MAHKEME KARARLARI KRONİĞİ

Benzer belgeler
Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

14. Daire 2012/679 E., 2014/2401 K. "İçtihat Metni"

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE KANUNU NDA DÜZENLENEN ZORALIM HÜKÜMLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754

AVUKAT YASİN GİRGİN

(2709 S. K. m. 40) (5271 S. K. m. 34, 231, 232, 264) (1412 S. K. m. 310)

KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TAVSİYE KARARI : M.B.B

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü. Sayı : [15189] /03/2015 Konu : Ceza Davalarının Takibi

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA - FİNANSAL KİRALAMA

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLÜMÜ ESAS NO : 1988/46 KARAR NO : 1988/47

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

ALKOLLÜ İÇECEKLER İLE İLGİLİ BANDROL UYGULAMASI NEDENİYLE KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASINA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4688 S. KGSK. /10 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15500 Karar No. 2014/16186 Tarihi:

YETKİLİ KİŞİ NEZDİNDE DÜZENLENMEYEN TUTANAĞA İSTİNADEN KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASININ KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

T.C. ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2010/1045 KARAR NO : 2010/2000

BEŞİNCİ DAİRE KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Polis Memuru, Branşlı Personel, Görevlendirme

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

DAVALI: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Bilkent Plaza, B2 Blok VEKİLİ: Av. Oya PELİT / Aynı yerde

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Sirküler Rapor /108-1

MEVZUAT KRONİĞİ I. Kama Hukuka

5. Daire 2012/5124 E., 2014/2469 K. "İçtihat Metni"

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

İDARÎ YARGILAMA USULÜ KANUNU NUN 4. MADDESİ VE DİLEKÇELERİN KAYDA GİRİŞ TARİHİ

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /43

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

DANIŞTAY 12. Daire 2008/6979 E.N, 2009/854 K.N.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) : E BAŞVURU NO : 2018/2765 KARAR TARİHİ : 13/08/2018

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

CEZA MUHAKEMESİNDE İSTİNAF. Doç.Dr. Hakan KARAKEHYA Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17

Transkript:

- MAHKEME KARARLARI KRONİĞİ ı

KAÇAKÇILIKTA KULLANILAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE AİT TAŞITLARIN ZORALIMI Prof. Dr. Kayıhan İÇEL T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu E. 1979/3-69 K. 1979/132 T. 19.3.1979 t KARARIN METNİ ( ) Orman Kanununa muhalefetten sanıklar M. ve I. nin yapılan yargılaması sırasında; I. nin hükümlülüğüne ve M. nin beraatine dair (Uşak Birinci Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 16.3.1978 gün ve 714/303 hüküm müdahilin temyizi üzerine Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir. İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 27.11. 1978 gün ve 899/1462 saydı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş ve koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün onanması istemini bildiren 12.2.1979 gün ve 3/631 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü: Orman Kanununa muhalefetten sanık M. nin beraatine, î. nin anılan Yasanın 108/1 ve 647 sayılı Yasanın 4/1. maddeleri uyann- (*) Bu karar Yargıtay Kararları Dergisi (Cilt 5, Ağustos 1979, sayı 8) de yayınlanmıştır.

