Etmek suçunu oluşturur(as.yrg.drl.krl., 25.11.1999, E.217, K.212). Sanık, tabancayı güvenlik nedeniyle izne giderken beraberinde götürdüğünü ve çalındığını savunma olarak ileri sürmüş ise de; can güvenliğinin, tabancanın bizatihi kişinin üzerinde taşınması suretiyle sağlanabileceğinin doğal olmasına karşılık, sanığın güvenlik bakımından kritik olan bölgede tabancayı bir çanta içerisinde araçta bırakması olağan ve makul bir davranış biçimi olmadığı gibi, polis memurlarınca araç üzerinde yapılan incelemede, kapı ve camlarda bir zorlama bulunmadığının tespit edilmiş olması da, sanığın hırsızlık yönündeki savunması ile çelişmektedir. Esasen, sanığın kendisine teslim edilen tabancanın muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olması dahi, As.C.K.nun 130 ncu maddesinde yazılı suçun oluşmasına yeterli bulunmaktadır(as.yrg.1.d., 1.3.2000, E.2000/134, K.2000/130).