298 Kayıhan içel ca sonuç olarak 400 lira ağır para cezası ile hükümlülüğüne, cezasının ertelenmesine yer olmadığına, kaçak emvalin zoralımına, ka : çak emvalin naklinde kullanılan otobüsün, şoför sanık I. tarafından sahibi olan diğer sanığın malumatı dışında nakilde kullanıldığı gerekçesiyle sahibine iadesine ilişkin hükmü, özel daire: 1 Kime ait olursa olsun kaçak emval naklinde kullanılan aracın müsaderesine karar verilmesi, 6831 sayılı Yasanın 108/4. maddesi gereği olduğu ve dava konusu otobüsün de kaçak emval naklinde kullanıldığı tesbit tutanağı, sanıkların kabulü ve tanık ifadeleri ile sabit bulunduğu gözetilmeyerek aracın zoralımı yerine iadesine karar verilmesini; 2, yasaya aykırı bularak bozmuş, mahkeme ise 1 inci bozma nedenine karşı bozulan kararındaki gerekçeyi tekrarla ilk hükümde direnmiştir. Sanık M. ye ait plaka numaralı otobüsün şoförlüğünü yapmakta olan sanık I. nin olay günü Yukarı Karacahisar Köyünden temin ettiği kaçak orman emvalini Banaz ilçesine naklederken devriye görevi yapan orman muhafaza memurlannı görünce yakalanmamak için gazlayarak kaçtığı, ancak takip neticesi yakalanarak kaçak emvalin ve nakilde kullanılan otobüsün zapt ve yediemine teslim edildiği, dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. 6831 sayılı Yasanın 108/4. maddesi, TCK. nun 36. maddesinde yer alan genel müsadere hükümlerinden farklı olarak "kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılan canlı ve cansız bütün nakil vasıtaları kime ait olursa olsun idarece zabt ve mahkemelerce müsaderesine hükmolunur" kuralını getirmiştir. Bu hüküm mahiyeti itibariyle tartışılmayacak kadar açıktır. Açıklanan maddedeki bu kural kaçakçılığın men ve takibine dair 1918 sayılı Yasanın 47. maddesinden daha ileri ve kesindir. Güdülen amaç ise milletlerin yaşamında vazgeçilemeyen ve sağlığın, ziraatin ve ekonominin kaynağı olan ormanların korunması ve bunlara karşı yapılan tecavüzlerin önlenmesidir. Araç sahibinin, aracını emaneten dahi verse, araç kaçak orman emvalinin naklinde kullanılması halinde bunun yasal sonucuna katlanması gerekir. Aracın kaçakçılıkta kullanılmasını önleyici tedbirleri almaması, sorumluluğunun nedenini oluşturmaya yeterlidir. Ce-

Üçüncü Kişilerin Taşıtlarının Zoralımı 299 zanm ağırlığı yasadaki bir hükmün uygulanmasına engel olmaz. Bunun istisnasmı ancak aracın sahibinin hür iradesi dışında alınması hali teşkil edebilir. Bu nedenlerle malikin yanıltılarak ve örneğin aracın bir hizmet için emaneten alındığı hallerde, uğranılacak ağır zararları önlemek gibi bir gerekçe ile nakilde kullanılan aracın sahibine iadesinin kabulü, yasanın bu açık hükmüne aykırı olur ve 108. maddenin 4. fıkrasını uygulanamaz hale getirir. Ceza Genel Kurulunun kararlılık gösteren uygulaması ve içtihadı da bu yoldadır. Şu hale göre, müdahil idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. Sonuç: Açıklanan nedenle tebliğnamedeki istem gibi direnme hükmünün (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine 19.3.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi. II. KARARIN İNCELENMESİ 1. Olay Bir başkasına ait otobüsün şoförlüğünü yapmakta olan sanık olay günü temin ettiği kaçak orman mallarını naklederken orman koruma memurlarınca yakalanmış ve kaçak orman malları ile nakilde kullanılan otobüse idare tarafından elkonulduktan sonra, şoför ve otobüs sahibi hakkında Orman Kanununa muhalefetten dolayı Uşak Birinci Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Mahkeme, şoförün mahkûmiyetine, taşıt sahibinin ise beraatine ilişkin hükmünde ayrıca kaçak malların zoralımına, buna karşılık taşıtın sahibine geri verilmesine karar vermiştir. Bunun üzerine, müdahil Orman İdaresi hükmü temyiz etmiş ve Yargıtay üçüncü Ceza Dairesince incelenip bozulan hüküm yerine geri çevrilmiştir. Ancak Mahkeme ilk hükmünde direndiğinden, müdahil yeniden Yargıtaya başvurmuş ve C. Savcılığı onama isteminde bulunduğu halde Yargıtay Ceza Genel Kurulu hükmü oybirliği ile bozmuştur. 2- Çözümlenmesi gereken hukukî problem Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bu kararı Orman Kanununun 108/4. maddesindeki "taşıt araçlarının zoralımına ilişkin hükmün

300 Kayıhan İçel koşullarını uygulama yönünden belirlemesi bakımından önem göstermektedir. Gerçekten, kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılan taşıtlara "kime ait olursa olsun 1 ' idarece elkonulması (zabtı) ve mahkemece zoralımı (müsaderesi) Orman Kanununun 108/4. maddesinde öngörülmüş olmakla birlikte, taşıt sahibinin suçun işlenmesinde hiç bir kusuru olmasa dahi taşıtm zoralımına gidilebilip gidilemeyeceği önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Sözgelimi taşıt aracının çalınması zor kullanılarak ele geçirilmesi veya taşıt sahibinin yanılgıya düşürülmesi durumlarında ne şekilde davranılacağını saptamak gerekir. Anayasanın 33. maddesinde öngörülen "ceza sorumluluğunun kişiselliği" kuralı ile yakından ilgili bulunduğu içindir ki, bu problemin önemi bir kat daha artmaktadır. Bu hukukî sorun soyut biçimde şöylece saptanabilir: "Kaçak orman mallarının haklinde kullanılan taşıtın üçüncü bir kişiye ait olması durumunda zoralıma karar verilebilmesi için taşıt sahibinin aracm kaçak orman mallarının naklinde kullanılmasını bilmesi gerekir mi?". 3. Mercilerin hukukî problemi çözüm şekilleri a) Uşak Birinci Sulh Ceza Mahkemesi "nakilde kullanılan otobüsün şoför sanık tarafından sahibi olan diğer sanığın malûmatı dışında nakilde kullanıldığı", "malikin yanıltılarak ve örneğin aracının bir hizmet için emaneten alındığı hallerde uğranılacak ağır zararların önlenmesi" gerekçeleri ile taşıt aracının sahibine geri verilmesine karar vermiştir. Böylece, esas mahkemesi, Orman Kanununun 108/4. maddesine dayanılarak üçüncü kişilere ait taşıt araçlarının zoralımında "bilme" öğesini aramıştır. Dosyayı "hükmün onanması istemini bildiren" 12.2.1979 gün ve 3/62 sayıh tebliğnâmesiyle Birinci Başkanlığa gönderen C. Başsavcılığının da esas mahkemesinin yukarıdaki görüşüne katıldığı anlaşılmaktadır. b) Müdahil Orman İdaresinin, Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesinin ve Ceza Genel Kurulunun görüşleri ise ters yöndedir. Şöyle ki, Üçüncü Ceza Dairesi" kime ait olursa olsun kaçak emval naklinde kullanılan aracın müsaderesine karar verilmesi 6831 sayılı Yasanın 108/4 maddesi gereği olduğu ve dava konusu otobüsün de kaçak

Üçüncü Kişilerin Taşıtlarının Zoralımı 301 emval naklinde kullanıldığı tesbit tutanağı, sanıkların kabulü ve ta nık ifadeleri ile sabit bulunduğu gözetilmeyerek aracın zoralım yerine iadesine karar verilmesini" yasaya aykırı bularak hükmü bozmuştur. Yani Ceza Dairesine göre, bir taşıt aracının başkasına ait olsa dahi kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılması zoralıma karar verilebilmesi için yeterli olup taşıt sahibinin bunu bilip bilmemesinin hiç bir önemi yoktur. Ceza Genel Kurulu da, 6831 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin TCK. 36. maddesinde yer alan zoralım hükümlerinden farklı olarak "kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılan canlı ve cansız bütün nakil vasıtalan kime ait olursa olsun idarece zabt ve mahkemece müsaderesine hükmolunur" kuralını getirdiğini, bu kuralın kaçakçılığın men ve takibine dair 1918 sayılı Yaşanın 47. maddesinden daha ileri ve kesin olduğunu bu hükümle ulusların yaşamında vazgeçilemeyen ve sağlığın, ziraatin ve ekonominin kaynağı olan orman mallarının korunması ve bunlara karşı yapılan tecavüzlerin önlenmesi amacının güdüldüğünü, araç sahibinin, aracını emaneten dahi verse, araç kaçak orman emvalinin naklinde kullanılması halinde bunun yasal sonucuna katlanması gerektiğini ileri sürerek "bilme" öğesini aramamış ve taşıt sahibinin buradaki sorumluluğunun nedeni olarak, aracının kaçakçılıkta kullanılmasını önleyici önlemleri almamasını göstermiştir. Ceza Genel Kurulu, taşıt sahibinin sorumlu tutulamayacağı tek halin "aracın sahibinin hür iradesi dışında alınması" olduğunu belirtmiş olmakla birlikte, hangi durumlarda "hür iradenin" bulunmadığını açıklamış değildir. Malikin yanıltılarak aracının alınmasında dahi zoralıma karar verilebileceğini öngören Ceza Genel Kurulunun ancak "hırsızlık" ve "zor kullanarak alma" durumlarında "hür iradenin" bulunmadığını kabul ettiği ve bunun dışında ise mutlaka zoralıma gidilebileceği sonucuna vardığı anlaşılmaktadır. 4. Görüşümüz \ a) Zoralım, kanunda yazılı durumlarda belirli malların mülkiyet hakkının sahiplerinden alınarak Devlete geçmesini sağlayan ve bazen ceza bazen de tedbir olarak uygulanan bir yaptırımdır. Türk Ceza Kanununun 36. maddesinin 1. fıkrasında suçta kullanılan eşyanın zoralımı bir ceza olarak öngörülmüştür. Gerçekten bu fıkraya göre, suçta kullanılan eşyanın zoralımı için mahkûmiyet şart

302 Kayıhan İçel olduğu gibi eşyanuı faile ait olması da gereklidir. Buna karşılık, aynı maddenin 2. fıkrası "kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya bir ceza mahkûmiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zapt ve müsadere olunur" diyerek zoralımı bir tedbir olarak düzenlemiştir. b) TCK. 36. maddesinin 1. fıkrasındaki genel hükmün yanısıra kanunlarda özel zoralım hükümleri de bulunmaktadır. Örneğin 1918 sayılı Kaçakçılık Kanununun 47. maddesi ile inceleme konumuzu oluşturan Orman Kanununun 108. maddesinin 4. fıkrasındaki zoralım hükümleri böyledir. Bu kanunlardaki zoralım hükümlerini uygulamak olanağı varken TCK. 36. maddesine gidilemez. Fakat, bu hükümler yerine TCK. 36. maddesine dayanılarak zoralım kararının verilmesini Yargıtay bozma nedeni saymamakta ve sadece bu hataya değinmekle yetinmektedir 1. Sözügeçen özel hükümler TCK. 36/1. mddesinden daha geniş bir uygulamaya yatkın nitelik göstermektedirler. Şöyle ki: Orman Kanununun 108/4. maddesi taşıt araçlarının "kime ait olursa olsun" idarece zapt ve mahkemelerce müsadere olunacağını öngörmek suretiyll, 36. maddeden farklı olarak, üçüncü kişilere ait taşıt araçları hakkında da zoralım kararı verilmesine olanak tanımıştır. 1918 sayılı kanunun 47. maddesinde böyle bir açıklık bulunmamasına karşın, uygulama bu kanunun kapsamına giren eylemlerde üçüncü kişilerin taşıt araçlarının da zoralıma tâbi tutulabileceğini kabul etmiştir. Gerçekten, 5.4.1950 tarih ve 21/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı 2 "kaçakçılık işinde kullanılan nakil vasıtalarının zoralımında nâkilinin bilerek kullanması kâfi geldiğinden kendi malı olup olmadığının tahkikine lüzûm olmadığını" belirtmiş ve bundan sonraki Yargıtay Kararlarında mal sahibinin otomobili ile kaçak eşya nakledilmesi hususunda emir vermemesi 3, hattâ aracın, sahibinin haber ve malûmatı dışında alınmış olması 4 zoralıma engel sayılmamıştır. 1) KAYGANACIOĞLU - RENDA - ONURSAN, Gerekçeli - Açıklamalı Orman Kanunu, Ankara 1969, s. 245. 2) Düstur III. Tertip, Cilt 34, s. 1237. 3) 5. CD., 12.5.1959, 2181/2618 (MENTEŞ - SANAL - EGE SELİ : Kaçakçılık Mevzuatı, İstanbul 1970, s. 203). 4) 5. C, 21.4.1960, 865/1930 (MENTEŞ - SANAL - EGESELİ, 204).

Üçüncü Kişilerin Taşıtlarının Zoralımı 303 TCK. 36/1 maddesinin diğer koşulu olan "mahkûmiyet koşulu * ise sözügeçen özel zoralım hükümlerinin uygulanmasında da aranmaktadır 5. c) Orman Kanununun 108/4. maddesindeki "kime ait olursa olsun" ibaresinin Anayasanın 33. maddesinde yeralan "ceza sorumluluğu şahsîdir" kuralına aykırılığı ileri sürülerek iptâl davası açılmışsa da, Anayasa Mahkemesi şu gerekçelerle sözügeçen ibarenin Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir: "6831 sayılı kanunun 27 nci maddesinin son fıkrasında "damgasız ve nakliyesiz orman mahsûlleri kaçak sayılır denilmekte, inceleme konusu hükmün de yer aldığı 108 inci maddesinin dördüncü fıkrası ile kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılan araçların zoralımı emredilmektedir. Kanunu bilen veya kanunu bilmemek mazeret sayılmaz kuralı uyarınca bildiği farzolunan kimse, aracının kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılmaması için gereken dikkat ve itinayı göstermekle yükümlüdür. Bu yükümü yerine getirmeyen araç sahibi yasak eylem işlediği takdirde, kusurlu sayılmalı, aracın hizmette kullanılan adam eliyle çalıştırılması yükümünü ortadan kaldırmayacağı için, kusurlu davranışının bir sonucu olan zoralım cezası uygulanmalıdır. Ceza sorumluluğu, anılan hukukî esas uyarınca kaçak malların bilerek taşınması halinde sözkonusu olabileceğinden, aracın çalınması, zor kullanılarak ele geçirilmesi, taşıyanın gerçek bir yanılmaya düşürülmesi gibi kusurun gerçekleşmediği hallerde zoralım cezasının uygulanamayacağı tabiidir. İtiraz konusu hüküm, bu neden- 5) "Sanık hakkında ceza tayinine mahal olmadığına karar verilmesine rağmen nakil aracı ile takımının iadesi yerine müsaderesine hükmolunması bozmayı gerektirir" (3. CD, 19.3.1969, 4156/ 4851); "TCK. nun 54 ncü maddesi gereğince, ceza tayinine mahal olmadığına karar verilmiş olmasına, ortada bir ceza mahkûmiyeti bulunmadığına göre, nakü vasıtasının sanığa iadesi yerine, nakil vasıtasının veya kefalet parasının müsaderesine karar verilmesi yolsuzdur" (3. CD., 27.12.1967, 18567/24341) ( KAY- GANACIOĞLU - RENDA - ONURSAN, 263, 265); "Sanık (K) nın naklettiği eşyanın kaçak olduğunu bilmediği kabul olunarak beraatine karar verildiği halde 1918 sayılı kanunun 47 inci maddesi sarahati hilâfına kamyonun müsaderesi cihetine gidilmesi kanuna aykırıdır" (5. CD., 22 12.1960, 4508/5803) (MENTEŞ - SANAL - EGESELİ, 205).

304 Kayıhan içel lerle Anayasanın 33. maddesinde belirtilen cezaların şahsiliği kuralına aykırı değildir." 6. Görüleceği üzere, Anayasa Mahkemesi, üçüncü kişiye ait taşıt aracının zoralımının kusurlu davranışın sonucu olduğunu kabul etmiş ve taşıt sahibinin kusurunun bulunmadığı hallerde bu yaptırımın uygulanamayacağını açıkça belirtmiştir. Böylece, aracın çalınması, zor kullanılarak ele geçirilmesi veya araç sahibinin gerçek bir yanılgıya düşürülmesi sözkonusu olduğunda kaçak orman mallarının naklinde kullanılan üçüncü kişilere ait taşıt aracının zoralımına gidilemeyecektir. d) Kanımızca, incelediğimiz Yargıtay Ceza Genel Kurulu Karan Anayasa Mahkemesinin koyduğu esaslara göre değerlendirilmelidir. Gerçekten, Anayasa Mahkemesi, zoralım cezasının üçüncü kişiler hakkında uygulanmasında, taşıt sahibi üçüncü kişiler yönünden de kusurun aranması gerektiğini öngörerek, 108/4. maddedeki hükmün "ceza sorumluluğu şahsidir" kuralına ters düşmesini önlemek istemiştir. Anayasa Mahkemesinin burada aradığı kusur en azından taksir şeklindeki kusurdur. Yani araç sahibi aracının kaçak orman mallarının taşınmasında kullanılmaması için gereken dikkat ve itinayı göstermekle yükümlü olduğu halde bu yükümlülüğü yerine getirmezse hakkında zoralım cezası uygulanacaktır. Bundan çıkan sonuç, araç sahibi tarafından gerekli dikkat ve itina gösterilmesine karşın, yine de aracın nakilde kullanılmasının önlenememesi durumunda zoralım kararı verilemeyeceğidir. Bizce, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Anayasa Mahkemesinin çok yerinde olarak öngördüğü "kusur" esasına ters düşebilen bir sonuca ulaşmıştır. Gerçekten, inceleme konusu kararda 108/4. maddedeki zoralım yaptırımının "aracın sahibinin hür iradesi dışında alınması" halinde uygulanamayacağı belirtilmiş olmakla birlikte, "malikin yanıltılması" hür iradesi dışında alma olarak kabul edilmemiştir. Oysa ki, esaslı hata kusurluluğu ve bu meyanda duruma göre taksiri de ortadan kaldıran bir neden olduğuna göre, araç sahibinin yanılgıya düşürülmesinde kusurundan sözedilemez. Bu nedenledir ki, kararda varılan sonuç, eylemde kusuru olmayan ve bu yüzden hakkında dava * - ' 1 6) Anayasa Mahkemesi, 21.9.1966, 14/36.

Üçüncü Kişilerin Taşıtlarının Zoralımı 305 dahi açılmaması gereken bir kişinin başkasının eyleminden dolayı cezalandırılmasına olanak vermek suretiyle cezaların kişiselliği kuralına ters düşmektedir 7. Ceza Genel Kurulu "aracın kaçakçılıkta kullanılmasını önleyeci tedbirleri almaması sorumluluğunun nedenini oluşturmaya yeterlidir" diyerek araç sahibinin taksirine işaret etmişse de, sonuçta bu görüşü ile çelişkiye düşmüştür. 1 7) Bk. ERMAN, Kaçakçüık Kanunu Şerhi, İstanbul 1973, s. 248. Huk. Fak. Mec. 20